Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yeni nesil teknoloji fikirlerine sahip olan girişimlerin, platformlarını büyütmelerine ve ölçeklendirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan Workup Girişimcilik Programı 11. Dönem inovatif girişimcilerini açıkladı. Pivony kurucu ortağı ve CEO’su Emre Çalışır, Pivony Tüketici Zekası Analitiği Platformu’nun da bu girişimciler arasında olduğunu aktardı.
553 başvuru arasından Pivony’nin de aralarına seçildiği 10 yenilikçi girişimden oluşan yeni dönem katılımcıları 3 Mart’ta eğlenceli bir tanışma toplantısı ile başlayan programda bir araya geldi. Türkiye İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu, teknoloji odaklı iş yapış biçimlerinin yaygınlaşması ve katma değerli dijital iş modellerinin hayata geçirilmesi amacıyla çalışan altı aylık program boyunca Pivony, alanında uzman iş profesyonellerinden mentorluk desteği alacak. Başarılı girişimciler ve teknik uzmanlarla düzenlenen eğitimlere ve ilham etkinliklerine de katılma fırsatı yakalayacak olan Pivony, potansiyel yatırımcılar, müşteriler ve iş ortakları ile bir araya gelme şansı da yakalayacak.
Programın bir parçası olmaktan duyduğu mutluluğu aktaran Pivony kurucu ortağı ve CEO’su Emre Çalışır şunları söyledi: "Workup Girişimcilik Programı'na seçilmekten dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz. İş Bankası ve Hackquarters’ın girişim hızlandırma programlarındaki tecrübesi ile çok önemli kazanımlar elde edeceğimizi düşünüyorum. Programın desteğiyle büyümemizi hızlandıracağımıza ve hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu programın parçası olan mentorlar, uzmanlar ve yatırımcılarla bir araya gelmeyi ve diğer girişimlerle tanışmayı dört gözle bekliyoruz.”
Pivony Hakkında
Pivony, 2020 yılında Emre Çalışır’ın İtalya Milano Politeknik Üniversitesi ve MIT Media Lab’daki Doktora çalışmaları sonrası kurulmuş bir Tüketici Zekası Analitiği Girişimidir. Son 2 yılda, Pivony Platformu’nun büyük veri ve yapay zeka yetenekleriyle kullanıcılar tarafından 50 milyondan fazla tüketici yorumu analiz edilmiş ve 2 binden fazla aksiyon alınabilir içgörü oluşturulmuştur. Bulut tabanlı olan bu platform başta Türkiye, İngiltere ve Amerika’dan olmak üzere birçok sektör lideri tarafından kullanılmaktadır. Pivony, Estonya merkezli Startup Wise Guys’dan 2021 yılında tohum öncesi yatırımı almış olup, İTÜ Çekirdek, Endeavor BoostTheFuture ve Microsoft GrowthX gibi birçok programdan mezun olmuştur. Pivony hakkında daha fazla bilgi için lütfen www.pivony.com adresini ziyaret edin.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
BALIKESIR ili IVRINDI, ilçesi Pelitören Mahallesi 206 ada 6 parsel de toplam 21.493,45 m²'lik alan mevkiindeki Ny Hisar Tekstil Boya Apre San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Güneş Enerji Santrali 1.6MWm projesi ile ilgili olarak BALIKESIR Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TÜSİAD'ın "İkinci Yüzyılında Cumhuriyetin Hedeflerini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile Yakalamak" başlıklı konferansı 20 Mart'ta Sabancı Center'da gerçekleşti. Etkinlikte, 6 Şubat tarihli deprem felaketinin etkileri de dahil olmak üzere, hiçbir krizden toplumun yarısını geride bırakarak çıkmanın mümkün olmadığı vurgulandı.
