Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Ekonomik takvimde, veriler sonrası Fed vadelilerinde faiz indirim ihtimalleri fiyatlanmaya devam ediyor. Eylül ayı için bir faiz indirimi %91 ihtimalle fiyatlanırken, aralık ayında ise iki faiz indirimi kesin fiyatlandığı görülüyor. Fed yetkililerinden de açıklamalar geldi; Fed San Francisco başkanı Mary Daly iş gücü piyasasının zayıfladığına dair artan kanıtlar ve gümrük tarifelerinin enflasyonu kalıcı yükselttiğine dair işaretler bulunmadığı için, faiz indirimleri için zamanın yaklaştığını söyledi. Diğer taraftan gümrük tarifelerinde Hindistan’ın büyük miktarda rus petrolünü satın almasını Trump gerekçe göstererek gümrük vergisini önemli ölçüde artıracağını söyledi. Bugün ABD tarafında ISM hizmet endeksi, S&P Global hizmet PMI verilerini takip ediyor olacağız. Dolar endeksi dün yatay negatif seyir izleyerek %0,40 düşüş ile 98,74 seviyesinde günü tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılış yapan dolar endeksi hafif pozitif seyir izliyor. Günlükte dolarda yaşanan pozitiflik ile G10 para birimlerinin değer kaybı yaşadığı görülmekte. Gelişmekte ülke para birimlerinin de çoğunluğunda kayıplar yer alırken, bazı asya para birimleri dolar karşısında pozitiflik söz konusu. Jeopolitik gerilimler, gümrük tarifeleri doları destekleyebilir.
EURUSD paritesi ise dün 1,1550-1,1596 bandı arasında işlem gördü ve günü ise %0,12 düşüş ile 1,1573 seviyesinde tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılması ardından, 1,1550 seviyesinin hemen altında işlem görüyor. Teknik olarak aşağı yönlü hareketlerde 1,15 seviyesi destek olarak takip edilebilir. İkinci destek olarak da %76,4 olan fibonacci seviyesi 1,1437 takip edilebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise 50 günlük hareketli ortalama seviyesi 1,1586 direnç olarak takip edilebilir.
Ons altın ise dün $3361 seviyesinden başlaması ardından pozitif seyir izleyerek, $3373 seviyesinde günü tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılış yapması ardından, piyasanın verileri nispeten sindirmiş olması ve dolardaki hafif alım etkisi ile negatif görünüm hakim. Teknik olarak aşağı yönlü hareketlerde hem bollinger hem de 50 günlük hareketli ortalamanın yakın denk geldiği $3344 seviyesi destek olarak izlenebilir. Yukarı hareketlerde ise $3418 seviyesi direnç olarak öne çıkıyor.
Ons gümüşte dün altın ile benzer hareket göstererek, 37,03 seviyesinde başladığı günde 37,42 seviyesinde günü tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılış yapan gümüş yatay pozitif seyir izliyor. Teknik olarak yukarı hareketlerde bollinger 20 günlük hareketli ortalama seviyesi 37,93 direnç olarak izlenebilir. Aşağı hareketlerde ise 37,00 ve 50 günlük hareketli ortalama 36,70 destek olarak izlenebilir.

 Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/08/05/fx-teknik-analiz-raporu-05-08-2025/
 
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 www.isyatirim.com.tr

                           ***
                  Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Dünya Bankası bugün Türkiye İletim Sisteminin Dönüştürülmesi Projesi (İSDP) için 625 milyon EUR’luk (707,9 milyon ABD$ eşdeğeri) Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) kredisinden, 32,798 milyon EUR’luk (38 milyon ABD$ eşdeğeri) Temiz Teknoloji Fonu (CTF) kredisinden ve 2 milyon ABD$ tutarındaki CTF hibesinden oluşan bir finansman paketini onayladı. Bu önemli proje artan yenilenebilir enerji kapasitesinin Türkiye’nin ulusal elektrik iletim şebekesine entegre edilmesini sağlamayı ve böylelikle ülkenin temiz enerji dönüşümü ve iklim dirençliliği hedeflerini desteklemeyi amaçlamaktadır.

