Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Evde yaşamı daha konforlu ve sürdürülebilir hale getirmek amacıyla inovasyonlarına devam eden Samsung Electronics, SmartThings ekosistemindeki Rüzgârsız Serinlik sunan yapay zekâ (AI) destekli WindFree™ Split klimalarda yeni bir kampanyaya imza atıyor. Halihazırda 3 yıl olan garanti süresi, kampanya koşullarının tamamlanmasıyla 3 yıl daha uzatılarak toplamda 6 yıla çıkarılıyor. Seçili WindFree™ Split klimalarda geçerli olan kampanya 15 Mart - 31 Mayıs 2025 tarihleri arasında geçerli olacak.
Yapay Zekâ (AI) ile Kontrol Edilen Enerji Tüketimi
Samsung'un SmartThings ekosistemine entegre yapay zekâ (AI) destekli enerji tasarruf modu, kullanım alışkanlıklarını analiz ederek %30'a kadar enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca kullanıcılar, SmartThings uygulaması üzerinden enerji kullanım hedeflerini belirleyebiliyor. Hedeflenen kullanıma ulaşıldığında SmartThings uygulaması kullanıcıya bildirim gönderiyor ve bu sayede kullanıcılar enerji kullanımını etkin bir şekilde yönetebiliyorlar.
Rüzgârsız Serinlik Deneyimi
WindFree™ split klimalar, kullanıcılara yalnızca enerji tasarrufu sunmakla kalmıyor aynı zamanda konforu da üst seviyeye taşıyor. WindFree™ Rüzgârsız Serinlik teknolojisine sahip klima, üzerindeki on binlerce mikrodelik sayesinde havayı nazikçe ve sessizce dağıtarak "Durgun Hava" ortamı yaratıyor. Böylece kullanıcılar rahatsız edici bir soğuk hissettirmeden oda serinliyor.
Kişiselleştirilebilir Konfor ile Akıllı İklimlendirme
Samsung WindFree™ split klimalar SmartThings uygulaması sayesinde, evdeki serinliğin her an kişiselleştirilmiş bir şekilde yönetme imkanı sunuyor. SmartThings uygulamasının bir parçası olan "Hoş Geldin Serinliği" özelliği, akıllı telefonunuzun GPS konumunu izleyerek konumunuzu tespit ediyor. Önceden ayarlanmış bir mesafeye geldiğinizde oda serinliğini otomatik olarak istediğiniz seviyeye ayarlayabiliyor. Kullanıcılar mobil cihazlarındaki SmartThings Uygulaması üzerinden klimalarını tek dokunuşla uzaktan kontrol edebiliyor ve izleyebiliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Sakıp Sabancı'nın vasiyeti üzerine hayata geçirilen Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, 20. yılında sahiplerini buluyor. Bu yıl "Dönüşen dünya düzeninde değerleri yeniden tasarlamak: Neler korunmalı, neler yeniden değerlendirilmeli ve tanımlanmalı?" temasıyla düzenlenen programın kazananları 10 Nisan'da Sabancı Center'da düzenlenecek törende açıklanacak. 10 Nisan 2004 tarihinde aramızdan ayrılan Sakıp Sabancı, vefatının 21. yılında Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri ile anılacak.
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi ve İstanbul Politikalar Merkezi liderliğinde yürütülen Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, sosyal bilimler alanında Türkiye'deki ilk uluslararası ödül programı. Programa bugüne kadar dünyanın 40 ülkesinden 600'den fazla başvuru geldi. 2025 programında; bireyleri, toplumları ve kurumları şekillendiren değerleri eleştirel şekilde inceleyen ve bunların 21. yüzyılda nasıl yol göstereceği ve gelecek nesilleri bilgilendirmek için nasıl korunabileceği, uyarlanabileceği veya yeniden düşünülebileceği konusunda fikirler sunan çalışmalar değerlendirildi.
10 Nisan 2025 tarihinde saat 18.00'de başlayacak Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri ve Anma Töreni Sabancı Üniversitesi Youtube kanalından canlı olarak takip edilebilecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ağ ve güvenliğin yakınsamasına öncülük eden küresel siber güvenlik lideri Fortinet, kritik altyapı ve endüstriyel tesislerin gelişen siber tehditlerden korunmasını daha da çok desteklemek için OT Güvenlik Platformu'nu geliştirdiğini duyurdu. Yeni geliştirmeler, geleneksel OT görünürlük çözümlerinin ötesine geçerek FortiGuard OT Güvenlik Hizmeti ile OT'ye özel daha derin tehdit görünürlüğü, zorlu ortamlarda segmentasyon ve 5G için genişletilmiş sağlamlaştırılmış çözümler ve otomatik tehdit müdahalesi ve mevzuata uygunluk takibi için yükseltilmiş bir OT SecOps portföyü içeriyor.
