Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
bin 500 katılımcıya yüz yüze eğitim verilen proje kapsamında, çevresel ve ekonomik sorunların etkilerinin arttığı günümüzde aile içerisinde tasarruf yöntemlerinin benimsenmesi ve doğa ile uyumlu bir yaşam tarzının oluşturulması konusunda kırsal bölgelerde yaşayan kadınlarda bilinç oluşturulması hedeflendi.
Akfen Holding tarafından kurulan Türkiye İnsan Kaynakları Eğitim ve Sağlık Vakfı (TİKAV) koordinatörlüğünde Akfen Yenilenebilir Enerji şirketinin elektrik üretim santrali yatırımlarının bulunduğu Türkiye'nin 16 ilindeki 27 farklı kırsal bölgesinde geçen yıldan bu yana hayata geçirilen "Tasarruf Evimizde, Gelecek Elimizde" sosyal sorumluluk projesi tamamlandı.
"Tasarruf Evimizde, Gelecek Elimizde" projesi ile çevresel ve ekonomik sorunlarının etki boyutunun arttığı günümüzde aile içerisinde tasarruf yöntemlerinin benimsenmesi ve doğa ile uyumlu bir yaşam tarzının sağlanması konusunda Akfen Yenilenebilir Enerji'ye ait enerji santralleri bölgelerinde yaşayan 2500 kadına eğitim verildi.
Proje kapsamında düzenlenen eğitimler ile katılımcılar elektrik enerjisi ve suyun akıllıca ve bilinçli kullanımı konusunda bilgilendirilerek, hem ev ekonomisine hem de dünyanın ekolojik dengesine katkı sağlanması konusunda bilinçlendirildi. Seminerlerin ardından katılımcılara sertifikaları ve tasarruf kitleri de verildi.
4 FARKLI PROJEDE
6 BİN 800 KADINA ULAŞTI
"Tasarruf Evimizde, Gelecek Elimizde" projesi kapsamında Mersin'de Anamur, Aydın'da Karacasu ve Bozdoğan, Denizli'de Acıpayam ve Kale, Muğla'da Seydikemer ve Ula, Erzurum'da Aziziye, Elazığ'da Merkez, Konya'da Sarayönü ve Ereğli, Kayseri'de Yahyalı, Sivas'ta Gemerek, Tokat'da Turhal, Amasya'da Merkez, Giresun'da Dereli ve Bulancak, Trabzon'da Köprübaşı, Van'da Edremit, Sakarya'da Gevye ve Çanakkale'de Merkez ve Lapseki bölgelerindeki kadınlarla buluşuldu.
TİKAV ile Akfen Yenilenebilir Enerji birlikteliğinde 2017 yılında "Evde Okullu Olduk" projesiyle 0-6 yaş grubu çocukların gelişimi konusunda 15 bölgede 800 kadına ulaşıldı. Sağlık olarak belirlenen 2018 yılının temasında "Önce Sağlık" projesiyle 17 bölgede 1500 kadına sağlık eğitimi verildi.
2019 yılıyla birlikte başlayan "Hijyen Sağlıktır" projesinde de 26 farklı noktada 2 bin kadına ulaşılırken, pandeminin ardından hayata geçirilen "Tasarruf Evimizde, Gelecek Elimizde" projesinde de 2 bin 500 kadına eğitim verildi. Böylelikle 4 farklı sosyal sorumluluk projesinde toplamda 6 bin 800 kadına çeşitli konularda yüz yüze eğitim verilmiş oldu. Projelerle dolaylı olarak ulaşılan kişi sayısı ise 20 bini aştı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hayatı kolaylaştıran yardımcılarıyla ''Oh Be Profilo Varmış'' dedirten Profilo, daha sürdürülebilir bir dünya için Gaziantep’te Orman Genel Müdürlüğü iş birliği ile on bin fidan dikimi gerçekleştirerek “Profilo Hatıra Ormanı” oluşturdu.
Gaziantep Doğanca mevkii ağaçlandırma sahasında gerçekleşen ‘’Profilo Hatıra Ormanı’’ fidan dikimi etkinliğine Bsh Türkiye Pazarlama Direktörü Burak Destici, Profilo Türkiye Satış Direktörü Mustafa Işkıncı, Profilo Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Zeynep Cebeci, BSH Türkiye Ticari Pazarlama Müdürü Noyan Ekim ve Profilo Güney Anadolu Bölge Müdürü Ali Sayıcı’nın yanı sıra Profilo Gaziantep bayileri ve aileleri katıldı.
Fidan dikimi öncesinde Profilo Gaziantep bayileri, etkinlik için özel hazırlanan panayır alanında aileleriyle birlikte keyifli vakit geçirdiler.
Hatıra Orman’ın ilk fidanları Bsh ve Profilo Dayanıklı Ev Aletleri yöneticileri, Gaziantep Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri, Profilo Gaziantep bayileri ve ailelerinin katılımıyla düzenlenen dikim töreninde toprakla buluştu. Etkinlik kapsamında yaklaşık 10 hektarlık alanda 10.000 fidan dikimi yapıldı.
Doğaya, çevreye ve tüm canlılara olan sorumluğunu ön planda tutan Profilo, hatıra ormanı kapsamında sürdürülebilir yeşil bir dünya için doğa ve çevrenin korunmasına katkı sağlamayı hedefliyor.
