Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin ilham veren yeni nesil ev dekorasyonu ve yaşam stili markası Zsa Zsa Zsu, İzmir’deki üçüncü mağazasını İstinyePark’ta açtı. Çeşme Ilıca ve Mavibahçe AVM’den sonra şimdi de şehrin en enerjik alışveriş noktalarından biri olan İstinyePark’ta yerini alan marka, yazın neşesini ve enerjisini İzmir’in kalbine taşıyor.

165 metrekarelik mağaza, Zsa Zsa Zsu’nun özgün koleksiyonlarının yanı sıra yaz sezonuna özel hazırlanan canlı ve cesur tasarımlara da ev sahipliği yapıyor. Ev dekorasyon ürünlerinden plaj stiline yön veren mayo ve bikinilere kadar uzanan koleksiyonlar; desenleri, dokuları ve renkleriyle yazı evinize taşıyor. Her detayında stil ve deneyim barındıran mağaza, koleksiyonlara özel tasarlanan yaratıcı sergileme alanlarıyla ziyaretçilerine ilham dolu bir alışveriş ortamı sunuyor.

Zsa Zsa Zsu Genel Müdürü Gökhan Sezer, yeni açılışla ilgili şunları söyledi:
“Çeşme Ilıca ve Mavibahçe’den sonra İstinyePark’ta da yer almak, İzmir’in farklı semtlerindeki müşterilerimizle buluşmak açısından bizim için çok kıymetli. Yeni mağazamızda yaz sezonuna özel geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Ev tekstilinden dekoratif parçalara, plaj çantalarından mayo ve bikini koleksiyonlarına uzanan bu seçkiyle yazın neşesini yaşam alanlarına taşıyoruz. Aynı zamanda bu yeni mağazamızla birlikte Zsa Zsa Zsu’yu İzmir’in gündelik yaşamına daha fazla dahil etmekten ve İzmir’in enerjisinden ilham almaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Zsa Zsa Zsu, Türkiye genelindeki 15 mağazasıyla olduğu gibi İzmir’de de her koleksiyonuyla kendi gibi yaşamak isteyen, kendini özgürce ifade eden kadınlara ilham vermeye devam ediyor. Bu yeni mağaza ile birlikte İzmir’in güneşi artık biraz daha Zsa Zsa Zsu!

 

Zsa Zsa Zsu Hakkında:
 Ev dekorasyonuna renk, neşe ve ilham getiren Zsa Zsa Zsu (okunuşu: Za Za Zu), Türkiye’nin deneyimli perakende profesyonelleri tarafından Solid Mağazacılık çatısı altında kurulan, yeni nesil bir yaşam stili markasıdır.

2024 yılında hayata geçen marka; cesur renkleri, duyulara hitap eden dokuları ve özgün tasarımlarıyla sıradanlığa meydan okur. İlhamını yeni deneyimlerin heyecanından ve kalpte kıpırdayan o tanıdık kelebek hissinden alan Zsa Zsa Zsu; estetik oyunları ve yaratıcı koleksiyonlarıyla fark yaratır.

Zsa Zsa Zsu mağazaları İstanbul’da Küçükyalı, Zekeriyaköy, Marmara Forum, Mall of İstanbul, Emaar Square Mall ve Çengelköy; Muğla’da Bodrum Avenue AVM ve Bodrum Yalıkavak; İzmir’de Çeşme Ilıca, Mavibahçe AVM ve İstinyePark; Trabzon’da Vardallar Center; Konya’da Enntepe AVM; Ankara’da Gordion AVM ve Adana’da Turgut Özal Bulvarı’nda yer alıyor.

