Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Önde gelen bilim ve teknoloji şirketi Merck ve Merck Türkiye iş ve özel yaşam dengesini destekleyen uygulamalarıyla çalışan deneyimini sürekli olarak geliştirmeyi sürdürüyor. Şirket, bu kapsamda geçtiğimiz yıllarda hayata geçirdiği inisiyatiflere bir yenisini ekleyerek ‘Önemli Anlar İzni’ uygulamasına başladı.

 

‘Önemli Anlar İzni’ çerçevesinde Merck çalışanları, kritik sağlık sorunları yaşayan birinci derece yakınlarına bakım sağlamak üzere yılda 10 güne kadar ücretli izin alabilecekler. Merck Türkiye, global çapta gerçekleşen bu uygulamayı hayata geçiren ilk ülkelerden biri oldu.

 

Çalışan odaklı olmayı, her zaman öncelikleri arasına alan Merck, önceki yıllarda da “Fertilite Tedavi Yardımları” ve “Bakım Verenleri Kapsayıcı Kültürümüze Dahil Etme” inisiyatifleriyle bu yaklaşımını somut adımlarla ortaya koymuştu.

 

“Önemli Anlar İzni” yaklaşımının ilk adımı olan “Bakım Verenleri Dahil Etme” inisiyatifi, 2017 yılında başlatıldı. Bu ödüllü küresel program ile Merck, yalnızca çalışanlarına değil, dünya genelindeki bakım verenlere destek olmayı, bu kişilerin ihtiyaçlarına yönelik farkındalık yaratmayı ve çözüm üretmeyi hedefledi.

Çalışan deneyimini bir adım öteye taşıyan bir diğer uygulama olan Fertilite Tedavileri Yardımı inisiyatifiyle de Merck Türkiye, ebeveyn olma hayali kuran çalışanlarına bu süreçte ihtiyaç duydukları tüm desteği sunuyor. Merck, infertilite tedavisi alanındaki onlarca yıllık bilgi birikimiyle dünya genelinde yaklaşık beş milyon bebeğin doğumuna katkı sağladı.

 

Merck, yeni hayata geçirdiği “Önemli Anlar İzni” uygulamasıyla, çalışanlarının hayatlarının en kritik anlarında sevdiklerinin yanında olabilmelerine destek sağlamayı amaçlıyor. Bu yeni yan fayda, mevcut yıllık izinlere ek olarak sunuluyor ve çalışanların halihazırda sahip oldukları izin haklarında herhangi bir değişiklik yapılmaksızın uygulanıyor. Ayrıca, izin politikası kapsamı genişletilerek, evlat edinme sürecinde olan çalışanlara yasalarla verilmiş olan 3 gün izin hakkını, 10 güne kadar kullanma imkanı tanınıyor. Tüm bu düzenlemeler, mevcut yasal mevzuat ve şirket içi izin politikaları ile tam uyumlu olacak şekilde yapılandırıldı.

 

Çalışan odaklı olmanın her zaman öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Merck Türkiye Genel Müdürü Şehram Zayer, yeni uygulamayla ilgili yaptığı açıklamada; "Hepimiz hayatımızın bir döneminde bakım verme sorumluluğuyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu, çoğu zaman görünmeyen ama büyük özveri gerektiren bir görevdir. Merck Türkiye olarak bu sorumluluğu yalnızca anlamakla kalmıyor, çalışanlarımızın bu zorlu süreçleri daha iyi yönetebilmeleri için yanlarında duruyor, refahlarını destekliyoruz.” diyerek sözlerine devam etti; “Bu konuyu daha bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Bir işveren olarak amacımız, çalışanlarımıza en iyi deneyimi sunmaktır. İş-yaşam dengesini destekleyen uygulamalarımız, yurt içi ve yurt dışı kariyer fırsatlarımız, çalışanlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen yetkinlik ve mesleki gelişim programlarımız ve 'Çeşitlilik, Kapsayıcılık, Eşitlik, Aidiyet’ ile 'Kurumsal Sosyal Sorumluluk' alanındaki çalışmalarımızla, onlara zaman, alan ve destek sunarak çalışan deneyimini geliştirmeye kararlılıkla devam ediyoruz."

