Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Türkiye: Ekonomide yavaşlama başladı, daha düşük büyüme öngörülüyor
Türkiye: Ekonomide yavaşlama başladı, daha düşük büyüme öngörülüyor…
Türkiye ekonomisi 3Ç22'de yıllık bazda %3,9 (Tera: %4,8, konsensüs: %4,4) büyüdü ve 2Ç22'ye ait revize edilmiş %7,7'lik büyüme performansından keskin şekilde gerileyerek momentum kaybı başlangıcına işaret etti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerde çeyrekten çeyreğe büyüme %-0,1 oldu ve bu, pandeminin 2Ç20'yi vurmasından bu yana ilk dönemsel negatif gerçekleşme oldu.
Yıllık bazdaki büyümenin daha yavaş olması ve çeyreklik daralma olması beklentiler dahilindeydi, ancak elde edilen verilerin biraz daha olumsuz olduğunu gözlemliyoruz. Hanehalkı talebi beklenenden yüksek bir büyüme ile pozitif destek verse de, 4Ç22 açısından yüksek enflasyonun talep kanalına daha çok zarar vermesini bekleriz. Bu veri ve varsayımlar çerçevesinde 2022'nin tamamı için %5,5 büyüme bekliyoruz.
Türkiye'nin Büyümesi Yavaşlamaya Başlıyor… Reel GSYİH büyüme oranı (mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış) ile uzun vadeli büyüme patikasının karşılaştırılması… (Pandemi başlangıcı olan 1Ç19 baz alınarak zincir hacim endeksi Faktör 100 ile normalize edilmiştir.) Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Tera Yatırım
Alt kalemlere bakıldığında ise; Büyümeye önemli katkı sağlayan iç talep göstergesi olan hanehalkı tüketimi bir önceki yıla göre %19,9 arttı. 2Ç22'de iç talebin durumunu gösteren hanehalklarının tüketim harcamaları %22,5 büyüme göstermişti. Hanehalkı finansmanı baskı altına girerken, tüketici harcamaları ekonomiye güç sağlayacak kadar dirençli kaldı. Bu durum hanehalklarının enflasyonun harcanabilir gelirlerini tüketeceği beklentisiyle satın alma işlemlerini öne çıkardığını göstermektedir. Yüksek enflasyon ortamını göz önüne aldığımızda, gelir düzeyi düştükçe önden yüklemeli harcama yetisinin iyice azalacağını ve ihtiyari tüketim harcaması kısmını aşağı çekeceğini düşünüyoruz, bu nedenle talep kanalından 4Ç22 itibariyle daha az katkı gelmesini ve tüketim harcamaları büyümesinin yavaşlamasını bekleriz. Merakla beklenen ve Aralık ayında açıklanması beklenen asgari ücret artışı, hanehalkına enflasyona karşı kısa süreli bir takviye sağlasa da, enflasyonist dönemde bu etkiyi uzun ömürlü olarak görmeyiz.
İşletmeler tarafından yapılan yatırımın bir ölçüsü olan brüt sabit sermaye oluşumu yıllık %1,3 küçüldü. Makine ve teçhizat yatırımlarının ise %14,3 büyüme ile pozitif katkı yaptığını gözlemliyoruz. İnşaat yatırımları %19,9 gerilerken, diğer aktifler kaleminde %15,7 artış görülmektedir. Brüt sermaye oluşumu 2Ç22 döneminde %5 artmıştı. Borç verme üzerindeki sıkı kontroller ve Arjantin'den sonra G-20'deki en yüksek enflasyon, özel sermaye harcamaları üzerinde baskı oluşturmaktadır.
Hükümetin tüketim harcamaları ise bir önceki yıla göre %8,5 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları 2Ç22 döneminde %2 artmıştı. Yıllık büyüme oranı da post-pandemik dönemin en düşüğü olmasından dolayı seçim öncesinde mali politikaların gevşek zeminde ve büyüme orjinli olmasında etkili olacaktır.
