Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Havacılık sektöründe uluslararası çapta hizmet veren Corendon Airlines, 2025 yılında 20. yılını kutlarken, T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen Turquality® Destek Programı’na alınmanın gururunu yaşıyor. Corendon Airlines; firmaları kurumsal, finansal ve operasyonel anlamda destekleyen Turquality®’nin katkısıyla rekabet gücünü daha da artırmayı hedefliyor.
Havacılık sektöründe gerçekleştirdiği yeniliklerle "İlklerin Havayolu" olarak bilinen Corendon Airlines, küresel Türk markaları oluşturmayı amaçlayan Turquality® Destek Programı'na dahil oldu. Kurulduğu yıl olan 2005'ten bu yana hem filo hem de hat çeşitliliği olarak düzenli bir şekilde büyüyen Antalya merkezli Corendon Airlines, Türkiye’de ve Avrupa'da yürüttüğü başarılı operasyonlarla Turquality®'e katılma başarısını elde etti.
Hava yolu şirketinin, Turquality® Destek Programı kapsamına alınmasıyla ilgili bir değerlendirme yapan Corendon Turizm Grubu Finans Danışmanı Batuğhan Karaer, "Turquality® programına dahil olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Havacılık sektöründe yaptığımız yenilikler ve uluslararası alandaki sürdürülebilir başarılarımız Turquality®'e kabul edilmemizde etkili oldu. Avrupa’nın birçok ülkesinden başta Türkiye olmak üzere, İspanya, Yunanistan, Fas ve Mısır'daki turistik ve etnik destinasyonlara yılda 10 milyon yolcu taşıyoruz. Son yıllarda istikrarlı bir şekilde ihracat şampiyonu şirketler arasında yer alıyoruz. Turquality®'nin değerli desteği, büyüme yolculuğumuzda ve ülkemizin ekonomisine daha fazla katkı sağlama hedefimizde bir dönüm noktası olacak. Global pazarda rekabet gücümüzü artırarak, yolcularımıza sunduğumuz deneyimleri daha da zenginleştireceğiz" dedi.
Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality®, klasik ihracat desteklerinden farklı olarak salt ihracatı artırmak yerine firmaların markalaşma hedeflerine katkıda bulunmaya odaklanıyor.
2025-3-14 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,6074 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 39,6678 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 47,3682 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 41,3994 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3524,73 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3507,11 |
2025-3-14 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,6082 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 39,676 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 47,318 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 41,4074 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3526,15 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3508,52 |
2025-3-14 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 12:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,608 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 39,7343 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 47,347 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 41,4305 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3533,25 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3515,58 |
KOD :TL002
VERI TIPI :REPO IHALE SONUC DUYURUSU
YAYIMLAYAN:TCMB PIYASALAR GENEL MUDURLUGU - TURK LIRASI PIYASALARI MUDURLUGU
ZAMAN ETIKETI:2025-03-14T12:00:00+03:00
IHALE NO 6,529
ISLEM TURU REPO
VADE 2025-03-21
TOPLAM TEKLIF TUTARI 1,000,000,000
KABUL EDILEN TUTAR 1,000,000,000
MINIMUM BASIT FAIZ 42.5
ORTALAMA BASIT FAIZ 42.5
MAKSIMUM BASIT FAIZ 42.5
MINIMUM BILESIK FAIZ 52.7
ORTALAMA BILESIK FAIZ 52.7
MAKSIMUM BILESIK FAIZ 52.7
KISMI
ACIKLAMA
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu (REF) kapsamında, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) iki yılda bir hazırlanan İşlerin Geleceği Raporu'nun bulguları üzerinden yetkin insan kaynağı konusunu değerlendirmek üzere 13 Mart'ta bir etkinlik düzenlendi. WEF İşlerin Geleceği Raporu, işgücü piyasasındaki küresel değişimleri analiz eden öncü çalışmalar arasında yer alıyor.
Etkinliğin açılış konuşmasını TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanayi Politikaları ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası Başkanı Dr. Fatih Kemal Ebiçlioğlu yaptı. Ebiçlioğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“İşlerin Geleceği Raporu'na göre önümüzdeki 5 yıl içerisinde mevcut işlerin %22'sinden fazlasının değişmesi bekleniyor. Bununla birlikte, yine rapora göre, yetkinlik açığı sorunu dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de aciliyet arz ediyor. Bu sorunla mücadelede, eğitim sisteminin bilim, inovasyon ve beceri odaklı hale getirilmesi, eğitimin her kademesinde kalitenin ve kapsayıcılığın artırılması önem arz etmektedir.”
Etkinlikte, İşlerin Geleceği 2025 Raporu'nun bulguları Dünya Ekonomi Forumu Yeni Ekonomi ve Toplum Merkezi'nden Ricky Li (WEF Centre for New Economy and Society, Insight and Data Lead) tarafından sunuldu.
WEF İşlerin Geleceği 2025 Raporu'nda önümüzdeki beş yılda küresel işgücü dönüşümünde belirleyici olacak faktörler şu şekilde belirtiliyor:
• Teknolojik gelişmeler,
• Yeşil dönüşüm,
• Ekonomik dalgalanmalar,
• Jeoekonomik değişimler ve
• Demografik dönüşümler.
