Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Teknik Analiz: S&P 500 CFD endeksi 5850 direncini aşmayı başaramadı. Endekste 5850 seviyesinin yakınlarından gelen
satışlarla 22 günlük hareketli ortalama desteğine kadar geri çekilme izledik. 22 günlük hareketli ortalama desteğinin
bulunduğu 5753 seviyesinin altında gün sonu kapanışları gelmesi halinde endeksteki geri çekilme 5650 seviyesine kadar
devam edebilir. Olası tepki yükselişlerinde ise 5850 seviyesini endekste direnç olarak takip etmeye devam edeceğiz.
5850 direncinin aşılması ve üzerinde kalıcılık sağlanması halinde endekste 50 günlük hareketli ortalama direncinin
bulunduğu 5928 seviyesi test edilebilir.
İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.integralmenkul.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KPMG'nin, küresel endüstriyel üretim ve otomobil sektörlerindeki liderlerin görüşlerine dayanarak hazırladığı "2024 Endüstriyel Üretim ve Otomotiv CEO Görünümü" raporu yayımlandı. Raporda 11 farklı ülkede 120 endüstriyel üretim CEO'sunun katıldığı anket sonuçlarına da yer verilerek sektördeki dönüşüm potansiyeli ve karşılaşılan fırsatlar detaylı bir şekilde ele alınıyor.
Rapora göre sanayi üretimi sektöründeki CEO'ların yüzde 24'ü, kazançların yüzde 5'i aşacağını öngörüyor. Bununla birlikte CEO'lar, şirketlerini büyütmeyi hedeflerken karşılarına çıkabilecek çeşitli engellerin de bilincindeler. Sektördeki CEO'ların yüzde 74'ü ekonomik belirsizlikleri en önemli zorluk olarak gösterirken bunu yüzde 48 ile jeopolitik karışıklıklar ve yüzde 44 ile üretken Al ve diğer teknolojileri benimseme ve uygulama yarışı takip ediyor.
Endüstriyel üretim sektöründeki CEO'ların önümüzdeki üç yıl içinde büyüme hedeflerine ulaşmak için izleyeceği stratejiler içerisinde ise ilk sırada yüzde 31 ile organik büyüme bulunuyor. Bunun ardından yüzde 21 ile üçüncü partiler ile stratejik ortaklıklar, yüzde 18 ile şirket birleşme ve satın alımları geliyor.
Sektördeki CEO'ların yüzde 44'ü ise önümüzdeki üç yıl içinde şirketlerinin büyümesine yönelik en büyük tehdit olarak da tedarik zincirlerindeki riskleri gösteriyor. Bunu yüzde 17 ile siyasi belirsizlikler ve yüzde 14 ile operasyonel riskler takip ediyor. Siber güvenliği tehdit olarak görenlerin oranı ise sadece yüzde 2'de kalıyor.
"Raporumuz liderler için önemli bir yol haritası sunuyor"
Raporu değerlendiren KPMG Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Hande Şenova, "Bu raporumuzda endüstriyel üretimin mevcut dinamiklerini, liderlerin stratejik önceliklerini ve karşılaştıkları zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve tedarik zinciri yönetimi gibi kritik alanlarda sektörlerin dönüşümüne ışık tutan raporumuzda, özellikle üretken yapay zekânın öncelikli yatırım alanı olduğu ve ESG stratejilerinin uzun vadeli değer yaratma ve marka güvenilirliğini güçlendirmede hayati bir rol oynadığı görülüyor. Şirketlerin günümüzde sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantajı elde etmek için stratejik esnekliklerini artırmaları ve yenilikçi teknolojilere daha fazla yatırım yapmaları gerekiyor ki raporumuz da bu konuda iş dünyasındaki liderler için önemli bir yol haritası sunuyor." dedi.
