Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Arçelik’in, beyin göçünü engellemek ve yurt dışında okuyan yetenekli gençlerin Türkiye’de kariyerlerine devam etmelerini teşvik etmek amacıyla 2018 yılından beri sürdürdüğü “A Ticket for Your Future” programına bu yıl da Harvard, Yale, Oxford gibi dünyanın en başarılı üniversitelerinden 20 öğrenci katıldı. “Evde Net Sıfır Karbon” temasıyla yaratıcı projeler geliştiren öğrenciler, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç ve Arçelik’in üst düzey yöneticileri ile Koç¸ Topluluğu Spor Kulübü’nde bir araya geldi.
Arçelik, dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim gören Türk öğrencilere kendi ülkelerinde kariyer fırsatları yaratmak ve beyin göçünü önlemek amacıyla başlattığı “A Ticket for Your Future” programının dördüncüsünü gerçekleştirdi. Bu yıl 8 ülkeden 200’den fazla öğrencinin başvurduğu programa 20 öğrenci katıldı. Program kapsamında alanında uzman liderlerle bir araya gelen öğrenciler, “Evde Net Sıfır Karbon” temasıyla yaratıcı projeler geliştirdi.
“A Ticket for Your Future” programı kapsamında; Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç da Koç¸ Topluluğu Spor Kulübü’nde öğrencilerle buluşarak katılımcıların sorularını yanıtladı.
Gençlerle sohbet eden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç, “Arçelik gibi Topluluk Şirketlerimizin geliştirdiği programlarla, ülkemizin büyümesi ve kalkınması açısından beyin göçünün önüne geçilmesine katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Sadece ülkemizde değil, Asya ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde yetenek açığının arttığı görülüyor. Yapay zekâ ve dijitalleşmenin öne çıktığı bir bilgi çağında gençlerin kabiliyetlerini öne çıkaracak sistemlere, yaklaşımlara, yol haritalarına ihtiyaç var. Arçelik, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine büyük önem veriyor. A Ticket for Your Future programıyla yurt dışında iyi üniversitelerde eğitim alan gençlerimizi ülkemize kazandırmayı ve benzer programların yaygınlaştırılmasını sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
Öğrenciler “Evde Sürdürülebilirlik” temasıyla yaratıcı projeler geliştirdi
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde eğitim gören öğrenciler, iki haftalık program süresince, geliştirme, prototipleme ve test adımları ile fikir aşamasından başlayarak iş modeline kadar uzanan konsept geliştirme sürecini baştan sona deneyimledi.
Bu yıl “Net Zero Carbon at Home- Evde Net Sıfır Karbon” temasından yola çıkan öğrenciler, Budget Bites", "Lavasense", "FlexiFridge" ve "Harmony Kitchen" adlarını verdikleri dört yaratıcı proje geliştirdi.
Budget Bites, yerel market ve küçük işletmelerde, son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerdeki indirimleri anında ileten bir uygulama fikri. Kullanıcılar bu ürünleri satın alarak, ChefGPT üzerinden yemek planı oluşturarak, istedikleri tarife göre indirimli ürün önerileri alabiliyor.
Lavasense, evler için IoT destekli bir Tüketici Davranış Analizi ve Optimizasyon Sistemi. İleri veri analitikleri ve tahmin algoritmalarını kullanan sistem, oluşturduğu iç görülerle son derece doğru optimizasyon önerileri sunarak tüketici deneyimini iyileştirmeyi hedefliyor.
FlexiFridge projesi, HarvestBeyond teknolojisiyle donatılmış, enerji tasarrufu sağlayan, özelleştirilebilir bir buzdolabı fikri. Öğrenciler, birden fazla değiştirilebilir bölmeye sahip, böylece soğutma ve dondurma alanları ihtiyaca göre özelleştirilebilen bir buzdolabı fikri geliştirdi.
Harmony Kitchen ise yemek meraklılarının gıda israfını azaltmayı hedefiyle bir araya gelip, yeni tarifler bulup, paylaşacakları bir sosyal platform fikri.
“A Ticket for Your Future” programına bugüne kadar toplam 85 öğrenci katıldı. Arçelik, öğrencilerin program kapsamında ortaya koyduğu yaratıcı projeleri hayata geçirmek üzere de adımlar atıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Finansal sisteme dahil olduğundan bu yana gündemden düşmeyen kripto para birimlerinin geleceğine ışık tutan güncel bir rapor yayımlandı. Ripple, geçtiğimiz günlerde ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu SEC karşısında aldığı ve kısmi bir zafer olarak değerlendirilen mahkeme kararıyla gündeme geldi. Teknoloji şirketi, ABD Hızlı Ödemeler Konseyi ortaklığıyla yürüttüğü araştırmayı açıkladı. 45 ülkeden 300 katılımcının neredeyse tamamı (%97), blokzinciri teknolojisinin önümüzdeki üç yıl içinde daha hızlı ödeme sistemleri oluşturmayı kolaylaştırma süreçlerinde önemli rol oynayacağını söyledi.
10 milyar dolar tasarruf potansiyeli
Finans profesyonelleriyle yürütülen araştırmada, özellikle uluslararası para transferlerinde ve sınır ötesi ödemelerde kripto para birimlerinin ve blokzincirinin etkilerine odaklanıldı. Ödeme sektöründe kripto kullanımını odağına alan raporun çarpıcı bulgularından biri de, finans kuruluşlarının tasarruflarına yönelik tahmin oldu. Rapora göre blokzincirinin etkisinin, daha hızlı ödemelerin ötesine geçeceği belirtilirken, bu teknolojiyi benimseyen finansal kuruluşların, 2030’a kadar sınır ötesi ödeme maliyetlerinde yaklaşık 10 milyar dolar tasarruf etme potansiyeline sahip oldukları kaydedildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Gate.io Türkiye Ülke Müdürü Kafkas Sönmez, “Dünyanın her yerinde benimsenen ve değeri matematiksel güvenle korunan dijital varlıklardan söz ediyoruz. Değerini her coğrafyada koruyan altının dezavantajı olan taşıma problemlerinin ötesine geçmeyi başaran kripto para birimleri, finansın geleceğinde önemli bir rol oynayacak. Blokzinciri, maliyetleri düşürmeye, kullanıcı deneyimini iyileştirmeye yardımcı olabilecek ekosistemleri inşa etmeyi kolaylaştıracak” ifadelerini kullandı.
KOBİ’ler üç yıl içinde kriptoyla ödeme kabul etmeye başlayacak
Son yıllarda e-ticarette yaşanan ivmenin ürün ve hizmetlere erişimde yurt dışı bariyerlerini de ortadan kaldırdığını kaydeden Kafkas Sönmez, “Küresel sınır ötesi ödeme akışlarının 2030'a kadar 156 trilyon dolarlık bir büyüklük oluşturulacağı tahmin ediliyor. Bu büyümeden nasibini her ölçekten işletme alırken, blokzincirinin de bu süreçlerde kolaylaştırıcı olarak konumlanması bekleniyor. Söz konusu raporun öngörüleri, her 2 KOBİ’den birinin, önümüzdeki üç yıl içinde kripto para birimleriyle ödeme kabul edeceğini gösteriyor. Değerini uluslararası topluluğun belirlediği, küresel bir geçer akçe olarak öne çıkan kripto para birimleri ve blokzincirinin gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası olması çok uzak değil” diye konuştu.
“Sular ağustosta da durulmayacak”
Kriptoya ilişkin iyimser tahminlerin geleneksel finansal otoritelerin bu teknolojinin olanakları konusundaki temkinli tutumuyla da karşı karşıya olduğunu kaydeden Gate.io Türkiye Ülke Müdürü Kafkas Sönmez, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Gelecek blokzincirini işaret etse de taşların yerine oturması için biraz daha zamana ihtiyaç var gibi görünüyor. SEC'nin bir kripto para borsasıyla olan gerilimini zirveye taşıyan bir talebi, temmuz ayının son günlerine damga vurdu. Kripto para birimlerinde suların ağustosta da durulmayacağını söylemek mümkün. Finansal otoritelerin kripto ve blokzinciri karşısındaki çekimser tavırları, yatırımcı güveninde dalgalanmalara sebep olsa da, dünya kripto paraların tam olarak ne olduğuna karar verdiğinde bir uzlaşı sağlanacak. Bu da işbirliğine dayalı, topluluk ve kullanıcı odaklı bir finansal ortamın inşasını beraberinde getirecek. Gate.io olarak 1.700'ü aşkın listelenmiş kripto para birimi, 24 saatte 3,75 milyar doları aşan işlem hacmiyle bu yeni finansal evrenin tasarımında 13 milyonu aşkın kullanıcıya söz hakkı veriyoruz. Gate.io Türkiye olarak güvenliğe, regülasyonlara ve uyuma verdiğimiz önemle, çok sayıda yatırım ürününü bir araya getiriyoruz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünya genelinde yaşanan enerji krizi nedeniyle işletmeler çok farklı önlemler uygulamaya koyuyor. GES yatırımları ve ısıtma sistemlerinin renovasyonu uygulamaya konulan önlemler arasında ilk sırada yer alıyor.
GES'ler elektrikli ısıtıcı talebini artırdı
"İşletmeler, ısıtmada yüksek verim ve konfor sunan elektrikli ısıtıcılara yöneldi. Son iki yılda elektrikli ısıtıcı pazarı yüzde 30 büyüdü" diyen Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, son dönemde fabrikalarda yaygınlaşmaya başlayan GES uygulamalarının da elektrikli ısıtıcılara olan talebi artırdığını ifade etti. Osman Ünlü, işletmecilerin ve sanayicilerin yaptıkları yatırımdan maksimum fayda sağlayabilmeleri için ekipman seçimindeki verimlilik ve konfor kriterlerine dikkat çekti:
"Son yıllarda hızla artan elektrik maliyetleri nedeniyle sanayiciler,fabrikalarının çatısına GES kurulumu gerçekleştirmeye başladı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (EPDK) yapılan açıklamaya göre 19 Kasım 2022 tarihinden bu yana GES yatırımları başvurusu bugün ki kurulu gücün 2.5 katına ulaştı. Sanayicilerin GES yatırımın ardından ele aldıkları ikinci konu ise ısıtma sistemleri oluyor. Çünkü Türkiye'de sanayide sarf edilenenerjinin yüzde 50'ye yakını verimsiz ısıtma ve soğutma sistemleri tarafından tüketiliyor. Ayrıca EPDK kurulunun 11098 numaralı 5. maddesine göre GES'in ürettiği ihtiyaç fazlası elektriğin Yekdem'e bedelsiz katkı olarak verilmesi zorunluluğu da ısıtma sistemlerinin renovasyonunda önemli rol oynuyor. Yatırımcılar, ihtiyaç fazlası enerjiyi ısıtma sistemlerinde değerlendiriyor. İşletmelerin ve endüstriyel tesislerin ısıtma sistemlerindeki tercihi ise; verimli, hızlı ve konforlu ısıtma yapan elektrikli ısıtıcılar oluyor.
Çukurova Isı olarak, dünya standartlarında ki elektrikli ısıtma teknolojilerimiz ile ısıtma pazarına yön vermeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarımız sonucunda geliştirdiğimiz elektrikli yani infrared ısıtma teknolojilerimizin özgün reflektör tasarımı ve özel kasa imalatı ile ısıtmada verimliliği maksimize ederken enerji sarfiyatını da minimuma düşürüyoruz. Goldsun elektrikli ısıtıcılarımızdaki özel reflektör sayesinde ampulden çıkan ışınların tümünün cisimlere yansıtılması, ısıtma verimini yüzde 28'lere varan oranlarda arttırıyor.
Yüzde 40 daha verimli
Elektrikli ısıtıcılarda verimlilik denilince dikkat edilmesi gereken kriterlerden ilki 'halojen lamba' olmalı. Halojen lambaya sahip bir ısıtıcı, standart rezistanslı elektrikli cihazlara göre yüzde 40 daha verimli oluyor. Biz Çukurova Isı olarak, Goldsun elektrikli ısıtıcılarımızın sahip olduğu yüksek yoğunluklu halojen ampul ile ısıtmada yüzde 40 daha fazla verim sağlıyoruz. Çünkü harcadığı elektrik enerjisinin yüzde 99'nu ısıya dönüştüren halojen ampul, anında ve etkin ısıtma sağlıyor" dedi.
Yanlış keşif ve projelendirme de maliyetleri artırıyor
Doğru ürün seçimi kadar önemli diğer kriterlerin de doğru keşif ve projelendirme olduğuna dikkat çeken Osman Ünlü, hatalı keşif ve projelendirmenin hem işletmenin maliyetlerini artıracağını hem de konfor şartlarını sağlayamayacağını ifade etti. Çukurova Isı, ileri ısıtma teknolojilerinin yanı sıra güçlü mühendislik altyapısı ile sunduğu; ücretsiz keşif ve projelendirme hizmetleriyle de müşterilerini doğru sistem seçimi yapmaları konusunda destekliyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'nin önde gelen 2. el otomobil ilan platformu arabam.com, temmuz ayının ikinci el ilan verilerini paylaştı. En çok ilana koyulan araçlar da sırasıyla 2012, 2015 ve 2011 yıllarına ait modeller oldu. Temmuz ayında ilanlarda en çok 1.4-1.6 arası motor hacmine sahip araçlar görülürken; bu araçların ilan oranı %51 olarak gerçekleşti. İlanlar içinde en yüksek payı ise %24,3 oranı ile 800.000 TL ve üzerindeki araçlar oluşturdu. Temmuz ayı boyunca ilanlarda en çok görülen 5 kategori, 10 marka, 10 otomobil modeli ve yılı, 10 arazi/SUV/Pick-up modeli, yakıt türleri, vites türleri, motor hacimleri, km. değerleri gibi temel verilere göre kategorize edilen ikinci el arabam.com analizi şöyle oldu:
 
