Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Müşterilerine yazılım varlıklarını yönetmeleri konusunda çözümler sunan SoftwareOne, önemli iş ortaklarından biri olan Quest’in kimlik yönetimini ön plana çıkardığı çözümü One Identity’i düzenlemiş olduğu etkinlikte tanıttı. Veri güvenliğini sağlamak için kimliği merkezde konumlandıran One Identity’i tüm detaylarıyla ele alan etkinlik, SoftwareOne müşterilerini bir araya getirdi.
Kurumların teknolojik ihtiyaçları için güvenilir iş ortağı SoftwareOne, güvenliği entegre ve benzersiz şekilde sağlayan One Identity’i tanıtmak için Türkiye’nin önde gelen kimlik yönetimi (IDM) yöneticileri ve müşterilerinin katıldığı bir etkinlik gerçekleştirdi. One Identity’nin tüm detaylarının konuşulduğu etkinlikte, dünyada veri güvenliğinin önemine ilişkin bilgiler de paylaşıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Quest Kurumsal Satış Müdürü Burcu Meriç, Quest’in çıkış yolculuğundan bahsederek, geliştirmiş oldukları One Identity’nin bütün çözümleriyle kendini ispatladığını vurguladı. Etkinlikte konuşan bir diğer isim SoftwareOne Kimlik ve Erişim Yöneticisi Talha Gökgün ise One Identity çözümünün teknik altyapısına değinerek ürünün özellikleri hakkında bilgi verdi. Pandemi döneminin ardından, hibrit çalışma sistemine geçiş ile güvenlik ihtiyaçlarının arttığından bahseden Gökgün, bireysel kullanıcıların sahip olduğu dataları güvenli bir hale getirmeleri gerektiğini vurguladı.
One Identity demosu canlı olarak gerçekleştirildi
Konuşmaların ardından iki aşamalı demo bölümüne geçildi. İlk demo SoftwareOne Kıdemli Çözüm Danışmanı Volkan Ceylan tarafından, ikinci demo ise SoftwareOne Çözüm Danışmanı Kerim Erarslan tarafından gerçekleştirildi. Sunulan demoda, One Identity’nin insan kaynakları tarafından işe alınma ve işten ayrılma süreçlerinde nasıl kullanıldığı gösterildi.
Demo sunumundan sonra söz alan ING Bank Kimlik ve Erişim Yönetimi Müdürü Erdem Orhan, IDM’nin özellikle işe başlama, bölüm değiştirme ve bankadan ayrılma olarak üç ana süreci entegre bir şekilde yönettiğinden söz etti. Kişisel hesapların yönetimi, ana bankacılık uygulamasında hesapların oluşturulması ve yetkilerin tanımlanması gibi IDM üzerinden birçok işlem yaptıklarını söyleyen Orhan, ‘’Biz şu an yaklaşık olarak 17 bin tane hesabı IDM üzerinden yönetir durumdayız. Bunun içinde internal, external ve outdoor kullanıcılar var. IDM üzerinden ING’nin stratejik olarak iş ortaklarının hesaplarını yönetebiliyoruz. Günlük 170 civarı IDM’de talep yapılıyor’’ ifadelerini kullanarak IDM’nin ING Bank’taki önemini vurguladı.
Etkinlik, Enerji Analisti ve Sürdürülebilirlik Danışmanı Ahmet Acar’ın konuşmasıyla son buldu. ‘’Kendi hayatımızda ve günlük yaşamımızda nasıl daha sürdürülebilir olurum?’’ konusuna dikkat çeken Acar, dünyadaki toplam enerji tüketiminin yüzde 30’unun bireysel tüketim alışkanlıklarına bağlı olduğundan söz etti. Alışkanlıkları değiştirmenin oldukça zor olduğunun da altını çizen Acar, öte yandan bunun başarıldığı taktirde enerjide sürdürülebilirliğin sağlanabileceğini belirtti.
SoftwareOne Hakkında
SoftwareONE, müşterilerine lisanslama optimizasyonu, etkin tedarik veya bulut tabanlı çözüm danışmanlığı gibi hizmetler sunarak yazılım varlıklarını yönetmeleri konusunda yardımcı olan küresel bir teknoloji ve servis sağlayıcısıdır. Yazılımlarını yerinde veya uzaktan; veri merkezinde veya çoklu bulut ortamında yönetmek için dünyanın her yerinden ve her büyüklükte müşterilerle çalışan SoftwareONE, Türkiye organizasyonunda ise tüm bunlara ek olarak yapay zekâ, DevOps, DevSecOps ve siber güvenlik alanlarında onlarca yıla dayanan tecrübesi ve nitelikli insan kaynağı ile müşterilerine en iyi ürün ve hizmeti sunmak için faaliyetlerini sürdürüyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Anadolu Hayat Emeklilik ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, ‘Tohum Biriktir, Geleceği Değiştir!’ sloganıyla hayata geçirdiği “Tohum Kumbaram” sosyal sorumluluk projesi birinci yılını tamamladı. 2022-2023 eğitim öğretim yılında 12 okulda yaklaşık 1.500 çocuğa verilen tohum eğitimleri ve düzenlenen tohum topu atölyeleri ile çocuklara küçük yaşlardan itibaren doğa ile bağlarını güçlendirme fırsatı sunulurken, büyük şehirlerde toprakla ve doğayla ilişkisi sınırlı kalan ilkokul birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine tohum biriktirme alışkanlığı kazandırıldı. Çocuklarda üretim-tüketim dengesi bilincini ve ileri dönüşüm kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlayan proje kapsamında önümüzdeki yıllarda binlerce çocuğa daha ulaşılması hedefleniyor.
