Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

GreenLake platformu ile pekiştiriyor.
Hewlett Packard Enterprise (HPE), HPE GreenLake uçtan buluta platformu, hibrit bulut hizmetleri, özel bulut portföyü ve iş ortağı ekosistemindeki teklifleri ve yenilikleri önemli ölçüde zenginleştirdiğini duyurdu.
• OpsRamp satın almasını tamamlayan HPE; çözümü artık HPE GreenLake platformu içinde SaaS teklifi olarak sunuyor ve müşterilerine çok satıcılı, çok bulutlu BT ortamları için yapay zekâ destekli operasyonlar sağlıyor.
• HPE GreenLake, yedekleme ve makine öğrenimi için eklediği Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) teklifleriyle, AWS pazarında ek HPE SaaS teklifleri sunuyor ve Hizmet Olarak Ağ (NaaS) portföyünü genişletiyor.
• HPE, uçtaki kullanım senaryolarını ele almak ve Red Hat OpenShift Container Platform için konteyner desteği sağlamak üzere HPE GreenLake for Private Cloud Enterprise bünyesindeki geliştirmelerle HPE GreenLake özel bulut portföyünü genişletiyor. Ayrıca müşterilerin sanal makineleri (VM'ler) talep üzerine hibrit bulutlarda çalıştırmasına olanak sağlayan yeni bir teklif olan HPE GreenLake for Private Cloud Business Edition sürümünü kullanıma sunuyor.
• HPE ve VMware, VMware Cloud Foundation için optimize edilmiş, önceden yapılandırılmış ve test edilmiş HPE bulut modülleriyle HPE GreenLake for VMware Cloud Foundation kullanım başına ödeme çözümünü geliştirerek uzun süredir devam eden iş birliğini bir adım ileri taşıyor.
• HPE ve Equinix, HPE GreenLake for Private Cloud Enterprise ve HPE GreenLake for Private Cloud Business Edition ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki Equinix veri merkezlerinde önceden sunmak için genişletilmiş iş ortaklığını duyuruyor. Müşterilerini hibrit bulut stratejilerinde daha fazla hıza, çevikliğe, esnekliğe ve seçeneğe kavuşturacak geniş bir özel bulut teklifleri yelpazesine hızlı erişim sağlıyor.
HPE Başkanı ve CEO'su Antonio Neri, konuya ilişkin şunları söyledi: "2019 yılında HPE GreenLake aracılığıyla her şeyi hizmet olarak sunma stratejimizi tanıtmıştık. O zamandan beri müşterilerimiz modern bulut deneyimini hibrit bulutun kontrolü, yönetimi, performansı ve öngörülebilirliğiyle birleştirmenin yollarını aradıkça kazanan bizim stratejimiz oldu. HPE GreenLake bu yeni kategoriye öncülük etti. Bugün hibrit ve özel bulut tekliflerimizin erişimini, seçeneklerini ve yeteneklerini genişleterek liderliğimizi pekiştiriyoruz. HPE GreenLake’i, başarılı bir hibrit bulut stratejisi yürütmek isteyen tüm kuruluşların tercihi haline getiriyoruz."
HPE GreenLake uçtan buluta platformu ve sürdürülebilirlik panosu ile OpsRamp entegrasyonu
HPE GreenLake platformu, müşterilere ve iş ortaklarına hibrit ve çoklu bulut BT operasyonlarını basitleştirmek ve bulut hizmetlerine kolayca erişim sağlamak için birleşik bir deneyim sunuyor. Kuruluşlar, hibrit bulutlarını otomatikleştirmek, düzenlemek ve çalıştırmak için tek bir kontrol ortamından yararlanıyor.
HPE, bir Hewlett Packard şirketi olan OpsRamp yazılımını SaaS teklifi olarak HPE GreenLake platformuna ekleyerek platformunu geliştirmeye devam ediyor. HPE GreenLake platformu müşterileri, heterojen, çok satıcılı ve çok bulutlu tesislerdeki varlıkların ve uygulamaların kapsamlı gözlem ve otomasyonu için OpsRamp'tan yararlanabiliyor. Bu benzersiz özellikler, müşterilere hibrit bulut ortamlarında otomasyona dayalı basitlik sağlamak ve maliyetleri düşürmek için güçlü bir araç sunuyor.