İlanların yüzde 71'i otomobil
arabam.com'da temmuz ayında ikinci el araç ilanlarının %71'ini otomobiller oluşturdu. Otomobilleri sırasıyla hafif ticari araçlar, arazi araçları, ticari araçlar ve motosikletler izledi. Traktör ve tarım iş makineleri gibi ilanlar ise %2'lik kısmı oluşturdu.
 
En çok Renault ilanı yer aldı
arabam.com'da ilanlarda en çok görülen markalar sırasıyla Renault, Fiat, Volkswagen, Ford, Opel, Hyundai, Peugeot, Toyota, Citroen ve Honda oldu. İlanlara model özelinde bakıldığında Temmuz ayında en çok ilan verilen otomobil modelleri sırasıyla Clio, Astra, Megane, Focus, Corolla, Egea ve Passat oldu. Bu modelleri ise Honda Civic, Volkswagen Polo ve Opel Corsa takip etti.
 
Arazi, SUV ve Pick-Up kasada ilk sıra yine Nissan Qashqai'nin
arabam.com'da yayınlanan 2. el Arazi/SUV/Pick-up ilanlarının oransal olarak değerlendirmesine bakıldığında, haziran ayında olduğu gibi temmuz ayında da Nissan Qashqai liderliğini korudu. Nissan Qashqai %21 ile ilanlarda en çok yer alan model oldu. Qashqai modelini sırasıyla Dacia Duster, Kia Sportage, Volkswagen Tiguan, Hyundai Tucson, Peugeot 3008, Peugeot 2008, Chevrolet Captiva, Nissan Juke ve Fiat Egea Cross izledi.
 
İlanlarda en çok 11 yaşında araçlar görüldü
arabam.com'da temmuz ayında en fazla ilan verilen araçlar, %7,3 oranı ile 2012 yılına ait modeller oldu. 2012 model araçları sırasıyla %6,6 ile 2015, üçüncü sırada ise %6,4 ile 2011 model araçlar takip etti. Dördüncü ve beşinci sıralarda ise sırasıyla %6,3 ile 2016, %6 ile 2013 ve 2017 model araçlar yer aldı. 2000 yılı ve öncesine ait araçlar ise ilanların %13,2'sini oluşturdu.
 
1.4-1.6 arası motor hacmine sahip araçlar ilanların %51'ini oluşturdu
arabam.com'daki ilanlarda 1.2-1.4 arası ve 1.4-1.6 arası motor hacimlerine sahip araç ilanları daha çok görülüyor. 1.2-1.4 arası motor hacmine sahip araçların ilan oranı %29 oldu, 1.4-1.6 arası motor hacmine sahip araçlar ilanların %51'ini oluşturdu. 2001 cm3 ve üzeri motor hacmine sahip ilanların oranı ise %4'te kaldı.
 
İlanların yüzde 24,3'ü 800 bin TL ve üstü araçların
İlanlar içinde en yüksek payı %24,3 oranı ile 800.000 TL ve üzerindeki araçlardan oluşturdu. 400.001 TL - 500.000 TL aralığındaki araçlar %14,2 ile ikinci, %12 ile 600.001 TL - 700.000 TL aralığındaki araçlar üçüncü sırada yer aldı. 200.000 TL ve altı araçların oranı ise %9,01 oldu.
 
Düz vitesli araçların ilan oranı değişmedi
Şanzıman tipine göre ilanların dağılımında mayıs ve haziran aylarında olduğu gibi temmuz ayında da en büyük payın düz vitesli araçlarda olduğu görüldü. İlanların %66'sı düz vitesli araçlardan oluştu. Otomatik vitesli araçlar ilanların %20'sini, yarı otomatik vitesli araçlar da %14'ünü oluşturdu.
 
İlanların yarıdan fazlası dizel araçların
arabam.com ilanları yakıt tipine göre incelendiğinde, dizel araçların ilan oranı %51,39 oldu. LPG'li araçlar %25,44 oranı ile ikinci sırada yer alırken, benzinli araçlar ise ilanların %22,49'unu oluşturdu. Benzinli araçları sırasıyla hibrit ve elektrikli araçlar izledi.
 