İhracat yıllık bazda %12,6, ithalat ise %12,2 arttı. Böylelikle dış talep göstergesi anlamında net ihracat tarafından sınırlı bir katkı geldiği anlaşılmaktadır. İhracat artışını odak noktasına koyan ekonomi yaklaşımına rağmen, en büyük ticaret ortağı olan Avrupa'da durgunluk tehdidi belirdiği için bu alandaki katkı daha da azalacaktır. 4Ç22 başlangıcındaki veriler ithalat ivmesinin ihracat ivmesinin çok üzerinde olduğunu ve ihracatın neredeyse durgunlaştığını gösteriyor. Bu yıl Ağustos ayına kadar çift haneli gerçekleşen yıllık bazdaki ihracat büyümesi Eylül'de %9,1 ile tek haneye gerilemiş ve Ekim'de ise yalnızca %3 büyüme gösterebilmişti.
Türkiye'nin İhracat Büyümesi Yavaşlıyor, Ekonomiyi Tehdit Ediyor… Kaynak: TÜİK, Ticaret Bakanlığı, Bloomberg, Tera Yatırım
İnşaat sektöründeki daralma (-%14,1) dikkat çekiyor. Burada hem gayrimenkul tarafında konut satış istatistiklerinin ortaya koyduğu daralma hem de inşaat sektöründeki genel daralma çift yönlü etki yapmış görünüyor. İnşaat alt kaleminin milli gelir içindeki payının yaklaşık %15 olması genel büyümeyi yavaşlatmada ve beklentilerin altında kalmasında etkili oldu diyebiliriz. Sanayi tarafında; Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış 3 aylık ortalama sanayi üretimi verisi ivme kaybını ortaya koymuştu. Bu yavaşlamayı teyit eden büyüme verilerinde ise sanayiden gelen katkının daha düşük seviyede gerçekleştiği (sanayi +%0,3) görülüyor. Hizmetler sektöründeki yavaşlama etkisi (2Ç22'deki +%18,1'den 3Ç22'de +%6,9'a) yüksek enflasyon etkisiyle de gerçekleşti. Enflasyonun gıda kaynaklı yayılması ve hemen hemen tüm kalemlerdeki atalet, hizmet kalemlerinde yıllık enflasyonun yüksek olmasına ve beklentilerin bozulmasına neden olmaktadır. Bu, hizmet sektörünün GSYİH katkısındaki düşüşü açıklamaktadır.
Özel tüketim harcamaları toplam büyümeye +12 puan, kamu harcamaları ise +1 puan katkı sağlamıştır. Net dış talep 0,7 puan pozitif katkı sağlamıştır. Yatırım harcamaları büyümeye 0,33 puan negatif katkı sağlamıştır. Stok değişimleri ise büyümeyi 8,3 negatif etkiledi.
Yılın genelindeki büyüme performansı halen G-20 içerisindeki en güçlü performanslardan birine işaret ediyor. Türkiye'nin önümüzdeki dönemdeki büyüme patikasının sürdürülebilirliği elbette iç/dış talep bileşenleri ile iş yatırımlarının durumuna bağlı. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın ihracata, üretime ve istihdama öncelik veren bir ekonomik modeli uygulamak istediği biliniyor. Bu dönem Merkez Bankası açısından bir dizi faiz indirimleri ile desteklenmek istense de, aradan geçen sürede liradaki değer kaybının etkileriyle enflasyonun %85,5 seviyesine ulaştığı bir durumla karşı karşıyayız. 3Ç22'den sonra ise birkaç aylık süre içerisinde döviz kurları çok sabit kalmaktadır. Bu ortamda Haziran ayında yapılması planlanan seçimler öncesinde hükümetin ekonomiyi canlandırmak için çeşitli önlemlere devam etmesi muhtemel görünüyor.
