Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türetim Ekonomisi Derneği tarafından başlatılan Değişim Elçileri Programı, iklim krizine karşı mücadeleyi yerelden güçlendirmeyi hedefleyen, gençlerin ve kadınların doğa savunuculuğu alanında etkin rol alabilmelerini destekleyen bir topluluk programıdır. Bu program, katılımcıları gerekli bilgi ve becerilerle donatarak karar alma süreçlerine etkin katılımlarını artırmayı amaçlar.
Armaş Vakfı işbirliği ile GEF Küçük Destek Programı/SGP Programı kapsamında yürütülen "Değişim Elçileri - Samsun Ekoloji Savunucuları" programında bir araya gelen üniversiteli gençler, Bafra'daki buluşma kapsamında gerçekleşen atölyelerde kampanya yazımı, iletişim stratejileri ve aktör analizi gibi başlıklarda atölyelere katıldı.
Program katılımcısı, üniversite öğrencisi Kaan Salman, süreci şu sözlerle değerlendirdi:
"Değişim Elçileri Samsun programına iklim krizine duyarlı olan lisans ve lisansüstü öğrencileri olarak başladık. Bu program sayesinde var olan iklim farkındalığımı, aktivistler ve program paydaşları başta olmak üzere, tüm ekip arkadaşlarımın bakış açılarıyla bakarak şekillendirmeme vesile oldu. Aynı zamanda uzmanlar, çevre mühendisi ve akademisyenlerden eğitimler alarak lokal çevre sorunlara hakimiyetimizi güçlendirdik. Böylece hem kendi gerçekliklerimiz hem öğrendiklerimiz doğrultusunda, oluşturduğumuz kampanyalarla çevre ve iklim problemlerine sesimizi çıkarıyoruz."
Change.org'da İki Kampanya Başlatıldı
Bafra buluşmasının sonunda, Samsun Değişim Elçileri topluluğu olarak change.org platformunda kentin güncel çevre sorunlarına dikkat çeken iki kampanya başlattılar;
"Samsun Kocadağ Ranta Kurban Gidiyor"
Kocadağ Yaylası'na yapılması planlanan turizm tesisine karşı Change.org/Kocadağımadokunma adresinde başlatılan kampanya, bölgenin biyolojik çeşitliliği ve orman ekosistemi üzerindeki ciddi tehditlere dikkat çekiyor. Söz konusu projenin acilen durdurulmasını talep ediliyor.

"Kampüsümüzde Suya Adil Erişim İstiyoruz"

Change.org/plastiksizkampüs adresinde başlatılan kampanya, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencilerinin suya erişimde yaşadığı sorunlara dikkat çekiyor. Kampanyada, tüm fakültelere, yurtlara ve ortak kullanım alanlarına ücretsiz içme suyu sağlayacak arıtmalı su sebillerinin yerleştirilmesi talep ediliyor.
Bu sayede hem herkesin suya eşit, ücretsiz ve sağlıklı şekilde erişebilmesi, hem de tek kullanımlık plastik tüketiminin azaltılarak üniversitenin "ekokampüs" olma yolunda somut bir adım atması hedefleniyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye'nin En Sevilen Online Yemek Sipariş Markası* Yemeksepeti, liderlik kadrosunda gerçekleştirilen değişimlerle stratejik dönüşüm sürecine yön veriyor. Teknoloji, operasyon, İK ve ticari alanlarda fark yaratan isimler, şirketin hem çalışan deneyimi hem de müşteri memnuniyeti odaklı geleceğine katkı sağlayacak. Lojistikten insan kaynaklarına, pazaryerinden gelir yönetimine kadar uzanan bu yeni yapı, Yemeksepeti'nin yenilikçi ve dinamik yapısına paralel olarak tasarlandı. Şirket, bu adımla birlikte hem içsel verimliliği hem de paydaş memnuniyetini daha ileriye taşımayı hedefliyor.
 
