Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Avrupa ve Türkiye’nin önde gelen havayolu şirketlerinden Corendon Airlines’ın sponsor olduğu BIKE AID Bisiklet Takımı, 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda yer alacak. Spora ve toplumsal faydaya verdiği destekle öne çıkan Corendon Airlines, 2020 yılından bu yana BIKE AID’in sponsoru olarak, takımın hem sportif hedeflerine hem de sosyal sorumluluk projelerine katkı sunuyor.

“İlklerin Havayolu” Corendon Airlines, 20. yılında bisikleti sosyal sorumlulukla birleştirerek BIKE AID’in hem spora hem de sosyal sorumluluğa dokunan yolculuğuna eşlik etmeye devam ediyor. Sporculara profesyonel arenada eşit fırsatlar sunmayı amaçlayan BIKE AID, bu sene Antalya’dan İzmir’e uzanan zorlu parkurda, 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda mücadele edecek. Sporun evrensel diliyle farklı coğrafyalardan gelen yetenekleri bir araya getiren BIKE AID Bisiklet Takımı, Corendon Airlines’ın desteğiyle ilham veren bir hikâyeye de imza atmaya devam edecek.

BIKE AID, Pedallarını Sosyal Sorumluluk için Çeviriyor

60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na bugüne kadar 4 kez katılan BIKE AID Bisiklet Takımı, 1250’nin üzerinde aktif üyesiyle Almanya’nın en büyük bisiklet topluluğu unvanını taşıyor. UCI Continental Takımı BIKE AID, özellikle Afrikalı sporcuların uluslararası bisiklet arenasında kendilerine yer bulmasını sağlamak ve onların gelişimine katkıda bulunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Bugüne dek birçok Afrikalı bisikletçiye Avrupa’daki profesyonel yarışlarda kendilerini gösterme fırsatı sunan BIKE AID, bu yönüyle bisiklet dünyasına örnek oluyor.

Corendon Airlines, Sporun ve Sporcuların Yanında Olmaya Devam Ediyor

Sporun ve sporcuların destekçisi olan Corendon Airlines, yıllardır farklı branşlarda hayata geçirdiği sponsorluklarla spora olan desteğini sürdürüyor. Farklı branşlarda, hem bireysel hem de takım sporlarına destek sunan Corendon Airlines, sporun herkes için erişilebilir ve sürdürülebilir bir alan olması için çalışmalarına devam ediyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İş yeri kültürü ve çalışan deneyimi alanında küresel otorite kabul edilen Great Place To Work® 600’ü aşkın organizasyondan 170.000’den fazla çalışanın iş yerleri içerisindeki deneyimi ve güven seviyesini analiz eden Trust Index™ anketine verdiği cevaplar ile hazırlanan Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ 2025 Raporu’nu yayımladı.

Rapor, çalışanların organizasyonlardan en çok beklediği unsurun artık “psikolojik esenlik” olduğunu ortaya koyarken; yüksek güven kültürüne sahip organizasyonların hem krizlere karşı daha dirençli hem de finansal olarak daha başarılı olduğuna dikkat çekiyor.

Tu¨rkiye’nin En I·yi İşverenleri™ Aras¸tırması 2025 yılı Analiz Raporu için Ocak 2024 - Ocak 2025 arasında- bir yıl boyunca lojistik, ilaç/farma, teknoloji, finans, perakende, üretim ve diğer sektörlerden 600’den fazla organizasyondan 170 binin üzerinde çalışanın geri bildirimleri toplandı. Geçen yıla göre sürece dahil olan organizasyon sayısında yüzde 5, temsil edilen çalışan sayısında ise yüzde 8’lik artış görüldü.

Dünya çapında organizasyonlar tarafından en çok tercih edilen Trust IndexTM anketinde cevaplanan 60’tan fazla ifade baz alınarak, şirket çalışan sayısı ve yaş gruplarına göre detaylandırılmış ve karşılaştırmalı analizler sunan araştırma, farklı demografik gruplardaki tüm çalışanlar arasındaki deneyim tutarlılığını sağlayan Great Place To Work® For All™ kriterleri ile yürütüldü. Derin analizler ve güvenilirliği yüksek sonuçlar için ise makine öğrenmesi algoritmalarından faydalanıldı.

