Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İSO Başkanı Bahçıvan: “Son 13 yılda canlı hayvan ve et ithalatı için 10,6 milyar dolar harcanırken, sektöre verilen desteklerin karşılığı sadece 8,88 milyar dolar oldu. Bu tablo, üretim yerine ithalata dayalı bir modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Meralarımız, mülkiyet sorunları ve düşük verimlilik nedeniyle etkin şekilde kullanılamamakta. Hayvanlar ile meralar arasındaki irtibat kopmuş bulunuyor. Bu nedenle meralardaki mülkiyet sorunları çözülerek etkin bir şekilde kullanılmalarının önü mutlaka açılmalıdır. Doğu Anadolu’da hayvan varlığı azalıyor, aile işletmeleri kapanıyor. Organize Aile İşletmeciliği Hayvancılık Modeli hayata geçirilmelidir.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO), ulusal güvenliğin, sosyo ekonomik istikrarın ve bölgesel kalkınmanın temel stratejik alanlarından olan hayvancılık sektörüne yönelik sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyan “Hayvancılık Sektörüne Bakış; Hayvancılıkta Yaşanan Sorunlar ve Çözüme Dair Yeni Yaklaşımlar Raporu’nu açıkladı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erdal Bahçıvan’ın katıldığı Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonunda düzenlenen tanıtım toplantısında açıklanan rapor; Türkiye için kritik öneme sahip olan hayvancılık konusunda alınacak stratejik kararlara katkı sunmak amacıyla yaklaşık 30 ilde saha analizleri, yetiştirici ve besici görüşmeleri, sektör temsilcileri ile istişareler ve dünya hayvancılık sektörü dinamiklerinin taranması sonucu oluşturuldu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin küresel eğilimi doğru okuyarak tarım ile hayvancılığı savunma sanayii gibi kritik bir öncelik olarak görmesinin elzem olduğuna dikkat çekerek “Artık kaynaklarını koruyamayan, dışa bağımlı yapıdan çıkamayan ülkelerin geleceğinin tehdit altında olacağı kabul etmemiz gereken bir gerçek. Sürdürülebilir gelecek ve devletlerin stratejik bağımsızlığı açısından tarım ve hayvancılığın çok boyutlu bir politika alanı olarak tanımlanması kaçınılmaz. Tarım, hayvancılık ve sanayi arasında daha fazla entegrasyon sağlamak, milletimizin refahını artırmak açısından önemli. Bu ihtiyaçtan hareketle hazırladığımız rapor; sadece bir durum tespiti değil aynı zamanda ortak akıl, karşılıklı güven ve somut aksiyon planlarıyla yeni bir başlangıç. Tarım ve hayvancılık politikalarımızda daha rasyonel, daha çevreci ve daha sürdürülebilir bir yapıya geçmemiz yalnızca ekonomik bir zorunluluk değil; aynı zamanda gelecek nesiller için gıda güvenliğini teminat altına almanın da en güçlü yolu” dedi.
Sağlıklı çözüm için Veri Seti’ne ihtiyaç var
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, rapora göre artık çok açık bir gerçekle karşı karşıya olduğumuza dikkat çekerek “Hayvancılığın geleceği, küçük ölçekli ama örgütlü, yerel ama verimli, geleneksel ama teknolojik altyapıya entegre bir modelle mümkün olabilir. Sürdürülebilir, veri odaklı, iklim dostu ve ölçek ekonomisine dayalı bir üretim yapısı kurmak zorundayız. Sürdürülebilir bir hayvancılık politikası için de öncelikle; Türkiye'nin, artık tarımla ilgili, hayvan varlığından ekilen araziye ve çıkan ürüne kadar tüm noktalarında çok daha güven veren bir veri setine ihtiyacı vardır. Veri setinin eksikliği; ne yazık ki sorunlara teşhis koymayı ve sağlıklı çözüm bulmayı ve dahası gelecek planı oluşturmayı da zorlaştırıyor” dedi.
Son 13 yılda 10,6 milyar dolar harcandı
Coğrafi konumu, biyolojik çeşitliliği ve üretim kültürüyle tarım-gıda alanında büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’nin, bu potansiyelin hayvancılık ayağında önemli yapısal kırılganlıklarla karşı karşıya olduğunu da söyleyen Bahçıvan, şu bilgileri paylaştı: “Son 13 yılda canlı hayvan ve et ithalatı için 10,6 milyar dolar döviz harcanmışken, aynı dönemde sektörümüze verilen desteklerin karşılığı sadece 8,88 milyar dolar oldu. Bu tablo, üretim yerine ithalata dayalı bir modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Diğer taraftan kaba yem açığımız yüzde 25 düzeyinde. Meralarımız, mülkiyet sorunları ve düşük verimlilik nedeniyle etkin şekilde kullanılamamakta. Hayvanlar ile meralar arasındaki irtibat kopmuş bulunuyor. Bu nedenle meralardaki mülkiyet sorunları çözülerek etkin bir şekilde kullanılmalarının önü mutlaka açılmalıdır. Bu topraklar, kendi yemini üretip kendi hayvan varlığını besleyebilecek kapasiteye sahip. Ne yazık ki özellikle Doğu Anadolu gibi yüksek çayır-meraya sahip bölgelerde hayvan varlığı azalmakta, aile işletmeleri kapanmakta, kırsal yapılar çözülmektedir.”
