• Macron: İran-İsrail çatışmasında enerji ve sivil altyapıya yapılan saldırılar kesinlikle durdurulmalı
  • İsrail Savunma Bakanı : Hava saldırıları İran rejimin, istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor
  • İranlı Diplomat: İran ne Doğu'ya minnettardır ne de Batı'ya bağımlıdır, ancak her iki tarafla da rasyonel bir şekilde ilişki kurmaya isteklidir
  • İranlı Diplomat: İran, Avrupa ile ilişkilerinde akıllıca, dengeli ve pragmatik bir politika izlemeye istekli olduğunu gösterdi
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Macron: İran-İsrail çatışmasında enerji ve sivil altyapıya yapılan saldırılar kesinlikle durdurulmalı
  • İsrail Savunma Bakanı : Hava saldırıları İran rejimin, istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor
  • İranlı Diplomat: İran ne Doğu'ya minnettardır ne de Batı'ya bağımlıdır, ancak her iki tarafla da rasyonel bir şekilde ilişki kurmaya isteklidir
  • İranlı Diplomat: İran, Avrupa ile ilişkilerinde akıllıca, dengeli ve pragmatik bir politika izlemeye istekli olduğunu gösterdi
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Macron: İran-İsrail çatışmasında enerji ve sivil altyapıya yapılan saldırılar kesinlikle durdurulmalı
  • İsrail Savunma Bakanı : Hava saldırıları İran rejimin, istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor
  • İranlı Diplomat: İran ne Doğu'ya minnettardır ne de Batı'ya bağımlıdır, ancak her iki tarafla da rasyonel bir şekilde ilişki kurmaya isteklidir
  • İranlı Diplomat: İran, Avrupa ile ilişkilerinde akıllıca, dengeli ve pragmatik bir politika izlemeye istekli olduğunu gösterdi
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Macron: İran-İsrail çatışmasında enerji ve sivil altyapıya yapılan saldırılar kesinlikle durdurulmalı
  • İsrail Savunma Bakanı : Hava saldırıları İran rejimin, istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor
  • İranlı Diplomat: İran ne Doğu'ya minnettardır ne de Batı'ya bağımlıdır, ancak her iki tarafla da rasyonel bir şekilde ilişki kurmaya isteklidir
  • İranlı Diplomat: İran, Avrupa ile ilişkilerinde akıllıca, dengeli ve pragmatik bir politika izlemeye istekli olduğunu gösterdi
  • İranlı Diplomat: İran ne Doğu'ya minnettardır ne de Batı'ya bağımlıdır, ancak her iki tarafla da rasyonel bir şekilde ilişki kurmaya isteklidir
  • İsrail Savunma Bakanı : Hava saldırıları İran rejimin, istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor
  • Macron: İran-İsrail çatışmasında enerji ve sivil altyapıya yapılan saldırılar kesinlikle durdurulmalı
  • İsrail Savunma Bakanı : Hava saldırıları İran rejimin, istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

CEO Network Platformu’nun ikinci etkinliğinde ‘Avrupa Birliği ile İlişkiler, Ticaret ve İş Birlikleri’ ele alındı

18 Nisan 2025 • 12:00:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TÜRKONFED ve İntegral Yatırım iş birliğiyle hayata geçirilen CEO Network Platformu’nun ikinci etkinliğinde, AB ile ilişkiler ve iş birlikleri masaya yatırıldı. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, “Bilgi birikimimizi paylaşarak ortak zemin oluşturuyoruz.” dedi. Türkiye’nin, küresel ticaret savaşlarında hem AB için güvenli bir tedarik ortağı, hem de jeopolitik bir denge unsuru olarak öne çıktığını belirten İntegral Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Cenk Ulukartal, vize serbestisi konusunun ise ticaretin ve doğrudan yatırımların önündeki önemli yapısal engellerden biri olarak varlığını sürdürdüğüne vurgu yaptı. Global İlişkiler Forumu Başkanı Zeynep Bodur Okyay da, “Rüyamızda görsek inanmayacağımız değişimler yaşanıyor.” derken, yeni dönemi “Trump sprint, Çin maraton koşucusu.” cümlesi ile yorumladı.