Rapora göre 2030 yılına kadar küresel çapta yaklaşık 170 milyon yeni iş yaratılması ve yaklaşık 92 milyon işin yerini ise yenisinin alması bekleniyor. Küresel olarak en hızlı yükselen meslekler arasında büyük veri uzmanlığı, fintek mühendisliği, yapay zeka ve makine öğrenmesi uzmanlığı, yazılım ve uygulama geliştiriciliği bulunuyor.
WEF Raporunda Türkiye için öne çıkan bulgular şu şekilde:
• Dijital erişimin yaygınlaşması, 2025-2030 dönemi boyunca işgücü piyasasını dönüştürecek temel faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
• Türkiye'de en fazla talep görecek meslekler arasında Robotik Mühendisleri, Yenilenebilir Enerji Mühendisleri ile Otonom ve Elektrikli Araç Uzmanları bulunuyor.
• İşverenler Türkiye'de iş başında kullanılan becerilerin %44'ünün 2030'a kadar değişime uğrayacağını öngörüyor (Küresel ortalama %39).
• Yapay zeka ve büyük veri, teknolojik okuryazarlık, ağlar ve siber güvenlik en hızlı büyüyen beceriler olarak öne çıkarken; çok dilliliğin öneminin küresel ortalamanın üzerinde artması bekleniyor.
İşlerin Geleceği etkinliğinde rapor bulgularına ilişkin sunumun ardından, “Küresel Eğilimler Perspektifinden Türkiye'de İşlerin Geleceğine Bakış” başlıklı bir panel düzenlendi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Kalkınma Yuvarlak Masası Başkanı Yılmaz Yılmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelin konuşmacıları ILO Türkiye Kıdemli Proje Koordinatörü Emre Dönmez, Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demet Lüküslü ve HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar oldu. Yılmaz'ın çalışma hayatı dinamikleri, dijitalleşme ve yapay zeka alanındaki gelişmelerin beraberinde getirdiği yetenek dönüşümü ihtiyacı, dijital eşitsizliklerin azaltılması, gençlerin çalışma hayatından beklentileri ve nitelikli nüfus göçüne dair yönelttiği sorularla ilerleyen panelde, işgücü piyasasındaki dönüşümlerin Türkiye'deki etkileri mercek altına alındı.
İşlerin Geleceği 2025 Raporu'na erişim için:
https://www.weforum.org/publications/the-future-of-jobs-report-2025/
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk Telekom, yerli ve milli teknolojileri geliştirme ve ihraç etme vizyonuyla yürüttüğü çalışmalarla yeni nesil iletişim standartları belirleyen küresel atılımlar gerçekleştiriyor. Türk mühendislerin ortaklığıyla geliştirilen “Uydu Bağımsız Zaman Senkronizasyonu İletimi Çözümü"nü, dünyada ilk kez şebekesinde en kapsamlı şekilde kullanan operatör olan Türk Telekom, dünyanın en büyük uydu bağımsız senkronizasyon şebekesini Net Insight iş birliği ile kuruyor. Dünya genelindeki mobil operatörleri temsil eden bir kuruluş olarak GSMA tarafından 5G Şebekeleri için kritik TDD Senkronizasyonunun sağlanabilmesi için ideal çözüm olarak gösterilen yenilik, uyduya bağlı olmadan şebeke üzerinden yüksek hassasiyetli zaman senkronizasyonu sağlarken, 5G ve sonrası teknolojilerin gereksinimlerini karşılıyor. 5G’de senkronizasyon yatırım maliyetlerini önemli oranda düşüren ve servis sürekliliğini artıran çözüm, dünya çapında yaygınlaşma potansiyeliyle küresel standardizasyona katkı sağlıyor.
Türkiye’nin dijital dönüşümünün öncüsü Türk Telekom, geleceği yeni nesil teknolojilerle şekillendirmek üzere geliştirdiği çözümleri ileriye taşıyarak küresel atılımlarını sürdürüyor. Türk Telekom, milli mühendislerinin katkılarıyla başlattığı ve geliştirdiği, “Uydu Bağımsız Zaman Senkronizasyonu İletimi Çözümü” için dünyanın en büyük uydu bağımsız senkronizasyon şebekesini Net Insight iş birliği ile kuruyor. Yenilikçi çözüm, GPS/GNSS uydularına bağımlı olmadan şebeke tabanlı senkronizasyon sunarak operatörlerin altyapı yatırım maliyetlerini düşürürken, servis sürekliliği sağlıyor.
