Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin en çok tercih edilen fintech şirketlerinden biri olma hedefiyle ilerleyen Vepara ile ödeme sistemlerinin lider teknoloji şirketi PayCore, önemli bir iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında Vepara, ön ödemeli kartları ile PayCore’un gelişmiş processing hizmetleri ve güvenli mobil ödeme çözümüyle, kullanıcılara benzersiz ödeme deneyimleri sunarak, sektöre farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor.
Finansal teknolojiler sektörünün genç ve yenilikçi şirketi Vepara ile ödeme sistemlerinin lider teknoloji şirketi PayCore, sektörde fark yaratacak bir iş birliğine imza attı. Ön ödemeli kart kullanıcılarına gerçek fayda sağlayacak çözümlerle sektörde ayrışmayı amaçlayan Vepara, PayCore’un gelişmiş processing hizmetleriyle bu hedefine ulaşmayı planlıyor. PayCore, processing hizmetleriyle Vepara’nın ön ödemeli kart ürünlerinin tüm yaşam döngüsünü yönetirken, ön ödemeli kart uygulamasına entegre olarak çalışan fraud senaryo yönetimi ile firmaya güvenli bir altyapı sağlayacak. Buna ilaveten SoftPOS ve Android POS entegre güvenli mobil ödeme platformu PayCore DO (Dijital Ortak) hizmetleri ile Vepara’yı tahsilat noktalarında, güçlü teknolojisi ile destekleyecek.
Türkiye pazarında kartlı ödemeler alanında lisanslama ve processing yöntemleriyle kredi kartıyla yapılan her 3 ödemeden 1’i ve POS’lardan kabul edilen her 2 işlemden 1’i, PayCore çözümleri üzerinden geçiyor. Bir başka ifadeyle PayCore, yetkin ve uzmanlaşmış 500’den fazla çalışanıyla uçtan uca her türlü teknoloji ve donanımı sunabiliyor.
Vepara Ön Ödemeli Kart Operasyonu PayCore Teknolojilerine Emanet
PayCore Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bartu Ülgür, Vepara ile gerçekleştirilen iş birliğine dair yaptığı açıklamada “PayCore olarak Vepara’nın anlaşma sağlayacağı kart şemalarının vereceği üyelik yetkisiyle faaliyet göstereceği ön ödemeli kartlara ait uygulamayı sağlayacağız ve tüm operasyonu Vepara adına yürüteceğiz” dedi.
Ülgür, açıklamalarına şöyle devam etti: “Şu an güçlü altyapımız ve gelişmiş teknolojilerimizle bölgedeki müşterilerimizin processing alanındaki tüm ihtiyaçlarını çok hızlı bir şekilde karşılayabiliyoruz. Türkiye’de ve yakın bölgede özellikle dijital destekli ödeme sistemi çözümlerimizle rakiplerimizden farklılaşıyoruz. Çözümlerimizle Vepara’nın ön ödemeli kart ürünlerinin tüm yaşam döngüsünün kolay ve esnek olarak yönetilmesini sağlayacağız. Ön ödemeli kartlara entegre fraud senaryo yönetim uygulamamız ile de olası fraud senaryolarına takılan işlemleri raporlayıp gerekli önlemleri alacağız. PayCore’un devrim niteliğindeki güvenli mobil ödeme platformu PayCore DO (Dijital Ortak) ile de Vepara’nın anlaşma yapacağı üye işyerlerinde PayCore SoftPOS ve/veya Android POS uygulamamız aracılığıyla ödeme almalarını sağlayacağız. PayCore DO ile satış, sadakat, kampanya ve elektronik belge yönetimi gibi tüm uygulamaları tek bir çatı altında toplayarak Vepara kullanıcılarına uçtan uca ve güvenli bir ödeme deneyimi yaşatacağız.”
 
Amaç: Kullanıcılara Gerçek Fayda Sağlamak
Dijital cüzdan alt yapısı, sanal POS, para transferi ve diğer alternatif işlem yöntemlerini tek bir çatı altında toplayan Vepara’nın CEO'su Volkan Üstün ise PayCore ile hayata geçirdikleri iş birliğinden dolayı mutluluğunu dile getirdi ve “PayCore ile yaptığımız iş birliği sayesinde kullanıcılara alternatif ödeme yolları sağlarken, en hızlı POS altyapısını sunacağız. Kullanıcılara gerçekten faydası dokunacak ön ödemeli kartlarla alışılagelmişin dışına çıkarak bütün finansal çözümleri tek bir platformda toplayacağız. PayCore’un ön ödemeli kart uygulaması ve buna entegre olarak fraud senaryo yönetim uygulaması ile SoftPOS ve Android POS ile entegre güvenli mobil ödeme uygulaması sayesinde kullanıcılarımıza benzersiz ödeme deneyimini tam anlamıyla yaşatabileceğiz. Sürekli değişen ve gelişen finansal teknoloji alanında kullanıcılarımızın tüm ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına hizmetlerimizi geliştirmek ve ürün yelpazemizi genişletmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Elektronik para ve ödeme hizmetleri lisansımızla yeni yılda ivmeli bir şekilde büyümeyi hedefliyoruz. Bu hedeflerimize PayCore ile çok daha hızlı koşacağız. Gelecek dönemde hızlı gelişen dijitalleşme ile birlikte nakitsiz toplumun daha da yaygınlaşacağını biliyoruz. 2023 yılına hızlı bir giriş yapmayı ve hedeflerimizi sürekli gelişen finansal teknolojilere göre yenileyerek, sağlam ve ivmeli adımlarla ilerlemeyi planlıyoruz. PayCore iş birliği ile değer yaratacak birçok ürün ve servisimizle sektöre farklı bir soluk kazandıracağız”dedi.
 
