Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sedan ve SUV araçlar için özel olarak geliştirilen MICHELIN Primacy 5, hem uzun ömrü hem de ıslak zeminde sağladığı üstün yol tutuşu ile sürüş güvenliğini artırıyor. Geliştirilmiş desen yapısı ve yeni nesil elastomer teknolojisi ile ıslak zeminde yüzde 4 daha fazla güvenlik sunarken, yaşam döngüsü değerlendirmesi ile çevresel etkiyi yüzde 6 oranında azaltarak Michelin'in sürdürülebilirlik hedefleriyle mükemmel uyum sağlıyor.
Daha Uzun Ömür, Daha Fazla Güvenlik
MICHELIN Primacy 5, önceki modeline kıyasla daha uzun ömürlü olmasıyla dikkat çekiyor. Yeni patentli desen tasarımı ve optimize edilmiş kanal yapısı sayesinde su tahliyesini artırarak ıslak zeminlerde maksimum yol tutuş sağlıyor. Avrupa standardına göre A sınıfı olarak değerlendirilen bu yeni nesil lastik, aşınmış olsa dahi yüksek güvenlik performansını koruyor. MICHELIN Primacy 5, sunduğu uzun ömür ile hem günlük kullanımlar hem de uzun yolculuklar için ideal bir seçenek sunuyor.
Elektrikli Araçlara Uyumlu, Çevre Dostu Tasarım
Elektrikli araçlarla uyumlu olarak geliştirilen MICHELIN Primacy 5, gürültü seviyesini azaltan özel desen tasarımı sayesinde konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor. Geliştirilmiş enerji verimliliğiyle MICHELIN Primacy 5, MICHELIN Primacy 4+ modeline kıyasla yüzde 5 daha düşük yuvarlanma direnci sunarak enerji tasarrufuna doğrudan katkı sağlıyor. Ayrıca, yaşam döngüsü değerlendirmesi sonucunda çevresel etkisi yüzde 6 oranında azaltılarak Michelin'in sürdürülebilirlik stratejisini destekliyor.
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Romanya, Yunanistan ve Türkiye B2C Pazarlama Direktörü Corina Chicu, MICHELIN Primacy 5 hakkında şunları söyledi:
"Artırılmış güvenlik, azaltılmış enerji tüketimi ve bağımsız testlerle kanıtlanmış uzun ömür özellikleriyle MICHELIN Primacy 5, ilk kilometreden son kilometreye kadar üstün performans sergiliyor. MICHELIN Primacy 5, ekonomi sınıfı araçlardan premium araçlara ve ayrıca EV'lere kadar her türlü araçla uyumlu olup, daha yüksek performans ve daha düşük çevresel etkiyi öncelik haline getiren tüm sürücüler için doğru bir tercihtir."
MICHELIN Primacy 5 Hakkında
MICHELIN Primacy 5, sedan ve SUV araçlar için tasarlanmış olup, içten yanmalı motorlu, hibrit ve elektrikli araçlarla tam uyum sağlıyor. Ocak 2025 itibarıyla Avrupa'da 64 farklı ebat seçeneğiyle satışa sunulacak MICHELIN Primacy 5, 2026 ortasına kadar 127 ebat seçeneğine ulaşacak. Mart 2025 itibarıyla ise Asya ve diğer pazarlarda satışa sunulacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Medya sektörü için yaratıcı Yapay Zeka araçları geliştiren uygulamalı Yapay Zeka araştırma şirketi Horiar AI, Biomka Holding'den 12 milyon dolar değerleme ile yatırım aldı.
Biomka Holding CEO'su Ömer Kara, Unicorn olma hedefiyle yola çıkan Horiar AI'a yatırım yapmanın ülkenin geleceğine yatırım yapmak olduğunu söyledi.
Yatırım anlaşması ile ilgili açıklama yapan Horiar AI Ceo'su Mustafa Bilek, Unicorn olma hedefiyle çıktıkları yolda ilk yatırımı aldıklarını bildirdi.
Medya endüstrisi için içerik üretimini hızlandıran ve içerik kalitesini artıran Yapay Zeka araçları geliştirdiklerini belirten Mustafa Bilek, "şirketimizin yapay zeka üretimleri sayesinde kullanıcılar, yaratıcı projeleri için yüksek kaliteli görseller ve videolar oluşturabilir ve içeriklerini profesyonel bir düzeye optimize edebilirler" dedi.
Mustafa Bilek, Horiar AI Yapay Zeka araçlarının; Metinden görsele, görselden videoya, videodan videoya, görselden 3D'ye, upscaler, görselden görsele, Genimate ve Percapta olduğunu kaydetti.
BIOMKA'dan yapılan açıklama
Horiar AI'ye, 12 milyon dolar değerleme ile yatırım yapan Biomka Holding'in CEO'su Ömer Kara da yaptığı açıklamada, yapay zeka alanına yatırım yapmayı ülkenin geleceğine yatırım yapmak olarak gördüklerini söyledi.
Doğaya değer vererek geleceğe yatırım yapmanın Biomka'nın felsefesini oluşturduğunu belirten Ömer Kara, "Biomka Holding olarak, sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk anlayışıyla, dünya genelinde toplumların yaşam kalitesini artırmaya yönelik çözümler geliştirmeye çalışıyoruz. Yenilikçilik ve toplumsal fayda temelinde değer yaratan, inovasyon ve yerli üretim ilkelerine dayalı faaliyetlere yatırım yapmayı sürdüreceğiz" dedi.
Ömer Kara, Biomka Holding olarak, bu yatırımların yanı sıra Türk ekonomisine katkı sağlayan projeler geliştirdiklerini, çevresel etkileri azaltmayı ve doğal kaynakları verimli bir şekilde kullanmayı hedefleyen yatırımlar yaptıklarını bildirdi.
Ömer Kara, Unicorn olma hedefiyle yola çıkan Horiar AI'in sürdürülebilir iş modellerine sahip olduğunu söyledi.