Konferansın açılış konuşması TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan tarafından yapıldı. Turan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Afetin olumsuz etkilerini azaltabilmek için, toplumsal cinsiyete duyarlı kriz yönetimi stratejilerine öncelik vermeliyiz. Kamu politikalarında ve özel sektör eylemlerinde tüm odağımız, mevcut eşitsizliklerin derinleşmesini engellemek olmalı. Şimdi; afet bölgesinde ve göç alan illerimizde kız çocuklarının eğitime erişimine, her zamankinden daha fazla özen göstermek zorundayız. Şimdi; istihdamın dışında kalan kadınların tekrar çalışma hayatına dönebilmelerinin koşullarını oluşturmak için, daha fazla çaba sarf etmek durumundayız. Ve şimdi; çocuk yaşta evlilik, taciz, kadına şiddet gibi toplumsal yaralarla mücadelede çok daha hassas ve dikkatli olmak zorundayız. Tam da bu nedenle, ulusal düzeyde elimizdeki en güçlü yasal düzenleme olan 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu"na daha sıkı sarılmak ve en etkili şekilde uygulamak zorundayız. Bunun yanında uluslararası düzeyde şiddetle mücadelede en geçerli dayanak olan İstanbul Sözleşmesi'ne bir an önce yeniden dönmeliyiz."
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, etkinlik kapsamında "Cumhuriyetin Tamamlanmamış Meselesi" konulu konuşma gerçekleştirdi. Sabancı, "Kız çocuklarının eşitlikçi bir anlayışla, nitelikli bir eğitim alması için önlerini açacak itici güç olmalı ve bunun için var gücümüzle taviz vermeden çalışmalıyız. Biliyoruz ki, nitelikli eğitimin en kritik yapı taşlarından biri olan öğretmenlerden bağımsız bir şekilde bu meseleyi ele alamayız. Okullulaşmada eşitliği sağlamak ve niteliği arttırmak her zaman ana hedefimiz olmalıdır. Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 'Yalnız erkeklerin ilerlemesiyle o millet yükselemez.' sözüyle kadınların hayatın her alanında eşit bir konumda bulunmasının gelişmiş bir toplum için vazgeçilmez olduğunun altını çizmiş ve kadınların bu mücadelede önünü açmıştı. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken ulaşılması zor olmayan bu hedefe iş dünyasının önderlik etmesi yakışır. Sadece eşitlik yetmez, şirketlerimizde kalıcı bir kültür dönüşümü sağlamalıyız. Şirketlerimizin eşitlik, hakkaniyet ve kapsayıcılık alanlarında kendilerini geliştirmelerini öncelikli konumuz haline getireceğiz. Eşitliğe ve kapsayıcılığa verilen önem, şirketlerimizde performans kültürünün bir parçası olmalıdır." dedi.
Açılış bölümünün ardından TÜSİAD'a farklı dönemlerde başkanlık yapmış olan Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner ve Allianz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes "Başkanların Perspektifinden" başlıklı oturumda bir araya gelerek "Çoklu Krizler Çağında Cumhuriyeti İkinci Yüzyılına Kadınlarla Taşımak" konusunu çeşitli yönleriyle ele aldılar.
Ümit Boyner konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Bundan tam 100 yıl önce çok sağlam ilkeler üzerine kurulan Cumhuriyetimizin; siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda bize sunduğu reformlar sayesinde bugün çağdaş bir yaşam sürüyoruz. Bu reformlar arasında kadın hakları, eğitimde köklü değişiklikler, laiklik ilkesinin benimsenmesi, hukuk sisteminin yenilenmesi gibi pek çok önemli adımlar yer alıyor. Cumhuriyet ile gerçekleştirilen kadın hakları reformu; muasır medeniyetler ölçüsünü kabul ederek toplum içerisinde kadını olması gereken eşitlik düzeyine getirdi. Tam 100 yıl önce atılan bu çok önemli adımlara rağmen, bugün ne yazık ki durum pek iç açıcı değil. Türkiye'de kadınların sosyal, kültürel ve ekonomik olarak temsiliyetlerinde büyük eksiklikler var. Kadınlar şiddet görürken, iş hayatında yer bulamazken veya cam tavanlar ile uğraşırlarken toplum ahenk içinde ilerleyemez. Türkiye ikinci yüzyılına kadınların haklarındaki eksiklikler ile taşınamaz. Bu yüzden toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki cesur yaklaşımımızı tereddütsüz korumalıyız. İçinde bulunduğumuz yüzyılda eşitliğin sağlanmasının bir tercih değil zorunluluk olduğunu vurgulamaya devam etmeliyiz."