Küçük baş tüketim zorunluluk
Bahçıvan, hayvansal gıda üretim ve tüketiminde de stratejik bir yön değişikliğine gidilmesinin gerekli olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye'de kırmızı et tüketimi içerisinde büyükbaş hayvan etinin payı %39 seviyelerindeyken, bu oran, gelişmiş ülkelerde %25'lik seviyelerde kalıyor. Bu durum sürdürülebilirlik açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Bu noktada küçükbaş hayvancılığın payının artırılması; hem coğrafi ve iklimsel avantajlarımızın daha etkin kullanılmasını sağlar, hem de daha düşük maliyetli, çevre dostu ve sürdürülebilir bir üretim modeline geçişi mümkün kılar. Küçükbaş et tüketimini artırmak artık bir tercih değil, zorunluluktur. Öte yandan, kanatlı et grubunda hindi tüketimi ülkemizde hala potansiyelin çok altında. Hindinin hem besleyici değerleri hem de üretim verimliliği düşünüldüğünde, bu alanda farkındalık çalışmaları yapılması, kamu destekleriyle tüketim kompozisyonundaki payının artırılması gerektiğine inanıyoruz.”
Toplantıda, Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat moderatörlüğünde İK Tarım Üssü Uluslararası Danışmanlık Şirketi Kurucusu İsmail Kemaloğlu, İSO Meclis Üyesi Hakan Akkoyun ve İSO Meclis Üyesi Sedat Zincirkıran’ın katıldığı bir panel de düzenlendi.
EDİTÖRE NOT:
İSO Hayvancılık Sektörüne Bakış Raporunda yer alan bazı önemli tespitler
Dünya:
Dünya et tüketiminin;
o %37’si tavuk etinden,
o %36’sı domuz etinden,
o %20’si sığır etinden,
o %3’ü koyun etinden,
o %2’si keçi etinden ve aynı oranda manda etinden sağlanıyor.
Dünya şarküteri pazar büyüklüğü 484 milyar dolar.
Büyükbaş hayvan eti üretimi 2023 yılında 76 milyon ton olup bunun %49’unu 4 ülke/ ülke grubu gerçekleştirmektedir: ABD, AB, Brezilya, Çin.
2023-30 yıllarında dünya et tüketiminin %14 artması beklenirken, en büyük artışın tavuk etinde gerçekleşmesi, bunu sırası ile domuz eti ve sığır etinin izlemesi öngörülmektedir.
Dünya süt üretimi 930 milyon ton’dur. Üretimin %81’i inek sütüdür. 2022 yılında üretilen 753 milyon ton inek sütünün 1/3’ü üç ülkede gerçekleşmiştir: Hindistan, ABD, Çin. FAO istatistiklerine göre Çin, Pakistan ve Türkiye son 20 yılda süt üretimini en çok artıran ülkeler olarak, en büyük 10 süt üretici ülke arasına girdi.
Uluslararası ticarete konu hayvan genetik ürünlerinin ticaret hacmi 2023 yılında 7,7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2032 yılı öngörüsü 14,78 milyar dolar.
Türkiye:
Türkiye’de son 13 yılda canlı hayvan ve et ithalatına 10,6 milyar dolar ödendi ve yıllık ithalat ortalama 750 milyon doları buldu.
Türkiye, et sorununu ve canlı hayvan dahil ithalat bağımlılığını yeni bir üretim modeli ve kırsal hayvancılık hikayesi ile çözmeli. Buna imkan verecek arazi varlığı, üretim kapasitesi, kamusal yaklaşımı ve tarımsal dinamikleri mevcuttur.
Türkiye’de hayvancılık sektörünü analiz etmek için başvurulan veri ve istatistiklerde tutarlılık sorunu yaşanıyor.
Büyükbaş hayvancılıkta canlı hayvan varlığı nüfus ve tüketim ile paralel artmıyor.
Ekonomik kriz nedeniyle daralan talebe rağmen kırmızı et üretimi talebi karşılamıyor.
Son 3-4 yıl içinde karlılık sebepleri kaynaklı kesime giden hayvan sayısında hızlı artış yaşandı.
Et tüketimi içinde büyükbaş hayvan eti payı %39 oranıyla yüksek seyrederken, küçükbaş hayvan eti payının ise %16’larda kaldı.
Süt/yem paritesi genel olarak 1.50’nin altında kaldı; 2021-22 yıllarında ise bazı dönemlerde 1.0’in de altına düştü.
Son 10 yılda (2014-2023) hayvancılığa aktarılan desteklerin dolar karşılığı 8,88 milyar dolar iken, aynı dönem içinde büyükbaş ve küçükbaş canlı hayvan ile kırmızı et ithalatı için yurtdışına transfer edilen döviz tutarları toplamı 7,41 milyar dolar gibi büyük meblağlara ulaştı.
2023 yılında bütçeden hayvancılık destekleri için ayrılan tutarın döviz karşılığı 490 milyon dolar olurken, bu rakam aynı yıl canlı hayvan ve kırmızı et ithalatına harcanan tutarın (1,38 milyar dolar) çok altında kaldı.
Global ticarete konu canlı sığırın yaklaşık %10’u her yıl ülkemiz tarafından ithal ediliyor.
Meralarımız hem verimsizlik hem de mülkiyet sorunları sebebi ile etkin şekilde kullanılamıyor.
Ülkemizin kaba yemde yeterlilik seviyesi %75’lik oranı ile hayvan varlığımızın ihtiyacını karşılamada yetersiz.
Hayvanlar ile meralar arasındaki irtibat kopmuş durumda.
