Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Alzheimer hastalığı ile mücadelede yenilikçi bir tanı çözümü için yapılacak bu işbirliği kapsamında tüm dünyada Alzheimer hastalığına daha erken tanı konulabilmesi ve böylelikle hasta yolculuğunun iyileştirilmesi hedeflenecek.
Günümüzde Alzheimer hastalığının erken ve doğru tanısına yönelik dünya genelinde engeller bulunuyor ve semptomu olan hastaların yüzde 75'inden fazlasına tanı konulmamış durumda.[1] Tanı konulan hastaların ise, semptomların başlangıcından ortalama 2,8 yıl sonra tanı aldıkları biliniyor.1 Alzheimer'ın sağlık sistemleri üzerinde yarattığı artan baskıyla başa çıkmak için tanı sürecinin daha hızlı ve erişilebilir hale getirilmesi ve böylece yeni tedavilerin kullanımına olanak sağlanması büyük önem taşıyor.
Roche ve Lilly arasındaki bu iş birliği, zamanında ve güvenilir tanı sayesinde tedaviye giden yolculuğu iyileştirme ortak hedefleri doğrultusunda sağlanacak. Bu kapsamda kullanıma sunulacak tanı çözümü, onaylanması halinde, semptomları olan hastalarda amiloid patolojisi olasılığının düşük olduğunu tespit etmek ve tanıyı doğrulayabilecek ileri değerlendirme ve testlere devam edilip edilmemesini belirlemek için ek bir araç olarak kullanılabilecek.
Roche Diagnostik CEO'su Matt Sause, "Bu önemli tıbbi ihtiyacın giderilmesinde Lilly ile iş birliği yapmaktan heyecan duyuyoruz. Bugün 55 milyondan fazla insan demans ile mücadele ediyor ve bu sayının 2050 yılına kadar neredeyse 140 milyona yükseleceği öngörülüyor.[2] Demans hastalarının zamanında ve doğru tanı alması konusunda iş birlikleri hayata geçirmeye önem veriyoruz. Roche ve Lilly iş birliği ile sunulacak tanı çözümü, kişinin tanı yolculuğunu hızlandırma ve dolayısıyla tedavi seçeneklerine daha hızlı erişim sağlama potansiyeline sahip olacak." dedi.
Lilly Grup Başkan Yardımcısı ve Avid Radiopharmaceuticals Nörobilim Ar-Ge Başkanı Mark Mintun ise, "Yeni bir potansiyel tanı çözümünün geliştirilmesini desteklemek için Roche ile işbirliği yapmaktan memnuniyet duyuyoruz. Alzheimer hastalığının zamanında ve doğru tanısı için kritik önem taşıyan kapsamlı verilerin oluşturulmasına destek olmak adına ekosistem genelindeki iş birliklerini devam ettirmek için sabırsızlanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Roche Hakkında
1896 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde kurulan ve markalı ilaçların ilk endüstriyel üreticilerinden biri olan Roche, dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketi ve In Vitro Diagnostik (vücut dışı tanı) alanında dünya lideridir. Roche, dünya çapında insanların yaşamlarını iyileştirmek için tanı ve tedavi çözümleri geliştirmek üzere bilimsel mükemmelliğe ulaşmak için çalışmaktadır.
Kişiye özel sağlık hizmetleri alanında öncü olan Roche, sağlık hizmetlerini toplum üzerindeki etkisini artıracak şekilde dönüştürmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Roche, her bir bireye en iyi sağlık hizmetini sunmak için birçok paydaşla iş birliklerine imza atarak, tanı ve tedavi alanındaki güçlü konumunu klinik uygulamalardan elde edilen veri içgörüleriyle desteklemektedir.
