Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Siber saldırıların yüzde 82'si insan unsuruna, genellikle de kullanıcı kimliğine dayanıyor. Kurumların kullanıcı kimlikleri için sıkı güvenlik kontrolleri sağlaması şart. Fortinet, kurumların kimlik güvenliğini sağlamalarına yardımcı olmak için bir dizi Kimlik ve Erişim Yönetimi (IAM) çözümü sunuyor.
Hibrit çalışma düzenine geçen kurum sayısı arttıkça, kullanıcı kimliği her zamankinden daha değerli bir meta haline geliyor. Siber suçlular her ölçekteki kuruma karşı saldırı gerçekleştirmek için sürekli olarak bir kullanıcının kimliğini tehlikeye atmanın veya istismar etmenin yollarını arıyor. Tehdit aktörleri kullanıcının kimliğine erişim sağladıktan sonra, genellikle ağa ve bu kullanıcı kimliğine bağlı kaynaklara tam erişime sahip oluyor.
Kimlik güvenliğini sağlamak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Yakın tarihli Verizon Veri İhlali Araştırmaları Raporu'na göre, saldırıların yüzde 82'si insan unsuruna, genellikle de kullanıcı kimliğinin kendisine dayanıyor. Kimlik temelli saldırılar tüm sektörlerde artıyor ve güvenlik açıklarını kapatmak genellikle aşırı çalışan BT ve güvenlik ekiplerine düşüyor.
Çoğu durumda, sıfır güvene doğru atılan ilk adım kimlik oluyor.
Uzaktan çalışma ve özel bulutlar, genel bulutlar ve şirket içi gibi birden fazla konumdaki kaynaklara erişim ihtiyacının artması gibi değişiklikler nedeniyle kurumların kullanıcı kimlikleri için sıkı güvenlik kontrolleri sağlaması daha zor. Fortinet, kurumların kimlik güvenliğini sağlamalarına yardımcı olmak için bir dizi Kimlik ve Erişim Yönetimi (IAM) çözümü sunuyor.
Kullanıcı kimliğini güvence altına almak, "asla güvenme, her zaman doğrula" şeklindeki sıfır güven ilkesinin temel unsurlarından biri fakat yine de sıfır güvenin nasıl uygulanacağı konusunda şirket içinde tanımlanmış ve stratejik bir yaklaşım olması gerekiyor. Her kullanıcının kimliği doğrulanması ve her kullanıcıya kimliği hakkında bilinenlere dayanarak yalnızca en az ayrıcalıklı erişim verilmesi gerekiyor. Ayrıca, bu kontrollerin uygulanmasının kullanıcıları nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurarak deneyimlerini ve üretkenliklerini olumsuz etkilememesini sağlamak da önemli.
Fortinet, IAM'e geçişi kolaylaştırıyor
Fortinet, Fortinet Security Fabric ile entegre IAM çözümlerinin eksiksiz bir tamamlayıcısı ile IAM'e geçişi basitleştirmeye yardımcı oluyor. Fortinet kimlik doğrulama araçları, kullanıcıların söyledikleri kişi olduklarından emin olmalarını sağlıyor. Kurumlar FortiAuthenticator'ı kullanarak tüm kullanıcı kimlik doğrulama ve yetkilendirme ihtiyaçlarını yönetebiliyor ve tüm kullanıcılar için SSO'yu kolayca kurabiliyorlar. FortiAuthenticator, bir kullanıcıyı kullanıcı adı ve şifrenin yanı sıra ikinci bir kimlik doğrulama yöntemi girmeye zorlayarak erişimi güvence altına almak için kullanılan çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) araçlarıyla entegre edildi. MFA, yalnızca yetkili kullanıcıların erişimini sağlayarak başka bir güvenlik katmanı ekliyor ve olası ihlallere karşı gelişmiş koruma sağlıyor.
Fortinet'in entegre ZTNA ve IAM çözümleri
Sıfır güven ağ erişimi (ZTNA), uygulama erişimi konusunda güvenliği artırmak isteyen kurumlar için bir sonraki mantıklı adım. ZTNA'ya geçerken, hassas kaynaklara erişen kullanıcılara erişim izni verilmeden önce mutlaka MFA ile tam olarak doğrulanmalı. Fortinet ZTNA ve IAM çözümleri sıkı bir şekilde entegre olduğu için sıfır güvene geçişi basitleştirmeye yardımcı oluyor. Fortinet ZTNA uygulama ağ geçidini ZTNA uygulama noktası ve FortiClient'ı ZTNA cihaz aracısı olarak kullanmak, güvenli bağlantılar için Evrensel ZTNA yaklaşımını benimsemeyi mümkün kılıyor. FortiOS işletim sistemi üzerinde çalışan herhangi bir şey, örneğin Fortigate, uygulama noktası olarak kullanılabiliyor.
FortiClient VPN'den ZTNA'ya geçişi kolaylaştırıyor
FortiClient, ZTNA'nın sorunsuz kurulumunu, çalışmasını ve mimarisini sağlıyor. Aynı zamanda hem VPN hem de ZTNA bileşeni olduğu için kurumların ZTNA'ya daha kolay geçmesine yardımcı oluyor. Fortinet ZTNA mimarisi VPN altyapısını yansıtıyor, bu da uzaktan erişimi geliştirmek için ZTNA kullanan şirketler için önemli. Şirketler çoğu durumda, VPN ağından ZTNA ağına geçiyorlar.
Hem VPN hem de ZTNA'nın tek bir yerde olması BT ekipleri için karmaşıklığı azaltmaya yardımcı oluyor çünkü iki ayrı çözümle değil sadece tek bir ajanla uğraşmaları gerekiyor. FortiClient, ZTNA'ya kontrollü ve dikkatli bir şekilde geçişi mümkün kılıyor çünkü kurumlar, kalan erişim gereksinimleri için VPN kullanmaya devam ederken, her seferinde bir uygulama olmak üzere tüm uygulama kapsamını kademeli olarak ZTNA'ya taşıyabiliyor.
Ortamlarının güvenliğini sağlamak için kurumların kimliği sıfır güven yolculuklarının ilk adımı haline getirmeleri gerekiyor. IAM'e geçmek ve sıfır güven ilkelerini benimsemek zaman alsa da Fortinet'in sağlam çözümleri bu geçişi kolaylaştırıyor.
Fortinet hakkında
İnsanları, cihazları ve verileri her yerde koruma misyonuyla faaliyet gösteren Fortinet (NASDAQ: FTNT), her zaman güvenilebilecek bir dijital dünyayı mümkün kılmaktadır. Bu nedenle dünyanın en büyük şirketleri, servis sağlayıcıları ve devlet kurumları dijital yolculuklarını güvenli bir şekilde hızlandırmak için Fortinet'i tercih etmektedir. Fortinet Security Fabric platformu, tüm dijital saldırı yüzeyinde geniş, entegre ve otomatik korumalar sunarak veri merkezinden buluta ve ev ofisine kadar kritik cihazları, verileri, uygulamaları ve bağlantıları güvence altına alır. Dünya çapında en çok güvenlik cihazı sevkiyatında 1. sırada yer alan Fortinet'e 615.000'den fazla müşteri işlerini korumak için güvenmektedir. Fortinet'in Eğitim İlerleme Gündemi'nin (TAA) bir girişimi olan Fortinet NSE Eğitim Enstitüsü, siber eğitim ve yeni kariyer fırsatlarını herkes için erişilebilir kılmak için sektördeki en büyük ve en geniş eğitim programlarından birini sunar. Daha fazla bilgi için https://www.fortinet.com, Fortinet Blogveya FortiGuard Labs.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global bağımsız araştırma kurumu Top Employers Institute tarafından her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen “En İyi İşverenler” araştırmasının 2023 sonuçları açıklandı. Dünyanın 121 farklı ülkesinden 2.052 işverenin dahil edildiği araştırmada şirketler, insan stratejisi, iş ortamı, yetenek alımı, öğrenme, kapsayıcılık ve çeşitlilik gibi 20 farklı kriterde değerlendirmeye tabi tutuldu. BAT, söz konusu değerlendirmeler neticesinde, üst üste altıncı kez, Avrupa ve Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında gösterilirken, tüm dünyadan şirketlerin yer aldığı global sıralamada ise ilk 15 şirket arasında yer aldı. BAT ayrıca, Türkiye’deki şirketler arasında da ikinci sıraya yükselerek tarihi bir başarıya imza attı.
KAPSAYICILIK VE ÇEŞİTLİLİK EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan BAT Türkiye, Kafkaslar ve Kuzey Kıbrıs Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü Güliz Dalaman Yakmacı, yeni nesil insan kaynakları yönetiminin, dünyadaki sürdürülebilirlik yaklaşımının ve toplumsal kalkınmanın da vazgeçilmez bir unsuru olduğunu ifade ederken, “Bugünün dünyasında, çalışan-işveren ilişkisini sadece organizasyonlara ya da şirketlere sağlanan fayda ekseninde okumak yapılabilecek en büyük yanlışlardan bir tanesi. Dünyada yaşanan bu sosyal ve kültürel dönüşümde, şirketlerin çalışanlarına karşı çok büyük bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Bu sorumluluk doğrultusunda, BAT bünyesinde hayata geçirdiğimiz proje ve uygulamalarla, onlara sadece iş tanımlarına uygun birer çalışma alanı değil; bunun ötesinde fikirlerini açıkça söyleyebildikleri, ihtiyaçlarına göre kendilerini geliştirebildikleri, istedikleri alanlarda öğrenme tutkularını besledikleri, yaratıcılığı teşvik eden bir iş ortamı sağlıyoruz. Bunu yaparken de özellikle kapsayıcılığı ve çeşitliliği en büyük gücümüz olarak görüyor; farklı ülkeleri, farklı kültürleri, farklı sektörlerden farklı bakış açılarını bünyemize dahil ederek fark yaratmaya odaklanıyoruz” dedi.
ÇALIŞANLARIMIZA DAHA FAZLA DEĞER KATACAĞIZ
Ortaya koydukları bu anlayışın, dünyanın en saygın platformları tarafından tescil edilmesinden dolayı çok mutlu olduklarını da sözlerine ekleyen Güliz Dalaman Yakmacı, “30 yılı aşkın süredir, insan kaynakları alanında en önemli küresel platformların başında gelen Top Employers Institute tarafından Türkiye’nin En İyi İkinci İşvereni seçilmek; bunun yanında üst üste altıncı kez, Avrupa ve Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında gösterilmek bizlere önümüzdeki dönem için de büyük bir motivasyon sağlıyor. Bundan sonraki dönemde de sadece kendi sektörümüzde değil, bölgesel ve küresel ölçekte en iyi insan kaynakları uygulamalarına sahip olabilmek için çalışmaya devam edeceğiz. Bunu da her şeyin ötesinde, başarılarımızın en büyük pay sahibi olan çalışanlarımıza daha fazla değer katma için yapacağız” ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin en fazla süt ve süt ürünleri üretimini gerçekleştiren ve 6 fabrikasıyla sektörün en büyük üreticisi olan Ak Gıda- İçim Süt, 17-20 Ocak tarihleri arasında ANFAŞ tarafından düzenlenen 29'uncu Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı’nda yeme içme sektörü ile bir araya geliyor. Gastronomi sektörünün önemli organizasyonlarından biri olan Anfaş Fuarı’nda yerini alan Ak Gıda - İçim- Süt; Şef Sedat Yaman ile ekibinin İçim, Président ve Masterini ürünleriyle hazırladığı tadımlık ikramlar ve yemek pişirme atölyeleriyle 4 gün boyunca ziyaretçilerini ağırlıyor.
TONAJDA YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE BÜYÜME
Büyümekte olan ev dışı tüketim pazarında Ak Gıda -İçim Süt olarak tonajda yüzde 50’nin üzerinde artış gerçekleştirdiklerini belirten Ak Gıda -İçim Süt CEO’su Ali Sözen; 10 gram tereyağından 18 kilogram yoğurda kadar farklı gramajlarda sektörün ihtiyaçlarına göre üretim yaptıklarını söyledi. Sözen; şeflerle iş birliği yaparak pazardaki ihtiyaçları belirlediklerini ve Ar-Ge çalışmalarıyla bu ihtiyaçlara yönelik çözümler geliştirdiklerini belirtti. Ali Sözen, “Ak Gıda olarak gastronomi sektörünün temsil edildiği fuar ve etkinliklerde yer almayı ev dışı tüketim pazarının ihtiyaçlarını anlamak ve profesyonel çözümlerimizi anlatmak konusunda bir fırsat olarak görüyoruz. Böyle etkinlikleri hem sektörün profesyonelleri hem de tüketiciler için faydalı buluyoruz” dedi.
İçim Hakkında:
Süt ve süt ürünleri pazarına 1998 yılında giren İçim markası, kurulduğu günden bu yana sütten yoğurda, ayrandan kefire, taze peynirden hazır pudinge kadar lezzetli, kaliteli, besleyici pek çok ürünü en doğal haliyle tüketicileriyle buluşturuyor. Süt, yoğurt, peynir, ayran, tereyağı, kefir, kaymak, krema, büyüme küpü ve puding olmak üzere toplam 10 ana kategoride geliştirdiği ürünleri tüketicilerine sunan İçim, süt ve süt ürünleri pazarının önde gelen markaları arasında yer alıyor. Ürünleri Türkiye’nin dört bir yanında sevilerek tüketilen İçim, yolculuğuna “Hayata Dolu Tarafından Bak” marka söylemi ile devam ediyor. www.icim.com.tr
Ak Gıda Hakkında:
1996 yılında kurulan ve 2015’ten bu yana dünya süt endüstrisinin en büyük şirketi Grup Lactalis bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Ak Gıda; 6 üretim tesisi ve günlük 5 bin ton süt işleme kapasitesiyle, süt ve süt ürünleri sektörünün en büyük işletmesi konumundadır. Ak Gıda’nın UHT süt, yoğurt, beyaz ve kaşar peyniri üretimleri ile başlayan yolculuğu, bugün süzme peynirden kaymaklı tava yoğurtlara, sütlü tatlılardan kefire kadar uzanan 300’ü aşkın ürün çeşidiyle devam etmektedir. www.akgida.com.tr
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Moda sektöründeki “kullan-at” modelinin doğaya ve ekonomiye olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak adına döngüsel dönüşüm alanında faaliyet gösteren Nivogo, kendi geliştirdiği inovatif teknikle dünyada ilk baskılı ayakkabıyı vegan deri kullanarak üreten DOGO ile iş birliğine imza attı. “Döngüsel dönüşüm” hareketiyle, çeşitli sebeplerle raflardan depolara kaldırılan ve atıl durumda kalarak satış dışı bırakılan ürünleri yenileyerek, yeniden hayata döndüren Nivogo, sürdürülebilir iyi dünya amacıyla çalışıyor. İstatistiklere göre moda sektörü petrol endüstrisinden sonra dünyamızı en çok kirleten ikinci endüstri olmuş durumda. Küresel atık suyunun %20’si, küresel karbon emisyonlarının ise yüzde %10’u ve okyanuslardaki plastik kirliliğinin %35’i moda endüstrisinden kaynaklanıyor.
Nivogo, oluşturduğu bu benzersiz iş modeli sayesinde, birlikte çalıştığı markaların doğrusal iş modellerini döngüselleştirerek, sürdürülebilir, iyi bir dünya için kurulduğu günden bu yana gerek partner markalar gerekse de bireysel kullanıcılarından aldığı 1 milyona yakın ürünü yeniledi. Yenilenen ürünlerle; 6.1 Milyar litre su kullanımının ve 9.5 Milyon kilogram karbon emisyonunun oluşmasının önüne geçildi. Sürdürülebilir iyi bir dünya amacıyla çalışan Nivogo, 100’den fazla ülkede satış noktasına sahip dünyanın ilk baskılı ayakkabı markası Dogo ile Döngüsel Dönüşüm noktasında güçlerini birleştirdi. Nivogo ve Dogo, gerçekleştirdiği bu iş birliği ile hızlı üretime ve tüketime odaklanan perakende sektörüne sürdürülebilir bir yaklaşım sunarak ekosistemin güçlenmesine ve ürünleri hayata döndürerek ömürlerinin uzatılarak su israfının ve karbon emisyonunun önüne geçmesine olanak sağlanacak.
Nivogo Kurucu Ortağı Arnas Akbaş, yapılan iş birliği için “Sürdürülebilir iyi bir dünya hayalimiz ile çıktığımız bu yolda, bugüne kadar elde ettiğimiz başarılar, bize doğru işleri yaptığımızı göstermekte. Hayata döndürdüğümüz 1 milyona yaklaşan ürünlerle, gerek su israfı gerekse de tonlarca karbondioksitin önüne geçerek, sürdürülebilir yarınlar için çalışmaya devam ediyoruz. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında çok iyi işlere imza atan ve sanatı moda ile birleştiren yeni döngüsel dönüşüm marka partnerimiz Dogo ile sürdürülebilir iyi bir dünyayı mümkün kılarak etkimizi daha da artıracağımızdan dolayı çok mutluyuz. Birlikte daha yeşile, sürdürülebilir bir geleceğe diyerek bu iş birliği sayesinde döngüsel dönüşüme büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
Dogo Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Peksarı; “Dünyamızın geleceği ve sürdürülebilirlik adına ‘bilinçli tüketim’ artık hayatımızın en önemli konusu oldu. Dünya’da ilk kez baskılı ayakkabı üreten marka olarak, kurulduğumuz günden beri her zaman vegan deri kullandık. Hayvansal deri kullanımının çevreye zarar verdiği bir gerçek ve hayvansal deriden üretilen tekstil ürünleri ise sürdürülemez bir endüstrinin ortak ürünü olmaya devam ediyor. Bu büyük gerçeğin ışığında gerek iş modellerimizde gerekse ürünlerimizde, sürdürülebilir bir dünya adına kararlar alıyor ve uyguluyoruz. Bu noktada Türkiye’nin ilk döngüsel dönüşüm hareketi Nivogo ile paydaş olmak bizim için çok büyük mutluluk. Artık bizler de çeşitli sebeplerden kullanılamayan veya satışa sunulamayan ürünlerimizi, Nivogo ile yenileyerek, kullanıcılar ile buluşturarak sürdürülebilir iyi bir dünya adına farkındalık oluşturacağız” ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Samsung, 1 Şubat'ta gerçekleştireceği 'Unpacked 2023' etkinliği sonrasında San Francisco, Londra, Paris, Singapur ve Dubai gibi dünyanın farklı yerlerinde 29 yeni Galaxy Deneyim Alanı oluşturacak. Kurulacak bu yeni deneyim alanlarında kullanıcılar, yeni tanıtılan ürün ve inovasyonları görme ve deneme olanağı bulacak.
San Francisco'da konsept sergi alanının da olduğu bir çadır kurulacak
Samsung, Galaxy Deneyim Alanına ait ilk çadırı San Francisco'da 111 Powell Street adresinde kuracak. Kullanıcılar alanı ziyaret ederek, etkileşimli konsept sergi noktalarını görebilecek. Her bir konsept, kullanıcılara inovasyonların yer aldığı özgün bir deneyim sunacak. Ziyaretçiler Galaxy'nin en yeni kamera sistemlerinde kullanılan lensin arkasındaki teknolojileri görebilecek. Ayrıca Galaxy'nin bağlantılı ekosisteminin neler yapabildiğini deneyimleme imkanı bulacak. Ziyaretçiler, Samsung'un sürdürülebilir bir gelecek için hayata geçirdiği inovasyonları da görebilecek.
Film setine benzeyen ekranlarda benzersiz bir deneyim yaşatacak
Ziyaretçiler alana ilk adım attığında onları Samsung'un 'Her An Sürdürülebilirlik' vizyonu karşılayacak. Burada çevreye duyarlı uygulamaların Galaxy teknolojilerine nasıl dahil edildiğini de görebilecekler. Sürükleyici sergi noktalarında ziyaretçiler ayrıca heyecan verici yeni kamera özelliklerini bir yönetmen koltuğundan keşfetme olanağı bulacak. Konuklar film setine benzeyen ekranlarda deneyim yaşarken, kamera ayarlarını kullanarak kendilerine ait ve paylaşabilecekleri içerikler oluşturabilecek.
Samsung Electronics Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Mobil İletişim Pazarlama Bölümü Başkanı Stephanie Choi, oluşturacakları yeni deneyim alanları ile ilgili "Bir inovasyonu tanıtmak, kullanıcılara yalnızca yeni bir cihaz satmanın ötesinde bir şey. Bir yandan kullanıcılara yeni deneyimler sunarken, diğer yandan bağlantılı teknolojilerle yeni bir dünyanın kapılarını aralıyoruz. Bu çerçevede Galaxy Deneyim Alanlarının sayısını artıracağımız için heyecan duyuyoruz. Böylece dünya çapında daha fazla kişiye Samsung teknolojilerini ve inovasyon yaklaşımımızı deneyimleme fırsatı sunacağız."
Galaxy deneyimi dünya çapında daha geniş kitlelerle buluşacak
Samsung, Galaxy Deneyiminin mümkün olduğunca fazla kişiye açık ve daha erişilebilir olmasını amaçlıyor. Şirket, bu doğrultuda Ağustos 2022'de New York ve Londra'da ilk canlı deneyim alanlarını tanıttı. Samsung bu yıl, aynı felsefeyi hayata geçirmeye devam ediyor. Buna göre, açılacak 5 yeni Galaxy Deneyimi Alanının yanı sıra dünyanın dört bir yanından 24 Samsung mağazası ve pop-up mağazada deneyim alanlarına yer verilecek[1].
Samsung Electronics Hakkında
Samsung Electronics Co. Ltd. dünyaya dönüştürücü fikirler ve teknolojiler sayesinde ilham veriyor ve geleceği şekillendiriyor. Samsung Electronics, televizyon, akıllı telefon, giyilebilir cihazlar, tabletler, kameralar, dijital gereçler, ağ sistemleri, hafıza, yarı iletken ve LED çözümleri dünyasını yeniden tanımlıyor. Samsung hakkında güncel haberler için http://news.samsung.com/tr adresinden "Samsung Newsroom" sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bodrum’un en güzel noktalarından birinde konumlanan “Kempinski Hotel Barbaros Bay” yeni sezon için ekibini daha da güçlendiriyor. Kusursuz bir hizmet anlayışı ile faaliyet gösteren otel deneyimli ekibini, bünyesine yeni çalışma arkadaşları katarak genişletiyor. İnsan kaynağına her zaman öncelik veren, yatırım yapan Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum, çalışanlarını odağına alan uygulamaları ve ödüllendirme sistemleri ile ‘çalışan markası’ olmaya devam ediyor. Otelin en dikkat çeken uygulamalarından biri olan otel gelirlerinin %10’unun çalışanlara eşit olarak dağıtılması yenilikçi ve dikkat çeken uygulamalar arasında yer alıyor.
Ege Denizi’nin benzersiz mavisiyle yeşilinin buluştuğu atmosferinde misafirlerine eşsiz bir deneyim sunan “Kempinski Hotel Barbaros Bay”, bu konuda en büyük rolü üstlenen ekibinin gelişmesi, mevcut çalışanlarının yeteneklerinin geliştirilmesi ve mutlu çalışması için gerekli uygulamalara imza atıyor.
Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum Genel Müdürü Mehmet Ferman Doğan hizmet sektöründe çalışan ekibin önemine vurgu yaparak ‘Sektörümüz insanı önceliklendiren, hizmete dayanan bir sektör. Gerekli altyapıyı sağladıktan sonra, en büyük farkı yaratacak detay insan unsuru. Yeni sezon yaklaşırken deneyimli ekibimizi aramıza yeni katılacak isimlerle daha da genişletmeyi hedefliyoruz, bünyemize her pozisyonda yeni ekip arkadaşları ekleyerek büyüyoruz. Biz insan kaynağımıza yatırım yapıyoruz, onların gelişmesi konuklarımızla olan
ilişkilerine yansıyor. Başarı için çalışanlarımızın iyi şartlarda olmasını, takdir edilmesini, karar alma süreçlerine dahil olmalarını, hak ettikleri pozisyonlara ulaşmalarını ve deneyimlerin ekibimize aktarılmasını önemsiyoruz. Geleceğin liderlerini yaratmak hedefiyle bu konudaki çalışmalarımız her yıl gelişerek sürüyor. Artık çalışan ve çalışma ortamı dinamiklerinin çok değiştiğinin farkındayız ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Çalışma düzeni geçmişte olduğu gibi 9-5 saatleri arasında, ofiste, şirket ekipmanlarına bağlı kalarak ilerlemiyor, günümüzde herkes zaman, mekân ve ekipman sınırlarına hapsolmadan daha esnek biçimde çalışabilme imkanına sahip. Dönüşen çalışma ortamı performans odaklı, kendi hedeflerini koyabilen, bilgiyi paylaşabilen, liderlik vizyonu taşıyan, teknolojiyi her yönüyle etkin biçimde iş süreçlerine katabilen ekip üyelerinden oluşuyor. Eğitimlerin önemi her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de artıyor. Biz de bu dengeleri göz önünde bulundurup süreçlerimize entegre ediyoruz’ dedi.
Yapılan araştırmalar çalışana ulaşmanın güçleştiğini ve çalışan beklentilerinin değiştiğini gösteriyor
Son dönemde yapılan araştırmalar kaliteli iş gücünü çekmenin ve korumanın şartlarında değişiklikler meydana geldiğini gösteriyor. Bulgular, enflasyon, yeteneği çekme ve elde tutma konusunda yaşanan zorlukların, şirketleri ücretlendirme politikaları konusunu yeniden değerlendirmeye yönelttiğini gösteriyor. Çalışanların yüksek enflasyon ve ekonomik koşullar sebebiyle %70’ler seviyesinde mevcut işyerinde çalışmayı tercih ettiği bu dönemde çalışana ulaşmak daha da güçleşiyor. Bu durum işverenlerin kaliteli iş gücünü çekmek ve korumak için ek uygulamalara ve avantajlara başvurması ihtiyacını doğuruyor. 2022’de Avrupa’da ve Türkiye’de yapılan ‘Enflasyon ve Ödül Aksiyonları Araştırması’na göre potansiyeli yüksek olan çalışanı diğerlerine göre daha yüksek ücretlendirmek, işyerindeki esnekliği artırmak, eğitim fırsatları sunmak, prim ve bonus uygulamaları, ödüllendirmeler verimli çalışanı şirket bünyesinde tutmak için yapılan uygulamalar arasında yer alıyor.
Yine yapılan araştırmalar Covid-19 sürecinin çalışma ortamına adeta yeni bir düzen getirdiğini, çalışanların kesinlik ve kararlılık, işverenlerin ise netlik ve işe yönelik ilginin sürekliliği yönünde bir beklenti içinde olduklarını gösteriyor. Mercer tarafından 2022 Kasım ayında Türkiye’de gerçekleştirilen araştırmaya göre eski çalışma anlayışları artık amaca hizmet etmiyor. Her iki çalışandan biri sadece para için çalışmadıklarını belirtiyor, organizasyonlara duyulan güven artış gösteriyor. Çalışanların %82’si ise çalıştıkları şirketlerin topluma karşı sorumluluklarını yerine getireceklerine inanıyor. Türkiye’de yöneticilerin %33’ü daha insan odaklı organizasyonları hayata geçirmek için çalışıyor. Aynı araştırmaya göre yöneticiler %96 oranında çalışan odaklı bir iş ortamına inanıyor, %63’ü doğru işe doğru kişinin atanabilmesi
konusunda endişe yaşıyor, %66’sı yetersiz işgücü yaşayabileceğini, %56’sı iş gücünün yeterince işe odaklanmamasından dolayı yaşayacağı problemi düşünüyor. Çalışanlar artık şirketler için çalışmak değil, işverenlerinin kendileriyle birlikte çalışmasını istiyorlar. Dünyada da baş gösteren çalışan sayısında yetersizlik konusu verimli ve yetenekli çalışana ulaşma ve çalışanını korumanın değerini her zamankinden daha önemli hale getiriyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Janssen Türkiye, Top Employers Institute tarafından uluslararası çapta yapılan değerlendirmeler sonucunda, bu yıl da çalışanlarını odağa alan İnsan Kaynakları uygulamaları ile “En İyi İşveren” sertifikasını almaya hak kazandı. Şirketin üç yıl üst üste elde ettiği başarının arkasında, insan kaynağına verdiği önem ile fark yaratan uygulamalar yer alıyor.
Hastalıkların geçmişte kaldığı bir gelecek yaratma yolculuğunda çalışan odaklı çalışmaları ile de öne çıkan Janssen Türkiye, bağımsız değerlendirme kuruluşu Top Employers Institute tarafından üst üste üçüncü kez En İyi İşveren Sertifikasına layık görüldü.
İnsan kaynakları uygulamaları ve politikalarının, çalışanlarının hayatına katkı sunması amacıyla birçok çalışma gerçekleştiren Janssen Türkiye’nin bu sertifikayı kazanmasında; liderlik gelişimine yönelik eğitimler, çeşitlilik ve kapsayıcılık anlayışını destekleyen uygulamalar, iş-yaşam dengesinin en iyi şekilde gerçekleşmesine yardımcı olacak politikalar, iş dünyasının değişen trendlerine uygun tasarlanmış süreçler yer alıyor.
En İyi İşveren Sertifikası ile sektörde örnek teşkil ettiklerine değinen Johnson & Johnson Türkiye İK Lideri Sinem Atmaca, “Çalışma arkadaşlarımızın esenliği ve mükemmel iş süreçleri için çevik, sürdürülebilir bir şekilde değer katan çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. İdeal çalışma ortamını yaratmak için çalışanlarımızı her alanda desteklememiz gerektiğinin farkındayız. Bu noktada En İyi İşveren Sertifikası’nın gerekliliklerini yerine getirip bu başarıya ulaşmamızın bir tesadüf olmadığını mutlulukla gözlemliyoruz. ‘Ben Daha İyisi İçin Buradayım’ söylemimiz ile birbirimize ilham vermeyi sürdürerek yeni başarılara ulaşmak için çalışacağız.” açıklamalarında bulundu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sony, 2024'ün başlarında piyasaya sürülmesi hedefleyen Yeni G Master™ 300mm F2.8 Telefoto Full-Frame E mount Lens'in Geliştirildiğini Duyurdu
Sony, lansman tarihi 2024'ün başlarında olması planlanan ve uzun zamandır beklenen FE 300mm F2.8 GM OSS Telefoto lensin geliştirildiğini duyurdu.
FE 400mm F2.8 GM OSS ve FE 600mm F4 GM OSS gibi geniş diyafram açıklığına sahip süper telefoto lensler, olağanüstü çözünürlükleri ve AF performanslarının yanı sıra oldukça hafif olmaları sayesinde dünya çapındaki spor ve vahşi yaşam fotoğrafçıları tarafından büyük beğeni topluyor. Bu doğrultuda Sony'nin beğenilen amiral gemisi G Master™ serisi lenslerinin inanılmaz yüksek çözünürlüklü ve olağanüstü güzellikteki bokeh efektine sahip olacak olan bu yeni lens, aynı zamanda geniş kapsamlı 300 mm odak uzaklığı ve F2.8 geniş diyafram açıklığı sunacak. Bu kombinasyon, belirleyici anları daha yüksek görüntü kalitesiyle yakalamak isteyen tüm profesyonel spor, haber, etkinlik fotoğrafçıları ve kameramanlar için yeni ve gelişmiş bir çekim deneyimi sunacak.
Sony, profesyoneller de dahil olmak üzere her türden içerik oluşturucunun taleplerini karşılamak, yaratıcı olanaklarını en üst düzeye çıkarmak ve sanatsal ifade olanaklarını genişletmek için etkili lens serisini genişletmeye devam edecek.
Yeni FE 300mm F2.8 GM OSS Telefoto Lens ile ilgili ek ayrıntılar ve teknik özellikler daha sonraki bir tarihte duyurulacak.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.