Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Borsa İstanbul Ülkemizde 06 Şubat 2023 günü yaşanan deprem felaketi sonrasında 14 Şubat 2023 akşamına kadar kapalı kalacak.

USD/TL Spot
Destekler : 18,70- 18,60- 18,50
Dirençler : 19,00- 19,25- 19,50

Yurt içerisinde makro ekonomik veri akışının sakin seyrettiği hafta içerisinde Dolar/TL 18,80 - 18,86 dar bant aralığında hareket etti. Hafta içerisinde Fed Başkanı Jerome Powell ve üyelerden gelen şahin mesajlar küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. Powell; ABD ekonomisinin dezenflasyonist sürecin henüz başında olduğunu ve güçlü işgücü piyasası raporları veya daha yüksek enflasyon raporları devam ederse, faiz oranlarının şu anda fiyatlandırıldığından daha fazla artırması gerekebileceğini belirtti. Fed üyeleri ise hafta içerisinde genel olarak; enflasyonun hala yüksek seyrettiğini ve fiyat artışları ile talebi aşağı çekmenin zaman alacağını dile getirdiler. Gelişmeler sonrası dolar endeksi haftayı 103,50 üzerinde pozitif görünüm ile tamamlarken, Dolar/TL’ye etkisi sınırlı kaldı. Küresel piyasalarda bu hafta ABD’de Ocak ayına ilişkin enflasyon rakamları ile yurt içerisinde ödemeler dengesi öne çıkan gelişmeler arasında yer alıyor. Dolar/TL’de yukarı yönde 19,00- 19,25 direnç, geri çekilmelerde ise 18,50 destek olarak izlenebilir.

EURO/USD Paritesi

Destekler : 1,0585 -1,0500- 1,0450
Dirençler : 1,0800 -1,0875- 1,0950

Fed Başkanı Jerome Powell ile Almanya’da TÜFE’nin takip edildiği hafta içerisinde Euro/Dolar paritesi 1,0666 - 1,0802 bant aralığında dalgalı seyir izledi. Hafta içerisinde pariteyi Powell ve üyelerden gelen şahin mesajlar sonrası 103 üzerine yükseliş kaydeden, dolar endeksi (DXY) baskıladı. Fed Başkanı Powell; 2023 yılında enflasyonda önemli düşüşlerin olacağını ancak hala çok yüksek seviyelerde olduğunu belirtti. ABD’de cuma günü açıklanan Michigan tüketici hissiyatı 13 (on üç) ayın en yüksek seviyesi olan 66,4’e yükseliş kaydederken, önümüzdeki yıl için enflasyon beklentileri %3,9'dan %4,2'ye yükselmesi parite üzerinde baskı oluşturdu. Küresel piyasalarda bu hafta ABD’de Ocak ayına ilişkin enflasyon rakamları, Euro Bölgesinde dördüncü çeyreğe ilişkin ikinci öncü okuma ile Fed ve ECB üyelerden gelecek olan mesajlar takip edilecek. ABD’de TÜFE’nin Ocak ayında aylık %0,4 artışla yıllık %6,5’ten %6,2’ye gerilemesi beklenmektedir. Beklentilerin üzerinde bir enflasyon rakamı küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturabilir. Euro/Dolar paritesinde orta vadeli yükselen kanal direnci 1,1033’den başlayan geri çekilme trend yönünde izlediğimiz 22 günlük AO 1,0800 altına geçilmesi ile hızlandı. Cuma günü 1,0700 altına geri çekilen Euro/Dolar paritesinde önümüzdeki süreçte yukarı yönlü hareketlerde 22 günlük AO 1,0800 ilk olmak üzere 1,0875 ve 1,0950 direnç seviyeleri olarak takip edilebilir. Paritede kısa vadeli teknik görünümün pozitife dönmesi için 1,0800 üzerinde fiyatlamaların oluşması gerektiğini düşünmekteyiz. Euro/Dolar paritesinde 1,0650 altına geri çekilmelerde 100 günlük AO 1,0585 ilk destek olmak üzere 1,0500 ve 1,0450 takip edilebilir.