Fortinet Ürün ve Çözümlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Nirav Shah, "Fortinet, 20 yılı aşkın süredir sektör lideri bir OT Güvenlik Platformu oluşturuyor ve OT güvenlik inovasyonunun ön saflarında yer almaya devam ediyor" diyerek şöyle devam etti: Kritik altyapıya ve enerji, ulaştırma ve imalat gibi sektörlere yönelik siber tehditler artmaya devam ediyor. Bu son geliştirmeler, kurumlara OT güvenlik duruşlarını iyileştirmek ve yasal gerekliliklere uymak için ihtiyaç duydukları araçları sağlıyor ve bunların hepsi tek bir birleşik platform üzerinden yönetiliyor."
Fortinet OT Güvenlik Platformunda önemli geliştirmeler
En son Fortinet OT Güvenlik Platformu güncellemeleri, OT güvenliğini geliştirmek için güçlü yeni yetenekler sunuyor:
" Yeni FortiGate Rugged NGFW'ler, FortiGuard OT Güvenlik Hizmeti'ndeki yeni geliştirmelerle birlikte OT ortamlarında benzersiz bir güvenlik uygulaması sağlayarak kurumların 3.300'den fazla OT protokol kuralı, yaklaşık 750 OT IPS kuralı ve 1.500 sanal yama kuralı üzerinden tehditleri tespit etmesine olanak tanıyor. Bu yetenekler, eski OT sistemleri için sanal yama yoluyla gelişmiş tehdit koruması sunarken, bilinen istismar edilen güvenlik açıklarına (KEV'ler) ve diğer siber risklere karşı koruma sağlıyor. Ek yeni güvenli ağ OT yetenekleri arasında FortiSRA güncellemeleri, OT ortamları için geliştirilmiş gizli bilgiler ve şifre yönetimi ile güvenli uzaktan erişimi artırıyor.
" Fortinet, güvenli segmentasyonu sağlamak için endüstriyel sınıf küçük form faktörlü anahtar portföyünü genişleterek FortiSwitch Rugged 108F ve FortiSwitch Rugged 112F-POE'yi de tanıttı. Bu sağlamlaştırılmış anahtarlar, port seviyesinde granüler güvenlik uygulamasına izin vererek, Fortinet'in daha geniş güvenlik ekosistemi ile sorunsuz entegrasyonu sürdürürken OT ağlarında yetkisiz yanal hareketi önlüyor. Fortinet'in birleşik FortiOS işletim sistemi üzerine inşa edilen bu anahtarlar, ağ ve güvenlik yönetimini kolaylaştırıyor.
" Güvenli ve esnek bağlantı için Fortinet ayrıca iki sağlamlaştırılmış 5G çözümünü de piyasaya sürdü: Uzak OT sahalarına yüksek hızlı, güvenli bağlantı sağlayan IP67 dereceli 5G kablosuz WAN ağ geçidi FortiExtender Rugged 511G ve filo araçları için tasarlanmış IP64 dereceli 5G yönlendirici FortiExtender Vehicle 511G. Her iki çözüm de gömülü Wi-Fi 6 ve yeni eSIM özellikleriyle fiziksel SIM kart ihtiyacını ortadan kaldırıyor ve operatör seçimini basitleştiriyor.
" Fortinet ayrıca OT için yapay zeka odaklı güvenlik operasyonları (SecOps) yeteneklerini de güçlendiriyor. FortiAnalyzer 7.6 ve FortiDeceptor 6.1'deki geliştirmeler, güvenlik tehditleri hakkında daha derin içgörüler sağlıyor ve OT güvenlik ekipleri için uyumluluk raporlamasını basitleştiriyor. FortiNDR Cloud'daki güncellemeler tehdit avcılığı için yeni bir OT protokolü desteği içerirken, FortiNDR (şirket içi), Purdue Model görünümü ve OT ve Mitre ATT&CK ICS Matrisini içeren yeni cihaz envanteri dahil olmak üzere birçok yeni özellik ekliyor.
Fortinet OT Güvenlik Platformu, OT ve uzak saha güvenliğini yönetmek için birleşik görünürlük ve güvenlik yetenekleri sağlayarak, müşterilerin karmaşık yasal uyumluluk gereksinimleri de dahil olmak üzere riski değerlendirme, güvence altına alma ve raporlama becerilerini basitleştiriyor ve güçlendiriyor. Sadece Fortinet, kesintisiz segmentasyon yetenekleri ve tek bir işletim sistemi olan FortiOS tarafından desteklenen uçtan uca sağlamlaştırılmış OT güvenlik çözümleri portföyü sunuyor. Fortinet Security Fabric ile derin entegrasyon, OT Güvenlik Platformu'nu sektördeki en kapsamlı platform haline getirerek, OT güvenliği ve uyumluluğu için endüstri standardının ötesine geçen en etkili, verimli ve bütünsel teklifi sunuyor.