Biomka Holding'in inovasyon anlayışının, sadece ürünlerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda iş süreçlerinin her aşamasında sürdürülebilirlik ve verimliliği artırmaya yönelik teknolojik çözümler geliştirmek olduğunu anlatan Ömer Kara, iş yapış biçiminde dijitalleşme, kaynak yönetimi ve atık yönetimi gibi alanlarda da inovatif yaklaşımlar benimsendiklerini kaydetti.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, kısa ve uzun dönem konaklama ihtiyacına ulaşılabilir bir alternatif sunan yeni markası Elite World Homes ile ilk otelini, İstanbul'un en güzel konumlarından Beşiktaş - Çırağan Caddesi'nde, İstanbul Boğazı manzarasına karşı açtı. Elite World Hotels & Resorts ile yatırımcı ortağı Genel Avrupa Sağlık Turizm ve İnşaat tarafından hayata geçirilen Elite World Homes İstanbul Bosphorus, 28 Mart itibariyle misafirlerini ağırlamaya başladı.
Misafirlerine ev konforunda konaklama imkânı sunan Elite World Homes İstanbul Bosphorus, büyüklükleri 50 ile 100 metrekare arasında değişen, Boğaz manzaralı odalardan oluşuyor. Odaların tamamında uzun dönem konaklama ihtiyaçları karşılamak için ankastreli mutfak, banyolarda çamaşır makinesi gibi detaylar bulunuyor. Bazı oda kategorilerinde oda veya teraslarda jakuziler yer alıyor. Merkezi konumuyla dikkat çeken otel, donanımlı odaları ve 40 kişi kapasiteli kafesiyle Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelecek misafirlerini bekliyor.
Rezidans konseptine ulaşılabilir alternatif sunuyor
Elite World Hotels & Resorts zincirinin yeni markası Elite World Homes, bulunduğu bölgenin en iyi lokasyonlarında, premium düzeyde oda dekorasyonu ile rezidans konseptine kaliteli ve erişilebilir bir alternatif sunuyor. Uzun ve kısa dönem konaklamalarda, otel hizmetlerini konforla birleştiren marka, çağdaş çizgiye sahip binalarıyla günümüz iş ve tatil amaçlı misafirlerin dinamik konaklama ihtiyaçlarına cevap veriyor. İçerisinde yer alan kafe ile misafirlerin gün içinde hafif yeme içme ihtiyaçlarına karşılamasına olanak tanıyor. Hem iş hem de tatil amaçlı seyahatlerde ev sıcaklığında konaklama imkânı sunan marka, geniş bir kitleye hitap ediyor.
Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, "Turizm sektöründe ihtiyaçlar ve beklentiler hızlı bir değişimden geçiyor. Son yıllarda kısa ve uzun dönem konaklama alanında artan talep karşısında, geçen yıl rezidans konseptindeki ilk markamız Elite World Residence'ı lanse etmiştik. Bu kategoride farklı hedef kitlelerden artan talep, bizi yeni bir marka daha oluşturmaya yöneltti. Elite World Homes markasıyla, rezidans konseptine ulaşılabilir bir alternatif sunmayı hedefliyoruz. Bu amaçla ilk otelimizi, bu projedeki yatırımcı ortağımız Genel Avrupa Sağlık Turizm ve İnşaat ile birlikte, İstanbul'un en güzel lokasyonlarından birinde açmaktan mutluluk duyuyoruz." dedi.
"Büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz"
Elite World Hotels & Resorts CEO'su Orkun Petekçi ise "2025 yılındaki ilk otel açılışımızı Elite World Homes markamız ile yapıyoruz. Rezidans konseptine ulaşılabilir bir alternatif sunan Elite World Homes, bulunduğu bölgenin en iyi lokasyonlarında, premium oda dekorasyonu ve yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayacak kafesi ile ön plana çıkan markamız. Franchise iş modeli ile büyüme stratejimiz ile bu yıl içinde zincirimizi yeni markalarımız ve yatırımcılarımızla Türkiye'nin ve dünyanın farklı yerlerine taşımaya ve hedef kitlemizi daha da genişletmeye devam edeceğiz. Franchise iş modeli ile büyüme stratejimizde 2030 yılına kadar 50 otele ulaşma hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz." dedi.
Elite World Homes uzun dönemli konaklama talebine cevap verecek
Genel Avrupa Sağlık Turizm ve İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Çalış ise yatırım ile ilgili şunları kaydetti: "Elite World'ün uluslararası standartlardaki hizmet kalitesi ve marka gücüne güvenerek turizm alanındaki ilk yatırımımızı hayata geçirdik. Elite World Homes İstanbul Bosphorus, şehrin merkezi lokasyonlarından Beşiktaş - Çırağan Caddesi'nde, eşsiz Boğaz manzaralı konumuyla, İstanbul'u iş ve kültür amaçlı ziyaret edenler ile sağlık turizmi gibi kısa veya uzun dönemli konaklama talebi olan misafirler için büyük bir avantaj sunuyor. Merkezi konumumuz, manzaralı büyük odalarımız ve suitlerimiz, İstanbul turizminde artan rezidans talebini karşılamak için düşünüldü. Elite World'ün turizm alanındaki deneyiminin de yardımıyla şehir turizmine yeni bir dinamizm getirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Beytullah Şenol, İstanbul’un Anadolu Yakası, ofis piyasasını mercek altına aldı. Yatırımcıların yeni rotası olan Kadıköy, Beykoz, Ataşehir ve çevresi yüksek prestijli projelerle dikkat çekerken; Kartal, Çekmeköy ve Tuzla erişilebilir fiyatlarıyla öne çıkıyor. Beykoz ve Kadıköy gibi ilçeler, 150.000 TL/m² ila 200.000 TL/m² ile yüksek metrekare fiyatlarıyla öne çıkarken, Maltepe. E-5 karayolu üzerinde konumlanan projelerde ise m² fiyatları 80.000 TL’den başlayarak 120.000 TL seviyelerine kadar çıkıyor.
İstanbul’un Anadolu Yakası, son yıllarda ofis piyasasında büyük bir dönüşüm geçiriyor. Özellikle İstanbul Finans Merkezi’nin tamamlanması ve ulaşım altyapısındaki gelişmeler, bölgedeki ticari gayrimenkul hareketliliğini artırarak ofis fiyatlarını ve yatırım stratejilerini doğrudan etkiliyor. Anadolu Yakası’nın giderek daha fazla ilgi gören ofis pazarında, her bütçeye ve sektöre hitap eden seçenekler bulunuyor. Artan talep, gelişen altyapı ve çeşitlenen yatırım modelleriyle bölge, ticari gayrimenkul alanında cazibesini daha da artırmaya hazırlanıyor.
EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Beytullah Şenol’un değerlendirmelerine göre, bölgede yer alan ofis projeleri hem fiyat hem de yatırım potansiyeli açısından ciddi farklılıklar sergiliyor.
Beykoz ve Kadıköy İlk Sırada
Beykoz ve Kadıköy gibi ilçeler, yüksek metrekare fiyatlarıyla dikkat çeken bölgelerin başında geliyor. Bu iki ilçede lüks ofis projeleri 150.000 TL/m² ila 200.000 TL/m² bandında işlem görüyor. Beykoz’un Kavacık bölgesi, merkezi konumu ve ana ulaşım akslarına yakınlığı ile özellikle kurumsal firmaların ilk tercihi haline gelirken, sınırlı imar olanakları mevcut ticari alanların değerini her geçen gün artırıyor. Kadıköy ise gelişmiş ulaşım ağı ve güçlü ticari çekim etkisiyle yüksek bütçeli yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Maltepe: Anadolu Yakası’nın Yeni Yatırım Gözdesi
Anadolu Yakası’nda geniş metrekareli ofis projeleriyle öne çıkan bir diğer bölge ise Maltepe. E-5 karayolu üzerinde konumlanan projelerde m² fiyatları 80.000 TL’den başlayarak 120.000 TL seviyelerine kadar çıkıyor. Büyük şirketlerin operasyonel ihtiyaçlarına hitap eden bu projeler, kurumsal yatırımcılar açısından cazip fırsatlar sunuyor.
Ataşehir: İstanbul Finans Merkezi Etkisiyle Yükselişte
İstanbul Finans Merkezi’nin tamamlanmasıyla birlikte Ataşehir, Anadolu Yakası'nın en çok konuşulan ticari lokasyonlarından biri haline geldi. Bölgedeki ofis satış fiyatları 100.000 TL/m² ila 200.000 TL/m² arasında değişiklik gösterirken, Finans Merkezi’nin içindeki prestijli projelerde bu rakam 250.000 TL/m²’ye kadar ulaşıyor. Bu gelişmeler Ataşehir’i, finans ve kurumsal sektör için vazgeçilmez bir merkez haline getiriyor.
Ümraniye ise İstanbul Finans Merkezi’ne yakınlığı sayesinde önemli bir ofis destinasyonu haline gelmiş durumda. Kurumsal firmaların genel merkezlerini bu bölgeye taşımaya başlamasıyla birlikte ofis satış fiyatları 70.000 TL/m² ile 150.000 TL/m² aralığında seyrediyor. Ulaşım projelerinin sağladığı erişim kolaylığı da bölgedeki ofis yatırımlarının değerini artırıyor.
Kartal: Uygun Fiyatlı Ofis Yatırımları İçin Alternatif Bölge
Daha uygun fiyatlı ofis yatırımları arayanlar için Kartal, öne çıkan alternatif bölgeler arasında yer alıyor. Ortalama m² satış fiyatlarının 50.000 TL seviyesinden başladığı Kartal’da, E-5 üzerindeki plaza katları ve Anadolu Adliyesi çevresindeki ofisler yatırımcılar için erişilebilir çözümler sunuyor. Gelişen ulaşım projeleri ve artan ticaret hacmiyle birlikte bölgenin yatırım potansiyeli de yükselişte.
Pendik’te ofis fiyatları 50.000 TL/m² ile 120.000 TL/m² aralığında
Pendik ve Tuzla, sanayi ve lojistik sektörleriyle doğrudan bağlantılı ofis talebinin yoğunlaştığı ilçeler olarak öne çıkıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’na olan yakınlığıyla dikkat çeken Pendik’te ofis fiyatları 50.000 TL/m² ile 120.000 TL/m² aralığında değişiyor. Tuzla ise tersane ve sanayi bölgelerine yakınlığı sayesinde, özellikle üretim ve mühendislik firmalarının ofis ihtiyaçlarına yönelik önemli fırsatlar barındırıyor. Bölgede ortalama ofis satış fiyatları 50.000 TL/m² ile 100.000 TL/m² arasında seyrediyor.
Çekmeköy: Yeni Gelişen Ofis Bölgelerinden Biri
Daha çok konut projeleriyle bilinen Çekmeköy ise son dönemde ofis yatırımları açısından da dikkat çekmeye başladı. Küçük ölçekli işletmeler ve girişimler için uygun çözümler sunan bu bölgedeki ofis projelerinde m² fiyatları 50.000 TL ila 80.000 TL arasında değişiyor. Genişleyen ulaşım ağı ve gelişen altyapı projeleri sayesinde Çekmeköy’ün ticari potansiyelinin önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor.
EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Beytullah Şenol, “Kadıköy ve Beykoz'da ofis satış fiyatları 150.000 TL/m² ila 200.000 TL/m² bandında seyrediyor. İstanbul Finans Merkezi'nin kalbinde ise m² fiyatları 250.000 TL'ye kadar ulaşmış durumda. Ofis piyasasındaki fiyat aralıklarının genişliği, yatırımcıların tercihlerini doğrudan etkiliyor. Anadolu Yakası’nda yüksek getiri potansiyeli olan ofis yatırımları için bölge bazlı analiz yapılması önemli.” ifadelerini kullanarak yatırımcıların lokasyon seçimini dikkatli yapmaları gerektiğine vurgu yaptı.
EVA Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık Hakkında: EVA Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık AŞ, gayrimenkul sektörün uzman isimleri tarafından 2008 yılında kuruldu. EVA, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yetkilendirilen Değerleme Şirketlerinden olup ayrıca, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından finans kurumlarına, “gayrimenkul, gayrimenkul projesi veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların değerlemesi” hizmet verme yetkisine sahip şirketler arasındadır. Ayrıca uluslararası bir kurum olan RICS (Royal Institution of Chartered Surveyors) tarafından Türkiye’de “Regulated by RICS” olarak ünvanı verilen ilk kuruluştur. EVA Değerleme’nin kendi alanında 26 adet uluslararası ödülü bulunmaktadır. Finans piyasaları konusunda dünyanın önemli otoritelerinden Euromoney Yayın Kurumunun lider dergisi olan Euromoney Magazine her yıl dünyanın birçok ülkesinde çeşitli kategorilerde en başarılı kurumları bilimsel bir çalışma ile belirlemektedir.
