Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Trump'ın Sürpriz Fed Ataması, Başkan Seçimin-
de Ona Zaman Kazandırıyor
· Başkan Trump'ın FED’deki bir koltuğu geçi-
ci olarak doldurma hamlesi, merkez banka-
sına bir mü?efik atama şansı sunarken,
ona daha da büyük bir kararı değerlendir-
mesi için daha fazla zaman veriyor: Bir
sonraki Fed Başkanı kim olacak?
· Trump, yap?ğı açıklamada, Ocak ayında
süresi dolacak olan Fed YöneOm Kuru-
lu'ndaki bir koltuk için Beyaz Saray Ekono-
mi Danışmanları Konseyi başkanı Stephen
Miran'ı aday göstereceğini söyledi.
· Trump, "Bu arada, kalıcı bir yedek arayışına
devam edeceğiz" dedi
Deniz Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
www.denizyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çeşitli iş kollarında yatırımlarıyla 4 kıta ve 21 ülkede faaliyet gösteren Global Yatırım Holding (GYH) 2025 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçlarını açıkladı. Grup yılın ilk yarısında gelir, kar ve FAVÖK'te rekor artışlar yakaladı. Etkin maliyet yönetimi sayesinde marjlarda da önemli artışlar sağlandı. Yılın ilk yarısında grubun tüm iş kollarının gelirleri enflasyon muhasebesi uygulanmamış hali ile yüzde 20 ile yüzde 60 arasında artarken, konsolide gelir yüzde 49, FAVÖK ise yüzde 60 artış gösterdi. Grup bu sonuçlar ile enflasyonun çok üzerinde reel bir büyüme elde etmiş oldu.
Yılın ilk yarısında zorlu makroekonomik koşullar ve süregelen jeopolitik belirsizliklerin etkisini hissetmeye devam etmelerine rağmen güçlü bir performans sergilemeyi başardıklarını anlatan Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Mehmet Kutman, "Stratejik olarak çeşitlendirilmiş yapımız, operasyonel kârlılığımızı desteklemeye devam ediyor. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, yılın ilk yarısında temel iş kollarımızda çok güçlü bir performans sergiledik; liman ve gaz segmentlerimiz büyümenin temel itici gücü olmaya devam etti" dedi.
GYH Mali İşler Grup Başkanı Ferdağ Ildır ise, "Sağlam bilançomuz ve mali disiplinimiz sayesinde hızlı ve doğru adımlar atabiliyoruz. Uzun vadeli değer yaratmaya odaklıyız ve bu doğrultuda hem temettü dağıtımını hem de yeni yatırım fırsatlarını dikkatle değerlendirmeye devam edeceğiz" dedi.
Çeşitli iş kollarında yatırımlarıyla 4 kıta ve 21 ülkede faaliyet gösteren Global Yatırım Holding (GYH), güçlü konsolide gelir, kar ve FAVÖK'ünü yılın ikinci çeyreğinde de devam ettirdi. Bu dönemde enflasyonun üstünde reel büyüme elde eden Global Yatırım Holding, enflasyon muhasebesi uygulanmamış hali ile tüm iş kollarının gelirleri yaklaşık yüzde 20 ile yüzde 60 arasında artış gösterdi. Holding'in konsolide gelirleri yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 49 artış gösterirken, enflasyon muhasebesi uygulanmış hali ile ise yüzde 7'lik artışla 10,7 milyar TL seviyesine ulaştı.
Holding'in FAVÖK'ü de rekor seviyelere ulaşırken, enflasyon muhasebesi uygulanmamış haliyle yüzde 60 ile enflasyonun üstünde büyüme yakaladı. Yılın ilk yarısında grubun FAVÖK'ü enflasyon muhasebesi uygulanmış hali ile ise yüzde 14'lük artışla 4,5 milyar TL oldu. Global Yatırım Holding, karlılıkta da rekor kırdı. Grubun 2024'ün ilk yarısında 935,2 milyon TL olan net karı, bu yılın aynı döneminde yüzde 43 artışla 1 milyar 339 milyon TL'yi aştı. Söz konusu kar rakamının içerisinde 1 milyar 482,5 milyon TL tutarında amortisman gideri, 304,8 milyon TL tutarındaki net kur farkı geliri ile 75,4 milyon TL tutarında TMS29 uygulaması kaynaklı parasal kayıp olmak üzere toplamda 1 milyar 253,1 milyon TL'lik nakit çıkışı gerektirmeyen giderler yer aldı.
'İtici güç limanlar ve gaz sektörü oldu'
Yılın ilk yarısında zorlu makroekonomik koşullar ve süregelen jeopolitik belirsizliklerin etkisini hissetmeye devam etmelerine rağmen güçlü bir performans sergilemeyi başardıklarını anlatan Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Mehmet Kutman, "Stratejik olarak çeşitlendirilmiş yapımız, operasyonel kârlılığımızı desteklemeye devam ediyor. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, yılın ilk yarısında temel iş kollarımızda çok güçlü bir performans sergiledik; liman ve gaz segmentlerimiz büyümenin temel itici gücü olmaya devam etti. Madencilik ve varlık yönetimi segmentlerimiz ise piyasalardaki dalgalanmalardan ve genel makroekonomik baskılardan etkilenmiş olsa da liman ve gaz operasyonlarımızın güçlü performansı, bu etkileri fazlasıyla telafi etti" dedi.
İş kollarındaki gelişmelere de değinen Kutman, şöyle devam etti: "Kruvaziyer sektöründeki güçlü ivme 2 çeyrekte de devam etti. Önemli kruvaziyer şirketleri 2025 yılının ilk yarısında beklentilerin üzerinde finansal ve operasyonel sonuçlar açıkladılar ve 2025 beklentilerini yukarı yönlü revize ettiler.. Naturelgaz, 2025 yılının ilk yarısında da rekor satış hacmi, artan operasyonel verimlilik ve yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde olağanüstü performansını sürdürdü. Ayrıca, Naturelgaz, Konya'daki mevcut güneş enerjisi santraline ek olarak Muş'taki 15 MW'lık yeni güneş enerjisi yatırımını da başarıyla devreye aldı. Enerji şirketimiz Consus Bahamalar'daki 100 MW'lık elektrik üretim projesinin finansmanı için 75 milyon ABD doları tutarında grup kefaleti olmaksızın uzun vadeli bir özel tahvil ihracı gerçekleştirdi. Yatırımın 2026 yılında tamamlanmasını bekliyoruz. İstanbul Portföy Yönetimi 2025 ilk yarısı itibarıyla portföy büyüklüğünü 142 milyar TL'ye yükseltti. Grup bünyesindeki varlık yönetimi şirketleri tarafından yönetilen toplam portföy büyüklüğü ise yıllık bazda %43 artışla 144 milyar TL'ye ulaştı. Halen inşaatı devam eden Karaköy'deki eski ofis binamız için Hilton Worldwide Manage Limited ile 25 yıl süreli bir marka ve yönetim sözleşmesi imzaladık. Buranın 2025 sonu civarında faaliyete geçmesini bekliyoruz."
