Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ürkiye, petrole dayalı ürünlerde son yıllarda dünyadaki yerini hızla yukarıya taşıyor. Pandemi ile birlikte dünya genelinde ürün ve hizmet talebi, tüketici davranışları, enerji kullanımı, tedarik zincirleri ve teknoloji ihtiyaçlarında yaşanan değişim ve dönüşüm; insan yaşamını, şirketleri, sektörleri ve tüm dünya ekonomisini yeniden şekillendirdi. Enerji sektörü; değişimin merkezinde yer alan sektörlerden biri. Türkiye'nin madeni yağ sektöründe son beş yıllık dönemde büyüme ivmesini koruduğunu belirten Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Başkan Yardımcısı Mustafa Aktaş, Savunma sanayiinde İHA ve SİHA'larda da yerli madeni yağın kullanımının arttığını dile getirdi. Aktaş, sektörde yakalanan bu büyüme ivmesini yukarı taşımak için piyasayı desteklemek amacıyla madeni yağ ithalatına yüzde 15-20 vergi getirilmesi talebinde bulundu.
Kimya ihracatının yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturan, madeni yağ ihracatı büyüme ivmesini koruyor. Savaş sonrası Rusya'ya uygulanan ambargodan dolayı alternatif arayan ülkelerin Türkiye'ye dönmesiyle Türkiye, madeni yağ sektöründe hem üretim hem de ihracatta dünyada 16. sıraya yükseldi. Kimya içerisinde bir sektör olan Madeni Yağlar ve Mineral Yakıtlar Sektörü ihracatı, 2022 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 74 artışla 9,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektör, 128 ülkeye ve 120 serbest bölgeye ihracat gerçekleştirdi. 2023 yılı ocak-şubat döneminde de ihracat artışının sürdüğünü belirten Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Başkan Yardımcısı Mustafa Aktaş, ilk iki ayda madeni yağ piyasasının 2022'nin verilerini geçtiğini ifade etti.
Uluslararası firmalara fason üretim yapan birçok yerli firmanın olduğunu belirten Aktaş, “Artık uçak yağını üretebilecek madeni yağ tesislerimiz var. Yani bizler madeni yağ konusunda ne Avrupa’nın ne de Amerika'nın gerisindeyiz. Şu anda iyi bir konumda olduğumuzu söyleyebilirim.” dedi.
2023 ROTASI ABD
Bu yıl Rusya’ya madeni yağ ihracatının artacağını gözlemlediklerini vurgulayan Aktaş, "Bu doğrultuda 2023 yılında Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetlere olan ihracatımızda da artış olacaktır. ABD ve Güney Amerika Ülkeleri’nin ise sektörün yeni ihracat rotaları olacağını vurgulayabilirim." dedi.
YÜZDE 15 BÜYÜME BEKLENTİSİ
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, Rusya'ya uygulanan ambargolardan sonra alternatif arayışına giren ülkelerin, tercihlerinin başında Türkiye'nin geldiğini dile getiren Aktaş, geçen yıl Rusya'nın etkisiyle toplamda yüzde 50'nin üzerinde bir ihracat artışı yakaladıklarını, bu yıl geçen yıla oranla yüzde 15 büyüme beklediklerini kaydetti. Aktaş, "2023 yılında 2022 yılının üzerinde bir ihracata ulaşmayı hedefliyoruz. Özellikle son yıllarda devletimizin imalat ve sanayiye vermiş olduğu yatırım-teşvik paketleri de yeni yatırımların önünün açılmasını ve kapasite artırımını destekliyor. Bu sebeple 2023’ün de yatırımların artacağı bir yıl olacağını öngörüyoruz. Bu yatırımların da ihracata yansımaları olacaktır. Türk iş insanları, Türk sanayicisi ihracatın peşinden koşarak ülke ekonomisine katkı vermeye devam edecektir. İhracatta iyi bir noktaya geldik ama ihracatımızı daha da ileriye taşımak için finansman desteğini her zaman bekliyoruz. Finansa erişim bizim için çok önemli. Özellikle ihracatçının girdi maliyetleri üretimin artırılmasını direkt etkiliyor. Bunların başında da enerji fiyatları bulunuyor. Sektör olarak katma değerli ürün geliştirmenin peşinden koşmamız gerektiğinin bilinciyle hareket edeceğiz. İhracatımızı artırmak önemli ama değişen dünya pazarlarına uyum sağlamak istiyorsak katma değerli ürün ihraç etmenin peşinde olmalıyız." ifadelerini kullandı.