“Mobil haberleşme ekosisteminin uluslararası arenadaki dönüşümüne öncülük ediyoruz”
Türk Telekom Network Genel Müdür Yardımcısı Zafer Orhan, “Net Insight ile birlikte geliştirdiğimiz, 5G ve ötesi teknolojiler için kritik öneme sahip yeni nesil senkronizasyon çözümümüzle, uydu bağımsız en büyük şebekeyi kuran ilk operatör olduk. Mobil operatörler ve kritik zaman senkronizasyonu gereksinimi olan tüm sektörlerde maliyetleri düşürecek, servis sürekliliğini artıracak bu yenilikçi çözüm için küresel pazarda önemli bir potansiyel görüyoruz. 5G’nin senkronizasyonu için gerekli tüm ihtiyaçları karşılayabiliyoruz. Alanında öncü, uydu bağımsız zaman senkronizasyonu çözümümüz uluslararası patent ve ürünleştirme sürecini tamamlamasının ardından küresel standardizasyon yolunda emin adımlarla ilerliyor. GSMA’in bu çalışmamızı desteklemesini doğru bir yolda başarı ile ilerlediğimizin önemli göstergelerinden biri olarak görüyoruz. Dünyadaki operatörler ve standardizasyon kuruluşları için uydu bağımsız çözümler geliştirmekten gurur duyuyoruz. Bu çalışma, Türkiye’nin dijital geleceğine yön vermekle kalmayıp, mobil haberleşme ekosisteminin uluslararası arenadaki dönüşümüne de öncülük edecek” ifadelerini kullandı.
GSMA Spektrum Başkanı Luciana Camargos, “5G’nin nihai performansı, yeterli, uygun maliyetli ve zamanında sağlanan spektrum gibi birçok teknik ve düzenleyici faktöre bağlıdır. Çoğu 5G ağı TDD bant planı üzerine inşa edildiğinden, ağların en verimli şekilde çalışmasını sağlamak için birlikte var olma yöntemleri de aynı derecede önemli bir faktördür. Türk Telekom ve Net Insight iş birliğiyle geliştirilenler gibi gelişmiş TDD senkronizasyon çözümleri, mobil hizmetlerin bugünü ve geleceği açısından kritik bir rol oynamaktadır” diye konuştu.
GSMA MENA Başkanı Jawad Abbassi konuyla ilgili, “MENA bölgesi, 5G büyümesi ve performansı açısından öncü bir konumda yer almaktadır. Bölgede 5G’nin yaygınlaşmasının 2025 itibarıyla hız kazanması ve on yılın sonunda nüfusun yarısına ulaşması beklenmektedir. Bu girişim, küresel ölçekte mobil hizmetlerin geleceği için doğru zamanda hayata geçiriliyor” dedi.
Net Insight CEO’su Crister Fritzson “Devamlı olarak yeni ve yenilikçi çözümler geliştiren öncü bir operatör olan Türk Telekom ile yakın iş birliğimizden memnuniyet duyuyoruz. Türk Telekom yalnızca kendi kategorisindeki en kapsamlı senkronizasyon ağını tesis etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu yenilikçi yaklaşımı benimseyen ilk operatör olma unvanını da taşımaktadır. Bu önemli dönüm noktası kurumun sektördeki güçlü pozisyonunu teyit etmektedir. Net Insight senkronizasyon çözümü için halihazırda global ölçekte önde gelen telekomünikasyon operatörlerinden güçlü ve giderek artan talep görmekte olup, halihazırda 10'un üzerinde satış gerçekleştirilmiş durumdadır. Birlikte, güvenli ve dayanıklı 5G TDD ve 5G bağımsız ağların ekonomik yapısını dönüştüren öncü bir çözümü güvence altına almaktayız” dedi.
Tüm Türkiye’yi kapsayacak bir şebeke
Türk Telekom, bu çözümle tüm Türkiye'yi kapsayacak şebeke altyapısını oluşturmayı hedefliyor. Şebekede bölgesel, coğrafi, uydu ve atomik saat gibi birçok yedeklilik opsiyonu bulunurken, bu merkezi sistem sayesinde, 5G baz istasyonları için gereken senkronizasyon hizmeti en hassas şekilde sunulabiliyor. Türk Telekom, Net Insight iş birliği ile geliştirilen bu yenilikçi çözümü küresel pazara sunmayı ve uluslararası telekomünikasyon ekosisteminde yaygınlaştırmayı hedefliyor.
5G ve sonrası teknolojiler için kritik adım
Türk Telekom’un “Uydu Bağımsız Zaman Senkronizasyonu İletimi Çözümü” ile özellikle telekomünikasyon, enerji, finans gibi sektörlerin ihtiyacını karşılayan, 5G için dünyadaki tüm mobil operatörlere GPS/GNSS’ten bağımsız kararlı senkronizasyon servisi sunulması hedefleniyor. 5G uygulamalarının hayata geçirilmesi için gerekli hassas zamanlamayı sunan çözüm, ayrıca 2025 yılında uluslararası standardizasyon sürecinin başlaması planlanan 6G teknolojilerinin de senkronizasyon ihtiyacını karşılayabilecek.
GSMA tarafından desteklenen çözüm
Bu öncü teknolojinin, dünya çapındaki mobil operatörlere 5G için GPS/GNSS'ten bağımsız, stabil senkronizasyon hizmetleri sunmak üzere tasarlanmış standardizasyonunu ilerletmek amacıyla, Uluslararası Telekomünikasyon Standardizasyon Sektörü (ITU-T) bünyesinde yeni bir çalışma oluşturulurken, böylelikle de standardizasyon süreci resmen başlatıldı. Dünya genelindeki mobil operatörleri temsil eden bir kuruluş olarak GSMA, kesin ve sürdürülebilir TDD senkronizasyonu sağlamanın kritik önemini vurgulamaktadır. GSMA, kesintisiz TDD senkronizasyonu elde etmek için ağlar genelinde yeni nesil çözümlerin benimsenmesinin önemini kabul ediyor. GSMA, Türk Telekom'un bu teknolojiyi uygulamasını önemli bir model olarak görmekte ve benzer yeniliklerin 5G ağlarında yaygın biçimde benimsenmesini tavsiye ediyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sun Tekstil, moda ve tekstil sektöründe ses getirecek çok önemli bir ortaklığa imza attı. Üretken yapay zeka destekli tasarım platformu Amerika merkezli yazılım şirketi Refabric’e (Mintgrams Technologies Inc.) yatırım yapan şirket, inovatif teknoloji entegrasyonu sayesinde sektörün dijital dönüşümünü hızlandırmayı hedefliyor.