En çok ilan 200.001 - 300.000 km. arasındaki araçlar için verildi
İkinci el piyasasında Temmuz ayında ilanlar en çok 200.001 - 300.000 km. arasındaki araçlar için verildi. Bu km. aralığındaki araçların ilan oranı %27 oldu. 150.001 - 200.000 km. aralığındaki araçların ilan oranı yüzde %18, 100.001 - 150.000 km. aralığındaki araçların ilan oranı ise %17 olarak gerçekleşti. 300.000 km. üzerindeki araçların ilan oranı ise %11 oldu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bilkent Holding kurumsal hizmet şirketlerinden biri olarak faaliyetlerine devam eden ve yüzde 100 yerli sermayeyle kurulmuş olan Tepe Servis Kart Hizmetleri A.Ş., Bilkent Holding değerlerine verdiği önemi, yönetim sistemleri ve müşteri memnuniyeti konusundaki kararlılığını bir adım öteye taşıyarak her biri çok önemli olan dört yönetim sistemleri belgesini almaya hak kazanarak yeni bir başarıya imza attı.
 
“TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi”, “TS ISO 10002:2018 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi”, “TS EN ISO 14001:2015 Çevre Yönetim Sistemi” ve “TS ISO 45001:2018 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi” belgeleri alan Tepe Servis Kart Hizmetleri, sunduğu ürün ve hizmetlerin kalitesini belgelerle de ortaya koydu. Şirketlerin bu belgeleri alabilmeleri için uluslararası yönetim sistemleri standartlarını uygulamaları gerekiyor. Bu çalışmalar, şirketin aynı sektördeki rakip firmalardan bir adım önde olmasını sağlıyor. Müşteri ve firma arasındaki ilişkileri sağlamlaştırıyor, müşteri memnuniyetini ve marka imajını arttırıyor. Ayrıca iş süreçleri üzerindeki kontrolü sağlıyor ve çalışanların performansını iyileştiriyor. Tepe Servis Kart, bu standartları eksiksiz bir şekilde yerine getirerek ve müşterilere en üst düzeyde kalite ve güven sunma taahhüdünü bir kez daha ortaya koyarak dört önemli yönetim sistemleri belgesini almaya hak kazandı.
 
“Sunduğumuz ürün ve hizmetlerin kalitesini bir kez daha kanıtladık”
 
Bu başarıyla ilgili konuşan Tepe Servis Kart Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Recep Güray Kutlu, şunları söyledi:
“Tepe Servis Kart; Bilkent Holding değerlerine verdiği önemi, yönetim sistemleri ve müşteri memnuniyeti konusundaki kararlılığını bir adım öteye taşıyarak her biri çok önemli olan dört adet yönetim sistemleri belgesini almaya hak kazanarak bir başarıya imza attık. Bu başarılı adım, şirketimizin müşterilerimize sunduğu ürün ve hizmetlerin kalitesini bir kez daha kanıtladığını ve güven tazelediğini düşünüyorum. Dört belgenin de alınması, şirketimizin ürün ve hizmetlerinin tüm aşamalarda titizlikle denetlendiğini ve sürekli olarak iyileştirildiğini gösteriyor. Bu, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun, güvenilir ve kaliteli çözümler sunarak onların memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı hedeflerken diğer yandan çalışanlarımızın iş güvenliğine ve çevreye duyduğumuz hassasiyetimizin bir göstergesidir.”
 
“Plastik atıklarımızı en aza indirmek içinde dijital karta geçiş sürecine başladık”
 
“Dört belgede, sadece müşteri memnuniyeti açısından değil, aynı zamanda iş süreçlerinin etkinliği ve verimliliği açısından da önemli bir ölçüttür” diyen Kutlu, yapılan çalışmaları ise şöyle özetledi:
 
 
 
 
“Şirketimiz, belge süreci boyunca tüm seviyedeki çalışanlarımızın katılımını ve süreçlerin daha da geliştirilmesini sağlayacak adımlar attı. Böylece, hem çalışanların motivasyonunu artırarak şirket kültürümüzü güçlendirmeyi hem de daha sağlam bir yapıya kavuşmayı hedefledik. Birbirinden farklı olan dört belge içinde tüm birimlerimiz yoğun bir mesai harcarken Bilkent Holding çatısı altında olmanın verdiği bilgi birikimi ve deneyimlerimizle belgelendirme süreçlerini sorunsuz tamamlamamıza yardımcı oldu. Özellikle ‘10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetimi’ belgesinin alınmasında müşterilerimize yapmış olduğumuz memnuniyet anketi sonucumuzun Akıllı Kart hizmetimizde yüzde 94,51, filo kiralama hizmetimizde yüzde 93,4 çıkması bizi mutlu eden önemli bir gösterge oldu. Ayrıca Tepe Çağrı Merkezi’nin de desteği ile 444 63 94’nolu hattımızı devreye almış olmaktan gurur duyuyoruz. Plastik atıklarımızı en aza indirmek içinde dijital karta geçiş sürecimize başladık. Tepe Savunma, Tepe Servis, BCC, Tepe İSG, Bilkent OHM ve Adonis şirketlerimizin desteği ile yeni işe başlayan beyaz yaka ve mavi yaka çalışanlarımız fiziki kart yerine dijital kart kullanmaya başladılar. Bu uygulama plastik üretiminin ve atığının azalmasına ciddi katkıda bulundu. Dijital kullanımını diğer müşterilerimizin de kullanmaya başlaması için görüşmelerimiz devam ediyor. Filo kiralama tarafında ise filomuza elektrikli araçların dahil edilmesi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor ve sektördeki güncel gelişmeleri yakından takip ediyoruz.”
 
“Müşteri memnuniyetini artırmak için çaba göstermeye devam edeceğiz”
 
Bu yüksek standartları koruyarak çalışmalarına devam edeceklerini belirten Kutlu, “Bu önemli kilometre taşıyla birlikte, Tepe Servis Kart’ın ürün ve hizmetlerinin tüm aşamalarda titizlikle denetlendiğini ve sürekli olarak iyileştirildiğini gösteriyor. Bu sayede, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun, güvenilir ve kaliteli çözümler sunarak onların memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı hedeflemekteyiz. Gelecekte de kalite standartlarında daha da ileri gitmek ve müşteri memnuniyetini artırmak için çaba göstermeye devam edeceğiz. Müşterilerimizin beklentilerini karşılayıp bize duyulan güveni korumak için yeni projeler ve süreçler geliştireceğiz. Bu yorucu süreçte, şirketimizin tüm çalışanlarına ve geri bildirimleriyle bize yön veren müşterilerimize teşekkür ediyorum. Onların katkıları olmadan bu başarıya ulaşmak mümkün olmazdı. Yüksek kalite standartlarımızı koruyarak ve geliştirerek, daha güçlü bir gelecek inşa etmeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
 
