Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kurulduğu günden bu yana tüm zorlukları paydaşlarıyla birlikte aşmaya odaklanan DeFacto deprem bölgesine yönelik yeni bir adım daha attı. Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yapmış olduğu protokol çerçevesinde deprem bölgesinde bakanlığın himayesindeki tüm çocukların giyim ihtiyacını bir yıl boyunca karşılayacak olan DeFacto, bu kez bölgedeki ekonomik hareketliliğin yeniden başlaması için harekete geçti. Pandemi döneminde ödeme dengesi bozulan hazır giyim tedarikçilerine 900 milyon TL'lik destekle can suyunu sağlayan DeFacto, bu katkıyı genişleterek deprem bölgesinde yer alan iş ortaklarına verdiği desteği arttıracak. Bu doğrultudan hareket ile DeFacto bölgedeki iş ortaklarına yönelik toplamda 6,5 milyon adet ürün siparişi geçecek. Ayrıca bu ürünler, müşterilerde farkındalık oluşturmak amacıyla, mağazalar ve online kanallarda deprem bölgesinde yer alan illerde üretildiğine dair etiketlerle satışa sunulacak ve satışlarını artırmaya yönelik tanıtım destekleri de verilecek.
DeFacto, 'Üretim hiç durmasın' anlayışıyla, sipariş ve tedariklerinde depremden zarar gören bölgelerdeki iş ortaklarına öncelik vereceğini belirtirken bu çerçevede Tedarikçi Finansmanı Sistemi (TFS) yoluyla 6,5 milyon adet ürünün ödemelerini erken gerçekleştirecek. Türkiye'nin en büyük hazır giyim şirketlerinden biri olan DeFacto bu yaklaşımla, deprem sonrasında 11 ilimizin ekonomisine ve finansman akışına canlılık katarken, bölgenin sürdürülebilir istihdamına da destek vermeyi hedefliyor.
Pandemi döneminde tezgâhlar durmasın diye 900 milyon liralık can suyu
Deprem bölgesinde üretim ve istihdamı korumak adına 'Üretim hiç durmasın' hareketini başlatan DeFacto benzer bir anlayışı pandemi döneminde de gerçekleştirmişti. O dönem tüm siparişlerinde iptaller yaşayan tekstil sektöründe sistemin durmaması, tezgahların çalışmaya devam etmesi için taşın altına elini koymuş ve 500'ü aşkın tedarikçiye 900 milyon TL kaynak sağlayarak onlara can suyu olmuştu. DeFacto bu anlayışıyla o dönem zor bir süreç geçiren ve sipariş talepleri düşen tedarikçilerin sürdürebilirliğini sağlamıştı.
'Deprem Yardımlaşma Seferberliği' kampanyasına destek
DeFacto, ülkemizi yasa boğan depremin ilk anından itibaren ilgili devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ile beraber tek yürek ve dayanışma ile yaptığı koordinasyonlu çalışmaların yanı sıra T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından başlatılan "Deprem Yardımlaşma Seferberliği" kampanyasında da yer aldı. Bu kapsamında DeFacto, başta Türkiye olmak üzere faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde müşteriler tarafından sipariş verilen ihtiyaç malzemelerini de AFAD koordinasyonunda kargo ücretsiz olarak deprem bölgelerine yönlendirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çimentodan tarıma, plastikten yapı kimyasallarına kadar birçok farklı alanda faaliyet gösteren İnotek Endüstriyel Makine, TradeAtlas bünyesine dahil olduktan sonra ilk ihracatını Amerika'ya gerçekleştirdi. İnotek Endüstriyel Makine CEO'su Burçak Güngör, "Şirket olarak yaklaşık 2 yıl öncesinde TradeAtlas sistemine kayıt olduk. TradeAtlas'a katılım sağladıktan sonra ürünlerimizi Amerika ve İtalya'ya ihraç etmeye başladık. Şu anda ürünlerimizi 80'e yakın ülkeye ihraç ediyoruz." dedi.
2012 yılında kurulan ve yaklaşık 80 ülkeye ihracat gerçekleştiren İnotek Endüstriyel Makine, ihracata başlamak veya ihracatını artırmak isteyen şirketlere farklı ülkelerden elde edilen gerçek ithalatçı ve tedarikçi firma bilgilerini sunan TradeAtlas bünyesine dahil olduktan sonra ihracatta yeni pazarlara açıldı. Çimento, tarım, plastik, biomass, yapı kimyasalları gibi birbirinden bağımsız birçok sektörde faaliyet gösteren İnotek Endüstriyel Makine'nin CEO'su Burçak Güngör, toz ve granül malzemelerin taşınması, karıştırılması, dozajlanması, kaldırılması gibi yatay ya da dikey naklinin sağlanması için gerekli tüm endüstriyel tasarımları imal ettiklerini söyledi. Burçak Güngör, TradeAtlas'a katılım sağladıktan sonra ürünlerini Amerika ve İtalya'ya göndermeye başladıklarını da vurguladı.