 Merck hakkında:

Dünyanın lider bilim ve teknoloji şirketlerinden Merck, Sağlık Hizmetleri, Yaşam Bilimleri ve Elektronikler alanlarında faaliyet göstermektedir. Şirketin yaklaşık 62.000 çalışanı, daha keyifli ve sürdürülebilir bir şekilde yaşamanın yeni yollarını bulmak için her gün milyonlarca insanın hayatında olumlu bir fark yaratmak amacıyla çalışmaktadır. Merck, gen düzenleme teknolojilerini geliştirme ve benzersiz yöntemler keşfetmekten, akıllı cihazlar kullanarak en zorlu hastalıkları tedavi etmeye kadar her alanda varlığını göstermektedir.

 

66 ülkede faaliyet gösteren şirket için, bilimsel merak ve sorumluluk sahibi girişimcilik teknolojik ve bilimsel gelişimin kilit unsurları olmuştur. Merck, 1668 yılındaki kuruluşundan bugüne bu şekilde büyümüştür. Şirketi kuran aile, halka açık şirketin hisselerinin çoğunluğuna sahip olmayı sürdürmektedir. Merck, Merck adının ve markasının küresel haklarına sahiptir. Bu konudaki tek istisna ABD ve Kanada’dır; Merck’in farklı iş kolları ABD’de ve Kanada’da sağlık alanında EMD Serono, yaşam bilimlerinde MilliporeSigma ve elektronikler konusunda EMD Performance Materials adıyla faaliyet göstermektedir. http://www.merck.com.tr/tr

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 

Girişim sermayesi ekosisteminin önemli paydaşlarını bir araya getiren, Türkiye’nin en büyük kapsayıcı yatırımcı etkinliği CVC Bosphorus Summit’25, Girişimci Kurumlar Platformu (GKP) tarafından, Fiba Grubu ana sponsorluğunda ve Özyeğin Üniversitesi iş birliğiyle üçüncü kez düzenlendi. Kurumsal girişim sermayesi ekosisteminin geleceğine ilişkin öngörülerin, küresel CVC trendlerinin ve yatırım fırsatlarının konuşulduğu zirve, Türkiye’den ve dünyadan birçok kurumsal yatırımcıyı, CVC temsilcisini ve fon yöneticisini İstanbul’da buluşturdu. Alanında uzman birçok konuşmacının yer aldığı CVC Bosphorus Summit’te 300’ün üzerinde şirketten 400’e yakın katılımcı bir araya geldi.

 

CVC Bosphorus Summit’25’in açılış konuşmasını yapan Girişimci Kurumlar Platformu Kurucusu, Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Rektör Danışmanı ve Finberg Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Elgin şunları söyledi:

 

“Dünya genelinde yatırım tutarları artarken, işlem sayısında düşüş yaşanıyor. Dünyadaki CVClerin ülke ekonomilerine katkısı yüzde 25’ken Türkiye’deki CVClerin katkısı yüzde 35-40 arası. Ancak artık Startup kapanışlarının çoğaldığı bir girişim sermayesi ekosisteminde farklı düşünmeli ve birim ekonomisine odaklanılmalı. Girişimciler bakış açısını değiştirmek zorunda, artık her şey büyüme değil. Gerçek problemleri çözmeli, birim ekonomisine, yatırımcıya odaklanmalı ve dayanıklı olmalıyız.

Yatırımcılar için güven artık yeni para birimi haline geldi. Şu prensip her zaman yatırımcıların pusulası olmalı: İş birliği ile atılan her bir başarılı adım tüm yatırımcıların ivme kazanmasını sağlayan bir başarıya dönüşecektir. İşin içinde ol, dahil ol. Gerçekçi düşün, sabırlı ol. Güvene yatırım yap!”

 

 

“Girişim sermayesi geleceği şekillendiriyor”

 

Konferansın ana konuşmacısı Stanford Üniversitesi’nden Ekonomist Prof. Dr. Ilya A. Strebulaev oldu. “Kurumsal Girişim Sermayesinin Geleceği” başlıklı bir konuşma yapan Strebulaev, inovasyonun artan hızı, kurumsal girişim sermayelerinin ekonomik etkisi ve girişim sermayesi zihniyetinin kurumsal yapılara adaptasyonu gibi konulara değinerek şunları söyledi:

 

