Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Başta Marmara Bölgesi olmak üzere ülkemizdeki aktif fayların oluşturduğu tehlike ve risklere dair veri üretmek ve detaylı bilimsel çalışmalar yürütmek amacıyla Ocak 2024'te iki kurum arasında imzalanan protokol ile hayata geçirilen İstanbul Teknik Üniversitesi Türkiye İş Bankası Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi (MATAM) açıldı.
İş Bankası'nın desteğiyle İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde kurulan; deprem çalışmalarını, günümüz teknolojileri ve yapay zekâ desteğiyle disiplinler arası bir bakış açısıyla ele alan merkezin bünyesinde jeoloji, jeodezi, jeofizik, deprem mühendisliği, elektrik-elektronik, veri analizi, şehir ve bölge planlama gibi farklı disiplinlerden akademisyenler yer alıyor.
Prof. Dr. Hasan Mandal: "Merkezde üretilen bilgi ve teknoloji stratejik değer taşıyacak"
Merkezin İTÜ Ayazağa Kampüsü'nde yer alan binanın açılışı için düzenlenen törende konuşan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, afetlere karşı en güçlü güvencenin bilim olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: "Bu nedenle Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni yalnızca bir bina olarak değil farklı disiplinlerin, öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve tüm paydaşlarımızın bir araya gelerek oluşturduğu yaşayan bir ekosistem olarak görüyoruz. Bu merkezde yer bilimcilerden afet yönetimi uzmanlarına, dijital teknolojilerden sosyal bilimlere kadar pek çok alandaki bilgi disiplinler arası bir yaklaşımla buluşacak. Ortaya çıkacak çalışmalar; tehlikeleri önceden öngörmeyi, riskleri doğru analiz etmeyi ve karar vericilere güvenilir, sayısal ve dinamik veriler sunmayı mümkün kılacak. Lisans seviyesinden doktora düzeyine kadar öğrencilerimizin sürece aktif katılımı, bu yapının geleceğe dönük en güçlü yönlerinden biri olacak."
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir'de yaşanan depremin, afet risklerini bilimsel temelde öngörmenin ve hazırlıklı olmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten Prof. Dr. Mandal, "Bu tür olaylar, afetlere karşı alınacak önlemlerde bilimin ve teknolojinin rehberliğinin tartışılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Burada üretilen bilgi ve teknoloji, yalnızca Marmara Bölgesi için değil, ülkemizin tamamı ve dünya için stratejik değer taşıyacak. Başta Türkiye İş Bankası olmak üzere tüm destekçilerimize, bu merkezin hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm akademisyenlerimize ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu iş birliğinin, afetlere karşı daha dirençli bir gelecek inşa etme yolunda atılmış en güçlü adımlardan biri olduğuna inanıyorum" dedi.
Suat Sözen: "Bilimsel veri üretilmesinde ve toplumun aydınlatılmasında önemli rol oynayacak"
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen de konuşmasında, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alan ülkemizin, bu felaketlerin ardından hep yardımlaşma duygusuyla hareket ettiğini vurguladı. 6 Şubat'taki depremlerden sonra kurum olarak 10 milyar TL'ye ulaşan kapsamlı bir yardım paketiyle yaraların sarılmasına katkı sağladıklarını hatırlatan Sözen, ayrıca can kayıplarının ve acıların önüne geçmek için neler yapılabileceğini araştırmaya başladıklarını, bu sırada Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve ekibiyle yollarının kesiştiğini anlattı.
O döneme kadar Marmara Bölgesi'nin 3 boyutlu fay haritasının oluşturulduğunu, tarih boyunca yaşanan depremlerin işlendiğini, depremlerin hangi bölgeye hangi şiddette etki ettiğine ilişkin bir modelleme oluşturulduğunu aktaran Sözen, bundan sonrası için üniversiteye bağlı bir merkez altında daha fazla veri ile daha hassas hesaplamaların yapılması, çalışmaların daha bilimsel bir altyapıya oturması ihtiyacının bulunduğunu söyledi.
