Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akaryakıt kalitesi ve tedarik altyapısına yaptığı yatırımlarla öne çıkan Aytemiz, 2024 yılı boyunca gösterdiği büyüme performansıyla sektörün hızlı gelişen markalarından biri oldu. Şirket, bayi kanalıyla gerçekleştirdiği yaklaşık 2 milyon metreküp akaryakıt ve 400 bin metreküp otogaz satışıyla kendi rekorunu kırarken, istasyon başına günlük satışıyla da sektörün öncü markaları arasına girdi. 76 yeni bayinin Aytemiz hizmet ağına katıldığı bu dönemde marka, akaryakıt pazar payını %26 oranında artırarak öncü akaryakıt şirketlerinden biri oldu. Bu başarılarını ve kırdığı rekorları kutlamak üzere Türkiye'nin dört bir yanındaki bayileriyle Antalya'da bir araya gelen Aytemiz, buluşmada gelecek dönem hedeflerini paylaştı.
Ahmet Eke: "Varlığımızı daha da güçlendirerek, kararlı ve organik büyümemizi sürdürüyoruz"
"Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek" mottosu ile düzenlenen Aytemiz Bayi Toplantısı, Türkiye'nin dört bir yanından gelen bayilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Toplantıda Aytemiz'in sektördeki konumuna ve fark yaratan iş modeline dikkat çeken Aytemiz Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Eke; "Aytemiz olarak yeni ve güçlü hedeflerle yolculuğumuza devam ediyoruz. Mevcut 660 istasyonumuz ve yakında açacağımız yeni istasyonlarımızla, ülke genelinde varlığımızı daha da güçlendirerek kararlı ve organik büyümemizi sürdürüyoruz" dedi.
Bu başarının ardında Tatneft'in 75 yıllık küresel enerji tecrübesi ve Aytemiz'in sürdürülebilir büyüme stratejisi bulunduğunu belirten Ahmet Eke; "Tatneft, petrol arama ve çıkarılmasından nihai tüketiciye ulaştırılmasına kadar değer zincirinin her alanında aktif bir grup. Türkiye'deki akaryakıt operasyonlarını Aytemiz markası ile yürüterek sektörün gelişiminde önemli bir rol oynayan Tatneft Grup, Aytemiz'i bünyesine katmasıyla iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel bağların güçlenmesine de katkı sağlıyor.
Aytemiz olarak bu gücü en doğru şekilde ülkemizle buluşturmak üzere stratejik lokasyonlarda operasyonlarını yürüttüğümüz 250.000 m³ kapasiteli 9 ikmal noktamız bulunuyor. Bu ürünlerin sevkiyatını da yine Aytemiz güvencesi ve kalitesiyle gerçekleştiriyoruz.
Enerji ve kimya sektörlerindeki entegre yatırımlarımız devam ederken; akaryakıtın çıkarılmasından dağıtımı ve müşterilerimize sunulmasına dek her aşamada rol alan bir marka olarak, uçtan uca akıllı ve verimli operasyonlarımızla yüksek bir katma değer üretiyoruz. Standart iş modelleri yerine her bir bölgenin ihtiyacına ve bayimizin hedeflerine göre iş birlikleri geliştiriyoruz. Bu da Aytemiz'in sürdürülebilir bayi ilişkileri kurmasına, yüksek müşteri memnuniyeti sağlamasına ve hızlı yükselişine etki ediyor" şeklinde konuştu.
Aytemiz'in 2030 hedeflerinde yenilikçi hizmetlerinin kritik bir rolü olduğunu vurgulayan Ahmet Eke; "2030 hedefimize doğru emin adımlarla ilerlerken sektörde öncü olan elektrikli araç şarj istasyonlarımız, alanında ilk olan Motorcu Dostu İstasyonlarımız, dijitalleşme vizyonumuzun simgesi Aytemiz Vaay uygulamamız ve müşteri deneyimini merkeze alan ON 7/24 Market konseptimiz ile entegre bir hizmet ekosistemi inşa ediyoruz. Önümüzdeki büyüme ve dönüşüm yolculuğunda, yenilediğimiz market konseptimizi daha da güçlendirerek perakende gücümüzü artıracağız. Perakende odaklı stratejimizle akaryakıtta yakaladığımız başarıyı ve tercih oranlarını, bu alanda da sağlayacağız." dedi.
Tolga Parmaksız: "2024'te her bir Aytemiz istasyonu büyüme kaydetti"
2024 yılında Aytemiz ağında yer alan her bir istasyonun önemli bir başarı hikayesine imza attığını belirten Aytemiz Satış Direktörü Tolga Parmaksız; "Aytemiz olarak Türkiye akaryakıt sektöründeki organik, kararlı ve istikrarlı büyümemizi sürdürüyor, pazar payımızı her geçen yıl daha da artırıyoruz. Motorin, benzin ve otogazdaki dengeli satış portföyümüz ile hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize en yüksek hizmet standartlarını sunmaya devam ediyoruz.