Sürdürülebilir bir gelecek yaratma yolunda adımlarını her geçen yıl hızlandıran Anadolu Hayat Emeklilik, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi “Tohum Kumbaram” kapsamındaki eğitimlerinin ilk yılını tamamladı. 2022-2023 eğitim öğretim yılında, ‘Tohum Biriktir, Geleceği Değiştir!’ sloganıyla çocukların doğayla bağlarını güçlendirmeyi, doğayla uyumlu bir yaşam sürerken gündelik yaşamlarında tohum konusundaki farkındalıklarını artırıp yeni sorumluluklar kazanmalarını hedefleyen proje kapsamında düzenlenen atölyelerde 12 okulda yaklaşık 1.500 öğrenciye ulaşıldı. “Tohum Kumbaram” projesi ile öğrencilerini tohumla tanıştırmak isteyen öğretmenlere rehberlik etmek amacıyla online eğitimler düzenlendi. Projeye dikkat çekmek amacıyla “Tohum Kumbaram”a katılan okullar dışındaki çocuklara ulaşmak için, Buğday Derneği'nin danışmanlığında kurulan Şişli yüzde 100 Ekolojik Pazar'da da tohum atölyeleri gerçekleştirildi.
Büyük şehirlerde toprakla ve doğayla ilişkisi sınırlı kalan ilkokul birinci ve ikinci sınıf öğrencilerini önceliklendiren “Tohum Kumbaram” projesi, çocuklar ve ebeveynlerinde tohum konusunda farkındalık yaratarak çocuklara erken yaşta tohum biriktirme alışkanlığı kazandırmayı amaçlıyor. Okullarda düzenlenen “Tohum Kumbaram Atölyeleri” aracılığıyla çocukların, tohumun bir atık değil, kıymetli bir hazine olduğunun farkına varmaları sağlanırken yedikleri meyve ve sebzelerin tohumlarını tohum kumbaralarında biriktirerek toprakla buluşturabilecekleri anlatılıyor.
“Tohum Kumbaram Projesi’nde ilk seneyi tamamladık”
Tohum Kumbaram projesinin ilk dönemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay: “Ürünlerimiz ve hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimiz ile sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ‘Tohum Kumbaram’ da gurur duyduğumuz projelerden biri. 2022 yılı aralık ayında duyurusunu yaptığımız projemize 2023 yılına girerken başlangıç yaptık. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin değerli iş birliği ile bugüne kadar geçen sürede 12 okulda atölye çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Öğretmenlerimizin de hayatımızdaki şekillendirici rolünün bilinciyle, onlara da ulaşmayı hedefledik ve online eğitimler düzenledik. Bu süreçte bir şirket içi etkinlik de düzenleyerek çalışanlarımız ve çocuklarının katılımıyla tohum kumbarası ve tohum topu yapma atölyeleri için bir araya geldik. Üç yıl sürmesini planladığımız proje ile geleceğimiz olan çocukların doğaya dair farkındalıklarını artırmayı ve onlara geleceği inşa ederken yeni sorumluluklar kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Doğayı tohumlara, tohumları ise çocuklara emanet ettik”
Buğday Derneği olarak 20 yıldır çocukların sağlıkla yaşadığı bir gelecek için mücadele verdiklerini belirten Buğday Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Aslan, “Tohum Kumbaram projesi ile bugüne kadar yetişkinlere anlattığımız tohumu, bu defa çocukların lisanıyla, yeryüzünde tohuma en çok benzeyen varlık olarak gördüğümüz çocuklara anlattık. Bir tohumun gerekli koşullar ve imkânlar sağlandığında doğada nasıl mucizevi bir dönüşüm yaratabileceğine çocuklar ile şahitlik ettik. Çocukların doğanın mucizevi armağanı olan tohum aracılığı ile doğa ile bağ kurmalarını sağlayarak doğaya karşı sorumluluklarının bilincine varmalarını hedefledik. Tohum Kumbaram projesi ile bizler doğayı tohumlara, tohumları ise çocuklara emanet ettik. Çünkü biliyoruz ki, dönüşüm çocukla mümkün ve doğanın koruyucu kahramanları çocuklardır” diye konuştu.
 