Sözen, "Bize ayrıca Merkezin bir binası, modern bir laboratuvarı, fay tespitleri için yeni cihazları olması; yeni cihaz ve drone'larla sahaya çıkarak fay tespiti yapılması; yüksek sayıda sensörle hassas veri girişi sağlayarak depremin yıkıcılığının metrekare bazında ölçülebilmesine ihtiyaç olduğu aktarıldı. Böylece can ve mal kaybının önlenmesi mümkün olabilirdi. Ülkemizin en güzide üniversitelerinden İTÜ'nün desteğiyle kurulacak, bilimsel veri üretilmesi ve toplumun aydınlatılmasında önemli bir rol oynayacak bu merkezin teknoloji ve veri kullanımıyla Marmara'da gerçekleşebilecek depremlerde olası can ve mal kayıplarının önüne geçebileceğini düşünerek bu projede yer aldık" diye konuştu.
Ocak 2024'te protokol imza töreninin ardından kurulan MATAM'ın yeni binasıyla birlikte deprem alanındaki çalışmaların hız kazanacağını, verilerin daha hızlı üretileceğini belirten Sözen, merkezin depremle ilgili farklı uzmanlık alanlarından akademisyenlerin yer aldığı disiplinlerarası bir yapıya sahip olmasının da önem taşıdığını vurguladı. Sözen: "MATAM'ın, ülkemizde depreme dair başka inisiyatiflerin üstlenilmesinde, iş birliklerinin hayata geçirilmesinde iyi bir örnek oluşturacağına, hatta belki başka kurumların da bu konuda elini taşın altına koymasında teşvik edici olacağına inanıyorum" dedi.
Prof. Dr. Cenk Yaltırak: " MATAM'ın en önemli özelliklerinden biri, veriyi ve bilgiyi görselleştirmesi"
MATAM'ın proje yürütücülüğünü üstlenen Prof. Dr. Cenk Yaltırak ise son yüzyılda depremlerde 126 bin canımızın kaybedildiğini belirterek, deprem gibi ciddi sorunlara karşı bireysel çalışmalarla çözüm üretmenin mümkün olmadığını, kurumsal yapılar altında ciddi bilimsel araştırmalar yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Cenk Yaltırak, "Kurduğumuz bu merkez teknoloji açısından 21. yüzyılın ikinci yarısına ait. Türkiye'deki tüm kurumlardan vizyon olarak 25 yıl ileride. Zaman içerisinde daha da güçlenecek. Riski doğru öngöremezseniz plan yapamazsınız. Herhangi bir depremi eğer modelleyemiyorsanız, bunun için sensörleriniz, gözlem ağlarınız yoksa gerçekten veriyi ve bilgiyi kullanmıyorsanız bir yere ulaşmanız zordur. MATAM'ın en önemli özelliklerinden biri, veriyi ve bilgiyi görselleştiriyor olması. Bir fayın üzerinde nerede stres biriktiğine dair 10 sayfalık bir yazı yerine, üç boyutlu fay haritasında yırtılmanın nerede, nasıl başladığıyla ve nereyi nasıl etkilediğinden bir binanın buna nasıl dayandığına kadar gidecek bir süreçle ilgileniyor" diye konuştu.
Toplumun doğru bilgilendirilmesi açısından veri odaklı olmanın önemine işaret eden Yaltırak, MATAM'da fay haritası yapmak yerine mekânsal fay verisi topladıklarını, bir depremin bütün izlerini, geçmişten günümüze kadar noktasal olarak 3 boyutlu şekilde verdiklerini söyledi. Yaltırak, "Harita yapmıyoruz, veriden bahsediyoruz. Doğada ne varsa onun matematiğini yansıtmaya çalışıyoruz. Önemli olan inşaat mühendislerine, deprem mühendislerine doğru bilgi ve veri sağlamak. Çünkü onlar bina tasarlıyor. Şu anda bu çalışmaları 500 metre çözünürlüğünde yaptık ancak bu yeterli değil. Onun içine 10 bina giriyor. Bina bazlı hale getirmeyi hedefliyoruz" dedi.