Organizasyonlara, gelecek stratejilerini oluşturmaları için önemli içgörüler sunan raporun 2025 yılı sonuçlarında en öne çıkan konularından biri de iş dünyasının yeni meydan okumasının “Psikolojik Esenlik” olması. Raporda, “duygusal ve psikolojik olarak sağlıklı bir iş ortamı”, “yöneticilerin çalışana değer vermesi” ve “iş-özel hayat dengesi” çalışan önceliğinde ilk üç sırada yer alıyor. Türkiye ve dünyada yaygınlaşan ticari, politik ve toplumsal belirsizliklerin ve bunların iş dünyasına yansımasının bir sonucu olan bu beklenti dönüşümü, organizasyonların “Yüksek Güven Kültürü”ne yatırım yapmalarını elzem kılıyor.

İşverenler “psikolojik güvenlik” ile “psikolojik esenlik” farkını anlamalı


Türkiye'nin En İyi İşverenleri Analiz Raporu, psikolojik güvenlik ve psikolojik esenlik kavramlarının farkını anlamanın önemine de işaret ediyor. Çalışanların fikirlerini rahatça ifade edebildikleri, kendilerini güvende hissettikleri bir çalışma ortamını işaret eden “psikolojik güvenlik” kavramı “psikolojik esenlik” beklentisi ile bir adım öteye taşınmış. Çalışanlar artık iş yerlerinde şeffaflık, önemseme, etik ve destekleyici yönetim yaklaşımı, organizasyon için sosyal iletişim gibi çok çeşitli psikososyal faktörlere de önem veriyor.

İşverenler, elbette psikolojik güveni sağlayarak çalışanların psikolojik esenliğini dolaylı olarak koruyabilir, ancak ikisini birbirinden ayırt etmek ve her biri için ayrı stratejiler geliştirmek önemli. Burada özellikle yönetimin yetkinliği, dürüstlüğü ve vizyonu (Güvenilirlik), çalışanlara gösterilen değer ve destek (Saygı) ve adil ücret, fırsat eşitliği ve tarafsızlık (Hakkaniyet) alanları büyük öneme sahip. Dinlemek, empati kurmak, verilen sözleri tutmak, şeffaf olmak ve çalışanları karar süreçlerine dahil etmek, psikolojik esenliği besleyen ve sonuçta daha kârlı, üretken, yenilikçi ve dayanıklı organizasyonların inşasında kritik öneme sahip faktörler olarak öne çıkıyor.

En İyi İşverenler, çalışanını güvende hissettiriyor


2024 yılı raporu ile 2025 yılı raporu karşılaştırıldığında, Türkiye'deki lider şirketlerin, çalışanları elde tutma ve yetenekleri çekme konusunda psikolojik esenliğin stratejik önemini kavradıkları ve bu konuda iyi bir performans sergiledikleri görülüyor. Türkiye geneli için ise hala yüksek seviyede güvensiz bir iş ortamı olduğunu söylemek mümkün. Psikolojik güvenlik konusunda listede yer alan şirketlerde yüzde 77 gibi yüksek bir olumlu yanıt oranı yakalanırken standart şirketlerde bu oran yüzde 52. Bu olumlu gelişmeye rağmen listedeki şirketlerde hakkaniyet algısı ve tüm jenerasyonların farklılaşan beklentilerine yanıt verme gibi konularda iyileştirme ihtiyacının devam ettiği göze çarpıyor. Rapor, Türkiye'nin En İyi İşverenleri’nin öne çıkan uygulama ve stratejilerinden örnekler kendilerini geliştirmek isteyen organizasyonlara ilham alabilecekleri somut öneriler de sunuyor.


Kıdemler arasındaki algı farkına dikkat


Raporun ortaya koyduğu bir diğer önemli konu psikolojik esenlik kavramına dair farklı yönetim seviyelerinde farklı algılarının olması. Üst düzey yöneticiler sürekli olarak en yüksek psikolojik esenlik seviyelerini bildirirken ön saha çalışanları ve yöneticileri, organizasyon içinde en düşük psikolojik esenlik algısını deneyimleme eğiliminde. Bu da psikolojik refah için çok daha fazla desteğe ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

Yüksek güven kültürü, kazandırıyor

Rapor, yüksek güvene sahip iş yerlerinin sadece çalışanlar için daha iyi yerler olmakla kalmayıp, aynı zamanda finansal olarak da daha başarılı olduklarını teyit ediyor. Çünkü organizasyonlarda oluşturulan yüksek güven kültürü sayesinde inovasyon tetikleniyor, iş birliği artıyor, çeviklik destekleniyor, bu da hem marka itibarına hem de finansal başarı ve borsa performansına olumlu yansıyor.

