Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

adidas, oyunun her anında hızın ve yüksek performansın kilidini açmak için oluşturulan 'AERO' teknoloji ile donatılmış X CRAZYFAST'in en son modelini tüketiciyle buluşturdu.Yeni kramponlar, oyunun her seviyesinde oynayanlara özel olarak sınıfının en iyisi hız odaklı teknolojiyi bir arada sunan “P+” ve “P1 Bağcıklı ve Bağcıksız” olmak üzere üç farklı modele sahip.
FIFA Kadınlar Dünya Kupası 2023’te yarışan sporcular gibi stadyum içi oyuncular için “Pinnacle bağcıklı P +”, en üst düzey yeniliği temsil eden optimum hıza sahip en hafif model olma özelliğini taşıyor.
X CRAZYFAST, oyunu oynayan herkesin performans avantajlarından yararlanabilmesini sağlamak için profesyonel sporculardan normal oyunculara kadar her cinsiyetten oyuncunun katılımıyla test edilmiş ve geliştirilmiştir.
Mahsa Aryan, adidas Futbol Ayakkabıları Global Kategori Direktörü, ‘’Modern oyun, rakibinize karşı topu kazanma hızı ve çabukluğu etrafında toplanıyor. Oyuncular dikkat dağınıklığına kapılmadan hızlı düşünmeli ve daha da hızlı tepki vermeli. Bu nedenle X serisi ve sunduğu her özellik, günümüzde oynanan futbolun modernleşmesi ve hızındaki artış göz önüne alındığında giderek daha önemli hale geldi.X CRAZYFAST modeli, dünyanın en büyük sahnesinde ve ya yerel park sahalarında yarışanlar olsun, her seviyedeki futbolcuların oyunun en hızlı anlarında en iyisi olmalarına yardımcı olmak için özel olarak tasarlandı."
Tüm X CRAZYFAST modelleri adidas'ın yenilikçi SPEEDFRAME taban teknolojisine sahiptir. Yeni tasarım, önceki karbon versiyonunun, genel plakayı 5g daha hafif yapan yeni bir AEROPLATE ekiyle değiştirilmesini içeriyor. Yüksek hızda maksimum performans desteği için geliştirilen dış kısmı, dinamik hareketler ve itiş gücü için tasarlanmıştır.
 
Hız odaklı yeni güncellemeler ayakkabının üst kısmında devam ediyor.
• ‘P1’ modellerinin her ikisi de, ayağın orta tabanına sarılarak ideal destek ve yüksek hızda maksimum performans sağlamak için tasarlanmış bir astar olan AEROCAGE yeniliğine ve ayağın her yerinde rahatlık sağlayan ve ikinci bir cilt hissi sunan tek katmanlı nefes alabilen AEROPACITY SPEEDSKIN teknolojisine sahiptir.
• P +, hafif olacak şekilde optimize edilmiş, ancak yine de yüksek hızlarda destek ve stabilite sağlayan minimalist AEROCAGE + 'ya kalıplanmış tek katmanlı AEROPACITY SPEEDSKIN + 'dan oluşan süper hafif bir üst kısmı ile yenilikte çığır açan bir modeldir.
 
Hız ihtiyacı ile birlikte her an istikrar ve desteğe de ihtiyaç duyuluyor.
• P1 modellerinin her ikisi de, oyunculara zemin tutuşu konforu ve optimum top teması sağlayan, bağcıksız ve daha fazla ayarlanabilirlik için bağcıklı seçeneklerle tasarlanmış bir PRIMEKNIT bilek kısmına sahiptir.
• P +, ayağın yerinde sabit kalmasına yardımcı olmak için süper hafif bağcıklarla donatılmış bir dil yapısına sahiptir.
adidas'ın plastik atığı sona erdirmeye yönelik devam eden yolculuğunun bir parçası olarak, tüm X CRAZYFAST modelleri sıfır saf polyester içerir.X CRAZYFAST P +, önceki X SPEEDPORTAL P + sürümünden% 15 daha düşük karbon ayak izi ile üretilmiştir.1
 
Yepyeni X CRAZYFAST zarif ve minimalist tasarımının yanında beyaz ve berrak limon rengiyle piyasaya sürülürken, P +, FIFA Kadınlar Dünya Kupası 2023'deki en iyi kadın futbolcular tarafından giyilecek.
 