 

Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve İntegral Yatırım iş birliğiyle hayata geçirilen CEO Network Platformu’nun ikinci etkinliğinde ‘Avrupa Birliği ile İlişkiler, Ticaret ve İş Birlikleri’ ele alındı. Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinin yer aldığı etkinlikte AB ile ticaret anlaşmalarından iş fırsatlarına, AB pazarında Türk şirketlerinin başarı hikayelerinden AB fonları ve destek programlarına kadar pek çok konu masaya yatırıldı. Toplantıda TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, Global İlişkiler Forumu (GİF) Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve İntegral Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Cenk Ulukartal, birer konuşma gerçekleştirdi.

Düzenlenen toplantılarda günün ve gündemin önemli konularını değerlendirildiğinin altını çizen Süleyman Sönmez, bilgi birikimlerinin karşılıklı olarak paylaşıldığı bir zemin oluşturduklarına dikkat çekti. Türkiye’nin en büyük çatı örgütlerinden TÜRKONFED’in, tam anlamıyla bir saha konfederasyonu olduğunu belirten Süleyman Sönmez, “Birçok organizasyonda Türk iş dünyası ile bir araya geliyoruz. Ancak İntegral Yatırım ile birlikte yapılan ‘Avrupa Birliği ile İlişkiler, Ticaret ve İş Birlikleri’ başlıklı bu ikinci organizasyonda GİF’in katkısı da bizler için çok değerli.” diye konuştu.

 

AB’NİN BEŞİNCİ BÜYÜK TİCARİ ORTAĞIYIZ

Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinin, 2024 yılı itibarıyla 216,2 milyar dolar seviyesinde bir ticaret hacmine ulaştığını ifade eden Kadir Cenk Ulukartal, “Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 41,6’sı AB ülkelerine yönelik. Türkiye, AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı konumunda. Ancak mevcut Gümrük Birliği anlaşması, günümüz ekonomik gerçekliklerini karşılamaktan uzak. Hizmet sektörü, e-ticaret, kamu alımları ve tarım ürünlerinin Gümrük Birliği kapsamına alınması, Türkiye'nin ihracatını artırmakla kalmayacak, AB ile entegrasyonu da güçlendirecektir. Avrupa Komisyonu'nun analizine göre, Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, Türkiye’nin GSYH'sında yüzde 1,8 ile yüzde 2,5 arasında bir artış sağlayabilecek.” dedi.

 

VİZE SERBESTİSİ TİCARETİN ÖNÜNDE ENGEL

Vize serbestisi konusunun da ticaretin ve doğrudan yatırımların önündeki önemli yapısal engellerden biri olarak varlığını sürdürdüğüne vurgu yapan Kadir Cenk Ulukartal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Komisyonu 2023 yılı verilerine göre, Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vizesi başvurularında ret oranı yüzde 21,7 olarak gerçekleşti. Bu durum, iş insanlarımız açısından Avrupa ile ticari etkileşimlerin operasyonel maliyetini artırıyor. Bu kapsamda, uzun süreli ve çok girişli vize prosedürlerinin iş dünyası lehine kolaylaştırılması yönünde AB nezdinde yürütülecek girişimlerin desteklenmesi önem arz ediyor. Diğer taraftan Polonya'nın 2025 AB Konseyi Dönem Başkanlığı, Türkiye açısından önemli bir fırsat sunuyor. Polonya’nın enerji güvenliği ve genişleme politikalarında yapıcı bir çizgide olması, Gümrük Birliği reformu ve dijital dönüşüm konularında Türkiye lehine bir zemin oluşturabilir. Türkiye, küresel ticaret savaşlarında hem AB için güvenli bir tedarik ortağı, hem de jeopolitik bir denge unsuru olarak öne çıkıyor.”

 

‘RÜYAMIZDA GÖRSEK İNANMAYACAĞIMIZ DEĞİŞİMLER YAŞANIYOR’