2024 yılı boyunca her ay kendi rekorumuzu tekrar tekrar kırarak başarılarla taçlandırdığımız bir yılı geride bıraktık. İstasyonlarına değer veren, müşteri odaklı hizmeti önceliklendiren ve yeni alanlara yatırım yapan iş ortaklarımız sayesinde, sektörde fark yaratan bir büyüme performansı sergiledik. İstasyon başına satışlarda her segmentte sektörden daha fazla büyüdük. Akaryakıtta sektörden kat be kat fazla büyüme sağladık, otogaz pazarının küçülmesine rağmen, bu kategoride de büyümemizi sürdürdük. Akaryakıt ve otogaz satışlarıyla birlikte, istasyon başına satışta Türkiye'nin öncü markaları arasında yerimizi aldık. Her ilde farklı başarı hikayelerine imza attık. Bu önemli gelişim, 'Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek' anlayışımızın yansımasıdır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi EY Türkiye, İstanbul'un taksi ekosisteminin dönüşümü kapsamında mevcut durum, ihtiyaçlar ve geleceğe dair dönüşüm fırsatlarını ele almak üzere gerçekleştirdiği "İstanbul Taksi Ekosisteminin Dönüşümü" başlıklı araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırma çerçevesi arz, talep, mevzuat ve yönetişim olmak üzere üç ana alanda kurgulandı. Arz ve talebe yönelik veri toplanarak 2024 yılında Ağustos - Ekim ayları arasında anket çalışması gerçekleştirildi. Talep analizi için vatandaşlar ve turistlerle yolcu deneyimi anketleri gerçekleştirilirken; arz analizi için de taksi hizmet sağlayıcıları ile (plaka sahibi olup sürücü olarak çalışmayanlar, taksi durağı sahipleri, plaka sahibi olan ve olmayan sürücüler) anket çalışması yapıldı. Bu çalışmalar daha önceden İstanbul için yapılan çeşitli araştırma bulguları, akademik görüşler ve mevcut mevzuat incelemesiyle desteklendi. Tüm analizler sonucunda; taksi sayısı ve filo yönetimi, taksi ekosistemi, yönetişim ve dijitalleşme olmak üzere dönüşüm için dört iyileştirme alanı belirlenirken; 9 temel ve 4 yatay politika önerisi geliştirildi. İlgili tespit ve öneriler sadece kamu otoriteleriyle paylaşıldı. Araştırmaya göre, ileride gerçekleşebilecek olası mevzuat çalışmalarında kamu sektörümüzün her zaman olduğu gibi kapsayıcı bir paydaş yönetimiyle ilerleyeceği öngörülüyor.
EY araştırmasına göre; İstanbul'da 20.311 araç ve 40.622 sürücünün bulunduğu bir taksi sisteminin olduğu; şehrin araç başına günde 36 yolculuktan oluşan bir hizmet düzeyine eriştiği ve tüm araçlardan yıllık 47,8 milyar TL gelir elde edildiği tahmin ediliyor. Aynı zamanda araştırmada İstanbul'un taksi plakalarının bir yatırım aracına dönüştüğüne dikkat çekiliyor. Bir taksi yolculuğunda elde edilen gelirin %26'sı iki sürücü tarafından paylaşılıyor; kiracı ve galeri sahibi %11, plaka sahipleri de %32'lik bir pay alıyor. Geriye kalan %31'lik pay ise giderler için harcanıyor.
Mevcut taksi ekosistemi dönüşüm gerektiriyor
Son 30 yılda İstanbul'un nüfusu iki katına, turist sayısı ise 10 katına çıkarken, taksi sayısındaki artışın yalnızca %17 ile sınırlı kaldığı görülüyor; bu durum şehrin taksi arzının talebin gerisinde kaldığını gösteriyor. Benzer dünya metropollerinde 1.000 kişiye düşen taksi ve private hire vehicle (Rezervasyonlu Bireysel Taşıma) araç sayısı ortalaması 9,7 iken İstanbul'da bu sayı 1,3. EY araştırmasına göre, İstanbulluların %86'sı taksi bulmakta zorlandığını, %33'ü de her zaman zorlandığını belirtiyor. Bu yetersizlik korsan taksi kullanımının artmasına da neden oluyor. Anket sonuçlarına göre, vatandaşların %51'i korsan taksinin daha uygun fiyatlı olduğunu belirtiyor. Tanıdık sürücüye güven duyulması ve taksi bulmanın zorluğu da bu yönelimin başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Yolcular ile sürücüler arasında güven eksikliği bulunuyor
Güvenlik, taksi hizmetleri için en önemli beklenti olmasına rağmen, her 10 yolcudan 4'ü taksi yolculukları sırasında kendilerini güvende hissetmediklerini belirtiyor. İstanbul'daki taksi yolculuklarında vatandaşlar en çok sürücülerin kaba davranışından, turistler ise yabancı dil bilen şoför eksikliğinden şikayetçi; araçlarla ilgili en büyük sorun ise eski ve bakımsız olmaları. Diğer taraftan sürücülerin de en çok şikayet ettiği konuların başında ücret ve güzergah anlaşmazlıkları ile yolcu davranış bozuklukları geliyor.
Toplu taşımadaki iyileştirmeler yolcuları taksi kullanımından vazgeçirmiyor
İstanbul'daki toplu taşımada vatandaşların yaşadığı sorunlar tamamen çözülse bile, anket katılımcılarının %40'ından fazlası taksi kullanmaya devam edeceğini belirtiyor. Bu durum, toplu taşıma ve taksi hizmetlerinin alternatif olmaktan ziyade vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayan tamamlayıcı hizmetler olarak görüldüğünü gösteriyor.