MATAM'da yürütülen çalışmalar
" Fay haritalama ve yapay zekâ destekli dinamik tehlike analizi: Aktif fayların yeniden haritalanması, büyük veri ve makine öğrenmesiyle "konuşan/dinamik haritalar" üretimi gerçekleştiriliyor. Klasik statik haritaların ötesine geçilerek sürekli güncellenen tehlike katmanları çalışılıyor.
" Bina-ölçekli (mikro) yer hareketi ve davranış analizi: Zemin-bina ilişkisinde beklenen yer hareketinin sayısal modellenmesi yapılıyor. Azalım (attenuation) ilişkilerinin veriden türetilmesi, bina davranışının ölçülmesi sağlanıyor.
" Sensör ağı ve ivmeölçerlerle sürekli izleme: "İsteyen herkesin evine ivmeölçer" yaklaşımı ile bölgesel sensör yerleşimleri gerçekleştiriliyor. Böylece her depremde bina davranışını gerçek veriden izleme ve öğrenme mümkün oluyor. Bu konuda kurumlarla iş birliği yapılıyor.
" Deniz ve kara entegre ölçüm altyapısı: Marmara'da deniz tabanlı jeofizik (çok ışınlı batimetri, sismik, side-scan, piston karotları) ile İHA tabanlı LiDAR/jeodezi verisinin tek çatı altında birleştirilmesi sağlanıyor. Böylece fay geometrisi ve sığ-kabuk süreçleri bütünleşik olarak okunabiliyor.
" Gerçek zamanlı veri ile karar süreçlerine destek: Belediyelere ve kurumlara "anlık / etkin" risk göstergeleri sunan etkileşimli platformlar, senaryolar, bina-ölçekli etkiler, müdahale ve tahliye kararlarını besleyen göstergeler sağlanıyor.
" HPC (yüksek başarımlı hesaplama) ve kompozit laboratuvar modeli: Büyük veri işleme için yüksek hesaplama altyapısı ve yerbilimlerinde uluslararası ölçekte akredite "kompozit laboratuvar" hedefi ile çalışılıyor. Böylece jeoloji-jeofizik-mühendislik testleri aynı ekosistemde buluşturuluyor.
" Akademi + Kamu + Özel sektör ortak üretimi: İTÜ çatısı + İş Bankası ana sponsorluğu ile uzun vadeli ve bağımsız olarak veriden modele ve hizmete uzanan bir üretim hattı kurmak hedefleniyor. Bu model, hem hızlı hem sürdürülebilir finansman sağlıyor.
" Kamuya açık, anlaşılır bilim iletişimi: Teknik çıktılar sadece akademik yayında kalmıyor; Kamuoyuna, medyaya ve uygulayıcılara aktarılmak üzere sadeleştirilmiş, görsel ve sayısal karşılığı yüksek "kamuya açık" içerik üretimi hedefleniyor
" Sürekli güncellenen Marmara odaklı uzmanlık "Marmara'ya özel, sürekli ve bütünleşik izleme" hedefleniyor. Klasik yaklaşımın aksine proje temelli değil, kalıcı merkez yaklaşımıyla yeni verilerle modeller ve haritalar anlık güncelleniyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
AXA Grubu tarafından hayata geçirilen PlanNet, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda grup içi iş birliğini güçlendirmeyi ve ortak metriklerle uyumlu bir şekilde ilerlemeyi amaçlayan stratejik bir platformdur. Sürdürülebilir sigortacılık alanındaki kararlılığı ve geliştirdiği projelerle öne çıkan AXA Türkiye, bu özel ağa, AXA Uluslararası Pazarlar kapsamına dahil olan ülkeler içerisinde Meksika'dan sonra katılan ikinci ülke oldu.
AXA Grup bünyesinde, daha önce "yeşil prim" olarak adlandırılan ürünler ve hizmetler, artık "Dönüşüm Sigortaları" terimiyle ifade edilmeye başlandı. AXA Türkiye, dönüşüm sigortaları oranlarının artırılmasından çevresel risklerin azaltılmasına yönelik çözümlere kadar birçok alanda grubun stratejileriyle uyumlu çalışmalara yönelik hazırlıklarını hızla sürdürüyor. Bu kapsamda, ilgili alanlarda çalışan üst düzey yöneticiler, program kapsamında yurt dışında eğitim süreçlerine katıldı.