Anadolu Hayat Emeklilik Hakkında:
Bireysel emeklilik ve hayat sigortaları alanlarında hizmet sunan Anadolu Hayat Emeklilik, 1990 yılında “Türkiye’nin ilk hayat sigortası şirketi” olarak kuruldu. Halka açık ilk emeklilik şirketi olan Anadolu Hayat Emeklilik; otomatik katılım branşında özel emeklilik şirketleri arasında en büyük fon yaratan şirket olma özelliğini taşıyor. Bireysel emeklilik ile otomatik katılım kapsamında sayısı 2,5 milyonu aşan katılımcıya hizmet veren Anadolu Hayat Emeklilik, gönüllü BES katılımcı sayısında özel şirketler arasında lider konumda bulunuyor. Genel Müdürlüğü İstanbul'da bulunan şirketin; İstanbul’da 3, Ankara’da 2, Adana, Bursa, İzmir, Antalya, Kocaeli, Trabzon ve Diyarbakır’da birer olmak üzere toplam 12 Bölge Satış Müdürlüğü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ise şubesi bulunuyor. Anadolu Hayat Emeklilik, 472’si satış ekibi olmak üzere 1.064 çalışanı, 337 özel acentesi ve 1.117 Türkiye İş Bankası ile 7 Türk Bankası şubesi ve 66 broker aracılığıyla hizmet sunuyor.
 
