Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kablo koruma ve sonlandırma sistemlerinin üretiminde lider markalardan biri olan Radelsan Elektrik, yaşamın içerisinde elektrik akımının bulunduğu her alanın ihtiyaçlarına yönelik çözüm sunmaya devam ediyor. Radelsan'ın sunduğu sayısız çözümden biri de renkli PVC izoleli çelik spiral borular. Kablo sistemlerine dışarıdan gelen tüm olumsuz etkenlere karşı %100 koruma sunan spiral borular, renk seçenekleri ile birçok ortamda özellikle tercih ediliyor.
Kablo Sistemleri Renkli PVC İzoleli Çelik Spiral Borular İle Güvende
Radelsan tarafından üretilen renkli PVC izoleli çelik spiral borular, elektrik sistemlerinde akımı sağlayan kabloların zarar görmesini engellemek amacıyla yaşamın her alanında kullanılıyor. Özellikle kablo sistemlerinin hareketli olduğu alanlarda spiral boru kullanımı büyük önem taşıyor. Spiral borular kablo sistemlerini dışarıdan gelebilecek olan yük, darbe ve sıvı gibi olumsuz etkenlere karşı korurken, kabloların sabitlenmesi ya da yönlendirilmesi gibi işlevleri de gerçekleştirebiliyor. Ayrıca inşaat gibi açık alanlarda elektrik akımını sağlayan kabloların kemirgen hayvanlar tarafından zarar görmesine de yine Radelsan'ın spiral boruları ile engel olunabiliyor.
Elektrik Akımlarına Rengarenk Dokunuş
Kablo koruma ve sonlandırma ürünlerinin üretiminde köklü bir geçmişe ve yüksek bir yetkinliğe sahip olan Radelsan Elektrik; birçok boyutta, uzunlukta ve renkte PVC izoleli çelik spiral boru çözümü sunabiliyor. Kırmızı, mavi, yeşil, sarı, turkuaz, mor ve turuncu gibi birçok renk seçeneğine sahip PVC izoleli çelik spiral borular, Radelsan'ın ileri teknoloji üretim süreçlerinden doğarak günlük yaşamda kullanılmaya başlanıyor.
Radelsan'ın renk seçenekleri ile pazarda dikkatleri üzerine çeken PVC izoleli çelik spiral boruları özellikle okullarda, anaokullarında, spor salonlarında, gençlik tesislerinde ve özenle hazırlanan panolarda tercih ediliyor. Böylece görsel estetiğin önemli olduğu alanlarda, eğlenceli ortamlarda ya da özenle hazırlanan dekorasyonlarda kablo sistemlerinin ortaya koyduğu tek düze görünümler ortadan kaldırılıyor.
Sunduğu renk seçenekleri ile PVC izoleli çelik spiral boru pazarında sıklıkla tercih edilen Radelsan Elektrik; kablo sistemleri ile için yüksek koruma sağlarken elektrik sistemlerinde kişiselleştirilmiş bir görünüme imkan tanıyor.

Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İnci Kıyak Hakkında;Almera Elektrik Fabrika Müdürü İnci Kıyak; Tekirdağ/Hayrabolu doğumlu. İnci Kıyak, İşletme Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, kişisel gelişimini önceleyerek, farklı disiplinlerde birçok eğitim almış. Katıldığı sertifika programları sürecini tamamladıktan sonra Almera Elektrik'te Muhasebe Uzmanı olarak göreve başlamış.
Elektrik sektöründeki kariyer başlangıcını, 2013 yılında Almera Elektrik bünyesinde yapan İnci Kıyak'ın ikinci görevi Satın Alma Uzmanlığı olmuş. 10 yıl boyunca çalışmalarını başarıyla sürdüren ve "En büyük hedefimiz Almera Elektrik markasını daha yükseğe çıkarmak" diyen İnci Kıyak bugün Fabrika Müdürü olarak görevine devam ediyor.
İnci Hanım söyleyişimize Almera Hakkında bilgi alarak başlayalım. Hayrabolu tesisinizdeki üretim bandınız ve imal ettiğiniz ürünleri anlatır mısınız?
Almera ailesi olarak, ürünlerimizi 5 ana grupta toplayabiliriz. Bunlar; grup prizler, anahtar prizler, sigorta kutuları, aksesuarlar ve çerçeveler. Bütün ürünlerimiz kaliteli ve birinci sınıf malzemelerden üretilir. Ürünlerimiz ağırlıklı olarak ev, ofis vb. yerlerde kullanılan, hayatın içinde küçük gibi görünse de oldukça önemli bir işleve sahipler. Bu yüzden gündelik hayatın içinde yer alan ve dekorasyonun görünmez aksamlarından olan ürünlerimizin tasarımında, şıklığı ve kullanılabilirliği bizim için en önemli başlıkları oluşturuyor.
Almera Elektrik 2002 yılında İstanbul'da faaliyete başladı. 2010 yılında Hayrabolu Organize Sanayi Bölgesindeki 5.000 m² kapalı alana sahip fabrikasına taşındı ve üretimine yine burada devam ediyor.
Ayrıca, müşterilerimize daha hızlı ve özenli hizmet verebilmek amacıyla, Bağcılar'daki İSTOÇ'taki iletişim ofisimizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Üretimimizi, Hayrabolu'daki tesisimizde, günümüzün en ileri otomasyon bantları ve yüksek teknolojilerini kullanarak gerçekleştiriyoruz.
Biz; kaliteli ürün arayan ve satın alma işlemi yapıldığında hem firmasını hem de müşterisini memnun eden firmalarla çalışmaya odaklanıyoruz. Tüm paydaş gruplarımızla olan ilişkilerimizdeki kalite çıtasının markamıza da yansıdığını bilerek, işini severek yapan, deneyimli bir ekip ile yürüyoruz.
Türkiye'de elektrik anahtarı üretimi yapan birkaç fabrikadan birisiniz. İç pazardaki payınız ve pazarın hacmi ile ilgili neler söylersiniz?
Türkiye'nin anahtar priz pazarında; güçlü oyuncuları, pazar payında ciddi rakamlara sahip çok iyi markaları var. Almera olarak markamızı iç piyasada öne çıkaran etmenlerden bir tanesi; Anadolu'yu iyi tanıyor olmamız, sektörün iç pazar araştırması ve analizlerini iyi yaparak değişkenlerin farkında olmamızdır. İç piyasadaki hacmimizi gün geçtikçe daha üst bir noktaya taşınıyor.
Almera'nın müşteri memnuniyetini ilke edinmesi, yenilikçi ve dijital dünyaya çabuk entegre olabilmesi sayesinde müşterilerimizin ihtiyaçlarını, isteklerini birçok kanal üzerinden tüketicisi ile buluşturuyoruz. Ayrıca müşterilerimize daha hızlı ulaşım ve maliyet avantajı sağlayabilmek için ürünlerimizi e-ticarete de yönlendirme konusunda alt yapı çalışmalarımız hızla devam ediyor. Tüm bu yükseliş süreci, iç pazar payı 2022 yıl sonu hedefimizde beklentimizin daha da üzerine çıkmış olmamız bize, 2023 hedeflerimize şimdiden yakın olduğumuzu gösteriyor.
Bildiğiniz üzere tüm dünyada, azalmış olmakla beraber halen hammaddeye erişim sıkıntıları yaşanıyor. Almera bu süreci atlatırken zorlandı mı, bugün hangi önlemlerle hareket ediyorsunuz?
Tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi süreci, ekonomiden siyasete birçok alanı negatif etkiledi. Sanayicileri birçok başlıkta zora sokan bu süreç, özellikle hammadde tedariğinde küresel krize dönüşen bir etki yarattı. Pandemi sürecini zorlu geçirdik ve hala da bu zorlukların ortadan kalktığını söylemek mümkün değil.
Bu zor zamanlarda, hammadde fiyatlarının dövize bağlı olarak artması, ülkelerinin ithalat ve ihracat işlemlerinde içe kapanma tutumu, pandemiden dolayı oluşan vergiler ve birçok etken ister istemez bizi etkiledi.