Konuşmasında teknolojinin yeni küresel büyümenin güçlü kaynağı olduğunu vurgulayan Cansen Başaran-Symes şu ifadeleri kullandı: "Bu dönemi, "bir değişim tünelinin içindeyiz" diye tanımlamayı tercih ediyorum. Geleceğin iş gücünün beş karakteristik özelliği var: Veri okuryazarı olmak. Yapay zeka, makine öğrenimi ve robotlarla çalışma konusunda rahat olmak. İyi işlerin değerini anlamak, saygı duymak ve sabırlı olmak. Kendini güçlü, yetkin ve yetkili hissetmek. Haklar, adalet ve çevre konularında ilerleme sağlamaya kararlı olmak. Kadınların tüm bu özelliklerde güçlü olduğunu gözlemliyorum. Geleceğin dünyasında, kadınların bu özelliklerinin avataj yaratacağını düşünüyorum. Çoklu krizler çağında parçalanmış bir dünyada ancak kadın yeteneğinin her alanda güçlü temsiliyle başarılı olunabilir. Geleceğin vatandaşı toplumu ve dolayısıyla kendini etkileyen her konuda bir fikri, yönlendirici veya denetleyici bir etkisi olan, toplumun diğer paydaşlarıyla dayanışma içinde kendi varlığı ve anlamını yaratan insanlar olmalıdır. Burada, "vatandaş" bir statü veya bir kimlikten ziyade bir yaşam biçimini ifade ediyor."
"Deprem Felaketinin Ardından: Bölgeyi Kadınlarla Ayağa Kaldırmak" panelinde ise kadın girişimciler ve uluslararası kurum temsilcileri konuya dair tecrübe ve değerlendirmelerini paylaştı.
Kadınların yönetimde eşit temsili konusunun ele alındığı "Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Eşit Temsil" başlıklı ikili sohbetin ardından sanat, reklam ve iş dünyasından isimlerin katılımıyla "Medyada ve İletişimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" oturumu gerçekleşti.
Konferansın son paneli ise genç konuşmacıların katılımıyla "Bütün Ümidim Gençliktedir: Geleceğe Ne Bırakıyoruz ve Z-Kuşağı Ne İstiyor?" oldu.
TÜSİAD "İkinci Yüzyılında Cumhuriyetin Hedeflerini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile Yakalamak" Konferansı'nın konu başlıkları ve konuşmacıları aşağıdadır:
Etkinlik Moderasyonu: Ilgaz Gürsoy, Gazeteci & Yazar
Açılış Konuşması
Orhan Turan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
"Cumhuriyetin Tamamlanmamış Meselesi"
Güler Sabancı, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Başkanların Perspektifinden:
"Çoklu Krizler Çağında Cumhuriyeti İkinci Yüzyılına Kadınlarla Taşımak"
Ümit Boyner, 2010-2012 Dönemi TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Cansen Başaran - Symes, 2015-2016 Dönemi TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Moderatör : Hakan Güldağ, EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı
Oturum: Deprem Felaketinin Ardından: Bölgeyi Kadınlarla Ayağa Kaldırmak
Emine Erdem, KAGİDER Başkanı
Ahu Büyükkuşoğlu Serter, Arya Kadın Yatırım Platformu Kurucusu
Zeliha Ünaldı, UN Women Türkiye Ülke Direktör Yardımcısı
Serpil Çetinçift, EBRD KOBİ Finansmanı ve Kalkınma Kıdemli Bölge Yöneticisi
Moderatör: Ilgaz Gürsoy, Gazeteci & Yazar & Moderatör
Öğle Arası
İkili Sohbet: Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Eşit Temsil
Billur Barlın, TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı
Murat Yeşildere, Egon Zehnder Kıdemli Ortağı
Oturum: Medyada ve İletişimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Kalıp Yargılardan Ezberleri Bozmaya
Oya Ünlü Kızıl, 2017-2022 Dönemi TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı
Ayşen Akalın, Reklamverenler Derneği Başkan Yardımcısı
Serdar Orçin, Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi
Meriç Demiray, Senarist ve Yönetmen
Birol Güven, Yapımcı ve Senarist
Moderatör: Şule Yücebıyık, Kurumsal İletişimciler Derneği Başkanı
Oturum: Bütün Ümidim Gençliktedir: Geleceğe Ne Bırakıyoruz ve Z-Kuşağı Ne İstiyor?