Küresel alanda büyük ve köklü dönüşümlerin yaşandığını ifade eden Zeynep Bodur Okyay, “Belki de rüyamızda görsek inanamayacağımız değişimlerin yaşandığını gözlemliyoruz. Türkiye, hem Avrupa ile olan geçmiş hikayesi hem de Amerika’yla olan NATO çerçevesindeki ilişkileri nedeniyle iki arada bir yerde sıkışıyor. Bu yeni dönemde en farklı şeyin jeoekonomik araçların çok etkin kullanılması olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği ekseninde gümrük birliği ve yeşil dönüşüm önemli başlıklar olarak ortaya çıkıyor. Bu dönemde dijital ekonomi ve enerji politikaları yeni fırsat alanları yaratıyor ancak iş dünyası için politika uyumu ve stratejik yönetişim çok kritik hale geldi. Türkiye’nin yaşadığı siyasi dalgalanmalarla dış dünya arasındaki problemler arasında uyumlanmakta zorlandığımızı düşünüyorum. Diğer taraftan iki sorunun da sorulması gerektiğine inanıyorum. Biri, Trump’ın tarifeleri artarsa Türkiye’nin AB ile ticareti hızlanır mı? Diğeri ise NATO’da Avrupa Birliği desteği zayıflarsa Türkiye’nin Avrupa sanayi yapılarıyla entegrasyonu güçlenir mi?” diye konuştu.

 

TRUMP SPRİNT, ÇİN MARATON KOŞUCUSU

Küresel yatırımın yönünün değiştiğini belirten Zeynep Bodur Okyay, “Trump bir sprint oyuncusu ama Çin bir maraton koşucusu. Türkiye şu anda yüzde 10’luk bir tarifeyle karşı karşıya ama ileride artırılmama garantisi yok. Dolayısıyla ‘Türkiye’nin acaba Avrupa Birliği ve ABD ile ayrı ayrı ticari senaryolar oluşturması mı gerekir?’ sorusu benim aklımda. Öte yandan küresel tedarik zincir değişiminde kaçırdığımız fırsatları da göz ardı etmemeliyiz.” ifadelerini kullandı.

 

FİNANSAL PİYASALAR ÜZERİNDEN KATMA DEĞER ÜRETİLEBİLİR

Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinin seyrinin, artık yalnızca ticaret hacimleri ya da gümrük tarifeleriyle açıklanabilir sınırların ötesine geçtiğini kaydeden İntegral Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Taşdoğan da “Türkiye’nin AB ile entegrasyonunun derinleşmesi, yalnızca mal ticaretinde değil, finansal piyasaların entegrasyonu üzerinden de katma değer üretebilir. Ancak bu entegrasyonun sürdürülebilir olabilmesi için finansal mimarimizin daha şeffaf, daha dijital ve daha dirençli hale gelmesi şart. Diğer yandan, dijital ekonomi alanında da finansal boyutu göz ardı etmemeliyiz. Türkiye'nin start-up ekosistemi, yalnızca inovasyonla değil, AB fonlarına erişim kapasitesiyle de ölçeklenebilir. Horizon Europe, Digital Europe gibi programlardan Türkiye’nin aldığı pay hâlen bölgesel ortalamaların oldukça altında. Oysa bu fonlar, yalnızca proje desteklemiyor; aynı zamanda teknoloji tabanlı firmaların bilanço yapılarını güçlendiriyor, nakit akışlarını istikrara kavuşturuyor ve yatırım yapılabilirlik profillerini iyileştiriyor.” dedi.

 

SPK tarafından Jandarma Genel Komutanlığı'nda “Strateji, Dezenformasyon, Diplomasi ve Güvenlik Perspektifinden Finansal Okuryazarlık” konulu seminer düzenlendi

18 Nisan 2025 • 11:58:01

Sermaye Piyasası Kurulu, Jandarma Genel Komutanlığı ile 24 Kasım 2024 tarihinde imzaladığı
protokol kapsamında konferans ve seminerlerine devam ediyor.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali ÇARDAKÇI ve Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim
Ömer GÖNÜL’ün katılımıyla Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen "Aile Boyu Finansal Okuryazarlık"
eğitiminin ardından; bu defa da Jandarma üst düzey komutanlarına yönelik olarak Dünya’da ilk olma
özelliğini taşıyan “Strateji, Dezenformasyon, Diplomasi ve Güvenlik Perspektifinden Finansal
Okuryazarlık” konulu seminer verildi.
Seminerde finansın sadece rakamlardan ibaret olmadığı, bireysel bağımsızlığın ve hatta milli
egemenliğin en büyük stratejik enstrümanlarından biri olduğu vurgulandı.
Seminerde finansal okuryazarlık, “strateji ve güvenliğin kesişim noktasında” uluslararası örneklerle ele
alındı.
Seminerde, özellikle dezenformasyonun ekonomik davranışlar üzerindeki etkisine dikkat çekilirken,
dijital platformlarda yayılan manipülatif içeriklerin bireysel karar süreçlerini nasıl şekillendirdiği
örneklerle ele alındı. Diplomasi açısından ise, finansal okuryazarlığın uluslararası müzakerelerde ve
kriz yönetiminde artan önemine değinildi.
Stratejik perspektiften yapılan değerlendirmelerde; finansal okuryazarlığın, hibrit tehditlere karşı
toplum bağışıklığını artırıcı bir unsur olduğu ifade edildi.

