Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TP, çalışan bağlılığını artırmayı hedefleyen ve işten ayrılma eğilimindeki çalışanlara yönelik erken müdahale sağlayan CARE+ programıyla, 6. EX Awards Turkey'de ödül kazandı.
Dijital iş hizmetlerinin küresel lideri TP, Türkiye'nin ilk ve tek çalışan deneyimi ödülü olan EX Awards Turkey'de, geliştirdiği CARE+ (Catch, Assess, Retain, Engage) programıyla ödülün sahibi oldu. Bu yıl altıncısı düzenlenen organizasyonda ödüle layık görülen CARE+ programı, işten ayrılma eğilimindeki çalışanları proaktif biçimde tespit ederek, ayrılık gerçekleşmeden önce onlarla birebir temas kurmayı ve çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyor.
Alınan ödül ile ilgili açıklamada bulunan TP Türkiye CEO'su Tülay Doğrular; "TP Türkiye olarak, sürdürülebilir başarımızın anahtarı, yetkin ve bağlı ekiplerle çalışmak. CARE+ programımız, çalışanlarımızın sesini daha erken duymamıza, ihtiyaçlarını daha doğru anlamamıza ve olası işten ayrılma durumlarında önleyici çözüm sunmamıza imkan tanıyor. Bu yaklaşım, hem çalışan bağlılığını artıran hem de benzersiz müşteri deneyimi sunmamızı sağlayan stratejinin bir parçası. EX Awards Turkey'de kazandığımız bu ödül, kurum kültürümüzün ve önceliklerimizin ne kadar doğru bir temele dayandığını bir kez daha gösteriyor. Teknolojiyle insan odağını harmanlayan çözümler üretmeye ve bu alandaki öncülüğümüzü güçlendirmeye devam edeceğiz" dedi.
TP Türkiye İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Bahadır Eren de yaptığı açıklamada; "TP olarak, kapsayıcı bir kültür, şeffaf iletişim ve sürekli gelişim fırsatları sunarak, herkesin kendini değerli hissettiği bir çalışma ortamı inşa ediyoruz. Bugün, TP'nin çalışanlarının %97'sinin, Great Place to Work® sertifikalı lokasyonlarımızda görev alıyor olması, bu vizyonumuzu somut bir şekilde gösteriyor. Yetkin bir çalışanı kaybetmek sadece bir pozisyonu boşaltmak değildir; kurum hafızasından, müşteri memnuniyetine kadar uzanan bir değerin eksilmesidir. Biz TP'de, her bir çalışanın kuruma kattığı değerin farkındayız ve bu değeri korumak için sürekli gelişen bir deneyim sunmaya kararlıyız. CARE+ programımız, bu amaca ulaşmak için geliştirdiğimiz en önemli araçlardan biri. TP olarak teknolojinin sunduğu tüm imkânları insan dokunuşuyla bütünleştiriyoruz. Yapay zekâyı verimlilik için kullanırken, duygusal zekâyı müşteri memnuniyetinin ve çalışan bağlılığının temelinde görüyoruz. Layık görüldüğümüz bu ödül, bizleri yalnızca onurlandırmakla kalmadı, aynı zamanda geleceğe yönelik daha güçlü adımlar atmamız için ilham verdi" dedi.
TP, Bağlılık Görüşmesi ile Çalışan Sadakatini Güçlendiriyor.
Klasik çıkış görüşmelerinin geriye dönük ve geç kalınmış aksiyonlara neden olduğu gerçeğinden hareketle, TP bağlılık görüşmesi metodolojisini benimseyerek empati ve veriye dayalı bir sadakat stratejisi geliştirdi. Bu program, 2024 Nisan ayında yabancı dilli projelerde pilot olarak hayata geçirildi. %63'lük elde tutma başarısının ardından tüm operasyonlara yayıldı ve Mart 2025 itibarıyla yapay zeka ve makine öğrenimi altyapısıyla daha güçlü bir yapıya kavuştu. Duygusal zeka temelli el kaldırma sistemiyle yöneticilerin gözlemleri, yapay zeka destekli tahminleme modülüyle de İK analitiğinin ürettiği "flight risk" skorları birleştirilerek çalışanlara özel aksiyon planları oluşturulmaya başlandı.