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Hakkında:
12 Ağustos 2002 yılında kurulan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, tek tek bireylerde ve bir bütün olarak toplumda ekolojik yaşam bilinci ve duyarlılığı oluşturmayı; ekolojik dengelerin geri dönüşü olmayacak hız ve biçimde bozulması sonucunda ortaya çıkan sorunlara çözüm yolları sunmayı ve doğa ile uyumlu yaşamı desteklemeyi amaçlıyor. Bu amaçlar uğruna çalışırken izlediği yöntemlerin başında örnekler oluşturmak, var olana destek olmak ve bilginin serbest dolaşımını sağlamak geliyor. Buğday Derneği, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen sürdürülebilir tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılması; geleneksel süreçteki üretimlerin korunması, sürdürülmesi; yerleşimleri, üretim ve tüketimleri ile yaşamları doğayla uyum içinde olan insan topluluklarının varlıklarını sürdürmesine katkıda bulunulması, insan gereksinimlerinin ekosistem döngülerine uyum içinde yeniden tanımlanması; bilgi ve kültür alışverişini sağlayan turizm anlayışının geliştirilerek uygulanması yolunda projeler yürütüyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

ZF Aftermarket tarafından sunulan ZF Health Check, kullanımda olan otobüslerin aktif çalışma süresini artırır.
o Akıllı filo yönetim sistemi ZF Bus Connect sayesinde uzaktan bağlantıyla sağlanan veriler, servis için önem taşıyan datalara dönüşüyor.
o Artık, bakım programları aracın anlık gerçek durumuna göre planlanabilir.
o Arızalar öncesinde tespit edilerek önlenir ve servis randevuları operatörün programlarına uygun olarak hazırlanır.
ZF Health Check ile ZF, otobüsler için otomatik şanzıman kullanan kullanıcılara "Yeni Nesil Aftermarket"i erişilebilir hale getiriyor. Sürüş esnasında alınan anlık verilere göre, şanzıman için özelleştirilmiş bakım planı oluşturulabilir. Uzaktan erişim aracılığıyla arıza teşhisleri yapılabilir, böylece gereksiz servis ziyaretleri önlenir ve otobüslerin hizmet süreleri artırılır.
Toplu taşımacılık, ulaşım sektörünün sürdürülebilir dönüşümünde önemli bir rol oynar. Olumlu etkilerini maksimize etmek ve yolcular için en iyi hizmet kalitesini sağlamak için otobüsler, mümkün olduğunca çok zamanlarını yolda ve gerektiği kadar az süreyle atölyede geçirmelidir.
ZF Aftermarket'in yeni dijital hizmet konsepti, aşağıdaki konularda öne çıkmaktadır: ZF Health Check dünya çapında ulaşım operatörleri tarafından tercih edilen şehiriçi otobüsler ve servis otobüslerinde kullanılan ZF EcoLife otomatik şanzımana göre uyarlanmıştır. Bu çözüm, motor hızı, vites kademesi, yağ sıcaklığı, yağ basıncı gibi araç işletimi sırasında şanzıman sisteminde kaydedilen çeşitli sensör verilerini kullanır. Bu veriler sık sık ZF Cloud sisteminde yer alan gelişmiş analitik servisine aktarılır, burada özelleştirilmiş servis odaklı raporlar oluşturulur. Bu raporlar, otobüs işletmecisi veya servis şirketi için bakım planlamasında önemli bir rol üstlenir.
Örneğin, işletmeci, şanzıman yağının servis ömründen en iyi şekilde faydalanabilir, standart tavsiye edilen değişim km'leri bazen erken olabilmektedir. Bu şekilde otobüs daha uzun süre yolda kalır ve kullanılabilirlik (çalışma süresi) artar. Otobüs bakıma gitmek zorunda olsa bile, mevcut araç verileri sayesinde yedek parçalar veya malzemeler önceden temin edilebildiğinden duraksama süresi en aza indirilir. Gerekli çalışma süresi de daha iyi planlanabilir ve eğer şirketin kendi atölyesi arızayı bulamazsa, filo işletmecisi, harici servis uzmanlarını çağırabilir ve onlara Health Check portalına erişim sağlayabilir.
Başka bir avantaj ise otobüs filosu işletmecilerinin olası arızalar konusunda erken uyarılar almasıdır. Çünkü genellikle hasar aniden meydana gelmez, örneğin yağ basıncı veya sıcaklığındaki sapmalardan anlaşılabilir. İşletmeci bu durumdaki aracı atölyeye götürdüğünde, genellikle onarımlar daha az maliyetli olur çünkü henüz fiziksel bir hasar meydana gelmemiştir, aynı zamanda yolcuların başka bir araçla taşınması, yedek bir otobüsün kullanılması veya arızalı aracın atölyeye çekilmesi gibi arızayla ilişkili sorunlar da ortadan kalkar. Teknik avantajlardan daha da önemlisi, ZF Health Check'in operatörlere verdiği rahatlık ve güvendir.
ZF Aftermarket'in Başkanı Sayın Philippe Colpron: "ZF EcoLife ile hali hazırda dünya çapında yüzlerce otobüs işletmesinin daha verimli çalışmasına olanak sağlıyoruz. ZF Health Check sayesinde, uzaktan araç veri erişimi ve gelişmiş analizlerimizden faydalanarak, filo müşterilerimizi sıfır duraksama süresine doğru bir adım daha yaklaştırabilir ve sürdürülebilir bir aftermarket için yol açabiliriz."
ZF Health Check, ZF Bus Connect Premium filo telematik çözümünü kullanan kullanıcılara hemen sunulmaktadır. ZF şu anda Health Check'e ek bileşenlerin entegrasyonunu planlamaktadır. Health Check'e ek olarak, ZF Bus Connect, otobüs filolarının operasyonel optimizasyonu için birçok işlev sunmaktadır. Bu işlevler arasında tüm araç filosunun anlık önizlemesi, yakıt/enerji tüketimi, sürücü davranışları veya frenler gibi teknik bileşenlerin aşınması konusunda optimizasyon potansiyeline ilişkin bilgiler bulunmaktadır.
Ayrıca, toplu taşımada uyumluluk raporlarıyla birlikte vergi ile ilgili kanıtlar için bir temel oluşturur.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yazın gelişi ile birlikte seyahat tutkunları hazırlıklara başladı. Rahatlık ve konforu önceliklendiren seyahat severler tatilde de teknolojiden destek alıyor. Seyahatlerinde mobilite ve hafifliği arayan kullanıcılar dizüstü bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar arasında en kullanışlı olanı tercih ediyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, seyahat amacına göre en kullanışlı cihaz hangisi değerlendirdi.
 
