Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Migros, Deniz Market teknesi ile yaz sezonunu açarak Göcek koylarında hizmet vermeye başladı. Bu yıl Migros Deniz Market filosuna katılan “Deniz Market Turuncu” ile daha fazla koya haftanın 7 günü ulaşan Migros, hem tekneden hem sanal market üzerinden tatilcilere ve işletmelere taze meyve sebze ve taze balık dahil temel ihtiyaçları denizden ulaştırıyor.

 

Türkiye’nin ilk ve en büyük yüzen süpermarketi olma özelliği taşıyan Migros Deniz Market, yaz sezonunun başlamasıyla birlikte Göcek koylarında 10. kez demir aldı. Bu yıl filosuna eklenen ikinci teknesi “Deniz Market Turuncu” ile hizmet ağını genişleterek daha fazla koya ulaşmaya başlayan Migros, Ege koylarında müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını gerçek mağaza ortamında karşılıyor.

 

Toplam 45 metre uzunluğunda ve 168 metrekare satış alanına sahip Migros Deniz Market, deniz üzerindeki misafirlerine karadaki market konforunu sunarken; paketli meyve-sebze, taze balık, şarküteri, sıcak fırın ürünleri, dondurma, su, tekstil ve deniz malzemeleri dâhil olmak üzere 4.000’in üzerinde ürün seçeneğiyle alışveriş deneyimini denize taşıyor.

 

Bu sezon hizmete başlayan ikinci tekne “Deniz Market Turuncu”, 18 metre uzunluğu ve 50 metrekarelik satış alanıyla daha dar koylara kolayca manevra yapabilecek şekilde tasarlandı. Yaklaşık 1.500 ürün seçeneği olan Deniz Market Turuncu, Osmanağa, Akbükü, Kille, Büyükova, Yassıcalar Adası ve Göcek Adası gibi daha önce erişilemeyen koylara da ulaşım sağlıyor.

 

Ulaşılabilir hizmete büyük ilgi

Migros Güney Ege Bölge Direktörü Ekrem Yıldız, “Deniz Market hizmetini, Migros’un ‘ulaşılabilirlik’ vizyonunun bir parçası olarak başlattık. Bugün hâlâ bu büyüklükteki teknemizle Türkiye’nin ilk ve en büyük deniz marketiyiz. İkinci tekneyle birlikte daha önce erişilemeyen koylarda da hizmet veriyoruz. Teknede ihtiyaç duyulabilecek tüm ürünlerin yanı sıra, Deniz Market’teki fırınımızda hazırlanan, günlük olarak üretilen börek ve ekmek gibi fırın ürünlerini de 22.00’ye kadar sıcak olarak satışa sunuyoruz. Deniz Market ile sağladığımız hizmetlerin tatilcilerden ve işletmelerden gördüğü ilgiden mutluyuz” dedi.

 

İster Deniz Market mağazasından ister Migros Sanal Market üzerinden sipariş ile denizde alışveriş kolaylığı

Migros Deniz Market, yaz boyunca haftanın 7 günü hizmet veriyor. Ayrıca alışverişlerini kendisi yapmak isteyen müşteriler, +90 541 456 34 56 ve +90 530 918 08 11 numaralı telefonlardan iletişime geçerek botla mağazaya taşınıyor, alışverişlerini yaptıktan sonra yine botlarla teknelerine ulaştırılıyor. Dileyen müşteriler ise Migros Sanal Market üzerinden sipariş vererek ürünlerini direkt teknelerine teslim alabiliyor. Ayrıca, mağazanın konumu denizcilerin kullandığı aplikasyonlarla uyumlu şekilde anlık takip edilebiliyor. Bu sayede Göcek koylarında tatil yapanlar, deniz üzerindeki bu market hizmetine kolayca ulaşabiliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'nin öncü yazılım firmalarından Innosa, performans esaslı program bütçeleme reformuna uyum sürecinde belediyelere özel danışmanlık hizmetleri sunarak kamu yönetiminde verimlilik, şeffaflık ve mevzuat uyumunu güçlendiriyor.

