Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ramazan kampanyası kapsamında 1-31 Mart tarihleri arasında tüketicilere özel çeşitli fırsatlar sunuluyor. Dev fırsat günleri kampanyaları arasında Ramazan'ın Yıldızları'nda her gün seçili ürünlerde büyük indirimlere ek olarak her akşam 20:30- 05:30 saatleri arasında geçerli iftardan sahura kuponları ve 11-13 Mart tarihleri arasında 2 al 1 öde ya da 2. ürün 1 TL gibi fırsatlar öne çıkıyor.
Pazarama'nın yeni üyelik programı Pazarama Plus, Ramazan kampanyası kapsamında üyelerine özel avantajlar sunuyor. Pazarama Plus üyeleri; ücretsiz kargo, indirimler, marka iş birlikleri, tatil fırsatları ve alışverişlerden ekstra puan kazanımı gibi birçok avantajdan yararlanıyor. Ramazan ayı boyunca her gün sadece Pazarama Plus üyelerine özel ürünler indirime girerken, 17-18 Mart tarihlerinde ek indirimler ve kuponlarla avantajlar daha da katlanıyor.
İndirimlerin yoğunlaştığı kategoriler arasında süpermarket ve ev yaşam öne çıkıyor. Bu kapsamda hurma, peynir, zeytin, bakliyat, çikolata, kahvaltılıklar gibi gıda ürünleri ile bıçak setleri, sahan setleri, tencere-tava takımları, kahvaltı setleri gibi mutfak ürünlerinde cazip fırsatlar yer alıyor.
Banka kampanyaları ile de tüketicilere ek avantajlar sağlanıyor. İş Bankası kartları ile yapılan 1.000 TL ve üzeri her alışverişte 150 TL, toplamda 750 TL'ye varan PazaramaPuan kazanma fırsatı sunuluyor. VakıfBank kartları ile yapılan 1.500 TL ve üzeri alışverişlerde Worldpuan'lar 3 kat değerli hale geliyor. Ziraat Bankası kartları ile yapılan 1.500 TL ve üzeri harcamalarda 200 TL Bankkart Lira kazanılabiliyor. Bu kampanyalar dışında da birçok farklı banka kartına yönelik avantajlar da tüketiciler ile buluşuyor.|
Ramazan alışverişlerini daha avantajlı hale getirmek isteyen tüketiciler, Pazarama'nın sunduğu fırsatlardan yararlanarak ihtiyaçlarını en uygun fiyatlarla karşılayabiliyor. Daha fazla bilgiye Pazarama web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global Vodafone Vakfı, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 7 Avrupa ülkesini kapsayan "Eğitim Alanında Yapay Zekânın Artan Rolü" adlı yeni bir rapor yayınladı. IPSOS'un 12-17 yaş arası 7 bin öğrenciyle gerçekleştirdiği anketin sonuçlarına dayanan rapor, Avrupa genelinde yapay zekâ alanında ciddi bir yetenek açığı olduğunu gösteriyor.
Rapora göre, okullarda yapay zekâ kullanımı söz konusu olduğunda, öğrencilerin %27'si geri kaldığını hissediyor. Düşük gelirli ailelerden gelen öğrenciler ise varlıklı akranlarına kıyasla yapay zekâ yetenek açığı konusunda daha fazla risk altında bulunuyor. Türkiye'deki öğrenciler ise %39 oranla bu endişeyi en fazla duyan öğrenciler olarak dikkat çekiyor.
Diğer yandan, ankete katılan öğrencilerin %74'ü yapay zekânın profesyonel yaşamlarında önemli bir rol oynayacağına inanıyor. Türkiye'de okuyan öğrencilerin ise bu konuda en güçlü görüşe sahip grup olduğu görülüyor. Türk öğrencilerin %85'i yapay zekânın geleceklerindeki rolüne değinirken, %81'i yapay zekâya erişimi akademik başarıyla ilişkilendiriyor.
Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, şunları söyledi:
"Yapay zekânın akademik performansı artırma ve öğrenme süreçlerini iyileştirme potansiyeli geniş çapta kabul görüyor, ancak benimsenmesiyle birlikte bazı zorluklar ortaya çıkıyor. Okullar, eğitimciler, STK'lar ve politika yapıcılar, sürekli gelişmekte olan bu alanda bir yol haritası belirleyebilmek için rehberliğe, kapsamlı eğitim programlarına ve sağlam çerçevelere ihtiyaç duyuyor. Global Vodafone Vakfı'nın hazırladığı bu rapor, Avrupa'daki öğrencilerin eğitimde yapay zekâya ilişkin bakış açılarını, karşılaştıkları zorlukları ve beklentilerini ortaya koyuyor. Ayrıca, belirlenen önemli eksiklikleri ve fırsatları ele almak, yapay zekânın sadece bir araç değil, eşitlikçi, etkili ve kapsayıcı bir öğrenim süreci için dönüştürücü bir güce sahip olduğu bir geleceği şekillendirmek için eyleme geçilmesini teşvik ediyor. Yapay zekâ eğitimi konusunda biz de Türkiye'de önemli çalışmalar yapıyoruz. Habitat Derneği ortaklığında başlattığımız 'Yapay Zekâ Yıldızları' projesiyle, 11-14 yaş arası ortaokul ve 14-18 yaş arası lise öğrencilerinin yapay zekâ ile buluşmasını sağlıyoruz. Bu öğrencilerimiz, yapay zekâ konusunda çeşitli araçlarla içerik, pilot tasarımlar, prototipler üretebiliyor. Bu projeyle, ilk yılda toplam 35 bin öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz."
Yeterli kaynak sağlanmıyor
Okullarda yapay zekâ ve dijital araç entegrasyonunun bir dönüm noktasında olduğunu gösteren rapora göre, yapay zekânın potansiyelinin eğitim sektörü tarafından genel olarak kabul edilmesine rağmen sınıflarda henüz tam olarak ya da adil bir şekilde kaynak sağlanmıyor. Düşük gelirli ailelerden gelenler için yapay zekâ bağlantısına ve araçlarına erişimde eşitsizlikler bulunuyor. Avrupa eğitim sektöründe yapay zekâ yeteneklerinde, ilgili içeriklerde ve rehberlik konularında eksiklikler görülüyor. Çocuklar, yapay zekânın yol açabileceği adaletsizlik ve eşitsizlikten endişe duymakla birlikte, bu teknolojinin öğrenmeye sağlayacağı inovatif yaklaşımlar konusunda iyimserliğini koruyor.
Türkiye sonuçları
Raporda Türkiye ile ilgili öne çıkan diğer sonuçlar şöyle:
" Türk öğrencilerin %34'ü, yapay zekâyı kişiselleştirilmiş öğrenim yollarının oluşturulması ve planlanması amacıyla kullanıyor. Ayrıca, öğrenme süreçlerine yön vermek için yapay zekâ tarafından oluşturulan interaktif ve uyarlanabilir içerik kullanımının %41 ile Türkiye'de son derece yaygın olduğu görülüyor.
" Türk öğrencilerin okulda yapay zekâ kullanımı için en fazla desteği aldığı görülüyor. Türk öğrencilerin %67'si öğretmenlerinden, %78'i sınıf arkadaşlarından ve %77'si ebeveynlerinden yardım alıyor.
" Türk öğrencilerin %53'ü, yapay zekâya ilişkin düzenlemelerin öncelikli olarak okullar tarafından belirlendiğini belirtiyor.
" Türk öğrencilerin %73'ü, okuldaki performansını iyileştirmek için yapay zekâyı nasıl kullanacağını biliyor ve bu sayede günlük hayatında yapay zekâ kullanımında başarılı oluyor.
" Türk öğrencilerin %42'si, yapay zekâ tarafından üretilen cevapları iyileştirmek için doğru ve net bir şekilde formüle edilmiş soru ve komut oluşturma becerisi geliştirmeye öncelik veriyor.