Üretken yapay zekâ en önemli yatırım önceliği
Ekonomik tablo belirsizliklerle dolu olsa da endüstriyel üretim CEO'ları, yapay zekâ gibi yenilikçi teknolojileri benimseyip, Endüstri 4.0'ın etkisiyle dönüşen üretim ve montaj süreçlerine daha derinlemesine entegre etmenin, gelecekte büyüme ve verimlilik için doğru yol olduğuna inanıyor. Hatta sektördeki CEO'ların yüzde 68'i en önemli yatırım önceliklerinin üretken yapay zekâ olduğunu belirtiyor.
CEO'ların yüzde 27'si bu teknolojinin en büyük etkisinin inovasyonu artırma konusunda olacağını söylerken yüzde 24'ü rutin işlemleri otomatikleştirerek verimliliği ve üretkenliği artırma süreçlerini daha fazla etkileyeceğini ifade ediyor.
CEO'lara kurum içindeki hangi birimlerde üretken yapay zekâya yatırım yaptıkları sorulduğunda yüzde 70'i bilişim teknolojileri, yüzde 56'sı satış ve pazarlama, yüzde 50'si araştırma ve geliştirme departmanlarında bu yatırımları yaptıklarını kaydetti.
Siber güvenlik önceliğini koruyor
Siber güvenlik, sektör için öncelikli bir konu olmaya devam ediyor. Siber saldırılar, üretimi durdurma ve tedarik zincirlerini aksatma riski nedeniyle, endüstriyel üretim sektöründe operasyonların vazgeçilmez bir parçası olarak öne çıkıyor. Sektördeki CEO'ların yüzde 51'i bu konuda iyi bir şekilde hazırlıklı olduklarını belirtirken yüzde 38'i ise ne az hazırlıklı ne de tamamen hazırlıklı olduklarını söylüyor.
ESG stratejileri kritik önem taşıyor
Hiçbir işletmenin ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) gündemini görmezden gelme lüksüne sahip olmadığı günümüzde özellikle yüksek enerji ve kaynak tüketimiyle bilinen endüstriyel işletmeler için çevresel ve sosyal faydaya yönelik somut taahhütle güçlü paydaş ve topluluk ilişkilerini sürdürmek kritik önem taşıyor. Bu yılki anket, güven inşa etmenin öncelikli bir konu olduğunu gösteriyor. Endüstriyel üretim CEO'ların yüzde 30'u ESG stratejilerinin müşteri ilişkilerini güçlendirme ve markayla olumlu bir bağ yaratma konusunda etkisi olduğunu ifade ediyor.
Yeni teknolojiler istihdamı azaltmayacak
Endüstriyel üretim süreçleri de geniş bir yelpazede insan yeteneklerine dayanıyor. Yapay zekâ ve ileri teknolojilerin yükselişine rağmen, sektördeki CEO'ların yüzde 76'sı bu gelişmelerin toplam istihdamı azaltmayacağını, ancak beceri geliştirme ve mevcut kaynakların yeniden yönlendirilmesi gereğini beraberinde getireceğini düşünüyor. Yetenek yönetimi gündemde öncelikli bir yer tutarken, CEO'lar nesiller arası dinamiklerin dikkat gerektirdiğini fark ediyor. Bu durum, özellikle endüstriyel üretim CEO'ları arasında daha belirgin. CEO'ların yüzde 33'ü çalışanlar arasında bilgi paylaşımının, yetenek yönetiminde en büyük etkiyi yarattığını belirtiyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Koç Üniversitesi tarafından yürütülen Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi, Mart ayında 15-19 Mart
tarihleri arasında yapılmıştır. Bu dönemde elde edilen veriler, hanehalkının önümüzdeki 12 aya
ilişkin enflasyon beklentilerinde kayda değer bir düşüşe işaret etmektedir.
Katılımcıların 12 ay ileriye dönük enflasyon beklentileri ortalama olarak %66 düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu oran, geçmiş 12 aydaki ortalama beklenti olan %75 seviyesine kıyasla 8 puanlık
bir düşüşe işaret etmektedir. Bu değişim, 2025 yılı içinde manşet enflasyonda yaklaşık 10 puanlık
bir düşüş öngören profesyonel tahminlerle de tutarlıdır.
