Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Türkiye'nin deri ve deri mamulleri ihracatı son 3 yılda 530 milyon dolarlık düşüşle 2 milyar 56 milyon dolardan, 1 milyar 526 milyon dolara gerilerken, deri ve deri mamulleri ithalatı 1 milyar 810 milyon dolardan 2 milyar 420 milyon dolara yükseldi.
 
 
Türkiye, deri ve deri mamulleri sektöründe 2022 yılında 245 milyon dolar dış ticaret fazlası veren ülke konumundayken, 2024 yılı sonunda 895 milyon dolar dış ticaret açığı verir pozisyona düştü.
 
 
Deri ve deri mamulleri sektörünün 7 yıl önceki ihracat rakamlarına gerilediğini dile getiren Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, 2024 yılında Türkiye geneli ihracat rakamlarında ayakkabı, saraciye, mamul deri ve kürkler ve deri konfeksiyon alt sektörlerinin hepsinde kan kaybettiklerinin altını çizdi.
 
 
Ege İhracatçı Birlikleri'nde basın toplantısı düzenleyen Zandar, "Türkiye'nin deri ve deri mamulleri ihracatı 2023 yılında 1 milyar 858 milyon dolar iken, 2024 yılında yüzde 18'lik düşüşle 1 milyar 526 milyon dolara indi. Ayakkabı ihracatımız yüzde 22'lik kan kaybı yaşadı ve 1,1 milyar dolardan 877 milyon dolara düştü. Ayakkabı yan sanayinde ise Türkiye genelinde yüzde 38'lik, Ege Bölgesi'nde ise yüzde 44'lük bir ihracat kaybı yaşadı. Bu, sektörümüzün ekonomik baskılar ve uluslararası rekabet koşulları karşısında ne denli zorlandığını açıkça göstermektedir. Deri ve kürk konfeksiyondaki kaybımız yüzde 18 olurken ihracatımız 236 milyon dolardan 193 milyon dolara indi. Saraciye ürünleri ihracatımız 273 milyon dolardan 239 milyon dolara azalırken saraciye ürünleri ihracatımızdaki eksilme yüzde 12 şeklinde gerçekleşti. Mamul deri ve kürk ihracatımız yüzde 3 azalışla 221 milyon dolardan 214 milyon dolara geriledi. 2024 yılının son çeyreğinde istihdam rakamlarımız yüzde 25 düştü" diye konuştu.
 
 
2021 yılı Eylül ayında Türkiye'nin faiz indirim kararıyla başlayan sürecin sonunda Türkiye'de 2022 yılında enflasyon rakamlarının yüzde 65'e yükseldiğini, buna karşılık döviz kurlarındaki artışın yüzde 41,7'de kaldığını paylaşan Zandar şöyle devam etti: "2023 yılına gelindiğinde enflasyondaki artış yüzde 64,7 olurken, dolar kurundaki artış yüzde 57 oldu. 2024 yılında enflasyondaki yüzde 45 iken, dolar kuru yüzde 20 arttı. Son üç yılda enflasyon karşısında döviz kuru yüzde 48 eridi. Mevcut durumda rakiplerimize göre yüzde 50 civarında daha pahalı konumdayız. Bu da ihracat rakamlarımızda çok net kendisini gösteriyor. 1 Ocak 2022 yılından günümüze döviz kuru enflasyon kadar artmış olsaydı bugün dolar kurunun 52,3 TL olması gerekiyordu. Bu döviz kuru da bizim ihracat rakamlarımızı korumamızı sağlardı. Bu politika ihracatımızı düşürürken, ithalatımızı artırıyor. Başka ülkelerin işçilerinin istihdamına katkı sağlıyor."
 
 
Ege Bölgesi'ndeki düşüş daha sınırlı kaldı
 
 
Deri ve deri mamulleri sektörünün Ege Bölgesi'ndeki düşüşünün 2024 yılında yüzde 9 ile daha sınırlı kaldığı bilgisini veren Başkan Zandar, "Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği üyelerimiz 2023 yılında 182 milyon dolar ihracat yapmışken, 2024 yılında 165 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırabildiler. Ayakkabı ihracatımız yüzde 15'lik kayıpla 112 milyon dolardan 95 milyon dolara indi. Deri ve kürk konfeksiyon ihracatımızda azalış yüzde 22 olurken ihracat rakamımız 27 milyon dolardan 21 milyon dolara indi. Türkiye genelinde 4 alt sektörümüzde de ihracat rakamları düşmüşken, Ege Bölgesi'nde mamul deri ve kürkler ihracatımız yüzde 15, Saraciye ürünleri ihracatımız yüzde 4 artma başarısı gösterdi" diye Ege Bölgesi ihracat rakamlarını özetledi.
 