Ülkemizdeki çayır ve mera alanlarının %42,13’ünü barındıran Doğu Anadolu bölgesinde hayvan sayıları artmıyor, işletmeler kapanıyor ve aile işletmeleri daralıyor.
Hayvancılıkta bölgesel dengelerin değişti, tüketici nüfusun yoğun olduğu Batı bölgelerimizde kümelenme arttı.
Tarımsal kredi tahsislerinde bölgesel şartlar ve kaynak potansiyelleri yeterince gözetilmemektedir.
Zirai kredi tahsislerinde girişimcilerin sektörel tecrübeleri ve tarımsal arazi varlıkları ile yeni yatırımlarda, yatırım yapılacak yörenin hayvan besleme kapasitesi gibi faktörler gerektiği ölçüde dikkate alınmamaktadır.
Son 10 yılda; sığır varlığımızdaki artış %14, küçükbaş hayvan varlığımızdaki artış %36 iken, büyükbaş ve küçükbaş karma yemlerinde üretim artışı %78’i buldu.
Besi işletmelerinin %2’sinde 50 baş ve üzerinde hayvan barındırılıyor. Bu işletmelerin sahip olduğu toplam hayvan sayısı besi işletmelerindeki hayvanların %30’una karşılık gelmektedir. Bu durum, spekülasyonlara açık, fiyat istikrarı için oynaklıkları artıran önemli bir faktör olarak görülmektedir.
Her yıl çeşitli sebeplerle kaybedilen buzağı sayısı, yıllık besi materyali ithalatına yakındır.
Hayvancılığın tarımsal destekleme bütçesinden aldığı pay, yıllar itibarı ile azalmaktadır.
Sözleşmeli üretim etkin uygulanamamaktadır.
Halen 1-2 milyon hektar arasında kullanılmayan, atıl, boş ve verimsiz tarım arazisi mevcut.
Çözüm Önerilerinden bazıları:
Rapora göre; tarım alanlarında azalma yaşanırken ekilen alanlarda daha fazla daralma yaşanması, verimli ovaların çok yıllık bitkilere dönüşmesi, kırsaldaki nüfusun ve çiftçi sayısının düşmesi, gençlerin tarım sektörüne ilgisizliği, şehirleşmenin artışı, daha az üreticinin daha fazla tüketiciyi beslemek zorunda kalması, iklim riskleri, su sorunu gibi çok sayıda olumsuz faktörün hayvancılık sektöründe doğurduğu arz güvenliği riskini; ülkemiz şartlarına uygun radikal politikalarla azami verimlilikte yönetmek zorundayız. Bu doğrultuda:
Aile işletmeleri çoğaltılmalı
“Organize Aile İşletmeciliği Hayvancılık Modeli” hayata geçirilmelidir. Hayvancılığın geleceği, bulunduğu havzanın üretim potansiyelini zorlayan dev işletmeler yerine kırsala dağılmış ve ölçek ekonomisine uygun aile işletmelerinin çoğaltılmasından geçmektedir. Çünkü hayvancılık bir yaşam tarzıdır, kırsal faaliyettir. Hububat üretmek için insanları kırsalda tutmak zordur. Oysa üreticiler hayvancılık yapacaksa kırsalda yaşayacak, işinin başında olacaktır. Bulunduğu bölgedeki arazileri de kaba yem dahil verimli üretim için kullanacaktır.
Türkiye’de et tüketiminin dağılımına bakıldığında sığır etinin payı, gelişmiş ülkelere bakıldığında oldukça yüksektir. Sığır etinin üretim maliyetinin yüksekliği, ülkenin mera varlığı ve arazilerin ölçek kapasitelerine bakıldığında bu durumun sürdürülebilirliğini zor olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle kırmızı et tüketimi içinde küçükbaş hayvanların ve özellikle de hindi etinin payının arttırılması gerekiyor. Bu kapsamda şarküteri ürünlerinde de küçükbaş eti kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bu amaçla, konuya yönelik kampanyalar yapılmalı ve özellikle uzun vadede hindi tüketiminin payının arttırılması için strateji geliştirilmelidir.
Yine şarküteri üretiminde büyük oranda büyükbaş hayvan eti kullanılmakta, bu alanda küçükbaş hayvan eti ve hindi eti kullanımını artıracak çalışmalar da arz talep dengesi açısından faydalı olacaktır.
Yoğun canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı yapılırken, Et ve Süt Kurumu üretimleri dahil şarküteride kullanılan etlerin ağırlıklı olarak büyükbaş eti olması tüketimin küçükbaş lehine artırılacağı yönündeki politikalar ile uyum göstermemektedir.
Salı günü piyasalar, İsrail-İran arasında yeniden başlayan saldırılar ve Başkan Trump’ın olası ABD müdahalesine dair uyarılarıyla çalkan?lı
başladı. Asya’da petrol fiyatları %2’ye yakın yükselerek Cuma’dan bu yana %7.5 ar?ş kaydederken, Avrupa vadeli işlemleri ise kayıplar
yaşıyor. ABD vadeli endeksleri de geriledi. Güvenli liman olan ABD doları, Beyaz Saray’ın doğrudan müdahale iddialarını yalanlamasına
rağmen güçlenirken, ça?şma endişeleri enerji ve savunma hisselerinde volaOliteyi ar?rdı ama ana endeksler rekor seviyelere yakın sey-
retmeyi sürdürdü.
