Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Tarihin en köklü üreticilerinden olan Fransız otomotiv devi Citroen, 100 yıl önce, 4 Temmuz 1925 Cumartesi akşamı Eyfel Kulesi'ne ismini ışıklı harflerle yansıttı. Bugün ise Citroen, Eyfel Kulesi'nin ışıklandırılmasının 100. yıl dönümünde enerji dönüşümünde önemli bir oyuncu olma yolundaki kararlılığını yineliyor ve sürdürülebilir bir çevre için elektrikliye geçişin önündeki engelleri kaldırma girişimlerini sürdürüyor. Bu kapsamda marka, elektrikliye erişimi kolaylaştırmak üzere tüm modellerinde kullanımı kolay ve tüketimi düşük hibrit çözümler sunuyor. Citroen, 2020 yılında C4 modeli ile C segmentinde elektrikli otomobil sunan öncülerden biri oldu. Bunun dışında, aynı yıl Ami ile ilk kez akıcı ve ekonomik bir elektrikli mikromobilite çözümü de sundu. Bununla birlikte Citroen, 2024 yılında yeni C3 ile Avrupa'da geniş iç hacim ve konfordan ödün vermeden uygun fiyatlı B segmenti elektrikli küçük otomobil üreten ilk marka oldu. Marka ayrıca, Stellantis Grubu içinde sürüşü kolaylaştıracak yol asistanı e-ROUTES uygulamasını da sundu. Citroën, 2025 yılında sunacağı yeni elektrikli modelleri ve yenilikçi teknolojileri ile mobiliteyi konforla buluşturmaya devam edecek.
Konforu ön planda tutan yenilikçi ve yüksek teknolojili modelleriyle otomotiv tarihinin en köklü üreticilerinden olan Citroen'in ismi ilk kez 4 Temmuz 1925 Cumartesi akşamı Eyfel Kulesi'ne ışıklı harflerle yansıtıldı. Işık mühendisi Fernand Jacopozzi'nin Fransa başkentinin en ünlü anıtlarını aydınlatma konulu çılgın projesine André Citroen de katılmıştı. Markanın kurucusu André Citroen ise bu projede bir aydınlanma yaşamıştı. Bu teknik zorluğun sağlayacağı küresel etkiyi ve muazzam reklam potansiyelini anlamıştı. André Citroen bu yeteneğini üretim, teknoloji, tasarım, satış ve satış sonrası süreçleri, insan kaynakları yönetimi ve iletişim gibi pek çok alanda şaşırtmak, yenilik yaratmak ve sınırları zorlamak için kullandı. Tamamen toplum yararına olan bu yaklaşımın amacı, araç kullanmayı kolaylaştırmak ve böylece daha fazla hareket özgürlüğü ve bağımsızlık sağlamaktı.
Bu tutku, 100 yılı aşkın süredir markanın her alandaki çalışmalarının itici gücü oldu, olmaya devam ediyor ve edecek. Citroen, sürücüleri destekleyen, onların ihtiyaçlarına uygun mobilite çözümleri sunan popüler bir marka. Günümüzde asıl zorluk ise enerji dönüşümünde yatıyor. Ve bu zorluk birçok müşterinin otomobilini değiştirmeyi göze alamaması anlamına geliyor. Çevreye karşı sorumluluk sahibi ve uygun fiyatlı bir mobilite sağlamak için yeniliklerin elektrikli ve birbiriyle bağlantılı olması gerekiyor.
Citroen, tam zamanında elektrikliye geçişte öncü bir marka olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda marka, elektrikliye erişimi yaygınlaştırmak üzere tüm modellerinde kullanımı kolay ve tüketimi düşük hibrit çözümler sunuyor. Citroen, 2020 yılında C4 ile C segmentinde elektrikli bir otomobil sunan öncülerden biri oldu. Bunun dışında aynı yıl Ami ile ilk ekonomik elektrikli mikromobilite çözümü de sundu. Bununla birlikte Citroen, 2024 yılında yeni C3 ile B segmentindeAvrupa'da geniş iç hacim ve konfordan ödün vermeden uygun fiyatlı elektrikli küçük otomobil üreten ilk marka oldu. Ayrıca Stellantis Grubu içinde yolculukları kolaylaştıracak gerçek bir bağlantılı yol asistanı e-ROUTES uygulamasını sundu.
Citroen, 100 yıl sonra bile dünyayı elektriklendirmeye devam ediyor ve güçlü ürün lansmanı ile bu alandaki yükselişini sürdürüyor: Yeni Ami ve Buggy versiyonu, 20.000 Euro'nun altındaki fiyatı ile 200 km'lik menzil sunan elektrikli seçeneği ve hibrit versiyonu ile yeni C3, 400 km menzil sunan yeni bataryaya sahip C3 Aircross veya 680 km menzile sahip yeni C segmenti SUV C5 Aircross.
4 Temmuz 1925'te André Citroen Paris'i elektriklendirdi
Her şey Citroen'in 4 Temmuz 1925'te Eyfel Kulesi'ni aydınlatmasıyla başladı. Sadece birkaç hafta içinde Eyfel Kulesi'ne altı farklı renkte 250 bin adet ampul takıldı ve bu ampüller 6 bin metrelik elektrik kablosuyla birbirine bağlandı. 4 Temmuz 1925'te ışıklar yakıldığında, 40 saniye içinde dokuz farklı aydınlatılmış görüntü gösterildi. Söz konusu görsel şölen; yıldız yağmurları, kuyruklu yıldızlar gibi görüntüler dışında C.I.T.R.O.E.N. yazısı ve son olarak çift şeritlimarka logosunu içeriyordu. Daha sonra aynı görsel şölen büyülenen Paris sakinlerinin önünde tekrarlandı.