Yaz mevsiminin gelmesiyle öğrenciler, ebeveynler ve çoğu çalışan için yaz tatili başladı. Bu dönemi kimi evde oyun oynayarak geçirmek isterken kimi de çoktan valizini hazırlamaya başladı. Deniz tatili, kültür turları veya road trip… Planlar ne olursa olsun hafif seyahat etmek isteyenler valizlerdeki kısıtlı alan için yanlarına alacakları üç seçeneği değerlendiriyor: dizüstü bilgisayar mı, tablet mi yoksa sadece akıllı telefon mu? Soru işaretleri olan gezginlerin imdadına Türkiye’nin teknoloji markası Casper yetişiyor.
 
İşkolik Gezginler için Dizüstü Bilgisayar
 
Tatilde olsanız dahi çalışmayı seven bir işkolik ya da dijital bir göçebeyseniz, dizüstü bilgisayar sizin için doğru tercih olacaktır.
 
Dizüstü bilgisayarın en büyük avantajı çok yönlü olmasıdır. Bir gezginin ihtiyaç duyabileceği hemen hemen her şeyi yapacak yazılımlar ve web siteleri her zaman en iyi bilgisayarda çalışır. Depolama alanı nadiren sorun olur ve seyahat fotoğraflarınızı ayrı bir kameradan/telefondan yedeklemek de kolaydır. Ayrıca, yaptığınız işe bağlı olarak klavyeli bir cihaza ihtiyacınız olacak. Elbette tabletiniz için klavye alabilirsiniz, ancak çoğu çalışan, bunu pek verimli bulmuyor.
 
Ağırlığı ve büyüklüğünün bir dezavantaj olduğu düşünülen dizüstü bilgisayarlar ise gelişen teknoloji ile birlikte hem hafifliyor hem de inceliyor. Üstelik akıllı batarya teknolojisi ile donatılmış dizüstü bilgisayarlar, gün boyu yetecek batarya kapasitesi ile mobil çalışmaların kesintiye uğramasını önlüyor.
 