Profilo, ilerleyen dönemlerde hatıra ormanlarını daha da büyütecek adımlar atmaya devam edecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Pandemi döneminde insanların evlerine kapanması ve mutfakta geçirilen zamanın artması ile ihracatı yüzde 30'un üzerinde büyüyen ev ve mutfak eşyaları sektörü 2022'yi ise bir önceki yılla benzer seviyelerde tamamlayacak. 2022'nin ilk üç ayının iyi gittiğini ancak sonrasında sektörün yavaşlamaya başladığını ifade eden Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Lux Plastik Genel Müdürü Burak Önder, yeni bir hareketin 2023'ün ilk çeyreğinden sonra başlamasını beklediklerini kaydetti. Önder, ev ve mutfak eşyaları sektörünün ilk 11 aylık ihracatının, geçen yıla göre hemen hemen aynı düzeyde olduğunu, büyük oranda yıl sonu ihracatının ise eşit veya yüzde 1 ila yüzde 3’lük bir büyüme ile tamamlanabileceğini ifade etti.
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Lüx Plastik Genel Müdürü Burak Önder, pandemide pozitif etkilenen sektörlerden bir tanesi olduklarını ve 2021’de yaklaşık yüzde 32'lik bir büyüme kaydettiklerini söyledi. 2022 yılına iyi başladıklarını, özellikle; Ocak, şubat, mart aylarının çok iyi geçtiğini hatta büyüme oranlarının geçen yıla göre yüzde 20'lerde olduğunu kaydeden Önder, Rusya-Ukrayna savaşından sonraki süreçte yaşanan enerji maliyetlerindeki artışlar, sektörün ana pazarı olan Avrupa'da ticaretin yavaşlaması, konteyner krizi, navlun fiyatlarındaki artışın ticareti ister istemez biraz daha durağan hale getirdiğini söyledi. Önder, ev ve mutfak eşyaları sektörünün ilk 11 aylık ihracatının, geçen yıla göre hemen hemen aynı düzeyde olduğunu büyük oranda yıl sonu ihracatının ise eşit veya yüzde 1 ila yüzde 3’lük bir büyüme ile tamamlanabileceğini ifade etti.
Ev ve mutfak eşyaları sektöründe yaşanan gelişmelere ilişkin soruları yanıtlayan EVSİD Kurucu Başkanı ve Lux Plastik Genel Müdürü Burak Önder, Türkiye geneli 2021 yılı ihracat artışının yüzde 9.1, Lux Plastik'in ihracat artışının ise bir önceki yıla oranla yüzde 22 artığını söyledi.
Sektörün ve Lux Plastik'in 2022 yılını değerlendiren ve 2023 beklentileri ile ilgili konuşan EVSİD Kurucu Başkanı ve Lux Plastik Genel Müdürü Burak Önder, pandemide akut dönemin ardından ihracatta ciddi bir artış yaşandığı söyledi. Pandemide insanların evlerinde ve özellikle de mutfaklarında daha fazla vakit geçirdiklerini belirten Önder, "Pandemi döneminde yaklaşık yüzde 32 oranında bir büyüme kaydettik. Bunu takiben 2022 yılına da iyi başladık. İlk çeyrekte yüzde 20’nin üzerinde büyüme kaydettik. Ancak Rusya Ukrayna savaşı ile yükselen enerji maliyetleri ve enflasyonist ortam ana pazarımız Avrupa'da ticaretin yavaşlamasına neden oldu. Bunun yanında pandemiyle birlikte yaşanan lojistik problemler nedeniyle tüm dünyada yüksek stoklu çalışmanın olduğu bir dönem başladı. İşlerin yavaşlaması, müşterilerin bu dönemde stoklu yakalanması ve lojistik problemlerin azalmasıyla birlikte dünyada ve özellikle ana pazarımız Avrupa’da işlerde yavaşlama oldu. Ev ve mutfak eşyaları sektörünün ilk 11 aylık ihracatı geçen sene ile hemen hemen aynı düzeyde. Muhtemelen 2022 yılını yüzde 1 ila yüzde 3’lük bir büyüme ile tamamlayabiliriz." dedi.
2023'ün ilk çeyreğinde tüm bu süreçlerin yansımasıyla bir durgunluk olabileceğini belirten Önder, ilk çeyrekten sonra ise dünyadaki belirsizliklere rağmen yeniden büyüme trendine girileceğini tahmin ettiklerini kaydetti. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın hem enerji maliyetleri hem de gıda fiyatları açısından çok önemli olduğuna işaret eden Önder, pandeminin arkasından gelen savaşla tüm dünyada yükselen enflasyonun bundan sonraki süreçte düşüşe geçeceğini öngördüğünü belirtti.
Bu durum Türkiye'ye bazı hususlarda olumlu yansısa da bazı riskleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Önder, "Türkiye'de ister istemez katma değerli üretimin, yüksek, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin üretimi daha az ve biz lojistik maliyetleri gibi konulardan ciddi etkileniyoruz. Şu anda lojistik maliyetlerde ciddi bir düşüş var. Özellikle Uzakdoğu’dan Avrupa'ya, Latin Amerika'ya, Amerika Birleşik Devletleri'ne ve Afrika'ya lojistik fiyatları düştükçe, Türkiye pandemi sürecinde elde ettiği lojistik avantajını kaybedecek. Şu anda Çin-ABD konteyner taşıma ücretleri 1.500 dolara düştü, Türkiye-ABD konteyner fiyatıysa 4.000 - 5.000 dolarlar civarında. Ayrıca euro/dolar paritesindeki düşüş ana pazarımız olan Avrupa'ya yaptığımız ihracatı da olumsuz etkiliyor" dedi.