'Güçlü finansal yapımız sayesinde başarılı sonuçlar elde ettik"
GYH Mali İşler Grup Başkanı Ferdağ Ildır ise, "2025'in ilk yarısında, zorlu ekonomik ve jeopolitik ortama rağmen güçlü bir operasyonel kârlılık elde ettik. Liman ve gaz iş kollarındaki sağlam performansımız, diğer alanlardaki zorlukları dengeleyerek çeşitlendirilmiş yapımızın gücünü gösterdi. Sağlam bilançomuz ve mali disiplinimiz sayesinde hızlı ve doğru adımlar atabiliyoruz. Uzun vadeli değer yaratmaya odaklıyız ve bu doğrultuda hem temettü dağıtımını hem de yeni yatırım fırsatlarını dikkatle değerlendirmeye devam edeceğiz" dedi
Öne çıkan gelişmeler Piyasalarda
odak, Putin ile Trump arasında önümüzdeki günlerde yapılması beklenen ve Ukrayna’da ateşkes olasılığını
gündeme taşıyan görüşmeye çevrildi Kremlin, iki liderin görüşmesi için uzlaşıya varıldığını ve detayların netleştirildiğini açıkladı Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise savaşın sonlandırılması gerektiğini vurgulayarak hem ikili hem üçlü formatta görüşmelere açık olduklarını belirtti İngiltere Merkez Bankası, politika faizini beklentilere paralel olarak 4 ’e indirirken, dört üyenin faiz değişikliği istememesi GBP/ USD’de kısa süreli yukarı hareket yarattı ABD tarafında haftalık işsizlik başvurularının 226 bin ile beklentilerin üzerinde gelmesi, istihdam piyasasında yavaşlama sinyallerini güçlendirirken, Fed üyelerinden Bostic tarifelerin enflasyona etkisinin izlenmesi gerektiğini ve bu yıl bir faiz indiriminin uygun olabileceğini söyledi Trump ise yarı iletken üretimini ABD’ye taşıyan şirketlere gümrük vergisi muafiyeti tanıyacağını yinelerken, Çin ile ticaret görüşmelerinde sürenin uzatılabileceğini ve yıl bitmeden Çin’i ziyaret edebileceğini ifade etti Fed başkanlığı aday listesinde Kevin Waller’ın öne çıktığı haberleri de piyasada yakından takip ediliyor
Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.burganyatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından hazırlanan İşsizlik
Sigortası Fonu aylık basın bültenine göre, Temmuz ayında önceki dönemde devam
edenler ile birlikte 481 bin kişi için toplam 5 milyar 664 milyon TL işsizlik
sigortası ödemesi yapıldı.
Temmuz ayında önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte 636 kişi
için yapılan kısa çalışma ödeme miktarı 5 milyon TL oldu.
Temmuz ayında 638 kişiye 6.5 milyon TL yarım çalışma ödemesi yapıldı.
Temmuz ayında; Ücret Garanti Fonu’ndan bin 597 kişiye toplam 94 milyon TL ödeme yapıldı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KPMG Türkiye'nin hazırladığı "Çelik Sektörel Bakış - 2025" raporuna göre küresel çelik üretimi, 2024 yılında yavaşlayan bir tempoya işaret etti. Ham çelik üretimi dünya genelinde
Yüzde 0,4 oranında hafif gerileyerek 1,9 milyar ton seviyesine indi. Bu düşüşte, küresel ekonomik belirsizliklerin sürmesi ve özellikle Çin'de iç talebin zayıflaması belirleyici oldu. Çin'in ham çelik üretimi 2024 yılında yüzde 1,7 oranında azalarak 1 milyar tona geriledi. Bu gerilemede, Çin hükümetinin emlak sektörüne yönelik uyguladığı kısıtlayıcı politikalar ve yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda alınan üretim sınırlayıcı önlemler etkili oldu.
Türkiye çelik sektörü ise küresel çelik üretiminin daraldığı bir yılda yüzde 9,5'luk dikkat çekici bir artışla 36,9 milyon ton üretim gerçekleştirdi. Bu performans, Türkiye'yi üretimini en fazla artıran ikinci ülke konumuna taşırken, küresel sıralamada sekizinci, Avrupa'da ise ikinci büyük üretici pozisyonunu korumasını sağladı. 2021 yılında ulaşılan 40,4 milyon tonluk rekor üretimin ardından yaşanan daralma göz önüne alındığında, 2024 yılı ülkemizde sektör için bir "geri dönüş" yılı olarak kayda geçti.
Rapora göre bu üretim artışında birkaç temel unsur etkili oldu: İlk olarak, deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerinin hız kazanmasıyla inşaat çeliğine olan iç talep güçlü kaldı. İkinci olarak, küresel piyasalarda 2022-2023 döneminde yaşanan daralmanın ardından kısmi bir toparlanma yaşandı ve özellikle Avrupa pazarında Türkiye çeliğine yönelik dış talep yeniden canlanma gösterdi.