Aşkın Bostancıoğlu, Head of People (İnsan ve Kültür Lideri)
Aralık 2021'de Yemeksepeti ekibine katılan ve Head of People görevine atanan Aşkın Bostancıoğlu, şirketin çalışan deneyimini dönüştüren pek çok projeye öncülük etti. ING ve Finansbank gibi kurumlarda kazandığı deneyimi, Yemeksepeti'nde Genç Yetenek Programı, hibrit çalışma modeli ve çalışan izin politikaları gibi yenilikçi uygulamalarla hayata geçirdi. Bostancıoğlu, aynı zamanda sertifikalı bir koç olarak çalışanların bireysel gelişimine de katkı sağlıyor.
 
Furkan Nebioğlu, CCO (Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı)
2005 yılından itibaren aktif iş hayatında yer alan Furkan Nebioğlu, kariyeri boyunca, Tommy Hilfiger, DHL Supply Chain, Do&Co AG ve ebebek gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda çeşitli rollerde görev yaptı. Lojistik ve tedarik zinciri yönetimi alanındaki bu çok yönlü deneyimi, ona stratejik bakış açısı ve operasyonel derinlik kazandırdı. 2020 yılında Yemeksepeti'ne katılan Nebioğlu, Market ve Express birimlerinin kurulmasında aktif rol oynayarak teslimat yapısının dönüşümüne ve maliyet verimliliğine önemli katkılar sağladı. Şubat 2025 itibarıyla CCO (Chief Commercial Officer - Ticaretten Sorumlu GMY) olarak atanarak Satış ve Ticaret ekiplerinin yönetimini üstlenen Nebioğlu; bu rolde şirket gelirlerinin artırılmasına yönelik stratejilere öncülük ediyor.
 
İsmet Hıdır, Head of Marketplace (Pazaryeri Deneyimi Lideri)
Gastronomi ve kurumsal inovasyon alanlarında 15 yılı aşkın deneyime sahip olan İsmet Hıdır, Yemeksepeti'nde Head of Marketplace Experience olarak görev alıyor. KFC, Starbucks ve Yıldız Holding gibi dünyaca tanınmış markalarda ürün geliştirme ve AR-GE projelerine liderlik eden Hıdır, pazaryeri deneyimini bütünsel bir bakış açısıyla yönetiyor. Kasım 2021'den bu yana Yemeksepeti'nde fark yaratan projelere imza atan Hıdır, tüm paydaşları kapsayan deneyim metriklerinin optimizasyonundan sorumlu.
 