DURAĞANLIĞIN ARKASINDAN YÜKSELİŞLER GELİR
Riskler olsa da hiçbir zaman olumsuz düşünmediğinin altını çizen Burak Önder, şunları söyledi:
"Biz gıdayı tamamlayan ürünler üretiyoruz ve gıda olduğu sürece bizim işlerimiz bir şekilde devam edecek. Bu tip durağanlıkların arkasından işlerde hep artış olur. Bu durağanlık sürecinde dahi bizim sektörümüz özelinde fırsata çevirebilecek enstrümanlar var. Korona öncesi tüm dünya minimum stoklarla (Just in time) işlerini çevirmeye çalışıyordu. Korona döneminde ise özellikle lojistik sorunlar ve emtia fiyatlarındaki sürekli artıştan dolayı dünyanın stoklu çalıştığı bir döneme şahit olduk. Post-corona dönemine geldiğimiz bugünlerde ise dünya stoklarını optimize etmeye çalışıyor. İşte bu dönemde dünyaya en iyi hizmet verebilecek ülkelerden biriyiz. Biz butik üretim yapıyoruz. Minimum üretim adetleri ve mix konteyner imkanı ile bu süreçte iyi bir alternatifiz. Kendimizi iyi anlatabilirsek ve sahada çalışırsak başarılı oluruz. Bununla birlikte içeride ekonominin faiz, enflasyon ve finansa erişim gibi sıkıntıları mevcut. Ayrıca Türkiye'de özel sektörün her zaman bir işletme sermayesi problemi de var. Bu durum firmaların kurulmasından başlayan bir süreç. Ham maddede hep ithalata dayalıyız. Her döviz şokunda sanayici ve üreticinin işletme sermayesi eriyor. Yurt içi satışlarda uzun vadeli satışlar nedeniyle de işletme sermayemizin bir kısmını müşterilerimizi finanse etmekte kullanıyoruz. Oysa ki vadeli satışlara AB’de olduğu gibi bir sınırlama getirilebilirse bu sanayici için rahatlatıcı olacaktır. Diğer taraftan elimizdeki kıt kaynaklarla, ülkemizin ekonomik modeline uygun finansman politikalarını geliştirmek, KGF ve Eximbank imkanlarını artırmak önümüzdeki süreç için çok önemli "
AVRUPA'DAKİ RESESYON TÜRKİYE'YE YARAYABİLİR
Şu anda herkesin Avrupa'daki resesyonu konuştuğunu ancak Türkiye'nin bu durumdan avantaj sağlayabileceğini ifade eden Önder, "Eğer bu durumu fırsata çevirirsek ben kendi sektörüm için Avrupa'da hala bizim için büyük bir pazar olduğunu düşünüyorum. Resesyondan asıl etkilenecek olan ülke çok büyük tonaj satan Çin. Avrupa çok adetli ürüne girmeyecek ve daha az adetler ve ürün çeşitliliği isteyecek. Türkiye'nin de en büyük avantajı butik ve hızlı üretim, ayrıca Avrupa'ya yakınlığı. Avrupalı Çin'e bir sipariş verdiğinde ürünün kendisine gelmesi 3 aya yakın sürüyor, biz ise en fazla 3 haftada teslim edebiliyoruz." dedi. Dünyada enerji krizinden ve enflasyondan Avrupa'ya göre daha az etkilenen bölgeler olduğuna işaret eden Önder, pazar çeşitliliği stratejisi kapsamında son dönemde iki defa Uzakdoğu seyahati yaptıklarını belirtti. Sahra Altı Afrika'da çok ciddi bir pazar olduğunu söyleyen Önder, bunun yanında Rusya ve Ukrayna'daki satışların da tekrar hareketlendiğini belirtti.
Türkiye’nin küresel pazarda ülke markası olarak hem strateji hem de bilinirlilik açısından geri planda kaldığına işaret eden Önder, “Örnek olarak rakiplerimiz ‘Made in Germany’ gibi kalite algısı yüksek ya da ‘Made in Italy’ gibi tasarım algısı yüksek bir ülke markasıyla önümüze geçebiliyor. Ülke markası (country branding) için çalışmamız gerekiyor. Bu noktada özellikle STK’lara büyük bir iş düşüyor.” ifadelerini kullandı.
İHRACATI YÜZDE 22 ARTIRDI, ÜLKE SAYISINI 93’E ÇIKARDI
Bu sene Lux Plastik olarak 93 ülkeye ihracat yaptıklarını ve üretimlerinin yüzde 70'ini yurtdışına sattıklarını kaydeden Burak Önder, "İhracatımızda bugünkü veriyle geçen seneye göre yüzde 22 civarında bir artış var. Son beş yıla baktığımızda ise artışımız yüzde 70. Elimizde valizimizle tüm dünyayı dolaşıyoruz. Geçen sene 39 ülkeyi ziyaret ettik, bu sene 43 ülkeye gideceğiz. Bu iş en iyi sahada olarak yapılan bir iş. Müşterilerle sürdürülebilir ilişkiler kurmanız gerekiyor. Gitmediğiniz yer sizin olmuyor. Biz işler iyiyken de ayağımızı gazdan hiç çekmiyoruz, satış ve pazarlamayı bırakmıyoruz. İkinci olarak dikkat ettiğimiz şey pazar çeşitliliği. Avrupa Birliği'ne ihracatımız yüzde 40'larda, haricinde Latin Amerika, ABD, Uzakdoğu, Yakın Asya ve Ortadoğu'da da güçlenmeye başladık. Burada müşteri çeşitliliği de öne çıkıyor. Mesela indirim marketleri şu anda dünyada en iyi ciroya ulaşan kanalların başında geliyor. Bizim de o kanalda ciddi müşterilerimiz var. Bu anlamda ödevimize iyi çalıştığımız için krizlerden biraz daha az etkileniyoruz. Sektörde ilk çeyrekte durgunluk beklesem de Lux Plastik olarak 2023 yılını dolar bazında yüzde 20 büyüme ile kapatacağımızı tahmin ediyorum." ifadelerini kullandı.