Roche, çalışma alanlarında benimsediği uzun vadeli bakış açısı sayesinde Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksleri tarafından üst üste 13 kez ilaç endüstrisindeki en sürdürülebilir şirketlerden biri olarak seçilmiştir. Bu, Roche'un faaliyet gösterdiği her ülkede, yaptığı yerel ortaklar ile birlikte sağlık hizmetlerine erişimi artırma çabalarının bir sonucudur.
Roche Grubu Amerika'da bulunan Genentech'in tamamına, Japonya'da bulunan Chugai Pharmaceutical şirketinin de çoğunluk hissesine sahiptir.
Küresel pazar araştırmaları firması International Data Corporation (IDC) tarafından açıklanan yeni bir rapor, Çin'in yapay zekâ endüstrisi harcamalarının 2023 yılında 14,75 milyar dolara vardığının tahmin edildiğini, bunun da küresel toplamın yüzde 10 kadarına tekabül ettiğini bildiriyor.
IDC'nin yaptığı projeksiyon, Çin zekâ piyasasının yıllık bileşik büyüme oranının 2021-2026 döneminde yüzde 20 oranını aşacağını gösteriyor. Bu suretle Çin'in yapay zekâ piyasa değeri 2026 yılında 26,44 milyar dolara ulaşacak.
Çin yapay zekâ pazarının uzun dönemli gelişme trendi konusunda iyimser olan IDC, bu alanda inovasyonun önemini vurguladı ve uygulama senaryolarının teşviki çerçevesinde yapay zekâ teknolojisinin geliştirilmesinin altını çizdi. Söz konusu rapor, şirketlerin dijital dönüşüme yönelik isteklerinin Çin piyasasına dönük değişik talepleri daha da harekete getireceğini ileri sürdü.
Çin Uluslararası Radyosu
Küresel pazar araştırmaları firması International Data Corporation (IDC) tarafından açıklanan yeni bir rapor, Çin’in yapay zekâ endüstrisi harcamalarının 2023 yılında 14,75 milyar dolara vardığının tahmin edildiğini, bunun da küresel toplamın yüzde 10 kadarına tekabül ettiğini bildiriyor.
IDC’nin yaptığı projeksiyon, Çin zekâ piyasasının yıllık bileşik büyüme oranının 2021-2026 döneminde yüzde 20 oranını aşacağını gösteriyor. Bu suretle Çin’in yapay zekâ piyasa değeri 2026 yılında 26,44 milyar dolara ulaşacak.
Çin yapay zekâ pazarının uzun dönemli gelişme trendi konusunda iyimser olan IDC, bu alanda inovasyonun önemini vurguladı ve uygulama senaryolarının teşviki çerçevesinde yapay zekâ teknolojisinin geliştirilmesinin altını çizdi. Söz konusu rapor, şirketlerin dijital dönüşüme yönelik isteklerinin Çin piyasasına dönük değişik talepleri daha da harekete getireceğini ileri sürdü.
Çin Uluslararası Radyosu
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ABD ve Filipinler, Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı'nın yakınındaki tartışmalı sularda on yıllardır düzenlenen "en büyük" savaş tatbikatına başladı.
Filipincenin temelini oluşturan Tagalog dilinde "omuz omuza" anlamına gelen "Balikatan" olarak adlandırılan ve her yıl düzenlenen tatbikatlara 17 bin 600'den fazla askeri personel katılıyor.
"Bu yıl en büyüğü" olması beklenen Balikatan tatbikatına 12 bin 200 Amerikalı, 5 bin 400 Filipinli, 111 Avustralya askeri iştirak edecek.
ABD ve Filipin askeri yetkililerine göre, tatbikatlarda, ABD savaş gemileri ve savaş uçaklarının yanı sıra Patriot füzeleri, HIMARS roketatarları ve anti-tank Javelins'in gösterimi yapılacak.
Müttefiklerin ilk kez gerçek mermi kullanacağı tatbikatta, ABD ve Filipin güçleri, 26 Nisan'da Filipinler'in Zambales eyaleti açıklarındaki kara sularında koordineli iç ve kıyı topçu bombardımanı ve hava saldırısıyla bir gemi batıracak.