Ankete 19 Mart öncesinde yanıt veren katılımcıların cevapları incelendiğinde, 12 ay ileriye yönelik
ortalama enflasyon beklentilerinin, TCMB’nin Mart ayı Sektörel Eğilimler Anketi’nde ölçümlenen
hanehalkı beklentilerine yakın seviyelerde olduğu görülmektedir. 19 Mart tarihinde toplanan yanıtlar
ise, önceki günlere kıyasla beklentilerde bir farklılaşmaya işaret etmektedir.
Mart ayı anket sonuçlarına göre, hanehalkı enflasyon beklentilerinin dağılımında belirgin bir asimetri
gözlemlenmektedir. Yıllık enflasyon, yıl sonu enflasyonu ve 12 ay ileriye yönelik enflasyon
2
beklentilerinde ortalama değerler, ilgili medyan değerlerin altında kalmaktadır. Bu durum, dağılımın
sola çarpık olduğunu ve yüksek enflasyon beklentisine sahip bireylerin sayısının görece daha az
olduğunu göstermektedir. Örneğin, 12 aylık döneme ilişkin enflasyon beklentisi %66’nın üzerinde
olan katılımcıların sayısı, bu seviyenin altında kalanlardan daha düşüktür.
İlave olarak, beklentiler arasındaki farklılığı gösteren çeyrekler arası açıklık (IQR) değeri oldukça
düşüktür. Bu metrik, yanıtların yüzde 25’lik ve 75’lik dilimleri arasındaki farkı ifade eder ve dağılımın
ne kadar genişlediğine dair bir gösterge sunar. Ölçümlenen düşük IQR değeri katılımcıların enflasyon
tahminlerindeki fikir birliğine işaret etmektedir. Bu bulgunun anket sorularında anlaşılırlığı artırmayı
hedefleyen iki aylık revizyonların ardından elde edilmesi, yöntemsel iyileştirmelerin ölçüm kalitesine
olumlu yansıdığını düşündürmektedir.
Mart ayı anketinde katılımcılara, önümüzdeki 12 ay içinde tasarruflarını hangi araçlarla
değerlendirmeyi planladıkları sorulmuştur. Katılımcıların yaklaşık dörtte biri altını tercih edeceğini
belirtirken, %18’i döviz mevduatını tercih edeceğini ifade etmiştir. Buna karşılık, TL cinsinden
tasarruf araçlarına yönelim görece düşük kalmıştır. Bu durum, hanehalkının 12 ay ileriye yönelik
enflasyon beklentilerinin ortalama mevduat faiz oranlarının üzerinde seyretmesiyle tutarlıdır ve reel
getiri beklentilerinin tasarruf tercihleri üzerindeki etkisini yansıttığı düşünülmektedir.
2
beklentilerinde ortalama değerler, ilgili medyan değerlerin altında kalmaktadır. Bu durum, dağılımın
sola çarpık olduğunu ve yüksek enflasyon beklentisine sahip bireylerin sayısının görece daha az
olduğunu göstermektedir. Örneğin, 12 aylık döneme ilişkin enflasyon beklentisi %66’nın üzerinde
olan katılımcıların sayısı, bu seviyenin altında kalanlardan daha düşüktür.
İlave olarak, beklentiler arasındaki farklılığı gösteren çeyrekler arası açıklık (IQR) değeri oldukça
düşüktür. Bu metrik, yanıtların yüzde 25’lik ve 75’lik dilimleri arasındaki farkı ifade eder ve dağılımın
ne kadar genişlediğine dair bir gösterge sunar. Ölçümlenen düşük IQR değeri katılımcıların enflasyon
tahminlerindeki fikir birliğine işaret etmektedir. Bu bulgunun anket sorularında anlaşılırlığı artırmayı
hedefleyen iki aylık revizyonların ardından elde edilmesi, yöntemsel iyileştirmelerin ölçüm kalitesine
olumlu yansıdığını düşündürmektedir.