24 Eylül 2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan değişiklikle birlikte, mahalli idareler için performans esaslı program bütçeleme sistemine geçiş zorunlu hale gelmişti. 2026-2028 dönemine yönelik olarak hazırlanan yeni bütçe rehberi, kamu kaynaklarının stratejik hedeflerle uyumlu, çıktı ve sonuç odaklı, ölçülebilir performans göstergelerine dayalı bir sistemle yönetilmesini öngörüyor. Bu kapsamda bütçe hazırlık süreçleri “Program - Alt Program - Faaliyet” düzeyinde yapılandırılacak; kaynak tahsisi, performans bilgileri ve sonuçların izlenmesi ön planda olacak.

Innosa, bu kapsamda, mahalli idarelerin yeni sistemle uyumlu bütçe ve performans programları hazırlamalarına yönelik tüm süreçleri kapsayan danışmanlık hizmetini hayata geçiriyor.

Innosa'nın hizmetleri arasında; stratejik plan ile bütçe ilişkilerinin kurulması, program/alt program/faaliyet hiyerarşisinin oluşturulması, performans göstergelerinin geliştirilmesi, analitik bütçe sınıflandırmasıyla entegrasyonun sağlanması, kurum içi eğitimlerin verilmesi ve örnek uygulamalarla süreçlerin pekiştirilmesi yer alıyor. Ayrıca kurumların bu yapısal dönüşümü etkili şekilde yönetebilmesi için teknik rehberlik, mevzuat desteği ve dijital geçiş danışmanlığı da hizmet kapsamında bulunuyor.

Innosa Genel Müdürü Mustafa Özer konuyla ilgili şunları söyledi: “Performans esaslı bütçeleme, yalnızca bir zorunluluk değil; şeffaflık, hesap verebilirlik ve kaynak verimliliği açısından da büyük bir fırsat sunuyor. Yerel yönetimlerin bu dönüşüme hazırlıklı olabilmeleri için mevzuata hâkimiyet, dijital yetkinlik ve kurum içi kapasitenin artırılması şart. Biz de bu noktada, teknik bilgiyle sahadaki uygulamayı buluşturuyor, denetim odaklı değil rehberlik temelli bir yaklaşımla belediyelere güç katıyoruz.”
 

İlgili Kişi
Beril Tuncay
Marjinal Porter Novelli
[email protected]
0532 054 5538
 
Innosa Yazılım Teknolojileri hakkında
1998 yılında kurulan Innosa, bilişim sektöründe orta ve büyük ölçekli kurumlara yönelik proje geliştirmek amacıyla kurulmuş bir yazılım firmasıdır. Genellikle kurumsal pazara odaklanan firma, müşterilerinin taleplerine yönelik olarak; yazılım geliştirme, yapay zeka, danışmanlık, özel proje geliştirilmesi, sistem ve veri tabanı desteği sağlanması konularında hizmet vermektedir. Belediye Bilgi Yönetim Sistemleri konusundaki ciddi tecrübesiyle büyükşehir, il ve ilçe belediyelerinde Akıllı Kent Yönetim Sistemi kurma çalışmalarını yürütmektedir.
 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yalıtıma yapılacak her yatırım hem bugünün kaynaklarını koruma hem de gelecek nesillerin yaşam kalitesini güvence altına alma açısından kritik önem taşıyor. Enerji politikaları, ekonomik istikrar, çevre güvenliği ve halk sağlığı ile doğrudan bağlantılı olan yalıtım uygulamaları, bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığında Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında etkili bir rol oynuyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 15 milyar dolarlık enerjinin ısı yalıtımı olmayan binalar nedeniyle boşa harcandığına dikkat çeken Ravago Bina Çözümleri Türkiye Direktörü Alper Doğruer, bütüncül olarak ısı, su, ses ve yangın yalıtımının enerji verimliliğini, ekonomik sürdürülebilirliği, yapı güvenliğini, insan sağlığını ve konforunu doğrudan etkilediğine dikkat çekiyor. Yalnızca ısı yalıtımlı binalar sayesinde ülke genelinde enerji faturalarında yüzde 15’e varan tasarruf sağlanabildiğini vurgulayan Doğruer, “Özellikle doğalgaz tüketiminde her yıl rekor kıran Türkiye için bu durum, çevresel risklerin azaltılması açısından hayati önem taşıyor” diyor.