Tepe Servis Kart Hizmetleri A.Ş hakkında
Bilkent Holding’in kurumsal hizmet şirketlerinden Tepe Servis Kart Hizmetleri A.Ş, sektörde yüzde 100 Türk sermayeli akıllı kart aracılık hizmeti sağlayıcısı olup, yemek kartı, hediye kartı ve akaryakıt kartından oluşan çözümlerini müşterilerine sunmaktadır. İşletmelere çeşitli maliyet avantajlarıyla yönetim kolaylıkları sunan Tepe Servis Kart Hizmetleri A.Ş, tek fatura ile yemek giderlerinin muhasebeleştirilmesini sağlamakta, şirketlere kurumsal kimliklerini destekleyecek şekilde üretilen yemek kartı çözümlerini ulaştırmakta, çalışanların hem yemek hem de mutfak alışverişi yapmalarına ve ilgili aydan kalan bakiyelerini bir sonraki aya/yıla kesintisiz devretmelerine olanak tanımaktadır. Şirketin akıllı kart çözümleri, Türkiye genelindeki 35.000 kafe, restoran, markette geçmekte olup akaryakıt kartı ise 700’e yakın istasyonda kullanılmaktadır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Finansal teknolojilerin son 10 yılda geldiği aşama, Dünya Fintek Günü'nde farklı etkinliklerle masaya yatırıldı. Octet Türkiye de bu özel günde sektördeki en son gelişmeleri, zorlukları ve fırsatları gündeme getirmek amacıyla Octet World FinTech Day Webinarı'nın ilkini gerçekleştirdi.
Ana teması "Bankacılığın Evrim ve Yapay Zekânın Yükselişi" olan webinar iki panelle gerçekleşti. "Yapay Zekânın FinTechlere Etkisi" konu başlığıyla gerçekleştirilen ilk panel T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Finteklerden Sorumlu Proje Müdürü Gencay Karaman, Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Teknolojiler Program Koordinatörü ve BlockchainIST Center Kurucu Direktörü Dr. Bora Erdamar, Kurumsal Hazine Yöneticileri Derneği Başkanı Barış Gökalp ve Octet Türkiye CTO'su Gökhan Sevgen'in katılımıyla gerçekleşti.
Yapay zekâ 'Bilge' devreye girdi
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nin Türkiye'nin finansal teknolojiler alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almasını hedeflediğini dile getiren T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Finansal Stratejiler ve Analiz Dairesi Finansal Teknolojiler Birimi Proje Müdürü Gencay Karaman, "Finans Ofisi olarak yapay zekâ kullanımı konusunda fintek sektörünü destekliyoruz. Yapay zekâ ekran yüzümüz Bilge, Ofisimiz koordinasyonunda hazırlanan ve her ay yayımlanan Türkiye Fintek Genel Görünümü Çalışmasından Fintek Sözlüğüne bize her noktada eşlik ediyor" dedi.
Fintek laboratuvarı 'Düzenleme Deney Alanı' yakında geliyor
Yapılacak düzenlemeler ile ilgili olarak yeni ürünlerin test edileceği merkezin yakında devreye alacağını belirten Karaman, "Merkez Bankamız ile fintek girişim ve uygulamalarının, düzenleyici otorite gözetiminde test edilmesine imkan veren Düzenleme Deney Alanı (Regulatory Sandbox) kurulması planlanıyor. Finans Ofisimiz koordinasyonunda, ASELSAN, Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İbn Haldun Üniversitesi ve Bilişim Vadisi Teknopark ortaklığında, İstanbul Finans Merkezi'nde faaliyet yürütecek fintek temalı teknoparkımız İstanbul Finans ve Teknoloji Üssü'nün şirket kurulumu tamamlandı. Fintek girişimcilerini çevrim içi platformda bir araya getirecek olan "FinTech Hub Türkiye" projesinin geliştirme çalışmalarında son aşamaya gelinmiş durumda. Detaylarını yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacağız" şeklinde konuştu.
Türkiye'de 764 fintek var
"Türkiye fintek ekosisteminin, en popüler dikeylerinden olan "Ödemeler" alanında 258 şirket, Bankacılık Teknolojisi alanında 98 şirket ve yine Kripto varlık/Blokzincir alanında 95 şirket olmak üzere Türkiye'de 662'si aktif, 764 fintek şirketi bulunduğunun altını çizen Gencay Karaman, Yapay zekânın fintek sektöründe kullanımı sayesinde, risk değerlendirmesi, dolandırıcılık tespiti ve müşteri hizmetleri gibi alanlarda büyük ilerlemeler kaydedildi" dedi.
İnsan kaynağına yatırım yapmalıyız
Strateji geliştirilmesi gereken günlerde olduğumuzu dile getiren Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Teknolojiler Program Koordinatörü ve BlockchainIST Center Kurucu Direktörü Dr. Bora Erdamar, "Bundan beş yıl önce BlockchainIST Center'i kurduğumuzda da ilk fark ettiğimiz noktalardan biri bu alanda insan kaynaklarının eksik olmasıydı. Bu alanda öğrenmek, yetiştirmek ve üretim yapmak son derece önemli hamleler gerektiriyordu. Bu hamleleri başlatmak için merkezi kurduk. Finansal teknolojileri entegre etme konusunda hızlı adımlar atmalı ve uzmanlarını yetiştirmeliyiz. Şu anda artık teknoloji kendi finansını oluşturmuş durumda. Yapay zekâ sayesinde hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde üretim yapabiliyoruz. Bununla beraber finans ve teknoloji gibi iki farklı uzmanlık alanını birbirine bağlayabilecek ürünler oluşturmanız hiç olmadığı kadar kolay. Dünyada da en hızlı adımların buralarda atıldığını görüyoruz. Eğer bir proje yapmak istiyorsanız bu proje büyük çapta bir ülkenin dijital parasını çıkarmak bile olabilir ki bununla ilgili tahmin edemeyeceğiniz kadar zengin bir araç seti var. Bu da fikirlerin eskisinden çok daha hızlı şekilde ticari değere dönüşebilme ve bunun ekonomisini kurabilme anlamını taşıyor. Bu dünyanın bir parçası olabilmemiz noktasında iki konu önem kazanıyor. Bunlardan ilki ülkemizdeki genç yetenekleri, girişimciyi ekonomiye kazandırmak. Bir diğeri de bu kişilerin üretebilmesi için alanlar yaratabilmek. Burada pek tabi yeni teknolojilerin getirdiği riskler tam olarak bilinemediği için Sandbox dediğimiz bu tür deneysel projelerin test edilebileceği kamu, akademi ve belki özel şirketlerin ortaklığında yapılar oluşturulmasının fayda sağlayacağı kanısındayız. Finansal Piyasalar Altyapısı için Sandbox (Financial Markets Infrastructure Sandbox) İngiltere'de kamu desteği ile kuruldu ve ilk raporu yayınlandı. Bunun altında dijital varlıklar Sandbox uygulaması da var. Bunlar bizim ülkemizden gençler tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Bizim de bu imkanları ve alanları yaratmamız gerekiyor" dedi.
Yapay zekanın gelişimi; doğru data nitelikli insan kaynağı