Toplam 15 mağazasıyla Türkiye’nin dört bir yanındaki dekorasyon tutkunlarıyla buluşan Zsa Zsa Zsu, 2025 itibarıyla yurt dışı açılışları için de hazırlıklarını sürdürüyor. İlham veren alışveriş deneyimi markanın online platformu www.zsazsazsu.com.tr adresinde de devam ediyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sürdürülebilirliği yalnızca bir hedef değil, iş yapış biçiminin ve uzun vadeli büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak benimseyen Boyner, çevresel etkilerini azaltan ve toplumsal fayda yaratan uygulamaları tüm iş süreçlerine entegre ediyor. Boyner, enerji verimliliğinden döngüsel ekonomiye, lojistikten mağaza içi uygulamalara kadar uzanan somut adımlarla, 2025’te daha fazla dönüşümle perakende ekosisteminde döngüselliği arttırmayı hedefliyor.
 
Sürdürülebilirliği uzun vadeli bir dönüşüm anlayışı olarak ele alan Boyner, kaynak verimliliği, yenilenebilir enerji ve yeni nesil mağazacılık adımlarıyla doğaya duyarlı, ölçülebilir ve kapsayıcı bir etki yaratmayı hedefliyor. Marka, yenilenebilir enerji üretiminden ürün yaşam döngüsüne kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir uygulamaları hayata geçiriyor.

 

Bugüne kadar 16 bin ton karbon emisyonu engellendi

Her ürünün yeniden bir kaynağa dönüşebileceği inancıyla hareket eden Boyner, milyonlarca ürünü yeniden ekonomiye kazandırarak ölçülebilir bir çevresel fayda sağlıyor. Bu doğrultuda, döngüsel dönüşümün temsilcisi Nivogo iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, satışa sunulamayan ürünler yenilenerek ekonomiye kazandırılıyor ve yeni kullanıcılarıyla buluşturuluyor. 2021’den bu yana yenilenen 1,6 milyon ürün sayesinde yaklaşık 12,8 milyar litre su tasarrufu sağlandı, 16 bin ton karbon salımı engellendi. Bu kazanımlar, 17 binden fazla hanenin yıllık enerji tüketimine ve 23 milyon kişinin yıllık içme suyuna denk geliyor.

 

Mağazalarda sıfır atık ve enerji verimliliği hedefi

Boyner, mağazacılık operasyonlarında da sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Elektrik tüketimleri anlık olarak izleniyor, gece saatlerinde oluşan gereksiz enerji kullanımı önlenerek karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sağlanıyor. Marka, Boyner Cadde mağazasında, atık kumaşlardan elde edilen sanat eserleri ve yağmur suyu arıtma sistemleri gibi çevreci uygulamalarla sürdürülebilirlik yaklaşımını mağaza deneyiminin bir parçası haline getiriyor. Bu çalışmalarıyla Boyner Cadde mağazası “Sıfır Atık Belgesi”, Boyner Merkez Ofis ise “Yeşil Ofis” belgesi almaya hak kazandı. Boyner, 2012’den bu yana “Yeşil Ofis” uygulamalarını sürdürüyor.

 

 

 

Lojistikte doğaya saygılı dönüşüm

2024’te geri dönüştürülmüş kasalar kullanarak yaklaşık 3.400 ağacın kesilmesini engelleyen Boyner, kullanılmış kartonları da dolgu malzemesi haline getirerek yeniden kullanıyor. Lojistik depo alanlarında sensörlü aydınlatma sistemleri ve ortak atık üniteleriyle enerji tüketimi ve atık miktarı minimuma indiriliyor.

 

 

Sürdürülebilirliği toplumsal faydayla birleştirdi

Mağazalarda teşvik ettiği çok kullanımlı çanta uygulamasıyla Boyner, son 3 yılda 22 milyonu aşkın naylon poşet kullanımının önüne geçti. Çantalardan elde edilen geliri ise çeşitli sivil toplum kuruluşlarının projelerine aktararak çevresel sürdürülebilirliği toplumsal faydayla birleştirdi.