Eyfel Kulesi'ni ışıklandırma sorumluluğunu 1934 yılına kadar André Citroën üstlendi. O dönemde Citroen markasının felsefesine sadık kalarak her yıl görsel zenginliği artırmak adına enstalasyonunu yeniliyordu. Böylece teknolojik yeniliği günlük yaşamın merkezine yerleştiriyor ve hizmetine sunuyordu. Örneğin 1928 yılında Paris sakinlerine çapı 20 metre olan iki adet ışıklı kadran saati gösteriyordu. Veya 1934 yılında 160 metre yüksekliğindeki dev bir termometre şehrin ortam sıcaklığını gösteriyordu.
Citroen, teknolojik yenilikleri ile günlük yaşama hizmet ediyor
Citroen, cesur, yenilikçi, özgün, etkili ve ulaşılabilir çözümler sunuyor ve sunmaya da devam edecek.. Marka tarihinde bu konuda birçok ikonik örnek bulunuyor. Traction Avant tarzı, sağlamlığı ve sayısız teknolojik yeniliğiyle tarihte kalıcı bir iz bıraktı. Marka, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dönemin en büyük zorluğuyla karşı karşıya kaldı. Bu zorluk Avrupalılara uygun fiyatlı ve verimli bir ulaşım imkânı sağlayabilmekti. Bunu efsanevi Citroën 2CV ve profesyoneller için ilk hafif ticari araç olan Type H ile aştı. Citroensonraki yıllarda da Ami 6, GS ve Méhari gibi tatillerde de kullanılabilecek modellerle bu misyonunu sürdürdü.
Günümüz toplumu ise önemli bir zorlukla karşı karşıya. Mümkün olduğunca çok insanın elektrikli araçlara erişim sağlaması gerekiyor. Bu noktada da Citroenbir kez daha müşterilerinin gereksinimlerine cevap veren, ulaşılabilir ve yenilikçi çözümlerle devreye giriyor. Marka, Ami ile sıfır emisyonlu mikromobiliteyi icat etti. Daha sonra Avrupa'nın ilk hem elektrikli hem de ulaşılabilir otomobili olan ë-C3'ü pazara sundu. C segmentinde ise iddialı bir elektrikli seçenek olarak ë-C4'ü satışa sundu. Ayrıca marka, tüm yeni hafif ticari araç yelpazesi için elektrikli motor seçeneği de sunuyor. Örneğin Citroen, C3 ve C3 Aircross'ta yer alan LFP batarya, C4 ve C4 X'te ağırlığı ve kullanım maliyetlerini sınırlamak için kullanılan uygun boyuttaki bataryalar, uzun yolculukları kolaylaştırmak adına 100 kW hızlı şarj imkânı ve uzun yolculukları daha da konforlu hale getiren yol asistanı e-ROUTES uygulaması gibi basit ve uygun fiyatlı çözümlere dayanan elektrikli bir ürün gamı ve çözümler sunuyor.
2025 yılında tüm gereksinimleri karşılamak adına elektrikli menzil artacak
Citroen, müşterilerinin ihtiyaçlarını en uygun ve rekabetçi şekilde karşılamak üzere uygun fiyatlı, tamamen elektrikli ürün gamını genişletmeye devam ediyor:
CitroenAmi: Kendini yeniden keşfediyor ve Buggy versiyonu ile ürün gamını genişletiyor
CitroenAmi çok değil, pazara sunulduktan sadece dört yıl sonra gerçek bir sosyal fenomene dönüştü ve 75.000 adedin üzerinde müşteriye ilk kez emisyonsuz mikromobilite erişimi sağladı. 2024 yılı sonlarında Paris Otomobil Fuarı'nda tanıtılan yeni Ami, erişilebilirliğini ve pratikliğini korurken daha da fazla çekiciliğe ve karaktere sahip olup, oldukça rekabetçi fiyat konumlandırmasını da koruyor. Mümkün olduğunca çok sayıda insana seçme özgürlüğü sunma amacıyla, çeşitli renk paketleriyle kişiselleştirilebiliyor ve farklı amaçlar için Kargo veya Ami for All paketiyle sunuluyor. Bir diğer yenilik ise 2025 yılında seriye eklenecek olan yeni Ami Buggy versiyonu olacak. Bu versiyon, maceracı görünümüyle eğlence, oyun ve serbest zaman odaklı ulaşım sunuyor. Ayrıca Ami Buggy'nin son derece dinamik ve canlı bir versiyonu olan Palmeira da yine tüketicilerle buluşuyor.Citroen ë-C3: Citroën'in en çok satan elektrikli otomobili, şimdi daha da uygun fiyatlı
2024 yılında pazara sunulan ë-C3, son derece ulaşılabilir fiyatlarıyla, çok yönlü, geniş, konforlu, tam donanımlı bir model olarak elektrikli mobiliteyi daha erişilebilir hale Getiriyor. 135.000 adedin üzerinde müşteri kazanan ë-C3'ün başarısını sürdürmeye kararlı olan Citroën, daha da uygun fiyatlı bir ë-C3 sunarak segmentindeki elektrikli çözümlerin cazibesini artıracak. ë-C3'ün tasarım, konfor ve tüm yenilikçi özelliklerini bünyesinde barındıran bu araç, 200 km menziliyle günlük şehir içi ve şehir dışı trafiğin üstesinden rahatlıkla geliyor. 30 kWsa LFP batarya ve 82 beygir elektromotorla donatılan araçta, isteğe bağlı olarak 30 kW hızlı şarj seçeneği de bulunacak.