Kurumsal Hazine Yöneticileri Derneği Başkanı Barış Gökalp, "Yapay zekâ sayesinde içerideki datanın analiziyle önümüzdeki dönemlerin nakit akışı raporlanabiliyor. Sağlıklı bir dataya sahip olduğunuz zaman makine öğrendiğini çok iyi analiz edebiliyor. Örneğin iyi bir data girişiyle bugünden eylül ayındaki nakit ihtiyacınızı size söyleyen bir sistemle çalışabiliyorsunuz. Buradaki temel unsur sağlıklı dataya sahip olmak. Ardından bu datadan nitelikli veriyi üretebilecek düşünme modelini geliştirebilecek nitelikli insan kaynağı. Yapay zeka gelecek, robotlar gelecek işsizlik artacak gibi kaygılar yerine değişen iş gücü niteliğini sağlayabilecek altyapıları geliştirmemiz gerekiyor. Nitelikli data ve bunu yönetebilecek insan kaynağını buluşturabilirsek ciddi bir kaldıraç etkisiyle bütün sektörlerde pozitif bir etki olacağını düşünüyorum. Diğer yandan manuel yürütülen süreçlerin otomasyonla hızlıca yapılması hem fonlayan hem de fondan yararlanan taraflar için çok faydalı oldu. Bunun yanı sıra likidite yönetimi anlamında da yapay zekânın çok önemi var. İşletme sermayesi anlamında da çözümler yakın zamanda gelecektir" şeklinde konuştu.
Yapay zeka temelli skorlama için çalışıyoruz
Octet Türkiye CTO'su Gökhan Sevgen, "Fintek sektörünün hızlı büyümesi sonucunda fintech firmaları tek bir finansman ürünü üretmekle kalmıyor, birçok finansman ürününü hayata geçiriyor. Burada önemli olan nokta firmaları teknolojiyi kullanmaya teşvik etmek. Her firmanın ihtiyacı olan ürün çok farklı. Sektörün büyümesiyle elimizde çok büyük bir data oluşuyor ve bu noktada ciddi karar verme algoritmaları üretmeye çalışıyoruz. Sektör ne kadar büyür, veri ne kadar anonim hale gelirse, karar verme mekanizması da o kadar güçlenecek. Yapay zekâ, skorlama ve fraud noktalarında da hayatımıza giriyor. Halihazırda kullandığımız ürünleri yapay zekâ desteği ile güçlendirmeye çalışıyoruz. Skorlamada, yapay zekâ öğrenme algoritmalarına sadece finansal ve mali veriler değil sosyal ve toplumsal verileri de dahil etme üzerine çalışıyoruz."
"Yeni Nesil Bankalar: Bankacılık evriminde kim ayakta olacak?" başlığıyla gerçekleştirilen ikinci panel ise Citibank Global İşlem Bankacılığı Satış Birim Başkanı Burcu Baydemir Türkseven, İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi ve FinTech Istanbul Kurucusu Prof. Dr. Selim Yazıcı ve Octet Türkiye CEO'su Derya Ekemen Fidan'ın katılımlarıyla gerçekleşti.
Citibank Global Satış Birim Başkanı Burcu Baydemir Türkseven, sektörün global ve yerel konumu hakkında görüşlerini dile getirdi.
Türkiye'de 100 milyon dijital banka kullanıcısı var
İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi ve FinTech İstanbul Kurucusu Prof. Dr. Selim Yazıcı, toplumun ihtiyaçlarına göre bankacılığın evrilmesi gerektiğini belirterek Teknoloji, Toplum, Ekonomi ve Regülasyon gibi dört temel konuya odaklanmadan bir dijital banka stratejisi oluşturulmaması gerektiğini belirtti. "Toplumun bankacılık alışkanlıklarına ve kültürel yapısını incelemek lazım. Aynı zamanda sosyolojik olarak o toplumun harcama ve tasarruf eğilimlerini anlamak gerekiyor. Finansal okuryazarlığa bakmamız lazım. Finansal alışkanlıklarımız değişecek mi? Bunu da değerlendirmek gerekiyor. Dijital bankalar geliyor ama hala fiziki olarak şubeye gelmek isteyenler var. Tamam gençlerimiz yeni teknolojilere adapte durumda ama hala şubeye gitmek isteyenler var. Dijital bankacılığı kullanmak ister misiniz? deseniz yüzlerce sebep duyarsınız ama Türkiye'nin özelinde müşterilere sunulacak değer teklifiniz en önemli konu. Geleneksel bankalardan farklı ne fayda sağladığınız avantajlı ve rekabetçi ürünler çıkarabildiğiniz önemli" şeklinde konuştu. Regülasyonlarla inovasyonu yönetmenin mümkün olduğunu belirten Yazıcı, "Avrupa'da dijital banka sayılarına baktığımızda sayılar yüksek görünüyor. Özellikle İngiltere dijital bankaya en fazla sahip olan ülke olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa'daki 26 dijital bankanın kullanıcı sayısı yaklaşık 90 milyon. Türkiye'de dijital banka kullanıcı sayısı 100 milyon. Türkiye olarak baktığımızda farklı bir oyun alanından ve dinamikten bahsediyoruz" dedi.
Türkiye ekonomisinde KOBİ'lerin önemli bir rolü olduğunun da altını çizen Yazıcı, "bu güce sahip KOBİ'lerin daha ileriye gitmesi için dijital bankacılık ve ürünlerinin KOBİ'lerin işlerini kolaylaştıracak bir yapıda olması gerekiyor. KOBİ'nin nakit yönetimini kolaylaştıran her çözüm KOBİ'yi ve dolaylı olarak ülke ekonomisini bir ileri noktaya taşıyacaktır. Bu nedenle dijital bankacılığın KOBİ'nin evrak işleriyle boğulmadan nakit yönetimini düşünmeden işine ve iş geliştirmeye odaklanacağı bir fayda yaratması gerekiyor. Bankacılık ve tahsilat ürünlerine güvenli ve kolay erişimi sağladığımızda KOBİ kendi işlerine odaklanabilecek ve verimliliği yükselecek" şeklinde konuştu.
Octet Türkiye CEO'su Derya Ekemen Fidan, "Açık bankacılık bir 'game changer' olarak hayatımıza girdi. Fintech ekosistemi için ise rekabette güç kazandıran en önemli alanlardan biri haline geldi. Özellikle son üç yılda fintek şirketlerini güçlendirmek, bankaların dijitalleşmesini teşvik etmek ve açık bankacılığın önünü açmak için yayınlanan düzenlemeler ciddi bir açılım yarattı. Bireysel tarafta başlayan gelişmeler kurumsal tarafın da ihtiyaçları belirginleşince, kurumsal tarafta da düzenlemelerin hızlanmasını sağladı. Her geçen gün bir açık bankacılık uygulamasının girişim sermayelerinden yatırım aldığını görüyoruz, bu da ciddi bir potansiyel ve beklenti olduğunu gösteriyor. Ancak burada önemli olan fintek sektöründe geliştirilecek ürünlerin bankaların daha çevik (agile) çalışmasını sağlarken şirketlerin de süreçlerini kısaltıp nakit yönetimini kolaylaştıracak çözümler getirmesi. Diğer bir deyişle süreçteki tüm tarafların ihtiyacına cevap veren ürünler geliştirmesi. Pek tabi konu kurumsal taraf olunca ödeme ve tahsilat öncelikli oluyor. Bizim de Octet olarak üzerinde çalıştığımız ve kısa süre içerisinde sunmaya hazırlandığımız hizmetimiz, tamamen buna odaklanmış durumda. Bu hizmette tüm müşterilerimizin bizim aracılığımızda yaptığı veya yapmadığı tüm işlemleri portalımız üzerinden tek ekran görebilecekleri tahsilat ve ödemelerini yaparken açık bankacılık işlemleriyle de ödeme emri başlatıp hesaplarını görüntüleyebilecekleri bir sistemden bahsediyoruz. Hedefimiz her zaman olduğu gibi verimli işletme sermayesi yönetimini sağlamak. Bunu da tüm taraflar için kolay adapte olunabilir ve uygulanabilir şekilde yapmak. Biz belki bu alanda bir ilk olacağız ancak sektörün de bu konuda çokça ürünle harekete geçeceğine inanıyorum" dedi