Biraz İş, Biraz Eğlence Diyenlerin Tercihi Tablet
 
Film izlemek ve kitap okumak gibi aktiviteler için tabletler aslında “optimum” bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Ayrıca çocuklarla seyahat eden herkes için harika bir seçim çünkü tablete eğlenceli uygulamalar, oyunlar ve çevrimdışı videolar yükleyebilirsiniz.
 
Arama veya SMS olmasa da, internet hızınız yeterince hızlıysa, WhatsApp ve Skype gibi uygulamaları da kullanabilirsiniz. Tüm uygulamalar, akıllı telefondaki kadar iyi hatta bazen daha iyi çalışır. Üstelik daha büyük ekran, birçok görevi daha kolay sonuçlandırmanızı sağlar. Pil ömrü, özellikle uçuş modundayken veya yalnızca Wi-Fi kullanırken genellikle bir akıllı telefonunkinden daha uzundur.
 
Tabletinizde hücresel veri seçeneği varsa, yurtdışı seyahatlerinde de yanınıza almayı tercih edebilirsiniz. Yerel, yalnızca internet paketi içeren bir SIM kart satın alarak WI-FI bağlantısı ile kısıtlı kalmadan rahatça kullanabilirsiniz.
 
Minimalist Gezginler için Akıllı Telefon
 
Bugünlerde herkes akıllı telefonla seyahat ediyor. Onlar bizim kameramız, haritamız, tercümanımız, arkadaşlarımız ve ailemizle iletişimde kalma yolumuz. Hafif, küçük ve her şeyi basit tutmak isteyen minimalist gezginler için mükemmeller. Kasıtlı olarak teknolojiden yardım almadan seyahat etmeye çalışmıyorsanız, muhtemelen yanınızda bir telefonu olacaktır.
 
Peki, sadece akıllı telefonla seyahat etmek yeterli olacak mı? Her ne kadar boyutları gitgide büyüse de akıllı telefon ekranları kitap okumak ve film izlemek için küçük kalıyor. Powerbank ile kullanım süresini uzatmak mümkün olsa da hızlı biten batarya bir diğer dezavantaj. Bunun yanında telefon ile seyahat ederken Google Maps gibi faydalı birçok uygulamayı da kullanma şansınız var. E-postalarınıza kolayca ulaşabilir veya taksi çağırabilirsiniz.
 
Yurtdışı seyahatlerinde ise tabletlerde olduğu gibi dilerseniz WI-FI bağlantısını kullanabilir, dilerseniz de yerel bir şirketin içinde sadece internet paketi olan SIM kartını takabilirsiniz.
 
Seyahatiniz için en kullanışlı cihazı belirlediyseniz, www.casper.com.tr’den sizin için en uygun Casper ürünlerine göz atabilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Gençlere yazılım alanında geleceğin bankacılığını tasarlama şansı veren 'VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023' heyecanı sürüyor. İlk günden itibaren yoğun ilgi gören ve 3 bine yakın başvuru alan etkinliğin son başvuru tarihi 10 Ağustos.
VakıfBank'ın teknoloji alanında kariyer yapmak isteyen gençler için düzenlediği 'VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023'e başvurular hızla sürüyor. Geleceğin bankacılık sektöründe söz sahibi olmak isteyen adayların Türkiye'nin dört bir yanından yoğun ilgi gösterdiği bootcamp'te, teknik test ve video mülakatları geçenleri yoğun bir eğitim maratonu bekliyor.
9 Eylül-28 Ekim tarihleri arasında ücretsiz ve online olarak düzenlenecek VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023'te genç yazılımcılar .NET, Sql ve Angular teknolojilerinde bilgi ve becerilerini geliştirecek. Sekiz haftalık eğitimin ardından hazırladıkları bitirme projelerini sunma şansı yakalayan adaylar, kariyerlerine VakıfBank'ın yazılım ekibinde devam etme olanağı da bulacak.
Kimler başvurabilir?
 