Almera Elektrik bu süreci, yerinde yapılan stoklar, finans kaynaklarının verimli kullanılması ve risk yönetimini iyi planlayarak üretim hızını düzenli bir ritme sokarak atlattı. Mevcut korunma konusunda başarılı olduğumuzu görmenin gururunu yaşıyor olmakla beraber, hammadde sıkıntısının devam ediyor oluşu, bizi ileriye dönük zorunlu planlar yapmaya teşvik ediyor.
Bu anlamda planlarımız doğrultusunda; çok önem verdiğimiz Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyor, hammadde sorunun önüne geçmek üzere ayrıştırılmış bir dizi bütçe çalışması yapıyor ve tedariğimizi planladığımız bu çerçeve içinde gerçekleştiriyoruz.
Mevcut küresel üretim şartlarında, bazı Avrupa ülkelerinin üretim üssü olarak Çin'den Türkiye'ye kayan taleplerini görüyoruz. Bu durum anahtar priz sektörünü ve özelde Almera'yı nasıl etkiler?
Küresel ticaretin derinden sarsılması ve ülkelerin kendi iç piyasalarına öncelik vermesi sonucunda tedarik zinciri kırıldı ve konteyner krizleri yaşandı. Bunun sonucunda Avrupa ülkelerinden gönderilen ürünlerin gerek dağıtımı gerekse de üretimi Türkiye başta olmak üzere başka ülkelere de kaydı. Bu durum anahtar priz sektörü de dahil tüm sektörlerde kayan talebi karşılayabilmek için kapasite arttırıcı yatırımlar yapmaya teşvik etti. Taleplerin Türkiye'ye kayması Almera'yı olumlu yönde etkiledi. Özellikle yurtdışı ihracat oranlarımız, önemli artış gösterdi.
Ürünlerinizin satış ve dağıtımını nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Nihai müşteriye ulaşan kanallar kullanıyor musunuz?
Yurt içi satışlarımız ana bayilerimiz kanalıyla son kullanıcıya ulaşıyor. Yurt dışı satışlarımız ise bizzat firmamızdaki dış ticaret uzmanlarımız tarafından yürütülüyor. Nihai müşteri kanalı olarak pazar araştırmalarımız devam ediyor.
Yurt içi ve yurtdışı fuar organizasyonları, derginiz başta olmak üzere çeşitli ihtisas dergilerindeki haber ve duyurularımız devam ediyor.
Çıkardığınız son grup olan "Doğu" ve "Batı" serileriniz çok dikkat çekti ve talep gördü. Müşterilerinizden gelen tepkiler nasıl oldu?
Almera olarak yenilikçiliğe önem veren bir firmayız. Anahtar priz sektöründe bu yenilikçiliğimizi yeni Doğu ve Batı serisini oluşturarak göstermek istedik. Doğu - Batı serisinin çok kaliteli malzemelerle, özenle yapılması yanı sıra Batı serisi sade ve şık tasarımıyla göz doldurdu.
Doğu serisi elektrik anahtarları, özel deri tasarımı sayesinde gösterişli ve konforlu görünümüyle müşterilerimizin oldukça ilgisini çekti. Bu yüzden çok memnuniyet verici bir şekilde hem iç pazarda hem de yurt dışında Doğu-Batı serisi ürünlerimize talepler oldukça fazla.
Anahtar priz sektörü ve sorunlarına yönelik olarak bir değerlendirme yapsanız neler söylersiniz?
Anahtar priz sektörü ürünleri aslında gündelik hayatımızın çok önemli bir yere sahip. Ofis ve evlerde ihtiyaç olduğu kadar dekor ve tasarımıyla da göz doldurması sebebiyle müşteri talepleri de çok kısa süre içinde değişim gösteriyor.
Ürün yelpazesi bir hayli geniş olan piyasada büyük yerli üreticilerin (spot + spot) ürün satışları, kıyasıya rekabeti yanı sıra getiriyor. Bununla birlikte dünyada bu sektörde üretim yapan firmaların çok ucuza ürün satmaları da sektörümüzde baş göstermiş en ciddi sorunlardan.
Özellikle hammadde fiyatlarının sürekli artış göstermesi, dış pazarda ülkelerin zaman zaman malzeme alımlarına kota koyması gibi etkenler sebebiyle plastik malzemelerinin teminatının zorlaşması ve anahtar prizlerde kullanılan pirinç malzemesinin fiyatlarının artışı bugün itibariyle en zorlayıcı başlıklar olarak karşımıza çıkıyor.
İnci Hanım kapanışta eklemek istedikleriniz var mı?
Elektrik sektörü kocaman ve güzel bir aile. Biz Almera olarak bu ailenin bir parçası olmaktan duyduğumuz mutluluk ile kendi prensiplerimiz doğrultusunda ilerlemeye devam ediyoruz. Bu yüzden de rakibimiz yok. Almera Elektrik yalnızca kendiyle yarışıyor. Herkesle ilişki kurmaya ve her paydaşla ticaret yapmaya açığız..