Dijitalleşme, taksi ekosisteminde sadece bir araç olmanın ötesine geçerek tüm paydaşlar için çözüm haline geliyor
Sürücülerin %30'u taksi çağırma uygulamalarını kullanırken; taksi hizmetlerinde teknoloji kullanan sürücülerin oranı 87%. Uygulama kullanan sürücüler uygulama kullanmayan sürücülere göre ücret anlaşmazlıklarını %36, ödeme yöntemi ile ilgili sorunları %24 ve güzergâh anlaşmazlıkları ile ilgili sorunları %18 oranında daha az yaşadığını belirtiyor. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak "paylaşımlı araç" yeni bir iş modeli olarak yolcular için en çok tercih edilen seçenekler arasında öne çıkıyor. Anket katılımcılarının %24'ü paylaşımlı araç hizmetini tercih ettiğini ifade ediyor ve bu tercihlerinin nedenleri olarak araç bulma kolaylığını (%38), uygun fiyatı (%23) ve güvenilirliği (%20) gösteriyor.
Belirlenen politikalar ile İstanbul için ideal ulaşım senaryosu oluşturulabilir
İstanbul'un taksi ekosisteminin 2027, 2030 ve 2035 yılları hedef alınarak, kademeli olarak daha organize, profesyonel ve dijitalleşmiş bir taksi ekosistemi oluşturulması amaçlanıyor. EY araştırması kapsamında mevcut zorlukları ele almak ve fırsatları değerlendirmek için 9 temel ve 4 yatay politika ile bu politikalar altında 42 eylem tasarlandı. Dönüşümü başlatmak için bu eylemlerden 5'inin 2025'te hayata geçirilmesi planlanırken; dönüşümün tamamlanmasıyla birlikte yıllık ortalama 700 milyon ABD doları ek vergi geliri, %1,3 İstanbul'un GSYİH'da artış, 9.500 yıllık ortalama iş gücünde artış, sürücü kazançlarında %23 günlük ortalama artış ve taksi bekleme sürelerinde %60 azalma tahmin ediliyor.
Taksi ekosisteminin dönüşümünde öncelikli olarak hayata geçirilmesi önerilen 5 temel eylem:
1. UKOME'nin onayladığı 2.500 taksinin hizmete sunulması ve operasyonel standartların belirlenmesi; mevcut taksiler için dijitalleşme gerekliliklerinin ve takvimin UKOME'ye sunulması
2. Rezervasyonlu Bireysel Taşıma (RBT) araçları için mevzuat hazırlıklarının başlaması
3. Dijital taksilerde dinamik fiyatlandırma karar taslağı önerisinin UKOME'ye sunulması
4. Taksi şirketlerinin kurulmasına yönelik mevzuat taslağının hazırlanması
5. Gelir takibi ve vergilendirme için dijital platformların kullanılmasına yönelik mevzuat taslağı hazırlanması
EY Türkiye Kamu Sektörü Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Kerem Kaçar raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"EY Türkiye olarak gerçekleştirdiğimiz bu araştırmanın kanıt odaklı politika tasarımı ve daha entegre politika uygulaması için kıymetli kamu sektörü temsilcilerimize değerli analizler sunacağına inanıyoruz. Aynı zamanda tüm paydaşların bir parçası olacağı veri temelli bir ekosistem ve iş birliği zemininin oluşmasına katkı sağlamayı hedefledik. Bu açıdan çalışmamızın en öne çıkan özelliği hızlıca uygulanabilir politika önerileri sunması. Bu politikaların hayata geçirilmesiyle hem kentte yaşayanların hem de ziyaretçilerin taksi deneyimlerinde önemli iyileşmeler yaratmasını bekliyoruz. Sektördeki dijitalleşmeyi daha kapsayıcı hale getirecek düzenlemelerle taksi hizmetinin daha erişilebilir ve kaliteli olmasını bekliyoruz, bunun da taksi kullanımına olan talebi daha da artırmasını ve böylelikle daha fazla sektör geliri, daha yüksek istihdam oranları ve vergi gelirleri gibi önemli ekonomik faydalar da elde edileceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte, dönüşümün önündeki zorlukların aşılması ve fırsatlardan en verimli şekilde yararlanılması adına, özel sektör ve kamu sektörünün iş birliği içerisinde hareket etmesi kritik öneme sahip. Kamu otoriteleri tarafından güvenlik ve hizmet kalitesi odaklı olarak kapsayıcı şekilde düzenlenmiş ve rahatça izlenen/yönetilen, kazanılmış haklara saygılı, taksi meslek itibarının sektörün kurumsallaşmasıyla güçlendiği, profesyonel ve rekabet temelli, yeni iş modellerinin kullanıcılara sunulabildiği ve en temelde teknolojik çözümleri mevzuatla desteklenmiş bir zeminde yaygın olarak kullanan bir "taksi ekosistemi" oluşmasının, İstanbul'a sağlayacağı olası katma değer ile şehrimizin marka değerine ve hayat kalitesine olumlu etkiler yaratacağına inanıyoruz. "
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı, Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Sektör Lideri Emre Beşli ise konuyla ilgili olarak şunları belirtti:
