• Merkez Bankası'nın bir sonraki iş günü için açıkladığı geçici rezerv -117869,5 milyon TL
  • Fransa Bakanı Martin: Trump'ın son tarife tehditi destekçi değil
  • Fed/Schmid: Faiz kararlarını alırken somut verilere çok fazla dayanacağız, tahminlere daha az odaklanılmasına olanak tanıyacağız
  • Fed/Schmid:Faiz oranları sıfır alt sınırına ulaştığında iyi bir şey olmaz
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Merkez Bankası'nın bir sonraki iş günü için açıkladığı geçici rezerv -117869,5 milyon TL
  • Fransa Bakanı Martin: Trump'ın son tarife tehditi destekçi değil
  • Fed/Schmid: Faiz kararlarını alırken somut verilere çok fazla dayanacağız, tahminlere daha az odaklanılmasına olanak tanıyacağız
  • Fed/Schmid:Faiz oranları sıfır alt sınırına ulaştığında iyi bir şey olmaz
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Merkez Bankası'nın bir sonraki iş günü için açıkladığı geçici rezerv -117869,5 milyon TL
  • Fransa Bakanı Martin: Trump'ın son tarife tehditi destekçi değil
  • Fed/Schmid: Faiz kararlarını alırken somut verilere çok fazla dayanacağız, tahminlere daha az odaklanılmasına olanak tanıyacağız
  • Fed/Schmid:Faiz oranları sıfır alt sınırına ulaştığında iyi bir şey olmaz
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Merkez Bankası'nın bir sonraki iş günü için açıkladığı geçici rezerv -117869,5 milyon TL
  • Fransa Bakanı Martin: Trump'ın son tarife tehditi destekçi değil
  • Fed/Schmid: Faiz kararlarını alırken somut verilere çok fazla dayanacağız, tahminlere daha az odaklanılmasına olanak tanıyacağız
  • Fed/Schmid:Faiz oranları sıfır alt sınırına ulaştığında iyi bir şey olmaz
  • Fed/Schmid: Faiz kararlarını alırken somut verilere çok fazla dayanacağız, tahminlere daha az odaklanılmasına olanak tanıyacağız
  • Fransa Bakanı Martin: Trump'ın son tarife tehditi destekçi değil
  • Merkez Bankası'nın bir sonraki iş günü için açıkladığı geçici rezerv -117869,5 milyon TL
  • Fransa Bakanı Martin: Trump'ın son tarife tehditi destekçi değil

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

Petfood sektörü URGE Projesiyle ihracat hedeflerine ulaşacak - EİB

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  İhracatta son 10 yılda 30 kat büyüyerek 145 milyon dolara ulaşan kedi köpek maması sektörü, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği bünyesinde URGE Projesinde buluştu.
 
 
Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kedi ve Köpek Maması Üreticileri Birliği Derneği (PETBİR) iş birliğinde düzenlenen "Kedi Köpek Maması Üretimi ve Geleceği Manisa Çalıştayı"nda konuşan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, "Turkish Petfood URGE Projesi"nin Ticaret Bakanlığı'ndan onayını aldıklarını, projeye katılan 13 firmanın ihtiyaç analizi aşamasında olduklarını vurguladı.
 
 
Evcil hayvan mamaları sektörünün küresel pazarının her geçen gün büyüdüğünü dile getiren Öztürk, "Kedi-köpek maması sektörünün dünya genelinde ihracat hacmi 2023 yılında yaklaşık 25 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2024 yılı itibariyle de pazarın 26 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. Türkiye'de ise sektör, küresel ortalamanın çok üzerinde bir hızla büyüyor. 2014'te yalnızca 4,5 milyon dolar ihracat yapan sektör, bugün yaklaşık 30 kat büyüyerek 2024'te 145 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşmış durumda. Bu büyüklüğün 86 milyon doları ise, Ege İhracatçı Birlikleri aracılığıyla 91 farklı ülkeye gerçekleştirildi. Bu hedef doğrultusunda, ihracatçı firmalarımızı bir araya getirerek Ticaret Bakanlığı destekli bir UR-GE Projesi başlattık. Şu an 13 firmamızla temelleri atılmış olan bu proje, Bakanlık onayıyla resmi olarak hayata geçmiş bulunuyor. Projemizin amacı, firmalarımıza yüzde 75 oranında devlet desteğiyle eğitim, danışmanlık, ticaret heyetleri, fuar katılımı ve tanıtım gibi fırsatlar sunarak, uluslararası rekabette avantaj sağlamalarını ve yeni pazarlara açılmalarını desteklemek. Ege Bölgesi'nde devam eden yatırımlar sayesinde, önümüzdeki yıllarda Türkiye genelinde kedi-köpek maması sektörünün pazar hacminin katlanarak büyümesini bekliyoruz. Ve bu süreçte, Ege İhracatçı Birlikleri olarak, sektörün sürdürülebilir büyümesini desteklemeye ve Türkiye'yi küresel pazarlarda güçlü bir oyuncu haline getirmek için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
 
 
Akın: "PETBİR sektörde sinerjiyi artıracak"
 
 
PETBİR Kedi ve Köpek Maması Üreticileri Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Akın, Türkiye'nin kedi köpek maması üretiminin yüzde 68'inin Manisa'da yapıldığı için PETBİR'i Manisa Salihli merkezli kurduklarını, PETBİR'in sektördeki sinerjiyi artıracağını dile getirdi.
 
 
"Amacımız, sektörümüzdeki tüm paydaşları bir araya getirerek, iş birliği ve dayanışma içinde hareket etmek" diyen Akın, "Kedi-köpek maması sektörümüz son beş yılda yüzde 800'lük büyümeye imza attı. Sektörümüzün karşılaştığı sorunlara çözüm bulmak, üreticiler ve tüketiciler arasında güveni güçlendirmek, ülkemizde evcil hayvan beslenmesi konusunda farkındalık sağlamak ve ülkemizin kedi ve köpek maması üretiminde dünya pazarındaki payını artırmak istiyoruz" diye konuştu.
 
 
Kaya: "Kedi-köpek maması üretimi sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor"
 
 
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kaya, Kedi-Köpek Maması Üretiminin sürdürülebilirliğe önemli katkı sağladığının altını çizdi. Kaya, şöyle devam etti; "Evcil hayvan maması üretimi sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda sürdürülebilir gıda üretimi ve çevresel etkiler açısından da büyük bir sorumluluk gerektirmektedir. Bu kapsamda İhracat kapasitesini artırmak ve Türkiye'yi bu alanda bölgesel bir merkez haline getirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Mama üretiminde sürdürülebilirlik ilkelerini teşvik ederek, sağlıklı ve kaliteli ürünlerin piyasaya sunulmasını destekliyoruz. Yasal düzenlemeleri güncelleyerek, gıda güvenliği ve hayvan sağlığı konularında sektöre rehberlik etmeye devam ediyoruz. Bugünkü çalıştay, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek ortak akıl geliştirmemiz için büyük bir fırsattır. Burada yapılacak değerlendirmeler, alınacak kararlar ve öneriler, sektörümüzün geleceğini şekillendirmede büyük önem taşıyacaktır."
 
 
Manisa Vali Yardımcısı Nihat Kaynar, Manisa'nın kedi köpek maması üretiminde önemli bir merkez haline geldiğini, yerli ve milli üretimin daha da gelişmesiyle ihracatın artıracağını, ithalata bağlılığının azalacağını vurguladı.
 
 
Öztürk: "Manisa kedi-köpek maması üretiminin yüzde 68'ini yapıyor"
 
 
Manisa'nın tarım sektöründe pek çok üründe güçlü bir il olduğunu kaydeden Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, düzenledikleri bu çalıştaylarla sektörlerin gelişimine katkı sunduklarını kaydetti.
 
 
Kedi-köpek masası sektörünün Manisa'daki gelişimini özetleyen Öztürk, "Manisa'da ilk kedi köpek maması fabrikası 2009 yılında kuruldu. 2025 yılında 4 fabrika faaliyet göstermekte ve 2 kedi-köpek maması tesisi de kurulum aşamasında. 2024 yılı itibarıyla Türkiye'deki toplam kedi köpek maması üretimi 268.616 ton olup, bunun 181.713 tonu Manisa'daki tesislerde üretildi. Manisa, ülke genelindeki üretimin yaklaşık yüzde 68'ini karşılayarak evcil hayvan maması üretiminde önemli bir merkez konumunda. 2024 yılı itibarıyla, Manisa'dan 50 bin ton civarında kedi ve köpek maması ihracatı gerçekleştirildi. Böyle giderse kısa bir zamanda 500 milyon dolarlık bir ihracata ulaşması zor değil. Bu hedef noktasında bu çalıştayın startını verdik. Amacımız, Manisa'yı yerli ve kaliteli kedi-köpek maması üretiminde marka bir şehir haline getirmek" dedi.
 
 
100. Yıl Konferans Salonunda gerçekleşen Çalıştaya Manisa Vali Yardımcısı Nihat Kaynar, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kaya, Manisa İl Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Kedi ve Köpek Maması Üreticileri Birliği Derneği (PETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Akın, sektör paydaşları katıldı.
 
 
PETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Akın, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk'e teşekkür plaketi verdi.

Kelebek Mobilya'nın online alışverişe özel sunduğu seçenekler sayesinde yeni bir dönem başlıyor - Basın Açıklaması

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Türkiye'de mobilya trendlerini belirleyen Kelebek Mobilya, geniş ürün yelpazesiyle her tarza ve ihtiyaca hitap eden seçeneklerini bu kez online alışverişe taşıyor. Modern, klasik, bohem ve minimal stillerdeki tasarımlar, farklı renk ve malzeme alternatifleriyle evlere şıklık katan Kelebek, güçlü ve ergonomik kombinasyonlarla işlevselliği ve estetiği bir araya getiriyor.
Online alışverişin sunduğu avantajlarla Kelebek ürünleri kolayca incelenerek, hızlı ve güvenli teslimat seçenekleriyle Kelebek kalitesindeki her bir ürün yaşam alanlarına ulaşıyor. Kelebek, online alışverişin rahatlığını ve pratikliğini, kalite ve estetikle birleştiriyor. Böylece kelebekseverler hem estetik açıdan hem de fonksiyonel olarak da beklentilerini karşılayan mobilyalarla yaşam alanlarını dönüştürebiliyor.
Modern ve Fonksiyonel: Juno Yemek Odası Takımı
Juno Yemek Odası Takımı, şıklığı ve işlevselliği birleştiren modern bir tasarıma sahip. Kelebek Mobilya tarafından özenle hazırlanarak üretilen Juno Yemek Odası Takımı, cesur tasarımıyla göz kamaştırıyor. Zarif detaylar ve kaliteli malzemelerle üretilen takım, geniş depolama alanları ve ergonomik düzeniyle yemek odalarını dönüştürüyor. Fonksiyonel özellikleri ve estetik çizgileriyle her evin atmosferine uyum sağlıyor. Online alışverişle kolayca ulaşılabilen Juno Yemek Odası Takımı, sofralara hoş bir zarafet katacak.
Line Home Office Takımı ile Verimli ve Şık Çalışma Alanları
Kelebek Mobilya'nın Line Home Office Takımı, online alışveriş kolaylığıyla evlerdeki ofis ortamını şık hale getiriyor. Ergonomik oturma seçenekleri, geniş depolama alanları ve kaliteli malzemelerle üretilen takım, verimli bir çalışma ortamı yaratırken şık bir görünüm sunuyor. Kullanıcıların konforunu ön planda tutarak, evlerdeki ofislerde şıklığı ve işlevselliği bir arada sunuyor.
Dar Alanlar İçin Mükemmel Çözüm: Alba Yataklı Köşe Koltuk
Kelebek Mobilya'nın Alba Yataklı Sandıklı Köşe Koltuk, modern tasarımı ve pratik işlevselliğiyle öne çıkıyor. Keten dokusu ve lacivert rengiyle şık bir görünüm sunan bu köşe koltuk, hem oturma alanı hem de yataklı özelliği ile evlerde rahatlık sağlıyor. Ayrıca, saklama alanı sunan sandık bölmesi ile daha düzenli yaşam alanları yaratılmasına yardımcı oluyor. Online alışverişle kolayca erişilebilen bu ürün, yaşam alanlarına rahatlık ve huzur katarken aynı zamanda dar alanlara kolay bir çözüm olarak yer alıyor.
Sofistike Çizgiler ve Pratik Düzen: Della Yatak Odası Takımı
Dayanıklı malzemelerden üretilen Della Yatak Odası Takımı, sofistike çizgileri ve zarif detaylarıyla yatak odalarına şıklık katıyor. Modern tasarımı, fonksiyonellik ile birleşerek hem estetik hem de kullanım kolaylığı sağlıyor. Yaşam alanlarına huzur veren bir atmosfer yaratan Della, zarif hatları ve modern dokunuşlarıyla her oda için ideal bir seçenek sunuyor. Hem estetik açıdan göz alıcı hem de pratik düzeniyle her türlü ihtiyaca uygun çözüm sunuyor. Estetik açıdan da kamaştıran Della, sadece Kelebek Mobilya online web sitesi üzerinden satışa sunuluyor.
Farklı Tarzlar, Aynı Şıklık: Ortak Konsept Aydınlatma Ürünleri
Ortak Konsept Aydınlatma ürünleri, şıklığı ve zarafeti bir arada sunuyor. Cage Siyah Cam Abajur modern tasarımıyla sade ve şık bir atmosfer yaratırken, Snow Cam Şarkıt ve Gold Cam Şarkıt lüks dokunuşlarla yaşam alanınıza zarif bir aydınlatma ekliyor. Her biri farklı bir tarzda, estetik açıdan güçlü ve fonksiyonel seçenekler sunuyor. Kelebek Mobilya web sitesinde satışa sunulan bu özel aydınlatma ürünleri, kolaylıkla satın alınabiliyor.
Mekânlara Zarafet Katacak Kilimler: Dark Siyah, Aztec Gri ve Cross Yeşil
Dark Siyah Kilim, Aztec Gri Kilim ve Cross Yeşil Kilim, her biri farklı bir tarz sunarak yaşam alanlara özel bir şıklık katıyor. Dark Siyah Kilim, derin siyah tonlarıyla sofistike bir atmosfer yaratırken, Aztec Gri Kilim modern çizgiler ve zarif desenlerle odalarınıza zarif bir dokunuş getiriyor. Cross Yeşil Kilim ise taze yeşil tonları ve modern desenleriyle mekânlarınıza doğal bir hava katıyor. Üç ürün de estetik ve fonksiyonellik açısından mükemmel birer seçenek sunarken, farkı ölçüleriyle her evin vazgeçilmezi oluyor

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği, Anadolu Seminerlerine İzmir’de devam etti - Basın Açıklaması

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), kurumsal yönetim anlayışını yurt çapına yaymak amacıyla sürdürdüğü Anadolu Seminerlerine İzmir’de devam etti. “Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetim Uygulamaları” Paneli Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi, Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER), Aon Türkiye, Hedef Filo Partner Kuruluş işbirliği ve Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ev sahipliğinde 26 - 27 Şubat’ta İzmir’de gerçekleşerek özel sektör, STK ve üniversitelerle bir araya gelindi.

Kurumsal yönetim anlayışının Türkiye’de tanınması ve gelişmesi amacıyla faaliyetlerini sürdüren Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), Anadolu'da kurumsal yönetimi anlatmaya 2025 yılında da devam ediyor. TKYD 26 - 27 Şubat’ta İzmirli aile şirketleriyle EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde buluştu.

26 Şubat’ta EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi’nde “Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetim Uygulamaları” Paneli’nin açılış konuşmalarını TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı ve TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Olten yaptı.

“Kurumsal Yönetim Öz Değerlendirme Aracı” Açıklandı

TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “Kurumsal yönetimin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sadece halka açık şirketlerin uyguladığı bir ilkeler bütünü olmaktan çıkıp, şirketlere yol gösteren, kolaylaştırıcı ve şeffaflığı artırıcı bir mekanizma haline gelmesini önemsiyoruz. Anadolu Seminerleri kapsamında gidilen illerdeki Sanayi ve Ticaret Odaları iş birliğiyle Anadolu’nun 50’ye yakın ilinde, 98 panel ile 7.000’i aşkın ana hissedar ve profesyonel yöneticiye ulaştık. Bu seminerlerden edinilen tecrübeler, hazırlanan rehber yayınlar ve iyi uygulamaların tanıtılması ile kurumsal yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasını hedefleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu program kapsamında İzmir’e 5. kez gelişimizde 99. seminerimizi burada düzenleyerek kurumsal yönetim anlayışının yaygınlaştırılması hedefimize bir adım daha yaklaşacağımızı ümit ediyoruz.

TKYD olarak, bu seminer çerçevesinde sizlerin faydasına sunduğumuz önemli desteklerden biri “Kurumsal Yönetim Öz Değerlendirme Aracı” olacak. Uluslararası kuruluşlarla geride kalan 22 yılda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, farklı yapılarda uygulamaları hayata geçirmeye yönelik destek sunmak amacıyla hazırladığımız rehberler ve Sermaye Piyasası Kurulumuzca onaylanan metodolojileri kullanarak kurumsal yönetim derecelendirme hizmeti sunan üye kuruluşlarımızın katkılarıyla ücretsiz olarak sizlere sunduğumuz bu çalışma, kurumsal yönetim yapınızda iyileştirmeye açık alanların neler olduğu ve bu gelişimi sağlıklı bir şekilde nasıl gerçekleştirebileceğinize dair sizlere önemli bir katkı sağlayacak.” derken;

EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı da, “Bir aile şirketinin başarılı olabilmesi için profesyonel yönetimi benimsemesi ve stratejik kararlarını belirli sistemler çerçevesinde alması gerekmektedir. Aile anayasası gibi araçlar, ortak değerleri ve beklentileri netleştirerek olası çatışmaların önüne geçer. Bağımsız yönetim kurulları ise objektif bakış açıları getirerek büyüme stratejilerine daha sağlam bir temel oluşturur. Unutulmamalıdır ki kurumsallaşma yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir fırsattır. Aile şirketlerimizi mümkün olduğunca yüksek teknoloji kullanımına ve yüksek katma değerli üretime yönlendirmemiz gerekiyor. İhracata yönelecek aile şirketlerimizle dış ticaret açığımızı azaltmak; son 100 yıldır dünya ekonomisinden aldığımız yalnızca yüzde 1’lik payı büyütmek ve yüksek teknoloji ihracatında yüzde 3 barajını aşmak tamamen bizim elimizde. Yüksek teknolojinin sunduğu devasa potansiyel, aile şirketlerimizi dünya ekonomisine hızla entegre edebilecek önemli fırsatlar sunuyor.” şeklinde konuştu.

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Olten ise; “TAİDER Aile İşletmeleri Derneği olarak, 65 ülkede örgütlenmiş, farklı sektörlerden 18.000’den fazla aile şirketi üyesinin yer aldığı, İsviçre merkezli Uluslararası Aile İşletmeleri Ağı’nın (FBN-I, Family Business Network International) Türkiye paydaşıyız. 2012 yılında, ‘Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik’ söylemiyle Türkiye’deki aile şirketlerinin nesiller boyu devamlılığına önderlik etmek misyonuyla kurulduk. Bugün yaklaşık 300 aile şirketi ve 900 aile üyesi ile kuruluş ilkelerine bağlı olarak belirlediğimiz hedeflerimizi gerçekleştirmek üzere projeler ve etkinlikler yürütüyoruz.

Aile işletmelerinin üçüncü nesle geçme oranı yüzde 9. Bu çok ciddi bir oran. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 11. Dünya ekonomisinde aile işletmelerinin payı yüzde 85 civarındayken, Türkiye’de bu oran yüzde 90-92 arasında. Genç neslin şirket yönetimine dahil edilmesi, onlara liderlik yetenekleri kazandıracak bir eğitim süreci gerektirir. Şirketlerimizi nasıl daha iyi ve daha kurumsal yönetebiliriz, bunu paylaşmaya gayret ediyoruz. Aynı zamanda, yaşça daha büyük üyelerimizle sağlıklı bir devir sürecini nasıl gerçekleştirebileceğimizi tartışıyoruz. Üç boyutlu bir bakış açısıyla ilerlerken, üniversite çağındaki gençlerimizi de bu fikre hazırlamaya çalışıyoruz.” dedi.

Aon Türkiye Eş-CEO’su Selda Oknas Tanbay şöyle konuştu:

“Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Eski dünya yok ve bambaşka bir dünyaya doğru gidiyoruz. Nasıl bir dünya olduğunu tam olarak tanımlayamıyoruz. Bu belirsizlik ortamında, iş yaparken attığımız adımları mümkün olduğunca uzun vadeli hedeflere ya da en azından tahmin edilebilir sonuçlara yönlendirmemiz gerekiyor. Belki de daha kısa vadeli, somut adımlar atmalıyız. Umut var ama gidecek de çok yolumuz var. Her gün birbirimizden öğreniyoruz.”

İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi & TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi & EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Perihan İnci de; “Bütün aile şirketlerinde bir kurumsallaşma hareketi görüyoruz. Kimisi başarılı oluyor, kimisi daha az başarı elde ediyor. Geleneksel iş yapış modelleri üzerine yoğunlaşılıyor.

Genç nesil farklı bir yol izlemek istiyor.

Türkiye'de çalıştığımız firmalarda bunu deneyimleyerek gözlemledik. Büyük değerlere sahip aile şirketleri var; ancak nesiller değiştikçe bu şirketler evrilmek zorunda kalıyor ve bu süreçte bazı sorunlar yaşanıyor. Ancak, kurucuların belirlediği amaçlar ve değerler sayesinde bu şirketlerde istikrar sağlanıyor. Birinci nesilden ikinci nesle, hatta üçüncü nesle geçen şirketler var. Ancak ikinci nesle geçme oranının ne kadar düşük olduğunu gördük. Ayrıca, aile şirketlerinde gençler bile kendi şirketlerinde çalışmak istemeyebiliyor. Dünya hızla değişiyor ve yeni nesil farklı yollar tercih ediyor.” diyerek sözlerini bitirdi.

Çağdaş Cam A.Ş. CEO’su Serdar Pirinç de; “İşlerin düzenli bir şekilde yürütülmesi, şeffaf ve hesap verebilir bir kurum yapısının oluşturulması, aile olarak belirlediğimiz temel ilkelerden biridir. Aramızda hiçbir zaman soru işareti oluşmadı. Şeffaf ve sürdürülebilir değer yaratmak, önemli hedeflerimizden biri. Sektörde değerli ve katma değeri yüksek adımlar atarken aynı zamanda başarıyı da amaçlıyoruz. Bu nedenle halka arz kararı aldık. Dünyanın birçok yerinde aile şirketleri halka arz ediliyor. Biz de yaptığımız işi, ülkemize değer katmak için yapıyoruz. Halka arzdan gelen kaynakla hemen yatırım yapmaya başladık ve altı bölgede inşaat projelerine başladık.” dedi.

Panel Moderatörlüğünü Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz yaparken, İstanbul Ekonomi Araştırma Yönetici Ortağı ve TKYD Ekonomi Danışmanı Can Selçuki, "Türkiye'nin Politik ve Ekonomik Gündemi" başlıklı konuşmasında şunları söyledi:

“Her şey Trump’ın seçilmesiyle değişmeye başladı diye düşünüyoruz ama aslında öyle değil. Dünya, 2008-2009 küresel finansal krizinden beri farklı bir yöne ilerliyor. 70’lerde başlayan neoliberal ekonomik büyüme artık sınırına ulaştı. Çok uluslu sistem sona yaklaşıyor ve ülkeler artık küresel büyümeye değil, kendi büyümelerine odaklanıyor. Ayrıca dünya ve Türkiye yaşlanıyor. Türkiye’nin genç ve dinamik nüfus avantajı 2050’de artık geçerli olmayacak. Gençler arasında ciddi bir iş gücü ve yetenek açığıyla karşı karşıyayız.”

"Etkin Sivil Toplum İçin Kurumsal Yönetim" Semineri’nde ise; TKYD Genel Sekreteri, Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Güray Karacar ve TKYD Yönetim Kurulu Üyesi, İnci Holding Genel Sekreteri Filiz Morova İneler konuşmacı olarak yer aldı.

27 Şubat’ta İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleşen "Yeni Nesil İş Dünyası: Kurumsal Yönetim ve Genç Yöneticilerin Potansiyel Rolü" Paneli’nde ise; TKYD Genel Sekreteri, Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Güray Karacar, ITA Legal&Advisory Ortağı, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Av. Aydın Buğra İlter konuşmacı olarak yer alırken, İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen de panelin moderatörlüğünü gerçekleştirdi.