- Citroën ë-C3 Aircross: çok yakında 400 km'ye kadar menzil sunacak
Citroën'in ilk tamamen elektrikli kompakt SUV modeli olan ë-C3 Aircross, güncel haliyle 44 kWsa bataryasıyla 300 km'den fazla menzil sağlayan oldukça uygun fiyatlı konfigürasyon dışında ve 2025 yılında 400 km'ye kadar menzil sağlayan daha güçlü bir bataryayla da satışa sunulacak. B segmentinin en uygun fiyatlı geniş elektrikli SUV modeli olarak C3 Aircross, müşterilerin beklediği karakter ve performansı sunarken, 54 kWsa LFP batarya ve 136 hp gücündeki elektromotoru seviyesiyle daha da çok yönlü bir yapı kazanıyor.
- Yeni Citroën ë-C5 Aircross: Üst seviye konfor sağlayan elektrikli SUV
C-SUV segmentinin en konforlu modellerinden biri olan yeni Citroën ë-C5 Aircross, 73 kWsa batarya ile 520 km ve 97 kWsa batarya ile ise 680 km gibi menzil sunarak olağanüstü bir standart belirliyor. Gerçek anlamda tekerlekli bir ev konforu sunan araç, günlük hayatta elektrikli sürüş olanağı sunarken, uzun yolculukların rahatlıkla üstesinden gelinmesini sağlıyor.
- C4, C4 X ve C5 Aircross'ta 3D bağlantılı navigasyona entegre seyahat planlayıcısı
Citroën, bilgi-eğlence sistemine doğrudan entegre edilen bir çözümle günlük hayatı kolaylaştırıyor. Pack Connect Plus ile bağlantılı olan bu özellik, seyahat planlamasını kolaylaştırırken;, kapsamlı bir navigasyon deneyimi sağlıyor, seyahat sürelerini optimize ediyor ve gerçek zamanlı olarak en iyi şarj istasyonlarını buluyor. Bu sistem, müşteriye eşlik eden gerçek bir kişisel asistan görevini üstleniyor. Aracın verilerini (özellikle batarya şarj seviyesi), trafik durumunu ve ayrıca seçilen rota üzerindeki şarj istasyonlarının durumunu sürekli olarak takip ediyor. Citroën, entegre 3D navigasyon veya başka bir bilgi-eğlence sistemi olmayanlar için e-ROUTES mobil uygulamasını sunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’de, yüzde 100 elektrikli çekici yatırımı yapan ilk lojistik şirketi olan Talay Logistics, HABAŞ tarafından Manisa’da üretilen HBS marka 3 adet tam elektrikli Steel Power-e çekici satın aldı. Talay Logistics CEO’su Onur Talay, “Türkiye’nin ilk yerli elektrikli çekici üreticisi olan HABAŞ’tan satın aldığımız SteelPower-e model araçlar ile elektrikli çekici filomuzu büyütüyoruz.” dedi.
Yeşil lojistik uygulamalarıyla Türkiye’de sektörün öncülerinden olan Talay Logistics, HBS marka 3 adet SteelPower-e tam elektrikli çekici satın aldı. Türkiye’de, operasyonlarında yüzde 100 elektrikli çekici kullanan ilk lojistik şirketi olan Talay Logistics, böylece önemli bir yatırımı daha hayata geçirdi.
Talay Logistics CEO’su Onur Talay, satın almaya ilişkin, yüzde 100 yerli sermayeyle faaliyet gösteren küresel bir lojistik şirketi olarak, Türkiye’nin ilk yerli tam elektrikli çekici üreticisi olan HABAŞ’tan aldıkları SteelPower-e model tam elektrikli araçlarla elektrikli çekici filolarını büyüttüklerini belirtti.
Çevre dostu ve sıfır karbon emisyon hedeflerini karşılayacak bir araç olarak tasarlanan SteelPower-e tam elektrikli çekicilerin, İzmir’deki depo-liman, liman-fabrika gibi operasyonlarda kullanılacağını anlatan Talay, tam elektrikli çekici sayısını 2030’a kadar 15’in üzerine çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti.
Talay, Şekerpınar’daki garajlarında ve Büyükçekmece’deki genel merkez binalarının çatılarına güneş panelleri yerleştirdiklerini belirtti. Kullandıkları elektrikli çekicilerin güneş panelleri ile üretilen temiz enerji ile şarj edildiğini vurgulayan Talay, İzmir’deki garajlarına da elektrikli şarj ünitesi kurulacağını sözlerine ekledi.