Eyüp Toprak: “Güven sağlamanın temel adımı, çalışana kulak vermek.”

Tu¨rkiye’nin En I·yi İşverenleri™ 2025 Aras¸tırması Analiz Raporu’nun, iş dünyasındaki dönüşümü anlamak ve buna uygun stratejiler geliştirmek için değerli bir kaynak olduğunu belirten Great Place To Work® CEO’su Eyüp Toprak şöyle konuştu: “Great Place To Work® olarak her fırsatta güven kültürünün altını çiziyoruz. Çünkü güven kültürü, kârlı, üretken, yenilikçi ve dayanıklı bir organizasyon olmanın anahtarı. Güven sağlamanın temel adımı ise çalışana kulak vermek. Bu özellikle belirsizlik dönemlerinde çok önemli. Çünkü çalışanlar, yöneticilerinin kendilerini dinlediğini ve endişelerini ciddiye aldığını hissettiğinde, ekip arkadaşlarına ve organizasyona olan bağlılıkları artıyor, değişimlere, daha kolay uyum sağlıyor ve olumsuzluklara karşı daha dirençli oluyor. Tu¨rkiye’nin En I·yi İşverenleri™ araştırmamız ve sertifikasyon sürecimiz ile biz çalışanların sesinin duyulmasını sağlıyoruz. Böylece organizasyonlar çalışan gözünden kendini değerlendirme ve yol haritasını buna göre belirleme fırsatı buluyor. Yapay zekanın yükselişi ve tüm dünyadaki sosyal, ekonomik politik çalkantılar ile mevcut düzen sürekli değiştirirken, Güven, Hakkaniyet, Saygı, Gurur ve Takım Ruhu üzerine kültür inşa edebilen organizasyonlar geleceğe daha sağlam ve güvenli adımlarla ilerliyor. Bu sayede iş dünyasındaki dönüşümde başı çeken öncü kurumlar arasında yer alıyor ve hatta diğerlerine ilham oluyorlar. Birbirinden vizyoner şirketlerle çalışmaktan, geleceğin iş dünyasının şekillenmesine katkı sunmaktan büyük gurur duyuyoruz.”

Great Place To Work® hakkında

Great Place To Work®, işyeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda uzman küresel otoritedir. 1992'den beri dünya çapında 100 milyondan fazla çalışanın dahil olduğu Trust Index™ anketinden elde edilen derin analizler, harika bir iş yeri deneyimini neyin oluşturduğunu tanımlıyor. Her şeyin temelinde Güven vardır. Great Place To Work®, tüm çalışanlar için yüksek güvene dayalı bir iş deneyimi yaratarak organizasyonların kültürlerini ölçmelerine ve daha iyi iş sonuçları üretmelerine yardımcı oluyor. Kurum kültürü ve çalışan deneyimi analiz platformu Emprising®, liderlere veri ve insan odaklı kararlar verebilmeleri için ihtiyaç duydukları anketler, gerçek zamanlı raporlama ve içgörüler sağlıyor. Great Place To Work® aynı zamanda Great Place To Work-Certified™ şirketleri ve Türkiye’nin En iyi İşverenler Listeleri’nin yanı sıra sektörel, bölgesel listeler açıklayarak çalışan deneyiminin en iyiler ile kıyaslayabileceğiniz benzersiz veri içerikleri sunuyor. Great Place To Work®’ün misyonu, organizasyonların herkes için harika iş yerleri haline gelmesine yardımcı olarak daha iyi bir dünya inşa etmek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