“Girişim sermayesi tüm sektörlerde belirleyici bir konuma geldi. Hatta Stanford’daki ekibimiz son 50 yıldaki tüm başarılı girişimleri analiz etti ve hemen hepsinin arkasında girişim sermayesi olduğu ortaya çıktı. Gelecek 20 yılda ise kapitalizm dünyasında büyük kırılmalar yaşanacağını söyleyebiliriz. CEO’ların buna yanıtı ya iç inovasyonu güçlendirmek ya da kurumsal girişim sermayesi aracılığıyla dış inovasyonu şirketlerine taşımak olacak. Türkiye için burada büyük bir fırsat olduğunu görüyoruz. Türkiye bu alanda dünyanın gerisinde değil, hatta dünyanın sayılı kurumsal girişim sermayesi merkezlerinden biri olacak potansiyele sahip.”

 

 

“Gerçek bir etki yaratmak için beraber çalışmalıyız”

 

Konferans, Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi. Prof. Dr. Tan konuşmasında şunları söyledi:

 

“Cesur, öncü ve yenilikçi bir kültürle yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz, 16 yılda 600’ün üzerinde faal girişimci şirket kurdu. Tüm girişim sermayelerini ve iş dünyasını üniversitelerle, özellikle gençlerle daha yakın çalışmaya davet ediyorum.”

 

CVC Bosphorus Summit, ekosistemde kalıcı etki yaratmayı hedefliyor

 

İlk olarak 2023 yılında düzenlenen ve Türkiye’nin ilk kurumsal girişim sermayesi konferansı olan CVC Bosphorus Summit, ülkemizde kurumsal girişim sermayesi alanında bilgi paylaşımını ve iş birliğini artırarak ekosistemin güçlenmesine katkıda bulunan önemli bir platform olarak öne çıkıyor. İlk iki yılında 700’ü aşkın profesyoneli, 40’tan fazla konuşmacıyı ve 300’den fazla kurumu bir araya getiren konferans, kurumsal yatırımcılar ile girişim ekosistemi arasında sürdürülebilir iş birlikleri kurmayı hedefliyor. Özyeğin Üniversitesi iş birliği ve Fiba Grubu’nun ana sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinlik, bölgesel yatırım ağlarını Türkiye üzerinden birbirine bağlayarak küresel CVC trendlerini ülkemizin dinamizmiyle buluşturuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yaz mevsiminin gelişi ve Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla uzun süre parkta tutulan veya uzun yol yapmayan otomobillerin kapsamlı şekilde mutlaka kontrol edilmesini tavsiye eden Mobil Oil Türk A.Ş, tüketicilerin yanında olmaya devam ediyor. Sunduğu ürün ve hizmetlerle araçların ömür ve performanslarına yüksek katkılar sağlayan Mobil Oil Türk A.Ş, ücretsiz 10 nokta kontrolü hizmeti sunarak müşterilerinin güvenli ve keyifli yolculuklara hazır olmasına destek oluyor. Bu kapsamda Mobil Oil Türk A.Ş, tüketicileri 44 ilde bulunan 70 noktada hizmet veren Mobil 1 Center'lara bekliyor.

Türkiye madeni yağ pazarının önde gelen temsilcilerinden Mobil Oil Türk A.Ş, otomobil sahiplerinin yanında olmaya devam ediyor. 120 yıldır Türkiye'de madeni yağı üretimi ve pazarlama faaliyetlerini sürdüren şirket, bayram döneminde yola çıkmaya hazırlananlar için araçlarının bakımlarını yaptırmalarını öneriyor. Bu kapsamda Mobil Oil Türk AŞ'nin 44 ilde 70 noktada faaliyet gösteren Mobil 1 Center hizmet noktalarında, ücretsiz 10 nokta kontrolü hizmeti sunuyor. Mobil 1 Center hizmet noktaları, bu kontrollerle birlikte araçların bakım gereksinimlerini tespit ederek, araç kullanıcılarının her an yola çıkmaya hazır olmasını sağlıyor.
Özellikle aracını belli tatil dönemlerinde uzun yola çıkaran otomobil sahipleri için hayati öneme sahip ücretsiz 10 nokta kontrolünde yapılması gerekenler şu şekilde sıralanıyor:
Yağlar ve hidrolik bakımları yapılmalı!
Araç motor yağı ve yağ filtresi, araç kataloğunda belirtilen sürelerde değiştirilmeli, uzun seyahatlerde motorun yağ eksiltmesine karşı mutlaka bir miktar yağ bulundurulmalıdır. Yine şanzımana da baktırılarak buradaki yağ kaçaklarının kontrolü sağlanmalıdır. Standart kullanım ömrü 2 yıl olan ve fren performansı açısından büyük önem arz eden fren hidroliği ise ömrünün dolması beklenmeden, mevsim geçişinde kontrol edilmelidir. Aynı şekilde direksiyon sistemlerinde kullanılan hidrolik yağı kontrol edilmeli ve eksik olması durumunda tamamlanmalıdır.

Bir lastik az diğeri çok fren yapmamalı!
Frenlerin lastikleri eşit seviyede tuttuğuna emin olunmalıdır. Araç fren sistemi tüm detayları ile uzmanlarca kontrol edilmeli ve bakımları yapılmalıdır.

Klima bakımı önemli!
İyi bakılan bir klima sistemi, sıcak havalarda sürüş konforunu ve güvenliğini pozitif yönde etkileyerek sürüş kalitesine önemli şekilde katkıda bulunur. Sağlıklı çalışan bir klima sistemi, sahip olduğu filtreler sayesinde dışarıdaki kir ve tozların otomobilin yaşam alanına dahil olmasına engel olurken, içerideki havayı sabit tutar ve nem seviyesini düşürür. Öte yandan bakımsız bir klima sistemi, zamanla biriken bakteriler sebebiyle sağlığı olumsuz etkileme riski taşırken, otomobilin motorunu zorlayarak yakıt tüketimini önemli oranda artırır. Standart koşullarda sorunsuz çalışan araç klimaları, sıcak havalarda sağlıklı çalışmayabilir. Dolayısıyla ideal sıcaklığa ulaşabilmek için alanında uzman bir teknisyenden destek alınmalı, gerekirse klima gazı bastırılmalı ve polen filtresi yenisi ile değiştirilmelidir.

Soğutma sistemine dikkat!
Uzun yolculuklarda motorun hararet yapmaması için soğutma sistemi temizlenmeli, gerekli miktarlarda su ve antifriz tekrar doldurulmalıdır. Ayrıca termostatın çalışıp çalışmadığı, kayış, kelepçe ve hortumların sıkılık durumları da kontrol edilmelidir.

Aynalar temiz, silecekler yeni olmalı!
Cam suyu tamamlanmalı ve silecek süpürgeleri kontrol edilerek eski ise değiştirilmelidir. Aynalar ve camlarda da çatlak ve kırık olup olmadığına dikkat edilmeli ve gerekirse müdahale edilmelidir.

Akü kontrolü şart!
Uzun süre sabit kalan araçlarda oluşabilecek akü zayıflamalarına karşın, şarj işlemi veya akü değişimi yapılmalıdır. Ayrıca su seviyeleri ve elektrot seviyeleri kontrol edilmelidir.

Gece sürüşleri için farlara dikkat!
Yol ve sis farlarının doğru çalışıp çalışmadığı kontrol edilmeli, farlarda sararma, matlaşma, çatlak ve kırık gibi durumlar varsa müdahale edilmelidir.