Vodafone Türkiye CEO’su Aksoy: Sabit genişbant lisans uzatım koşulları ile 5G ihalesi orantılı olmalı

18 Nisan 2025 • 11:52:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, 2026’da kullanıma sunulması planlanan 5G’ye yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, “Sektörümüzde önemli gelişim alanları söz konusu ve köklü bir yapısal dönüşüm gerekli. 5G ihalesi ve sabit genişbant lisans uzatım süreci öncesinde bu dönüşümü gerçekleştirmek için önümüzde önemli bir fırsat penceresi var” dedi.

 

Türkiye’de mevcut fiber uzunluğunun 588 bin kilometre olduğuna, OECD ortalamasının yakalanması için bunun yaklaşık 2 milyon kilometreye ulaşması gerektiğine dikkat çeken Aksoy, “Baz istasyonlarına fiber bağlantı sağlanması da istediğimiz ve üzerinde çalıştığımız bir konu. Bu alanda yerleşik operatörle işbirliğine de her zaman hazırız. Paylaşım modellerine açık olduğumuzu pek çok kez ifade ettik ve bu konuda girişimlerde bulunduk. Ancak, talep edilen kira bedellerinin, altyapı kurulumunu sıfırdan bizim yapmamız durumunda ortaya çıkacak maliyetten dahi yüksek olması gibi nedenlerle girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Bu konuda rekabet ve yatırım ortamını iyileştirecek adil ve rasyonel müdahale ve düzenlemeler yapılmalı, paylaşım konusunda uzlaşmacı, sonuç getiren bir yaklaşım izlenmeli. Baz istasyonlarının fiber bağlantıları için yerleşik işletmeci tarafından makul şartlar içeren ayrı bir tarife yayımlanması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda yapıcı adımlar görmeyi umuyoruz” diye ekledi.

 

“Altyapı ve üstyapı hizmetlerinin ayrılması verimliliği artırır”

 

Aksoy, ortak altyapı şirketi konusunda ise şu şekilde konuştu:

 

“Fiberi ülke genelinde hızla yaygınlaştıracak bir yatırım modeli geliştirilmeli. Ülke kaynaklarının verimli kullanılması için ortak yatırıma imkân sağlayacak bir ortak altyapı şirketi kurulmasının ülkemizde yatırımları hızlandıracağını düşünüyoruz. Ortak altyapı şirketi kurulması için Varlık Fonu’nun liderliğinde çalışma başlatılmasına yönelik geçmişte umut vaat eden girişimler oldu. Biz bu gelişmelerin önümüzdeki dönemde hız kazanması için somut adımlar bekliyoruz. Bu bağlamda, 2026’da sabit genişbant ile ilgili yapılacak lisans uzatım sürecini önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bu süreçte perakende ve toptan hizmetlerin ayrıştırılması gerekiyor. Fiber altyapının yaygınlaşmasının, altyapı sahipliğinin yapısal ayrışmayla tamamen bağımsız bir şirket tarafından yönetilmesi ile mümkün olacağına inanıyoruz. Ayrışma ile sadeleşmiş yönetim stratejileri; kurum içi etkin uygulamalar, yönetim motivasyonu ve nihayetinde genel verimliliğin artmasını sağlayabiliyor. Tüm operatörlere açık ve eşit hizmet veren bir altyapı firmasının varlığı, altyapının en verimli şekilde kullanımını sağlayacak, perakende piyasada artan rekabet ile yatırımın aboneliğe dönüşmesi hızlanacaktır. Bununla birlikte, fiber altyapının devredileceği şirketin, ister bir ortak altyapı şirketi olsun, ister başka bir şirket, mobil altyapıdakine paralel şartlarla lisans ücreti ödeyerek bu hakka sahip olması gerektiğini düşünüyoruz.”

