Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk Ekonomi Bankası (TEB), şubat ayında meydana gelen depremin ardından yaraların sarılması için sağladığı desteği, bölgenin kalkınmasına yönelik yeni çalışmalarla sürdürüyor. Bu kapsamda TEB, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile Institut français Türkiye'nin girişimiyle başlatılan ve depremden etkilenen 11 ildeki müzik öğrencilerini ve eğitmenleri desteklemeyi amaçlayan "Umut Notaları" projesinin destekçileri arasında yer aldı.
Projeye destek vermekten mutluluk duyduklarını ifade eden TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici şunları söyledi: "TEB olarak, bankacılık faaliyetlerimizle ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunurken, 'iyi ve örnek banka' olma anlayışımızla topluma değer katan, pozitif etki yaratan çalışmalar yapmaya özen gösteriyoruz. Şubat ayında meydana gelen ve çok sayıda ilimizi etkileyen deprem felaketi hepimizi derinden üzdü. Afetin ilk gününden itibaren tüm birimlerimizle seferber olarak depremden etkilenen illerimizde acil ihtiyaçların karşılanmasına yönelik sağladığımız ayni ve nakdi desteklerimizi, bölgenin orta ve uzun vadeli kalkınması için başlattığımız ya da katkıda bulunduğumuz pek çok projeyle sürdürüyoruz."
Leblebici: "Desteğimiz sosyal ve kültürel projelerle de sürüyor"
Leblebici, depremin ardından yaraların sarılması için ekonomik desteğin önemli olduğunu fakat bununla birlikte bölgenin iyileşmesi, gelişmesi ve kalıcı olarak kalkınması için sosyal, kültürel, sanatsal alanda yapılacak çalışmaların da büyük önem taşıdığını ifade etti. Leblebici şöyle devam etti: "Banka olarak depremden etkilenen illerimizde yaraların sarılmasına ve kalkınmanın sağlanmasına yönelik sosyal projelerde sorumluluk almayı, dayanışmanın bir parçası olmayı çok önemsiyoruz. Çünkü kültür ve sanatın sosyal ve ekonomik kalkınmanın temel bileşenleri arasında yer aldığına inanıyoruz. TEB olarak bugüne kadar sponsor olduğumuz sergiler ve konserler, yayınladığımız kitaplar, düzenlediğimiz söyleşi ve etkinliklerle çok sayıda proje hayata geçirdik. Bu sayede, sanatsal, kültürel ve sosyal projelerin toplumun farklı kesimleri üzerinde olumlu anlamda dönüştürücü etkisine de yakından tanık olduk. Bu doğrultuda TEB olarak, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile Institut français Türkiye'nin girişimiyle başlatılan ve depremden etkilenen 11 ildeki müzik öğrencilerine ve eğitmenlere destek vermeyi amaçlayan 'Umut Notaları' projesinin bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz. Üç yıl sürecek proje kapsamında, yılın ilk etkinliği olan Fransız Metz-Grand Est Ulusal Orkestrası konseri 6 Temmuz'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirildi. Konserin tüm gelirleri depremde enstrümanını kaybetmiş müzik öğrencilerine ve eğitmenlerine enstrüman temini için İKSV Enstrüman Destek Fonu'na aktarılacak."
Uzun vadeli iş birliği ve destek köprüsü
Proje kapsamında deprem bölgesindeki müzisyenlere enstrüman bağışının yanı sıra bölgedeki müzik öğrencileri ve eğitmenlerine 2024 ve 2025 yıllarında Fransa'da pedagojik ve müzikal formasyon almaları için olanaklar yaratılarak Fransa'nın çeşitli müzik kurumları tarafından eşlik edileceğini belirten Leblebici, "Ayrıca, bölge orkestralarının yeniden faaliyetlerine başlamasına, ustalık sınıfları (masterclass) ve atölyeler düzenlenerek mesleki hareketliliğin sağlanmasına da katkı sunulacak. Biz de bu anlamlı projenin bir parçası olduğumuz için ve bölgenin geleceğine olumlu katkıları olacağına inandığımız bu iş birliğinde sorumluluk aldığımız için mutluyuz." diye konuştu
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Günümüzde teknolojinin hayatın her alanına entegre olmasıyla birlikte artan siber güvenlik tehditleri giderek daha büyük etkilere neden oluyor. Özellikle pandemi döneminde hızla artış gösteren siber saldırılar; şirketlerin, devletlerin ve bireylerin gizliliğine yönelik kritik bilgileri hedef alarak büyük zararlara yol açıyor. Alanın uzmanları ise tedarik zinciri güvenliğinin siber dünya ile ilişkisini incelemeyi sürdürüyor. Tüm bu gelişmeler, sektördeki tartışmaların ve endişelerin çoğalmasına yol açıyor. Böylesi bir dönemde konuyla ilgili değerlendirme yapan Brandefense CEO'su Hakan Uzun, önemli noktalara dikkat çekiyor.
"Küresel ölçekteki siber tehditler sebebiyle tedarik zinciri alanındaki güvenlik sorunları daha karmaşık hâle geliyor. Dolayısıyla tedarik zinciri güvenliğinde siber güvenlik konusunun önemi de günden güne artıyor.
