Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak 2024 yılını zorluklara rağmen başarıyla tamamladıklarını ifade eden İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz; "Küresel daralma ve artan maliyetlere rağmen pazar payımızı koruyarak gücümüzü gösterdik. Ancak, biliyoruz ki geleceğin anahtarı markalaşmada gizli. Diğer taraftan ABD gibi dev pazarlardaki yerimizi güçlendirmek ve yeni pazarlara da odaklanmak istiyoruz. Bu kapsamda ABD ile tekstil sektörünü kapsayacak tercihli ticaret anlaşması yapılması da büyük önem taşıyor. Çevremizdeki gelişmeleri de dikkatle takip ediyoruz. Özellikle Suriye'de yeni gelişmeler yaşanıyor. Bu kapsamda Suriye'de üretim maliyetlerimizi düşürecek projeler geliştirilebileceğini düşünüyoruz." dedi. Texhibition İstanbul gibi projeler ile de global sahnede fark yaratarak sektörü sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmayı hedeflediklerini belirten Ahmet Öksüz, böylece Türk tekstilinin marka gücünü artırarak, dünya ticaretinde daha güçlü bir konum elde etmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Tekstil ve hammaddeleri sektörü; 2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla kapattı. Geçen yıla göre yüzde 1,3'lük kayıp yaşayan sektör, 2023 yılında 11,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmişti. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz'ün ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda tekstil ve hammaddeleri sektöründe 2024 yılında yaşanan gelişmeler ve 2025 beklentileri paylaşıldı. İTHİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları M. Fatih Bilici ve Ali Sami Aydın ile İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe'nin katılımıyla düzenlenen toplantıda değerlendirmelerde bulunan Ahmet Öksüz, "2023 yılında yaşanan deprem felaketi başta olmak üzere, küresel ticarette yaşanan daralma, yüksek enflasyon ve üretim maliyetlerinde yaşanan yüksek artışlar neticesinde 2024 yılı, sektörümüz açısından birçok diğer sektörde olduğu gibi zorlu geçti. Ancak, 2024'te yaşanan sorunların arkasındaki ana sebep küresel ölçekte yaşanan durgunluk oldu. AB ve ABD gibi dünyanın en büyük tekstil pazarlarında yüzde büyük oranda kayıplar yaşandı. Bu kayba rağmen, bu coğrafyalarda pazar payımızı koruyabildiğimiz için mutluyuz. 2025 için ise sektör olarak 12 milyar dolarlık bir hedef belirledik." ifadelerini kullandı.

ÇARKLARI DÖNDÜRMEYE ODAKLANDIK
İhracatta miktar olarak artış sağlarken, ihracatta yüzde 1,3 gibi bir düşüş yaşandığını belirten Ahmet Öksüz, "2024 yılında sektör olarak kâr etmekten çok çarkları döndürmeyi hedefledik. 2025 yılında ihracat fiyatlarımızı yüzde 10-15 arasında artırmamız gerekiyor ancak, dünya pazarlarındaki rekabet koşulları buna olanak tanımıyor. Bu noktada, Türkiye'nin güçlü bir tedarikçi olduğunu da unutmamalıyız. Yılın ikinci yarısında biriken küresel talebin etkisiyle kayıpların telafi edilebileceğini öngörüyoruz." dedi. Maliyetlerde ise döviz bazında ciddi artışların söz konusu olduğunu söyleyen Ahmet Öksüz, özellikle küresel ölçekte yaşanan daralmanın da etkisiyle bu maliyet artışlarını sektörün fiyatlarına yansıtamadığını ifade ederek, "Küresel talep daralmasının yanında iç piyasada üretim maliyetlerindeki artış, döviz kurundaki artışın ve enflasyonun gerisinde kalması sebeplerinden dolayı ihracatımız arzuladığımız seviyede gerçekleşmedi." diye konuştu.