 

Artan enerji maliyetleri, iklim krizine bağlı çevresel baskılar ve kentleşmenin getirdiği yaşam konforu ihtiyacı, binalarda yalıtımı hayati öneme sahip bir konu haline getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanan verilere göre binalarda enerji verimliliğini artırmak, Türkiye’nin enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltmak açısından stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Tam da bu noktada Ravago Bina Çözümleri Türkiye Direktörü Alper Doğruer, enerji tasarrufunu, yapı güvenliğini ve insan konforunu artırarak her anlamda sürdürülebilirliği sağlamak için bir bütün olarak ısı, su, ses ve yangın yalıtımının temel öncelikler arasına alınması gerektiğine vurgu yapıyor.

 

Kaliteli yalıtımla yılda 15 milyar dolarlık enerji tasarrufu mümkün

Bugün Türkiye’de ısı yalıtımı olmayan binalar nedeniyle her yıl yaklaşık 12 ila 15 milyar dolarlık enerjinin boşa harcandığına dikkat çeken Alper Doğruer; “Kış aylarında fazladan ısıtılan, yazın ise aşırı soğutulan binalar, enerji tasarrufu sağlamanın önündeki en büyük engellerden biri olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda yalnızca ısı yalıtımlı binalar sayesinde ülkemizin toplam enerji faturasından en az yüzde 15 oranında tasarruf sağlanabilir. Yalıtımsız binaların yol açtığı enerji kayıpları, devlet bütçesi üzerinde de önemli bir yük oluşturuyor. 2022 yılında yalnızca vatandaşlara sağlanan enerji desteği 270 milyar TL’ye ulaştı. Bu destek, hükümetin bütçesinde yaklaşık 16,5 milyar dolarlık bir açık oluşmasına yol açtı. Oysa uzun vadede doğru yalıtım uygulamalarıyla hem enerji tüketimi hem de bu tür sosyal destek ihtiyaçları azaltılabilir. Son yıllarda Türkiye’de doğalgaz tüketimi rekor seviyelere ulaştı. Doğalgazda yüzde 99 oranında dışa bağımlı olduğumuzu düşündüğümüzde, bu durum hem dışa bağımlılığı artırıyor hem de çevresel riskleri büyütüyor. Bu çerçevede, Avrupa Birliği’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda Türkiye’de de ısı yalıtımlı bina sayısının artırılması büyük önem taşıyor” dedi.

 