Başkan Trump, artan Orta Doğu gerilimleri nedeniyle Kanada’daki G7 zirvesini erken terk ederek Washington’a döndü. Beyaz Saray,
Trump’ın Pazartesi akşamı yemeğin ardından krizi ele almak için ayrıldığını açıklarken, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron
Trump’ın İsrail ve İran arasında ateşkes için aracılık teklifinde bulunduğunu söyledi. G7, gerilimin düşürülmesi çağrısında bulunsa da
Trump’ın ani ayrılığı ve Tahran’daki sivillerin tahliyesini istemesi, ça?şmanın genişleme ve ABD’nin doğrudan müdahil olma riskine verdi-
ği önemi vurguladı.
Financial Times’ın bugünkü haberine göre, Avrupa Birliği, Çin ile yapmayı planladığı Yüksek Düzey Ekonomik ve Ticaret Diyaloğu’na ka?l-
mama kararı aldı. Pekin, 24-25 Temmuz’daki liderler zirvesi öncesi ilişkileri güçlendirmeye çalışırken, Avrupalı yetkililer önemli Ocaret
anlaşmazlıklarında kayda değer ilerleme olmadan diyaloga devam etmenin faydasız olacağı sonucuna vardı. AB’nin bu forumdan çekil-
mesi, piyasa erişimi ve devlet işOrakleri gibi konulardaki sürekli sürtüşmelerin al?nı çiziyor ve Çin’in somut tavizler vermeden diyaloğu
yeniden başlatma şansı olmadığını gösteriyor.
Birleşik Krallık ve G7 mü?efikleri, Salı günü Rusya’ya yönelik yeni bir yap?rım pakeO açıklayacak ve bu kez Moskova’nın savaş finansma-
nında kriOk rol oynayan enerji sektörünü hedef alacaklar. Başbakan Keir Starmer, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve ABD ile
koordine edilen bu yap?rımların “Rusya’nın enerji gelirlerini sıkarak yasadışı savaşa akı?kları fonları azaltacağını” belirt. Petrol ve gaz
ihraca?nı odağa alan bu yeni kısıtlamalar, Rusya’nın ekonomik can damarlarını kesmeyi amaçlayan Ba?lı ülkelerin son girişimi olarak öne
çıkıyor.
Bu çalkan?lı ortamda ya?rımcılar aynı zamanda merkez bankalarına da odaklandı. Bank of Japan beklendiği gibi poliOka faizini %0.5’te
sabit tutarken, tahvil alımlarının gelecek mali yıldan iObaren azaltacağını duyurarak uzun süredir uygulanan genişlemeci poliOkanın geri
çekilmesi yönünde temkinli bir adım a?. Piyasalarda tepkiler sınırlı kaldı, bu da BOJ'un "çok az değişim için çok fazla düşünme" yaklaşı-
mının poliOkanın mevcut rotasında kalmasına neden olduğunu gösteriyor. Bugün ise ya?rımcıların odağında Haziran ZEW ekonomik gü-
ven endeksi var; bu veri, jeopoliOk belirsizlik ve merkez bankası ayarlamaları arasında piyasa güvenini ölçecek önemli bir gösterge suna-
cak.
Deniz Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
www.denizyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
https://api.infovarant.com/media/olkb0srk/varant-buelteni-16_06_2025.pdf
İnfo Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.infovarant.com
İnfo Varant Destek Hattı: 0212 700 37 37
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Fiba Faktoring Adana, Antalya, Bursa, Gaziantep, Gebze ve İzmir’de açtığı yeni şubeleriyle büyüme stratejisine uygun olarak daha fazla müşteriye ulaşmayı planlıyor. Hızlı, güvenilir ve yenilikçi hizmetlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini söyleyen Fiba Faktoring Genel Müdürü Özge Yılmaz, “Ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sağlamaya devam ediyoruz. İşletmelere, özellikle de fonlama imkanlarına nispeten zor ulaşan KOBİ’lere bütüncül bir finansman modeli sunan faktoring hizmetlerimizi Türkiye genelinde daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi.
Finans sektöründe 35 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Fiba Grubu üyesi Fiba Faktoring, Türkiye genelinde 6 yeni şubesini faaliyete geçirdi. Adana, Antalya, Bursa, Gaziantep, Gebze ve İzmir’deki yeni şubeleriyle büyüme yolculuğuna devam eden Fiba Faktoring, İstanbul ve Ankara’daki şube yapılanmalarını da kısa süre önce genişletmişti. Konuyla ilgili, “Yeni şubelerimizin lokasyonunu belirlerken en önemli önceliğimiz bölgelerin ihtiyaçları oldu” açıklamasını yapan Özge Yılmaz, özellikle KOBİ’lerin yoğun olarak faaliyet gösterdiği illere ulaşarak Türkiye ekonomisine ve istihdamına katkılarını daha da artırmayı amaçladıklarının altını çizdi.