"Türkiye ekonomisinin merkezi olan ve hem ticari hem de turizm açısından önemli bir çekim noktası özelliği taşıyan İstanbul'un, nüfus artışının ve kentsel gelişiminin yanı sıra küresel düzeydeki önemi de her geçen gün artıyor. Bu doğrultuda İstanbul'un taksi ekosistemi, şehirde artan ulaşım taleplerinin karşılanabilmesi adına dönüşüm gerektiren kritik bir konu haline geliyor. Diğer taraftan; akıllı telefonlar, dijital ödemeler ve taksi çağırma uygulamaları gibi teknolojilerin yükselişi, sektörü dönüştürmek için de önemli fırsatlar sunuyor. Aynı zamanda bu dönüşüm, sadece ulaşım hizmetlerini iyileştirmekle kalmayıp ekonomik ve sosyal açıdan da önemli faydalar sağlama potansiyeline sahip. İncelediğimiz uluslararası örneklerin bize söylediği ortak mesaj her şehre uyan tek bir çözüm yok ancak kritik başarı faktörü sektördeki kaçınılmaz dijitalleşme ve bunun kamu sektörü tarafından proaktif şekilde yönetilmesi. Dolayısıyla Istanbul'un kent dinamiklerini baz alarak mevcut taksi sistemini dönüştürmesi artık bir zorunluluk ve kamu sektörümüze bu dönüşümde önemli roller düşüyor. Bu araştırmamızın gelecek çalışmalar için de bir temel oluşturarak tüm kentlerimiz için ulaşım vizyonlarının şekillendirilmesinde önemli bir rehberlik sunmasını umuyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bu yıl 9.’cusu düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week), 50’den fazla ülkenin Kamu Özel Sektör İş Birliği alanında uzman bürokratlarını ‘daha azıyla daha fazlası’ mottosuyla altyapı yatırımlarının geleceğini tartışmak için bir araya getirdi. Kuzey Marmara Otoyolu ana sponsorluğunda gerçekleşen İstanbul KÖİ Haftası kapsamında iki ana oturumda KMO’nun küresel ulaşım projelerinde örnek alınan PPP modeli uzman isimlerle ele alındı. Projenin modern ulaşıma, ekonomiye ve sürdürülebilirliğe kattığı değerler ise uluslararası otoriterler tarafından takdir topladı.
Türkiye’nin geleceğe bağlanan yolu Kuzey Marmara Otoyolu, bu yıl 9.’cusu düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week) kapsamında kamu özel sektör iş birliğinde dünyaca ünlü projelerin üst düzey temsilcileri, kamu delegeleri, finans sektörünün temsilcileri, akademisyenler ve altyapı konusunda alanında özel sektörden uzman isimlerle bir araya geldi. Kuzey Marmara Otoyolu’nun küresel karayolu ekosisteminde örnek gösterilen akıllı ulaşım sistemleri, yüksek mühendislik ve ileri teknoloji uygulamalarının paylaşıldığı iki ana oturumda KMO Genel Müdür Yardımcıları Yılmaz Koyuncu ve Mehmet Ünlü, uygulanan PPP modelinin teknik ve finansal boyutunu anlatan sunumlar gerçekleştirerek uluslaraarası otoritelerin sorularını yanıtladılar.
Koyuncu: “Kuzey Marmara Otoyolu ulaşımın geleceğine yön veren bir vizyon ortaya koyuyor”
Kuzey Marmara Otoyolu’nun her gün 1 milyonun üzerinde insana dokunduğunu ve başta İstanbul olmak üzere bölgeye stratejik bir ulaşım koridoru sunduğunu ifade eden KMO Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Koyuncu, “Devletimiz, kamu kuruluşlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte muazzam bir sinerji yakalayarak, böylesine devasa bir projeyi ülkemize kazandırdık. KMO ailesi olarak özellikle güçlü yatırımcılarımızın gösterdiği büyük özveriyle, dört şeritli dünyanın en geniş ve en uzun tünellerine ev sahipliği yapan 415 kilometreli dev bir ulaşım projesini üç yıl gibi rekor bir sürede inşa ettik. PPP modeliyle de dünyada örnek gösterilen KMO projesi, bugün geldiğimiz noktada İstanbul, Kocaeli ve Sakarya gibi ülkemizin sanayi üssü konumundaki şehirlerini birbirine bağlarken, bu dev adım, sadece Türkiye için değil, bölgedeki karayolu taşımacılığı bakımından da ticaret ve lojistik ağı için büyük bir öneme sahip. En önemli noktalardan biri de Kuzey Marmara Otoyolu, aynı zamanda olası afetlerde bo¨lgedeki yaklas¸ık 20 milyonluk bir nu¨fus ic¸in bir "afet otoyolu" olarak kullanılmak u¨zere kritik go¨reve de hizmet edecek s¸ekilde tasarlandı. Akıllı ulaşım sistemleri, sürdürülebilirlik adımları, teknolojik altyapısı, modern ulaşım ağı ve karayolu taşımacılığında ilklere imza atan projeleri ile Kuzey Marmara Otoyolu geleceğe miras kalacak bir vizyonunun eseri. Kuzey Marmara Otoyolu önümüzdeki dönemde de modern, konforlu ve güvenli ulaşımın adresi olmayı sürdürecek.” dedi.
PPP Haftası’nın son gününde ise PPPCOE heyeti, Kuzey Marmara Otoyolu Ana Kontrol Merkezi’ni ziyaret ederek, KMO’nun otoyol işletmelerinin yönetim süreçlerini yerinde gözlemlediler.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Premium ve ultra büyük TV küresel pazarlarına liderlik eden Samsung, yapay zekâ destekli TV inovasyonlarında da öncü konumunu koruyor. Samsung, 2006 yılından bu yana zirveyi elden bırakmıyor.