Murat Arman, Lojistik Direktörü
Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ve University of Sussex Kurumsal ve Finansal Risk Yönetimi yüksek lisans mezunu olan Murat Arman, kariyerine 2012'de Koç Finans'ta başladı ve ardından Shell'de görev aldıktan sonra Ekim 2020'de Yemeksepeti'ne katıldı. Senior Project Manager ve Senior Business Development Manager rolleriyle yemek dikeyinin iş modeli dönüşümüne liderlik eden Arman; platform teslimatının büyümesi ve kârlılığında önemli rol oynadı. Şubat 2025 itibarıyla Lojistik Direktörü görevine atanan Arman, operasyonel verimlilik ve teslimat kalitesi odaklı yönetimi sürdürüyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Türkiye'nin lider takviye edici gıda markası Orzaks, toplumsal sosyal sorumluluk bilinciyle sınırları aşan bir projeye daha imza atıyor. Türkiye'nin ilk kadın ultra maraton koşucusu 66 yaşındaki Bakiye Duran ile ultra maraton koşucusu 43 yaşındaki Bilal Gül, Kilimanjaro Ultra Trail Maratonu'nu tamamladıktan sonra, Orzaks'ın katkılarıyla Malatya'da depremden etkilenen 150 dezavantajlı öğrenciyle bir araya gelecek.
Deneyimli iki sporcu, yalnızca sosyal sorumluluk amacıyla, zorlu doğa koşullarında 40 yaş üzeri seçkin sporcuların katılımıyla düzenlenen Kilimanjaro Ultra Trail Maratonu'nu Orzaks'ın sponsorluğunda koşacak.
Tanzanya'da start alacak maratonda ilk gün 30-35, ikinci gün 40-45, üçüncü gün 50-60, dördüncü gün ise 80 kilometrenin üzerinde mesafe kat edilecek. Bakiye Duran ile Bilal Gül, Kilimanjaro Dağı'na 5 bin 900 metrelik tırmanışları sırasında -20'leri bulan dondurucu hava şartlarıyla da mücadele edecek. Zirveye Türk bayrağının yanı sıra Orzaks bayrağını da taşıyacak iki başarılı sporcu, zirve tırmanışının ardından dağın etrafındaki maratonla 262 kilometrelik mesafeyi 5 günde tamamlayacak.
İki ultra maratoncu Malatya'daki 150 çocukla buluşacak
Maratonun ardından iki ultra maratoncu Malatya Doğanşehir'deki Kurucaova Köyü'nün Kurucaova İlkokulu'nda, depremden etkilenen 150 dezavantajlı çocukla bir araya gelecek. Sporcular, bu anlamlı buluşmada çocuklarla ilham verici deneyimlerini paylaşırken aynı zamanda Orzaks'ın vitamin ve mineral desteklerini çocuklara ulaştıracaklar.
Sporun sınır tanımayan ruhuyla toplumsal farkındalık yaratmayı hedefleyen Orzaks, bu projeyle insani değerlere ve dayanışmaya bir kez daha dikkat çekerek, sürdürülebilir sosyal etkiye katkı sunmayı hedefliyor.
6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında bölgedeki sosyal projelerde yer alan başarılı sporcu Bakiye Duran ile müsabakalara rengarenk takım elbiseleriyle katılarak farkındalık yaratmayı hedefleyen Bilal Gül'ün yarış öncesi ve sırasında ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral desteği de Orzaks tarafından karşılanacak

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyanın lider oyun yaşam tarzı markası Razer, oyunculara özel olarak geliştirdiği yeni kablosuz şarj çözümünü duyurdu: Razer HyperFlux V2 Kablosuz Şarj Sistemi. Bu yeni nesil şarj sistemi, dock veya kabloya ihtiyaç duymadan Razer farelerin kesintisiz bir şekilde oyun oynarken şarj edilmesine olanak tanıyor. HyperFlux V2, Razer’ın performans ve konforu bir araya getirme konusundaki kararlılığının en güncel örneğini temsil ediyor.



YÜKSEK PERFORMANS, ŞARJ MOLALARINA SON

Razer HyperFlux V2, farenizi şarj etmek için oyun arasında durmanızı gerektirmiyor. Mousepad üzerinden sürekli kablosuz şarj sağlayan sistem, herhangi bir kabloya ya da dock istasyonuna gerek bırakmadan kusursuz bir enerji aktarımı sunuyor. Böylece oyun sırasında fareniz her an tam performansla çalışmaya hazır hale geliyor.

HyperFlux V2, iki farklı yüzey seçeneğiyle geliyor. Sert Yüzey Sürümü, ultra düşük sürtünme ile hızlı ve pürüzsüz kaydırma deneyimi sunarak rekabetçi oyunlarda maksimum hız ve akıcılık sağlıyor. Kumaş Yüzey Sürümü, daha kontrollü ve hassas hareketler için geliştirilmiş yüzeyiyle nişan alma ve takipte üstün kararlılık sunuyor.



TEMEL ÖZELLİKLER

Otomatik Eşleşme Özelliği: Fareyi pad üzerine koymanız, bağlantı kurmak için yeterli. Ek işlem gerektirmeden anında eşleşme sağlanıyor.

Dongle Gerektirmeyen Çoklu Cihaz Desteği: HyperSpeed teknolojisi sayesinde fare ve klavye, pad ile aynı anda bağlanabiliyor.

LED Şarj Göstergesi: Fare pil durumunu renkli LED göstergeler sayesinde kolayca takip edebilir, gereksiz tam şarjları önleyerek pil ömrünü koruyabilirsiniz.

Kaymaz Kauçuk Taban: Alt yüzeyde yer alan oluklu kaymaz yapı, oyun sırasında pad’in sabit kalmasını sağlar.