"Çelik sektörü uzun vadeli yapısal tehditlere karşı hazırlıklı olmalı"
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Metal ve Maden Sektör Lideri, Şirket Ortağı Burak Yıldırım, "2024 yılı, küresel çelik piyasasında rekabetin daha da sertleştiği bir dönem oldu. Türk çelik sektörü hem iç hem de dış pazarlarda birçok zorlukla eş zamanlı mücadele etmek zorunda kaldı. Bu zorlu tabloya rağmen, Türkiye çelik sektörü 2024 yılında üretim ve ihracatta yeniden ivme kazandı. Ancak bu ivmenin devamı için çelik sektörümüzün yalnızca mevcut dalgalanmalara karşı değil, aynı zamanda uzun vadeli yapısal tehditlere karşı hazırlıklı olması gerekiyor. Artan ithalat baskısı, dalgalı maliyet yapısı ve küresel politika değişimleri gibi çok boyutlu dinamikler, sektörün bugünkü dayanıklılığını bir başarı göstergesi kadar, ileriye dönük bir uyarı sinyali olarak da okunmalı. Özellikle son dönemde sürdürülebilirlik beklentilerindeki artış, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar ve dijitalleşme adımları, sektörün dönüşüm sürecini hızlandırırken aynı zamanda yepyeni kırılganlık alanları da yaratıyor. Bu dönüşümü tüm boyutlarıyla anlayabilmek için hem Türkiye'nin yapısal gerçeklerini hem de küresel çelik ekonomisinin derinleşen rekabet ortamını bütüncül bir bakışla analiz ettik." dedi.
İhracatta güçlü atak, ithalatta kırılgan görünüm
2024 yılı, Türkiye çelik sektörü açısından yeniden büyümenin başladığı ve toparlanma sürecinin belirginleştiği bir yıl oldu. Türkiye'nin çelik ihracatı bu dönemde yüzde 27,6 oranında artarak 13,4 milyon ton seviyesine yükseldi ve ihracatta yeniden pozitif bir ivme yakalandı. Bu artışta, enerji maliyetlerindeki düşüşün Türkiye'deki üreticilere uluslararası pazarlarda rekabet gücünü kısmen geri kazandırması ve Avrupa pazarında talebin toparlanması etkili oldu. İhracat performansında en dikkat çekici artış İtalya pazarında gerçekleşti; Türkiye'nin bu ülkeye gerçekleştirdiği çelik ihracatı 2023'teki 477 milyon dolardan 2024'te 929 milyon dolara yükseldi. 2024 yılında Türkiye'nin çelik ihracatında en yüksek pay kaybı ise İsrail'e yönelik gerçekleşen ticarette oldu ve yapılan ihracat 716 milyon dolardan 93 milyon dolarak gerileyerek yüzde 87 oranında azaldı. 2024 yılında Türkiye, AB'ye çelik ihracatını da yüzde 76 gibi önemli oranda artırarak 3,8 milyon ton ihracata ulaştırdı. Uzun ürünlerde yüzde 41, yassı ürünlerde ise yüzde 86 gibi etkileyici oranlarla büyüme yakaladı. Bu yükselişte belirleyici olan faktör ise jeopolitikti: AB'nin Rusya ve Belarus'a uyguladığı yaptırımların ardından boşalan kotaların Türkiye lehine yeniden tahsis edilmesi, sektöre geçici ama anlamlı bir alan açtı.
2024 yılında Türkiye çelik sektörü, üretim ve ihracat açısından toparlanma eğilimine girdi ancak ithalat tarafında daha kırılgan bir görünüm sergiledi. Bu dönemde ihracat yüzde 27,6 oranında artarken, ithalattaki artış yalnızca yüzde 1,8 seviyesinde kaldı ve bunun sonucunda net ithalatta yüzde 39,4 oranında gerileme görüldü. Toplam çelik tüketimi yüzde 0,8'lik sınırlı bir artışla 38,3 milyon tona yükseldi; fakat bu tüketimin yaklaşık yarısının ithalatla karşılanması, sektörün hâlâ yüksek düzeyde dışa bağımlı olduğunu gösterdi. Özellikle yassı ürünlerde ithalatın yüzde 50 seviyelerine ulaşması, iç pazarda da yerli üreticilerin fiyat rekabetinde zorlandığını gösteriyor. Bu kırılganlık ise önemli ölçüde Uzak Doğu menşeli ürünlerden kaynaklandı. Çin, Endonezya, Vietnam ve serbest ticaret anlaşmalarıyla Türkiye'ye avantajlı giriş sağlayan Malezya gibi Uzak Doğu ülkeleri, 2024'te Türkiye'nin iç pazarına adeta düşük fiyatlı çelik yağdırdı. Çin'in 117,1 milyon tonluk rekor ihracatı, dünya pazarlarına maliyetine yakın fiyatlarla sunmaları, yerli üreticilerin rekabet gücünü önemli ölçüde zayıflattı. Türkiye'nin 2024 itibarıyla en fazla çelik ithal ettiği ülkeler listesinde Çin yüzde 20,6 ile ilk sırada yer aldı. Çin'i sırasıyla Rusya (yüzde 17,5), ABD (yüzde 13,3) ve Güney Kore (yüzde 9,8) takip etti.
ABD'nin yeni gümrük tarifesi: Tehdit mi, fırsat mı?
Dünyanın sekizinci büyük çelik üreticisi konumundaki Türkiye, 2018 yılında Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu ilk gümrük tarifelerinden olumsuz etkilendi; bu dönemde ABD'ye ihracatında yüzde 50'ye varan özel tarifelere tabi tutuldu ve pazar payında ciddi kayıplar yaşadı. Ancak 2025 yılında ilan edilen yeni tarifelerin tüm ülkelere eşit oranlarla uygulanmasının, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı bu dezavantajı önemli ölçüde hafifleteceği düşünülüyor. Bu kapsamda, Türkiye'nin daha yüksek oranlı vergi dilimlerine tabi tutulmaması, mevcut düzenlemeler çerçevesinde ülkemizi görece avantajlı bir konuma taşıyor ve ABD pazarında yeniden rekabetçi bir pozisyon elde etme potansiyelini artırıyor.
Ancak, söz konusu tarifelerin küresel çelik ticareti üzerindeki dolaylı etkileri Türkiye için daha dikkat çekici riskler barındırıyor. ABD pazarına erişimi zorlaşan ülkelerin Avrupa, Afrika ve Orta Doğu gibi alternatif pazarlara yönelmesinin, bu bölgelerdeki rekabet ortamını önemli ölçüde yoğunlaştırma ihtimali bulunuyor. Bu gelişme, Türkiye'nin hâlihazırda güçlü olduğu ihracat pazarlarında rekabet baskısını artırarak hem fiyatlarda düşüşe hem de pazar payında daralmaya neden olma potansiyeli taşıyor.
Kripto paralar haftanın son gününe yükselişle başladı
Kripto para piyasası yeni güne pozitif başladı. Bitcoin 116 bin doların üzerinde fiyatlanırken, kripto para piyasasının toplam değeri 3.94 trilyon dolara ulaştı. CoinTR Araştırma Departmanı tarafından hazırlanan bültende piyasadaki son gelişmelere yer veriliyor.
Kripto paralarda son 24 saatin öne çıkan gelişmeleri
ABD Başkanı Donald Trump’ın kripto paralar da dahil olmak üzere alternatif varlıkların 401(k) emeklilik hesaplarında değerlendirilebilmesine izin veren kararnameyi imzalaması kripto para piyasasında pozitif yansıdı. Piyasalarda olumlu hava yaratan bir diğer adım ise Donald Trump’ın kripto para dostu isimlerden Stephen Miran’ı Federal Rezerv Yönetim Kurulu’na ataması oldu. Miran, 31 Ocak 2026’ya kadar merkez bankasında, geçen hafta istifasını açıklayan Adriana Kugler’in boşalttığı koltukta görev yapacak. Kripto paraların toplam değeri son 24 saatte yüzde 3,4 artarak 3.94 trilyon dolara yükseldi. Yazı yazıldığı sırada lider kripto para birimi Bitcoin (BTC), yüzde 1,8’lik kazançla 116.530 dolardan işlem görürken, Ethereum (ETH) yüzde 6,1 artarak 3.909 dolardan fiyatlanıyor. XRP yüzde 11,1 yükselerek 3,33 dolara, Solana ise yüzde 3,3 kazançla 174,30 dolara ulaştı. Öte yandan 7 Ağustos’ta Bitcoin ETF’lerine toplam 281 milyon dolarlık, Ethereum ETF’leri ise 222 milyon dolarlık giriş kaydetti.
Ripple ile SEC arasındaki hukuk savaşı bitiyor
Kripto para dünyasının en çok konuşulan hukuk savaşlarından biri resmen sona erdi. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Ripple Labs, İkinci Bölge Temyiz Mahkemesindeki karşılıklı temyiz başvurularını geri çekme konusunda anlaştı. Dün mahkemeye sunulan ortak feragat dilekçesine göre taraflar kendi dava masraflarını ve avukat ücretlerini kendileri üstlenecek. Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, haziran ayında yaptığı açıklamada bu adımı işaret ederek, “Bu bölümü sonsuza dek kapatıyor, asıl önemli olan değerler internetini inşa etmeye odaklanıyoruz” demişti.
Böylece, Yargıç Analisa Torres’in 2023’te verdiği ve hem Ripple hem de SEC açısından kısmen kazanım, kısmen kayıp anlamına gelen karar kesinleşmiş oldu. Torres, yüz milyonlarca dolarlık XRP’nin kurumsal yatırımcılara satışını yasadışı menkul kıymet satışı olarak nitelendirirken, bireysel yatırımcılara yapılan “kör teklif” satışlarında ise Ripple’ın haklı olduğuna hükmetmişti.
Animoca Brands ortak girişimi Hong Kong’da stablecoin lisansı sürecini başlattı
Web3 yatırım şirketi Animoca Brands, Standard Chartered ve Hong Kong Telecommunications (HKT) ile Hong Kong’daki ortak girişiminin bölgede stablecoin lisansı almak için resmi adım atmaya a başladığını açıkladı. Anchorpoint Financial Limited adı verilen ortak girişim, 1 Ağustos’ta yerel düzenleyiciye stablecoin ihraç lisansı başvurusu için resmi ilgisini iletti. Şirket, cuma günü yaptığı açıklamada bunun, düzenleyicinin internet sitesinde belirtilen başvuru sürecinin bir parçası olduğunu bildirdi. Animoca Brands temsilcisi yaptığı açıklamada, Hong Kong düzenleyicisine “resmi ilgi” bildiriminde bulunmanın stablecoin lisans sürecinin ilk adımı olduğunu doğruladı. İlerleyen dönemde Anchorpoint Financial, stablecoin’lerin finansal piyasa büyümesindeki ve ödemelerdeki rolünü, Web3 ile geleneksel finans arasında köprü kuracak şekilde keşfetmeyi hedefliyor.
CleanSpark’tan rekor çeyrek: Gelir ve kârlılık beklentileri aştı
Bitcoin madencisi CleanSpark, tarihinin en iyi çeyrek sonuçlarını açıkladı. Şirket, nisan-haziran döneminde 198,6 milyon dolar gelir elde ederek bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 91 artış sağladı. Bu rakam, analistlerin yaklaşık 195 milyon dolarlık beklentisini aştı.
Net kâr ise 257,4 milyon dolar ile geçen yılın aynı dönemindeki 236,2 milyon dolarlık zararın tersine döndü. Hisse başına seyreltilmiş kâr 78 sent olarak gerçekleşerek 20 sentlik piyasa beklentisini geride bıraktı. CEO Zach Bradford, bunun CleanSpark tarihindeki en başarılı çeyrek olduğunu vurgularken, CFO Gary Vecchiarelli, operasyonel giderlerin tamamen aylık Bitcoin üretimiyle karşılandığını ve şirketin Bitcoin hazinesinin genişletildiğini belirtti.
CleanSpark, haziranda 50 exahash/saniye operasyonel hash oranına ulaşarak bunu tamamen ABD altyapısıyla başaran ilk halka açık madencilik şirketi olduğunu açıkladı. Şirketin elindeki 12 bin 703 BTC’nin piyasa değeri yaklaşık 1,48 milyar dolar ve bu miktar CleanSpark’ı halka açık şirketler arasında en büyük dokuzuncu Bitcoin sahibi konumuna getiriyor. Yıl başından bu yana yüzde 16,4 değer kazanan CleanSpark hisseleri, sektör lideri MARA Holdings’in yüzde 7’den fazla düşüş yaşadığı aynı dönemde daha iyi performans gösterdi. Bu çeyrekte Bitcoin madencilik firmaları, varlığın yüzde 32 değer kazanmasından önemli ölçüde faydalandı.