Pazar araştırma şirketi Omdia raporuna* göre Samsung, 2006 yılından bu yana global TV pazarında zirvedeki konumunu koruyor. Bu kesintisiz başarı, şirketin premium ve ultra büyük ekranlara yönelik inovasyonlarının yanı sıra son teknoloji ürünü yapay zekâ destekli TV'lerin piyasaya sürülmesiyle de destekleniyor. Samsung'un 19 yıldır süren global TV pazarı liderliğinin, müşterilerin güveni ve desteği sayesinde mümkün olduğunu belirten Samsung Electronics Görsel Ekran İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Hun Lee, “Yapay zekâ destekli TV'ler gibi inovasyonlarla, TV sektörünün geleceğini şekillendirmeye, insanların yaşamını anlamlı bir şekilde güçlendiren ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Premium ve Ultra Büyük TV segmentlerinin lideri
Samsung, özellikle premium (2.500$ üzeri) ve ultra büyük (75 inç ve üzeri) segmentleri içeren üst seviye TV pazarındaki liderliğini daha da güçlendirdi. Samsung ayrıca QLED ve OLED segmentlerinde de liderliğini sürdürerek premium TV sektöründeki hakimiyetinin altını bir kez daha çizdi. QLED TV'lerde 8,34 milyon adet satış rakamı yakalayan Samsung, kategori liderliğini daha da güçlendirdi. 2024 yılında, global QLED pazarı ilk kez toplam TV satışlarının %10'unu aşarak önemli bir büyüme kaydetti. OLED TV'lerde ise 1,44 milyon satış adedine ulaşan Samsung‘un bu başarısı, Samsung'un sunduğu OLED inovasyonlarının artan tüketici taleplerini karşıladığını gösterdi. Şirket, önceki yıla göre satışlarda artış yakaladı.
Ev eğlencesi yapay zekâ ve sanat ile dönüşüm geçiriyor
Samsung, CES 2025'te, yapay zekâ destekli ekranlarda çığır açarak geleneksel ev eğlencesini ileri taşıyan Vision AI teknolojisini tanıttı. Kullanıcı tercihlerini, amaç ve alışkanlıklarını analiz ederek akıllı ev ekranlarının geleceğini şekillendiren Vision AI, kişiselleştirilmiş bir izleme deneyimi sunuyor. Samsung ayrıca, daha önce yalnızca The Frame serisinde yer alan Samsung Art Store'u bu yıl Neo QLED ve QLED modellerine de genişleterek daha fazla kullanıcının kişiselleştirilmiş dijital sanat deneyimine erişmesini sağladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin internette hız ve kalite açısından oyunun kurallarını bozan TurkNet, fiber hızlı internetin yaygınlaşması için yatırımlarına devam ediyor. Sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirmeyi amaçlayan TurkNet, “Net Gençlik” ile altyapının uygun olduğu yüzlerce devlet üniversitesi ve teknoparkta, farklı projelerle geleceğin teknolojilerini tasarlayan gençlerin yanındayken, lise öğrencileriyle de dünyanın en itibarlı teknoloji turnuvalarından “FIRST® Robotics Competition” (FRC) kapsamında bir araya geliyor. Bu yıl FRC’ye 4. kez destek sağlayan TurkNet, geleceğin mimarı gençlerin hızlı ve kesintisiz fiber internetiyle yanında olacak.
“Sektörde oyunun kurallarını yeniden yazıyoruz”
İş birliği toplantısında konuşan TurkNet CEO’su Cem Çelebiler, “İçinde bulunduğumuz fiber dönüşüm çağında, iş yapış şekillerimiz başta olmak üzere, hayatın her alanında oyunun kuralları yeniden yazılıyor. Bu yeni oyunda, yüksek hızda, kaliteli ve kesintisiz erişilebilir internet artık çok daha önemli” dedi. “Biz bu dönüşümün sadece destekçisi ve takipçisi değiliz; aynı zamanda oyun kurucularından biriyiz. 30 yıldır internetin demokratikleşmesi için çalışıyoruz” diyen Çelebiler, şöyle devam etti:
“Sektörün sıkıntıları ve tüketicide sebep olduğu kaygılar var. Bizim işimiz bunları bulup çözüme ulaştırmak. ‘Toplum neden rahatsız, tüketici internette ne istiyor?’ sorularıyla ilgileniyoruz. Bunun için asla vazgeçmediğimiz, çok güçlü değerlerimiz var; yalınlık, uçtan uca dijital deneyim, müşteri odaklılık ve erişilebilir fiyatla yüksek performansı bir arada sunabilme yeteneği. Biz interneti sınırlar koyan değil; özgürleştiren, eşitleyen, demokratik bir evren olarak görüyoruz. Bunun için sektöre ait bilinen doğruların dışına çıkmaktan, ezberleri bozmaktan ve özgün olmaktan korkmadık, korkmayacağız da. Oyunun kurallarını yeniden yazıyoruz. Öyle ki artık tüketicilerimiz bir sonraki adımda neler yapacağımızı, neye çözüm bulacağımız merakla beklemeye başladı. Bizim için başarının kriteri tam da bu; müşterilerimizle uzun vadeli güven ortamını yaratmak.”
Böylece TurkNet’in bugün Türkiye’nin üçüncü büyük bireysel fiber hane ulaşımına sahip oyuncusu olduğunu hatırlatan Çelebiler, “2024 yılının ilk 6 ayında en fazla sabit abone kazanan operatör olduk. 1.2 milyonun üzerinde bireysel, 2500’ün üzerinde kobi ve kurumsal abonemize kaliteli, kesintisiz ve sınırsız-kotasız internet deneyimi sunuyoruz. Yeni yatırımlarımızla bu ekosistem daha da büyüyecek” diye vurguladı.