HABAŞ adına konuşan Satış Direktörü Mine Öztuncay, “SteelPower-e çevre dostu, sıfır emisyonlu 410 kW gücünde, 3.100 Nm tork sağlayan elektrikli VOITH motoruna sahip araçlarımızda, 282 kWh kapasiteli LFP lityum iyon bataryaları kullanılıyor. SteelPower-e araçlarımız ayrıca düşük enerji tüketimi ile de öne çıkıyor.” dedi. Öztuncay, iş ortaklarına Türkiye’nin her noktasında hizmet vereceklerini, satış ve satış sonrası ekipleriyle ihtiyaçları olan her anda yanlarında olacaklarını belirtti.
HABAŞ Genel Müdürü Hüseyin Urkun da “Talay Logistics ile iş ortaklığımızın uzun süreli olmasını temenni ediyor, yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyoruz.” dedi.
HABAŞ çevre dostu, karbon emisyonunu azaltan ve kendi geliştirdiği teknolojileri kullanarak Manisa fabrikasında üretim gerçekleştiriyor. Kullanıcılarından gelen taleplere göre araçlarını geliştiren, dolayısıyla kullanıcı ihtiyaçlarını tamamıyla karşılayan esnek ve son teknoloji üretim altyapısını kullanan HABAŞ, böylece kullanıcılarına dayanıklı, kullanımı pratik, üstün teknolojiye sahip, işletme maliyeti düşük, dinamik ve kaliteli ticari araçlar sunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sahip olduğu üstün Alman teknolojisini, yenilikçi tasarımlarla buluşturan Opel, mayıs ayında da binek ve hafif ticari araç modellerinde uygun satın alma koşulları sağlıyor. Cesur, heyecan verici ve sportif tasarımıyla öne çıkan Opel Corsa, 150 bin TL için 12 ay vadeli yüzde 0 faizli kredi imkanıyla sunuluyor. Markanın ilerici ve yalın tasarım öğelerini taşıyan Opel Astra, 150 bin TL'ye 12 ay vadeli yüzde 0 faizli kredi imkânlarıyla sunuluyor. Yenilenen dış tasarım hatları, Opel Vizör'ü ve Pure Panel kokpitiyle ses getiren modeli yeni Mokka, 150 bin TL için 12 ay vadeli yüzde 0 faizli kredi imkânı ile Opel Showroomları'nda yeni sahiplerini bekliyor. Gelecekten ilham alan etkileyici duruşu ve Opel'in en gelişmiş teknolojileri ile donatılan, hem 504 km'lik WLTP menzile sahip elektrikli seçeneği hem de 48 V hybrid teknolojisine sahip versiyonuyla Türkiye'de satışa sunulan yeni Grandland, hybrid versiyonda Edition ve GS donanımları ile elektrikli versiyonda ise GS donanım seviyesi ile 1 milyon 861 bin TL'den başlayan fiyatlarla 250 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi imkânı ile müşterilerle buluşuyor.
Gelecek dönemde tüm modellerinin elektrikli ve hibrit versiyonlarını müşterilerle buluşturmaya hazırlanan ve "Şimşek" logosunu elektriklendiren Opel, müşterilerine avantajlı finansman olanaklarıyla elektrikli modellerini sunmaya devam ediyor. Opel Corsa'nın %100 elektrikli versiyonu Corsa Elektrik, 250 bin TL'ye 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi seçeneği ile satın alınabiliyor. Cesur ve yalın tasarımının yanı sıra performansıyla da dikkat çeken Opel Astra Elektrik, 250 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi seçeneğiyle yeni sahipleriyle buluşuyor. Corsa Elektrik GS donanım seviyesinde ve Astra Elektrik modelinde ise GS donanım seviyesinde müşterilere sunuluyor.
Opel'in hafif ticari modellerinde sıfır faizli 450 bin TL'ye varan finansman olanakları!
"Ticaretin Yeni Enerjisi" sloganıyla ticari hayatı kolaylaştıran ve yenilenen modelleriyle işinin profesyonellerine esnek ve pratik çözümler sunan Opel, binek otomobil konforunu hafif ticari araç özellikleriyle birleştirerek KOBİ'lerin her ihtiyacına cevap vermeye devam ediyor. Opel, tüm hafif ticari araç ürün ailesinde, mayıs ayına özel, ayrıcalıklı kredi seçenekleri ve KOBİ'lere sunduğu tekliflerle fark yaratıyor. Alman mühendisliği ve ince düşünülmüş detaylarıyla Zafira, 450 bin TL için 12 ay vade, yüzde 0 faizli kredi imkânlarıyla satın alınabiliyor. Opel'in çok yönlü hafif ticari araç modeli Combo 300 bin TL'ye 12 ay vadeli yüzde 0 faizli kredi veya Combo Ultimate donanimina ozel 400 bin TL'ye 12 ay vadeli yüzde 0 faizli kredi, Combo Cargo, 400.000 TL için 12 ay vadeli yüzde 0 faizli kredi imkanıyla sunuluyor. Combo'nun yüzde 100 elektrikli versiyonu Combo Elektrik ise 250 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi imkanıyla elektrikli mobiliteye geçişi kolaylaştırıyor. Çeşitli gövde tiplerinde sunulan Vivaro Cargo, hem 5,3 m3 hacminde ki hem de daha geniş 6.1 m3 hacmindeki versiyonlarında 450 bin TL için 12 ay vade, yüzde 0 faizli kredi olanakları ile showroomlarda yeni sahiplerini bekliyor. Vivaro City Van modeli de 450 bin TL için 12 ay vade, yüzde 0 faizli kredi imkânlarıyla sunuluyor. Ayrıca Movano'da mayıs ayına özel 250 bin TL'ye 12 vadeli, yüzde 0 faizli kredi olanağı bulunuyor.