Fortinet OT Güvenlik Platformu, BT ve OT güvenliğini sorunsuz bir şekilde entegre etmek isteyen küresel kuruluşların güvenini kazanmış durumda. . Şirket, Westlands Advisory 2023 IT/OT Network Protection Platforms Navigator™'da tek lider olarak kabul edilerek pazar liderliğini pekiştirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
22 Mart Dünya Su Günü, artan su krizinin, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir olgu olduğunu vurgulamak için her yıl düzenli olarak kutlanıyor. Yurtbay Seramik, çevreye saygılı bir şekilde üretim yaparak sürdürülebilir bir dünya için hayata geçirdiği çalışmaları ile dikkat çekiyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen Çevre Etiketi (EcoLabel)'a sahip olan Yurtbay Seramik, fabrika üretim hatlarında yapılan optimizasyonlar ve inovasyonlarla temiz su kaynaklarının korunması adına yılda 8 bin ton su tasarrufu sağlıyor.
Yurtbay Seramik sürdürülebilir kaynaklar yaratıyor
2023 yılından bu yana yağmur suyu hasadı yapan Yurtbay Seramik, hasat edilen yağmur sularını da sisteme dahil ederek markanın yeşil kimliğini güçlendiriyor. 2024 yılı içinde toplanan ve sisteme dahil edilen 15.167 m3 yağmur suyu; 2023 sayımına göre 1039 nüfuslu Oklubalı Mahallesi 'nin 2 aylık evsel su ihtiyacına karşılık geliyor. Yurtbay Seramik'in atık Su Yönetimi fabrikasında bulunan toplam 27.000 m3 /gün kapasiteli 3 endüstriyel arıtma tesisi, %100 tam döngülü olarak çalışıyor ve arıtılan suyun tamamı işletmede kullanılıyor.
Ecording iş birliği 2025'te de devam ediyor
Yurtbay Seramik, küresel iklim krizine karşı teknolojik çözümler geliştiren ecording ile yapılan iş birliğiyle, tohum ekim uygulamasına katkı sunarak ormanlaştırmayı ve biyoçeşitliliği destekliyor. 2024 yılı içinde Muğla 'da belirlenen bölgelere iki ayrı operasyonda 100.000 tohumu toprakla buluşturan proje, 2025 yılında da Muğla'da belirlenecek olan bölgelerde devam edecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Jeotermal Yatırımcıları Derneği (JEMYAD) tarafından organize edilen "Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi - IGIS'de jeotermal enerji alanındaki en önemli güncel konular ele alınıyor. Sektördeki kamu ve özel sektör paydaşlarını bir araya getirecek olan, akademik çevrelerden de katılım olacak etkinliğe, 250'ye yakın uzman ve yöneticinin katılması bekleniyor.
JEMYAD Başkanı Ömer Tosun, zirvenin sektör için taşıdığı önemi şu sözlerle vurguluyor: "Jeotermal enerji, sadece enerji sektörü için değil, sağlık, tarım ve turizm gibi stratejik alanlar için de büyük fırsatlar sunuyor. Bu uluslararası zirve ile sektörün paydaşlarını bir araya getirerek, yatırımları hızlandırmayı ve jeotermalin kalkınmadaki rolünü daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Jeotermal kaynakların doğru kullanımı, enerji bağımsızlığına katkı sağlarken, sürdürülebilir tarım, gıda güvenliği ve turizm alanlarında da yeni fırsatlar yaratıyor. Özellikle termal turizm ve jeotermal seracılık gibi alanlarda atılacak adımlar, ekonomik büyümeye önemli katılımlar sunuyor. Bu nedenle, Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi - IGIS gibi organizasyonlar, bu potansiyelin gerçekleşmesine öncülük etme açısından kritik bir rol oynuyor."
Zirvede, jeotermal enerjinin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkısı kapsamında 4 oturum gerçekleşecek. Net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda jeotermal enerjinin rolü tartışılacak, jeotermal kaynaklı seracılık ve gıda arz güvenliği konusunda, tarımsal verimliliğin artırılması, yeni finansman modelleri ve düzenleyici çerçevenin geliştirilmesi üzerine öneriler sunulacak. Termal turizm bağlamında ise jeotermal kaynakların turizme entegrasyonu ve yeni yatırım alanlarının potansiyeli tartışılacak. Lüks termal turizmin sektöre sağlayacağı katma değer, finansman ve yasal altyapı konuları detaylandırılacak. Ayrıca, jeotermale dayalı elektrik üretimi konusunda karbon yakalama teknolojileri, sektördeki finansman ihtiyacı üzerine geleceğe yönelik stratejiler de ele alınacak. Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve mevzuat gelişimleri konusundaki oturumda ise sektör paydaşları bir araya gelerek düzenleyici çerçevenin güçlendirilmesine dair çözüm önerilerini paylaşacak.
Jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının etkin, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir şekilde araştırılması, geliştirilmesi, korunması ve kullanılması hedefiyle faaliyetlerini sürdüren JEMYAD, aynı zamanda sektör yatırımcılarını bir araya getirerek temsili güçlendirmeyi ve yasal altyapıyı geliştirmeyi amaçlıyor. Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi-IGIS de bu doğrultuda, sektördeki farklı paydaşların bilgi ve deneyimlerini paylaşmasını sağlayarak, jeotermal enerjinin ekonomiye, tarıma ve turizme daha etkin entegrasyonunu desteklemeyi hedefliyor.
Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi - IGIS, enerji ve sürdürülebilirlik alanlarında fark yaratacak stratejik adımların atılmasına katkı sağlamaya devam edecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dekorasyon dünyasında, renkler dokular ve formlar, her yıl yeniden belirlenen trendlerle hızlı bir değişimden geçiyor. Yataş Grubu'nun hızla büyüyen mobilya markası Divanev, bu trendleri yakından takip eden dinamik yapısı, müşteri ihtiyaç ve beklentilerini odağına alan yaklaşımıyla her yıla yeni koleksiyonlarla "merhaba" diyor. Dönemin yeniliklerini yakından takip ederek tasarım anlayışını güncelleyen Divanev, fonksiyonellik ve estetiği bir araya getiren koleksiyonlarıyla her evin ihtiyacına uygun çözümler sunuyor. Doğadan ilham alan renkler, akıllı depolama alanları, retro ve modernin harmanlandığı tasarımlar Divanev'in 2025 koleksiyonlarında öne çıkıyor. Bu yıl, temelini sadelik ve doğallıktan alan, işlevselliğin ön planda olduğu tasarımlar, yaşam alanlarına zarafet ve konfor katıyor. Modern ve klasik dengesini koruyan ve ortama ferahlık katan detaylar, her tarza hitap eden zengin bir çeşitlilik sunuyor.
Doğanın Renkleri Yaşam Alanlarına Taşınıyor
Pantone tarafından belirlenen yılın rengi "Mocha Mousse", mobilya ve dekorasyon trendlerinin de belirleyici rengi olarak dikkat çekiyor. Doğal ağaç renkleri, toprak tonları ve sakinleştirici renk paletleriyle birlikte kullanılarak huzurlu bir atmosfer yaratıyor. Divanev'in Puerta serisi, toprak tonlar ve açık renklerin kombini sayesinde doğanın renklerini yaşam alanlarına taşıyor. Evlerde doğallığı daha çok hissettirecek renk paletiyle mekanlara canlılık katıyor.
Küçük Alanlar İçin Akıllı Çözümler
Modern şehir hayatının sonu olarak öne çıkan daha kompakt ve akıllı mobilyalar, 2025'in en dikkat çeken trendleri arasında yer alıyor. Divanev'in yerden tasarruf sağlayan modüler mobilyaları, küçük alanları daha kullanışlı hale getirirken geniş alanlara da ekstra ferahlık katıyor. Koltuktan yatağa dönüşebilen tasarımlar, gizli depolama alanları ve fonksiyonel sehpa detayları, şehir yaşamının dinamiklerine uyum sağlıyor. Divanev koleksiyonları içinde yer alan Ester koltuk takımı, yatak da olabilen ikili ve tekli modül seçenekleriyle küçük alanlar için sınırsız seçenek sunuyor.
Retro ve Vintage Esintileri
2025'te nostaljik tasarımlar modern detaylarla buluşuyor. Geçmişten ilham alan tasarımlar, zamansız dekorasyon anlayışını benimseyenler için ideal bir seçenek sunuyor. Divanev'in Rio Yemek Odası, klasik detayları günümüz estetiğiyle harmanlarken, Agata koleksiyonu retro tarzına modern bir dokunuş getiriyor.
Sürdürülebilir ve Çevre Dostu Tasarımlar
Mobilya tercihlerinde sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemeler her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Divanev'in atık kumaşların değerlendirilmesiyle üretilen Lente Koltuk Takımı, sürdürülebilir tasarıma öncülük ediyor. Çevre dostu malzeme kullanımı, estetikle fonksiyonelliği birleştirerek uzun ömürlü mobilyalar sunuyor.