ABD'DE FARK YARATACAĞIZ
Türkiye'nin tekstil ve hammaddeleri sektöründeki mevcut durumu ve geleceğe yönelik hedefleri hakkında önemli açıklamalar yapan Ahmet Öksüz, Türkiye'nin ABD pazarındaki gücünü artırabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "ABD çok büyük bir pazar ve biz, Türkiye olarak dünyanın en büyük 5. tedarikçisiyiz. Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde ABD ile görüşmelerin yeniden başlamasını ümit ediyoruz. Çünkü, ABD'nin Türkiye'den en çok talep ettiği sektörlerin başında tekstil ve hazır giyim geliyor. Kendi iç üretimleri sınırlı, büyük oranda ithalatla ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Şu anda Amerika'ya olan ihracatımız tekstilde 780 milyon doları geçti ve ABD'de 8. büyük tedarikçi konumundayız. Bunu tekstil sektörünün de dahil edileceği tercihli ticaret anlaşmasıyla birlikte daha da yukarılara taşıyabiliriz. Diğer taraftan maliyet artışları ve dövizin yatay seyri gibi sebeplerle rekabet gücümüz biraz azaldı. Buna rağmen imalat sanayinde istihdam edilen her dört kişiden biri tekstil sektöründe çalışıyor. Bu çok önemli bir oran. Tekstil ve hazır giyimde 2022 yılı ekim ayında 1,2 milyon olan istihdam sayısı, 2024 yılı ekim ayı itibarıyla 966 bine gerildi. 2025 yılında bir toparlanma ümidimiz var. Son çeyrekte rakamlar biraz daha iyiye gitti. Global çapta 2025'te talebin biraz daha iyi olmasını bekliyoruz. Bunu Avrupa'da görmeye başladık. Diğer taraftan içeride döviz kurlarının hareketi de maliyetleri olumlu destekleyecektir. İşçiliğin üretim maliyetleri üzerindeki etkisi yüzde 30 arttı. Ancak biz artışı fiyata yansıtamıyoruz."

'DİRENÇLİ BİR YAPIYA KAVUŞABİLİRİZ'
Türkiye'nin tekstil sektöründe lider pozisyonunu koruyarak istihdam, ihracat ve katma değer üretiminde güçlü bir performans sergilemeye devam edeceğini vurgulayan Ahmet Öksüz; üretici maliyetlerinin hızla arttığı ve üretim koşullarının zorlaştığı zorlu bir süreçten geçtiklerinin altını çizdi. Ahmet Öksüz, "Türkiye'nin en büyük çıkış noktasının markalaşma olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, ilgili bakanlıklar ve sektörlerle iş birliği yaparak yapısal reformlar gerçekleştirmeliyiz. Böylece, ülkemiz markalı ihracatta daha güçlü bir konuma ulaşabilir. Markalaşma konusundaki çalışmalarımızı güçlendirebilirsek, gelecekteki ekonomik zorluklara karşı daha dirençli bir yapıya sahip olabileceğimizi düşünüyoruz. Teknik tekstillere yönelmek ve katma değeri yüksek ürünler üretmek bizim öncelikli hedeflerimiz arasında. Markalaşmada daha iyi olmamız gerekiyor. Sektörümüzün büyüklüğüne rağmen bu konuda eksiklerimiz var." ifadelerini kullandı.

'TEXHIBITION İLE FARK YARATTIK'
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin, 2025 yılını 80 milyar doların üzerinde üretim hacmine ulaşarak kapatacağını öngördüklerini dile getiren Ahmet Öksüz, "Önemli olan ülkemiz ve ihracatımız için değerli projelerle firmalarımızı hayatta tutmak. Bunun için sürdürülebilir ihracat hedeflerimiz doğrultusunda azim ve kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda 'Texhibition İstanbul' fuarımız, bu yaşanan zor süreçte sektörümüzün en önemli motivasyon kaynağı oldu. Dünyanın en büyük tekstil fuarları küçülme eğilimine giderken ve yüzde 30 seviyelerinde kayıplar yaşarken; Texhibition İstanbul fuarımız 500'ün üzerinde nitelikli katılımcı firması ve 20 binin üzerinde gerçekleşen ziyaretçi sayısıyla Avrupa'nın en büyük tekstil fuarı konumuna yükseldi. Türk tekstil sektörünün yüz akı Texhibition İstanbul fuarımız, uluslararası fuarlara milli katılım organizasyonlarımız ve uzak pazarlara gerçekleştireceğimiz ticaret heyetlerimiz ile birlikte tekstil sektörümüzün ihracat hedeflerini tutturmayı hedefliyoruz." dedi.

'DİR' KAPSAMINDAKİ İTHALATA DİKKAT
Tekstil sektörü olarak 'ithalatta haksız rekabetin' önlenmesine büyük önem verdiklerini dile getiren Ahmet Öksüz, "Haksız rekabet firmalarımızın üretimini, istihdamını, ihracatını ve Türkiye ekonomisini doğrudan etkiliyor. İlave Gümrük Vergileri'nin belirli oranlarda artırılması tek başına fayda getirmiyor. Çünkü, Dahilde İşleme Rejimi, Türkiye'nin Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkelerden ve Avrupa Birliği ülkelerinden yapılan ithalatta İlave Gümrük Vergileri'nden muaf. Türkiye geneli ithalatta Dahilde İşleme Rejimi (DİR) Payı gerilerken, tekstil ve hammaddeleri sektöründe bu pay artıyor. Artan İlave Gümrük Vergileri (İGV)'nden sonuç alınması için Dahilde İşleme Rejimi'nin disipline edilmesi gerekiyor. Zira DİR kapsamında ithalat iplik sektörümüzde yüzde 50'yi bulabiliyor. Bu orana Serbest Ticaret Anlaşması ve AB ülkelerini eklediğimizde oran yüzde 60'ı buluyor. İthalatın zaten yüzde 50'sinden fazlası çeşitli sebeplerle vergisiz yapılıyor. DİR, Serbest Ticaret Anlaşması ve AB'den ithalat sebebiyle İlave Gümrük Vergilerinden muaf ithalat; sadece Tekstil sektörünü değil Türkiye ekonomisinin de büyük oranda vergi kaybına sebep oluyor. DİR kapsamında yapılan ithalatta numune uygulamasına geçilmeli. Sadece numune alınıp dosyaya konulsun diyoruz. En azından ne ithal edildiği dosyada yer alır. DİR kapsamında getirilen ürünler için bir boşluk var. Bu boşluk kapatılmalı." ifadelerini kullandı.

Rekabet Kurumu internet sitesinde yayınlanan açıklama aşağıda bulunuyor:

 Niteliği : Ortak Girişim

Aschem Petrokimya Sanayi Anonim Şirketi

Aschem Petrokimya Sanayi Anonim Şirketi’nin toplamda %50 oranında hisselerin Turan TARİ tarafından devralınması ve Aschem Petrokimya Sanayi Anonim Şirketi üzerinde Özlem BAŞER ile Turan TARİ’nin ortak kontrol tesis etmesine ilişkin devralma işlemi.

Bu hafta takibimizde olan hisseler: SCHW , UAL, CVX, PYPL , AMZN, AVGO, KMI

  Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.gedik.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Piyasalarda Bugün
 
Başkan Donald Trump'ın ABD sınırındaki yasadışı göçle ilgili endişeleri gerekçe göstererek 1 Şubat'tan itibaren Kanada ve Meksika'ya %25 oranında gümrük vergisi koymayı düşündüğünü açıklamasının ardından ABD endeks vadelileri Salı günü ivme kazanmakta zorlansa da pozitif seyretti. Trump Çin politikası ile ilgili fazla ayrıntı vermezken piyasalar, Trump'ın düzenlemeden arındırma ve vergi indirimleri vaatleri de dahil olmak üzere piyasa dostu gündemine odaklanmaya devam ediyor. Kurumsal cephede, Netflix, Charles Schwab, Procter & Gamble, Johnson & Johnson, Abbott Laboratories, General Electric, Union Pacific, American Express ve Verizon gibi büyük şirketlerden bu hafta finansallarını açıklamaları bekleniyor. Başkan Donald Trump'ın göreve geldiği ilk gün yeni tarifeler uygulamaktan kaçınmasının ardından 10 yıllık ABD Hazine getirileri Salı günü yaklaşık 10 baz puan düşerek %4,54'e geriledi ve haftalardır görülen en düşük seviyeye ulaştı. Ancak Trump, kurumlara devam eden ticaret açıklarını araştırmaları ve çözmeleri yönünde talimat veren bir muhtıra yayınladı ve çeşitli gerekçelerle Meksika, Kanada, Çin ve AB'ye uygulanabilecek tarife beklentilerini canlı tuttu. Trump'ın "Önce Amerika" politikaları ve büyüme yanlısı duruşunun enflasyonu artırması ve Fed'in daha fazla faiz indirimi yapmasını engellemesi bekleniyor. Ancak ABD enflasyonunun gerilediğine dair işaretler, piyasaların bu yıl yaklaşık iki kez 25 baz puanlık faiz indirimi fiyatlamasıyla Fed politikasına yönelik ılımlı beklentiler ön planda kalmaya devam ediyor.
 
Avrupa borsalarında Salı günü temkinli bir seyir ön planda. Piyasalar Donald Trump'ın ABD Başkanı olarak ikinci dönemindeki ilk eylemlerini değerlendirirken hem STOXX 50 hem de STOXX 600, yatay seyretti. Trump göreve başladıktan hemen sonra gümrük vergileri uygulamaktan kaçınırken, 1 Şubat'tan itibaren Meksika ve Kanada'ya %25'e kadar gümrük vergileri getirmeyi planladığını duyurdu. Bu da, ticaret gerginlikleri ve olası enflasyonist baskılar hakkındaki endişeleri yeniledi. Öte yandan Avrupa'da, İngiltere'deki işgücü piyasası verileri karışık bir tablo gösterdi. Ücret artışı artarken işsizlik oranı yükseldi. Gün içinde Almanya için ZEW Ekonomik Duygu okuması ve Davos zirvesi takip edecekler. Kurumsal cephede, otomobil üreticileri negatif seyretti. Volkswagen (-%1) ve Mercedes-Benz (-%0,8). Öte yandan LVMH (%1), SAP (%0,6) ve Deutsche Telekom (%0,7) pozitif bölgede yer aldı.
 
Önemli Şirket Haberleri:
 
ABD Başkanı Donald Trump, otomotiv kirliliği ve yakıt ekonomisi standartlarını düzenleyen ve elektrikli araç kullanımını teşvik eden düzenlemeleri ortadan kaldırma talimatı verdi. Trump, bu düzenlemelerin tüketici tercihlerini haksız şekilde sınırladığını savunarak "elektrikli araç zorunluluğunu" sona erdirme ve ilgili teşvikleri kaldırma kararı aldı. Tesla(TSLA) %3, Ford (F) %1,6, General Motors (GM) %2,
 
Samsung ve LG, ABD Başkanı Donald Trump'ın Meksika ve Kanada'dan ithalata %25 vergi getirme planı nedeniyle, Meksika'daki ev aletleri üretimlerini ABD'ye taşıma seçeneğini değerlendiriyor. Samsung, kurutucu üretimini Güney Karolina'ya, LG ise buzdolabı üretimini Tennessee'deki fabrikasına kaydırmayı planlıyor. Her iki şirket de piyasa koşullarına göre üretim yerlerini ve sistemlerini esnek bir şekilde ayarlamayı hedefliyor.
Bloomberg haberine göre, Apple'ın (AAPL) Çin'deki iPhone satışları Aralık çeyreğinde %18,2 oranında düştü. ABD'den sonraki en büyük pazarı olan Çin'deki bu gerileme Apple hisselerinde satış baskısı yarattı. (Olumsuz)
 
Stellantis (STLA), ABD Başkanı Donald Trump'ın Meksika ve Kanada'dan ithalata %25 gümrük vergisi getirme politikasına rağmen, bu politika değişikliklerine uyum sağlama konusunda iyi bir konumda olduğunu açıkladı. Chrysler ve Jeep markalarının ana şirketi olan Stellantis, Trump'ın ABD üretimini desteklemeyi amaçlayan politikalarını olumlu bir adım olarak değerlendiriyor. Ayrıca, Trump'ın elektrikli araçlara yönelik eleştirileri ve 2021'de Biden tarafından imzalanan, 2030 yılına kadar ABD'de satılan araçların yarısının elektrikli olmasını hedefleyen kararnameyi iptal etmesi de sektör için önemli kararlar arasında yer alıyor.(Olumlu)
 