Opel, mayıs ayının kampanya olanaklarına ek olarak; birbirinden farklı ödeme çözümlerini de beraberinde sunuyor. Geniş hafif ticari ürün gamı ve üstün Alman teknolojisini cesur ve yalın tasarımlarla buluşturduğu binek modelleriyle Opel, mayıs ayında müşterilerini Opel showroomlarına davet ediyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye, sahip olduğu eşsiz coğrafi zenginlik ve iklim çeşitliliği sayesinde, bal üretiminde hem miktar hem de kalite açısından dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Yaklaşık 12 bin bitki türüne ev sahipliği yapan Anadolu coğrafyasında, 3 bin 500’ün üzerinde endemik bitki doğal olarak yetişiyor. Bu benzersiz flora zenginliği, kekik, geven, laden, lavanta, narenciye, kestane ve çam gibi binlerce farklı nektar kaynakları aracılığıyla kendine has aromalar sunan balların oluşmasına katkı sağlıyor.
Sahip olduğu 9,2 milyona yakın arı kolonisiyle dünya genelinde koloni sayısı bakımından üçüncü sırada yer alan Türkiye, yalnızca üretim gücüyle değil, sahip olduğu biyolojik çeşitlilik, kültürel birikim ve doğayla kurulan sürdürülebilir ilişki sayesinde de balda gerçek bir dünya markası potansiyeli taşıyor. Bu potansiyeli tüm dünyada görünür kılma sorumluluğunu ise, 45 yıldır arının ve arıcıların doğayla kurduğu kadim iş birliğini özveriyle destekleyen, Anadolu’nun dört bir yanından toplanan balları doğallığından ödün vermeden tüketiciyle buluşturan Balparmak üstleniyor.
Balparmak, doğanın armağanı balı, kültürel bir deneyime dönüştürdü
Türkiye’nin eşsiz coğrafi ve biyolojik zenginliğini yalnızca üretim sürecinin bir parçası olarak değil, aynı zamanda kültürel bir miras ve anlatı unsuru olarak da gören Balparmak, balın ardındaki emeği, arıyı, arıcıyı, coğrafyayı ve hikâyeyi görünür kılmak için bir çalışma başlattı. Maximilian J.W Thomae, Gökhan Sehlikoğlu, Mert Seran, Jale Balcı, Çiğdem Alagök, Faruk Şüyun, Başak Oksak, Reyhan Ülker, Hatice Ünal Bilen gibi Türkiye’nin seçkin şefleri ve gastronomi dünyasının önde gelen isimleri, Gıda Mühendisi ve Gastronomi Yazarı Ebru Erke moderatörlüğünde Balparmak Kampüsü’nde “Türk Balının Lezzet Haritası”nı çıkarmak için bir araya geldi.
Balparmak’ın dünyaca ünlü İtalyan Arı Bilimci, Bal Tadım Uzmanı ve Duyusal Analiz Eğitmeni Raffaele Dall’Olio ile gerçekleştirdiği ortak çalışma kapsamında Türkiye'nin eşsiz ballarının tadım haritası oluşturulmaya başlandı. Bu harita, balı yalnızca kahvaltı sofralarının bir parçası olmaktan çıkararak, duyulara hitap eden kültürel bir miras hâline getiriyor. Doğal bal, yeniden tanımlanarak, gastronomi dünyasında geleneksel bir lezzet olmanın ötesine geçiyor. Üzerine hikâyeler anlatılacak, tadım notalarıyla farklı malzemelerle eşleştirilecek karakteristik bir öğeye dönüşüyor. Bu da Türkiye’nin gastronomi atlasında yepyeni bir sayfa açıyor.
Etkinlik boyunca katılımcılar, farklı tat ve koku profillerine sahip balları deneyimleyerek; her bir balın kendine özgü karakteristik özelliklerini keşfetme fırsatı buldu. Dall’Olio’nun balın duyusal zenginliğini değerlendirme konusundaki eğitimiyle zenginleşen bu deneyim, Türkiye’nin eşsiz florasından gelen balların gastronomik potansiyelini ortaya koyarken, “Türk Balının Lezzet Haritası”na da ilham verdi.
“Her bal damlasının ardındaki hikâyeyi dünyaya anlatmak bizim görevimiz”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Balparmak Genel Müdürü Ulaş Altıparmak, Türkiye’nin bal konusunda yalnızca üretici değil; aynı zamanda tat profili ve çeşitlilik bakımından küresel ölçekte öne çıkan bir ülke olduğunun altını çizdi. Altıparmak: “Balparmak olarak bu değerli zenginliği kayıt altına almak ve bilimsel temellerle belgelemek için çalışmalar yürütüyoruz. Yaptığımız çalışmalar ile bu eşsiz potansiyeli hem ülkemizde hem de uluslararası düzeyde görünür kılmayı ve sektöre değer katmayı hedefliyoruz.”