PlanNet ağına katılımın, sürdürülebilirliği sadece hedef değil, işin kendisi olarak gören yaklaşımın bir parçası olduğunu ifade eden AXA Türkiye KKTC, Uluslararası İş Geliştirme ve Yeşil Yatırımlar Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Seda Bora Arkan şunları söyledi:
"Küresel perspektifleri yerel deneyimle buluşturmak, dönüşüm sürecine büyük katkı sağlıyor. Bocconi Üniversitesi ve bağlı platformlarla iş birliği içinde yürütülen bu eğitim, sürdürülebilirlik yolculuğunda sadece bilgi değil, aynı zamanda vizyon birliğiyle ilerlememize olanak tanıyor. AXA Climate'ın 40'tan fazla ülkede uygulanan iklim adaptasyon çözümleri ve 100.000'den fazla saha, tarım bölgesi ve kamu kurumu için sunduğu özelleştirilmiş risk analizleri de bu küresel vizyonun önemli bir parçası. AXA Climate bünyesinde, 6 milyon çalışana yönelik 40 saati aşkın dijital içerikle iklim farkındalığını artırarak dönüşüme insan kaynağı boyutunda da katkı sunuluyor."
AXA Türkiye'den Sürdürülebilirlik Adımları…
AXA Türkiye'nin 2024 yılı itibarıyla portföyündeki dönüşüm sigortaları oranı prim bazında %4,9'a yükselirken, motor kasko portföyündeki elektrikli ve hibrit araç oranı %15'e yükseldi. 2025 yılında bu oranların daha da artırılması hedeflenirken, yenilenebilir enerji portföyüne sahip acente ve brokerlarla yapılan özel iş birlikleri sayesinde özellikle kurumsal sigortalar tarafında dönüşüm sigortaları payının daha da büyümesi amaçlanıyor.
Dikey tarım gibi sürdürülebilir sektörlere özel yeni ürünlerin yanı sıra; uzaktan ekspertiz, hasarlı araca ait parçaların 3D teknolojisiyle tamir edilmesi ve dijital sağlık sigortası gibi çözümlerle karbon ayak izini azaltmaya yönelik somut adımlar atılıyor. Bireysel müşterilerimiz için enerji verimliliği yüksek konutlara teşvik modelleri çalışılırken sürdürülebilirliğe uygun adımlar atan kurumsal müşterilerimiz için de avantajlı çözümler ve destek programları için çalışmalara devam edilmektedir.
AXA Türkiye, çevresel ve toplumsal etkilere duyarlı ürün ve hizmet yapısıyla sürdürülebilirliği iş modelinin merkezine yerleştirirken iklim ve doğa kaynaklı risklerle mücadelede sektörüne öncülük ediyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kullanıcılarını daima en son teknolojik gelişmelerle buluşturan ve trendler yaratan Casper, Excalibur 27'' Gaming Monitör'ünü kullanıcılarıyla buluşturuyor. Yeni monitörü, 300Hz ekran yenileme hızı ve 1ms tepki süresi ile oyunlarda gecikmeleri ortadan kaldırıyor. 400 NIT parlaklığı ve Fast VA paneli sayesinde de renklerin en canlı ve net halini sunuyor. 1500R kavisli geniş ekranı, 178*178 görüntüleme açısı ve 16:9 görüntü oranı ise oyunculara adeta oyunun içindeymiş hissi yaşatıyor. Ürün, HDR10 özelliğiyle de göz alıcı renkler ve derin siyahların olduğu ekran deneyimine davet ediyor.
Düşük mavi ışık filtresi göz sağlığını korur
Nvidia G-Sync ve AMD FreeSync desteğiyle donatılan Excalibur 27'' Gaming Monitör, görüntü yırtılmalarını ve takılmaları ortadan kaldırarak kesintisiz bir oyun deneyimi sunuyor. Göz sağlığını korumak için de düşük mavi ışık filtresi ve anti-flicker teknolojisi barındırıyor. Oyuncuların verimini artıran Excalibur 27'' Gaming Monitör Monitör; FPS, MOBA gibi rekabetçi oyunlarda kritik avantaj sağlanıyor.