ABD Deniz Kuvvetlerinden Tümgeneral Eric Austin, "(Filipinler ile) Sahip olduğumuz ve bu tatbikatlarda kurduğumuz ilişkiler çatışma, kriz, insani yardım ve afetlere daha hızlı yanıt vermemizi sağlayacak." dedi.
Filipinler ile başlayan ortak tatbikat, Çin'in bölgedeki yükselişine "daha iyi karşı koymak için" ittifak ağını güçlendiren ABD'nin askeri gücünün Asya'daki son gösterisi olacak.
Balikatan tatbikatı, 28 Nisan'a kadar devam edecek.
- Çin'in "Filipinler'de ABD üssü" tepkisi
Tatbikatlar, Çin'in, ABD'nin Filipinler'deki askeri üslere erişimine izin verilmesini eleştirdiği ve Washington ile Pekin arasında Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı'ndaki tartışmalı sularda tansiyonun yükseldiği bir dönemde düzenleniyor.
Filipinler, Genişletilmiş Savunma İşbirliği Anlaşması (EDCA) kapsamında Çin'in Asya-Pasifik bölgesinde artan etkisine karşı koymak amacıyla 2 Şubat'ta ABD'nin ülkedeki 4 üsse daha erişimine izin vermişti.
ABD askerlerinin konuşlanması için erişime izin verilen 4 yeni üsle ilgili Çin endişelerini dile getiriyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, 4 ve 6 Nisan’da düzenlediği basın toplantılarında, ABD’nin bölgedeki politikalarını eleştirerek, "bencilce ve faydasız" olarak nitelendirmişti.
Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr, EDCA'ya ilişkin ABD askerlerinin konuşlanması için duyurulan 4 yeni üs hakkında endişelerin yersiz olduğunu ve kimsenin kendilerine saldırmadıkça üslerin saldırı için kullanılmayacağını söylemişti.
- Güney Çin Denizi anlaşmazlığı
Güney Çin Denizi, kıyıdaş ülkelerin İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bağımsızlıklarını kazanmasından bu yana egemenlik ihtilaflarına konu oluyor.
Çin, ilk kez 1947'de yayımladığı haritayla Güney Çin Denizi'nin yüzde 80'inde egemenlik iddiasında bulunuyor. Filipinler, Vietnam, Brunei ve Malezya gibi kıyı komşusu ülkeler de bölgede hak iddia ediyor.
Çin'in bölgedeki ihtilaflı adalarda askeri üsler inşa etmesi ve sivil gemi filolarını uzun süreli bulundurmasına bölge ülkelerinin yanı sıra ABD de karşı çıkıyor.
ABD'nin de son dönemde Çin'in artan varlığına karşı bölgede "Seyrüsefer Serbestisi Operasyonları" (FONP) adını verdiği askeri devriye ve seyir faaliyetlerini artırdığı gözleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bugün duzenlenecek olan ihale öncesinde kamu
kuruluşlarına ve piyasa yapıcılarına toplam 8 milyar 820 milyon TL rekabetçi
olmayan tekliflere (ROT) net satış yaptı.
3 yıl vadeli tahvil ihalesi öncesinde piyasa yapıcılarına 70 milyon TL net
satış yapıldı. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 110 milyon TL
oldu.
10 yıl vadeli ihalesi öncesinde ise piyasa yapıcılarına 8 milyar 750 milyon
TL net satış yapıldı. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 13 milyar
405 milyon TL oldu.
Her iki ihale öncesinde de kamuya satış yapılmadı.
Sanayi üretimi, depremin yıkıcı etkisi ile, 2023 Şubat ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış aylık %6,0 daraldı (Ocak %1,9, Aralık %1,7). Takvim etkilerinden arındırılmış veri de yıllık %8,2 (Ocak %4,5, Aralık %-0,4) daralma ile benzer bir performans gösteriyor.
İSO PMI, MÜSİAD SAMEKS endeksleri gibi öncü göstergeler bu olumsuz tablonun kalıcı olmayacağını söylüyor. Şirketlerden aldığımız bilgiler de ekonominin yeniden inşa faaliyetleri ile Mart ayından başlayarak kademeli olarak artacak bir güçlenmeye işaret ediyor.
Açıklanan veriler depremin üretim üzerinde yıkıcı etkisinin öngördüğümüzden çok daha sert olduğunu gösteriyor. İmalat sektörünün geniş kapsamlı gruplarına bakıldığında en ağır kaybın %9,3 daralma ile ara malında olduğu görülüyor. Dayanıksız tüketim malı %5,0 gerileme ile ikinci en sert daralan grup. Dayanıklı tüketim malı (-%3,2), sermaye malı (-%2,8) ve enerji (-%2,3) görece daha az küçülüyor.
Sektörler itibariyle aylık rakamlar deprem bölgesinde üretimin yoğun olduğu tekstil (-%11,9), deri (-%11,0), ana metal (-%13,8) gibi sektörlerde üretimdeki daralmanın daha sert olduğunu gösteriyor. Büyümeye duyarlı kimya (-%9,0), metalik olayan mineraller (-%12.7), motorlu kara taşıtı (-%4,4), mobilya (-%4,6) sektörlerinde üretim sert daralıyor.
İSO imalat PMI manşet endeksi Mart ayında 50,9 seviyesine yükselerek ılımlı bir iyileşmeye işaret ediyor. Önceki aya 5,3 puan artarak 52,6 seviyesine yükselen MÜSİAD’ın SAMEKS imalat sanayi endeksi küçük şirketlerdeki toparlanmanın daha hızlı olacağını gösteriyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verileri üretim kaybının bölgesel olduğunu, ülke geneline etkinin sınırlı kalacağını teyit ediyor. Mart ayında %4,4 artış ile tüm zamanların en yüksek ihracat rakamına ulaşıldı. Depremin vurduğu Güneydoğu Anadolu’da Maraş, Elazığ, Adıyaman dışındaki illerde ihracat eski seviyelerine yaklaşıyor.
Sektörel PMI verileri on sektörün beşinde üretimin Mart ayında yeniden büyümeye geçtiğini gösteriyor. En güçlü artış son üç aydır ilk kez güçlenen tekstil sektöründe yaşanıyor. Ağaç ve kağıt ürünleri, makine ve metal ürünler, elektrikli ve elektronik ürünler, kara ve deniz taşıtları diğer güçlü sektörler. Gıda sektörü üretimin belirgin şekilde daraldığı tek sektör.
Beklentilerden zayıf gelen sanayi üretimi verisine rağmen 2023 yılı için büyüme tahminimizi %4 olarak güncelledik. Öncü göstergelerde Mart ayındaki toparlanma ve deprem sonrası devasa yeniden inşa faaliyetleri büyümenin güçleneceğini gösteriyor.
Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
https://arastirma.isyatirim.com.tr/2023/04/11/deprem-nedeniyle-uretimde-gecici-sert-daralma/
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.isyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Danfoss, 2022 yılını beklentilerin üzerinde kapattı. Satışlar 2021 yılına göre %36 oranında artarak, 10,3 milyar Euro’ya ulaştı. Organik büyüme %15 olurken, tüm bölgelerde ve özellikle Kuzey Amerika'da %71 oranında büyüme sağlandı. İnovasyon, üretim kapasitesi, dijital dönüşüm ve bölgesel büyüme girişimlerine yönelik yüksek düzeyde stratejik yatırımların devam etmesinin ardından FAVÖK, 2021 yılına kıyasla %26 artarak 1 milyar 224 milyon Euro'ya yükseldi.
Danfoss 2022 yılında rekor seviyede yatırım yaptı
Danfoss'un yeşil büyüme stratejisi Core&Clear 2025, şirketin üç iş segmentini güçlendirmek, köklü uygulama bilgisini, sürdürülebilir inovasyon ve lider konumunu desteklemek için daha fazla yatırım yapılmasını sağlamak amacıyla Nisan 2022 tarihinde başlatıldı. İnovasyon harcamaları 2022 yılında %39 artışla 457 milyon Euro'ya; üretim kapasitesi, bölgeselleşme ve dijital çözümlere yapılan yatırımlar ise %44 artışla 531 milyon Euro'ya ulaştı. Semikron Danfoss ortaklığı ile elektrifikasyon alanında büyüme için ciddi yatırımlar yapan şirket, güç elektroniğinde ve elektrifikasyonda lider konumda yer alıyor.
Danfoss Başkanı ve CEO’su Kim Fausing: "Tüm bölgelerde büyüme için hiç olmadığımız kadar iyi bir konumdayız. Satışlarımız Amerika, Avrupa ve Asya'da neredeyse eşit seyrediyor. Üretim kapasitesine, bölgeselleşmeye ve dijital çözümlere yaptığımız rekor düzeydeki yatırımlarımızla, küresel olarak müşterilerimize sunduğumuz hizmeti daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. İnovasyon harcamalarını %39 artırarak, sınıfının en iyi teknolojilerini ve çözümlerini sunma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha gösteriyoruz. Sürdürülebilir veri merkezleri, hızla büyüyen ısı pompası pazarı ve enerji verimliliğine yönelik çözümler pazarı, otonom araçlar, makinelerin ve deniz taşıtlarının elektrifikasyonu, mobil makineler, Power-to-X ve batarya enerji depolama sistemleri için yeni teknolojilere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Ağustos ayında Semikron Danfoss'un pazarda yer almasını sağlamak, böylece güç elektroniği ve elektrifikasyon alanında lider konuma gelmek bu yaklaşımımızın en iyi örneklerinden biriydi.”
"Bu güçlü sonuçları dünya çapında yüksek performanslı ekiplerimiz sayesinde elde ettik. Çeşitlilik ve Kapsayıcılık yaklaşımıyla çalışan 42.000’e yakın çalışma arkadaşıma ve 2022’de yaşadığımız zorlukların üstesinden gelmek için birlikte çalıştığımız müşterilerimize ve ortaklarımıza teşekkür etmek istiyorum. Birlikte daha iyi bir gelecek inşa ediyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Türkiye bazında büyüme oranımız kur etkisinden bağımsız % 25,8 olarak gerçekleşti”
Danfoss Türkiye, Orta Doğu ve Afrika İklimlendirme Çözümleri Kıdemli Satış Direktörü ve Danfoss Türkiye Genel Müdürü Mert Kalafatoğlu: “Danfoss’un 2022 yılında dünya çapında gösterdiği güçlü performansa paralel olarak Türkiye, Orta Doğu ve Afrika bölgemizde yılı %21,3 büyüme oranıyla tamamladık. Türkiye bazında büyüme oranımız ise kur etkisinden bağımsız %25,8 olarak gerçekleşti. Zorlu piyasa koşullarına rağmen yakalanan bu başarıda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye, büyüme potansiyeli açısından Danfoss için son derece önemli bir ülke olmaya devam ediyor. 2023 yılında da müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve meslektaşlarımızla birlikte hedeflerimize emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Danfoss 2023 yılında da büyümeyi ve 2030 İklim Hedefleri için çalışmayı sürdürecek
Danfoss, 2023 yılında pazar payını genişletmeyi ve liderliğini korumayı hedefliyor. Satışların yıllık 10,4-11,9 milyar Euro aralığında olması bekleniyor. FAVÖK marjının, halihazırda satın alınmış işletmelerin entegrasyonunun yanı sıra yeni ürün ve çözümlerin geliştirilmesine yönelik yatırımların devam etmesinin ardından, %11,5-13,0 aralığında olması öngörülüyor. Beklenen büyüme ve karlılık performansı, küresel tedarik zinciri aksaklıklarının durumuna, politik gelişmelere, enflasyona, pandemiye ve dünya ekonomisindeki genel büyüme oranlarına bağlı olarak değişiklik gösterebileceği belirtiliyor.
Danfoss, müşterileriyle birlikte, pazara sunduğu teknolojiler ve çözümlerle küresel ve bölgesel iklim hedeflerine katkıda bulunmak için büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanıyor. Şirket, 2030 yılına kadar küresel operasyonlarını karbondan arındırma kararlılığını sürdürüyor ve bu kapsamda Karbonsuzlaştırma, Döngüsellik ve Çeşitlilik & Kapsayıcılık olarak adlandırdığı üç alandaki girişimlerini yürütüyor. Danfoss, sürdürülebilirliğe yatırım yapmaya, iklim ayak izini iyileştirmeye ve ESG hedeflerini gerçekleştirmeye devam edecek.
Daha fazla bilgi almak için: financials.danfoss.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
DEİK-TÜSİAD Çin’e İhracatı Arttırma Araştırma Grubu tarafından gerçekleştirilen anket çalışması, Türk iş dünyası penceresinden Çin ile ticarette gelinen son durumun nabzını tuttu. TÜSİAD ve DEİK üyesi firmaların katıldığı kapsamlı anketten elde edilen rapora göre, Türk şirketlerinin 2023 yılı ve sonrası döneme yönelik Çin’e ihracattaki hedef ve beklentileri daha yu¨ksek.
Özellikle büyük ölçekli firmaların katıldığı ankette, Çin’e ihracatta yaşanan güncel sorunlar, belirli tespitler ve çözüm önerileri yer alırken, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında potansiyel gördüğü sanayi ve tarım ürünlerinin de iş dünyasının radarında olduğu görüldü.
DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi ve TÜSİAD Çin Çalışma Grubu Başkanı Korhan Kurdoğlu, her iki kurumun da Çin ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerimiz açısından son derece büyük bir önem teşkil ettiğini belirtti. DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi’nin ve TÜSİAD Çin Çalışma Grubu’nun Çin’deki ekonomik ve sosyal gelişmeleri yakından takip ettiğini aktaran Kurdoğlu, “Çin’i ve iş yapma dinamiklerini anlamaya ve anlatmaya yönelik birçok çalışmayı/projeyi birlikte hayata geçiriyoruz. Bunlardan biri olan, DEİK-TÜSİAD Çin’e İhracatı Arttırma Araştırma Grubu da Türkiye’nin Çin’e ihracatını arttırma yolunda araştırma yapan bir platform. 2022 yılında yaklaşık 45 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Çin, Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından biri. Amacımız Çin ile daha dengeli ekonomik ilişkiler geliştirmek suretiyle ülkemize katkı sağlamak. Türkiye’de ve Çin’de faaliyet gösteren şirketler arasında kurulacak ortaklıkların da ilişkilerimize ivme kazandıracağını düşünüyoruz. TÜSİAD ve DEİK olarak, Çin ile ekonomik ilişkilerimizi geliştirebilmek ve ihracatımızı artırabilmek amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Üyelerimizin Çin pazarına erişimi ve pazarda tutunabilmeleri süreçlerinde karşılaştıkları sorunları tespit ederek, Çin ve Türkiye’deki ilgili makamlarla temaslar gerçekleştiriyor, önerilerimizi iletiyoruz. Bu kapsamda, DEİK-TÜSİAD Çin’e İhracatı Arttırma Araştırma Grubu’nun hazırladığı “Türkiye’den Çin’e İhracatın Geliştirilmesi ve Öneriler Anketi” Türkiye merkezli işletmelerin Çin’e ihracat koşullarını geliştirmek ve Çin ile ihracatta karşılaştıkları zorlukları daha iyi anlamak adına gerçekleştirildi. Bu anket çalışmasının ortaya çıkardığı tablo ile Türkiye’nin Çin’e ihracatının önündeki engellerin tespit edilmesini, iki ülkenin ilgili kamu otoriteleri tarafından somut ve etkili politikalar geliştirilmesini ve bu politikaların bir planlama içinde hayata geçirilmesini arzu ediyoruz” dedi.
TÜSİAD ve DEİK’in, Türkiye’den Çin’e ihracatın geliştirilmesi hedefiyle halihazırda Çin’e ihracat yapan üye firmaları arasında gerçekleştirdiği anket çalışmasının sonuç raporu yayımlandı. 2 Aralık-23 Aralık 2022 tarihleri arasında düzenlenen ankete, ağırlıklı olarak 20 yıldan uzun süredir faaliyet gösteren, 1 ila 50 milyon dolarlık ihracat bedellerine ulaşan büyük ölçekli şirketlerin üst düzey yöneticileri katıldı. Çin’e ihracatta gıda ve tarım ürünlerini markalı şekilde ve başka bir şirketin aracılığı olmadan doğrudan ihraç eden firmaların ankette öne çıktığı görüldü.
Türk firmalarının önümüzdeki dönemde Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında, Çin’e ihracat yapmayı düşündüğü potansiyel “sanayi ürünleri” yüzde 10’luk oranlarla elektrikli cihazlar, plastik ve mamülleri, demir çelik, tekstil; yüzde 5’lik oranlarla da otomotiv ve yan sanayi, eczacılık ürünleri ve mücevherat oldu. Potansiyel “tarım ürünleri” arasında ise, yüzde 15’lik bir oranla diğer gıda mamülleri, yüzde 10’arlık oranlarla süt ve süt ürünleri ile bitkisel yağlar, yüzde 5’erlik oranlarla meyveler, balıklar, sebzeler ve etler yer aldı.
Çin’e ihracatta en büyük sorun lojistik alanında yaşanıyor
Çin’e ihracatta en çok sorun yaşanan konuların başında yüzde 40 ile lojistik konular geliyor. Bunu yüzde 35 ile Çin’deki yasal düzenlemeler, yüzde 30 ile finansman, yüzde 25 ile pazara giriş koşulları, yüzde 20 ile diğer sorunlar, yüzde 15 ile gümrük işlemleri ve yüzde 5 ile sağlık ve bitki sağlığı önlemleri alanında yaşanan sorunlar takip ediyor.
Ankete katılan iş dünyası temsilcileri, geçtiğimiz dönemde Covid-19 tedbirleri dolayısıyla Çin’de yaşanan kapanmalardan kaynaklı lojistik problemlere, vize alma konusunda yaşadıkları zorluklara, Çin’deki yasal düzenlemelerin yarattığı sıkıntıların Çin pazarında yerel firmalarla rekabeti zorlaştırmasına, Türkiye’nin ve ürünlerimizin bilinirliğinin düşük olması nedeniyle Çin pazarına giriş ve pazarda tutunma açısından yaşanan sorunlara dikkat çekti.
İş dünyası Çin pazarı için ticaretin önünü açacak önerilerini sıraladı
C¸in ic¸inde kapsamlı u¨lke tanıtımı yapılması başı çekerken, raporda C¸inli nihai tu¨keticilerin Tu¨rkiye’yi tanıdıkc¸a Tu¨rk u¨ru¨nlerine ragˆbetin artacağına dikkat çekiliyor. O¨zellikle turizm sekto¨ru¨nde C¸inli turistleri Türkiye’ye c¸ekecek c¸alıs¸malar yapılması, film/dizi ihracatına o¨nem verilmesi ve C¸in’deki Ticaret Mu¨stes¸arlığı ve Atas¸eliklerimiz vasıtasıyla tespit edilecek bu¨yu¨k zincir marketlerin satın alma sorumlularının Tu¨rkiye’ye davet edilmesi öneriliyor.
Türk firmalarından “MADE IN TU¨RKI·YE” vurgusu
U¨st segment u¨ru¨n gruplarında “MADE IN TU¨RKI·YE” etiketi ile satıs¸ yapılmasının u¨lke tanınırlıgˆını arttırmada yardımcı olacagˆını du¨s¸u¨nen Türk firmaları, katma degˆeri yu¨ksek u¨ru¨n gelis¸tirme ve ihrac¸ etme konusunda, komite kurulup ihracatı bu¨yu¨tme potansiyeli ic¸in s¸irketler arası is¸ birligˆi zemini olus¸turulmasını o¨neriyor. İş dünyası Çin’e sadece “u¨ru¨n ihracatı” degˆil, aynı zamanda “hizmet ihracatı” u¨zerine de c¸alıs¸ma yapılmasını isterken, C¸in’e yapılan ihracatta tes¸viklerin arttırılmasını ve yu¨ksek miktarlarda ticaret hacmine sahip firmalara C¸in’e giris¸lerde kolaylık sagˆlanması talebinde bulundu.
İki ülkenin kamu otoritelerinin yeni politikalar geliştirmesi bekleniyor
Ankete katılan Türk iş dünyası temsilcilerinin görüşleriyle TÜSİAD ve DEİK 11 maddelik bir politika seti oluşturdu.
I·ki u¨lke arasındaki mal ticaretinin dengelenmesi amacıyla, C¸in’in Tu¨rkiye’ye yo¨nelik ithalatı gelis¸tirme programı olus¸turması öne çıkarken, C¸in’e ihrac¸ edilecek u¨ru¨nlerle ilgili GTIP bazında c¸alıs¸malar yapılması, kamu ve o¨zel sekto¨r is¸ birligˆinde katma degˆeri yu¨ksek u¨ru¨nlerin C¸in’e ihracatına yo¨nelik c¸alıs¸malar yapacak platformların olus¸turulması bekleniyor.
Türkiye’den C¸in’e gerc¸ekles¸tirilecek e-ihracatın artmasına katkı sagˆlaması amacıyla iki u¨lke Ticaret Bakanlıkları arasında ticareti tu¨m vec¸heleri ile ele alan, genis¸ kapsamlı ve mu¨zakereleri tamamlanmıs¸ olan “E-Ticaret” alanındaki bir mutabakat zaptının (MoU) imzalanarak en kısa zamanda hayata gec¸irilmesi önerilirken, firmaların C¸in’de yerles¸ik olmalarının ihracatı hızlandırıcı etkisi go¨z o¨nu¨nde bulundurularak, C¸in pazarına giris¸, is¸ yapma ortamı, yasal du¨zenlemeler, s¸irket kurulumu gibi konularda bilgilendirmeler yapılması ve tes¸vikler verilmesi talep ediliyor.
Türkiye’de yatırım yapan Çinli firmaların da ihracatımız üzerindeki olumlu etkisine dikkat çekilerek Çin’den özellikle katma değeri yüksek alanlarda ülkemize yatırımlar çekilmesine yönelik çalışmalar yürütülmesi vurgulanıyor.
Hükümetlerarası diyalog mekanizmalarının etkin kullanılması, iki ülke Ticaret Bakanlıkları arasında diyalogun ve iş birliğinin arttırılması, Karma Ekonomik Komisyon toplantısının özel sektörün de katkı verebileceği bir formatta yakın bir zamanda gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekiliyor.
“Türkiye’den Çin’e İhracatın Geliştirilmesi ve Öneriler Anketi Sonuç Raporu”na DEİK ve TÜSİAD’ın web sitelerinden ulaşabilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.