PayCore Hakkında:
2001 yılında ödeme teknolojilerindeki yazılım talebini karşılamak üzere kurulan PayCore, bankacılık, telekomünikasyon, ödeme hizmet sağlayıcıları, kart kişiselleştirme büroları, kamu, ulaşım ve perakende sektörlerine ödeme teknolojileri alanında yenilikçi ve uçtan uca çözümler sunmaktadır. Kart yönetimi, dijital ödeme ve EMV çözümleri, processing hizmetleri, akıllı şehir ulaşım çözümleri ve güvenli donanım ürünleri alanlarında yerel ve uluslararası düzeyde 30'dan fazla ödülün sahibi olan PayCore, 250’yi aşkın kurumun çözüm ortağı olarak 35'ten fazla ülkeye teknoloji ihraç eden bir firma. Ayrıntılı bilgi için lütfen http://www.paycore.com/ adresini ziyaret ediniz.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TOMRA, Almanya'nın Mülheim-Kärlich şehrindeki genel merkezinde bulunan ikinci test merkezini, sektör paydaşları, müşterileri ve basın mensuplarının katılımı ile düzenlenen bir açılışla hizmete sundu. Etkinlik, şirketin Entegratörler Konferansı çerçevesinde gerçekleşti. İki gün boyunca 26 ülkeden 200'den fazla katılımcının yer aldığı çeşitli konferans ve organizasyonlar düzenlendi. Konferansın ilk gününde katılımcılar, TOMRA CEO'su Tove Andersen'in yaptığı sunum da dahil olmak üzere, şirketin stratejik yönünü ayrıntılarıyla anlatan çok sayıda sunumu takip ettiler. İkinci gün ise TOMRA Recycling Sorting'in uzun vadeli hedeflerinde bir kilometre taşını oluşturan test merkezlerinin gelişimine odaklanıldı.
TOMRA Recycling Sorting Başkan Yardımcısı, Küresel Satış ve Pazarlama Başkanı Fabrizio Radice, açılış konuşmasında; "Daha sıkı mevzuatlar ve daha yüksek geri dönüşüm hedefleri doğrultusunda atıktan geri dönüştürülebilir malzemelerin kazanılmasına yönelik talep, rekor seviyelere ulaşıyor. Dolayısıyla ayıklama çözümlerimiz ve malzemelerin demo çalışmaları da yüksek bir talep görüyor. Son birkaç yılda bu talep artışını gözlemledik. Almanya'daki test merkezimiz kapasite sınırlarına yaklaştığı için müşteriler ve iş ortaklarımıza en iyi hizmeti sunabilmek üzere harekete geçtik" diye belirtti.
Daha önce hem atık hem de metal ayıklama çözümlerini bünyesinde sunan TOMRA'nın test merkezi, geri dönüşüm ve tesis operatörlerine, yatırım yapmadan önce TOMRA'nın gelişmiş ayıklama makineleri ile malzemelerini test etmeleri için eşsiz bir fırsat sunan, dünya çapında 7 lokasyonda bulunan 8 tesisten biri. Fabrizio Radice; "Demo uygulamalarına yönelik artan talebin yanı sıra, tamamı test merkezimizde kurulu olan yeni ayıklama sistemlerini kesintisiz olarak geliştiriyoruz. Son birkaç yılda, çok sayıda yeni ürün sunduk ve gelecekte daha fazlasını planlıyoruz. Bu nedenle, büyüyen portföyümüz için yeterli alana sahip olmak üzere ek bir tesis yatırımı yapmaya karar verdik" diyerek açıklıyor. TOMRA, uzman ekipleri tarafından kapsamlı bir şekilde test ve optimize edilebilecek yeniliklerin geliştirilmesi için de bu tesisleri kullanacak. Tesiste her yıl yaklaşık 650 müşteri ve şirket içi demo çalışmaları gerçekleştiriliyor ve gelecekte talebin artması bekleniyor.
Kapasite artırma kararı, bir başka önemli değişikliği de beraberinde getiriyor. TOMRA Recycling Sorting Başkan Yardımcısı ve Teknoloji Başkanı Ralph Uepping, şöyle açıklıyor: "Yakın zamana kadar hem metal hem de atık ayıklama makineleri tek bir alanda bulunuyordu. Artık her test alanı, sadece bir segmente ayrılacak. Kurulan ilk tesiste atık ayıklama testleri yapılırken, yeni tesiste metal ayıklamaya odaklanılıyor." TOMRA'nın yeni nesil X-TRACT®, FINDER® ve COMBISENSE® makinelerinin yanı sıra gelişmiş alüminyum ayıklama için yakında piyasaya sunulacak olan makineler, 1.000 m2 kapalı alana sahip yeni tesise kuruldu.