AMERİKALI FİRMA ÇİN YERİNE TÜRKİYE'YE YÖNELDİ
TradeAtlas sistemine katılmalarının ardından yeni pazarlara ulaşma noktasında büyük fırsat yakaladıklarına dikkat çeken Burçak Güngör, "Trade Atlas'a üye olduktan sonra hızlı bir şekilde Amerika, İtalya gibi ülkelere satışa başladık. Amerika'ya ilk ihracatımızı çimento helezonu ürünümüzle gerçekleştirdik. Amerikalı firma, Çinli firmalar yerine ürünü bizlerden temin etti. Bunun en önemli sebebi ise Çinli firmalardan pozitif olarak ayrılmamızdı. Yakın zamanda Çin-Amerika arasında başlayan konteyner problemleri ve buna bağlı olarak artan nakliye fiyatları bizi daha avantajlı hala getirdi. Ürünü bizden aldılar." dedi. TradeAtlas sisteminin firmalar açısından işleyiş sürecinden de söz eden Güngör şunları söyledi: "Sisteme katıldıktan sonra bakir olan pazarları tasnif edip, bu pazarlardaki sisteme dahil firmaları çıkardık ve iletişime geçtik, sistemdeki firmalar ürünlerimizi ithal ettiği için birkaçı hızlı bir şekilde daha detaylı teknik bilgi talebinde bulundu. Teknik olarak ürünlerimizin avantajını, diğer firmalarla kalite farkımızı açıkladıktan sonra süreç çok hızlı bir şekilde siparişe dönüştü."
KISA SÜREDE İHRACATA KATKI
TradeAtlas'ın şirketlere büyük fayda sağladığına dikkat çeken Güngör, "Sisteme giriş yapan firmaların öncelikle sabırlı olması gerekiyor. Sistemi sürekli takip etmelerini, sistem güncellendikçe yeni firmaları veri tabanlarına eklemelerini öneriyorum. İstikrarlı bir şekilde takip sağlanmalı. Firmalar ilgili ürünlerle beslenmeli. Eğer bu şekilde sistemden yararlanılırsa temaslar çok kısa sürede siparişe dönüyor. İhracata hizmet eden tüm B2B platformlarda bulunmaya çalışan bir firmayız, TradeAtlas'ın en büyük avantajı GTİP numaraları ile daha evvel aynı ürünü ithal ve ihraç eden firmaların tüm detaylarını sunuyor olması. Bu anlamda ihracatçı firmalar için büyük avantaj sağladığını ifade edebilirim." diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Zemin Çözüm Uzmanı Gerflor Türkiye'nin en yeni spor zemini Taraflex Evolution SL ile tanışın. Yapıştırıcısız kuruluma olanak sağlayan bu spor zemin ürünü segmentinin en iyisi.
Taraflex Evolution SL, oyuncuların güvenliği ve yüksek performans için tasarlandı. Eşsiz bir tekstil destek sağlayarak yüksek seviyelerde stabilite ve dayanıklılık vadeden bu spor zemin, optimum performans sağlıyor. CXP-HD köpük özelliği sayesinde oyuncular güvende. Protecsol yüzey koruma kürünün 3'lü etkisiyle kavrama ve tutunmada maksimum seviyeyi sağlayan ürün, aynı zamanda sürtünmelere karşı deride oluşabilecek yanmaları önleyen bir yüzeye sahip.
Yapıştırıcısız, kolay, sürdürülebilir ve hızlı bir kurulum imkanı sunan Taraflex Evolution SL nemli alt katmanlarda bile taviz vermiyor, nem artışına karşı da dirençli. Yapıştırıcı kullanılarak uygulanan diğer Taraflex spor zeminlerinden de performans bakımından farksız. Alt zemine yapışma gücü çok kuvvetli olan bu yenilikçi zemin, daha fazla dayanıklılık ve performans sunuyor.