Yalıtım, bina güvenliğinin en kritik unsurlarının başında geliyor

Yalıtımın yalnızca enerji açısından değil, bina güvenliği açısından da kritik rol oynadığına vurgu yapan Alper Doğruer; “Uygun yalıtım yapılmadığında elektrik sistemlerinde arızalar, su tesisatlarında kaçaklar, yangın riski, halk sağlığını etkileyen faktörler ve hatta bina ömrünün kısalması gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu noktada özellikle yangın yalıtımı, can ve mal güvenliğinin korunmasında kilit öneme sahip. Doğru malzeme seçimi ve standartlara uygun uygulamalarla yangının yayılma hızı kontrol altına alınabiliyor, olası can kayıpları ve maddi zararlar azaltılabiliyor. Öte yandan su yalıtımı ise yapıların toprağa oturan ve tüm ağırlığını taşıyan bölümlerini su ve nemin yaratacağı korozyona karşı korur. Böylece daha sağlam ve sürdürülebilir şehirler inşa edilmiş olur. Yalıtımın önemli diğer bir başlığı ise ses yalıtımı. Halk sağlığı ile doğrudan ilgili olan ses yalıtımı için 2018 yılında çıkarılan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Yönetmeliği, 2 bin metrekare üzerindeki tüm binalarda akustik rapor alınmasını zorunlu hale getirdi. Ancak sahada bu yönetmeliğe uyumun hâlâ yeterli düzeyde olmadığı görülüyor. Özellikle konutlarda katlar arası ve komşu daireler arasındaki ses geçişlerinin engellenmesi, pandemi sonrası dönemde evde geçirilen sürenin artmasıyla daha da önemli hale geldi. Bu noktada Ravago Bina Çözümleri olarak, ürünlerimizle güvenli, sağlıklı, konforlu ve enerji verimliliği yüksek bir yapı stokuna katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Üstün kaliteye sahip yalıtım ürünlerimizle, tüm yönetmeliklerin gereksinimlerini eksiksiz bir şekilde karşılayan çözümler geliştiriyoruz. Yalnızca bugünün ihtiyaçlarını değil, gelecek nesillerin yaşam kalitesini de ön planda tutan bir yaklaşımla çalışıyoruz. Çevreye duyarlı duruşumuz sayesinde kullanıcıların konforunu yükseltirken aynı zamanda doğal kaynakların korunmasına da destek oluyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Ravago Bina Çözümleri Hakkında:

1961 yılında Belçika'da kurulan ve bugün 40'tan fazla ülkede 350'den fazla tesisiyle faaliyet gösteren Ravago Grubu'nun inşaat sektöründeki iş kolu olan Ravago Bina Çözümleri, güvenilir ve sürdürülebilir yalıtım ürünleriyle fark yaratıyor. ‘İnşaatın Kalbindeki Çözüm Ortağı’ olma misyonuyla yol alan Ravago Bina Çözümleri; ısı yalıtımı, yalıtımlı cephe çözümleri, çatı ve su yalıtımı, mekanik ve tesisat yalıtımının yanı sıra giydirme cepheler alanında da üstün kaliteli ürün ve çözümleriyle rakiplerinden ayrışıyor. Enerji verimli ve çevre dostu özellikleriyle dikkat çeken ürünleri sayesinde hem yerel hem de küresel pazarda tercih edilen Ravago Bina Çözümleri, Türkiye’nin en kaliteli membranını üretiyor. Taş yününde pazar lideri konumunda bulunan markanın yüksek standartlı ürün ve çözümleri, 6 kıtada 60’tan fazla ülkede inşaat projelerine değer katıyor. Türkiye çapında 8 bölge müdürlüğü ve 300'e yakın bayi ağıyla hizmet veren Ravago Bina Çözümleri, insan ve çevre odaklı politikaları çerçevesinde doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanmaya büyük önem gösteriyor.

