Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yatırım ve finans dünyasına öncülük eden A1 Capital, 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü’nde, finansal bilincin artırılmasına yönelik taahhüdünü bir kez daha yineledi. A1 Capital, sunduğu ücretsiz eğitimler ve sosyal medya kanalları üzerinden yaptığı paylaşımlarla kişilere para yönetimi, tasarruf etme, bilinçli yatırım ve finansal riskleri anlama yeteneği kazandırıyor.

Finansal okuryazarlık, günümüz dünyasında bireylerin ve toplumların refahı için hayati bir beceri olarak kabul ediliyor. Bireylerin daha doğru finansal kararlar almaları sadece kendi mali durumlarını kontrol altına almalarını değil aynı zamanda ülke ekonomisinin finansal hedeflerine ulaşmasında da etkili oluyor. Sermaye piyasalarının öncü kuruluşlarından A1 Capital de, 35 yıllık sektör tecrübesiyle verdiği ücretsiz eğitim programları, üniversite iş birlikleri, yatırımcılara özel düzenlenen paneller ve düzenli YouTube yayınları ile bu alanda sorumluluk almaya devam ediyor. Finansal Okuryazarlık Günü vesilesiyle bireylerin bilinçli yatırım yapabilmesini destekleme hedeflerinin bir kez daha altını çizen A1 Capital Genel Müdürü Serkan Esenpak, verdikleri eğitimlerin yatırımcı sayısını artırdığı kadar doğru yatırımı ve dolayısıyla getiriyi de artırdığını belirtti.

“Finansal okuryazarlık, sürdürülebilir ekonomik gelişmenin yapı taşıdır”

A1 Capital Genel Müdürü Serkan Esenpak, “Finansal okuryazarlık; sadece yatırımlarda doğru kararlar alabilmek değil, aynı zamanda bireylerin ve dolayısıyla toplumun geleceğini güvence altına alabilmesi için de kritik bir yetkinliktir. Bu yetkinliğin artırılması, sürdürülebilir ekonomik gelişimin temel yapı taşlarından biridir. Biz de finans ve yatırım dünyasının en köklü ve lider kurumlarından biri olarak, toplumu bu yönde bilinçlendirmeyi önemli bir görev ve misyon olarak görüyoruz. Ücretsiz sunduğumuz eğitimlerimiz, YouTube kanalımız üzerinden gerçekleştirdiğimiz yayınlar, üniversite öğrencilerine yönelik yaptığımız seminerler ile herkesin erişebileceği kaliteli bir öğrenme ortamı sunuyor, finansal bilincin gelişmesi ve ekonominin güçlenmesi için bilinçli bir yatırımcı kitlesi oluşturmak üzere çalışıyoruz.” dedi.

https ://a1capital.com.tr

A1 Capital Hakkında: Türkiye sermaye piyasalarının yenilikçi gücü A1 Capital; uzmanlaşmış deneyimli kadrosu ve güçlü teknolojik altyapısı ile yatırımcılarına dijital çağın yatırım fırsatlarını sunmayı hedefliyor. A1 Capital; hisse senedi ve VİOP işlemlerine aracılık, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi, halka arz, borçlanma aracı ihraçları, şirket değerlemesi, şirket satın alma ve birleşme, proje finansmanı, sermaye artırımı ve çağrı işlemlerine aracılık gibi sermaye piyasalarının tüm alanlarını kapsayan geniş yetkili aracı kurum olarak müşterilerine özel çözümler sunuyor. Bünyesinde finanstan enerjiye kadar birçok şirketin yer aldığı Güler Yatırım Holding çatısı altında yer alan A1 Capital, güçlü özsermayesi ve sektördeki öncü konumuyla banka dışı aracı kurumlar içerisinde, finansal piyasalardaki en yüksek işlem hacmine sahip aracı kurumlardan biri olarak yer alıyor. A1 Capital; Merkez Ofis/Maslak, Adana, Ankara, Ankara Dumlupınar, Ankara Tunalı Hilmi, Antalya Bursa, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, İstanbul Zorlu, İstanbul Ataşehir, İstanbul Beylikdüzü, İstanbul Göztepe, İstanbul Kadıköy, İstanbul Nurol Tower, İzmir, İzmir Konak, Mersin İrtibat Büroları ve Ankara Çankaya Şubesi aracılığıyla 20 noktada yatırımcılara, yakın ve hızlı hizmet üretiyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