EVA Gayrimenkul Değerleme, her türlü gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı hak ve faydaların değerlemesi, makine ve ekipman değerlemesi hizmetleri vermekte, gayrimenkul projelerinde fizibilite, şerefiyelendirme, yer seçimi analizi, çalışmaları yapmakta, en iyi ve en verimli kullanım etütleri hazırlamakta, kurumsal imar barışı danışmanlığı hizmeti vermekte, finansal kurumlar için kredilerde yatırım ilerleme raporları hazırlanması hizmetleri vermektedir. Şirketin ortakları ve Yöneticileri arasında Türkiye’nin ilk SPK Lisanslı Değerleme Uzmanlarından Cansel Turgut Yazıcı, Özdil Şahin, Özhan Yurtseven ve Zuhal Balsarı bulunmaktadır. Şirketin Türkiye Otel Sektörü Pazar Analizi Raporu, Türkiye Alışveriş Merkezleri Potansiyeli Analizi raporları, İstanbul Markalı Konut Piyasası Araştırma ve Öngörüler Raporu, İstanbul Yurt sektörü raporu gibi yayınlanmış sektörel araştırma raporları vardır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Şirketler, giderek karmaşıklaşan ve hızla değişen iş dünyasında yön bulmaya çalışırken, yetenek yönetimindeki dönüşümleri anlamak her zamankinden daha kritik hale geliyor. Mercer’ın 2025 Küresel Yetenek Trendleri Araştırması, iş gücü dinamiklerini detaylı bir şekilde analiz ederek, şirket stratejilerinin çalışan beklentileriyle uyumlu hale getirilmesinin önemini vurguluyor. Araştırma, şirketlerin teknolojiyi entegre etmeleri, çalışan refahına öncelik vermeleri ve sürdürülebilir uygulamalara bağlı kalmaları gerektiğini ortaya koyuyor.
İstanbul, 09 Nisan 2025 - Marsh McLennan şirketler grubunun bir parçası olan Mercer, 2025 Küresel Yetenek Trendleri Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. 1.800’den fazla insan kaynakları liderinin katılımıyla hazırlanan araştırma; iş dünyasındaki büyük dönüşümleri, çalışan beklentilerini ve sürdürülebilirlik, güven ve teknolojinin iş dünyasının geleceğini nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Modern iş gücünün karmaşıklığını anlamak isteyen organizasyonlar için kritik bir kaynak niteliğindeki bu araştırma, insanı dönüşüm süreçlerinin merkezine koymanın, güveni, eşitliği ve sürekli öğrenme kültürünü teşvik etmenin önemini vurguluyor.
İnsan Merkezli Üretkenliği Artırmak
Mercer’in 2025 Küresel Yetenek Trendleri Araştırması, şirketlerin yetenek yönetimi ve beceri gelişimi konularında önemli bir dönüşüm sürecinde olduğunu gösteriyor. Beceri temelli insan kaynakları uygulamalarının yaygınlaşması, şirketlerin yetenek planlamasını optimize etmesine ve geleceğin iş gücünü hazırlamasına olanak tanıyor. Şirketlerin büyük bir kısmı beceri temellerini (iş mimarisi, beceri taksonomileri vb.) güçlendirirken, yüzde 58’i işin kendisini yeniden tasarlamaya odaklanıyor. İnsan kaynakları liderleri; işin yeniden tasarlanması, beceri bazlı eğitim programları ve esnek yetenek yönetimi stratejileriyle bu dönüşümü yönlendirerek üretkenliği artırmayı hedefliyor. Bu süreçte, beceri odaklı bir organizasyon olma yolunda ilerleyen şirketlerin yüzde 98’i daha uygun çalışan gelişim fırsatları, yeteneğin departmanlar arasında daha verimli dağıtılması ve çalışan bağlılığında artış gibi olumlu etkiler gördüklerini belirtiyor. Bu çerçevede, şirketler ihtiyaç duydukları yetenekleri dışarıda aramak yerine, mevcut çalışanlarının yetkinliklerini geliştirmeye odaklanıyor. Yeniden beceri kazandırma (reskilling) ve beceri geliştirme (upskilling) programları, iş gücünü geleceğe hazırlamada kritik bir rol oynuyor.
Güven ve Eşitliği Merkeze Koymak
Araştırmaya göre, çalışanların büyük çoğunluğu gurur duyabilecekleri şirketlerde çalışmak istiyor. Ancak, çalışanların işverenlerine duyduğu güven önceki yıllara kıyasla düşüş göstermiş durumda. Bu güven kaybı, çalışan bağlılığını, motivasyonu ve şirkette kalma süresini doğrudan etkiliyor. Organizasyonların çalışanlarının güvenini kazanmasının yollarından biri de sürdürülebilirlik taahhütlerini yerine getirmekten geçiyor. İnsan kaynakları liderlerinin yüzde 53’ü, kurumlarının bu alanda olumlu sonuçlar elde etmek için yeterince çaba gösterdiğine inandığını belirtiyor. Bunun yanı sıra, insan kaynakları liderlerinin yüzde 69’u ücret eşitsizliğinin azaltılması, yüzde 56’sı ise ücret ve terfi kararlarında şeffaflığın artırılması gerektiğini vurguluyor. Şeffaf uygulamaları benimseyen ve etik değerlere bağlı kalan şirketler, yetenekli çalışanları çekme ve elde tutma konusunda önemli bir avantaj sağlıyor. Çalışanlar ise yalnızca adil ücretlendirme beklemiyor, aynı zamanda çevresel ve sosyal yönetim ilkelerini önceliklendiren organizasyonlarda çalışmayı tercih ediyor. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) stratejileri de güçlü bir işveren markası oluşturmanın temel unsurları arasında yer alıyor.
Kurumsal Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek
Günümüz iş dünyasında hızla değişen risk ortamı, şirketleri daha dayanıklı ve risk bilinci yüksek organizasyonlar inşa etmeye yönlendiriyor. Şirketler, artan belirsizlikler, ekonomik dalgalanmalar ve küresel krizler karşısında iş sürekliliğini koruma yeteneğine odaklanıyor. Mental sağlık, iş-yaşam dengesi ve esnek çalışma modelleri, çalışan bağlılığını artıran kritik unsurlar arasında yer alırken, çalışanların yüzde 82’si tükenmişlik riski altında olduğunu belirtiyor. Bu nedenle, organizasyonların proaktif önlemler alarak kriz yönetimini insan odaklı bir yaklaşımla entegre etmesi büyük önem taşıyor. İnsan kaynakları liderlerinin yüzde 58’i risk yönetimini liderliğin ayrılmaz bir parçası olarak görürken, yüzde 63’ü kriz planlamasına daha fazla odaklanıyor. Ayrıca, şirketlerin yüzde 67’si kurumsal dayanıklılığı güçlendirmek için veri odaklı stratejilere yöneliyor. İnsan analitiği ve nesnel karar alma mekanizmalarını kullanan şirketler, riskleri minimize ederek geleceğin belirsizliklerine karşı daha sağlam bir yapı oluşturuyor.