" Türk öğrencilerin %52'si, sınavlarda yapay zekâ kullanımına izin verilmesi gerektiğine inanıyor. Bu da yapay zekânın akademik ortamlara entegre edilmesi fikrine karşı açık ve istekli olduklarını vurguluyor.
" Yapay zekânın etkileriyle ilgili en fazla endişeyi Türk öğrenciler duyuyor. Türk öğrencilerin %64'ü özellikle Deep Fakes ile zorbalığa maruz kalmaktan endişe ediyor.
" Türk öğrencilerin %49'u, yapay zekâyı kendi avantajlarına kullanmak için sınıf arkadaşlarından daha az fırsata sahip olmaktan korktuklarını belirtiyor.
Yetkilileri göreve çağırıyor
Global Vodafone Vakfı, "Connecting for Good" stratejisi doğrultusunda yürüttüğü Skills Upload Jr Programı ile Avrupa çapında 9 ülkede kamu kurumları, okullar ve öğrencilerle işbirliği yaparak dijital eğitime bütünsel bir yaklaşım kazandırıyor. Yapay zekâyı eğitime entegre etmek için daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşıma ihtiyaç olduğuna inanan Vakıf, öğrencilerin yapay zekâyı öğrenip gelecekteki başarılarına yönelik bir araç olarak benimsemesi ve aynı zamanda bu konudaki güvenlik endişelerinin, önyargıların ve eşitsizliklerle ilgili konuların aşılmasını sağlayacak etik yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi için karar vericileri, eğitimcileri ve teknoloji sağlayıcılarını göreve çağırıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin öncü jean ve hazır giyim markası Mavi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde herkesi "Adım Eşitlik" isimli farkındalık hareketine katılmaya davet ediyor. Atılacak adımların sağlık ve sağduyu uygulaması Helpsteps üzerinden fırsat eşitsizliği yaşayan kadınları güçlendiren Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'na (KEDV) bağışlanacağı kampanyada marka, toplumu harekete geçirme gücünü milyonlara yaymayı ve kadın-erkek eşitliğine dair farkındalığı artırmayı hedefliyor. Mavi ekosisteminden başlayarak büyüyecek kampanyada, ilk aşamada 1 milyar adım hedefleniyor.
"1 milyar adım için sahanın gücünü arkamıza alıyoruz"
Mavi CEO'su Cüneyt Yavuz'un projeyle ilgili şunları söyledi: "Mavi olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, "Adım Eşitlik" farkındalık hareketini başlatıyoruz. Tüm dünyadaki 5 merkez ofisimiz ve 480 mağazamızdaki 6000'e yakın çalışanımızla, daha eşit bir dünya için 1 milyar adım atma ve Helpstep işbirliğiyle adımlarımızı KEDV'e bağışlama sözü verdik. Mağazalarımızda halihazırda her gün binlerce adım atan çalışma arkadaşlarımız, bu iddialı hedefe giderken sahanın gücünü arkamızda hissetmemizi sağlıyor. Dahası, bu upuzun yolu birlikte yürüyebileceğimiz milyonları da yanımıza davet ediyoruz. %60 kadın çalışan, %53 kadın yönetici oranı ve yönetim kurulunda %50 kadın temsiliyetiyle iş dünyasında fark yaratan bir marka olarak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz."
Bağış miktarını ikiye katlayacak
Mavi çalışanlarıyla başlayan farkındalık hareketine müşterileri, paydaşları, iş ortakları başta olmak üzere tüm Mavi dostlarını dahil etmeyi planlayan marka, 3 ay boyunca atılacak adımlara karşılık gelen bağış miktarını ikiye katlama sözü veriyor. Bunun için tek yapılması gereken, Helpsteps uygulamasını indirip, Mavi davet kodunu girmek ya da işbirliği sekmesinden Mavi Adım Eşitlik Projesi'ni seçerek kampanyaya dahil olmak. Daha çok adım daha çok destek demek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
WWF'in iklim krizi ve doğa kayıplarına dikkat çekmek için 2007'den bu yana gerçekleştirdiği küresel etkinlik Dünya Saati, 22 Mart 2025 Cumartesi günü “Dünya için bir Saatini Ver” çağrısıyla düzenlenecek.