Kurum ve kuruluşların küresel rekabette ayakta kalabilmek ve sürdürülebilir bir büyüme sağlayabilmek için, tedarik zinciri güvenliğine öncelik vermesi gerekiyor. Bu noktada, sektör profesyonelleri olarak iş dünyasına vermemiz gereken ciddi mesajlar bulunuyor.
Günümüz konjonktüründe tedarik zincirlerinin; üretim, tedarik ve dağıtım açısından birbiriyle doğrudan ilişkili bir dinamiğe sahip olduğunu görüyoruz. Bu zincirde herhangi bir zayıflık veya güvenlik açığı, kurum ve kuruluşların tüm operasyonlarını olumsuz etkileyebiliyor ve ciddi maddi kayıplara neden olabiliyor.
Kurum ve kuruluşlar, siber güvenliğe yönelik bakış açılarını güncelliyor
Tedarik zincirleri yapı itibarıyla genellikle kritik öneme sahip sistemleri, veri havuzlarını veya altyapıya erişimi olabilecek üçüncü tarafları içeriyor. Söz konusu üçüncü tarafların, yanlış adımları takip ettiği bir senaryoda siber güvenlik açıkları ortaya çıkabiliyor.
Kötü niyetli tehdit aktörleri, yetkisiz bir şekilde erişim elde ederek hem veri manipülasyonu hem de kötü amaçlı yazılımlar ile tedarik zinciri içerisindeki zayıflıklardan faydalanabiliyor. Özellikle güvenlik zafiyeti bulunan sistemler, tedarik zincirinin işleyişini bozmak isteyenler tarafından hedef alınabiliyor.
Tedarik zinciri güvenliği konusundaki yaşanan önemli olaylar ve saldırılar, kurum ve kuruluşların güvenlik tedbirlerini gözden geçirmelerine ve risk yönetimi stratejilerini güçlendirmelerine yol açıyor. Özellikle pandemi dönemi sonrasındaki tedarik zinciri sorunları, tedarik zinciri güvenliği konusunun gündemde daha da öne çıkmasına neden oluyor. IDC'ye göre, küresel ölçekteki güvenlik harcamaları bu yıl sonunda 219 milyar dolara ulaşırken, 2026'da ise yaklaşık 300 milyar dolara yükseleceği öngörülüyor.
Sürdürülebilir tedarik zincirinde siber güvenlik çözümlerinin önemi artıyor
En nihayetinde tedarik zincirinde yaşanan güvenlik zafiyetleri, kurumsal yapıların güvenilirliğine ve itibarına ciddi biçimde zarar verebilir. Güvenilir bir tedarik zinciri, müşterilere sağlam bir veri koruması sunarken, siber saldırılara karşı korunmalarını da sağlayarak güvenli bir atmosfer yaratabilir. Aynı zamanda, tedarik zinciri güvenliği, işletmelerin itibarını ve rekabet avantajını korumasına yardımcı oluyor.
Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Türkiye ekosisteminde de siber güvenlik ihlallerinden kaynaklanan tedarik zinciri kesintileri ciddi sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Bu sebeple zincirdeki sürekliliği sağlamak adına her bir aşamanın güvence altına alınması büyük önem arz ediyor.
Brandefense tedarik zinciri koruma modülü altı kategoriyi kapsıyor
Brandefense tedarik zinciri koruma modülü, işletmeleri çok çeşitli gelişen siber tehditlerden korumak amacıyla tasarlandı. Yenilikçi teklifimiz, kuruluşlara güvenlik ve rahatlık sağlamak adına her biri gelişmiş kontroller ve puan kartlarıyla donatılmış altı önemli kategoriyi kapsıyor. Bu teknoloji aracılığıyla Brandefense, tedarik zinciri güvenliğinin çeşitli yönlerine yönelik çözümler sunuyor.
Brandefense'in tedarik zinciri güvenlik çözümü, her kategori için kapsamlı puan kartlarının yanı sıra genel bir puan derecelendirmesi sunarak işletmelerin güvenlik durumlarını ölçmelerine ve iyileştirme alanlarına öncelik vermelerine olanak tanıyor. Gerçek zamanlı içgörüler ve proaktif tehdit tespiti ile kuruluşlar, güvenlik duruşlarını geliştirebilir. Bu sayede tedarik zincirlerindeki olası kesintileri en aza indireceğini dile getirebiliriz.
Tüm kurum ve kuruluşların artan siber güvenlik risklerine karşı kapsamlı risk değerlendirmeleri yapması, şifreleme ve dijital imza süreçlerine dikkat etmesi, güvenli iletişim kanalları oluşturması ve düzenli denetlemelerle kontrol sahibi olması oldukça kritik. Aksi hâlde bu konunun önümüzdeki dönemde de kamuoyunun gündemini sıklıkla meşgul edeceğini ve ciddi zararlara yol açacağını ifade edebiliriz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2018 yılından bu yana Coşkunöz Kalıp Makina Genel Müdürü olarak görev yapan Alkım Denizciler, bundan böyle holding iştiraklerinden Coşkunöz Metal Form ve Coşkunöz MA'nın da genel müdürü olarak görev yapacak.