www.ravagobuildingsolutions.com

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Türkiye'nin bölgedeki sağlık turizmi potansiyeline odaklanan bu organizasyon, Kazakistan ve çevre ülkelerle gelişmekte olan hasta yönlendirme iş birliklerini daha da güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu fuar, ALZ Grup'un bugüne dek Berlin, Frankfurt, Londra, Amsterdam Moskova ve Bakü gibi şehirlerde gerçekleştirdiği fuarların ardından düzenlediği 13. uluslararası sağlık turizmi fuarı olacak.
Sağlık turizminde 3 milyar doları aşkın gelir
Türkiye, 2024 yılında sağlık turizmi kapsamında 1 milyon 506 bin 442 uluslararası hastayı ağırlayarak 3 milyar 22 milyon doları aşkın gelir elde etti.
Bu başarıda diş, göz, ortopedi, kardiyoloji, onkoloji, plastik cerrahi ve beyin cerrahisi, medikal estetik ve saç ekimi gibi branşlarda sunulan yüksek kaliteli hizmetlerin etkisi büyük.
Ülkemiz, uluslararası JCI akreditasyona sahip 41 sağlık kuruluşuyla dünyada en çok tercih edilen sağlık destinasyonları arasında 7. sırada yer alıyor.
Kazakistan'dan her yıl 250 bin hasta yurtdışına gidiyor
Kazakistan'da her yıl yaklaşık 250 bin kişi tedavi amacıyla yurtdışına çıkıyor. Kazakistan vatandaşlarının en çok tercih ettikleri ülkeler arasında Türkiye öne çıkarken, hastaların ilgisi özellikle onkoloji, tüp bebek, göz sağlığı, estetik cerrahi ve kalp hastalıkları gibi branşlara yöneliyor.
 Almatı'da düzenlenecek Sağlık Turizmi Fuarı, Türk sağlık kurumlarının bu hasta kitlesiyle doğrudan buluşmasına imkân tanıyacak.
Cihat Alagöz: Kazakistan, sağlık turizminde doğal bir ortak
ALZ Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Alagöz, fuara ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Türkiye, uzun süredir Kazakistan ve bölge ülkeleriyle sağlık alanında güçlü iş birlikleri yürütüyor. Almatı'da gerçekleştireceğimiz bu fuar, yalnızca tanıtım amaçlı değil; doğrudan randevu, danışmanlık ve anlaşmaların yapılacağı, kalıcı bağların kurulacağı bir platform olacak. 13. fuarımızı bu bölgede düzenlemekten büyük memnuniyet duyuyoruz."
Fuar katılımcılarını bekleyen fırsatlar
" B2B ikili iş görüşmeleri:
 Fuar katılımcısı hastane ve klinikler, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Rusya, Güney Kore ve BAE'den gelen sağlık turizmi acenteleriyle doğrudan iş bağlantıları kuracak.
" B2C hasta görüşmeleri:
 Bölge halkı, fuar katılımcısı hastane ve kliniklerle bire bir görüşerek tedavi, fiyat ve süreç hakkında bilgi alabilecek

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyanın lider teknoloji şirketlerinden Lenovo, gençlerin üretken yapay zekâ araçlarını yaratıcı şekilde kullanma becerilerini desteklemek amacıyla bu yıl ilk kez düzenlediği Lenovo Yapay Zekâ Maratonu’nu hayata geçirdi. Geçen aylarda ilki düzenlenen yarışmada öğrenciler, Lenovo’nun “Senin auran sınırsız” kampanyasından ilhamla, pazarlama ve iletişim alanlarında yapay zekâ çözümlerini nasıl etkin kullanabileceklerini projelerle ortaya koydu.

BİLGİSAYAR ve HPC (High performance computing) alanında dünyada ve Türkiye’de önde gelen teknoloji lideri Lenovo, gençlerin yapay zekâ temelli üretim becerilerini geliştirmelerine katkı sunmak amacıyla Yapay Zekâ Maratonu’nu başlattı. Bu yılki ilki düzenlenen yarışma Youthall iş birliğiyle düzenlenen ve bu yıl ilki düzenlenen yarışmaya 99 farklı okuldan ve 78 farklı bölümden toplam 325 başvuru oldu.

Erkek öğrencilerin kız öğrencilere oranla daha fazla katılım gösterdiği yarışmada üniversite öğrencileri, yüksek lisans öğrencileri ve yeni mezunlar; metin yazımı, video ve görsel içerik üretimi, ses tasarımı, interaktif deneyim yaratımı gibi pek çok alanda üretken yapay zekâ araçlarını kullanarak projeler geliştirdiler. Finale kalan adaylar, Lenovo Türkiye İletişim ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Banu Soyak’ın da aralarında olduğu, sektörün önde gelen isimlerinden oluşan jüriye projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda, birinci olan yarışmacıya Lenovo Yoga Slim 7i dizüstü bilgisayar, ikincilik alan yarışmacıya Lenovo Tab P12 tablet ve üçüncü olanaysa Lenovo Tab M11 tablet hediye edildi.