 

2025’te de gezegen için pozitif etki odağı devam ediyor

Boyner, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Marka, yenilenebilir enerji yatırımları, döngüsel ekonomiye katkı sağlayan projeler, ölçülebilir lojistik dönüşümler ve topluma değer katan iş birlikleriyle sürdürülebilirlik vizyonunu güçlendiriyor. 2025’te de bu alanda daha güçlü bir etki yaratmayı hedefleyen Boyner, çevresel etkilerini azaltmaya, sosyal fayda üretmeye ve ekonomik sürdürülebilirliği destekleyen uygulamalarıyla gezegen için pozitif bir etki yaratmaya devam edecek.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin yüzde yüz yerli ve milli en büyük kargo şirketi Sürat Kargo, çevresel sorumluluk bilinciyle filosunu güçlendirmeye devam ediyor. Şirket, filosuna kattığı yeni araçlarla hem operasyonel verimliliğini artırıyor hem de çevre dostu çözümlere yatırım yapıyor.

Sıfır atık projeleri, elektrikli araç yatırımları ve yeşil teknoloji çözümleriyle öne çıkan Sürat Kargo, çevre dostu taşımacılık vizyonunu her geçen gün daha ileriye taşıyor. Sürat Kargo özellikle şehirler arası taşımalarda kullanılmak üzere filosuna kattığı yeni araçlarla, yükleme-boşaltma döngülerinde verimlilik artışı sağlamayı ve çevreye duyarlılığını bir adım öteye taşımayı hedefliyor.

Sürat Kargo Genel Müdürü Cem Oğuz 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Kamyon kullanımını azaltarak, Römork çekebilen kamyonlara dayalı yeni bir ana hat modeli oluşturuyoruz. Bu sistemde araçlar, aktarma merkezine ulaştığında mevcut yükünü bırakıp yeni römorkunu alarak yola devam ediyor. Örneğin üç aktarma merkezine gönderdiğimiz altı aracı bu modelle iki araca indirerek hem zamandan hem maliyetten tasarruf sağlıyoruz. Yeni nesil araçlarımızla filomuzu gençleştirirken, daha az yakıt tüketimi ve düşük karbon emisyonuyla çevre dostu taşımacılığı yaygınlaştırıyoruz. İlk etapta yıllık bazda 2400 ana hat seferini azaltarak, toplamda 75 ton yakıt tasarrufu sağlayacağız. Bu verimlilik karbon ayak izimizi yaklaşık 35 ton azaltacaktır.” diye konuştu.

“Yeni operasyon modelimizi hayata geçirdik”

Yeni operasyon modelinin ilk etapta İkitelli-Maltepe-Sakarya ve Ankara-Adana-Gaziantep hatlarında devreye alınacağını belirten Oğuz şu ifadeleri kullandı: “Yeni araçların filomuza katılmasıyla birlikte, bu modeli ilerleyen etaplarda diğer hatlarda da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Sürdürülebilirlik, bizim için bir tercih değil, bir sorumluluktur. Sürat Kargo olarak çevresel etkilerimizi en aza indirmek amacıyla bütünsel bir yaklaşımla hareket ediyor; sıfır atık projeleri, elektrikli araç yatırımları ve yeşil teknoloji uygulamalarıyla sektörümüze öncülük ediyoruz. Yeni filo yatırımlarımızla, daha fazla kargoyu daha az kaynakla taşırken karbon ayak izimizi azaltıyor, operasyonel verimliliğimizi artırıyoruz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Her dakika bir çöp kamyonu dolusu plastik okyanuslara giriyor. Dünya Çevre Günü 2025'i #BeatPlasticPollution sloganıyla kutlarken kurumsal taahhütlerden daha fazlasına ihtiyacımız olduğu açık. Çözümlerin nasıl tasarlandığı, inşa edildiği ve tüketildiği konusunda tüm dünyanın yeniden düşünmeye ihtiyacı var. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin öngördüğü şekilde daha iyi ve daha sürdürülebilir bir geleceğin elde edilmesine katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, “Kısa süre önce Türkiye ofisimizde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişi tamamladık ve I-REC ‘Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası’nı almaya hak kazandık. Hedefimiz, 2030’a kadar karbon negatif olmak ve 2050 yılına kadar petrol ve metal gibi tükenebilir yeraltı kaynaklarının kullanımını tamamen ortadan kaldırmak.” diyor.