CARE+ ile Genel Elde Tutma Oranı %75'e Ulaştı.
Programla birlikte yabancı dilli projelerde işten ayrılma oranı %2,5 düşerken, Hollandaca projelerde ise yaklaşık %3'lük bir düşük sağlandı. Mart 2025 itibarıyla genel elde tutma oranı %75'e ulaştı. Bu başarı beraberinde yabancı dil projeler için hem işe alım maliyetlerinde hem de işe uyum süreci maliyetlerinde iyileşme yarattı.
Veriyle Desteklenen, İnsana Değer Katan Bir Yaklaşım…
CARE+ yalnızca rakamlarla değil, çalışan deneyimindeki somut iyileşmelerle de fark yaratıyor. Belirsizlik, yalnızlık hissi ve geri bildirim eksikliği gibi temel sorunlar büyük ölçüde azaltılırken; birebir takip süreciyle psikolojik güvenlik, tanınma ve değer görme duygularında belirgin artış sağlandı. Tüm bu gelişmeler, işten ayrılma niyetinde gözle görülür bir azalmayı beraberinde getirdi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin yolcu sayısında en büyük 2'nci, Avrupa'nın ise 2025 yılı ilk 4 aylık verilerine göre 9'uncu en yoğun havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen (ISG) Havalimanı, Kurban Bayramı tatiline rekorla giriyor. 1 Haziran tarihinde 784 uçuşla tüm zamanların en yüksek günlük uçuşunun gerçekleştiği havalimanında yakın zamanlarda üst üste kırılan rekorlar artan yolcu kapasitesini bir kez daha ortaya koyarken bayram süresince yeni rekorlar bekleniyor.
Kurban Bayramı tatili olan 5-9 Haziran tarihleri arasında mevcut tarifeye göre yüzde 7'lik artış öngörülürken resmi bayram tatilini kapsayan bu 5 gün aralığında havalimanı yaklaşık 700 bin yolcuyu misafir etmeye hazırlanıyor. Kurban Bayramı tatilini hafta sonlarıyla birleştirerek 2-13 Haziran 2025 tarihleri arasında 10 günlük uzun bir molaya dönüştürenler de eklendiğinde mevcut tarifenin yüzde 8 üzerinde, yaklaşık 1.6 milyon yolcunun Sabiha Gökçen Havalimanı'nı kullanması bekleniyor.
ISG, güçlü altyapısı ve operasyonel kapasitesiyle bayram yoğunluğunda da misafirlerin seyahatlerini en rahat ve sorunsuz şekilde gerçekleştirebilmeleri amacıyla kapsamlı bir dizi hazırlık ve önlemi hayata geçirdi. Bu doğrultuda operasyon, güvenlik ve temizlik için yapılan ek planlamalarla personel sayısı artırılırken yaklaşık 20 saniyelik işlemle hızlı ve kolay geçiş sağlayan E-pasaport banko sayısı giden katında 15, gelen katında 19 adet olmak üzere 34'e çıkarıldı. Yolcuların havalimanına hızlı girişlerini sağlamak için de terminal genelindeki toplam 110 X-Ray noktasında düzenlemeler yapıldı. Havalimanındaki teknoloji olanaklarının yaygınlaştırılması amacıyla ücretsiz ve sınırsız Wi-Fi erişimi sunulurken ücretsiz içme suyu temini için su sebilleri yerleştirildi. Terminal içerisindeki soğutma sistemi kapasitesi de artırıldı. Bu süreçte yenilikçi üretken yapay zeka dijital asistanı SAVVy de, müşteri hizmetleri konularında anlık yanıt ve çözümlerle yolculara destek verecek.
