Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Birçok kuruluş, ihmal edilen güncellemelerin ve yamalanmamış sistemlerin yarattığı riskleri göz ardı ederek bilgisayar korsanları için fırsat yaratıyor. Çok sayıda uygulama kullanan küçük ve orta ölçekli işletmelerde yazılım güncellemelerinin yapılmaması, kuruluşları siber saldırılara açık hâle getiriyor. Siber güvenlik şirketi ESET, Önce Önleme stratejisi kapsamında şirketlerin dikkat etmesi gereken kuralları ortaya koydu.
Accenture’ın 2023 Siber Suç Maliyeti Çalışması, siber saldırıların yüzde 43’ünün küçük işletmeleri hedef aldığını ve bu işletmelerin yalnızca yüzde 14’ünün kendilerini savunmaya hazır olduğunu ortaya koyuyor. Birçok KOBİ, kapsamlı bir siber risk değerlendirmesi için zaman ya da uzmanlıktan yoksun ve eski teknolojilere güveniyorlar. Halbuki güncel olmayan yazılımlar sadece bireysel sistemleri etkilemekle kalmıyor; kuruluşu tehlikeye atarak veri ihlallerine, fidye yazılım saldırılarına ve büyük gelir kayıplarına yol açabiliyor. Siber suçluların bu güvenlik eksikliğinden nasıl faydalandığını anlamak, bu tehditlere karşı korunmanın ilk adımıdır.
Bilgisayar korsanları yamalanmamış sistemleri istismar ediyor
İş güvenliğini yükseltmenin en kolay yöntemi, tehdit aktörlerinin sistemleri veya araçları nasıl istismar ettiklerinden geçiyor.
1. Yamalanmamış güvenlik açıklarından yararlanmak
Bilgisayar korsanlarının sistemlere sızmasının en yaygın yollarından biri yamalanmamış güvenlik açıklarından yararlanmaktır. Verizon’un 2024 Veri Araştırmaları Raporu, ihlallerin yüzde 14’ünün güvenlik açıklarından yararlanmayı içerdiğini göstermiştir ki bu oran 2023’teki oranın neredeyse üç katıdır.
2. Eski sistemleri hedefleyen bilgisayar korsanları
Eski sistemler genellikle hastaneler veya kamu kurumları gibi kritik operasyonların bel kemiğini oluşturur. Siber suçlular, genellikle bir kuruluşun iş akışlarına derinlemesine entegre olduklarını ve değerli veriler içerdiklerini bildikleri bu eski ve yamalanmamış sistemlerden faydalanırlar. Eski sistemlere yönelik bir saldırının sonuçları, tedarik zinciri operasyonlarından müşteri güvenine kadar her şeyi etkileyerek bir kuruluş genelinde dalgalanabilir.
3. Güncel olmayan yazılımlar aracılığıyla fidye yazılımı göndermek
Fidye yazılımları bir siber suçlunun cephaneliğindeki en kârlı araçlardan biri olmaya devam ediyor ve eski yazılımlar bu saldırılar için kolay bir giriş noktası sağlıyor. Fidye yazılımları bir sisteme girdikten sonra kritik dosyaları şifreleyerek fidye ödenene kadar erişilemez hâle getirir. Finansal ve operasyonel etkileri ciddi olabilir, genellikle kuruluşlara kurtarma çabaları, üretkenlik kaybı ve itibar hasarı açısından milyonlara mal olur.
4. Bilgisayar korsanları yamalanmamış yazılımlar kullanan işletmelerin peşinde
Kimlik avı kampanyaları, örneğin yamalanmamış bir e-posta istemcisiyle karşılaşırlarsa spam filtrelerini atlayarak ve kimlik avı e-postalarının meşru görünmesini sağlayarak kötü amaçlı yükleri iletmede daha iyi sonuçlar elde edebilirler. Bu durumda, şüphelenmeyen çalışanların kötü amaçlı bağlantılara tıklama veya virüslü ekleri indirme olasılığı artar ve saldırganlar ağda bir yer edinmiş olur.