İlayda Eskitaşçıoğlu, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Genç Liderler Programı Sözcüsü ve Konuşmamız Gerek Derneği Kurucu ve Yönetici Ortağı
Alperen Önal, Kadınların Elinden Sosyal Girişimi Kurucu Ortağı
Selinay Koca, Hukuk Fakültesi Öğrencisi
Caner Halil, Toplum Gönüllüleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi
Moderatör: Fatoş Karahasan, Gazeteci & Yazar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
İZMİR ili ALİAĞA, ilçesi Bozköy Mahallesi RN:1585 Ruhsat Numaralı (ER:3388963) Jeotermal Kaynak Arama Ruhsatı mevkiindeki Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. tarafından yapılması planlanan Sondaj Yöntemi İle Jeotermal Kaynak Arama Faaliyeti (1 Adet Sondaj) projesi ile ilgili olarak İZMİR Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
KARABÜK ili EFLANI, ilcesi KOCACIK KÖYÜ, 112 ADA, 1 NOLU PARSEL mevkiindeki BOSKAY METAL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. tarafından yapılması planlanan GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan PTD Dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir ÇED Yönetmeliği'nin 17. maddesi gereğince GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ projesi'ne Valiliğimizce 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verilmiştir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
bp, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde 16-18 Mart tarihleri arasında gerçekleşen 16. Uluslararası Petrol, LPG, Madeni Yağ, Ekipman, İstasyon Market Ürünleri ve Teknoloji Fuarı'na katıldı. Karbon nötr olması ile öne çıkan bp standını ziyaret eden bayiler, sektör iş ortakları ve ziyaretçilerle 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremin bölgeye etkisi, deprem sonrasında bölgeye yapılan destekler, bundan sonra yapılacaklar, akaryakıt sektörünün doğal afetlerdeki stratejik rolü ve son dönemde akaryakıt sektöründe meydana gelen gelişmeler konuşuldu.
Deprem sonrasında Türkiye'nin dört bir yanındaki bp bayileri ilk kez bir araya geldi
16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı'ndaki bp standı ülkenin dört bir yanında faaliyet gösteren bp bayilerini ve iş ortaklarını ağırladı. Özellikle yaşanılan büyük deprem felaketi sonrası ilk kez bir araya gelen sektör paydaşlarının ortak mesajı dayanışma oldu.
Standa gelenler dokunmatik kiosklarla istasyon dolaşma deneyimi yaşarken, Wild Bean Cafe alanında da istasyonlarda bulunan ürünler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Taşıtmatik iş birimi ve bp'nin madeni yağ markası Castrol de fuarda bp standının önemli köşelerinden oldu. Fuar boyunca iş ortakları ve bayiler ile güçlü iş birliğinin devamlılığı vurgulandı.
"Sektörümüz birlikte daha güçlü"
25 yılı aşkın süredir sektörün en büyük oyuncularını bir araya getiren fuar olan 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı'nın 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından düzenlenen en önemli etkinliklerden biri olduğunu belirten bp Türkiye Perakende Akaryakıt Operasyon Direktörü Ersin Akmanoğlu, "Ülkemizde meydana gelen deprem felaketi hepimizi derinden sarstı. Tüm sektör olarak, bölgeye ve bölgede yaşayan vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek için ilk günden itibaren tüm imkanlarımızla sahadaydık. Sektörümüzün en önemli etkinliklerinden biri olan 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı'nda da tüm iş ortaklarımızla ne kadar güçlü olduğumuzu ve elimizdeki imkânlarla ülkemizin bize ihtiyaç duyduğu her alanda neler yapabileceğimizi ortaya koyduk. Bu fuarı özellikle sektörümüzle ve bayilerimizle bir araya gelmek açısından da çok önemli bir fırsat olarak görüyorduk. Bizim için önemli olan diğer bir yanı ise bölgeden gelen bayilerimizle karşılıklı konuşabilmekti. Meydana gelen büyük deprem felaketinin ardından bayilerimizin karşı karşıya kaldıkları zorlukları kendilerinden duyabilmek bu fuara asıl geliş sebebimizdi. Yaşadığımız deprem felaketinin ardından yapılabilecekleri konuşurken her zaman yanlarında olacağımızı da özellikle vurguladık. Çünkü bu felaketin üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Ayrıca fuar boyunca bayilerimiz başta olmak üzere tüm sektör paydaşlarımızla önümüzdeki dönemde yapılacakların üzerinde de durduk" dedi.