Aşınmış ve inmiş lastikle yola çıkmayın!
Yaz lastikleri sıcak havalarda düzensiz yıpranmaya karşı daha dayanıklı olduğu için kış lastikleri çıkarılmalıdır. Hava basıncı kontrolü aksatılmamalı, lastiklerin havaları mümkün olduğunca lastikler soğuk iken ölçülmeli, eğer bir azalma görülüyorsa doğru hava basıncı ile tamamlanmalıdır. Lastiğin dış derinliğinin boyutu 1,6 mm'den daha düşük olmamalıdır. Diğer taraftan aynı aks üzerinde bulunan 2 lastik arasındaki aşınma farkı, 5 mm'den fazla olmamalıdır. Uzun seyahatler öncesi stepnenin sağlam olup olmadığı, araçta kriko ve lastik değişim ekipmanlarının da varlığı kontrol edilmelidir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye'nin en büyük entegre endüstri grubu SOCAR Türkiye'nin grup şirketlerinden STAR Rafineri ve SOCAR Petrol Ticaret, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından verilen 2024 İhracatın Yıldızları Ödülleri'nde ilk iki sırayı paylaştı. "Mineral Yakıtlar" kategorisinde STAR Rafineri birinci, SOCAR Petrol Ticaret ikinci oldu. Şirketlerin ödüllerini SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov teslim aldı.
Doğrudan ihracatı artırmaya ve yerli sanayiciyi desteklemeye yönelik çalışmalarını 2024 yılında da kararlılıkla sürdüren SOCAR Türkiye, iki önemli ödül ile bu prestijli listede yerini korudu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye akü pazarındaki etkinliğini artırmak ve pazar payını büyütmek amacıyla, satış stratejisini bölge distribütörleri üzerinden yürütecek şekilde yeniden yapılandıran AKO Akü, güçlü bir dönüşüme imza attı. Yeni yapılanma kapsamında 60'tan fazla bölge distribütörü ve 2 binden fazla satış noktası ile iş birliği anlaşmaları gerçekleştirilirken, özellikle Turbo Akü'nün Türkiye genelindeki satış ağı başarıyla tamamlandı. Bu stratejik hamle sayesinde AKO Akü, 2024'ün ilk çeyreğine kıyasla satış adetini yüzde 37 artırdı. Büyümeyi destekleyen diğer önemli aksiyonlar arasında hem yurt içinde hem de yurt dışında düzenlenen seyahat programları ile distribütörlere yönelik elektronik ve teknik ekipman hediyelerini içeren kampanyalar yer aldı. AKO Akü, iş ortaklarıyla kurduğu güçlü bağı bu tür motivasyon projeleriyle destekleyerek, sahadaki enerjisini daha da artırdı.
 
Ar-Ge Yatırımlarıyla Geleceğe Yön Veriyor
AKO Akü, Start-Stop sistemli araçlar için geliştirilen EFB akülerinin yanı sıra, AGM akülerinin de ilk seri üretimlerine başladı. Ar-Ge yatırımları sayesinde daha yüksek performans ve uzun ömür sunan bu ürünlerle, yeni nesil otomotiv teknolojilerine tam uyum sağlanıyor.
Zirai araçlar, kamyonlar, otobüsler ve iş makineleri için ise sarsıntıya dayanıklı, uzun ömürlü özel akü modelleri öne çıkıyor. Bu segmentte Hotmelt teknolojisinin yanı sıra, cam elyaf seperatörler ile ürün dayanıklılığı artırılıyor. Farklı araç gruplarının ihtiyaçlarına özel geliştirilen bu çözümler, AKO Akü'nün mühendislik gücünü ve üretim kabiliyetini yansıtıyor.
 
Yeni Yatırımlarla Artan Kapasite, Artan Rekabet Gücü
Üretim altyapısını da güçlendiren AKO Akü, makine parkına yaptığı yeni yatırımlar sayesinde kapasitesini artırarak pazardaki rekabet gücünü yükseltti. 2025 yılında üretim miktarını yıllık 6 milyon adete çıkarmayı hedefleyen AKO Akü, bölgesel iş ortaklıkları, teknoloji yatırımları ve güçlü marka portföyüyle sektörün dinamiklerine yön veren bir aktör olmayı sürdürüyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Bitcoin 22 Mayıs 2025 günü tarihi bir rekorla 110.000 doları aşarken, bu yükselişin Türkiye'de ilk kez kutlanan Finansal Okuryazarlık Günü'ne denk gelmesi dikkat çekti.
Aynı zamanda dünyada Bitcoin Pizza Günü olarak kutlanan bir günde yaşanan bu gelişmeyle Bitcoin'e olan ilginin en üst düzeye çıkması, kripto varlıklara yönelik finansal okuryazarlık ihtiyacını da belirginleştirdi.

Binance TR'nin 20 bin Türk kripto varlık kullanıcısı arasında gerçekleştirdiği 2025 Kripto Varlık Kullanıcı Anketi sonuçları katılımcıların %61'i, Bitcoin değerinin 2025 sonuna kadar 101.000-200.000 $ aralığında olacağını ön gördüğünü, %51'inin ise 2030 sonuna kadar bu değerin 300.000 $'ın üzerine çıkacağına inandığını ortaya çıkarmıştı. Anket, Türk kullanıcıların %79'unun kripto varlıkların uzun vadeli geçerliliğine duyduğu güveni net bir şekilde ortaya koymuştu.