“Türk Balının Lezzet Haritası” etkinliğinin bu hedefin bir yansıması olduğunu belirten Altıparmak: “Ülkemizin bal konusundaki zenginliği bugüne dek büyük oranda 'çiçek balı' veya 'çam balı' gibi genel ifadelerle anlatıldı. Ancak her bir damla balın içinde binlerce bitki türünün aroması ve o bitkilere can veren coğrafyanın izleri saklı. Yüksekova, Şemdinli, Bingöl, Muş ve Kayseri’nin yaylalarından ve ovalarından elde edilen ballar; her biri yöresine özgü aromaları ve lezzet profilleriyle dikkat çekerken, sadece tek bir çiçek türünden üretilen monofloral bal çeşitleri de doğanın sunduğu ayrıcalıklı tatlara sahip. Karadeniz’in güçlü aromalı kestane balı, Akdeniz’in ferahlatıcı narenciye balı, Isparta ve Burdur’un lavanta balı, Torosların kekik balı. Her biri hem damaklarda unutulmaz izler bırakıyor hem de kültürel mirasımızın tatla yazılmış birer parçası. Bugün kampüsümüzde gerçekleştirdiğimiz bu buluşma ise, balın duyusal, coğrafi ve kültürel katmanlarını birlikte keşfetmemize alan açıyor. Tadım notlarıyla desteklenen bu lezzet haritası sayesinde, balın coğrafi ve botanik karakteri gün yüzüne çıkıyor; her doğal bal kendi coğrafyasının sesi haline geliyor. Biz de Balparmak olarak, doğal balı sofralara taşımanın ötesinde geçip; ardındaki emeği ve kültürü, her bal damlasının ardındaki hikâyeyi dünyaya anlatmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz” dedi.
Balın Duyusal Yolculuğu: İtalyan uzman Dall’Olio’dan tadım teknikleri ve fonksiyonel Kullanım Önerileri
Raffaele Dall’Olio’nun İtalya’daki duyusal analiz yöntemleri hakkında bilgiler vermesiyle başlayan etkinlik, sırasıyla farklı profillere sahip Yayla, Yayla-Ova, Yüksek Yayla, Kestane, Kekik, Lavanta, Kayseri, Bingöl, Şemdinli, Narenciye, Yüksekova ve Çam gibi doğal ballardan oluşan 12 adet balın önce koku, sonrasında ise tat analizlerinin yapılmasıyla devam etti. Etkinlikle ilgili konuşan Dall’Olio: “Bugün İtalyanların bal tadım eğitimlerindeki disiplinlerini ve yaklaşım biçimlerini inceledik. İtalya’da geliştirilen bir metodoloji sayesinde, farklı profillere sahip ballar için oluşturulan bal kimlik kartları, ürünlerin duyusal özelliklerini standartlaştırırken, uluslararası bilinirliklerinin artmasına da katkı sağlıyor. Türkiye’deki zengin ve çeşitli endemik bitki örtüsü ise benzer şekilde farklı aroma ve tat profillerine sahip balların ortaya çıkmasına olanak tanıyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz bal tadım etkinliğinde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen 12 balı duyusal analiz yöntemiyle değerlendirdik. Tat, doku, aroma ve koku gibi kriterler üzerinden gerçekleştirdiğimiz analizlerde; narenciye, çam, yayla ve lavanta gibi balların özgün profillerini deneyimleme fırsatı bulduk.” dedi.
Tadım etkinliği sonrasında bal ve balın kullanım alanları ile ilgili eğitim veren Dall’Olio; “Bal oldukça fonksiyonel ve mucizevi bir gıda. Balı düzenli olarak kullanmak gerekiyor. Güçlü besin değerini içeriğinde barındıran balı, belirli bir dönemde tüketmek yerine günlük rutinimizin bir parçası haline getirebiliriz. Örneğin; meyve ve sebze salatalarınızda sos olarak kullanabilir, balık ve et ürünlerinizi marine etmek için tercih edebilirsiniz. Farklı lezzetler ortaya çıkarmak için ise peynir ve kuru meyvelerle eşleştirebilirsiniz “diyen Dall’Olio, balın güçlü bir probiyotik olan yoğurt ile tüketilmesini tavsiye ediyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Emirates, prestijli 2025 Business Traveller Middle East Awards'ta (BTME), üst üste on ikinci kez "Dünyanın En İyi Havayolu" da dahil olmak üzere dört ödül kazandı.
Havayolu ayrıca "En İyi First Class" ve "En İyi Premium Ekonomi" ödüllerinin sahibi olurken; Emirates'in Dinlenme Salonu, Orta Doğu'nun En İyi Havalimanı Dinlenme Salonu seçildi.
Emirates adına ödülleri Ticari Operasyonlardan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Adil Al Ghaith ve Skywards Bölüm Kıdemli Başkan Yardımcısı Dr. Nejib Ben Khedher aldı. Şeffaf bir halk oylaması süreci ile verilen ödüller, seyahat endüstrisinin geleceğini şekillendirmeye yardımcı olan üst düzey çalışmaları ve yenilikleri takdir etmek için iş seyahati ekosistemi genelindeki üstün başarıyı onurlandırmayı amaçlıyor.