Daha fazla işletme faktoring ile tanışacak
Fiba Faktoring Genel Müdürü Özge Yılmaz, işletmelere, özellikle de fonlama imkanlarına nispeten zor ulaşan KOBİ’lere bütüncül bir finansman modeli sunan faktoring hizmetlerini Türkiye genelinde daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini belirterek “Yeni şubelerimizle, daha fazla işletmeye hızlı ve etkin finansman çözümleri sunma imkanı bulacağız. Amacımız, KOBİ’lerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmak ve büyümelerine destek olmak” dedi. Dijital alandaki yatırımlarına da hız kesmeden devam ettiklerini belirten Yılmaz, “Açtığımız yeni şubelerin yanı sıra yenilikçi yapımızı koruyarak teknoloji yatırımlarımıza, ekosistem iş birliklerine ve ürün geliştirme çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Başta mobil uygulamamız olmak üzere dijital kanallar aracılığıyla tabana yaygın bir şekilde büyümeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Fiba Faktoring olarak, KOBİ'lerin nakit akışı yönetiminde güvenilir bir iş ortağı olmaya devam edeceklerini de kaydeden Özge Yılmaz, şunları söyledi:
“Değişken pazar koşullarında, esnek ve hızlı çözümlerimizle işletmelerin yanındayız. Yeni şube açılışları ve dijital alandaki yatırımlarımızla Türkiye ekonomisinin her köşesine ulaşarak daha fazla değer yaratmayı, daha fazla KOBİ’nin büyüme yolcuğunda yanında olmayı amaçlıyoruz.”
Altın, Pazartesi günü yaşanan kar realizasyonları ve yaşanan siyasi gerilimlerle %1,4 değer kaybederek 3.384 $/ons seviyesinden seansı kapattı. Ancak Trump’ın Tahran’ın boşaltılması gerektiği yönündeki açıklamaları ve USS Nimitz’in İran’a doğru yola çıkması, fiyatların yeniden yukarı yönlü hareket etmesine neden oldu. Jeopolitik tansiyonun yanı sıra, Trump yönetiminin genişlemeci ekonomi politikaları ve G-7 toplantısından erken ayrılarak Ulusal Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırması gibi agresif adımları da altının güvenli liman özelliğini desteklemeye devam ediyor.
Gümüş, altınla birlikte yükseliş trendini sürdürürken volatilitesi daha yüksek kalmaya devam ediyor. Özellikle Çin ve Japonya’nın ekonomik görünümüne dair endişeler, endüstriyel metaller üzerinde baskı oluştururken, gümüş güvenli liman niteliğiyle bu baskıya karşı koyabiliyor. Bu bağlamda gümüş, dünkü seansı 36,32 dolar/onsta yatayda tamamlayarak kazanımlarını korudu.
Platin, haftaya 1.246 $/ons seviyesinden %1,75 artışla başlasa da kalıcı bir ivme yakalayabilmiş değil. Otomotiv talebindeki zayıflama ve küresel büyüme endişeleri fiyat üzerinde baskı kurmayı sürdürüyor.
Paladyum, 2024’ün sonlarından bu yana yatırımcı ilgisini en çok kaybeden kıymetli metallerden biri.
Son jeopolitik gelişmelere rağmen paladyumda toparlanma sınırlı kaldı ve yüzde 0,1 kayıpla 1.029 $/ons ile yılın dip seviyelerine yakın.
Troy Kıymetlı Maden Tıc. A.Ş
www.goldtakas.com www.troypm.com
YORUM:
İran ile İsrail arasındaki jeopolitik gerginliğin sakinleşeceği beklentisi ile dün S&P 500 %0,9 artış kaydederek kritik 6.000 seviyesinin üzerinde bir kapanış gerçekleştirdi. Dow Jones Endeksi ise %0,8’lik artışla tekrar 100 günlük ortalamasının üzerine çıktı. Sektörel bazda yarı iletken hisselerindeki yükselişe paralel %1,6 değer kazanan S&P 500 Teknoloji Endeksi günün en fazla yükseleni olurken WTI ham petrol fiyatlarındaki geri çekilmeye paralel %0,6 değer kaybeden S&P 500 Enerji Sektörü Endeksi günün en fazla düşeni oldu. Bugüne hem Avrupa hem de ABD borsalarının satıcılı bir başlangıç yapması bekleniyor. Bilanço tarafında Jabil’in (JBL) açıklayacağı finansalları takip edeceğiz. Makroekonomik tarafta ise bugün perakende satış varisi takip edilecek. Teknik tarafta ise S&P 500 Endeksi için 6.160-6.199 direnç, 5.982-5.887 ise destek seviyeleri olarak izlenebilir.
ABD Piyasalarında Öne Çıkan Haberler
Meta Platforms (META) hisseleri, şirketin WhatsApp’a reklam getireceğini açıklamasının ardından yaklaşık %3 yükseldi. Meta ayrıca, WhatsApp’ın kanallar özelliğinden arama reklamları ve aboneliklerle gelir elde etmeye başlayacak.
MGM Resorts (MGM) hisseleri, MGM ve Entain ortaklığındaki BetMGM’in yıl geneli için beklentilerini güncellemesinin ardından %8 değer kazandı. BetMGM’nin net cirosunun en az 2,6 milyar ABD Doları olması bekleniyor. Önceki tahmin 2,4 ila 2,5 milyar ABD Doları arasındaydı.
Cisco (CSCO) hisseleri, Deutsche Bank’ın şirket hisseleri için al notu vermesiyle %2 yükseldi.
U.S. Steel (X) hisseleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın Japonya’nın Nippon Steel ile birleşmeye onay veren başkanlık kararnamesini imzalamasının ardından %5 arttı.
Roku (ROKU) hisseleri, Amazon ile yapılan özel bir iş ortaklığının açıklanmasının ardından %10 değer kazandı.
Advanced Micro Devices (AMD) hisseleri, Piper Sandler’ın hedef fiyatını artırmasının ardından %8’in üzerinde yükseldi. Analistler, üçüncü çeyrek sonrasında Çin’e bağlı ücretlerin azalmasıyla birlikte AMD’nin yapay zekâ işinde büyük bir ivme bekliyor.