TEKNİK ANALİZ
Bitcoin (BTC)
Bitcoin dün güçlü bir toparlanma göstererek 114.000 dolar seviyesinden 117.300 dolara kadar yükseldi. Bu yükselişin arkasında en önemli etken, ABD Başkanı Donald Trump’ın 401(k) emeklilik planlarında Bitcoin ve Ethereum gibi kripto varlıklara yatırım yapılmasının önünü açan düzenlemeyi duyurmasıydı. Bu açıklama, kripto para piyasasında kurumsal yatırımcı ilgisinin artacağı yönünde beklentileri canlandırdı. Ayrıca zincir üstü veriler de bu yükselişi destekler nitelikteydi. Büyük cüzdanlardan merkezi borsalara gelen BTC miktarında düşüş gözlemlenirken, cüzdanlar arası transferlerde artış dikkat çekti. Bu durum yatırımcıların elde tutma eğiliminde olduğunu ve kısa vadeli satış baskısının azaldığını gösteriyor. Spot ETF tarafında ise sınırlı çıkışlara rağmen, kurumsal alımların sürdüğü görüldü. Teknik olarak Bitcoin, 114.400 desteğinden aldığı tepkiyle kısa vadeli düşen trendi kırdı ve yeniden 117.600 direncine yöneldi. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanırsa 118.800 ve 120.000 seviyeleri gündeme gelebilir. Aşağı yönde 112.500 ve 114.400 desteği takip edilecek.
Ethereum (ETH)
Ethereum tarafında da olumlu bir hava hakim. Fiyat 3.660 dolar seviyelerinden toparlanarak 3.900 dolar üzerine çıktı. Teknik görünümde yükselen kanal desteği korunurken, RSI göstergesi de nötr bölgeden yukarı yönlü çıkış sinyali verdi. Ethereum’un zincir üstü verileri incelendiğinde, staking oranlarında kayda değer bir değişiklik olmasa da, merkeziyetsiz borsalardaki (DEX) işlem hacimlerinde artış gözleniyor. Bu, yatırımcıların Ethereum’u sadece pasif gelir aracı olarak değil, aynı zamanda ticaret ortamı olarak da aktif şekilde kullandığını gösteriyor. Ayrıca, aktif adres sayısında yaşanan artış, ağ kullanımının yeniden canlandığına işaret ediyor. Büyük cüzdanların (whale) ETH birikiminde de son 48 saatte hafif bir artış gözlendi; bu durum uzun vadeli güvenin devam ettiğini ortaya koyuyor. Teknik olarak ETH’nin 3.950 seviyesini test ettikten sonra 4.080 dolara yönelmesi muhtemel. Destek seviyeleri 3.750 ve 3.620 dolarda.
Ripple (XRP)
Ripple son 24 saatte en dikkat çeken hareketi sergileyerek %11’in üzerinde yükseldi ve 3,38 dolara kadar çıktı. Bu gelişmenin nedeni Ripple ile SEC arasındaki beş yıllık yasal mücadelenin resmen sona ermesi. Her iki taraf da temyiz süreçlerini geri çekme kararı aldı ve ABD Temyiz Mahkemesi’ne ortak bir “iptal başvurusu” sundu; böylece dava süreceği temyiz aşamasında artık devam etmeyecek şekilde kapatıldı. Davanın kapanması, XRP’nin kamuya açık satışlarının güvenli bir dijital varlık statüsünde olduğu üzerine temkinli bir yasal netlik kazandırdı.
Bu yükselişin zincir üstü verilerle desteklenen bir arka planı da var. XRP ağında işlem hacmi ciddi şekilde artarken, günlük aktif adres sayısı son üç haftanın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu durum, XRP kullanımında organik bir canlanma olduğunu gösteriyor. Özellikle büyük tutarda XRP transferlerinin borsa dışı cüzdanlar arasında gerçekleştiği tespit edildi; bu da büyük yatırımcıların yeniden pozisyon aldığına işaret ediyor. Ayrıca, opsiyon piyasasında “straddle” stratejisi ile XRP’de iki yönlü büyük fiyat hareketi beklentisi dikkat çekiyor. Piyasa bu beklentiye önceden pozisyon alarak tepki veriyor olabilir. Teknik olarak 3,00 psikolojik desteği güçlü biçimde çalıştı. 3,40 ve 3,60 seviyeleri kısa vadede direnç olarak öne çıkıyor. Zincir üstü veriler pozitif kalmaya devam ederse, XRP’nin yukarı yönlü hareketinin sürebileceği düşünülüyor.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çin’in otomotiv alanındaki ihracat lideri Chery, temmuz ayında rekor satış rakamına ulaşarak 224 bin 439 aracını müşterileriyle buluşturdu. Yıllık bazda yüzde 14,7’lik büyüme oranını yakalayan Chery, 64 bin adedi aşan NEV satışlarında da yüzde 44,1’lik artış kaydetti. Ortaya koyduğu güçlü performansla Çin’in en büyük otomobil ihracatçısı konumunu koruyan şirket, yılın ilk 7 aylık döneminde de yıllık yüzde 14,5 artışla 1 milyon 484 bin 563 adetlik rekor satışa ulaştı. Bu dönemde ihracat rakamı ise 669 bin 360 adedi buldu. Yıl başından bu yana yeni enerji araç satışları ise yüzde 87,7’lik artışla 424 bin 737 adede ulaştı. Bu performansla Chery, sektördeki en hızlı büyüyen markalardan biri haline geldi.
Yenilikçi teknolojileri üst düzey üretim yeteneğiyle birleştiren Çinli otomotiv devi Chery Grubu, satış performansını artırmaya devam ediyor. Temmuz ayı satış raporunu yayımlayan şirket, temmuz ayında 224 bin 439 araç satışına imza attı ve yıllık bazda yüzde 14,7’lik bir artış elde etti. Bu satışların 65 bin 357’sini yeni enerji araçları (NEV) oluşturdu ve bu alanda yıllık bazda yüzde 44,1’lik bir büyüme sağlandı. Araç ihracatı ise yüzde 31,9 artarak 119 bin 90 adede ulaştı ve Chery, Çin’in en büyük otomobil ihracatçısı konumunu korudu.
17,18 milyon küresel müşteriye ulaştı!