Yapıştırıcısız kurulumu ile çevreye ve insan sağlığına karşı daha duyarlı bir ürün olan Taraflex SL'in tekstil desteği de geri dönüştürülmüş şişelerden üretildi. Yaklaşık 800 m²'lik bir alan için 2000 şişe kullanıldı. Formaldehit içermeyen sağlıklı içeriği ile %100 REACH uyumlu. Avrupa'da üretiliyor olması da ürünün karbon ayak izini düşürüyor. Tutma bantları sayesinde zeminden kaldırılması çok kolay olan Taraflex SL, kolayca geri dönüştürülebilme veya yeniden kullanılabilme özellikleriyle de oldukça sürdürülebilir bir ürün.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İklim değişikliğinin her geçen gün etkisini artırmasıyla birlikte sürdürülebilir üretime odaklanan endüstrilerin başında yer alan seramik sektörünün globaldeki önemli oyuncuları, 13-17 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek ISH Frankfurt Fuarı'nda bir araya gelecek. Bu yıl "Sürdürülebilir bir gelecek için çözümler" mottosuyla düzenlenecek fuarda, seramik markası Seramiksan da en yeni ve çevre dostu vitrifiye ürünleriyle yer alacak.
Fuar vesilesiyle bir açıklama yapan Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar, şu bilgileri paylaştı: "Globaldeki yüzlerce markanın ürünlerini görücüye çıkardığı bu fuarlar sayesinde, hem yurt dışındaki marka bilinirliğimizi artırıyor, hem de Türk seramik sektörünün gücünü ve kalitesini kanıtlıyoruz. 2015 yılından itibaren düzenli olarak katılım sağladığımız ISH Frankfurt Fuarı'nda da %0 atık ürün ve %0 atık su politikasıyla ürettiğimiz en yeni ve çevre dostu vitrifiye ürünlerimizi sergileyeceğiz. Ziyaretçilerimizi şeffaflık ilkesiyle dizayn ettiğimiz 200 metrekarelik standımızda ağırlayacağız. ISH, başta Avrupa olmak üzere, 60'tan fazla ülkeye yaptığımız ihracatın hacmini büyütmemizde önümüzü açan, sektörümüzün en önemli uluslararası etkinliklerinden biri."
Çevre dostu vitrifiye ürünleriyle su tasarrufu sağlıyor
Seramiksan'ın fuarda sergileyeceği ürünler arasında, Seramiksan Hygiene yüzey teknolojisine sahip 2,5- 4,5 litre suyla temizlik, hijyen ve tasarrufu bir arada sunan vitrifiye serileri öne çıkıyor. Bunun yanı sıra 24 saat kullanılmadığında kendi kendine hijyen sifonu yapan, 0,8 litre su tüketimi ile tasarruf sağlayan Hill Akıllı pisuvarda sürdürülebilirliği kendine özgü zarif tasarım çizgileriyle buluşturuyor.
Asma klozet ve bide çeşitliliğiyle birbirini tamamlayan Hill serisine yeni eklenen kanalsız Hill Rim-out klozet, gövdeye entegre taharet musluğu, sıcak ve soğuk su bağlantısıyla banyolarda konforlu bir deneyim sunuyor. Aura Koleksiyonuna yeni eklenen Form ve Sole tezgâh üstü lavabolar ise sade tasarımı ve geniş haznesiyle banyolarda konforlu ve işlevsel kullanım alanları yaratmayı vaat ediyor.
Banyolarda neoklasik esintilerle yeni bir tasarım anlayışı yaratıyor
Doğanın canlılığını 8 farklı renk seçeneğiyle Aura lavabo koleksiyonuna taşıyan Seramiksan, Satürn lavabo serisine yeni eklediği rim-out asma klozet ve bidelerle kullanıcılara konforlu banyolar yaratma olanağı tanıyor. Banyo mobilyalarıyla uyumlu etajerli lavabo ve klozetin yer aldığı Victorian serisi de banyolara neoklasik dönemin izlerini taşıyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
45 ülkeye 1 milyon doların üzerinde ihracat yapan ve ekonomik hacmi 500 milyon dolara ulaşan ağaç işleme makineleri sektörü, Türkiye'nin toplam ihracatına katkı sunmaya devam ediyor. 2022'yi 160 milyon dolar ihracatla kapatan, 2023'te ise 200 milyon dolar ihracat hedefi koyan sektörün çatı STK'si Ağaç İşleme Makineleri Sanayicileri Derneği (AİMSAD), 40 üye firması ile TÜYAP Tüm Fuarcılık'ın Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlediği Uluslararası Orman Ürünleri, Mdf Yonga Levha, Parke, Mobilya Yan Sanayi Ve Aksesuarları, Ağaç İşleme Makineleri ve Kesici Takım Fuarı'na (all4wood) çıkarma yaptı.