HyperFlux V2, Razer’ın oyun tutkunlarının taleplerine verdiği yanıtın güçlü bir örneğidir. Yüksek performans, maksimum konfor ve estetik tasarımı bir araya getiren sistem, profesyonel ve günlük oyuncular için ideal bir çözümdür.



UYUMLU ÜRÜNLER

Fareler: Razer Basilisk V3 Pro 35K, Razer Basilisk V3 Pro, Razer Cobra Pro ve Razer Naga V2 Pro

Klavye Bağlantısı (Çoklu cihaz bağlantısı desteği. Yalnızca bağlantı için, şarj desteklemez): Razer BlackWidow V4 Mini HyperSpeed, Razer BlackWidow V3 Pro, Razer DeathStalker V2 Pro, Razer DeathStalker V2 Pro Tenkeyless





BİLKOM hakkında
Koç Holding bünyesinde faaliyet gösteren Bilkom; köklü geçmişi, geniş bilgi birikimi ve deneyimi, uzun yıllara dayanan profesyonel iş birlikleri, alanında uzman kadrosuyla Türkiye’nin önde gelen Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) dağıtıcılarından biridir. Türkiye’nin Dijital Yaşam Koçu vizyonuyla faaliyetlerini yürüten Bilkom, teknoloji yoluyla yaşam kalitesini artırmak için çalışmakta ve güncel teknolojiyi erişilebilir kılmayı hedeflemektedir. 2025 yılı itibarıyla elektronik perakende mağazalarında satılan her 6 akıllı telefon ve tabletten 1’i ve tüm Türkiye genelinde giyilebilir teknoloji kategorisinde her 6 akıllı saatten 1’i Bilkom güvencesiyle tüketiciye ulaşıyor ve bu başarı şirketin tüketici elektroniği sektöründeki 1 numaralı konumunu güçlendiriyor.

Fortune Türkiye 500 sıralamasında 75. sırada yer alan Bilkom, Capital 500 listesinde 104. Sırada bulunmaktadır. Bilkom Bilişim 500 listesinde yılın Tablet ve taşınabilir dağıtıcısı dağıtım kategorisinde 1. Sırada yer almaktadır. Yeni nesil-esnek çalışma modeli, stratejik çevik yönetim anlayışı ile çalışan bağlılığında 4 yıl üst üste gösterdiği performansı ile Kincentric tarafından ‘Sürekli Mükemmelik’ ödülüne layık görülmüştür. Bilkom’un portföyünde Apple, Huawei, TCL Electronics, Segway, Razer, PlayStation, Meross, Aqara gibi dünyadaki dijital ve mobil dönüşümü şekillendiren seçkin ve öncü global markalar yer almaktadır. Bu markalara ‘katma değerli ve odaklı dağıtıcı’ yaklaşımıyla 360 derece marka yönetimi, iş geliştirme, kanal programları geliştirme, lisanslı yerli üretim, tüketici deneyimi yönetimi ve tüm Türkiye genelinde eve kadar ulaşan yaygın satış sonrası servisleri gibi ‘Bilkom Plus’ hizmetler sunmaktadır. Bilkom hakkında daha fazla bilgi için www.bilkom.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin ilham veren yeni nesil ev dekorasyonu ve yaşam stili markası Zsa Zsa Zsu, İzmir’deki üçüncü mağazasını İstinyePark’ta açtı. Çeşme Ilıca ve Mavibahçe AVM’den sonra şimdi de şehrin en enerjik alışveriş noktalarından biri olan İstinyePark’ta yerini alan marka, yazın neşesini ve enerjisini İzmir’in kalbine taşıyor.

165 metrekarelik mağaza, Zsa Zsa Zsu’nun özgün koleksiyonlarının yanı sıra yaz sezonuna özel hazırlanan canlı ve cesur tasarımlara da ev sahipliği yapıyor. Ev dekorasyon ürünlerinden plaj stiline yön veren mayo ve bikinilere kadar uzanan koleksiyonlar; desenleri, dokuları ve renkleriyle yazı evinize taşıyor. Her detayında stil ve deneyim barındıran mağaza, koleksiyonlara özel tasarlanan yaratıcı sergileme alanlarıyla ziyaretçilerine ilham dolu bir alışveriş ortamı sunuyor.