X CRAZYFAST, 11 Temmuz’dan itibaren online shop https://www.adidas.com.tr/tr/erkek-krampon ve seçili adidas mağazalarında satışa sunuluyor.
 
Daha fazla bilgi için adidas.com/football ‘u ziyaret edebilir ve @adidasfootball u kullanarak Instagram ve Twitter’daki sohbeti takip edebilirsiniz.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İnsanı ve gezegeni korumaya yönelik çalışmalarla adından söz ettiren Dockers®, Waves for Water ile temiz suya ulaşmakta zorluk yaşayan toplulukları hedefleyen bir dizi girişimin hayata geçmesini sağlayacak bir proje için bir araya gelmişti. Waves for Water ve Dockers®, Şubat ayında 11 ilimizi etkileyen deprem felaketi sonrası bölgenin hayati ihtiyaçlardan temiz su ihtiyacını karşılamak için başından beri ön saflarda yer aldı. Büyük afet sonrası harekete geçerek Türkiye’ye gelen Waves for Water’ın bir kolu olan Clean Water Corps ekipleri, Hatay ve çevre köylerdeki depremzedeler için yardım faaliyetleri başlatarak, World Central Kitchen gibi kar amacı gütmeyen uluslararası kuruluşlar ve yerel yönetim ve liderler ile de ortaklıklar kurdu.
Kirli suyu içilebilir hale getiren filtrelerin kurulumu, dağıtımı ve bölge insanına konuyla ilgili eğitim verilmesiyle ilgili çalışmalar yürüten Waves for Water ekibi; kurduğu ortaklıklarla ilk etapta 150, ikinci etapta 200 filtre olmak üzere toplamda 350 adet filtrenin dağıtımını gerçekleştirmişti. Bölgedeki çalışmalarına hız kesmeden devam eden ekibin ihtiyaç sahipleriyle buluşturduğu filtre sayısı 680 olurken, bu sayının önümüzdeki aylarda 800’e yükselmesi planlanıyor. Şu ana kadar kendi imkanları ile su filtrasyonu gerçekleştirenlerin sayısı ise 17.000’e ulaştı.
 
Waves for Water ekibinden Jon Rose, projeyle ilgili şu ifadeleri kullandı;
“Bir depremden ilk ve en çok etkilenen bölgenin su kaynaklarıdır. Deprem anında su boruları patlar, kuyular kontamine olur, temiz suya ulaşmak zorlaşır. Waves For Water olarak geliştirdiğimiz su filtreleme sistemiyle bölge insanının suyunu kaynatmak zorunda kalmadan, güvenle içebilmesine yardımcı olabildiğimiz için Dockers'a ve bölgedeki destekçilerimize minnettarız.”
Waves for Water ekibine sahada da eşlik eden Dockers®’ın marka elçilerinden sörfçü Deniz Toprak ise devam eden çalışmalarla ilgili; “Dockers olarak, 6 Şubat'ta gerçekleşen deprem felaketi sonrası doğan temiz su ihtiyacı için sonrası harekete geçmeye kara verdik ve dünyada temiz suya ulaşmak denince ilk akla gelen girişimlerden olan Waves For Water ile güçlerimizi birleştirdik. Böyle bir projede yer alarak binlerce hayata dokunduğum için çok mutluyum. Çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek.” şeklinde konuştu.
 