AVRUPA'YA İHRACATIN GİRİŞ KAPISI
AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Toktaş, fuarla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:" Üye firmalarımız, alım heyeti çalıs?maları kapsamında Sırbistan ve Balkan ülkeleri bas?ta olmak üzere Polonya, Çekya, Romanya gibi orman ürünleri ve mobilya sektörünün önemli pazarlarından gelecek sektör profesyonelleri ile ticari bag?lantılar kurma imkanı buluyor. All4wood fuarı, sektörümüzün marka bilinirliğinin güçlenmesi açısından da büyük öneme sahip. Firmalarımız, yeni pazarlara açılarak rekabette öne çıkma fırsatı buluyor. 2023'ü ihracatta büyüme yılı ilan ettik ve 200 milyon dolar hedef koyduk. Yurt dışı fuarlar bu hedefe ulaşmamızda başrolü oynuyor."
Balkan ülkeleri, Türkiye'nin orman ürünleri ihracatında kritik rol oynuyor. Bölgenin orman ürünleri ihracatı 50 milyar Euro seviyesinin üzerine çıkmış durumda. 2022 verilerine göre mobilya ihracatı 35 milyar dolar. Gelis?mis? nehir tas?ımacılıg?ı, demiryolu ve karayolu altyapısıyla Avrupa ulas?tırma koridorlarının kesis?im noktası. Söz konusu bölge ayrıca Almanya, I?talya, Polonya, Çekya, Hollanda gibi Avrupa'nın en büyük mobilya üreticilerine gümrüksüz ihracat imkanı sunuyor. Diğer yandan AB ülkeleri arasındaki en düs?ük is?letme maliyetleri, sundug?u finansal tes?vikler ve avantajlar ile yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi konumunda
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kaspersky uzmanları 2022 yılında mobil bankacılık odaklı yaklaşık 200.000 yeni Truva atı keşfetti. Bu durum saldırıların önceki yıla kıyasla tam iki kat arttığına işaret ediyor. Mobil bankacılık hedefli Truva atlarının sayısındaki bu endişe verici artış, aynı zamanda son altı yılda rapor edilen en yüksek artış olarak dikkat çekiyor. Kaspersky'nin “Mobile Threats in 2022” raporu bu saldırılara ışık tutuyor.
Mobil hizmetlerin ve teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, mobil tehditler de giderek daha yaygın hale geliyor. Kaspersky uzmanları, bu artan endişeyi gidermek için mobil tehdit ortamını sürekli olarak izliyor, tehdit eğilimlerini takip ediyor ve kullanıcıları ve siber güvenlik topluluğunu potansiyel tehlikeler hakkında bilgilendiriyor. Kaspersky ürünleri 2022 yılında 1.661.743 kötü amaçlı yazılım veya istenmeyen yazılım yükleyicisi tespit etti.
En yaygın ve endişe verici mobil tehditlerden biri, çevrimiçi bankacılık ve e-ödeme sistemleriyle ilgili verileri avlamak için kullanılan mobil bankacılık truva atları olarak tanımlanıyor. 2022'de 196.476 mobil bankacılık Truva atı yükleyicisi tespit eden Kaspersky, bu rakamın 2021'dekinden iki kat daha fazla ve son altı yılın en yüksek rakamı olduğunu vurguluyor. Bu durum, siber suçluların mobil bankacılık kullanıcılarını hedef aldığını, finansal verileri çalmaya giderek daha fazla ilgi gösterdiğini ve büyük kayıplara yol açabilecek yeni kötü amaçlı yazılımların oluşturulmasına aktif olarak yatırım yaptığını vurguluyor.
Siber suçlular, kötü amaçlı yazılımları genellikle hem resmi hem de resmi olmayan uygulama mağazaları aracılığıyla yaymayı tercih ediyor. Mesela Google Play, tüm çabalara rağmen hala Sharkbot, Anatsa/Teaban, Octo/Coper ve Xenomorph gibi bankacılık hedefli truva atı aileleri için yardımcı program kılığına girmiş indiriciler içeriyor. Örneğin Sharkbot, Truva atının kullanıcının cihazında çalışması için gerekli olan paketleri yüklemek adına izin isteyebilen sahte bir dosya yöneticisini dağıtmayı başardı bile.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen "Siber Güvenlik Hızlandırma ve Kuluçka Programı: Cybercube" projesinde yer alan girişimcilerinde yer aldığı derin teknoloji odaklı 10 girişim, 16 Mart Perşembe günü Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi Cube Incubation ev sahipliğindeki Cube Demoday'23 etkinliğinde sahne alacak.