Zsa Zsa Zsu Genel Müdürü Gökhan Sezer, yeni açılışla ilgili şunları söyledi:
“Çeşme Ilıca ve Mavibahçe’den sonra İstinyePark’ta da yer almak, İzmir’in farklı semtlerindeki müşterilerimizle buluşmak açısından bizim için çok kıymetli. Yeni mağazamızda yaz sezonuna özel geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Ev tekstilinden dekoratif parçalara, plaj çantalarından mayo ve bikini koleksiyonlarına uzanan bu seçkiyle yazın neşesini yaşam alanlarına taşıyoruz. Aynı zamanda bu yeni mağazamızla birlikte Zsa Zsa Zsu’yu İzmir’in gündelik yaşamına daha fazla dahil etmekten ve İzmir’in enerjisinden ilham almaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Zsa Zsa Zsu, Türkiye genelindeki 15 mağazasıyla olduğu gibi İzmir’de de her koleksiyonuyla kendi gibi yaşamak isteyen, kendini özgürce ifade eden kadınlara ilham vermeye devam ediyor. Bu yeni mağaza ile birlikte İzmir’in güneşi artık biraz daha Zsa Zsa Zsu!

 

Zsa Zsa Zsu Hakkında:
 Ev dekorasyonuna renk, neşe ve ilham getiren Zsa Zsa Zsu (okunuşu: Za Za Zu), Türkiye’nin deneyimli perakende profesyonelleri tarafından Solid Mağazacılık çatısı altında kurulan, yeni nesil bir yaşam stili markasıdır.

2024 yılında hayata geçen marka; cesur renkleri, duyulara hitap eden dokuları ve özgün tasarımlarıyla sıradanlığa meydan okur. İlhamını yeni deneyimlerin heyecanından ve kalpte kıpırdayan o tanıdık kelebek hissinden alan Zsa Zsa Zsu; estetik oyunları ve yaratıcı koleksiyonlarıyla fark yaratır.

Zsa Zsa Zsu mağazaları İstanbul’da Küçükyalı, Zekeriyaköy, Marmara Forum, Mall of İstanbul, Emaar Square Mall ve Çengelköy; Muğla’da Bodrum Avenue AVM ve Bodrum Yalıkavak; İzmir’de Çeşme Ilıca, Mavibahçe AVM ve İstinyePark; Trabzon’da Vardallar Center; Konya’da Enntepe AVM; Ankara’da Gordion AVM ve Adana’da Turgut Özal Bulvarı’nda yer alıyor.

Toplam 15 mağazasıyla Türkiye’nin dört bir yanındaki dekorasyon tutkunlarıyla buluşan Zsa Zsa Zsu, 2025 itibarıyla yurt dışı açılışları için de hazırlıklarını sürdürüyor. İlham veren alışveriş deneyimi markanın online platformu www.zsazsazsu.com.tr adresinde de devam ediyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sürdürülebilirliği yalnızca bir hedef değil, iş yapış biçiminin ve uzun vadeli büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak benimseyen Boyner, çevresel etkilerini azaltan ve toplumsal fayda yaratan uygulamaları tüm iş süreçlerine entegre ediyor. Boyner, enerji verimliliğinden döngüsel ekonomiye, lojistikten mağaza içi uygulamalara kadar uzanan somut adımlarla, 2025’te daha fazla dönüşümle perakende ekosisteminde döngüselliği arttırmayı hedefliyor.
 
Sürdürülebilirliği uzun vadeli bir dönüşüm anlayışı olarak ele alan Boyner, kaynak verimliliği, yenilenebilir enerji ve yeni nesil mağazacılık adımlarıyla doğaya duyarlı, ölçülebilir ve kapsayıcı bir etki yaratmayı hedefliyor. Marka, yenilenebilir enerji üretiminden ürün yaşam döngüsüne kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir uygulamaları hayata geçiriyor.

 

Bugüne kadar 16 bin ton karbon emisyonu engellendi

Her ürünün yeniden bir kaynağa dönüşebileceği inancıyla hareket eden Boyner, milyonlarca ürünü yeniden ekonomiye kazandırarak ölçülebilir bir çevresel fayda sağlıyor. Bu doğrultuda, döngüsel dönüşümün temsilcisi Nivogo iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, satışa sunulamayan ürünler yenilenerek ekonomiye kazandırılıyor ve yeni kullanıcılarıyla buluşturuluyor. 2021’den bu yana yenilenen 1,6 milyon ürün sayesinde yaklaşık 12,8 milyar litre su tasarrufu sağlandı, 16 bin ton karbon salımı engellendi. Bu kazanımlar, 17 binden fazla hanenin yıllık enerji tüketimine ve 23 milyon kişinin yıllık içme suyuna denk geliyor.

 

Mağazalarda sıfır atık ve enerji verimliliği hedefi

Boyner, mağazacılık operasyonlarında da sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Elektrik tüketimleri anlık olarak izleniyor, gece saatlerinde oluşan gereksiz enerji kullanımı önlenerek karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sağlanıyor. Marka, Boyner Cadde mağazasında, atık kumaşlardan elde edilen sanat eserleri ve yağmur suyu arıtma sistemleri gibi çevreci uygulamalarla sürdürülebilirlik yaklaşımını mağaza deneyiminin bir parçası haline getiriyor. Bu çalışmalarıyla Boyner Cadde mağazası “Sıfır Atık Belgesi”, Boyner Merkez Ofis ise “Yeşil Ofis” belgesi almaya hak kazandı. Boyner, 2012’den bu yana “Yeşil Ofis” uygulamalarını sürdürüyor.

 

 

 

Lojistikte doğaya saygılı dönüşüm

2024’te geri dönüştürülmüş kasalar kullanarak yaklaşık 3.400 ağacın kesilmesini engelleyen Boyner, kullanılmış kartonları da dolgu malzemesi haline getirerek yeniden kullanıyor. Lojistik depo alanlarında sensörlü aydınlatma sistemleri ve ortak atık üniteleriyle enerji tüketimi ve atık miktarı minimuma indiriliyor.

 

 

Sürdürülebilirliği toplumsal faydayla birleştirdi

Mağazalarda teşvik ettiği çok kullanımlı çanta uygulamasıyla Boyner, son 3 yılda 22 milyonu aşkın naylon poşet kullanımının önüne geçti. Çantalardan elde edilen geliri ise çeşitli sivil toplum kuruluşlarının projelerine aktararak çevresel sürdürülebilirliği toplumsal faydayla birleştirdi.

 

2025’te de gezegen için pozitif etki odağı devam ediyor

Boyner, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Marka, yenilenebilir enerji yatırımları, döngüsel ekonomiye katkı sağlayan projeler, ölçülebilir lojistik dönüşümler ve topluma değer katan iş birlikleriyle sürdürülebilirlik vizyonunu güçlendiriyor. 2025’te de bu alanda daha güçlü bir etki yaratmayı hedefleyen Boyner, çevresel etkilerini azaltmaya, sosyal fayda üretmeye ve ekonomik sürdürülebilirliği destekleyen uygulamalarıyla gezegen için pozitif bir etki yaratmaya devam edecek.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin yüzde yüz yerli ve milli en büyük kargo şirketi Sürat Kargo, çevresel sorumluluk bilinciyle filosunu güçlendirmeye devam ediyor. Şirket, filosuna kattığı yeni araçlarla hem operasyonel verimliliğini artırıyor hem de çevre dostu çözümlere yatırım yapıyor.