İddialı dokular
Tasarımlarda kullanılan dokular, 2025'te dekorasyonun en güçlü unsurlarından biri haline geliyor. Doğanın sakinleştirici ve huzur verici etkisine vurgu yapan tonlar, doğal dokularla birleşerek mekanın atmosferini değiştiriyor. Doğallığa vurgu yapan zengin ve kontrastlı doku kombinasyonları, mekanlara derinlik ve karakter katıyor. Divanev'in Krista serisi, siyah ve sarı renklerin hâkimiyeti, farklı desen ve doku kullanımı, güçlü formları ile öne plana çıkarken zıtlıktan doğan uyum yaratıyor.
Doğal Aydınlatma Etkisi
2025 yılı aydınlatma trendlerinde doğal ışık kullanımları öne çıkıyor. Hem estetik hem de işlevsellik açısından yenilikçi ve çevre dostu yaklaşımlar sergileyen bu yeni trend, sürdürülebilirlik, biyofilik etkiler, minimalist estetik, teknolojik entegrasyon ve çok yönlü kullanımıyla dikkat çekiyor. İç mekânlarda doğal ışığı maksimize etmek için büyük pencere alanları ve şeffaf cam detayları da aydınlatmanın etkisini artıran detaylar olarak dikkat çekiyor.
Metal ve Camın Zamansız Uyumu
Yaşamın her alanında olduğu gibi tasarımlarda da sürdürülebilirlik etkisi dikkat çekiyor. Metal ve cam kombinasyonları, fonksiyonel tasarımlarıyla zamansız bir görünüm sunuyor. Bu görünüm doğa dostu malzeme seçimiyle de birleştirerek mekanlarda sürdürülebilirlik kavramına vurgu yapıyor. Divanev'in Ravel Yatak Odası Takımı, ahşabın doğallığını gri tonlarla birleştirerek modern ve zamansız bir atmosfer yaratıyor. Cam gardırobu ve metal detayları ile şıklığı ön plana çıkararak, dolaplardaki aynalı detaylarla odalarda ferahlığı destekliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uzakdoğu'nun en büyük gıda fuarı olan Foodex Japan2025 Fuarı, 11-14 Mart 2025 tarihleri arasında Türk gıda ürünlerinin şovuna sahne oldu.
Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye'de gıda sektöründe başarılı 42 firmanın katılımıyla Foodex Fuarı'na 25. kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştirirken, Japonya'nın 70 milyar dolarlık gıda ithalatından Türkiye'nin daha fazla pay alması için 42 Türk firmasının 150 Japon ithalatçı firmayla 500'ün üzerinde ikili görüşme yapmasına olanak sağladı.
Türk mutfağı Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına girecek
ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin ihracatını ikiye katlayan Ticaret Bakanlığı destekli Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi Japonya'da hayat bulacak. Türk mutfağı Japonya'da Otsuma Kadın Üniversitesi'nde ders olarak okutulacak.
Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, Foodex Japan Fuarı için gittikleri Japonya'dan heybelerinde yeni bir TURQUALITY Projesi'yle yurda döndü.
Ege İhracatçı Birlikleri'nin Türk gıda ürünlerinin Amerika Birleşik Devletleri'nde bilinirliğini ve tüketimini artırmak için 2019 yılında hayata geçirdiği ve Türk gıda ürünlerinin ABD'ye ihracatını 5 yılda 750 milyon dolardan 1,6 milyar dolara çıkaran Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi, Türkiye'nin Japonya'ya 370 milyon dolar olan ihracatını 1 milyar dolara çıkarmak için Türk gıda ürünlerini Japonya'da tanıtacak.
Japonya'nın en büyük gıda fuarı Foodex Japan Fuarı'na 42 Türk gıda ihracatçısıyla çıkarma yapan Ege İhracatçı Birlikleri Başkanları, Otsuma Kadın Üniversitesi ziyaretinde Türk mutfağının Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına girmesi konusunda mutabakata vardı.
Girit: "Japonya'ya yeni bir Turkish Tastes Projesi'nin tohumlarını attık"
Türkiye ile Japonya arasında Ertuğrul Fırkateyni ile başlayan dostluk ve iş birliğinin her geçen yıl büyük bir gelişim gösterdiğini dile getiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Foodex Japan 2025'te ortak projelere bir yenisini ekleyerek Türkiye'ye dönmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti.
Türkiye'nin gıda ürünlerinde kg başı ortalama ihraç fiyatının 1,3 dolar seviyesinde olduğuna dikkati çeken Girit, "Japonya'ya gıda ürünleri ihracatımızda ortalama ihraç fiyatımız 2,6 dolara ulaşıyor. Günümüzde Japonya ekonomisi yüksek enflasyon ve dolar karşısında değeri düşen yenden dolayı kan kaybediyor gözükse de orta ve uzun vadede bizim için önemli bir ihraç pazarı konumunu sürdürecek. ABD'de başarıyla uyguladığımız Turkish Tastes projemizden edindiğimiz tecrübeyle Japonya'da başarılı bir TURQUALITY Projesini, Ticaret Bakanlığımızın desteği ve Otsuma Kadın Üniversitesi partnerliğinde başarıyla uygulayıp Japonya'ya gıda ihracatımızı 1 milyar dolara taşımak istiyoruz. Öte yandan Türkiye ile Japonya arasında devam eden Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerinin bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri Japonya'ya sıfır gümrük vergisiyle gıda ürünleri ihraç ederken, bizim gümrük vergisi ödeyerek ihracat yapması rekabetçiliğimizi olumsuz etkiliyor. Foodex Fuarı'nda Türk somonu ve Orkinosu ile suşi tadım etkinliğimizi Japonlar çok beğendi" şeklinde konuştu.