Alkım Denizciler, 1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Kariyerine 1993 yılında Coşkunöz Metal Form Planlama Bölümü'nde mühendis olarak başlayan Denizciler, burada daha sonra sırasıyla Kalite Güvence Mühendisi, Proje Yöneticisi, Proje Koordinatörü, Üretim Grup ve Satın Alma Müdürü, Proje Koordinatörü, Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Denizciler, 2018 yılından bu yana Coşkunöz Kalıp Makina'nın genel müdürlüğünü üstleniyor.
30 yıllık iş hayatında 25 yılı aşkın otomotiv tecrübesi bulunan Denizciler, bugüne kadar farklı sektörlerdeki çok uluslu şirketlerde de yöneticilik görevleri üstlendi. 1998 - 2002 yılları arasında PWC Consulting'de Kıdemli Danışman, Proje Müdür Yardımcısı ve Proje Müdürü olarak görev yapan Denizciler'in, üretim, proje yönetimi ve tedarik zinciri operasyonları yönetimi alanında ciddi deneyim ve birikimi bulunuyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Gürok Grup, turizm alanındaki yatırımlarını Antalya'da kurduğu yeni ve özgün konseptli, ultra lüks segment BIJAL ile büyütmeye devam ediyor. BIJAL, özgün konsepti, her misafire özel villaları ve ultra lüks segmentte kaliteli hizmet anlayışıyla bölge turizmine yeni bir soluk getirecek.
BIJAL ile Gürok Grup'tan turizm sektörüne 20 milyon dolar yatırım
Antalya Manavgat'ta 30 yılı aşkın bir süredir faaliyette olan Ali Bey Hotels & Resorts ve Maldivler'deki ultra lüks segment resortları JOALI Maldives & JOALI BEING'deki deneyimlerinden aldıkları güçle yola çıktıklarını belirten Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, yeni otel yatırımlarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: "Gürok Grup olarak turizm sektöründe hızlı bir büyüme ve gelişme temposundayız. Bu yıl turizmde çok büyük bir iştah görüyoruz. Ertelenen planların hayata geçirildiği, insanların dinlenme ve seyahat etmeye zaman ayırdığı bir dönemdeyiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %23,65 artış ile 14,3 milyon kişi oldu. Turizm sektörünün bu yılki hedefleri ise 60 milyon ziyaretçi ve 56 milyar dolar gelire ulaşmak. Bu hedefin tutturulması oldukça mümkün. Gürok Grup olarak biz de bu hedefe ulaşmak için yatırımlarımıza ve mevcut tesislerimizde yüksek hizmet kalitesi sunmaya devam ediyoruz. BIJAL ile Antalya'da 20 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik. Bu yatırımımızla, ülkemize döviz girdisi sağlayarak cari açığa katkı sunmaya ve istihdam yaratan turizm sektörünü büyütmeye devam edeceğiz."
Esin Güral Argat: Her şey dahil değil "her şeyi dahice" kurgulanmış konseptler gerekiyor
Turizm sektörünün döviz girdisiyle cari açığa katkı sunduğunun ve istihdam yarattığının altını çizen Esin Güral Argat, "TÜİK verilerine göre, Türkiye'de turizm geliri 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 53,4 artarak 46,2 milyar dolar oldu. Daha çok turistin Türkiye'ye gelmesinin beklendiği 2023 yılında turizm gelirinin de artacağını öngörüyoruz. Turizm pastasından daha büyük bir pay alabilmek için yapılacaklar belli. Ülkemizde turizmin denizle sınırlı kalmaması şart. Deniz turizminde ise 'her şey dahil' konseptinden vazgeçmek gerekiyor. Bu anlayışla turistler tesiste kalıyor, bulundukları çevrenin sunduğu diğer güzellikleri keşfedemiyor, bölge esnafı gereken ilgiyi göremiyor. Bizim her şey dahil yerine 'her şeyi dahice' kurgulanmış yeni konseptler üretmeye ihtiyacımız var. Ayrıca marka şehirlerimizi de arttırmamız gerekiyor. Ülkemizin dünyaya tanıtımında ve markalaşmada eksiklikler olduğunu görüyoruz. Bugün komşumuz Yunanistan'ın adaları tüm dünyada bilinirken, Türkiye'den yalnızca İstanbul ve Kapadokya gibi markalaşan birkaç yerin biliniyor olması büyük bir kayıp. Burada pazarlama ve markalaşma çok önemli. Bizim dünyaya sunabileceğimiz çok büyük zenginliklerimiz var. Mutfağımız, tarihi, kültürel varlıklarımız, doğal güzelliklerimiz, sağlık imkanlarımız, şifalı sularımız ve topraklarımız, el sanatlarımız gibi deniz-güneş-kum tatilinin çok ötesini sunabileceğimiz güzelliklerimiz var." dedi.