44 yıllık deneyimiyle elektronik bileşen sektörünün güvenilir ve öncü firması Empa Elektronik, aydınlatma alanındaki işbirliğini ve teknoloji paylaşımını güçlendirmek amacıyla düzenlediği “Lighting Day 2025” etkinliğinde, sektörün önde gelen markalarını, profesyonellerini ve teknoloji liderlerini bir araya getirdi. Son teknoloji ve trendlerin paylaşıldığı etkinlik, sektör için güçlü bir know how ortamı sundu. Aydınlatma sektörünün böyle bir buluşma ortamına ihtiyaç olduğunu tespit ettiklerini belirten Empa Elektronik Endüstriyel ve Aydınlatma Sektörü İş Geliştirme Müdürü Afşin Ünlü, Lighting Day'i gelenekselleştirmek istediklerini açıkladı.
Yarı iletkenler, güç elektroniği, elektromekanik ve diğer bileşen çözümlerinden oluşan geniş bir ürün yelpazesiyle kapsamlı teknolojik çözüm tedarik hizmeti sunan Empa Elektronik, aydınlatma sektörünü “Lighting Day 2025”te buluşturdu. 17 Nisan 2025 Perşembe günü düzenlenen etkinlik, sektörün önde gelen markaları, profesyonelleri ve teknoloji liderlerini bir araya getirdi.
Empa Elektronik’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen Lighting Day 2025, LED teknolojileri, optik sistemler ve LED sürücü çözümleri başta olmak üzere aydınlatma dünyasındaki en son yeniliklerin, pazar trendlerinin ve inovatif uygulamaların ele alındığı bir platform oldu. Katılımcılar, sektörün nabzını tutan sunumlar ve teknik oturumlarla güncel gelişmeleri yerinde takip etme fırsatı buldu. Aynı zamanda, Inventronics, Eaglerise, Bridgelux, Sosen, Darkoo Optics ve TE Connectivity gibi küresel ölçekte öncü şirketlerin temsilcileri, sunumlar eşliğinde yenilikçi ürün ve teknolojilerini sektör profesyonelleriyle paylaştı.
“Türkiye için ilk olan bu etkinliği gelenekselleştireceğiz”
Empa Elektronik Endüstriyel ve Aydınlatma Sektörü İş Geliştirme Müdürü Afşin Ünlü, etkinliğe dair yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Empa Elektronik olarak, aydınlatma teknolojileri alanında iş ortaklarımıza ürün seçiminden teknik detaylara kadar kapsamlı çözümler sunuyoruz. Yıllar içinde edindiğimiz bilgi birikimini sektör paydaşlarıyla paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz bu etkinliğin gördüğü yoğun ilgiden büyük memnuniyet duyuyoruz. Lighting Day, Türkiye aydınlatma sektörü için bir ilk olma özelliği taşıyor. Bu etkinlikle, sektörün geleceğini şekillendiren yenilikçi teknolojilere ev sahipliği yapmak ve gelişmeleri birlikte değerlendirmek bizim için büyük önem taşıyor. Aydınlatma sektörünü rekabette bir adım öteye taşıyacak bu tür buluşmaları, önümüzdeki dönemde Ankara’da da gerçekleştirmeyi ve İstanbul’da geleneksel hale getirmeyi hedefliyoruz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Great Place to Work tarafından İstanbul’da düzenlenen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” ödül töreninde, Ege Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ), 500-999 Çalışan Kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü.

ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler, ödülü alırken yaptığı konuşmada bu başarının arkasında 550 ESBAŞ çalışanının emeği ve heyecanının olduğunu vurguladı. İlk kez bu yıl 500-999 Çalışan Kategorisinde değerlendirildiklerini vurgulayan Dr. Faruk Güler, Türkiye’nin küresel pazarlarda da rekabet eden büyük şirketlerinin yer aldığı bu klasmanda birinci olmanın gururunu yaşadıklarını kaydetti.

"Hizmet verdiğimiz her bireyin mutluluğu, çalışanlarımızın mutluluğuyla başlar"

Dr. Faruk Güler, Ege Serbest Bölgesinde yaklaşık 200 üretici-ihracatçı firmaya ve bu firmalarda çalışan 25 bin kişiye hizmet veren ESBAŞ’ın sürdürülebilir başarıyı çalışan odaklı bir yönetim anlayışıyla sağladığını belirterek, “Amacımız müşterimiz olarak kalbimize koyduğumuz bu 200 şirketi ve onların 25 bin çalışanını mükemmellik seviyesinde memnun etmektir. Biliyoruz ki aralarında küresel büyük markaları yöneten firmalarında bulunduğu müşterilerimizi ve onların çalışanlarını mükemmellik seviyesinde mutlu etmek ancak kendi çalışanlarımızın mutluluğunu sağlamakla mümkündür " ifadelerini kullandı.