"ISG'de güçlü büyümenin altyapısını oluşturuyoruz"
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Stratejik Planlama ve Hazine Yönetimi Direktörü Kerem Maybek ISG'deki genişleme ve iyileştirme çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı:
"İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın mevcut kullanılan T2 terminali yaklaşık 16 yıldır hizmet veriyor ve geçen yıl 41,5 milyon yolcu ağırlayarak bir rekor kırdık. 2024 yılında yaklaşık 34 milyon euro yatırımla hayata geçirdiğimiz "Yolcu Akışını İyileştirme Projesi" (Decongestion Project) kapsamında artan yolcu talebini karşılamak amacıyla mevcut yolcu trafiğini aksatmadan terminalde bir dizi yenileme çalışması, güvenlik ve pasaport süreçlerinde ise teknolojik ve operasyonel iyileştirmeler gerçekleştirdik. Her gün on binlerce kişinin kullandığı tesisin altyapısını bir yandan tüm operasyonlar devam ederken yenilemek gibi zor bir sürecin üstesinden başarıyla geldik. 2025 yılı hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk terminal binası olan ve şu an atıl durumdaki T1 terminalinin geliştirilmesi çalışmaları, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Meydan Otoritesi HEAŞ ile koordineli olarak devam ediyor. T1 terminalinin kısa sürede kullanıma açılmasıyla birlikte ek bir kapasiteye sahip olacağız. Yeni terminal binası ile ilgili süreci de Havalimanı Otoritesi HEAŞ ve MAHB olarak birlikte son derece uyumlu şekilde yürütüyoruz.
"Türkiye ile Malezya devletleri arasındaki dostluk ilişkisi her iki ülkeye ticari olarak da büyük kazanımlar sağlıyor"
İstanbul Sabiha Gökçen (ISG) Uluslararası Havalimanı'nın yatırımcısı ve işletmecisi Malaysia Airports Holdings Berhad'ın Yönetici Direktörü Dato Mohd Izani Ghani, grubun Türkiye'deki çalışmaları hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
"MAHB olarak sorumluluğumuzdaki tüm havalimanlarında başarılı bir dönemin içindeyiz ve elde ettiğimiz büyümeyi nasıl sürdürülebilir kılacağımıza odaklanıyoruz. Önümüze çıkan fırsatları yakalama ve bunlardan elde edilecek faydayı maksimize etme konusunda çeviklik, uzmanlık ve yatırım kaslarımızı güçlendiriyoruz. Türkiye'nin güçlü turizm potansiyeli ile birlikte İstanbul'un hem iki kıtanın ortasındaki stratejik konumu hem de sahip olduğu doğal güzellikleri, köklü tarihi, kültürel ve sosyal zenginliği ile ticari dinamizmi, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın büyümesini ivmelendiriyor. Havalimanındaki bu yüksek büyüme hızı, altyapı noktasında kapasitenin zorlanması noktasına kadar erişti. Avrupa, Asya ve Afrika havayolu bağlantısında "hub" konumuna gelen İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, MAHB olarak önem verdiğimiz işletmelerin başında geliyor. Türkiye ile Malezya devletleri arasındaki dostluk ilişkisinin, ticari iş birlikleriyle perçinlenerek her iki tarafa da büyük kazanımlar sağladığını görmekteyiz. Biz de işimizi iyi yaparak bu dostluğa katkı sunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz."
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın uluslararası alandaki rekabet gücünü artırmak için bu yıl özellikle Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa'daki yeni destinasyonlara odaklandıklarını belirten Dato İzani, "Genişleyen küresel uçuş ağı yolculara daha fazla destinasyon seçeneği sunarken havalimanını uluslararası transferler için daha cazip hale getiriyor. Küresel bağlantıları çoğaltarak yolcuların seyahat deneyimini geliştirmek ve operasyonel verimliliği artırmak için bazı etkili iyileştirmeleri gerçekleştirdik. Tüm bu adımların ISG'nin hem bölgesel havacılık pazarında stratejik merkez olma hedefini hem de küresel havacılıkta güçlü bir merkez olma konumunu destekleyeceğine inanıyoruz. Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 2025 yılı hedefimiz 43,2 milyon yolcuya ulaşmak. Öte yandan yolcu sayısındaki yüksek artışla elde ettiğimiz büyümeyi sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Bu genişleme yalnızca ISG'nin rekabet gücünü artırmakla kalmayacak, aynı zamanda ülke ekonomisi üzerinde olumlu etkiler yaratarak ticaret ve turizmin gelişimine de önemli katkılar sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
MAHB dünya çapında 40 havalimanı yönetiyor
İstanbul ve çevresindeki merkezlere yakınlığıyla "Şehrin Havalimanı" olarak anılan Sabiha Gökçen Havalimanı 107 dış hat, 39 iç hat, toplam 52 ülke ve 146 destinasyona uçuş imkânı sunuyor. Malaysia Airports Holdings Berhad (MAHB), Türkiye'deki İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nın yanı sıra aralarında Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı'nın da bulunduğu 5 uluslararası havalimanı, 17 iç hat havalimanı ve 17 STOLport (Kısa Kalkış ve İniş havalimanı) olmak üzere Malezya genelinde 39 dünya çapında toplam 40 havalimanını yönetiyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Günsan Elektrik, Kaçak Akım Koruma Anahtarı ürün gamını AC tip ve A tip olmak üzere iki farklı modelle sunuyor. AC tip modeller yalnızca AC akımlara karşı koruma sağlarken, A tip modeller hem AC hem de devreye giren DC akımlara karşı koruma sunarak daha geniş kapsamlı bir güvenlik çözümü oluşturuyor.