Sadece yarışma değil, geleceğe bir yatırım
Lenovo Türkiye İletişim ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Banu Soyak, yarışmanın geleceğe dönük vizyonunu şöyle değerlendirdi; “Lenovo Türkiye olarak sadece teknolojide değil, bu teknolojiyi kullanacak gençlerde de geleceği görüyoruz. Yarışmamızı, tek seferlik bir etkinlik olarak değil, gençlerin yapay zekâya olan ilgisini destekleyecek, onların bu uygulamalarla yenilikçi projeler üretme potansiyelini ortaya çıkarmak için sürdürülebilir bir gelişim platformu olarak kurguladık. İlk adımı atmış olmaktan mutluyuz ve devamı da gelecek. Çünkü Türkiye’deki gençlerin bu alanda söyleyecek çok sözü var. Legion serimizle performansı, cesareti ve oyunu temsil ediyorsak; bu maratonla da vizyonu, üretkenliği ve yaratıcılığı destekliyoruz.”

Lenovo Legion ile kreaktif potansiyele destek
Yarışma boyunca geliştirilen projelerde, özellikle yüksek performans gerektiren üretken yapay zekâ araçlarının kullanımını içerdiğinden, Lenovo Legion serisinin sunduğu güce dikkat çekildi. Legion 9i, Legion Pro 7i, Legion Slim 7i ve Legion 5 gibi modeller; yüksek işlem kapasitesi, gelişmiş grafik kartları ve soğutma sistemleriyle, genç yaratıcıların üretim süreçlerine kesintisiz destek sundu.

Lenovo, bu yarışmayla birlikte gençlerin teknolojiyi sadece tüketen değil, aynı zamanda dönüştüren ve yeniden tanımlayan bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor. Yapay zekânın sunduğu sınırsız olanakları, gençlerin sınırsız hayal gücüyle birleştirmeye yönelik bu vizyoner yaklaşım, önümüzdeki dönemde farklı projelerle de devam edecek.

 

Lenovo Hakkında

Lenovo, 57 milyar dolar gelirle dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden biridir. Fortune Global 500 listesinde 248. sırada yer alan Lenovo, 180 pazarda her gün milyonlarca müşteriye hizmet vermektedir. “Herkes için Daha Akıllı Teknoloji” vizyonuyla hareket eden şirket, dünyanın en büyük PC üreticisi olarak elde ettiği başarıyı; yapay zekâ destekli, yapay zekâya hazır ve yapay zekâya optimize edilmiş cihazlar (PC’ler, iş istasyonları, akıllı telefonlar, tabletler), altyapı çözümleri (sunucu, depolama, edge, yüksek performanslı bilgi işlem ve yazılım tanımlı altyapı), yazılım, çözüm ve hizmetlerden oluşan uçtan uca portföyüyle genişletmiştir. Lenovo’nun dünyayı değiştiren inovasyonlara yönelik süregelen yatırımları, herkes için daha adil, daha güvenilir ve daha akıllı bir gelecek inşa etmektedir. Lenovo Group Limited (HKSE: 992) (ADR: LNVGY) adıyla Hong Kong Borsası'nda işlem görmektedir. Daha fazla bilgi için https://www.lenovo.com adresini ziyaret edebilir, en güncel haberleri StoryHub üzerinden takip edebilirsiniz.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemi olarak faaliyet gösteren Aktif Bank, Amsterdam’da düzenlenen fintech zirvesi Money 20/20 etkinliğinde yer aldı. Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı ve Aktif Tech, UPT, PayNKolay Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Mustafa Öztürk, “Türkiye’nin en büyük finansal teknolojiler ekosistemi kimliğimizle, gündemi takip ettiğimiz ve geleceğe yönelik stratejik temaslarda bulunduğumuz bu etkinlikte yer almaktan çok memnunuz” dedi.