"Türkiye'de turizm geliri 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 53,4 arttı"
Dünya ve Türkiye turizmine yönelik verileri paylaşan Esin Güral Argat şöyle konuştu: "Dünya turizminin 2022 yılı verilerini paylaşan UNWTO raporuna göre, 2022'de dünya genelinde 963 milyon turist seyahat etti. Ülkelere göre sıralamada Fransa 80 milyon ziyaretçiyle birinci, İspanya 71 milyon 660 ile ikinci, ABD 50 milyon 870 bin ile üçüncü sırada yer aldı. Türkiye, ABD'nin ardından 50 milyon 450 bin turistle dördüncü oldu. UNWTO raporundaki verilere göre dünyada 2022'de turizm gelirleri toplamı 1 trilyon 12 milyar dolar oldu. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de turizm geliri 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 53,4 artarak 46 milyar 284 milyon 907 bin dolar oldu. ABD örneğine bakarsak neredeyse ülkemize gelen aynı sayıda turistle turizm gelirlerinde dünya sıralamasında birinci olduğunu görüyoruz. İşte bu noktada ortalama kişi başı turist gelirlerine ve gecelik ortalama harcamalarına bakmak gerekiyor."
"Kişi başı ortalama turist gelirlerini arttırmaya yoğunlaşmalıyız"
Aynı araştırmada yer alan kişi başı turist gelirleri göz önünde bulundurulduğunda; ABD'nin 2 bin 658 dolar, İngiltere'nin 2 bin 232 dolar, Almanya'nın 1108 dolar, İspanya'nın 1017 dolar, İtalya'nın 890 dolar, Fransa'nın 850-900 dolar arası, Türkiye'nin ise kişi başı turist geliri ortalamasının 816 dolar olduğunu ifade eden Esin Güral Argat; "Türkiye bu rakam ile 7'nci sırada yer alıyor. Gecelik ortalama harcaması ise 89 dolar oldu. Bu rakam 2021'de ise 81 dolar seviyesindeydi. Dünyadaki verilere bakarsak ise kişi başı turist geliri ortalaması 1051 dolar olarak açıklandı. 2023 yılında ise TÜİK verilerine göre; turizmden yılın ilk 3 ayında elde edilen gelir, 8 milyar 690 milyon 505 bin dolar oldu. Kişi başı ortalama harcama toplam 1062 dolar, gecelik gelir 84 dolar olurken; ortalama kalış süresi ise toplam 12,6 gece olarak gerçekleşti. Bizim gibi Akdeniz çanağında olan İspanya'ya baktığımızda İspanya İstatistik Kurumu'nun (INE) bu yılın ilk iki aylık döneminde gelenlerin kişi başı harcamasını 1233 euro olarak açıkladı. Şu anki verilere göre ülkemizde kalış süresinin arttığını ancak kişi başı ortalama harcamanın azaldığını söylemek mümkün. Turist sayısını artırmak tabii ki çok kıymetli ancak buna paralel olarak kişi başı ortalama turist gelirlerini arttırmaya yoğunlaşmanın da oldukça önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Benzersiz bir otel konsepti: Oyun/Play
BIJAL ile ultra lüks segmentte benzeri olmayan bir konsepti hayata geçirdiklerini belirten Esin Güral Argat, "Antalya, Manavgat Sorgun'da yer alan BIJAL 19 özel villadan oluşuyor. Merkezine 'play yani oyun' konseptini alan BIJAL'de misafirlerin eğlenirken hayal güçlerini özgür bırakabilecekleri, yaratıcılıklarını harekete geçiren ve hayatın zorluklarına karşı yenilikçi bakış açıları kazanabilecekleri bir oyun alanı tasarlandı. Sizi zamanın dışına çıkaran, aile bağlarını güçlendiren, diğer insanlarla kaynaşmanızı sağlayan, harekete geçiren, oyun zamanları ile farklı ve zinde bir tatil anlayışı sunuyoruz. Büyük emeklerle hayata geçirdiğimiz tesisimizde müşterilerimizin de eşsiz bir deneyimle güzel anılar biriktireceklerine hem tesisimizden hem de ülkemizden memnun olarak ayrılacaklarına inanıyoruz" dedi.
Kendine ait villada konforlu tatil
19 adet bağımsız bahçeli ve havuzlu villadan oluşan tesis, oda kahvaltı konsepti, üst düzey yeme içme opsiyonları ve özellikli hizmet destek noktaları ile bulunduğu bölgede tek olma özelliğine sahip. Kendilerine ait villalarda tatil yapmak isteyen ailelerin ve çiftlerin düşünüldüğü tesiste 1, 2, 3 ve 4 yatak odalı villalarda konforlu bir tatil atmosferi sunuluyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın köklü sigorta ve yatırım yönetimi şirketlerinden NN Group'un faaliyet gösterdiği ülkelerde hayata geçirdiği 'NN Gönüllülük Haftası', 2023 yılında da Türkiye'de Mayıs ve Haziran aylarında farklı etkinliklerle gerçekleşti. Grubun topluma katkı sağlayan bir şirket olmak amacıyla düzenlediği etkinlik kapsamında NN Hayat ve Emeklilik çalışanları, bu yıl Deniz Temiz Derneği/TURMEPA işbirliği ile deniz ve kıyı temizliği için kolları sıvadı.