Üniversitelerin Bilgisayar Bilimleri, Bilgisayar-Yazılım Mühendisliği, Yönetim Bilişim Sistemleri, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Haberleşme-Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Matematik Mühendisliği, Matematik, İstatistik bölümlerinden mezun olan gençler, 10 Ağustos'a kadar başvuruda bulunabilecek. Yaşı daha büyük adaylar ise ilgili alanlara yönelik önceki çalışmalarını aynı tarihe kadar ileterek bootcamp'e katılabilecek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mcdodo PD hızlı şarj ve data kabloları, sıra dışı şık tasarımlarının yanı sıra dijital göstergesi ve hızlı şarj özelliği sayesinde günlük yaşamın değişmez aksesuarı olacak. 5A maksimum akım ve 100W güç ile iPhone 14’ü 30 dakikada %60 şarj eden kablolar, 1.2m uzunluğuyla da ideal bir kullanım olanağı sunuyor

Türkiye’nin en hızlı büyüyen mobil aksesuar markası Mcdodo, ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Hayatımızı kolaylaştıran teknolojik aygıtları; yenilikçi ve dayanıklı tasarımlarla kullanıcılarına sunan Mcdodo bu kez, dijital göstergeli PD hızlı şarj kablolarıyla, sadece hız konusunda değil, tasarımda da çığır açıyor.

Kablonun telefona bağlandığı noktadaki dijital ekrandan, akım gücünü de kontrol edebildiğiniz, hızlı şarj 20W’a kadar güç transferine izin veren kabloların; Type-C’den lightning, PD, iPhone ve Type-C’ye 4 farklı bağlantı seçeneği var. Sıradan kablolar ile 30 dakikada ancak % 20 şarj olan iPhone ve diğer mobil cihazları %60 şarj eden yeni nesil kablolar, 1.2 m’lik uzunluğuyla da farklı kullanım alanlarında rahatlık sağlıyor.

Patentli akıllı MSC çipiyle, hızlı şarj esnasında oluşabilecek; aşırı şarj, yetersiz şarj, aşırı voltaj ve aşırı ısınmanın önüne geçen teknolojileriyle şarj cihazını da koruyan kablolar, 5A maksimum akım ve 100W güçle, MacBook Pro'yu 1.8 saatte tamamen şarj edebiliyor.

Estetik ve dayanıklı tasarım

Çift korumalı ve kusursuz bir parazit önleme özelliğine sahip olan Mcdodo PD hızlı şarj kabloları, sadece sunduğu hız ve mükemmel teknolojiyle değil, alışılmadık tasarımıyla da fark yaratıyor. Mcdodo’nun estetik ve dayanıklı kablo tasarımının kullanıldığı kablo, dijital ekranıyla da hem teknolojik, hem de kullanım açısından ayrıcalıklar sunuyor.