35 Yıllık Vizyon, Bütüncül Bir Sistem

Kuruluşundan bu yana 35 yıldır aynı vizyonla hareket eden ESBAŞ’ın mükemmellik yolculuğunda her gün yeni bir adım atmayı hedeflediğini vurgulayan Dr. Faruk Güler, şunları söyledi: “Tüm sistemlerini müşteri ve çalışan memnuniyetini merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla şekillendiren şirketimiz, bu anlayışı kurumsal kültürünün temel taşı haline getirmiş durumdadır. Biz 550 ESBAŞ çalışanı olarak her sabah işe heyecanla geliyoruz. Ege Serbest Bölgesinde çalışanlar için yeni bir şey üretmek ve bundan mutluluk duymak felsefesiyle hareket ediyoruz. Bu enerjiyle 25 bin kişiye dokunan işler yapıyoruz. GPTW uygulamalarımızı aynı efqm gibi sürdürmeye, geliştirmeye ve iyileştirmeye devam edeceğiz” dedi.

“Kalbimizde Daha Çok Yatırımcıya Yer Var”

Ödülün motivasyonlarını daha da artırdığını belirten Dr. Güler, yatırımcılara da çağrıda bulundu:
“Çalışma ortamımızı mükemmelleştirdikçe, hizmet verdiğimiz yatırımcıların da yaptığı işten aldığı memnuniyet artıyor. İşinden mutluluk duymak isteyen tüm yatırımcıları Ege Serbest Bölgesine davet ediyoruz. Kalbimizde yeni yatırımcılara da yer var.”

Konuşmasının sonunda Great Place to Work Türkiye ekibine teşekkür eden ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı, ödülün tüm çalışanların ortak başarısı olduğunu vurguladı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

CNC takım tezgahları teknolojileriyle donatılmış üretim hatlarında hızla büyüyen sanayi sektöründe, nitelikli eleman eksikliğinin yaşandığını belirten GNC Makina Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Çetinkaya, nitelikli teknik personel açığının üretim kapasitesini ve verimliliği doğrudan etkilediğini vurguladı.

 

Türkiye’de sanayileşmenin temel yapı taşlarından biri olan takım tezgahları ve CNC makineleri alanında yaşanan nitelikli iş gücü açığı olduğunu söyleyen GNC Makina Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Çetinkaya, dijitalleşme ve otomasyon süreçlerinin hız kazanmasıyla birlikte, bu teknolojilere hakim olan teknik personel ihtiyacının da paralel şekilde arttığını ifade etti.

 

“Son dönemde CNC makinelerini kullanan, programlayan, tasarlayan ve montajlayan personel ihtiyacında ciddi bir yükseliş gözlemliyoruz. Bu durum, özellikle yüksek katma değerli üretim yapan firmalarda yatırımların yavaşlamasına, kapasite kullanım oranlarının düşmesine ve teslimat sürelerinin uzamasına neden oluyor. Bu tabloyu tersine çevirebilmek için sektör olarak gençleri meslek sahibi yapacak sürdürülebilir çözümler üretmemiz gerektiğine inanıyoruz.



Takım tezgahlarında verimlilik için insan kaynağına yatırım şart



Bu sorunun yalnızca sektörün değil, ülke ekonomisinin geleceği açısından da stratejik bir mesele olduğu, sürdürülebilir üretimin temelinin insan kaynağı olduğunun altını çizmekte fayda var. Sanayiye yönelik teknik eğitim altyapısının güçlendirilmesi, mesleki eğitimin teşvik edilmesi ve özel sektörün bu sürece aktif katılım göstermesi gerekiyor. Biz de bu dönüşümün bir parçası olarak, eğitim politikalarının yeniden şekillendirilmesinde sorumluluk almaya hazırız.

 

Son yıllarda sanayi sektöründe istihdam edilen teknik personel sayısının artış hızı, sektörün büyüme ivmesine yetişemiyor. TÜİK verilerine göre, sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 8’e yakın bir büyüme kaydederken, mesleki eğitim alan iş gücü arzı bu talebi karşılayacak düzeyde değil. Özellikle CNC operatörleri, makine teknikerleri ve endüstriyel bakım uzmanları gibi kritik pozisyonlarda ciddi bir açık söz konusu.

 

“Ülkemiz istihdamdaki açığı dolduracak yeterli insan kaynağına sahip”

 

Türkiye genç nüfus bakımından Avrupa’nın en avantajlı ülkelerinden biri. Dolayısıyla ülkemizin buradaki açığı dolduracak yeterli insan kaynağı mevcut. Burada önemli olan potansiyel kaynağı bu alana yönlendirmek. Bu konuda kamuyla birlikte sektörümüze de kritik bir sorumluluk düşüyor. Özellikle mesleği tanıtmak, sanayi içerisindeki rolünü ve potansiyelini anlatmak gerektiğine inanıyoruz.