“İHA VE SİHA'LAR YERLİ YAĞ KULLANIYOR”
Savunma sanayiinde, İHA ve SİHA'larda da yerli madeni yağın kullanımının arttığını dile getiren Aktaş, "Yerlileşme, millileşme safhasında sektörümüzün öneminin farkına varıldı. Türkiye; Ar-GE ve Ür-Ge'lerle birlikte global teknolojiyi yakaladı. Savunma sanayiindeki yerlileşme kapsamında biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. İnsansız hava araçları, helikopter ve yeni üretilen silahların yağlarıyla ilgili tamamlanmış projelerimiz var. Ama aynı zamanda devam eden projeler de bulunuyor. Yurtiçinde bu yağları üretmek suretiyle cari denge üzerinde de olumlu bir etki yapıyoruz. Şu an uluslararası standartlarda üretim yapabiliyoruz." dedi.
İTHALATA YÜZDE 15-20 VERGİ TALEBİ
Sektörün hem ihracat hem de ithalat yaptığını, piyasayı desteklemek amacıyla madeni yağ ithalatına yüzde 15-20 vergi getirilmesi talebinde bulunan Aktaş, "İthalatla ilgili ek vergiler, önlemler getirilirse yerli ürünlerin katma değeri daha fazla olacaktır. Her sattığımız ürünün kilogramından katkı payı veriyoruz. EPDK, lisanslı firmalardan yıllık satıştan ücret alıyor, aynı zamanda üretilen madeni yağlara TSE alma zorunluluğu var. Oysa ithal edilen madeni yağlarda EPDK'ya katkı payı ödemesi ve TSE alma zorunluluğu yok. Haksız rekabetin ortadan kaldırılması gerekiyor. İthal ürünlere de bu tür yükümlülükler getirilsin. Birçok ülke gümrük vergileri vs. ile yerli üreticisini koruyor. Devlet, yerli üreticiyi destekler, gerekli düzenlemeleri yaparsa ihracatta büyümeler yüzde 60'lara varır. Çünkü global firmalar çok agresif olarak geliyorlar." ifadelerini kullandı.
Sektörün en büyük sorununun haksız rekabet olduğunun altını çizen Mustafa Aktaş; kredi noktasında finansmana ulaşım kolaylığı sağlanması, doğru ve sorunsuz çalışan firmalarla diğer firmaların ayırt edilmesinin sektörün büyümesi için çok önemli olduğunu dile getirdi.
TL Mevduat Faizi Arttı…
Bankaların TL mevduat için uyguladıkları faiz oranı 24 Mart haftasında bir önceki haftaya göre 46 baz puan artışla %19,97 olurken, dolar mevduat faizi 10 baz puan artışla %2,25 ve Euro mevduat faizi 3 baz puan artışla %0,62 oldu.
TL bazlı ticari kredilerin faiz oranı ise aynı haftada bir önceki haftaya göre 18 baz puan artışla %14,86 oldu. TL bazlı konut kredi faizleri 73 baz puan artışla %17,23; taşıt kredi faizleri 53 baz puan azalışla %24,64 ve ihtiyaç kredi faizleri 114 baz puan artışla %31,49 olarak gerçekleşti.
Dolar bazlı ticari kredilerin faiz oranı aynı haftada 60 baz puan azalışla %8,50 olurken, Euro bazlı ticari kredilerin faiz oranı 22 baz puan azalışla %7,30 oldu.
Ticari kredilere uygulanan mevduat spreadi TL için %-5,11 olurken, Dolar ve Euro için sırasıyla %6,25 ve %6,68 oldu. TL ticari kredilerdeki mevduat spreadi, dolar ve Euro kredilere uygulanan spreadin altına indi.
BMD Araştırma
Bizim Menkul Değerler A.Ş.
bmd.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Nasil Bir Ekonomi (NBE) gazetesinde yayınlanan habere göre; Türkiye Varlık Fonu (TVF), 9 ülkeden 11 bankanın katılımıyla 790 milyon euro tutarında iki yıl vadeli sendikasyon kredisi sağladı. IFR'da bugün yer alan habere göre kredinin maliyeti Euribor artı yüzde 4,25 olarak gerçekleşti.