"Yaraları sarmak için birbirimize destek olmalıyız"
Yaşanan deprem felaketinden sonra 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı'nda sektördeki tüm iş ortaklarıyla buluşmaktan dolayı mutluluk duyduğunu ifade eden bp Türkiye Ülke Başkanı Tümkan Işıltan ilk günden itibaren tüm kamu otoriteleri ve STK'ler ile uyum içinde çalıştıklarının altını çizdi. Bu fuar ile birçok ulusal ve uluslararası iş birliğinin de temellerinin atıldığını söyleyen Işıltan "Sektörün tüm bileşenleri fuarda bir araya geliyor. Bu sektör için büyük bir şans. Çok büyük bir alanı etkileyen deprem felaketinin ardından bölgeye yapılan yardımların devamlılığının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Depremin hemen ardından tüm odağımızı bölgeye yönlendirdik. Bundan sonra da bp olarak tüm iş kollarımızla ve tüm kalbimizle bölgede olmaya devam edeceğiz. Yaraları ancak birbirimize destek olarak iyileştirebileceğimizin bilinciyle hareket ediyoruz" dedi.
11 ili etkileyen deprem felaketinin tüm ülkeyi derinden sarstığını, bp Türkiye ve Castrol olarak deprem bölgelerine kesintisiz enerji sağlamak ve afet çalışmalarına destek olmak için yoğun bir çaba gösterdiklerini belirten Işıltan, "bp ve Castrol olarak bölgede yürütülmekte olan yardım çalışmalarına katkı sunmak amacıyla 5 milyon dolarlık bir destek paketi açıkladık. Bu destek arama-kurtarma ve yardım çalışmalarının yanı sıra bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarıyla hastanelerin de çok ihtiyaç duyduğu akaryakıt ve madeni yağ tedariki ile AFAD ve AHBAP Derneği aracılığıyla bölgenin öncelikli ihtiyaçlarında kullanıldı. Ayrıca bp ve Castrol çalışanları da bu felakette ülkemizin yanında olmak için bir yardım kampanyası başlattı. Dünya genelindeki bp ve Castrol çalışanlarının, afetle mücadele için insani yardım kuruluşlarına yapacağı bireysel bağışlara bp Vakfı da aynı oranda ek bağış yaparak destek oluyor. Yetkili birimlerin yönlendirmesiyle bölgedeki hastanelere jeneratör ve ambulans yakıtı desteğinde bulunduk. Bu noktada AFAD ile koordine bir şekilde çalışmaya da devam ediyoruz" diyerek bundan sonraki dönemde de bölgeye desteklerini sürdüreceklerini söyledi.
Enerji dönüşümünün fuarın önemli başlıklarından biri olduğuna değinen bp Türkiye Ülke Başkanı Tümkan Işıltan, deprem ve sel gibi enerjinin iletilmesinde ve üretilmesinde kesintilere yol açan doğal afetlerin devletler ve kurumların daha hızlı bir şekilde bu konuya eğilmelerine neden olacağını düşündüğünü vurguladı. Rusya-Ukrayna savaşının bir sonucu olarak da enerji güvenliğine daha fazla odaklanılmasının, ülkelerin büyük bir kısmının yenilenebilir enerji kaynaklarından ve diğer fosil olmayan yakıtlardan üretilen yerli üretim enerjiye erişimi artırmaya çalıştıkları için enerji dönüşümünü hızlandırma potansiyeline sahip olduğunu da belirterek "Son yıllarda uygulanan küresel enerji politikaları ve enerji üzerine yapılan tartışmalar enerji sistemini karbonsuzlaştırmanın ve net sıfıra geçişin önemine odaklanıyor. Meydana gelen olaylar enerji arzındaki küçük kesintilerin bile nasıl ciddi ekonomik ve sosyal maliyetlere yol açabileceğini gösteriyor. Geçiş süreci, enerjinin güvenliği ve karşılanabilirliğini de dikkate almalı. Başarılı ve kalıcı bir enerji dönüşümü için enerji trilemması olarak adlandırılan güvenli, uygun fiyatlı ve düşük karbonlu üretim ele alınmalı" dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yaşanan deprem felaketi hakkında konuşarak sözlerin başlayan Başkan Şeker "Ülkemiz inanılmaz bir deprem silsilesiyle karşı karşıya kaldı, boyutunun büyüklüğünü TÜBA Konseyi olarak bölgede yaptığımız incelemelerde çok daha iyi gördük. Acılar paylaşıldıkça azalır. Hepimizin başı sağ olsun. Vefat edenlere rahmet, yaralılara sabır diliyorum. Bu yarayı el birliğiyle saracağız. Can kayıplarını engellemek, hasarı en aza indirmek üzere bilim insanları olarak bizler geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi uyarılarımızı her defasında çok daha yüksek bir sesle yinelemek boynumuzun borcu." dedi.