Daha geniş kapsamlı Avrupa ve Orta Asya’da Yenilenebilir Enerji Yaygınlaştırma (ECARES) Programının 7’nci Aşamasını oluşturan proje, Türkiye'nin büyük ölçekli güneş ve rüzgar enerjisi üretimine olanak sağlamak için enerji iletim altyapısını modernize etmesine ve genişletmesine yardımcı olacaktır. Proje, Hükümet'in 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu olarak 2035 yılına kadar 120 GW’lık rüzgar ve güneş enerjisine dayalı kurulu güç kapasitesine ulaşmayı hedefleyen Türkiye'nin Enerji Dönüşümü - Yenilenebilir Enerji 2035 (YE 2035) stratejisini doğrudan desteklemektedir.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez finansman paketinin onaylanması vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları vurguladı: “Türkiye dünyanın en iddialı yenilenebilir hedeflerinden birini belirlemiştir ve bizler Dünya Bankası olarak bunu desteklemekten gurur duyuyoruz. İletim şebekesini modernize ederek ve yenilenebilir enerjiyi yaygınlaştırarak, Türkiye enerji güvenliğini arttırmakta, fosil yakıtlarda ithalat bağımlılığını azaltmakta, rekabet gücünü yükseltmekte ve çok sayıda vasıflı istihdam yaratma potansiyeline sahip yeni sanayi tesisleri geliştirmektedir. Bu proje özel sektör yatırımlarının önünü açılmasın yardımcı olacak ve Türkiye’nin modern ve rekabetçi bir enerji sektörü vizyonunu destekleyecektir.”

Proje üç stratejik bileşen üzerinde odaklanmaktadır:

İletim Altyapısının Geliştirilmesi: 1,7 GW’lık yenilenebilir enerjinin doğrudan entegrasyonu ve şebeke güvenilirliğinin arttırılması için yeni yüksek gerilim trafo merkezlerinin yapımının ve mevcut olanların modernizasyonunun, iletim hatlarının ve yeraltı kablo şebekelerinin genişletilmesinin finansmanı.
Elektrik Şebekesinin Dijitalleştirilmesi: Türkiye’de değişken yenilenebilir enerjinin artan payını yönetebilmek için Denetimli Kontrol ve Veri Edinimi (SCADA) / Enerji Yönetim Sisteminin (EMS) güçlendirilmesi ve gelişmiş dijital teknolojilerin uygulamaya konulması.
Yenilikçilik için Teknik Destek: Türkiye’nin ilk Yüksek Gerilim Doğrudan Akım (HVDC) koridorlarının desteklenmesi ve projenin uygulayıcı kuruluşu olan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi.
Projenin Dünya Bankası Görev Ekibi Lideri Yeşim Akçollu proje ile ilgili olarak şunları belirtti: “Bu proje sadece altyapı yapımından oluşmuyor, aynı zamanda Türkiye’nin elektrik şebekesinin daha yeşil, dirençli ve daha dijital hale gelmesini sağlıyor. TEİAŞ’ı hem yatırımlar hem de teknik yardım ile destekleyerek, bir yandan işletmeler ve hanehalkları için elektrik arzının güvenilirliğini arttırırken aynı zamanda Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin gerçeğe dönüştürülmesine yardımcı oluyoruz.”

Projenin, Türkiye’nin Onikinci Kalkınma Planı ve iklim taahhütleri ile uyumlu olarak, sera gazı emisyonlarının önemli ölçüde azaltılmasına katkıda bulunması ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji değer zincirleri genelinde binlerce kişilik istihdam yaratılmasını desteklemesi beklenmektedir.

Dünya Bankası ve Temiz Teknoloji Fonu, Türkiye’nin temiz enerji dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınma gündemini destekleme konusundaki kararlılıklarını sürdürmektedir.