TVF, 24 Mart 2021'de 11 ülkeden 14 bankanın katılımıyla 1.25 milyar euro tutarında, Euribor artı yüzde 2.25 maliyetle sendikasyon kredisi sağlamıştı.
https://www.ekonomim.com/ekonomi/varlik-fonuna-790-milyon-euro-kredi-haberi-688886
Sektörel Kartlı Harcama Verileri
Kartlı ödeme hacimleri bir önceki haftaya göre %1,29 artış ile 115.9 milyar TL olarak gerçekleşti. "Market ve Alışveriş Merkezleri" 24.0 milyar TL ile en çok kartlı harcama yapılan sektör olarak ilk sırada yer almaya devam etti. Bir sonraki en çok harcama yapılan sektör 9.0 milyar TL ile "Elektrik-Elektronik Eşya, Bilgisayar" olurken, bu sektörü 8.7 milyar TL'lik harcama ile "Çeşitli Gıda" takip etti.
Geçen haftaya göre en çok kartlı harcama değişimi "Kamu/ Vergi" ödemelerinde %28,0 oranında gerçekleşirken, "Kulüp/Dernek/Sosyal Hizmetler" %26,7 ile bu artışı takip etti. "Eğitim/Kırtasiye/Ofis Malzemeleri" ödemelerinde ise %13,7 oranı ile en yüksek azalış gerçekleşti.
https://www.galatamenkul.com/mmr/sektorel-kartli-harcama-verileri-11/
Galata Menkul Değerler
www.galatamenkul.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yılın ilk çeyreğini geride bırakıyoruz.
Bankacılık Krizi, Merkez Bankalarının Para Politikası Kararları ve Resesyon bu çeyreğin en dikkat çeken konu başlıkları oldu.
Güçlü ekonomik göstergelerle faiz artırım temposunda hızlanma beklenirken gündemimize bomba gibi düşen bankacılık krizi sürecin en canlı gelişmesi olarak dikkat çekti.
ABD’nin en büyük 16. bankası Silicon Valley Bank iflası ile başlayan, Credit Suisse ile Avrupa’ya sıçrayan bankacılık krizine ilişkin başlangıç aşamasındaki riskler verilen mesajlar ve alınan aksiyonlar ile birlikte şuan ki gündemimizde çok magazinsel değil. Ancak bu süreçte yeni banka iflaslarının krizi tetikleyebileceği, mevcut kriz sebebiyle küçük bankalardan büyük bankalara kayan mevduatların bankalar üzerinde oluşturduğu baskı ve piyasalar üzerinde sistemik risk fiyatlaması yeni dönemde bankacılık tarafından gelecek mesajlarla yeniden incelenecektir. Özellikle faiz artışı temposunun devam ettiği bir süreçte bir yandan likidite diğer yandan da resesyon gibi sorunların magazinsel değeri olduğu bir ortamda yılın ilk çeyreğini geride bırakıyoruz. Nisan ayında bu konulara yönelik gelecek haber akışları, sürece ilişkin risk kavramını değerlendirebilmek adına da önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Bilindiği üzere bankacılık krizi öncesinde özellikle Şubat ayı Büyüme, Enflasyon, İstihdam gibi önemli ekonomik verilerin sonuçları Dünyanın en önemli oyuncusu Fed’in daha agresif tonda faiz aksiyonuna girme beklentisini ön plana çıkartmış, fiyatlama alanında bu durumun etkisi izlenmişti. Özellikle Fed Başkanı Powell’ın veriler garanti ederse daha hızlı artışlar oluşabilir vurgusu vadeli tahminlerde beklentileri o kadar şahinleştirmişti ki bu hızlı gidişi ancak Silikon Vadisi Bankası iflası ile başlayan Bankacılık Krizi durdurdu. Her ne kadar 4 büyük merkez bankası (Fed +25, ECB +50, BoE +25 ve SNB +50) Enflasyon vurgusu ile Mart ayı toplantılarında toplamda 150 baz puan faiz artışı gerçekleştirse de bankacılık krizi vadeli tahminlerde Fed üzerindeki faiz artışı temposundaki agresif beklentinin törpülenmesini sağladı. Ancak bu sefer de kriz ile birlikte Fed ile piyasa arasında ters bir ayrışma izlendi. Bu ayrışmanın adı da faiz indirimi.
Vadeli tahminleri incelediğimizde Mayıs ayı için 25 baz puan faiz artışı fiyatlama alanı içerisinde yer edinmekle birlikte faiz artış döngüsünün sona ereceği, Temmuz ayı itibariyle de indirim aksiyonunun başlanacağı ve yıl sonuna kadar kabaca 75 baz puan faiz indirimi gündemimizi meşgul etmektedir. Tek sorun Fed’in bu düşünceyi desteklememesi ki Mart ayı toplantısında herhangi bir indirim düşüncesi içerisinde yer almadığı net bir şekilde Başkan Powell tarafından aktarıldı.
