Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD tarafından hayata geçirilen projelere yönelik değerlendirmelerde bulundu. Anadolu Üretim ve Yatırım Hareketi ile 40 bin yeni istihdam oluşturmayı hedeflediklerini belirten Başkan Asmalı, "Anadolu'nun dört bir yanında yatırımlarımız sürecek. Çünkü biz bu ülkeye ve oluşturduğu potansiyeli, barındırdığı fırsatlara inanıyoruz" ifadelerini kullandı:
Anadolu Üretim ve Yatırım Hareketi'nde hedef 40 bin istihdam
"Eylül 2021'de MÜSİAD 26. Olağan Genel Kurulu ile devraldığımız MÜSİAD Genel Başkanlığı görevinde koca bir yılı geride bıraktık. Geçen sürede ortaya koyduğumuz hedeflerimizi gerçekleştirirken, yeni projeler ile ülkemizin güçlü yarınları için adımlar attık. 2022 yılını 'Yatırım Yılı' ilan ederken Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasında itici güç olacak üretim alt yapısını kurgulamayı amaçladık. Yine bu çerçevede Anadolu'nun uluslararası rekabete açık üreticilerine her zamankinden daha fazla güvendiğimizi belirterek, ihracat odaklı üretim, yatırım ve istihdam odaklı çalışmalarımızı hızlandırdık. Yatırım Yılı vizyonu içerisinde yer alan Anadolu Üretim ve Yatırım Hareketi ile ülkemizin dört bir yanındaki MÜSİAD üyeleri bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak, yatırım çalışmalarını hayata geçirdi. Adana, Ankara, Batman, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Kahramanmaraş, Konya, Zonguldak ve daha birçok şehrimizde yatırım yapan üyelerimiz, Anadolu'nun güçlü potansiyelini teyit etmiş oldu. MÜSİAD Anadolu Üretim ve Yatırım Hareketi kapsamında MÜSİAD üyelerinin Türkiye genelinde yaptığı yatırım miktarı 35 milyar TL'ye ulaştı. Aynı zamanda bu yatırımlar ile 40 bin yeni istihdam oluşturmayı hedefliyoruz. Yatırım Yılı çerçevesinde ülkemizin dört bir yanında yatırımları devam eden üyelerimiz üretim ve istihdamı merkez alan güven hareketine güç katıyor. Bu hamle ile aralarında büyükşehirlerin de bulunduğu 30 şehre yayılan ve 50 noktaya ulaşan bir yatırım ağı kuruldu. Bu çerçevede Batman'da üyelerimiz tarafından tamamlanarak faaliyete geçen yatırımlar çerçevesinde 4 fabrikanın açılışını yaptık. Erzurum'da Türkiye'de ilk defa faaliyete geçen Cağ Kebabı Üretim Tesisi'ni Erzurum üyelerimizin girişimleriyle harekete geçirdik. Anadolu'nun dört bir yanında yatırımlarımız sürecek. Çünkü biz bu ülkeye ve oluşturduğu potansiyeli, barındırdığı fırsatlara inanıyoruz."
Küresel ticaretin kalbi MÜSİAD EXPO'da attı
2-5 Kasım tarihlerinde TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen MÜSİAD EXPO 2022'nin 24 sektörden iş insanlarını bir araya getirdiğini belirten MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD EXPO'nun sınırları aşan etkisini her geçen yıl artırdığını söyledi.
Başkan Asmalı sözlerine şöyle devam etti:
"1993 yılından bu yana 2 yılda bir düzenlenen MÜSİAD EXPO, bu sene 19'uncu kez gerçekleştirildi. 24 sektörü bir araya getiren, Türkiye ve bölgenin en kapsamlı karma ticaret fuarı olan etkinlik, aynı zamanda uluslararası programları ile tam bir ticari diplomasi şölenidir. 121 ülkeden 80 bine yakın ziyaretçi ağırladığımız MÜSİAD EXPO, sınırları aşan etkisini her geçen yıl artırıyor. Aldığımız ilk verilerde de bunu teyit etmek büyük memnuniyet uyandırıyor. 5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturma hedefimiz vardı. İlk verilere göre ciddi bir iş birliği ortamı sağlandı. Anketlerimiz tamamlandığında bu konuda net verileri kamuoyuyla paylaşacağız. 25 bin metrekarelik fuar alanında gerçekleştirilen etkinlikte 600'e yakın firma stant açtı. Bununla birlikte titiz bir çalışma yürüten ekiplerimiz ürün ve hizmet bazlı 60'tan fazla ülkeden nitelikli alım heyetlerini doğrudan muhatapları ile bir araya getirdi. Cezayir, Suudi Arabistan, Almanya, Irak, Pakistan, Rusya, Mısır, Endonezya, Ürdün, Avusturya, Fas gibi ülkelerden yoğun bir ziyaretçi profili ile karşılaştık. Yanı sıra ülkemizin tüm illerinden misafirlerimiz, MÜSİAD EXPO'da yeni iş birliklerine kapı araladı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanımız, Bakanlarımız, yabancı ülkelerden üst düzey Bakan ve diplomatik temsilcinin katılımı MÜSİAD EXPO'nun önemini gözler önüne seriyor."