 

Epson, sürdürülebilirliğe olan ilhamını eski bir Japon felsefesinden alıyor: “Sho-Sho-Sei”, "Verimli, kompakt ve hassas”. Yüzyıllar önce geleneksel zanaatkarlığın bir ilkesi olarak ortaya çıkan bu kavram, artık modern çevresel zorluklarla nasıl başa çıkacağımıza rehberlik ediyor. Epson’un karbon negatif olarak sıfır atık hedeflediği Çevresel Vizyon 2050'nin arkasındaki plan da bu.

Plastik ve metal atığında yüzde 86 düşüş

“Sho-Sho-Sei”nin en açık örneği Epson’un EcoTank serisi. Tek kullanımlık plastik kartuşlara dayanan geleneksel yazıcıların aksine EcoTank yazıcılar yeniden doldurulabilir mürekkep tanklarına sahip. Epson, bu teknolojiyle beş yıl içinde plastik ve metal atığını yüzde 86 oranında azaltırken, kullanıcıların zamandan ve paradan tasarruf etmesini de sağlayarak çevresel sorunlara inovatif bir çözüm sunmayı sürdürdüyor.

Bu verimlilik enerji kullanımına da yansıyor. Epson’un PrecisionCore teknolojisi benzer lazer yazıcılara göre yüzde 85'e kadar daha az güç kullanıyor. Ayrıca, daha az hareketli parçaya sahip olan bu olan cihazlar, güvenilir ve uzun ömürlü yapılarıyla çevreyi koruma altına alarak plastik atığı daha da azaltıyor.

Karbondioksit emisyonu yüzde 36 azaldı

Markanın bu yaklaşımı ürün hacmini üçte iki oranında azaltırken toplam ağırlığı da yüzde 30 oranında azaltmak anlamına geliyor. Tüm bu inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının sonucunda ise üretim aşamasında karbondioksit emisyonu yüzde 36 azalırken toplam emisyonda ise yüzde 33 oranında bir gerileme görülüyor. Epson, yıl sonuna kadar çevresel sorumluluğunu iş performansıyla uyumlu hale getirmeyi planlıyor. Marka, enerji açısından verimli mürekkep püskürtmeli modellere geçerek lazer yazıcıları globalde tamamen aşamalı olarak kullanımdan kaldırmayı amaçlıyor.

Epson’da “Sho-Sho-Sei” felsefesi yalnızca ürün düzeyinde uygulanmıyor. Bu felsefe; kaynak, paketleme ve üretim şeklinin tasarımına dek uzanıyor. Marka, yazıcı kasalarında yüzde 30'a kadar geri dönüştürülmüş plastik kullanıyor ve köpük ambalajdan kağıt bazlı alternatiflere geçerek gereksiz plastiği de önemli ölçüde azaltıyor.

Epson, Türkiye ofisinde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçti

2030’a kadar ürün malzemelerinin yüzde 50'sinin yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş olmasını hedeflediklerini açıklayan Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, “Bu stratejimiz paralelinde çevresel kaynaklara olan bağımlılığımızı daha da azaltmayı hedefliyoruz. Bizler için döngüsel ekonominin ilkelerine uymak büyük önem taşıyor. Bu kapsamda; kısa süre önce Türkiye ofisimizde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişi tamamladık ve I-REC ‘Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası’nı almaya hak kazandık. Bu da tüm global operasyonlarımızda yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçiş taahhüdümüzün arkasında durduğumuzun en büyük kanıtı.” diyor.

Gerçek inovasyonun daha az kullanarak daha fazla üretmek olduğunun altını çizen Suat Özsoy, “Plastiklerin yol açtığı çevresel kirlilikle mücadele etmek yol haritamızın önemli bir kısmını oluşturuyor. Epson olarak Dünya Çevre Günü'nde tüm meslektaşlarımızı taahhütlerin ötesine bakmaya ve kalıcı değişimi oluşturacak ilkelere yönelmeye çağırıyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek yalnızca bir iş değil, hayatımıza ve dünyamıza değer katan bir yaklaşım.” açıklamasını yaptı.