Farklı cihazlara kolay bağlantı imkanı tanır
Kullanıcı dostu tasarımıyla da öne çıkan Excalibur 27'' Gaming Monitör, üç tarafı çerçevesiz ince yapısı ve ergonomik stant seçeneğiyle şıklığı ve fonksiyonelliği bir araya getiriyor. Sağlam ayak yapısı sayesinde de sarsılma ve düşmelere karşı ekstra güvenlik sağlıyor. Arka tarafındaki 2 şer adet DP 1.4 ve HDMI 2.0 portları da farklı cihazlara kolay bağlantı imkanı tanıyor.
Açık dünya oyunlarında da yüksek performansla buluşturur
Casper Excalibur 27'' Curved Gaming Monitör, sadece rekabetçi oyuncular için değil; açık dünya oyunları sevenler, içerik üreticileri, tasarımcılar için de yüksek performans ve konfor vadediyor. Üst düzey hız, görüntü kalitesi ve estetiği bir arada arayanlar için geliştirilmiş bu monitör, kullanıcı deneyimini yeni bir seviyeye taşıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kıbrıs inşaat ve gayrimenkul sektörünün öncü markası Noyanlar Şirketler Grubu, 1973 yılında başlayan yolculuğunu 50 yılı aşkın süredir güçlü kurumsal yapısıyla sürdürüyor. Bugüne kadar yaklaşık 1200 mimari ve mühendislik projesi ve 17'den fazla aktif büyük siteye imza atan Noyanlar, şimdi bu birikimi Türkiye'deki yatırımcılarla buluşturuyor.
85 bin pound'dan başlayan fiyatlarla, farklı gelir gruplarına hitap eden konut seçenekleri seçenekleri, düşük peşinat, uzun vadeye yayılan faizsiz ödeme planları ve şeffaf tapu/mülkiyet süreçleri ile Kıbrıs'ta mülk sahibi olmayı kolaylaştıran Noyanlar Group, yatırımcılara sürdürülebilir kazanç fırsatı sunuyor.
"Yatırımcılara yalnızca ev değil, güvenli bir gelecek sunuyoruz"
Noyanlar Group Pazarlama ve Satış Direktörü Zarif Noyan, Türkiye pazarına giriş süreciyle ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Kuzey Kıbrıs'ta 50 yılı aşan sektör tecrübemizle binlerce konuta hayat verdik. Şimdi, aynı deneyimi Türkiye'deki yatırımcılarla buluşturmak istiyoruz. Kıbrıslı bir marka olarak Türkiye'deki yatırımcılara yalnızca konut değil; şeffaf, kazançlı ve güvenli bir gelecek sunmanın sorumluluğunu taşıyoruz."
Ağırlıklı olarak Kıbrıs'ın en çok tercih edilen bölgelerinden Long Beach - İskele, Mağusa ve doğa harikası Karpaz'da yer alan Noyanlar projeleri; sosyal yaşam alanları, sürdürülebilir mimari yapılar, yatırım geri dönüş süresi 7 yılın altına düşen avantajlı konut seçenekleri ile öne çıkıyor.
Kıbrıs, yatırımcının yeni gözdesi
Türkiye'de artan konut fiyatları ve arz-talep dengesizliği sebebiyle gayrimenkul yatırımı yapmakta zorlanan birçok yatırımcı için Kıbrıs cazip bir alternatif haline geldi. Esnek ödeme kolaylıkları, kolaylaştırılmış tapu süreçleri, yüksek döviz bazlı kira getirisi ve vergisel avantajlar, Türk yatırımcıların Kıbrıs'a ilgisini her geçen gün artırıyor.
Noyanlar Group, bu dinamikleri doğru okuyarak Türkiye'deki ofisleri aracılığıyla yatırımcılarla birebir temas kuracak, ön talep ve danışmanlık süreçlerini yerinde yürütecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Elektrik altyapı çözümlerinde kalite ve yeniliği buluşturan Günsan Elektrik, akıllı ev teknolojilerine yönelik ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Akıllı priz çözümleriyle sektörde fark yaratan Günsan, şimdi de akıllı LED ampul modellerini portföyüne ekleyerek akıllı ev kategorisinde yeni bir dönemi başlatıyor.
Modern yaşam alanlarının elektrik ihtiyaçlarına pratik ve güvenilir çözümler sunan Günsan Elektrik’in yeni Akıllı Wi-Fi LED Ampul serisi, beyaz ışık ve RGB (çok renkli) olmak üzere iki farklı seçenekle kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Hem ev hem ofis ortamlarında konforlu, enerji tasarruflu ve uzaktan yönetilebilir aydınlatma çözümleri sunan bu ürünler, Tuya ve Smart Life uygulamaları ile tam uyum içinde çalışıyor.
Her alan için akıllı aydınlatma
Günsan’ın beyaz ışık seçeneği sunan Akıllı Wi-Fi LED Ampul modeli, modern yaşam alanlarının aydınlatma ihtiyaçlarına yenilikçi bir çözüm sunuyor. 2700K - 6500K arasında ayarlanabilir renk sıcaklığı sayesinde çalışma odalarından mutfaklara kadar farklı alanlara uyum sağlıyor. Sade tasarımıyla kullanım kolaylığı sunarken, teknolojik özellikleriyle yaşam kalitesini arttırıyor. GG SMART uygulaması üzerinden uzaktan kontrol imkanı sunan ampul, Amazon Alexa ve Google Asistan ile de entegre çalışarak sesli komutlarla yönetilebiliyor. Göz yormayan ve dengeli bir ışık sağlayarak konforlu bir ortam yaratıyor, zamanlayıcı ve kısılabilir ışık gibi işlevlerle kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. 9W gücündeki LED teknolojisiyle hem enerji tasarrufu sağlıyor hem de uzun ömürlü performans vadediyor.
Kişiselleştirilmiş bir atmosfer
Günsan’ın RGB çok renkli akıllı LED ampulü ise, 16 milyon renk seçeneğiyle ev ya da ofis ortamına tamamen kişiselleştirilmiş bir atmosfer katıyor. Film izleme, kitap okuma, dinlenme veya güne enerjik başlama gibi farklı anlara uygun ışık senaryoları oluşturmaya olanak tanıyan bu model, GG SMART uygulaması üzerinden kolayca kontrol edilebiliyor. Parlaklık ayarı ve renk geçişleri tek dokunuşla yapılabilirken, Amazon Alexa ve Google Asistan uyumluluğu sayesinde sesli komutlarla da yönetilebiliyor. Zamanlama özelliğiyle belirli saatlerde otomatik açılıp kapanan ampul, yaşam alanlarını hem daha akıllı hem de daha verimli hale getiriyor. 9W gücündeki enerji dostu yapısıyla düşük tüketim sunarken, 220-240V aralığında istikrarlı ve uzun ömürlü bir performans sağlıyor.
Günsan Hakkında
1982’de anahtar priz ve elektrik aksesuarları imalatı yapmak üzere kurulan Günsan, 1995’te halen üretiminin devam ettiği endüstriyel tesisine geçti. Anahtar-priz üretimi ile Türkiye’nin sektöründe öncü şirketlerinden biri olan Günsan, inşaat sektöründe alçak gerilim tesisatı ekipmanları olan elektrik anahtarı, priz, grup priz, şalt malzemesi, kompakt şalter, kaçak akım röleleri, sigorta kutuları ve aksesuarlarından oluşan 17.000 parçalık ürün portföyünü distribütörleri ve bayileri aracılığı ile hem ülke içine hem de dünyada 50’den fazla ülkeye ulaştırıyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bauhaus Türkiye'nin kurucu CEO'su Erol Yelmer, 30 yıldır sürdürdüğü görevinin ardından, Bauhaus'un sahibi ve kurucusu Heinz Baus'un kendi adıyla Avusturya'nın Linz şehrinde kurduğu özel vakfın yönetim kurulu üyeliğine atandı. Heinz Baus, uluslararası alandaki Bauhaus da dahil olmak üzere, tüm şirketlerini vakıf çatısı altında toplamıştı.
Heinz Baus Vakfı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanan Erol Yelmer; "Şirketimizin uluslararası başarı hikayesine katkıda bulunabilmek benim
ve ülkem için gurur verici olacak" dedi.