Dijital Kültür Yaratmak
Dijital dönüşüm artık yalnızca teknolojiyi benimsemekle sınırlı değil; çalışanların dijital becerilerini güçlendirmek ve çevik bir iş kültürü oluşturmak da bu dönüşümün ayrılmaz bir parçası. Araştırma, sürdürülebilirlik girişimlerinin ve etik iş uygulamalarının şirketler için giderek daha önemli hale geldiğini ortaya koyuyor. Ancak, şirketlerin yüzde 56’sı hâlâ keşif aşamasında veya dönüşüm yolculuğunun ilk adımlarını atmış durumda. Bu sürecin önündeki en büyük engeller ise yüzde 53 ile bütçe yetersizliği, yüzde 40 ile iş gücü kapasitesi ve gerekli beceri eksiklikleri. Dijital dönüşüm sürecini benimseyen şirketler, yüksek adaptasyon yeteneğine sahip ve dijital olarak yetkin organizasyonlar tasarlayarak çalışanlarının bu yeni düzende başarılı olmasını sağlıyor. Dijital eğitim programları, yapay zeka destekli İK süreçleri ve veri odaklı karar alma mekanizmaları, geleceğin iş dünyasında başarılı olmak için kritik bir rol oynuyor.
Bölgesel İnsan Kaynakları Önceliklerindeki Farklılıklar
Araştırma, bölgesel insan kaynakları öncelikleri arasındaki farklılıklara dikkat çekiyor. Türkiye’deki insan kaynakları liderleri, ekonomik dalgalanmalar ve toplumsal dinamikler gibi kendine özgü zorluklarla karşı karşıya. Bu durum, esnek ve sürdürülebilir insan yönetimi uygulamalarını zorunlu kılıyor. Sürekli değişen bir dünyada rekabetçi kalabilmek için kuruluşların üç alanda mükemmel olması gerekiyor: İşin Tasarımı, Becerilerin Geliştirilmesi ve Yetenek Yönetimi.
Türkiye'deki insan kaynakları liderleri, üst düzey yetenekleri çekmek ve elde tutmak için Çalışan Deneyimi (EX) ve Çalışan Değer Önermesini (EVP) geliştirmeyi, insan yönetimi rollerindeki becerileri artırmayı ve İK süreçlerini daha verimli hale getirmeyi önceliklendiriyor.
“Dinçer Güleyin: Dijital Dönüşüm ve İnsan Merkezli Stratejiler, Geleceğin İş Gücünü Şekillendiriyor”
Mercer’in 2025 Küresel Yetenek Trendleri Araştırması’nın iş dünyasında yaşanan büyük dönüşümün temel dinamiklerini ortaya koyduğunun altını çizen Mercer Doğu Akdeniz CEO’su Dinçer Güleyin, “Şirketler, sadece teknolojiyi benimsemekle kalmıyor; aynı zamanda dijital becerileri güçlendirerek çevik, esnek ve insan merkezli bir iş kültürü oluşturma yolunda önemli adımlar atıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise güven, eşitlik ve sürekli öğrenme kültürünü teşvik etme çabası yer alıyor. Çalışanlar artık yalnızca adil ücretlendirme değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve etik değerleri önceliklendiren organizasyonlarda çalışmak istiyor. Bu bağlamda, şirketlerin şeffaflık, çeşitlilik ve kapsayıcılık stratejileri benimseyerek güçlü bir işveren markası oluşturması, yetenekli çalışanları çekme ve elde tutma konusunda kritik bir avantaj sağlıyor” dedi.
Beceri temelli insan kaynakları uygulamalarının yaygınlaşması, şirketlerin iş gücünü daha etkin bir şekilde yönetmelerine olanak tanıdığını söyleyen Dinçer Güleyin, “Beceri kazandırma ve geliştirme süreçleri, geleceğin iş gücünü hazırlamanın anahtar unsurları haline geliyor. Çalışan bağlılığını artırmak için esnek çalışma modelleri, mental sağlık desteği ve iş-yaşam dengesi gibi faktörler de ön plana çıkarken şirketler, risk yönetimini liderliğin ayrılmaz bir parçası haline getirerek kurumsal dayanıklılığını güçlendiriyor. Bugünün hızla değişen iş dünyasında, organizasyonların sürdürülebilirlik ve kurumsal güven inşa etme adına attıkları adımlar, gelecekteki başarıları için belirleyici olacak. Bu nedenle, güveni kazanmak ve eşitliği merkeze koymak, şirketlerin sadece rekabetçi kalmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda daha güçlü, daha dirençli ve daha verimli bir iş gücü yaratmalarını mümkün kılıyor” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, müşterilerine son teknoloji ürünlerini Vodafone FLEX avantajlarıyla sunmaya devam ediyor. Sektörün önde gelen teknoloji markalarından Anker'in birbirinden çeşitli teknolojik ürünleri Vodafone FLEX ile satışa sunuldu. Yeni işbirliğiyle, şarj cihazlarından ses teknolojilerine, akıllı aksesuar çözümlerinden taşınabilir güç kaynaklarına kadar geniş bir ürün yelpazesine, Vodafone mağazaları ve Yanımda uygulamasından ulaşmak mümkün olacak. Vodafone FLEX müşterileri, kredi kartı gerekmeden faturalarına ek 12 ayda ödeme imkânıyla Anker ürünlerine kolayca sahip olabilecek. Müşteriler, faturaya ek ödeme seçeneğinin yanı sıra Vodafone mağazalarında geçerli 36 aya varan alışveriş kredisi ile birbirinden çeşitli Anker ürünlerini satın alabilecek.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:
"Vodafone FLEX çatısı altında en yeni dijital teknolojileri dünyayla aynı anda ve en uygun tekliflerle müşterilerimizin kullanımına sunmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda, tanınmış teknoloji markalarından Anker'i Vodafone FLEX portföyümüze katmanın heyecanını yaşıyoruz. Müşterilerimiz, Anker'in son teknoloji ürünlerine Vodafone FLEX avantajlarıyla sahip olabiliyor. Anker'in inovatif teknolojilerini Vodafone'un güçlü perakende ve dijital satış kanallarıyla birleştiren bu işbirliğiyle, müşterilerimize erişilebilir ve güvenli alışveriş deneyimi sunmayı hedefliyoruz."