AC ve DC akımlarına karşı koruma
A tip Kaçak Akım Koruma Anahtarı, hem AC hem de devreye giren DC akımlarına karşı koruma sağlıyor ve geniş kapsamlı bir güvenlik sunuyor. Elektrik tesisatında oluşan kaçak akımları anında tespit ediyor ve tehlike algıladığında devreyi otomatik olarak kesiyor; böylece çarpılma ve yangın risklerini önlüyor. Yüksek akım koruma kapasitesiyle tesisatı güvenle koruyor ve elektrik yüklerini taşıyor. İki kutuplu yapısıyla tek fazlı devrelerde ideal kullanım sağlıyor. Dayanıklı ve yüksek kaliteli malzemelerle üretiliyor ve elektrik dalgalanmalarına ile darbelere karşı uzun ömürlü direnç gösteriyor.
Güvenli bir kullanım
AC tip Kaçak Akım Koruma Anahtarı, yalnızca AC akımlara karşı koruma sağlıyor ve güvenli bir kullanım sunuyor. Ani akımlar veya kısa devre gibi durumlarda devreyi keserek hem kullanıcıyı hem de bağlı cihazları koruyan güvenli sistem yapısına sahip oluyor. Yüksek kaliteli ve sağlam çerçeve malzemesi sayesinde dış etkenlere karşı dayanıklılık sağlıyor; bu da açık ve kapalı alanlarda uzun süreli kullanım imkanı yaratıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
kredi koşulları ve fiyat teklifleriyle sunuyor. Bu kapsamda; sıfır emisyonlu mobilitenin keyfini erişilebilir fiyata yaşamak isteyen kullanıcılar için üretilen tamamen elektrikli yeni Ë-C3’te 150 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi olanağı sunuluyor. Citroën’in B-SUV segmentindeki iddialı modeli yeni C3 Aircross’ta 200 bin TL’ye 12 vadeli ve yüzde 0 faizli kredi seçeneği sunulurken, modelin yüzde 100 elektrikli versiyonu Ë-C3 Aircross’ta ise 250 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi olanağı bulunuyor. Citroën C4’ün benzinli versiyonunda 150 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi fırsatından faydalanılabiliyor. Yenilenen C4’ün yüzde 100 elektrikli versiyonu Ë -C4’ü satın almak isteyenler de yine 150 bin TL için 12 ay ve yüzde 0 faizli kredi seçeneğinden yararlanabiliyor. Kompakt sınıfta 4 kapılı sedan ile SUV genlerini buluşturan yeni C4 X’in MAX donanımlı versiyonunda 150 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi olanağı sunuluyor. Segmentinde üstün konfor ve teknolojik özellikleriyle öne çıkan Citroën hafif ticari araç modelleri Berlingo Kombi, Berlingo Van, Jumpy Van ve Jumpy Spacetourer modelleri 280 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi seçeneğiyle dikkat çekiyor.