Chery, yasal uyum, ürün yerelleştirme, rekabet gücü artırımı ve pazar farklılaştırmasından oluşan “Dört Gelişim Stratejisi”ni başarıyla uygulamaya devam ediyor. Bu kapsamda şirket, Brezilya, Avustralya, Güney Afrika, Malezya ve İspanya gibi kilit uluslararası pazarlarda güçlü satış büyümesi elde etti. Özellikle Brezilya’da aylık satışlar 6 bin adedi aşarken, Avustralya’da ise aylık yaklaşık 3 bin araç satışı ile istikrarlı bir performans gösterdi. Chery Grubu’nun uzun vadeli ve yüksek kaliteli büyümeye olan bağlılığı, bu yıl olağanüstü bir ivme sağladı. Ocak-temmuz döneminde şirket, yıllık yüzde 14,5 artışla 1 milyon 484 in 563 adetlik rekor satışa ulaştı. Bu dönemde ihracat rakamları 669 bin 360 adede ulaşarak Chery’nin Çin’in en büyük otomobil ihracatçısı unvanını pekiştirdi. Böylece Chery, toplamda 5 milyon adedi aşan araç ihracatıyla bu eşiği geçen ilk Çinli otomobil markası oldu. Yeni enerji araç satışları ise yıllık bazda yüzde 87,7 artarak 424 bin 737 adede ulaştı ve sektördeki en hızlı büyüyen markalardan biri haline geldi. Temmuz itibarıyla Chery’nin küresel müşteri sayısı 17,18 milyonu aşarken, bunun 5,17 milyonu yurtdışındaki kullanıcılardan oluştu. Bu durum markanın uluslararası ölçekteki varlığını gözler önüne seriyor.
Çifte 500 başarısı dönüm noktası oldu!
Uzun vadeli vizyona bağlılığı sayesinde tarihi bir başarıya imza atan Chery, aynı anda hem Fortune Global 500 sıralamasında “en hızlı yükselen otomobil markası” oldu hem de “5 milyon ihracat adedini geçen ilk Çinli otomobil markası” unvanını kazandı. 29 Temmuz’da yayımlanan en son Fortune Global 500 listesinde Chery, geçen yıla göre 152 sıra birden yükselerek 233’üncü sıraya yerleşti ve tüm otomobil üreticileri arasında en dikkat çekici ilerlemeyi kaydetti. Bu “Çifte 500” başarısı, yalnızca Chery’nin küreselleşme stratejisinde bir dönüm noktası olmanın ötesinde, şirketin piyasa döngüleri karşısında gösterdiği olağanüstü dayanıklılığı ve uzun vadeli bakış açısıyla istikrarlı şekilde büyüme yeteneğini de ortaya koyuyor. Chery, uzun vadeli hedeflerine bağlı kalarak, dünya genelindeki farklı ihtiyaçlara uygun ürün ve teknolojileri hızla piyasaya sürerken; altyapı sistemleri, hibrit motorlar, elektrikli sürüş sistemleri, bataryalar ve akıllı arayüzler gibi temel alanlarda da önemli teknolojik atılımlar gerçekleştirdi. Kendi geliştirdiği Chery Super Hybrid (CSH) sistemi, yüzde 46,5 motor termal verimliliği, dünya lideri hibrit teknolojisi ve üstün güvenlik performansıyla küresel hibrit standartlarını yeniden tanımlıyor. Öte yandan, Chery AiMOGA Robotu, Malezya’daki 4S bayilerinde yapay zekâ destekli satış danışmanı olarak göreve başladı. 9 Temmuz’da ilk iş konferansını düzenleyen robot, 3 binden fazla otomotiv distribütörünün katılımıyla büyük ilgi gördü. Bu yenilikçi iş modeli sektörde geniş yankı uyandırdı.
Müşteri memnuniyetinde zirveyi bırakmıyor!
Chery, uzun vadeli vizyonuna sadık kalarak hem ürün hem de hizmet kalitesini sürekli geliştiriyor; bu da müşterilere beklentilerinin ötesinde premium deneyimler sunmasını sağlıyor. Bu kararlılık, Chery’ye 2025 J.D. Power Çin Satış Hizmeti Memnuniyeti Endeksi (SSI) araştırmasında üst üste ikinci kez Çin’in müşteri memnuniyetinde en yüksek puan alan yerli otomobil markası unvanını kazandırdı. Chery bu yıl 766 puanla zirvedeki yerini korudu. Bu müşteri memnuniyeti, markanın tavizsiz güvenlik standartlarına olan bağlılığından kaynaklanıyor. Haziran ayında Endonezya’da CSH “Koruyucu Batarya” için yapılan yaklaşık 54 saatlik deniz suyu daldırma testini başarıyla geçen Chery, 29 Temmuz’da Meksika’da gerçekleştirilen zorlu batarya alt gövde sürtünme testinde de “sıfır anomali” ile mükemmel bir sonuç elde etti. Bu başarı, markanın “Aile için Güvenlik” vaadini bir kez daha somutlaştırdı. Chery, uzun vadeli büyüme yaklaşımı çerçevesinde ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) ilkelerini aktif olarak uygularken, marka değerini de hızla yükseltiyor. Google ve Kantar iş birliğiyle yayımlanan 2025 Çinli Küresel Marka Yaratıcıları Top 50 Raporu’nda otomotiv kategorisinde zirvede yer alan Chery, genel sıralamada 12. sıraya yükseldi ve böylece üst üste sekizinci kez listeye girdi. Ayrıca Chery, ikinci kez Fortune China ESG Etki Listesi'ne girdi ve Forbes China 2024-2025 Sürdürülebilir Kalkınma Sanayi Kuruluşları Listesine giren tek otomobil markası oldu. Küresel görünürlüğünü daha da artırmak amacıyla Chery, dünyanın en yoğun uluslararası yolcu trafiğine sahip havalimanı olan Dubai Uluslararası Havalimanı ile iş birliği yaptı. Bu ortaklık, “Herkesin beş yıldızlı koruma yaşaması” vizyonunu tanıtarak dünya çapında marka güvenini ve tanınırlığını önemli ölçüde artırdı.