Öztürk: "Japonya'ya ikinci TURQUALITY Projemiz olacak"
Türk gıda ürünlerinin marka değerini artırmak için Ticaret Bakanlığı'nın desteğiyle 2015-20 yılları arasında Japonya ve Güney Kore'yi kapsayan bir TURQUALITY Projesi yürüttükleri bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, ilk TURQUALITY Projesinin başladığı 2015 yılında Japonya'ya 145 milyon dolar olan gıda ihracatlarının 2020 yılında 211 milyon dolara çıktığını sonraki yıllarda ihracatlarının TURQUALITY Projesi'nin itici gücüyle 370 milyon dolara ulaştığını, 10 yılda Türkiye'nin Japonya'ya gıda ihracatının yüzde 155 arttığını ifade etti.
Türkiye'den Japonya'ya gıda ürünleri ihracatında Ege İhracatçı Birlikleri'nin lider konumda olduğuna vurgu yapan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, "Dost iki ülke arasındaki iş birliğini artırmak için sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ettik. En verimli görüşmeyi de Otsuma Kadın Üniversitesiyle gerçekleştirdik. Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörünün makarna ağırlıklı olmak üzere Japonya'ya 2024 yılında ihracatını yüzde 12'lik artışla 106 milyon dolara çıkardı. Japonya'ya gıda ihracatımızın yüzde 29'unu sektörümüz yapıyor. Makarna ihracatımız 73 milyon dolar olurken, çikolatalı ürünler 12,4 milyon dolar, bitkisel yağlar 4,5 milyon dolar oldu. Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına Türk mutfağı girdiğinde Japon damak tadına göre Türk gıda ürünleriyle menü hazırlayacak şefler yetişecek. Gıda sektörlerimizin Japonya'ya ihracatı ABD'de olduğu gibi katlanarak artacak" dedi.
Uygun: "Japonya'nın zeytinyağı ithalatı yüzde 60 düştü"
Japon halkının sağlıklı ve kaliteli gıda tükettiğine vurgu yapan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Japonya'daki enflasyon rakamlarının son yıllarda yükselmesi, Japon yeninin dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle Japon halkının son dönemde tüketimde fren yaptığını 2024 yılında zeytinyağı ithalatlarının yüzde 60 düştüğünü kaydetti.
"Japonya güçlü bir ekonomi ve önlem almayı çok iyi biliyorlar. Pandemi sonrası sarsılan ekonomilerini kısa sürede toparlayacaklarına inanıyorlar" diyen Başkan Uygun şöyle devam etti. "Tabii ki tüm dünyada olduğu gibi Japonya'nın da Trump döneminin dinamiklerini takip etmeleri gerekiyor. Türkiye açısından olumsuz durum Japonya gibi fiyat baskısını en az yaşadığımız pazarda bile artan maliyetlerimiz nedeniyle malesef rakip ülkeler İspanya ve Tunus'la rekabet edemiyoruz. İhracatlarımız kan kaybetmeye, ihracatçımız ve üreticiler de güç kaybetmeye devam edecekler gibi gözüküyor. Türk zeytinyağı ve diğer tarım/gıda ürünü ihracatçıları kendi sektörlerindeki rakip ülkeler karşısında fiyat avantajını kaybetmiş durumda. Japonya pazarındaki daralmanın uzun soluklu olmayacağına inandığımız için Foodex Fuarı'na 12 zeytin ve zeytinyağı firması katılarak Türk zeytin ve zeytinyağımızı tanıttık. Japon Sommelier ile zeytinyağı semineri organize ettik. 2024/25 sezonunda 475 bin ton zeytinyağı rekoltesiyle dünya ikincisi konuma geldik. Bu rekoltemizi katma değerli bir şekilde pazarlayabileceğimiz öncelikli pazarlardan birisi Japonya olacak. Japonya'ya yönelik gerçekleştirilecek TURQUALITY Projesi de Türk gıda ürünlerinin Japon pazarında bilinirliğine büyük katkı sağlayacak"
Birol Celep: "Türkiye pahalı değil çok çok pahalı bir ülke"
Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Japonya'da uzun yıllardır sıfır seviyesinde olan enflasyonun 2024 yılında yüzde 4'e çıktığını, yüksek enflasyon nedeniyle Japonların şimdilik tüketimde frene bastıklarını, Türkiye'de uygulanan ekonomik program sonrasında doların Türk lirası karşısında çok değer kaybetmesi nedeniyle Türk ürünlerinin Japonlar için çok çok pahalı hale geldiğini, Foodex Japan Fuarı'nda sert bir şekilde hissettiklerini dile getirdi.
