Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ABD'li dev enerji şirketi, hisse başına 1,45 dolar net kar elde ettiğini bildirdi. Tek seferlik maliyetlere göre düzeltilmiş kar ise hisse başına 1,77 dolar olarak gerçekleşti.

 Sonuçlar, Wall Street beklentilerinin üzerinde geldi, ancak Chevron, varlık satışları gibi tek seferlik olaylara göre raporlanan sonuçlarını düzeltmiyor. Zacks Investment Research tarafından ankete katılan altı analistin ortalama tahmini, hisse başına 1,70 dolar kar beklediklerini gösteriyordu.

 Petrol şirketi, dönem içinde 44,82 milyar dolar gelir elde etti, ancak bu rakam piyasa beklentilerini karşılamadı. Zacks anketine katılan üç analist, 47,12 milyar dolar gelir bekliyordu.

Haftaya küresel ticaret gelişmelerinin damga vurduğu bir başlangıç yapıldı. Pazartesi günü ABD ve Avrupa Birliği, otomobil de dahil olmak üzere çoğu ihracata %15 gümrük vergisi uygulanmasını öngören bir anlaşmaya vararak küresel bir ticaret savaşını önledi. Almanya Başbakanı Merz ve İtalya Başbakanı Meloni bu anlaşmayı “sürdürülebilir” olarak nitelendirdi. Anlaşma ayrıca AB’nin ABD’ye yaptığı ilaç ve çip ihracatını da kapsıyor; çelik ve alüminyum gibi emtialarda ise tarifeler düşürülürken kota sistemi getiriliyor. ABD Ticaret Bakanı Lutnick da Çin ile ticaret ateşkesinin 90 gün uzatılmasının muhtemel olduğunu belirtti. Ancak bu durum, Salı günü Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesine ve bazı Avrupa liderlerinin anlaşmayı “Avrupa’nın ekonomik ve siyasi marjinalleşmesi” olarak eleştirmesine neden oldu.

Çarşamba günü ABD Merkez Bankası faiz oranlarını beşinci kez üst üste sabit tuttu. Fed Başkanı Powell, faiz indirim beklentilerini düşürerek, mevcut faiz seviyelerinin ekonomiyi gereğinden fazla frenlemediğini ve gümrük vergilerinin enflasyon üzerindeki etkisini değerlendirmek için faiz indirimini ertelemesi gerektiğini savundu. Bu karar, Trump’ın faiz indirimi baskılarına karşı bir duruş sergiledi. Öte yandan, Japonya Merkez Bankası faiz oranını sabit tutarken enflasyon tahminini yükselterek gelecekteki faiz artırımlarına işaret etti, ancak gümrük vergilerinin etkilerini değerlendirmeye devam ettiğini vurguladı.

Açıklama öncesi eylül ayında faiz indirimi %70 olarak fiyatlanırken bu beklenti %40 seviyesine geriledi. Yıl sonuna kadar piyasalar tarafından 1 indirim fiyatlanıyor.

FOMC sonrası Abd tahvillerinde satış baskısı görülmüştü. Cuma sabahı itibariyle 5 yıllık tahviller 3,97, 10 yıllıklar 4,39, 30 yıllıklar 4,92 seviyesinde.

Türkiye özelinde ise Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu B1’den Ba3 seviyesine yükseltti. Kuruluş, bu kararı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın “enflasyonist baskıları kalıcı olarak hafifleten ve ekonomik dengesizlikleri azaltan” politikalarına bağladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, not artışının süreci başarıyla yönettiklerini ve ekonominin dayanıklılığını teyit ettiğini belirtti.

ABD ve diğer ülkeler arasındaki ticaret görüşmeleri de gündemdeydi. Perşembe günü ABD, Güney Kore ile otomobiller dahil ithalata %15 gümrük vergisi uygulayacak bir ticaret anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, Güney Kore’yi %25’lik gümrük vergisinden kurtarırken, Amerikan enerji ve gemi inşa sektörüne büyük yatırımlar öngörüyor. Ancak, Cuma günü Trump, ABD ile ticaret fazlası veren ülkelere en az %10 olmak üzere gümrük vergileri uygulayacağını açıkladı ve bu kapsamda Türkiye mallarına uygulanacak tarife %15 olarak belirlendi. Kanada’ya uygulanan tarifenin %35’e çıkarılması ise iki ülke arasındaki gerginliği artırabilir.