Emirates'in kazandığı bu ödüller, havayolunun tüm sınıflarında hem uçuş sırasında hem de yerde sunduğu olağanüstü deneyimi sürekli geliştirmek adına yaptığı kesintisiz yatırımların bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
219 uçağın tamamen burundan kuyruğa yenilenmesi hedeflenen Emirates'in retrofit programı, 2022 yılından bu yana ivme kazandı ve bugün itibarıyla 51 uçak tamamen yenilendi. Havayolu ayrıca, yeni nesil ürünleri ve en son teknolojilerle donatılmış ilk A350 uçağını da teslim aldı.
Mevcut yenilenmiş uçaklar ve yeni şehirlere konuşlandırılmaya devam eden yeni A350'ler, yolculara ister Dubai'ye ister aktarma yapıyor olsunlar kesintisiz ve tutarlı bir deneyim yaşamaları için daha fazla fırsat sunuyor. Havayolu, yenilenmiş Boeing 777'leri, Airbus A380'leri ve yeni A350'leriyle bu yılın sonuna kadar dünya genelinde 70'ten fazla şehre hizmet verecek.
Havayolunun First Class deneyimi, lüks ticari seyahatte altın standart olmaya devam ediyor. Yolcular, tamamen kapalı özel süitler, sınırsız havyar, lüks hidra-aktif pijamalar, Byredo cilt bakım ürünleri ve sürdürülebilir Voya duş ürünleri ile birlikte uzun mesafeli uçuşlarda tazelenmelerini sağlayacak Bulgari seyahat kitleriyle en üst düzey konfora erişebiliyor.
Emirates Premium Ekonomi Sınıfı, tanıtıldığı 2022 yılından bu yana dünya çapında birçok ödül kazanarak büyük beğeni topladı. 219 adet Boeing 777 ve A380'in yanı sıra 65 adet Emirates A350'de lüks seyahati daha geniş bir kitle için daha erişilebilir hale getiren Premium Ekonomi Sınıfı bulunuyor. Premium Ekonomi, geniş ve geriye yatırılabilen koltukları, belirli uçuşlarda ücretsiz seyahat kitleri ve birinci sınıf yemek deneyimleri ile birçok havayolundaki Business Class'a benzer bir seyahat deneyimi sunuyor.
Emirates'in Dubai Uluslararası Havalimanı'ndaki üç First Class salonu, yolculara özel ayrıcalıklar sunuyor. Bu salonlarda özel duty-free mağazası, zengin menü seçenekleriyle à la carte yemek servisi, ücretsiz hizmetlerin sunulduğu Timeless spa ve çok daha fazlası bulunuyor.
Marka Sevgisi Oluşturmak
Brand Finance'a göre, Emirates'in marka değeri, yolcu tercihlerinin daha premium deneyimlere doğru evrilmeye devam etmesiyle, bir önceki yıla göre %27 artarak, 2024 yılında iki katına çıktı ve 8,4 milyar ABD dolarına ulaştı. En güncel sıralamalarda Emirates, dünyanın en değerli ilk beş havayolu markası arasında yer alırken; aynı zamanda, ABD dışındaki en değerli havayolu markası ve Orta Doğu'nun en değerli havayolu markası oldu.
Havayolunun sağlam marka konumlandırması, hem havada hem de yerde sınıfının en iyisi ürün ve hizmetleri sunma ve yolcu ihtiyaçlarına karşı olan duyarlılığı konusundaki kararlılığına dayanıyor. Emirates'in kıtalar arasında genişleyen uçuş ağı ve cesur, farklı yaklaşımlarıyla bilinen ilham verici sponsorluk kampanyaları da dikkat çekerek global sahnede marka değerini güçlendirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Koç Topluluğu şirketlerinden Token Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş., Ödero markası ile Mobilefest kapsamındaki Agora Fintech Fuarı’na katıldı. Token Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. Genel Müdürü Hande Sarıdal, sürdürülebilir finans panelinin moderatörlüğünü yaparken, Ödero’nun online ödeme çözümleri fuarda dikkat çekti.
Türkiye’nin lider ödeme sistemi platform sağlayıcısı Token Finansal Teknolojiler’in online ödeme sistemleri markası Ödero, İstanbul’da gerçekleşen Agora Fintech Fuarı’na katıldı. Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (TÖDEB) iş birliğiyle Mobilefest kapsamında finans teknolojileri ekosisteminin önemli oyuncularını bir araya getiren fuarda; Tedarikçi Ödeme Çözümü, Bayi Tahsilat Çözümü, Pazaryeri gibi Ödero hizmetlerinin tanıtıldığı stant ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.
Fuar boyunca en çok dikkat çeken çözümlerden biri, Ödero’nun sunduğu Tedarikçi Ödeme Çözümü oldu. Bu çözüm, şirketlerin tedarikçilerine yapacakları ödemeleri daha kolay ve esnek bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlıyor. Firmalar, sisteme yükledikleri fatura bilgileri üzerinden ödemelerini kurumsal kredi kartlarıyla yapabiliyor; ister tek seferde, ister uygun taksit seçenekleriyle bu işlemleri tamamlayabiliyor. Ödeme, ertesi gün tedarikçinin hesabına geçerken; şirketler de vade avantajı elde etmiş oluyor. Üstelik tüm bu süreç, tek bir ekran üzerinden kolayca yönetilebiliyor. Koç Topluluğu’nun köklü şirketlerinin kullandığı bu sistem, hem nakit akışını düzenliyor hem de ödeme süreçlerini daha pratik hale getiriyor.