 
Dockers® hakkında:
Dockers®, 35 yıldır chino pantolonlar için standardı belirliyor. İlk olarak 1986 yılında Kaliforniya, San Francisco'da üretilen bu Amerikan klasiği, rahat giyim tarzının kalbinde yer alıyor ve erkeklere her ortamda giyebilecekleri kaliteli ürünler sunuyor. Üzerine düşünülmüş yenilikler ve anlamlı detaylar bir trende değil, bir amaca hizmet ediyor. Bugün Dockers® Amerika’nın en sevilen chino’su olmaya devam ediyor ve kalite, üstün konfor ve çok yönlü bir tarz vaadinden ödün vermeden geniş bir giyim ve aksesuar yelpazesi sunuyor. Boyama ve apreleme işlemlerinde kullanılan suyun yüzde 73 oranında tasarruf edilmesini sağlayan bir işlem olan Dockers® Water
Waves For Water® hakkında:
Waves For Water'ın misyonu, kişisel ve kentsel refahı ve sağlık alanını iyileştirmek, yoksulluğu ve yoksunluğu azaltmak, eğitim ve istihdam fırsatlarını artırmak ve sonuç olarak bireysel ve toplumsal ilerleme sağlamak içindir. İhtiyaç sahiplerine temiz su çözümleri sağlamak için askeri gazilerin becerilerinden, deneyimlerinden ve kararlılıklarından yararlanan Clean Water Corps, küresel su krizinin ön saflarında çalışıyor. Savaş gazilerinin dünya ile yeniden bağlanarak yeni bir ekibin parçası olmak için çalışan Clean Water Corps, ortak ve çok net bir amaçta birleşmiş bir ekibin ihtiyacı olan herkese temiz suya erişim sağlayabileceğine inanıyor.
Instagram:@dockersturkiye
www.dockers.com.tr

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin dört bir yanında hizmet sunmaya devam eden McDonald’s Türkiye, Ankara Gölbaşı’ndaki yeni restoranının açılışını gerçekleştirdi. McDonald’s’ın geleceğin restoran deneyimini lezzet severlere yaşattığı yeni konseptle kapılarını açan lezzet durağı; yenilikçi dijital sipariş ekranıyla sıra beklemeden sipariş imkânı, masaya servis hizmeti, paket servis ve araca servis hizmetlerini sunuyor. Açılışta konuşan McDonald’s Türkiye Genel Müdürü Mwaffak Kanjee, “Yeni konseptimiz ve geleceğin restoran deneyimini bir araya getirdiğimiz yeni restoranımızda, sevilen McDonald’s lezzetlerini Ankaralılara sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Dünyanın en değerli 5. markası McDonald’s, Türkiye’deki restoran sayısını artırmaya devam ediyor. Ürün içeriklerinin %98’ini yerel üreticilerden tedarik ederek Türkiye ekonomisine katkı sunan McDonald’s, 2023 yılında 7000’e yaklaşan çalışan sayısıyla istihdama olan katkılarını da sürdürüyor. Son olarak McDonald’s Türkiye’nin yeni restoran konseptiyle açılan Ankara-Gölbaşı şubesinde, geleceğin restoran deneyimi misafirlerin hizmetine sunuluyor. Yenilikçi dijital sipariş ekranıyla sıra beklemeden sipariş imkânı ve masaya servis hizmetinin yanı sıra, paket servis ve araca servis hizmetleri de Ankaralıları sevilen McDonald’s lezzetleri ile buluşturacak.

Açılışta kurdele kesimini gerçekleştiren McDonald’s Türkiye Genel Müdürü Mwaffak Kanjee, “Yeni konseptimiz ve geleceğin restoran deneyimini bir araya getirdiğimiz yeni restoranımızda, sevilen McDonald’s lezzetlerini Ankaralılara sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Restoranımızda gelecekten ilham alan yeniliklerimizle, yıllardır değişmeyen kaliteli ve lezzetli ürünlerimizi sunmaya devam edeceğiz” dedi.