“Unicorn adayı genç girişimcilerin yanındayız”
Geleceği şekillendirmenin yolunun eğitimden geçtiğini hatırlatan Çelebiler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerin kurumlardan en büyük beklentisi eğitime destek. Bunun için de geleceğin teknolojilerini üreten gençlerimizin dünya standartlarında internete erişmesi önemli. ‘Net Gençlik’ hareketi bu değerlerin odağında onlara eşlik etmek üzere ortaya çıktı. Altyapımızın uygun olduğu tüm devlet üniversiteleri, kampüsler ve teknoparklarda, harika işler çıkaran unicorn adayı genç girişimcilerimizin yanındayız. Onların bu yoluculuklarına fiber hızımızla eşlik ediyoruz. Lise çağındaki arkadaşlarımızı da FIRST® Robotics Competition kapsamında destekliyoruz. Türkiye’nin geleceği şekillendirmek için onların fikirlerine ve hayal gücüne ihtiyacımız var. Gençlerin kapsam dışında kalmaması için çalışıyoruz.”
“Türkiye, FRC bünyesinde en hızlı büyüme gösteren ülke”
Fikret Yüksel Vakfı Başkanı Alex Burchard ise şöyle konuştu “Fikret Yüksel Vakfı olarak, Türkiye'de FIRST programlarını düzenleyerek ülkemizin gençlerini günümüz dünyasının sorunlarını çözmeye hazırlıyoruz. FIRST takımına katılan çocuklar elbette birçok teknik beceri öğreniyor, ancak bunların yanı sıra daha önemli beceriler de kazanıyorlar: problem çözme, kendi kendine öğrenme, başkalarıyla etkili iletişim kurma, bir ekip içinde çalışabilme ve en önemlisi, tüm bu becerileri dünyaya olumlu bir katkı sağlamak için kullanabilme. Ayrıca öğrenciler, lise yıllarında, üniversite sonrası karşılaşacakları çeşitli meslek alanlarında gerçek dünya deneyimi kazanma fırsatı elde ediyor. Bu sayede, ne okumak istediklerine, hangi kariyeri seçmek istediklerine dair daha bilinçli kararlar verebiliyor ve erken yaşta bu alanda kendilerini geliştirerek en iyi versiyonlarına ulaşabiliyorlar. Türkiye’nin, FRC bünyesinde en hızlı büyüme gösteren ülke konumunda olmasından dolayı büyük gurur duyuyoruz. Bunun yanı sıra, dünya genelinde FRC programında ortalama %30 olan kadın katılım oranına ve küresel STEM iş gücünde %30 kadın oranına kıyasla %47’lik bir kadın katılım oranına sahibiz. Dahası, bu takımlara ev sahipliği yapan okullar ve topluluklar %42 oranında kadınlardan oluşuyor. Bu da gösteriyor ki, STEM alanındaki cinsiyet farkını aktif olarak azaltıyor ve daha eşitlikçi bir nesli yetiştiriyoruz”
Burchard, sözlerini şöyle tamamladı: “TurkNet ile çalışmak bizim için büyük bir mutluluk. Bize verdikleri destek gerçekten çok büyük ve sundukları birçok katkı arasında en sevdiğim kesinlikle etkinliklerimize sağladıkları fiber internet hizmeti. Etkinliklerde, törenlerde ve maçlar arasında dev ekranlara yansıtılmak üzere sürekli olarak gigabitler boyutunda dosyaları bina içinde farklı noktalara iletmem gerekiyor. TurkNet’in interneti sayesinde ofisten bir dosya gönderdiğimde, daha kapıdan çıkmadan dosya 100 metre ilerideki saha ekibi tarafından indirilmiş ve kullanıma hazır hale gelmiş oluyor. Gerçekten hızlı ve güvenilir bir internet sağlıyorlar. Verdikleri bu destek ve iş birliğimizin bir parçası olarak yaptıkları diğer harika işler için onlara büyük bir teşekkür etmek istiyorum, ortaklığımızın uzun yıllar devam etmesini ve büyüyerek gelişmesini diliyorum”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Müşterilerini en son teknolojiler ve en yenilikçi uygulamalarla buluşturan Neova Sigorta, müşteri odaklı teknolojik yatırımlarıyla sektördeki konumunu pekiştirmeye devam ediyor. Şirket, CIO Ödülleri 2025 kapsamında "En İyi Maliyet Tasarrufu Projeleri" kategorisinde ConnectSure projesiyle ödüle layık görüldü. Geçtiğimiz yıl IDC Future Enterprise Ödülleri'nin "Sektör Ekosisteminde Geleceğin En İyisi" kategorisinde ikincilik ödülüne layık görülen proje, aldığı son ödülle başarısını taçlandırmış oldu. Connect Sure projesi ayrıca 2024'te Smart-i Awards'ta "En İyi Altyapı" kategorisinde "Altın Smart-i" ödülü ile 2023 yılında PSM Awards'ta "En İyi Altyapı" kategorisinde "Altın PSM" ödüllerinin sahibi olmuştu.
Maliyet Tasarrufunda Yenilikçi Yaklaşım
Neova Sigorta'nın dijitalleşme stratejisi çerçevesinde hayata geçirdiği ConnectSure projesi, sigortacılık sektöründe verimlilik ve maliyet yönetimi alanında değer yaratıyor. Proje, süreçlerin otomasyonu ve entegrasyonu sayesinde operasyonel maliyetleri azaltarak kaynak kullanımında maksimum verimlilik sağlıyor.