Kurulduğu 2013 yılından bu yana sektörde hızlı bir yükseliş gösteren global aksesuar markası Mcdodo, günlük pratik kullanım ihtiyaçlarına göre ürettiği şarj kabloları, powerbank’ler ve kablosuz şarj cihazlarıyla kısa süre içinde sektörün öncü markası haline geldi. Sunduğu ürünlerde kullandığı malzemenin kalitesine, tasarımının özgünlüğüne ve ürünlerin işlevsel oluşuna önem veren Mcdodo; ihtiyaca yönelik, ekonomik ve inovatif ürünleri tüketiciyle buluşturmaya devam ediyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Great Place to Work'ün, Ege Bölgesinde çalışanlarını en çok mutlu eden şirketleri belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği araştırmada ESBAŞ, 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisinde, en yüksek puanla liste başı olarak 2023'te Ege'nin En İyi İşvereni seçildi.
ESBAŞ, Mayıs ayında da GPTW'nin Türkiye'nin En İyi İşverenleri 2023 Listesi'nde ikinci olmuştu.
Great Place to Work (GPTW), Swiss Otel Büyük Efes İzmir'de düzenlediği ödül töreninde Ege'nin En İşi İşverenleri 2023 Listesi'ni açıkladı. Türkiye'nin iş gücüne katılma oranının en yüksek illerini barındıran Ege Bölgesi'nde, bu yıl sağlığa yani insana önem vererek başarılı sonuçlar üreten şirketler Ege'nin En İşi İşverenleri Listesi'nde yer alma başarısını gösterebildiler.
Great Place to Work'ün, değerlendirmeye katılan 87 firmada 7 bin çalışanın Trust Index deneyim anketi geri bildirimlerinden oluşturulan Ege'nin En İyi İşverenleri Listesi'ne giren şirketler, çalışanlarını iyi ve özel hissettiren uygulamalarla fark yaratarak en iyi işveren seçildi.
GPTW'nin araştırması sonucunda çalışanları tarafından en yüksek puanı alarak 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisinde listeye birinci sıradan giren ESBAŞ'lılar törende kalabalık bir grupla sahneye çıkarak kendi besteledikleri ESBAŞ marşını seslendirdiler.
Törende konuşan ESBAŞ Genel Müdürü Yusuf Kılınç, çalışanlarının memnuniyetini ve mutluluğunu en üst seviyede sağlayacak politikalar geliştirerek şirketlerinde sürdürülebilir mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamını kurduklarını vurguladı. Kılınç, şunları söyledi: "Hepimiz Mutlu birer ESBAŞ'lı olduğumuz için, şirketimize gönülden emek veriyor ve karşılığını alıyoruz. ESBAŞ sadece çalışanlarının mutluluğu için değil, işleticiliğini üstlendiği Ege Serbest Bölgesinde çalışan 25 bin kişinin de iş yerlerinde mutlu ve huzurlu olması için çalışıyor. Bölgede 40 günlük bebeğin bakımından tutun da okul dönemine kadar çocuklara, Avrupa'nın ve ABD'nin en gelişmiş yuvalarında uygulanan standartlarda eğitim veren ESBAŞ Çocuk Yuvası ile çalışan ebeveynlere çocuklarını güvenle bırakarak, işlerine huzurla devam etmesini sağlıyoruz. Yine Bölge çalışanlarının sağlık hizmetlerini karşılamak adına 7 doktor ve çok sayıda hemşire ile hizmet veren OSGB ile sağlık hizmetine hızlı ulaştırıyoruz. Günlük 25 bin kişiye yemek çıkararak çalışanların her gün sağlıklı ve lezzetli yiyecekler sunuyoruz."
Şirketlerinin GPTW'nin Mayıs ayında açıkladığı "Türkiye'nin En İyi İşverenleri 2023" listesinde de ikinci olduğunu hatırlatan Kılınç, "Serbest bölgecilik alanında sadece Türkiye'de değil, dünyada da model olarak alınan bir şirket olan ESBAŞ, çalışanlarıyla birlikte, yüksek güvene dayalı iş yeri kültürünü inşa etmek adına, 'Cesurluk, Kararlılık, Etik Olmak, Müşteri Odaklılık, Yenilikçilik ve İnsan Odaklılık' olarak belirlediği değerlerine bağlı kalmayı son derece önemsemektedir. Great Place to Work'un 4 yıldır üst üste yaptığı araştırmalarda şirketimizi Türkiye'nin en iyi işverenleri arasında göstermesi 'mutlu ESBAŞ'lılar yaratmak' felsefesiyle sürdürdüğümüz insan kaynakları politikamızın bir sonucudur. ESBAŞ sadece kendi çalışanına değil, müşterilerinin, toplumun ve etkileşimde bulunduğu tüm paydaşlarının mutluluğuna önem veren bir şirkettir. ESBAŞ kültürü; tüm ESBAŞ'lıların gönülden işine bağlı olmalarını, işlerini kendi işi gibi görüp severek yapmalarını ve başarı odaklı olmalarını sağlamıştır. Ege bölgesinden firmaların da GPTW listelerinde başarılı olmaları bu felsefenin yayılımında artış olduğunu göstermesi açısından umut vermektedir. İnsanı odağına koymaları firmalarımıza rekabet üstünlüğü sağlamaktadır" diye konuştu.