TKYD Hakkında: Kurumsal yönetim anlayışının ülkemizde tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi misyonuyla hareket eden Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), 2003 yılında gönüllü bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulmuştur. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket eden TKYD, özel sektör, kamu kuruluşları, medya, düzenleyiciler, sivil toplum kuruluşları ve akademik dünya arasında bir iletişim ağı kurarak kurumsal yönetim uygulamalarının gelişmesini hedeflemektedir. TKYD, UN Global Compact imzacısı, ecoDa ve ICGN üyesidir.

Faturalab ve RAKBANK, Körfez'de tedarik zinciri finansmanını dönüştürmek için güçlerini birleştirdi - Basın Açıklaması

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Tedarik zinciri çözümleri lideri Faturalab, Körfez'in güçlü finans kuruluşlarından RAKBANK ile stratejik bir ortaklık kurdu. Bu kapsamda Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki işletmeler tedarik zinciri finansmana daha kolay ulaşabilecekler. Hayata geçen iş birliği ile Faturalab ilk yurt dışı yatırımını Körfez bölgesine yapmış oldu. Aynı zamanda RAKBANK ile gerçekleşen anlaşma Faturalab'in uluslararası büyümesinde önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor.
Finansal verimliliği artıracak
Dört yılı aşkın süredir Türkiye'de pek çok kuruluşa tedarik zincir finansmanı alanında önemli faydalar sağlayan Faturalab, bu anlaşmayla beraber ileri düzey dijital teknolojilerini ve analitik yetkinliklerini RAKBANK'ın toptan bankacılık operasyonlarına entegre ederek BAE'li kuruluşların finansal gelişiminde önemli rol üstlenmeyi planlıyor. İşbirliği ile finansal verimlilik artarken, tedarik zinciri finansmanını daha akıcı hale gelmesi ve BAE'deki işletmelere önemli avantajlar sunulması hedefleniyor.
Dubai'deki Global Trade Review (GTR) etkinliğinde 18 Şubat'ta gerçekleşen imza törenine RAKBANK Toptan Bankacılık Grubu Ürünler Genel Müdürü Vikas Suri, RAKBANK Nakit Yönetimi ve Ticaret Finansmanı Bölüm Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı Ehsaan Uddin Ahmed, Faturalab Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Saruhan Doğan ile Supply Chain Technologies Ltd. Kurucu Ortağı Ahmet Bekce katıldı.
Yenilikçi teknolojileri benimsiyoruz
Anlaşmayla ilgili konuşan RAKBANK Toptan Bankacılık Grubu Ürünler Genel Müdürü Vikas Suri, "RAKBANK olarak dijital dönüşüme olan bağlılığımız, toptan bankacılık müşterilerimize hizmet verme şeklimizin merkezinde yer alıyor. Yenilikçi teknolojileri benimseyerek iş süreçlerimizi yeniden tanımlıyor ve daha hızlı, daha verimli finansman çözümleri sunuyoruz. Faturalab ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, sektördeki gelişmelere öncülük etme ve küresel ticaretin değişen ihtiyaçlarını karşılama stratejimizin önemli bir yansımasıdır" dedi.
Tedarik zincir süreçleri kolaylaştırılacak
Gerçekleşen iş birliğinin önemine değinen RAKBANK Nakit Yönetimi ve Ticaret Finansmanı Bölüm Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı Ehsaan Uddin Ahmed, şöyle konuştu: "Ticaret finansmanı çözümlerimiz, kurumsal müşterilerimize finansal operasyonları üzerinde daha fazla kontrol ve netlik sağlama hedefiyle şekilleniyor. Faturalab ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, tedarik zinciri süreçlerini basitleştiren ve operasyonel şeffaflığı artıran ileri düzey araçlar sunarak, ticaret işlemlerinin daha güvenli ve sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesine katkıda bulunuyor."
Küresel ticarette daha yüksek verimlilik sağlanacak
Dijital inovasyonun gücünü anlayan RAKBANK ile güçlerini birleştirmekten mutlu olduklarını kaydeden Faturalab Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Saruhan Doğan, "Rakbank dijital inovasyonu stratejik önceliği yapmış bir banka. RAKBANK ile güçlerimizi birleştirmekten büyük heyecan duyuyoruz. Yenilikçi teknolojilerimizi Türkiye'den sonra şimdi de Dubai'de tedarik zinciri finansmanı alanında müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Alıcılar tedarikçilerinin taleplerini, limitlerini ve vadelerini tek bir platform üzerinden dijital olarak yönetebilecek; böylece hem vadelerini optimize edebilecek hem de tedarikçilerine ek finansman desteği sağlayarak daha avantajlı tedarik koşullarına ulaşabilecekler. Bankalar için ticaretin doğrudan finansmanına aracılık etme imkânı tanıyan Faturalab teknolojisinin, Birleşik Arap Emirlikleri'nde de Türkiye'de olduğu gibi yoğun talep göreceğini öngörüyoruz. Dubai'den başlayarak dünya genelinde tedarik zinciri finansmanı süreçlerini sadeleştirmek, şeffaflığı artırmak ve işletmelere daha yüksek verimlilikle küresel ticaret yapabilme fırsatı sağlamayı amaçlıyoruz" dedi.
İşletmelere yeni standartlar sunacağız
Ahmet Bekce ise Supply Chain Technologies Ltd. adına şunları söyledi: "Bölgeye en yeni tedarik zinciri çözümlerini sunmak için böylesine vizyoner bir iş birliğinin parçası olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Dijital yetkinliklerimizi RAKBANK'in üst düzey platformu ile entegre ederek, işletmelere şeffaflık ve verimlilik açısından yeni bir standart sunacak bir ortaklık oluşturuyoruz."

USİKAD: Kadın girişimcilerin küresel pazara açılması kolaylaştırılmalı - Basın Açıklaması

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği (USİKAD), kadınların iş dünyasındaki yerini güçlendirmek ve sanayi ve ticarette daha etkin roller üstlenmelerini sağlamak amacıyla önemli adımlar atmaya devam ediyor. Türkiye'nin yetenekli kadın insan gücünü öncelikli sektörlerde destekleyerek, bilgi, tecrübe ve eğitim olanaklarını artırma amacıyla 2023 yılında USİKAD'ı kurduklarını belirten USİKAD Başkanı Müge Öz, misyonlarını da 'kadın liderlerin sayısını, etkisini ve itibarını artırırken, aile kurumunun en küçük yapıtaşı olan bireylerin sosyal, ekonomik ve çevresel bilincinin geliştirilmesine katkıda bulunmak' olarak belirlediklerini ifade etti. Öz, kadının ailedeki gücü ile iş dünyasındaki başarısını bütünleştirerek, toplumda adil, eşit ve sürdürülebilir bir gelecek için sağlam temeller attıklarını vurguladı.

USİKAD'ın kuruluş amacından bugüne kadar yaptıklarına, gelecek planlarından kadın girişimcilerin ekonomik büyümeye katkılarına kadar pek çok konuyu değerlendiren USİKAD Başkanı Müge Öz, sadece kadınların ön planda olmasını değil, kadın ve erkeğin eşit şekilde iş hayatında yer almasını savunduklarını belirtti. Öz, "Biz burada kadın ve erkeğin bir arada hareket ettiği ve hakların adaletli şekilde dağıtıldığı bir sistemin, aile bütünlüğünü koruyarak topluma daha büyük bir katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.

'Kadın girişimlerini sanayiye yöneltmemiz lazım'
Dünya genelinde kadınların iş gücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 48 civarındayken, Türkiye'de bu oranın yüzde 34 seviyesinde olduğunu belirten Öz, bu oranın kadınların potansiyellerinin tam anlamıyla ortaya çıkabilmesi için desteklenmesi gereken kritik bir alanı işaret ettiğini kaydetti. Uluslararası araştırmaların kadınların yönetim kademelerinde yer almasının şirketlere getirdiği olumlu katkıları ortaya koyduğunu ifade eden Öz, şunları söyledi:
"Türkiye'de kadınların hizmet başta olmak üzere bazı sektörlerde çok yoğunlaştığını görüyoruz. Bizim diğer sektörlerde de farkımızı ortaya koymamız ve özellikle sanayiye yönelmemiz gerekiyor. Kadınlarımız her sektörde olduğu gibi sanayide de olmalı. Bazı alanlarda kooperatifsel çalışmalar yapan kadınları görüyoruz ve bu çabaların sanayileşme yoluna girmesini çok önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Küçük de olsa ortaklık kültürünü işleterek küçük sanayilerin kurulması taraftarıyız. Sanayinin farklı farklı yönleri var. Örneğin mantı üreten bir kişinin önce bunun paketlemesini yapıp ardından sanayiye dönüştürmesi ve ihracatını yapabilmesi gelişim ve farkındalık açısından son derece önemli. Biz de bu yolda tüm kurumlarla iş birliği içerisinde üreten kadınlarımızın önünü açmak için her türlü çalışmayı yapacağız. Kadın girişimcilerin birbirleri ile dayanışmasını en üst seviyeye çıkaracak projeler açıklayacağız. Ticari diplomasiyi kullanarak önemli bir ihracat potansiyeli yaratmak istiyoruz."