Mart ayı anketinde katılımcılara, önümüzdeki 12 ay içinde tasarruflarını hangi araçlarla
değerlendirmeyi planladıkları sorulmuştur. Katılımcıların yaklaşık dörtte biri altını tercih edeceğini
belirtirken, %18’i döviz mevduatını tercih edeceğini ifade etmiştir. Buna karşılık, TL cinsinden
tasarruf araçlarına yönelim görece düşük kalmıştır. Bu durum, hanehalkının 12 ay ileriye yönelik
enflasyon beklentilerinin ortalama mevduat faiz oranlarının üzerinde seyretmesiyle tutarlıdır ve reel
getiri beklentilerinin tasarruf tercihleri üzerindeki etkisini yansıttığı düşünülmektedir.
Hanehalkı Enflasyon Beklentilerinin Sosyoekonomik Kırılımlara Göre Analizi
Bu bölümde, 12 ay ileriye yönelik enflasyon beklentileri katılımcıların çeşitli sosyoekonomik
özelliklerine göre değerlendirilmiştir.
1) Bireylerin ev sahipliği durumuna göre yapılan incelemede, kiracı ve ev sahibi olmayan
katılımcıların enflasyon beklentilerinin en yüksek, birden fazla evi olan katılımcıların
enflasyon beklentilerinin ise en düşük olduğu görülmektedir. Bu bulgu, 2024 yılında yapılan analizlerimizle tutarlı biçimde, geçinme zorluğu yaşayan gruplarda enflasyon hissiyatının
daha belirgin olduğuna işaret etmektedir.
2) Katılımcılar önümüzdeki yıl içerisindeki tasarruf tercihleri temelinde gruplandığında, tasarruf
yapmayacağını belirten ve toplam katılımcıların yaklaşık üçte birini oluşturan grubun
enflasyon beklentilerinin görece daha yüksek seviyelerde seyrettiği görülmektedir. Buna
karşılık, vadeli döviz mevduatını tercih eden katılımcıların beklentileri görece daha düşük
kalmaktadır. Katılımcıların %2’sini oluşturan ve tasarruf aracı olarak gayrimenkulü tercih
eden grubun ise enflasyon beklentisi %72 ile diğer grupların üzerinde yer almaktadır
Eğitim düzeyine göre yapılan analizde, eğitim seviyesi yükseldikçe enflasyon beklentilerinin
azaldığı dikkat çekmektedir. Bu sonuç, ekonomik okuryazarlığın beklenti oluşumunda rol
oynayabileceğine işaret etmektedir.
Borsa İstanbul’da güne pozitif bir başlangıç yapıldı. Buna karşılık siyasi cephede belirsizliğin sürdüğünü ve temkinli olmaya devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz hafta izlenen sert düşüşlerin ardından kurumların aldığı bir dizi önlemler ile Borsa İstanbul’un destek gördüğünü söyleyebiliriz. Bu önlemleri kısaca hatırlatmak gerekirse;
•
TCMB, gecelik fonlama faizini %46’ya çekti ve bankaları bu orandan fonlayacağını söyleyerek faiz artırımı gerçekleştirdi.
•
SPK, açığa satış yasağı getirdi, şirketlerin hisse geri alımlarını etkin ve hızlı gerçekleştirmeleri adına kararlar aldı.
•
BDDK, bankaların hisse geri alımlarını kolaylaştırarak; özkaynak erimesi ile sermaye yeterliliğini etkilemeyeceğini belirtti.
•
Varlık Fonu etkisini ile endekse güçlü desteğin verildiği görüldü.