Citroën’in hayata konfor ve renk katan otomobilleri, haziran ayındaki finansman kampanyalarıyla, yeni bir binek veya hafif ticari Citroën modeli satın almak isteyen sürücüleri bekliyor. Bu kapsamda; cesur yeni marka tasarımını temsil eden, iddialı bir görünümle baştan aşağı yeniden tasarlanan yüzde 100 elektrikli yeni Citroën Ë-C3 modelinde 150 bin TL için 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi ve nakit indirimli 1.099.900 TL’den başlayan avantajlı fiyatlarla sunuluyor. Daha fazla iç hacim ve üst düzey araç içi konfor özellikleri ile yeni C3 Aircross’ta 200 bin TL’ye 12 vadeli ve yüzde 0 faizli kredi seçeneği sunulurken, modelin yüzde 100 elektrikli versiyonu Ë-C3 Aircross’ta ise 250 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi olanağı bulunuyor. Bununla birlikte yeni Ë-C3 Aircross 1.249.900 TL’lik nakit indirimli başlangıç fiyatı ile dikkat çekiyor. Kendi segmentinde üstün donanımları ile fark yaratan ve modern tasarım kodlarını dikkat çekici bir şekilde harmanlayan Citroën, yeni C4 modelinde benzinli versiyonlara özel 150 bin TL için 12 vadeli, yüzde 0 faizli kredi fırsatı sunuluyor. Kompakt sınıfta 4 kapılı sedan ve SUV genlerini buluşturan, güncellenen tasarım ve teknolojisiyle fark yaratan yeni C4 X’in Max donanımlı versiyonuna özel haziran ayında 150 bin TL için 12 ay ve yüzde 0 faizli kredi avantajı sunuluyor.
Citroën hafif ticari modellerinde sıfır faizli kredi imkanları!
Citroën’in tasarım, pratiklik ve konfor özelliklerinin yanı sıra 1.5 BlueHDI 130 HP yeni nesil motoru sayesinde performans ve verimliliğiyle de öne çıkan Berlingo Kombi 280 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi imkanlarıyla satın alınabiliyor. Kombivan sınıfının öncüsü olarak modüler tasarımıyla dikkat çeken Berlingo Van modelleri 280 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi fırsatıyla Citroën showroom’larında yeni sahiplerini bekliyor. Profesyonel yolcu taşımacılığının yanı sıra kalabalık seyahatleri konforlu ve ferah bir deneyime dönüştüren Jumpy Spacetourer, 280 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi seçeneği ile satın alınabiliyor. Citroën, yüksek kapasite ve konforu bir arada sunan Jumper modelini 280 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi fırsatıyla tüketicilerle buluşturuyor. Citroën Jumpy Van modeline ise yine 280 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi veya 700 bin TL için 12 ay vade ve yüzde 2,99 faizli kredi imkanları ile sahip olunabiliyor.
Konforu elektrikle buluşturan Citroën modellerinde sıfır faiz olanakları!
Haziran ayının avantajlı kampanyalarından biri de üstün teknoloji ve sıfır emisyonlu sürüş deneyimi ile öne çıkan elektrikli Citroën modellerinde sunuluyor. Bu kapsamda yeni C4’ün yüzde 100 elektrikli versiyonu yeni Ë-C4’ü satın almak isteyenler, 150 bin TL için 12 ay yüzde 0 faizli kredi teklifiyle geleceğin Citroën teknolojilerine bugünden ulaşabiliyor. Citroën’in pratik, çok yönlü şehir içi mobilite aracı olan Ami modelinde ise 150 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 0 faizli kredi veya 40 bin TL nakit indirim imkanları sunuluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Doğanın ilham veren tasarımlarıyla yaşam alanlarını güzelleştiren Kelebek Mobilya, şık ve dayanıklı bahçe mobilyalarıyla yaz aylarının keyfini çıkarmak isteyenlere Kelebek Garden koleksiyonunu sunuyor. Yaşam alanlarına konfor ve fonksiyonelliği bir arada sunmayı amaçlayan bu koleksiyon, açık havada geçirilen anları daha estetik ve konforlu hale getiriyor.
Minimalizmden vazgeçmeyenler için "Loky Bahçe & Balkon Seti"
I?roko ahs?ap kullanılarak son teknoloji ag?ac? is?leme makineleriyle üretilen Loky Bahçe & Balkon Seti, özel örgü ipleriyle hazırlanıyor. 1 adet üçlü koltuk, 2 adet tekli koltuk, 1 adet yüksek sehpa ve 1 adet benchten oluşan Loky, dış mekanda uzun süre rahatlıkla kullanılabiliyor.