Yeni projeler geliyor
USİKAD olarak geliştirdikleri projelerden de bahseden Öz, özellikle niş alanlardaki yatırımlara büyük önem verdiklerini kaydetti. Öz, "Örneğin ipek böcekçiliğinin yıllar içerisinde yok oluşuyla ilgili bir alarm var bu konuda uluslararası bir projeye başladık. Kadın girişimciler başta olmak üzere bu konularda üretim yapanları desteklemek istiyoruz. Niş alanlarda fark yaratarak 'Made in Türkiye' algısına destek olacağız. Yok olmaya yüz tutmuş milli değerlerimize ve yerli üretimimize uluslararası bir akreditasyon almaya ve bir girişimcilik ekosistemi oluşturmaya çalışıyoruz. İkinci projemiz ise kadın OSB projesi. Tamamen kadın girişimcilerden oluşan bir OSB kurmayı planlıyoruz. Burada ekonomik, sosyal, verimlilik ve çevresel koşullar tüm yanlarıyla gözetilerek kadının iş hayatındaki bütün süreci için planlama yapılacak. Kadının ailedeki, iş hayatındaki ve eş olarak yönetim kurulundaki rolleri de dahil bir ekosistem kurulması planlanıyor. İçerisinde OSB Akademisi, özel bir eğitim merkezi ve kuluçka merkezi olacak." dedi. Kendilerini birçok kadın derneğinden farklılaştıran en önemli unsurlardan birinin içerisinde ekonomik, sosyal ve yönetimsel alanda isim yapmış önemli kişilerden oluşan İstişare Kurulu olduğunu söyleyen Öz, kadın girişimciler için en doğru kararların İstişare Kurulu ile masaya yatırılarak alındığını vurguladı.

'Teşvik ve desteklerden haberdar olmalarını sağlayacağız'
Kadınların sanayi ve teknolojide daha fazla yer alabilmesi için özel desteklerin şart olduğunu belirten Müge Öz, şöyle devam etti:
"Kadın girişimciler sadece geleneksel alanlarda değil, sanayi, teknoloji ve tarım gibi alanlarda da şu anda aktif rol oynuyorlar. Son dönemde özellikle kadın girişimciliğe sanayide, tarımda ve teknolojide ciddi anlamda teşvikler, destekler ve hibeler var. Bizler işin içinde olduğumuz için bu teşvik ve destekleri biliyoruz ama birçok yerde kadın girişimcilerin bunlara ulaşamadığını görüyoruz. En önemli amaçlarımızdan birisi de tüm kadınların bu desteklerden haberdar edilmelerini sağlamak ve onlara yol göstermek. Alacağınız teşviklerin neler olduğunu bilmeniz gerekiyor. Danışman hocalarımız bize sürekli bu konuda bilgi aktarabiliyorlar ve biz de bu bilgiyi arkadaşlarımıza aktarmak istiyoruz."

Daha kolay yeşil pasaport verilsin çağrısı
Kadınları ihracata teşvik etmek için ihracat yapan firmalara tanınan yeşil pasaport hakkının kadın girişimcilere ve ihracatçılara daha kolay sağlanması gerektiğini vurgulayan Müge Öz,
"İhracata ilk kez girmiş bir kadın girişimciye, belirli rakamların üstüne çıktıktan sonra yeşil pasaportta kolaylık sağlanması için talepte bulunacağız. Bir ödüllendirme mekanizması ortaya koymamız gerekiyor. Sadece yeşil pasaport değil, girişimci kadınlara destek olmak ve önünü açmak için ayrıcalıklar tanınmalı ve öncelik verilmeli. Mesela bir şirkete yeşil pasaport konusunda kolaylık sağlanıyorsa burada en önemli kriterlerden bir tanesi kadın istihdamı olmalı. Kadın girişimci bir yerlerde bir şeyler yapmaya çalışıyor, ihracat yapmaya çalışıyor, şartlarını farklı şekilde zorluyorsa bu kadına kolaylık sağlanmalı. Kadın ihracatçıların yeşil pasaporta daha kolay erişimini sağlamak için Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) ihracat rakamlarının farklı bir gözle tekrar gözden geçirilmesi lazım. Kadın girişimcilerin fuarlara katılımı desteklenmeli, teşvikler verilmeli. Bir şirkete kolaylık sağlanıyorsa bunlardan ilk en önemli kriterlerden bir tanesi kadın istihdamı olmalı. Kadın girişimci bir yerlerde bir şeyler yapmaya çalışıyor, ihracat yapmaya çalışıyor şartlarını farklı şekilde zorluyorsa bu kadına finansal başta olmak üzere kolaylıklar sağlanmalı. Bu adım, kadın ihracatçıların küresel pazarlara erişimlerini kolaylaştıracak ve işlerini daha hızlı geliştirmelerine olanak tanıyacak." dedi.

 Cam tavanlarını kırmalarını istiyoruz
USİKAD olarak kadın girişimciliği konusunda birçok sivil toplum kuruluşunun en önemli partnerleri olduklarını ve tüm kurumlarla irtibatta olduklarını dile getiren Öz, "USİKAD'da girişimci kadınlarımıza umut olmayı, yaptığı işte daha istekli olması için yol göstermeyi ve işlerini kolaylaştırmak için her alanda destek olmayı amaçlıyoruz. Kadınların kendi cam tavanlarını kırmasına yardım etmek en temel görevlerimizden biri." dedi.
Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından birisinin markalaşma olduğuna işaret eden Öz, markalaşmanın aynı zamanda 'Made in Türkiye' algısını büyüten en önemli unsur olduğunu kaydetti. USİKAD olarak marka kimliği oluşturmak, markayı sürdürülebilir kılmak ve güçlü marka olma yolunda her türlü uluslararası pazarlama, tedarik zinciri, iş modelleri ve iş geliştirme gibi çok fazla sayıda eğitim verdiklerini vurgulayan Öz, "Aslında arkadaşlarımızın birçoğu zaten ihracat yapıyor ve çalıştıkları ülkeler var. Buralardaki etkinliğimizi artırmak için temsilcilikler oluşturma düzeyinde çalışmalarımızı başlattık. Hedef pazarlarımızda kuracağımız temsilcilikler, şubeler ve alacağımız uluslararası akreditasyonlarla ihracata önemli katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Son dönemde medyanın etkisi ve dijital pazarlamanın gelişmesiyle birçok arkadaşımız kendi sektörlerinde veya farklı sektörlerde ikinci işlerini kurmaya başladılar. İhracata ne kadar yatkın bir yapıları olursa o kadar kazanacaklarının farkındalar." dedi.

Made in Türkiye'nin aslında bir yeniden konumlandırma stratejisi olduğuna işaret eden Öz, "Bu yeniden konumlandırmanın içerisinde Türkiye ve Türkiye imajının güçlendirilmesiyle ilgili büyük bir çalışma başlatıldı. Buradaki konu sadece çağrışımdan ve isim değişikliğinden ibaret değil, felsefe olarak konuya bakışın ve tarzın değişiminden bahsediyor. Ticaret hayatı değişiyor, ticarete bakış değişiyor, daha iyi kalpli, daha sürdürülebilir, daha sosyal, ekonomik, verimli, geleceği de düşünen, aileyi de düşünen, aslında tüm dünyayı düşünen bir ticaret algısı oluşuyor. Dolayısıyla Made in Türkiye kadın ihracatçıların, kadın girişimcilerin elinde tam da anlatmak istediği hikâyeyi buluyor." ifadelerini kullandı.