Ayrıca OpsRamp, çok satıcılı ve çok bulutlu tesislerde BT varlıklarına ve uygulamalarına dair görünürlük sağlayarak kısa süre önce duyurulan sürdürülebilirlik panosunun yeteneklerini geliştiriyor. Sürdürülebilirlik panosu HPE GreenLake platformunda erken erişim olarak kullanıma sunuldu.
HPE ayrıca HPE Complete Care Service ve HPE GreenLake Managed Services aracılığıyla OpsRamp hizmetlerini ve danışmanlığını da sunuyor.
Yeni ve genişletilmiş HPE GreenLake hibrit bulut hizmetleri
HPE, HPE GreenLake üzerindeki SaaS ve NaaS teklifleri portföyünü genişletmeye ve AWS pazarına HPE SaaS teklifleri eklemeye devam ediyor.
• HPE, müşterilerine tutarlı, birleşik bir hibrit bulut deneyimi sunarak hibrit bulut dönüşümünü basitleştirmek için AWS ile olan iş birliğini genişlettiğini duyurdu. Sunulan çözümlere Amazon Makine Görüntüsü (Amazon Machine Image - AMI) olarak sunulan HPE NonStop Geliştirme Ortamı ve AWS Marketplace'te SaaS olarak sunulan HPE Suistimal Risk Yönetimi dahil edildi.
• HPE, uygun maliyetli ve uzun vadeli depolama sağlayan, müşterilerin hibrit bulutlarındaki verileri ve iş yüklerini koruyan HPE GreenLake for Backup and Recovery'ye yeni özellikler ekledi. Genişletilmiş teklif artık Microsoft SQL Server ve Amazon İlişkisel Veritabanı Hizmeti (Amazon RDS) tarafından yönetilen şirket içi ve bulut veritabanlarını da koruyor.
• HPE Machine Learning Development Environment artık HPE GreenLake for High Performance Computing (HPC) aracılığıyla sunuluyor. Bu teklif, HPE GreenLake aracılığıyla optimize edilmiş yapay zeka altyapısı ve makine öğrenimi yazılımı sağlıyor.
• HPE Aruba Networking CX 8000, HPE Aruba Networking 9000 ve HPE Aruba Networking 10000 serilerinden oluşan veri merkezi anahtarlama portföyü artık hizmet olarak ağ (NaaS) yoluyla kullanılabiliyor. İki yeni HPE GreenLake for Aruba ağ hizmet paketi, iş ortaklarının veri merkezi ağları ekseninde genişlemesine ve tasarım ve teslimat hizmetlerini aylık NaaS teknoloji aboneliği ile bir araya getirerek HPE GreenLake aracılığıyla eksiksiz bir bilgi işlem, depolama ve ağ veri merkezi yığını kullanmasına olanak tanıyor.
Modern özel bulut tekliflerinden oluşan genişletilmiş HPE GreenLake portföyü ve iş ortağı ekosistemi
Günümüzde kuruluşlar uçtaki, şirket içindeki ve genel buluttaki iş yükleri ve verileri için daha fazla görünürlük, kontrol ve öngörülebilirlik talep ediyor. Sonuç olarak kuruluşlar modernleşmek ve dijital olarak dönüşmek için giderek daha fazla özel bulut tekliflerine yöneliyor.
Constellation Research tarafından kısa süre önce yayınlanan rapor, özel bulut modeline geçen kuruluşların yüzde 50 maliyet tasarrufu, özel bulut iş yüklerinde yüzde 65'e varan performans artışı, hibrit ortamlarda iki kat daha hızlı BT ve geliştirme döngü süreleri elde ettiğini ortaya koyuyor.1 Constellation Research çalışması, Kuzey Amerika'daki şirketlerin üst düzey BT liderlerinden alınan verilere dayanıyor ve HPE GreenLake'in ardındaki ivmeyle tutarlılık gösteriyor.
Geçtiğimiz Haziran ayında HPE GreenLake for Private Cloud Enterprise'ın piyasaya sürülmesinden bu yana HPE, müşterilerine özel bulutlarını işletmek için basit, esnek ve sezgisel bir deneyim sunmak adına özel bulut teklifleri portföyünü genişleterek daha fazla seçenek sunmak amacıyla yatırımlarına devam ediyor.
• HPE GreenLake for Private Cloud Enterprise, bulut yerel ve geleneksel uygulamalar için yönetilen hizmetler sağlamak üzere, binlerce dağıtık BT konumuna bağlanma yeteneği ekleyerek uçtaki kullanım senaryolarını ele alan yeni yetenekler ekledi. Teklif ayrıca Red Hat® OpenShift® Container Platform için konteyner desteği ve Amazon Web Services, Google Cloud Platform, Microsoft Azure ve VMware ile iş yüklerini kolayca sunabilmek için ek hibrit ve çoklu bulut yetenekleriyle geliyor.
• HPE GreenLake for Private Cloud Business Edition, özel bulut portföyündeki en yeni teklife karşılık geliyor. Bu teklif, müşterilerin talep üzerine hibrit bulutlarda sanal makineler (VM'ler) oluşturmasına ve AIOps ile sunulan basit yapı eşliğinde VM'lerden altyapıya kadar özel bulutlarını kendi kendilerine yönetmelerine olanak tanıyor. Yönetim için sezgisel bulut operasyonu deneyimi ve veri koruma için sorunsuz entegrasyon sayesinde müşteriler, sektör lideri2 veri kullanılabilirliği ve verimliliği sağlarken şirket içinde, uçta ve genel bulutlarda veri depolayabiliyor, yönetebiliyor ve koruyabiliyor. Teklif, müşterilere self-servis esnekliğinin yanı sıra ön ödeme veya kullandıkça ödeme seçeneği de sunuyor.
• HPE, müşterilere daha fazla hız ve kolaylık sağlamak için standart modüller üzerine inşa edilen HPE GreenLake Flex Çözümleri aracılığıyla, kendileri için özelleştirilmiş bulut teklifleri oluşturmak isteyen müşterileri de destekliyor.
• HPE ve VMware, VMware Cloud Foundation yetenekleri için HPE GreenLake genişlemesini sunarak onlarca yıllık ortaklıklarını sürdürüyor. HPE artık HPE GreenLake aracılığıyla kullanım başına ödeme esasına göre sunulan yazılım lisansları, kurulum ve sürekli yönetim hizmetlerine ek olarak VMware Cloud Foundation için optimize edilmiş, önceden yapılandırılmış ve test edilmiş bulut modülleri sağlıyor. VMware Cloud Foundation'ın HPE GreenLake aracılığıyla yönetimi, kurumsal BT'nin değişen iş taleplerini karşılamak için kaynakları doğru şekilde ele almasına ve müşterilere HPE altyapısı üzerinde çalışan, kapsamlı biçimde yönetilen, güvenli, self servis bir hibrit bulut eşliğinde aşırı tedarikten kaçınmasına olanak tanıyor.
• HPE ayrıca genişletilmiş özel bulut portföyünün dünyanın dört bir yanındaki Equinix veri merkezlerinde önceden sağlanacağını duyurdu. Equinix ile genişletilen iş birliği, müşterilere daha fazla seçenek ve modern özel bulutları hızla yaygınlaştırma olanağı sunacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
 Uludağ Enerji, 20 Haziran tarihinde Bursa Merinos Kongre Merkezi'nde çalışanlarına ve paydaşlara yönelik İSG Buluşması düzenledi. Uludağ Enerji Grup Sürdürülebilirlik Direktörü Özgür Öztürk'ün moderatörlüğünü üstlendiği ve Uludağ Enerji CEO'su İsmail Ergüneş'in konuya dair değerlendirmelerde bulunduğu konferansta, katılımcılar yol güvenliği ve yüksekte çalışma hakkında bilgilendirildi. Etkinlik, UEDAŞ ve Uludağ Elektrik Genel Müdürleri Gökay Fatih Danacı ve Ali Erman Aytac'ın iş sağlığı ve güvenliği hakkında mesajlarıyla tamamlandı.
 
"Daha Güvenli Bir Çalışma Ortamı için Çabalıyoruz"
 
Uludağ Enerji'nin düzenlediği İSG Buluşması'nda CEO İsmail Ergüneş'in yanı sıra UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı ve Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2023 yılında daha güvenli bir çalışma ortamı için çabaladıklarını belirten Uludağ Enerji CEO'su İsmail Ergüneş "Kurulduğumuz günden bu yana çalışma arkadaşlarımız ve onların güvenliği her zaman için önceliğimiz oldu. Bu sebeple çalışanlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm ekiplerimiz adına iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalığı artırmayı amaçlarken, güvenlik risklerini var olan tüm standartların ötesine taşımak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2023 yılının İş Sağlığı ve Güvenliği adına daha planlı ilerlediğimiz ve daha güvenli bir çalışma ortamında güzel işlere imza atacağımız bir yıl olmasını diliyorum." açıklamalarında bulundu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Sistem Global Danışmanlık ve Türkiye Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) iş birliği kapsamında hazırlanan "Türkiye Yazılım Ekosistemine Genel Bakış" raporu, Türkiye'de faaliyet gösteren yerli ve yabancı yazılım şirketlerinin ekonomiye sağladığı istihdamı ve ihracat hacmini, son yıllardaki yazılım trendlerini, girişimcilik ve yatırımcı ekosistemlerini güçlü yönleri ve gelişim alanlarıyla birlikte değerlendiriyor. Yazılım sektörünün çatı kuruluşu YASAD'ın ev sahipliğinde 14 Haziran'da gerçekleşen Yazılım Sektörü ve Globalleşme Zirvesi'nde özel sektör ve kamu kuruluşlarının temsilcileriyle paylaşılan raporda, yazılım sektörüne yönelik hibe ve teşvik programları, sektörün fikri, sınai ve mülkiyet haklarına yaklaşımı ve kamunun yazılım düzlemindeki çalışmaları mercek altına alınıyor.
Raporda yer alan veriler ışığında yazılım sektörünün gelişimini değerlendiren Sistem Global Danışmanlık COO'su Elif İşgör Önen, "İnovasyonlarla birlikte sürekli değişim ve gelişme halinde olan yazılım endüstrisi, her sektörden şirketi etkiliyor. Günümüzün en değerli şirketlerinin yazılım tabanlı şirketler olduğu göz önüne alındığında yazılım ekosisteminin barındırdığı potansiyeli güçlü yönleri ve gelişim alanlarıyla beraber yakından takip etmeyi, geleceğe yönelik stratejik adımların doğru kurgulanması adına önemli buluyoruz. Türkiye Yazılım Ekosistemine Genel Bakış Raporu'nu da bu vizyonla hazırladık. Dünya çapında önemli bir pazar payına sahip bu ekosistemde faaliyet gösteren firmaların, hem ülkemizdeki KOBİ'lerin dijital dönüşümüne yönelik itici güç olması hem de ihracat faaliyetleriyle ülkemize katacakları değer açısından taşıdığı önem tüm sektör paydaşlarınca anlaşılmalı. Uzun yıllardır Ar-Ge, teknoloji ve katma değerli üretim ekosistemine hizmetler sunan bir danışmanlık şirketi olarak Sistem Global'deki müşterilerimizin önemli bir kısmını yazılım sektöründe faaliyet gösteren firmalar oluşturuyor. Yıllar içinde yazılım yetkinliği, Ar-Ge odağı, ürünleşme mantığının oturtulması gibi kilometre taşlarında firmalarımızın olgunlaşmasına şahit ve destek olduk. Şimdi de globalleşme ve ihracat konularının yazılım firmaları tarafından benimsendiğini ve bu alanda önemli adımlar atılmaya başlandığını görmek mutluluk verici" dedi.
"Yazılım sektörü yüzde 10 büyüyecek"
Yazılım sektörünün güçlü olduğu ve iyileşme gösterdiği alanlara dair bilgi veren İşgör Önen, "Pazar gelirlerinin önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 10 artacağını öngörüyoruz. Bilişim teknolojilerinin diğer alanlarına göre yerli ürün oranının yüksek olduğu yazılımda, global trendlere uyumlu bir seyir söz konusu. Özellikle oyun ve e-ticaret gibi alanlarda bölgesel etkinliğimiz hızla yükseliyor. İstanbul'un dünyadaki girişimcilik ekosisteminde öne çıktığını, yatırım adetlerinin, miktarlarının ve bu alandaki çeşitliliğin artığını gözlemliyoruz. TEKMER, Teknopark, Hızlandırıcı, Kuluçka Merkezi gibi yapılar da hem sayıca artıyor hem de global ekosisteme entegre olma konusunda geçmişe göre çok daha başarılı. Yazılım sektöründeki bu gelişmeler, genel anlamda Türkiye teknoloji ekosistemindeki büyümeye de katkı sağlıyor. Tüm bu olanakların sektör paydaşları tarafından Türkiye'nin KOBİ kalkınmasının ve dijital dönüşümünün yanı sıra ihracatımızın itici gücü olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Yazılım şirketleri Türkiye'nin ihracat büyümesini hızlandıracak potansiyelde" dedi.
"Doğru finansman kaynaklarına erişim şart"
Yazılım sektörünün gelişimine katkıda bulunan etkenlere değinen İşgör Önen, "Yazılım sektöründeki firmaların sağlıklı büyüme göstermesi için, fikir aşamasından halka arza giden yolda, doğru zamanda doğru finansman kaynaklarına ulaşması gerekiyor. Dolayısıyla yazılım endüstrisi için sektörel olgunlaşmanın iki önemli katalizörü olduğunu düşünüyoruz: şirketlerin doğru finansman kaynaklarına erişimi ve doğru globalleşme stratejilerinin oluşturulması. Sistem Global Danışmanlık olarak Londra, Berlin, Singapur ve Brüksel ofislerimiz üzerinden şirketlerin uluslararası pazarda yer almalarını desteklerken bir yandan da onlarla yatırım alma veya yapma yoluyla büyümelerini sağlıyoruz. Artık global ihracat pazarından daha büyük pay almamız gerektiğinde tüm sektör paydaşları hem fikir. Raporda da öne çıkan güçlü yönlerimizi fırsata çevirerek ve özellikle rekabetlik, yatırım-alma ve yatırım yapma gibi araçları kullanarak sektörün ihracat oranlarında hızlı bir artış sağlayacağımıza inanıyoruz" dedi.
YASAD Başkanı Gönül Kamalı ise "Yazılım ihracatının özellikle son dönemde tüm şirketlerin hedefi haline gelmesiyle birlikte sektör son bir yılda, ihracatımızın kapsamının, kapasitesinin artırılması ve hızlandırılması adına önemli aşamalar kaydetti. Teşvik sistemlerindeki büyük yenilikler, kurumlardaki globalleşme programları, oluşturulan platformlar, girişim sermayesi kuruluşlarının faaliyete geçmesi ve yatırımcı ağının genişletilmesi gibi fırsatların da etkisiyle yazılım şirketlerinin globalleşme potansiyeli daha da desteklenmektedir. Türkiye'den çıkan ve uluslararası pazarda rekabet ederken bir yandan ülkemize katma değer bırakan birçok şirket var ve bu şirketlerin sayısını artırmak mümkün" dedi.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında yer alan, lojistik sektörünün lider firmalarından Alışan Lojistik, dünya kimya devi Dow Chemical Europe tarafından Hollanda Terneuzen’da düzenlenen 4STAR Hizmet Ödülleri’ne yine damga vurdu. Alışan, söz konusu etkinlikte üçüncü defa Depolama ve Lojistik kategorisinde altın madalya ödülünün sahibi oldu.
 
Dünya kimya devi Dow Chemical Europe’un her yıl depolama, terminal ve lojistik sektörlerindeki iş ortaklarının hizmet, güvenlik, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik alanlarındaki üstün katkılarını değerlendirdiği 4STAR etkinliği Hollanda’da gerçekleşti. Söz konusu etkinlikte, Alışan Lojistik üçüncü defa Depolama ve Lojistik kategorisinde altın madalya ödülüne layık görüldü. Ödülü, Alışan Lojistik adına, Uluslararası İş Geliştirme ve Global Müşteriler Müdürü Seda Şebin aldı.
 
DOW Terneuzen kampüsünde gerçekleşen etkinlikte Şebin, bir Dow Chemicals tedarikçisi olarak şirket içinde gerçekleştirdikleri ve kurum kültürü haline getirdikleri çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği stratejilerinin şirketlerine kattığı değeri, buna bağlı olarak gelişen ekonomik büyümelerini ve lojistik sektörüne sağladıkları pozitif katkıyı “İş Yerinde Çeşitlilik ve Cinsiyet Eşitliği” konulu panelde anlattı.

4STAR Hizmet Ödülleri’nde üçüncü defa altın madalyanın sahibi olmaktan dolayı onur duyduklarını belirten Seda Şebin, “Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında yer alan ve sektörde 38 yıldır var olan bir marka olarak üçüncü defa Depolama ve Lojistik alanında altın madalya ile onurlandırıldık. Yüksek performansımız ve güvenilir hizmet kalitemizin ötesinde çeşitlilik alanında geliştirdiğimiz projelerle bizi değerli iş ortakları arasında göstererek ödüle layık gören Dow Chemical Europe’a çok teşekkür ederiz. Kimyasal madde lojistiğindeki uzmanlığımıza ve iyi bir kurumsal vatandaş olmak için attığımız adımlara duydukları bu güven için mutlu ve gururluyuz”.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TÜBİTAK ve British Council, Birleşik Krallık ve Türkiye hükümetleri arasında bilim ve teknoloji alanında akademik iş birliklerini desteklemek ve yaygınlaştırmak üzere hayata geçirilen Newton-Katip Çelebi Fonu kapsamında düzenlenen resepsiyon ile bilim ve teknoloji alanındaki isimleri, fon yararlanıcılarını ve iş ortaklarını bir araya getirdi. İki ülkedeki bilimsel araştırma ve inovasyon kapasitesini buluşturarak Türkiye'deki ekonomik kalkınma ve toplumsal refaha katkı sağlamayı hedefleyen Newton Kâtip Çelebi Fonu, 2014 yılından bu yana bilim, teknoloji, yenilik ve eğitim alanlarında iş birlikleri oluşturarak 750 milyon TL’ye yakın destek verdi.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve British Council desteğiyle hayata geçen program, yıllar boyunca hem Birleşik Krallık'tan hem de Türkiye'den araştırmacılara ve bilim insanlarına destek sağladı ve Türkiye’deki önemli sorunlara ortak çözüm geliştirilmesi için çığır açan projelerin hayata geçirilmesine imkan sundu. 2020 yılında uluslararası Newton Prize ödülünü kazanan, ‘Düşük Maliyetli Konutlar İçin Yeşil Yapısal Bileşenlerle Lego Sistemi’ projesi ve büyük ölçekli aşılamayı destekleyecek modelleri inceleyen ‘Vaccines4All’ projesi gibi farklı konularda çalışmalar yürüten projeler hayata geçirildi.
Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Jill Morris CMG konuşmasında, “Newton-Katip Çelebi Fonu, uluslararası ortaklık ve bilimsel işbirliğinin seçkin bir örneğidir. Fon, kurulduğu 2014 yılından bu yana 25 farklı fon programı aracılığıyla 450'ye yakın hibe dağıttı ve toplam bütçesi yaklaşık 25 milyon Sterlin oldu. Bu hibeler Türkiye'de 60'a yakın ilde, 140'tan fazla kuruma ulaşarak bilim dünyamızda silinmez izler bıraktı. Newton-Katip Çelebi Fonu sadece ortak araştırma ve inovasyon projelerini desteklemekle kalmamış, aynı zamanda akademik hareketliliği kolaylaştırmış, sanayi-akademi bağlantılarını beslemiş ve girişimcilik faaliyetlerini teşvik etmiştir. Bu çabalar sayesinde, bilginin ilerlemesine ve bilimsel keşiflerin gerçek dünya çözümlerine dönüştürülmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki bilim ve inovasyon işbirliği, ikili ilişkilerimizin çok önemli bir yönüdür ve muazzam potansiyeli her iki ülke yararına kullanmak için birlikte çalışmaya devam etmeye kararlıyız.” sözleriyle projenin önemini vurguladı.