ConnectSure, tüm paydaşlara sunulan hizmetin hızını ve kalitesini artıran kapsamlı bir dijital sigortacılık platformu olarak öne çıkıyor. Proje, sigorta süreçlerinde manuel iş yükünü minimize ederek otomasyon sağlıyor, müşteri ve iş ortaklarına daha hızlı ve esnek çözümler sunuyor. Proje sayesinde API yönetimi için harcanan süre ve iş yükü azaltılarak önemli ölçüde verimlilik sağlanıyor. Aynı zamanda, dijital kanal entegrasyonlarıyla broker, dijital banka ve mobil uygulamalar gibi farklı platformlarla sorunsuz bir şekilde entegre olabiliyor.
"Teknoloji ve Verimlilik Odaklı Liderliğimizi Pekiştiriyoruz"
Ödülle ilgili değerlendirmede bulunan Neova Sigorta CIO'su Aslıhan Çandır, "Sigortacılık sektöründe müşteri odaklı dijital gelişim süreçlerine yaptığımız yatırımlarla liderliğimizi pekiştiriyoruz. CIO Ödülleri 2025'te 'En İyi Maliyet Tasarrufu Projeleri' kategorisinde Connect Sure projemizle kazandığımız bu ödül, teknolojik altyapımızın gücünü ve verimlilik odaklı yaklaşımımızın başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Müşterilerimize ve iş ortaklarımıza daha verimli, hızlı ve esnek çözümler sunmaya devam ederek, sektördeki dijital dönüşümün öncüsü olmayı sürdüreceğiz" dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Marmarabirlik’e bagˆlı 699 Sayılı I·znik Zeytin Tarım Satıs¸ Kooperatifi, 54’u¨ncu¨ Olagˆan Mali Genel Kurulu’nu gerc¸ekles¸tirdi. I·znikli zeytin u¨reticisi ortakların yogˆun katılım go¨sterdigˆi Genel Kurul’daki gu¨ndemde yer alan tu¨m maddelerin tamamı kabul edildi. Marmarabirlik Yo¨netim Kurulu Bas¸kanı Hidamet Asa, “Bizim arkamızda sessiz bir c¸ogˆunluk var. Bugu¨ne kadar her zaman yanımızda olan, desteklerini hissettiren ortaklarımızla bu genel kuruldan gu¨c¸lenerek c¸ıktık. Halkın u¨zerinde hic¸ bir gu¨c¸ yoktur. U¨reticimiz yalanlarla oluşturulma istenen algılara inanmadıgˆını bir kez daha ispatlamıs¸ oldu” dedi.
Divan Bas¸kanlıgˆı’nı Marmarabirlik Yo¨netim Kurulu Bas¸kanı Hidamet Asa’nın yaptıgˆı 2022-2023 ve 2023-2024 is¸ yılları Olagˆan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda, Divan Katiplikleri’nde Halil I·brahim Go¨kbulut ve Hu¨seyin C¸etin yer aldı. Yaklas¸ık bin 400 kis¸inin katıldıgˆı ve tu¨m gu¨ndem maddelerinin kabul edildigˆi Genel Kurul, sorunsuz bir s¸ekilde tamamlandı. Oylamaların sonlanmasının ardından so¨z alan Bas¸kan Hidamet Asa, is¸lerin yogˆun oldugˆu bu do¨nemde is¸ini gu¨cu¨nu¨ bırakıp bu¨yu¨k bir fedakarlıkla bizlere destek veren, Kooperatifimize ve Marmarabirlik’e gu¨c¸ katan tu¨m ortaklarımıza tes¸ekku¨r ediyoruz” dedi.
Genel kuruldan gu¨c¸lenerek c¸ıktıklarını belirten Hidamet Asa, Marmarabirlik olarak u¨reticimize destek verecek yeni projeleri gu¨ndeme almak ic¸in c¸alıs¸maya devam ettiklerini ifade etti. Bas¸kan Asa, “Marmarabirlik I·znik Zeytin Tarım Satıs¸ Kooperatifi’nin, 54’u¨ncu¨ Olagˆan Mali Genel Kurulu’nda ortaklarımızın bu yogˆun katılımı ile her zaman oldugˆu gibi bugu¨n de yanımızda oldugˆunu go¨stermesi bizi son derece mutlu etmis¸tir. I·znik Zeytin Tarım Satıs¸ Kooperatifi’ne ve Marmarabirlik’e duyulan gu¨venin bir kere daha sergilendigˆi bu demokratik ortamda, ortaklarımıza o¨nu¨mu¨zdeki do¨nemde atacagˆımız adımları anlatıyor olmaktan gurur duydugˆumu belirtmek isterim. U¨reticinin bu¨yu¨k bir katılım sagˆlamıs¸ oldugˆu bu Genel Kurul, bu¨yu¨k bir mesajdır. Marmarabirlik bugu¨ne kadar ortaklarının yanında olmus¸ ve onlara her durumda destek vermeyi go¨rev edinmis¸tir. Bu bilinc¸ ve kurum ku¨ltu¨ru¨yle yolumuza hic¸ durmadan devam edecegˆiz” ac¸ıklamalarında bulundu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın lider teknoloji markalarının Türkiye dağıtıcısı Bilkom, satış sonrası hizmet süreçlerini merkezileştiren yeni deposunu ve yenileme merkezini Gebze’de faaliyete geçirdi. Daha önce üç farklı konumda yürütülen iade, ayrıştırma ve onarım süreçlerini tek bir tesiste toplayan Bilkom, satış sonrası hizmetlerde operasyonel verimliliğini artırırken, karbon emisyonunu da önemli ölçüde azaltıyor.