Gönüllüler deniz ve kıyı temizliğine katkı sağladı
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen NN Gönüllülük Haftası kapsamında, NN Hayat ve Emeklilik çalışanlarından oluşan 60 kişilik bir grup, 24 Mayıs 2023 Çarşamba günü, Sarıyer Kısırkaya Plajı'nda buluştu. Ekipler, kısa bir bilgilendirme sonrasında sahildeki atıkları toplamak için çalışmalara başladı. Ardından toplanan atıkların ölçümü yapılarak ekosisteme sunulan katkı hakkında bilgi edinildi.
NN Sosyal İnovasyon Kampı'nda gençlerle buluştu
NN Hayat ve Emeklilik, topluma katkı sunma hedefi doğrultusunda Genç Başarı Eğitim Vakfı işbirliği ile gerçekleştirilen Sosyal İnovasyon Kampı'nda gençlerle bir araya geldi. Galatasaray Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen kamp süresince sosyal sorunlara birlikte çözüm üretip fikirler geliştirildi. Bu yıl 'eğitimde çeşitlilik ve kapsayıcılık' teması ile düzenlenen etkinlikte NN Hayat ve Emeklilik Pazarlama Müdürü Yeşim Arı ve yeni nesil reklam ajansı Generationext6'in Kurucu Ortağı Süen Çankaya, İnovasyondan Sosyal İnovasyona, Marka Fikirlerinden İlham Alma isimli sunumlarıyla konuşmacı olarak yer aldılar. Öğrenciler tarafından üretilen fikirler NN gönüllüsü mentorların desteğiyle birlikte bir iş planına dönüştürülürken kamp sonunda jüriler tarafından en iyi projeler ödüllendirildi.
NN Hayat ve Emeklilik Pazarlama Müdürü Yeşim Arı, "NN Gönüllülük Haftası kapsamında her yıl farklı konulara odaklanıyor, bu konularla ilgili hem bilinçleniyor hem de yarattığımız farkındalığı NN çalışanlarımıza aşılayarak topluma örnek olmaya devam ediyoruz. Bu yıl TURMEPA ile gerçekleştirdiğimiz etkinlikle ülkemiz kıyı ve denizlerinin korunmasına destek olduk, gelecek nesillere temiz bir Türkiye bırakmak amacıyla küçük de olsa bir katkı sağladık. Diğer taraftan da bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz Sosyal İnovasyon Kampı'nda gençlerle buluşarak onları dinledik ve gerçekleştirdiğimiz etkinlikte kariyerlerine yönelik olumlu etkiler bırakmayı hedefledik. Toplum için fayda sağlama gayretimizi NN çalışanlarının da dahil olduğu etkinliklerle yaygınlaştırmayı devam edeceğiz" dedi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Son dönemlerin gözde konusu olan yapay zekânın özellikle de yazılım sektöründe çığır açacak yeniliklerle dolu olduğunu belirten DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay, "Günlerce sürebilecek bir kod yazımını ya da projeyi dakikalar içerisinde yapay zekâya yaptırmak mümkün hale geldi. Önceden bir yazılımcının yazdığı kod, testler sonucunda çeşitli sorunlar ortaya çıkarırken artık yapay zekâya yazdırılan kodlar, testlerden kusursuz çıkabiliyor. Bu da beraberinde yapay zekâyı özellikle yazılım sektöründe sıkça kullanılan bir konuma getirdi. Yapay zekâ, yazılımcıların becerilerini dönüştürme ve zenginleştirme potansiyeline sahip. Yazılımcılar, yapay zekâ teknolojilerini kullanarak pek çok işi hem çok daha kısa sürede hem de çok daha hatasız şekilde bitirebilirler. Yapay zeka muhakkak iş süreçlerinde dönüşümlere neden olacaktır. İnsanların işlerini değiştireceği gibi, bazı alanlarda işlerin otomatikleştirilmesine yol açabilir. Ancak, yapay zeka zaten tekrarlayan ve rutin görevlerin yoğun olduğu sektörleri etkileyeceği için verimliliği artıracaktır. Yapay zekayı, toplumsal değerlere ve insan haklarına uygun bir şekilde yönlendirmek ve güvenilir kılmak zorundayız." dedi.