 

Bu kapsamda GNC Makina olarak biz de üzerimize düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getireceğiz. Gençlerimizin bu sektöre ilgisini artıracak ve mevcuttaki meslek mensuplarımızın gelişimini destekleyecek projelere imza atacağız. Teknoloji kadar insana da yatırım yapılması gerektiği inancıyla üretimde istikrarın ve kalitenin artırılmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda istihdama ve sektörel farkındalığa katkı sunmak amacıyla her yıl 24 Mayıs’ta kutlanan Dünya CNC Operatörleri Günü’nü hayata geçirdik. Sektör profesyonellerine armağan ettiğimiz bu özel günle, CNC operatörlerinin sanayideki kritik rolünü vurgulamayı ve mesleki değeri daha görünür kılmayı amaçlıyoruz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Huawei, 27 Nisan’da gerçekleştirilecek Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu’nun resmi zaman sponsoru olarak sporcuların yanında yer alacak. Şirket hem fiziksel etkinlik hem de dijital ortamda sunduğu çözümlerle katılımcı deneyimini zenginleştirmeyi hedefliyor.

 

Sağlık ve spor aktivitelerinin takibi özelinde sunduğu çözümlerle dikkat çeken Huawei, Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu’nda ‘Resmi Zaman Sponsoru’ olarak konumlanıyor. Huawei, 27 Nisan tarihinde koşulacak olan yarı maratonda, yalnızca zaman ölçüm sponsoru olmakla kalmayıp aynı zamanda dijital sağlık ve performans takibi teknolojileriyle de sporcuların yanında yer alacak. Geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu’na da resmi zaman sponsoru olan Huawei, bu iş birliğini sürdürülebilir hale getirerek spora olan desteğini yeni bir boyuta taşıyor.

 

Huawei, yarı maratona katılım sağlayamayan ancak kendi bulunduğu şehirde bu heyecana ortak olmak isteyen koşucular için dijital bir deneyim de sunuyor. ‘Huawei Sağlık Uygulaması’ üzerinden 18 Nisan’da başlatılan Online Maraton etkinliği, 31 Mayıs’a kadar devam edecek. Kullanıcılar, uygulamanın ‘Keşfet’ sekmesinden ‘20. İstanbul Yarı Maratonu’ başlığı altındaki ‘Katıl’ butonuna tıklayarak, ücretsiz olarak 10 km veya 21 km koşularından birine dahil olabiliyor.

 

Fiziksel yarı maraton etkinliği süresince, Huawei Watch GT 5 Serisi ve ‘Huawei Sağlık Uygulaması’, koşucuların performans verilerini anlık olarak takip etmelerini sağlayacak. Katılımcılar, yarış esnasında katettikleri mesafe, koşu rotası ve süre gibi temel verilere anında erişim sağlayabilecek. Ayrıca cihazın sunduğu gelişmiş sağlık takibi özellikleri sayesinde nabız, oksijen seviyesi ve tempo gibi bilgiler de yarış boyunca izlenebilecek.

 

Huawei Watch GT 5’in gelişmiş teknolojik yetenekleri, sporculara yarış sırasında performanslarını detaylı bir şekilde gözlemleme ve bu veriler doğrultusunda motivasyonlarını artırma fırsatı sunuyor. Huawei, bu iş birliği ile hem sporcuların ihtiyaçlarına odaklanan çözümlerini sergiliyor hem de dijital sağlık ve spor deneyimini Türkiye’nin dört bir yanındaki kullanıcılarla buluşturuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Humanis, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bu yıl da anlamlı bir etkinlikle kutladı. Humanis Bisiklet Kulübü üyeleri, çocuklara armağan edilen bu özel günde, Tekirdağ’dan milli mücadelenin erken dönem temel taşlarından biri olan Çanakkale’ye uzanan anlamlı bir bisiklet yolculuğuna imza attı. 210 km süren Ulusal Egemenlik Turu boyunca bisikletçiler, hem 23 Nisan’ın coşkusunu yaşattı hem de milli hafızamızda derin izler taşıyan Çanakkale’nin tarihî ruhuna saygı duruşunda bulundu. Humanis Bisiklet Kulübü üyeleri, Çanakkale’ye ulaşıldığında Gelibolu Şehitler Abidesi’ni selamlayarak unutulmaz bir 23 Nisan yaşadı.