ECARES (Avrupa ve Orta Asya Yenilenebilir Enerji Yaygınlaştırma) Programı, ECA bölgesindeki ülkelerin politika reformları, altyapı yatırımları ve kurumsal güçlendirme yoluyla yenilenebilir enerji kullanımını hızlandırmalarını destekleyen, Dünya Bankası öncülüğünde yürütülen çok aşamalı ve program odaklı bir yaklaşım (MPA) kullanmaktadır. Program, enerji güvenliğini arttırmayı, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve temiz enerji dönüşümü sürecinde özel sektör katılımını harekete geçirmeyi amaçlamaktadır

Boğa mı, Bekleyiş mi? Metaller Kritik Eşiklerde

Küresel piyasalar, Fed’in Eylül ayında faiz indirimine gideceği yönündeki beklentilerle moral bulurken, artan risk iştahı değerli metalleri desteklemeye devam ediyor.
Bununla birlikte, Fed’in bağımsızlığına yönelik siyasi baskılar ve küresel jeopolitik tansiyonlar (özellikle ABD-Hindistan-Rusya üçgeninde yükselen ticari gerilim) güvenli limanlara olan talebi canlı tutuyor.
Altın , son haftalarda ulaştığı zirve seviyelerde yatay hareket ediyor. Siyasi belirsizliklerin artması, altının sigorta varlık rolünü yeniden öne çıkardı. Altın seansı %0,34 kazançla 3.374 $/ons seviyesinde kapattı.

Gümüş, son günlerde altınla korelasyonunu korumakla birlikte daha az volatil bir seyir izliyor. Seansı %1,01 kazançla 37,39 $/ons seviyesinde kapattı.

Platin, geçtiğimiz hafta keskin bir düşüş yaşadıktan sonra dün seansı %0,98 kazançla 1.328 $/ons seviyesinde kapattı.

Paladyum, Çin ve Hindistan’daki otomobil üretimiyle yakından bağlantılı olduğu için bu ülkelerdeki talep zayıfladıkça değer kaybediyor.
ABD’nin Hindistan’a ek vergi tehdidinde bulunması ve Rusya’dan gelen petrol sevkiyatları üzerindeki baskılar da, paladyum tedarikinde aksama riski yaratıyor.
Bu belirsizlikler, paladyum fiyatlarının kısa vadede dalgalanmasına neden olabiliyor. Paladyum %0,35 oranında hafif bir değer kaybıyla 1.201 $/ons seviyesinde kapanış yaptı.

 Troy Kıymetlı Maden Tıc. A.Ş
 www.goldtakas.com www.troypm.com

rapor ektedir.