5. Uyumluluk ve düzenleyici gerekliliklerini zayıflatmak
Güvenlik risklerine ek olarak eski yazılımlar, HIPAA, GDPR veya CCPA gibi düzenleyici çerçevelerle uyumsuzluğa yol açabilir. Bu veri düzenlemeleri genellikle hassas verileri korumak için güncellenmiş ve güvenli yazılımları zorunlu kılar. Uyumsuzluk, işletmeleri yalnızca para cezalarına maruz bırakmakla kalmaz, aynı zamanda itibarlarına zarar verir ve müşteri güvenini aşındırır. Bilgisayar korsanları, işletmelerin karşı karşıya olduğu uyumluluk baskılarının farkındadır ve sağlam savunmalara sahip olmayan kuruluşları hedef almak için genellikle bu boşluklardan yararlanırlar.
Önceliklerin belirlenmesi çok önemlidir
Güncelliğini yitirmiş yazılımlardan kaynaklanan risklerin azaltılması teknik çözümlerin ötesine geçer; kurum içinde bir siber güvenlik kültürü ve önleme öncelikli bir zihniyet gerektirir. Önceliklerin belirlenmesi, kaynakların tahsis edilmesi ve yazılım bakımı ve risk yönetimine yönelik proaktif bir yaklaşımın teşvik edilmesi için liderlik çok önemlidir. Net politikalar, departmanlar arası iş birliği kuruluşların hem teknolojik hem de insan faktörlerini ele alarak yazılım güvenlik açıklarını sistematik olarak ele almasına yardımcı olur.
Uç nokta koruma platformlarını iyileştirmek için yapay zekâ ve makine öğreniminden yararlanan modern çözümler ve ağ izleme araçları, tehditleri tanımlayarak ve güvenlik açıklarını gerçek zamanlı olarak tahmin ederek güvenliği artırır. Bulut tabanlı yama yönetimi, güncellemeleri daha da kolaylaştırarak hem uzak hem de yerinde ekipler için tutarlı koruma sağlar. İşletmeler, yazılım bakımına öncelik vererek ve gelişmiş teknolojilerden yararlanarak varlıklarını koruyabilir ve kendilerini sektörlerinde güvenilir ortaklar olarak konumlandırabilirler. Siber güvenliğe yapılan proaktif yatırım, bir ihlalin finansal ve operasyonel sonuçlarından çok daha ağır basar.
Detaylı bilgi için :
https://antivirus.com.tr/bilgisayar-korsanlari-eski-yazilimlardan-nasil-faydalaniyor/
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’de kurulan ilk seyahat markası olan Kâmil Koç, UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Konferans Ligi'nin resmi ortağı oldu. 2024- 2027 yılları arasındaki üç sezonu kapsayan anlaşmayla Kâmil Koç, liglere katılan takımlarla birlikte şehirlere otobüs ile sürdürülebilir seyahati teşvik edecek ve taraftarlar için farklı deneyimler yaratacak.
Kâmil Koç Genel Müdürü Çağatay Kepek, “Kâmil Koç olarak futbolun birleştirici gücünden ilhamla attığımız bu adımdan büyük heyecan duyuyoruz. Öğrencilerin yanı sıra bilim, spor ve sanat alanındaki farklı organizasyonlara destek olan bir marka olarak bu önemli organizasyonda hediye biletlerimiz ve yurt dışı bağlantılı seferlerimizle Türk seyircilerinin Avrupa’daki bu maçlara erişimlerine katkı sağlayacağız. Özellikle 100. yılımızı kutlayacağımız 2026 yılında, aynı zamanda İstanbul’da düzenlenecek UEFA Avrupa Ligi Final maçının parçası olmak markamız ve bizler için eşsiz bir deneyim olacak” dedi.
Kâmil Koç, UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Konferans Ligi'nin resmi küresel ortağı oldu. 2024- 2027 yılları arasındaki üç sezonunu kapsayan ortaklık kapsamında, Kâmil Koç otobüs ile şehirlerarası sürdürülebilir seyahati teşvik edecek ve taraftarlar için farklı deneyimler yaratacak.
2026 UEFA Avrupa Ligi Final maçı İstanbul’da oynanacak
1926 yılında Türkiye’nin ilk seyahat markası olarak kurulan ve 100. yılına güçlü projelerle ilerleyen Kâmil Koç, bu ortaklıkla birlikte UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Konferans Ligi'nin organizasyonlarının paydaşı oldu. Anlaşma kapsamında, Kâmil Koç’un logosu ülkemizdeki stadyumlarda yapılacak maçlar sırasında banner reklam olarak sergilenecek. Ayrıca Kâmil Koç’un 100. yılını kutlayacağı 2026’daki UEFA Avrupa Ligi Final maçının da İstanbul’da yapılacak olması bu ortaklığı marka için çok daha anlamlı hale getiriyor.
“Türk seyircilerinin Avrupa’daki bu maçlara erişimlerini sağlayacağız”
Kâmil Koç Genel Müdürü Çağatay Kepek, bu ortaklığın spor ve sürdürülebilir seyahati birleştiren önemli bir adım olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Futbol, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanı birleştiren, en popüler ve en yaygın spordur. Kâmil Koç olarak futbolun bu birleştirici gücünden ilhamla attığımız bu adım sayesinde böylesine önemli iki organizasyonun resmi ortağı olduk. Firma olarak faaliyet alanımız gereği insanları birleştiren ve buluşturan bir misyona sahibiz. İnsanları birbirlerine kavuşturmanın yanında, yine sosyal sorumluluk anlayışımız gereği öğrenci etkinliklerinden bilim, sanat ve spora kadar pek çok alanda organizasyonlara destek oluyoruz. 1926 yılından bu yana Türk halkına hizmet veren bir marka olarak spor ve sürdürülebilir seyahati birleştiren bu güzel adımın paydaşı olmaktan ve UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Konferans Ligi sahnelerinde yer alacak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bu organizasyonlar kapsamında biz de hediye biletlerimiz ve yurt dışı bağlantılı seferlerimiz ile Türk seyircilerinin Avrupa’daki maçlara erişimlerini sağlayacağız.
“100. yılımızda Final maçının paydaşı olacağımız için çok heyecanlıyız”
Bu önemli ortaklık anlaşmasında, heyecanımızı katlayan bir başka unsur ise 2026 yılındaki UEFA Avrupa Ligi Final maçının da ülkemizde, İstanbul’da yapılacak olmasıdır. 100. yılımızı kutlayacağımız bir yılda böylesine önemli bir maçın paydaşı olmak bizler için eşsiz bir deneyim olacak. Ayrıca, 2027 UEFA Konferans Ligi Finali’nin de yine ülkemizde yapılması bekleniyor. Tüm bu nedenlerden dolayı bu ortaklık anlaşmasının bizler için çok özel bir anlamı var. Bu fantastik anlaşmada emeği olan herkese teşekkür ediyor, ülkemizden bir takımın da bu Final maçında yer almasını umuyoruz.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye, altın mücevher alanında Hindistan, Çin, ABD ve Rusya ile birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alırken, yine dünyanın en büyük 5 uluslararası mücevher fuarından biri olan IJS Istanbul Jewelry Show'a da yılda iki kez ev sahipliği yapıyor. 16 - 19 Nisan 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi'nde 57.'si düzenlenecek IJS Istanbul Jewelry Show'da, yeni sezon ürün, tasarım ve koleksiyonların yanı sıra mücevhere hayat veren teknolojiler de bir arada sergilenecek. Mücevher sektöründe kullanılan makine, ekipman ve teknolojilerin bir taraftan üretim süreçlerini hızlandırdığını diğer yandan maliyetleri dengelediğini, tasarımda yüksek hassasiyet sağladığını ve rekabet gücünü arttırdığını vurgulayan IJS Istanbul Jewelry Show Kurucu Ortağı Şermin Cengiz, "300'den fazla firma ve markanın yer alacağı IJS Tech bölümünde sergilenecek ileri teknolojiler, yenilikçi makineler ve otomasyon sistemleri, mücevher tasarımında sınırları genişleten yeni olanaklar sunacak" dedi.
Türkiye, mücevher alanında yalnızca tasarım ve işçilikle değil, aynı zamanda ileri teknoloji ve makine üretiminde de küresel bir oyuncu olarak öne çıkıyor. "Üretim süreçlerinde kullanılan hassas döküm, lazer kesim, CAD/CAM yazılımları ve otomasyon sistemleri, Türk üreticileri, dünyada mücevher sektörüne yön veren yeniliklerin öncüsü haline getirdi" diyen Şermin Cengiz. Türkiye'de üretilen makine ve ekipmanların, kalite ve dayanıklılık açısından dünya çapında talep gördüğünü ve birçok uluslararası üreticinin öncelikli tercihi haline geldiğini vurguladı.
16-19 Nisan 2025 tarihlerinde düzenlenecek olan IJS Istanbul Jewelry Show içerisinde yer alan IJS Tech bölümü, sektördeki en yeni üretim teknoloji ve ekipmanları ile yenilikçi çözümleri fuar ziyaretçileriyle buluşturacak. Türkiye'nin mücevher teknolojisindeki gücünü global arenada sergileme fırsatı sunan IJS Tech'te, yalnızca yerel üreticiler değil, dünyanın önde gelen uluslararası markaları da en yeni ürün ve teknolojilerini bir arada sergileyecek. IJS Tech'te; döküm makineleri, lazer teknolojileri, 3D baskı ve modelleme sistemleri, otomatik taş dizme ve montaj makineleri, CNC işleme merkezleri, kaplama ve parlatma makineleri, mücevherat kalite kontrol ve test cihazları ile ambalaj ve vitrin ekipmanları yer alacak.
IJS Tech'teki geniş ürün yelpazesi, sektör profesyonellerinin ihtiyaç duydukları en yeni teknolojilere, makinelere ve ekipmanlara tek bir çatı altında ulaşmalarını sağlarken, dünyanın dört bir yanından gelecek ziyaretçiler, yerel ve global markaların en son teknolojiye sahip çözümlerini bir arada deneyimleme fırsatı da bulacak.
Firma katılımlarının ve online ziyaretçi kayıtlarının devam ettiği IJS Istanbul Jewelry Show ve IJS Tech bölümü hakkında detaylı bilgi almak isteyen sektör profesyonelleri, www.istanbuljewelryshow.com adresini ziyaret edebilirler.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akdeniz’in en prestijli süperyat marinası olarak dünya çapında adından söz ettiren Yalıkavak Marina’da, 2025 itibarıyla CEO pozisyonuna Tevfik Umut Özkan’ı atandı.
Türkiye'nin ilk yüksek kapasiteli süperyat marinası olan ve dünyanın ilk 10 marinası arasında yer alan Yalıkavak Marina,liderliğiyle küresel konumunu daha da güçlendirmeyi ve sürdürülebilir büyüme stratejilerini hayata geçirmeyi hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda Yalıkavak Marina CEO’su olarak Tevfik Umut Özkan atandı.
Tevfik Umut Özkan, yeni görevinde Yalıkavak Marina’nın yanı sıra Yalıkavak Marina Hotel ve Garden Hotel’in tüm yönetim fonksiyonlarından sorumlu olacak. Özkan, marinanın çevresel sürdürülebilirlik prensiplerini güçlendirmeyi, lüks ve yenilikçi hizmetleri geliştirerek ziyaretçi deneyimini en üst seviyeye çıkarmayı ve Yalıkavak Marina’nın uluslararası çaptaki liderliğini pekiştirmeyi amaçlıyor.
20 yıllık üst düzey yönetim deneyimine sahip olan Tevfik Umut Özkan, iş geliştirme, pazarlama, perakende, limanlar ve lojistik alanlarında uzmanlaşmış bir isim. Son altı yıldır Yalıkavak Marina’da Ticari Direktör olarak görev yaparak marina yatırımlarını, ticari stratejileri ve lüks markalarla iş birliklerini yönetti. Dior, Louis Vuitton, Bvlgari, Prada ve Gucci gibi dünyaca ünlü markalarla anlaşmalara imza atarak Yalıkavak Marina’nın sadece bir marina değil, aynı zamanda lüks bir alışveriş ve yaşam merkezi olarak konumlandırılmasında krirtik rol oynadı. Stratejik yönetimdeki başarısıyla yıllık gelirleri ve FAVÖK’ü (EBITDA) artırarak sürdürülebilir büyümeye katkı sağladı ve marina operasyonlarında uzun vadeli stratejilere odaklandı.
İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Özkan, Yüksek Lisansını Marma Üniversitesi’nde Uluslararası İşletmecilik üzerine yaptı. Kariyerine Arkas Holding’de başlayan Özkan, burada edindiği deneyimlerin ardından, Çelebi Holding’de yönetici olarak görev aldı ve holdingin havacılık sektöründen sonra en büyük yatırımı olan denizcilik sektöründeki operasyonları yönetti. Yalıkavak Marina’daki Ticari Direktörlük görevinden önce, Jockey Club of Turkey’de İş Geliştirme Direktörü olarak yeni iş alanları oluşturdu ve gelir artırıcı projeleri hayata geçirdi. Özkan, 2025 yılı başı itibariyle de Yalıkavak Marina CEO’su olarak görev yapmaya başladı.
Yalıkavak Marina Hakkında
Bodrum, Türkiye'de bulunan Yalıkavak Marina The British Yacht Harbour Association (TYHA) tarafından “2018-2019 ve 2022-2023 Yıllarının En İyi Süper Yat Marinası”, “2020-2021 Yılların En İyi Uluslararası Marinası” ödüllerine layık görülmüş ve yine TYHA tarafından 5 Altın Çıpa ile derecelendirilmiştir. 2023 yılında da Türkiye'nin ve dünyanın en çok ödül alan ve yine Türkiye'nin ilk yüksek kapasiteli süper yat marinası olan Yalıkavak Marina, 5 Altın Çıpa Platin derecesi ile dünyanın ilk 10 marinası arasında yer alırken sürdürülebilirlik ve çevre koruma girişimleri sayesinde Mavi Bayrak ve Temiz Marina Sertifikası ile ödüllendirilmiştir. Yalıkavak Marina “UNICEF Platin Kanatlar” programının gururlu bir katılımcısıdır ve UNICEF Türkiye Ulusal Komitesi’ne destek olarak hem Türkiye hem de dünya çapındaki yardıma muhtaç çocukların temel haklarına kavuşmaları için çaba göstermektedir.
620 yatı aynı anda ağırlayabilen ve 140 m uzunluğa kadar yatlar için birinci sınıf hizmetler sunan Yalıkavak Marina, dünyaca ünlü mağazalar, lüks mücevher ve aksesuar butikleri, Michelin yıldızlı restoranlar, plaj kulüpleri, kafeler, barlar, sağlık ve dinlenme tesislerinin yanı sıra lüks bir otele de ev sahipliği yapmaktadır.
Dünyanın 120 ülkesinden 2 milyondan fazla misafirin tercih ettiği gözde bir destinasyon olan Yalıkavak Marina 12 ay faaliyet göstererek yılda 3.000'den fazla kişiye istihdam yaratmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
QNB Türkiye, deprem sonrası barınma sorunu devam eden Adıyaman ve Hatay'daki çalışanları için prefabrik evler inşa etti. Adıyaman'daki evlerin yapımı tamamlanarak 20 çalışana teslim edildi.
Adıyaman'daki ev teslim törenine katılan QNB Türkiye yöneticileri, çalışanlarıyla bir araya geldi. Törende QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan şu açıklamayı yaptı:
"Adıyaman'da deprem sonrası oluşturduğumuz konteyner yaşam alanlarına taşınan çalışma arkadaşlarımız için inşa ettiğimiz prefabrik evlerin teslimini yapmak üzere buradayız. Bölgede depremden sonra büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdüren arkadaşlarımızın konteyner yaşam alanlarına göre daha iyi koşullarda barınmalarına yardımcı olmak amacıyla, 20 adet evden oluşan küçük bir site inşa ettik. Böylece, 20 çalışma arkadaşımız ve aileleri ile birlikte toplamda 60 kişi, daha konforlu bir yaşam alanına sahip olacak.