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kurumsal iş uygulamaları şirketi IFS, yılda iki kez yayınladığı IFS Cloud sürümlerinden ilkini piyasaya sundu. Bu güncelleme, müşterilerin sürekli değişen iş dünyasında daha çevik, esnek ve riskleri azaltan bir şekilde iş yapmalarına olanak sağlıyor.
IFS Cloud'un yeni sürümü, akıllı ve otonom şirketler için yetenekler sunarak IFS'in vizyonunu güçlendiriyor. Otomasyon, Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimine (ML) odaklanan IFS Cloud, şirketlerin çalışanlarını, varlıklarını ve sundukları servisleri optimize ederek değer yaratıyor.
Günümüzde şirketler üretkenliği artırmak, çevikliği sağlamak ve mükemmelliğe ulaşmak amacıyla dijitalleşmeye yatırım yaparak yükselen enflasyonun, kesintiye uğrayan tedarik zincirlerinin, iklim değişikliğinin ve çevresel düzenlemelerin etkilerini hafifletmeye çalışıyor.
IFS, şirketlerin operasyonlarındaki karşılaştıkları temel zorlukları daha iyi anlayarak onların daha verimli çalışmalarını ve üretkenliklerini atırmaları için otomasyon ve iş zekası kullanımına teşvik ediyor.
IFS Cloud'un en son sürümü şirketlere yardımcı olmak için tasarlanmış çeşitli araçlar sunuyor. IFS Cloud ile şirketler;
" Çalışanlarını, varlıklarını ve servislerini optimize edebilir,
" Küresel operasyonlarını birleştirebilir,
" ESG hedeflerine kârlı bir şekilde ulaşabilir.
IFS Cloud'un en son sürümünü kullanan şirketler, uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlarken, aynı zamanda daha hızlı değere ulaşma ve değişen koşullara etkili bir şekilde yanıt verme konusunda güçleniyor.
Çalışanlarınızı, Varlıklarınızı ve Servislerinizi Optimize Edin:
IFS Cloud, yapay zeka, makine öğrenimi ve otomasyon teknojilerini kullanarak insan kaynaklarını, varlıkları ve hizmetlerle ilgili süreçleri kolaylaştırıyor. Bu geliştirmeler arasında daha iyi veri kalitesi, otomasyon ve uyumluluk yer alıyor:
" Operasyonları optimize edin: Operasyonları optimize etmek için IFS Cloud, Üretim Planlama ve Optimizasyon (MSO) özelliğiyle yeni bir planlama senaryosu sunuyor. Bu özellik sayesinde üretim planlaması ve kapasite kullanımı artırılarak şirketlerin verimliliği en üst düzeye çıkarılıyor.
" Varlık bakım faaliyetlerini günlük operasyonlarla uyumlu hale getirin: IFS Cloud, varlık bakım faaliyetlerini günlük operasyonlarla uyumlu hale getirmeye yönelik "What-If Senaryo" (WISE) özelliği ile kullanıcıların bakım ihtiyaçlarını öngörmesine ve buna karşı hazırlamasına olanak tanıyor. Özellikle havacılık bakımı alanında büyük fayda sağlıyor.
" İşbirliğini ve kullanıcı etkileşimini destekleyin: IFS Cloud, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve işbirliğini desteklemek için özel olarak tasarlanmış bir özelliğe sahiptir. Bu özellik sayesinde çalışanların verimliliği kişiselleştiriliyor ve kullanıcılar daha kolay bir kullanıcı deneyimi yaşıyor.
Küresel Operasyonları Birleştirin:
IFS Cloud, gelişmiş yönetim becerileri sunarak izole operasyonları entegre ediyor, operasyonları basitleştiriyor ve müşteri hizmetlerini iyileştiriyor. Aynı zamanda arıza süresini kısaltıp uyumluluğu artırıyor. IFS Cloud ile;
" Gelişmiş lojistik yönetimi ile verimliliği artırın: Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM) ve Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) çözümüyle tesisler arasındaki varlıkları uyumlu hale getirerek lojistik ekipleri ile bakım planlamacıları arasındaki yönetim yükü hafifletiyor.
" Süreç karmaşıklığını azaltın: Saha Servis Yönetimi (FSM) çözümüyle saha çalışanlarının istisnai durumları için planlama konusunda özerklik sağlayarak, daha hızlı ve daha doğru servisler sunmalarını destekliyor.
" Üretkenliği ve performansı artırın: IFS Cloud platformu, geliştirilmiş veri taşıma yöneticisi ile verilerin daha hızlı dağıtılmasını sağlayarak, hazır gösterge tabloları ile sistem çalışma süresini azaltıp verimliliği artırıyor.
ESG Hedeflerine Kârlı Bir Şekilde Ulaşın:
IFS Cloud, ESG hedeflerini yönetmek için modern ve güçlü bir platformdur. Son güncellemeyle birlikte, kârlı bir şekilde ESG hedeflerine ulaşmak için gelişmiş yetenekler sunuyor.
" Veri analizi ve ESG performansını raporlayın: IFS Cloud Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) ile ESG performansının raporlanmasını destekler.
" Varlık esnekliğini artırın: IFS Cloud Kurumsal Varlık Yönetimi (EAM) ile veriye dayalı yatırım kararlarını güçlendiriyor. Kritik varlıkların bakımı hakkında hızlı içgörüler sunarak şirketlerin daha etkili kararlar almasına yardımcı oluyor.
" Yakıt masraflarınızdan tasarruf edin ve karbon ayak izinizi küçültün: IFS Cloud Saha Servis Yönetimi (FSM) çözümü ile arıza süresini azaltma ve sahada yapılan ziyaretleri sınırlandırma amacıyla gelişmiş uzaktan yardım imkanı sunuyor.
 
Cimcorp, Morgan Motors ve Suzuki Garphyttan gibi IFS'in Pioneer müşterileri, iş esnekliğini geliştirmenin sadece proaktif bir önlem olmadığını, aynı zamanda gelecek için yenilik, farklılaşma ve büyüme şansı sunduğunu beliriyor.
IFS Chief Product Officer'ı Christian Pedersen şunları söyledi: " IFS Cloud'u piyasaya sürdüğümüz günden bu yana, müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik sürekli geliştirmeler yapıyoruz. Her sürümde, üretkenliği artırmak, iş çevikliğini sağlamak ve operasyonel mükemmelliğe ulaşmak için dijital yetenekleri ve entegrasyonları ön plana çıkarıyoruz. Müşterilerimizin olağanüstü "Hizmet Anlarında" değer sunuyoruz.
Pedersen sözlerine şöyle devam etti: "Son birkaç yıldır birçok şirket, kesintilerle mücadele etmek zorunda kaldı. Ancak IFS Cloud'un son sürümünde, stratejik önceliklerimizden sapmadık ve şirketleri dönüştürebilir bir işletme inşa etmeleri için güçlendirmeyi hedefledik. Uzmanlığımız, şirketleri en son teknolojiyle geliştirmeye odaklanıyor; çünkü bu teknolojinin şirketlerin iş süreçlerine entegre edildiğinde sürekli değer sağlayacağını biliyoruz