  Deniz Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
  www.denizyatirim.com.tr
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türk Henkel, 7 milyon euro’luk yatırımla Ankara’daki Tüketici Markaları Fabrikası’nda önemli bir dönüşüme imza attı. Bu stratejik adım kapsamında, şirket ülkemizdeki Tüketici Markaları üretimini Ankara’daki fabrikasında tek çatı altında birleştirdi. Böylece fabrikada daha modern, daha teknolojik ve sürdürülebilir bir üretim altyapısı oluşturuldu. Almanya’dan getirilen yeni makine parkuru sayesinde Gliss ve Blendax gibi markaların üretildiği kozmetik tesisinin üretim kapasitesi %50 oranında artırılırken, operasyonel süreçlerde de hız ve verimlilik sağlandı. Türk Henkel, bu yatırımla birlikte, Ankara’da daha esnek ve çevik bir tedarik zinciri yönetimine geçiş yaptı.
Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı ve Henkel Tüketici Markaları Genel Müdürü Güray Yıldız, konuyla ilgili değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’deki Tüketici Markaları üretimimizin Ankara Fabrikası’nda tek çatı altında birleştirilmesi, operasyonel verimliliğimizi artırmak ve üretim kabiliyetimizi değişen pazar ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirmek adına aldığımız stratejik bir karar oldu. Bu sayede, uzun vadeli rekabet gücümüzü güvence altına alma yolunda da güçlü bir ilerleme kaydetmiş olduk. Ülkemizde sürdürülebilir bir gelecek için, operasyonlarımızı sadeleştirerek ve üretimi optimize ederek uzun vadeli bir değer yaratmayı hedefliyoruz. Bu stratejik adım, Türkiye’deki varlığımızı güçlendirme kararlılığımızın yanı sıra, yerel pazardaki değişen ihtiyaçlara proaktif çözümler sunma vizyonumuzun da somut bir göstergesi. Bu kapsamda, son beş yılda Ankara’daki tesisimize yaptığımız 21 milyon euro’yu aşan yatırım da stratejimizin arkasındaki uzun vadeli bakış açımızı yansıtıyor.”
Henkel’in, Orta Doğu’daki En Büyük Tüketici Markaları Üretim Üssü Ankara’da…
Türk Henkel’in Tüketici Markaları üretiminin merkezi hâline getirdiği Ankara Fabrikası, Henkel’in bu alanda dünyadaki dördüncü, Avrupa’daki ikinci ve Orta Doğu’daki en büyük üretim tesisi konumunda. 80 bin metrekare açık alan ve 40 bin metrekare kapalı alanda kurulu tesiste 200’ün üzerinde çalışan görev yapıyor. Kampüs bünyesinde Toz Deterjan, Kozmetik, Likit Deterjan ve Sülfonasyon Tesisleri olmak üzere dört farklı üretim tesisi yer alıyor. Bu tesislerde Persil, Tursil, Pril, Bref, Perwoll, Vernel, Gliss ve Blendax markalarının üretimi gerçekleştiriliyor.
Günlük Hayata Değer Katan Üretim Gücü…
Ankara Tüketici Markaları Fabrikası sadece büyüklüğü ile değil, üretim gücüyle de öne çıkıyor. Bu tesiste üretilen Henkel deterjanlarıyla çamaşır makineleri her yıl yaklaşık 500 milyon kez çalıştırılıyor. Yine burada üretilen şampuanlarla yılda ortalama 900 milyon kez saç yıkanıyor. Aynı şekilde fabrikadan çıkan ürünlerle, yine her yıl ortalama 18 milyar kez temizlik rutini gerçekleştiriliyor.
Türk Henkel’in Ankara Fabrikası, İlklerle Öne Çıkıyor…
Fabrika, Henkel’in global üretim ağı içinde birçok ilke de ev sahipliği yapıyor: Yağmur suyu geri kazanımı, kolisiz üretim sistemi, ‘İş Güvenliği Akademisi’ ve ‘Henkel Eğitim Akademisi’ gibi uygulamalarla sektöre örnek olan tesiste, çalışanların gelişimi de dijital öğrenim platformlarıyla destekleniyor.
Otonom Üretim Sistemleri ile Üretim…
Türk Henkel’in Ankara Tüketici Markaları Fabrikası’nda üretim süreçleri otonom üretim sistemleriyle gerçekleştiriliyor. Tam entegre ve otomatikleşmiş hatlar sayesinde hem üretim hızında hem de kalite kontrol süreçlerinde yüksek standartlar sağlanıyor. Bu sistemler, üretim hatlarında hata payını en aza indirirken, iş güvenliği açısından da riskleri ortadan kaldıran önemli bir teknoloji dönüşümünü temsil ediyor. Otonom sistemler ile desteklenen bu altyapı, Henkel’in dijitalleşme ve sürdürülebilirlik hedeflerine uyumlu olarak şekilleniyor.
Ham Maddeyi de Bünyesinde Üreten Entegre Sistem…
Ankara Tüketici Markaları Fabrikası bünyesinde yer alan Sülfonasyon Tesisi’nde ise Türk Henkel’in ürünlerinde kullanılan sles ve labsa ham maddelerinin üretimi gerçekleştiriliyor. Toz ve likit deterjanlardan şampuan gibi kozmetik ürünlere kadar pek çok formülasyonun temel girdisini oluşturan bu ham maddeler, yine tam otomasyonla çalışan ve insan müdahalesi gerektirmeyen üretim hatlarında üretiliyor. Bu tesis sayesinde Henkel, yalnızca nihai ürünlerini değil; bu ürünlerin temel yapı taşlarını da kendi bünyesinde üreterek entegre bir üretim gücü ortaya koyuyor. Burada üretilen ham maddeler, sadece Ankara’daki üretim süreçlerinde değil, Henkel’in farklı ülkelerdeki fabrikalarında da kullanılarak global üretim ağına katkı sağlıyor.
Sürdürülebilirlik Yolculuğunda Üç Önemli Ödül…
Ankara Tüketici Markaları Fabrikası, sürdürülebilirlik alanındaki başarılı uygulamalarıyla da öne çıkıyor. Yıllık 1.227 MWh elektrik üreten güneş enerjisi santrali ile yaklaşık 500 hanenin yıllık elektrik ihtiyacına denk enerji sağlanıyor. Tesiste kullanılan tüm ambalaj malzemeleri de geri dönüştürülebilir özellik taşıyor. Ankara Tüketici Markaları Fabrikası, gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik projeleri ile son iki yılda üç önemli ödüle de layık görüldü. Fabrikanın enerji verimliliği projeleri, 2024 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ödüllendirilirken, yine geçtiğimiz yıl Temiz Enerji Bakanlığı’ndan ‘Enerji Yönetimi İçgörü Ödülü’ kazanıldı. Böylece Türk Henkel, ülkemizde ve Henkel’in global yapısı içinde bu prestijli ödüle sahip olan ilk şirket olma unvanını elde etti. 2025 yılında ise fabrika, hayata geçirdiği sürdürülebilirlik uygulamaları ile Tedarik Zinciri Mükemmelik Ödülleri MEA 2025 kapsamında ‘Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ödülü’nün sahibi oldu.