Temasını dünyanın birçok sorununa çözüm sunan mercan resiflerinden alan Demoday ile, çığır açıcı etkiler oluşturan, odak sektörlere çözümler üreten 10 derin teknoloji girişimi, proje ve ürünlerini yatırımcılara, sektör temsilcilerine ve kurumsal şirketlere tanıtacak.
Türkiye girişimcilik ekosisteminin en büyük destekçilerinden İstanbul Kalkınma Ajansı ortaklığında, "egirişim" kurucusu Hilmi Ögütcü moderasyonunda gerçekleşecek Cube Demoday'in açılışında Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu'da bir konuşma yapacak.
16 Mart Perşembe günü 14:00-16:00 saatleri arasında gerçekleşecek Cube Demoday'e http://bit.ly/cubedemoday adresinden kayıt olunabiliyor.
Cube Demoday'23'te sahne alacak girişimler
Arvis: Yeni nesil teknolojilerde "Yapay Görü" ile veri işleme ve yaratıcı çözümler sunmaktadır.
Bugbounter: Şirketlerin dijital varlıklarının güvenliğinin sınanması ve ortaya çıkan açıkların giderilerek daha güvenli bir ortamın sağlanmasını amaçlayan, ödül tabanlı bir siber güvenlik açığı araştırma platformudur.
Corne.ai: İtibar güvenliği sağlamak üzerine yazılım çözümleri geliştirmektedir.
Co Print: Tüm standart 3D yazıcıların yedi filamenti değiştirmeden tek bir baskıda kullanmasını sağlayan bir multi-filament sunmaktadır.
Diattack: Yapay zeka ve büyük veri teknolojilerinin kullanımıyla geliştirilen akıllandırılmış güçlü donanım ve mimariler üzerinde gerçek zamanlı izleme, teşhis ve aksiyonlarla BT altyapı ve varlıklarının proaktif güvenliği sağlanmaktadır.
Jetlink: E-ticaret şirketleri için satışa yönelik mesajlaşma servisi ve müşteri destek aracı geliştirmektedir.
Medroco: Nöroplastisiteyi temel alan, kurumları ve kullanıcıları bir araya getiren cihazlarla oyunlaştırılmış egzersiz ve gelişim raporları sunabilen karma-gerçeklik destekli bir platform servistir.
MDnutriacademy: Kişiselleştirilmiş, veri odaklı, bütüncül danışmanlık vizyonunu temel alan yeni bir sağlık paradigmasıdır.
Techbros: KVKK ve GDPR gibi regülasyonlara uyumluluk için veri tabanı ve diğer veri kaynaklarında veri keşfi ve arşivlenmesine yönelik yazılımlar geliştirmektedir.
Unicode: Gemi enerji verimliliği üzerine yönetim sistemleri geliştirmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dijital güvenliğin dinamik dünyasında, her yıl hızlı gelişmeler oluyor. İş birliği uygulamalarının yükselişi devam ediyor. Sosyal medya uygulamaları yeni çalışma alanının önemli bir parçasını oluşturuyor.
Hibrit çalışmada güvenlik önlemleri önemsenmeli
Çoğu kişiyi evden çalışmaya zorlayan Covid-19 salgınının en üst düzeye ulaşmasının üzerinden neredeyse bir yıldan fazla bir süre geçti ancak çoğu şirket hala kısmi veya tam zamanlı uzaktan çalışmayı tercih ediyor. Uzaktan veya hibrit çalışma yepyeni bir kavram olmasa da şirketler, uzaktan erişim politikaları veya bulut ve SaaS geliştirmeleri gibi alanlara dikkat ederek güvenlik stratejilerini hibrit çalışmaya uygun şekilde geliştirmeye devam etmelidir.
Siber sigorta alanı, fidye yazılımı gelişmelerine ayak uydurmalı
Fidye yazılımı giderek daha yaygın ve maliyetli hale geliyor. Bu gelişme, sigortacılık alanı da dahil olmak üzere çok sayıda sektörü etkiliyor. ESET’ten daha önce yapılan bir öngörü tek başına fidye yazılımının 2031 yılına kadar dünyaya 265 milyar dolara mal olabileceğini gösteriyordu. Üst düzey siber sigortanın önümüzdeki yıl daha maliyetli hale gelmesi kaçınılmaz. Maliyet değişimlerinin yanı sıra sigorta firmaları da sigorta yaptırmadan önce şirket hakkında daha detaylı bilgi talep edeceklerdir.