 
Alınan tedbirleri doğru buluyoruz
 
 
Ayakkabı ithalatına 31 Aralık 2024 tarihinde getirilen yüzde 10 ilave gümrük vergisini desteklediklerini anlatan Zandar, bu artışın ayakkabı üreticileri için bir fırsat niteliği taşıdığını kaydetti. Hükümetin emek yoğun sektörlere yönelik istihdam odaklı teşviklerini de doğru adım olarak nitelendiren Zandar, "Bu destek sektörümüzün 2025 planları için büyük önem taşımaktadır. Özellikle çalışan başına 2500 TL'lik destek, sektördeki iş gücü maliyetlerinin azaltılması ve üretimin artırılması amacıyla önemlidir. En büyük ihracat pazarlarımız olan Rusya-Ukrayna hattındaki politik belirsizliğin ortadan kaldırılmasını umuyor, küresel kriz ortamının hafiflemesinin hedef pazarlarımızdaki talep artışlarını tetikleyeceğini düşünerek 2025'i toparlanma yılı olarak görüyoruz" dedi.
 
 
Verimliliği artırmak için çalışacağız
 
 
Hazırgiyim ve tekstil sektörlerinde pek çok firmanın üretimlerini başta Mısır olmak üzere başka ülkelere kaydırdığını hatırlayan Zandar şöyle konuştu; "Üretimini başka ülkeye taşımayan tek sektörüz. Biz farklı yerlerde üretebilen bir sektör değiliz. Elimizdekileri götürebildiğimiz yere kadar gideceğiz, sonrasında ya sektör değiştieceğiz ya da başka yol arayacağız. Verimliliğimizi artırarak günümüzde hammadde hariç yüzde 62'ye ulaşan maliyetlerimizi önce yüzde 50-55'e, sonrasında yüzde 40'a çekerek ayakta kalmanın yollanırı arayacağız. Daha verimli ve sürdürülebilir üretime dayalı ihracat yaparak 2025 ve 2026'ya hazırlıklı gireceğiz."
 
 
Gündoğdu: "Saraciye sektörü son sıradan ikinciliğe yükseldi"
 
 
Deri alt sektörlerinden saraciye sektörünün kg başı 14,7 dolarlık ihracat rakamıyla katma değeri yüksek bir ürün grubu olduğu bilgisini veren Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu, 2013 yılında deri ürünleri arasında en az ihracatı olan saraciye sektörünün 2024 yılı sonunda 239,5 milyon dolar ihracat hacmiyle ayakkabıdan sonra en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci büyük deri ve deri mamulü grubu konumuna geldiğini kaydetti.
 
 
"Dünya genelinde ve Avrupa'da lüks çanta ve aksesuar markaları satın alımlarını Türkiye'ye yöneltti" diyen Gündoğdu, "Sektörde markalaşma ve vurt dışı tanıtım çalışmaları hız kazandı. Türkiye dünya genelindeki toplam 90 milyar $'lık ihracattan yalnızca 0,27 pay alıyor. Sektör desteklendiği takdirde yüzde 1 paya ulaşabilir" şeklinde konuştu.
 
 
İzmir deri organize sanayi bölgesi istiyor
 
 
Deri sektörünün İzmir'de gelişen sanayi ve ihracat potansiyelini korumak, rekabetçilik ve sürdürülebilirlik konularında öncü rolünü devam ettirebilmesi için İzmir'de deri ve deri mamulleri sektörünün kümeleneceği bir organize sanayi bölgesi istediklerini aktaran Gündoğdu şöyle devam etti: "Türkiye'nin en büyük üçüncü ili olan İzmir'de deri sektörümüzün kümelenmesinin gerek istihdamın artırılması, gerek nitelikli ara eleman devamlılığı, gerekse sektörün sürdürülebilirlik ile ilgili altyapısının gelişmesine katkı sağlayacağı tartışmasızdır. Emek yoğun sektörlerde yan sanayinin gelişmesi için sektörün tüm unsurlarının bir arada hareket etmesi gerekmektedir. İzmir'in sürdürülebilirlik imajı çalışmalarına İzmir Ayakkabı, Saraciye, Deri Konfeksiyon, Deri Mamulleri Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulmasıyla farkındalık kazandırılacağı değerlendirilmektedir. Şehre görece yakın, personellerimizin rahatça ulaşım sağlayabileceği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yeni bir organize sanayi bölgesinin sektörlerimizin ihtiyaçlarına yanıt verebileceği tüm sektör paydaşlarımız tarafından olumlu karşılanmaktadır."
 
 
Arıoğul: 3 yıldır fiyat artırdık artış
 
 
Deri konfeksiyon ürünlerinde ortalama ihraç fiyatının 70 dolarları aştığını, katma değerli bir üretim yaptıklarını paylaşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arıoğul, son 3 senedir müşterilerine devamlı fiyat artışı yapmak zorunda kaldıklarını, günümüzde maliyetlerinin artmasına rağmen müşteriler kaçmasın diye fiyat yükseltmeden devam etmeye çalıştıklarını, 2025 yılının deri konfeksiyon sektörü için çok zor geçeceğini vurguladı.
 
 
Türk deri sektörü Garda'ya 92 firmayla katıldı
 
 
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği, 11-14 Ocak 2025 tarihlerinde İtalya'da düzenlenen Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarı'na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdi. Türkiye milli katılım organizasyonuyla 32 firma fuara katılırken, Türkiye 92 firmayla fuara en yoğun katılım gösteren ülkelerden biri oldu.
 
 
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, fuar sonrasında yaptıkları ve 29 ayakkabı, 2 saraciye firmasının katıldığı ankette firmaların, Amerika Birleşik Devletleri, Çekya ve İspanya'dan gelen ithalatçılarla verimli ikili görüşmeler yaptıklarıyla ilgili ankete geri bildirimleri olduğunu paylaştı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Sertifikasyon prosedürünün başarıyla tamamlanması, şirketin entegre yönetim sisteminin ISO standartlarına yüksek düzeyde uyumluluğunu doğruladı
Türkiye'nin ilk nükleer güç santralinin inşaat projesini yürüten Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un iştiraki AKKUYU NÜKLEER A.Ş., entegre yönetim sisteminin, ISO uluslararası standartların gerekliliklerine uygunluğunu doğrulayan ilk denetim sürecini başarıyla tamamladı.
Denetim, Akkuyu NGS sahasında yüz yüze, ayrıca şirketin Ankara ve Moskova'daki ofislerinde uzaktan yapıldı. Denetçiler tasarım yönetimini, inşaat ve montaj işleri yönetimini, devreye alma çalışmaları yönetimini ve Akkuyu NGS'nin yaşam döngüsü aşamalarında sahibi, lisans sahibi ve yüklenici olarak görevlerin yerine getirilmesini incelediler.
Denetim sonucunda, sertifikasyon kuruluşu herhangi bir uygunsuzluk tespit etmedi ve AKKUYU NÜKLEER A.Ş., entegre yönetim sistemi, uluslararası standartların gerekliliklerine uygun bulundu: ISO 9001:2015 (Kalite Yönetim Sistemi), ISO 19443:2018 (ISO 9001:2015'in nükleer enerji sektörü tedarik zinciri organizasyonları tarafından nükleer güvenlik açısından önemli ürün ve hizmetlerin sağlanması için uygulanmasına yönelik özel gereklilikler (ITNS), ISO 14001:2015 (Çevre Yönetim Sistemi) ve ISO 45001:2018 (İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi).
Bağımsız Sertifikasyon denetimi, Rusya Federasyonu belgelendirme kuruluşu Uluslararası Belgelendirme Servisi ve Türk Akreditasyon Kurumu'ndan (TÜRKAK) uluslararası akreditasyona sahip Türkiye Cumhuriyeti belgelendirme kuruluşu Kalitest tarafından yapıldı. Belgelendirme kuruluşları, bir ortaklık anlaşması temelinde birbirleriyle iş birliği içinde çalışıyorlar. Denetim sonucunda denetçiler, tedarik zinciri denetimlerinin organize edilmesine yönelik çalışmaların yetkin bir şekilde yapılandırılması, mobil kriz merkezlerinin çalışmalarına üst seviyede hazırlıklı olunması, yüklenicilerin şantiyelerinde güvenlik kültürünün geliştirilmesi ve gelişmiş yangınla mücadele ile taktik ekipmanlarının en verimli şekilde kullanılması dâhil olmak üzere AKKUYU NÜKLEER A.Ş.'nin güçlü yönlerini vurguladılar. Denetçiler, şirket personelinin, entegre yönetim sisteminin gereklilikleri konusunda eğitim programına uygun olarak eğitildiğini kaydettiler. Bağımsız denetçiler, tedarikçiler için çevre güvenliği gerekliliklerinin detaylandırılmasını ve metrolojik destek için yüklenicilerle hızlı etkileşime olanak tanıyan agile panolarının kullanımını olumlu olarak değerlendirdiler.
AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Genel Müdürü Sergey Butckikh, konuyla ilgili olarak, "Gözetim denetimi sonucunda belgelendirme kuruluşundan olumlu görüş aldık. Bu, AKKUYU NÜKLEER'in yönetim sistemlerinin olumlu uygulamalarını kullanarak uluslararası standartların gerekliliklerini yerine getirdiğini ve nükleer güç güvenliği normlarının uygulanmasını etkin bir şekilde geliştirdiğini gösterdi" dedi.
Belgelendirme kuruluşu, entegre yönetim sisteminin ISO 9001:2015, ISO 19443:2018, ISO 14001:2015 ve ISO 45001:2018 uluslararası standartlarının gerekliliklerini karşıladığını teyit etmek amacıyla 2025 yılında AKKUYU NÜKLEER'de ikinci bir gözetim denetimi yapacak

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kamu-Özel işbirliği (KÖİ) kapsamındaki havalimanlarından devletin 2024 yılı gelirinin toplam 37 milyar 628 milyon 62 bin 433 lira olacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, "2024 yıl sonu gelirleri ile birlikte KÖİ havalimanlarından elde edilen gelir 344 milyar 648 milyon 402 bin liraya ulaşacak." dedi.
 
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'de toplam 58 aktif havalimanı bulunduğunu belirterek "Bunların 11 tanesi ise Kamu-Özel İşbirliği projeleri. Söz konusu havalimanları, ticaretin ve lojistiğin hızlanmasında önemli rol oynuyor. Havalimanlarından elde edilen kira gelirleri, sadece uçuş alanlarının işletilmesiyle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin büyüyen ekonomisine de önemli bir katkı sağlıyor." ifadelerini kullandı.
 
İstanbul Havalimanı'nın 2024 Yıl Sonu Kira Bedeli 736 Milyon 179 Bin 973 Avro
 
Bakan Uraloğlu, özellikle İstanbul Havalimanı'nın, bu projeler arasında en büyük gelir kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek "İstanbul Havalimanı'ndan 2024 yıl sonu kirası olarak 736 milyon 179 bin 973 avro gelir elde edilecek. Bu kapsamda garanti üstü tahsil edilecek tutar ise 44 milyon 637 bin 879 avro ederinde. İstanbul Havalimanı, yalnızca yerel değil, küresel düzeyde de önemli bir ulaşım merkezi olarak Türkiye'nin ekonomisine ciddi bir değer katıyor." açıklamasında bulundu.
 
Esenboğa Havalimanı KÖİ Projelerinin Başında Geliyor
 
Ankara'daki Esenboğa Havalimanı'nın da KÖİ projelerinin başında geldiğini ifade eden Uraloğlu, "Esenboğa Havalimanı'nın garanti üstü tahsil edilen geliri 2024 yıl sonu için 9 milyon 248 bin 206 avro olacak, kira geliri ise 15 bin avro olarak tahsil edilecek. Zafer Havalimanı'ndan 5 bin avro, Zonguldak Çaycuma Havalimanı'ndan ise 32 bin 291 dolar kira geliri elde edilecek, Aydın Çıldır Havalimanı ise 20 bin avro ödeyecek." ifadelerini kullandı.
 
10 Ağustos 2024'te hizmete alınan Çukurova Havalimanı'nın ise, bölgesel kalkınma açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Uraloğlu, "Havalimanı, sadece ulaşım altyapısının güçlendirilmesine değil aynı zamanda tarım ve sanayi sektörlerinin büyümesine de yardımcı oluyor. Özellikle Akdeniz bölgesinin ekonomik yapısına katkı sağlıyor ve yerel işletmelerin lojistik ağlarını daha hızlı hale getiriyor." dedi.
 
Antalya Havalimanı'ndan 100 Milyon 500 Bin Avro Kira Tahsil Edilecek
 
Turizm merkezlerindeki havalimanlarının da yıl boyunca ağırladığı yolcu sayıları ile dikkat çektiğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Antalya Havalimanı'ndan 2024 yıl sonu kirası olarak 100 milyon 500 bin avro, Gazipaşa Alanya Havalimanı'ndan ise tam 100 bin dolar tahsil edilecek. İzmir Adnan Menderes Havalimanı'ndan 57 milyon 950 bin avro, Milas/Bodrum Havalimanı 57 milyon 360 bin avro, Dalaman Havalimanı ise 25 milyon 380 bin avro kira ödeyecek." diye konuştu.
 