190'dan fazla ülkede milyonlarca insanın katılımıyla gerçekleşecek etkinlik kapsamında dünya genelinde anıtlar ve kurumlar 20.30 - 21.30 saatleri arasında ışıklarını kapatacak. Bireysel ve kurumsal katılımcılar da Dünya Saati sayfasından seçecekleri geleceğe zaman kazandıracak bir etkinlik ile dünya için bir saatlerini ayıracak.
Ülkemizde WWF-Türkiye'nin öncülük ettiği Dünya Saati kapsamında çok sayıda anıt, kurum, spor kulübü, üniversite, belediye ve kamu kuruluşu ışıklarını kapatarak ya da gezegenimiz için faydalı bir etkinlik ile geleceğimize umut ve ilham ışığı olma çağrısına kulak verecek.
WWF'in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) çağrısıyla her yıl Mart ayında küresel katılımla düzenlenen Dünya Saati, bu yıl 22 Mart Cumartesi akşamı 20.30 - 21.30 saatleri arasında gerçekleşecek. Dünyanın dört bir yanındaki anıtlar ve kurumlar derinleşen doğa kayıpları konusunda farkındalık yaratmak için 20.30 - 21.30 saatleri arasında dış aydınlatmalarını kapatacak.
Ülkemizde WWF-Türkiye'nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) öncülük ettiği etkinlik kapsamında her yıl olduğu gibi anıtların, kurumların, statların ve evlerin ışıkları bir saatliğine kapatılacak. Bu yıl 19'uncusu düzenlenecek etkinlik kapsamında bireyler, Dünya Saati sayfasından seçecekleri ya da kendilerinin kurgulayacakları gezegen dostu etkinlikler ile Dünya Saati'ne katılabilecek.
Türkiye'de Panasonic Electric Works Türkiye ana sponsorluğunda düzenlenen Dünya Saati'nde bireyler ve kurumlar Mart ayı boyunca diledikleri gün ve saatte birer saatlerini ayırarak dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanla birlikte gezegenimizin geleceğine zaman kazandırabilecek. Bu yıl 22 Mart Dünya Su Günü ile aynı tarihe denk gelen Dünya Saati'nde, su temalı mesaj ve etkinlikler ile “Su için bir Saatini Ver” çağrısı da yapılacak.
Dünya Saati'nde, bir saatini vererek geleceğe zaman kazandırmak isteyenler için ilgi alanlarına göre seçim yapabilecekleri atıksız yemek; doğa sohbetleri; doğada spor; kıyafet, kitap, eşya takası; akarsuların yolculuğunu takip gibi çok sayıda öneri yer alıyor. “Dünya için bir saatimi ayırıyorum ve daha fazlasını yapmak istiyorum” diyenler için WWF-Türkiye'nin doğa koruma çalışmalarına destek olarak Dünya Saati Bağış Sertifikası alma seçeneği de bulunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Boyner Grup, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırladığı yeni kampanyasında ‘Beni Unutma’ sloganıyla kadına yönelik şiddet konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, “Her yıl yüzlerce kadın hayatını kaybediyor. İsimleri bir süre haberlerde yer alsa da zamanla unutuluyor. Oysa unutmak, normalleşmeye kapı aralamak demek. Biz Boyner Grup olarak, kadına şiddete karşı duruşumuzu her zaman olduğu gibi en yüksek sesle yinelemek istiyoruz: Kadına şiddet son bulana dek; unutmak yok” ifadelerini kullandı.