Yapay Zeka ile Ürün Geliştirme ve Pazarlama Süreçleri Tek Bir Ekosistemde Toplanacak
Üretken yapay zeka destekli yazılım şirketi Refabric, moda profesyonellerinin geçirdiği uzun soluklu ilham, araştırma, trend analizi, tasarım, prototip oluşturma, ürün geliştirme ve pazarlama süreçlerini tek bir platform ekosistem altına entegre etmeye hazırlanıyor.
Amerika merkezli Refabric ile uzun süredir işbirlikleri yapan Sun Tekstil, şimdi de şirkete yatırım yaparak ortak oldu. Bu stratejik ortaklık ile ürün geliştirme süreçlerini hızlandırarak operasyonel verimliliği artıracak. Refabric, yenilikçi ve öncü iş modeli ile moda ve tekstil sektörünün her aşamasında fark yaratıyor. Tasarım süreçlerini optimize ederek fiziksel numune ihtiyacını azaltırken, talep görmeyen ürünlerin önceden elenmesini sağlayarak zaman ve kaynak israfının önüne geçiyor. Yapay zeka moda yazılımı olarak tasarlanan Refabric, yaratıcı fikirleri sadece birkaç dakikada özgün tasarımlara dönüştürüyor. Anahtar kelimeleri, ilham görselleri, teknik çizimleri ve desenleri bir araya getirerek farklı tasarımlar yaratıyor ve global moda trendlerini analiz ederek, trendlere uygun koleksiyonlar oluşturuyor.
Tekstil Dünyasına Yapay Zeka Desteği
Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk, yatırımla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Teknolojinin, sürdürülebilir tasarım ve üretimin geleceği olduğuna inanıyoruz. Moda dünyasının hızlı döngüsüne ayak uyduruyor, moda ve tekstil sektöründe dijital dönüşümü sonuna kadar destekliyoruz. Refabric ile yapay zekayı tasarım ve koleksiyon süreçlerimize dahil ederek, tasarım süreçlerimizi hızlandırıyor, koleksiyonlarımızı üretim aşamasına geçmeden önce eleyebiliyor, düzenleyebiliyoruz. Böylece, kaynaklarımızın daha etkili kullanılmasını sağlayarak sürdürülebilirliğe de destek veriyoruz. Bu yatırım, sektörde dijitalleşme ve sürdürülebilirlik dönüşümüne katkı sağlamamızın bir göstergesidir.”
Moda ve Teknolojinin Buluştuğu Gelecek
Refabric Kurucu Ortağı ve CEO’su Begüm Doğru Öztekin ise, Sun Tekstil ile gerçekleştirilen ortaklığın moda sektöründeki sürdürülebilirlik anlayışını ve dijital dönüşümü güçlendirdiğini belirterek, “Sun Tekstil ile ortaklaşa yürüttüğümüz çalışmalar, yapay zekanın moda ve tekstil dünyasındaki dönüştürücü etkisini gözler önüne seriyor.” dedi.
Refabric, Louis Vuitton, Christian Dior, Céline gibi moda dünyasına yön veren küresel markaların da bulunduğu, dünyanın en büyük lüks grubu LVMH’in La Maison des Startups hızlandırma programına seçildi. Bu prestijli program sayesinde, Refabric global moda devleriyle yakından çalışma ve iş birliği yapma fırsatı elde ediyor.
Sun Tekstil A.Ş. Hakkında: Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan Sun Tekstil, 1987 yılından bu yana global markalara kadın giyim koleksiyonları tasarlıyor, üretiyor ve tedarik ediyor. İzmir’deki üretim tesisi ve konfeksiyon tedarikçileri aracılığıyla ayda 3 milyon adetin üzerinde üretim gerçekleştiren şirket, her ay 1000’e yakın yeni tasarım geliştiriyor ve üretiminin %90’ını ihraç ediyor. Avrupa ülkeleri, İngiltere ve ABD başta olmak üzere dünyanın pek çok noktasına ürün gönderen Sun Tekstil ve bağlı ortaklığı Ekoten Tekstil, ihracatçı kimliğiyle öne çıkıyor. Her büyük müşteri grubuna özel bir satış ekibi ve 3 farklı ülkede hizmet veren 5 tasarım ofisine sahip olan Sun Tekstil, müşterilerinin ihtiyaçlarına göre tasarım yapıyor. Şirketin en büyük müşterileri arasında Inditex grubu, H&M, Jimmy Key, Tesco, Kiabi, Marks&Spencer ve Next yer alıyor. Ekoten Tekstil ve Sun Textile UK gibi bağlı ortaklıklarıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren Sun Tekstil, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı projeleriyle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Ege Bölgesi’nde en çok ihracat yapan hazır giyim firması olan Sun Tekstil, 2024 yılı itibari ile konsolide 345 milyon Euro ciroya ulaşarak aktif büyümesini sürdürdü.