Şu anda 800 ürün çeşitleri olduğunu ve makine tesisat yatırımlarına devam ettiklerini kaydeden Önder, şöyle devam etti: "Bizde yeni ürün yapmazsan ve dünyayı takip etmezsen kaybedersin. Ahşap, cam, metal ve plastik gibi farklı ham madde gruplarını bir araya getirmeye çalışıyoruz. Ayrıca tekstille plastiği birleştirdiğimiz projelerimiz var. Normal ürünlerimizin yanında karlılığı daha yoğun ürünlere de yöneliyoruz ve rotayı kızıl okyanustan mavi okyanusa doğru geçirmeye çalışıyoruz. Cam ürünler de bizim 3 yıldır üzerinde çalıştığımız bir alan. Plastik tercih etmeyen birçok pazara cam ürünlerle girdik. Sadece camda şu anda yaklaşık 300 kişi çalışıyor ve 2 milyon dolarlık bir yatırımız mevcut"
FİRMALAR İÇİN STOK OPTİMİZASYONU VE VERİ ÇOK ÖNEMLİ
İhracatta yükseliş hızının yavaşladığı bu dönemde üretim süreçlerindeki iyileştirmelere ve verilere odaklandıklarını kaydeden Lux Plastik Genel Müdürü Burak Önder, "Çünkü işler çok hareketliyken odak noktamız farklı olabiliyor. Konsantre olduğumuz tek şey müşterinin ürününü yetiştirmek. Bazen bu durağanlık dönemleri firmaların şapkayı önlerine koymaları ve düşünmeleri açısından fırsat yaratıyor. Mesela son günlerde üzerinde en çok çalıştığımız şey stoklar. Pandemiden önce işleri minimum stokla götürmeye çalışırdık. Ama pandemide bir baktık, ham madde ve konteyner fiyatları hızla yükseliyor. Bu sefer yarı mamul stoklu çalışmaya başladık ve stok herkesin gerçeği olmaya başladı. Şimdi tekrar lojistik maliyetleri, ham madde ve emtia fiyatları düşüyor. Stokları yeniden optimize etmek gerekiyor. Bence bu dönemde firmalar için en kritik şeylerden bir tanesi stok optimizasyonu. Bunun yanında Türkiye'de herkesin göz ardı ettiği şey, veri. Veri, nakit kadar önemli aslında. Eğer verileri göremeyip analiz edemezsen karanlıkta gidersin ve korkarsın. Aslında veri önümüzdeki süreci çok daha doğru yönetmemizi sağlıyor. " diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yenilikçi ürün ve hizmetleriyle öne çıkan Kuveyt Türk, ‘Uçtan Uca Müşteri Deneyimi Modeli’ ile PSM AWARDS 2022’de‘Yılın Ekibi’ kategorisinde altın ödül almaya hak kazandı. Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki olan teknoloji şirketi Architecht ise ‘Dijital Bankacılık Platformu’ ile ‘Yılın Teknoloji Sağlayıcısı’ kategorisinde altın ödüle layık görüldü.
Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşu Kuveyt Türk, geliştirdiği ürün ve hizmetlerle müşterilerine deneyim odaklı katılım finans hizmeti sunmaya devam ediyor. Kuveyt Türk Müşteri Deneyimi Ekibi, PSM (Payment Systems Magazine) dergisi tarafından düzenlenen, Türkiye'nin finans ve teknoloji alanındaki prestijli ödül programlarından PSM AWARDS 2022’de ‘Yılın Ekibi’ altın ödülüne layık görüldü. İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde, Kuveyt Türk’ün ödülü, Strateji ve İnovasyon Grup Müdürü Dr. Selman Ortaköy’e takdim edildi. Fiziki ödüllerle birlikte PSM AWARDS’ta ilk kez blokzinciri üzerinde oluşturulmuş ve kazanan şirkete özel “devredilemez” PSM AWARDS NFT’si verildi.
Deneyim Akademisi ile tüm çalışanlar sürece dahil ediliyor
Kuveyt Türk’ün 2021 yılında devreye aldığı 'Uçtan Uca Müşteri Deneyimi Modeli’, metin ve veri analizi içermesi, tüm temas noktalarındaki skorları detaylı olarak ortaya çıkarmasıyla ön plana çıkıyor. Uçtan Uca Müşteri Deneyimi Modeli'nde çalışanlarla ve müşterilerle görüşmeler ve çalıştaylar düzenleniyor. Bu görüşmelerde alınan geri bildirimler tüm kanallarda incelenerek gerekli aksiyonlar alınıyor. Tasarım odaklı düşünme metodunun, müşteri geri bildirimlerinin ve verinin kritik rol oynadığı modelde, müşterilerin beklentileri ile gerçekleşme oranları arasındaki farklara odaklanılıyor ve hata oranları da belirleniyor. Daha sonra, müşteri beklentilerinin gerçekleşme, başarı ve hata oranları ölçülerek deneyim skorları oluşturuluyor. Böylece, müşteri deneyiminin iyileştirilmesi ve beklentilerin tam anlamıyla karşılanması amaçlanıyor. Ayrıca, kurum içi deneyim yetkinliği için Kuveyt Türk Akademi ile birlikte yapılan Deneyim Akademisi çalışmalarıyla eğitim alan 100’ü aşkın çalışan, deneyim çalışmalarını kendi iş birimlerinde devam ettirerek, deneyim kültürünün kurum içinde yaygınlaşmasına destek oynuyor.