Haftanın sonunda açıklanacak önemli verilerden biri de ABD temmuz ayı tarım dışı istihdam verisi oldu. Ekonomistler, temmuz ayında 104 bin net tarım dışı istihdam yaratılmasını ve işsizlik oranının %4,1’den %4,2’ye yükselmesini bekliyorlardı. Goldman Sachs stratejistleri ise küresel şirket tahvillerinin getiri primlerinin 2007’den bu yana en düşük seviyesine gerilemesi nedeniyle müşterilerine riskten korunma çağrısında bulundu. Bu uyarı, ekonomik büyümeye dair potansiyel aşağı yönlü sürprizler, deflasyonist baskılar veya Fed’in bağımsızlığına ilişkin endişelerin uzun vadeli tahvil faizlerinde keskin bir satış dalgasına yol açabileceği ihtimaline dayanıyor.

CDS hafta boyunca tarifelere ve merkez bankaları açıklamalarına rağmen görece sakin bir hareket gerçekleştirdi. Hafta boyunca 275 seviyelerinde seyretti Cuma günü primlenerek 287 seviyesine yükseldi.

Bu gelişmeler ışığında, küresel ticaret politikalarındaki değişimlerin, merkez bankalarının para politikası kararlarının ve makroekonomik verilerin tahvil piyasaları üzerinde belirleyici olmaya devam edeceği bir hafta geride kaldı.

 Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

 https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/08/01/eurotahvil-piyasasinda-neler-oluyor-01-08-2025/
 
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 www.isyatirim.com.tr

                           ***
                  Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:

OSMANİYE ili TOPRAKKALE, ilcesi Türkmen Beldesi, Büyüktüysüz Mahallesi, Osmaniye OSB (122 Ada ve 12 Parsel) mevkiindeki AYGAZ A.Ş. TOPRAKKALE İŞLETMESİ ŞUBESİ tarafından yapılması planlanan ÇELİK LPG TÜPLERİ ÜRETİM TESİSİ projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan PTD Dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir ÇED Yönetmeliği'nin 17. maddesi gereğince ÇELİK LPG TÜPLERİ ÜRETİM TESİSİ projesi'ne Valiliğimizce 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verilmiştir.

Takasbank Çek Takas Sistemi'nde, işlem gören çeklerin ve bu çeklerden karşılıksız
kalanların adet ve tutarlarına ilişkin oranlarına ilişkin Temmuz ayı istatistikleri
yayınladı.

 Bir önceki ay 1 milyon 189 olan toplam ibraz edilen çek adedi geçen ay
976 bin olurken, toplam ibraz edilen çek tutarı 670 milyar 399 milyon TL'den
649 milyar 400 milyon TL'ye indi.

 İbrazında karşılıksız kalan çek adedi ise 23 bin 519'dan 21 bin 50'ye
ibrazında karşılıksız kalan çek tutarı 18 milyar 662 milyon TL'den 17 milyar
730 milyon TL'ye geriledi

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklama aşağıda bulunuyor:

ABD Başkanı Donald Trump tarafından 1 Ağustos itibarıyla açıklanan yeni gümrük tarifeleri kapsamında, dünya genelinde %15 ila %50 arasında değişen oranda vergi artışları yürürlüğe girmiştir.
ABD ile ticaret anlaşması bulunmayan ülkeler, bu tarihten itibaren ABD'ye ihraç ettikleri ürünler için daha yüksek tarifelerle karşı karşıya kalacaktır.
Türkiye En Düşük Tarife Uygulanan Ülkeler Arasında
Türkiye, bu yeni düzenlemede en düşük gümrük vergisi uygulanan ülkelerden biri olmaya devam etmektedir. Türkiye'nin düşük tarife kategorisinde yer alması:
ABD nezdinde dengeli ve olumlu bir ticari ortak olarak değerlendirildiğini,
Türk ihracatçısının küresel pazarlarda rekabet gücünü koruduğunu,
Ve Türkiye'nin dış ticaretteki güçlü konumunun sürdüğünü göstermektedir.
Bu durum, başta Asya ve Latin Amerika ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülkeye kıyasla Türkiye açısından önemli bir avantaj yaratmaktadır.