2025 yılının ocak - şubat döneminde Türkiye'nin Japonya'ya gıda ürünleri ihracatının yüzde 53'lük düşüş yaşadığı bilgisini veren Celep, "Japonya'ya gıda ürünleri ihracatımız 2024 yılının ilk iki ayında 98 milyon dolar iken, 2025 yılının ocak-şubat döneminde 46 milyon dolara indi. Japonlar bugün fedakârlık yapıyorlar. Türkiye günümüzde uygulanan ekonomik program nedeniyle çok çok pahalı bir ülke. 2025 yılında Japonya'ya ihracatta kan kaybı yaşayacağımızın sinyallerini ilk iki ayda gördük. Türkiye'nin ekonomi politikası böyle devam ettiği takdirde 2025 yılında Japonya'ya ihracatımız eksi yazacak. Bu süreçte bizim ana temamız Türk mutfağını tanıtmak olmalı. Yeni TURQUALITY Projesi çok kıymetli. İtalyan, İspanyol ürünlerinin bilinirliği yanına Türk gıda ürünlerinin bilinirliğini hayata geçirmemiz lazım. Japonya pazarında başarılı olmak için yılda bir kez ziyaret yetmez, uzakları yakınlaştırmamız lazım. Fuarlar, Ticaret Heyetleri, Alım Heyetlerine ağırlık vermemiz lazım" diyerek sözlerini noktaladı.
Türkiye standında 42 firma Türk gıda ürünlerini tanıtırken, Michelin yıldızlı şef Osman Serdaroğlu, Türk ürünlerini Japon damak tadına uyarladığı özel menüleri Foodex Japan2025 Fuarına katılan 72 bin profesyonel ziyaretçinin beğenisine sundu.
Türkiye standını ziyaret eden isimler arasında Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Oğuzhan Ertuğrul'da yer alırken, Fuarda Ege İhracatçı Birlikleri'ni Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege Hububat, Bakliyatları Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan temsil etti.
Ege İhracatçı Birlikleri heyeti, Japonya Ulusal Tarım Kooperatifleri Federasyonu (JA National Federation of Agricultural Cooperative Associations), Otsuma Kadın Üniversitesi (Otsuma Women's University), Japonya Balıkçılık/Su Ürünleri Birliği (Japan Fisheries Association), Zenkaisui Japonya Balık Çiftliği Birliği (Zenkaisui Japan Fish Farming Association), Japonya Bal Kooperatifleri Birliği (Japan Honey Cooperative Association), Japonya Yağ İthalatçıları ve İhracatçıları Birliği (The Japan Oil ? Fat Importers & Exporters Association(JOFIEA) ile karşılıklı iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar attı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ünlü Bingöl Balı'nın sürdürülebilir üretimi ve markalaşması için Bingöl Valiliği'nin himayesinde Migros ile başlatılan ortak çalışmada yeni bir aşamaya gelindi. Türkiye'nin Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaretle tescillenen ve AB tarafından onaylanan ilk Türk balı unvanını kazanan Bingöl Balı'nın resmi dolum süreci gerçekleştirildi. Bingöl Arı Yetiştiricileri Birliği Dolum Tesisi'nde gerçekleştirilen dolum törenine; Bingöl Valisi Dr. Ahmet Hamdi Usta, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Çelik, Migros Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Direktörü Kaan Ünver, proje koordinatörü ZZEF Grup ve GürAta Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Gürkan ve Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu ile bölgenin önemli kamu ve özel sektör temsilcileri katıldı.
Yerel üreticiye katma değer, tüketiciye güvenilir ürün
Bingöl İli Arı Yetiştiricileri Birliği ve Bingöl Üniversitesi'nin çalışmalarıyla tescillenen Bingöl Balı, Migros'un sürdürülebilir üretim ilkeleri doğrultusunda denetim süreçlerini tamamlayarak kalite güvencesini sağladı. Migros, yerel bal üreticilerinin gelişimine katkıda bulunarak ve alım desteği sağlayarak Bingöl Balı'nın AB coğrafi işaretli üretimini güvence altına aldı. Migros, bal dolum tesisindeki iyileştirme önerileri ve ürün güvenliği denetimleri sonrasında üretime onay verdi. Her parti balın analiz süreçleri sürdürülebilir hale getirilirken, etiketlerin mevzuata uygunluğu sağlanarak tüketicilere güvenilir bir ürün sunulmasına katkıda bulunuldu. Dolumuna başlanan Bingöl Balı doğallığı korunarak uluslararası standartlarda üretilip Türkiye'nin dört bir yanındaki Migros mağazalarında tüketicilerle buluşacak.