"İstiklal, istikbalin sıhhatinden geçer"
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, değişen yeni dünyada gıda güvenliğinin büyük önem arz ettiğini belirtti. MÜSİAD EXPO ile eş zamanlı olarak düzenlenen Uluslararası İş Forumu Gıda Güvenliği ve Neslin Muhafazası Zirvesine atıfta bulunan Başkan Asmalı, helal ve sağlıklı gıdanın önemine dikkat çekerek, "İstiklal, istikbalin sıhhatinden geçer" dedi.
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"MÜSİAD EXPO çerçevesinde, Uluslararası İş Forumu Gıda Güvenliği ve Neslin Muhafazası Zirvesi, D8 Ülkeleri büyükelçilerinin katılımıyla Ticari Diplomasi Buluşması, büyükelçi ve başkonsolosların katılımıyla Diplomatik Misyonlar Resepsiyonu, yurt içi ve yurt dışı 165 noktada bulunan MÜSİAD şube başkan ve temsilcilerinin katılımıyla Dünya Genel İdare Kurulu ve MoU iş birliği anlaşmaları imza töreni gibi etkinlikler fuara değer katan organizasyonlar arasında. Burada bir parantez açmak istiyoruz. Gıda güvenliği ve neslin muhafazası oldukça önemsediğimiz bir konu. Bu çerçevede helal ve temiz gıdaya olan erişim, bu değerlerin en kıymetli bileşenleri arasında bulunuyor. Çünkü sıhhatli nesillerin gelişimi ve refahını sağlayabilmek gıda güvenliği ile mümkün. Adana ve Elazığ'da gerçekleştirdiğimiz tarım buluşmaların yanında farklı bölgelerde organize edeceğimiz etkinlikler ile bu bilinci oluşturmayı hedefliyoruz. Doğru zaman diliminde atılacak akli selim adımların, nesillerimizi korumamıza olanak sağlayacağının farkındayız. Çünkü istiklal, istikbalin sıhhatinden geçer. Gelecek dönemde gıda güvenliği alanındaki programlarımızı ve çalışmalarımızı artırarak bu konuda farkındalık oluşturacağız."
MÜSİAD Invest ve MÜSİAD Ticaret Ofisi, uluslararası ticarete dinamizm kazandıracak
Yeni dönemde ihracat odaklı yatırım, üretim ve istihdam çalışmalarına hız vereceklerini kaydeden Başkan Asmalı, MÜSİAD Invest ve MÜSİAD Ticaret Ofisi ile yatırımcı ve girişimci iş insanlarına yol göstereceklerini söyledi.
Türkiye'nin küresel ve bölgesel ticaret için güvenli bir liman olarak etkisini artırdığını vurgulayan Başkan Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MÜSİAD EXPO çerçevesinde uluslararası ticarete dinamizm kazandıracak iki yeniliği hayata geçirdik. Bunlardan biri, kısa adı MÜSİAD Invest olan MÜSİAD Uluslararası Yatırım Destek Ofisi. MÜSİAD Invest ile Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yatırımcılara rehberlik edeceğiz. Bunun yanında yurt içi ve yurt dışındaki üyelerimizin tüm ticari bilgilerini topladığımız ve birbirlerini çok daha iyi tanımaları ve ticaret yapmalarını sağlamak için MÜSİAD Ticaret Ofisi'ni hayata geçirdik. Türkiye, küresel ve bölgesel ticaretin güvenli limanıdır. Bizler, 2022 yılı boyunca hayata geçirdiğimiz ihracat odaklı yatırım, üretim ve istihdam projeleriyle, Anadolu'ya olan güvenimizi ortaya koyduk. MÜSİAD EXPO'daki sinerji ile bu vizyonumuzu daha da genişletmiş olduk. Tüm bu projelerimize ek olarak büyük ölçekli işleri ve hayallerimizi gerçekleştirmek için üyelerimizin, sermayelerini bir araya toplayarak Girişim Sermayesi Yatırım Fonu için girişimlere başladık. Bu hayırlı ve bereketli proje için çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Türkiye Yüzyılı inşa edilirken, Anadolu kazanacak, Türkiye kazanacak, milletimiz kazanacak. MÜSİAD olarak Türkiye Yüzyılı'na hazırız, ülkemizin her alanda kalkınacağı yeni yüzyılını bir ve beraber inşa edeceğiz."