XAU/USD (Ons Altın/$)

Destekler : 1850-1825-1800
Dirençler : 1881-1900-1920

ONS altın haftanın son işlem gününü 1865 dolar seviyesinden kısmi yükselişle tamamladı. Değerli maden gün içerisinde 1853-1872 bandında hareket etti. Geçtiğimiz hafta; Fed üyelerinin şahin tondaki mesajları, dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil getirilerindeki yukarı yönlü hareket değerli madeni baskılayan faktörler arasında yer aldı. Dolar endeksi 103,9 seviyesini test etmesinin ardından haftayı 103,6 seviyesinden tamamladı. ABD 10 yıllık tahvil getirileri ise %3,70 seviyesinin üzerinde işlem görüyor. ABD’de Michigan tüketici hissiyatı 66,4 ile 13 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentileri %4,2’ye çıkarken, uzun vadeli enflasyon beklentileri %2,9 seviyesinde sabit kaldı. ABD’de yarın açıklanacak olan enflasyon rakamlarına bağlı olarak değerli madende volatilite artabilir. Ocakta TÜFE’nin %0,40 artması, yıllık bazda ise %6,2 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Geçtiğimiz hafta 1852-1890 bandında yatay bir seyir izleyen ONS altında kısa vadeli destek 1850 dolar seviyesinde bulunuyor. Bu seviyenin altına olası geri çekilmelerde 1825 (100 günlük AO) dolar seviyesi takip edilebilir. ONS altında kısa vadeli teknik görünümün yeniden pozitife dönmesi için 1881 dolar (50 günlük AO) üzerinde kapanışların gerçekleşmesi gerekiyor. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık ile yeniden 1900 (22 günlük AO) ve 1920 direnç seviyeleri hedeflenebilir.

GBP/USD Paritesi

Destekler : 1,2000-1,1950-1,1900
Dirençler : 1,2100-1,2200-1,2300

GBP/USD, haftanın son işlem gününde negatif seyretti. 1,2046-1,2140 bandında hareket eden parite günü 1,2054 seviyesinden düşüşle tamamladı. Parite geçtiğimiz hafta 1,1961 ile son bir ayın en düşük seviyesini test etti. ABD’de tarım dışı istihdam verisinin ardından dolar endeksindeki yukarı yönlü hareket ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz artış hızında yavaşlayacağı beklentileri pariteyi baskılayan unsurlar arasında yer aldı. Dolar endeksi haftayı 103,6 seviyesinden tamamladı. İngiliz ekonomisi 2022 yılının son çeyreğinde büyüme göstermedi. Dördüncü çeyrekte yıllık GSYH ise %0,4 oldu. Hizmet sektörü; eğitim, ulaştırma ve depolama alt sektörlerindeki düşüşle yavaşladı. Öncü veriler İngiliz ekonomisinin henüz teknik resesyona girmediğini gösterdi. Öte yandan, dördüncü çeyrekteki çıktı hala pandemi öncesi seviyelerin %0,8 altında. İngiltere Merkez Bankası yüksek seyreden enflasyonla mücadele için faizi %4,0 seviyesine çıkarmıştı. 1,2067 (100 günlük AO) seviyesinin altında kapanış alan paritede 1,2000 seviyesi destek olarak takip edilebilir. Olası geri çekilmelerde 1,1950 ve 1,1900 (200 günlük AO) seviyeleri izlenebilir. 100 günlük AO’nun üzerinde yukarı yönlü olarak 1,2100-1,2200 (50 günlük AO) seviyeleri hedeflenebilir.



 Anadolu Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.
 http://www.anadoluyatirim.com.tr/
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

.

Türkiye genelindeki elektrik tüketiminde, ilk gün oluşan %11 civarındaki düşüş ve Uluslararası kurumların “Düzey 4 Alarmı” şeklinde kategorilendirmesi, K. Maraş merkezli 10 ilde yaşanan depremlerin büyüklüğünü ve şiddetini göstermektedir.

Türkiye ekonomisinin gelirinin %10’luk kısmını bu on şehirler tarafından üretmektedir. Depremin Türkiye’de yayıldığı 10 ilde toplam 13.5 milyon kişi yaşamakta ve Türkiye ekonomisinin 2021 verilerine göre toplam 7.3 katrilyon TL’ lık GSYH ’sının % 9.21’lik kısmını üretmekte, Türkiye nüfusunun % 15.95’lik kısmını barındırmakta ve 2.13 Katrilyon TL’lık Türkiye genel bütçesinin içerdiği tahakkuk gelirlerinin yaklaşık % 6’sını sağlamaktadır. Türkiye tarımının %14.25’i, Sanayisinin % 11.18’i, İnşaat sektörünün % 8.68’nin, Hizmetler Sektörünün % 7.14’ü, Finans sektörünün % 4.37 si, Gayrimenkul sektörünün % 9.19’u, mesleki- idari ve destek hizmetleri sektörlerinin %5.12’si, Kamu yönetimi- sağlık- eğitim ve sosyal hizmet sektörlerinin %13.36’si bu 10 ilde gerçekleşmiştir.

Bu şehirlerin hemen hemen hepsi açısından turizm gelirleri düşüktür. Sanayi sektöründe, Antep, Osmaniye ve Maraş, Tarımda Şanlıurfa, İnşaatta Kilis ve Diyarbakır, Hizmetler sektöründe Hatay, Adana ve Gaziantep ön Plandadır. Ancak, bu şehirlerin hemen hemen hepsi açısından turizm gelirleri düşüktür.

Bu 10 il Türkiye ortalamasının yarısı kadar daha fakiridir. Türkiye kişi başına düşen gelir 2021 yılı için 9.592 Dolar iken, bu illerin kişi başına düşen millî geliri, ortalama 5.559 USD dir. Yani hemen hemen bu iller Türkiye genelinin yarısı kadar daha fakirdir. Bu 10 ilin arasında en fakir olanlar sırasıyla, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adıyaman’dır. Yine bu iller arasında ekonomik durumu göreceli olarak en iyi olan Gaziantep bile, yoksulluk açısından Türkiye ortalamasının yaklaşık %20 daha altında kalmaktadır. Kesin istatistikler henüz ortaya çıkmamış olmakla birlikte, binlerce binan çöktüğü, binlerce kişinin hayatını kaybettiği ve/veya yaralandığı, değeri milyarları bulan maddi varlıkların enkaz altında kaldığı görülmektedir.

K.Maraş merkezli depremin ekonomiye maliyeti büyük olmakla beraber, ortaya bir klasik kriz hali çıkmayacaktır. Bütçe açığını artıcı ve milli geliri düşürücü etkileri olacaktır. Artan bütçe açıkları, peşinden fiyat istikrarsızlığını artıracak ve enflasyon hızını yukarı yönlü baskılayacaktır. İnşaat sektörü doğal olarak tekrar ivme kazanacak, kamusal borçlanma finans piyasaları yoluyla reel sektör açısında dışlanma (crowding out) etkisi yapacak ve sonuçta makro ekonomik göstergeler biraz daha bozulacaktır. Ancak tüm bu sonuçların, aynen 2000-2001 yıllarındaki Marmara depremleri gibi Türkiye ekonomisini genel olarak klasik anlamda bir krize sokma olasılığı şu anda zayıf gözükmektedir. Zira küresel sermaye akımlarının son iki yıldır Türkiye’yi terk etmesine bağlı olarak ekonominin dışsal şoklara karşı dayanıklılığının kısa vadede sıcak para denilen akımlardan negatif olarak etkilenme olasılığı yok gibidir.

Deprem nedeniyle 2023 yılında ve devamındaki en az iki yılda Türkiye’nin büyümesi gerileyecektir. Yıkılan ve/veya zarar gören konutların, aksayan mobil operatörlüğünün, kesintiye uğrayan elektrik hizmetlerinin, eğitim kurumlarının, fabrika ve imalathanelerin, yolların, barajların, hava alanlarının ve köprülerin deprem koşullarına göre yeniden inşa edilmesi ekonomiye çok ciddi büyüklükte maliyetler getireceği için, 2023 yılında ve devamındaki en az iki yılda Türkiye’nin büyümesi bir miktar gerileyecektir. Daha şimdiden eğitim öğretim aksamış durumdadır. Yıkılan mesken ve alt yapı maliyetleri, üretim kapasitesinde azalma meydana gelen İmalat sektörü üzerindeki etkileri, tarım, turizm, eğitim-sağlık sektörleri ve genel bütçe üzerinde depremlerin etkileri önemlidir.

Tahribatın tüm boyutları henüz tam olarak belirlenmemiş olmakla beraber, bu 10 ili kapsayan depremin 2023 yılına yansıyacak olan maliyeti, Türkiye ekonomisinin milli gelirinin % 5’i, devam eden üç yıldaki ilave maliyeti de % 3’ü civarında olacağı ve toplam parasal maliyetin ise yaklaşık 64 Milyar dolar civarına ulaşacağı öngörülmektedir. 10 ilde yaşayanlar açsından kişi başına düşen maliyetin yaklaşık, 4.750 Dolar, Türkiye genelindeki kişi başına düşen maliyetinin de 775 dolar olacağı hesaplanmaktadır. Halbuki bu maliyetin en fazla yarısından dahi az bir kaynakla bu ve bundan sonraki depremlerin ülke düzeyindeki yıkıcı etkileri önlenebilir ve bu kadar can kaybı da ortaya çıkmaz idi.

10 ilde gerçekleşen dış ticaret açığı 2.8 Milyar Dolardır. 2022 verilerine göre toplam 255 Milyar dolarlık Türkiye ihracatının % 8.49’luk kısmı yani 21.6 milyar dolarlık kısmı bu iller tarafında yapılmıştır. Bu ihracatın yaklaşık % 52’si tek başına Gaziantep tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı şekilde 2022 verilerine göre toplam 364 Milyar dolarlık Türkiye ithalatının % 6.71’lik kısmı yani 24.4 milyar dolarlık kısmı bu iller tarafında yapılmıştır. Bu ithalatın yaklaşık % 35’i yine tek başına Gaziantep tarafından gerçekleştirilmiştir. 10 ilde gerçekleşen dış ticaret açığı 2.8 Milyar Dolardır.

Büyük felaketlerle sonuçlanan her afet, siyasi ve ekonomik açılardan geçerli olan toplumsal alışkanlık ve anlayışları, devlet-vatandaş ilişkilerini, ideolojik doğmaların hakimiyetini, sivil toplumun rolünü ve işlevini kökünden değiştirmektedir. Şiddeti, etkilediği alanın büyüklüğü ve ortaya çıkan tahribat seviyesi ile tarihe geçen bu depremin ortaya çıkardığı en önemli sonuç, merkezileşen ve hatta merkezleşmenin uç noktasını teşkil eden tek kişilik rejimlerin, depremle mücadelede işlevsiz kaldığı, bunun yerine yerel/bölgesel idarelerin, yetki, karar alma, maddi olanak yaratma, ihtiyaca göre örgütlenme gibi her bakımdan güçlendirilmeleri gerektiği ortaya çıkmıştır. İdari yapılanmadaki merkezileşenin maksimum noktasına taşınmış olması, yerel yönetimlerin ve kamusal kurumların devre dışı kalmasına yol açmış ve bu nedenle depreme hazırlık ve depremle mücadele konusunda Türkiye başarılı olamamıştır.

Türkiye’de en gözde gelir kapısı haline gelen RANT EKONOMİSİ sürecinin, toplumsal SUÇ EKONOMİSİ haline dönüşmüş olmasının yarattığı büyük ahlaki zafiyet depremin acılarını ve maliyetini artırmıştır. Aileler konut alımı aşamasında, müte¬ahhitler konut yapımı aşamasında, kamu izin ve kontrol aşamasında veya usulsüz yapılan konutlara sonraki yıllarda imar afları getirilmesi yollarıyla bu ahlaki zafiyet sürecinin bir parçası ve sebebi olmuşlardır.

Depremin, Türkiye toplumsal yaşamı ve ekonomisi üzerinde yarattığı maliyet, stres, travma, zorluk, acı ve geciken kamusal tepkiye küskünlük hali yıllarca devam edecek, unutulamayacaktır.
 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

YENİ HAFTADA KÜRESEL PİYASALAR NELERİ FİYATLAYACAK..

ABD'de Nasdaq geçen Cuma günü tahvil getirilerinin daha yüksek faiz oranlarına işaret etmesinin ardından büyük sermayeli büyüme hisselerinin baskı altına girmesiyle birlikte düşüşle kapandı. Gösterge niteliğindeki 10 yıllık Hazine bonosunun getirileri, Perşembe günü 30 yıllık tahvil getirileri zayıf talep görürken bir aydan uzun bir sürenin en yüksek seviyesine yükseldi. Nasdaq bu yıl %2,41 ile ilk haftalık düşüşünü yaşarken, S&P 500 haftayı %1,11 ve Dow Jones %0,17 kayıpla tamamladı.
Güçlü istihdam verileri ve FED Başkanı Jerome Powell'ın yorumları, faiz oranlarının ne kadar yükselmesi gerekebileceğine dair endişeleri artırmış görünüyor. ABD hisse senetleri hafta boyunca güçlü istihdam verileriyle sarsıldıktan sonra yatırımcılar Fed'in faiz artırım yolunun netlik kazanması için bu hafta Salı günü açıklanacak Ocak ayı tüketici enflasyonu verilerini bekliyor. ABD'de Cuma günü açıklanan veriye göre Michigan tüketici güveni Şubat ayında aylık bazda iyileşmeye devam ederken hanehalkı yüksek enflasyonun önümüzdeki 12 ayda devam etmesini bekliyor.
Avrupa borsaları, yatırımcıların önde gelen merkez bankalarının uzun vadeli faiz artırımları beklentisiyle meşgul olurken getirilerdeki artışın baskısıyla Cuma günü düştü. Stoxx 600 %1,0 düşüşle kapanarak üç hafta içindeki ilk haftalık düşüşünü kaydetti. Avrupa hisse senetleri, güçlü gelen bazı finansal sonuçlarla desteklenen son ekonomik dayanıklılık işaretleri ve politika sıkılaştırmasında yumuşama umutları sayesinde, 2022'deki %13'lük düşüşün ardından bu yıl şimdiye kadar yaklaşık %8 arttı.
ABD piyasalarında olduğu gibi Avrupa'da da tüm gözler, bu hafta beklenen ve gelecekteki faiz artırımlarına ilişkin piyasa beklentilerinin şekillenmesinde önemli olacak olan ABD Ocak ayı tüketici fiyatları verilerine çevrildi.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu haftanın en önemli verisi ABD enflasyonu olacak. Şaşırtıcı derecede güçlü gelen Ocak ayı ABD istihdam verileri, piyasaları faiz oranlarının yakında zirve yapacağı görüşünü yeniden düşünmeye zorladı. Şimdi ise Salı günkü son enflasyon rakamı, FED'in önümüzdeki aylarda oranları nereye götüreceği konusunda bir sonraki büyük sınav olacak. Geçen yıl onlarca yılın en yüksek seviyelerine yükselen enflasyon, Fed'in 1980'lerden bu yana en agresif faiz artırım döngüsüne yöneldiği göz önüne alındığında, art arda üç aydır beklentilerin altında kaldı. Manşet enflasyonun Aralık'ta %0,1 düştükten sonra Ocak'ta %0,5 artması bekleniyor.
Sabah yazının yazıldığı sıralarda Asya piyasalarında Japonya Nikkei ve Hang Seng endeksi dışında Çin'de yukarı yönlü hareketler gözlenirken, ABD vadelilerinde de satış yönlü eğilimin yaşadığı gözleniyor.



USDTRY

Geçtiğimiz haftanın tamamında yurt içinde yaşanan deprem gelişmesi sonrasında yatay fiyatlamanın gün içi oynaklığın sınırlı kalması ile birliktedevam ettiğini söyleyebiliriz. Bu fiyatlarda uzun süredir kalıcılık sağlayan kur için bu hafta içinde de yatay fiyatlamanın devam edeceğini söyleyebiliriz. Genel olarak bugün cari denge takip edilirken depremle ilgili gelecek açıklamalar önemli olmaya devam edecektir. Teknik olarak ana direnç noktası 18,85 TL olarak takip edilecek. Teknik olarak yükseliş hareketlerinin devamında ise 18,90 ve 18,95 TL direnç bölgelerini izliyor olacağız. Gün içi geri çekilmelerin yaşanması durumunda 18,80 TL ilk destek bölgesini takip ederken, bu seviye altında fiyatlamada 18,75 ile 18,70 TL destek bölgeleri olarak izlenebilir.

EURTRY

Geçtiğimiz haftanın son işlem gününde çapraz kısa vadede yükselişlerini baskılayan bir görünüm sergiledi ve 20,20TL seviyesinden açılış yaptı ve yükseliş hareketi sınırlı kaldı. Geçen Cuma yurt içinde TÜİK verilerine göre mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı 0,1 artarak %10,3 olurken sanayi üretimi aylık %1,6 arttı yıllık ise %0,2 azaldı. Euro Bölgesi'nde veri akışı zayıftı. Bugün yurt içinde cari denge verisi takip edilecek ABD'de veri akışı zayıfkalmaya devam ederken. Gün içi 20,00 TL ana destek bölgesini 19,90 ve 19,80 TL diğer destek seviyeleri olarak takip ediyor. Yükselişlerde ise 20,10 TL üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda 20,20 ve 20,30 TL direnç bölgeleri takip edilecek.
EURUSD

Paritede geçen hafta geri çekilme haftanın son işlem gününde de devam etti. Dolar endeksinin kısa vadede yukarı yönlü hareketi paritenin aşağı yönlü fiyatlamasına neden olamaya devam ediyor. Paritede %0,45'lere varan değer kaybı ile en düşük 1,0665 seviyesinde fiyatlama gözlendi. ABD tarafında geçen Cuma Michigan tüketici güven endeksi 66,4 olarak açıklandı. Euro bölgesinde veri akışı bugün de dahil olmak üzere zayıf. Teknik olarak gün içi 1,0690 direnç bölgesini ve üzeri fiyatlama için 1,0710 ve 1,0730 direnç bölgelerini takip ediyor olacağız. İlk destek bölgesi 1,0660 ve düşüşün devamı durumunda 1,0650 ile 1,0640 destek bölgelerini takip edeceğiz.


ONS ALTIN

Fed toplantısı öncesinde doların baskısı altında fiyatlama gören ons altın dün dolar tarafında gerçekleşen gevşeme hareketi ile birlikte seans açılışının üzerinde ve 10 günlük basit ortalaması 1931$ seviyesinde fiyatlama gördükten sonra 1953$ seviyesinde kapanış gerçekleştirdi. Fed 25 Baz puan faiz artışı gerçekleştirdi. Diğer taraftan piyasa açıklamaları güvercin algıladı. BUgün ons altında geri çekilmeler alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. İlk destek 1945 dolar gün içinde takip edilirken 1940 ve 1935 dolar seviyeleri diğer destek bölgeleri olarak karşımıza çıkıyor. 1950 dolar ve üzerinde yükselişin devamı 1955 ve 1960 dolar seviyelerini direnç bölgeleri olarak takip etmemizi gerektirecek.


GBPUSD

Ons altın fiyatları Fed tarafından yüksek enflasyonu sınırlamak için faiz artırımlarına gidilebileceğine dair açıklamaların ardından yatırımcıları temkinli olmaya itmiş ve gerilemişti. Ons altında önemli ortalamalar altında baskı sürerken dolar endeksindeki seyrin ons altında karşılık bulması ve geri çekilmelerin devam edip etmeyeceği yatırımcıların takibinde olacak. Yükseliş hareketi için 1860$ direnci üstünde kalıcılık önemli. İlk destek 1857 dolar gün içinde takip edilirken 1855 ve 1850 dolar seviyeleri diğer destek bölgeleri olarak karşımıza çıkıyor. Direnç seviyeleri olarak 1860 dolar ve üzerinde yükselişin devamı 1870 ve 1875 dolar seviyelerini direnç bölgeleri olarak takip etmemizi gerektirecek.


GRAM ALTIN

Dolar endeksinde kısa vadede değer kazanımı paritede kısmi geri çekilmelere sebep olmaya geçtiğimiz haftanın son işlem gününde de devam etti. Geçen Cuma İngiltere'de yıllık Sanayi Üretimi %-4,0 ve İmalat Üretimi de yıllık %-5,7 olarak açıklandı. ABD'de ise Michigan tüketici güven endeksi 66,4 Olarak açıklandı. Bugün ise her iki bölgede veri akışı sınırlı olacak. Teknik açıdan gün içi ilk direnç seviyesi 1,2060 olarak takip edilirken, üzeri fiyatlamada 1,2080 ve 1,2100 kısa vadeli direnç seviyeleri olarak izlenebilir. Seans içi geri çekilmelerde ise 1,2040 ilk destek bölgesini 1,2020 ve 1,2000 destek seviyeleri takip ediyor.

 Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler
http://www.ahlatciyatirim.com.tr
   
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Geçen ay Borsa İstanbul'da (BİST) yabancı yatırımcılar Pay Piyasalarında
yaptıkları işlemlerde 674.5milyon dolarlık net satış gerçekleştirdiler

 Yabancı yatırımcılar Ocak 2023'de BİST'de 48 milyar 327.5 milyon dolarlık
alış ve 49 milyar 2.1 milyon dolarlık satış işlemi gerçekleştirdiler.

 Böylece yabancıların gecen ayki toplam alım ve satış işlemleri 97 milyar
329.6 milyon dolar seviyesinde oluştu.

Elektrik üretiminin %70'ini nükleer santrallerden karşılayan Fransa’da nükleerden elektrik gücü üretimi, geçen yıl tarihi düşük seviyeyi gördü. Korozyon ve reaktörlerde bulunan çatlaklar 11 nükleer santrali devre dışı bırakırken reaktörleri yeterince soğutmak için gereken suyun sıcaklığının geçtiğimiz yaz yüksek olması sebebiyle 2 nükleer santral de işlevsiz hale geldi. Nükleer reaktörlerdeki korozyon ve çatlaklar daha önce 32 reaktörün kapatılmasına neden olmuştu. Fransa şu anda ortalama 37 yaşında olan 56 nükleer reaktöre ev sahipliği yapıyor. Hükümet, başlangıçta 40 yıl olarak öngörülen işletme ömürlerini mümkün olduğu kadar uzatmayı planlıyor. Fosil yakıt kullanımını azaltmak ve karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar sıfıra indirmek için her kaynağı özellikle nükleer santralleri kapsayan bir yasanın çıkarılması planlanan Fransa’da enerji kilit bir konumda bulunuyor.

Enerji Dönüşümü Bakanı tarafından yapılan açıklamada, nükleer santrallerin işletme ömürlerinin önce 50 yıldan 60 yıla, ardından 60 yılın ötesine geçmesi için çalışmaların sürdüğü belirtildi. Söz konusu enerji planında, altı nükleer reaktör daha inşa etmek ve ilkinin 2035 yılına kadar faaliyete geçmesi öngörülüyor. Enerji planı, yeni nükleer santrallerin Fransa'nın enerji geleceği üzerindeki kontrolünü yeniden kazanmasına ve arz güvenliğini ve egemenliğini güçlendirmesine olanak sağlayacağını vurguluyor.

Fransız Hükümeti ayrıca, 2030 yılına kadar inşa edilmesi gereken gelişmiş küçük bir reaktör için bir pilot proje başlatmayı planlıyor. Fransa hem küçük nükleer reaktörler (SMRs) hem de gelişmiş modüler reaktörler (AMRs) için teknolojiler geliştiriyor. Açıklamada, kapasiteyi artırma girişiminin, nükleer atık yönetimi de dahil olmak üzere kapsamlı bir analizi gerektirdiği belirtiliyor.

Kaynak: Ticaret Bakanlığı Bülteni

EverWind, Kuzey Amerika'nın ilk yeşil hidrojen tesisi için onay aldı. EverWind Fuels şirketi, ticari ölçekli bir tesis için gerekli izinleri alan Kuzey Amerika'daki ilk yeşil hidrojen üreticisi olduğunu duyurdu.

Kanada'daki eyalet makamları, Nova Scotia'daki Point Tupper'da eski bir petrol depolama tesisini ve deniz terminalini yeşil hidrojen ve amonyak üretim merkezine dönüştürmeye başlaması için EverWind'e çevresel onay verdi. EverWind, projede yılda 200.000 ton üretim ve bu üretimin bir kısmının ihracatını hedefliyor. Şirketin 2025 yılına kadar 1 milyon ton üretim hedefi bulunuyor. Şirket, üretimi devralmak için Alman enerji firmaları E.ON ve Uniper ile anlaşmalar imzalamıştı.

Hidrojen ulaşımda, endüstriyel işlemlerde ve gübre yapımında kullanılıyor. Yakıtın yeşil formu, emisyon azaltma hedeflerine ulaşmaya yardımcı olma potansiyeli göz önüne alındığında, birçok hükümet tarafından gelecekteki enerji planlarına dahil ediliyor. Yeşil hidrojen şu anda fosil yakıtlardan elde edilen hidrojenden daha pahalı olsa da elektroliz teknolojisi geliştikçe maliyetin düşmesi bekleniyor.

Kaynak: Ticaret Bakanlığı Bülteni