10.902 seviyesinden 8872 seviyesine kadar bir haftada yaklaşık %19 düşüş kaydeden Borsa İstanbul’da bu kararların etkisi ile yukarı yönde tepki oluştu ve 9800 seviyelerine kadar hareket takip edildi. Teknik olarak düşüşün ardından mevcut yükseliş hareketini şu an için tepki olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır. Tepkiden yeni bir yükseliş dalgasına dönüş için piyasanın gözü kulağı siyasi cephede yaşanacak gelişmelerde olacak. Bu bağlamda yapılacak açıklamalar ve yaşanacak gelişmeleri çok yakından izleyeceğiz. Hukuki soruşturmaların devam edip etmeyeceği, merkez bankasının atacağı ya da atmayacağı adımlar, küresel piyasalarda yaşanacak fiyatlamalar kritik unsurlar olarak öne çıkıyor.
Teknik olarak; 10.000 puan üzerinde oluşacak fiyatlamalar ile endekste rahatlama yaşanabilir. Yani mevcut yükselişin sürmesi için bu seviyenin üzerinde kapanışlar teknik bazda ana şart. Böyle bir durumda 10.700 gap bölgesi ve 10.900 zirvesi yeniden potaya girecektir. Belirsizliğin sürmesi nedeni ile 10.000 puan seviyesinin altında gerçekleşen tüm yukarı fiyatlamaları tepki olarak nitelendiriyoruz. Düşüş senaryosunda 9680 desteği kısa vadede kritik. Bu desteğin altında yeni bir düşüş baskısı başlayabilir.
Teknik analiz ve mikro ölçüde temel analizden ziyade haber analizine odaklanmak ve geleceğe yönelik beklentileri analiz etmenin çok daha önemli olduğu bir dönem içerisinde olduğumuzu önemle belirtelim
Trive Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.trive.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
2025-3-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,0033 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 40,9429 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 49,1003 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 43,0121 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3717,11 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3698,52 |
2025-3-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,005 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 40,9105 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 49,0759 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 42,9897 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3720,68 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3702,08 |
Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.burganyatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
PİYASALARDA TRUMP ETKİSİ: ALTIN GÜNÜ YÖNSÜZ TAMAMLADI
Rusya-Ukrayna ateşkes iyimserliğiyle güne pozitif başlayan piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın otomotiv ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi getirdiğini açıklamasıyla dalgalandı. Altın ise gelişmelerin etkisiyle hareketli bir gün geçirmesine rağmen, seans sonunda net bir yön belirleyemedi. 3022 dolar/ons seviyesinden güne başlayan sarı maden, ABD’de duyurulan yeni gümrük vergileri sonrası 3032 dolar/ons seviyesine kadar yükselerek seansın en yüksek seviyesini kaydetti. Son gelişmelerle birlikte ABD’de enflasyon ve resesyon risklerinin aynı anda gündeme gelmesi, piyasaları tedirgin etmeye devam ediyor. Altın ise bu belirsizlik ortamında güvenli liman olma özelliğini koruyarak güçlü duruşunu sürdürdü ve seansı başladığı seviyeye yakın tamamladı.
Gümüş, dünkü seansta satıcılı bir seyir izleyerek kırmızıda kapanış yaptı. 33,73 dolar/ons seviyesinden seansa başlayan beyaz maden, kapanışı 33,64 dolar/ons seviyesinden yaparak yüzde 0,3 kayıp yaşadı.
Platin ise günü en çok değer kaybeden kıymetli maden olarak tamamladı. 983 dolar/ons seviyesinden güne başlayan platin, seansı 978 dolar/ons seviyesinde tamamlayarak yüzde 0,5 kayıp verdi.
Paladyum ise günün tek kazanç sağlayan kıymetli madeni olurken, son bir haftanın en yüksek seviyesini kaydetti. 956 dolar/ons seviyesinden güne başlayan paladyum, 966 dolar/ons seviyesinden kapanış yaparak yüzde 0,9 değer kazandı.
Troy Kıymetlı Maden Tıc. A.Ş
www.goldtakas.com www.troypm.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk doğal taş sektörü dünyanın en büyük doğal taş fuarlarından biri olan Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda ekmeğini taştan kazanma mücadelesi verdi.