Architecht ‘Yılın Teknoloji Sağlayıcısı’ seçildi
Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki olan teknoloji şirketi Architecht ise ‘Dijital Bankacılık Platformu’ ile ‘Yılın Teknoloji Sağlayıcısı’ kategorisinde altın ödül almaya hak kazandı. Ödül, Architecht Genel Müdürü Ökkeş Emin Balçiçek’e takdim edildi. Architecht Dijital Bankacılık Platformu, hali hazırda dijital kanallardan müşteri kazanımının ve müşterilerin ihtiyaç duyduğu finansal işlemlerin, oturmuş süreçlerle ve gelişmiş kullanıcı deneyimi birikimiyle hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayarak dijital bankaların güncel mevzuata uygun bir şekilde faaliyete başlamalarını kolaylaştırıyor. Ana bankacılık, krediler, hazine, finansal kontrol, muhasebe, dijital kanallar, kurum entegrasyonları, alacak yönetimi gibi modülleri içerisinde barındırmasıyla öne çıkan Architecht Dijital Bankacılık Platformu, modüler yapısıyla esnek bir şekilde dijital bankacılık hizmetlerini genişletebilme imkânı sunarken, servis modeli bankacılık (BaaS) hizmeti için de API paylaşımına izin verecek modülleri içeriyor.
Kuveyt Türk Hakkında
Kuveyt Türk, 1989 yılında kurulmuştur. Seçkin finansal ürün ve hizmetlerini etkin şekilde tasarruf sahipleri ve yatırımcılarla buluşturan Kuveyt Türk, müşteri odaklı yaklaşımı, teknoloji-inovasyon çalışmaları ve dijital dönüşüm yolunda attığı adımlarla sektöründeki öncü konumunu sürdürmektedir. Altın bankacılığı alanında adım atan ilk katılım finans kuruluşu olan Kuveyt Türk, ayrıca dünyada ve Türkiye’de ilk sürdürülebilir sukuk işlemini gerçekleştirmiştir. Türkiye’de bir finans kuruluşu tarafından hayata geçirilen ilk Ar-Ge merkezini 2010 yılında kuran Kuveyt Türk, bugün Türkiye’de iki Ar-Ge merkezine sahip tek finans kuruluşu unvanına sahiptir. Son 4 yıldır Türkiye’nin En İyi İşvereni ödülüne layık görülen Kuveyt Türk, 2021’de de ilk sırada Avrupa’nın En İyi İşvereni seçildi. Bugün itibarıyla Türkiye genelinde 454 şubesiyle ve dijital kanallarıyla müşterilerine hizmet veren Kuveyt Türk, yurt dışında ise Bahreyn şubesi ve Almanya’daki iştiraki KT Bank AG’yle faaliyetlerini sürdürmektedir. Operasyonel çalışmalarının yanı sıra toplumsal değerleri temel alarak ve kültürel varlıklara sahip çıkarak önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atan Kuveyt Türk, “Değerlerimizle büyüyoruz” yaklaşımı doğrultusunda birçok restorasyon projesi üstlenmiş, insani yardım kampanyalarına destekte bulunmuş, kitap ve belgesel gibi kalıcı eserler ortaya koymuştur.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ankara'da 200 metrekarelik bir pastaneyi satın alarak 30 bin metrekarelik çikolata devine dönüştüren Patiswiss Çikolata Ceosu Elif Aslı Yıldız, 20 ülkeye ihracat yapıyor. Firma, talebe yetişmek için 4. fabrikasını açtı.
Şu anda yüzde 70'i kadınlardan oluşan 700 çalışanıyla 10 bin ton üretim yaptıklarını belirten Yıldız “Üretimimizin yüzde 10'unu ABD, Rusya, İngiltere başta olmak üzere 20 ülkeye ihraç ediyoruz. Yılı 250 milyon TL ciroyla kapatıyoruz. Gelecek yıl hedefimiz bu sayıyı 500 milyon TL çıkarmak. Bunları yaparken kadınlara yönelik birçok proje de yürütüyoruz. EQUALITY isimli projeyle yardıma muhtaç kadınlara destek oluyoruz. Bu projeyle şirketimizde sadece kadın çalışanların ürettiği portakal kaplı çikolatalarımızdan elde edilen geliri Mor Çatı'ya bağışlıyoruz. Böylece kadınlardan kadınlara destek vermiş oluyoruz” dedi.
Türkiye’de ilk
Yıldız, İsviçre’den getirdikleri hammaddeler ile bir ilki de başardıklarına dikkat çekerek “Patiswiss duruşuna çok yakışır yeni bir döneme geçti. Türkiye’de bir ilki yaparak yeni bir sınırı daha kendisi belirledi. Patiswiss artık fairtrade belgeli çikolatalar üretecek. Peki nedir bu adil ticaret? Üreticilerin yaşam standartlarının ve kalitelerinin iyileştirilmesi, Dünya ticaretinde dezavantajlı durumda olan üreticilere kalkınma olanağı sağlanması ve bunlara ek olarak kadınların daha aktif ve eşit şartlarda çalışması ve çocuk işçi çalıştırılmaması; eğitim imkanları sağlanması gibi çok ciddi maddeler içeren sürdürülebilirliği temel alan bir uygulama. Patiswiss’in 2024 hedeflerinde ise tamamen geri dönüştürülebilir ambalajlara geçiş yaparak yeni ürünler tasarlamak bulunuyor” ifadelerini kullandı.