İnsan yaratıcılığı halen yapay zekânın kat kat üzerinde yer alıyor
Yapay zekânın gelecekte de giderek daha fazla önem kazanacağını sözlerine ekleyen Onay, "Yapay zekânın yazılım sektörünü sonlandıracağı veya yazılımcıları işsiz bırakacağı gibi düşünceler yerine, onu dönüştürme ve geliştirme potansiyeline sahip olduğunu unutmamamız lazım. Yapay zekâyı, yazılım sektöründe yeni fırsatlar ve zorluklar sunan bir alan olarak görebiliriz. Yapay zekâ, otomatik öğrenme, tahmin etme, veri analizi ve karar verme gibi bir dizi yeteneği sunarak, yazılım süreçlerini optimize edebilir. Yazılımcılar, yapay zekâ tekniklerini kullanarak daha akıllı, daha verimli ve daha özelleştirilmiş yazılımlar oluşturabilirler. Otomatik dil işleme, doğal dil anlama teknikleri, müşteri hizmetleri veya chatbot uygulamalarında yapay zekâ ile sıkça karşılaşıyoruz. Gelişmiş görüntü ve ses tanıma algoritmaları, otomotiv sektöründe sürücü destek sistemleri, sesli asistanlar da örnek olarak gösterilebilir. Makine öğrenme teknikleri, finans sektöründe dolandırıcılık tespiti ve risk analizi gibi alanlarda kullanılabiliyor. Dikkat edilmesi gereken nokta ise; yazılımcıların insana özgü becerilerinin önemini koruyacağını unutmamamız gerektiğidir. İnsan yaratıcılığı halen yapay zekânın kat kat üzerinde yer alıyor." şeklinde konuştu.
Yapay zekânın etik ve güvenlik gibi konuları da göz önünde olmalı
Yapay zekânın insan hayatı ve iş yapış süreçlerine çok sayıda fırsat ve kolaylık sunacağını da vurgulayan Onay, "Örneğin, doğal dil işleme ve görüntü tanıma gibi yapay zekâ teknikleri, müşteri hizmetleri, otomasyon, veri analizi ve karar destek sistemleri gibi birçok alanda yapay zeka kullanılıyor. Bu teknolojiler, iş süreçlerini daha verimli hale getirebilir. Aynı zamanda hataları azaltabilir ve daha iyi kararlar almanıza yardımcı olur. Elbette biz de DİA olarak Ar-Ge tarafında yapay zekâdan faydalanıyoruz. Yapay zekâ hızla gelişiyor. Türkiye'nin de bu alanda stratejik bir yaklaşımı benimsemesi doğru olur diye düşünüyorum. Bu alana yatırım yapılmalı, yetenekli insan kaynağı yetiştirilmeli ve Ar-Ge faaliyetleri desteklenmeli. Diğer taraftan yapay zekânın etik ve güvenlik gibi konuları da göz önünde bulundurularak düzenlemeler yapılmalı ve uluslararası standartlara ülke olarak uyum sağlanmalı. Türkiye'nin yapay zekâ teknolojileri alanında söz sahibi olabilmesi için sektöre odaklı projeler geliştirilmesi ve girişimciliği teşvik etmesi gerekiyor." diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Toplumsal, çevresel ve kültürel meselelere çözüm üretmek üzere bireyleri ve kurumları bir araya getiren, ATÖLYE, S360 ve Zorlu Holding'in kurucu ortaklığında 2016 yılında kurulan sosyal inovasyon platformu imece, kurulduğu ilk günden bu yana sivil toplum, iş dünyası ve akademi iş birliğiyle gerçekleştirdiği çalışmalardan örnekleri ve etki yolculuğunda edindiği içgörüleri ortaya koyan 'Öğrenimler Raporu'nu yayımladı. imece, Öğrenimler Raporu'nda, birlikte çalıştığı birçok paydaşının, görüş ve geri bildirimlerine yer vererek ekosisteminin gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor.
Toplumsal konularda, bilinen rekabet anlayışının da ötesinde birlikte değer yaratarak ilerleyen şirketlerin daha güçlü etki yaratabileceğini ve küresel meselelerin çözümünü hızlandırabileceğini dile getiren Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Şahika Özcan Ortaç, "Zorlu Holding olarak, Akıllı Hayat 2030 vizyonumuz doğrultusunda belirlediğimiz sürdürülebilirlik odaklı hedeflere paydaş temelli, kapsayıcı bir yaklaşımla ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu amaçla daha iyi bir gelecek için çalışırken radikal işbirlikleri kurarak etki alanımızı genişletmeye odaklanıyoruz. Bu yaklaşımın en değerli örneklerinden biri olan, kurucuları arasında yer aldığımız sosyal inovasyon platformu imece ile 2016 yılından bu yana değer yaratan bir işbirliği içindeyiz. imece, geçen zaman içinde kayda değer bir olgunlaşma süreci yaşadı. Farklı disiplinlerden bireyler ve farklı yapıdaki birçok kurum imece çatısı altında bir araya gelerek daha iyi bir gelecek adına birlikte çalışma fırsatı yakaladı. imece'nin bu işbirliklerinden edindiği deneyimleri ekosistemle paylaşabilmek üzere, kurulduğu 2016 yılından bu yana gerçekleştirdiği programlar ve yürütülen projelere dair içgörülerinden oluşan Öğrenimler Raporu'nun, sosyal inovasyon ekosisteminin gelişimine önemli katkılar sağlayacağına inanıyor, bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyoruz." dedi.