Sıfır atık projeleri, elektrikli araç yatırımları ve yeşil teknoloji çözümleriyle öne çıkan Sürat Kargo, çevre dostu taşımacılık vizyonunu her geçen gün daha ileriye taşıyor. Sürat Kargo özellikle şehirler arası taşımalarda kullanılmak üzere filosuna kattığı yeni araçlarla, yükleme-boşaltma döngülerinde verimlilik artışı sağlamayı ve çevreye duyarlılığını bir adım öteye taşımayı hedefliyor.

Sürat Kargo Genel Müdürü Cem Oğuz 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Kamyon kullanımını azaltarak, Römork çekebilen kamyonlara dayalı yeni bir ana hat modeli oluşturuyoruz. Bu sistemde araçlar, aktarma merkezine ulaştığında mevcut yükünü bırakıp yeni römorkunu alarak yola devam ediyor. Örneğin üç aktarma merkezine gönderdiğimiz altı aracı bu modelle iki araca indirerek hem zamandan hem maliyetten tasarruf sağlıyoruz. Yeni nesil araçlarımızla filomuzu gençleştirirken, daha az yakıt tüketimi ve düşük karbon emisyonuyla çevre dostu taşımacılığı yaygınlaştırıyoruz. İlk etapta yıllık bazda 2400 ana hat seferini azaltarak, toplamda 75 ton yakıt tasarrufu sağlayacağız. Bu verimlilik karbon ayak izimizi yaklaşık 35 ton azaltacaktır.” diye konuştu.

“Yeni operasyon modelimizi hayata geçirdik”

Yeni operasyon modelinin ilk etapta İkitelli-Maltepe-Sakarya ve Ankara-Adana-Gaziantep hatlarında devreye alınacağını belirten Oğuz şu ifadeleri kullandı: “Yeni araçların filomuza katılmasıyla birlikte, bu modeli ilerleyen etaplarda diğer hatlarda da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Sürdürülebilirlik, bizim için bir tercih değil, bir sorumluluktur. Sürat Kargo olarak çevresel etkilerimizi en aza indirmek amacıyla bütünsel bir yaklaşımla hareket ediyor; sıfır atık projeleri, elektrikli araç yatırımları ve yeşil teknoloji uygulamalarıyla sektörümüze öncülük ediyoruz. Yeni filo yatırımlarımızla, daha fazla kargoyu daha az kaynakla taşırken karbon ayak izimizi azaltıyor, operasyonel verimliliğimizi artırıyoruz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Her dakika bir çöp kamyonu dolusu plastik okyanuslara giriyor. Dünya Çevre Günü 2025'i #BeatPlasticPollution sloganıyla kutlarken kurumsal taahhütlerden daha fazlasına ihtiyacımız olduğu açık. Çözümlerin nasıl tasarlandığı, inşa edildiği ve tüketildiği konusunda tüm dünyanın yeniden düşünmeye ihtiyacı var. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin öngördüğü şekilde daha iyi ve daha sürdürülebilir bir geleceğin elde edilmesine katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, “Kısa süre önce Türkiye ofisimizde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişi tamamladık ve I-REC ‘Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası’nı almaya hak kazandık. Hedefimiz, 2030’a kadar karbon negatif olmak ve 2050 yılına kadar petrol ve metal gibi tükenebilir yeraltı kaynaklarının kullanımını tamamen ortadan kaldırmak.” diyor.

 

Epson, sürdürülebilirliğe olan ilhamını eski bir Japon felsefesinden alıyor: “Sho-Sho-Sei”, "Verimli, kompakt ve hassas”. Yüzyıllar önce geleneksel zanaatkarlığın bir ilkesi olarak ortaya çıkan bu kavram, artık modern çevresel zorluklarla nasıl başa çıkacağımıza rehberlik ediyor. Epson’un karbon negatif olarak sıfır atık hedeflediği Çevresel Vizyon 2050'nin arkasındaki plan da bu.

Plastik ve metal atığında yüzde 86 düşüş

“Sho-Sho-Sei”nin en açık örneği Epson’un EcoTank serisi. Tek kullanımlık plastik kartuşlara dayanan geleneksel yazıcıların aksine EcoTank yazıcılar yeniden doldurulabilir mürekkep tanklarına sahip. Epson, bu teknolojiyle beş yıl içinde plastik ve metal atığını yüzde 86 oranında azaltırken, kullanıcıların zamandan ve paradan tasarruf etmesini de sağlayarak çevresel sorunlara inovatif bir çözüm sunmayı sürdürdüyor.