Chery Türkiye hakkında
Chery International, pazarı daha iyi anlamak ve kullanıcılara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Eylül 2022’de, Türkiye’de %100 iştirak ile Chery Türkiye’yi kurdu. Chery Türkiye, Chery markasına ait tüm model ve yedek parçaların Türkiye’deki lojistiği, satışı ve satış sonrası hizmetlerinden sorumludur. Şirket, tüm ticari satışlardan sorumlu olmak üzere; satış, satış sonrası, bayi ağı geliştirme, iletişim ve diğer departmanlarını kurdu. Faaliyetlerini 7 bölgede toplam 55 Yetkili Satıcı ile sürdürüyor. Şirket, 21 Mart 2023’te TIGGO 8 PRO, TIGGO 7 PRO ve OMODA 5 olmak üzere üç SUV modelini pazara sundu. Bu üç model, kalite açısından üst düzey mükemmellik, tasarım açısından şıklık ve en yüksek teknolojik konfigürasyona sahip olmasıyla beğeni topluyor. 7 koltuklu SUV TIGGO 8 Pro Max, ihtişamı, lüks hissi ve güçlü duruşuyla en üst segment otomobil olarak öne çıkıyor ve D-SUV pazarında ilk sırada yer alıyor. TIGGO 7 Pro Max, konfor ve verimlilik açısından aile SUV’ları arasındaki ilk tercih oluyor. OMODA 5 Pro ise; fütüristik tasarımı ve artan kalitesiyle geniş kullanıcı kitlelerine hitap ediyor.
Chery hakkında
Kantar ve Google, ortaklaşa, 2024 Çin Küresel Marka Oluşturucuları İlk 50 listesini açıkladı. Chery, otomobil alanında “Çin’in En İyi Küresel Marka Oluşturucusu” seçilerek genel listede 14. sırada yer aldı ve markanın gücü önemli bir büyüme kaydetti. Chery, kuruluşundan bu yana bir küreselleşme stratejisi uyguladı ve uluslararası rekabet gücüne ve nüfuza sahip bir otomobil markası oluşturma kurumsal vizyonuyla her zaman teknoloji odaklı gelişime bağlı kaldı. Sürekli teknolojik yenilik yaklaşımıyla hareket eden Chery, küresel pazarlara komple araç, CKD parçaları, motor, üretim teknolojisi ve ekipman ihraç eden ilk Çinli binek otomobil şirketi oldu. Chery, ürün stratejisi, yerelleştirme stratejisi ve yetenek stratejisinin uygulanması yoluyla yerel ve uluslararası pazarları geliştirmeye, küreselleşmeyi sürekli derinleştirmeye ve çevre dostu, teknoloji, aile ve arkadaşlık ilkelerine odaklanıyor. 27 yıllık geliştirme sürecinin ardından Chery’nin satış ve servis ağı, 80’in üzerinde ülke ve bölgeyi kapsarken, dünya genelinde 14 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşılmış durumda. Ayrıca Chery, sürekli çabalarla topluma katkıda bulunarak ve küresel tüketicilere daha iyi ürün ve hizmetler sunarak küresel pazarlarda çevre dostu kalkınma, çevre koruma, sosyal refah, personel eğitimi ve diğer alanları kapsayan çeşitli sosyal katkı faaliyetleri yürütüyor.
Daha detaylı bilgi için Chery web sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.cherytr.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2024 yılında küresel çelik üretimi Çin'deki iç talep zayıflığı ve üretim kısıtlamaları nedeniyle yüzde 0,4 azalarak 1,9 milyar tona gerilerken Türkiye çelik sektörü yüzde 9,5'luk dikkat çekici bir artışla 36,9 milyon ton üretim gerçekleştirdi. Bu performans, Türkiye'yi üretimini en fazla artıran ikinci ülke konumuna taşırken, küresel sıralamada sekizinci, Avrupa'da ise ikinci büyük üretici pozisyonunu korumasını sağladı. Türkiye'nin toplam çelik ihracatı yüzde 27,6 artışla 13,4 milyon tona çıkarken, ihracattaki en güçlü ivme Avrupa Birliği pazarında kaydedildi. Bu bölgeye yapılan ihracat yüzde 76 artışla 3,8 milyon tona ulaştı.
KPMG Türkiye'nin hazırladığı “Çelik Sektörel Bakış - 2025” raporuna göre küresel çelik üretimi, 2024 yılında yavaşlayan bir tempoya işaret etti. Ham çelik üretimi dünya genelinde
Yüzde 0,4 oranında hafif gerileyerek 1,9 milyar ton seviyesine indi. Bu düşüşte, küresel ekonomik belirsizliklerin sürmesi ve özellikle Çin'de iç talebin zayıflaması belirleyici oldu. Çin'in ham çelik üretimi 2024 yılında yüzde 1,7 oranında azalarak 1 milyar tona geriledi. Bu gerilemede, Çin hükümetinin emlak sektörüne yönelik uyguladığı kısıtlayıcı politikalar ve yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda alınan üretim sınırlayıcı önlemler etkili oldu.
Türkiye çelik sektörü ise küresel çelik üretiminin daraldığı bir yılda yüzde 9,5'luk dikkat çekici bir artışla 36,9 milyon ton üretim gerçekleştirdi. Bu performans, Türkiye'yi üretimini en fazla artıran ikinci ülke konumuna taşırken, küresel sıralamada sekizinci, Avrupa'da ise ikinci büyük üretici pozisyonunu korumasını sağladı. 2021 yılında ulaşılan 40,4 milyon tonluk rekor üretimin ardından yaşanan daralma göz önüne alındığında, 2024 yılı ülkemizde sektör için bir “geri dönüş” yılı olarak kayda geçti.
Rapora göre bu üretim artışında birkaç temel unsur etkili oldu: İlk olarak, deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerinin hız kazanmasıyla inşaat çeliğine olan iç talep güçlü kaldı. İkinci olarak, küresel piyasalarda 2022-2023 döneminde yaşanan daralmanın ardından kısmi bir toparlanma yaşandı ve özellikle Avrupa pazarında Türkiye çeliğine yönelik dış talep yeniden canlanma gösterdi.
“Çelik sektörü uzun vadeli yapısal tehditlere karşı hazırlıklı olmalı”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Metal ve Maden Sektör Lideri, Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “2024 yılı, küresel çelik piyasasında rekabetin daha da sertleştiği bir dönem oldu. Türk çelik sektörü hem iç hem de dış pazarlarda birçok zorlukla eş zamanlı mücadele etmek zorunda kaldı. Bu zorlu tabloya rağmen, Türkiye çelik sektörü 2024 yılında üretim ve ihracatta yeniden ivme kazandı. Ancak bu ivmenin devamı için çelik sektörümüzün yalnızca mevcut dalgalanmalara karşı değil, aynı zamanda uzun vadeli yapısal tehditlere karşı hazırlıklı olması gerekiyor. Artan ithalat baskısı, dalgalı maliyet yapısı ve küresel politika değişimleri gibi çok boyutlu dinamikler, sektörün bugünkü dayanıklılığını bir başarı göstergesi kadar, ileriye dönük bir uyarı sinyali olarak da okunmalı. Özellikle son dönemde sürdürülebilirlik beklentilerindeki artış, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar ve dijitalleşme adımları, sektörün dönüşüm sürecini hızlandırırken aynı zamanda yepyeni kırılganlık alanları da yaratıyor. Bu dönüşümü tüm boyutlarıyla anlayabilmek için hem Türkiye'nin yapısal gerçeklerini hem de küresel çelik ekonomisinin derinleşen rekabet ortamını bütüncül bir bakışla analiz ettik.” dedi.