Fed kararlarına rağmen piyasalarla banka arasındaki ayrışma dikkat çekerken yılın ikinci çeyreğine başlıyoruz. Nisan ayında ECB ve Fed toplantıları olmadığı için bu ay içerisinde sonuçlarına ulaşacağımız önem derecesi yüksek göstergeler hem bankaya yönelik spekülatif beklentiler oluşturacak hem de A’dan Z’ye çoğu varlık fiyatı üzerinde hareketliliği artıracaktır.
7 Nisan ABD Tarım Dışı İstihdam, Ortalama Saatlik Kazançlar, İşsizlik Oranı
12 Nisan ABD Enflasyon
19 Nisan Euro Bölgesi Enflasyon
20 Nisan Euro Bölgesi Büyüme
27 Nisan ABD Büyüme
Nisan ayının en önemli takvim verileri olarak izah edilebilir. Gerek bankacılık sistemine yönelik gelecek açıklamalar gerekse veri bazlı merkez bankası üzerindeki spekülatif beklentiler gerekse etkileri bazında resesyon konusuna yönelik düşünceler A’dan Z’ye varlık fiyatları için hareketli bir ay geçirmesini, Mayıs ayı merkez bankası trafiği üzerinde etkili olmasını sağlayabilir.
Fiyatlama tarafında;
ABD 10 yıllık tahvil faiz oranındaki düşüşler son dönemde dikkat çekse de ilgili düşüşlerin %3,40 - %3,50 bölgesi ile sınırlı kalması piyasaların rahatlamasını engelliyor. Bu açıdan özellikle ABD borsaları için baskılayıcı mı yoksa nefes alıcı bir ortam mı izlenecek hususunda ilgili bölge referans olarak dikkate alınabilir.
Dolar Endeksindeki düşüşler 102 seviyesi altında kalıcılaşması durumunda 99 - 100 bölgesi gündemimizi meşgul edeceği gibi ilgili bölgede verilecek reaksiyonlar dikkatle takip edilmelidir.
EURUSD tarafında yaşanılan yükselişler daha önceki zirve 1,0950 seviyesini tekrar gündeme taşırken ilgili seviyede yer alan 610 günlük üssel hareketli ortalama parite için 1,12 - 1,15 mi yoksa 1,05 mi konuşalım sorusunun cevabı için dikkatle takip edilecektir. Her ne kadar teorik 1,0950 önemli olsa da psikolojik 1,10 seviyesi ana bölge olarak kaydedilmiştir.
Merkez Bankaları ile baskılanan Bankacılık krizi ile birlikte küllerinden doğan değerli metaller için de Nisan ayı trend rallisi mi yoksa tepki satışı mı sorusunun cevabı için önemlidir. Ons Altın 1950, Ons Gümüş 22,00 seviyesi üzerinde kalma konusunda ısrarcıyken Nisan ayı verileri ilgili bölgeyi dip olarak kabul ettirebilirse Altın için 2070 tarihi zirve ve Gümüş içinse 2022 yılı zirve seviyesi 26,95 yeni dönemin beklentileri arasında yerini almasını sağlayabilir.
2022, ABD borsaları için kabus dolu bir yıldı. Borsa endekslerinden şirketlere kadar sergilenen negatif performans yatırımcıları hayal kırıklığına uğratsa da 2023 yılının geçiş yılı olması ve merkez bankası faiz artırım temposunun sona erme sürecinin yaklaştığı bir ortamda sergiledikleri yükselişler dikkat çekmektedir. Benchmark SP500 sihirli gösterge 200 günlük basit hareketli ortalama 3950 üzerindeki seyir ile yeni mesajlar vermeye çalışırken teknoloji endeksi Nasdaq100 ise 12000 - 12500 bölgesini dip yapmaya çalışmaktadır. Nisan ayının geneli mevcut seviyelerin dip kabul edip etmeyeceğini anlayabileceğimiz, ayı piyasasından boğa piyasasına geçiş magazinsel başlıklarının popülerlik kazanıp kazanmayacağını takip edeceğimiz bir ay olarak kritik bir önem arz etmektedir.