2009 yılından bu yana 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde hayata geçirdiği çalışmalarla toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken Boyner Grup, bu yıl da güçlü bir kampanyaya imza attı. ‘Beni Unutma’ sloganıyla hazırlanan filmde, Türkiye’nin farklı bölgelerinden kadınlar, hiç tanımadıkları kadınların isimlerini farklı yerlere işliyor: Bir gazete sayfasında, bir afişte, bir okul defterinde, bir yorganın nakışında, bir taşın üzerine yazılmış isimlerde… Sezen Aksu’nun Beni Unutma şarkısının eşlik ettiği duygusal kareler, kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların unutulmaması gerektiğini güçlü bir şekilde hatırlatıyor.
“Eşitlik için farkındalık yaratmayı sorumluluk olarak görüyoruz”
Kadınların maruz kaldığı sorunları yüksek sesle dile getiren kampanyalar gerçekleştirdiklerini belirten Ümit Boyner, şunları söyledi: “Boyner Grup’un DNA’sında eşitlik var ancak toplumsal cinsiyet eşitliği meselesini sadece kendi kapımızın önünü süpürerek halledemeyiz. Eşitlik bir kurum kültürünün ötesinde, tüm toplumun sorumluluğu. Bu yüzden biz Boyner Grup olarak, her yıl daha güçlü bir şekilde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık yaratmayı görev biliyoruz.
“Unutmamak ve unutturmamak bu mücadelenin en önemli unsuru”
Kadına yönelik şiddet her yerde; evde, iş yerinde, sokakta, dijital dünyada… Şiddetin her türüne karşı mücadele etmek, kadınların görünürlüğünü artırmak ve adaletin sağlanmasını talep etmek hepimizin sorumluluğu. Oysa biz, kadın ve erkeğin insan haklarında, hukukun önünde, eğitim ve iş yaşamında eşit olduğu bir Türkiye’nin hayalini kuruyoruz. Sezen Aksu’nun Beni Unutma şarkısının bu filmde yer almasının bu yüzden özel bir anlamı var. Çünkü unutulmamak, hatırlamak ve hatırlatmak bu mücadelenin en önemli unsurlarından biri. Kadına yönelik şiddetin son bulması için sadece adalet istemek yetmez, aynı zamanda kaybedilen kadınların isimlerini yaşatmak, hikayelerini unutturmamak gerekir. Bu film, sadece bir anma değil, aynı zamanda toplumsal hafızayı canlı tutmak için bir çağrı. Unutulan her isim, gelecekte bir başka kadının şiddete maruz kalmasının nedeni.”
Boyner Grup, 8 Mart kampanyasıyla ulusal televizyon kanallarında, dijital platformlarda ve açık hava mecralarında geniş kitlelere ulaşarak farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin yanı sıra Dünya çapında hayata geçirdiği seçkin ve zamansız gayrimenkul projeleriyle geleceği tasarlayan Bilgili Holding’in prestijli projelerinden The Fifth Miami, Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri (International Property Awards) tarafından “2024 ABD’nin En İyi Ofis Mimarisi” ödülünü kazandı. Bizzi + Bilgili ve Sumaida + Khurana ortaklığıyla geliştirilen, tasarımını dünyaca ünlü mimar Alberto Campo Baeza'nın yaptığı The Fifth Miami, sadelik, saflık ve zarafetin öne çıktığı özgün mimari görünümüyle modern ofis deneyimini yeniden tanımlıyor. Bilgili Holding’in uluslararası arenada yankı uyandıran projesi, tasarımıyla olduğu kadar nitelikleri ve kalitesiyle de ABD’de türünün ilk örneği olma özelliğini taşıyor.
Gayrimenkul geliştirme, yatırım, turizm ve küresel varlık yönetimi alanlarında Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Bilgili Holding, öncülük ettiği güçlü gayrimenkul projeleriyle ABD dahil olmak üzere uluslararası arenada yankı uyandırmaya devam ediyor.