En son teknoloji ile donatılan TOMRA'nın metal ayıklama sistemleri, karışık metal akışlarından geri dönüştürülebilir metalleri geri kazanıyor ve tesis operatörlerinin fırına hazır alüminyum gibi en saf malzeme fraksiyonlarını oluşturmasına olanak tanıyor. Endüstri, sürdürülebilir üretim ve CO2 emisyonlarının azaltılması için çabalarken, geri dönüştürülmüş metallere yönelik yüksek küresel talep doğrultusunda doğru malzeme geri kazanımı ve işleme ihtiyacı da artmaya devam ediyor. Radice; "Metal endüstrisinde uzun bir geçmişe sahibiz, ancak mevcut pazar trendleri ve müşterilerimizin ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda bu alana daha fazla odaklanacağız. Genişletilmiş test kapasitelerimiz ve en ileri teknolojimizle, sektörü daha yüksek hacimleri işlemede ve gerekli kalitelere ulaşmada destekleyecek donanıma sahibiz" diye belirtiyor.
Yeni tesis, TOMRA'nın metal segmentine daha fazla ağırlık vermesini sağlarken, atık uygulamaları da eşit önemde rol oynamaya devam ediyor. Almanya, Andernach'ta bir mobil test istasyonu olarak hizmet vermeye başlayan tesis, 2009'da Mülheim-Kärlich'e taşınarak geliştirildi. Bugün tesis, atık ayıklama testleri için 1.500 m2 alana sahip. Test olanakları ise karışık ve kaynağında ayrılmış atık akışlarında geri dönüştürülebilir polimerlerin geri kazanılmasından çapak ayıklamaya, ahşabın malzeme türüne göre ayrılmasından daha pek çok alana kadar uzanıyor.
Ayrıca yapay zekanın bir alt kümesi olan derin öğrenme teknolojileri, TOMRA'nın ürün portföyünün bir parçası olarak farklı ayıklama görevlerinde test edilebiliyor. Temel teknolojilerini tamamlayıcı bir çözüm olarak sunulan derin öğrenme, önceden zor veya tespit edilmesi imkânsız olan malzemeleri tanımlayarak ayıklama performansını artırmayı destekleyen geleceğe yönelik bir çözüm. Yeni test merkezi kurulumunun avantajlarını özetleyen Ralph Uepping, şunları vurguluyor: "Kurulu tüm ürünlerimiz, eksiksiz bir süreçte test edilebiliyor. Uzman ekiplerimizle birlikte eddy akımları, mıknatıslar, elekler ve balistik seperatör ile tüm ayıklama sürecini simüle edebiliyoruz. Bu, malzeme ön işleminin önemini göstermemize ve değişen girdi akışlarında bile tutarlı ve ekonomik olarak uygulanabilir süreçleri tanımlamamıza olanak tanıyor."
Test merkezinin geliştirilmesinin arkasında bulunan temeller, teori ve pratiği birleştirmek üzere hem TOMRA'nın Almanya'daki merkezinde hem de üç günlük konferansta kapsamlı bir şekilde aktarıldı. Konferansın ilk gününde katılımcılar, TOMRA'nın stratejisi, yeni girişimleri, derin öğrenme dahil olmak üzere dijital teklifleri ve müşteri hizmetleri yaklaşımı hakkında daha fazla bilgi edinmek için çok sayıda sunuma katıldı. İkinci gün, tesiste pratik gözlemler yapıldı. TOMRA Recycling Sorting Başkanı Tom Eng'in Mülheim-Kärlich'teki tesisin gelişimini açıkladığı sunumun ardından yönetim ekibi, kurdele kesim törenini gerçekleştirdi. Farklı gruplara ayrılan katılımcılar, tesiste çok sayıda uygulama için canlı demo uygulamalarını inceledi. Tesis gezisi, TOMRA ve teknolojisinin plastik, metal ve ahşap endüstrilerinde kaynak döngüselliğini en üst düzeye çıkarmayı nasıl desteklediğinin vurgulandığı sunumlarla tamamlandı.
Konferansın yanı sıra yeni bir test alanının açılışı, TOMRA'nın büyüme stratejilerinin kararlılığına, paydaşlara olan bağlılığına ve atıksız bir dünya sağlama misyonuna dikkat çekiyor. Müşteriler ve iş ortakları, TOMRA uzmanlarıyla çalışarak ihtiyaçlarına en uygun ayıklama çözümünü belirlemek için test merkezine davet ediliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Panasonic, e-ticaretin büyümesini sürdürdüğü bu dönemde Münih'te sergilediği çözümleriyle perakendecilerin müşterilerinin mağazalarını ziyaret etmek istemesini sağlayacak. Panasonic, bu çözümlerinde yapay zeka, gerçek zamanlı takip ve mağaza içi yönetim gibi perakende dünyasına yön veren trendlerden güç alıyor.

Perakende deneyimi, içgörülerle iyileştiriliyor
Perakende deneyimini iyileştirmesi için mağaza yöneticilerine müşterilerin davranışlarına yönelik içgörü sağlayabilme imkanı, perakende teknolojilerinin en önemli alanlarından birisi haline geldi.

Customer Experience Centre'da perakendeciler, Panasonic Grid-EYE adı verilen ve müşterilerin mağazadaki hareketlerini takip etmek için kullanılan özel kızılötesi sensörleri inceleyebiliyor. Bu çözüm, mağazadaki yerleşimin iyileştirilmesi için kullanılabilecek müşterilerin mağaza içinde ilerlediği yön veya mağaza içinde en çok durdukları yer gibi pek çok faydalı bilgiler sunabiliyor.

Bu çözümler, yapay zekadan güç alan kameralarla da birlikte kullanılabiliyor. Kameralar güvenliğin yanı sıra mağazadaki insan sayısını belirlemek ve rafta eksik ürün olup olmadığının takibini yapmak için de KVKK gerekliliklerine uyumlu olacak şekilde kullanılabiliyor.

Fiyatlar gerçek zamanlı olarak takip ediliyor
Verimliliği artırmak ve stokları daha etkili yönetebilmek için elektronik raf etkiketlerine (Electronic Shelf Labelling, ESL) geçiş yapmak, perakendeciler açısından önemli bir adım. Münih'teki merkezde sergilenen Panasonic ESL çözümü de fiyatlandırmanın kategori yönetimi, envanter ve öngörü gibi diğer önemli yönetim sistemleriyle nasıl bağlanabileceğini ve merkezi bir şekilde kontrol edilebileceğini gösteriyor. Merkezdeki bir bilgisayar üzerinden bir ürünün fiyatı veya bilgisi değiştirildiğinde mağazadaki elektronik raf etiketleri de tek bir tuşla otomatik olarak güncellenebiliyor.

Panasonic ESL çözümünün kullanıcıları, fiyatlandırma hatalarının yüzde 100 azaldığını ve fiyat güncellemeleri için harcanan sürenin yüzde 80 iyileştiğini belirtiyor. Böylece çalışanlar da müşterilerin bizzat gördüğü daha etkili alanlarda görev alabiliyor.

Bu etkietler aynı zamanda müşteri deneyimini iyileştirmek için de kullanılabiliyor. Mesela müşteriler etiketlerdeki QR kodlarını taradığında ürünün içindekileri, tarifleri ve hatta fırsatları ve muadili ürünleri de görebiliyor.

Tedarik zincirinde yapay zeka
Yapay zekanın tedarik zincirindeki etkisi, perakendecilerin arka ofis operasyonlarını neredeyse dönüştürmek üzere. Panasonic'in sahibi olduğu yapay zeka tedarik zincir uzmanı Blue Yonder'ın uygulamaları, ürünlerin çok vakit kaybetmeden yeniden sipariş edilmesinden stokların ve teslim edilen ürünlerin yönetimine kadar tedarik zincirinin pek çok aşamasını takip edebiliyor ve iyileştirebiliyor. Bu çözümler de yakında Customer Experience Centre'da sergilenecek.

Mağaza içi yönetim
Teknoloji, mağazadaki müşterilerin dikkatlerini çekmek ve onlara özel fırsatlar sunmak için de kullanılıyor. Panasonic'in mağazalardaki projektörleri ve ekranları, müşterinin profiline bağlı olarak bir raftan geçerken özel indirimleri veya ürünleri göstermek için kullanılabiliyor. Bu teknoloji alışveriş yapanları mağazaya çekmek veya alışveriş yaparken onlara yol tarifi vermek için etkili bir şekilde kullanılabiliyor.

Perakende çalışanları tarafında ise dayanıklı TOUGHBOOK el terminalleri ve tabletleri, gerçek zamanlı bilgi sağlayabiliyor ve mağaza içindeyken verimliliği artırabiliyor. Bu cihazlar sipariş almak, ürün seçmek, barkod taramak ve mağaza katında stok bilgisine ulaşmak gibi işler için kullanılabiliyor.

Ek hizmetler
Gelir fırsatlarını en üst düzeye çıkartmak isteyen perakendeciler, müşterilerine sunabilecekleri ek hizmetler arıyor. Akıllı kilitli dolaplar için mağazayı veya otopark alanını kullanmak, müşterilerin mallarını kolayca teslim almasına olanak tanıyan popüler bir seçenek haline geliyor.

Panasonic Smartlocker da 6, 8, 10 veya 12 bölmeli olacak şekilde tasarlanmış yeni ve modüler bir sistem sağlıyor. Bu sistemde dört farklı sıcaklığa uygun dolaplar da bulunuyor. Bu seçenekler arasında koli gibi günlük eşyalar için normal bir ortam dolabı, yiyecek ve hatta tıbbi ürünler için soğutulmuş ve dondurucu dolaplar ve paket servis siparişlerini doğru sıcaklıkta tutmak için ısıtmalı kilitli dolaplar bulunuyor.

Bu sayede kullanıcılar hızlı, güvenli ve temassız teslimat çözümüne sahip olmanın yanında eşyalarını da kolaylıkla, verimli ve esnek bir şekilde alabiliyor veya iade edebiliyor. 7/24 erişimin yanı sıra iç ve dış mekan versiyonlarıyla Panasonic Smartlocker, müşterilerin ürünleri kendilerine uygun bir zamanda ve yerde almasına ve iade etmesine olanak tanıyor.

Teknoloji, mağazaların da popülerleşmesine imkan tanıyor
Son yıllar, geleneksel perakendeciler için zorlu geçti ancak en yeni teknoloji çözümleri, fiziksel perakendecilerin e-ticaret karşısında avantaj sahibi olmasını sağlıyor. Müşteri deneyimindeki bu tür iyileştirmelerle pek çok müşteri, caddede veya alışveriş merkezlerinde yorulana kadar alışveriş yapmanın keyfini tekrar yaşıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü kripto para borsası Bybit, kurumsal müşterilere yönelik dijital varlık alım-satım işlemleri teknolojisi alanında dünyanın lider isimlerinden Talos ile dinamik bir iş ortaklığına imza attığını duyurdu.
 
İş ortaklığı kapsamında gerçekleşecek entegrasyon, alıcı tarafta bulunan kurumsal şirketler ile hizmet sağlayıcıları destekleme konusunda uzmanlaşan Talos’un kurumsal sınıf altyapısının yetkinliği ile Bybit’in milisaniyeler içerisinde alım-satım yapılmasına imkân tanıyan sınıfının en iyisi kurumsal çözümleri ve oldukça geniş bir dijital varlık yelpazesine erişimi bir araya getiriyor.
 
Söz konusu iş ortaklığı ile Bybit, kullanıcıları arasında Fidelity, Citi, BNY Mellon ve General Atlantic gibi dev isimlerin bulunduğu Talos platformu üzerinden kripto ekosistemine adım atma arayışında olan kurumsal kullanıcıların erişimlerini oldukça kolay hâle getirecek. Bunun yanında, bu yeni iş birliği, Bybit’teki kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkararak gerçek zamanlı likiditeyi daha da artıracak.
 
Aydan aya büyümeye göre üç haneli büyüme rakamlara ulaşan tek kripto para borsası olan Bybit, Spot ve Vadeli İşlemlerde ikinci sıraya adını yazdırmıştı. Sadece ocak ayında Bybit, Vadeli İşlemlerde %14,6’lık pazar payına ulaşarak kendi pazar payı rekorunu kırmıştı. Bu önemli dönüm noktası, dünyanın dört bir yanındaki perakende ve kurumsal yatırımcılar için Bybit’in ilk akla gelen vadeli kripto işlemleri borsası olarak bulunduğu konumu daha da güçlendirdi.
 
Bybit bu başarısını hiç şüphesiz sunduğu güçlü, kurumsal hizmetlere borçlu. Bu hizmetler arasında özel krediler, Birleştirilmiş Alım-Satım Hesabı, API yetkinliklerinin yanında güvenliğe olan derinden bağlılığı, üçüncü taraf custodian hizmetleri ve amaca yönelik tasarlanan Merkle Ağacı ile güçlendirilen Rezerv Kanıtı da bulunuyor. Son derece geniş Web3 programı kapsamında Bybit, aralık ayında en iyi merkeziyetsiz vadeli işlemler borsalarından ApeX Pro’nun entegrasyonunu da gerçekleştirmişti.
 
Oldukça köklü piyasa oyuncuları ile son kullanıcıların güvenini kazanan güvenilir ve güvenli platformlar sunan Talos, dijital varlık alım-satım işlemleri çözümleri konusunda lider bir sağlayıcı. Alım-satımdan portföy ve ödeme modüllerine kadar profesyonel hizmetler sunmanın yanında, herhangi bir ekstra riskin veya çıkar çatışmasının olmamasını da garanti ediyor. Talos’un sunduğu çözümleri doğrudan veya New York, Londra, İsveç ve Singapur’da bulunan white label iş ortakları aracılığıyla kullanmak mümkün.
  
İmza attıkları iş ortaklığı ile ilgili düşüncelerini paylaşan Bybit’in kurucu ortağı ve CEO’su Ben Zhou, “Dijital varlık yatırımlarına açılan hızlı ve güvenli bir kapı sunmak adına Talos ile iş ortaklığına imza atmaktan büyük heyecan duyuyoruz ve kurumsal yatırımcıların kripto ekosistemine her geçen gün daha fazla katılım sağladıklarının farkındayız. Misyonumuz kripto ekosisteminde üst düzey fırsatlar sunmak. Bu iş ortaklığı sayesinde oldukça kolay hâle getirilmiş alım-satım işlemleri için gereken teknoloji desteğini sunmakla kalmayacak, kurumsal yatırımcılarla dijital para birimi ağları arasında üst düzey köprüler de inşa edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
 
Talos’un kurucu ortağı ve CEO’su Anton Katz da “Bybit ile gerçekleştirdiğimiz iş ortaklığı sayesinde müşterilerimiz için işlem gerçekleştirebilme yetkinliklerimizi daha da ileri taşıyacak, sektördeki en popüler projelerle etkileşimde bulunabilmeleri ve işlem yapabilmeleri için kendilerine sayısız seçenek sunacağız. Talos olarak Bybit’le gerçekleştirdiğimiz bu akıllı entegrasyonda da olduğu gibi akıllı entegrasyonlarla bağlanabilirliğimizi genişletmenin yollarını her daim arıyoruz. Bybit’te sunulan hizmetlerin sağlamlığı, gerçekleştirecekleri alım-satım işlemlerinin niteliğini, derinliğini ve kapsamını üst düzeye çıkarmalarını sağlamak için kullanıcılarımıza çok çeşitli işlem gerçekleştirebilme işlevselliği sunacak.” sözleriyle iş ortaklığı ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
 

Bybit Hakkında
Dünyanın önde gelen kripto para borsalarından Bybit; kripto yatırımcılarının ultra hızlı eşleştirme motoru, mükemmel müşteri hizmeti ile çok dilli topluluk desteğinden faydalanabileceği profesyonel bir platform olarak 2018’de kuruldu. Bybit, Formula 1’in Markalar ve Sürücüler klasmanı şampiyonu Oracle Red Bull Racing takımının; NAVI, Astralis, Alliance, Made in Brazil (MIBR) ve Oracle Red Bull Racing Esports e-spor takımlarının ve Borussia Dortmund futbol takımının iş ortağı olmaktan gurur duyuyor.
Talos Hakkında
 
Talos, dünya çapında dijital varlık alım-satım stratejilerine güç veriyor. Kullanımı kolay alım-satım işlemi sistemleri tasarlama konusunda benzeri olmayan bir deneyime sahip ekibin gücünü arkasına alan Talos platformu, sunmakta olduğu performans, güvenilirlik ve güvenlikle en büyük ve en sofistike piyasa oyuncularının olduğu kadar son kullanıcıların da güvenini kazanmıştır. Doğrudan veya white label anlayışıyla hizmet sağlayıcılar üzerinden sunduğu alım-satım işlemi platformu, borç verme pazarı, veri ve analiz hizmetleri ile portföy ve ödeme araçları gibi hizmetleri sürekli büyüyen Talos, gereksiz aracı kurum riskleri veya potansiyel çıkar çatışması endişeleri olmadan türü ne olursa olsun tüm müşterilerin uçtan uca işlem yapabilmelerini mümkün kılıyor. Talos’un New York, Londra, İsveç, GKRY ve Singapur’da ofisleri bulunuyor. Daha fazla bilgi edinmek için www.talos.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Sınıfının en iyisi akıllı telefonlar günümüzde artık sadece klasik amiral gemisi yetenekleriyle değil, aynı zamanda her defasında mükemmel fotoğraf karesini veya videoyu sağlama konusundaki kapasiteleriyle de ölçülüyor. Görüntüleme, uzun zaman önce tüketicilerin akıllı telefon satın alma kriterlerinde önemli bir kalem haline geldi. 2023 yılı, akıllı telefon görüntüleme teknolojileri alanında önemli trendlerin öne çıkacağı bir yıl olacak. Akıllı telefon dünyasına profesyonel fotoğraf standartlarını getirmek için gerçekleştirdikleri iş birliği kapsamında üç yıldır optik, donanım ve yazılım alanlarında önemli buluşlara imza atan vivo ve ZEISS, bu yıl beklenen yeni mobil görüntüleme trendlerine ve kullanıcıların seçimlerini yaparken dikkat etmeleri gereken özelliklere dikkat çekiyor:

 

Düşük ışık koşullarında bile mükemmel çekimler

 

Akıllı telefon kameraları için düşük ışık koşullarında mükemmel çekimler yapmak zor bir konu olsa da, son yıllarda kaydedilen önemli ilerlemelerle bu alanda başarı daha mümkün hale geldi. 1 inç sensörlü görüntüleme sistemleri, bugün zorlu aydınlatma koşullarında bile etkileyici sonuçlar veriyor. Sensöre daha fazla ışık getirmeye yardımcı olan ve gelişmiş bir sinyal-gürültü oranına yol açan 1 inç boyutundaki sensörler, sektörde ezberleri bozuyor. vivo ve ZEISS, 2023 yılında öne çıkacak özelliklerden biri olan bu sensörlerin mobil görüntülemede çıtayı tamamen yeni bir seviyeye yükselteceğini öngörüyor.

 

Öte yandan sektörde yıllardır daha büyük ve daha fazla mercek elementlerine yönelik bir eğilim gördüklerini anlatan ZEISS Tüketici Ürünleri Kıdemli Akıllı Telefon Teknoloji Müdürü Oliver Schindelbeck, günümüzde artık mümkün olan en iyi görüntü kalitesini elde etmek için plastik mercek elemanları kullanmanın yeterli olmadığını vurguluyor. Artık profesyonel fotoğrafçılık ekipmanlarına benzer cam mercek elementlerini dahil etmenin yaygınlaştığını kaydeden Schindelbeck, üst düzey cam malzemeyi üst düzey plastiklerle birleştirerek genel görüntü kalitesini iyileştirdiklerini ve hayalet çözünürlüklü görüntüler, başı boş ışık ve renk sapmaları gibi istenmeyen efektleri önemli ölçüde azalttıklarını belirtiyor.

 

Düşük ışık koşullarında yapılan çekimlerde görüntü işleme de artık önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Mevcut algoritmalar sadece kaliteli görüntü sonrası işleme sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda görüntü yakalama ve sahne analizi için de yeni olanaklar sunuyor. Algoritmalarla ve sahne arkasında gerçekleşen bilgiişleme dayalı fotoğrafçılıkla, görece küçük cam elemanların ve sensörlerin üstesinden gelinebiliyor. Manzara algılama ve özellikle gren azaltma, muhteşem gece çekimleri yapmak isteyen kullanıcılara fayda sağlayan iki önemli özellik olarak öne çıkıyor. Örneğin görüntü tonlarını daha da iyi optimize etmek için, yükseltilmiş bir HDR algoritması vivo’nun amiral gemisi modellerine entegre olarak geliyor. Amiral gemisi modellerde görüntüleme alanında daha yeni bir gelişme olarak, günümüzde düşük ışıkta çekim sonuçlarını büyük ölçüde iyileştiren daha güçlü algoritmalar çalıştırma yeteneğini yüksek enerji verimliliği ile birleştiren özel çipler kullanılıyor.

 

Sanatsal görüntü tasarımı

 

Portre çekimleri, birer fotoğraf olmanın ötesinde, gelecekte hatırlanacak duygusal anılar olarak her zaman popüler olacak. Bu noktada, mobil görüntüleme cihazlarının gerçek fark yarattığı alanın portre çekimleri olduğu söylenebilir. İnsanlar artık kristal netliğinde görüntülerin yanı sıra sanatsal becerilerini en iyi şekilde ortaya çıkarmalarına, hatıra olarak saklayabilecekleri veya sosyal medyada paylaşabilecekleri mükemmel portreler çekmelerine yardımcı olacak cihazlar istiyorlar. vivo ve ZEISS bu noktada da kayda değer başarılara imza attı. Örneğin fotoğraflarda özellikle kontrolsüz bir şekilde ortaya çıktıklarında genellikle istenmeyen bir durum olan mercek parlamaları, bazı durumlarda aslında fotoğrafa tamamen sanatsal bir görünüm ve his katabiliyor. Özel bir mod, fotoğraflarda insanların genellikle birçok klasik filmde gördüğü ayırt edici bir mercek parlaması görünümü oluşturabiliyor. Çerçevede veya arka planda güçlü bir ışık kaynağı olduğunda, bu efekt göze çarpacak bir şekilde sergilenebiliyor.

 

Daha gerçek ve daha doğal fotoğraflar

 

vivo ve ZEISS’a göre, profesyonel görüntüleme söz konusu olduğunda birçok profesyonel fotoğrafçıya göre portre çekimleri için mükemmel seçim olduğunu kanıtlamış olan 50 milimetrelik klasik fotoğraf merceğinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. 50 milimetrelik merceğin görüş alanı insan gözünün görüş alanına yakın olduğu için, bu mercek doğal görünümlü portreler çekilmesine olanak tanıyor. Bu mercek ayrıca nesneyi 1 ila 2 metre arasında makul bir mesafeden çekme imkânı veriyor. Böylece kamera kendilerine çok yaklaştırılmadığı için insanlar kendilerini gergin hissetmiyor, daha doğal ve rahat davranabiliyor ve görünebiliyorlar. 50 milimetrelik mercek ayrıca, doğru diyafram açıklığıyla birçok merceğin genellikle en zayıf noktası olan düşük ışık koşullarında bile mükemmel kalite sunabiliyor.

 

Tüketicilerin kameraların yakalayabileceği görüntü ve videoların yüksek kalitesini tam olarak görebilmeleri için, kameranın sensörleriyle birlikte vivo akıllı telefonların ekranları da kapsamlı kalibrasyon işlemlerine tâbi tutuluyor. Böylece kullanıcılar objektifin yakaladığı fotoğrafları ekranda gerçek renkleriyle görüntüleyebiliyorlar.

 

Ayrıntılı bilgi için: Communication Partner - Ayla Kayrak

[email protected] - 0533 384 51 76

 

vivo Hakkında:

Akıllı cihaz ve hizmetleri odağına alarak güçlü tasarıma sahip ürünler üreten dünyanın lider teknoloji şirketi vivo, her zaman insanlarla dijital dünya arasında bir köprü kurmayı hedefliyor. Şirket, insanlara her geçen gün daha kullanışlı bir mobil ve dijital yaşam sunmak için yaratıcılığı ön plana alıyor. vivo, toplum için değer yaratma misyonunu; Çin felsefesinde doğru şeyleri yapma ve işleri doğru şekilde yapma tutumunu açıklayan bir kavram olan Benfen felsefesine dayandırıyor. Kullanıcı odaklılık, tasarım odaklı değer, sürekli öğrenme ve takım ruhu gibi temel değerleri sahiplenen şirket; daha sağlıklı, daha sürdürülebilir dünya standartlarında bir kuruluş olma vizyonuyla sürdürülebilir bir kalkınma stratejisi uyguluyor. Shenzhen, Dongguan, Nanjing, Pekin, Hangzhou, Şanghay, Xi'an, Tokyo, San Diego ve Taipei’de, 10 Ar-Ge merkezi ile vivo; 5G, yapay zekâ, endüstriyel tasarım, fotoğrafçılık gibi önemli konuların da aralarında bulunduğu alanlarda en ileri teknoloji kullanıcı teknolojilerinin geliştirilmesine odaklanıyor. Yıllık yaklaşık 200 milyon akıllı telefon üretim kapasitesine sahip akıllı bir üretim ağı bulunan vivo’nun ürünleri, şu an itibariyle 60’ın üzerinde ülke ve bölgede satışa sunuluyor ve dünya çapında 400 milyonun üzerinde kullanıcı tarafından sevilerek kullanılıyor. vivo hakkındaki son haberleri https://www.vivo.com/en/about-vivo/news https://www.vivo.com/en/about-vivo/news adresinden takip edebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Firmaların finansal teknolojide rotası olan Finrota'nın çatısı altında hizmet veren Açık Bankacılık Ürünü NetEkstre, istikrarlı büyümesini 2022 yılında da sürdürdü. Tüm banka hesap hareketlerini tek ekrandan kolayca yönetme olanağı sunan NetEkstre, 2022'de elde ettiği verileri açıkladı. NetEkstre'den yararlanan firma sayısı 2021 yılına göre yaklaşık yüzde 36 oranında artarken, yapılan işlem adedi de yüzde 57 oranında büyüdü. İşlem tutarı ise yüzde 208 gibi rekor bir büyüme gerçekleştirdi. 2022 yılında 21 milyonu aşkın hesap hareketini sınıflandırarak raporlayan NetEkstre sistemi, 29 banka ile entegre çalışıyor ve 24 farklı ERP çözümüne verileri sınıflandırarak aktarabiliyor.
 
Posrapor, yüzde 47 büyüdü
 
Finrota'nın kullanıcılara sunduğu ürünlerden biri olan Posrapor, firmaların tüm fiziki ve sanal POS işlemlerinin takibinin, raporlamasının ve ERP/muhasebe sistemlerine kaydının tek panelden yönetilmesine yardımcı oluyor. Posrapor'un firmalara sağladığı diğer faydalar arasında; tutar, komisyon, taksit sayısı, kart programı, vade tarihi gibi bilgilerin yer aldığı raporlar bulunmaktadır. Posrapor, artık POS komisyonlarındaki değişimleri de fark ederek banka ve ödeme kuruluşlarıyla anlaştıkları komisyonlardan farklı bir işlem gerçekleştiğinde müşterilere bilgi sunabilmektedir.
2022 yılında Posrapor müşteri sayısında yüzde 47'lik bir büyüme kaydedilirken, sisteme entegre banka sayısı ise 15 oldu.
 
22 bankayla entegre olarak çalışan E-DBS ürününü kullanan firma sayısı yüzde 36 arttı.
Finrota Açık Bankacılık Platformu'ndaki E-DBS ürünü, farklı bankalardaki tüm DBS (Doğrudan Borçlandırma Sistemi) işlemlerini tek panelden yönetebilmeyi sağlıyor. Firmalar, E-DBS'den yararlanarak faturalarının tahsilatı için talimatlar oluşturabiliyor ve limitlerini takip edebiliyor.
 
E-DBS ürünüyle 2022 yılında tahsile gönderilen fatura tutarı yaklaşık 6 katına çıkarak 3.1 milyar TL'yi aştı ve adedi bir önceki seneye göre yüzde 130 arttı. Türkiye'nin önde gelen 22 bankasıyla online entegre olarak çalışan E-DBS ürününü kullanan firma sayısı ise yüzde 36 arttı.
 
 
Finrota'nın yeni ürünü TÖS, büyüyerek yoluna devam ediyor
Finrota'nın 2022 yılında devreye aldığı ürünlerden biri olan TÖS (Toplu Ödeme Sistemi), transfer süreçlerine kolaylık kazandırdı. Kullanıcıların bankalardan toplu para transferi yapabilmesini sağlayan TÖS, 11 bankayla entegre olarak çalışıyor.
 
Finrota Genel Müdürü İlknur Uzunoğlu: "Finansal alanda sınırları kaldıran Açık Bankacılık hizmetlerimizle hızlı bir şekilde büyüyoruz"
Açık Bankacılık ürünlerinin 2022 yılında gerçekleşen verilerini değerlendiren Finrota Genel Müdürü İlknur Uzunoğlu, şunları söyledi: "Farklı sektörlerden binlerce firmanın yararlandığı NetEkstre ile dijital bankacılık ve finansal yönetim süreçlerinin gelişmesine, iyileştirilmesine katkı sağlıyoruz. Finansal alanda sınırları kaldıran Açık Bankacılık hizmetlerimizle hızlı bir şekilde büyüyoruz. Her biri kendi alanında lider olan ürünlerimiz ve sunduğumuz hizmet deneyimiyle 2022 yılında da fark yaratmaya devam ettik. Finrota ekosistemindeki tüm ürünlerde gerçekleşen büyümeler, bunun en büyük kanıtı oldu. 2022 yılında gösterdiğimiz performansla ulaştığımız veriler bizi mutlu etse de gidecek çok yolumuz olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde Finrota ile daha büyük başarıları imza atacağımıza inanıyoruz."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 14-17 Şubat tarihleri arasında Rusya'nın başkenti Moskova'da yapılan Aquatherm Moskova Fuarı'na Info Stand ile katıldı.
Bu sene 27.'si düzenlenen Aquatherm Moskova Fuarı'na 13 ülkeden 469 adet uluslararası katılımcı firma ile 5000'e yakın ziyaretçi katıldı. Türkiye ise İSİB dahil 57 firma ile fuarda temsil edildi. Fuar'a İSİB'i temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Ünlü iştirak etti.
Fuar'da İSİB ve Türk katılımcı firmaların standlarını ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Başmüşaviri Alper Eriten, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Müşavirleri Ersan Volkan Demirel ve Mustafa Gökceoğlu yetkililerden bilgi alarak iki ülke arasındaki ticari ilişkiler hakkında bilgi alışverişinde bulundu.
Fuar'da ayrıca Rusya Isıtma, Havalandırma, İklimlendirme, Isı Temini ve Bina Termal Fiziği Mühendisleri Derneği olan ABOK yetkilileri ile 5-8 Nisan 2023 tarihlerinde Moskova'da organize edilecek olan Eğitim ve Ticaret Heyeti hakkında görüşüldü.
Aquatherm Moskova Fuarı'nın oldukça yoğun ve kalabalık geçtiğini ifade eden İSİB Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Ünlü, "Rusya yaklaşık 14 milyar dolarlık iklimlendirme sektörü ithalatı ile Dünya'nın 12. büyük sektör ithalatçısı konumunda. Türk İklimlendirme Sektörü olarak bu ülkede sektörümüzün alt ürün gruplarında ilk 10 ihracatçıdan biriyiz. Bu seviyemizi daha da yukarı çıkarmak için Aquatherm Moskova Fuarı'na sektör olarak ciddi bir şekilde hazırlandık. 57 ayrı firmamız fuarda yer aldı ve ticari muhatapları ile çok verimli ilişkiler kurdular. Önümüzdeki dönemde yapacağımız ticari ve eğitim faaliyetleri ile ülkedeki konumumuzu daha da sağlamlaştıracağımıza inanıyorum. İSİB olarak fuar süresince sektörümüz firmalarımızı ve Rusya'daki misafirlerimizi standımızda ağırlamaktan ve görüşmelere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduk" dedi.