MÜSİAD, ticari diplomasi çalışmalarına hız verdi
Başkan Asmalı, Türkiye'nin lojistik ve stratejik önemine işaret ederek, MÜSİAD'ın Doğu Yakası Stratejisi'ne ilişkin detaylar paylaştı. Başkan Asmalı ayrıca, Anadolu Ekonomi Diplomasisi programı ve MÜSİAD'ın G20 hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, Meksika ve Arjantin'de kurulacak yapılanmalar ile bu hedefe ulaşacaklarını belirtti:
"2022'de başlattığımız değişime 2023'de daha kapsamlı bir stratejik plan ile devam edeceğiz. İhracatımızı artıracak adımlarımızı sıklaştıracak ve bu çerçevede faaliyetlerimizi genişleteceğiz. Anadolu Ekonomi Diplomasisi programımız bu stratejinin odak noktası konumunda. Nijerya, BAE, Macaristan, Ruanda, Güney Sudan, Yeni Zelanda, Estonya, Letonya ve Litvanya'nın Ankara büyükelçilerini Anadolu'daki iş insanları ile bir araya getirdiğimiz programımız büyük ilgi görüyor. Önümüzdeki dönemde Ankara'daki büyükelçileri Anadolu'daki iş insanlarımızla buluşturmaya devam edeceğiz. Şu ana kadar 60'tan fazla ülke misyonu ile yakın temas halinde istişarelerde bulunduk. Büyükelçileri, konsolosları MÜSİAD Genel Merkezimizde misafir ettik. İlgili komisyonlarımızla İstanbul ve Ankara'da temaslarımızı sürdürdük. Çalışmalarımızı, ülkeler arası ihracatın artırılması ve ikili ticari ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik fikir alışverişinde bulunduk. Yine bu alanda yurt dışı çalışmalarımızı da güçlendirerek teşkilat yapımızı yeniden şekillendiriyoruz. G20 ülkelerindeki teşkilatlanmamız Meksika ve Arjantin ile tamamlanacak. Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiğimiz ABD ziyaretimizde bölgedeki Türk iş dünyası etkisini artırmaya yönelik adımlar attık. Ülkemiz stratejik konumu ile bölgesel ve küresel bir üretim merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Son 20 yılda ortaya konan mega projeler ve yeniden şekillenen ulaşım ağları ise Türkiye'ye ek lojistik avantajlar sunuyor. MÜSİAD olarak, Amerika bölgesi özelinde bir Doğu Yakası Stratejimiz var. Bu çerçevede lojistik açıdan ülkemiz Amerika'nın doğu bölgesine birçok ülkeden daha yakın. Bu avantajı iyi kullanmamız halinde ABD ve bölge pazarında etkimizi artırabiliriz."
MÜSİAD'dan mesleki eğitime tam destek
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, eğitim alanındaki çalışmalara da değindiği açıklamasında MÜSİAD'ın Avrupa Birliği Erasmus+ Mesleki Eğitim Hareketliliği çerçevesinde Avrupa'da staja gönderdiği meslek lisesi öğrencilerine yönelik bilgiler paylaştı.
Başkan Asmalı, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
"Avrupa Birliği Erasmus+ Mesleki Eğitim Öğrenici ve Personel Hareketliliği için Erasmus+ Akreditasyonu alan MÜSİAD, mesleki staj hareketliliğine destek sağlıyor. Proje kapsamında, Kartal Atalar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Şehit Yüzbaşı Yusuf Kenan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Meslek Liselerinde eğitim gören, motorlu araçlar, bilişim teknolojileri, elektrik-elektronik bölümlerinden yaklaşık 80 öğrenci, Avusturya'nın Viyana şehri ve Belçika'nın Brüksel şehrinde belirlenen firmalarda iki ayrı grup olarak Ekim ve Kasım ayında staj hareketliliği ve yerinde uygulama eğitimlerine katıldı. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı ve Türkiye Ulusal Ajansı'nın desteklediği Avrupa Birliği Erasmus+ Mesleki Eğitim Öğrenici ve Personel Hareketliliği programı ile mesleki eğitim öğrencilerinin yurt dışında staj hareketliliğine katılmaları, yerinde uygulama eğitimleri ile yeni deneyimler kazanmaları hedefleniyor. Mesleki eğitime yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
Umutlar, MÜSİAD projeleriyle yeşeriyor
MÜSİAD'ın yeni dönemde sosyal sorumluluk alanında yürüttüğü projelerle sözlerini tamamlayan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MÜSİAD olarak içinde bulunduğumuz dönemde sosyal sorumluluk projeleri ile ticari diplomasinin yanında insani diplomasi faaliyetlerine de yoğunlaştık. Suriye'nin İdlib bölgesinde 600 briket evden oluşan bir MÜSİAD köy kurduk. Sadakataşı Derneği iş birliğinde hayata geçirilen projenin açılışını İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'nun katıldığı törenle yaptık. Bu çerçevede hiç şüphesiz MÜSİAD Köyü, umutları yeşerten bir proje olmuştur. Milletimiz ve üyelerimizin desteğiyle bu çalışmaları güçlendirerek devam ettireceğiz. Bununla birlikte Yetim Vakfı ile sürdürdüğümüz Yetim Hamiliği uygulaması ile binlerce çocuğumuza kol kanat geriyoruz. MÜSİAD Kadın ve Ak Yuva Vakfımız arasındaki iş birliği dezavantajlı kız çocuklarımız ve hanım kardeşlerimiz için umut olan bir uygulama. Afganistan'da Pakistan'da Suriye'de ihtiyaç sahiplerine ulaşıyoruz. Sosyal sorumluluk ve insani diplomasi çerçevesinde yeni projeler üzerinde çalışıyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2022’yi 250 milyon dolar ihracatla kapatan ağız ve diş malzemeleri sektörü Türkiye’nin toplam ihracatına daha fazla katkı sunmak istiyor. Üretim ve ihracat odaklı çalışan sektörün çatı STK’sı Diş Malzemeleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİŞSİAD) 2023 hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. DİŞSİAD Başkanı Erkan Uçar, sektörün 2023 için ihracatta en az yüzde 30 artış hedefi koyduğunu açıkladı.