İnsanoğlunun yaptığı yanlışların faturasını aynı dönemde er ya da geç ödediğini ya da bu faturayı daha sonraki nesillere devrettiğini söyleyen Prof. Şeker şöyle konuştu: "G20 Zirvesi'ndeki dünyanın bilim akademilerinin yer aldığı Science20 kapsamında TÜBA olarak Türkiye'yi temsil ediyoruz. Bu platformda enerjiden sağlığa fırsat eşitliğinden gıda sorunlarına kadar pek çok başlık gündeme geliyor. Son dönemde başta iklim değişikliği ve buna bağlı olarak gıda zincirinde meydana gelecek olan sorunların altı çiziliyor. İnsan eliyle yapılan hataların azaltılması ise ana başlıklardan biri. Bu depremle bir kez daha kanıtlanmıştır ki fizik kanunlarına karşı gelerek rant peşine düşmek sonunda faturanın yine insana kesilmesine neden olur."
Önlemler uluslararası platformlarda her zaman gündeme geldi ama kimse kendi üzerine düşeni yapmak istemedi.
TÜBA sorumluluğu gereği dünyanın, toplumun, yükseköğretimin sorunları başta olmak üzere pek çok alanda multidisipliner çalışmalar yürütüyor. İklim değişiklikleriyle beraber sanayide vahşi kapitalizm çerçevesinde haksız rekabetin arttığını, üretim tekniklerinin yarıştığı ortamlarda doğaya verilen zararın ne boyutta olduğun hepimiz biliyoruz. Önlemler uluslararası platformlarda her zaman gündeme geldi ama kimse kendi üzerine düşeni yapmak istemedi. "Doğal Kaynaklarda Verimlilik ve Alternatif Enerji Çözümleri Çalıştayı" dahilindeki birçok başlık bahsi geçen konularla ilişkili. Hiç kimse fatura ödemek istemiyor herkes bir başkasına paslıyor, özellikle menfaatlerine dokunan bir konu varsa göz ardı ediliyor. Doğal kaynakların sömürüldüğü ortamlarda acımasız rekabetle ortaya çıkan atıklardan, doğal kaynakların gaspı dahil, tek taraflı kaynak kullanımları uluslararası ilişkilerde de sorunlara neden oluyor. Sağlıktan ekonomiye ve güvenliğe dek pek çok boyutu var konunun. Bizler bu Çalıştayla doğal kaynaklardan ne kadar verimlilik elde edebileceğimizi ve olabilecek en az hasarlı yöntemler konusunda çalışıyoruz ve çalışmaya devam ediyoruz, bu 2 gün boyunca katkı veren tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum." dedi.
Kurumlardan uzmanlar ve çeşitli üniversitelerden akademisyenlerle 2 gün süresince toplam 26 katılımcının yer alacağı programda "İklim Değişikliği Çerçevesinde KKTC Su Yönetimi" hakkında ve ayrıca depremle ilgili farklı konuların da yer aldığı ilk günün ilk oturumunun başkanlığını Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akca üstlendi. Antalya Bilim Üniversitesi'nden Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu "Kıbrıs'ın Su Probleminin Geçmişi", TÜBA Asli Üyesi ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Öztürk "Türkiye'den Kıbrıs'a Su Temininde İklim Değişimi Etkileri", TÜBA Asli Üyesi ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve İTÜ Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Türker Türken "Kuzey Kıbrıs'ta Sürdürülebilir Su Yönetimi", Yakındoğu Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş "Kıbrıs'ın Güncel Su İhtiyaçları ve Yeraltı Su Kaynaklarının Durumu" hakkında konuştu.