Epson hakkında:

Epson, gerek sürdürülebilir operasyonları gerekse verimli, kompakt ve hassas teknolojileriyle yaşamları, toplulukları ve kuruluşları refaha kavuşturmayı amaçlayan bir teknoloji mucidi ve üreticisidir. Şirketin bugünkü değeri 8,5 milyar Euro’dur. Ar-Ge’ye yılda 281 milyon dolardan fazla yatırım yapan Epson, kendi ürünlerini, kendi fabrikalarında, kendi özgün teknolojilerini kullanarak ve yüksek çalışma standartlarını benimseyerek üretmektedir. Sürdürülebilir yeniliği daha ileri seviyelere taşımayı hedefleyen marka, 2050 yılına kadar karbon negatif ve yeraltı kaynaklarından arınmış operasyonlara sahip olmayı taahhüt etmiştir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

LG Türkiye, ev eğlencesini yeni bir seviyeye taşıyan 2025 model LG OLED evo TV’lerle teknoloji tutkunlarına kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor. 3 Haziran - 10 Haziran 2025 tarihleri arasında geçerli ön sipariş kampanyası kapsamında, LG Online Mağaza’dan seçili LG OLED evo TV’lerden satın alan tüketiciler; tercih ettikleri modele göre LG StanbyME taşınabilir ekran, LG SG10 veya LG SC9 Soundbar gibi hediyelerden ve özel fiyat tekliflerinden faydalanabiliyor.

Kampanya kapsamında 83G5, 77G5 ve 65G5 OLED evo modelleriyle birlikte LG SG10 Soundbar; 83C5, 77C5 ve 65C5 OLED evo modelleriyle birlikte ise LG SC9S Soundbar hediye olarak sunuluyor. Soundbar promosyonuna ek olarak, LG StanbyME için de ayrı bir promosyon seçeneği bulunuyor. 83G5 OLED evo modelini tercih eden kullanıcılar LG StanbyME taşınabilir ekran hediyesinden faydalanırken, diğer OLED evo modellerini satın alanlar bu ürün için geçerli özel indirim fırsatlarından yararlanabiliyor. Kampanya kapsamındaki tüm hediye ürünlerde ücretsiz montaj ve kurulum hizmeti sunuluyor ve her satın alma için yalnızca bir kampanya seçeneği geçerli oluyor.



Yapay Zeka Desteği ile Kullanıcıya Özel TV İzleme Deneyimi: LG OLED evo AI

LG’nin en gelişmiş 2. Nesil ? (Alpha) 11 AI işlemcisiyle güçlendirilen 2025 LG OLED evo serisi, yapay zekâ destekli kişiselleştirme teknolojisi sayesinde her kullanıcıya özel optimize edilmiş bir izleme deneyimi sunuyor. Kusursuz siyahlar, gelişmiş parlaklık ve gelişmiş görüntü işleme yetenekleriyle benzersiz bir görüntü kalitesi vadeden LG OLED evo, OLED teknolojisinin geldiği son noktayı temsil ediyor. 2025 LG OLED evo serisi, geleneksel OLED’lere kıyasla üç kata kadar daha yüksek parlaklık sunan Brightness Booster Ultimate teknolojisiyle geliyor. Bu sayede çok daha canlı ve gerçekçi görüntüler elde ediliyor.