 

Amsterdam’da fintech ekosisteminin geleceğine yön veren Money 20/20’de bu yıl “Dijital DNA ve Finansal Sınırlar” temasıyla gerçekleşti. Dijital kimlik, gömülü finans, yapay zekâ ve yeni nesil düzenlemelerin ön plana çıktığı etkinlikte Türkiye’nin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemi kimliğiyle hareket eden ve iştirakleri Aktif Tech, UPT ve PayNKolay ile fuardaki yerini alan Aktif Bank, uluslararası arenada boy gösteren global iş ortaklarıyla temas kurdu ve önemli deneyimler elde etti. Aktif Bank Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Hakan Pürdeloğlu, Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kadir Mustafa Öztürk, Aktif Bank Müşteri Deneyimi ve İletişim Grup Başkanı Gamze Numanoğlu, Aktif Ventures Genel Müdürü Yasemin Evsahibioğlu ve UPT Genel Müdürü Murat Kastan Aktif Bank’ı temsilen etkinliği takip etti.

 

Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı ve Aktif Tech, UPT, PayNKolay Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Mustafa Öztürk, “Finans ve teknolojinin geleceğini şekillendiren bu global organizasyonun bir parçası olmak, bankamız ve bizim açımızdan çok kıymetliydi. Gerçekleştirdiğimiz görüşmeler ve temaslarla Aktif Bank ekosistemine yeni iş birliği fırsatları yaratacağımıza inanıyor ve tüm dünyada merakla takip edilen bir etkinliğin içinde bu yıl da yer almaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Türkiye'nin köklü tasarruf finansman modeli temsilcisi Fuzul, İstanbul İş İnsanları Derneği (İSTİNDER) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Brand Summit'te "Yılın Kurumsal Markası" ödülüne layık görüldü. Fuzul Tasarruf Finansman AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, iş, ekonomi, basın, televizyon ve cemiyet dünyasından önemli isimlerinin katıldığı prestijli törende ödülü bizzat teslim aldı.

33 yılı aşkın süredir finans sektörüne ve Türkiye ekonomisine değerli katkılar sunarken güvenilir ve istikrarlı bir büyüme sergileyen Fuzul, Zorlu Center Raffles Hotel'de düzenlenen törende aldığı prestijli bu ödülle sektördeki saygın konumunu taçlandırdı. BDDK denetimi altındaki bu alanda faaliyet gösteren sayılı şirketlerden biri olan Fuzul, şeffaf işleyişi ve müşteri odaklı yaklaşımıyla öne çıktı.
Ödül töreninde konuşan Eyüp Akbal, Fuzul adına bu anlamlı ödülü almaktan onur duyduğunu belirtti ve şunları ifade etti: "Bu ödül, Fuzul olarak tam 33 yıldır Türkiye ekonomisine ve on binlerce insanımızın hayallerine yaptığımız katkının bir nişanesidir. Uzun yıllardır tasarruf finansman modeliyle sürdürülebilir bir finansal erişim sağlamanın ve güven inşa etmenin sorumluluğunu taşıyoruz. Bu onur, tüm Fuzul ailesinin, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın ortak başarısıdır. 'Yeni Bir Finans' anlayışımızla, ülkemizin ve insanımızın yanında olmaya, adil finansal çözümler sunmaya devam edeceğiz."
Çeyrek asrı aşkın süredir Türkiye'nin dört bir yanında yüz binlerce kişiye ev, araç ve iş yeri finansmanı sağlayan Fuzul, 2024 yılında yaklaşık 30 bin kişiyi ev, araç ve iş yeri sahibi yaparken, 112 bin yeni müşteriyi de tasarruf finansman modeliyle tanıştırdı.
Fuzul, finansal şeffaflık ve yasalara tam uyum konusundaki hassasiyetiyle öne çıkıyor. Türkiye'nin 81 ilinde 127 şube ve 2000'i aşkın çalışanıyla erişilebilirliğe büyük önem veren Fuzul, dijitalleşmenin yanı sıra fiziksel ağını da genişletmeye devam ediyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  The Walt Disney Company, Disney+'ın yeni oluşturulan "İçeriklerden Sorumlu Başkan" pozisyonuna Angela Jain'in atandığını duyurdu. Disney'in son mali bilgilendirme toplantısında yapılan açıklamada, şirketin uluslararası pazarlara ve küresel içerik portföyünü tamamlayan yerel orijinal yapımlara yaptığı yatırımın, yayın platformunun büyümesindeki temel stratejik unsurlar arasında yer aldığı vurgulanmıştı. Bu plan dahilinde oluşturulan pozisyon yönetiminde Disney+, önümüzdeki dört yıl boyunca Avrupa genelinde yerel orijinal içerik üretimini artırarak içerik yelpazesini daha da genişletecek ve kalitesini artıracak.