Erol Yelmer'e uluslararası görev…
Türkiye'de yaklaşık 30 yıldır başarıyla faaliyetini sürdüren Bauhaus, ülkemizde ilk şubesini 1996 yılında İstanbul Kozyatağı'nda Erol Yelmer'in liderliğinde hizmete açmıştı. Bauhaus Türkiye'de 2025 yılı itibarıyla yönetimde yeni dönem başlamış, Kurucu Ülke Genel Müdürü Erol Yelmer, Bauhaus CEO'luk görevini devrederek, yönetim kurulu üyesi olmuştu. Bauhaus'un sürdürülebilir büyümesine, yönetim kurulu üyesi olarak katkı sağlayan Erol Yelmer, uluslararası görev üstlenerek Heinz Baus Vakfı
Yönetim Kurulu üyesi oldu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Koçtaş, banyo kategorisindeki ürün gamını sektörün yenilikçi markalarından Creavit ile güçlendiriyor. İlk etapta seramik sağlık gereçleri, banyo dolapları gibi farklı ihtiyaçlara yönelik ürünler Koçtaş mağazalarında müşterilerle buluşturuluyor. İlerleyen dönemde Creavit resmi satıcı hesabının da dahil olmasıyla daha fazla Creavit ürünü koçtaş.com.tr üzerinden müşterilerle buluşacak. Koçtaş, müşterilerine banyo alışverişinde sunduğu tasarım, konfor, kalite ve uygun fiyat avantajlarını Creavit iş birliğiyle daha da zenginleştirmeyi hedefliyor.
Ev geliştirme perakendesinin öncü markası Koçtaş, banyo kategorisinde müşterilerine her bütçeye uygun, estetik ve işlevsel ürünler sunmaya devam ediyor. Banyo kategorisinde renk ve tasarımlarıyla öne çıkan geniş ürün çeşitleriyle müşterilerinin farklı ihtiyaçlarına hitap eden Koçtaş; ilham veren tasarımları ve sürdürülebilir üretim yatırımlarıyla öne çıkan Creavit ile güçlerini birleştirdi. Koçtaş’ın ürün gamına eklenen Creavit ürünleri, banyo yenileme sürecinde müşterilere geniş seçenekler sunuyor. Koçtaş ve Creavit iş birliği, sektörde güvenilirliği ve tasarımıyla öne çıkan iki markanın sinerjisini yansıtıyor.
MÜŞTERİYE İLHAM VEREN İKİ MARKA BULUŞTU
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Koçtaş Kategori Direktörü Atilla Şahinkaya "Koçtaş olarak farklı kategorilerdeki müşteri ihtiyaçlarını ve trendleri takip ediyor, sektörün önde gelen markalarıyla iş birlikleri yapıyoruz. Müşterilerimizin daha konforlu bir alışveriş deneyimi yaşaması için mağazalarımızda ve koctas.com.tr’de farklı markaların ürünlerini bir arada sunuyor, müşterilerimizin karşılaştırma yaparak daha kolay karar vermesine katkı sağlıyoruz. Bu yılın başında iş birliği yaptığımız Creavit’in banyo kategorisinde şık ve uygun fiyatlı ürün seçeneklerini bir arada sunuyoruz. Müşterilerine güven ve ilham veren iki marka olarak bu iş birliğimizle banyo alışverişinde akla gelen ilk adres olmayı hedefliyoruz.” dedi.
KALİTEYE ERİŞİLEBİLİRLİK SUNUYORUZ
Creavit Genel Müdürü Ahmet Sağlam ise "Creavit olarak tasarım odaklı sürdürülebilir üretim anlayışımızla banyo kategorisinde ihtiyaç duyulan tüm ürünleri müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin lider ev geliştirme markası Koçtaş ile yaptığımız bu iş birliğiyle kaliteye erişebilirlik fırsatı sunarak, tasarımlarıyla ve fonksiyonelliğiyle öne çıkan farklı kategorilerdeki birçok ürünümüzü Koçtaş mağazalarında müşterilerle buluşturuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin dört bir yanında büyümeye devam eden Özsüt, Akdeniz’in gözde tatil beldesi Kaş Kalkan’da açtığı yeni mağazasıyla lezzet tutkunlarına yazın tadını doyasıya çıkaracak bir deneyim sunuyor. Kaş Kalkan’ın merkezi noktalarından birinde, eşsiz deniz manzarasına doğru konumlanan Özsüt mağazası, enfes pastalardan gelenekselleşmiş sütlü tatlılara, kahvaltıdan gün boyu süren hafif ve tatlı seçeneklere kadar zengin menüsüyle yaz tatiline lezzet katıyor.