Küresel kripto para piyasasının değeri 2 trilyon 771 milyar dolar seviyesinde yer alırken, Bitcoin (BTC) 82 bin dolar seviyesinin altında fiyatlanıyor. Bybit TR'nin hazırladığı Günlük Kripto Para Haber Bülteni'nde günün öne çıkan gelişmeleri ve detayları yer alıyor.
Bybit TR Ülke Müdürü Kutluhan Akçın, kripto piyasasındaki son gelişmeleri değerlendirdi
“Piyasanın dalgalı seyrini sürdürdüğü bu dönemde Bitcoin’in 81 bin dolar seviyelerine gerilemesi ve Ethereum’un direnç göstermesi, yatırımcı duyarlılığındaki farklılıkları gözler önüne seriyor. Aynı zamanda, Bitcoin ve Ethereum spot ETF’lerinden yaşanan çıkışlar, risk iştahının düşük kaldığını ve kurumsal yatırımcıların temkinli hareket ettiğini gösteriyor. D.O.G.E’nin IRS personelinde yüzde 20’lik kesinti önerisi ve CNN’in konuyla ilgili raporu, ABD’de vergi politikalarının kripto ekosistemi üzerindeki dolaylı etkilerine işaret ediyor. SEC’in XRP’yi emtia olarak sınıflandırma ihtimali ise, Ripple davasının gidişatını değiştirebilecek önemli bir gelişme olabilir. Ethereum’un geçmişte benzer bir süreçten geçmiş olması, XRP topluluğu açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, Demokrat vekil Connolly’nin Trump yönetiminin kripto rezerv planına yönelik eleştirileri, kripto varlıkların devlet politikalarındaki rolünün giderek arttığını gösteriyor. Bu tartışma, ABD’nin kripto politikalarının seçim dönemlerinde nasıl bir yön alabileceği konusunda ipuçları sunuyor. Son olarak, Solana ekosisteminde enflasyon modeline yönelik önerinin reddedilmesi, topluluk yönetişiminin ne kadar aktif olduğunu ortaya koyuyor. Kripto dünyasında yönetişim mekanizmalarının güçlenmesi, uzun vadede daha istikrarlı bir ekosistem oluşturabilir.”
Kripto piyasası baskı altında: Değer kaybı sürüyor
Kripto para piyasası son 24 saatte dalgalı seyrini sürdürdü. Dün 2 trilyon 784 milyar dolara kadar yükselen toplam piyasa değeri, son 24 saatte yüzde 2,6 oranında düşerek 2 trilyon 772 milyar dolara geriledi. Bu düşüş, piyasanın hala istikrarlı bir momentum yakalayamadığını gösteriyor. Lider kripto para birimi Bitcoin (BTC), yüzde 1,3 değer kaybederek 81 bin 884 dolara gerilerken, Ethereum (ETH) yüzde 1,5 artışla 1.889 dolara ulaştı. XRP yüzde 3 yükselerek 2,29 dolara çıkarken, Solana (SOL) yüzde 0,8 artışla 124,49 dolara yükseldi.
Son 24 saatte 81 bin 383 yatırımcı tasfiye edilirken, toplam tasfiye miktarı 199,59 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu tasfiyelerin 125,18 milyon doları uzun (long) pozisyonlardan, 74,40 milyon doları ise kısa (short) pozisyonlardan oluştu. Bir haftalık aranın ardından 12 Mart’ta yeniden giriş gören Bitcoin ETF’leri, 13 Mart’ta 143 milyon dolar net çıkış yaşadı. Ethereum spot ETF’lerinden ise toplam 73,62 milyon dolar net çıkış gerçekleşti.
D.O.G.E, IRS personelinin yüzde 20 oranında azaltılmasını öneriyor
Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE), İç Gelir Servisi'nde (IRS) yüzde 20'lik bir personel azaltımına gitmeyi planlıyor. Bu düzenlemenin 15 Mayıs’ta yürürlüğe girmesi bekleniyor. CNN'in haberine göre, kesintilerden yaklaşık 6 bin 800 IRS çalışanı etkilenecek. Daha önce işten çıkarılan 6 bin 700 deneme sürecindeki çalışan ve emeklilik paketleriyle ayrılan 4 bin 700 IRS görevlisi de bu sürecin bir parçası oldu. Ancak ABD Bölge Yargıcı William Alsup’un federal kurumlara, DOGE maliyet kesintileri kapsamında işten çıkarılan deneme sürecindeki çalışanları geri alma talimatı, bu işten çıkarmaları engelleyebilir.
Elon Musk’ın yönettiği DOGE, 36 trilyon dolarlık ABD ulusal borcunu azaltmak amacıyla bürokrasiyi küçültmeyi ve çeşitli maliyet azaltma önlemlerini hayata geçirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda öne çıkan en dikkat çekici önerilerden biri, tüm kamu harcamalarının blok zinciri sistemine taşınarak bütçe açığını azaltmak ve şeffaflığı artırmak oldu.