Doğanın İçindeki Eşsiz Şıklık: Bamboo Bahçe & Balkon Seti ve Masa Takımı
Rahatlığı ve özgün renk tonlarıyla kalpleri yumuşatan Bamboo Koleksiyonu, Kelebek Mobilya sayesinde hem bahçe & balkon takımı hem de masa takımını kullanıcılarla buluşuyor. Konforlu yaz akşamları geçirmek için eşsiz bir seçenek olan Bamboo, bronz cam masasıyla da kullanım kolaylığı kazandırıyor. Wintech rattan iplerle örülü detaylarıyla dayanıklığını gözler önüne seren Bamboo, trendlere uyum sağlıyor.
Yazın Konforunu Yeniden Tanımlayan Loop Bahçe & Balkon Seti
Özel yumuşak kumaşlarıyla açık alanların vazgeçilmesi parçası haline gelen Loop Bahçe & Balkon Seti, olefin ip yapısıyla Kelebek Mobilya mağazalarında yerini alıyor. Güneş ışınlarına dayanıklı, haşere ve mantar tutmayan, yıkanabilir, aşınmaya karşı dayanıklı yapısıyla göz kamaştıran Loop, bench eklenerek zenginleştirilebiliyor. Yaz havalarının gereksinimlerine cevap veren Loop, uzun yıllar boyunca dış mekan konforu kazandırıyor. Ergonomik tasarımıyla dikkatleri üzerine çeken Loop Bahçe & Balkon Seti, açık hava alanlarına modern bir dokunuş sağlıyor.
El İşçiliğiyle Gelen Doğal Konfor: Carla
Kelebek Mobilya'nın Garden & Balcony koleksiyonunun zarif parçalarından biri olan Carla Bahçe & Balkon Seti, doğallık ve modern tasarımı bir araya getirerek açık hava yaşam alanlarına şıklık katıyor. Kestane ağacının sağlam ve dayanıklı yapısı, el işçiliğiyle örülmüş Wintech örgü ipleriyle birleşerek estetik bir görünüm sunuyor. Dış mekân koşullarına uygun kumaşı sayesinde uzun ömürlü kullanım imkânı sağlayan bu set, bahçe ve balkonlarınızda konforlu anlar yaşamanıza olanak tanıyor. Carla Bahçe & Balkon Seti, fonksiyonelliği ve zarafetiyle açık hava alanlarını güzelleştirmeye hazırlanıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom, bu yıl Rus nükleer endüstrisinin 80. yılı onuruna yapılan "Afrika'yı Güçlendiren Atomlar" video yarışmasının 2025 edisyonunun kazananlarını duyurdu.
Katılımcılar, "Geçmişin onuru", "Günün ilhamı" ve "Geleceğin rüyası" olmak üzere üç yaratıcı temayı yansıtan kısa videolar göndermeye davet edildi. Yarışmaya Afrika genelinde 50'den fazla başvuru yapıldı.
Güney Afrika, Mısır, Nijerya, Namibya, Burkina Faso ve diğer ülkelerden önde gelen uzmanların da bulunduğu uluslararası jürinin değerlendirmelerine göre, Güney Afrika, Mısır, Kenya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Burundi ve Namibya'dan 13 kazanan seçildi. Kazananlar Rusya'ya giderek Moskova'daki VDNKh'de (Halk Ekonomisi Başarıları Sergisi) bulunan Atom Pavilionu gibi ikonik nükleer endüstrisi tesislerini ziyaret edecekler.
Rosatom Orta ve Güney Afrika Genel Müdürü Ryan Collyer konuyla ilgili şunları kaydetti: "Bu yılki katılımcılar, fikirlerinin derinliği ve çalışmalarının olağanüstü kalitesiyle bizi gerçekten etkiledi. Rus nükleer endüstrisinin 80. yılını anarken, genç Afrikalıların bu temayla bu kadar düşünceli bir şekilde ilgilendiğini görmek inanılmaz derecede anlamlı. Bu sesler sadece ilgi çekici hikayeler anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilirlik, yenilik ve bilimsel alışverişe dayanan bir gelecek vizyonunu şekillendirmeye de yardımcı oluyorlar."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Volvo Cars, bugün emniyet kemerine yönelik önemli bir güvenlik iyileştirmesini duyurdu. Dünyada ilk kez kullanılan bir teknoloji olan yeni çoklu adaptif emniyet kemeri, gerçek dünyadaki trafik koşullarında herkes için güvenliği daha da üst seviyeye getirmeyi amaçlıyor.