Bu verimlilik enerji kullanımına da yansıyor. Epson’un PrecisionCore teknolojisi benzer lazer yazıcılara göre yüzde 85'e kadar daha az güç kullanıyor. Ayrıca, daha az hareketli parçaya sahip olan bu olan cihazlar, güvenilir ve uzun ömürlü yapılarıyla çevreyi koruma altına alarak plastik atığı daha da azaltıyor.

Karbondioksit emisyonu yüzde 36 azaldı

Markanın bu yaklaşımı ürün hacmini üçte iki oranında azaltırken toplam ağırlığı da yüzde 30 oranında azaltmak anlamına geliyor. Tüm bu inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının sonucunda ise üretim aşamasında karbondioksit emisyonu yüzde 36 azalırken toplam emisyonda ise yüzde 33 oranında bir gerileme görülüyor. Epson, yıl sonuna kadar çevresel sorumluluğunu iş performansıyla uyumlu hale getirmeyi planlıyor. Marka, enerji açısından verimli mürekkep püskürtmeli modellere geçerek lazer yazıcıları globalde tamamen aşamalı olarak kullanımdan kaldırmayı amaçlıyor.

Epson’da “Sho-Sho-Sei” felsefesi yalnızca ürün düzeyinde uygulanmıyor. Bu felsefe; kaynak, paketleme ve üretim şeklinin tasarımına dek uzanıyor. Marka, yazıcı kasalarında yüzde 30'a kadar geri dönüştürülmüş plastik kullanıyor ve köpük ambalajdan kağıt bazlı alternatiflere geçerek gereksiz plastiği de önemli ölçüde azaltıyor.

Epson, Türkiye ofisinde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçti

2030’a kadar ürün malzemelerinin yüzde 50'sinin yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş olmasını hedeflediklerini açıklayan Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, “Bu stratejimiz paralelinde çevresel kaynaklara olan bağımlılığımızı daha da azaltmayı hedefliyoruz. Bizler için döngüsel ekonominin ilkelerine uymak büyük önem taşıyor. Bu kapsamda; kısa süre önce Türkiye ofisimizde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişi tamamladık ve I-REC ‘Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası’nı almaya hak kazandık. Bu da tüm global operasyonlarımızda yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçiş taahhüdümüzün arkasında durduğumuzun en büyük kanıtı.” diyor.

Gerçek inovasyonun daha az kullanarak daha fazla üretmek olduğunun altını çizen Suat Özsoy, “Plastiklerin yol açtığı çevresel kirlilikle mücadele etmek yol haritamızın önemli bir kısmını oluşturuyor. Epson olarak Dünya Çevre Günü'nde tüm meslektaşlarımızı taahhütlerin ötesine bakmaya ve kalıcı değişimi oluşturacak ilkelere yönelmeye çağırıyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek yalnızca bir iş değil, hayatımıza ve dünyamıza değer katan bir yaklaşım.” açıklamasını yaptı.

Epson hakkında:

Epson, gerek sürdürülebilir operasyonları gerekse verimli, kompakt ve hassas teknolojileriyle yaşamları, toplulukları ve kuruluşları refaha kavuşturmayı amaçlayan bir teknoloji mucidi ve üreticisidir. Şirketin bugünkü değeri 8,5 milyar Euro’dur. Ar-Ge’ye yılda 281 milyon dolardan fazla yatırım yapan Epson, kendi ürünlerini, kendi fabrikalarında, kendi özgün teknolojilerini kullanarak ve yüksek çalışma standartlarını benimseyerek üretmektedir. Sürdürülebilir yeniliği daha ileri seviyelere taşımayı hedefleyen marka, 2050 yılına kadar karbon negatif ve yeraltı kaynaklarından arınmış operasyonlara sahip olmayı taahhüt etmiştir.