 

“Sabit genişbant lisans uzatım koşulları ile 5G ihalesi orantılı olmalı”

 

5G ihale sürecine de değinen Engin Aksoy, şöyle devam etti:

 

“5G teknolojisi, ağırlıklı olarak, aldıkları hizmetin kalitesi artacak olan birey ve kurumlara fayda sağlayacak. Operatörler açısından ise verimlilik artışı sağlarken, eski nesil teknolojilere kıyasla yatırım miktarı artacağından, bir gelir sıçraması yaratmayacak. 5G ihalesinin makul fiyat ve koşullarda, yatırım-yükümlülük dengesi gözetilerek yapılması önem taşıyor. Frekans tahsislerinin yüksek 5G performansını sağlayacak miktarda, orantılı ve ekonomik olarak uygun seviyede olan spektrum ücretleri ile yapılması, operatörlerin şebeke yatırımına daha fazla odaklanmasını sağlayacak. Operatörlerin makul bedellerle spektrum kullanım hakkını elde etmesi ve şebeke kurulumuna ilişkin yatırımlara daha fazla kaynak ayrılabilmesi için spektrum bantlarının zamanında hazır edilmesi ve planlanması, her yeni bant için tahsis edilecek frekans miktarının operatörlerin ihtiyacını karşılayacak minimum seviyede olması önem arz ediyor. Ayrıca, tahsis edilecek frekans dilimleri arasında yüksek asimetri olmasından kaçınılmalı. Bununla birlikte, kapsama ve kalite yükümlülüklerinin teknoloji bağımsız olması ve kapsamanın artırılması için teşviklere yer verilmesi önemli. Yerlilik yükümlülüğünün üreticileri teşvik edecek bir mekanizmaya dönüştürülmesi yerli yatırımları artıracaktır. Diğer yandan, sabit genişbant ile ilgili yapılacak lisans uzatım koşullarıyla 5G ihalesi arasında orantısız farklar olmaması ve adil rekabet koşullarının sağlanması gerekiyor.”

 

 

 

Vodafone hakkında

Vodafone, Avrupa ve Afrika’nın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden biridir. 15 ülkede 340 milyonu aşkın müşteriye mobil ve sabit iletişim hizmetleri sunuyor, 45’ten fazla ülkede daha mobil ağlarda iş ortaklıkları yürütüyoruz. Aynı zamanda, dünyanın en büyük Nesnelerin İnterneti (IoT) platformlarından birine sahibiz. Afrika’da, finansal teknoloji kurumlarımız, 7 ülkede yaklaşık 83 milyon kişiye hizmet veriyor ve diğer hizmet sağlayıcılardan daha fazla işlem yönetiyor.

Daha iyi bir gelecek hedefiyle, bireylerin ve kurumların yaşam kalitesini artıran, kapsayıcı ve sürdürülebilir toplumların ilerlemesine yardımcı olan teknolojileri sunuyoruz. 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak ve çevresel etkimizi azaltmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Daha fazla bilgi için www.vodafone.com adresini ziyaret edebilir, @VodafoneGroup X hesabımızı takip edebilir ve www.linkedin.com/company/vodafone adresinden LinkedIn bağlantısı kurabilirsiniz.

 

Şimşek: Programımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz

18 Nisan 2025 • 11:50:02

2012 yılından bu yana Capital, Ekonomist ve Start Up dergileri tarafından düzenlenen UEZ, bu yıl 14’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırlıyor.

Bu yıl “Değişen Küresel Gerçekler ve Gelecek 5.0” temasıyla düzenlenen zirvenin ana sponsorluğunu Rönesans Holding üstleniyor.