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Merkezi Londra'da bulunan ve dijital kimlik doğrulama alanında lider şirketlerden OCR Labs, tüm dünya özellikle pandemiyle birlikte dijital ekonomiye hızlı bir geçiş yaparken büyüyen dolandırıcılık ve kimlik sahteciliği trendlerine dair yaptığı Fintech on Fraud Trends isimli analizinin bulgularını yayınladı. 250'den fazla Fintech şirketinin katılımı ile yapılan ankete göre, çalışmaya katılan her 10 fintech yöneticisinden 8'i (yüzde 81), 2023'te kimlik dolandırıcılığında artış yaşanacağını düşünüyor ve yüzde 51'i de kimlik hırsızlığının yükselmeye devam ettiğini belirtiyor.
 
Dolandırıcılık faaliyetleri ekiplerin yükünü artırıyor
Ekonominin dijitalleşmesi dolandırıcılar için yeni imkanlar ve fırsatlar yaratıyor. Deepfake gibi teknolojilerin gelişmesi ve sentetik kimlik sahteciliklerinin artması, sahtekarlıkla mücadele ve risk ekiplerinin işlerini, her geçen gün daha da karmaşık hale gelen, dijital ortamlarda yapmasına neden oluyor. Çalışmaya katılanların yüzde 35,8'i kimlik dolandırıcılıklarının önlemesi ve tespit etmesi en zor sahtecilik türü olduğunu söylüyor. Şirketlerin yüzde 58'i de 2022'de sahtecilik faaliyetlerinin sayısında ve hacminde artış yaşandığının, bu yüzden daha fazla zaman ve efor harcadıklarının altını çiziyor.
 
Şirketler çareyi ekiplerini genişletmekte ve daha fazla yatırım yapmakta buluyor
Kullanıcılar kimlik doğrulama süreçlerinde dolandırıcılığı tespit edebilen çözümler istiyor ve şirketler de buna yönelik bütünsel ve uçtan uca çözümlerle sağlanabilecek kolaylıklar için yatırım yapıyor. Bu yüzden sahtekarlıkla mücadele ekiplerinin yüzde 84,9'u, önümüzdeki 12 ayda ekiplerini genişletmeyi, yüzde 67,9'u da bütçesini artırmayı planlıyor.
 
Şirketlerin yüzde 64,2'si bunlara ek olarak önümüzdeki 12 ay içinde canlılık kontrolü veya özçekim (selfie) kontrol çözümü kullanacağını söylüyor. Fintechlerin neredeyse yarısı (yüzde 41,5) da şu anda sahtecilik tespit edebilen çözümler kullanıyor. Pazardaki sahtecilik engelleyen çözümlerin ise neredeyse onda dördü (yüzde 39,6) yapay zeka ve öğrenen makineler teknolojisinden avantaj kazanıyor.
 