Tüm satış sonrası hizmet operasyonları tek çatı altında
Bilkom’un yeni satış sonrası hizmetler deposu ve yenileme merkezi, iade edilen cihazların teslim alınmasından teknik kontrolüne, ayrıştırılmasından yenilenme sürecine kadar tüm aşamaları tek bir tesiste gerçekleştiriyor.
Yasal düzenlemeler doğrultusunda iade edilen ürünler, Gebze’deki merkezde teslim alınarak ön kontrol sürecinden geçiriliyor. Ürünlerin fiziksel durumu, eksik parçaları veya hasarları bu aşamada tespit ediliyor. Ürünler markalarına ve işlem durumlarına göre ayrılarak düzenleniyor. Bu sayede her cihazın işlem süreci kolayca takip edilebiliyor. Onarılmaya ve yenilenmeye uygun görülen cihazlar, aynı tesis içinde yenilenerek hızla döngüsel ekonomiye kazandırılıyor. Bu sayede nakliye süreçlerinden doğan karbon ayak izi ve taşıma esnasında ortaya çıkabilecek riskler ortadan kaldırılıyor; zaman ve maliyetten de tasarruf sağlanıyor.
Aylık 20 bin yedek parça ve 2 bin ürün kapasitesi
Bilkom, her ay ortalama 20 bin yedek parçayı ve 2 bin ürünü işleme alarak ekonomiye yeniden kazandırıyor. ‘Atık karşıtı’ yaklaşımıyla yeniden kullanılabilir durumdaki cihazları gerekli teknik kontroller ve onarımlardan geçirerek ekonomiye geri kazandıran Bilkom, elektronik atık üretiminin de önüne geçiyor. Böylece ürünlerin ömürleri uzuyor, kaynaklar daha verimli kullanılıyor ve döngüsel ekonomiye katkı sağlanıyor.
Bilkom’dan elektronik atığın azaltılmasına katkı
Elektronik atığın azaltılmasında onarım ve yenileme süreçleriyle aktif rol oynayan Bilkom, her yenilenen ürün ve değerlendirilen yedek parça ile kaynakların daha verimli kullanılmasına katkıda bulunuyor.
Gebze’deki yeni satış sonrası hizmetler deposu ve yenileme merkezi, Bilkom’un ‘tek çatı altında verimlilik’ modelini hayata geçirerek iade sürecinden yenileme aşamasına kadar tüm adımları entegre bir yapıda yönetiyor. Bilkom’un sürdürülebilirlik odaklı büyüme stratejisinin önemli bir parçası olan bu merkez hem müşteri memnuniyetini artırıyor hem de döngüsel ekonomiye anlamlı katkılar sağlıyor.
BİLKOM hakkında
Koç Holding bünyesinde faaliyet gösteren Bilkom; köklü geçmişi, geniş bilgi birikimi ve deneyimi, uzun yıllara dayanan profesyonel iş birlikleri, alanında uzman kadrosuyla Türkiye’nin önde gelen Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) dağıtıcılarından biridir. Türkiye’nin Dijital Yaşam Koçu vizyonuyla faaliyetlerini yürüten Bilkom, teknoloji yoluyla yaşam kalitesini artırmak için çalışmakta ve güncel teknolojiyi erişilebilir kılmayı hedeflemektedir. 2025 yılı itibarıyla elektronik perakende mağazalarında satılan her 6 akıllı telefon ve tabletten 1’i ve tüm Türkiye genelinde giyilebilir teknoloji kategorisinde her 6 akıllı saatten 1’i Bilkom güvencesiyle tüketiciye ulaşıyor ve bu başarı şirketin tüketici elektroniği sektöründeki 1 numaralı konumunu güçlendiriyor.
Fortune Türkiye 500 sıralamasında 75. sırada yer alan Bilkom, Capital 500 listesinde 104. Sırada bulunmaktadır. Bilkom Bilişim 500 listesinde yılın Tablet ve taşınabilir dağıtıcısı dağıtım kategorisinde 1. Sırada yer almaktadır. Yeni nesil-esnek çalışma modeli, stratejik çevik yönetim anlayışı ile çalışan bağlılığında 4 yıl üst üste gösterdiği performansı ile Kincentric tarafından ‘Sürekli Mükemmelik’ ödülüne layık görülmüştür. Bilkom’un portföyünde Apple, Huawei, TCL Electronics, DJI Enterprise, Segway, Razer, PlayStation, Meross, Aqara gibi dünyadaki dijital ve mobil dönüşümü şekillendiren seçkin ve öncü global markalar yer almaktadır. Bu markalara ‘katma değerli ve odaklı dağıtıcı’ yaklaşımıyla 360 derece marka yönetimi, iş geliştirme, kanal programları geliştirme, lisanslı yerli üretim, tüketici deneyimi yönetimi ve tüm Türkiye genelinde eve kadar ulaşan yaygın satış sonrası servisleri gibi ‘Bilkom Plus’ hizmetler sunmaktadır. Bilkom hakkında daha fazla bilgi için www.bilkom.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.