Kadın girişimciler yeni dünya düzeninde daha fazla yer almak istiyor
Kadın girişimcilerin önünü açmak, kariyerlerini ilerletmek, eğitimden sağlığa, iş hayatında bürokrasiye, spordan ticarete, kadınlarımızın her alanda aktif olarak rol oynaması için bakanlıklarla çalıştıklarını ve gelecek dönemde de aktif bir şekilde çalışacaklarını söyleyen USİKAD Başkanı Müge Öz 2002'de kadınlarda girişimcilik oranı yüzde 4 seviyelerinde iken, 2023'te bu oranın yüzde 17,4'e yükseldiğine dikkat çekti. Öz, "Kadınların biraz daha özgüveninin artmış olduğunu ve sistemin içerisinde iş yapabilme yetilerinin güçlendiğini görüyoruz. Kamu otoritesi de bu konuda çok ciddi destekler veriyor ve yollarını açmaya çalışıyor. Bu durum kadınlara biraz daha özgüven aşılıyor. O açıdan da haliyle kadınlar yeni dünya düzeninde daha fazla rol almak istiyor." diye konuştu.
Hem mentörlük hem de gençlere destek anlamında Genç USİKAD'ı a hayata geçirdiklerini anlatan Öz, "Türkiye'de maalesef asırlık şirketlerin sayısı çok az. Kuruculardan sonraki nesiller aile miraslarını büyütme ve koruma anlamında çeşitli sebeplerle başarısız olabiliyor. Biz de yaptığımız çalışmaların içerisine şimdiden gençlerimizi alalım, iş yapış şekilleri ve verimlilik konularında onlara rol model olalım dedik. Yeni jenerasyonların aile şirketlerinde bayrağı devralıp daha da ileriye taşıyabilmeleri için yol gösterici olmak istiyoruz. Genç arkadaşlarımızın gelecekte birer lider, birer CEO ve yönetim kurulu başkanı olması için farklı çalışmalar yapıyoruz ve kendi şirketlerinin sürdürebilir olması için onlara destek veriyoruz." dedi.

Dicle Elektrik, “Yeteri Kadar En Doğru Karar” kapsamında ‘Akıllı Tarım Ideathonu’nun finaline ev sahipliği yaptı- Basın Açıklaması

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dicle Elektrik, bünyesinde yer aldığı Eksim Holding’in sosyal sorumluluk kampanyası “Yeteri Kadar En Doğru Karar” kapsamında düzenlediği ‘Akıllı Tarım Ideathonu’nun finaline ev sahipliği yaptı. Mühendislik fakültelerinde eğitim gören üniversite öğrencilerinin tarımda sürdürülebilirliğe katkı sunan fikirleriyle yarıştığı final etkinliğinde dereceye giren ekipler, toplam 225 bin TL nakit desteğiyle ödüllendirildi.

Dicle Elektrik, çatısı altında yer aldığı Eksim Holding’in sürdürülebilirlik vizyonuyla başlattığı sosyal sorumluluk kampanyası “Yeteri Kadar En Doğru Karar” kapsamında ‘Akıllı Tarım Ideathonu’nun finaline ev sahipliği yaptı. Dicle Elektrik’in Diyarbakır’daki genel müdürlük binasında gerçekleşen etkinliğinde, Güneydoğu Anadolu’da 6 ilde üniversitelerin mühendislik fakültelerinde okuyan öğrenciler; enerji ve su verimliliği, akıllı tarım teknolojileri, sürdürülebilir tarım uygulamaları konularında geliştirdikleri projeleri sunmak üzere jüri karşısına çıktı. İklim değişikliği ile su ve enerji başta olmak üzere doğal kaynaklarımızın israfına karşı akıllı tarım teknolojilerini merkeze alan fikirlerin yarıştığı programda, üreticilere yenilikçi uygulamalar sunuldu.

Tarımda su ve enerji kaynakları israf ediliyor, kuraklık artıyor

Program, Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebubekir Tivnikli’nin video mesajıyla başladı. Ardından sahnede gençlere seslenen Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, konuşmasında Dicle Elektrik olarak kaliteli ve kesintisiz enerji dağıtımını gerçekleştirmenin yanı sıra sosyal ve çevresel sorunlara çözüm arayışında olduklarını vurguladı. Su ve enerji verimliliğinin, yalnızca tarım sektörü için değil tüm insanlık için kritik bir önceliğe dönüştüğünü ifade eden Yaşar Arvas, “Tarım, ülkemizin bereketli topraklarında bir ekonomik faaliyetten daha fazlasını, kültürel mirasımızı ve yaşam biçimimizin temelini ifade ediyor. Ancak günümüzde, özellikle bölgemizde gerçekleşen geleneksek tarım uygulamaları, modern teknikler ve teknolojik altyapıya geçiş konusunda yetersiz kalmış görünüyor. Tarımda, su ve enerji kaynaklarımız israf edilirken her geçen yıl kuraklık artışına şahit oluyoruz. Hal böyleyken bölgemizin kalkınmasında öncü rol üstlenen Dicle Elektrik olarak bizler, tarımsal üretimin geleceğiyle ilgili kaygı duyuyor ve sorumlu hissediyoruz.” dedi.

Dicle Elektrik olarak hizmet verdikleri bölgenin ihtiyaçlarını yakından takip ettiklerini ve bu ihtiyaçlara cevap veren tüm projeleri desteklemeye hazır olduklarını belirten Arvas, “Her alanda olduğu gibi tarımsal üretimde de yenilik, gençlerin sürece katılımıyla mümkün. Bu coğrafyanın birikimli ve cesur gençlerinin, geliştirdikleri fikirlerle tarımsal uygulamalarda dijital dönüşümü hızlandıracak ve bölgemizin kendine has ihtiyaçlarıyla uyumlu teknolojiler ortaya koyacağına gönülden inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Eğitim ve mentorlük desteğiyle fikirlerini geliştirdiler

‘Akıllı Tarım Ideathonu’na toplam 103 öğrenci tarımda sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve yenilikçi teknolojiler konusunda projelerini geliştirmek için başvuruda bulundu. Başvuru kriterlerini karşılayarak ön değerlendirme jürisinden yüksek puan alan 9 takım ise çevrimiçi eğitimler ve mentorlük desteğiyle projelerini olgunlaştırma fırsatı buldu.

 Genç girişimciler öğrencilere rehberlik sundu

Finale kalan katılımcılar, proje geliştirme süreçlerinde çeşitli konularda uzman 20’den fazla mentorden faydalandı. Base-Hub Kurucu Ortağı Serkan Türkoğlu, Lodestar Business Solutions Kurucu Ortağı Naci Adalılar, Yenir Kurucu Ortağı Servet Akdoğan ve Prof. Dr. Mehmet Şenbayram gibi isimler gençlere rehberlik sundu. Üç gün boyunca; Akıllı Tarım Teknolojileri ve Geleceği, Design Thinking, Problem ve Çözüm Uyumu, Girişimci Nasıl Olunur?, Fikir Ürüne Nasıl Dönüşür?, Başarı Metrikleri, Rakip ve Pazar Analizi, Müşteri ile İletişim ve Pazara Giriş, Sunum Teknikleri başlıklarında eğitimler gerçekleştirildi. Mentörlük desteğiyle takımlar, fikirlerini uygulanabilir projelere dönüştürme imkânı yakaladı.

Toplam ödül tutarı 225 bin TL

Yarışmada, Harran Üniversitesi’nden GreeNova takımı, geliştirdiği “Akıllı Sera Sistemi” ile birincilik ödülüne layık görüldü. Mardin Artuklu Üniversitesi’nden Yeşilin Gücü adlı takım ise “Alg Atıklarının Biyoenerji ve Organik Gübre Olarak Değerlendirilmesi” projesiyle ikinciliği elde etti. Yine Harran Üniversitesi’nden Teknofarm ekibi, geliştirdiği “Dijital Tarım Pazaryeri” ile üçüncülük ödülünün sahibi oldu. Kazanan takımlar, sırasıyla 100 bin TL, 75 bin TL ve 50 bin TL olmak üzere toplam 225 bin TL’lik para ödülüyle desteklendi. Ödül töreninin ardından düzenlenen tohum ekim etkinliğinde, program esnasında dağıtılan tohumlu yaka kartları doğayla buluşturularak çevre bilinci ve sürdürülebilirlik mesajı güçlendirildi.