İhracatta güçlü atak, ithalatta kırılgan görünüm
2024 yılı, Türkiye çelik sektörü açısından yeniden büyümenin başladığı ve toparlanma sürecinin belirginleştiği bir yıl oldu. Türkiye'nin çelik ihracatı bu dönemde yüzde 27,6 oranında artarak 13,4 milyon ton seviyesine yükseldi ve ihracatta yeniden pozitif bir ivme yakalandı. Bu artışta, enerji maliyetlerindeki düşüşün Türkiye'deki üreticilere uluslararası pazarlarda rekabet gücünü kısmen geri kazandırması ve Avrupa pazarında talebin toparlanması etkili oldu. İhracat performansında en dikkat çekici artış İtalya pazarında gerçekleşti; Türkiye'nin bu ülkeye gerçekleştirdiği çelik ihracatı 2023'teki 477 milyon dolardan 2024'te 929 milyon dolara yükseldi. 2024 yılında Türkiye'nin çelik ihracatında en yüksek pay kaybı ise İsrail'e yönelik gerçekleşen ticarette oldu ve yapılan ihracat 716 milyon dolardan 93 milyon dolarak gerileyerek yüzde 87 oranında azaldı. 2024 yılında Türkiye, AB'ye çelik ihracatını da yüzde 76 gibi önemli oranda artırarak 3,8 milyon ton ihracata ulaştırdı. Uzun ürünlerde yüzde 41, yassı ürünlerde ise yüzde 86 gibi etkileyici oranlarla büyüme yakaladı. Bu yükselişte belirleyici olan faktör ise jeopolitikti: AB'nin Rusya ve Belarus'a uyguladığı yaptırımların ardından boşalan kotaların Türkiye lehine yeniden tahsis edilmesi, sektöre geçici ama anlamlı bir alan açtı.
2024 yılında Türkiye çelik sektörü, üretim ve ihracat açısından toparlanma eğilimine girdi ancak ithalat tarafında daha kırılgan bir görünüm sergiledi. Bu dönemde ihracat yüzde 27,6 oranında artarken, ithalattaki artış yalnızca yüzde 1,8 seviyesinde kaldı ve bunun sonucunda net ithalatta yüzde 39,4 oranında gerileme görüldü. Toplam çelik tüketimi yüzde 0,8'lik sınırlı bir artışla 38,3 milyon tona yükseldi; fakat bu tüketimin yaklaşık yarısının ithalatla karşılanması, sektörün hâlâ yüksek düzeyde dışa bağımlı olduğunu gösterdi. Özellikle yassı ürünlerde ithalatın yüzde 50 seviyelerine ulaşması, iç pazarda da yerli üreticilerin fiyat rekabetinde zorlandığını gösteriyor. Bu kırılganlık ise önemli ölçüde Uzak Doğu menşeli ürünlerden kaynaklandı. Çin, Endonezya, Vietnam ve serbest ticaret anlaşmalarıyla Türkiye'ye avantajlı giriş sağlayan Malezya gibi Uzak Doğu ülkeleri, 2024'te Türkiye'nin iç pazarına adeta düşük fiyatlı çelik yağdırdı. Çin'in 117,1 milyon tonluk rekor ihracatı, dünya pazarlarına maliyetine yakın fiyatlarla sunmaları, yerli üreticilerin rekabet gücünü önemli ölçüde zayıflattı. Türkiye'nin 2024 itibarıyla en fazla çelik ithal ettiği ülkeler listesinde Çin yüzde 20,6 ile ilk sırada yer aldı. Çin'i sırasıyla Rusya (yüzde 17,5), ABD (yüzde 13,3) ve Güney Kore (yüzde 9,8) takip etti.
ABD'nin yeni gümrük tarifesi: Tehdit mi, fırsat mı?
Dünyanın sekizinci büyük çelik üreticisi konumundaki Türkiye, 2018 yılında Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu ilk gümrük tarifelerinden olumsuz etkilendi; bu dönemde ABD'ye ihracatında yüzde 50'ye varan özel tarifelere tabi tutuldu ve pazar payında ciddi kayıplar yaşadı. Ancak 2025 yılında ilan edilen yeni tarifelerin tüm ülkelere eşit oranlarla uygulanmasının, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı bu dezavantajı önemli ölçüde hafifleteceği düşünülüyor. Bu kapsamda, Türkiye'nin daha yüksek oranlı vergi dilimlerine tabi tutulmaması, mevcut düzenlemeler çerçevesinde ülkemizi görece avantajlı bir konuma taşıyor ve ABD pazarında yeniden rekabetçi bir pozisyon elde etme potansiyelini artırıyor.
Ancak, söz konusu tarifelerin küresel çelik ticareti üzerindeki dolaylı etkileri Türkiye için daha dikkat çekici riskler barındırıyor. ABD pazarına erişimi zorlaşan ülkelerin Avrupa, Afrika ve Orta Doğu gibi alternatif pazarlara yönelmesinin, bu bölgelerdeki rekabet ortamını önemli ölçüde yoğunlaştırma ihtimali bulunuyor. Bu gelişme, Türkiye'nin hâlihazırda güçlü olduğu ihracat pazarlarında rekabet baskısını artırarak hem fiyatlarda düşüşe hem de pazar payında daralmaya neden olma potansiyeli taşıyor.
KPMG Hakkında
KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 143 ülkede 265 binin üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv; endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlıyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa ofisleriyle, 1982 yılından beri yaklaşık 1.700 çalışanıyla her sektörden 4 binin üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet veriyor. 2020 yılında küresel ağın Lighthouse lisansını alarak yeni teknolojilerde dünyadaki mükemmeliyet merkezleri arasına giren KPMG Türkiye, müşterilerine değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için www.kpmg.com.tr adresine başvurabilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.