Devletin Kasasına 37 Milyar 628 Milyon 62 Bin 433 Lira Girecek
 
Kamu-Özel İşbirliği projeleri çerçevesinde, Türkiye'nin farklı bölgelerinde bulunan 11 havalimanından yalnızca 2024 yıl sonu için elde edilecek toplam gelirin 37 milyar 628 milyon 62 bin 433 liraya ulaşacağını kaydeden Bakan Uraloğlu, "Aynı gelirin döviz cinsinden karşılığı ise 1 milyar 24 milyon 90 bin 707 avroyu buluyor. 2023 yıl sonuna kadar elde edilen toplam gelir 307 milyar 20 milyon 339 bin 567 lira olarak gerçekleşmişti. 2024 yıl sonu gelirleri ile birlikte bugüne kadar KÖİ kapsamındaki havalimanı projelerinin devletin kasasına 9,38 milyar avro yani 344 milyar 648 milyon 402 bin lira kazandıracağı anlamına geliyor." dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kimpur, geçtiğimiz yıl Ravago Petrokimya A.Ş. ile sektörde büyük yankı uyandıran stratejik iş birliğini duyurmuştu. Bu iş birliği kapsamında Ravago Petrokimya'nın poliüretan sistemlerinin üretiminin Kimpur'un tesislerine taşınması kararlaştırılmış ve bu süreçte Kimpur Düzce Üretim Tesisi'ne ek 85 kT kapasite sağlanacağı belirtilmişti. Şimdi ise Düzce tesisinde gerçekleştirilen ilk üretimle bu iş birliği somut bir başarıya dönüştü.
İlk üretim, Ravago Petrokimya'dan transfer edilen Exproof reaktör ile başladı. Deneme üretimi kapsamında KIMrigid® Sandviç Panel Sistemi ve KIMcool® Buzdolabı Sistemi üretilerek başarıyla tamamlandı. Üstelik, reaktör hat çaplarında ve pompa kapasitelerinde yapılan iyileştirmelerle üretim süreçleri daha hızlı ve verimli hale getirildi. Bu adımla birlikte Kimpur, Ravago Petrokimya'nın üretim operasyonlarını başarıyla devralmış oldu.
Kimpur'un global konumu daha da güçleniyor
Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları arasında 188. sırada yer alan ve 5 kıtada 55'ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Kimpur, 141 bin ton kapasiteli Gebze Üretim Tesisi, 115 bin ton kapasiteye ulaşacak olan Düzce Üretim Tesisi ve Avrupa'daki 25 bin ton kapasiteli bağlı ortaklığıyla bölgedeki en büyük poliüretan sistem evi konumunu güçlendirmeye devam ediyor.
Kısa sürede üretim kapasitesinde sağlanan bu artış, Kimpur'un hem yerel hem de global pazarlardaki konumunu pekiştirirken, şirketin poliüretan sistem evleri arasında dünya genelinde ilk 10 sırada yer alma hedefini gerçekleştirmesine de katkı sağladı.
Kimpur CEO'su Cavidan Karaca, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
 "Ravago Petrokimya A.Ş. ile iş birliğimiz sonucu tesisimize taşınan reaktörlerle gerçekleştirdiğimiz ilk üretimden başarılı ve verimli sonuçlar almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu başarı, Düzce Üretim Tesisimizin Kimpur'un global üretim vizyonunda güçlü bir üretim üssü olma iddiasını destekledi. Kimpur olarak global bir marka olma yolunda güçlü adımlar atmaya devam ediyoruz."
Bu önemli iş birliği ve gerçekleştirilen ilk üretimle Kimpur, sektördeki konumunu daha da güçlendirmeye devam ederken global hedeflerine kararlılıkla ilerliyor. Her adımıyla yenilikçi çözümleri ve sürdürülebilir büyümeyi odağına alan Kimpur, sektöre yön veren bir lider olmayı sürdürüyor.
 

Avrupa borsaları güne İngilter dışında satış ağırlıklı başladı.