LG StanbyME ile Taşınabilir Ekran Keyfi

Kampanya kapsamında avantajlı fiyatlarla sunulan ürünlerden biri olan LG StanbyME, taşınabilir ve dokunmatik ekran tasarımıyla içerik izleme alışkanlıklarını baştan yazıyor. 27 inçlik Full HD IPS ekranı, hem yatay hem dikey kullanılabilen yapısı ve 20 cm’ye kadar ayarlanabilir yüksekliğiyle kullanıcıya tam esneklik sağlıyor. 180 derece yatay ve 130 derece dikey dönebilen ekranı ile izleme açısını tamamen kişiselleştiren StanbyME, gizli tekerlekli standı sayesinde kolayca taşınabiliyor. Dahili bataryasıyla priz bağımlılığı olmadan üç saate kadar kesintisiz kullanım sunan cihaz, evin her köşesinde veya dış mekanlarda özgürce kullanılabiliyor.



Sınırlı süreyle geçerli bu özel kampanyalar, LG OLED deneyimini yaşamak isteyen kullanıcıları bekliyor. Daha fazla bilgi ve kampanya detayları için: https://www.lg.com/tr/kampanyalar/2025-tv-lansman-ozel

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

MediaMarktSaturn Grubu bünyesinde üst düzey uluslararası bir atama gerçekleşti. MediaMarkt İspanya CEO’su Faruk Kocabaş, MediaMarktSaturn Perakende Grubu’nda Ticari Operasyonlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (COO) olarak atandı. İspanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg (BeNeLux), Türkiye ve Polonya’nın yanı sıra tüm grubun B2B alanına da liderlik edecek olan Kocabaş, ek olarak 1 Haziran 2025'ten itibaren İspanya’ya ek olarak BeNeLux Yönetim Kurulu'nda da Genel Müdürlük görevini üstlenecek.
 

Faruk Kocabaş, MediaMarktSaturn Grup bünyesinde iki üst düzey görev daha üstleniyor. 2023 yılında Türkiye’den MediaMarkt İspanya’ya CEO olarak atanan Kocabaş, MediaMarktSaturn Perakende Grubu’nda Ticari Operasyonlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (COO) oldu. Ayrıca Kocabaş, MediaMarkt BeNeLux Yönetim Kurulu’nda Genel Müdürlük görevlerine atandı. MediaMarkt İspanya'daki CEO rolünü de devam ettirecek olan Kocabaş, yeni görevlerine 1 Haziran 2025 itibarıyla başladı.

 

2016'dan bu yana MediaMarktSaturn bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görev alan Faruk Kocabaş, Türkiye’de olduğu dönemde Türkiye’nin Pazar liderliği yolculuğunu başarıyla yönetti. Kocabaş, 2023 yılında MediaMarkt İspanya'nın yönetimini üstlenerek şirketin iş hacmini güçlendirdi ve ülke yönetim ekibini sağlamlaştırdı.

 

Uluslararası şirketlerdeki uzun kariyeri boyunca her zaman başarılı işlere imza atan Kocabaş, ODTÜ İşletme Bölümü mezunudur.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kentleşmenin hızla arttığı, ulaşım modlarının çeşitlendiği günümüzde şehir yönetimleri daha bütüncül ve entegre çözümlere yöneliyor. Bu dönüşümün öncüsü olan ODTÜ Teknokent firması ISSD, geliştirdiği Mango-Hub platformu ile ulaşımda yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Araç, yaya, mikromobilite (scooter, bisiklet vb.) ve toplu taşıma verilerini tek bir merkezde toplayan sistem, şehirlerin ulaşımı anlık verilerle yönetmesini mümkün kılıyor.

Trafik Yönetiminde Anlık Karar Dönemi Başlıyor
ISSD tarafından yapılan açıklamada, Mango-Hub’un mevcut sensör altyapılarıyla entegre şekilde çalıştığı ve tüm ulaşım verilerini gerçek zamanlı analiz ettiği belirtildi. Araç trafiği, otobüs seferleri, bisiklet hareketliliği ve yaya geçişleri dahil olmak üzere pek çok veri eş zamanlı olarak takip ediliyor. Bu sayede şehir yöneticileri yalnızca durumu izlemekle kalmıyor; trafik sıkışıklıklarını anında tespit edebiliyor, alternatif rotaları değerlendirebiliyor ve müdahale kararlarını hızlıca hayata geçirebiliyor.