2025 yılı dış finansman programı çerçevesinde, ABD doları cinsinden 2032 vadeli
bir tahvil ihracı için 21 Mayıs 2025 tarihinde Bank of America, BNP Paribas, HSBC ve
Morgan Stanley’e yetki verilmişti. Söz konusu ihraç aynı gün sonuçlanmış ve ihraç miktarı
2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İhraç tutarı 29 Mayıs 2025 tarihinde
hesaplarımıza girecektir.
29 Mayıs 2032 vadeli tahvilin kupon oranı %7,250, getiri oranı %7,450 olarak
gerçekleşmiştir.
İhraca 140’den fazla yatırımcı, ihraç tutarının 2,5 katından fazla talep göstermiştir.
Tahvilin %38’i Birleşik Krallık, %30’u ABD, %15’i Türkiye, %13’ü diğer Avrupa ülkeleri ve
%4’ü diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmıştır.
Bu tahvil ihracıyla 2025 yılında uluslararası sermaye piyasalarından toplam 4,5
milyar ABD doları tutarında finansman sağlanmıştır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

KPMG Türkiye'nin yayımladığı “Endüstriyel Üretim Sektörüne Bakış” raporunda artan faizler, enerji maliyetleri ve küresel yavaşlama gibi zorluklara rağmen Türkiye'nin üretim endeksinde istikrarlı bir artış kaydettiğine ve OECD ülkeleri arasında 2024'te en hızlı büyüyen ekonomi olduğuna vurgu yapılıyor. Rapora göre Türkiye, enerji ve EGİ sektörlerindeki büyümesi, Togg ile otomotivdeki ilerlemeleri ve sanayi istihdamındaki artışı ile dikkat çekerken, elektrikli araç üretimi için yapılan yatırımlar ve birleşme-satın alma işlemlerindeki hacim de ülkemizin endüstriyel üretim alanında yatırımcılar açısından cazip bir pazar olmayı sürdürdüğünü gösteriyor.
 
KPMG Türkiye'nin küresel ve yerel endüstriyel üretim dinamiklerini mercek altına alarak sektördeki dönüşümün şifrelerini ortaya koyan “Endüstriyel Üretim Sektörüne Bakış” raporu yayımlandı. Rapora göre pandemi sonrası toparlanma süreciyle birlikte 2025 yılı, küresel endüstriyel üretim sektörü için yeniden denge kurma çabalarının hızlandığı bir dönemi işaret ediyor. Ancak, bu toparlanma süreci yalnızca ekonomik büyümeyle değil aynı zamanda artan faiz oranları, yüksek enerji maliyetleri ve dünya genelindeki yavaşlama gibi zorluklarla da şekilleniyor. Bu zorluklar, endüstriyel üretim alanında dijitalleşme, otomasyon ve yapay zekâ gibi yenilikçi çözümlerle yapılan dönüşümleri zorunlu hale getiriyor.
 
2022 - 2024 dönemi boyunca, küresel ticaret ve endüstriyel üretim, ekonomik belirsizlikler ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle dalgalı bir seyir izledi ancak 2024 yılında küresel ticaret yüzde 2,4 artarak 104,3'e, endüstriyel üretim ise yüzde 1,3 artışla 106,1'e yükselerek ilerleme kaydeden endeksler arasında yerlerini aldı. Bu büyüme, yeşil enerji yatırımları ve yapay zekâ gibi teknolojik gelişmelerin etkisiyle güçlendi.
 
Çin, küresel imalat sektöründe yüzde 33'lük payıyla lider konumda bulunuyor ve dünya üretiminin üçte birini kontrol ediyor. ABD, yüzde 15'lik payıyla ikinci sırada yer alırken Japonya ve Almanya gibi gelişmiş ekonomiler sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 4'lük paylarla bu küresel pastanın önemli dilimlerine sahip. Türkiye de yüzde 2'lik payıyla küresel üretim zincirinde önemli bir rol oynuyor. Bu veri, Türkiye'nin küresel üretim içerisindeki stratejik önemini ve rekabet gücünü de gözler önüne seriyor.
 
Türkiye'de umut verici gelişmeler gözlemleniyor
Rapora göre Türkiye endüstrisi, 2024 yılında yüksek faiz oranları, yüksek enflasyon ve buna karşın görece stabilize olan döviz kurlarının gölgesinde bir yıl geçirdi. Özellikle 2023 yılında başlayan küresel düzeydeki enflasyonla mücadele politikaları, dış talep koşullarında bozulmaya yol açarak Türkiye'nin endüstriyel üretimini de negatif etkiledi. Bunun yanı sıra Türkiye'deki yüksek enflasyonun yol açtığı alım gücü kaybı iç talebi zayıflatmış olsa da 2024 yılının sonuna doğru talepte toparlanma belirtileri ve umut verici gelişmeler gözlemleniyor. Tüm bu zorlu koşullara karşın, Türkiye'nin üretim endeksi 2020 yılından itibaren her yıl artış göstermiş olup 2024 yılında yıllık yüzde 0,3 oranında artış yakaladı.
 
Sanayi üretiminde en büyük artış enerji sektöründe
Türkiye'de sanayi üretiminde en büyük artış ise enerji sektöründe meydana geldi. Ülkemizde görülen enerji talebinin artışı, yenilenebilir kaynaklara yönelim ve sanayideki elektrik/enerji kullanımının yaygınlaşması, bu yüksek büyüme performansını destekleyen faktörler arasında yer alıyor. Enerji ve EGİ (elektrik, gaz ve iklimlendirme) sektörünün bu yıl diğer sektörlerin üzerinde artış göstermeleri, alt sektörlerinde yapılan kapasite artırımı ve teknoloji yatırımlarının geri dönüşlerinin alınmaya başlandığına işaret ediyor. Enerji ve EGİ sektörlerinden sonra en yüksek büyüme ise maden sektöründen geldi. Türkiye'nin imalat sanayi üretimindeki düşüş de 2024 yılının son ayı itibarıyla durma noktasına yaklaşırken üretimdeki daralma, son dokuz aydır devam eden yavaşlama döneminin en düşük hızında gerçekleşti. Bazı firmalar yeni siparişlerdeki durgunluğa bağlı olarak üretimlerini azaltsa da diğer firmalar için talepteki iyileşme sinyalleriyle birlikte üretim artışında pozitif sinyaller gözlemlendi.
 
Türkiye OECD'nin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu
Türkiye'nin sanayi üretimi, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini belirleyen kritik bir gösterge olup, ülkemizin genel ekonomik sağlığını ve rekabet gücünü doğrudan etkiliyor. Rapora göre Türkiye sanayi üretimi son 3 yıldır 20 yıllık yüzde 4,8 yıllık bileşik büyüme oranının altında kaldı. Ancak Türkiye, 2024 yılında yüzde 0,3 sanayi üretimi artışına rağmen GSYH'sini yıllık yüzde 3,2 artırarak OECD'nin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Türkiye imalat endüstrisi, kapasite kullanım oranları bağlamında son 15 yıllık ortalamasına yakın (yüzde 76) bir düzeyde seyretti. Bu bağlamda, artan maliyet baskıları ve yüksek faiz ortamına rağmen üreticilerin belli bir üretim esnekliğini koruyabildikleri görüldü. Raporda IMF'nin Türkiye için 2025 yılında yüzde 2,7 oranında GSYH büyümesi beklediğine dikkat çekildi.
 
Elektrikli araç üretim kapasitesinin artırımı için önemli adımlar atıldı
Ülkemizde yerli üretimin artırılmasına yönelik çeşitli çalışmaların yürütüldüğüne de dikkat çekilen raporda otomotiv sektöründe, Türkiye'nin yerli elektrikli otomobil markası Togg'un sektörün büyümesine önemli katkılar sağladığı vurgulandı. 2024 yılında 30 bin 93 adet T10X modeli kullanıcılarla buluştu ve toplam trafikteki T10X sayısı 49 bin 676'ya ulaştı. Aynı yıl itibarıyla Togg, Türkiye elektrikli otomobil pazarında yüzde 30 pazar payı ile lider konumda yer aldı. Ayrıca otomotiv sektöründe Türkiye, elektrikli araç üretim kapasitesini artırmak amacıyla önemli adımlar attı. Yıllık elektrikli araç üretim kapasitesini bir milyon adede çıkarmak için 5 milyar dolarlık bir teşvik paketi açıklandı. Bu kapsamda, Çinli elektrikli araç üreticisi BYD, Türkiye'de 1 milyar dolarlık bir üretim tesisi kurma kararı aldı.
 
Türkiye'de her beş kişiden biri sanayi sektöründe çalışıyor
Raporda ülkemizde sanayi sektörünün istihdama etkisi de mercek altına alındı. Rakamlara göre sanayi sektörü, Türkiye'de toplam istihdamın yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor. 2024 aralık ayı verilerine göre, sektörde 6,8 milyon kişi istihdam ediliyor ve bu rakam 2023 yılının son çeyreğine kıyasla yıllık yüzde 2,7'lik bir büyümeye işaret ediyor. Ayrıca, bir önceki yılın dördüncü çeyreğine göre sektörde 177 bin kişilik istihdam artışı gerçekleşti. Toplam istihdam içinde kadın istihdamı payı yüzde 17 seviyelerinde yer alırken, bu oran kadın genel istihdam ortalamasının yaklaşık 6 puan altında bulunuyor.
 
Birleşme ve satın almalarda Türkiye yatırımcılar için hâlâ cazip bir ülke
Türkiye, güçlü sanayi altyapısı, stratejik konumu ve rekabetçi üretim maliyetleri ile endüstriyel üretim alanında yatırımcılar için her zaman iştah kabartıcı bir pazar oldu. Rapora göre 2024 yılında Türkiye'de endüstriyel üretim sektöründe birleşme ve satın alma (M&A) faaliyetleri kapsamında toplamda 45 işlem gerçekleşti. Değeri açıklanan işlemlerle 482 milyon dolar büyüklüğüne ulaşan toplam hacminin, değeri açıklanmayan işlemler de dikkate alındığında 1,7 milyar dolar seviyesine ulaştığı tahmin ediliyor. Bu durum, 2024'ün küresel ekonomik belirsizliklerine rağmen Türkiye'deki endüstriyel üretim sektörünün dinamizmini ve yatırımcılar için cazip bir pazar olmaya devam ettiğini gösteriyor.
 
“Sanayi üretiminin yapısal dönüşüm sürecine ışık tutuyoruz”
Rapor hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Hande Şenova, “Bu raporumuz ile gerek küresel gerek yerel düzeyde sanayi üretiminin içinde bulunduğu yapısal dönüşüm sürecine ışık tutuyoruz. Artan maliyetler, yüksek faiz ortamı ve jeopolitik belirsizlikler gibi zorluklar karşısında endüstriyel üretim sektörünün dijitalleşme, yapay zekâ ve otomasyon teknolojilerine yönelmesi önem arz ediyor. Türkiye açısından bakıldığında ise zorlu makroekonomik koşullara rağmen enerji, maden ve yüksek teknolojili üretim alanlarındaki gelişmeler umut verici bir tablo çiziyor. Ayrıca, ülkemizin üretim esnekliğini koruyarak OECD içinde en hızlı büyüyen ekonomi olması, yatırımcılar için sürdürülebilir bir potansiyel sunduğunu ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde üretken yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm alanlarında atılacak stratejik adımlar, Türkiye'nin küresel değer zincirindeki konumunu daha da güçlendirecektir.” dedi.
  
KPMG Hakkında

KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 143 ülkede 265 binin üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv; endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlıyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa ofisleriyle, 1982 yılından beri yaklaşık 1.700 çalışanıyla her sektörden 4 binin üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet veriyor. 2020 yılında küresel ağın Lighthouse lisansını alarak yeni teknolojilerde dünyadaki mükemmeliyet merkezleri arasına giren KPMG Türkiye, müşterilerine değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için www.kpmg.com.tr adresine başvurabilirsiniz.
 

USD/TRY: Ticaret geriliminin azalmasıyla önemli yükseliş kaydeden ABD borsaları yeni katalizör bulmakta zorlanırken, Moody's'in ABD'nin kredi notunu düşürmesinin ardından Dolar'da oluşan baskıya Wall Street de sonradan eşlik etti. Trump'ın vergi indirimi planının gündeme geldiği ortamda özellikle uzun vadeli ABD tahvillerine gelen satışlar da (Söz konusu tahvil faizlerinde yaklaşık 10 baz puanlık yükseliş gözlendi) bir miktar ön planda. ABD'de ana endeksler ise dün %1,4 - %1,9 arasında düşüş kaydetti. ABD kapanışının ardından bu sabah Asya borsaları da genel olarak satıcılı. ABD vadelileri ise yatay. Pariteler tarafında, Gelişmekte Olan Ülke para birimleri artı bölgede seyrediyor. Yurtdışında bugün ABD ve Avrupa'da PMI verileri öne çıkıyor. Yurtiçinde ise bu sabah TCMB'nin yılın ikinci Enflasyon Raporu'nu saat 10.30'da yayımlanacak. Raporda, TCMB'nin yeni enflasyon tahmin patikası yakından takip edilecek. Bunun yanında TCMB Başkanı Karahan'ın sunumunda para politikasına ilişkin olarak paylaşacağı mesajlar izlenecek. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği mesajı gelmeye devam edebilir. Bu sabah 38,80'nin hafif üzerinde seyreden Dolar/TL tarafında ise önemli bir oynaklık beklemiyoruz.

 

EUR/USD: Son dönemde ABD Başkanı Trump'ın gümrük tarifeleri konusunda daha ılımlı bir tutum sergilemesi, küresel piyasalarda kısa süreli bir toparlanmaya zemin hazırlamıştı. Ancak bu iyimserlik kalıcı bir gelişmeyle pekiştirilemedi. Moody's'in ABD'nin kredi notunu düşürmesi, dolarda baskı yaratırken risk iştahını da zayıflattı. Buna ek Trump, vergi indirimleri konusunda agresif bir tutum sergileyerek, 2017'deki vergi indirimlerini kalıcı hale getirmeyi ve yeni vergi muafiyetleri getirmeyi hedefliyor. Ancak, bu planın önümüzdeki on yıl içinde federal bütçeye ek açık getirebileceği öngörülüyor. Bu kapsamda ABD tahvil faizleri dün yükseliş eğilimi gösterdi. Genel olarak ABD varlıkları da baskı altında. Bu ortamda EURUSD paritesinde yaşanan yükselişlere karşın kar satışlarının sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz. Parite 1,1280 - 1,1380 arasında kısa vadeli bant hareketi yapabilir. Bugün ABD ve Avrupa'da PMI verileri öne çıkıyor. Ek olarak ECB, 16 - 17 Nisan tarihli para politikası toplantısının özetini yayımlayacak.

 

XAU/USD: Ons Altın dün de %0,8 yükselerek günü 3.315 seviyesinden kapattı. Ticaret anlaşmalarının yavaşlaması sonucu değerli maden fiyatlamalarında, artan jeopolitik gerilim nedenli güvenli liman talebi olduğu düşünülebilir. ABD tarafında, Trump'ın vergi ve harcamalarda yapmayı planladığı revizyonlar, zaten baskı altında olan bütçe dengesini daha da bozabileceği yönündeki beklentileri artırdı. Ticaret belirsizliğine eklenen bütçe baskısıyla beraber dün gerçekleşen ABD 20 yıllık tahvil ihalesinde talep düşük gerçekleşti. Değerli maden, Avrupa ve ABD PMI verilerinin açıklanacağı bugüne ise alıcılı başladı. Teknik tarafta 3.350 direncinin aşılması halinde 3.371 ardından 3.389 sıralı dirençler olarak takip edilebilir. Aşağıda ise 3.287 - 3.250 seviyeleri sıralı destekler olarak takip edilebilir

Brent Petrol: Önceki gün, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırı planladığına dair medyada çıkan haberler, Orta Doğu'da arz güvenliğine yönelik endişeleri artırarak Brent petrol fiyatlarında oynaklığa sebep olmuştu. Dün ise ABD Enerji Bilgi İdaresi (EIA) tarafından açıklanan haftalık ham petrol stok verisine göre, 1,3mn varil artış yaşandı. Bu sonuç, piyasa beklentisi olan 900bin varillik azalışın aksine gerçekleşti. Önceki hafta da 3,5mn varillik bir stok artışı kaydedilmişti. Böylece, ABD petrol stokları iki hafta üst üste yükselmiş oldu. Ticari stoklardaki bu artış, piyasada arz fazlası algısını güçlendirerek petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu. Böylelikle, Brent petrol dün %0,7 değer kaybederek 64,9 USD seviyesinden günü tamamladı. Teknik olarak, 64,0 seviyesinin altında kalındıkça 62,66 hedefte kalabilir. Ana destek ise 60,90 civarında. Öte yandan, 64,0 seviyesinin üzerinde 65,13 direnç olarak takip edilebilir.

 Ziraat Yatırım Menkul Değerler
 www.ziraatyatirim.com.tr

                                   ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

ABD Başkanı Trump’ın desteklediği kapsamlı vergi indirim tasarısının ülkenin bütçe açığını daha da artıracağına yönelik endişeler ve tahvil faizlerindeki yükseliş ABD borsalarının satıcılı bir seyir izlemesine neden oldu. ABD Hazinesi, 20 yıl vadeli tahvilde %5 kuponla 16 milyar dolarlık bir borçlanma gerçekleştirirken, 2020’den bu yana görülen en yüksek faiz oranı oldu. İhaleye gelen zayıf talep sonrası 30 yıllık tahvil faizi de %5,08 son 4 yılın en yüksek seviyelerine çıktı. Dow Jones endeksi %1,9’luk kayıpla yeniden 42 bin seviyesinin altına gerilerken, Nasdaq da %1,4’lük düşüşle 19 binin altında kapattı. Bugün Avrupa Merkez Bankası faiz indirimi gerçekleştirdiği son toplantısının tutanaklarını yayınlayacak. ECB’nin daha önce açıkladığı tutanakların piyasa etkisinin oldukça sınırlı kaldığını belirtelim. Bugün global piyasalar Euro Bölgesi ve ABD’de açıklanacak PMI imalat ve PMI hizmet verilerini yakından takip edecek. ABD’de son veride 50,2 olan PMI imalat endeksinin tarifelerdeki artışın etkisiyle 49.9’a gerilemesi ve yeniden daralma bölgesine girmesi bekleniyor.

 ÜNLÜ Menkul
  unlumenkul.com
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

ABD

ABD endeks vadeli işlemleri Çarşamba günü seans içinde çoğunlukla negatif seyretti. Borsalar sürdürülemez mali harcamalarla ilgili devam eden endişeler arasında önceki seanstaki kayıplarını sürdürdü. S&P 500 %0,4 düşerken Dow daha keskin bir şekilde 400 puan veya %1 düştü. Uzun vadeli Hazine tahvilleri düştü ve dolar, Başkan Trump'ın yeni ekonomik tasarısı üzerindeki müzakereler daha fazla harcama kesintisine yol açtığından, Moody's'in ABD bütçe açığındaki sürdürülemez genişleme nedeniyle ABD kredi notunu düşürmesinden günler sonra G10 para birimleri karşısında değer kaybetti. Ticaret müzakerelerinde ilerleme sağlanamamasından kaynaklanan hayal kırıklığı da hisse senetlerine baskı yaptı ve Trump'ın karşılıklı tarifelerinin askıya alınma süresi artık yarıdan fazlasını geçti. Target %4,5 ve Lowe's %1,5 düştü çünkü her iki perakende devi de tarifelerin karlarını yiyeceği sinyalini verdi. Ayrıca UnitedHealth, hastane transferlerini azaltmak için huzurevlerine ödeme yaptığına dair haberler üzerine %7 düştü. Öte yandan, Alphabet yeni AI yatırımları sayesinde %5 yükseldi ve Nasdaq 100'ün düz çizginin üzerinde seyretmesini sağladı.

Euro Bölgesi

Avrupa borsaları, ABD mali görünümüne ilişkin artan endişelerin yatırımcı güvenini etkilemesi ve küresel piyasalardaki düşüşlerin etkisi ile Perşembe günü daha düşük bir seviyede açılmaya hazırlanıyor. Euro Stoxx 50 ve Stoxx 600'e bağlı vadeli işlemler, piyasa öncesi işlemlerde sırasıyla %0,7 ve %0,6 düştü. Yatırımcıları hissiyatı, ABD ulusal borcuna 3 trilyon dolardan fazla eklemesi öngörülen kapsamlı vergi kesintilerini içeren Başkan Donald Trump'ın önerdiği bütçe planı ile bozuldu. Dünyanın en büyük ekonomisinde artan finansal istikrarsızlık potansiyeli, küresel piyasalarda genel bir riskten kaçınma tonunu tetikledi. Yatırımcılar ayrıca, bölgenin ekonomik momentumuna dair yeni içgörüler sunacak olan büyük Euro bölgesi ekonomilerinden bir dizi öncü PMI okumasını takip edicek. Ayrıca, dikkat EasyJet, BT Group ve British Land gibi firmaların önemli bilanço raporlarında olacak.

Türkiye

Hafta başından itibaren kurda yataya yakın seyirler etkili olmakta. Açıklanan verilerin ve haber akışlarının fiyatlamalar üzerindeki etkisi çok sınırlı kalmakta. Bugün saat 10:30'da TCMB yılın ikinci enflasyon raporunu açıklayacak. Raporda kurulacak iletişim ve yönlendirmeler yakından takip edilecek. ABD tarafında ise öncü PMI ve ikinci el konut satışları izlenecek. Yurt içerisinde TCMB rezervleri, CDS risk primi, uzun vadeli faiz oranları ve enflasyonla mücadele takip edilecek ana başlıklar konumunda.

Detaylı bilgi için bülteni indirebilir, piyasalardan haberdar olabilirsiniz.


  Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.gedik.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Ankara Esenboğa, Avrupa Havalimanları Konseyi (ACI EUROPE) tarafından yürütülen Havalimanı Karbon Akreditasyon programı kapsamında Seviye 4+ sertifikasını aldı. Türkiye’nin ilk karbon nötr havalimanı olan Esenboğa, bu seviyeye ulaşan ilk havalimanı da oldu.

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki lider markası TAV Havalimanları tarafından işletilen Ankara Esenboğa Havalimanı, Havalimanı Karbon Akreditasyon programı kapsamında Seviye 4+ sertifikasını alarak dünyanın en çevreci 70 havalimanı arasına girdi.

TAV Havalimanları, işlettiği tüm havalimanlarında 2030’a kadar karbon nötr, en geç 2050’de de net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor.

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan “Ankara Esenboğa, 2014’te Türkiye’nin ilk karbon nötr havalimanı olmuştu. Şimdide de Havalimanı Karbon Akreditasyonu programında Türkiye’den ilk kez Seviye 4+ sertifikası almaktan mutluluk duyuyoruz. Bugün itibariyle portföyümüzde yer alan dört havalimanı karbon nötr, toplam 11 havalimanımız ise Havalimanı Karbon Akreditasyonu ( ACA) programı kapsamında yer alıyor. Yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji verimliliğine yönelik yatırımlarımızla net sıfır hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Havacılık sektörünün iklimle mücadelesine katkı sunmak adına tüm paydaşlarımızla birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.

ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec “TAV Havalimanları tarafından işletilen Ankara Esenboğa Havalimanı’nın, net sıfır hedefi doğrultusunda Türkiye havacılığına öncülük etmesinden büyük gurur duyuyoruz. Havalimanının, Havalimanı Karbon Akreditasyonu (ACA) programında Seviye 4+ sertifikasına ulaşması, Türkiye havacılığında karbon yönetimi alanında gelinen en ileri düzeyi temsil ediyor.Bu önemli başarı, havalimanının 2010 yılında programa katılmasıyla başlayan güçlü ve kararlı iklim eylemi taahhüdünün bir sonucu. Devam eden CO² azaltımı, küresel iklim hedefleriyle uyumlu sağlam emisyon hedefleri ve uzun vadeli bir karbon yönetim planıyla bu yeni kilometre taşı; karbonsuzlaşma yolunda hem güçlü bir iradeyi hem de sürdürülebilir çabaları ortaya koyuyor. 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefi doğrultusunda çalışan tüm ekibi içtenlikle kutluyoruz” dedi.

Ankara Esenboğa Havalimanı’nda emisyon azaltım hedefleri, küresel iklim hedefleriyle uyumlu hale getirilerek uzun vadeli bir karbon yönetim planı oluşturuldu. Kalan emisyonlar ise uluslararası kabul gören projelerle dengelendi. Ayrıca tüm çalışanlara çevre, enerji verimliliği ve sera gazı azaltımı konularında düzenli eğitimler verildi.

TAV Havalimanları işletilen toplam 11 havalimanı, Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin (ACI) Havalimanı Karbon Akreditasyon (ACA) programında yer alıyor. Ankara Esenboğa Havalimanı’nın Seviye 4+ sertifikasının yanı sıra, Tunus’taki Enfidha Hammamet Havalimanı Seviye 4 sertifikasına sahip. İzmir Adnan Menderes ve Antalya Havalimanları, Seviye 3+ ile doğrudan emisyonlarını dengeleyen havalimanları arasında yer alıyor. Tiflis, Üsküp, Gazipaşa-Alanya, Monastir ve Medine havalimanları Seviye 2, Bodrum Milas ve Batum havalimanları ise Seviye 1 kapsamında bulunuyor.

Havalimanı Karbon Akreditasyonu programı ACI EUROPE tarafından 2009’da başlatıldı. Bugün tüm dünyada 645 havalimanı programa kapsamında yer alıyor.

TAV Havalimanları hakkında

Havalimanı finansmanı, geliştirme ve işletmeciliğinde küresel bir marka olan TAV Havalimanları, 2024’te 107 milyon yolcuya hizmet verdi. Şirket Türkiye, K. Makedonya, Gürcistan, Kazakistan, Tunus, Letonya, Suudi Arabistan ve Hırvatistan’da toplam 15 havalimanında faaliyet gösteriyor. TAV Havalimanları iştirakleriyle gümrüksüz mağazacılık, yiyecek-içecek, yer hizmetleri, bilişim, özel güvenlik ve ticari işler olmak üzere havalimanı operasyonun her adımında entegre hizmet sunuyor. Şirket hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görüyor ve BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alıyor. TAV Havalimanları 2050’de net sıfır emisyon hedefiyle hareket ediyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin en büyük teknik granit üreticilerinden biri olan QUA, seramik sektörünün Kuzey Amerika’daki en önemli buluşmalarından biri olan Coverings 2025’te yeni koleksiyonlarını tanıttı. 60x120 ebatındaki Jadore, Avenue, Mandarin, Vella ve Ginza serileri; markanın estetik gücünü ve teknik derinliğini yansıtan modern çizgileriyle ziyaretçiler tarafından ilgiyle karşılandı.

Tasarım ve fonksiyon arasında kurduğu denge ile dikkat çeken QUA, bu yıl özellikle ebat çeşitliliği sunan koleksiyonlarıyla fuarın öne çıkan markalarından biri oldu. Aynı seride 30x60, 60x60 ve 60x120 gibi farklı boyutlar sunan Pulpis, Space, Melden, Lave ve Ark koleksiyonları, farklı mekan tiplerine uyum sağlama esnekliğiyle profesyoneller tarafından ilgiyle incelendi.

QUA’nın Coverings 2025’te tanıttığı koleksiyonlar, mermerin zamansız zarafetini modern çizgilerle buluşturarak ziyaretçilerin beğenisini kazandı. Siyah mermerin güçlü ve sofistike etkisini taşıyan Jadore, 7 mm kalınlığındaki yapısıyla mekânlara incelikli bir lüks anlayışı kazandırıyor. Bej ve gri tonlarının dinginliğini yansıtan Mandarin, parlak yüzeyiyle ışığı kusursuzca yansıtarak elegan bir atmosfer sunarak, mekanlarda rafine bir ambiyans yaratıyor.

Zamansız tasarımlarıyla dikkat çeken bir diğer koleksiyon Vella, doğal mermer dokusunu yumuşak kontrastlarla yorumluyor; iç mekânlara zarif ve dengeli bir karakter katıyor. Aynı çizgiyi sürdüren Avenue ise beyaz mermerin klasik damar yapısını çağdaş tasarımla harmanlayarak, geleneksel ve modernin buluştuğu şık bir görünüm ortaya koyuyor. Fuarda öne çıkan serilerden biri de oniks desenli pastel tonlarının zarafetiyle Ginza oldu. İnce detayları ve sofistike yüzeyiyle koleksiyon, sadelikten ödün vermeden etkileyici mekânlar yaratmak isteyen mimar ve tasarımcılar tarafından ilgiyle incelendi.

Doğal ahşap hissini modern çizgilerle harmanlayan 20x120 cm boyutundaki ahşap görünümlü seriler, iç mekânlara sıcaklık katarken; 60x60x2, 60x90x2 ve 60x120x2 cm ebatlarındaki outdoor koleksiyonlar, dış mekânlar için yüksek dayanıklılık ve bütüncül tasarım alternatifleri sundu.