İkonik gayrimenkul projeleri geliştirme, rafine yasam kültürleri yaratma konusundaki tutkusu, essiz bilgi birikimi ve mükemmeliyetçi yaklaşımı ile öne çıkan Bilgili Holding, dünyanın dört bir yanından önemli yatırımcılar aracılığıyla yaratıp yönettiği fonlar, dünyaca ünlü markalarla yaptığı ortaklık ve iş birlikleriyle küresel arenada seçkin projelere hayat veriyor. Ticari ofis ve perakendeden lüks konaklama, konut ve karma kullanımlı projelere kadar geniş bir gayrimenkul portföyüne sahip olan Bilgili Holding, uluslararası gayrimenkul pazarındaki etkinliğini, prestijli bir ödülle daha da güçlendirdi.
Özgün mimari görünümüyle modern ofis deneyiminin yeniden tanımlıyor
Bilgili Holding’in ABD’deki prestijli projelerinden biri olan ve daha önce “Florida’nın En İyi Ofis Mimarisi” ödülünü kazanarak dikkatleri üzerine çeken The Fifth Miami, mimari başarısıyla önemli bir ödülün daha sahibi oldu. Bizzi + Bilgili ve Sumaida + Khurana ortaklığıyla geliştirilen ve mimari başarısıyla takdir toplayan The Fifth Miami, Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri (International Property Awards) tarafından “2024 ABD’nin En İyi Ofis Mimarisi” ödülünü kazandı. Dünyaca ünlü İspanyol mimar Alberto Campo Baeza tarafından tasarlanan proje, özgün mimari görünümü ve sahip olduğu özelliklerle modern ofis deneyimini yeni bir seviyeye taşıyor.
“Dünyaca ünlü markalarla birlikte seçkin projelere hayat veriyoruz”
Gerek Türkiye ve gerekse dünyada hayata geçirdikleri seçkin ve zamansız gayrimenkul projeleriyle geleceği tasarladıklarını belirten Bilgili Holding CEO’su Sinan Temo, şunları söyledi:
“Bilgili Holding olarak toplumlar için ekonomik, kültürel ve çevresel değerler yaratmanın yanında, gelecek kuşaklar için de sürdürülebilir değerlerin taşıyıcısı olma bilinciyle hareket ediyoruz. Ülkemizin yanı sıra yurt dışında da dünyaca ünlü markalarla iş birlikleri geliştirerek seçkin projelere hayat veriyoruz. Mimari niteliklerinin yanı sıra eşsiz işçilik ve kaliteyi bir arada sunan The Fifth Miami, Bizzi + Bilgili ve Sumaida + Khurana ortaklığıyla geliştirildiğimiz çok önemli bir ofis projesi. Dört markanın da vizyon ve yaklaşımına sahip olan bina, sanatsal değere ve üstün kaliteye sahip almanın yanında, aynı zamanda çevreye de değer katan bir proje niteliği taşıyor.
The Fifth Miami, Amerika’da türünün ilk örneğini oluşturuyor
Miami şehrinin ruhunu yansıttığına inandığımız bu proje, sade, düzenli, çok şeffaf ve aydınlık bir bina olarak tasarlandı. Projemiz, günümüz mimarlık dünyasının en büyük isimlerinden biri ve alanında sayısız ödülün sahibi Alberto Campo Baeza tarafından tasarlandı. The Fifth Miami için basit bir beyaz küple tasarıma başlayan mimar, bu saf, geometrik formu, değerli beyaz mermer, şeffaf cam ve temiz beyaz kontrplakla örtülmüş heykelsi bir mücevher kutusuna dönüştürdü. Ödüllü iç tasarımcılar Gabellini Sheppard, yönetici mimar Cube3 ve peyzaj tasarımcıları Urban Robot'un da katkılarıyla mükemmeli hedefleyen The Fifth Miami, bir ofisten daha fazlasını sunuyor. Yerel manzarayı kucaklayan ve insanların içinde çalışmayı dört gözle beklediği bir ortama sahip proje, modern ofis deneyiminin adeta yeniden tanımlıyor. Ayrıca olağanüstü zanaat ve kaliteye sahip yapısıyla da Amerika Birleşik Devletleri'nde türünün ilk örneğini oluşturuyor.