Fuar kapsamında, Token Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. Genel Müdürü Hande Sarıdal, Sürdürülebilir Eğitim Gelişim ve Mükemmellik Derneği (SEGM) Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar Çabuk ve Citi Bank Finansal Kurumlar Satış Bölüm Başkanı Asude Ulaşer’in katıldığı, “Sürdürülebilir Finans: Fintech’ler Daha Yeşil Bir Geleceği Nasıl Şekillendiriyor?” başlıklı panelde moderatörlük yaptı. Panelde fintech’ler için sürdürülebilirlik, yeşil finansman, insan kaynağının önemi konuları ele alındı. Sarıdal panelin açılış konuşmasında, “Sürdürülebilirlik artık yalnızca çevre odaklı bir sorumluluk değil; aynı zamanda şirketlerin insan kaynağından iş birliklerine kadar tüm stratejik kararlarını etkileyen çok boyutlu bir dönüşüm alanı. Bu dönüşümün sağlıklı işlemesi ise hem yetkin profesyonellere hem de finansal kurumların sosyal etkiyi daha görünür kılmasına bağlı” dedi. Sarıdal ayrıca, sürdürülebilirlik vizyonunun şirketlere entegre edilmesinde en kritik faktörün insan kaynağı ve yetkinlik gelişimi olduğunu vurguladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hyundai’nin şık tasarımı ve konfor odaklı iç mekanıyla dikkat çeken tamamen elektrikli modeli INSTER, önümüzdeki günlerde Türkiye pazarına giriş yapacak. Kompakt A-SUV model, 49 kWh’lık bataryası ve 360 km menziliyle Türkiye’de segmentinin en uzun menzilli otomobili olmaya hazırlanıyor. INSTER, kullanıcısına çarpıcı tasarımı ve renkli dünyasıyla müzikten modaya kadar uzanan benzersiz bir deneyim sunacak.
“Var mısın?” mottosu ile maceracı ruhlara dokunacak olan INSTER, karşımıza sadece bir otomobil olarak değil, kendi dünyası olan bir yaşam alanı olarak çıkıyor. Tasarımı ve pratik şehir içi kullanım kolaylığıyla fark yaratan otomobil, konforlu ve dinamik bir sürüş deneyimi sunarken, aynı zamanda ileri teknolojisi, esnek ve geniş iç hacmiyle de elektrikli dünyasının önemli oyuncularından olmaya aday. Buna ek olarak; INSTER'in hızlı alt yapısı, yaklaşık 30 dakikada %10 ila %80 oranında şarj sağlayacak. Hyundai INSTER, markanın Avrupa pazarına sunduğu ilk küçük EV modeli olup potansiyel menzili sayesinde zahmetsiz şehir içi sürüş ve uzun yolculuklarda güçlü performansla birleştiriyor.
Hyundai INSTER ile ilgili diğer detaylar, Mayıs ayında yapılacak lansman ile birlikte paylaşılacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Klima modelleriyle mekânların standartlarını yükseltirken enerji verimliliğini de üst seviyelere taşıyan Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, dört mevsim konfor sunan ürünlerini tüketicilerle buluşturmak için çeşitli kolaylıklar sağlamaya devam ediyor. Şirket, tüketici beklentilerini en iyi şekilde karşılamak amacıyla "mükemmellik dengesi" hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Mayıs ayında geçerli olacak "Bu Rahatlık 10'dan" kampanyası kapsamında, yalnızca Garanti BBVA değil, Bonus özellikli DenizBank, Alternatif Bank, ICBC Turkey, ING Bank ve Türkiye Finans gibi anlaşmalı bankaların kart sahipleri de vade farksız 10 taksit avantajından faydalanabiliyor.
3 yıla ek 7 yıl ile toplamda 10 yıl garanti fırsatı, ekstra güvence sağlıyor
Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri'nin yaptığı bir araştırmaya göre, tüketicilerin bir markayı tercih etme nedenleri arasında uzun garanti süresi önemli bir yer tutuyor. Klima satın alma kararlarında fiyat ilk belirleyici faktörlerden biri olarak öne çıksa da gelişen teknolojiyle birlikte sunulan avantajlar, kullanıcıların klima tercihlerini doğrudan etkiliyor. Tüketiciler, 3 yıla ek olarak, Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri'nin web sitesi üzerinde yer alan linkten* kayıt yaptırarak 7 yıl ek garanti ile toplamda 10 yıl garanti fırsatından yararlanabiliyor. Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri hem uzun ömürlü konfor deneyimi hem de ödeme kolaylığı vaat ederek kullanıcılara tam konforlu bir yazın kapılarını aralıyor.
Mayıs ayında yapılan klima montajı, kullanıcıya zaman kazandırıyor
Yaz aylarında artan servis yoğunluğu nedeniyle klima montajı için mayıs ayı büyük avantaj sağlıyor. Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, bu dönemde yapılan montajların çok daha hızlı gerçekleştiğini vurguluyor. Böylece kullanıcılar zaman kazanırken, bütçe tasarrufuna yaz öncesinde başlıyor. Soğutmada en yüksek sınıf olan A+++ enerji verimliliğine ulaşabilen Mitsubishi Electric klimalar, yüksek performans ve düşük enerji tüketimiyle yaz sıcaklarına karşı akıllı bir çözüm sunuyor.
* https://klima.mitsubishielectric.com.tr/tr/kampanya/10-yil-garanti-kayit
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.