“Karbon Verimli Lojistik” ile Yılda 40 Tondan Fazla Karbondioksit Tasarrufu…
Türk Henkel, Ankara Tüketici Markaları Fabrikası’nda yürüttüğü “Karbon Verimli Lojistik” yaklaşımıyla, lojistik süreçlerde karbon salımını azaltan uygulamaları da hayata geçirdi. Bu kapsamda devreye alınan çevre dostu, yüzde 100 elektrikli tırlar ile yapılan taşımalarda, yılda 40,84 ton karbondioksit tasarrufu sağlanıyor.
Henkel Hakkında
1876 yılında kurulan Henkel markaları, inovasyonları ve teknolojileri ile endüstriyel ve tüketici iş birimlerinde, dünya genelindeki pazarlarda lider konumlara sahiptir. Henkel’in Yapıştırıcı Teknolojileri İş Birimi; yapıştırıcılar, yalıtım malzemeleri ve kaplamalar pazarlarında global bir liderdir. Tüketici Markaları İş Birimi, özellikle Çamaşır ve Ev Bakım ile Saç iş alanları olmak üzere, dünya genelinde pek çok pazar ve kategoride lider konumlarda bulunmaktadır. Henkel’in en büyük üç markası Loctite, Persil ve Schwarzkopf markalarıdır. 2024 mali yılında Henkel, yaklaşık 21,6 milyar Euro satış ve yaklaşık 3,1 milyar Euro düzeltilmiş faaliyet karı bildirmiştir. Henkel’in imtiyazlı hisse senetleri, Almanya DAX borsa endeksine kayıtlıdır.
Türkiye’de 1963 yılında kurulan Henkel, Yapıştırıcı Teknolojileri ve Tüketici Markaları olmak üzere iki stratejik iş alanında, 850’i aşkın çalışanı ile faaliyet göstermektedir. Türk Henkel’in genel merkezi İstanbul’da, fabrikaları ise Gebkim, Tuzla ve Ankara’dadır. Bununla birlikte İzmir ve Ankara’da bölge satış müdürlükleri bulunmaktadır.
Sürdürülebilirlik, Henkel’in temel değerlerinden biridir ve belirlediği net hedefler doğrultusunda uyguladığı sürdürülebilirlik stratejisiyle bu alanda öncü konumdadır. Henkel, “Pioneers at heart for the good of generations” (Gelecek Nesiller İçin İyiliğe Öncülük Ediyoruz) misyonuyla yaklaşık 47.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.

Japonya Para Politikasında Kritik Dönemler
Parasal Genişleme Sürecinde Önemli Yavaşlamalar Görülüyor

Temmuz 2025'te Japonya'nın geniş tanımlı para arzı olan monetary base yıllık bazda %3,9 oranında daralarak arka arkaya altıncı ayda da küçüldü. Bu düşüşte özellikle Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) bankalara yönelik cari hesap bakiyelerinde yaşanan %4,3’lük azalma etkili oldu; bu durum, BoJ’un piyasaya sağladığı likiditenin azaldığını gösteriyor. Banknot ve madeni para dolaşımı da sırasıyla %2,4 ve %1,4 oranında geriledi. Haziran ayına göre toplam para tabanı miktarı da 6,479 trilyon yenden 6,439 trilyon yene düştü. Bu veriler, Japonya’nın parasal genişleme sürecinde önemli bir yavaşlama yaşadığını ortaya koyuyor.
 
Haziran ayı toplantı tutanaklarına göre Japonya Merkez Bankası’nda (BOJ) bazı üyeler, ABD ile yaşanan ticaret gerilimlerinin hafiflemesi halinde faiz artırımlarının yeniden gündeme gelebileceğini belirtti. Tutanaklarda, üyelerin çoğu mevcut faiz oranlarının sabit tutulması gerektiğini vurgularken, enflasyonun beklenenden yüksek seyretmesi ve gıda fiyatlarındaki artışların halkın enflasyon algısını etkileyebileceği endişeleri de dile getirildi. Bazı üyeler, ücretlerdeki güçlü artışların ve kalıcı fiyat baskılarının BOJ’u bekle-gör tutumundan vazgeçirerek faiz artışına yöneltebileceğini ifade etti. ABD tarifeleri ekonomideki belirsizlikleri artırsa da Japonya’nın Temmuz’da ABD ile yaptığı anlaşmanın bu riskleri azaltmasıyla, bazı üyeler faiz artışı için alan oluştuğunu düşünüyor. BOJ, Haziran toplantısında faizi %0,5 seviyesinde sabit tutarken bilanço küçültme hızını da kademeli şekilde azaltmayı planladı.
 
2025 Temmuz ayı ABD Kıdemli Kredi Yetkilileri Anketi'ne göre bankalar, ikinci çeyrekte hem işletmelere hem hanehalkına yönelik kredi koşullarında genel olarak sıkılaşma uyguladı. Ticari kredilerde küçük firmalara yönelik standartlar daha fazla sıkılaşırken, firmalardan gelen kredi talebi zayıfladı. Konut kredilerinde koşullar sabit kalırken, kredi kartlarında şartlar daha da zorlaştırıldı; otomobil kredilerine olan talepte ise artış gözlendi. Anketin özel bölümünde, kredi standartlarının hâlen 2005 sonrası tarihsel aralıkların sıkı ucunda yer aldığı ancak 2024’e kıyasla bir miktar gevşeme yaşandığı belirtildi. Genel tablo, finansal sistemin hâlâ temkinli davrandığını ve kredi kanallarında belirgin bir canlanma olmadığını gösteriyor.
 
İsviçre’de Temmuz 2025’te tüketici fiyat endeksi bir önceki aya göre sabit kalırken, yıllık enflasyon %0,2 oldu. Fiyatlardaki genel durağanlık, yurtiçi ve uluslararası paket tatiller ile hava taşımacılığı ve giyimdeki sezonluk indirimlerin etkisiyle oluştu. Buna karşılık otel, özel ulaşım kiralama ve tamamlayıcı konaklama fiyatlarında artış gözlemlendi. İthal ürünlerde %0,9’luk aylık düşüş, genel fiyat seviyesini baskılamaya devam etti. Çekirdek enflasyon ise %0,8 artışla hizmetlerdeki fiyat direncini yansıttı.
 
Ağustos 2025 tarihli Sentix Ekonomik Endeksi, AB-ABD arasında yapılan gümrük anlaşmasının yatırımcı güvenini önemli ölçüde sarstığını gösteriyor. Euro Bölgesi endeksi -3,7 puana düşerken, Almanya’da -12,8 puanlık sert bir gerileme yaşandı; bu durum, ekonomideki toparlanma umutlarını yeniden zayıflattı. ABD kısa vadede kazançlı görünse de beklentilerdeki düşüş, bu tür ticaret politikalarının uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor. İsviçre ekonomisi, yeni tarifeler nedeniyle ciddi şekilde daraldı ve durgunluk sinyalleri verdi. Tüm bölgelerde yatırımcı beklentileri zayıflarken, Avrupa Merkez Bankası’ndan yeni faiz indirimleri beklenmiyor.
 
XAUUSD - Altın Teknik Analizi
Geçtiğimiz hafta kapanışa doğru yükselen altın fiyatı, pazartesi günü de yükselişine devam etti. Salı gününe ise daha yatay seyreden fiyat için ilk destek seviyesi 3315, ilk direnç seviyesi ise 3404. Volatilitenin artması durumunda 3451 ve 3500 seviyeleri kritik dirençler olabilirler. Bunların yanında 3244 ve 3152 destekleri de benzer önem taşıyor olabilirler.
Dirençler : 3403 / 3451 / 3500
Destekler : 3315 / 3244 / 3152
 
XAGUSD Teknik Analizi
Gümüş fiyatı da altın ile benzer şekilde devam ediyor. Haftaya pozitif başlayan gümüş fiyatı salı gününün ilk saatlerinde yatay seyrini sürdürüyor. İlk direnç olarak 37,89 seviyesi karşımıza çıkıyor. Devamında ise 38,51 ve 39,18 dirençleri önemli olabilirler. Destek olarak ilse 36,13 seviyesi kritik olabilir. Devamında 35,39 ve 34,79 seviyelerinde dikkatli olmakta fayda olabilir.
Dirençler : 37,89 / 38,51 / 39,18
Destekler : 36,13 / 35,39 / 34,79
 
EUR/USD Teknik Analizi
Geçtiğimiz haftanın sonuna doğru yükselişe geçen EUR/USD paritesi haftaya negatif başladı. Bu satıcılı süreç salı gününün ilk saatlerinde devam ediyor. İlk direnç olarak 1,1701 karşımıza çıkıyor. Devamında ise 1,1790 ve 1,1907 önemli dirençler olabilirler. 1,1356 seviyesi kritik bir destek olabilir. Volatilitenin artması durumunda ise 1,1207 ve 1,1061 seviyeleri önemli destekler olabilirler.
Dirençler : 1,1701 / 1,1790 / 1,1907
Destekler : 1,1356 / 1,1207 / 1,1061
 
NAS100 Teknik Analizi
Kazanç beyanları açısından Nasdaq için önemli bir gün olabilir. Bugün kazanç açıklayacak şirketler arasında Advanced Micro Devices, Caterpillar, Amgen ve Pfizer gibi önemli şirketler bulunuyor. Teknik olarak ilk destek 22574 olarak karşımıza çıkıyor. Devamında ise 22118 ve 21565 seviyeleri önemli olabilir. Direnç olarak geçtiğimiz haftanın en yüksek seviyesi olan 23845 ve sonrasında 24403 seviyeleri kritik olabilir.
Dirençler : 23845 / 24403
Destekler : 22574 / 22118 / 21565
 
UKOIL Teknik Analizi
Brent petrol güne 68,69 seviyesinden yatay hareketle başladı. Uzun süredir düşüş trendinde olan brent petrol, geçen ayın son günlerinde gördüğümüz gibi jeopolitik veya makroekonomik gelişmelere hızlı tepki verebiliyor. Bugün için destek seviyelerimiz 67,42, 66,24 ve 64,58. Yukarı yönlü hareketlerde fiyatın karşılaşabileceği direnç seviyeleri sırasıyla 69,97, 71,54 ve 72,89.
Dirençler : 69,97 / 71,54 / 72,89
Destekler : 67,42 / 66,24 / 64,58


  Alb Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.albyatirim.com.tr
 

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Roche'un 2025 yılının ilk yarısına ait grup satışları, sabit döviz kuru bazında yüzde 7 artarak 30,9 milyar İsviçre Frangı'na ulaştı.