Anker Türkiye, Yunanistan ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur ise şu açıklamalarda bulundu:
"Anker olarak, kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıran yenilikçi teknolojileri sunma misyonumuz doğrultusunda, erişim kanallarımızı sürekli genişletmeye devam ediyoruz. Vodafone FLEX işbirliği, Anker ürünlerini daha geniş bir kitleye ulaştırmamız için önemli bir adım. Kullanıcılarımız artık en son teknolojiye sahip şarj cihazları, ses ürünleri ve akıllı aksesuarlarımızı Vodafone'un güçlü perakende ve dijital satış kanalları üzerinden kolayca edinebilecek. Bu işbirliğiyle, inovatif ürünlerimizi daha fazla tüketiciyle buluşturarak, günlük yaşamlarında kesintisiz ve güçlü bir deneyim sunmayı hedefliyoruz."
Avantajlarla dolu Vodafone FLEX dünyası
Vodafone FLEX, müşterilerinin ihtiyaç ve talepleri için çok geniş ve çeşitli ürün portföyü sunan bir son teknoloji dünyası. "Seç Seç Al" mottosuyla duyurulan Vodafone FLEX dünyası "ürünü seç, ödemeni seç ve kolayca al" ilkesine dayanıyor. Müşteriler, kredi kartına ihtiyaç duymadan, kendine uygun çeşitli ödeme yöntemleriyle zengin seçenekler arasından dilediği teknolojik ürünü kolayca alabiliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı ve Enerji Grubu iştiraki İSTON, kent mobilyalarında yenilikçi ve estetik çözümler sunmaya devam ediyor. Bu yıl Yapı Fuarı’nda ilk kez beğeniye sunulacak İnce Kesit Kent Mobilyaları UrbanİST koleksiyonunu tanıtacak İSTON, modern şehircilik anlayışına yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor.
Beton teknolojisinde yüksek dayanım ve estetik unsurları bir araya getiren yeni koleksiyon, çağdaş tasarım anlayışına uygun zarif ve fonksiyonelliği ile mimarlara ve şehir tasarımcılarına daha ince, daha hafif ve daha dayanıklı mobilyalar sunuyor. Geleneksel betonarme üretimde karşılaşılan kütlesel ve ağır tasarımlar yerine, ultra yüksek performanslı metal lif takviyeli beton kullanılarak geliştirilen ürünler, 100 MPa üzeri basınç dayanımı ve 20 MPa eğilme dayanımıyla dikkat çekiyor.
Ayrıca, Yapı Fuarı’nın açık alanda sergilenecek ve dinamik yapısıyla dikkat çeken İSTON Pumptrack (Kaykay parkuru), baharın enerjisini yansıtan tasarımıyla büyük ilgi görecek. Gün boyunca bisiklet şovlarının gerçekleşeceği bu özel alan, katılımcılara hareketli ve eğlenceli anlar yaşatacak. Pumptrack alanının ortasında konumlandırılacak renkli çakıl banklar da hem ziyaretçilere dinlenme alanı sunacak hem de dış alana estetik bir dokunuş katacak.
“Kent Mobilyalarında Yeni Bir Dönem Başlıyor”
İSTON Genel Müdürü Fevzi Alp ATAR, Yapı Fuarı’nda tanıtılacak yeni koleksiyonla ilgili şu değerlendirmede bulundu. “İSTON olarak, kentin altyapı ve üstyapı ihtiyaçlarına yüksek kaliteli, yenilikçi çözümler sunarak yalnızca İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde değil, aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinde de tercih ediliyoruz. Kent mobilyalarında inovatif çözümler geliştirerek, şehirlerimizin estetik ve fonksiyonel ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermek ise öncelikler listemizin başında geliyor. Geleneksel betonarme üretimde kütlesel ve ağır elemanlarla çalışmak durumundayken, yeni nesil yüksek dayanımlı betonlarımız sayesinde çok daha ince, hafif aynı zamanda da dayanıklı tasarımlar ortaya koyabiliyoruz. Bu da hem malzeme tasarrufu hem de taşıma ve montaj açısından büyük verimlilik sağlıyor. Diğer yandan İSTON olarak tasarımcılara daha özgür hareket etme imkânı sunarak, modern şehirler için estetik, ekonomik ve sürdürülebilir çözümler geliştirmelerine imkân tanımış oluyoruz. İnce kesit kent mobilyalarını, sadece fonksiyonel nesneler olarak değil, aynı zamanda kentsel mekanın karakterini yansıtmaya özen göstererek tasarlıyoruz. Kullanıcı deneyimini ön planda tutan bu ürünler, ergonomik hatlarıyla insan anatomisine de uyum sağlıyor. Aynı zamanda interaktif kullanım olanakları sunarak, oturma, dinlenme, eğlenme gibi farklı işlevleri bir araya getiren dinamik kent elemanlarına dönüşüyor. Bu yılki Yapı Fuarı’nda sergileyeceğimiz Pumptrack alanımız, renkli çakıl banklarımız ve 3D beton yazıcımız ile üretilmiş çiçekliklerimiz ise, İSTON’un yenilikçi tasarım anlayışını ve teknolojiye verdiği önemi bir kez daha göstermiş olacak. Burada, ulusal ve uluslararası misafirlerimizle bir araya gelerek sektörün geleceğine dair verimli görüşmeler gerçekleştireceğiz. Kent mobilyalarında inovasyon odaklı çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”
İSTON’un İnce Kesit Kent Mobilyaları UrbanİST Koleksiyonu, kent estetiği, kullanıcı deneyimi ve sürdürülebilir tasarım anlayışıyla modern şehir yaşamına yeni bir boyut kazandırıyor. Geleceğin şehirleri için hafif, dayanıklı, ergonomik ve modüler çözümler sunan bu koleksiyon, kentsel tasarım alanında yeni bir dönemin habercisi.
Sürdürülebilirlik Vizyonuyla Tasarlanan Koleksiyon ve Fuar Alanı
Daha az malzeme kullanımı, uzun ömürlü yapısı ve geri dönüştürülebilirliği sayesinde ince kesit kent mobilyaları, sürdürülebilir kentsel tasarımın önemli bir parçası olarak İSTON ürün portföyünde yerini alacak. Koleksiyon, çağdaş tasarım anlayışıyla fonksiyonellik ve estetiği birleştirerek, şehir yaşamına yeni bir boyut kazandırıyor. Modern kentlerin dinamik yapısına uygun olarak gelişen bu tasarım yaklaşımı, gelecekte şehirlerde daha fazla yer bulacak.
İSTON, yalnızca kent mobilyalarının değil, fuar standının da sürdürülebilir olmasına özen gösteriyor. Bu doğrultuda, stant tasarımında geri dönüştürülebilir malzemeler tercih edilerek, beton, ahşap ve metal bileşenler sürdürülebilirlik anlayışıyla bir araya getirilecek. Ahşap zemin, ham ve verniksiz sapelli parçalar kullanılarak oluşturuluyor. Kullanılan malzemeler, sergileme sonrası parçaların zımparalanarak üretimde yeniden değerlendirilmesi düşünülerek tasarlanıyor.
Standın dış cephesinde yer alan ve 23 farklı formdan oluşacak beton saksılar, İSTON 3D beton yazıcı teknolojisi kullanılarak üretiliyor. Bu yenilikçi üretim yöntemi sayesinde kalıp ihtiyacı ortadan kaldırılarak kaynak tüketimi azaltılacak. Fuar ardından bu saksılar, İSTON Genel Müdürlük binasında ve tüm İSTON tesislerinde yeniden kullanılacak. Ayrıca, stant içerisinde sergilenen dış mekan bitkileri, mevsime uygun olarak seçilecek ve fuar sonrasında İSTON Genel Müdürlük binasında değerlendirilecek.
İSTON, doğal kaynak tüketimini en aza indiren ve uzun ömürlü malzemelerle üretilen kent mobilyalarıyla sürdürülebilir şehircilik anlayışına katkıda bulunmaya devam ediyor.
İSTON Hakkında:
İSTON - İstanbul Beton Elemanları ve Hazır Beton Fabrikaları Sanayi ve Ticaret A.Ş., 1986 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin altyapı ve üstyapı ihtiyaçlarına yüksek kaliteli ve yenilikçi çözümler sunmak amacıyla kuruldu. İSTON ürünleri, yalnızca İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde değil, aynı zamanda ihracat faaliyetleriyle dünyanın birçok ülkesinde de tercih ediliyor.
Yaklaşık 1.000 kişilik uzman kadrosuyla İSTON, Tuzla, Hadımköy, Altunizade, Yenibosna ve Esenler Giyimkent’teki Genel Müdürlük binası olmak üzere beş farklı yerleşkede faaliyet gösteriyor.
Geniş ürün portföyüyle İSTON; kent mobilyaları, oyun grupları, beton ve betonarme borular, parke taşları ve bordürler, hazır beton, prefabrik altyapı elemanları gibi ürünlerin yanı sıra mimari tasarım, kentsel proje uygulamaları, taahhüt ve yapı denetim hizmetleri de sunuyor.
Tüm faaliyetlerini İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, Çevre Yönetim ve Kalite Güvence Sistemi, Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi ve Kalite Laboratuvar Yönetim Sistemi çerçevesinde yürüten İSTON, sürdürülebilirliği temel kurumsal ilkelerinden biri olarak benimsiyor. Şirketin üretim tesisleri, Uluslararası Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) tarafından Altın Sertifika‘ya layık görüldü.
Ar-Ge ve tasarıma yaptığı yatırımlarla İSTON, kent yaşamına ve inşaat sektörüne yenilikçi ürünler ve teknolojiler kazandırırken, ulusal ve uluslararası ölçekte sektör-akademi iş birliklerinde de aktif olarak rol alıyor.
Şehirlerin geleceğiyle uyumlu ürünler ve tasarımlar geliştiren şirket, kentsel alanların estetiğini, konforunu ve kalitesini artırmaya odaklanıyor. 2.000’i aşkın ürün çeşidiyle, küresel inşaat sektörünün en kapsamlı şirketlerinden biri olarak yeni ürün ve hizmetlerle faaliyet alanlarını sürekli genişletiyor.
Bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı ve Enerji Grubu iştiraki olan İSTON, katılımcı ve demokratik bir yönetim anlayışı benimsiyor. Kent dinamiklerinin değişen beklenti ve ihtiyaçlarına bütüncül bir bakış açısıyla yanıt vererek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Yeni Nesil Belediyecilik” vizyonu doğrultusunda şehirlerde fark yaratan yenilikçi ve sürdürülebilir projeler hayata geçiriyor.
İSTON’un Hadımköy Fabrikası, mükemmeliyet ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığı ile çevresel sorumluluğunun farkındalığı sayesinde olarak Uluslararası Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) tarafından Platin seviyesinde sertifikalandırıldı.
Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki üstün performansı, British Safety Council tarafından düzenlenen 66. Uluslararası İş Güvenliği Ödülleri’nde “Distinction Winner” unvanı ile taçlandırıldı.
Son olarak, “İş Hayatında Kadın Eşitliği” sertifikasıyla ödüllendirilen şirket, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık konusundaki taahhüdünü bir kez daha ispat etti. İSTON, Hazır Beton Birliği ve Prefabrik Yapılar Derneği’nin aktif bir üyesidir, aynı zamanda güçlü piyasa konumu ve finansal performansıyla Fortune 500 listesinde yer almaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Üretim süreçlerinde yapay zekâ, IIoT, robotik teknolojiler, dijitalleşme gibi ileri otomasyon teknolojilerinin kullanımının artmasıyla her geçen gün önemi daha da artan otomasyon sektörü, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) öncülüğünde yenilikçi çözümlerini dünyayla buluşturmaya devam ediyor. 2025 yılını büyüme ve gelişme odağında geçirmeyi planlayan sektör WIN EURASIA'da uluslararası profesyonellerle yeni iş birlikleri gerçekleştirerek Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez olmayı hedefliyor.
Endüstriyel otomasyon ve endüstriyel proses kontrol alanında sektörün önde gelen yerli ve yabancı menşeli firmalarını bir araya getiren ve otomasyon, proses kontrol, robotik ve endüstri 4.0, sanayide dijitalleşme konularında Türkiye sanayisinin gelişmesine önemli katkılar sunan Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD), 31 yıldır imalat sanayinin tüm bileşenlerini bir araya getiren Avrasya Bölgesi'nin lider endüstri fuarı WIN EURASIA Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı'nda sektörün yeni iş birlikleri gerçekleştirmesine katkı sunacak. 28-31 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleşecek WIN EURASIA, "Odağımız Otomasyon" mottosuyla endüstriyel dönüşümün öncüsü olma misyonunu sürdürecek.
Yeni iş birlikleri ve fırsatlar yaratacak
İmalat sanayinin bölgedeki en büyük buluşması olması ve her yıl yenilenen konseptiyle WIN EURASIA'nın fark yaratacağının altını çizen Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Atıl, "31. yılını 'Odağımız Otomasyon' mottosuyla kutlayacak olan WIN EURASIA, endüstriyel dönüşüm için yenilikçi otomasyon çözümlerini ve geleceğe yönelik tüm uygulamaları tek çatı altında sunarak sektörümüz adına kritik bir rol oynadığını tekrar ortaya koyacak. Özellikle fuarda otomasyonun tüm imalat sektörleri için vazgeçilmez olduğu bir kez daha vurgulanacak. Endüstriyel otomasyon, WIN EURASIA'nın öncü alanlarından biri olarak sanayinin temel taşını oluşturuyor ve yenilikçi teknolojileriyle dönüşüme yön veriyor. Dijitalleşme, robotik çözümler, akıllı üretim ve enerji yönetimi gibi alanlarda faaliyet gösteren üyelerimiz, üretim süreçlerinde kalite, verimlilik ve sürdürülebilirliği artıran çözümleri fuarda sergileyecek. İmalat sanayinin bölgedeki en büyük buluşması olan WIN EURASIA'nın, sektörümüz adına yeni iş birlikleri ve fırsatlar yaratmasını temenni ediyoruz" dedi.
Sektörel dönüşüme yön veriyor
İmalat sanayinin tüm bileşenlerini tek bir çatı altında buluşturarak sektöre kapsamlı bir vizyon sunan ve geleceğe yön veren WIN EURASIA, küresel iş birliklerinin gelişimine öncülük ederek sektörel dönüşümü hızlandırmaya devam ediyor.
Fuarın sunduğu fırsatları değerlendiren Hannover Fairs Turkey WIN EURASIA Proje Yöneticisi Sena Mengül, WIN EURASIA'nın sanayi dünyasında oynadığı kritik rolü şu sözlerle vurguladı:
"31 yıldır sanayide yenilik ve verimliliğin merkezi haline gelen WIN EURASIA olarak, uluslararası ziyaretçilerimiz sayesinde küresel pazarlara açılma fırsatı sunarken, katılımcı firmalara da önemli bir rekabet avantajı kazandırıyoruz. Üretim sektörünün geleceğini şekillendiren en önemli platformlardan biri olarak, en ileri teknolojileri sanayi profesyonelleriyle buluşturuyor, otomasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında stratejik iş birliklerinin gelişimine katkı sağlıyoruz.
Bu dönüşüm sürecinde endüstriyel otomasyon sektörü de hayati bir rol oynuyor. Yapay zekâ, IIoT, robotik teknolojiler ve dijitalleşme gibi ileri otomasyon çözümlerinin üretim süreçlerine entegrasyonu hız kazanırken, işletmelerin verimlilik ve rekabet gücünü artırarak sanayinin sürdürülebilir büyümesine katkı sunuyoruz "dedi.
Kapsamlı bir vizyon sunacak
WIN EURASIA, 30 yılı aşkın süredir imalat sanayinin yenilikçi gücü olarak sektördeki en önemli markaları ve profesyonelleri bir araya getirmeye devam ediyor. 2025 yılında da teknoloji odaklı ürün ve çözümleri sektör temsilcileriyle buluşturmaya hazırlanan fuar, genişleyen ürün yelpazesiyle otomasyona geçişi hızlandırırken sektörel gelişime kapsamlı bir vizyon sunacak. 2024 yılında 17 ülkeden 750 katılımcı ve 41.554 ziyaretçiyi ağırlayarak büyük bir başarıya imza atan WIN EURASIA, bu yıl 31. edisyonunda daha da yoğun bir ilgiyle karşılanmayı bekliyor. Fuarda, Elektrik, Elektronik ve Enerji Otomasyonu, Endüstriyel ve Fabrika Otomasyonu, Robotik Otomasyon ve Dijital Fabrika Teknolojileri, Makine Otomasyonu ve Teknolojileri, Kaynak ve Robotik Kaynak Teknolojileri gibi üretim süreçlerinin temel bileşenleri sergilenecek. Bununla birlikte, geleceğin üretim teknolojilerine odaklanan özel alanlar da fuarın önemli yenilikleri arasında yer alacak. 5G Arena, Kaynak Uygulama Özel Alanı ve Endüstriyel Yapay Zeka gibi bölümler en yeni gelişmeleri sektörle buluştururken, Hidrojen ve Yakıt Hücreleri Özel Alanı enerji dönüşümüne yönelik inovatif çözümleri ön plana çıkararak sürdürülebilirlik alanında fark yaratacak.
WIN fuarı 7.salon ana sahnesinde 28 Mayıs öğleden sonra ve 29 Mayıs tüm gün ENOSAD panelleri düzenlenecek. Panellerde üyelerden konuşmacıları ve son kullanıcıları ağırlanacağı bu programın ismi "Yapay Zeka ve Geleceği Konferansı" olacak. Yapay Zeka Tarafından Güçlendirilen Yeni Nesil Yıkıcı Girişimler, Üretimde Yapay Zeka ve 5G ile Bağlantıyı Yeniden Tanımlamak, Üretkenlikte Yeni Bir Çağ, Robotik Rönesans ile Yapay Zekanın Fiziksel Dünyayı Otomatikleştirmedeki Rolü, Yapay Zeka Ajanlarının Yükselişi: Geleceğin Ekonomisine Bir Bakış gibi birçok güncel konu ele alınacak.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.