HEDEF PAZARLAR ASYA PASİFİK, HİNDİSTAN VE ABD
DİŞSİAD Başkanı Uçar, ağız ve diş malzemeleri sektörünün yerlilik oranını son 10 yılda yüzde 20 oranında artırdığına dikkati çekti ve şöyle devam etti: “Bu yılı yaklaşık 250 milyon dolar ihracatla tamamlıyoruz. 2023 için ihracatta en az yüzde 30 artış hedefi koyduk. Bu hedefe ulaşabilmemiz için yeni ihracat pazarlarında var olmamız gerekiyor. Diş malzemeleri sektörü mevcut ihracatının neredeyse tamamımı yakın coğrafyamıza ve Avrupa bölgesine gerçekleştiriyor. 2023’te Kuzey ve Güney Amerika başta olmak üzere Asya Pasifik bölgesini, Rusya’yı ve Hindistan’I hedef ülkelerimiz olarak belirledik. Bunu yaparken de söz konusu bölgelerin ağız ve diş sağlığı alanındaki ihtiyaçlarını ve tüketim eğilimlerini mercek altına aldık.”
Türkiye’nin üretim kabiliyeti açısından Avrupa’nın ilk beş ülkesi arasında yer aldığını ifade eden DİŞSİAD Başkanı, “Dinamik bir ülkeyiz. Üretim potansiyelimiz ihracat hedeflerimize ulaşmamızda büyük bir avantaj yaratıyor. Finansmana erişim ve ölçekli üretim gibi yapısal sorunlarımızı bertaraf etmemiz halinde 2023’te dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme yakalayacağımızı tahmin ediyorum. Türk sanayisinin müteşebbis yapısı ihracatı odak noktasına alarak büyümeye ve istihdama daha fazla katkı sağlayacağını öngörüyorum” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KPMG'nin “Voices on 2030” araştırma serisi kapsamında yayımladığı “Devletlerin Dijitalleşmesi” raporuna göre 2030 yılına kadar devletlerin dönüşümü şu beş alanda öne çıkacak: Devletler teknoloji sayesinde kendilerini büyük ölçüde görünmez hissettirecek, devletler merkezi olmayan bir dünya için yeni modeller tasarlayacak, veriler merkezi olmaktan çıkacak ve güç bireylere kayacak, kodlama demokratikleşecek ve sürdürülebilir büyüme sağlanacak.
Dijitalleşme her alanda olduğu gibi kamu sektörünü ve devletlerin hizmet sunma yöntemlerini de dönüştürüyor. Peki tarihler 2030'u gösterdiğinde dijitalleşme devletleri nasıl şekillendirmiş olacak? KPMG'nin “Voices on 2030” araştırma serisi kapsamında yayımladığı “Devletlerin Dijitalleşmesi” raporunda bu konuda çarpıcı öngörülere yer veriliyor.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye Danışmanlık Bölüm Başkanı, Kamu Sektörü Lideri Alper Karaçar, “Dijitalleşme, insanların çevrelerindeki dünyayla etkileşim kurma biçimlerini kökten değiştiriyor. Devletler de özellikle COVID-19 salgınının yarattığı yıkımın ardından, vatandaşlara hizmet sunumunu iyileştirmek için yoğun bir şekilde teknolojiye başvurmaya başladı. Yeni kavramlar ve teknolojiler vatandaşlar tarafında ortaya çıkan beklentilerin karşılanmasını sağlayan unsurlar haline geldi. Daha sekiz yıldan az bir süre var ama 2030'a yönelik beklentiler şimdiden çok yüksek. Sosyal, siyasi, ekonomik ve diğer pek çok alanda dijital dönüşüm devam ediyor ve büyük hedefler belirleniyor. 2030 yılında devletleri nasıl dünya bekliyor? Kamu sektörü bu beklentileri karşılayabilmek için ne yapabilir? Hazırladığımız rapor, 2030 yılına kadar kamu hizmetlerinde dijital dönüşümle ilgili birçok soruya yanıt veriyor.” dedi.
Dünyanın dört bir yanındaki kamu sektörü liderlerinin ve vizyonerlerin görüşlerinin yer aldığı raporda dünya genelinde hükümetlerle birlikte çalışan KPMG'nin bu alanda edindiği deneyim ve içgörülerden yola çıkarak paylaştığı öngörüler de bulunuyor. Rapora göre 2030 yılına kadar devletlerin dönüşümü şu beş alanda öne çıkacak: Devletler teknoloji sayesinde kendilerini büyük ölçüde görünmez hissettirecek, devletler merkezi olmayan bir dünya yeni modeller tasarlayacak, veriler merkezi olmaktan çıkacak ve güç bireylere kayacak, kodlama demokratikleşecek ve sürdürülebilir büyüme sağlanacak.
Vatandaşlarla daha kesintisiz bir şekilde etkileşim sağlanacak
Kamu hizmetlerinin fiziksel devlet dairlerinden sanal ortamlara geçmesi ile 2030'da devletler kendilerini büyük ölçüde görünmez hissettirecek. Gelecekte en dikkat çekici değişikliklerden biri, devlet ile vatandaş arasındaki ilişkilerin çoğunun artık sanal gerçeklikte gerçekleşebilecek olması. Web 3.0 ve metaverse, birçok vatandaşın artık devlet ve sağlık uzmanlarının yanı sıra özel şirketler ve topluluklarla etkileşime girdiği alanlar yarattı. Sanal dünyalar hem tüketici-müşteriler hem de vatandaşlar-hükümetler için giderek daha sık tercih edilen bir kanal haline geliyor.
Devletler merkezi olmayan bir dünya için yeni modeller tasarlayacak
Devletler, merkezi olmayan bir dünyadaki rollerinin geçmişten oldukça farklı olduğunun farkına vardı. Bu da onları, endüstrileri düzenleme biçimlerinden hizmet geliştirme ve sunma biçimlerine kadar her şeyi yeniden tasarlamaya zorluyor. Örneğin 2030'da kimse karmaşık vergi formlarını doldurarak zaman kaybetmeyecek. Bunun yerine hükümet, vergi yükümlülüklerini gerçek zamanlı olarak hesaplamak ve değerlendirmek için vatandaş ve işletme veri akışlarını kullanacak. Bu ise vatandaşı merkeze alan bir değişim gerektiriyor. Devletler, merkezi olmayan bir dünyadaki rollerini yeniden tasarlamak zorunda kalırken aynı zamanda varlıklarını da yeniden tasarlayacak.
Veriler merkezi olmaktan çıkacak, güç bireylere kayacak
Web 3.0 mimarileri insanlara verilerinin sahipliğini üstlenmeleri için ihtiyaç duydukları araçları sağladı. Büyük bulut veri göllerindeki güvenlik ihlalleri, kişisel verilerin nasıl yönetildiğine dair endişeleri artırdı. Bu da vatandaş ve işletmelerin verilerini şeffaf olmayan merkezi göllerden geri almak istemesini hızlandırdı. Devletler için bu; süreçlerin radikal bir şekilde yeniden tasarlanması anlamına geliyor. Veri gizliliğine odaklanan hükümetler, vatandaşların ve müşterilerin talep ve beklentilerine yanıt veren yenilikçi çözümler ve platformlar yaratmaya başladı. Hükümetler vatandaşların sürece katkıda bulunmasına olanak tanıyan merkezi olmayan özerk kuruluşları (DAO) gündemlerine aldı. Hizmet sağlayıcıların inovasyon yapabilmeleri için kendi verilerini onlara açtı.
Kodlama demokratikleşecek
2030 yılında, bir kişiden sıkıcı ve sıradan bir iş istendiğinde o kişi muhtemelen bunu kod kullanarak otomatikleştirecek. Az kod veya kodsuz platformlar sayesinde neredeyse her vatandaş bir uygulama geliştirmek ya da bir uygulamayı özelleştirmek için ihtiyaç duyduğu araçlara ve yeteneklere sahip olacak. Sürükle-bırak kullanıcı arayüzleri ve önceden oluşturulmuş bileşenler, satır satır kodlamayı neredeyse ortadan kaldırıyor, gelecekte vatandaşlar da geliştirici olarak her yerde olacak. Az kod veya kodsuz platformlar sayesinde birçok kamu çalışanı da becerilerini, büyük kurumsal çözümleri kendilerine özgü ihtiyaçlara veya koşullara uyacak şekilde özelleştirmek için kullanacak.
Dijitalleşme ESG hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olacak
ESG (Çevresel, sosyal ve yönetişim - ÇSY) alanındaki ilerleme, Web 3.0 ve nesnelerin interneti (IoT) cihazları aracılığıyla doğru bir şekilde ölçüleniyor. Dijital ikizler ve sanal dünyalar, insanların kararların etkisini anlamalarına olanak tanıyor. Devletlerin yeni teknolojilere ve modellere yaptığı yatırımlar sürdürülebilir büyümeyi tetikliyor. Dijitalleşme ve yeni teknolojiler sayesinde gelecek planlaması ve kalkınma da çok daha sürdürülebilir oluyor. Günümüzde şehir planlamacıları ve varlık geliştiricileri, yeni transit sistemlerin geliştirilmesinden küçük bireysel bileşenlerin tasarımına kadar her şeyi simüle etmek için dijital ikizleri ve sanal dünyaları kullanıyor. Sonuç olarak, kamu yatırımları çok daha verimli, etkili ve çevresel açıdan sürdürülebilir hale geliyor.
Araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Bilgi için:
Ceren Moral Aru
0533 921 43 53
[email protected]
KPMG Hakkında
KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 143 ülkede 265 binin üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv; endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlıyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa ofisleriyle, 1982 yılından beri?yaklaşık 1.800 çalışanıyla her sektörden 4 binin üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet veriyor. 2020 yılında küresel ağın Lighthouse lisansını alarak yeni teknolojilerde dünyadaki mükemmeliyet merkezleri arasına giren KPMG Türkiye, müşterilerine değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için?www.kpmg.com.tr?adresine başvurabilirsiniz.
Türkiye ile ABD arasında F-16 savaş uçağı alımı ve modernizasyonu ile ilgili görüşme süreci devam ederken, Türkiye'den bir parlamento heyetinin yeni yılın ilk aylarında Washington'a giderek son seçimlerle yenilenen Kongre nezdinde temaslarda bulunması bekleniyor.
Türkiye'nin Rus yapımı S-400 hava savunma füzelerini alması ve F-35 programından çıkartılmasının ardından ABD'li Lockheed Martin tarafından üretilen 40 adet F-16 savaş uçağı ve 79 adet F-16 modernizasyon kiti satın alınması için ABD ile Ekim 2021'de teknik görüşme süreci başlatılmıştı.
ABD yönetiminin bu satışa sıcak baktığı bilinirken, bir başka etkili faktör ise ABD Kongresi. ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Menendez Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satışına karşı olduğunu pek çok kere tekrarlamıştı. Satışın gerçekleşmesi için Kongre'de bir senatörün bile itiraz etmemesi gerekiyor ancak yönetim çok önemli durumlarda isterse bu aşamayı baypas edebiliyor.
Kasım 2022'de yapılan ABD ara seçimlerinde Kongre yenilenmiş, ancak Ankara'nın beklentisinin aksine Demokratlar Senato'daki çoğunluğunu korumuştu.
DW Türkçe'nin edindiği bilgilere göre Türkiye'den bir parlamento heyetinin Ocak ayı sonlarında Washington'a giderek yenilenen Kongre nezdinde temaslarda bulunması planlanıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da mevkidaşı Antony Blinken ile görüşebileceği belirtiliyor.
En son geçen Mayıs ayında TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç başkanlığında bir parlamento heyeti ABD'ye giderek temaslarda bulunmuştu.
Çağaptay: İki ülke ilişkilerinin olumlu seyri önemli
F-16'larla ilgili sürecin 2023'le beraber hızlanması bekleniyor. DW Türkçe'ye sürece dair değerlendirmelerde bulunan Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, Demokrat Parti üyesi Senatör Menendez'in satışa itirazının devam ettiğini ancak yönetimin istemesi durumunda bunu aşma yöntemi de bulunduğunu söylüyor.
Kongre'nin bütçesinde F-16'larla ilgili konulan şartların kaldırılmasının olumlu bir gelişme olduğunu hatırlatan Çağaptay, bunun Beyaz Saray'ın da devreye girmesi ile mümkün olabildiğini ancak Menendez'in karşı çıkmasının önemli olduğunu çünkü tek bir senatörün dahi bu tür silah satışlarını engelleyebildiğini belirtiyor.
Ancak son dönemde yönetimin bu itirazı baypas etmeye çalışabileceği de Ankara'da dile getirilen bir husus.
Deutsche Welle Türkçe (DW) internet sitesinde yayınlanan habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.inspiredminds.de/tr/f-16-s%C3%BCreci-h%C4%B1zlan%C4%B1yor-t%C3%BCrkiyeden-bir-heyet-abdye-gidecek/a-64223261
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırma ve Uygulama Merkezi (BFRC), finansal koşulların ekonomik aktiviteyle ilişkisini takip etmeye devam ediyor. ‘Finansal Koşullarda Gevşeme İzleniyor’ başlıklı son araştırma notunun sonucuna göre 2022 yılı ilk üç çeyreğinde sıkılaştırıcı konumda olan finansal koşulların 2022 yılı son çeyreğinde destekleyici konuma ulaştığı izleniyor.
“Finansal Koşullar 2022 Yılı Son Çeyreğinde Destekleyici Konuma Ulaştı”
Finansal piyasalara ilişkin çeşitli göstergeler kullanılarak oluşturulan Finansal Koşullar Endeksi (FKE) BFRC bünyesinde düzenli olarak güncelleniyor ve takip ediliyor. Son dönemde FKE'nin pozitif olması ekonomik aktivite açısından olumlu bir görünüm sunuyor. FKE içerisinde yer alan göstergelere bakıldığında, 2022 yılı boyunca portföy akımlarının, risk priminin, döviz kurunun ve getiri eğrisinin eğiminin endekse genellikle sıkılaştırıcı (negatif) yönde katkı verdiği görülüyor. 22 Aralık 2022 itibarıyla güncel hareketlere bakıldığında ise, Kasım ve Aralık aylarındaki hızlı yükselişin hisse senedi getirisindeki artış ve Türk lirasındaki reel değerlenmeden kaynaklandığı izleniyor. Tarihsel olarak finansal koşullardaki değişimlerin ekonomik aktiviteye ilişkin önemli bir öncü bir gösterge olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ekonomik aktivitenin 2023 yılı ilk çeyreğinde finansal koşulların destekleyici etkisiyle toparlanma gösterebileceği düşünülüyor.
Araştırmanın tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://drive.google.com/file/d/10kJyRCqiS3xyUq7IJA-3f2uDm3fngqp-/view
TCMB 2 hafta vadeli 1.5 milyar dolar, 1 ay vadeli 500 milyon dolar, ve 3 ay vadeli 300 milyon dolar tutarlı olmak üzere 3 adet döviz karşılığı TL swap ihalesi açtı.
TCMB'nin yarın valörlü swap ihaleleri 13.30-14.00 saatlerinde gerçekleştirilecek.
Çin’in yeniden açılma planı ekonomik aktivite açısından pozitif bir sinyal verse de bunun aynı zamanda enflasyon açısından risk yaratabileceğine yönelik algı ABD’de tahvil faizlerinin dün yukarı yönlü bir eğilim sergilemesine neden oldu. Ayrıca giderek artan resesyon riskinin de varlık fiyatlarına negatif yansımaya devam ettiğini görüyoruz. Teknoloji şirketlerinin ağırlığı nedeniyle faizlerdeki yükselişe hassasiyeti en yüksek endeks olan Nasdaq tahvil piyasasının görünümünden negatif etkilenerek günü %1,4’lük kayıpla noktaladı. S&P 500’deki değer kaybı %0,4 olurken özellikle Caterpillar ve Chevron’un verdiği destek ile Dow Jones ise artı bölgede tutunmayı başardı. Söz konusu hisselerin endekse katkısı sırasıyla 22 puan ve 15 puan oldu. Mevcut durumda S&P 500 endeksinde 3800’ü ilk destek 3870’i ise direnç olarak takip ediyoruz.
ÜNLÜ Menkul
unlumenkul.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “İç Göç İstatistikleri, 2021” adlı haber bülteni yayımladı:
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nden ilk kez göç etme nedeni bilgisi üretildi
Uluslararası alanda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği (AB), nüfus konusunda ülkeler arası karşılaştırılabilir istatistikler elde edilmesi amacıyla sonu "0" ile biten yıllara yakın yıllarda ülkelerin "nüfus ve konut sayımı" yapmalarını önermektedir. Bu kapsamda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından AB üye ülkeleriyle uyumlu şekilde idari kayıtlara dayalı "Nüfus ve Konut Sayımı (NKS), 2021" gerçekleştirilmiştir. NKS, 2021, referans tarihi 31 Aralık 2021 olan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) ile aynı referans tarihine sahip olup NKS, 2021'in temel sonuçlarını ADNKS verileri oluşturmaktadır.
Ülkemizde, iç göçe ilişkin bilgiler ADNKS'den her yıl düzenli olarak üretilmektedir. İllerin aldığı ve verdiği göç, net göç, net göç hızı, göç eden nüfusun yaş ve cinsiyet yapısı, eğitim durumu vb. gibi bilgiler ADNKS'den elde edilmekte olan bilgilerdir. Her yıl üretilmekte olan iç göç istatistiklerine ek olarak, göç eden nüfusun göç etme nedeni bilgisi de 2021 NKS kapsamında ilk kez idari kayıtlara dayalı olarak üretilmiştir.
Türkiye'de 2021 yılında 2 milyon 777 bin 797 kişi iller arasında göç etti
Ülkemizde 2007-2008 döneminde %3,18 olan iller arası göç eden nüfus oranı, yıllar içinde inişli ve çıkışlı bir seyir izleyerek 2021 yılında %3,28 oldu. Diğer bir ifadeyle Türkiye'de 2021 yılında 2 milyon 777 bin 797 kişi iller arasında göç etti. Bu nüfusun %47,5'ini erkekler, %52,5'ini ise kadınlar oluşturdu.
En çok göç alan il İstanbul, en az göç alan il ise Ardahan oldu
Türkiye'de iller arası göç eden nüfusun dağılımına bakıldığında, İstanbul, 385 bin 328 kişi ile en çok göç alan il oldu. İstanbul'u sırasıyla 197 bin 702 kişi ile Ankara ve 131 bin 394 kişi ile İzmir takip etti. En az göç alan iller ise sırasıyla 4 bin 750 kişi ile Ardahan, 7 bin 54 kişi ile Tunceli ve 7 bin 474 kişi ile Kilis oldu.
En çok göç veren il İstanbul, en az göç veren il ise Bayburt oldu
En çok göç alan iller olan İstanbul, Ankara ve İzmir'in aynı zamanda en çok göç veren iller olduğu görüldü. İlk sırada 408 bin 165 kişi ile İstanbul en çok göç veren il olurken; onu 165 bin 604 kişi ile Ankara ve 109 bin 470 kişi ile İzmir takip etti. En az göç veren iller ise sırasıyla 6 bin 382 kişi ile Bayburt, 6 bin 445 kişi ile Ardahan ve 6 bin 517 kişi ile Tunceli oldu.
Ülkemizde 2021 yılında en çok 20-24 yaş grubundaki nüfus göç etti
Türkiye'de, 2021 yılında büyüklük olarak en fazla göç hareketliliği, 731 bin 284 kişi ile 20-24 yaş grubunda gerçekleşti. Söz konusu yaş grubunda göç edenlerin %41,6'sını erkekler, %58,4'ünü ise kadınlar oluşturdu.
İkamet ettiği ilden başka bir ildeki üniversiteye kayıt yaptıran gençlerin oranı %4,2 oldu
Türkiye'de 2021 yılında 18-24 yaş grubunda yer alan 386 bin 646 genç, ikamet ettiği ilden farklı bir ildeki üniversiteye kayıt yaptırdı. Söz konusu gençlerin 18-24 yaş grubunda bulunan genç nüfus içindeki oranı %4,2 oldu. Bu oran genç erkeklerde %3,7 iken genç kadınlarda %4,7 oldu.
İkamet ettiği ilden başka bir ildeki üniversiteye kayıt yaptıran gençlerin oranı üniversitelerin bulunduğu illere göre incelendiğinde, bu oranın en yüksek olduğu ilin %17,5 ile Isparta olduğu görüldü. Bu ili %16,8 ile Bayburt ve %16,7 ile Burdur izledi. İkamet ettiği ilden başka bir ildeki üniversiteye kayıt yaptıran gençlerin oranının en düşük olduğu iller ise sırasıyla, %0,2 ile Şanlıurfa, %0,4 ile Şırnak ve %0,7 ile Mardin ve Diyarbakır oldu.
Türkiye'de 2021 yılında en çok eğitim nedeniyle göç hareketliliği yaşandı
Ülkemizde 2021 yılında iller arası göç eden 2 milyon 777 bin 797 kişiden 686 bin 973'ü eğitim nedeniyle göç etti. Diğer göç etme nedenleri incelendiğinde, 570 bin 224 kişinin hanedeki fertlerden birine bağımlı göç ettiği, 429 bin 752 kişinin ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç ettiği görüldü.
Erkeklerde ve kadınlarda en önemli göç nedeni eğitim oldu
Türkiye'de 2021 yılında cinsiyete göre göç etme nedeni incelendiğinde, hem erkeklerde hem de kadınlarda en çok eğitim sebebiyle göç hareketliliğinin yaşandığı görüldü. Erkeklerde 274 bin 273 kişi, kadınlarda ise 412 bin 700 kişi eğitim nedeniyle göç etti. Yine her iki cinsiyette de sırasıyla hanedeki fertlerden birine bağımlı göç ile daha iyi konut ve yaşam koşulları eğitimden sonra en önemli göç nedenleri oldu.
En fazla göç hareketliliğinin olduğu 20-24 yaş grubunda en önemli göç nedeni eğitim oldu
Türkiye'de 2021 yılında, en fazla göç hareketliliğinin yaşandığı yaş grubu olan 20-24 yaş grubunun göç etme nedeni incelendiğinde, bu hareketliliğin en önemli nedeninin eğitim olduğu görüldü. Söz konusu yaş grubunda göç edenlerin 396 bin 145'i eğitim, 84 bin 531'i işe başlamak/iş bulmak ve 44 bin 95'i ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç etti.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.