Sage Therapeutics (SAGE) hisseleri, Supernus Pharmaceuticals tarafından hisse başına 12 ABD Doları değerinde bir anlaşmayla satın alınacağının açıklanmasının ardından %35 yükseldi.
Estée Lauder (EL) hisseleri, Çin’deki beklentilerin üzerindeki satışlar ve şirketin olası satışıyla ilgili spekülasyonlar sonrası %10’dan fazla değer kazandı.
Avrupa Piyasalarında Öne Çıkan Haberler
Kering SA (PRTP) hisseleri, şirketin Renault CEO’su De Meo’nun genel müdürlüğe getirildiğini açıklamasının ardından %11,8 arttı.
Bayerische Motoren Werke (BMWG) hisseleri, %1,67 değer kaybederek Euro Stoxx 50’nin en fazla değer kaybedeni oldu.
Global Piyasalarda Teknik Görünüm
S&P 500
Dünya Borsaları-4-1
S&P 500 Endeksi 6.033 seviyelerinden işlem görüyorken 50 günlük hareketli ortalaması olan 5.680 seviyesinin de %6 altında seyrediyor. Bu seviyeye göre S&P 500 Endeksi için orta vadeli pozitif görünüm hakimdir. Destek ve direnç seviyeleri; Gün içinde pozitif performans gerçekleşmesi halinde 6.160-6.199 direnç, negatif performans gerçekleşmesi halinde ise 5.982-5.887 destek seviyeleri olarak izlenebilir.
DOW JONES
Dünya Borsaları-5-1
Gün içi görülen en yüksek seviye 42.707 iken kapanış 42.515 seviyesinde %0.75 yükseliş ile gerçekleşti. Ortalama işlem hacimlerine bakıldığında ise 5 iş günü için gözlenirken 5 günlük hareketli ortalamanın altında hareket etmesi kısa vadedeki olumsuz görünüme işaret ediyor. Ayrıca, gün itibarıyla 42.159 seviyesi yeni destek görevi görürken kısa vadeli direnç 43.445 seviyesi oldu. Endeksin aşağı yönlü hareketini devam ettirmesi halinde 41.457 seviyesi ikinci destek görevi görürken yukarı yönlü hareketlerde ise 43.735 seviyesini ikinci direnç olarak izleyeceğiz.
NASDAQ
Dünya Borsaları-6-1
Geçtiğimiz günü %1.52 yükselişle tamamladı. Nasdaq Endeksi 20 günlük hareketli ortalamasının üzerinde kapanış gerçekleştirerek aylık görünümünü güçlendirdi. 19.882 seviyesinin geçilmesi halinde yükseliş eğilimli hareketler izlenebilirken yeni direnç olarak 20.100 karşımıza çıkacaktır. 19.281 ise önemli destek konumundadır. Bu desteğin altına gelinmesi halinde 19.507 yeni destek olarak takip edilebilir.
EUR/USD
Dünya Borsaları-7-1
EUR/USD dün gerçekleşen işlemlerde en yüksek 1,157, en düşük ise 1,155 seviyesinde işlem gördükten sonra 1,156 seviyesinde günü tamamladı. 20 günlük hareketli ortalamanın üzerinde hareket etmesi ise EUR/USD adına olumlu olarak nitelendirilebilir. Gün içi işlemlerde 1,148 ve 1,132 desteklerini ve 1,18 ve 1,185 dirençlerini takip edeceğiz.
ALTIN ONS
Dünya Borsaları-8-1
Ons Altın kapanışla birlikte %0.36 düşüş gerçekleştirdi. Güne 3.404 seviyesinde başladı ve gün içinde en yüksek 3.422, en düşük 3.404 seviyesinden işlem gördü. Kapanışı ise 3.419 seviyesinde tamamladı. Son kapanış 5 günlük hareketli ortalamanın üzerinde gerçekleşti. MACD çizgisi sinyal çizgisinin üzerinde, pozitif bölgede yer alıyor. Gün içinde pozitif performans gerçekleşmesi halinde 3.488-3.508 direnç, negatif performans gerçekleşmesi halinde ise 3.390-3.339 destek seviyeleri olarak izlenebilir.
QNB Invest
QNB Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.qnbinvest.com.tr/
* * *
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
USD/TRY: Orta Doğu'daki jeopolitik gerilimin etkisiyle küresel piyasalardaki dalgalı görünüm sürerken, enerji arzı endişeleri yüksek seyretmeye devam ediyor. Dün taraflardan gelen diplomasiye açık mesajlar piyasalarda kısmen iyimserlik yarattı. Ancak İsrail'in, müzakereler başlasa bile saldırıları sürdüreceğini duyurması iyimserliği azalttı. Bununla birlikte, Tahran sakinlerine şehri tahliye etmeleri uyarısında bulunan Trump da G-7 zirvesinden bir gün erken ayrılıyor. Dün alıcılı bir gün geçiren ABD piyasaları bu sabah vadeli işlemlerde kısmi satıcılı bir görüntü sergiliyor. ABD 10 yıllık tahvil faizi %4,46'ya kadar çıktıktan sonra bugün %4,44 seviyesinde hareket ederken, Dolar güçsüz. Dün %0,2 geri çekilmeyle günü 39,35 seviyesinden tamamlayan Dolar/TL'de ise bu sabah aynı seviye etrafındaki hareketler devam ediyor. Kurda gün içerisinde dünkü kapanış seviyesi etrafında yatay hareketler gözlenebilir. Bugün yurtiçinde veri gündemi sakin. Yurtdışında ise ABD'de açıklanacak perakende satışlar verisi öne çıkıyor.