McDonald’s Türkiye Hakkında:

‘BrandZ 2022 En Değerli 100 Küresel Marka’ çalışmasına göre dünyanın en değerli 5. markası olan ve teknoloji şirketleriyle birlikte ilk 5’te yer alan tek yeme-içme firması McDonald’s, Türkiye’de ilk restoranını 1986 açmıştır. McDonald’s, bugün yaklaşık 250 restoranı ve 7000’e yakın çalışanı ile hizmet vermektedir. Sunduğu ürün ve hizmetlerin %98’ini Türkiye’de üretim yapan tedarikçilerden temin etmektedir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Siber güvenlik alanında bölgesel lider olan Cyberwise’ın güvenlik uzmanları tam hesap devralmasında ortaya çıkan kritik 'nOAuth' zafiyeti hakkında uyardı. Microsoft Azure Active Directory (AD) Açık Yetkilendirme ( OAuth ) sürecindeki bu güvenlik açığı, kullanıcıların hesabın tamamını devralmak için kullanılabiliyor.
Siber güvenliğin bütünsel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini ve sürekli sistem kontrolleri gerçekleştirmenin önemini her fırsatta vurgulayan Cyberwise, sistem açıklarının tespit edilmemesi durumunda önemli bir siber güvenlik riskinin ortaya çıktığını vurguladı. Saldırganların her an yeni yöntemlerle sistemlere girmeye çalıştıklarını ifade eden Cyberwise Siber Savunma Merkezi Birim Müdürü Ozan Ceylan, “Kaliforniya merkezli kimlik ve erişim yönetimi hizmeti Descope tarafından Nisan 2023’te keşfedilen ve nOAuth adını verilen yeni güvenlik açığı bize sistem açıklarıyla mücadele ederken bireysel sorumlulukların önemini bir kez daha hatırlattı. Özellikle pek çok kişinin uygulamalara erişimi kolaylaştırmak için hesap doğrulama işlemlerini işlevsiz kılması ve hesaplarını doğrulama olmadan birleştirmesi durumundan faydalanan bu saldırı, kurbanlarının Microsoft hesabı olmasa bile hesapları üzerinde tam kontrole sahip oluyor. Dolayısıyla kullanıcıların hesaplarını birleştirirken ve otomatik girişleri onaylarken bir kez daha düşünmeleri yerinde olacaktır” dedi.
“İlgili güvenlik açığının yanlış yapılandırmadan kaynaklı olduğunu biliyoruz.” diyen Ozan Ceylan nOAuth hatası ile ilgili en etkili çözümün 2FA olacağını aktardı ve ekledi:
“Yanlış yapılandırma, kötü niyetli bir aktörün Azure AD hesabındaki ‘İletişim Bilgileri’ altındaki e-posta özniteliklerini nasıl değiştirebileceği ve bir kurban hesabını ele geçirmek için ‘Microsoft ile oturum aç’ özelliğinden nasıl yararlanabileceği ile ilgili. Saldırıyı gerçekleştirmek için bir saldırganın tek yapması gereken, bir Azure AD yönetici hesabı oluşturup bu hesaba erişmek ve e-posta adreslerini kurbanınkiyle değiştirmek ve güvenlik açığı bulunan bir uygulama veya web sitesinde çoklu oturum açma şemasından yararlanmak. Eklenilen doğrulama bilgisine göre kişisel hesap arasından birebir eşleşme sağlaması kişisel bilgilerin korunmasını sağlayacaktır. İlerleyen aşamada zafiyetle ilgili alınması gereken önlem ise yeni güvenlik uyarılarını veya yamaları yakından takip etmek olacaktır”
 
Cyberwise Hakkında
Siber güvenlik alanında bölgesel lider olma hedefiyle yola çıkan Cyberwise, uluslararası standartlarda “Tek Adres” iş modeliyle, danışmanlık, ürün satışı, teknik destek ve yönetilen hizmetler alanlarında çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. Türkiye’nin en büyük siber güvenlik çözüm sağlayıcısı olan şirket, Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında büyüme hedefiyle hizmet portföyünü her geçen gün genişletiyor.
30 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Cybwerwise, İstanbul, Ankara, İzmir, Dubai ve Hollanda ofislerinde toplam 250 çalışanıyla 750’den fazla kurumsal müşteriye hizmet sağlıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Cruelty Free International ile ortaklığını duyuran Avon, Leaping Bunny programından onay aldı. Cruelty Free International'ın Leaping Bunny programı, hayvan deneylerini kısıtlayan yasaların ötesine geçen gereklilikleri ile dünya çapında geçerli saygın bir standart olarak öne çıkıyor. Avon, faaliyet gösterdiği ülkelerde hayvanlar üzerinde yapılan testlere son veren ilk global kozmetik markası olarak, hayvan hakları konusundaki 30 yıllık taahhüdünün bir parçasını daha hayata geçirmiş oluyor.
 