Nesnelerin İnternetini güvenlik trendleri içinde
Nesnelerin İnterneti alanı, birçok farkı işletmeye çözüm sunduğu için hızla gelişiyor. Ayrıca son zamanlarda enerji maliyetlerindeki hızlı artışla birlikte şirketler enerji kullanım uygulamaları ve akıllı sayaçlar gibi IoT ile ilgili yeni çözümleri uygulamayı tercih ediyor. Maalesef birçok işletme, IoT ürünlerini kullanmanın beraberinde getirdiği güvenlik gereksinimleri ve riskleriyle henüz uğraşmak zorunda kalmadı ve bu durum siber suç etkinliklerine davetiye çıkarıyor. Örnek vermek gerekirse, yakın zamanda yapılan bir anket, sağlık kuruluşlarının %82’sinin IoT odaklı bir siber saldırı yaşadığını ortaya koydu. 2023’te şirketlerin tehdit algılama ve önlemeye odaklanması, IoT varlıklarıyla ilgili tüm anormallikleri dikkatli bir şekilde gözlemlemesi ve herhangi bir sorunla hızlı ve etkili bir şekilde başa çıkmak için gelişmiş güvenlik olayı müdahale planları hazırlaması gereklidir.
Ek personel olmadan gelişmiş güvenlik
MDR (Yönetilen Algılama ve Yanıt) ve XDR (Genişletilmiş Algılama ve Yanıt) hizmetleri, yalnızca diğer tüm güvenlik açıklarını kesinlikle kapattıklarını düşünen şirketler tarafından atılan bir adımdı. Ancak önümüzdeki aylarda, ek siber güvenlik uzmanlarına ihtiyaç duymadan daha iyi tehdit analizi sağladıkları için bu araçları benimseyen işletmelerin sayısının artmaya devam etmesini bekleyebiliriz. MDR ve XDR’nin popülaritesinin artması olay müdahalesi için otomasyonun daha yaygın olarak kullanılması eğilimiyle paraleldir. Genel olarak, şirketler artık çalışanlar üzerinde baskı oluşturmadan güvenliklerine fayda sağlayan çözümler arıyor.
İşbirliği uygulamaları üzerinden iş görüşmeleri yapmak devam edecek bir akım
Profesyonel iletişim Teams ve Slack gibi iş birliği uygulamalarına taşınıyor. Birçok işletmedeki iş etiği de ciddi bir profesyonelden daha rahat ve arkadaş canlısı bir hale dönüşüyor. Ancak, bir iş yerinin disiplinli atmosferi azaldığında, bazı çalışanlar tedbiri elden bırakabilir ve güvenlik gerekliliklerine daha az dikkat edebilir. Resmiyetten uzak bu tutumla birlikte gelen, örneğin güvenli olmayan dosya paylaşımı gibi riskler var. İş birliği uygulamaları ekip üretkenliğini destekleyebilirken, aynı zamanda dolandırıcılık ve kimlik avı tehditleri de dahil olmak üzere kötü amaçlı girişimler için bu uygulamaları hedef alan siber suçlular için giderek daha popüler hale geliyor.
Arkadaşlık uygulamalarında iş aramak
ESET Güvenlik Yazarı André Lameiras’a göre iş ve özel hayat arasındaki çizgi sürekli olarak bulanıklaşıyor. Bunun sonucunda, temelde kişisel profiller ve arkadaşlar arasındaki iletişim için tasarlanan sosyal medya uygulamaları artık profesyonel bir boyut kazanıyor. Örneğin Facebook, hem bireysel kullanıcıların hem de işletmelerin ürünlerini satmalarını sağlayan bir Marketplace özelliği sunuyor. 2022’den beri insanlar kişisel Facebook profillerini de profesyonel moda çevirebiliyor. Risklere yanıt vermek ve gelecekte siber güvenliklerini sürdürmek için işletmelerin verilerini şifreleyen uygulamaları kullanmaları, çalışanlarına yapılandırma profilleri sağlamayı bırakmaları ve işlevsel Kendi Cihazını Getir (BYOD) politikaları oluşturmaları gerekiyor.
Detaylı bilgi için;
https://antivirus.com.tr/2023-siber-guvenlik-trendleri-kucuk-ve-orta-olcekli-isletmeler/
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.