TOBB’dan 2 ödül
Patiswiss’in başarısı birçok alanda da tescilleniyor. Son olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı iş birliğinde düzenlenen Türkiye'nin Girişimci Kadın Gücü Yarışması Ödülleri’nde, Patiswiss Çikolata, Kadın I·stihdamını En C¸ok Artıran S¸irket olurken Elif Aslı Yıldız da ‘En Hızlı Bu¨yu¨yen Kadın Giris¸imci’ ödülünü aldı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Avrupa’nın tek Parasetamol hammadde üreticisi olan Atabay, ürettiği hammaddeyi dünyanın 35 ülkesine ulaştırıyor. 2022 yılında ihracatını büyüten Atabay, 2023 yılında yeni pazarlarla birlikte ihracatını yüzde %25 artırmayı hedefliyor.
‘Türkiye’yi ilaçta kendine yeter hale getirebilme’ hedefiyle yola çıkan ve ilaç etkin maddesi üretimi ile müstahzar ilaç geliştirmede sektörün öncü şirketlerinden biri haline gelen Atabay İlaç, son 10 yılda 55 Ülkeye hem hammadde hem de müstahzar ürün olarak 220 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İç piyasanın daralması ve ilaç maliyetlerinin döviz hareketlerinden etkilenmesi nedeniyle, ihracat çalışmalarına hız veren Atabay, “Bu çerçevede yapılan çalışmalar sonucu ihracatımız önceki yıllara göre yükseliş gösterdi” dedi.
2023’te yeni pazarlara açılacak
Hammadde tesislerinde 1985 senesinden itibaren ABD FDA onayı olan ve tüm ilaç tesislerinde EU GMP (İyi Üretim Uygulamaları) onayına sahip olan Atabay, Türkiye’de Ar-Ge yatırımı yapan ve insan kaynağı yetiştiren öncü firmalar arasında yer almaktadır. Parasetamol, hammaddesinin geriye dönük entegrasyonu ve zamanla geliştirilen iyi sentez yöntemi sayesinde Avrupa ve yakın coğrafyadaki tek üretici konumuna gelen Atabay, bu hammaddeyi dünyanın 35 ülkesine ulaştırıyor.
2023 yılında müstahzar üründe yeni pazarlara açılmayı planladıklarını belirten Atabay Kimya’da 35 senesine tamamlamış olan Satış ve İhracat Direktörü Yusuf Adanur, ihracat takımımızı yeni müdürümüz Cengiz Özlütıraş ile güçlendirip “Yakın coğrafya, (MENA- Arap Yarım adası) Afrika, Güney Asya ve Latin Amerika dışında, üretim hatlarımıza aldığımız EU GMP sayesinde Avrupa ülkelerine daha odaklı çalışmalar başlattık. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu (Commonwealth Of Independent States-CIS) ülkelerinde, ülkemizin ürünlerini pozisyonlamak adına Kazakistan’da yatırımlara başladık. Bu vesileyle, 30 ürünümüzün kaydını yaptırıp, Kazakistan Atabay ofisimizi açtık. Bu çalışmalarımız Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev tarafından da takdir edildi. Öte yandan Bulgaristan’da ofis açarak ve ürünlerimizin kayıt işlemlerine başlayarak, Avrupa Birliği pazarına söz sahibi olmak adına ilk adımımızı atmış olduk. Bu çalışmalarla hedefimiz 2023 yılında ihracatımızı yüzde %25 artırmak” diye konuştu.
Ayrıca Ar&Ge çalışmaları da bir yandan yeni ilaç gelişimi için çalışırken, yurtdışı pazarlara da geliştirilecek yeni ilaçların hasta ihtiyaçlarına paralel olarak ihraç edilmesi planlanmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin en büyük özel doğal gaz dağıtım şirketi Aksa Doğalgaz 20'nci yaşını, gelecek hedeflerini görüşerek yeni kararlar aldığı stratejik değerlendirme toplantısıyla kutladı. Kazancı Holding yönetimi ile Aksa Doğalgaz yöneticilerinin bir araya geldiği toplantıda konuşan Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, "2002 yılında Kazancı Holding'in bir iştiraki olarak kurulduğumuz günden beri faaliyetlerimiz gelişerek büyümeye devam ediyor. Gelecek 5 yılda abone sayımızı her yıl yaklaşık yüzde 10 artırarak 6 milyona ulaştırmayı, yapacağımız yeni yatırımlarla doğal gaz dağıtım hattımızı 60 bin kilometrenin üzerine çıkararak vatandaşlarımızı ekonomik, konforlu ve çevre dostu doğal gazla buluşturmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Aksa Doğalgaz, 2002 yılında kurulduğu ilk günden bu yana hem çatısı altında yer aldığı Kazancı Holding'in büyümesine katkı sağlıyor hem de ilklere imza atarak sektörüne örnek olmaya devam ediyor. 20'nci yaşını kutlayan Aksa Doğalgaz, yeni yol haritasını belirlerken, alınan kararların görüşülmesi ve hayata geçirmesi için Kazancı Holding yöneticileri ile bir araya gelerek sektörel gelişmeleri ve yeni uygulamaları enine boyuna değerlendirdi. 27 il, 255 ilçe ve beldede doğal gaz dağıtımı gerçekleştiren Aksa Doğalgaz için stratejik kararların alındığı toplantıda; 20 yıllık süreçte ortaya koyulan başarılar analiz edildi, gelecek hedefleri belirlenirken, yeni operasyonel adımlar sıralandı.