Yayalar ve Bisikletliler İçin Akıllı Güzergâh Önerileri
Mango-Hub’un sunduğu yenilikler sadece motorlu taşıtlarla sınırlı değil. Platform aynı zamanda yaya ve bisiklet kullanıcılarına özel güzergâh önerileri sunuyor. Hava durumu, bölgesel yoğunluk ve yol güvenliği gibi verilerin analiz edilmesiyle oluşturulan bu öneriler, sürdürülebilir ulaşım politikaları ve sağlıklı şehir yaşamı açısından önemli katkılar sağlıyor. Şehirde yürüyen ya da bisiklet kullanan herkes için daha güvenli ve erişilebilir rotalar geliştiriliyor.

Geleceği Planlayan Karar Destek Sistemi
ISSD açıklamasında, Mango-Hub’un sadece bugünün değil, yarının şehirlerini de şekillendirmeye yardımcı olduğu vurgulandı. Platform tarafından toplanan büyük veri sayesinde, hangi bölgelerde altyapı yatırımı yapılması gerektiği, ulaşım modlarının zaman bazlı kullanım oranları gibi kritik konular analiz edilebiliyor. Bu da uzun vadeli, stratejik ve maliyet etkin kararların alınmasını kolaylaştırıyor.

Veriye Dayalı, Çevreci ve İnsan Odaklı Ulaşım
Mango-Hub’un şehirlerde ulaşımı sadece izlemekle kalmayıp, aktif olarak yönlendirdiğine dikkat çekilirken veriye dayalı ulaşım yönetimi sayesinde şehirlerde ulaşım artık daha çevreci, daha akıllı ve daha insan odaklı hale geliyor. Mango-Hub, şehir yöneticileri için etkili, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir karar destek sistemi sunuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 GE Aerospace (NYSE:GE), Türkiye'deki 59 yıllık geçmişinin temel taşlarından Türkiye Teknoloji Merkezi'nin (TTC) 25. yılını kutlamaktan gurur duyuyor. TTC, çeyrek asırdan uzun süredir Türkiye'nin ekonomik gelişiminde ve havacılık sektörünün büyümesinde önemli bir rol oynarken, ülkenin mühendislik, inovasyon ve araştırma alanlarındaki güçlü yetenekleri üzerine inşa ettiği temellerini daha da sağlamlaştırıyor.

 

Ticari ve askeri uçaklar için jet motorları, bileşenleri ve sistemleri alanında küresel bir lider olan GE Aerospace, geçtiğimiz yıl Türkiye Teknoloji Merkezi'nin (TTC) İstanbul Kartal'daki yeni kampüsünün açılışını kutladı. GE Aerospace'in küresel Mühendislik ve Operasyon merkezlerinden olan genişletilmiş tesis ve bu tesislere bağlı laboratuvarlar, havacılık performansını, verimliliğini ve güvenilirliğini artıran kapsamlı son teknoloji çözümler sunarak hem küresel hem de bölgesel ticari hava yollarının desteklenmesinde önemli rol oynuyor.

TTC Genel Müdürü Dr. Aybike Molbay, “TTC'ye yaptığımız yatırım, Türk havacılık sektörüne ve burada çalışan ekiplerin olağanüstü yetkinliğine olan güvenimizi yansıtıyor. 25. yıl dönümümüzü kutlarken, TTC'nin sadece ülkemizde ve küresel ölçekte uçuşun geleceğini şekillendiren kritik bir merkez olmasının ötesinde, Türkiye’deki yerel ortaklarımızla yürüttüğümüz son teknoloji bir Ar-Ge ve inovasyon merkezi olduğunu da vurgulamak isterim. İnsanları yükseklere taşımak ve güvenli bir şekilde evlerine ulaştırmak için sürdürdüğümüz küresel çalışmaların temel taşlarından olan TTC’nin önümüzdeki yıllarda daha da güçlenerek etki alanını genişletmeye devam edeceğine inancımız tam.” dedi.