Türkiye, 16-19 Mart 2025 tarihleri arasında 25. Çin Xiamen Uluslararası Taş Fuarı’nda Türkiye 50 firmayla yerini aldı. Dünya’nın dört bir tarafından gelen ithalatçılara Türk doğal taşlarının tanıtımını yaptı.
Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na 12. Kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yaptıklarını dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Türkiye standının 2025 yılında fuarın kalbi konumundaki A6 Holünde yer aldığı için ziyaretçi trafiğinde gözle görülür bir artış yakaladıklarının altını çizdi.
Çin’deki konut stoğu fazlalığı nedeniyle inşaat sektöründe bir durgunluk olduğuna dikkati çeken Alimoğlu, “Bu yüzden Çinlilerin doğal taş alımında iştahlarının azaldığını biliyorduk. Ama Xiamen Fuarı sadece Çin pazarına yönelik değil. O coğrafyanın hatta tüm dünyadan alıcıların buluşma noktası. Bu hususu hem kendim hem tüm Yönetim Kurulu üyelerimiz fuara gitmeden önce sektördeki arkadaşlarımıza anlatmaya çalıştık. Açıklamalarımızda, duyurularımızda, sosyal medya paylaşımlarımızda bunu hep anlattık. Nitekim haklı da çıktık. Xiamen Fuarı’nı sadece Çin Fuarı olarak değerlendiren arkadaşlarımız yanıldı. Fuarın ilk saatlerinden itibaren stantlarımız Çin dışındaki ülkelerden gelen alıcıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Avustralya, Hindistan, Malezya, Endonezya, ABD, Meksika, Tayvan, Singapur gibi ülkelerden ithalatçılar fuara yoğun ilgi gösterdi. Çin’de ekmeğimizi aradık. Başarılı bir fuar geçirdik. A6 Holünde olmamız bize önemli bir avantaj sağladı. Blok talebinde bir düşüş gözlemlerken, işlenmiş doğal taşa talep artışı olduğunu gördük. İthalatçıları 9-12 Nisan 2025 tarihlerinde İzmir’de düzenlenecek İzmir Marble Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na davet ettik. 2024 yılında Çin’e 389 milyon dolar olan ihracatımızı koruyarak üstüne çıkmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Fuarın bu yılki başarısı seneye katılımı artıracak
Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak Xiamen Fuarı Milli Katılım Organizasyonunu kâr amacı gütmeden, azami sayıda firmanın katılması amacıyla 12 yıldır düzenlediklerine temas eden Alimoğlu şöyle konuştu: “2025 yılındaki fuara çok daha fazla firmamızın katılması için 2024 yılındaki fuar biter bitmez çalışmalarımızı başlattık. Firmalarımızın bazıları Xiamen Fuarı’nı sadece Çin odaklı değerlendirdiler ve bu yıl fuara katılmamayı seçtiler. Bu yılki verimli fuardan sonra önümüzdeki yıldan itibaren fuardaki Türk firma sayısının yine hızla artacağını düşünüyorum. Biz şimdiden 2026 yılı fuarı için A6 Holündeki Türkiye standını büyütme talebimizi Fuar İdaresi’ne ilettik.”
Xiamen Stone Fair 2025, 40 ülke ve bölgeden 2.000'den fazla katılımcı ile 191.000 m2 sergi alanında gerçekleştirildi. Ülkemizin yanı sıra Brezilya, Mısır, Yunanistan, İran, İtalya, Pakistan, Portekiz, İspanya, Kamboçya, Hindistan ve Vietnam gibi ülkelerden 300'den fazla uluslararası marka sergilendi.
Fuar alanında ham blok, levha, işlenmiş taştan bitmiş taş ürünleri sergilenirken, 4 günlük fuar boyunca 122'den fazla ülke ve bölgeden toplam 153.294 ziyaretçi çekti. Önemli alıcı heyetleri, ticaret ziyaretçileri, tasarımcılar ve sektör liderleri taş tedarik zincirindeki çözümleri araştırdı. Özellikle Hindistan, Avustralya, Rusya, Güney Kore, Vietnam, Türkiye, Tayland, Malezya, Brezilya ve ABD'den gelen ticari alıcılar arasında katılım arttı.