EUR/USD: İran ve İsrail arasındaki çatışmalar devam ederken tarafların yaptığı yeni açıklamalarla tansiyon yüksek kalmaya devam ediyor. Diğer taraftan, gümrük tarifelerine yönelik gelişmeler de gündemde kalmaya devam ederken, ABD ve İngiltere arasında ticaret anlaşmasının imzalandığı duyuruldu. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ABD Başkanı Donald Trump ile ticaret ilişkilerine dair bir görüşme gerçekleştirildiğini ve gümrük vergilerine ilişkin ortak bir zemine ulaşılabilmesi için ilgili ekiplerin çalışmalarını yoğunlaştırmaları yönünde karar alındığını ifade etti. Veri tarafında ise bugün ABD'de açıklanacak perakende satışlar verisi önemli. Almanya tarafında ZEW endeksi takip edilecek. Yarın da Fed faiz kararı var. Fiyatlamalar tarafında ise dünü yatay bir görüntüyle tamamlayan ve bu sabah sakin bir seyir izleyen EURUSD paritesinde bugün 1,1490 - 1620 arasında bant hareketi bekliyoruz
XAU/USD: Ons Altın, dün İsrail - İran geriliminin bölgeye yayılmayacağı ve olası bir ateşkes zemininin oluşabileceği beklentileriyle gelen kar satışları sonucu yaklaşık %1,4 gerileyerek günü 3.385 seviyesinde kapattı. Ancak Trump'ın G7 Zirvesi'nden erken ayrılması ve Tahran'a yönelik tahliye çağrısının operasyonların genişleyebileceği endişesini tazelemesiyle güvenli liman talebi bu sabah yeniden canlandı. Jeopolitik haber akışının değerli maden fiyatlamalarında bugün de etkili olması beklenebilir.. Ek olarak, Dünya Altın Konseyi, Merkez Bankası anketini paylaştı. Ankete göre katılımcıların %95'inin gelecek 12 ayda küresel Altın rezervlerinin artacağını, %43'ünün ise kendi bankalarının alıma devam edeceğini öngörüyor. Teknik seviyelerde, 3.383 - 3.364 seviyeleri sıralı destekler olarak izlenebilir. Yukarı yönlü bir harekette ise 3.394 seviyesinin aşılması halinde 3.414 seviyesi hedef olabilir.
Brent Petrol: Brent petrol, dün medyada çıkan İran'ın iletişime açık olduğu haberlerinin etkisiyle 70 USD seviyelerine kadar geriledi. Ancak, bu haberlerin teyit edilememesi ve çatışmaların sürmesiyle gün kapanışı 73 USD'nin hafif üzerinde gerçekleşti. Petrol ticareti için önem arz eden rotalardan biri olan Hürmüz Boğazı'ndaki gelişmeler ve ABD Başkanı Trump'ın konu ile ilgili açıklamaları piyasalar tarafından yakın takip ediliyor. Öte yandan, dün OPEC'in yayımladığı aylık raporda mayıs ayında bir önceki aya göre günlük üretimin 183 bin varil arttığı belirtildi. Bu sabah 72 USD dolaylarında işlem gören Brent petrolde tansiyonun yükselmesi yükseliş ivmesini artırabilir ve 76,30 bölgesi tekrar hedef olabilir. Ara direnç 74,50 civarında. Diğer yandan, olası düşüşlerde 71,50 ve 70,0 sıralı destekler olarak takip edilebilir. Son olarak, veri takviminde bugün ABD'de API ham petrol stokları verisi izlenecek.
Ziraat Yatırım Menkul Değerler
www.ziraatyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
EY Tüketici Ürünleri Sektörü 2025 Durumu raporu yayımlandı. Rapora göre, tüketici ürünleri firmalarının; tüketiciler, perakendeciler ve sermaye piyasaları nezdindeki ilgiyi kazanması için yeni stratejiler belirlemesi gerekiyor. Rapor, 2025 yılında sektörün başarılı olabilmesi için bir yol haritası sunuyor.
Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Tüketici Ürünleri Sektörü 2025 Durumu raporunu yayımladı. Dünya genelinde 500‘den fazla tüketici ürünleri üreticisi ve perakendecisi, 20.000’den fazla tüketici, 190 tüketici ürünleri şirketi CEO’su ve 24 sektör yöneticisi ile yapılan görüşmeleri kapsayan rapora göre, tüketici ürünleri sektörü kritik bir dönemden geçiyor.
Rapor, tüketici ürünleri sektörünün karşılaştığı zorlukların ve fırsatların ayrıntılı bir analizini yapıyor ve günümüzün hızla gelişen pazarında yatırım ve inovasyonun nereye odaklanması gerektiğine dair bir yol haritası sunuyor. Aynı zamanda rapor, tüketici ürünleri firmalarını tüketiciler, perakendeciler ve sermaye piyasaları ile marka uygunluğu oluşturmak için hızlıca harekete geçmeye ve büyümeyi sağlamak için fiyatlandırma gücü stratejilerine olan geçmiş bağımlılıktan uzaklaşmaya çağırıyor.