Binance Teknolojide Kadın Akademisi İzmir'e geliyor

Bu öngörüler ışığında Binance TR, kripto varlıklarda finansal okuryazarlığı yaygınlaştırmak için yürüttüğü eğitim programlarına aralıksız devam etme kararlılığını tekrarladı.
Binance TR, bu hedefle uyumlu olarak yürüttüğü eğitim projelerini daha da genişletiyor. Kadınların teknoloji ve finansal sistemlerde daha etkin rol almasını sağlamak amacıyla Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) ile hayata geçirdiği Binance TR Teknolojide Kadın Akademisi, bugüne kadar 54 ilden 1.500'den fazla kadına ulaştı. Akademi, Web3, blokzincir, yapay zekâ, NFT ve siber güvenlik gibi alanlarda derinlemesine eğitimler sunarak dijital okuryazarlığın tabana yayılmasına katkı sağlıyor.
Bu kapsamda Binance Teknolojide Kadın Akademisi yeni fiziksel etkinliğini 26 Mayıs Pazartesi günü İzmir'de gerçekleştirecek. İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi'nde düzenlenecek etkinlikte katılımcılar, kripto varlıklar, algoritmik stratejiler, dijital cüzdanlar, yapay zekâ ve siber güvenlik gibi konularda eğitim alacaklar. Etkinliğin sonunda ise ilham veren kadın hikâyeleri, networking oturumları ve sertifika töreni gerçekleştirilecek; bazı katılımcılar tablet ödülü kazanma şansı yakalayacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  1986 yılında Ankara'da Seramik ve Refrakter Üreticileri Birliği'nin kurulmasının ardından 1996 yılında ise sektörün yıllar içindeki gelişimine paralel olarak, birlik çatısı altındaki alt-sektörlerin sürdürülebilir büyümesine daha fazla katkı sağlamak amacıyla alt sektörlere özel dernekler (SERKAP, SERSA, SEREF, SERHAM) kuruldu. Ve 2001 yılına gelindiğinde dört derneği ve sektördeki diğer kuruluşları bir çatı altında toplayan Türkiye Seramik Federasyonu'nun kurulması ile sektörü bütün kollarıyla temsil eden, sektörün gelişimi, ortak sorun ve ihtiyaçların giderilmesi yolunda büyüyen bir yapıya ulaşıldı. TSF daha sonra, çatısı altına dahil olan TİMDER, Türk Seramik Derneği, EBK Seramik İş Kümesi Derneği ve son olarak 2024 yılında kurulan PORSES ile faaliyet kapsamını genişleterek çalışmalarına devam ediyor.
SEREF, SERHAM, SERSA ve SERKAP olağan genel kurullarını gerçekleştirdi
14 Mayıs'ta TSF çatısı altındaki dört derneğin; Teknik Seramik ve Refrakter Üreticileri Derneği (SEREF), Seramik, Cam ve Çimento Hammaddeleri Üreticileri Derneği (SERHAM), Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği (SERSA) ve Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği (SERKAP) olağan genel kurul toplantıları TSF genel merkez binasında gerçekleşti. Toplantıda; SEREF, SERHAM, SERSA ve SERKAP 2025-2027 dönemi başkanları seçimi yapıldı. Dernek organları seçiminde ise 2 yıl boyunca görev yapacak yönetim kurulu, denetim kurulu ve disiplin kurulu asıl ve yedek üyeleri belirlendi.
Dört deneyimli isim bir arada
Sektör temsilcilerinin bir araya geldiği olağan genel kurulda; seçilen yönetim kurulu asıl üyelerinin katılımıyla Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi ve kurulun görev dağılımı yapıldı. Buna göre; SEREF Yönetim Kurulu Başkanlığına Umut Varol gelirken, SERHAM Yönetim Kurulu Başkanlığına ikinci kez oybirliğiyle Adnan Geredeli seçildi. SERSA Yönetim Kurulu Başkanlığına ise yine oybirliğiyle Enver Sever ve SERKAP Yönetim Kurulu Başkanlığına da Timur Karaoğlu getirildi.
Amaç, "Uluslararası rekabette zirveye ulaşmak"
Olağan genel kurul sonrası yeni dönem için seçilen tüm delegeleri tebrik eden ve başarılar dileyen TSF Yönetim Kurulu Başkanı Z. İlter Yurtbay, Türk seramik sanayisinin küresel pazardaki güçlü konumunu sürdürülebilir büyüme ile sağlamlaştırmak gayretinde olduklarının altını çizdi. Yurtbay; "TSF olarak, sektörümüzün çok yönlü gelişimine katkı sağlayacak projelere imza atmaya devam ediyoruz. Federasyon çatısı altındaki derneklerimizle, bilimsel araştırmalardan teknolojik yeniliklere, kültürel değerlerden ekonomik stratejilere kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütüyor; mesleki etik değerleri ve kamu yararını her zaman ön planda tutmaya gayret ediyoruz. Amacımız, uluslararası rekabette zirveye ulaşmak ve orada kalmak. Bunun için de sürdürülebilir ve rekabetçi bir ticari ekosistemi oluşturmak için çalışıyoruz" dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Kapsayıcı tasarım anlayışıyla moda dünyasında fark yaratan adL, Vadistanbuldaki yenilenen mağazasını Zehra Işık ev sahipliğinde gerçekleşen seçkin bir davetle tanıttı. Davetliler, alışverişin ötesinde stil keşfi sunan bu özel mağaza konseptini deneyimleme fırsatı bulurken; adLnin zamansız tasarımları, modern dokunuşlarla bir araya gelerek modaseverlerle buluştu. Yeniden kurgulanan mağaza, sadece bir alışveriş noktası değil, aynı zamanda ilham veren bir yaşam alanı olarak konumlanıyor.
 