Türkiye'deki KOBİ'lerin %88'inin dijital ödemeleri kabul ediyor -Mastercard KOBİ Güven Endeksi:

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Mastercard KOBİ Güven Endeksi'nin üçüncü baskısı, Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ'ler) dijital dönüşüm sürecini hızlandırdığını ve dijital ödemeler ile stratejik iş birlikleri sayesinde yeni büyüme fırsatları yakalamaya odaklandığını ortaya koyuyor.
 
Araştırma, Türkiye'deki KOBİ'lerin %88'inin dijital ödemeleri kabul ettiğini ve nakitsiz işlemlerin işletmelere sağladığı verimlilik, güvenlik ve ticari itibar avantajlarını artırdığını gösteriyor. KOBİ'ler için dijital ödemelerin en önemli avantajları arasında; dolandırıcılık risklerinin azaltması (%54), finansal kurumlara ve devlet kurumlarına daha fazla güven sağlaması (%34) ve gelire daha hızlı erişim (%34) bulunuyor.
 
Dimitrios Dosis, Mastercard Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesi başkanı, "Küçük ve orta ölçekli işletmeler, ekonomilerin belkemiğini oluşturarak yenilik, istihdam ve dirençlilik gibi temel unsurları destekliyor. Dijital dönüşüm hız kazandıkça, KOBİ'ler dijital ödemeler ve finansal kapsayıcılık aracılığıyla yeni fırsatların kapılarını aralıyor. Hızla değişen iş ortamında uyum sağlama ve büyüme yetenekleri, finansmana erişim, dijital etkinleştirme ve sürdürülebilir büyümeye öncelik veren bir ekosistemin gücünü gözler önüne seriyor" dedi.
 
KOBİ'lerin Dijital Dönüşümüne Mastercard Desteği
 
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Avşar Gürdal, KOBİ'lerin büyüme yolculuğunda dijitalleşmenin ve finansal erişimin kritik rolüne dikkat çekerek şunları söyledi: "Türkiye'deki KOBİ'ler dinamik iş ortamına hızlı bir şekilde uyum sağlarken, dijital dönüşüm ve iş birlikleri yeni fırsatların kapısını aralıyor. Mastercard olarak, dünya çapında 50 milyon KOBİ'ye ulaşma taahhüdümüzle, ödeme çözümlerimiz aracılığıyla KOBİ'leri desteklemekten gurur duyuyoruz. Finansal araçlara erişimi kolaylaştıran iş birliklerimiz ve Akıllı KOBİ platformuyla sağladığımız eğitim ve destek programlarımız sayesinde KOBİ'lerin faaliyetlerini genişletmelerine ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunmalarına destek olmaktan gurur duyuyoruz."
Özel Sektör Ortaklıkları ve Beceri Geliştirme, KOBİ'lerin Büyüme Fırsatlarını Artırıyor
 
Araştırma, Türkiye'deki KOBİ'lerin %70'inin özel sektör iş birliklerinin işletmelerine en olumlu katkıyı sağlayacağına inandığını, %29'unun ise devlet destekli girişimleri temel kolaylaştırıcı olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Dijital ödemelerin kolaylaştırılması, dijital kapsayıcılığın artırılması ve sürdürülebilirlik uygulamalarının benimsenmesi, KOBİ'ler için önemli öncelikler arasında yer alıyor.
 
Ödeme sistemlerinin ötesinde Türkiye'deki KOBİ'ler büyüme için en kritik faktörler arasında personel eğitimi ve becerilerinin geliştirilmesini (%87), finansal hizmetlere daha kolay erişimi (%84) ve daha iyi veri analitiği ve içgörülerini (%83) ifade ediyor. Mastercard, bu ihtiyacı karşılamak üzere çeşitli girişimler ve iş birliklerini hayata geçirerek KOBİ'lere finansal bilgi, dijital araçlar ve işletme süreçlerine uygun ödeme çözümleri sunuyor.
 
Türkiye'deki KOBİ'ler, ekonomik zorluklardan bahsederken bu durumu dijital dönüşüm ve operasyonel verimliliği artırmaya öncelik vererek aşmayı hedeflediğini belirtiyor.
 
KOBİ'lerin Gündeminde Dijital Dönüşüm ve Verimlilik Öne Çıkıyor
 
Türkiye'deki KOBİ'ler, iş süreçlerini daha verimli hale getirmek ve sürdürülebilir büyüme sağlamak adına dijital dönüşüme ve operasyonel iyileştirmelere öncelik veriyor. İş dünyasının gündeminde enflasyon (%82) ve mal ve hizmet maliyetlerindeki artış (%70) önemli bir yer tutarken, işletmeler bu dinamik ortama uyum sağlamak için yenilikçi çözümler geliştiriyor. KOBİ'lerin %37'si finansal yönetimlerini güçlendirmek ve iş sürekliliğini desteklemek amacıyla finansman seçeneklerini değerlendirmeyi planlıyor.
KOBİ'lerin Dayanıklılığını Güçlendirmek İçin Stratejik Ortaklıklar
 
Mastercard, Aralık 2024'te EEMEA bölgesinde KOBİ'lerin güvenli ve uygun maliyetli dijital ödeme çözümlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla Türkiye'nin önde gelen fintech sağlayıcılarından Dgpays ile bir stratejik ortaklık kuruldu. Bu iş birliği, KOBİ'lerin dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmalarına ve finansal katılımı artırmalarına destek olmayı hedefliyor.
 
KOBİ Ekosistemine Sürekli Destek
 
Mastercard KOBİ Güven Endeksi, Türkiye'deki küçük işletmelerin değişen ekonomik ortamda karşılaştıkları zorlukları ve fırsatları anlamak adına önemli bir gösterge niteliği taşıyor. Dijital ödemelerin benimsenmesini teşvik etmek, krediye erişimi genişletmek ve finansal kapsayıcılığı artırmak gibi birçok alanda sürdürülen çalışmalar ile KOBİ'lerin giderek dijitalleşen ekonomi içerisinde güçlü bir yer edinmesi amaçlanıyor.
 
Editöre not:
Anket Metodolojisi:
- Ipsos tarafından üç bölgedeki (Orta Doğu, Afrika ve Doğu Avrupa) dokuz ülkede KOBİ'lerle telefonla veya yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. (Kenya, Nijerya, Güney Afrika, Fas, Mısır, BAE, Suudi Arabistan, KAzakistan, Türkiye)
- Türkiye'de 100 katılımcı.
- KOBİ boyutunda ulusal temsili örneklem.
- Örneklem ölçütleri:
- KOBİ'nin bölgesi
- KOBİ büyüklüğü
- KOBİ'nin faaliyette olduğu yıllar
- KOBİ'nin sektörü
- KOBİ'nin yaş aralığı ve cinsiyeti

Samsung ve UNDP Türkiye Innovation Campus programı ile gençleri dijital çağa hazırlıyor - Basın Açıklaması

27 Şubat 2025 • 18:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Samsung Electronics Türkiye, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP Türkiye) iş birliği ile 2019 yılında hayata geçirdiği "Innovation Campus" programıyla gençlere yapay zekâ, nesnelerin interneti ve kodlama gibi ileri teknoloji eğitimleri vererek geleceğin dijital becerilerini kazandırıyor. Programın 5 yılda kat ettiği başarı yolculuğunu paylaşan Samsung Türkiye ve UNDP Türkiye, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğiyle üniversitelerde öğrencilerle buluşturdukları programı, önümüzdeki dönemde daha fazla gence ulaştırma hedeflerini aktardı.
 
Jeff Jo: "Samsung yapay zekâ ve inovasyon gücünü Türkiye'ye de sunmakta kararlı"
Uzun yıllardır teknolojiye ciddi yatırımlar yapan ve yeni deneyimlere öncülük eden Samsung'un gençleri de gerekli bilgi ve becerilerle geleceğe hazırladığını söyleyen Samsung Electronics Türkiye CEO'su Jeff Jo, "Samsung olarak yapay zekâ devriminin ön saflarında yer alıyoruz ve yapay zekânın herkes için yeni deneyimler, fırsatlar ve yenilikler yaratma potansiyeline yürekten inanıyoruz. Gençlerin bu devrimin arkasındaki itici güç olduğunu düşüyoruz ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için teknoloji birikimimizi ve yetkinliğimizi gençlere aktarıyoruz. Samsung, sorumlu yapay zekâ ve inovasyon gücünü sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunmak için Türkiye'ye de sunmakta kararlı. Genç, dinamik, teknolojiyle ilgilenen bir nüfusa sahip olan Türkiye büyük bir potansiyele sahip ve bizim için stratejik öneme sahip bir ülke" dedi.
 