Merkez Bankası açısından bakacak olursak; Ağustos ayında yeni gevşeme döngüsüne başlayan Banka politika faizini Kasım ayında %9'a, tek hanelere doğru, indirdi. Son dönemde marjinal etki yaratmayan faiz indirimleri, 2021'in sonunda ciddi fiyat istikrarı bozulması ve lira değer kaybı etkilerini getirmişti. Büyüme ilk 3 çeyrekte ortalama %6,4 olarak gerçekleşti (1Ç22: %7,5, 2Ç22: %7,7 ve 3Ç22: %3,9). Ancak hem artık ekonomik ivme pandemi sonrasının en yavaş noktasına geriliyor, hem de işletme ve hanehalkları daha fazla enflasyon hasarını karşılamak zorunda kalıyorlar. Alışılmış ekonomik politikaların dışındaki yaklaşımın enflasyon besleyici etkilerini bu alanda çekince olarak değerlendirmekteyiz.
Bu gerçekleşmeler ve mevcut öncü göstergelerden çıkarımlar doğrultusunda, 2022 için hala %5,5'lik bir büyüme bekliyoruz. Bu arada, ihracatın ve sanayideki ivme kaybının aşağı yönlü etkileriyle, önümüzdeki yıl için %2,8'lik daha yavaş bir büyüme patikasını değerlendiriyoruz.
https://terayatirim.com/arastirma/teradan-notlar/301120221040
Enver Erkan
Araştırma - Başekonomist
Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.terayatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
3Ç22’de ekonomi yıllık %3.9 ile piyasa beklentisinin (%4.4) sınırlı altında, bizim beklentimize (%4.0) yakın
büyüdü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veriye göre, çeyreksel bazda ekonomi 3Ç22 ’de %0.1
sınırlı daraldı. Böylece Covid-19 sonrası ilk kez ekonomi çeyreksel bazda küçüldü. Çeyreksel verilere göre, 4
çeyreklik büyüme eğilimi %1.7’den %1.0’e indi. Veri, 3Ç22’de aktivitenin ivme kaybettiğini gösteriyor.
3Ç22 yıllık büyüme dinamikleri büyümeye iç ve dış talep katkısının azaldığına işaret ediyor. İç talep içinde özel
tüketimin katkısı belirgin olmaya devam ederken, kamu tüketim katkısı önceki çeyreğe göre arttı. Önceki üç çeyrekte
büyüyen yatırımlar, 3Ç22’de daraldı. Stoklar büyümeyi belirgin aşağı çekmeye devam etti. Stoklar dahil iç talebin
büyümeye katkısı 3Ç22’de 3.2 puan oldu. İthalatın genişlemesine rağmen ihracattın daha hızlı artmasının desteği ile
dış talebin büyümeye katkısı 0.7 puan gerçekleşti. Dış talep büyümeye katkı vermeye devam etse de 0.7 puanlık
katkı son 7 çeyreğin en düşük katkısı oldu. 3Ç22’de hem iç hem de dış talebin büyümeye katkı sağlaması olumlu.
Ancak son dört çeyrekteki eğilimler dikkate alındığında, tüketim artışının çok kuvvetli seyretmesi, yatırım eğiliminin
zayıflığı ve dış talep katkısının azalması olumsuz.
OECD, geçtiğimiz hafta yayınladığı ekonomik görünüm raporunda küresel büyüme tahminini 2022 için %3.0'ten %
3.1’e sınırlı yükseltirken, 2023 için %2.2'de tuttu. Küresel ekonominin önemli zorluklarla karşı karşıya olduğu ve
risklerin aşağı yönlü olduğu belirtildi. 2022 için büyüme tahmini ABD için %1.8, Euro Bölgesi için %3.3 olarak
belirlendi. Tahminlere göre, 2023’te büyüme ABD’de ve Euro Bölgesi’nde %0.5 ile daha sınırlı olacak. 2023’te
Almanya’da %0.3, İngiltere’de %0.4 daralma öngörülüyor. Türkiye büyüme tahmini ise 2022 için %5.3, 2023 için %
3.0. Türkiye ekonomisi büyüme tahminimiz OECD tahminlerine oldukça yakın, 2022 için %5.5, 2023 için %3.0.
Garanti BBVA Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
https://www.garantibbvayatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. iş burada yer alan bilgilerin, doğruluğundan, yeterliliğinden veya tamlığından ve bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.
TCMB’nin Kasım PPK t oplantısında 150 baz puan faiz indirimi yaparak politika
faizini%9’a indirmesi sonrasında tahvil getirilerinde birmiktar düşüş yaşandı.
• Bu yıl yapılan düzenlemele r ile bankalar zorunlu karşılık olarak 5 yıl ve üstü
vadelerde tahvil alıyor. Diğer yandan TCMB sene başından beri ihale y öntemi
ile tahvil alımlarını sürdürüyor. T üm bunlar getiri eğrisinde bu yıl yaşa nan
düşüşü açıklıyor.
• Son d önemde Fed’in faiz artışlarını daha ılımlı devam ettirece ğine yönelik
beklentiler ABD tahvil faizlerini aşağı yönde etkileyince bu durum da yurt içi
faizlerin düşmesine kısmen katkı sağladı.
• Son PPK’da faiz indirim döngüsünün şimdilik sona erdiği mesajı verildi.
Dolayısı ile tahvil faizlerinde %10 üze rinde kalan vadelerin kısa süre içerisinde
tek haneye inmesi beklenebilir ancak %9-8 bandının ç ok altına doğru bir
hareket beklenmeyebilir.
Garanti BBVA Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
https://www.garantibbvayatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. iş burada yer alan bilgilerin, doğruluğundan, yeterliliğinden veya tamlığından ve bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.
S&P500, 3,919 destek seviyesi üzerinde işlem görmeye devam ediyor. Bu seviyenin üzerinde günlük bar kapanışlarına devam etmesi halinde yükseliş yönlü işlemler devam edebilir. Bu durumda ilk direnç seviyemiz 3,998 olacaktır. Ancak, 3,919 seviyesini kırması halinde 3,822 desteğini izliyor olacağız.
Destek: 3,919 - 3,822 - 3,721
Direnç: 3,998 - 4,081 - 4,199
Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.dinamikyatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2022 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin yazılı bir değerlendirme yaptı.
Olpak değerlendirmesinde şunları ifade etti:
2022'nin ilk çeyreğinde yüzde 7,5 ve ikinci çeyrekteki yüzde 7,7 büyüme performanslarının ardından, Türkiye'nin 3. çeyrekte de yüzde 3,9 büyüyerek pozitif görünümü sürdürmesini iş dünyası olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle, makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 14,3 oranında artarak büyümeye pozitif katkı vermesini önemli buluyoruz.
İlk iki çeyrekten sonra sanayi üretimi ve PMI gibi öncü göstergelere baktığımızda, dünyadaki resesyon beklentilerine paralel olarak büyüme hızının elbette bir miktar yavaşlamasını bekliyorduk. Ancak küresel risklerin ve resesyonun konuşulduğu bir ortamda dahi yüzde 3,9'luk büyüme gösteren Türkiye'nin bir kez daha dünyadan pozitif ayrışmayı başardığını görüyoruz. Dolayısıyla yılın üçüncü çeyreğindeki büyüme verisi, Türkiye açısından resesyon ihtimalinin de bir hayli zayıf olduğunu destekler nitelikte.
Büyüme verilerinde talep tarafını değerlendirdiğimizde ise yatırımlarda göze çarpan ufak bir daralma dışında tüm alt kalemlerin büyümeye olumlu katkı yaptığını görüyoruz. Yatırımlardaki daralmanın ise temelde inşaat yatırımlarındaki azalmadan kaynaklandığını görüyoruz. Fakat bununla birlikte makine ve teçhizat yatırımlarının ise yüzde 14,3 oranında artarak büyümeye dikkate değer bir katkı verdiğini de gözlemliyoruz. Uluslararası yatırımcılarla gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfus avantajına sahip olduğunu her zaman vurguluyoruz. Bunun da etkisiyle birlikte hane halkı tüketiminin yüzde 19,9 oranında artarak büyümeye en çok katkı veren kalem olması sevindirici. İhracatımız ise sene başında bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında artarken son dönemdeki küresel resesyona bağlı olarak bu oran yıllık bazda yüzde 15'e kadar gerilemiş durumda. Küresel ticaretteki tüm zorluklara ve daralmalara rağmen ihracatımız üçüncü çeyrekte de yüzde 12,6 artarak büyümeye pozitif katkı vermeyi sürdürmeyi başardı.
Arz tarafını incelediğimizde ise inşaat hariç tüm sektörlerin pozitif büyüme göstermesi oldukça değerli. Özellikle bankacılık ve finans sektörünün yüzde 21,6, bilgi ve iletişim sektörünün yüzde 13,9 oranında genişlemesi büyümenin temel sürükleyici kalemleri durumunda.
Açıklanan bu olumlu veri, 2022 yılı büyümesinin yüzde 5 civarlarında gerçekleşmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. 2009 küresel finansal krizinden sonraki dönemde çeşitli risklere maruz kalsak dahi her yıl üzerine değer katarak pozitif büyümeyi başaran ekonomimiz, küresel çalkantıların ve risklerin yeniden arttığı bu son dönemde dahi pozitif ayrışarak gücünü bir kez daha gösterdi.
DEİK olarak önümüzdeki dönemde de Türk iş dünyası adına üstlendiğimiz ticari diplomasi misyonumuz doğrultusunda ülkemizin büyümesine katkı sunmaya ve küresel ticaretten aldığımız payı artırmak amacıyla dünyanın dört bir yanında daha fazla ticaret için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin daha fazla nitelikli büyümesi, büyümenin tabana dengeli yayılması ve yatırım, üretim, istihdam ile birlikte ihracata dayalı büyümeye daha fazla katkı sunmak için tüm gücümüzle iş dünyamızın Kuzey Yıldızı olmayı sürdüreceğiz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan Türkiye ekonomisi 2022 yılı üçüncü çeyrek büyüme verilerine ilişkin yazılı bir değerlendirme yaptı.
Pelister değerlendirmesinde şunları kaydetti:
“Ülkemiz bu yıl ilk iki çeyrekte sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 7,7 olarak güçlü bir büyüme göstermişti. Üçüncü çeyrekte ise yüzde 3,9 büyüdü. Sektörel büyümede üçüncü çeyrekte sanayide yıllık yüzde 0,3’lük bir artış söz konusu. Mal ve hizmet ihracatı üçüncü çeyrekte yüzde 12,6 arttı. Net ihracatın büyümeye katkısı ise 0,7 puan oldu. Rusya- Ukrayna krizi başta olmak üzere küresel ekonomik ve politik gelişmeler, enflasyon baskıları, enerji maliyetleri, kur ve parite dalgalanmaları gibi pek çok etken dolayısıyla üçüncü çeyrek ve dördündü çeyrekte büyümede gerileme bekleniyordu. Özellikle AB ve ABD tarafındaki resesyon sinyalleri son çeyrekte daha belirgin hale gelmeye başladı. Bu durumun ihracatımıza yansımalarını bazı hammadde ve yarı mamul verdiğimiz diğer sektörlerde görmeye başladık. Kimya sektörümüz ise en çok ihracat gerçekleştiren birinci sektör olarak yükseliş performansını sürdürdü. Kimya sektörümüz üçüncü çeyrekte 2021 yılı üçüncü çeyreğine göre yaklaşık yüzde 40 büyüdü ve 8,76 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu yılın ikinci çeyreğine göre ise ihracatta yüzde 5 azalma söz konusu. Ülkemizin yıl sonu büyüme beklentisi ise uluslararası kuruluşlar tarafından yukarı yönlü revize edildi ve yüzde 5’in üzerinde büyüme bekleniyor. Biz de ihracatta kimya sektörümüzün yılı yıllık bazda yüzde 30’a yakın büyüme ile kapatmasını bekliyoruz” dedi.
Üst düzey bir Avrupa Komisyonu yetkilisi, çökmüş kripto borsası FTX'teki "şüpheli uygulamaların", şu sıralarda sonuçlandırılmakta olan Avrupa Birliği kuralları kapsamında gerçekleşmesine izin verilmeyeceğini söyledi.
Avrupa Birliği, 2024'te yürürlüğe girmesi beklenen kripto varlık kurallarında (MiCA) çığır açan yeni pazarlar üzerinde anlaşmaya varmak üzere ve bloğu önemli ölçüde küçülen bir sektörü düzenlemede ön plana çıkarıyor.
Komisyonun mali hizmetler birimi genel müdür yardımcısı Alexandra Jour-Schroeder, MiCA'nın onayını Avrupa Parlamentosu'nda nihai bir oylamayla tamamlamanın acil bir mesele olduğunu söyledi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
EY’ın 60. kez gerçekleştirdiği Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi (RECAI) araştırmasına göre, son dönemde tüm dünyada devletler yenilenebilir enerji programlarına hız veriyor. Araştırmanın ilk üç sırasında ABD, Çin ve Almanya yer alıyor.
EY Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi (RECAI) araştırmalarının en güncel versiyonu yayımlandı. 2003 yılından beri yılda iki kez hazırlanan araştırma, tüm dünyada devletlerin, ithal enerjiye bağımlılıklarını azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji programlarına hız verdiğini gösteriyor. Araştırma, yenilenebilir enerji üretiminin, yükselen gaz fiyatları, jeopolitik gerilimler, tedarik zinciri sorunları, ekonomik belirsizlikler ve beklenmedik iklim koşulları gibi etkenlerin hâkim olduğu bir ortamda her zamankinden daha kritik hale geldiğini vurguluyor. EY RECAI 60, yenilenebilir enerji yatırımlarının ve bu alandaki fırsatların çekiciliği kapsamında dünyanın en cazip 40 pazarını sıralıyor.
RECAI ilk 40 pazar sıralamasına göre ABD, yeşil hidrojen endüstrisi için bir önemli bir adım olan ve Ağustos 2022'de kabul edilen Enflasyonu Düşürme Yasası’nın da etkisiyle listenin ilk sırasındaki yerini koruyor. Yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlandırma yolundaki taahhütlerini sürdüren Çin ikinci sıradaki yerini korurken, Almanya ise yenilenebilir enerji sektörüne sağlanan yeni desteklerin etkisi ile bir basamak yükselerek üçüncü oldu. RECAI sıralamasında bir basamak gerileyerek dördüncü sırada yer alan Birleşik Krallık, kurulu açık deniz rüzgâr kapasitesi sıralamasında birinciliğini Çin'e kaptırdı. Hollanda, 2050 yılına kadar 70 GW açık deniz rüzgâr enerjisi hedefini içeren iddialı gündemi ile ilk 10'a girmeyi başardı. 2030 yılına kadar 15 GW temiz enerji ve 2 GW açık deniz rüzgâr enerjisi hedefleyen Yunanistan listede dikkate değer pazarlar arasında gösterildi.
EY RECAI 59’da 25. sırada olan Türkiye ise, EY RECAI sıralamasında bir önceki sürüme göre beş basamak gerileyerek 30. sırada yer aldı. Yapılan değerlendirmede bu durum yerel para biriminin değer kaybına bağlanıyor.
EY RECAI araştırmasında bir ilk: Normalleştirilmiş endeks sıralaması
EY araştırması, yenilenebilir enerji piyasalarının çekiciliğini karşılaştırmak için, bu alandaki yatırım fırsatlarının mutlak büyüklüğünü yansıtan çeşitli ölçütleri değerlendiriyor. Dolayısıyla büyük ölçekli ekonomiler endekste daha yüksek sıralarda yer alıyor. RECAI araştırmasının en son versiyonu, gayri safi yurt içi hasıla etkilerini (GSYİH) normalize eden ve beklentilerin üzerinde performans sergileyen pazarları gösteren yeni bir endeksi de içeriyor. RECAI sıralaması, daha büyük sermaye akışlarına ve kapasitelere sahip en çekici küresel yenilenebilir enerji piyasalarını gösterirken, “normalleştirilmiş endeks” ise yenilenebilir enerjiye yönelik destekleyici kamu politikaları ve güçlü proje ekonomisi ile yüksek performans sergileyerek potansiyel yatırımcılar için cazip alternatifler yaratan daha küçük pazarları öne çıkarıyor.
Buna göre normalleştirilmiş endeks sıralamasında birinci, RECAI sıralamasında ise 19. sırada yer alan Fas öne çıkıyor. Portekiz de (normalleştirilmiş RECAI sıralaması: 8, RECAI sıralaması: 25), devletin yenilenebilir enerjiye verdiği önemin olumlu etkileri konusunda iyi bir örnek oluşturuyor.
PPA endeksi: Daha fazla küresel pazar genişlemesi için temeller hâlâ sağlam
EY RECAI Araştırması, uzun bir büyüme döneminin ardından, rekor seviyedeki yüksek enerji fiyatları ve yoğun piyasa çalkantıları nedeniyle, 2022'de kurumsal enerji satın alma anlaşmaları (PPA'lar) yoluyla taahhüt edilen elektrik üretim hacminin 2021'den daha az olmasının beklendiğine dikkat çekiyor. 2022 yılında Avrupa'daki yeni PPA kapasitesinin yaklaşık üçte birine sahip olan İspanya, en büyük PPA pazarı olmayı sürdürüyor.
EY RECAI Araştırması ayrıca, enerji esnekliğine olan ihtiyacın hiç bu kadar kritik olmadığının da altını çiziyor. Yenilenebilir enerji üretimine ağırlık vermek, enerji çeşitlendirmesini hızlandırmak ve enerji depolamasını artırmak küresel öncelikler arasında yer alıyor. “Net sıfır” hedefine ulaşmada yenilenebilir enerji entegrasyonunun önemini de vurgulayan rapor, üretimi artan yenilenebilir enerjinin şebekelere entegrasyonunun nasıl hızlandırılacağı konusunun da giderek öne çıktığına dikkat çekiyor.
RECAI ilk 40 sıralaması, normalleştirilmiş RECAI sıralaması ve PPA indeksinin yanı sıra dünyadaki en son yenilenebilir enerji gelişmelerinin analizini içeren rapora EY sitesinden ulaşılabiliyor.
EY Hakkında
EY olarak amacımız; müşterilerimiz, çalışanlarımız ve toplum için değer yaratırken aynı zamanda sermaye piyasalarında güvenin ve daha iyi bir çalışma dünyasının oluşmasına katkıda bulunmaktır. Dünya çapında 150’den fazla ülkede, sahip olduğumuz veri ve teknoloji ile hizmet veren ekiplerimizle, denetimde güveni sağlarken müşterilerimizin gelişmesine ve dönüşmesine destek oluyoruz. Bağımsız denetim, danışmanlık, hukuk, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetlerimizle iş dünyasının karşılaştığı zorluklara yeni çözümler sunacak doğru soruları soruyoruz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.