Davetliler arasında Aslıhan Doğan Turan, Mert Aslan Güneş Sert Kaya, Tülay Dölen, Gülbin Simitçioğlu, Elif Özkul, Eftalya Taşdemir, Eda Güzelcik, Buket Taşdelen, Begüm Özer, Asena Sarıbatur, Arzu Kunt, İlkem Topçuoğlu, Işıl Reçber, Işık Şimşek, Meral Yazıcı, Jülide Önengüt, Zeynep Toker, Yöntem Sunar, Serap Sarı, Sera İrvül, Pınar Tezcan, Özlem Eraslan, Müge Tezman Sırmabıyık, Mine Aksu, gibi isimler de yer aldı. Bu özel buluşma, stil sahibi detayları ve samimi atmosferiyle davetlilere unutulmaz bir deneyim sundu.
 
Sanayi 313 mimari ekibiyle birlikte yürütülen dönüşüm süreci sonucunda mağaza, markanın en güncel konseptini yansıtan pilot mağazalardan biri haline geldi. İç mimaride yapılan detaylı revizyonlarla, bireysel zevklere ve konforlu alışveriş deneyimine odaklanıldı. Mağaza içindeki tüm mimari kurgu, bireysel tarzlara alan açacak şekilde yeniden tasarlanırken gümüş metalik detaylarla çevrelenen özel koleksiyon köşeleri ve konforu artırılmış oturma alanları da ziyaretçilere rahat ve ilham verici bir ortam sunuyor. Numaralandırılmış kabin sistemiyle kişiselleştirilmiş hizmet sunulurken, ürün odaklı ışıklandırma sistemiyle mağazalar, sadece alışveriş değil aynı zamanda ilham veren bir stil alanı olarak kurgulandı.
 
"Yenilenen Mağazalarımız Grubumuzun Yenilikçi Ruhunu Yansıtıyor"
 
Adil Işık Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zehra Işık, "Vadistanbul'daki yenilediğimiz adL mağazası, mimari dokunuşlardan koleksiyon yerleşimine kadar her detayıyla markamızın güncel vizyonunu yansıtıyor. Sanayi 313 iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz bu dönüşüm, alışverişi sadece bir tüketim eylemi olmaktan çıkararak kişisel tarzın ve estetik zevkin keşfedildiği bir deneyime dönüştürüyor. Gümüş metalik koleksiyon köşeleri, oturma alanları ve kabin sistemimizle artık çok daha konforlu, özgün ve kişiye özel bir alışveriş ortamı sunuyoruz. Vadistanbul'daki bu iki mağazanın, Adil Işık Group'un yenilikçi ruhunu en iyi yansıtan noktalardan biri olduğuna inanıyoruz." açıklamalarında bulundu.