Bingöl Valisi Dr. Ahmet Hamdi Usta: "Bingöl balı ülkemizin bir değeridir"
Bingöl Valisi Dr. Ahmet Hamdi Usta, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Bingöl Balı, sadece ilimizin değil, ülkemizin de kıymetli bir değeridir. 2024 yılı TÜİK verilerine göre ilimizde 179 bin kovan ve 1.179 arıcılık işletmemiz bulunmaktadır. 2024 yılında 1.179 arıcımızdan 1.177'si arılı kovan desteklemelerimizden faydalandı. İlimizdeki toplam bal üretimi 1 milyon 445 bin kg'a ulaştı. Bingöl Balı, ulusal ve uluslararası bal yarışmalarında platinum ve altın madalyalar kazanarak kalitesini kanıtladı. Şimdiye kadar katıldığı yarışmalarda 17 farklı ödül kazanan Bingöl Balı, 2022 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yerel coğrafi işaret tescili aldı. 2024 yılında ise Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaret alarak tescillendi ve AB tarafından onaylanan ilk Türk balı unvanını kazandı. Bu değerli ürünümüzün, modern dolum tesisinde işlenerek daha geniş kitlelere ulaşması, Bingöllü üreticilerimize ekonomik anlamda büyük katkı sağlayacaktır. Yerel üretimi destekleyen bu projenin gerçekleşmesine katkıda bulunan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum" dedi.
Migros Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Direktörü Kaan Ünver ise şunları söyledi: "Migros olarak, alım yaptığımız çiftçi, üretici ve tedarikçilerimiz dahil 23 bin 500 iş ortağımız, çalışanlarımız ve milyonlarca müşterimiz ile çok geniş bir ekosisteme sahibiz. Türkiye'nin üreten gücünün en büyük destekçisiyiz. Ülkemizin dört bir yanındaki kooperatifler ve üretici birliklerine ulaşıyor, verdiğimiz eğitimler ve alım desteği ile kaliteli ve güvenli üretim süreçlerini garanti altına alıyoruz. Ürünlerini mağazalarımızda satışa sunuyoruz. Bu projemiz ile ulusal ve uluslararası coğrafi işaretini alan eşsiz Bingöl Balı'nın üreticilerini, tescil gereklilikleri ve Migros kalite standartları kapsamında üretmeleri için destekledik. Yerel arıcılar, gelişerek profesyonel yerel üretici modeline ulaştı. Bu sayede üreticiler emeğinin karşılığını güvenle alırken, üretimin kalite değeri de sürdürülebilir hale geldi. Valiliğimizin himayesinde gerçekleşen projemize katkı sağlayan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyor, AB işaretli ilk balımız Bingöl Bal'ını tüm Türkiye'ye ulaştıracak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kamu ve özel sektör iş birlikleri ile Türkiye'nin dört bir yanında yerel üreticileri ve üretimi destekleyen bu projelerimize hız kesmeden devam edeceğiz."
Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, "Gıda perakendecileri Derneği olarak, kamunun, yerel yönetimlerin, üreticilerin, birliklerin ve kooperatiflerin bir araya gelerek oluşturdukları üretim modellerine destek veriyoruz. Ülkemizin dört bir yanındaki küçük üreticilerimize ulaşarak bu yapıların kurulmasına aracılık ediyoruz. Üretimlerinin doğrudan organize perakende üyelerimiz aracılığı ile tüketicilerimize ulaşmasını sağlıyoruz. Böylece uygun fiyatlı, sağlıklı ve güvenilir gıda tedarikini güvence altına alıyoruz. Bingöl balı projesi de bu kapsamda örnek çalışmalardan biridir. GPD olarak, bu tarz projelerin yaygınlaştırılması için elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğiz" dedi.
Zzef ve Gürata Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Gürkan, "Türkiye çapında yerel üreticileri buluyor, resmî kurumlarla ve perakendecilerle bir araya getirerek yerel ürünlerin ulusal pazarda hak ettiği değeri görmesine ve üretimin devamlılığına fırsat yaratıyoruz. Bingöl balı için de Valiliğimizin himayesinde kamu ve özel sektör temsilcileri ile kol kola verdik. Bingöl Balı projemizde Migros, alım garantisi yanında, kalite, ambalajlama, pazarlama süreçlerinde yerel üreticiye önemli bir yol gösterici oldu. Bu çalışmanın marka yaratma anlamında başarılı bir örnek olacağına inanıyoruz" dedi.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.