 
Dünya çapında faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda hayvanlar üzerinde deneyleri sonlandıran ilk global güzellik şirketi Avon, bu alandaki faaliyetlerine bir yenisini daha ekledi. Avon, Cruelty Free International ile ürünlerinin, dünya çapında tanınan 'Leaping Bunny’ programı kapsamında onay almasını sağlayacak bir ortaklık kurduğunu duyurdu.
 
1 yıl içinde tüm ürünlere uygulanacak
Avon, Leaping Bunny onayını alarak, hayvan hakları konusundaki 30 yıllık taahhüdünü bir kez daha vurguladı. Avon parfüm kategorisi, Avon Care ve Anew, Leaping Bunny onayı alan ilk ürünler arasında yer aldı. 1 yıl içinde de diğer tüm Avon ürün serilerinin onaylarının tamamlanacağı belirtildi. Cruelty Free International Leaping Bunny Programı, hayvan deneylerini kısıtlayan yasaların ötesine geçen gereklilikleri ile cruelty free ürünler için dünya çapında geçerli saygın bir standart olarak öne çıkıyor. Onay almak için Avon'un tüm tedarik zinciri, Leaping Bunny'nin kriterlerine uygunluğu sağlamak üzere titizlikle denetlendi. Program, marka tarafından uygulanacak bir tedarikçi takip sistemi, içerik üreticisi seviyesine kadar tedarik zinciri kontrolü, sabit bir son gün politikasına bağlılık ve sürekli uyumluluğu sağlamak için düzenli bağımsız denetimlerin kabul edilmesini gerektiren tek cruelty free standardı olarak kabul ediliyor.
Hayvan haklarına yönelik 30 yıllık taahhüt
Avon 30 yıldır kozmetik ürünlerde hayvanlar üzerinde yapılan testlerin sonlandırılması ve hayvansal olmayan yöntemlerin kabul edilmesi için çalışıyor. Ürün güvenliğini kanıtlamak için hayvanlar üzerinde deney yapmanın gerekli olmadığına inanan Avon, bu yüzden de dünyanın hiçbir yerinde ürünlerini hayvanlar üzerinde test etmiyor ya da tedarikçilerden marka adına test yapmasını şart koşmuyor. Avon ürünleri de bu yaklaşım doğrultusunda yeniden formüle ediliyor ve seriler de tekrar düzenleniyor. Avon, hayvan hakları, yüksek ürün güvenliği standartları veya yasal gerekliliklere bağlılık konusundaki kararlılığından ödün vermeden müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayan ürünler sunmayı hedefliyor.
 
Leaping Bunny'nin 2017'den bu yana onay için başvuran markalarda %190'lık bir artış kaydetmesi, tüketicilerin cruelty free ürünlere yönelik küresel talebinin markaların faaliyetlerini etkilediğini gösteriyor. Leaping Bunny sertifikasına sahip ürünlerin üzerinde ise zıplayan bir tavşan sembolü yer alıyor.

Cruelty Free International CEO'su Michelle Thew "Avon ile ortaklığımızı duyurmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kozmetik ürünlerde hayvanlar üzerinde yapılan testlerin sona erdirilmesine yardımcı olmak üzere onlarla birlikte çalışmak ve Avon Parfüm kategorisi, Avon Care ve Anew serilerinin Leaping Bunny Programı kapsamında resmi olarak onaylandığını ilan etmek, bu global marka için gerçek bir dönüm noktasıdır. Önümüzdeki 12 ay boyunca Avon ürün yelpazesinin tamamını onaylamak için devam edecek ortaklığımızı dört gözle bekliyorum. Leaping Bunny ailesine hoş geldiniz" dedi.