Kaş Kalkan’da açılan Özsüt mağazası; şık, konforlu açık ve kapalı oturma alanları, sıcak atmosferi ve Akdeniz’e özel keyifli dekorasyonuyla ziyaretçilerine günün her saatinde eşsiz lezzetler sunuyor. Özsüt’ün 2.0 konseptli menüsünde alametifarikası sütlü tatlılardan şerbetli lezzetlere, nefis cheesecake’lerden kahvaltı seçeneklerine, yumuşacık pancake’lerden kruvasan ve tuzlu atıştırmalıklara kadar pek çok alternatif yer alıyor. Kalkan sakinlerine ve tatilcilere şölen yaşatacak olan Özsüt, en taze günlük çiftlik sütü ve en kaliteli malzemelerle hazırlanan dondurmalarıyla ise tatlı bir serinlik vadediyor.
Akdeniz’in kavurucu sıcakları Özsüt’te son buluyor!
Her daim tazeliğinden ve doğallığından hiçbir şey kaybetmeyen Özsüt dondurma menüsünde her zevke göre bir lezzet bulunuyor. Gerçek lezzet ve damaklarda bıraktığı tat ile dondurma tutkunlarını etkileyen marka, dalından toplanan taze meyveler ve kuruyemişlerle menüsünü renklendiriyor. Meyveli dondurma severlere; limonlu, kavunlu, karadutlu ve muzlu; farklı tatlar arayanlar için ise sakızlı, krokanlı, balbademli, karamelli, antep fıstıklı ve üzümlü&cevizli dondurma gibi çeşitleri bulunan Özsüt, klasik tatlardan vazgeçmeyenler için ise kaymaklı, çikolatalı ve süper vanilyalı seçenekleriyle yaz boyu serinletmeye devam ediyor. Vişne, çilek ve frambuaz sorbeler ise meyvelerin en gerçek ve serinleten hali olarak tadanlara iki kat mutluluk aşılıyor.
Kaş Kalkan’ın en yeni lezzet durağı, serin bir mola ya da tatlı bir kaçamak yapmak isteyenleri bekliyor.
Özsüt Kaş Kalkan Mağazası
Adres: Kalkan Mah.Şehitler Cad. No:51/1 Kaş Antalya
Özsüt hakkında:
Türkiye’nin dört bir köşesine günlük pasta ve dağıtımı yapan STP Gıda bünyesinde yer alan Özsüt’ün, 1938 yılında İzmir Kemeraltı’nda başlattığı tatlı serüveni bugün 45 ilde 150’yi aşkın mağazası, beş bine yakın çalışanı ve on binlerce misafiriyle sürüyor. İzmir, Kemalpaşa’daki 10.000 m2 alana sahip fabrikasında üretim yapan ve Türkiye’nin önde gelen zincir marketlerine ürün tedariği sağlayan STP Gıda’nın en köklü markalarından olan Özsüt, 1996 yılından bu yana bayilik sistemiyle faaliyetlerini büyütüyor. Özsüt’ün en iyi malzemelerle hazırlanmış geleneksel tatları, ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da yoğun ilgi görüyor. Bu doğrultuda Türkiye dışında da yatırımlarına devam eden marka, Azerbaycan’da bulunan 8 şubesiyle yurt dışındaki lezzet tutkunlarına da ulaşıyor. Özsüt’ün ürün gamı içerisinde pasta, sütlü ve şerbetli tatlılar, unlu mamuller, dondurma, kaymak, çikolata, kahve, Türk ve dünya mutfağından özel lezzetler yer alıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.