Jain, Disney+ platformundaki orijinal yapımlara yönelik Disney'in EMEA bölgesindeki içerik stratejisine liderlik edecek. Bu görev, içerik yaratımı, prodüksiyon yönetimi, iş ilişkileri ve Disney+ orijinal yapımlarının satın alımlarını kapsıyor. Jain, Disney Televizyon Stüdyoları ve Küresel Orijinal Televizyon Stratejisi Başkanı Eric Schrier'a bağlı çalışacak.
Atamayla ilgili konuşan Schrier, şunları söyledi: "Angela'nın EMEA bölgesindeki orijinal içerik liderliği görevine atanması, Disney+ için yerel içerik portföyümüzü büyütme yönündeki iddialı planımızın kritik bir parçası. Onun uzmanlığı ve deneyimi son dönemdeki başarılarımızın üzerine koymamıza ve hikâye anlatımımızı güçlendirmemize yardımcı olacak. Bu dönemde müşterilerimize küresel stüdyolarımızın benzersiz film ve dizilerini tamamlayan daha fazla yerel hikâye sunacağız."
Jain ise şu açıklamada bulundu: "Disney'e katılmak, yeniden içerik üretimi alanında çalışmak ve Eric Schrier ile onun yetenekli ekibiyle birlikte olmak büyük bir fırsat. Orijinal yapımların büyüme potansiyeli ve vizyonu gerçekten heyecan verici. Disney+ için yüksek kalite ve iddia taşıyan yapımlar üretmek üzere en yaratıcı yeteneklerle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum. ITV'de geçirdiğim harika ve başarılı yıllar için minnettarım. Orada tanıdığım olağanüstü ve özverili yapım ekiplerini, çalışma arkadaşlarımı ve dostlarımı çok özleyeceğim. Bana kattıkları her şey için içten teşekkür ediyorum."
EMEA bölgesindeki "Rivals", "The Stolen Girl", "bref.2", "This Is Not Hollywood" ve "Invisible"ın yanı sıra Türkiye'den "Umami", "Başka Bir Sen" ve "Kalender Pide" gibi yerel yapımlar son dokuz ayda hem rekor izlenme sayılarına ulaştı hem de BAFTA gibi saygın ödül platformlarında takdir topladı. Yakında yayınlanacak "The Lost Station Girls", "Alice and Steve", "Call My Agent Berlin" ve "Aşkı Hatırla" gibi yapımlarla birlikte, güçlü yerel içerik portföyü daha da genişleyecek.
Jain, televizyon dünyasında kanal yönetimi, içerik prodüksiyonu ve yapım alanlarında geniş deneyime sahip. ITV'de geçirdiği süre boyunca hem yayın hem de stüdyo tarafında üst düzey görevler üstlendi. Dijital Kanallar ve Satın Alımlar Direktörlüğü, Lifted Entertainment Genel Müdürlüğü ve son olarak Birleşik Krallık Belgesel ve Eğlence İçeriklerinden Sorumlu Direktörlük görevlerinde bulundu. Bu görevinde, dünyanın en başarılı televizyon formatlarını üreten 11 içerik markasını yönetti. Daha önce ITV2'nin içerik direktörü olarak, çok ödüllü küresel fenomen Love Island ile birlikte Plebs, The Big Reunion ve Timewasters gibi yapımları hayata geçirdi. E4 kanalında çalıştığı dönemde ise The Inbetweeners, Misfits ve Dead Set gibi ikonik dizilerin yaratıcılarından olurken; Glee ve The Big Bang Theory gibi popüler dizilerin yayın haklarını aldı. Kariyerinin başlarında ise bağımsız yapım şirketlerinde, birçok farklı türde serbest yapımcı olarak görev yaptı.