Avon CEO'su Angela Cretu ise şunları söyledi: "Dünyayı herkes için daha iyi hale getirme konusunda uzun süredir kararlı bir marka olarak, Avon'un Cruelty Free International ile ortaklığını duyurmaktan ve hayvan haklarına yönelik 30 yıllık taahhüdümüzü geliştirmekten gurur duyuyorum."
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

35 yıldan fazla sektör tecrübesiyle Birol Kırklareli, Nissan Türkiye Finans Direktörü olarak atandı. Kırklareli, 1987 yılından bu yana bankacılık sektöründen denetlemeye kadar pek çok finans ve muhasebe alanında görev aldı. Nissan çatısı altında 25, Nissan Türkiye’de ise 20 yıldan fazla görev alan Kırklareli, son olarak üretim tesisleri de bulunan Nissan Güney Afrika ve Nissan Mısır’da Chief Financial Officer(CFO) olarak görev yaptı.
Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, İşletme Bölümü mezunu olan Birol Kırklareli evli ve 1 çocuk babasıdır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Çin’in en büyük otomobil ihracatçısı Chery, yüksek teknolojili modelleriyle Türk tüketicisinin de dikkatini çekmeyi başardı. Haziran ayında Türkiye’de en fazla satılan dördüncü C-SUV olan TIGGO 7 PRO, segmentinin en önemli lider adayı olduğunu gösterdi. Donanım, işçilik ve konfor açısından C-SUV segmentinin amiral gemilerinden biri olan Chery TIGGO 7 PRO, buna rağmen son derece uygun ve rekabetçi fiyat politikası ile kullanıcıları kendine çekiyor. Yapılan müşteri anketlerine göre TIGGO 7 PRO sahiplerinin yüzde 80’i, ya üst sınıf SUV almayı planlayan ya da otomobilini değiştirmek isteyen sedan otomobil kullanıcılarından oluşuyor.
Otomotiv dünyasında yaşanan değişim, sektörde rekabetin kurallarını değiştirdi. Küresel teknolojik gelişmeler ve akıllı çözüm dalgasıyla birlikte otomobil endüstrisinin rekabet kuralları adeta yeniden yazılıyor. Sadece daha akıllı ve daha konforlu ürünler pazarda kendine yer edinebiliyor ve tüketiciler için otomobil satın almada ilk tercih olabiliyor.
Türk tüketicisinin beğenisini kazandı!
Çin’in en büyük otomotiv ihracatçısı olan Chery, uzun süredir otomobil kullanıcılarına küresel çapta yüksek teknolojili ve üst düzey kaliteye sahip ürünleri sunmaya odaklandı. Bu modellerden biri olan iddialı C-SUV Chery TIGGO 7 PRO, Türkiye pazarında üstün akıllı teknolojisi ve zengin donanımları sayesinde kısa sürede müşterilerin ilgisini ve beğenisini kazanmayı başardı. Bunun net bir göstergesi olarak TIGGO 7 PRO, haziran ayında gerçekleştirdiği 1.419 adetlik satışla C-SUV segmentinde dördüncü sırada yer aldı ve C-SUV segmentinin lideri olma yolunda da önemli bir adım atmış oldu. Lansmanından itibaren sadece 4 ay gibi kısa bir süre içinde böyle bir başarıya ulaşan Chery, ürün ailesinin üstün özellikleriyle rakiplerinden ayrışmasını bildi.
Yeni bir seyahat deneyimi sunuyor!