Mevsimsellik ve üretim faktörleri yılın ilk çeyreği için enerji sektörü üzerinde önemli bir fiyatlama değişimi gerçekleşmesini sağladı. Bir yandan yıl başından bu yana yüzde 50’ye yakın düşüş ile 2020 Mart dip noktası 1,58$’a düşme beklentisinin gündemi meşgul ettiği Doğalgaz, diğer yandan da sihirli gösterge 233 aylık üssel hareketli ortalamalar (Ham Petrol 62,50 / Brent 67,50) üzerinde kalmayı sürdürerek dip algısı oluşturmaya çalışan Ham Petrol ve Brent Petrol özellikle yılın ikinci çeyreğinde enflasyon teması üzerinde baskı oluşturup oluşturmayacağı hususunda gündemi takip edeceğimiz referans göstergeler olarak izah edilebilir.
Yılın ilk çeyreğinin son bölümünü oldukça hareketli bir şekilde izlediğimiz popüler haberlerin yılın ikinci çeyreğinde de popülerliğini koruyacağı bir ortamda A’dan Z’ye varlık fiyatları üzerinde etkili olabileceği unutulmamalıdır.
Finansal piyasalar için önemli ve hareketli bu dönemde, siz değerli yatırımcılarımızın GCM Trader'ı aktif olarak kullanarak yatırımlarınızı yönetmenizi önemle tavsiye ederiz. Unutmayın, zamanında doğru stratejilerle hareket etmek, başarılı yatırımların anahtarıdır.
GCM Forex
GCM Menkul Kıymetler A.Ş.
www.gcmforex.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
ABD borsalarında iki günlük yükseliş serisi ardından bu sabah da vadeli piyasalarda iyimserlik sürüyor. Dün işsizlik maaşı başvurularının beklentilerin üzerinde gelmesi faiz gerilimini kısmen azalttı fakat Fed’den faiz artırımlarına devam sinyali gelmeye devam ediyor. Asya piyasaları ise Çin ve Japonya’dan gelen verilerden destek alıyor. Özellikle Çin’de hizmet ve imalat PMI’daki sıçrama piyasalar açısından olumlu. Veriler imalat dışı faaliyetin son 12 yılın en hızlı büyümesini kaydettiğini gösterdi. Bu durum Asya ekonomileri üzerindeki endişeleri nispeten azaltacaktır fakat son iki aylık veriyi bir sıçrama dönemi olarak görmek gerekiyor.
Ekonomik ajanda haftanın son işlem gününde oldukça yoğun. Euro Bölgesi’nde Şubat ayı işsizlik oranı (12:00) ve Mart ayı öncü enflasyon verisi (12:00) takip edilecek. ABD’de ise bugün Fed’in enflasyon göstergesi olarak takip ettiği çekirdek PCE fiyat endeksi öne çıkmakta. Beklentiler aylık çekirdek PCE enflasyonun %0,4 gerçekleşmesi ve yıllık çekirdek PCE enflasyonun %4,7’de sabit kalması yönünde.
ABD Başkanı Biden’ın bankalara ilişkin açıklamaları dikkat çekti. Biden, düzenleyici makamlara varlıkları 100 ila 250 milyar dolar arasında değişen orta ölçekli bankalara yönelik kuralları sıkılaştırmaları talebinde bulundu. Buna ek olarak, bu büyüklükteki bankaların iki yılda bir yerine her yıl stres testine tabi tutulmasını, büyüklüğü 100 milyar dolara ulaşan bankaların stres testi için başvurma süresinin kısaltılmasını ve bankaların artan faiz oranlarına dirençlerini artırmak için denetim araçlarının güçlendirilmesi de talep edildi. ABD’de bankaların Fed’in borç verme imkanlarına başvuruları geride bıraktığımız hafta azaldı. Analistler, bu borçlanmanın azalmasının durum belirsiz olmaya devam etse de az da olsa iyileşen bir banka likiditesi tablosuna işaret ettiğini belirttiler.
Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş.
https://www.yf.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
6 Şubat’ta yaşanan ve 10 ilimizi etkileyen depremin ardından göç devam ederken, artan talep sebebiyle illerdeki gayrimenkul piyasası hareketlendi. Bu illerden biri de Muğla oldu. Muğla genelinde ortalama kira 15 bin 336 TL, ortalama satış fiyatı 4 milyon 411 bin 810 TL oldu.
Yapay zeka ve büyük veri analizi ile gayrimenkul değer hesabı sunan Endeksa, Muğla gayrimenkul piyasasını inceledi. Evlerini yeterince güvenli bulmayan veya daha farklı bölgelere taşınmak isteyen kişiler evlerini satışa çıkarırken, özellikle fiyatı daha uygun ve zemini sağlam olan bölgelerdeki kiralık evler ise hızla tükeniyor.