Aynı projeyi Hatay'daki çalışma arkadaşlarımız için de uyguluyoruz. Hatay'daki çalışmalar 4 ayrı noktada devam ediyor. Hatay'da 43 prefabrik evin yapımı hızla ilerliyor ve Nisan ayında teslim etmeyi planlıyoruz. Bu sayede, konteynerlerde kalan yaklaşık 200 çalışma arkadaşımız ve ailelerine daha iyi barınma imkânı sunmayı hedefliyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bilişim dünyasının en köklü etkinliklerinden Bilişim Zirvesi, 2025 yılında da teknoloji gündemini şekillendirecek. Bu yıl ‘TRILOGY’ temasında bir üçleme olarak gerçekleşecek zirvelerinin ilk ayağı olan “Bilişim Zirvesi Yapay Zekâ - The First Of A Trilogy’, 18 Şubat 2025 tarihinde Dijital Deneyim Müzesi’nde Dell Technologies ve Intel ana sponsorluğunda düzenlenecek. Yapay zekânın iş dünyasından günlük yaşama kadar geniş bir yelpazede sunduğu fırsatlar ve beraberinde getirdiği etik ve güvenlik sorunları, alanında uzman isimlerin katılımıyla tartışılacak. Sadece bilişim sektörü dışındaki kurumların yapay zekâ ile ilgili 200 farklı yöneticisinin katılacağı etkinlik bitiminde Yapay Zekâ Arf Ödülleri sahiplerini bulacak. Etkinlikte misafirleri üstün teknolojiyle donatılmış robot köpekler karşılayacak.
Bilişim Zirvesi çatısı altında bilişim sektörünün en önemli aktörlerini ‘yapay zekâ’, ‘güvenlik’ ve ‘cloud’ teması ile 3 ayrı zirvede bir araya getirecek üçlemenin ilk ayağı, 18 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşecek. 18 Şubat 2025 tarihinde Dell Technologies ve Intel ana sponsorluğunda Dijital Deneyim Müzesi’nde düzenlenecek özel etkinlik, bilişim sektörü dışındaki kurumların yapay zekâ ile ilgili 200 farklı yöneticisini bir araya getirecek. Gün boyu sürecek zirvede, yapay zekânın sanayi, sağlık, finans, eğitim ve güvenlik gibi alanlarda nasıl bir dönüşüm sağladığına odaklanılacak.
Misafirleri Robot Köpekler Karşılayacak
Etkinliğin ana konuşmacısı LTC İnovasyon’un Kurucusu Murat Bil, “Yapay Zekâ Robotların Geleceği ve Endüstri 5.0” başlıklı konuşmasında yeni bakış açıları sunarken, kurucusu olduğu LTC İnovasyon tarafından geliştirilen ileri teknolojiyle donatılmış robot köpekler misafirleri karşılayacak.
Markanın yapay zekâ yaklaşımı sayesinde güvenlikten arama-kurtarmaya, endüstriyel bakım-onarımdan askeri operasyonlara kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan robot köpekler, insanlarla 200’den fazla dilde iletişim kurabilme, dron entegrasyonu ile keşif yapma ve otonom güvenlik devriyesi gerçekleştirme gibi benzersiz özellikleriyle zirvede misafirlerin karşısına çıkacak. Zirvede, geleceğin teknolojilerini bugünden deneyimleme fırsatı sunan bu yenilikçi robotlar, ziyaretçilere misafirperverlikleriyle unutulmaz bir deneyim yaşatacak.
Her Yönüyle Yapay Zekâ
Yapay zekânın potansiyelini ve bu alandaki son gelişmeleri keşfetmek için bir araya gelecek katılımcılar için etkinlikte; endüstride yapay zekâ, sağlıkta yapay zekâ, finansal yapay zekâ, yapay zekâ ve etik, eğitimde yapay zekâ gibi konular uzmanları tarafından ele alınacak. Yapay zekânın iş dünyasından günlük yaşama kadar geniş bir yelpazede sunduğu fırsatları ve beraberinde getirdiği etik ve güvenlik sorunlarının çözümleri tartışılacak.
“Üçlemenin ilk ayağı olan ‘The First Of A Trilogy’da; “İş Dünyasında Yapay Zekâ ile Verimlilik ve Dönüşüm” ana panelinde; BThaber Başkanı Murat Göçe, Schneider Electric Son Kullanıcı Direktörü Muhterem Çaylı, Borusan Otomotiv Dijital Dönüşümden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Mehmet Gökhan Yoluaçık, Kibar Holding CIO’su Metin Erhan, Çolakoğlu Dijital Dönüşüm Lideri Özcan Söke gibi değerli iş insanları yer alacak.
“Gen AI ile Kurumsal Modernizasyon” konuşmasıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Teknoloji Grubu Başkanı Dr. Erol Özgüner; “Bulutta İnsan ve Makinenin Dansı” konuşmasıyla Bulutistan CTO’su Hakan İnanır, “Yapay Zekâ ile Kültür Sanat” konuşmasıyla İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas, “Sabiha Gökçen Havalimanı Üretken Yapay Zekâ Asistanı “Savy” ile tanışalım!” sunumu ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, BT ve Otomasyon Direktörü İsmihan Baysal Anderson, “Gelecekte Yapay Zeka” konuşmasıyla NGN Bulut Çözümleri Direktörü İlyas Süer sunumlar gerçekleştirecek.
Programda; Forenzone CEO’su İnci Abay Cansabuncu’nun moderasyonunda gerçekleşecek “Endüstride Yapay Zekâ ve İnovasyon” söyleşisinde; Boyner Büyük Mağazacılık CTO’su Cihan Yıldız, Temsa CIO’su Erdinç Uğurlu, Doğuş Teknoloji Veri ve Yapay Zekâ’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan Çavuş yer alacak.
Etkinliğin son oturumunda ise “Finansta Yapay Zekâ” başlığı altında; Yapı Kredi Teknoloji Uygulamalı Yapay Zekâ ve Ar-Ge Direktörü Bilge Köroğlu, Ulusal Yapay Zekâ Strateji İnsan Kaynakları Çalışma Grubu Danışmanı Dr. Seda Çelik Teker de olacak. Oturumun moderasyonunu Boğaziçi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şen üstlenecek.
Zirve kapsamında ayrıca 2025 Yapay Zekâ Arf Ödülleri de sahiplerini bulacak. Geleceğin teknolojilerine ışık tutmayı hedefleyen proje, bilişim sektörünün en yenilikçi yapay zekâ projelerini ödüllendirecek.
Etkinliğin ana sponsorluğunu Dell Technologies ve Intel üstlenirken, ana panel sponsorluğunu Schneider Electric üstleniyor. Etkinlikte; premium sponsorlar olarak Bulutistan, Hewlett Packard Enterprise, Iovis yer alıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uludağ Tekstil ihracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Finlandiya’nın Bursa Fahri Konsolosluğuna atandı. Taşdelen Engin iş, sanat ve siyaset camiasından çok sayıda davetlinin katıldığı törenle konsolosluk nişanını alırken, Fahri Konsolosluk binası da resmen hizmete açıldı.
Özellikle eğitim sektöründeki büyük başarısı ve inovasyon konusunda uyguladığı projelerle dünyada parmakla gösterilen Finlandiya’nın Fahri Konsolosu olmaktan mutluluk ve gurur duyduğunu belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, törende yaptığı konuşmada “Bugün benim için sadece kişisel bir dönüm noktası değil, aynı zamanda iki ulusu birbirine bağlayan güçlü bağların artarak devam edeceğinin hatırlatıcısı olacak. Özellikle ticaret, kültür ve inovasyon alanlarında Finlandiya ve Türkiye arasındaki kalıcı ilişkileri kurmak için buradayız. Bu ortaklıklar aracılığıyla iş birliğini ve karşılıklı büyümeyi teşvik edebiliriz” dedi.
Engin: “Finlandiya'nın inovasyondaki güçlü yanlarını Bursa'nın yerleşik endüstrileriyle birlikte kullanarak faydalı bir ortaklık yaratabiliriz”
Yeni dönemde iki ülke arasında iş birliğini geliştirmek için çalışacaklarını kaydeden Pınar Taşdelen Engin, “Finlandiya, güçlü eğitim sistemi, kapsamlı sosyal refah programları, sürdürülebilirlik ve inovasyona olan bağlılığıyla ön plana çıkan, dünyanın en mutlu ve en gelişmiş ülkelerinden birisidir. Finlandiya'da büyük bir tekstil, otomotiv, mobilya veya makine endüstrisi olmasa da yenilikçi ruhu ve ileri görüşlü projeleriyle ünlüdür. Bursamız ise tekstil, otomotiv, makine ve tarım dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde önemli bir üretim ve ihracat merkezi olarak hizmet veriyor. Finlandiya'nın inovasyondaki güçlü yanlarını Bursa'nın yerleşik endüstrileriyle birlikte kullanarak, her iki bölgede de sürdürülebilir büyümeyi yönlendiren faydalı bir ortaklık yaratabiliriz” diye konuştu.
Büyükelçi Hamalainen: İş birliği ve tüm harika şeyleri görmeyi dört gözle bekliyorum”
Finlandiya Cumhuriyeti Büyükelçisi Pirkko Hamalainen ise konuşmasında iki ülke arasındaki dostluk ve iş birliğine dikkat çekerek” Fahri Konsolosluk görevine atanan Pınar Taşdelen Engin’in gerek iş dünyasındaki geçmişi gerekse stratejik ortaklıklardaki liderliği yanında hem Türk hem de uluslararası pazarlara ilişkin derin anlayışı ile ortak vizyonu savunmak için eşsiz bir konumda olduğunu vurguladı. Büyükelçi konuşmasında “İş birliğimizi ve tüm harika şeyleri görmeyi dört gözle bekliyorum” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin öncü erkek giyim markası Kiğılı, Avrupa’nın en büyük hazır giyim fuarlarından biri olan İstanbul Fashion Connection (IFCO)‘da 2025 İlkbahar / Yaz Koleksiyonunu sergiledi. 5-8 Şubat tarihlerinde gerçekleşen fuarın, 100 m2'lik standıyla dikkat çeken katılımcılarından biri olan Kiğılı fuar boyunca yoğun ziyaretçi ilgisiyle karşılaştı ve 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu sektör profesyonellerine ve moda tutkunlarına tanıttı.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) iştiraki İTKİB Fuarcılık A.Ş. tarafından organize edilen fuarda tasarımda zamansız şıklığı ve konforu ön planda tutan Kiğılı’nın 2025 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu, modern çizgileri ve sofistike detaylarıyla büyük ilgi gördü. Koleksiyonda, kemik, ekru, açık mavi, kahve ve siyah tonlarından oluşan renk paleti ile yenilikçi kumaşlar, natürel jakarlar gibi özgün dokular öne çıkıyor. Ayrıca, yaz mevsimine uygun hafif pamuk ve keten içerikli parçalar koleksiyonda geniş yer tutuyor.
Fuar sırasında Ticaret Bakanı Ömer Bolat da Kiğılı standını ziyaret ederek markanın yeni koleksiyonu hakkında bilgi aldı. İHKİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Hilal Suerdem, fuar katılımlarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “IFCO, moda ve perakende sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri. Burada sektör profesyonelleriyle bir araya gelerek yeni koleksiyonumuzu tanıtma fırsatı bulduk. Tasarımlarımıza gösterilen yoğun ilgi, markamızın küresel pazarda güçlenmeye devam ettiğinin bir göstergesi. IFCO’da Orta Doğu, Afrika, Avrupa, Uzak Doğu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyadan ilgi görmek/talep almak bizim için çok değerli.”
Kiğılı, 2025 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu ile yenilikçi tasarımlar, fonksiyonel şıklık ve rahatlığı bir araya getirerek erkek giyimdeki öncü konumunu bir kez daha kanıtladı.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.