TIGGO 7 PRO kabin temasıyla bile, sahip olduğu ileri teknolojiyi hissettirmeyi başarıyor. Kokpitteki 12,3 inçlik tam ekran LCD gösterge, 7 inçlik LCD gösterge ve 10,25 inçlik ultra net merkezi kontrol ekranından oluşan üç ekranlı yapı, lüks ve teknolojinin uyumlu birleşimini temsil ediyor. Ayrıca merkezi kontrol ekranı havada süzülen tasarımıyla lüks duygusunu daha da güçlendiriyor. Ekran, gelişmiş çözünürlük ve dokunmatik geri bildirim düzeyine de sahip. Kullanıcıların eğlence ve pratiklik gereksinimlerini; klima, sunroof, müzik, navigasyon ve benzeri işlevler için sesli kontrol özelliği karşılıyor. TIGGO 7 PRO, tamamen yeni bir seyahat deneyimi ve gelişmiş bağlantı özellikleri için teknolojiden güç alıyor. Akıllı otomobil döneminin kapılarını aralayan TIGGO 7 PRO; anahtarsız giriş, tek tuşla çalıştırma, elektrikli katlanır yan aynalar, elektronik vites seçicisi, EPB ve AUTOHOLD, yüksek çözünürlüklü geri vites görüntüleri, 360 derece panoramik görüntüler ve kablosuz şarj gibi birçok akıllı teknolojiyi kullanıma sunuyor. Böylece kullanıcıların sürüş gereksinimlerini en iyi şekilde karşılıyor ve sürüşü daha rahat ve konforlu kılıyor.
1500 litreye varan bagaj hacmi!
Chery TIGGO 7 PRO, mimari ve genel gövde yapısıyla kullanıcılara konforlu bir sürüş deneyimi vadediyor. 4500 mm uzunluk ve 2670 mm aks mesafesi ile ferah bir iç hacmin işaretlerini veren TIGGO 7 PRO, 5 kişilik kullanımda 475 litrelik bagaj hacmi sunuyor. Farklı kullanım gereksinimlerini karşılamak üzere arka koltukların katlanmasıyla bu hacim 1500 litreye kadar ulaşıyor. TIGGO 7 PRO, 6 yönlü elektrikli ön koltuklar ve koltuk ısıtması ile sürücüye gelişmiş bir konfor ve rahatlık seviyesi sağlıyor. Koltuk minderi kalın yan desteklere, koltuk sırtlığı ise güçlü yan desteklere sahip. Bu ergonomik tasarımın da katkısıyla ister günlük işe gidiş-gelişler isterse de uzun soluklu yolculuklar olsun TIGGO 7 PRO rahat ve keyifli bir seyahat deneyimi yaşatıyor.

Üst düzey SUV’ların yerini aldı!
Chery TIGGO 7 PRO, donanım, işçilik ve konfor açısından C-SUV segmentinin amiral gemilerinden biri olsa da son derece uygun ve rekabetçi fiyat politikası ile kullanıcıları kendine çekiyor. Yapılan müşteri anketlerine göre TIGGO 7 PRO sahiplerinin yüzde 80’i, ya daha üst sınıf SUV almayı planlayan ya da otomobilini değiştirmek isteyen sedan otomobil kullanıcılarından oluşuyor. Teknolojide standartları belirleyen Chery, Türkiye pazarının gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayan TIGGO 7 PRO ile hem akıllı teknolojiye hem de özel ve konforlu donanımlara sahip güçlü ve güvenli bir çözüm sunuyor.

Chery hakkında
Temel teknolojilerde kendini geliştiren Chery, kuruluşundan bu yana “Teknolojik Chery” olarak biliniyor. Dünyada altı Araştırma ve Geliştirme merkezi ve 5.000’in üzerinde seçkin üyeden oluşan Araştırma ve Geliştirme ekibi ile geleneksel yakıt teknolojisi, yeni enerji, akıllı üretim ve diğer alanlarda avantaj sağladı. Yeni enerji araçları alanında 20 yılı aşkın bir süredir araştırma yapan Chery, dört araç montaj platformu, beş genel alt sistem ve yedi temel teknoloji ile sektöre öncülük ediyor. EQ1 modeli, Çin’de minik batarya elektrikli araçlarda lideri konumunda. Chery ayrıca dünya çapında araç, CKD parçaları, motorlar ve araç üretim teknolojisi ve ekipmanı ihraç eden ilk Çinli otomobil şirketi. Chery, bugüne kadar araçlarını 80’den fazla ülke ve bölgeye ihraç etti. Ayrıca 10 denizaşırı fabrika ve 1.500’den fazla denizaşırı satış ve servis noktası kurdu. 2,4 milyonu Çin dışı olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 11 milyon kullanıcısı ile Chery, 19 yıl boyunca Çin’den ihraç edilen binek otomobil adediyle ilk sırada yer aldı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin ilk bulut bilişim firması olan PEAKUP, yaptığı küresel iş birlikleriyle global pazarlardaki gücünü artırıyor. Türkiye ve İngiltere'den sonra yeni şubesini Dubai'de açarak globalleşme yolunda önemli bir adım atan PEAKUP; Katar ve Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Orta Doğu ve Afrika bölgesinde etkinliğini artırmayı amaçlıyor.
 