Öne Çıkan Vergi Oranları
Yeni tarife düzenlemeleri kapsamında öne çıkan oranlar şöyledlr: • Kanada: %25 > %35
Meksika: %25 > %50'ye çıkarılması planlanıyor (90 gün içinde)
İsviçre: %39
Brezilya: %10'a ilave %40 ile birlikte toplam %50 vergi
Güney Afrika: %30
Vietnam ve Tayvan: %20
Japonya: %15
Güney Kore: %15
Stratejik Ürünlerde Seçici Vergi Artışı
Ayrıca, ABD tarafında bakır, çelik ve alüminyum ihracatçılarına çelik ürünlerinde %50 oranında yeni vergi uygulanması kararlaştırılmış; ancak bu artış yalnızca bakır boru ve kablo gibi ürünlerle sınırlı tutulmuştur. Rafine bakır, cevher ve konsantre gibi ürünler kapsam dışında bırakılmıştır. Bu ani değişiklik, ABD'deki bakır piyasalarında fiyat düşüşüne ve arz fazlasına yol açmıştır.
ABD'nin Ticaret Anlaşması Olmayan Başlıca Ortakları
ABD'nin ticaret konusunda henüz uzlaşmaya varamadığı başlıca ortakları arasında Kanada, Meksika, Tayland ve Hindistan gibi bazı Uzak Doğu ülkeleri de yer almakta olup, Hindistan'a yönelik vergiler ek para cezası ile birlikte uygulanacaktır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörü 2025 yılının ilk altı ayında 13,42 milyar dolar ihracat, 12 milyar dolar ithalat yaptı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Veri Paneli’nden derlenen bilgilere göre; Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörünün, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı yüzde 0,4 artışla 13,37 milyar dolardan 13,42 milyar dolara çıktı. Söz konusu dönemde yapılan ithalat ise yüzde %21,91 artışla 9,84 milyar dolardan 12 milyar dolara çıktı. Böylece, yılın ilk 6 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 1,42 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 3,53 milyar dolar seviyelerindeydi.

Birim ihracat değeri ise %7,24 artarak ton başına 1.347 dolar oldu. Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan Dış Ticaret Verileri’ne göre, Haziran 2025 itibarıyla aylık temelde ihracat geçen yıl aynı döneme kıyasla % 2,77 artışla 1,88 milyar dolar olurken, ithalat ise geçen yıl aynı döneme göre %21,58 artarak 1,76 milyar dolar oldu.

EN ÇOK İHRACAT VE İTHALAT GERÇEKLEŞTİREN SEKTÖRLER

Bu yılın ilk 6 aylık dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde; en fazla ihracatın 1.629 milyar dolar ile Şeker ve Şekerli Mamuller sektöründe yapıldığı görüldü. Bu sektörü sırasıyla Sert Kabuklu Meyveler sektörü (1.240 milyar dolar), Bitkisel Yağ sektörü (1.139 milyar dolar), Yaş Meyve sektörü (1.136 milyar dolar) ve Balıkçılık ve Su Ürünleri sektörü (932 milyon dolar) takip etti.

Şeker ve Şekerli Mamuller sektörünün toplam ihracat içindeki ($) payı yüzde 14,38, Sert Kabuklu Meyveler sektörünün yüzde 10,95, Yaş Meyve sektörünün yüzde 10,03, Bitkisel Yağ sektörünün yüzde 10,06 ve Balıkçılık ve Su Ürünleri sektörünün yüzde 8,23 oldu.

Yine aynı dönemde en fazla ithalat 3.092 milyar dolar ile Hayvan Yemi sektöründe yapıldı. Bu sektörün ardından en fazla ithalat yapan sektörler; Bitkisel Yağ (2.042 milyar dolar), Kakao ve Çikolata (1.424 milyar dolar), Canlı Hayvan Ticareti (745 milyon dolar) ve Un (641 milyon dolar) sektörleri olarak sıralandı.

Hayvan Yemi sektörünün toplam ithalat içindeki ($) payı yüzde 30,83, Bitkisel Yağ sektörünün yüzde 20,36, Kakao ve Çikolata sektörünün yüzde 14,20, Canlı Hayvan Ticareti sektörünün yüzde 7,43 ve Un sektörünün yüzde 6,39 oldu.

EN ÇOK İHRAÇ VE İTHAL EDİLEN ÜRÜNLER

2025 yılının 6 aylık döneminde, ihracatta öne çıkan ürünler sıralamasında yüzde 2,31’lik azalışla fındık içi ilk sırada yer aldı. Fındık içi ihracatı 662,6 milyon doları geçti. İkinci sıradaki ayçiçeği yağı rafine ihracatında da yüzde %25,32 artış yaşandı. Ayçiçeği yağı rafine ihracatı 551,5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Buğday unu ihracatı da 428 milyon dolarlık değeriyle üçüncü sırada kendisine yer buldu. Söz konusu ürünün ihracatında yüzde 36,61 düşüş görüldü.