Monica Merino: "Kimsenin geride kalmaması için çalışıyoruz"
Innovation Campus'un dönüştürücü etkisini vurgulayan UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Monica Merino, gençlerin dijital becerilerle donatılmasında bu girişimin oynadığı kritik rolü şu sözlerle ifade etti: "UNDP ve Samsung olarak, gençlere istihdam edilebilirlikleri ve gelecekteki iş fırsatları için gerekli dijital becerileri kazandırmak amacıyla güçlerimizi birleştirdik. Bu girişim yalnızca teknolojiyle ilgili değil-hızla değişen küresel ekonominin bir parçası olmaları için gençleri güçlendirmeyi de amaçlıyor. Samsung ile birlikte, eğitimi, teknolojiyi ve gerçek hayat uygulamalarını bir araya getirerek kimsenin geride kalmaması için çalışıyoruz."
 
Küresel iş dünyasının dijital becerilere ihtiyacı artıyor
2009'dan beri Türkiye'de hem tüketici elektroniği markası hem üretici hem de kurumsal vatandaş kimliğiyle faaliyetlerini sürdürdüğünü söyleyen Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Murat Azdemir, "Samsung, bir tüketici elektroniği şirketi olarak faaliyet gösterdiği Türkiye'de bütün ürün kategorilerinde güçlü bir pazar varlığına sahip. Aslında faaliyet gösterdiğimiz her ülkede var olan bir kimliğimiz daha var. 'İyi bir kurumsal vatandaş. Türkiye'de de toplumsal ve çevresel konularda çok önemli yatırımlar yaparak, daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veriyor, değer yaratıyoruz. 2019 yılında UNDP Türkiye iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Innovation Campus eğitim programı da bu vizyonumuzun bir parçası. Innovation Campus ile Türkiye'nin sürdürülebilir büyümesine, dijital yetenek açığını kapamaya yardımcı olmayı ve ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları odaklı toplumsal fayda sağlayacak yenilikçi projeler geliştirecek genç yetenekler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Herkes için daha iyi bir geleceğe katkıda bulunmamızı sağlayan bu kolektif çabadan memnuniyet duyuyoruz" dedi.
 
İleri teknolojilerin işimizi dönüştürdüğünü ve bu doğrultuda dijital beceri ihtiyacının da günden güne arttığına işaret eden Azdemir, "Dünya Ekonomik Forumu'nun Geleceğin Meslekleri 2025 Raporu'na göre, dünyada işverenlerin yüzde 60'ı önümüzdeki 5 yıl içinde en büyük trend olarak dijital iş dönüşümünü görüyor. Türkiye'de ise bu oran yüzde 62 ile dünya ortalamasının üstünde. Yeni becerilere ihtiyaç duyulacağını söyleyenlerin oranı ise globalde yüzde 39 iken Türkiye'de yüzde 44. Innovation Campus programı da bu giderek artan beceri açığını kapamaya yardımcı olmak için tasarlanan bir program olarak öne çıkıyor" dedi.
 
Mezun sayısının her yıl yüzde 30 oranında artması hedefleniyor
Küresel iş dünyasının yüzde 86'sının, Türk iş dünyasının ise yüzde 78'inin yapay zekâ ve bilgi teknolojilerinin en dönüştürücü etkiye sahip trendler olduğuna dikkat çektiğini söyleyen Azdemir, "Bu veriler ışığında önümüzdeki 5 yıl içinde teknoloji becerilerine duyulan talebin hızlı bir ivmeyle artış göstereceğini öngörüyoruz. Biz de kurumsal bir vatandaş olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Globalde 33 ülkede devam eden Innovation Campus programıyla Türkiye'de de gençlerimize dijital beceriler kazandırarak geleceğin dünyasına hazırlıyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğini desteklemek amacıyla önümüzdeki 5 yıl içinde mezun sayısını her yıl en az yüzde 30 artırmayı hedefliyoruz. Samsung'un geliştirdiği en son teknolojileri programımıza hızla entegre ediyor, ince beceriler geliştirmeyi de en az dijital beceriler kadar önemsiyoruz. Kadın katılımcı oranı yüzde 51 olan programımıza toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek adına daha fazla kadın aday katılmasını amaçlıyoruz" dedi.
 
"Sürdürülebilir kalkınma için teknolojinin fayda yaratan potansiyelinden faydalanmak önemli"
Yapay zekânın, sorumlu ve adil bir şekilde tasarlanır ve uygulanırsa, sürdürülebilir kalkınma için güçlü bir itici güç ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın hızlandırıcısı olabileceğine işaret eden UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı Keşif Yöneticisi Hansın Doğan ise "Samsung ile ortak hedeflerle hayata geçirdiğimiz Innovation Campus programında öğrenciler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın kökünde yer alan küresel sorunlara, toplumların karşılaştığı zorluklara çözüm üretecek, fayda sağlayacak hemen her konuda projeler ürettikleri için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın tümünü kapsayan bir eğitim programı olarak öne çıkıyor. Yapay zekâ tüm dünyada sektörleri dönüştürmeye devam ederken, gelişiminin toplumsal değerlerle, özellikle de toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili değerlerle uyumlu olması çok önemli. Bu engellerin üstesinden gelmek için verdiğimiz 'Yapay Zekâda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' ve 'Yapay Zekâda Etik' eğitimlerinin yanı sıra geçen yıl açtığımız kadın yapay zekâ sınıfımız da ilk mezunlarını verdi. Sürdürülebilir kalkınma için yapay zekâ ve makine öğrenimi potansiyelinden yararlanmada en son dijital çözümler aracılığıyla araştırma ve danışmanlık desteği sağlayan SDG AI Lab,da programa katkıda bulunarak Samsung'un küresel eğitim müfredatına ek olarak 'Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için Veri Bilimi" eğitimleri vererek gençlerimizin bu amaçlar doğrultusunda projeler geliştirmesine yardımcı oluyor" dedi.
 
Yoğun ve kapsamlı bir eğitim programı olarak tasarlandı
18-29 yaş aralığındaki iş arayışındaki gençleri hedefleyen Innovation Campus programına 5 yılda 81 il, 200 üniversiteden 24 binden fazla kişi başvurdu. Programdan bugüne dek 434 genç mezun oldu. Mezunların yüzde 90'ı istihdama katılırken geri kalanı da öğrenimine devam etti. Bir master programı gibi yoğun ve kapsamlı tasarlanan eğitim programı 350 saat yapay zekâ, 240 saat nesnelerin interneti, 87 saat kodlama ve programlama gibi ileri teknolojileri içeriyor. Öğrencilere dijital eğitimlerin yanında sosyal beceriler de kazandırmayı amaçlayan program kapsamında işe hazırlık sürecine yönelik eğitimler de veriliyor. BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın 6'sını doğrudan kapsayan programda eğitim alan öğrenciler, bugüne dek tüm amaçlara hizmet eden 50'yi aşkın bitirme projesi hazırladı.
 
Kadınlara özel yapay zekâ sınıfı açıldı
Türkiye'nin Ulusal Yapay Zekâ stratejilerine de katkıda bulunan programla UNDP Türkiye'nin desteğiyle yapay zekâda toplumsal cinsiyet eşitliği ve önyargı konularında da dersler verilerek farkındalık yaratmak amaçlanıyor. Toplam kadın katılımcı oranı yüzde 51'e ulaşan programda geçen yıl açılan kadın yapay zekâ sınıfıyla da genç kadınlara makine öğrenimi, doğal dil işleme ve dil modellerinin yanı sıra SKA'lar perspektifinde keşifsel veri analizi ve sunum becerileri gibi alanlarda da eğitim veriliyor. Son olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen Milli Teknoloji Akademisi'nin dijital öğrenme platformu Sektör Kampüste Programı'nın paydaşı olan Innovation Campus Programı, yapay zekâ eğitimlerini daha fazla üniversite kampüsüne taşıyor. Bu iş birliği ile program Yıldız Teknik Üniversitesi'nde de 17 Şubat'ta kapılarını yeni öğrencilere açtı.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery