Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin önde gelen hijyenik temizlik kağıdı üreticisi Lila Kağıt, sürdürülebilir büyüme hedefiyle yaptığı yatırımların başında gelen Erzurum’daki üretim tesisinde istihdama başladı. Lila Kağıt İnsan Kaynakları Direktörü Songül Öncel, yıl sonuna kadar 100 kişiye istihdam sağlamayı, 2027 yılına kadar da bu sayının direkt ve dolaylı istihdam ile yaklaşık 300’ü bulmasını hedeflediklerini açıkladı.
Dünyada 5 kıtada 81 ülkeye yaptığı ihracatı ve Sofia, Maylo, UltraBerrak, Nua markaları ile temizlik kağıdı sektörünün en büyük oyuncularından biri olan Lila Kağıt, güçlü finansal yapısı ve sürdürülebilir büyüme hedefiyle hayata geçirdiği yatırımların en büyük halkası olan Erzurum’daki yeni üretim tesisinde istihdama başladı.
“Şeffaf Bir İşe Alım Süreci Yürütüyoruz”
Lila Kağıt İnsan Kaynakları Direktörü Songül Öncel, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Erzurum’daki yatırımlarımızın ilk fazını oluşturan Konverting üretim tesisini bu yıl hayata geçireceğiz. Dolayısıyla kadrolarımızı şimdiden oluşturmaya başladık. İlk etapta çalışanlarımızın büyük çoğunluğunu Üretim Operatörlerimiz ile Mekanik ve Elektrik Bakım Teknisyenleri, Üretim ve Bakım Mühendisi, Vardiya Mühendisi gibi kadrolarımız oluşturmakta. Adaylarımızı seçerken, yetkinlik bazlı kapsamlı bir mülakat uyguluyor, bağımsız ve sertifikalı firmaların görev tanımına uygun genel yetenek, teknik bilgi beceri testleri ile kişilik envanterlerinden yararlanarak pozisyonun gereklerine uygunluğu onaylanan adaylarla tamamen şeffaf bir işe alım süreci yürütüyor, başarı ve yüksek performans odaklı bir organizasyon yaratma hedefiyle çalışıyoruz.”
“Öncelikle Ergene Fabrikamızda Oryantasyon Sürecini Tamamlıyorlar”
Erzurum’da işe alımı tamamlanan ekiplerin öncelikle Lila Kağıt’ın Tekirdağ Ergene’de bulunan 300.000 m2’lik tam entegre kağıt üretim tesisinde yaklaşık 3 aylık süre boyunca oryantasyon programına dahil edildiğini paylaşan Öncel, “Şu anda aktif yürüyen ve kapsamlı şekilde hazırlanan teorik ve uygulamalı bir program ile Erzurum Konverting üretim tesisi çalışanlarımız kağıt üretim sürecini ve makine parkını öğreniyor, sahada tüm teknik eğitimlerini tamamlıyor, aynı zamanda iş güvenliği, kişisel gelişim ve yetkinlik gelişim programlarıyla da destekleniyor.
İlk etapta 2025 sonuna kadar yaklaşık 100 kişiye istihdam sağlamayı, 2027 yılına kadar Erzurum tesisinin ikinci fazı olan bobin kağıt üretim hattının da devreye girmesiyle birlikte bu sayının direkt ve dolaylı istihdam ile yaklaşık 300’ü bulmasını hedefliyoruz” dedi.
Lila Kağıt; Erzurum yatırımının ilk fazını oluşturan Konverting tesisinin inşaatında son aşamaya gelirken, 2025 yılının son çeyreğinde üretime başlayacak şekilde inşaat faaliyetlerine devam ediyor. Şirket, ilk etapta Ergene’de ürettiği bobin kağıtları Erzurum’da işleyip tüketici ürünlerine dönüştürerek, yakın coğrafyaya daha hızlı ve daha düşük lojistik maliyetle sevkiyat yapmayı planlıyor.
Lila Kağıt Hakkında
Lila Kağıt, 2006 yılında Türkiye’nin ve dünyanın hijyenik temizlik kağıdı ihtiyacını karşılamak amacıyla %100 Türk sermayesi ile kurulmuştur. Yıllık 271 bin tonluk kağıt üretim kapasitesi ve 300.000 m2 toplam alana yayılı üretim tesisi ile, sektörde aynı kampüste üretim yapan tam entegre tesisler içinde Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük oyuncularının başında gelmektedir. Sofia, Maylo, UltraBerrak, Nua markaları ve tuvalet kağıdı, kağıt havlu, mendil, peçete gibi hijyenik temizlik kağıdı ürünleriyle tüketicilerine 80.000’den fazla noktada ulaşan Lila Kağıt, 5 kıtada 81 ülkeye yarı mamul ve mamul ihracatı yaparak ülke ekonomisi için katma değer sunmaktadır.
Detaylı bilgi için: www.lilakagit.com
Cumhurbaşkanı Yardıımcısı Cevdet Yılmaz sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı
Orta Vadeli Programımız çerçevesinde, enflasyonla mücadeleye yönelik kararlı ve koordineli adımlarımız sayesinde enflasyon düşmeye devam etmektedir.
Tüketici enflasyonu Temmuz ayında yüzde 2,06 gerçekleşirken, geçen aya kıyasla yaşanan geçici artışta bu aya özgü yönetilen, yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının etkisi görülmüştür.
Yıllık enflasyonda ise gerileme belirgin şekilde devam etmektedir. Yıllık bazda yüzde 33,52’ye inen enflasyon, geçen yıl Mayıs ayından bu yana 14 aylık dönemde yaklaşık 42 puan düşmüştür. Bu görünüm, programımızın etkinliğini ve politikalarımızın ekonomide dengeyi yeniden tesis ettiğini göstermektedir.
Güçlü koordinasyon, yapısal dönüşüm, kararlı uygulama ve ekonomide öngörülebilirliğin sürmesiyle, yıl sonunda enflasyonu yüzde 20’li seviyelere indirmeyi ve fiyat istikrarı içinde milletimizin refahını kalıcı biçimde artırmayı amaçlıyoruz.
İstikrar içinde dengeli büyümeye, istihdamımızı artırmaya, katma değeri ve verimliliğ
Temmuz ayında küresel piyasalarda belirsizlikler yeniden öne çıktı. ABD Başkanı Trump’ın AB ile
ticaret görüşmelerinin tamamlandığını açıklaması kısa süreli iyimserlik yaratsa da, detayların
belirsizliği ve Avrupa’dan gelen olumsuz açıklamalar piyasaların görünümünü bir miktar bozdu. Yeni
tarife oranlarının %10-41 aralığında olması ve Avrupa’nın tepkisi, özellikle Avrupa borsaları üzerinde
baskı yarattı. Euro, dolar karşısında son aylardaki en sert düşüşünü yaşadı. ABD’de açıklanan zayıf tarım
dışı istihdam verisi, Eylül’de faiz indirim ihtimalini yükseltirken, paritede yeniden yükselişe yol açtı.
Yurtiçinde ise toparlanma sinyalleri dikkat çekiyor. Mart ortasındaki siyasi riskler ve rezerv kaybı
sonrası TCMB kısa süreli sıkılaşmaya gitmişti. Ancak Mayıs’tan itibaren rezerv birikimi yeniden hız
kazandı; devlet tahvilleri ve swap kanalında sınırlı da olsa yabancı ilgisi gözlendi. Döviz kurundaki
yükseliş TÜFE’yi bir miktar yukarı taşısa da, kur geçişkenliğinin zayıflaması ve enerji fiyatları sayesinde
enflasyonda düşüş trendi sürüyor. Haziran’da yıllık TÜFE %35 seviyesindeydi; Eylül’de %30 civarına
gerilemesi mümkün görünüyor.. Bu tablo doğrultusunda TCMB, 24 Temmuz’daki PPK toplantısında
faizi %46’dan %43’e çekerek faiz indirimlerine başladı. Enflasyon patikasında kalındığı sürece, TCMB’nin
Eylül-Ekim aylarında da indirime giderek faizi %37-37,5 aralığına çekmesini bekliyoruz.
Temmuz ayında küresel risk iştahının dalgalı seyrettiği bir ortamda, yurtiçinde TCMB’nin
başlattığı faiz indirim döngüsü ve enflasyondaki yavaşlama sinyalleri, varlık fiyatlamalarını
şekillendiren temel unsurlar oldu. Bu görünüm doğrultusunda oluşturduğumuz Fon Model
Portföyümüzde, faizlerdeki gerileme eğilimini gözeten dengeli ve esnek bir varlık dağılımına gittik.
Varlık Dağılımı Raporumuzda hisse senedi ağırlığımızı %50’ye çıkarmıştık. Faiz indiriminin
gerçekleşmesi ve Borsa İstanbul’da gözlenen toparlanma, bu öngörümüzü destekledi. Bu kapsamda,
ALC - Ak Portföy Kar Payı Ödeyen Hisse Senedi Fonu ve NNF - Hedef Portföy Hisse Senedi Fonu
üzerinden temsil edilen hisse senedi ağırlığımızı %50 düzeyinde koruyoruz. Hisse tercihlerinde faiz
indiriminden olumlu etkilenecek sektörler, bankacılık, GYO ve BIST30 hisseleri öncelikli alanlarımızı
oluşturuyor.
Borçlanma araçları tarafında ise tahvil faizlerinde Temmuz itibarıyla başlayan aşağı yönlü hareketi
portföye yansıttık. Bu çerçevede, DİBS’lerin toplam portföydeki ağırlığını %25 seviyesine yükselttik.
Bunun %15’ini, uzun vadeli sabit kuponlu tahvilleri temsil eden, düşen faiz ortamında sermaye kazancı
sağlayabilecek TEB Portföy Borçlanma Araçları Fonu (TBT) oluştururken; haber akışına bağlı geri
çekilmelerde görece daha az volatilite içeren ve finansman bonoları ile kısa/orta vadeli tahvil dengesini
ayarlayarak daha stabil bir getiri sunan, faiz indirimi beklentilerine daha hızlı tepki verebilen ve
kısa/orta vade segmentinde konumlanan Aktif Portföy Borçlanma Araçları Fonu (BOL) %10’luk pay
ile portföyde yer aldı. Bu yapı, tahvil tarafında hem faiz düşüşünden kaynaklı sermaye kazancı
potansiyeline hem de kısa vadeli oynaklıklara karşı esnekliğe olanak tanıyor.
Para piyasası fonları tarafında ise getiri görünümündeki zayıflama nedeniyle kısmi ağırlık
azaltımına gittik. Kısa vadeli faiz oranları hâlâ cazip düzeylerde seyretse de, stopaj oranlarındaki
artışlar net getiriyi sınırlamaya başladı. Bu nedenle, Inveo Portföy Para Piyasası Fonu (IRY) üzerinden
temsil edilen bu segmentteki ağırlığımızı %25 seviyesinde tutuyoruz, ilerleyen dönemde faiz
düşüşlerinin hızına bağlı olarak daha düşük ağırlıklandırma değerlendirmeye alınabilir.
Serbest fonların yer aldığı alternatif portföy kurgumuzda ise, para piyasası fonları yerine daha
esnek ve öngörülebilir getiri potansiyeli sunan fonlara yöneldik. Bu çerçevede, %10 DİBS
bulundurma zorunluluğu olmayan PRU - Kısa Vadeli Serbest Fon, likidite tarafında tercih edilirken;
kısa/orta vadeli tahvil pozisyonu için ONN - Hedef Portföy Özel Sektör Borçlanma Araçları (TPP
ağırlıklı) fonu portföye dahil edildi. ONN fonu, piyasadaki faiz oranlarını etkin yansıtarak mevduat ve
enflasyon üzeri getiriyi düşük volatiliteyle sağlayan yapısıyla öne çıkıyor.
Ağustos ayı boyunca küresel belirsizliklerin ve iç dinamiklerin etkisiyle dalgalı bir seyir
bekleniyor. Bu nedenle, hem kısa vadeli fırsatları değerlendirebilen hem de orta vadeli temalara
pozisyon alabilen bir portföy kompozisyonunu sürdürüyoruz. Hisse senedi ve tahvil segmentleri, faiz
indirimi sürecinde ön plana çıkmaya devam ederken, risksiz varlıklar portföyde dengeleyici unsur
olarak stratejik önemini koruyor.
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.gedik.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Fed faizleri sabit bıraktı... Fed Temmuz ayı toplantısında piyasa beklentilerine paralel olarak
faizlerde değişikliğe gitmedi. Faiz kararı 2'ye karşı 9 oyla alınırken, karar metninde büyüme ilişkin
göstergelerin bir miktar ılımlı seyrettiğine dair ifade değişikliği yer aldı. Üyeler tarifelerin enflasyon
konusunda belirsizlik yarattığını belirtirken, güçlü istihdam piyasasının faiz indirimi konusunda
sabırlı olmaya olanak sağladığı belirtildi. Karar sonrası konuşan Fed Başkanı Jerome Powell
mevcut para politika duruşunun olası gelişmelere çabuk yanıt verebilmek için uygun bir
pozisyonda olduğunu söyledi. Powell Eylül ayı için faiz indirimine açık kapı bıraktı, fakat gelen
verilere göre adım atacaklarını belirtti. Tüketici fiyatlarında tarife kaynaklı yükselmelerin
başladığını belirten Powell, şu anda beklemenin en doğru tercih olduğunu belirtti.
Çekirdek PCE enflasyonu %2,8 oldu… ABD'de çekirdek PCE enflasyonu Haziran ayında %2,8
ile sabit kalırken, aylık enflasyon piyasa beklentileriyle uyumlu olarak %0,3 oldu. Gıda ve enerji
dahil olmak üzere, manşet PCE enflasyonu %0,3 olurken, yıllık enflasyon Mayıs ayındaki %2,4'ten
Haziran ayında %2,6'ya yükseldi. Fed yetkilileri, uzun vadeli eğilimleri daha iyi ölçmek için
çekirdek enflasyona daha fazla odaklanma eğilimindedir. Aylık bazda, mal enflasyonu Haziran
ayında %0,3 olurken, hizmet enflasyonu %0,2 arttı. Buna göre, hizmet enflasyonu bir önceki aya
göre %3,5 ile değişmezken, mal enflasyonu %0,6'ya yükseldi. Gıda enflasyonu ise Haziran ayında
%2,2'ye yükselirken, enerji fiyatları %1,6 düştü. Ayrıca, kişisel gelir Haziran ayında beklenen
%0,2'ye karşılık %0,3 artarken, harcamalar piyasa beklentilerinin %0,3 altında kaldı.
ABD istihdam verilerinde büyük revizyon… ABD'de tarım dışı istihdam, piyasa beklentisi olan
106 bin yerine Temmuz ayında 73 bin olarak gerçekleşti. Sağlık hizmetleri (+55 bin) ve sosyal
yardım (+18 bin) sektörlerinde istihdam artışı görülürken, DOGE'nin kesintilerinin etkisini hala
hisseden federal hükümet tarafında 12 bin kişilik bir kayıp yaşadı. İşsizlik oranı bir ay önceki
%4,1'den %4,2'ye hafifçe arttı. İşgücüne katılım oranı %62,2'ye gerileyerek 2022 sonundan bu
yana en düşük seviyesine ulaştı. Mayıs ve Haziran ayları için yapılan revizyonlar normalden daha
büyüktü. Mayıs ayı için toplam tarım dışı istihdamdaki değişim 144 bin kişiden 19 bin kişiye,
Haziran ayı için ise 147 bin kişiden 14 bin kişiye revize edildi. Ücret enflasyonunun en önemli
göstergesi olan saatlik kazançlar, piyasa beklentileriyle uyumlu olarak aylık bazda %0,3 artarken,
yıllık bazda %3,9 artış gösterdi. Özel sektör tarım dışı istihdamdaki tüm çalışanların ortalama
çalışma süresi Temmuz ayında 0,1 saat artarak 34,3 saate yükseldi. Temmuz ayında işsiz sayısı
221 bin artarak 7,2 milyona yükseldi. Verilerin açıklanmasının ardından, piyasa beklentileri 2025
yılında Fed'in faiz indirimine gideceği yönünde 33 baz puandan 45 baz puana yükseldi.
BoE kararı haftanın ana gündemi olacak… İngiltere Merkez Bankası (BoE), faiz kararını 7
Ağustos 2025 Perşembe günü, Türkiye saatiyle 14:00'te açıklayacak. Banka politika faizini
Mayıs'taki 25 baz puanlık son indiriminin ardından %4,25 seviyesinde sabit tutuluyor. Haziran'da
Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, üyeler 6-3'e oyla faizleri sabit tutma kararı almıştı.
Karara karşı çıkan üç üye, zayıflayan ücret artışı ve durgun ekonomik koşulları gerekçe
göstererek, faizin %4,00 seviyesine düşürülmesini savunmuştu. İngiltere'de Haziran ayı itibarıyla
enflasyon BoE'nin %2’lik hedefinin oldukça üzerinde, %3,6 seviyesinde bulunuyor. Diğer yandan,
ülkedeki işsizlik oranı yaklaşık %4,7’ye yükselerek son yılların en yüksek seviyesine yaklaşmış
durumda. Bu ekonomik göstergeler ışığında piyasalar, bu hafta faizde 25 baz puanlık bir indirim
gerçekleşmesini ve politika faizinin %4,00'e düşürülmesini bekliyor. Söz konusu faiz indirimi için
piyasa olasılığı %80-90 aralığında bulunuyor. Aralarında ING, Oxford Economics, Deutsche Bank
ve IMF’nin de bulunduğu finansal kuruluşların analistleri, 2025 yılı içinde biri Ağustos'ta, diğeri
Kasım'da olmak üzere toplam iki faiz indirimi bekliyor ve yıl sonu itibarıyla politika faizinin yaklaşık
%3,75 seviyesine gerileyeceğini öngörüyor. 2026 ortasına bakıldığında, IMF de dâhil olmak üzere
bazı tahminler, enflasyondaki gerilemenin sürmesi ve ekonomik zayıflığın devam etmesi
durumunda faizlerin yaklaşık %3,5 seviyesine düşebileceğini belirtiyor. Mevcut veriler, Birleşik
Krallık ekonomisinin Nisan ve Mayıs aylarında küçüldüğünü, istihdam artışının zayıfladığını ve
açık iş pozisyonlarının gerilediğini gösteriyor. Bu durum, enflasyonist baskılar sürse de para
politikasında gevşeme için gerekçe oluşturuyor
Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.oyakyatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bu sene 100. yılını kutlayan Anadolu Sigorta, Türkiye Sigorta Birliği'nin haziran ayı verilerine göre emtia branşında en yüksek prim üretimine ulaşarak birinciliği elde etti. 1 milyar TL'yi aşan prim üretimiyle dikkat çeken bu sonuç, şirketin hem uzmanlık alanına hem de müşteri güvenine dayalı sürdürülebilir performansını bir kez daha vurgulamış oldu.
Anadolu Sigorta'nın elde ettiği bu başarı ile ilgili açıklamalarda bulunan Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Kerem Tokyürek: "Orta Vadeli Stratejik Plan doğrultusunda büyüme hedeflerini yeniden şekillendiren şirketimiz, alanında uzman kadrosu, dinamik ve çözüm odaklı organizasyon yapısı, sigortalı firmaların ihtiyacına uygun tasarlanan teminat seçenekleri, risk analizi ve fiyatlamadaki deneyimi ile dış ticaret ve taşımacılık sektörünün getirdiği değişken risklere karşı yenilikçi ve güvenli çözümler üretmeye devam ediyor. Sektörde bir ilk olarak 2016 yılında kullanıma sunduğumuz dijital uygulamamız 'Ticari Şube' ile sigortalılarımız, 7/24 istedikleri yerden poliçe ve sertifika düzenleme, teklif alma ve süreç yönetimi gibi hizmetlere kolayca erişebiliyor. Uzun yıllardır lider olduğumuz nakliyat sigortaları kapsamında sunduğumuz emtia ürünleriyle elde ettiğimiz bu başarı sayesinde hem müşteri odaklı hizmet anlayışımızı hem de sigortacılık alanındaki öncü konumumuzu bir kez daha ortaya koyduk" dedi
Özyeğin Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Emrah Ahi, Temmuz ayında dezenflasyon eğiliminin sürdüğünü, açıklanan rakamların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimi yönünde hareket etmesi için gerekli manevra alanını genişlettiğini vurgulayarak, "Eylül Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizinin %40 seviyesine çekilmesini bekliyorum." dedi
Dr.Öğretim Üyesi Emrah Ahi Temmuz ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Matriks Haber Servisine değerlendirmelerde bulundu.
Temmuz ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık %2,06 artarak piyasa beklentilerinin gerisinde kaldığını, böylece yıllık enflasyon %33,52’ye gerileyerek dezenflasyon eğiliminin sürdüğünü hatırlatan Ahi, "Aylık artış kompozisyonu oldukça dengeli görünüyor. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yalnızca %0,07’lik sınırlı bir yükselişle manşet enflasyona baskılayıcı bir katkı sağlanırken, ulaştırma kalemi %2,89 ve konut kalemi %5,78 artış kaydetti. Konut kalemi en katı kalem olarak öne çıkıyor. Öte yandan, giyim ve ayakkabı kalemi temmuz ayında enflasyonu aşağı çeken ana unsur oldu. Çekirdek göstergelerde de iyileşme gözleniyor: C endeksi aylık %1,74 ile kritik %2 eşiğinin altında kalarak faiz indirimi beklentilerini destekleyen olumlu bir sinyal verdi." ifadelerini kullandı.
Ahi, bu veriler ışığında Eylül Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizinin %40 seviyesine çekilmesini beklediğini kaydederek, "Elbette Ağustos enflasyon verisinin bu öngörüyü netleştirecek, ancak Temmuz rakamları, Merkez Bankası’nın indirim yönünde hareket etmesi için gerekli manevra alanını genişletiyor. Ayrıca baz etkilerinin Kasım ayına kadar dezenflasyonu desteklemeyi sürdüreceğini düşünüyorum." diye konuştu.
Son iki ayda manşet TÜFE artışlarının %2’nin altında seyrettiğini, Temmuz’da sınırlı bir hızlanma gözlense de bunun temel nedeninin yönetilen fiyatlardaki ayarlamalar olduğunu vurgulayan Ahi, "Yılın geri kalanında aylık artışların ortalama %1,5 civarında gerçekleşmesi halinde 2025’i %28'in biraz üzerinde bir yıllık enflasyonla tamamlamış olacağız. Böyle bir patika, TCMB’nin tahmin bandı içinde kalmamızı sağlayacak ve kademeli faiz indirimlerini destekleyen bir makro zemin oluşturacaktır." dedi.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
ayı enflasyon verileri piyasa beklentilerinin altında kaldı. Piyasa aylık ortalama beklentileri %2,4 civarındayken TÜİK tarafından açıklanan veri %2,06. Yıllık enflasyon ise %33,52 oldu.
Temmuz 2025 itibarıyla TÜFE sepetinde en yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık fiyat artışları, toplam enflasyon üzerinde belirleyici oldu:
•
Konut grubu %62,01 yıllık artışla manşet enflasyona 9,03 puan katkı vererek en yüksek etkiye sahip kalem oldu. Bu artışta kira kaleminin yanı sıra enerji fiyatlarındaki yükseliş ve yönetilen fiyatların etkisi öne çıkıyor.
•
Gıda ve alkolsüz içecekler %27,95 artış gösterdi ve yıllık enflasyona 6,94 puan katkı yaptı. Bu kalemde artış oranı önceki dönemlere kıyasla sınırlı kalsa da ağırlığın yüksekliği etkisini sürdürüyor.
•
Ulaştırma grubu %26,57 oranında artış göstererek 4,35 puan katkı sağladı. Akaryakıt zamları ve döviz kuru etkisi bu grubun seyrinde belirleyici olmaya devam ediyor.
Yıllık enflasyonda belirleyici olan kalemler, kamu kontrollü fiyatlar ile maliyet geçişkenliği yüksek gruplardaki artışlar olurken; gıdada yaz aylarında görülen yatay seyir, manşet enflasyona sınırlı da olsa dengeleyici katkı sağladı.
Enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesi Borsa İstanbul açısından gayet olumlu bir gelişme. Bunun en önemli nedeni faiz indirimlerinin devam edeceğine yönelik piyasanın güçlü beklentisi… Yılın geri kalanında gerçekleştirilecek üç toplantıda da faiz indirileceği beklentisinin kuvvetlenmesi ile Bist100 cephesi 10.902 direncinin üzerini test ediyor. Özellikle de bankacılık sektör hisselerinin bu yükselişe liderlik etmesi sürpriz değil. Peki, Bist100 özelinde hangi fiyatlamaları izlemek gerekiyor? Bu konuyu değerlendirdiğimizde;
10.468 üzerinde oluşan kalıcılık zaten kısa vadede güçlü bir görüntü sunuyordu. TCMB faiz indirimi ve ardından beklenti altı gelen enflasyon verisi sonrası ara direnç olarak belirlediğimiz 10.902 seviyesinin de üzerinde fiyatlamaların oluştuğunu izlemekteyiz. Bu seviyenin üzerinde kalıcılığın gerçekleşmesi durumunda kısa vadede 11.454 direncine doğru yukarı hareketlerin sürme ihtimali çok daha güçlendi. Bu da endeksin yeni bir rekor seviyeye ulaşacağı anlamına gelecektir.
Trive Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.trive.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Temmuz ayı enflasyon verileri piyasa beklentilerinin altında kaldı. Piyasa aylık ortalama
beklentileri %2,4 civarındayken TÜİK tarafından açıklanan veri %2,06. Yıllık enflasyon ise %33,52
oldu.
Temmuz 2025 itibarıyla TÜFE sepetinde en yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık
fiyat artışları, toplam enflasyon üzerinde belirleyici oldu:
• Konut grubu %62,01 yıllık artışla manşet enflasyona 9,03 puan katkı
vererek en yüksek etkiye sahip kalem oldu. Bu artışta kira kaleminin
yanı sıra enerji fiyatlarındaki yükseliş ve yönetilen fiyatların etkisi öne
çıkıyor.
• Gıda ve alkolsüz içecekler %27,95 artış gösterdi ve yıllık enflasyona 6,94
puan katkı yaptı. Bu kalemde artış oranı önceki dönemlere kıyasla sınırlı
kalsa da ağırlığın yüksekliği etkisini sürdürüyor.
• Ulaştırma grubu %26,57 oranında artış göstererek 4,35 puan katkı
sağladı. Akaryakıt zamları ve döviz kuru etkisi bu grubun seyrinde
belirleyici olmaya devam ediyor.
Yıllık enflasyonda belirleyici olan kalemler, kamu kontrollü fiyatlar ile maliyet geçişkenliği yüksek
gruplardaki artışlar olurken; gıdada yaz aylarında görülen yatay seyir, manşet enflasyona sınırlı
da olsa dengeleyici katkı sağladı.
Enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesi Borsa İstanbul açısından gayet olumlu bir
gelişme. Bunun en önemli nedeni faiz indirimlerinin devam edeceğine yönelik piyasanın güçlü
beklentisi… Yılın geri kalanında gerçekleştirilecek üç toplantıda da faiz indirileceği beklentisinin
kuvvetlenmesi ile Bist100 cephesi 10.902 direncinin üzerini test ediyor. Özellikle de bankacılık
sektör hisselerinin bu yükselişe liderlik etmesi sürpriz değil. Peki, Bist100 özelinde hangi
fiyatlamaları izlemek gerekiyor? Bu konuyu değerlendirdiğimizde;
10.468 üzerinde oluşan kalıcılık zaten kısa vadede güçlü bir görüntü sunuyordu. TCMB faiz
indirimi ve ardından beklenti altı gelen enflasyon verisi sonrası ara direnç olarak belirlediğimiz
10.902 seviyesinin de üzerinde fiyatlamaların oluştuğunu izlemekteyiz. Bu seviyenin üzerinde
kalıcılığın gerçekleşmesi durumunda kısa vadede 11.454 direncine doğru yukarı hareketlerin
sürme ihtimali çok daha güçlendi. Bu da endeksin yeni bir rekor seviyeye ulaşacağı anlamına
gelecektir
Trive Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.trive.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.