Muğla’da satılık konut stoku %62 arttı
Muğla’da satılık konut stoku %62 artarken, kiralık konut stoku %19 artış gösterdi. Muğla’nın Yatağan, Dalaman ve Milas ilçelerinde ise konut stoku düşüş gösterdi. Muğla genelinde ortalama kira 15 bin 336 TL, ortalama satış fiyatı 4 milyon 411 bin 810 TL oldu.
Kiralık konut stoku %49 arttı
Kiralık konut stokunun %49, satılık konut stokunun %51 arttığı Muğla’nın Bodrum ilçesinde ortalama konut fiyatı 7 milyon 342 bin 152 TL, ortalama kira 16 bin 482 TL. Satılık konut stoku %41 artarken kiralık konut stoku %3 düşüş gösteren Dalaman’da ortalama konut fiyatı 1 milyon 811 bin 873 TL, ortalama kira 6 bin 362 TL. Satılık konut stokunun %77, kiralık konut stokunun ise %8 arttığı Datça’da ortalama konut fiyatı 4 milyon 439 bin 120 TL, ortalama kira 8 bin 14 TL oldu.
Çin, 2022 yılında Avrupa'da patent başvurusu rekoru kırdı
Patent Ofisi 2022 endeksine göre, Çinli girişimciler ve mucitler 2022 yılında Avrupa Patent Dairesi nezdinde bir rekor oluşturan 19 bin 41 patent başvurusunda bulundular. Bu sayı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 15,1 oranında artışa tekabül ettiği gibi en yüksek patent başvurusu yapan 20 ülke arasında en yüksek değeri oluşturuyor.
2022 Patent Endeksi, bir bütün olarak, dünyayı olumsuz etkileyen salgına ve ekonomik belirsizliklere karşın teknik inovasyon alanında güçlü bir faaliyet gösterdi. Nitekim Avrupa Patent Dairesi, 2022 yılında 193 bin 460 adet patent başvurusu kabul etti. Bu sayı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 2,5 oranında artış oluşturuyor. En yüksek sayıda başvuru yapan beş ülke ABD, Almanya, Japonya, Çin ve Fransa oldu. Bu çerçevede de patent başvurularının büyümesinde esas motoru Çin ve Birleşik Devletler teşkil etti.
Firmalara göre yapılan sıralamanın başında 4 bin 505 başvuru ile Huawei 2022 yılının ilk sırasında yer alıyor. Bu sayı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 27 oranında bir artışa denk düşüyor. Güney Kore'den LG, Birleşik Devletler'den Qualcomm ve yine Güney Kore'den Samsung ikinci, üçüncü ve dördüncü sıraları paylaşıyor. En çok patent başvurusu yapan ilk 50 firma arasında, Huawei'nin yanı sıra sekiz Çinli şirket daha bulunuyor. Bunlar arasında OPPO, ZTE ve Tencent de var.
Geçtiğimiz yıl da dijital komünikasyon en çok sayıda patent başvurusuna konu oldu. Bu konuda toplam 16 bin 705 başvuruda bulunuldu; bu ise bir önceki yıla kıyasla yüzde 11,2 oranında artış ifade etti. Bu sektörü çok yakından tıp tekniği ve bilgisayar tekniği, sırasıyla 15 bin 683 ve 15 bin 193 başvuru ile izledi.
Avrupa Patent Dairesi yetkilileri toplam patent başvurularının yüzde 10'unu oluşturan Çin kaynaklı taleplerin son beş yıl içinde ikiden fazlaya katlandığını ve 10 yıl öncesine göre de beş katına çıktığını belirtiyorlar. Yetkililerin ifadesine göre Çin, yalnızca dijital komünikasyonda, bilgisayar teknolojisinde ve yapay zekâda yeterince güçlü olmakla kalmayıp biyoteknoloji ve tıp teknolojisi gibi daha birçok farklı alanda da aktif bir patent başvurucusu konumunda.
Öte yandan ülke, ekonomik büyümesini geliştirmek için fikri mülkiyeti haklarını koruma konusuna da odaklanmış bulunduğundan Çinlilerin rekor sayıda patent başvurusu da fikri mülkiyet haklarının korunması hususunda küresel bir önem arz ediyor.
Çin Uluslararası Radyosu
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.