PEAKUP’ın önemli hedefleri arasında, ürettiği ürünlerin yarısından fazlasını ihraç etmek bulunuyor. Hem ürünlerinin hem de hizmetlerinin global bir marka haline gelmesini amaçladıklarını belirten PEAKUP CEO'su Ahmet Toprakçı, “Türkiye ve İngiltere şubelerimizin ardından faaliyete geçirdiğimiz Dubai şubemizle bölgedeki etkinliğimizi artırmak için çok önemli bir adım attık. Bugüne kadarki başarılarımız, küresel iş birliklerimiz ve müşterilerimizin bize duydukları güvenden aldığımız güçle önümüzdeki döneme dair yol haritamıza, ABD ve Asya pazarına açılmak hedefini de ekledik” diye konuştu.
 
Global pazarda markalarıyla yer ediniyor
 
Türkiye’nin teknoloji ihracatı konusunda önemli oyuncularından biri olan PEAKUP, ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki müşterilerle buluşturuyor. PEAKUP ürünleri muadillerinden daha kolay kullanılabilir ve daha inovatif olduğu için yurt dışındaki müşterilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
 
PEAKUP, geliştirdiği Passgate, Velocity, SIGNandGO ve NOA ile işletmelerin çeşitli alanlardaki ihtiyaçlarını karşılıyor. PassGate, bilgi teknolojilerine gelen parola sıfırlama taleplerinin 7/24 karşılanması için harcanılan zamanın önüne geçiyor, böylece BT personelinin üzerindeki iş yükünü azaltıyor. Velocity ise şirketlerin daha çok insan kaynakları tarafında kullanmayı tercih ettiği, yemek, personel izin, çeşitli doğum günü gibi özel günleri hatırlamaya yarayan ve özelleştirilebilen bir portal. SIGNandGO, işletmelere merkezi kurumsal e-posta imza yönetimi sağlıyor. NOA Platformu ise ofis ve fabrika alanlarının yönetimi, tüketim ve enerji optimizasyonu konularında farklı bir pencere açıyor. Tüm bu yönetilen alanların, ön yatırım maaliyeti olmaksızın dijitalleştirilip raporlanabilmesini mümkün kılıyor.
 
Bilişim 500 listesinde yer alıyor
 
Türkiye’nin bilişim alanındaki en değerli markalarının bulunduğu Bilişim 500 listesinde yer alan PEAKUP, İstanbul, Londra ve Dubai şubelerinde 100 uzman personel istihdam ediyor. PEAKUP, güçlü ve dinamik ekibi, sürdürülebilir inovasyon kültürü ve Ar-Ge çalışmalarıyla yüksek teknoloji ürünleri geliştirerek, Türkiye’yi geleceğe taşımak için çalışıyor.
 
PEAKUP Hakkında
 
PEAKUP, bilişim altyapı hizmetlerinden yazılım geliştirme faaliyetlerine kadar uçtan uca çözüm ve ürün sunmak üzere %100 yerli sermaye ile kurulmuş bir teknoloji şirketidir. Faaliyete başladığı ilk günden bu yana 1.000.000’un üzerinde son kullanıcının bulut bilişim teknolojilerine geçişini sağlayan PEAKUP, 1.000’i aşkın müşterisi ile Londra ve Dubai şubeleriyle Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde teknoloji çözümleri üretmektedir. Güçlü ve dinamik ekibi ile oluşturduğu sürdürülebilir inovasyon kültürü ve Ar-Ge çalışmalarıyla yüksek teknoloji ürünleri geliştirerek toplumumuzu geleceğe taşımayı hedefler.