Bugün Bilanço Açıklaması Beklenen Önemli Şirketler: Netflix, General Electric, Prologis, 3M Company,Capital One Financial,D.R. Horton,




  Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.gedik.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

bloomberg ht internet sitesinde yayınlanan habere göre;Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı Davos'ta Bloomberg HT'ye değerlendirmelerde bulundu. Tosyalı Avrupa'da yaklaşık 500 milyon dolarlık yeni bir stratejik satın alma için görüştüklerini belirtti.

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı Davos'ta Bloomberg HT'ye değerlendirmelerde bulundu.

Dünyada yeni bir trend başlayacağını kaydeden Tosyalı "Özellikle son yıllarda belirsizlikler başlamıştı. Dünyanın bir yanında üretim fazlaları, bir yanda tüketimler. Bir yandan küresel ısınmanın verdiği yeni akımlar. Sanki Trump'la beraber yeni bir düzen başlayacak. Kurallar yeniden yazılıyor gibi görünüyor. Biz de bunlara hazırlıklıyız ama netleşmesini bekliyoruz" dedi.

30 yıldır her yıl artan ivmeyle Afrika yatırımlarını artırdıklarını belirten Tosyalı "Çünkü sürdürülebilirliğin ana kuralı önce enerjiye, sonra pazara sahip olmak. Biz çelik üreticisiyiz. Afrika'nın çok fazla yer altı madeni var. Bizi ilgilendiren konu, sürdürülebilirlik. İlk önce madenden çeliğe geçi sürecinde enerji ihtiyacı ve üretilen ürünü de en yakın coğrafyada tüketebilmek. Akdeniz çanağındaki en güçlü çelik üreticisiyiz. Bir yandan Türkiye'deki yatırımlar,diğer yandan Cezayir'de, şimdi de Libya'da başlayacak yatırımlarımız var.." ifadesini kullandı.

Geçen sene İspanya'da stratejik satın alma yaptıklarını kaydeden Tosyalı Avrupa'da yeni bir stratejik satın alma için görüştüklerini belirtti. Tosyalı "çelikte üretim gücümüz öyle bir noktaya geldi ki artık son tüketiciye ulaştıracak yeni yatırımlar yapmamız lazım. Bu satın alma, Avrupa'da yaklaşık 500 milyon doları bulabilecek büyük bir yatırım olacak" dedi.

Geçen seneyi 7 milyar dolar ciroyla kapattıklarını kaydeden Tosyalı "bu sene inşallah 9 milyar dolara ulaşabileceğiz. Cezayir ve Libya'da başlayan yatırımlar da adım adım devreye girecek, bunlar da ciromuza katkı sağlayacaktır." diye konuştu. Tosyalı dünyanın en büyük 20 çelik üreticisi arasında olma hedeflerine adım adım yaklaştıklarını kaydetti.

Aynı zamanda TOGG'un Yönetim Kurulu Başkanı olan Tosyalı TOGG yönetiminin başına geçtikten sonra üretimi hızla artırma kararı verdiklerini ve bu sene üretimi geçen yılın 2 katına yükselteceklerini dile getirdi.

 Sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.bloomberght.com/fuat-tosyali-avrupa-da-yeni-bir-stratejik-satin-alma-planliyoruz-3739725

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:

MANİSA il SALİHLİ, ilce Organize Sanayi Bölgesi, 104 Ada 8 Parsel mevkiinde GÜNDOĞDU GIDA SÜT ÜRÜN. SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş tarafından yapılması planlanan SÜT İŞLEME TESİSİ KAPASİTE ARTIŞI (99,4 TON/GÜN?DEN 600 TON/GÜN?E) projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Başvuru Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 8. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve başvurunun ÇED Genel Formatına uygun hazırlandığı anlaşılmış olup, projeye ilişkin ÇED Süreci başlatılmıştır. Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci tamamlanana kadar, süreç ile ilgili her türlü bilgiler ve projeye ilişkin görüş, soru ve öneriler MANİSA Valiliğine (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü) veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına gönderilebilir.İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Mobilya sektörünün uluslararası ölçekte en prestijli ilk 3 buluşmasından biri olan Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF 2025), düzenlenen açılış töreni ve yoğun katılım ile kapılarını açtı. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) desteği, TÜYAP Fuarcılık ve MOS Fuarcılık iş birliğinde düzenlenen fuar, dünyanın 150 ülkesinden satın alma profesyonellerini ağırlayacak ve 25 Ocak tarihine kadar açık kalacak. İstanbul Fuar Merkezi ve Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi olmak üzere iki büyük lokasyonda gerçekleştirilen etkinlik mobilya sektörünün en yenilikçi ürün ve tasarımlarına ev sahipliği yapacak.
"Dünya sıralamasında ilk 5'e girmeyi istiyoruz"
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç açılışta yaptığı konuşmada, "Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi ile Tüyap Fuar Merkezi'nde toplam 250 bin metrekarelik alana yayılan, Türkiye'nin en büyük sektörel fuarı. Aynı zamanda dünyanın da en prestijli mobilya organizasyonlarından biri olma özelliği taşımakta. 3000 markanın ürünlerini sergilediği fuarımıza, yerli ve yabancı olmak üzere, toplam 150 ülkeden, 145 bini aşkın sektör profesyonelinin ziyaretçi olarak katılmasını bekliyoruz. Almanya, Amerika, Çin, İtalya, Kazakistan, Singapur ve Rusya gibi pek çok ülkeden üreticiyi ürünleriyle de ağırlayacağız. Bu rakamlar, Türk mobilya sektörünün geldiği noktayı ve uluslararası ticaretteki gücünü açıkça ortaya koymaktadır. 2000'li yılların başında ülke olarak mobilya ihracatımız 250-300 milyon dolar seviyelerindeydi. Bugün geldiğimiz noktada, bu rakam 5 milyar dolara yaklaşmış durumda. Dünya mobilya ticaretindeki payımız ise binde 3 seviyelerinden yüzde 2 seviyelerine yükseldi. Bugün 45 bini aşkın mobilya üreticimizin 22 bini ihracatçı konumunda ve Türk mobilyası 213 ülkeye ihraç edilmekte. Yüzde 80 oranında yerli ve milli bir sektöre sahibiz. Bu yüksek oran sayesinde, her yıl 4 milyar dolarlık dış ticaret fazlası veriyoruz. Son dönemde birikimli olarak 40 milyar doları aşan bir dış ticaret fazlası sağlamış bulunuyoruz. Ayrıca istihdam dostu bir sektörüz. Toplam imalat sanayi istihdamı içindeki payımız yüzde 5 düzeyinde. Bu başarı, elbette ki sektörümüzdeki güçlü iş birliği kültürünün bir sonucu. Bugün büyük başarılara imza atmış durumda olsak da hedeflerimiz çok daha büyük. 2030 yılına kadar ihracatımızı 12 milyar dolar seviyesine çıkarmayı ve dünya sıralamasında ilk 5'e girmeyi istiyoruz. Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı, dün olduğu gibi bugün ve yarın da bütün bu çalışmalarda stratejik bir rol oynayacak. IIFF, Türk mobilya sektörü için böyle bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek, sektörü daha ileri taşımak için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Başta Ticaret Bakanımız olmak üzere, değerli valilerimize, ilgili bakanlıklarımızın bürokratlarına, MOSFED çatısı altında güçlerini birleştiren tüm sektör derneklerimize, ihracatçı birliklerimize, odalarımıza, katılımcılarımıza ve tüm misafirlerimize teşekkür ediyor, sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyorum" dedi.

 "Mobilya sektörü bizim gözbebeğimiz"
 
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı'nın Türk mobilya sektörüne yeni bir çıta, yeni bir eşik, yeni bir vizyon sağladığının altını çizerek "International Istanbul Furniture Fair bize 'daha çok üretim, daha çok istihdam ve daha çok ihracat' hedefine markalaşma ve tasarımla ulaşılacağını gösteriyor. Bu fuarın iki önemli özelliği var. Birincisi sektörün önde gelen çatı kuruluşlarından Mobilya Dernekleri Federasyonu'nun himayesinde ve desteğiyle gerçekleştiriliyor olması... Bu özellik, ona sektörü temsil etme ve sektörün bugününü yansıtıp geleceğini belirleme gücü veriyor. İkincisi de adı üstünde mobilya ile tasarımı buluşturuyor. Böylece "ayırt edici özelliği" olan tasarım ile sektöre değer katıyor. Mobilya sektörü bizim gözbebeği sektörlerimizin başında geliyor. Zira net ihracatçı… Daha açık ifade edeyim: Hem istihdamıyla, hem ihracatıyla, hem nitelikli üretimiyle örnek sektörümüz" İfadelerini kullandı.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, "Şu anda 215 ülke ve bölgeye ihracat yapıyoruz. Dünyanın yedinci büyük mobilya ihracatçısı konumunda bulunurken, 2024'te 20 bini aşkın firmamız mobilya ihracatı yaptı. Bununla birlikte dünyada tüm ürün gruplarında mobilya üretebilen 4 ülkeden biriyiz. İstanbul Mobilya Fuarı ise sektörün en önemli buluşma noktası. Türk mobilyasını küresel ölçekte daha yukarılara taşıyacak adımların atıldığı önemli bir platform. Bu platform aracılığıyla, Türk mobilyası dünya ile buluşuyor" dedi.
 
İstanbul Valisi Sayın Davut Gül ise, "Öncelikle bu fuara hamilik yapan Sayın Bakanımıza, organize eden derneğimize ve odalarımıza, burayı canlandıran her bir katılımcıya ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. İstanbul ticaretin kalbi. Mobilya sektörü ile birlikte hem ülkemizin hem İstanbul'umuzun gelişmesi daha da hızlanıyor. İnanıyorum ki; bu sene konut sektörümüzün canlanması, Aile Yılı ile birlikte evliliklerin artması ile sadece ihracattaki artış değil iç piyasada da önemli bir canlılık olacaktır. Fuarımızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum" dedi

 Mobilya sektörü Türkiye ekonomisine güç katıyor
Türkiye'nin dünya mobilyacılığında önemli bir üretici ve ihracatçı bir ülke olarak konumunu giderek güçlendirdiğini belirten Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, "Türk mobilya sektörü; güçlü üretim kapasitesi, yüksek kaliteli ürünleri ve yenilikçi tasarımlarıyla dünya pazarında hak ettiği yeri giderek sağlamlaştırmaktadır. Sektör, köklü tarihsel birikimi, geleneksel zanaatkârlığı ve çağdaş üretim teknolojilerini bir araya getirerek global pazarda güçlü bir konum elde etmiştir. Nitekim mobilya sektörümüz, üretmekte olduğu nihai ürünler ile ekonomimize önemli bir katma değer sağlayarak son 20 yıldır net ihracatçı konumunu muhafaza etmektedir. Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı ise Türk mobilya sektörünün dünyaya açılan kapısı olmanın ötesinde, Türkiye'nin üretim gücünü, estetik anlayışını ve ticari vizyonunu yansıtan bir buluşma noktasıdır. Fuarımız, yalnızca mobilya sektörümüz için değil, Türk ekonomisinin geleceği için de önemli bir adımdır" dedi.
 
 
Mobilya sektöründeki küresel ticaret hacmini ve yerli üreticilerin ihracatta istikrarını artırmayı hedefleyen Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı; üreticiler, tasarımcılar, ihracatçılar ve perakende zincirleri için benzersiz bir ağ oluşturma imkanı sağlayacak. Katılımcılar, potansiyel iş ortaklarıyla buluşurken, yeni iş birliklerinin temellerini atma ve global pazarlarda büyüme fırsatını yakalayacak.
 
Fuar kapsamında modern-modüler mobilyalar, yatak-baza, bahçe mobilyaları, ofis-okul mobilyaları, lüks mobilyalar, çocuk genç odası ve aksesuar ürünleri sergilenecek.