2026'da piyasaya sürülecek olan tamamen elektrikli Volvo EX60'ta ilk kez kullanılacak olan bu yeni emniyet kemeri; otomobilin gelişmiş sensörlerinden gelen gerçek zamanlı veriler sayesinde hem yol koşullarına hem de yolcunun fiziksel özelliklerine göre kendini ayarlayarak güvenliği en üst düzeye taşıyor.
Yeni çoklu adaptif emniyet kemeri, iç ve dış sensörlerden gelen verileri kullanarak korumayı özelleştirebiliyor ve kişinin boy, kilo, vücut şekli ve oturma pozisyonu gibi profillerine göre kendini uyarlayabiliyor. Örneğin, ciddi bir kazada daha iri bir yolcu için baş yaralanması riskini azaltacak daha yüksek bir yük ayarı uygulanırken, daha hafif bir kazada daha küçük yapılı bir yolcu için kaburga kırığı riskini azaltmaya yönelik daha düşük bir ayar devreye giriyor.
Bu gelişmiş güvenlik seviyesi, bir kaza durumunda yolculara uygulanan kuvveti yöneten, yük sınırlayıcı profil varyasyonlarının sayısının önemli ölçüde artırılmasıyla elde ediliyor. Üstelik online yazılım güncellemeleri sayesinde tüm bu ayarlar zaman içinde de geliştiriliyor.
Volvo Cars Güvenlik Merkezi başkanı Åsa Haglund, "Dünyanın ilk çoklu adaptif emniyet kemeri, otomotiv güvenliği için yeni bir dönüm noktası olacak. Bu sistem, gerçek zamanlı verileri kullanarak milyonlarca hayatı kurtarmaya yardımcı olma vizyonumuzun güçlü bir yansıması. 1959 yılında Volvo Cars tarafından icat edilen ve şimdiye kadar bir milyondan fazla hayatı kurtardığı tahmin edilen üç noktalı emniyet kemerini başka bir boyuta taşıdığımızın çok önemli bir göstergesi" diyor.
Gerçek dünya verileriyle güvenliği geliştirmek
Volvo Cars, elli yılı aşkın güvenlik araştırmaları ve 80 binden fazla gerçek kazayı içeren benzersiz veritabanıyla, dünyanın en kapsamlı güvenlik bilgi altyapılarından birine sahip. Bu veriler, şirketin yıllar içindeki güvenlik yeniliklerini ve yasal test gereksinimlerini de aşan öncü Volvo Cars Güvenlik Standardı'nın temelini oluşturuyor.
Yeni emniyet kemeri sistemi, modern yük sınırlayıcılarının ötesine geçerek, çarpışma anında vücuda uygulanan kuvvetin kişiye ve duruma özel olarak ayarlanmasına olanak tanıyor. Yön, hız, yolcu duruşu gibi değişkenleri analiz eden sistem, saniyeler içinde en uygun ayarı seçerek maksimum koruma sağlıyor.
Modern emniyet kemerleri, bir çarpışma sırasında emniyet kemerinin insan vücuduna ne kadar kuvvet uyguladığını kontrol etmek için yük sınırlayıcılar kullanır. Bu yeni emniyet kemeri ise, yük sınırlama profillerini üçten on bire çıkararak, olası ayar sayısını artırıp her durum ve birey için performansı optimize edecek.
Geleneksel sistemlerin aksine, yeni çoklu adaptif emniyet kemeri, dış, iç ve çarpışma sensörleri dahil olmak üzere farklı sensörlerden gelen verileri kullanabiliyor. Otomobilin sistemi, göz açıp kapayıncaya kadar, yön, hız ve yolcu duruşu gibi bir çarpışmanın tüm benzersiz özelliklerini analiz ediyor ve bu bilgileri emniyet kemeriyle paylaşıyor. Sistem bu verilere dayanarak en uygun ayarı seçiyor ve maksimum koruma sağlıyor.