 

“Humanis olarak duyarlı bir toplumun parçasıyız”

Humanis Ticari Operasyonlar Genel Müdürü Dr. Yalçın Yaşin de bisikletçilere eşlik etti. Yaşin, etkinliğe dair duygularını şöyle ifade etti: “Çerkezköy’deki üretim tesisimizden başlayarak Çanakkale’ye uzanan bu anlamlı yolculukta Humanis Bisiklet Kulübü’ne eşlik etmek, hem tarihimize duyduğumuz saygıyı hem de toplumsal değerlere olan bağlılığımızı göstermenin bir yoluydu. Humanis’in liderliğini ve büyüklüğünü pedal çevirirken de gösteren ekibimizi yürekten kutluyorum. Humanis olarak yalnızca sağlıklı bireyler değil, duyarlı bir toplumun parçası olmayı da önemsiyoruz. 23 Nisan’ın coşkusunu bu bilinçle yaşamak bizim için çok kıymetli.”

 

“Sırada 30 Ağustos Zafer Bayramı sürüşü var”

Humanis Bisiklet Kulübü’nü üretim tesisinden uğurlayan Humanis Teknik Operasyonlar Genel Müdürü Fatih Elay ise “Kasım ayında İstanbul’dan Anıtkabir’e uzanan 'Ata’ya Saygı Turu' ile başlayan yolculuğumuz, şimdi Çanakkale Ulusal Egemenlik Turu ile devam etti. Bisiklet bizim için sadece bir spor değil; birlikte başarmanın, değerler etrafında buluşmanın ve sağlıklı yaşam bilincini yaymanın bir yolu.. Humanis Bisiklet Kulübü olarak bu yolda yeni rotalarda pedal çevirmeye, hem kendimiz hem de toplumsal fayda için hareket etmeye devam edeceğiz” dedi.

 

 

 

Humanis hakkında:

2010 yılında Saya Grup bünyesinde Pharmactive olarak hizmet vermeye başlayan Humanis, 2023’ten bu yana çalışmalarını aynı adla sürdürmektedir. Her adımında insan odaklı yaklaşımla hareket eden ve ‘Herkes için sürdürülebilir sağlık’ anlayışı ile üreten Humanis, 200 milyon dolarlık bir yatırımla Çerkezköy’de kurduğu üretim tesisi ve Ar-Ge merkezi ile hem sektöre hem de Türkiye’ye önemli katkılar yapan bir sağlık şirketidir. Dünyanın en büyük global ilaç firmaları ile üretim ortaklığı yaparak uluslararası pazarda da yetkinliğini kanıtlayan Humanis, inovatif, güvenilir ve etik değerler çerçevesinde tüm dünyada insana ve insan yaşamına değer yaratmayı hedeflemektedir. Pediatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz, dahiliye, enfeksiyon, gastroenteroloji, dermatoloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ortopedi, acil ve nadir hastalıklar gibi birçok farklı tedavi alanda etkili bir portföye sahip olan Humanis, insan odaklı yenilikçi sağlık felsefesini sürdürmek adına tüketici sağlığı alanında da ürünler sunmaktadır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Çinli sofistike premium off-road SUV markası JAECOO, 23 Nisan’da kapılarını açan dünyanın en büyük otomobil fuarlarından biri olan Şangay Otomobil Endüstrisi Fuarı’nda yeni enerji araçlarını tanıttı. Bu kapsamda JAECOO, yeni marka vizyonunu yeni bir boyuta taşıyan tamamen elektrikli SUV modeli JAECOO 5 BEV’i dünyaya tanıttı. JAECOO markasının elektrik çağına giden yolculuğunda öncü bir role sahip olan yeni JAECOO 5 BEV, “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” marka konseptiyle, geleneksel güçlü SUV genlerini yeni enerji çağının çığır açan teknolojileriyle ustaca birleştiriyor.
Dünyanın en büyük otomobil fuarlarından biri olan Şangay Uluslararası Otomobil Endüstrisi Fuarı 23 Nisan’da görkemli bir şekilde kapılarını açtı. Bu kapsamda Çinli premium off-road SUV markası JAECOO, ilk yüzde 100 elektrikli SUV modeli yeni JAECOO 5 BEV’i fuarda dünyaya tanıttı. JAECOO’nun tamamen elektrikli aracı olan JAECOO 5 BEV, markanın tamamen yeni bir enerji ürün gamının başlangıcına öncülük ediyor.
Klasikten geleceğe: JAECOO5 BEV'in "ikiz genleri"
JAECOO markasının elektrik çağına giden yolculuğunda öncü bir role sahip olan yeni tamamen elektirkli JAECOO 5 BEV, “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” marka konseptiyle, geleneksel güçlü SUV genlerini yeni enerji çağının çığır açan teknolojileriyle ustaca birleştiriyor. Yeni modelin iç mekânı, “mobil yaşam kabini” konsepti etrafında şekillenirken, modüler oturma düzeni ve genişletilebilir depolama alanlarıyla öne çıkıyor. Yeni JAECOO 5 BEV’in mobil yaşam alanı, sadece aile ile yapılan seyahatler açısından farklı senaryolara uygun olmakla kalmıyor, aynı zamanda açık hava maceraları için de esneklik ve işlevsellik sağlıyor.
İnsanlar ve evcil hayvanların bir arada yaşamasına olanak tanıyor
Yeni JAECOO 5 BEV, işlevsel tasarımıyla insan ve evcil hayvanlar arasındaki etkileşimin gereksinimlerini tam olarak göz önünde bulunduruyor. Kullanışlı rahat ve geniş iç mekan, evcil hayvan ekipmanları ve diğer tasarım seçenekleri, her yolculuğu evcil hayvanlar ve sahipleri için harika bir deneyime dönüştürüyor. Yeni JAECOO 5 BEV aynı zamanda açık hava seyahatlerine yönelik bir dizi aksesuar ve hizmetle de donatılıyor. Böylece kullanıcıların evcil hayvanlarının açık hava aktivitelerine yönelik taleplerini karşılayan ve insanlar ile evcil hayvanlar arasında uyumlu bir ekosistem oluşturan tamamen yeni bir SUV haline geliyor.
JAECOO'nun yeni enerji hedefi ile küresel olmak için doğdu
Şark edilebilir hibrit JAECOO 7 PHEV'in dünya dayanıklılık maratonu testi ve tamamen elektrikli JAECOO 5 BEV'in Şangay Otomobil Endüstrisi Fuarı'nda tanıtılması, JAECOO markasının alternatif güç-aktarma teknolojilerine sahip araçlarla küresel yarışa resmen girişini simgeliyor. Dolayısıyla, markanın hedefleri hakkında bir fikir edinmek hiç de zor değil. JAECOO'nun pazara girişi, küresel otomotiv sektörünün yeniden şekillenmesinde kritik bir dönüm noktasına denk geliyor. Yeni JAECOO 5 BEV, özellikle niş "insan-evcil hayvan birlikteliği" senaryosunu hedefleyerek, sadık kullanıcı gruplarını çekmek için duygusal tasarımdan yararlanıyor ve böylece "ekolojik farklılaşma" yolunda yeni bir yol açıyor.
Yeni JAECOO 5 BEV'in dünya tanıtımı, sadece bir aracın potansiyelini ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda bir markanın "teknolojik sıcaklık" anlayışını da yansıtıyor. Tamamamen elektirkli JAECOO 5 BEV ile JAECOO'nun elektrik hikayesi daha yeni başlıyor.

JAECOO hakkında
Tamamen yeni bir Off-Road markası olan JAECOO, isminde Almanca “Jäger” yani Avcı kelimesi ile İngilizce “Cool” yani “Havalı” kelimelerinin birleşiminden ilham alıyor. Bu birleşim, hem Off-Road hem de şehir kavramlarını bir araya getirirken, iddialı ve cesur bir keşif algısı üreten zarif bir tarz ve kalite vurgusu yaparken, “Klasikten Gelen, Klasiğin Ötesine” marka felsefesine bağlı kalıyor. JAECOO, gelişmiş 4- çeker performansı, dikkat çekici güvenlik özellikleri ve yenilikçi akıllı teknolojilerle yeni şehirli Off-Road trendine öncülük ederken, kendini yenilikçi çözümlere ve atılımlara adamış durumda. Lüksün genlerini miras alan bu araç, İngiltere, Almanya ve diğer ülkelerdeki deneyimli tasarım ekiplerinin bilgi birikimini ve işçiliğini harmanlayarak şehir içi Off-Road SUV dünyasında tamamen yeni bir standart belirliyor. JAECOO, gelecekte şehirli elitlere daha konforlu ve daha çevre dostu bir seyahat deneyimi sağlamak üzere, tüm yol becerilerini yeni enerji çözümleriyle birleştirerek, daha verimli ve çevre dostu bir arazi performansı yaratacak ve böylece sürdürülebilir kalkınma kavramını aktif olarak destekleyecek.