Tüketici ürünleri şirketleri taktiksel fiyatlandırma stratejilerini geliştirmeye odaklanıyor
Tüketici ürünleri şirketlerinin değişen güven ortamında, istikrarlı ve güvenilir performans arayan yatırımcı beklentileri değişmiyor. Sektöre duyulan güven geçmiş yıllara kıyasla azalırken, hayat pahalılığı baskısıyla karşı karşıya kalan birçok firma maliyetleri düşürmeye, inovasyonu azaltmaya ve taktiksel fiyatlandırma stratejilerini geliştirmeye odaklanıyor. Araştırmaya katılan tüketici ürünleri liderlerinin yaklaşık üçte ikisi (%65) yatırımcı beklentilerinin iş stratejilerini giderek daha fazla etkilediğini kabul ediyor. Birçok firmada hacim performansının düşük olması ve zorlu tüketici fiyatlandırma ortamının üst düzey büyümeyi zorlaması nedeniyle, tüketici ürünleri liderleri bir sonraki performans seviyesine ulaşmak için birleşme ve satın almalara yöneliyor. Her ne kadar tüketici ürünleri liderlerinin %81'i artan değerleme farklarının önümüzdeki birkaç çeyrekte birleşme ve satın almaların yaygınlaşmasını engelleyeceğine inansa da tüketici ürünleri şirketleri yeni pazarları ve segmentleri ele geçirmek üzere kendilerini konumlandırmak için birleşme ve satın alma portföyü incelemelerini ve inorganik büyüme stratejilerini hızlandırıyor.
Perakende şirketlerine güven artıyor
Rapor, perakendecilere yönelik olarak ise önemli veriler sunuyor. Özel etiketli (private label) markaların yükselişi ve perakende medya ağlarının etkisiyle perakendecilerin daha fazla güç kazandığını gösteriyor. Perakende şirketlerinin %78’i gelecekte raflarda sadece bir kitlesel marka kalacağına, geri kalan alanın ise özel, premium veya niş markalar olacağına inanıyor. Bu beklenti, tüketici ürünleri şirketlerinin %65’i tarafından da paylaşılıyor.
Bu durum, perakende şirketlerinin değişimin katalizörü olacağına ve tüketici ürünleri şirketlerinin fiziksel ve dijital raflardaki yerlerini korumak için alaka düzeylerini ve kârlılıklarını tanımlamaları konusunda artan bir baskı oluşturacağına işaret ediyor. Perakendeci güveninin artmasıyla birlikte, perakende şirketlerinden katılımcıların %76'sı raf alanının tüketici ürünleri şirketleriyle müzakerelerde daha önemli bir araç haline geldiğini söylüyor. Perakende şirketlerinin %78'i daha premium ve niş ürün kategorilerine doğru genişlemeye devam etmeyi planlarken %67'si önümüzdeki üç yıl içinde kendi markalarını geliştirmeye öncelik vereceklerini söylüyor.
Sektörde başarının anahtarı inovasyon ve iş birliğinden geçiyor
Rapora göre, tüketici ürünleri ve perakende şirketleri, değişen rekabet koşullarına rağmen iş birliğinin başarının temel unsurlarından biri olduğu konusunda hemfikir. Katılımcıların büyük çoğunluğu (%75 perakende, %77 tüketici ürünleri firması), iş birliğinin kritik önem taşıdığını belirtiyor.
Yapay zekâ, veri ve analitik teknolojileri hem perakende (%52) hem de tüketici ürünleri şirketleri (%45) tarafından önümüzdeki üç yılın en büyük öncelikleri arasında gösteriliyor. Ancak tüketici ürünleri liderlerinin yalnızca %32’si bu teknolojilerin rekabet avantajı sunduğuna inanıyor. İnovasyon, özellikle birleşme ve satın alma stratejilerinin temel itici gücü haline gelirken; perakende şirketleri bu alandaki ortak çalışmalara öncelik veriyor. Sektörün inovasyon kapasitesini artırmak için yapay zekâ entegrasyonunun daha sistematik ve ortaklık temelli yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Öte yandan, perakende şirketlerinin %65’i mağaza trafiğini artırmak için tüketici ürünleri şirketlerine, yenilikçi ve dikkat çekici ürünler geliştirme konusunda güveniyor.
İş birliğini güçlendiren bir diğer alan ise perakende medyası olarak görülüyor. Sadakat programları ve e-ticaret platformları üzerinden elde edilen verilerin kullanımı, tüketici ürünleri ve perakende şirketleri için yeni gelir modelleri ve ortak büyüme fırsatları yaratıyor. Katılımcıların %63’ü, perakendeye yönelik medya kanallarının stratejik öneminin arttığını belirtiyor.
EY Türkiye Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “EY olarak, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektörüne yönelik küresel çapta gerçekleştirdiğimiz çalışmalardan biri olan Tüketici Ürünleri Sektörü 2025 Durumu Raporu, sektörün artık yalnızca fiyat rekabetiyle ayakta kalamayacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Tüketici ürünleri şirketlerinin, değişen tüketici beklentilerine hızla yanıt verebilen, perakende şirketleriyle daha güçlü iş birlikleri kurabilen ve inovasyonu önceliklendiren esnek yapılar kurmaları gerekiyor. Rapora göre; portföy inovasyonu, birleşme ve satın almalar, teknoloji destekli işletme modeli, ticari mükemmellik ile pazarlama ve yapay zekâ dönüşümü şirketlerin odaklanması gereken beş alan olarak ortaya çıkıyor. Bu alanlar sadece büyüme için değil, sektörün gelecekteki varlığı için de kritik önem taşıyor.”
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.