Açılışın ardından, Stoxx Europe 600 gösterge endeksi yüzde 0.1, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 0.1, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0.2, İspanya'da IBEX 35 endeksi yüzde 0.7 gerilerken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0.1 değer kazandı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye kimya sektörünün öncü şirketlerinden Gentaş Kimya, yenilikçi ürünleriyle uluslararası pazarlarda güçlü bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Şirket, bu yıl hayata geçirmeyi planladığı halka arzdan elde edeceği kaynak ile de küresel rekabet gücünü daha da artırmayı hedefliyor.
Gentaş Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Macit Aydın, şirketin yeni ürün stratejileri ve stratejik vizyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Macit Aydın, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:"Gentaş Kimya olarak katma değeri yüksek ürünler üretmek ve global pazarlarda daha geniş bir ihracat ağına ulaşmak temel önceliklerimiz arasında. 2024 yılında tüm deneme ve test süreçlerini başarıyla tamamladığımız ve bu yıl seri üretimine başlayacağımız Novalak ürünümüz; geleneksel sıvı reçineye kıyasla üstün raf ömrü ve lojistik avantajlarıyla ihracat imkanlarımızı önemli ölçüde genişletecek. Bu sayede, geçmişte daha çok yakın coğrafyalara ihraç edilebilen sıvı reçine ürünlerimizi, daha uzak bölgelere ihraç edebilir hale geliyoruz. Novalak ile 2030 yılı itibarıyla dünya fenol reçine ticaret hacminden yaklaşık %1 ilave pazar payı elde etmeyi planlıyoruz."
"Daha Geniş Bir İhracat Ağının Temelleri Atılıyor"
Novalak ürününün yanı sıra Gentaş Kimya, akrilik levha ürünleriyle de ABD başta olmak üzere, Çin'e bağımlılığı azaltmak isteyen büyük pazarlara odaklanıyor. ABD'nin Çin'e uyguladığı ek vergiler ve tedarik zincirini çeşitlendirme politikaları doğrultusunda Türkiye'nin bu alandaki stratejik konumunu avantaja dönüştüren şirket, 2030 yılı itibarıyla dünya akrilik levha pazarından %1 ile %2 arasında bir pay kapmayı hedefliyor.
Global Bir Marka Olma Yolunda
Macit Aydın, "Hedefimiz, global pazarlarda rekabet gücü daha yüksek ürünler geliştirerek ihracatımızın toplam satışlar içindeki payını %20'lerden çok daha yukarılara çıkarmak. Türkiye ekonomisine katkı sağlamak ve Gentaş Kimya'yı uluslararası arenada bir marka haline getirmek için çalışmaya devam edeceğiz" diye ekledi.

Sürdürülebilir ve Yenilikçi Üretim
Çevreye duyarlı bir üretim anlayışını benimsediklerini vurgulayan Macit Aydın, "Sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde enerji kaynaklarını daha verimli kullanmayı ve karbon ayak izimizi azaltmayı önceliklendiriyoruz. Tamamlanan Çatı GES projemiz ve önümüzdeki dönemde devreye alınması planlanan 2,3 MW kapasiteli buhar türbini yatırımımız ile enerji ihtiyacımızın önemli bir kısmını yenilenebilir kaynaklardan karşılayacağız. Bu projelerle hem kaynaklarımızı verimli kullanıyor hem de maliyet avantajı elde ediyoruz." dedi.

Halka Arz Planları ile Güçlü Hedeflere Doğru
Gentaş Kimya'nın gelecekteki stratejik hedeflerine ulaşmak için halka arz planladığını da belirten Macit Aydın, bu adımın şirketin uluslararası pazarlardaki konumunu daha da güçlendireceğini ifade etti. Aydın, Halka arz, global rekabet gücümüzü artırmak ve büyüme planlarımızı hayata geçirmek için kritik bir hamle olacak. Sermaye piyasalarından sağlanacak destekle; satış ve pazarlama faaliyetlerimizi genişleterek yeni pazarlara ulaşmayı, inovasyona dayalı projelerimizi hızlandırmayı, çevresel sürdürülebilirlik ilkelerimizi daha güçlü bir şekilde hayata geçirmeyi ve şirketimizin uzun vadeli kurumsal devamlılığını sağlam temellere oturtmayı hedefliyoruz. Ayrıca, Borsa İstanbul'da işlem gören ortağımız Gentaş Dekoratif'in bu alandaki deneyimi bizim için değerli bir rehber olacak. Bu birikim ve tecrübe, hem yatırımcılarımızla kuracağımız güven ilişkisini pekiştirecek hem de şirketimizin sürdürülebilir büyüme yolculuğunu destekleyecektir." ifadelerini kullandı.