British Council ortaklığıyla gerçekleştirilen fon ile ilgili sözlerine Ocak 2023'te görevine başlayan Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Jill Morris'i tebrik ederek başlayan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Birleşik Krallık ile yapılan iş birliklerinin, Türkiye'de bilimsel bilginin ilerlemesi ve yeniliğin teşvik edilmesi için önemine dikkat çekerek, "Katip Çelebi-Newton Fonu, bu iş birliğinde çok önemli bir rol oynayarak ortak araştırma projeleri ve eğitim girişimleri için paha biçilmez bir destek sağlamıştır. Bu fon sayesinde, Türk ve İngiliz araştırmacıların güçlerini birleştirerek farklı alanlarda çığır açıcı keşifler ve atılımlar gerçekleştirdiklerine, manyetik polimerlerle düşük maliyetli sensörler geliştirmekten meme kanseri hastaları için cerrahi sonuçları iyileştirmeye kadar sayısız başarı öyküsüne tanık olduk. Katip Çelebi-Newton Fonu'nun attığı temel üzerine inşa ederek milletlerimiz arasındaki bağları güçlendirmeye devam etmeliyiz. Hükümetler, akademik kurumlar ve endüstri liderleri dahil tüm paydaşları bu iş birliklerini sürdürmek ve genişletmek için yatırım yapmaya davet ediyorum. Ortaklık ruhunu ileriye taşıyalım, önümüze çıkan fırsatları değerlendirelim ve Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki iş birlikleriyle olağanüstü ilerlemeler kaydetmeye devam edelim” değerlendirmesinde bulundu.
British Council Ülke Direktörü Gill Caldicott, “Bugün kutladığımız başarı, zamanlarını, uzmanlıklarını ve tutkularını Newton Fonu'na adayan olağanüstü bireyler olmadan mümkün olamazdı. TÜBİTAK Başkanı Sayın Hasan Mandal'a, değerli ekip üyelerine, akademisyenlere, araştırmacılara, bilim insanlarına ve bu girişime katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Newton Fonu'nun Türkiye'deki başarıları üzerine düşünürken geleceğe de bakmalıyız. TÜBİTAK ve araştırmacılarla ortaklığımızı sürdürmek istiyoruz. Newton Fonu aracılığıyla kurulan dostluklar ve ortaklıklar, kurumlarımız, akademisyenlerimiz, araştırmacılarımız ve bilim insanlarımız için daha da büyük fırsatlara kapı açmaya devam edecektir.” sözleriyle, British Council’ın bilim ve teknoloji alanında çalışmalarına devam edeceğinin altını çizdi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji hedefleri açısından stratejik öneme sahip olan Enerjisa Üretim, temiz ve sürdürülebilir enerjiye dikkat çekmek amacıyla, bu yıl da Dünya Müzik Günü’nde sanatın enerjisini kullanarak, Akustikhane’yle özel bir proje hazırladı. Doğal güzelliklere sahip Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali ve Bandırma Enerji Üssü’nde gerçekleşen müzik performanslarında, elektronik müzik prodüktörü Emiran'ın şarkılarına çellist Yasemin Özler ve bas gitarist Eren Turgut eşlik etti. 3 farklı müzisyenin performansı 3 farklı lokasyonda filmleştirilirken aynı zamanda Enerjisa Üretim santrallerinin doğal ve sanatsal görüntülerine de yer verildi.
 
Müziğin Birleştirici Gücü Senkron’ize Oldu
 
Enerjisa Üretim’in Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali ve Bandırma Enerji Üssü’nde müzisyenlerin sergilediği performanslar, Enerjisa Üretim’in tüm santrallerinin kontrol ettiği Merkezi Kontrol ve İzleme Odası Senkron’da aranje edildi.
Enerjisa Üretim İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Gürkale, “Dünya, hepimizin evi ve evren de tek yuvamız. Sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için aktif rol almayı ve değerlere sahip çıkmayı benimsiyoruz. Müziğin gücüyle sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerjinin önemini vurgulamak için özel bir projeye imza attık. Bu çalışmamızı doğaya ve geleceğimize armağan ediyoruz. Sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji konularında farkındalık oluşturmak için çabalarımızı sürdüreceğiz. Müziğin büyülü gücüyle birlikte geleceği şekillendireceğiz ve doğamıza olan minnettarlığımızı ifade edeceğiz” dedi.