imece olarak bugüne kadar gerçekleştirdikleri tüm çalışmaları konu alan, aynı zamanda geçirdikleri tüm süreçlerin öğrenimlerini de kapsayan bir raporu paylaşmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden imece Yöneticisi Zeynep Erdoğan, "imece kurulduğu günden bu yana, mesele edindiği alanlarda farklı yapılardaki güçlü potansiyellere sahip işbirliklerinin ortaya çıkmasını tetikliyor. Bu işbirliklerinden aldığı güçle, ülkemizde sosyal inovasyon ve sosyal girişimciliğin de ötesinde etki girişimciliğinin gelişmesi için çalışıyor. imece'nin edindiği öğrenimlerin, karmaşık ve iç içe girmiş küresel meselelerde, insanı ve doğayı merkezine alan çözümleri desteklemek isteyen gençler, girişimciler ve etki odaklı aktörler için ilham verici olmasını umuyoruz. imece olarak bundan sonra da, daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek amacıyla yaptığımız çalışmaları çoklayarak kurum ve kuruluşların gündeminde yeni mesele ve çözümleriyle yer almayı sürdüreceğiz. Bu doğrultuda; iş dünyasının, girişimcilerin, değişim öncüsü gençlerin, akademinin, kamunun, sivil toplumun, aracı kurumların ve uluslararası kuruluşların iş birliğine dayalı benzer çabalarının da karşılık bulacağına inanıyor ve her bir yapıya kolektif etkiyi büyütme davetinde bulunuyoruz." dedi.
43 sosyal, 7 etki girişimine destek
imece, mevcut problemlerin çözümü ve daha sürdürülebilir bir gelecek için sistemsel dönüşümü tetikleyen en önemli aktörlerin "sosyal girişimciler" olduğunu savunuyor. 2016-2020 yılları arasında Zorlu Holding'in ana partnerliğinde yürütülen "Nitelikli Eğitim", "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" ve "Eşitsizliklerin Azaltılması" temalarına odaklanan Destek Programı kapsamında 43 sosyal girişimin fikir aşamasından ürün haline gelmesine kadarki süreçte destek sağlandı.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na ulaşma yolunda artan hızlanma ihtiyacı doğrultusunda ise imece, Kasım 2020'de büyüme aşamasındaki etki girişimcilerinin ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde destek programını bir "etki hızlandırıcı" programına dönüştürdü. imece impact adı verilen program kapsamında, sosyal girişimcilerin etkilerini kanıtlamaları ve ürettikleri etkileri görünür kılmaları amaçlandı. 3'ü Döngüsel Ekonomi, 4'ü Nitelikli Eğitim alanına odaklanan 7 girişime etki modellemeleri ve raporlamalarının yanı sıra mentorluk, iletişim, hukuk gibi alanlarda da destekler sunuldu. Programa dahil olan tüm girişimlerin etki raporları yayımlandı.
imeceLAB: Gençler için değil gençlerle birlikte…
imece ayrıca "gençler için değil, gençlerle beraber" yaklaşımıyla hayata geçirdiği açık inovasyon laboratuvarı imeceLAB ile gençlere yönelik birçok program gerçekleştirdi. imeceLAB, lise ve üniversite öğrencilerinin toplumsal, ekolojik ve kültürel dinamikler hakkında yetkinlikler kazanması ve ilgili meselelere kolektif bir şekilde çözüm önerileri sunması için onları destekleyen açık bir sosyal inovasyon laboratuvarı olarak tasarlandı. Sivil toplum, akademi, özel sektör ve kamu kurumlarından birçok paydaşın kaynaklarının ve uzmanlık alanının bir araya getirildiği çok paydaşlı bir yaklaşım üzerine kurgulanan imeceLAB programları, bir kurumun ana partnerliğinde ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasından belirlenen bir tema etrafında şekilleniyor. imeceLAB komünitesinde Türkiye'nin farklı bölgelerinden 4000'e yakın genç yer alıyor. Bu komüniteye dahil olan ve programlara katılan gençler, ele alınan toplumsal meselelerin çözümü için geliştirilen yenilikçi fikir ve projeleri yaparak keşfedecekleri bir deney alanında çözümün parçası oluyor.
imece etki ekosisteminin gelişmesi için alan yaratıyor…
2021 yılında gerçekleştirilen imece summit "Geleceğe Etki Zirvesi"; Türkiye ve dünyadan farklı alanlara odaklanan 3000'in üzerinde bireyi bir araya getirdi. Daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir dönüşüm ihtiyacının altını çizen Zirve, Zorlu Holding'in ev sahipliğinde, imece'nin yürütücülüğünde, ATÖLYE, BMW Foundation, B Lab Europe, S360 ve SIX'in içerik ve ağ partnerliğinde gerçekleştirildi. "Etki yaratan topluluklar", "etki yaratan finans", "etki yaratan iş dünyası", "etki yaratan liderlik" ve "etki yaratan organizasyonlar" temaları etrafında, 135 dönüşüm öncüsü konuşmacının katılımıyla 40'a yakın oturum gerçekleştirildi. Zirve'de mevcut sistemi insanlara, çevreye ve gezegene hizmet edecek şekilde dönüştürmenin artık bir zorunluluk olduğunun altı çizildi. Daha inovatif ve sürdürülebilir bir dönüşüme ihtiyaç olduğu, bu dönüşümün kurumlardan bireylere, iş dünyasından sivil topluma kadar topyekûn bir işbirliğinden geçtiği vurgulandı.
imece'de yeni gündem: Daha proaktif, progresif ve anlam odaklı bir yaklaşım keşfi
imece Öğrenimler Raporu'nda geleceğe yönelik yaklaşımlar da yer alıyor. imece önümüzdeki dönemde; toplumsal kaygıların, belirsizliklerin, iklim krizinin ve artan eşitsizliklerin yoğun bir şekilde gündemde yer aldığı 2020'li yıllarda daha proaktif, progresif ve anlam odaklı bir yaklaşımın nasıl yaratılabileceğini keşfetmeye odaklanacak. Bunun için topluluklar, gençler ve girişimcilerle etkiyi odağına alan programlar üzerinden ilişkiler kurmak ve bu ilişkilerden çıkan deneyimleri paylaşılabilir hale getirmek imece'nin temel yol haritası olacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geliştiricilerin ağ içerisindeki iş birlikteliklerine aracılık eden bir protokol olan Radicle, 2017 yılında kurulan Monadic şirketi tarafından geliştirilmiştir. Radicle'ın yerel jetonu RAD'dır ve açık kaynaklı bir platformdur. Merkeziyetsiz olmasıyla GitHub gibi platformlara alternatif olmaya çalışan Radicle'da, kullanıcılar birlikte çalışabildikleri gibi bir başkasının sahip olduğu projeyi de finanse edebilmektedir.
Kullanıcılarına NFT desteği veriyor
Radicle, kullanıcılarına NFT desteği de sunmaktadır. Radicle ağında yer alan kullanıcılar NFT oluşturma ve yönetme işlemlerini gerçekleştirebilmektedir. RAD, ERC-20 tabanlı bir jetondur. ERC-20 tabanlı Ethereum varlıklarını destekleyen masaüstü, mobil ve donanım cüzdanları ile kullanıcılar RAD bakiyelerini yönetebilir. RAD, Radicle ağının yönetişiminde ve sahiplik ispatı için de kullanılabilmektedir.
Veri gizliliğini koruyan bir hesaplama ağı olarak kullanılıyor
Yerel jetonu ARPA olan Arpa, veri gizliliğini koruyan bir hesaplama ağıdır. Katman 2 ölçeklendirme çözümü olmakla birlikte, bu ağ ile veri kiralamak mümkündür. Yazılım geliştiricileri, Arpa ağı üzerinde merkeziyetsiz uygulamalar oluşturabilmektedir. ARPA jetonu sahipleri, Arpa ağının yönetişiminde oy hakkına sahip olmaktadır ve ARPA'nın toplam arzı 2.000.000.000 adet ile sınırlandırılmıştır.
Radicle ve Arpa nedir, nasıl çalışır, nasıl alınır sorularının yanıtlarına bu bağlantılardan ulaşılabilir:
https://www.btcturk.com/bilgi-platformu/radicle-rad-nedir-nasil-calisir/
https://www.btcturk.com/bilgi-platformu/arpa-arpa-nedir-nasil-calisir/
BtcTurk Kripto'da listelenen 85 kriptopara birimi
Bitcoin'in (BTC) yanı sıra BtcTurk Kripto'da yer alan kriptopara birimleri: Tether (USDT), Ethereum (ETH), Synthetix (SNX), Enjin (ENJ), Cosmos (ATOM), Polygon (MATIC), XRP (XRP), Ankr (ANKR), Cardano (ADA), Eos (EOS), Dogecoin (DOGE), Compound (COMP), Decentraland (MANA), Stellar (XLM), Neo (NEO), TRON (TRX), Tezos (XTZ), Polkadot (DOT), Avalanche (AVAX), Chiliz (CHZ), The Graph (GRT), OMG Network (OMG), Chainlink (LINK), Uniswap (UNI), Litecoin (LTC), Maker (MKR), Dash (DASH), Basic Attention Token (BAT), Filecoin (FIL), USD Coin (USDC), Solana (SOL), Stacks (STX), Axie Infinity (AXS), Shiba Inu (SHIB), Loopring (LRC), Fantom (FTM), Universal Market Access (UMA), Storj (STORJ), Polymath (POLY), Fetch.ai (FET), The Sandbox'ı (SAND), Amp (AMP), Audius (AUDIO), Spell Token (SPELL), Terra (LUNA), ApeCoin (APE), Bancor (BNT), Curve DAO (CRV), Quant (QNT), Golem (GLM) ve SKALE Network (SKL), Algorand (ALGO), PAX Gold, Ethereum Name Service (ENS) ve Immutable X (IMX), Render Token (RNDR), PlayDapp (PLA), Livepeer (LPT), Ethereum iExec RLC (RLC), Civic (CVC), Ethereum Classic (ETC), Holo (HOT), Aptos (APT), Flow (FLOW), Cartesi (CTSI), Chain (XCN), Mask Network (MASK), API3 (API3), Band Protocol (BAND), Flare (FLR), Threshold (T), Arbitrum (ARB), Ocean Protocol (OCEAN), SingularityNET (AGIX), Blur (BLUR), Injective (INJ), Aragon (ANT), Origin (OGN), Radicle (RAD) ve Arpa (ARPA)
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.