Genişlemeye devam ediyoruz
Aksa Doğalgaz'ın kilometre taşlarını değerlendiren Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, ilk 10 yılda ihalelerle portföylerini oluşturduklarını, ilerleyen süreçte bulundukları lokasyonlarda yatırımlarını artırarak olabildiğince fazla haneye doğal gaz ulaştırmaya çalıştıklarını söyledi. Bu adımları atarken Kazancı Holding'in yarım asrı aşan deneyimi ve bilgi birikiminden güç alarak ilerlediklerini ifade eden Arslan, şu an itibarıyla dağıtım bölgelerinde genişlemeye devam ettiklerinin bilgisini verdi. Arslan, "Güvenli, ekonomik ve doğa dostu doğal gazı toplumun her kesimine ulaştırma hedefimizle projeler üretmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 2002 yılında Kazancı Holding'in bir iştiraki olarak kurulduğumuz günden beri faaliyetlerimiz gelişerek büyümeye devam ediyor. Gelecek 5 yılda abone sayımızı her yıl yaklaşık yüzde 10 artırarak 6 milyona ulaştırmayı, yapacağımız yeni yatırımlarla ise doğal gaz dağıtım hattımızı 60 bin kilometrenin üzerine çıkararak vatandaşlarımızı ekonomik, konforlu ve çevre dostu doğal gazla buluşturmayı hedefliyoruz. Ölçülebilir ve planlı hareket kabiliyeti geçmişten günümüze dek tüm organizasyonel faaliyetlerimizin temelini oluşturuyor. Köklerimizden aldığımız tecrübeyle sürekli gelişmeyi ve memnuniyet odaklı hizmet anlayışıyla ilerlemeyi sürdüreceğiz. Elbette doğal gazın ulaştığı bölgelerimizde, enerji çeşitliliğine getirdiğimiz avantajla birlikte sanayi yatırımlarının hızlanması ve buna bağlı olarak istihdamın artması da sağladığımız önemli katkılar arasında bulunuyor. 2026 yılında, dağıtım bölgelerimizde dolaylı olarak 30 binden fazla vatandaşımıza iş imkânı sunmayı, personel sayımızı ise 6 bine ulaştırmayı planlıyoruz. Ülke ekonomisine bulunduğumuz katkının yanı sıra ulaştığımız bölgelerde yatırım ortamı oluşturmak ve yeni iş kollarının oluşumuna ön ayak olmak bizleri daha da gururlandırıyor" dedi.
Başarı öyküsünü birlikte yazdık
Bugüne kadar ortaya koyduklarının önemli bir başarı öyküsü olduğunun altını çizen Arslan, bunun gerekçesini şöyle açıkladı: "20 yılda 5 milyona yakın abonemize doğa dostu doğal gazı ulaştırmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Aksa Doğalgaz olarak faaliyet göstermeye başladığımızda doğal gaz yalnızca 5 şehirde kullanılıyordu. Biz, bir dizi operasyon kararı alıp hayata geçirdik, planlı ve sistematik hareket ettik. Dağıtım bölgelerimizde ilkleri başardık, her açıdan öncü olup büyüdük. Tüm bunları yaparken anahtar kelimemiz özveriydi. Bu da bizim sektör sahnesindeki konumumuzun etkinliğini belirledi. Dolayısıyla gücünü çalışanlarının üstün başarısından alan Aksa Doğalgaz, özveri demek. Çalışmalarımızın sonucunda bugün itibarıyla 5 milyona yakın abonemize hizmet veriyoruz. Biz, 'Şehirler Doğal Gazla Nefes Alıyor' demeyi sürdüreceğiz."
2030 globalleşme hedefi
Kazancı Holding'in globalleşme stratejileri çerçevesinde operasyonel faaliyetlerini yurt dışına taşıyacaklarını belirten Arslan, "Uluslararası yatırım alanlarında daha aktif olacağız. Kapsamlı adımlarımız artacak; 20 yılda edindiğimiz tecrübeyle oluşan hizmet kalitesini, global ölçeğe taşıyacağız ve bunun için gerekli tüm hazırlıkları tamamlıyoruz. 2023 yılının ikinci yarısında yol haritamız kesinleşmiş olacak. Öte yandan enerji talebinin karşılamasında daha da çevreci alternatifler için başarılı Ar-Ge çalışmaları yürüttüğümüzü belirtmek istiyorum. Türkiye'nin enerji arz güvenliğini çeşitlendirmek ve Avrupa ile paralel olarak sıfır emisyonlu hidrojen kullanımını artırmak için başlattığımız Yenilenebilir Gaz Üretilmesi Ar-Ge Projesi devam ediyor. GAZBİR-GAZMER bünyesinde hayata geçirdiğimiz ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile EPDK'nın yakından takip ettiği bu projemiz kapsamında doğal gaza yüzde 20 oranında hidrojen karıştırıyoruz. Hidrojen hem karbondan arındırma görevi görüyor hem de arzın fazla olduğu durumlarda yenilenebilir enerjiyi depolama ve aktarım aracı olarak kullanılabiliyor. Tüm faaliyetlerimizle sektörümüzün lideri ve ilklerin öncüsü olarak taşıdığımız bayrağı yurt dışında da aynı gururla dalgalandırmak en büyük hedefimiz" diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2023 yılında Türkiye pazarında da satışa sunulması planlanan Chery OMODA 5, Meksika'nın büyük bir bölümünü kapsayan medyası Autoshow TV tarafından "Yılın En İyi SUV'u" ve "Yılın En İyi Orta Boy Crossover Aracı" ödüllerine layık görüldü. Bu prestijli ödüller, Chery OMODA 5 modelinin bilinirliğini ve rakipleri karşısındaki başarısını kanıtlıyor. Genç kullanıcılara odaklanan OMODA, "O-UNIVERSE" adı verilen ekosistem ile de araçları sadece bir makine olmaktan çıkarıyor, her zaman ilgi alanlarına göre kullanıcısına eşlik edebilecek yeni bir ekoloji ortaya koyuyor.