Dünyanın önde gelen biyoteknoloji şirketlerinden Roche, 2025 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçlarını açıkladı. Şirketin grup satışları, ilaçlara yönelik yüksek talebin etkisiyle sabit döviz kuru bazında yüzde 7 artış göstererek 30,9 milyar İsviçre Frangı'na (İsviçre Frangı bazında yüzde 4 artış) ulaştı.

Roche İlaç Bölümü satışları yüzde 10 artarak 24 milyar İsviçre Frangı'na yükseldi. Büyümede en yüksek katkı; meme kanseri, şiddetli göz hastalıkları, hemofili A ve multipl skleroz gibi ağır seyirli hastalıklara yönelik tedavilere olan artan ihtiyaçtan kaynaklandı. Bu artış, 2024'ün ilk yarısına kıyasla sabit döviz kuru bazında 1,7 milyar İsviçre Frangı tutarında bir büyümeye karşılık geliyor.

Roche Diagnostik Bölümü satışları ise 6,95 milyar İsviçre Frangı seviyesinde gerçekleşti. Patoloji çözümleri ve kan tarama testlerine olan güçlü talebin Çin'deki sağlık fiyatlandırma reformlarının etkisini dengelemesiyle birlikte satışlar sabit kaldı.

“Yılın ilk yarısında güçlü büyüme ivmemizi sürdürdük”
2025'in ilk yarısına ait finansal sonuçlarını değerlendiren Roche Grup CEO'su Thomas Schinecker, “Roche'un güçlü büyüme ivmesi, yılın ilk yarısında da devam etti. Bu büyümeye, İlaç Bölümü'müzde sabit döviz kuru bazında gerçekleşen yüzde 11'lik artış önemli katkı sağladı. Karşılanmamış tıbbi ihtiyacın yüksek olduğu hastalık alanlarında birçok önemli onay aldık ve olumlu veriler açıkladık. Son altı ayda, portföyümüzde önemli ilerlemeler kaydettik ve dört potansiyel tedaviyi klinik geliştirme sürecinin son aşamasına taşıdık. Bu tedaviler; kan hastalıkları, nörolojik bozukluklar ve antibiyotik direncine karşı geliştirilen yenilikçi çözümleri içeriyor. Ürün portföyümüz ve sunduğumuz yenilikçi çözümler sayesinde güçlü performansımızı sürdüreceğimize olan güvenimiz tam. Bu başarılı sonuçlar, yıl sonuna ilişkin beklentilerimizi destekliyor” ifadelerini kullandı.
 
Roche Hakkında
1896 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde kurulan ve markalı ilaçların ilk endüstriyel üreticilerinden biri olan Roche, dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketi ve In Vitro Diagnostik (vücut dışı tanı) alanında dünya lideridir. Roche, dünya çapında insanların yaşamlarını iyileştirmek için tanı ve tedavi çözümleri geliştirmek üzere bilimsel mükemmelliğe ulaşmak için çalışmaktadır.
Kişiye özel sağlık hizmetleri alanında öncü olan Roche, sağlık hizmetlerini toplum üzerindeki etkisini artıracak şekilde dönüştürmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Roche, her bir bireye en iyi sağlık hizmetini sunmak için birçok paydaşla iş birliklerine imza atarak, tanı ve tedavi alanındaki güçlü konumunu klinik uygulamalardan elde edilen veri içgörüleriyle desteklemektedir.
Roche, çalışma alanlarında benimsediği uzun vadeli bakış açısı sayesinde Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksleri tarafından üst üste 13 kez ilaç endüstrisindeki en sürdürülebilir şirketlerden biri olarak seçilmiştir. Bu, Roche'un faaliyet gösterdiği her ülkede, yaptığı yerel ortaklar ile birlikte sağlık hizmetlerine erişimi artırma çabalarının bir sonucudur.
Roche Grubu Amerika'da bulunan Genentech'in tamamına, Japonya'da bulunan Chugai Pharmaceutical şirketinin de çoğunluk hissesine sahiptir.
Ayrıntılı bilgi için www.roche.com'u ziyaret ediniz.