Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Çin kaynaklı baskılar hafiflese de piyasaların kuvvetli bir destek
bulmakta zorlandığını görüyoruz. Bu kapsamda ABD endeksleri günü
karışık bir görünüm ile noktalarken vadeli işlem kontratları da net bir
tablo ortaya koymuyor. Günün devamında Fed Başkanı Powell’ın
konuşmasının bulunmasının yanında ABD’de GSYH rakamının Euro
Bölgesi’nde ise TÜFE rakamının açıklanacak olması yatırımcıları
beklemeye iten bir unsur olarak çalışıyor. Dolayısıyla kritik konu
başlıkları öncesinde piyasaların net bir yön tayin etmesi kolay
görünmüyor
ÜNLÜ Menkul
unlumenkul.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya'da kasım ayı öncü tüketici fiyat endeksi açıklandı. Ülkede enflasyon aylık bazda %0,5 azalırken, yıllık bazda %10 seviyesinde gerçekleşerek yavaşlamaya işaret etti. Hatırlayacak olursak, ekim ayında yıllık enflasyon % 10,4 seviyesindeydi. AB'ye uyumlu tüketici fiyatlarındaki artış yıllık bazda %11,3 oldu. Aylık bazda ise bir değişim yaşanmadı. Enerji maliyetlerindeki düşüş enflasyondaki yavaşlamada etkili oldu. Euro Bölgesi’nde kasım ayına ait tüketici güveni 23,9 seviyesinde gerileme kaydederken, sanayi güveni %2,0 ile daralmaya devam etti. Euro Bölgesi’nde bugün kasım ayı öncü enflasyon rakamları ön planda olacak.
ABD'de S&P Case-Shiller 20 kentte konut fiyat endeksi Eylül'de yüksek faizlerin etkisiyle aylık bazda tahminlere paralel olarak %1,2 düştü. Böylece konut fiyatlarındaki gerileme 3. ayda da devam etti. Ulusal bazda konut fiyatları %10,6 arttı. Yüksek enflasyona karşı Fed’in yaptığı faiz artırımlarının etkisiyle konut piyasasında yavaşlama sürüyor. ABD’de bugün yoğun veri akışı söz konusu olacak. Fed Başkanı Powell’ın vereceği mesajlar günün majör başlığı olurken, ADP özel sektör istihdam değişimi, büyüme rakamları takip edilecek.”
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.gedik.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın birçok bölgesindeki süregelen ekonomik zorluklara rağmen, küresel ölçekte giderek yaygınlaşan 5G aboneliklerinin sayısının bu yılın sonunda 1 milyara, 2028 sonunda ise 5 milyara ulaşması bekleniyor. Ericsson Mobilite Raporu’nun Kasım 2022 sayısına göre, dünya çapında sabit kablosuz erişim (FWA) bağlantı sayısının da tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde artacağı öngörülüyor.
Evler ve şirketler için kablolu geniş banda kablosuz bir alternatif sunan FWA, özellikle hizmet alamayan ya da yetersiz hizmet alan geniş bant pazarlarının bulunduğu bölgelerde büyük ölçekli 5G kullanımının ilk örneklerinden biri olma özelliği taşıyor.
Hindistan’ın FWA kullanımını artırma planları ve diğer pazarlardaki büyüme tahminlerinin de etkisiyle FWA’nın 2022-2028 yılları arasında yıllık yüzde 19 oranında büyümesi ve 2028 sonunda 300 milyon bağlantıyı aşması bekleniyor.
100’den fazla ülkeden araştırmaya katılan iletişim hizmet sağlayıcılarından üçte ikisi hâlihazırda FWA hizmetleri sunuyor. Geçtiğimiz yıl iletişim servis sağlayıcıların beşte biri 5G üzerinden FWA hizmetleri sunarken, bu oran bu sene üçte bire yükselmiş durumda. Geçtiğimiz 12 ay içerisinde yeni 5G FWA’ların yaklaşık yüzde 40’ı gelişmekte olan ülkelerde hizmete girdi.
5G’ye bakıldığında ise toplam abone sayısı Haziran-Eylül 2022 arasında yaklaşık 110 milyon artarak toplamda 870 milyona ulaştı. Raporun önceki sayısında öngörülen, 5G’nin yılsonuna dek 1 milyar aboneye ulaşacağı beklentisi sürüyor. Bu, 4G’nin kullanılmaya başlanmasından 1 milyar aboneye ulaşmasına kadar geçen süreden iki sene daha kısa. Bu istatistikler, 5G’nin en hızlı büyüyen mobil iletişim nesli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. 5G uyumlu cihaz üreten çok sayıda üreticiye bağlı olarak bu cihazların kolay bulunabilirliği, fiyatlarının 4G uyumlu cihazlara kıyasla çok daha hızlı bir şekilde düşmesi ve Çin’de 5G’nin geniş ölçekte hizmete girmesi, bu büyümenin temel faktörleri olarak dikkat çekiyor.
Kuzey Amerika ve Kuzeydoğu Asya bölgelerinde 5G güçlü bir şekilde büyümeyi sürdürürken, bu bölgelerde 5G abonelik kullanımının 2022 sonuna dek yüzde 35’e ulaşması bekleniyor.
Dünya çapında bugüne dek 5G hizmetleri sunmaya başlamış yaklaşık 230 iletişim servis sağlayıcısı bulunurken, piyasaya sunulmuş ya da duyurulmuş 700 adet 5G akıllı telefon modeli var.
2028 yılı sonunda tüm dünyadaki 5G aboneliklerinin, toplam mobil iletişim aboneliklerinin yüzde 55’ine karşılık gelen 5 milyar düzeyine çıkması bekleniyor. Aynı zaman diliminde 5G’nin toplam nüfusun yüzde 85’ini kapsayacağı ve mobil iletişim trafiğinde yaşanacak artış dâhil toplam trafiğin yaklaşık yüzde 70’inin 5G ağlar üzerinden taşınacağı öngörülüyor.
Konuyla ilgili yorum yapan Ericsson Başkan Yardımcısı ve Ağlardan Sorumlu Başkanı Fredrik Jejdling, şunları söyledi:: “İletişim Hizmet Sağlayıcılar 5G hizmetlerini kullanıma sunmayı sürdürürken, Sabit Kablosuz Erişim de ivme kazanıyor. Günümüzde, dünya çapında mobil şebekeler üzerinden aktarılan veri trafiği, her iki yılda bir yaklaşık iki katına çıkıyor. Ericsson Mobilite Raporu’nun bu sayısında da bahsedildiği üzere hizmet sağlayıcılar, çevresel etkilerini azaltmak amacıyla en yeni nesil, enerji verimliliği yüksek radyo donanım ve yazılımlarına geçiyor, yenilenebilir enerji kullanımlarını artırıyor ve istasyon altyapılarını daha akıllı hale getiriyorlar.
Dünya çapında 4G abone sayıları da artmayı sürdürüyor. 2022 yılının Haziran ve Eylül ayları arasında arasında abone sayısı 41 milyon artmış durumda. Dünya çapındaki 4G aboneliklerinin ise bu yılın sonunda 5,2 milyarla en yüksek sayıya ulaşması bekleniyor.
Tüm mobil aboneliklerin ise 2022 sonunda 8,4 milyar, 2028 sonunda ise 9,2 milyar seviyesine çıkacağı öngörülüyor. Bu aboneliklerin çoğu, akıllı telefonlarla bağlantılı. 2022 yılının sonuna dek akıllı telefon abone sayısının, tüm cep telefonu abonelerinin yaklaşık yüzde 79’una karşılık gelen 6,6 milyar düzeyine çıkması bekleniyor.
Raporun son sayısı, çevresel etkilerin azaltılmasının önemini de vurguluyor.. Telekomünikasyon sektörü, yalnızca kendi emisyonlarını azalttığı için değil, aynı zamanda diğer sektörlerin karbon emisyonunu azaltmasına katkı sağlama potansiyeli olduğu için küresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir role sahip.
Çevresel etkiyi azaltmak amacıyla, artan veri trafiğinin, dengeli bir ağ performansı yaklaşımına ek olarak, akıllı bir ağ modernizasyonu ile yönetilmesi şart.
Ericsson Mobilite Raporu’nun Kasım 2022 sayısında üç ayrıntılı inceleme yer alıyor:
• “Net Sıfır” hedefine ulaşma arayışında ağ modernizasyonu
• Ortaklık ve işbirliği: Finlandiya’nın yeni nesil kamu güvenliği ağının geliştirilmesi
• Dijitalleşme, şirketlerin ‘’Net Sıfır’’ hedefine ulaşmalarına katkıda bulunuyor
Ericsson, 30 Kasım Çarşamba günü Orta Avrupa (CET) saatiyle 09.00 ve 19.00’da
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) tarafından 2013 yılından bu yana düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nun 8’incisi Global Compact Türkiye iş birliğiyle “Yeni Küresel Ekonomik Düzende Sermaye Akışını Sürdürülebilirlikle Teşvik Etmek" temasıyla 29 Kasım Salı günü Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi.
VIII. Sürdürülebilir Finans Forumu’nun açılış konuşmalarını, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Ali Erdurmuş ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen yaptı. Forumda FMO-Hollanda Kalkınma Bankası Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter, sıkılaşan global likidite çağında Türkiye finans sektörünün sürdürülebilirlik yoluyla sermaye akışını nasıl sağlayabileceğini anlattı.
SKD Türkiye tarafından 2013 yılından bu yana sürdürülebilir finans konusunda iş dünyasının önemli konularını gündeme taşımak ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nun 8’incisi 29 Kasım Salı günü Global Compact Türkiye iş birliğiyle, Garanti BBVA, Kalkınma Yatırım Bankası, Şekerbank ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) sponsorluğunda Borsa İstanbul’da düzenlendi.
“Yeni Küresel Ekonomik Düzende Sermaye Akışını Sürdürülebilirlikle Teşvik Etmek” teması ile gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmacılarından BDDK Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen, şunları söyledi:
“BDDK olarak iklim değişikliğinin sınırlandırılması ve iklim değişikliğine uyum çerçevesinde bir finans sisteminin inşasına yönelik olarak son bir yıllık dönemde önemli adımlar atmış bulunuyoruz. Sürdürülebilir bankacılığa yönelik vizyonumuzu, stratejik amaçlarımızı, hedeflerimizi ve yol haritamızı 2021 yılı Aralık ayında kamuoyu ile paylaştığımız “Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı” ile ortaya koyduk. Bundan sonraki süreçte, farkındalığın ve kurumsal kapasitenin artırılmasına yönelik olarak; önümüzdeki dönemde başta kurumsal yönetişim yapısına ve risk yönetimine yönelik olmak üzere uluslararası ilke ve standartlar ile iyi uygulamalar ışığında bir dizi rehber hazırlamayı planlıyoruz. Oluşturulacak rehberlerin tüm bankalar için farkındalığı artırarak, yönlendirme sağlayarak ve minimum uygulama standartlarını belirleyerek bankacılık sektörümüzün sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir merhale teşkil edeceğine inanıyoruz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, başta bankacılık olmak üzere finans sektörümüz sürdürülebilirlik alanında uluslararası standartlara uygun, iyi tanımlanmış ve yapılandırılmış projelere finansman sağlama noktasında gerekli kapasiteye, istekliliğe ve mali güce sahiptir. Türk bankacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı yapısının ve sürdürülebilir finans alanındaki tecrübe ve kazanımlarının yeşil dönüşüm sürecinde ülkemiz için çok önemli bir avantaj sağlayacağına inanıyorum.”
SPK Başkan Yardımcısı Ali Erdurmuş ise açılış konuşmasında şu konulara değindi:
“SPK olarak sürdürülebilirlik temalı sermaye piyasası ürünlerinin gelişimi için uygun ekosistemi geliştirmeye dönük önemli çalışmalar yürütüyoruz. Sırasıyla 2020 ve 2022 yıllarında hayata geçirilen Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi ile Yeşil ve Sürdürülebilir Borçlanma Araçları Rehberinin bu çalışmaların ilk aşamaları oldu. SPK bünyesinde oluşturulan sürdürülebilirlik çalışma grubu ile önümüzdeki dönemde kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ve raporlama, sorumlu yönetim ilkeleri, kurumsal yatırımcılar, sürdürülebilirlik danışmanlığı ve finansal okuryazarlık alanlarındaki çalışmalarımız sayesinde bu ekosistemin gelişimine daha fazla katkı sağlamayı planlıyoruz.”
“TÜRKİYE, FMO PORTFÖYÜNDE HİNDİSTAN’DAN SONRA İKİNCİ EN BÜYÜK PAYA SAHİP”
Forumun konuk konuşmacısı FMO Hollanda Kalkınma Bankası Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter Türkiye finans sektörünün, sıkılaşan global likidite çağında sürdürülebilirlik yoluyla sermaye akışını nasıl sağlayabileceğine yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’de finans, sürdürülebilir tarım sektörleri öncelikli olmak üzere, kapsayıcı finansman ve iklim değişikliğiyle mücadele başlıklarında birçok yatırımı finanse eden Avrupa’nın önde gelen kalkınma bankalarından Hollanda Kalkınma Bankası’nın (FMO) Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter, Türkiye’nin FMO’nun güncel portföyünde ikinci en büyük paya sahip olduğunu belirterek önümüzdeki dönemde de küresel ve jeopolitik birçok riske rağmen sürdürülebilirlik yatırımlarında Türkiye’nin öne çıkma potansiyeli olduğunu söyledi. Genel yatırım alanlarının enerji, finansal kuruluşlar ve tarım sektörlerinin olduğunu belirten Huib-Jan de Ruijter, Türkiye’nin küresel gıda krizinde taşıdığı üretim potansiyeli ile büyük bir fırsat barındırdığını da sözlerine ekledi.”
POLİTİKALARLA DESTEKLENMİŞ FİNANSMAN KAYNAĞI TÜRKİYE HEDEFLERİ İÇİN ÖNEMLİ
Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun ise konuşmasında şu çalışmalara değindi:
“Borsa İstanbul olarak, yeşil ekonomiye geçişte oynadığımız dönüştürücü rolün bilincindeyiz. Bu doğrultuda, piyasa katılımcıları ve paydaşlarımızla iş birliği içindeyiz. Geçen sene, Sürdürebilirlik endeksinin metodolojisini yeniledik ve endekse girme kriterlerini yükselttik. Sürdürülebilirlik temalı ikinci endeksimizi de geçen yıl yayımlamaya başladık. 21 Kasım’da ise, büyük ve likit şirketlerden oluşan, BIST Sürdürülebilirlik 25 endeksini hesaplamaya başladık. Birisi iklim, diğeri kadınların iş dünyasındaki yeriyle ilgili olmak üzere sürdürülebilirlik temalı iki endeks daha hesaplıyoruz. Kuracağımız Karbon Piyasası, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşması ve Avrupa Birliği sınırda karbon mekanizması için önemli bir bileşendir. 2015 yılından bu yana sürdürülebilirlik raporlaması yapıyoruz. Uluslararası bir kuruluş olan “Task Force on Climate Disclosures” standartlarına uygun olarak hazırladığımız, iklim raporlamasına yönelik rehberi, bu yıl yayımlamayı planlıyoruz. Borsa İstanbul, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda, finans alanında her zaman liderlik ve yeşil ekonomiye geçişin finansmanına aracılık eden, aktörlerden biri olacaktır. “
Türkiye’nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanına göre belirlediği hedeflerde sürdürülebilir finansal yatırımın öneminin arttığını belirten SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu durum, Türk finans sektörünün odağını sürdürülebilir yatırımları hızlandıracak alanlara kaydırması ve bu yönde ürün ve hizmetler geliştirmesi gerekliliğinin altını bir kez daha çiziyor. Çevresel ve sosyal risklerin değerlendirilmesi ve yönetilmesi konusunda finans sektörünün attığı her adım, reel sektörün ve müşterilerin yeni risk türleri konusunda farklı bakış açıları kazanmalarını tetikleyecek ve ekonomik aktörlerin bu risklere karşı daha donanımlı hale gelmelerini destekleyecektir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşabilmek için yıllık 5-7 trilyon ABD Doları yatırım gerekiyor. Söz konusu yatırım, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde her yıl en az 2,5 trilyon dolar finansal açık anlamına geliyor. Finansman kaynağının politikalarla desteklenerek etkin yönetimi kilit rol oynuyor. SKD Türkiye olarak biz bu alanda iş dünyasına sürdürülebilir finans konusunda yön vererek destek olmaya devam edeceğiz.”
Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü ise şu konulara değindi:
"Finansal kurumlar kaynağın gideceği yöne ilişkin verecekleri kararlar ile değişimi hızlandırabilir; değişimin önündeki engelleri finanse etmeyerek engellerin zaman içinde yok olmasını sağlayabilir; değişimin adil olmasına katkı verebilir. SKA’lara ulaşmak için gereken finansmanı harekete geçirmek amacıyla UN Global Compact 2019 yılında “SKA’lar için CFO Koalisyonu”nu kurdu. CFO’ların yatırım kararlarındaki etkin rolünden hareketle bu koalisyon, “Entegre SKA Yatırımları ve Finansman için CFO İlkeleri”ni yayımladı. İlkelere imza atan CFO’lar şirketlerinde SKA yatırımları ve finansmanı konusunda iddialı hedefler belirlemeyi ve bu hedefleri raporlamayı taahhüt ediyor. Türkiye'den de öncü şirketlerin yer aldığı koalisyona katılan 70 CFO, önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 500 milyar dolarlık finansal kaynağı SKA’lara yönelik yatırımlara ayıracağının sözünü verdi."
TÜRKİYE’DEKİ YEŞİL ENSTRÜMANLAR YABANCI YATIRIMCILARIN İLGİSİNİ ÇEKEBİLİR
Forum kapsamında gerçekleştirilen “ESG borçlanma pazarının geleceği paneli”nde Türkiye’deki yeşil enstrümanların yabancı yatırımcıların ilgisini çekebileceği paylaşıldı.
Ukrayna savaşının da etkisi ile ESG’ye yönelik enstrümanların kullanımında bir düşüş görüldüğü, ancak piyasaların stabilize olması birlikte yeniden yükselişe geçeceği belirtildi. Türkiye’nin ise bölgede ESG’ye yönelik enstrümanların yanında kadın gibi sosyal konularda enstrümanlar yaratması ile dikkat çektiği; piyasaların stabilize olması ile Türkiye’deki bu araçların uluslararası yatırımcılar tarafından büyük ilgi göreceği vurgulandı.
Etkinlikte “Sermaye akışını sürdürülebilir yatırımlara yöneltmek için Türkiye’de finansal regülasyonun küresel ESG standartlarına uyumu” adlı bir panel de gerçekleştirildi.
Forumda SKA’ların gerçekleşmesinin hacim kazanmış bir finansman kaynağı ile mümkün olabileceği belirtildi. Burada finanslar araçlar üzerinden tematik yaklaşımların değil, bir ana akım haline gelişmiş bir pazar formu oluşturmanın önemli olduğuna dikkat çekildi.
Regülatörlerin ise önemli bir oyun değiştirici olarak zorlayıcı da olması gerektiğinin altı çizildi. Bu noktada teşvik konusu, taksonomi konusu, bir strateji oluşturmalarının temeldeki başlangıç noktası olduğu; şirketlerde gönüllülük aşamasında olan çalışmaların zorunlu hale getirilmesi gerektiği belirtildi.
Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) tarafından 2013 yılından bu yana düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu'nun 8'incisi Global Compact Türkiye iş birliğiyle "Yeni Küresel Ekonomik Düzende Sermaye Akışını Sürdürülebilirlikle Teşvik Etmek" temasıyla 29 Kasım Salı günü Borsa İstanbul'da gerçekleştirildi.
VIII. Sürdürülebilir Finans Forumu'nun açılış konuşmalarını, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Ali Erdurmuş ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen yaptı. Forumda FMO-Hollanda Kalkınma Bankası Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter, sıkılaşan global likidite çağında Türkiye finans sektörünün sürdürülebilirlik yoluyla sermaye akışını nasıl sağlayabileceğini anlattı.
SKD Türkiye tarafından 2013 yılından bu yana sürdürülebilir finans konusunda iş dünyasının önemli konularını gündeme taşımak ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu'nun 8'incisi 29 Kasım Salı günü Global Compact Türkiye iş birliğiyle, Garanti BBVA, Kalkınma Yatırım Bankası, Şekerbank ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) sponsorluğunda Borsa İstanbul'da düzenlendi.
"Yeni Küresel Ekonomik Düzende Sermaye Akışını Sürdürülebilirlikle Teşvik Etmek" teması ile gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmacılarından BDDK Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen, şunları söyledi:
"BDDK olarak iklim değişikliğinin sınırlandırılması ve iklim değişikliğine uyum çerçevesinde bir finans sisteminin inşasına yönelik olarak son bir yıllık dönemde önemli adımlar atmış bulunuyoruz. Sürdürülebilir bankacılığa yönelik vizyonumuzu, stratejik amaçlarımızı, hedeflerimizi ve yol haritamızı 2021 yılı Aralık ayında kamuoyu ile paylaştığımız "Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı" ile ortaya koyduk. Bundan sonraki süreçte, farkındalığın ve kurumsal kapasitenin artırılmasına yönelik olarak; önümüzdeki dönemde başta kurumsal yönetişim yapısına ve risk yönetimine yönelik olmak üzere uluslararası ilke ve standartlar ile iyi uygulamalar ışığında bir dizi rehber hazırlamayı planlıyoruz. Oluşturulacak rehberlerin tüm bankalar için farkındalığı artırarak, yönlendirme sağlayarak ve minimum uygulama standartlarını belirleyerek bankacılık sektörümüzün sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir merhale teşkil edeceğine inanıyoruz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, başta bankacılık olmak üzere finans sektörümüz sürdürülebilirlik alanında uluslararası standartlara uygun, iyi tanımlanmış ve yapılandırılmış projelere finansman sağlama noktasında gerekli kapasiteye, istekliliğe ve mali güce sahiptir. Türk bankacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı yapısının ve sürdürülebilir finans alanındaki tecrübe ve kazanımlarının yeşil dönüşüm sürecinde ülkemiz için çok önemli bir avantaj sağlayacağına inanıyorum."
SPK Başkan Yardımcısı Ali Erdurmuş ise açılış konuşmasında şu konulara değindi:
"SPK olarak sürdürülebilirlik temalı sermaye piyasası ürünlerinin gelişimi için uygun ekosistemi geliştirmeye dönük önemli çalışmalar yürütüyoruz. Sırasıyla 2020 ve 2022 yıllarında hayata geçirilen Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi ile Yeşil ve Sürdürülebilir Borçlanma Araçları Rehberinin bu çalışmaların ilk aşamaları oldu. SPK bünyesinde oluşturulan sürdürülebilirlik çalışma grubu ile önümüzdeki dönemde kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ve raporlama, sorumlu yönetim ilkeleri, kurumsal yatırımcılar, sürdürülebilirlik danışmanlığı ve finansal okuryazarlık alanlarındaki çalışmalarımız sayesinde bu ekosistemin gelişimine daha fazla katkı sağlamayı planlıyoruz."
"TÜRKİYE, FMO PORTFÖYÜNDE HİNDİSTAN'DAN SONRA İKİNCİ EN BÜYÜK PAYA SAHİP"
Forumun konuk konuşmacısı FMO Hollanda Kalkınma Bankası Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter Türkiye finans sektörünün, sıkılaşan global likidite çağında sürdürülebilirlik yoluyla sermaye akışını nasıl sağlayabileceğine yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de finans, sürdürülebilir tarım sektörleri öncelikli olmak üzere, kapsayıcı finansman ve iklim değişikliğiyle mücadele başlıklarında birçok yatırımı finanse eden Avrupa'nın önde gelen kalkınma bankalarından Hollanda Kalkınma Bankası'nın (FMO) Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter, Türkiye'nin FMO'nun güncel portföyünde ikinci en büyük paya sahip olduğunu belirterek önümüzdeki dönemde de küresel ve jeopolitik birçok riske rağmen sürdürülebilirlik yatırımlarında Türkiye'nin öne çıkma potansiyeli olduğunu söyledi. Genel yatırım alanlarının enerji, finansal kuruluşlar ve tarım sektörlerinin olduğunu belirten Huib-Jan de Ruijter, Türkiye'nin küresel gıda krizinde taşıdığı üretim potansiyeli ile büyük bir fırsat barındırdığını da sözlerine ekledi."
POLİTİKALARLA DESTEKLENMİŞ FİNANSMAN KAYNAĞI TÜRKİYE HEDEFLERİ İÇİN ÖNEMLİ
Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun ise konuşmasında şu çalışmalara değindi:
"Borsa İstanbul olarak, yeşil ekonomiye geçişte oynadığımız dönüştürücü rolün bilincindeyiz. Bu doğrultuda, piyasa katılımcıları ve paydaşlarımızla iş birliği içindeyiz. Geçen sene, Sürdürebilirlik endeksinin metodolojisini yeniledik ve endekse girme kriterlerini yükselttik. Sürdürülebilirlik temalı ikinci endeksimizi de geçen yıl yayımlamaya başladık. 21 Kasım'da ise, büyük ve likit şirketlerden oluşan, BIST Sürdürülebilirlik 25 endeksini hesaplamaya başladık. Birisi iklim, diğeri kadınların iş dünyasındaki yeriyle ilgili olmak üzere sürdürülebilirlik temalı iki endeks daha hesaplıyoruz. Kuracağımız Karbon Piyasası, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşması ve Avrupa Birliği sınırda karbon mekanizması için önemli bir bileşendir. 2015 yılından bu yana sürdürülebilirlik raporlaması yapıyoruz. Uluslararası bir kuruluş olan "Task Force on Climate Disclosures" standartlarına uygun olarak hazırladığımız, iklim raporlamasına yönelik rehberi, bu yıl yayımlamayı planlıyoruz. Borsa İstanbul, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda, finans alanında her zaman liderlik ve yeşil ekonomiye geçişin finansmanına aracılık eden, aktörlerden biri olacaktır. "
Türkiye'nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanına göre belirlediği hedeflerde sürdürülebilir finansal yatırımın öneminin arttığını belirten SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu durum, Türk finans sektörünün odağını sürdürülebilir yatırımları hızlandıracak alanlara kaydırması ve bu yönde ürün ve hizmetler geliştirmesi gerekliliğinin altını bir kez daha çiziyor. Çevresel ve sosyal risklerin değerlendirilmesi ve yönetilmesi konusunda finans sektörünün attığı her adım, reel sektörün ve müşterilerin yeni risk türleri konusunda farklı bakış açıları kazanmalarını tetikleyecek ve ekonomik aktörlerin bu risklere karşı daha donanımlı hale gelmelerini destekleyecektir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na ulaşabilmek için yıllık 5-7 trilyon ABD Doları yatırım gerekiyor. Söz konusu yatırım, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde her yıl en az 2,5 trilyon dolar finansal açık anlamına geliyor. Finansman kaynağının politikalarla desteklenerek etkin yönetimi kilit rol oynuyor. SKD Türkiye olarak biz bu alanda iş dünyasına sürdürülebilir finans konusunda yön vererek destek olmaya devam edeceğiz."
Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü ise şu konulara değindi:
"Finansal kurumlar kaynağın gideceği yöne ilişkin verecekleri kararlar ile değişimi hızlandırabilir; değişimin önündeki engelleri finanse etmeyerek engellerin zaman içinde yok olmasını sağlayabilir; değişimin adil olmasına katkı verebilir. SKA'lara ulaşmak için gereken finansmanı harekete geçirmek amacıyla UN Global Compact 2019 yılında "SKA'lar için CFO Koalisyonu"nu kurdu. CFO'ların yatırım kararlarındaki etkin rolünden hareketle bu koalisyon, "Entegre SKA Yatırımları ve Finansman için CFO İlkeleri"ni yayımladı. İlkelere imza atan CFO'lar şirketlerinde SKA yatırımları ve finansmanı konusunda iddialı hedefler belirlemeyi ve bu hedefleri raporlamayı taahhüt ediyor. Türkiye'den de öncü şirketlerin yer aldığı koalisyona katılan 70 CFO, önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 500 milyar dolarlık finansal kaynağı SKA'lara yönelik yatırımlara ayıracağının sözünü verdi."
TÜRKİYE'DEKİ YEŞİL ENSTRÜMANLAR YABANCI YATIRIMCILARIN İLGİSİNİ ÇEKEBİLİR
Forum kapsamında gerçekleştirilen "ESG borçlanma pazarının geleceği paneli"nde Türkiye'deki yeşil enstrümanların yabancı yatırımcıların ilgisini çekebileceği paylaşıldı.
Ukrayna savaşının da etkisi ile ESG'ye yönelik enstrümanların kullanımında bir düşüş görüldüğü, ancak piyasaların stabilize olması birlikte yeniden yükselişe geçeceği belirtildi. Türkiye'nin ise bölgede ESG'ye yönelik enstrümanların yanında kadın gibi sosyal konularda enstrümanlar yaratması ile dikkat çektiği; piyasaların stabilize olması ile Türkiye'deki bu araçların uluslararası yatırımcılar tarafından büyük ilgi göreceği vurgulandı.
Etkinlikte "Sermaye akışını sürdürülebilir yatırımlara yöneltmek için Türkiye'de finansal regülasyonun küresel ESG standartlarına uyumu" adlı bir panel de gerçekleştirildi.
Forumda SKA'ların gerçekleşmesinin hacim kazanmış bir finansman kaynağı ile mümkün olabileceği belirtildi. Burada finanslar araçlar üzerinden tematik yaklaşımların değil, bir ana akım haline gelişmiş bir pazar formu oluşturmanın önemli olduğuna dikkat çekildi.
Regülatörlerin ise önemli bir oyun değiştirici olarak zorlayıcı da olması gerektiğinin altı çizildi. Bu noktada teşvik konusu, taksonomi konusu, bir strateji oluşturmalarının temeldeki başlangıç noktası olduğu; şirketlerde gönüllülük aşamasında olan çalışmaların zorunlu hale getirilmesi gerektiği belirtildi
Çin’de yavaşlama sürüyor
Çin'de imalat ve hizmet sektörü aktiviteleri Kasım
ayında, Kovid-19 sınırlamalarının ve yavaşlayan
küresel talebin etkisi ile 7 ayın en düşük seviyelerine
gerilediler. Kasım’da İmalat Sektörü Satın Alma
Yöneticileri Endeksi 1,2 puan gerileyerek 48,0 puana
inerken Hizmet Sektörü PMI da aylık 1 puan düşüşle
46,7 oldu. Ulusal İstatistik Bürosu tarafından
hazırlanan imalat PMI verileri genel olarak büyük ve
kamu kontrolündeki şirketlere odaklı olarak
hazırlanıyor.
Almanya’da enflasyon yavaşladı
Almanya’da Kasım’da TÜFE artışı aylık bazda %1,1 ile
sabit kalırken yıllık artış %11,6’dan %11,3’e geriledi.
Düşüşte enerji maliyetlerindeki azalma etkili oldu.
Benzer şekilde İspanya ve Belçika'da da enflasyonun
yavaşlaması piyasalarda Avrupa Merkez Bankası'nın
faiz artırım hızını yavaşlatacağı beklentisini
güçlendirdi. Bugün açıklanacak Euro Bölgesi
enflasyonunun da 1,5 yılda ilk kez yıllık bazda
yavaşlaması bekleniyor.
OPEC+ daha fazla kesintiye gidebilir
OPEC+'nın istikrarsız seyreden küresel petrol piyasası
karşısında bu hafta sonu bir araya geldiklerinde daha
derin arz kısıntılarına gitmeyi değerlendirmeleri
bekleniyor. Suudi Arabistan ve ortakları, geçen ay
günde 2 milyon varillik bir kesintiyi açıkladıklarında
traderları şaşırtsa da fiyatlar OPEC+’yı haklı çıkaracak
şekilde karardan bu yana gerileme kaydetti.
Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş.
https://banknot.albaraka.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
TCMB bugün 2 hafta vadeli 2 milyar dolar, 1 ay vadeli 750 milyon dolar ve 3 ay vadeli 1 milyar dolar tutarlı döviz karşılığı TL swap ihalesi açtı.
TCMB'nın yarın valörlü swap ihaleleri saat 13.30-14.00 arasında gerçekleştirilecek.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Ekim ayı Hizmet Üretici Fiyat Endeksi rakamlarını açıkladı:
TÜİK'in konuya ilişkin haber bülteni aşağıda bulunuyor:
Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %104,28, aylık %2,05 arttı
2022 yılı Ekim ayında H-ÜFE (2017=100) bir önceki aya göre %2,05, bir önceki yılın Aralık ayına göre %75,79, bir önceki yılın aynı ayına göre %104,28 ve on iki aylık ortalamalara göre %84,03 artış gösterdi.
Ulaştırma ve depolama hizmetleri yıllık %132,35 arttı
Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %132,35, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %102,21, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %69,01, gayrimenkul hizmetlerinde %63,28, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %85,62, idari ve destek hizmetlerde %97,74 artış gerçekleşti.
Ulaştırma ve depolama hizmetleri aylık %0,83 arttı
Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %0,83 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %1,03 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %5,26 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %0,49 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %7,21 artış, idari ve destek hizmetlerde %0,54 artış gerçekleşti.
Yıllık H-ÜFE'ye göre 17 alt sektör daha düşük, 10 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
H-ÜFE sektörlerinden telekomünikasyon hizmetleri %41,68, hukuk ve muhasebe hizmetleri %47,22, gayrimenkul hizmetleri %63,28 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık hava yolu taşımacılığı hizmetleri %155,38, kara taşımacılığı ve boru hattı taşımacılığı hizmetleri %135,22, programcılık ve yayıncılık hizmetleri %123,33 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylık H-ÜFE'ye göre 10 alt sektör daha düşük, 17 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
H-ÜFE sektörlerinden konaklama hizmetleri %8,43, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler %7,93, hava yolu taşımacılığı hizmetleri %5,64 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri %23,96, bilimsel araştırma ve geliştirme hizmetleri %20,59, bilgi hizmetleri %11,47 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.