Zirvenin açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünyanın giderek derinleşen yapısal zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguladı. “Ticarette artan korumacılık, yüksek borçluluk, yaşlanan nüfus, yıkıcı teknolojik gelişmeler, iklim krizi ve artan jeopolitik gerilimler küresel ekonomik düzeni şekillendiriyor” diyen Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Bu korumacı dalganın temelinde ABD ile Çin arasındaki jeostratejik rekabet yatıyor. Son 20 yılda Çin, küresel imalat sanayisinde büyük bir pay elde etti. Bugün dünya imalat sanayi katma değerinin yüzde 30’dan fazlası Çin’de üretiliyor. Bu ortamda Türkiye, benzer ülkelere kıyasla daha dayanıklı bir konuma sahip. Bunun iki temel nedeni var: İhracat bağımlılığımız görece düşük. Büyümemizi ağırlıklı olarak iç talep yönlendiriyor. Mal ihracatının milli gelir içindeki payı yaklaşık yüzde 20. Bu nedenle küresel ticaretteki daralmalardan daha sınırlı etkileniyoruz. Ticaret ortaklarımızın yapısı güçlü. İhracatımızın yüzde 62’si serbest ticaret anlaşması bulunan ülkelere gidiyor. En büyük ticaret ortağımız olan AB, bizim gibi çok taraflı ve kural temelli ticaret sistemini savunuyor. Elbette dolaylı etkiler de var. Özellikle Çin’in yüksek tarifelere karşı vereceği tepkiler, arz fazlasının Türkiye’ye yönelme riski ve küresel değer zincirlerinin sekteye uğraması bu başlıkta önem taşıyor.”

Enflasyonda düşüş trendi devam edecek

Küresel ölçekte ciddi yapısal sorunlar olduğunu anlatan Mehmet Şimşek, Ancak Türkiye’nin bu zorluklar karşısında avantajlı bir konumda olduğunu belirtti. Şimşek, şöyle konuştu:

“Haziran 2023’ten bu yana uyguladığımız makroekonomik istikrar ve reform programı, bu avantajları kalıcı kazanımlara dönüştürmeyi hedefliyor. Programımızın ana hedefleri şunlar: Enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek. Mali disiplini güçlendirerek reform alanı yaratmak. Cari açığı azaltarak kırılganlıkları azaltmak. Verimlilik ve potansiyel büyümeyi artırmak.

Son 10 ayda enflasyon düşüşe geçti ve bu trend sürecek. Sıkı para politikası ve mali disiplinle dezenflasyon sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz. Son dönemde yaşanan piyasa dalgalanmalarına rağmen hedef aralığında kalacağımıza inanıyoruz. Cari açık tarafında da pozitif bir tablo var. 2023 yılında altın hariç cari fazla verdik. Bu, artık cari açık vermeden büyüme eşiğine yaklaştığımızı gösteriyor. Ekonomide dengelenme sağlandı. 2023’te 1 milyona yakın kişiye istihdam sağladık. Bu, bir istikrar programı uygulanırken elde edilmiş önemli bir başarıdır. Piyasalardaki dalgalanmalar geçici bir yavaşlamaya neden olabilir. Ancak dış kırılganlıklarımızı azaltan, şoklara karşı dayanıklılığımızı artıran, makro finansal istikrarı güçlendiren ve uzun vadeli büyüme için sağlam temeller atan bir programımız var.

Küresel krizler riskler kadar fırsatlar da barındırıyor. Türkiye, bu zorlu dönemi sadece riskleri yöneterek değil, yapısal dönüşümü hayata geçirerek kalıcı kazanımlara dönüştürme potansiyeline sahip. Bu nedenle programımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.”

Hızla değişen dengeler Türkiye’nin de önüne pek çok yeni gelişme fırsatı çıkarabilir

UEZ 2025’in açılış konuşmasını yapan Capital&Ekonomist&StartUp Dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük, 2024’te 318 trilyon dolara ulaşan boyutuyla “küresel borç krizi”nin bugün sadece gelişmekte olan ülkeleri değil bilhassa ABD gibi borçluluk seviyesi yüksek olan gelişmiş ekonomilerin de ekonomik ve finansal istikrarını tehdit eder boyuta geldiğini söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın yepyeni tarifeler açıklayarak küresel sistemin tümünde geçerli kuralları yeniden belirlemek üzere büyük bir adım attığını belirten Seçkin, şunları kaydetti:

“Bugün Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve ABD ekonomisi Çin’in sadece 1,5 katı büyüklükte. Yine Asya’dan yükselen bir diğer yıldız Japonya; 1960’larda 7’nci büyük ekonomiyken bugün 4’üncü sırada. Sözün özü ABD Başkanı Trump’ın kurmayı planladığı müzakere masalarında işi çok da kolay olmayabilir. Nitekim elektronik cihazlar ve parçaları konusunda bir geri adım atıldı. Bu bağlamda hızla değişen dengeler Türkiye’nin de önüne pek çok yeni gelişme fırsatı çıkarabilir.”

Daha sürdürülebilir bir gelecek kurulmalı

RePie Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Emre Çamlıbel, ortak akılla geleceğe yön verebilmek için UEZ’de toplandıklarını söyledi. Çamlıbel, “İçinde bulunduğumuz dönem, tarihin hızlandığı, belirsizliğin norm haline geldiği, ekonomik sistemlerin yeniden şekillendiği bir dönem. Bir süredir artık iş dünyasının başarısı sadece kâr-zarar tablolarıyla ölçülmüyor. Aynı zamanda çevreye, topluma ve geleceğe ne kattığımız da önemli. Ekonomik başarı, sadece büyüme rakamları değil; daha adil, daha etik, daha sürdürülebilir ve daha insan odaklı bir gelecek kurmakla ilgili, yani sürdürülebilir kalkınmayla ilgili. Tüm bu saydığım kavramlar, ‘Gelecek 5.0’ın altyapılarını oluşturmaktadır. Bu anlayışla, biz de, RePie Yatırım Holding olarak, iştiraklerimiz bünyesindeki yatırım enstrümanları olan yatırım fonları ve özel amaçlı şirketler gibi çağdaş yatırım araçlarını yalnızca finansal değil; toplumsal ve yapısal üretken modeller olarak konumlandırmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki on yıllar, bildiğimiz tüm ticaret kurallarının ve rekabet paradigmalarının yeniden tanımlandığı bir dönem olacak. Tüm hazırlıklarımızı, politikalarımızı ve yatırımlarımızı bu yeni çerçevede ele almak zorundayız” dedi.

Kredi ve Mevduat Faiz Oranları (Bizim Menkul)

18 Nisan 2025 • 11:48:01

TL Mevduat Faizi Yükselmeye Devam Etti…


Bankaların TL mevduat için uyguladıkları faiz oranı 11 Nisan haftasında bir önceki haftaya göre 36 baz puan artışla %51,93 olurken, dolar mevduat faizi 10 baz puan azalışla %2,07 ve Euro mevduat faizi i 12 baz puan azalışla%1,22 oldu.


TL bazlı ticari kredilerin faiz oranı ise aynı haftada bir önceki haftaya göre 309 baz puan azalışla %60,49 oldu. TL bazlı konut kredi faizleri 17 baz puan artışla %39,59; taşıt kredi faizleri 265 baz puan azalışla %43,04 ve ihtiyaç kredi faizleri 182 baz puan artışla %69,67 olarak gerçekleşti.


Dolar bazlı ticari kredilerin faiz oranı aynı haftada 17 baz puan artışla %9,05 olurken, Euro bazlı ticari kredilerin faiz oranı 5 baz puan artışla %6,97 oldu.


Ticari kredilere uygulanan mevduat spreadi TL için %8,56 olurken, Dolar ve Euro için sırasıyla %6,98 ve %5,75 oldu. TL ticari kredilerdeki mevduat spreadi dolar ve kredilere uygulanan spreadin üzerinde kalmaya devam etti.


  BMD Araştırma
  Bizim Menkul Değerler A.Ş.
  bmd.com.tr
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

UBS: TL'nin görünümü eskisi kadar cazip değil- bloomberght.com

18 Nisan 2025 • 11:48:01

Zürih merkezli İsviçre bankası UBS'in analistleri yayımladıkları notta Türk lirasının eskisi kadar cazip olmadığını dile getirdiler.

Tilmann Kolb ve Michael Bolliger’ın konuya ilişkin perşembe günü yayımladıkları notta, “USDTRY üç aylık forward satış tercihimizle ifade ettiğimiz Türk lirası lehine görüşümüz, inişli çıkışlı bir yolculuğun ardından hedeflenen vadesine ulaştı. İşlemin başlangıcında 38,7 olan gösterge niteliğindeki vadeli kura karşılık 38,1 olan mevcut spot USDTRY kuru ile, başlangıçtaki yüzde 3’lük getiri hedefimizden daha düşük olan mevcut yüzde 0,6’lık toplam getiri için şimdi küçük kârları toplamayı tercih ediyoruz” görüşünü dile getirdi.

TCMB’nin dünkü faiz kararının Türk lirasının vadeli piyasalar tarafından fiyatlanan seviyeleri takip etmeye devam etmesi ya da biraz üzerinde performans göstermesini sağlayabileceğini öngören stratejistler, “Bununla birlikte, yeni lira carry trade pozisyonlarının veya önceki pozisyonları genişletmenin çekiciliğinin azaldığını düşünüyoruz” ifadesini kullandı.