Sürdürülebilir ve sağlıklı bir çalışma ortamı olarak tasarlandı
Miami’deki canlı ve enerjik hayatın merkezinde 5. bölgede konumlanan projemiz, çalışanların üretkenliği yükseltmek ve ilham vermek amacıyla yüksek kalitede uyumlu bir ortam şeklinde tasarlandı. Her ofis katında tabandan tavana cam olan tasarımı sayesinde bol miktarda doğal ışık alan bina, okyanusun ve çevredeki alanın eşsiz manzarasına sahip. The Fifth Miami, sürdürülebilir ve sağlıklı bir çalışma ortamı yaratma taahhüdüyle LEED sertifika standartlarına göre tasarlandı. Yine çevre dostu malzemeler ve inşaat yöntemleri, yüksek enerji verimliliği, azaltılmış su tüketimi ve iyileştirilmiş hava kalitesiyle A+ sınıfı bir bina olarak inşa edildi.
Dolayısıyla bu denli özel niteliklere sahip bu projenin, ‘Florida’nın En İyi Ofis Mimarisi’ ödülünün ardından bu kez ‘ABD’nin En İyi Ofis Mimarisi’ ödülünü kazanması bizler için çok anlamlı, ancak şaşırtıcı değil diyebilirim. Bilgili Holding olarak küresel gayrimenkul pazarındaki etkinliğimizi, bu pazarın en önemli merkezlerinden biri konumundaki ABD, Miami’de bir kez daha gözler önüne seren bu projemizin, koleksiyonuna yeni ödüller eklemeye devam edeceğine inanıyorum.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Türkiye Grubu, toplumsal cinsiyet eşitliğine verdiği önemin bir göstergesi olarak hayata geçirdiği “ellegrand” projesi ile “Kadın Dostu Markalar 2025 Farkındalık Ödülleri” kapsamında “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kategorisinde ödül kazandı.
Kadın Dostu Markalar Platformu’nun 2021 yılından bu yana toplumsal cinsiyet eşitliği bilincine hizmet eden ve kadın gücünü destekleyen markaları ödüllendirdiği “Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri” sahiplerini buldu. Legrand Türkiye Grubu, ellegrand projesi ile “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kategorisinde Kadın Dostu Markalar 2025 Farkındalık Ödülü’nün sahibi oldu. Törende ödülü Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk aldı.
“Kız Çocuklarının Mühendisliğe Olan İlgisini Desteklemeyi Hedefledik”
Kapsayıcılık ve çeşitliliği kucaklayan bir grup olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamayı önceliklerinden biri olarak kabul ettiklerini dile getiren Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk, “Toplumsal cinsiyet eşitliğini, sadece iş dünyasında değil, toplumun her alanında güçlenmesi gereken temel bir değer olarak görüyoruz. Legrand Türkiye Grubu olarak, bu anlayışla hayata geçirdiğimiz ellegrand projesi ile sektörümüzde kadın istihdamını artırmayı, kız çocuklarının mühendisliğe olan ilgisini desteklemeyi ve toplumsal farkındalığı güçlendirmeyi hedefledik. Bu doğrultuda, eğitim sektörüyle iş birlikleri geliştiriyor, genç kadınlara kariyer yolculuklarında rehberlik edecek mentorluk programları sunuyor ve çalışanlarımıza toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirme seminerleri düzenliyoruz. Ayrıca, lise ve üniversite düzeyinde farkındalığın artırılmasının, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir dönüşüm yaratacağına inanıyoruz. ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ ödülüne layık görülmek, bu alandaki kararlılığımızın bir göstergesi. Bu değerli ödül, bizleri daha kapsayıcı ve eşit bir gelecek inşa etme yolunda motive ediyor. Legrand Türkiye Grubu olarak, bu anlamlı projeyi hayata geçirme sürecinde en büyük destekçimiz ve platformumuzun sponsoru olan Ülke Müdürümüz ve CEO’muz Levent Ilgın’a özel olarak teşekkürlerimizi sunarız.” açıklamalarında bulundu.
Legrand Grup Hakkında:
Merkezi Fransa’da bulunan Legrand, bina, elektrik ve dijital altyapıları için ürün ve sistemler konusunda uzmandır. 180 ülkeyi kapsayan ticari faaliyetleri, 40 binden fazla çalışanı ve yaklaşık 300 bin farklı ürün referansına sahip Legrand Grup’ un konutlar, ticari ve endüstriyel yapılar için komple sistem çözümleri bulunmaktadır. Konutlar, ticari ve endüstriyel yapılar için trafo, şalt ürünleri, dağıtım panoları, kesintisiz güç kaynağı, kablo taşıma sistemleri, anahtar priz, ev otomasyon sistemleri, acil durum aydınlatma ürünleri, yapısal kablolama ve aydınlatma kontrol sistemlerine kadar uçtan uca komple sistemler sunmaktadır.
Legrand Grup, 1990 yılında Türkiye'deki faaliyetlerine başlamış olup Legrand Türkiye Grubu olarak halen 1000'in üzerinde çalışanıyla Gebze'de bulunan 2 fabrika ve Ümraniye'deki Genel Müdürlük kampüslerine ek olarak bölge müdürlükleriyle faaliyetini sürdürmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Endonezya’nın başkenti Jakarta, Türk mühendislerinin öncülüğünde hayata geçirilen kapsamlı bir ulaşım projesine ev sahipliği yapıyor. Şehrin yıllardır süregelen trafik sorununa çözüm sunmak amacıyla geliştirilen Dinamik Kavşak Yönetim Sistemi (CHAOS) projesinin üçüncü aşaması başarıyla tamamlandı. Projenin ilk iki aşamasını da üstlenen ISSD A.Ş., Jakarta’nın trafik altyapısını modernize ederek ulaşım verimliliğini artırmaya devam ediyor.
CHAOS ile Trafikte Akıllı Çözümler
Faz 3 kapsamında, 25 yeni kavşakta Dinamik Kavşak Kontrol Sistemi (CHAOS) devreye alındı. ISSD A.Ş. mühendisleri tarafından geliştirilen bu sistem, kavşaklardaki trafik yoğunluğunu gerçek zamanlı olarak analiz ederek sinyal sürelerini dinamik şekilde ayarlıyor. Bu sayede trafik sıkışıklığı önemli ölçüde azaltılırken, sürücülerin bekleme süreleri minimuma indiriliyor ve şehir içi ulaşım daha akıcı hale geliyor.
MANGO-HUB ile Büyük Veri Destekli Trafik Yönetimi
Projenin en dikkat çeken unsurlarından biri de MANGO-HUB büyük veri analiz platformunun devreye alınması oldu. Bu platform, şehir genelinde kurulan sensörlerden toplanan verileri analiz ederek, trafik akışını mikro ve makro düzeyde değerlendiriyor. Seyahat süresi ölçümleri ve OD analizleri ile ulaşım planlamasına önemli katkılar sağlanıyor.
CHAOS ile 65 Kavşakta Akıllı Trafik Yönetimi
ISSD, Faz 1’de 20 ve Faz 2’de 20 kavşakta CHAOS devreye aldıktan sonra, Faz 3 kapsamında 25 yeni kavşağı daha bu sistemle yönetmeye başladı. Böylece Jakarta’da toplam 65 kavşakta CHAOS aktif olarak kullanılmaya başlandı. Türk mühendisleri tarafından geliştirilen bu sistemler, sadece Jakarta’nın değil, dünyanın diğer metropollerinin de ulaşım planlamasında yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunuyor.
Jakarta’da Ulaşım Daha Güvenli ve Verimli
Jakarta’nın trafik altyapısını modernize eden bu çalışmalar, şehir içi ulaşımı daha güvenli, verimli ve sürdürülebilir hale getiriyor. Türk mühendislerinin imzasını taşıyan bu proje, Endonezya’da önemli bir değer yaratırken, uluslararası ölçekte de dikkat çekiyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.