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sağlık alanında değişimin öncüsü olarak, hastaların geleceğini değiştiren ve 'karşılanmamış ihtiyaçlara yönelik' ilaçlar üretmeye odaklanan Astellas İlaç'ta üst düzey bir görevlendirme gerçekleşti. Astellas İlaç Türkiye organizasyonunda üç yıldır Genel Müdür olarak görev yapan Dr. Özdemir Şengören, 1 Ağustos 2023 tarihi itibarıyla Astellas İlaç Brezilya Genel Müdürü olarak görevine devam edecek.
2020 yılından bu yana Astellas İlaç Türkiye'de birçok başarıya imza atan, şirketin finansal gelişimi ve büyümesine önemli katkılar sunan Dr. Özdemir Şengören; sektördeki 25 yılı aşkın bilgi birikimi ve liderlik yetenekleri ile Astellas İlaç Brezilya'nın küresel başarı hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan ve pazara erişim, satış ve pazarlama, ürün yaşam döngüsü yönetimi, ortaklık yönetimi ve iş geliştirme alanlarında başarılı bir geçmişe sahip Dr. Özdemir Şengören; sırasıyla Abbott, Wyeth ve Merck gibi uluslararası şirketlerde yönetici pozisyonlarında görev aldı. Belçika merkezli bir biyofarmasötik şirket olan UCB'de, Türkiye ve MEA Bölge Başkanı olarak yürüttüğü görevi sırasında Türkiye ve Ortadoğu-Afrika organizasyonlarının başarılı bir şekilde dönüştürülmesine liderlik ederek gelir, karlılık ve çalışan bağlılığı konularında önemli derecede artış sağladı. Astellas'tan önce, son olarak İstanbul merkezli bir ilaç şirketi olan Farma-Tek'te Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alan Şengören, 2020 yılından itibaren Astellas ailesine katıldı. Türkiye organizasyonunda Genel Müdür olarak, Astellas'ın küresel hedefleri ve hasta odaklı çalışmaları çerçevesinde yüksek performanslı ekiplere liderlik eden Şengören, görevine Astellas İlaç Brezilya Genel Müdürü olarak devam edecek