Chery OMODA 5, Meksika'nın ulusal otomotiv değerlendirmesi noktasındaki en yetkili mecrası kabul edilen Autoshow TV'nin ev sahipliğinde her yıl düzenlenen otomotiv ödülleri kapsamında "Yılın En İyi SUV'u" ve "Yılın En İyi Orta Boy Crossover Aracı" ödüllerini kazandı. Meksika'nın %95'ini kapsayan bir medya kuruluşu olan Autoshow TV'nin verdiği prestijli ödüller, Chery OMODA 5 modelinin bilinirliğini ve rakipleri karşısındaki başarısını kanıtlıyor. Chery'nin küresel pazarlara uygun olarak tasarladığı ilk model olan OMODA 5, benzersiz tasarımı, fütüristik akıllı teknolojileri ve üstün sürüş özellikleriyle genç kullanıcıların beğenisini kazandı. OMODA 5'in yakaladığı popülarite, modaya uygun ve trendleri takip eden yaşam tarzındaki müşterileri hedefliyor.
OMODA ile paralel evrene odaklanıldı
Dünyanın dört bir yanındaki genç kitleye hitap etmek üzere geliştirilen, tamamen yeni bir model serisi olan OMODA için tanıtılmadan önce yerel pazarlarda kapsamlı araştırmalar ve analizler yapıldı. Sonuç olarak OMODA ekibi, gençlerin popüler yaşam tarzına uygun çözüm olarak "CROSS" tanımına odaklandı. Günümüzde oldukça popüler hale gelen, sanal ve gerçek dünyadaki kimlikler ve rollerin "çapraz" yani segmentler arasındaki geçişleri, OMODA'nın geliştirilmesine ilham kaynağı oldu. Bu nedenle aracı başka bir paralel evrenden günümüz dünyasına getirmek, genç kullanıcılara ileri tasarım ve geleceğin teknolojisini sunmak, gerçek dünyanın geleneksel kısıtlamalarını aşmak ve geleceği öngörmek üzere OMODA, kendine has özellikleriyle yeni nesilde ileri teknoloji ve aidiyet duygusu yaratıyor.
Chery OMODA, Ar-Ge ve üretim açısından dünya genelindeki tüm büyük pazarlardaki kullanıcıların ihtiyaçlarını ve pazar erişim kurallarını tam olarak yerine getiriyor. Sadece küresel "5 Yıldız"lı güvenlik standartlarına göre Crossover tarzı SUV'lar sunmakla kalmayan Chery OMODA, aynı zamanda kullanıcıların ihtiyaçlarını tam olarak karşılamak üzere yerelleştirilmiş sürüş ortamına uygun ürünler için geliştirmeler ve testler yapıyor.
"O-UNIVERSE" ile yeni bir ekosistem oluşturuluyor
Chery OMODA, genç kullanıcı gruplarını etkilemek için tasarım ve donanımın yeterli olmadığını biliyor. Bağımsızlığına düşkün, bireysel olarak hareket eden, sosyal ve seyahatlerden keyif alan yeni nesil, şehirli trend belirleyiciler, ürünün kendisinden çok bilinirliğe ve etkileşime ihtiyaç duyuyor. OMODA, bu bağlamda "O-UNIVERSE" dünyasını oluşturdu ve söz konusu yeni ekosistemle birlikte büyüyor. OMODA, sadece her "OMODER" ile aynı yaklaşımı paylaşarak ve birlikte oynayarak, OMODA'nın gençlerle hareket ederek en moda Crossover-SUV markası olabileceğine inanıyor. Bu nedenle OMODA, O-UNIVERSE ekosistemini hayatlarının merkezinde tutan kullanıcılar için moda, yaratıcılık, teknoloji ve çevrecilik temalarında da onların yanında yer alan O-FASHION, O-LAB, O-TECH ve O-LIFE olmak üzere dört ana bölüm oluşturdu.
OMODA, artık sadece bir ulaşım aracı değil, kullanıcıların kimliğinin ve kişiliğinin bir ifadesi olan araçlarla ilgili yeni bir düşünme şekli ortaya koyuyor. Daha da önemlisi, OMODA ile araçlar birer soğuk makine olmaktan çıkıyor, her zaman ilgi alanlarına göre kullanıcısına eşlik edebilecek yeni bir ekoloji ortaya koyuyor. OMODA, "Gerçek dünyanın alışılagelmiş alışkanlıklarını yıkıyor ve geleceği önceden görerek" seyahat algımızı yeniliyor ve araçları yeniden tanımlıyor.
Chery hakkında
Temel teknolojilerde kendini geliştiren Chery, kuruluşundan bu yana "Teknolojik Chery" olarak biliniyor. Dünyada altı Araştırma ve Geliştirme merkezi ve 5.000'in üzerinde seçkin üyeden oluşan Araştırma ve Geliştirme ekibi ile geleneksel yakıt teknolojisi, yeni enerji, akıllı üretim ve diğer alanlarda avantaj sağladı. Yeni enerji araçları alanında 20 yılı aşkın bir süredir araştırma yapan Chery, dört araç montaj platformu, beş genel alt sistem ve yedi temel teknoloji ile sektöre öncülük ediyor. EQ1 modeli, Çin'de minik batarya elektrikli araçlarda lideri konumunda. Chery ayrıca dünya çapında araç, CKD parçaları, motorlar ve araç üretim teknolojisi ve ekipmanı ihraç eden ilk Çinli otomobil şirketi. Chery, bugüne kadar araçlarını 80'den fazla ülke ve bölgeye ihraç etti. Ayrıca 10 denizaşırı fabrika ve 1.500'den fazla denizaşırı satış ve servis noktası kurdu. 2,1 milyonu Çin dışı olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 10 milyon kullanıcısı ile Chery, 19 yıl boyunca Çin'den ihraç edilen binek otomobil adediyle ilk sırada yer aldı.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.