OCR Labs Uluslararası Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdürü Russ Cohn, konuyla ilgili şunları söylüyor:
"Sahtecilik çok çeşitli formlara sahip ve her biri şirketlerin uzun zamandır karşılaştığı bir sorun haline geldi. Çeşitli fintech firmalarıyla gerçekleştirdiğimiz bu çalışma, sahtecilik faaliyetlerinin şirketler üzerinde yarattığı etkiyi gözler önüne seriyor. OCR Labs olarak neredeyse her alanda olduğu gibi sahtecilik tespit etme ve engelleme alanında da teknolojik çözümlerin yükü ekiplerin üstünden alması gerektiğine inanıyoruz. Bu yaklaşımla gerçekleştirdiğimiz çözümlerimiz de yüzde 100'e en yakın doğruluk sonucunu vererek şirketlerin süreçlerini kolaylaştırıyor."
 
Metodoloji
Çalışma, 250'den fazla şirket/kişi ile gerçekleştirildi. Çalışmaya katılan şirketlerin/kişilerin görev aldığı şirketlerin yüzde 51'inin 250 kişiden fazla, yüzde 49'unun da 250 kişiden az çalışanı bulunuyor. Şirketlerin yüzde 72'si Avrupa ve yüzde 19'u Amerika kıtası merkezliyken ve kalan yüzde 9'unun merkezi de dünyanın kalan bölgelerinde bulunuyor. Şirketlerin yüzde 17'si 10 yılını geride bırakmışken yüzde 38'i 6-10 yıl içinde, yüzde 45'i de 5 yıldan kısa süre içinde kurulmuş durumda.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
TÜBİTAK iş birliği ile geliştirdiği projeler ve özel sistemlere ihtiyaç duyan projelere sunduğu kişiselleştirmiş çözümler ile adından sıkça bahsettiren Teknoline Dünya'da bir ilke imza atarak FTTH Fiber Optik Multi-Switch ile fiber optik üzerinde uydu TV sinyalleri dağıtımına yeni bir boyut kazandırmıştı.
Pazarda fark yaratan çalışmaları ve geliştirdiği inovatif ürün ve çözümlerle zayıf akım sektöründe adından sıkça bahsettiren Teknoline IPTV ve bulut destekli teknolojiler üzerine yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları sonucu ortaya koyduğu yenilikçi ürünlerini tüm Dünya'dan teknoloji ve elektrik devleri ile buluşturmaya hazırlanıyor.
Teknoline'ın İletişim Teknolojisi Cabsat Dubai Fuarı'nda
16-18 Mayıs 2023 tarihleri arasında Dubai World Trade Centre'da düzenlenecek olan Cabsat Dubai Fuarı sektörde Dünya'nın 3. büyük etkinliği olarak nitelendiriliyor. 14.000'den fazla ziyaretçiyi ağırlamayı planlayan Cabsat Dubai Fuarı'nda yerini almaya hazırlanan Teknoline Türkiye başta olmak üzere tam 25 ülkede büyük projelerin güvenle kullandığı Kamera (CCTV), Interkom (görüntülü - görüntüsüz diyafon sistemleri) ve Fiber Optik çözümlerini Dünya'nın dört bir yanından gelen teknoloji ve zayıf akım sistemleri uzmanlarının ilgisine sunacak.
Uluslararası Bilgi ve İletişim Fuarı olarak bilinen Cabsat Dubai Fuarı'na, Teknoline tarafından geliştirilen ve toplu konutlarda, villalarda ve apartmanlarda görüntülü ve görüntüsüz iletişime yeni bir ivme kazandıran ürünlerin damga vurması bekleniyor.
Teknoline Zayıf Akım Teknolojileri Anga Com Köln Fuarı ile Buluşacak
Her yıl Almanya'nın Köln şehrinde gerçekleşen ve bu yıl 23-25 Mayıs 2023 tarihleri arasında Messe Köln'de düzenlenecek olan Anga Com Fuarı özellikle geniş bant ve uydu sistemleri sektörünün profesyonellerini ağırlamaya hazırlanıyor. Teknoline fuarda yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiği Uydu (SMATV), Kablo TV (CATV), Terrestrial Anten (MATV), Kamera (CCTV), Interkom (görüntülü - görüntüsüz diyafon sistemleri) ve Fiber Optik gibi inovatif ürünlerini tanıtacak.
Erişim sistemleri, geniş bant kablo, araba stereoları, CD çalarlar, bilgisayarlar, akıllı evler, tüketici elektroniği, içerik dağıtım ağları, DVD oynatıcılar, DVD kaydediciler, fiber optik ağlar, oyun konsolları, IP iletimi ve IPTV gibi ürünler üzerine yoğunlaşan Anga Com Fuarı'nda tüm Dünya'dan zayıf akım geliştiricileri bir araya gelecek. Tüm Dünya'nın beğenisine ve kullanımına sunduğu yerli üretim ürün grupları ile fuara katılacak olan Teknoline'ın bir kez daha Türk sanayisinin göğsünü kabartması bekleniyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Elektrik ve aydınlatma malzemeleri pazarında köklü geçmişe ve üstün yetkinliğe sahip kurucuları sayesinde ticari faaliyetlerine hızla başlayan 2M Elektrik, 1972 yılından bu yana plastik, elektrik ve aydınlatma ürünleri üreticisi olan Işıldar Lighting'in bayiliğini aldı.
Son tüketiciye ve projelere elektrik ve aydınlatma ürünleri temin eden 2M Elektrik ile uzun yıllardır güçlü yerli üreticilerimizden biri olan Işıldar Elektrik arasında daha büyük kitlelere hizmet vermek amacıyla bayilik anlaşması imzalandı.
Kalite, hızlı teslimat, güven ve yerli ekonomiye katkı değerleri etrafından birleşen 2M Elektrik ve Işıldar Lighting elektrik ve aydınlatma ürünleri tüketicilerine birlikte hizmet vermek üzere satış ve pazarlama çalışmalarına başladı.
2M Elektrik, yakın gelecekte Türk sanayisinin önemli üreticileri ile iş birlikleri kurmaya devam ederek ürün yelpazesini genişleteceğinin ve pazarda adından sıkça bahsettireceğinin sinyallerini yaktı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
Her fırsatta finansal okur-yazarlığın önemine dikkat çeken ve bu konuda var olduğu her ülkede çalışmalar gerçekleştiren Binance, kripto hakkında yapılan olumsuz yorumların veriye dayalı olmayan, temelsiz içerikler olduğuna dikkat çekmeye devam ediyor.
 
Geleneksel finansal sisteminde her yıl 2 trilyon USD aklanıyor!
Blokzincir analiz firması Chainalysis tarafından hazırlanan 2022 Kripto Suç Raporu'nda; 2021 yılındaki suç faaliyetlerinin tüm kripto işlemlerinin yalnızca yüzde 0,15'ini oluşturduğunu ve bunun 2020'de bildirilen yüzde 0,62'lik orana göre çok büyük bir düşüş olduğu belirtildi. Geleneksel finansal sistem aracılığıyla ise her yıl yaklaşık 2 trilyon USD aklandığı aktarılırken bunun dünyadaki GSYH'nin yaklaşık yüzde 5'ine tekabül ettiğine vurgu yapıldı.
 
Kriptonun temel prensibi: Şeffaflık
 
Blokzincir teknolojisi ile kara para aklama risk analizi ve ihbar mekanizmalarına geniş bir imkan tanınıyor. Blokzincir, bir blok tarayıcısı kullanan herhangi biri tarafından her an incelenebiliyor. İtibari para birimlerindeki hileli kazançlar ise fonların karıştırılması, fatura sahtekarlığı veya sınır ötesi banka hesapları yoluyla gizlenebiliyor.
 
Kriptonun sağlıklı gelişim hızı katlanarak artıyor
 
Geleneksel finans kurumlarının düzenlemelerle uyumu, uygun prosedürlerin kabul görmesi, bir yüzyılı aşkın zaman diliminde olgunlaştı. Kripto para dünyası ise henüz 10 yıldır var olmasına karşın hızla olgunlaşıyor. Kripto paranın ortaya çıktığı ilk yıllarda, geleneksel finans dünyasının kara para aklama ve kimlik doğrulama sistemleri konusunda yeni yeni somut adımlar attığı düşünülürse, yaşanan hız daha da belirgin şekilde görülebiliyor. Günümüzde ise Binance gibi önde gelen kripto şirketleri, şüpheli kişi ve işlemleri yakından takip etmek ve gerektiğinde bunları ilgili makamlara bildirmek için güçlü kimlik doğrulaması (KYC) ve kara para aklamayı önleme (AML) sistemlerini ve protokollerini uyguluyor. Bu tür önlemler, ciddi dijital varlık platformları için asgari standart haline geldi ve önemi giderek daha da artıyor.
 
Binance'in önceliği "Kullanıcı Güvenliği"
 
Uygun bir kimlik doğrulama sistemine sahip olmak, kötü niyetli kişilerin platformu kötü amaçlarla kullanması olasılığını en aza indiriyor. Kriptonun geniş çaplı benimsenmesi arttıkça da, kimlik doğrulama protokolleri çoğu kripto borsası için bir asgari gereklilik haline geliyor. Kullanıcı güvenliğinin sağlanması ise bir finans ekosisteminin temelini oluşturuyor. Binance çifte kayıt, gizli kimlik ve belirsiz para kaynaklarına sıfır tolerans yaklaşımını benimseyerek katı bir kimlik doğrulama politikası uyguluyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Oyunun 6 Haziran 2023'te piyasaya sürülmesine bir aydan biraz fazla bir süre kala, Diablo IV resmen altın statüsüne ulaştı! Merakla beklenen oyun, türü belirleyen serinin dördüncü bölümü olarak Sanctuary'nin karanlık dünyasını bir kez daha oyuncularla buluşturuyor.
"Altın statüsüne geçmek, bu ikonik serinin yeni nesil versiyonunu hazırlamak için çok çalışan inanılmaz Diablo IV ekibi için önemli bir dönüm noktası. Bu, 6 Haziran'daki lansmanımıza doğru atılan somut ve anlamlı bir adım" diyor Diablo Genel Müdürü Rod Fergusson. "Oyuncular ister serinin kıdemlileri olsun, ister ilk kez katılacak olsun, herkesin oyunun tamamını deneyimlemesi için sabırsızlanıyoruz: inanılmaz hikaye anlatımına katılmak, karakter sınıflarını ve yapılarını denemek ve oyunun sonunun ve Sanctuary'nin karanlık dünyasının neler sunabileceğini keşfetmek gibi aktivitiler oyuncuları bekliyor."
"Going Gold", video oyunu endüstrisinde oyunun lansman sürümünün geliştirilmesinin tamamlandığını duyurmak için kullanılan bir terim ve bu canlı hizmet oyununun dünya çapındaki oyunculara gönderilmesinde önemli bir adım atıldığı anlamına gelmekte. Diablo IV'te oyuncular, Sanctuary'nin karanlık ve gotik dünyasını Kutsal Anne Lilith'ten kurtarmak için savaşa katılabilir ve yol boyunca canavarların üzerindeki şeytani ordularla savaşabilirler.
CEHENNEMDEN ALTIN VURGULAR
- Kendi Yolunuzda Oynayın: Oyuncular istedikleri karakter fantezisini yaratmak için her zamankinden daha fazla seçeneğe sahipler; beş farklı karakter sınıfı, bir dizi kozmetik ve beceri arasından seçim yapabiliyor ve dünyada istedikleri yolu izleyebiliyorlar.
- Açık Dünya Oynanışı: Tam bir hikaye senaryosu, 120'den fazla zindan, düzinelerce yan görev, dünya patronları ve keşfedilecek tonlarca arazi ile tamamlayın.
- Yeni Oyun Sonu Sistemleri: Oyuncular devasa paragon tahtaları, PvP bölgeleri, Nightmare Dungeons and Helltides ve Tree of Whispers aracılığıyla oyun sonunda büyümeye ve becerilerini test etmeye devam edebilirler.
Diablo IV ile ilgili tüm gelişmeler için siteyi ziyaret edebilirsiniz: https://blizzard.gamespress.com/Diablo-IV