Yılın 6 aylık döneminde en çok ithalatı gerçekleştirilen ürün, 1.036,9 milyar dolarla Soya fasulyesi oldu. Kakao ithalatı 873,7 milyon dolar, Mısır Dane ithalatı 793 milyon dolar olarak gerçekleşti.

1.544,8 MİLYAR DOLARLIK İHRACATLA IRAK İLK SIRADA

Tarım, gıda ve içecek sektörünün en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler sıralamasında ihracatın yüzde %8,10 azaldığı Irak, 1.544,8 milyar dolarla ilk sırada yer aldı. İkinci sırada yer alan Almanya’ya yapılan ihracat yüzde %3,53 azalışla 990,5 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada 905,3 milyon dolarla ABD yer aldı. ABD’ye yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde %12,23 arttı.

En çok ithalat yapılan ülkeler sıralamasında da ilk sırada Rusya Federasyonu geldi. Rusya’dan yapılan ithalat 1.434,9 milyar dolar oldu. İkinci sıra, 1.343,2 milyar dolarlık ithalatın gerçekleştirildiği Brezilya’nın oldu. 1.212,9 milyar dolarlık ithalatın yapıldığı Ukrayna ise üçüncü sırada yer aldı.


Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörü 2025 yılının ilk altı ayında 13,42 milyar dolar ihracat, 12 milyar dolar ithalat yaptı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Veri Paneli’nden derlenen bilgilere göre; Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörünün, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı yüzde 0,4 artışla 13,37 milyar dolardan 13,42 milyar dolara çıktı. Söz konusu dönemde yapılan ithalat ise yüzde %21,91 artışla 9,84 milyar dolardan 12 milyar dolara çıktı. Böylece, yılın ilk 6 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 1,42 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 3,53 milyar dolar seviyelerindeydi.

Birim ihracat değeri ise %7,24 artarak ton başına 1.347 dolar oldu. Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan Dış Ticaret Verileri’ne göre, Haziran 2025 itibarıyla aylık temelde ihracat geçen yıl aynı döneme kıyasla % 2,77 artışla 1,88 milyar dolar olurken, ithalat ise geçen yıl aynı döneme göre %21,58 artarak 1,76 milyar dolar oldu.

EN ÇOK İHRACAT VE İTHALAT GERÇEKLEŞTİREN SEKTÖRLER

Bu yılın ilk 6 aylık dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde; en fazla ihracatın 1.629 milyar dolar ile Şeker ve Şekerli Mamuller sektöründe yapıldığı görüldü. Bu sektörü sırasıyla Sert Kabuklu Meyveler sektörü (1.240 milyar dolar), Bitkisel Yağ sektörü (1.139 milyar dolar), Yaş Meyve sektörü (1.136 milyar dolar) ve Balıkçılık ve Su Ürünleri sektörü (932 milyon dolar) takip etti.

Şeker ve Şekerli Mamuller sektörünün toplam ihracat içindeki ($) payı yüzde 14,38, Sert Kabuklu Meyveler sektörünün yüzde 10,95, Yaş Meyve sektörünün yüzde 10,03, Bitkisel Yağ sektörünün yüzde 10,06 ve Balıkçılık ve Su Ürünleri sektörünün yüzde 8,23 oldu.

Yine aynı dönemde en fazla ithalat 3.092 milyar dolar ile Hayvan Yemi sektöründe yapıldı. Bu sektörün ardından en fazla ithalat yapan sektörler; Bitkisel Yağ (2.042 milyar dolar), Kakao ve Çikolata (1.424 milyar dolar), Canlı Hayvan Ticareti (745 milyon dolar) ve Un (641 milyon dolar) sektörleri olarak sıralandı.

Hayvan Yemi sektörünün toplam ithalat içindeki ($) payı yüzde 30,83, Bitkisel Yağ sektörünün yüzde 20,36, Kakao ve Çikolata sektörünün yüzde 14,20, Canlı Hayvan Ticareti sektörünün yüzde 7,43 ve Un sektörünün yüzde 6,39 oldu.

EN ÇOK İHRAÇ VE İTHAL EDİLEN ÜRÜNLER

2025 yılının 6 aylık döneminde, ihracatta öne çıkan ürünler sıralamasında yüzde 2,31’lik azalışla fındık içi ilk sırada yer aldı. Fındık içi ihracatı 662,6 milyon doları geçti. İkinci sıradaki ayçiçeği yağı rafine ihracatında da yüzde %25,32 artış yaşandı. Ayçiçeği yağı rafine ihracatı 551,5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Buğday unu ihracatı da 428 milyon dolarlık değeriyle üçüncü sırada kendisine yer buldu. Söz konusu ürünün ihracatında yüzde 36,61 düşüş görüldü.

Yılın 6 aylık döneminde en çok ithalatı gerçekleştirilen ürün, 1.036,9 milyar dolarla Soya fasulyesi oldu. Kakao ithalatı 873,7 milyon dolar, Mısır Dane ithalatı 793 milyon dolar olarak gerçekleşti.

1.544,8 MİLYAR DOLARLIK İHRACATLA IRAK İLK SIRADA

Tarım, gıda ve içecek sektörünün en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler sıralamasında ihracatın yüzde %8,10 azaldığı Irak, 1.544,8 milyar dolarla ilk sırada yer aldı. İkinci sırada yer alan Almanya’ya yapılan ihracat yüzde %3,53 azalışla 990,5 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada 905,3 milyon dolarla ABD yer aldı. ABD’ye yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde %12,23 arttı.

En çok ithalat yapılan ülkeler sıralamasında da ilk sırada Rusya Federasyonu geldi. Rusya’dan yapılan ithalat 1.434,9 milyar dolar oldu. İkinci sıra, 1.343,2 milyar dolarlık ithalatın gerçekleştirildiği Brezilya’nın oldu. 1.212,9 milyar dolarlık ithalatın yapıldığı Ukrayna ise üçüncü sırada yer aldı.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı Temmuz 2025 Türkiye İmalat PMI ve Sektörel PMI verileri, üretim sektöründeki zorlu tabloyu net şekilde ortaya koyuyor. Üst üste üçüncü ay gerileyerek 45,9 seviyesine inen PMI, Ekim 2024’ten bu yana en belirgin yavaşlamaya işaret ediyor. Faaliyet koşullarındaki bozulma böylece 16’ncı aya ulaştı.

Yeni siparişlerin üst üste 25 aydır daralması ve temmuzdaki düşüşün son dört ayın en serti olması, iç ve dış talepteki kalıcı sorunların açık göstergesidir. Sanayici bu koşullarda üretimi, istihdamı ve satın alma faaliyetlerini azaltmak zorunda kalırken, stoklarını da eritmeye çalışıyor.

Sektörel veriler de tabloyu teyit ediyor. Kur kaynaklı maliyet artışları satış fiyatlarını yukarı çekerken, talep yetersizliği bu artışların sınırlı kalmasına neden oluyor. Bu durum hem kârlılığı hem de fiyat istikrarını olumsuz etkileyen çift yönlü bir baskı yaratıyor.

Sanayi üretimindeki daralma geçici değil; yapısal ve çok boyutlu bir sorunun yansıması. Yatırım iştahı zayıflarken, sanayici artık üretimi sürdürebilmek için dahi finansmana erişimde güçlük yaşıyor. Faizlerdeki artış, teminat şartları ve sıkı kredi politikaları üretimi doğrudan etkiliyor.

Özellikle plastik gibi hammadde açısından dışa bağımlı sektörlerde kur ve emtia fiyatlarındaki oynaklık daha büyük riskler doğuruyor. İç talepteki zayıflama, tüketici güvenindeki düşüşle birleşince sanayici ürettiğini satmakta zorlanıyor. Dış pazarlarda ise durgunluk, korumacılık ve yüksek lojistik maliyetler ihracatçı üzerinde baskı yaratıyor.

 

“Kararlı politikalara ihtiyaç var”

Sanayimizin bu dar boğazdan çıkabilmesi için iç talebi canlandıracak, ihracatı destekleyecek, üretimi teşvik edecek kararlı politikalara ihtiyaç var. Finansmana erişimin kolaylaştırılması, yatırımların yeniden cesaretlendirilmesi ve özellikle katma değeri yüksek üretimin desteklenmesi artık ertelenemez.

Türkiye’nin sanayi gücü, kriz dönemlerinde dahi üretmeye devam eden işletmelerimizin dayanıklılığına yaslanıyor. Ancak bu dayanıklılığın sürdürülebilirliği, yapısal desteklerin güçlendirilmesine ve reel sektörle daha yakın bir diyalog kurulmasına bağlı.