Zamanla gelişen bir güvenlik sistemi
Yeni çoklu adaptif emniyet kemerinin yetenekleri, kablosuz yazılım güncellemeleriyle sürekli olarak iyileştirilecek şekilde tasarlandı. Böylelikle Volvo Cars daha fazla veri ve içgörü topladıkça; otomobil, yolcular ve yeni senaryolar için sistemin güvenlik seviyesini daha da ileriye taşıyabilecek.
Yeni sistem, Volvo'nun daha geniş güvenlik ekosisteminin bir parçası olarak hava yastıkları, yolcu algılama ve sürücü destek sistemleriyle de entegre çalışıyor. Bu uyumlu yapı, koruma etkinliğini artırıyor ve ikincil yaralanma riskini en aza indiriyor.
Volvo Cars Güvenlik Merkezi'nin 25. yıl dönümünü kutlayan çarpışma laboratuvarında test edilen bu yeni teknoloji, gerçek kazalara dayalı senaryolarla geliştirilerek, sektör standartlarının ötesinde bir güvenlik sunmayı hedefliyor. Bu çok işlevli laboratuvar, Volvo Cars'ın güvenlikteki liderliğini pekiştirmeye devam ediyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bir AbbVie divizyonu olan Allergan Aesthetics, bu yıl medikal estetik alanında bir ilke imza atarak, Türkiye'nin dört bir yanından gelen yaklaşık 500 hekime iki ayrı prestijli toplantıda ev sahipliği yaptı. Bu toplantılardan ilki olan Master Camp, 25-26 Nisan tarihlerinde Bodrum'da Lujo Hotel'de, ikinci toplantı Masters of Beauty de 2 Haziran'da The Peninsula Hotel İstanbul'da düzenlendi. Bu yılki toplantılar, Allergan Aesthetics'in hasta odaklı, kişiye özel ve çok yönlü yaklaşımı Signature'ın lansmanına özel olarak tasarlandı.
"İmza bir görünüm için Signature" mottosuyla tanıtılan bu yeni yaklaşım; kişiye özel, bilimsel olarak kanıtlanmış ve güvenilir çok yönlü çözümler sunmayı merkezine alıyor. Hekimlerin kendi geliştirdikleri imza tedavilerden ilham alınarak oluşturulan "Signature" konsepti, farklı hasta ihtiyaçlarına özel olarak yapılandırılmış iki ayrı toplantı aracılığıyla ilk kez katılımcılarla buluştu.
Her iki toplantıda da medikal estetik alanındaki güncel yaklaşımlar, hasta beklentileri ve klinik uygulamalar kapsamlı bir şekilde ele alındı. Canlı enjeksiyon seansları ve vaka analizleriyle zenginleştirilen toplantılarda, katılımcı hekimlere klinik pratiklerine doğrudan yansıtabilecekleri bilimsel ve uygulamaya dönük bilgiler sunuldu. Bu toplantılarda sektör profesyonellerinin yanı sıra konuk konuşmacılar Akan Abdula ve Rüzgar Mira Okan da yer aldı. Sektöre yönelik stratejik öngörülerini, marka olma süreçlerine dair deneyimlerini ve medikal estetik alanında "imza duruş" oluşturmanın önemini içeren kapsamlı paylaşımlarda bulundular.
Allergan Aesthetics Türkiye'nin yeni Genel Müdürü Atakan Ertuğrul, Masters of Beauty toplantısındaki açılış konuşmasında, hasta odaklı yaklaşımın medikal estetiğin dönüşümündeki rolüne dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Signature yaklaşımı, bireysel farklılıkları merkezine alan, bilimsel temelli ve etik değerlere dayalı bir dönüşüm vizyonudur. Allergan Aesthetics olarak, her bireyin doğal güzelliğini koruyarak kendini en iyi şekilde ifade edebilmesine destek olmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, hekimlerimizle birlikte medikal estetikte kişiselleştirilmiş çözümlerle sektörde etik, kalite ve hasta odaklılık ekseninde sürdürülebilir bir değer yaratmaya odaklanıyoruz."
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.