Öte yandan 21 Şubat’ta ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Trump yönetiminin tasarruf politikaları doğrultusunda bölgesel ofis direktörlüklerinde kesintiye gideceğini açıkladı. Ancak SEC, bölgesel ofislerin açık kalmaya devam edeceğini ve Kongre’ye sunduğu 2025 bütçesinde 2,6 milyar dolarlık bir talepte bulunduğunu belirtti.
Başkan Trump ve Elon Musk, DOGE tarafından sağlanacak tasarrufun yüzde 20’sinin doğrudan vatandaşlara teşvik çeki veya vergi indirimi olarak dağıtılmasını değerlendiriyor. Muhasebe yazılımı firması Dancing Numbers’ın araştırmasına göre, Trump’ın federal gelir vergisini kaldırma planı, ortalama bir Amerikalıya yaşamı boyunca 134 bin 809 dolar tasarruf sağlayabilir. Eğer eyalet düzeyindeki diğer ücret bazlı vergiler de kaldırılırsa, bu tasarruf kişi başına 325 bin 561 dolara kadar çıkabilir.
SEC, XRP’yi emtia olarak yeniden sınıflandırabilir
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC), XRP token’ını emtia olarak yeniden sınıflandırmayı düşündüğüne dair söylentiler gündeme geldi. Komisyon’un, geçmişte yeniden sınıflandırılan Ethereum (ETH) ile XRP’yi kıyasladığı iddia ediliyor.
Kripto topluluğunun yakından takip ettiği SEC-Ripple davası, büyük önem taşıyor. Gary Gensler liderliğindeki SEC, XRP’nin lisanssız bir menkul kıymet olduğunu öne sürerek tüm satışlarını engellemeye çalışmıştı.
Konu hakkında yorumda bulunan gazeteci Charles Gasparino şu ifadeleri kullandı: “Komisyon’un değerlendirdiği konulardan biri, XRP’nin işlem görmeye devam etmesi ve sahip olduğu faydanın onu bir menkul kıymetten çok emtia haline getirip getirmediği. Ethereum örneği burada kilit nokta. ETH, açıkça bir ICO yoluyla piyasaya sürüldü. XRP’den farklı olmayan bir süreçten geçti ancak Ethereum dava edilmezken Ripple bu süreçle karşı karşıya kaldı. Bunun nedeni, ETH’nin zaman içinde emtiaya dönüşmüş olması.”
Bu olası yeniden sınıflandırma, ABD’deki kripto düzenlemeleri açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. SEC Komiseri Hester Peirce’ın, Komisyon’un bazı varlıkları artık menkul kıymet olarak değerlendirmeyebileceğini söylemesi ve SEC’in daha önce bazı memecoin’leri yeniden sınıflandırmış olması, bu ihtimali güçlendiriyor.
Ayrıca, SEC’in ABD’nin en yüksek emtia düzenleyicisi olan Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) ile yeni iş birlikleri planladığı biliniyor. Gensler sonrası SEC’in, XRP’nin yeniden sınıflandırılması için gerekli zemini hazırladığı yorumları yapılıyor. Eğer Ripple ve SEC bir anlaşmaya varırsa, XRP daha hafif düzenlemelere tabi olacak ve bu durum büyük olasılıkla piyasa değerine olumlu yansıyacaktır. Sonuç olarak, XRP’nin emtia olarak kabul edilmesi, XRP ETF’lerinin onaylanma ihtimalini de önemli ölçüde artırabilir. Böyle bir senaryo, XRP için son derece olumlu bir gelişme olacaktır.
Demokrat vekilden Trump yönetiminin kripto rezervi planına tepki geldi
Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Gerald E. Connolly, ABD Hazine Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, Trump yönetiminin stratejik bir kripto para rezervi oluşturma girişimini durdurmasını istedi. Connolly, bu planın ABD Başkanı Donald Trump için çıkar çatışması yarattığını ve Amerikan halkına hiçbir fayda sağlamayacağını öne sürdü.
Michigan vekili Connolly, 13 Mart’ta Hazine Bakanı Scott Bessent’e gönderdiği mektupta, “Bu rezerv Amerikan halkına hiçbir somut fayda sunmaz, aksine Trump ve bağışçılarını zenginleştirir” ifadelerini kullandı. Connolly, Trump yönetiminin belirli kripto paraları sosyal medya üzerinden diğerlerine tercih ederek mantıksız bir mali politika izlediğini savundu.
“Bu son derece değişken ve spekülatif piyasa için stratejik bir yatırım ihtiyacı doğmamıştır” diyen Connolly, bu planın “Bitcoin spekülatörlerine, piyasa çöktüğünde devletin onları kurtaracağı güvencesi vermekten başka bir anlam taşımadığını” vurguladı.
Beyaz Saray ise Dijital Varlık Stoku’nun yalnızca daha önce el konulmuş kripto paralardan oluşacağını, Bitcoin (BTC) rezervinin ise vergi mükelleflerine ek yük getirmeyen bütçe nötr stratejilerle oluşturulacağını açıkladı.
Connolly, Trump’ın Bitcoin rezervi planı konusunda Kongre’ye danışmadığını ve gerekli yetkiyi almadığını da öne sürdü. Bunun yanı sıra, Trump’ın başkanlık görevleri ile Trump Organizasyonu’nun kripto platformu World Liberty Financial ve TRUMP token’ı arasında çıkar çatışması yaşandığını iddia etti. Connolly, Hazine Bakanı Bessent’ten Bitcoin rezerviyle ilgili tüm yazışmaların ve belgelerin paylaşılmasını talep etti. Ayrıca, Hazine’nin kripto varlıklarla mali bağı bulunan şirketlerin bir listesini sunmasını istedi.
Solana’nın enflasyon modelini değiştirme teklifi reddedildi
Solana’nın enflasyon modelinde köklü değişiklikler yapmayı hedefleyen SIMD-228 teklifi, paydaşların çoğunluğu tarafından reddedildi. Ancak süreç, Solana’nın yönetişim mekanizmasının etkinliğini kanıtlayan önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Dune Analytics verilerine göre, toplam stake edilmiş arzın yüzde 74’ü oylamaya katıldı ve 910 doğrulayıcı oy kullandı. Bu, katılımcı sayısı ve piyasa değeri açısından kripto para tarihinde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük yönetişim oylamalarından biri olarak kayıtlara geçti. Teklif, Solana’nın enflasyon oranını düşürmeyi amaçlıyordu ve yüzde 43,6 oranında destek aldı. Ancak kabul edilmesi için gereken yüzde 66,67’lik eşik seviyesinin altında kaldığı için yürürlüğe giremedi.
Teklifin içeriği, Solana’nın mevcut enflasyon modelinde radikal değişiklikler öngörüyordu. Şu anki modele göre enflasyon oranı yıllık yüzde 8 seviyesinden başlıyor ve her yıl yüzde 15 oranında azalarak yüzde 1,5 seviyesine kadar düşüyor. SIMD-228 ise enflasyon oranını yaklaşık yüzde 4,5 seviyesinden yüzde 0,87’ye çekerek neredeyse yüzde 80’lik bir azalma sağlamayı hedefliyordu. Buna ek olarak, enflasyonun stake katılımına bağlı olarak dinamik bir şekilde ayarlanması öneriliyordu. Böylece, staking seviyelerindeki değişime göre enflasyon oranları da uyum sağlayacak ve özellikle oranların düştüğü durumlarda daha yüksek enflasyon uygulanarak ağ güvenliği korunacaktı.
Ancak bu modelin bazı riskler taşıdığı da belirtiliyordu. Özellikle küçük doğrulayıcılar için değişken enflasyon oranları nedeniyle kârlılığı korumanın zorlaşabileceği öne sürülüyordu. Staking katılım oranlarında ani değişiklikler yaşanması halinde enflasyon oranında beklenmedik dalgalanmalar meydana gelebilir ve bu durum ağ istikrarı açısından belirsizlik yaratabilirdi. SIMD-228 teklifi başarısız olsa da Solana’nın enflasyon politikaları ve token ekonomisiyle ilgili tartışmaların devam etmesi bekleniyor.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB), üyelerin ihracatta devlet desteklerinin yanı sıra finansmana erişim ve ihracat kredileri olanakları gibi konular hakkında bilgilenmelerini sağlamak amacı ile İhracatta Devlet Destekleri Konferansı düzenledi. Konferansta, Ticaret Bakanlığı, İhracatçı Birliği, Eximbank, İhracatı Geliştirme (İGE) A.Ş. ve Türk Ticaret Bankası temsilcileri, katılımcılara destek ve teşviklerle ilgili önemli bilgiler verdi. Türk çelik sektörünün dünyada çok önemli bir yeri olduğuna işaret eden ÇİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, "Trump'la birlikte tekrar başlayan korumacılık ve korku ortamında, öngörülemezlik de giderek yükselirken, çelik sektörünün daha da büyümesi ve ihracatını artırabilmesi için mutlaka yanında ona destek olan bir takım diğer unsurlar da olmak zorunda." dedi. Türk Ticaret Bankası Genel Müdürü Kasım Akdeniz de ihracatçının herhangi bir finansal ürün veya hizmete ihtiyaç duyduğunda ilk aradığı banka olma vizyonu ile yola çıktıklarını ifade ederek, "Önümüzdeki dönemde yeni şubeler açıp hem topladığımız kaynakları hem Merkez Bankası kaynağını hem de sermayemizi kullanarak kredilendirme yönünde kaynak yaratma konusunda yaratıcı çözümlerle daha etkin çalışmalara imza atacağız." diye konuştu.
Çelik İhracatçıları Birliği'nin (ÇİB), üyelerin ihracatta devlet desteklerinin yanı sıra finansmana erişim ve ihracat kredileri olanakları gibi konular hakkında bilgilenmelerini sağlamak amacı ile düzenlediği İhracatta Devlet Destekleri Konferansı'nda, ihracatta yeşil dönüşüme dair Responsible Programı, yurtiçi/ yurtdışı fuarlar, pazara giriş, sektörel ve alım heyeti faaliyetleri, belgelendirme, küresel tedarik zinciri, Turquality/ marka, yurtdışı birim kira, marka tescil/ tanıtım destekleri gibi birçok konu başlığı da ele alındı. Konferansa ÇİB üyesi toplam 61 firma katıldı.
SEKTÖR GLOBALDEN BÖLGESELE KAYIYOR
Türkiye'nin dünya çelik endüstrisi içerisindeki yerine dikkat çeken Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, hem üretimde hem de ihracatta dünyanın en büyük beşinci ülkesi konumunda olduğumuzu söyledi. Avrupa'da da çok az bir farkla Türkiye'nin Almanya'nın hemen arkasında ikinci olduğunu vurgulayan Dalbeler, sektörün 1997 yılından bu yana hiçbir yardım almadan 5-6 milyon tonluk üretimlerden 40 milyon tonlara kadar geldiğini belirtti.
Son yıllarda çelik sektörünün global anlamda önemli değişikliklerle karşılaştığını ve sektörün globalden bölgesele kaymaya başladığını kaydeden Dalbeler, "Dünya genelinde Trump'ın ilk dönemiyle birlikte çelik sektörüne ciddi ek vergiler ve korumacılık önlemleri getirilmeye başlandı. İmalat sanayinde en fazla kullanılan girdi olan çeliğin ne kadar önemli bir ürün olduğunu tüm dünyaya ilan etti. 'Biz endüstrimizi ve işimizi korumak zorundayız. Eğer ülkenizde çelik yoksa ülkeniz de yok' diyerek önce ithal çeliğe yüzde 25 vergi koydu, ardından
sektöre 100 milyarlarca dolar kaynak aktardı ve bugün Amerikan çelik sektörü dünyanın en kuvvetli çelik sektörlerinden biri haline geldi. Avrupalılar da ABD'nin hemen ardından ek vergi uygulamasına başladılar ve onlar da kendi çelik sektörlerine 10 milyarlarca dolar kaynak aktardı." dedi.
'SANAYİYE MUTLAKA DESTEK GEREKİYOR'
Sanayinin can damarı olan çelik sektörünün mutlaka devlet tarafından desteklenmesi gereken bir sektör olduğunun altını çizen Dalbeler, "Bir tarafta Çin gibi gelişmekte olan ülkeler, bir tarafta Amerika gibi Avrupa gibi gelişmiş ülkeler... Hepsi de çelik sektörüne büyük önem veriyor ve destekliyor. Biz ise kendi başımıza pandemi döneminde herkes küçülürken büyümeyi başardık ve 22 milyar dolar ihracata ulaştık. Ancak Trump'la birlikte tekrar başlayan bu korumacılık ve korku ortamında, öngörülemezlik de giderek yükselirken çelik sektörünün daha da büyümesi ve ihracatını daha da arttırabilmesi için mutlaka yanında ona destek olan bir takım diğer unsurlar da olmak zorunda." ifadelerini kullandı.
'İHRACATÇININ ANA BANKASI OLMAK İSTİYORUZ'
Türk Ticaret Bankası Genel Müdürü Kasım Akdeniz de, bankanın 2023 yılında TMSF'den satın alınarak tekrar hayata geçirildiğini ve Türkiye'nin ihracatının büyümesi yolunda finansal katkı sağlayarak ihracatçının ana bankası olmak istediklerini kaydetti. Türk Ticaret Bankası olarak Eylül 2024'te ilk reeskont kaynağını ihracatçılarla buluşturduklarını ifade eden Akdeniz, "Toplamda 34 milyarlık bir kaynağımız var. Günlük 140 milyon TL'lik bir reeskont kredisi kullandırma limitimiz var. Daha henüz resmi lansmanımızı yapmamış olmamıza karşın tek bir merkezden binin üzerinde müşteriyi içeri aldık. Bunların 437 tanesine şu ana kadar toplamda 51 milyarı geçecek şekilde limit tahsis ettik. Kullandırdığımız toplam kredi de 17 milyarı aştı.” dedi.
DEVLET DESTEKLERİ KRİTİK ÖNEMDE
ÇİB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Fincan dünyada rekabetin her geçen gün arttığı bu dönemde, ülkemiz ihracatının sürdürülebilir büyümesini sağlamak ve küresel pazarlarda daha güçlü bir konuma ulaşmak için devlet desteklerinin kritik bir rol oynadığını söyledi. Çelik İhracatçıları Birliği olarak üyelerin küresel pazarda daha rekabetçi olabilmesi için düzenledikleri faaliyetler ile destek sağlama misyonlarını sürdürdüklerini kaydeden Fincan, "Programımız kapsamında, kümelenme desteklerinden fuar teşviklerine, markalaşma ve tasarım desteklerinden yeşil dönüşüme kadar geniş bir yelpazede üyelerimizi bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde ülkemizin ihracatçılar için sunduğu ‘Responsible’ programı, firmalarımızın sürdürülebilir üretim ve ihracat süreçlerine entegrasyonunda önemli bir fırsat sunuyor." dedi.
İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreteri Armağan Vurdu da, "Bu tür bilgilendirme konferanslarına ve özellikle de gündemde olan yeşil dönüşüm, dijital dönüşümle ilgili daha önce yaptığımız benzeri toplantılara devam edeceğiz. Sektörümüzün en önemli sorunlarından birinin ucuz finansmana erişim olduğunu düşündüğümüzde bu konferansta verilecek bilgilerin ihracatçılar için çok kıymetli olduğunu düşünüyorum." dedi.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.