TTC'nin yetenekli mühendisleri ticari havacılığın ötesinde Türkiye’nin hava, kara ve deniz programlarını tüm ilgili ihracat kontrol yasaları ve düzenlemelerine uygun şekilde destekleyerek Türkiye'nin savunma sektörüne mühendislik uzmanlığı sağlıyor. Mühendislerin uzmanlıkları, milli muharip uçak programı KAAN ve eğitim uçağı programı HÜRJET dahil olmak üzere önemli ulusal projelerin ilerletilmesinde ayrılmaz bir rol oynuyor. Bu girişimler, GE Aerospace’in, Türkiye’nin havacılık, uzay ve savunma alanlarındaki yenilik ve yerli üretim kapasitesine olan bağlılığını güçlendiriyor.

 

Bugün TTC, halihazırda hizmet vermekte olan GEnx, Catalyst ve CFM* LEAP motorlarının teknolojik gelişimine yönelik küresel mühendislik çalışmalarına ve denizcilik alanında hizmet veren aeroderivatif teknolojilerine destek veriyor. TTC mühendisleri ayrıca şimdiye kadar üretilmiş en büyük ve en güçlü ticari uçak motoru olan GE9X motoru gibi uçuşun geleceğine yönelik öncelikli alanlarda ve CFM RISE** programına katkı sağlamaya devam ediyor. RISE demonstrasyon programı; mevcut ticari motorlara kıyasla %20 daha yüksek yakıt verimliliği sağlayan açık fanlı motor, kompakt motor çekirdeği ve hibrit elektrikli sistemler gibi motor teknolojilerini geliştirerek, aynı zamanda müşteri beklentilerini karşılayan dayanıklılık ve güvenilirlik standartlarını da sağlamayı hedefliyor.

 

Yazılım alanında ise TTC mühendisleri, dünya genelinde kullanılan GE Aerospace’in kendi bünyesinde geliştirdiği fizik tabanlı 3 boyutlu simülasyon, tasarım ve modelleme yazılımlarının yanı sıra yapay zeka tabanlı çözümlerin geliştirilmesi ve sürekli iyileştirilmesine de destek oluyor.

 

Türkiye'deki faaliyetlerine 1966 yılında başlayan GE Aerospace, ilk olarak Türk savunma sanayii için uçaklara güç sağladı. Bugün GE Aerospace; İstanbul, Ankara ve Gebze'de bulunan ofisleri, yerleşkeleri ve 500’den fazla çalışanı ile ülke genelinde 2.300'den fazla ticari ve savunma motorunun kurulu tabanını destekliyor. TTC, Türkiye'nin uzun vadeli stratejik büyümesini desteklemeye ve Türkiye'nin küresel havacılık endüstrisi için bir teknoloji ve ileri mühendislik merkezi olarak konumunu güçlendirmeye devam ediyor.

 

*CFM International, LEAP motorlarını üreten GE Aerospace ve Safran ortaklığında kurulmuş 50/50 ortak girişimdir.

**RISE (Revolutionary Innovation for Sustainable Engines), CFM International’a ait tescilli bir markadır.

 

 

 

About GE Aerospace??

GE Aerospace, yaklaşık 45.000 ticari ve 25.000 askeri uçak motorundan oluşan kurulu altyapısı ile küresel havacılığın hizmet, itki gücü ve sistem lideridir. GE Aerospace, 53.000 çalışandan oluşan küresel ekibiyle, yüzyılı aşkın inovasyon ve öğrenme sürecine dayanarak, uçuşun geleceğini keşfetmeye, insanları yükseklere çıkarmaya ve onları güvenli şekilde evlerine ulaştırmaya kendini adamıştır. GE Aerospace ve iş ortaklarının bugün, yarın ve gelecek için uçmayı nasıl tanımladıkları hakkında daha fazla bilgi için https://www.geaerospace.com/turkiye adresini ziyaret edebilirsiniz.? ?