Prof. Dr. İzzet Öztürk'ün yürüttüğü 2. Oturumda; Prof. Dr. Cumali Kınacı "Kıbrıs Su Yönetimi Uygulamaları ve Öneriler", Prof. Dr. Lütfi Akca "KKTC Su Master Planı", Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Sulama Dairesi Başkanı Oğuzhan Bektaş "Kıbrıs'ta Tarımsal Sulama Altyapısı", İTÜ'den Prof. Dr. Ahmet Duran Şahin "İklim Değişikliğinin Etkileri ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları"nı anlattı.
Prof. Dr. Cumali Kınacı'nın moderatörlüğündeki günün son oturumunda Necmettin Erbakan Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hasan Hüsnü Korkmaz "Deprem Hasarlarının Nedenleri ve Dayanıklı Yapılar İçin Öneriler"ini, İTÜ'den Prof. Dr. Ercan Yüksel "06 Şubat 2023 Depremlerinin Işığında Mevcut Betonarme Konut Stokunun Değerlendirilmesi ve Acil Önlemler"i, TÜBA Asosye Üyesi ve Gaziantep Üniversitesi'nden Prof. Dr. Abdülkadir Çevik "Betonarme Yapılarda Deprem Hasarları ve Güçlendirme Yöntemleri", Yakın Doğu Üniversitesi'nden Prof. Dr. Salih Saner "Kuzey Kıbrıs'ın Jeolojik ve Sismolojik Fay Hatları"nı detaylandıracak.
21 Mart günü gerçekleştirilecek oturumların ardından sona erecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Seramik sağlık gereçleri (SSG) sektörünün lider markası Bocchi, 13-17 Mart tarihleri arasında Frankfurt'ta düzenlenen uluslararası ISH Fuarı'nda, çevreye duyarlı ürün çözümleri ve ikonik tasarımları ile beğeni topladı. Bu yıl "Sürdürülebilir Bir Gelecek için Çözümler" temasıyla düzenlenen fuarda, dünyanın önde gelen yapı malzemesi üreticileri, iklimlendirme ve su teknolojileri alanında geliştirdikleri yeni ürünleri sundu. Bocchi standının öne çıkan ürünleri arasında, ünlü tasarımcı Ross Lovegrove imzalı New Age ve Strata banyo koleksiyonları ile, farklı geometrik formlara ve renk seçeneklerine sahip Milano, Sottile Slim Line ve Vessel lavabo koleksiyonları yer aldı.
"İhracattaki gücümüzü Almanya ile daha da artıracağız"
Avrupa'da doğan Bocchi; İtalya, Türkiye, Amerika, İngiltere ve Rusya'nın ardından Almanya şirketi ile bölgedeki varlığını daha da güçlendiriyor. 1950 yılında 'Il bagno per tutti' (Herkes için banyo) mottosuyla üretime başlayan İtalyan kökenli Bocchi'nin bugün, Gebze'deki üretim tesisleriyle, beş kıtada 73 ülkeye ihracat yaptığını söyleyen Bocchi Genel Müdürü Serkan Ak, "Çağdaş banyonun öncüsü Bocchi, Avrupa'da ilk kez engelliler için banyo ürünleri tasarlayan marka olarak köklü bir geçmişe sahip. Müşteri odaklı ürün yelpazemiz, ikonik tasarımlarımız ve yüksek kalite standartlarımız ile toplam ihracatta sektörün ikinci, ABD'ye ihracatta ise birinci markası olmayı başardık. Renk ve inovasyon konularındaki deneyimimiz, uluslararası alanda tüketici tercihlerine en iyi yanıt veren SSG markalarından biri olmamızı sağlıyor. Bocchi Almanya şirketimizin faaliyete geçmesiyle birlikte Orta Avrupa'daki varlığımızı güçlendirmeyi ve %87'lik ihracat oranımızı daha da yükseltmeyi hedefliyoruz." dedi.
Sektörün ihracat lideri olarak, Almanya pazarının yüksek kalite standartlarını rahatlıkla karşıladıklarını söyleyen Serkan Ak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uzun Ar-Ge çalışmaları sonucunda leke ve kireç oluşumunu en aza indiren 'super smooth' yüzey özelliğine sahip seramik ürünlerimizi pazara kazandırdık. Test sonuçları, geleneksel sırlı porselene göre 19 kat daha pürüzsüz olan bu yüzeyin, hijyen ve kir oluşumunu engellemede çok daha etkin olduğunu gösteriyor."
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.