EGEBİM Projesi Çinlilere tanıtıldı
Ege Maden İhracatçıları Birliği, mimari ve iç mimari projelerinde ihtiyaç duyulan tüm verileri, yüksek kaliteli görselleri ve 3 boyutlu tasarım kaynaklarını tek bir çatı altında buluşturduğu EGEBİM Projesini Çin’de tanıttı.
FİRMA GÖRÜŞLERİ
Yağmur Eren-Antalya Mermer
“Xiamen Fuarı’na ikinci kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonuyla katıldık. A6 holünde olmak ziyaretçi sayısını artırdı. Verimli bir fuar geçirdik. Singapur, Malezya, Avustralya, Hindistan’dan ithalatçılarla sadece blok değil, plaka ebatlı satışlarımız için bağlantılar kurduk. Önümüzdeki yıl tekrar kazılmak istiyoruz.”
Mehmet Serter-Başaranlar Mermer
Xiamen Fuarı’na 15 yılı aşkın süredir katılıyoruz. Xiamen her geçen yıl gücünü artırıyor. Çin’in doğal taş merkezlerinden biri Xiamen Fuarı ve Shitou bölgesindeki depolar. Pandemi sonrasında Çin pazarında bir durgunluk oluşmuştu. 2024 yılındaki fuar çok başarılı olmamıştı. Bu yıl fuarı daha fazla insan ziyaret ediyor. Organizasyon için Ege Maden İhracatçıları Birliği’ne teşekkür ediyorum.
Aslıhan Koyuncuoğlu-Casa Mermer
15 yıldır Xiamen Fuarı’na katılıyoruz. Hindistan, Çin ve diğer ülkelerden ithalatçılar standımızı ziyaret etti. Bizim için başarılı bir fuar oldu. Geçen yıla göre gözle görülür bir ziyaretçi artışı gözlemledik.
Emre Karaöz-Kar Madencilik
Xiamen Fuarı’na ilk kez katıldık. Verimli bir fuar geçirdik. Blok mermer alıcıları yanında kesilmiş ürünlerde Asya Pasifik marketlerinden iyi bir katılım oldu. Bangladeş, Endonezya, Malezya ve Avustralya’dan müşterilerle iyi bağlantılar kurduk. Türkiye holünde standlar çok başarılı, Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin fuar hizmetlerinden memnun kaldık, önümüzdeki yıllarda da Türkiye Milli Katılım Organizasyonuyla katılmak istiyoruz.
Ahmet Can İri - Şenler Marble
Uzun yıllardır Xiamen Fuarı’na katılıyoruz. Bu yıl katılımdan ve ziyaretçi profilinden memnunuz. ABD, Çin, Avustralya, İsrail, Endonezya başta olmak üzere pek çok ülkeden ithalatçılarla güzel bağlantılar yakaladık. Fuardan çok memnunuz. Gelecek yılda katılmak istiyoruz. Bizim önemsediğimiz ve her sene parçası olmak istediğimiz bir fuar. Umarım önümüzdeki yıllarda daha da iyi olur. Biz önümüzdeki yıllarda da burada olacağız.
İbrahim Altınpınar-Pınar Marble
11. kez Xiamen Fuarı’na katılıyoruz. Blok ticaretinde genel bir azalma var. ABD, Avustralya, Avrupa ülkeleri, Körfez bölgesinden alıcılar var. Ebatlı taşlarda Avustralya ve Avrupa ülkelerinden talepler aldık. Sonuç kısmı güzel olacak.
Abdullah Alimoğlu-Alimoğlu Madencilik
Xiamen Fuarı’na uzun yıllardır katılıyoruz, başarılı bir fuar geçirdik. Avustralya, Hindistan, Çin ağırlıklı olmak üzere pek çok ülkeden müşterilerle görüştük, ticari bağlantılar kurduk. Önümüzdeki yıllarda da Xiamen Fuarı’na katılmak istiyoruz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.