Raporda TL'nin çekiciliğinin neden azaldığı dört noktada özetlendi:

“İlk olarak, TCMB’nin döviz rezervleri Mart ortasından bu yana yaptığı yoğun müdahaleler sonucunda önemli ölçüde zayıfladı ve lira üzerinde yeni bir baskı olması durumunda daha fazla döviz satışı için fonlarını sınırladı.

"Makroekonomik politikalara yönelik kamuoyu desteği azalabilir"
İkinci olarak, Ocak ayından bu yana devam eden kademeli dolarizasyon eğilimi, Türkiye’de yerleşik kişilerin liraya olan güveninin Mart ayındaki lira çalkantısı ve Nisan ayındaki ABD gümrük vergisi şokundan önce bile zayıflamış olabileceğini düşündürüyor. Daha güçlü bir dolarizasyon hamlesi, döviz rezervi satışları veya karşı önlem olarak daha sıkı para politikası, TCMB’nin eylem seçeneklerini daha da sınırlayacağından veya iç ekonomi üzerinde baskı oluşturacağından, muhtemelen TCMB için zorluk oluşturacaktır.

Üçüncü olarak, enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerlemenin zaman alması ve ekonomik faaliyet üzerinde baskı oluşturması nedeniyle mevcut makroekonomik politikalara yönelik kamuoyu desteği azalabilir.

Son olarak, piyasalar iç siyasi dinamikler konusunda temkinli olmaya devam ediyor. İktidar ve muhalefet partileri arasındaki çekişmeli zemin, Türk varlıklarının fiyatlanan risk primlerinde daha fazla artışa maruz kalmasına neden olabilir.”

  bloomberght.com internet sitesinde yayınlanan sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
 
https://www.bloomberght.com/ubs-tl-nin-gorunumu-eskisi-kadar-cazip-degil-3746750?utm_source=webpushn&utm_medium=referral&utm_campaign=webpushn

Eurotahvil Piyasasında Neler Oluyor (İş Yatırım)

18 Nisan 2025 • 11:48:01

Çin devlet başkanı Şi, Vietnam’a tarifeleri değerlendirmek için gitti ve sırada yine Trump’ın en çok vergi uyguladığı Malezya ve Kamboçya ziyaretlerinin olduğunu söyledi. Başkan Donald Trump Çin’e müzakere çağrısı yaptı. Trump, ABD’nin karşılıklı gümrük vergilerinde bir anlaşma sağlanmasına yönelik müzakerelere başladığı ilk ülke olan Japonya ile “büyük ilerleme” sağlandığını belirtti.

Fed’in faiz indirimi beklentileri piyasalar tarafından temmuz ayı için kesin olmaya devam ederken, haziran ayında yapılacak faiz indiriminin %70 olasılıkla gerçekleşeceği tahmin ediliyor.



 Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/04/18/eurotahvil-piyasasinda-neler-oluyor-18-04-2025-2/
 
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 www.isyatirim.com.tr

                           ***
                  Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Aksa Yenilenebilir Enerji'nin Pamuk Depolamalı Güneş Enerji Santrali Projesi ile İlgili ÇED Olumlu' Kararı Verildi

18 Nisan 2025 • 11:46:01

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:

GAZİANTEP ili ŞEHİTKAMİL, ilcesi Seymenli Mahallesi, N38B4 Pafta sınırları içerisinde, AKSA YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİM A.Ş. tarafından yapılması planlanan PAMUK DEPOLAMALI GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ (GES KURULU GÜÇ: 40,5 MWm/40,5 MWe DEPOLAMA KURULU GÜÇ : 40,5 MWh, 60,5 Ha) projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak Bakanlığımızca 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' Kararı verilmiş olup; GAZİANTEP Valiliği(Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü) tarafından kararın halka duyurulması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu projeye ait Nihai ÇED Raporu ve eklerinde belirtilen hususlar ile 2872 sayılı Çevre Kanununa istinaden yürürlüğe giren yönetmeliklerin ilgili hükümlerine uyulması, mer'i mevzuat uyarınca ilgili kurum/kuruluşlardan gerekli izinlerin alınması gerekmektedir. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.
© T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Tüm Hakları Saklıdır.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery