Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Batıçim, Bornova’daki fabrikanın kiralanması, unvan değişikliği ve gayrimenkul yatırım fonları kurulması yönünde aldığı kararlarla organizasyonel ve finansal yapısında stratejik bir dönüşüm başlatıyor.
Batıçim Batı Anadolu Çimento Sanayii A.Ş., Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarından biri olarak, değişen küresel ve yerel dinamiklere uyum sağlamak ve sürdürülebilir büyümesini desteklemek amacıyla kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci başlattı. Şirketin Yönetim Kurulu tarafından alınan kararlar, bugün Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden kamuoyuyla paylaşıldı.
Dört temel adım
Yeni strateji kapsamında;
• Bornova Fabrikası, üretim faaliyetleri kesintiye uğramadan, Batıçim iştiraki Batısöke Söke Çimento Sanayii T.A.Ş.’ye kiralanacak. Bu geçici yapı, ileride geliştirilecek gayrimenkul projeleri hayata geçene kadar sürdürülecek.
• Batıçim’in unvanı ‘Batıçim Batı Anadolu A.Ş.’ olarak değişecek; Batısöke ise ‘Batıçim Çimento Sanayi Türk A.Ş.’ unvanını kullanacak.
• Gayrimenkul yatırım fonları kurularak, İzmir Bornova’daki Bornova Fabrika Arsası ve Erzene başta olmak üzere, Şirket portföyünde yer alan çeşitli taşınmazlar bu fonlara devredilecek. Bu sayede yeni gelir kalemleri yaratılması, portföy çeşitlendirilmesi ve şirketin toplam konsolide kârlılığının artırılması hedefleniyor.
• Aliağa’daki Batıliman arazisi üzerinde, yıllık asgari 2 milyon ton kapasiteli bir öğütme ve paketleme tesisi kurulacak. Kurulumun ardından bu tesis de Batısöke’ye kiralanacak.
Şirketin bu adımları, yalnızca mevcut piyasa koşullarına uyum sağlamakla kalmayıp, mali yapıyı güçlendirmeyi, yatırımları çeşitlendirmeyi ve operasyonel esnekliği artırmayı hedefliyor. Yönetim Kurulu, tüm sürecin şeffaflıkla yürütüleceğini, yatırımcıların çıkarlarının gözetileceğini ve gerekli düzenleyici izinlerin ardından işlemlerin genel kurul onayına sunulacağını açıkladı.
Kiralama ve gayrimenkul yatırım fonları
Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda alınan teknik ve yapısal düzenlemeler özetle şu şekilde:
• Bornova Fabrikası, gayrimenkul projesi başlatılana dek Batısöke’ye kiralanacak, üretim faaliyetleri aynı şekilde sürdürülecek.
• Bornova Fabrikası, Erzene arazileri ve diğer taşınmazlar üzerinde gayrimenkul projeleri geliştirilecek; bu doğrultuda gayrimenkul yatırım fonları kurulacak.
• Söz konusu varlıklar SPK tarafından yetkilendirilmiş değerleme kuruluşlarının raporları doğrultusunda fona devredilecek.
• Şirket, bu fonlardan elde edeceği katılım belgelerini aktif olarak değerlendirebilecek; teminat olarak kullanabilecek veya fonlara geri iade edebilecek.
• Bornova Fabrika Arsası devredildikten sonra, şirket lehine intifa hakkı tesis edilecek; bu hak üzerinden üretim faaliyeti sürdürülecek.
• Aliağa’daki Batıliman arazisi üzerine çimento öğütme ve paketleme tesisi kurulacak; tamamlandıktan sonra tesis Batısöke’ye kiralanacak.
• Sürecin tüm aşamaları için SPK’ya başvuru yapılacak, onay sonrasında işlemler Genel Kurul’a sunulacak.
TCMB’nin dünkü kararları sonrasında, Türkiye ekonomisi, sektörler ve piyasalara ilişkin beklentilerimizi yeniden şekillendirdik. Buna göre;
Faiz ve Enflasyon
Ø Mart ayında piyasalarda yaşanan türbülans ile oluşan rezerv kayıpları ve ortaya çıkan Dolarizasyon sonrasında enflasyon beklentileri bozulmuştu. TCMB’nin dünkü kararını bu kapsamda yerinde bir adım
olarak değerlendirdiğimizi dünkü raporumuzda da belirtiğimiz gibi yineliyoruz. Diğer yandan, alınan bu karar ve metindeki şahin ton, TCMB’nin ihtiyatlı bir tutumla Haziran toplantısında faiz oranlarını sabit
bırakabileceği izlenimi bizde oluşturdu. Yine, dünkü faiz artırımının borçlanma maliyetlerini yukarı çekmesiyle kısa vadede fiyatlama davranışlarını bozabileceğini, bu kapsamda Nisan ve Mayıs enflasyon
oranlarında yukarı yönlü etkiye neden olabileceğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla, yıl sonu için senelik TÜFE beklentimizi yüzde 29,00 seviyesinden yüzde 33,00’e revize ediyoruz. Buna paralel olarak,
TCMB’nin yıl sonu Politika Faizi’ne ilişkin öngörümüzü de yüzde 32,00’den yüzde 35,00 düzeyine yükseltiyoruz.
GSYİH Büyümesi
Ø Mart ayında oluşan piyasa türbülansı öncesinde, ticaret savaşlarının küresel ekonomideki etkilerine karşın; TCMB’den beklediğimiz faiz indirimleri ve senenin ikinci yarısından itibaren kredi kısıtlarında
yapılabilecek kademeli normalleşme adımları ile Türkiye’nin 2025 GSYİH büyümesini yüzde 3,6 düzeyinde öngörmekteydik. Ancak, gelinen noktada faiz indirim döngüsünün zarar görmesi ve kredi
kısıtlarına ilişkin makroihtiyati tedbirlerdeki normalleşme adımlarının başlangıcına dair beklentimizi 4.Çeyrek’e kadar uzatmamızdan ötürü; Türkiye’nin GSYİH büyümesine ilişkin öngörümüzü yüzde 3,0
seviyesine revize ediyoruz.
Cari İşlemler Dengesi
Ø Enflasyon oranlarında önümüzdeki birkaç ayda yaşanması muhtemel yukarı yönlü risklerin, TCMB’yi daha sıkı bir politika setine yönlendirmesi nedeniyle; önümüzdeki süreçte yeni ithalat tedbirlerinin
devreye alınabileceğini ve iç talebin de 3.Çeyrek ortalarından itibaren kısılacağını düşünmekteyiz. Diğer yandan, küresel ekonomide yaşanması beklenen daha zayıf büyüme ise ihracat hacmimiz açısından
bir risk oluşturmakla birlikte, yılın kalanında bölgemizdeki jeopolitik risklerin hafifleyeceği(hatta sona erebileceği) öngörümüzle turizm kaynaklı hizmet gelirlerinin geçen yıldan daha yüksek olabileceğini
bekliyoruz. Tüm bu öngörülerimiz kapsamında; 2025 yıl sonu Cari İşlemler Dengesi için 22 Milyar Dolarlık açık verilmesine dair öngörümüzü, 16 Milyar Dolarlık açık verileceği şeklinde revize ediyoruz.
Sektörler ve Piyasalar
Ø Sektörler tarafında; nakit pozisyonu ve nakit yaratma gücü yüksek, enflasyon ve faiz artışlarının kısa vadede marjlarını olumlu ayrıştırabileceği Perakende, Sigortacılık ve Faktoring gibi sektörlerin kısa
vadede kârlılık anlamında ilk etapta ön plana çıkabileceğini, buna karşın; TCMB’nin faiz indirim döngüsüne yeniden başlaması ve kredi kısıtları gibi makroihtiyati tedbirlerde gevşeme beklentilerinin
ötelenmesiyle Bankacılık, Otomotiv ve İnşaat sektörleri ile reel sektörün diğer alt sektörlerinin ise kısa vadede kârlılık anlamında geri planda kalabileceğini öngörüyoruz. Sene sonuna doğru ise, bankalar ve
reel sektörün ancak cazibe kazanabileceğini beklemekteyiz.
Ø Piyasalar tarafında; TCMB’nin dünkü adımının kur(Dolar/TL) tarafında TL açısından pozitif olduğunu ve son haftalarda ortaya çıkan Dolarizasyondaki muhtemel çözülmelerle kurun 37,00 TL seviyesine
doğru ilk etapta geri çekilebileceğini düşünmekteyiz. Sene sonu için Dolar/TL beklentimizi 41,50 TL olarak konumlandırıyoruz. Tahvil tarafında da Mart ayından itibaren oluşan satış baskısının yerini
alımlara bırakmasını ve faiz oranlarının aşağıya gelmesini öngörüyoruz. Kur ve tahvil faizi risklerindeki zayıflamanın CDS rakamlarımızı da yeniden 280-270 bölgesine doğru düşürebileceğini beklemekteyiz.
Borsa fiyatlamaları açısından; Mart ayından itibaren hissettiğimiz yabancı satışının ilk etapta bir miktar yabancı alımı ile yerine koyulabileceği varsayımımızla sektörlere bakmaksızın bir yükseliş söz konusu
olabilir. Ancak, ilerleyen günlerde; yukarıda saydığımız faktörlerle sektörel ayrışmaların oluşabileceğini değerlendiriyoruz. BİST tarafındaki sene sonu öngörümüzü ise; küresel ticaret savaşları ile de alakalı
olduğu için ve henüz o tarafta devam eden belirsizlikler nedeniyle iki uçlu(risklerin durumuna göre yukarı veya aşağı) olarak korumaktayız. İyi senaryo(ticaret savaşlarında anlaşmaların saplanması, içeride
TCMB’nin yeniden faiz indirimine başlaması ve makroihtiyati tedbirlerde normalleşme) için beklentimiz 13.000 seviyesi olurken, kötü senaryomuzda ise daha aşağıya gidilme ve sonrasında toparlanma
ihtimaliyle 8500-9500 aralığında yer almakta.
Alnus Yatırım Menkul Değerler A.Ş
www.alnusyatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:
MALATYA ili HEKİMHAN, ilcesi Akmağara Mahallesi 107 Ada 49 Nolu Parsel mevkiindeki ÖZYAŞAR TEL VE GALVANİZLEME SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılması planlanan ÖZYAŞAR GES 9,4302 MWm/ 7,875 MWe KURULU GÜCÜNDE projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan PTD Dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir ÇED Yönetmeliği'nin 17. maddesi gereğince ÖZYAŞAR GES 9,4302 MWm/ 7,875 MWe KURULU GÜCÜNDE projesi'ne Valiliğimizce 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verilmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı "İstatistiklerle çocuk" çalışmasının sonuçlarını açıkladı.
TÜİK'in konuya ilişkin haber bülteni aşağıda bulunuyor:
"Türkiye nüfusunun %25,5'ini çocuk nüfus oluşturdu
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2024 yılı sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi iken bunun 21 milyon 817 bin 61'ini çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun %51,3'ünü erkek çocuklar, %48,7'sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2024 yılında %25,5 oldu.
Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında %22,1, 2040 yılında %17,9, 2060 yılında %16,9, 2080 yılında %15,2 ve 2100 yılında %14,5 olacağı öngörüldü.
Doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini varsayan düşük senaryoya göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında %22,0, 2040 yılında %16,7, 2060 yılında %13,9, 2080 yılında %11,1, 2100 yılında %9,9 olacağı öngörüldü.
Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında %22,3, 2040 yılında %18,9, 2060 yılında %18,7, 2080 yılında %18,9, 2100 yılında %18,6 olacağı öngörüldü.
Türkiye'nin çocuk nüfus oranının Avrupa Birliği üye ülkelerinden yüksek olduğu görüldü
Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2024 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması %17,8 oldu. AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla, %23,0 ile İrlanda, %20,8 ile Fransa, %20,6 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla, %14,7 ile Malta, %15,1 ile İtalya, %15,7 ile Portekiz oldu. Türkiye'nin çocuk nüfus oranının %25,5 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü.
Çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu il Şanlıurfa oldu
ADNKS sonuçlarına göre illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2024 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, %43,8 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini %39,8 ile Şırnak, %37,4 ile Ağrı, Mardin ve Muş izledi.
Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu il, %16,4 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini %17,3 ile Edirne ve %18,0 ile Kırklareli izledi.
Türkiye'de 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranı %42,8 oldu
ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 599 bin 261 oldu. Hanelerin %42,8'inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin %68,5 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin %28,2 ile Tunceli olduğu görüldü.
Hanelerin %19,0'ında 0-17 yaş grubunda bir çocuk, %14,6'sında iki çocuk, %6,0'ında üç çocuk, %2,0'ında dört çocuk, %1,1'inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.
Çocuk nüfusun 2024 yılında %29,6'sının 10-14 yaş grubunda yer aldığı görüldü
Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2019 yılında çocuk nüfusun %27,7'sinin 0-4 yaş grubunda, %28,2'sinin 5-9 yaş grubunda, %28,0'ının 10-14 yaş grubunda ve %16,0'ının 15-17 yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2024 yılında %23,3'ünün 0-4 yaş grubunda, %29,3'ünün 5-9 yaş grubunda, %29,6'sının 10-14 yaş grubunda ve %17,8'inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.
Canlı doğan bebek sayısı 2023 yılında 958 bin 408 oldu
Doğum İstatistiklerine göre 2023 yılında canlı doğan bebek sayısı, 958 bin 408 oldu. Doğan bebeklerin 491 bin 361'i erkek, 467 bin 47'si ise kız oldu. Canlı doğan bebeklerin %96,7'sini tekil, %3,1'ini ikiz, %0,1'ini ise üçüz ve daha fazla çoğul doğumlar oluşturdu.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında %91,6 iken 2023 yılında %97,5 oldu. Beşli karma aşı (DPT+IPV+Hib) 3 doz ile aşılama oranı 2022 yılında %99,5 iken 2023 yılında %98,8 oldu.
Beklenen yaşam süresi 15 yaşındaki çocuklar için 63,5 yıl oldu
Hayat Tabloları, 2021-2023 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 77,3 yıl, erkekler için 74,7 yıl ve kadınlar için 80,0 yıl oldu.
Türkiye'de 7 yaşına ulaşan bir çocuğun kalan yaşam süresinin ortalama 71,3 yıl, erkek çocuklar için 68,7 yıl ve kız çocuklar için 73,9 yıl olduğu görüldü. Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki çocuklar için bu süre 63,5 yıl oldu. Erkek çocuklar için bu süre 60,9 yıl iken kız çocuklar için 66,1 yıl oldu. Bu yaş için kız ve erkek çocuklar arasındaki beklenen yaşam süresi farkının 5,2 yıl olduğu görüldü.
Bebeklere konulan en popüler erkek ismi Alparslan, kız ismi Defne oldu
ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Alparslan, Göktuğ ve Yusuf; en popüler kız bebek isimleri ise Defne, Asel ve Zeynep oldu. Doğan erkek bebeklerin 8 bin 88'ine Alparslan, 5 bin 683'üne Göktuğ, 4 bin 880'ine Yusuf, kız bebeklerin 7 bin 466'sına Defne, 7 bin 347'sine Asel, 6 bin 540'ına ise Zeynep ismi verildi.
Türkiye'de 2024 yılında 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek çocuk isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Ömer; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Ecrin olduğu görüldü.
Çocuk bağımlılık oranı 2024 yılında %30,6 oldu
Toplam yaş bağımlılık oranı, 15-64 yaş grubunda çalışma çağındaki her 100 kişi başına düşen, 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanır. ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında toplam yaş bağımlılık oranı %46,1 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişi başına düşen, 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise %30,6 olarak gerçekleşti.
Beş yaşındaki çocukların net okullaşma oranı %84,3 oldu
Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistiklerine göre okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranının, 2022/'23 öğretim yılında %85,0 iken 2023/'24 öğretim yılında %84,3 olduğu görüldü. Beş yaş net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için %84,5, kız çocuklar için %84,0 oldu.
İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2023/'24 öğretim yılında %95,0, ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı %91,5 ve ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranı %88,0 oldu.
İlkokul tamamlama oranı %98,7 oldu
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre eğitim kademesi ve cinsiyete göre okul tamamlama oranları incelendiğinde, yıllara göre bir artış gözlendi. İlkokul tamamlama oranı 2018/'19 eğitim ve öğretim döneminde %98,6 iken bu oran 2023/'24 eğitim ve öğretim döneminde %98,7 oldu. Ortaokul tamamlama oranı 2018/'19 eğitim ve öğretim döneminde %97,7 iken bu oran 2023/'24 eğitim ve öğretim döneminde %96,5 oldu. Ortaöğretim tamamlama oranı ise %68,1'den %81,2'ye yükseldi.
Ortaöğretim okul tamamlama oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2023/'24 eğitim ve öğretim döneminde bu oranın erkek çocuklar için %79,4, kız çocuklar için %83,0 olduğu görüldü.
Özel eğitim alan öğrencilerin oranı %3,0 oldu
Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistiklerine göre Türkiye genelinde 2023/'24 eğitim ve öğretim döneminde örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı 18 milyon 710 bin 265 oldu. Bu öğrencilerin %51,3'ünü erkek öğrenciler, %48,7'sini ise kız öğrenciler oluşturdu.
Özel eğitim gerektiren bireylere (işitme, görme, ortopedik ve hafif düzeyde zihinsel engelli) hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, geliştirilmiş eğitim programlarının uygulandığı özel öğretim kurumlarında örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı ise 559 bin 725 oldu. Özel eğitim alan öğrenciler örgün eğitimdeki öğrencilerin %3,0'ını oluşturdu. Özel örgün eğitime devam eden öğrencilerin %63,0'ını erkek öğrenciler, %37,0'ını ise kız öğrenciler oluşturdu.
Çocukların %94,5'inin sağlık durumunun "çok iyi veya iyi" durumda olduğu görüldü
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu Modülü sonuçlarına göre 2024 yılında hanelerde yaşayan 15 yaş ve altı çocukların genel sağlık durumları incelendiğinde %94,5'inin "çok iyi veya iyi", %4,6'sının "orta", %0,9'unun ise "kötü veya çok kötü" olduğu görüldü.
Çocukların en az son 6 ay içinde sağlık durumlarının günlük faaliyetlerini sınırlama durumları incelendiğinde sağlık durumu kötü veya çok kötü olan çocukların %53,7'sinin yaşanan sağlık sorunu nedeniyle günlük faaliyetlerinin çok sınırlandığı, %40,9'unun günlük faaliyetlerinin sınırlandığı, %5,4'ünün ise günlük faaliyetlerinin sınırlanmadığı beyan edildi.
Hanehalklarının %9,2'sinde çocuklar maddi yetersizlik nedeniyle yeni giysilere sahip olamadı
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu Modülü sonuçlarına göre 2024 yılında, 15 yaş ve altı tüm çocukların yeni giysilere sahip olduğu hanehalkı oranı %88,6 iken maddi yetersizlik nedeniyle çocukları yeni giysilere sahip olamayan hanehalkı oranı %9,2, diğer nedenlerle çocukları yeni giysilere sahip olamayan hanehalkı oranı ise %2,2 oldu.
Günde en az bir kez taze meyve ve sebze tüketimi yapabilen 15 yaş ve altı çocukların bulunduğu hanehalklarının oranı %86,7, maddi yetersizlikler nedeniyle günde en az bir kez taze sebze ve meyve tüketimi yapamayan hanehalkı oranı %10,0, diğer nedenlerle çocukları günde en az bir kez taze meyve ve sebze tüketemeyen hanehalkı oranı ise %3,3 oldu.
Çocukları için evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilen hanehalkı oranı %51,2, maddi yetersizlikler nedeniyle evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamayan hanehalkı oranı %22,2, diğer nedenlerle evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamayan hanehalkı oranı ise %26,6 oldu.
Çocukların İnternet kullanım oranı 2024 yılında %91,3 oldu
Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre İnternet kullanım oranı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2021 yılında %82,7 iken 2024 yılında %91,3 oldu. İnternet kullanımı cinsiyete göre incelendiğinde, erkek çocukların İnternet kullanım oranı 2021 yılında %83,9 iken 2024 yılında %92,2, kız çocukların İnternet kullanım oranı ise 2021 yılında %81,5 iken 2024 yılında %90,3 olduğu görüldü.
Çocuklar interneti en fazla video izleme amacı ile kullandı
Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında, düzenli İnternet kullanan 6-15 yaş grubundaki çocukların İnternet aracılığı ile yürüttüğü faaliyetlerde, İnternet üzerinden video izleme %83,9 ile ilk sırayı alırken, %75,0 ile ödev, öğrenme veya çevrim içi derslere katılma ikinci sırada yer aldı. Bunu, %72,7 ile oyun oynama veya oyun indirme, %72,6 ile sosyal medya izledi. Çocukların İnternette en az yürüttüğü faaliyet ise %13,2 ile e-posta gönderme veya alma oldu.
Yaş grubu 15-17 olan çocukların işgücüne katılma oranı %24,9 oldu
Hanehalkı İşgücü Araştırması 2024 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %24,9 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için %35,6, kız çocuklar için %13,7 olduğu görüldü.
Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı
Evlenme İstatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında %7,3 iken bu oran 2024 yılında %1,6'ya düştü. Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında %0,5 iken bu oran 2024 yılında %0,1 oldu.
Babası vefat etmiş çocukların sayısı 258 bin 515 oldu
ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında 21 milyon 817 bin 61 çocuk nüfusun içinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 258 bin 515, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 81 bin 373, hem annesi hem de babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 5 bin 276 olduğu görüldü.
Koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı 10 bin 430 oldu
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre 2024 yılında Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 15 bin 135 olduğu görüldü. Mevcut koruyucu aile sayısı 8 bin 719, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 10 bin 430 oldu. Evlat edindirilen çocuk sayısı 2024 yılında 589 oldu.
Boşanma davaları sonucu, velayeti anneye verilen çocukların oranı %74,4 oldu
Boşanma İstatistiklerine göre 2024 yılında boşanan çiftlerin sayısı 187 bin 343 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 186 bin 536 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin %74,4'ünün anneye, %25,6'sının ise babaya verildiği görüldü.
Çocuklar en fazla dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle hayatını kaybetti
Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistiklerine göre 2023 yılında 1-17 yaş grubunda çocuk ölümleri en fazla, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden 1-17 yaş grubundaki çocuk sayısı, 2023 yılında 13 bin 43 oldu. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle 866 çocuk, iyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle 671 çocuk, dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle 403 çocuk hayatını kaybetti.
Bebek ölüm hızı binde 10,0 oldu
Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistiklerine göre 2009 yılında bebek ölüm hızı binde 13,9 iken 2023 yılında binde 10,0 oldu. Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2009 yılında binde 17,7 iken 2023 yılında binde 14,5 oldu. "
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KPMG Türkiye'nin ülkemizde inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin 2024 yılı 4. çeyrek durumunu ortaya koyan raporuna göre Türkiye genelinde konut satışları yaklaşık 530 bin adet ile bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62,9'luk artış gösterirken, 2024 Aralık ayında alt kırılımdaki ipotekli satışlar ve ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 285,3 ve yüzde 55,7 arttı.
KPMG Türkiye tarafından hazırlanan “İnşaat ve Gayrimenkul Sektörel Bakış Raporu” 2024 yılı 4. çeyrek rakamlarına göre Türkiye inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olan şirketlerin yüzde 58,4'ü faaliyetlerini kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını açıkladı. Kısıtlayıcı unsurlara bakıldığında finansman sorunları ortalama yüzde 31,6 seviyesindeki payıyla girişimleri sınırlayan birincil faktör olurken gelen talep yetersizliği de 2024 yılı 4. çeyrekte yüzde 18,0'lık ortalamaya sahip olarak önceki dönemlerde olduğu gibi faaliyetleri kısıtlayan faktörlerdeki sırasını korudu.
Türkiye'de inşaat maliyet endeksi alt kırılımları ele alındığında ise 2024 Aralık ayında işçilik ve malzeme endeksleri bir önceki aya kıyasla sırasıyla yüzde 1,29 ve yüzde 0,41 arttı. Çeyreklik ortalamalara bakıldığında, inşaat maliyet endeksindeki değişim, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45,9 azalarak 4. çeyrekte yüzde 36 olarak gerçekleşti.
Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Lideri Savaş Görkem Yapan, "2024 yılının son çeyreği, inşaat ve gayrimenkul sektöründe dinamiklerin hızla değiştiği bir döneme işaret ediyor. Konut satışlarındaki artış, özellikle ipotekli satışlardaki dikkat çekici yükseliş ve konut kredisi kullanımındaki genişleme, talebin canlılığını ortaya koyarken, reel bazda düşen konut fiyat endeksi sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları da açıkça gözler önüne seriyor. Öte yandan, AVM metrekare ciro verimliliğinde süregelen artış, perakende tarafında olumlu bir eğilime işaret ederken, inşaat maliyet endeksindeki gerileme de sektöre bir nebze nefes alma imkânı tanıyor. Ancak finansmana erişimde yaşanan güçlükler ve talep yetersizliği gibi yapısal sorunlar, sektörde kalıcı iyileşme için bütüncül politikalara ve stratejik desteklere ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi.
Konut satışlarında artış devam etti
2024 yılı 4. çeyrekte Türkiye genelinde konut satışları 530,8 bin adet ile bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62,9'luk artış gösterirken, 2024 Aralık ayında alt kırılımdaki ipotekli satışlar ve ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 285,3 ve yüzde 55,7 arttı. 2024 yılında, Türkiye genelinde konut satışları toplamda 1,5 milyon seviyesinde kaydedildi. Bir önceki dönemdeki sonuçlara paralel olarak 2024'ün 4. çeyreğinde de İstanbul 86,3 bin adet ile Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan şehir oldu, İstanbul'daki satışları yaklaşık 49 bin adet ile Ankara ve yaklaşık 29 bin adet ile İzmir takip etti.
Türkiye'de Aralık 2024 sonu itibarıyla 158,46 seviyesinde seyreden konut fiyat endeksi 2023 yılının aynı ayına göre nominal bazda yüzde 29,4 arttı. Endeksin Şubat 2024 itibarıyla negatife dönen reel bazlı değişimi ise bu trendine devam etti ve 2024 yılının aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,4'lük düşüş gösterdi.
AVM'lerde metrekare ciro verimliliği artıyor
Türkiye genelinde 2024 yılı 4. çeyrek itibarıyla aktif faaliyet gösteren AVM sayısı 446 olarak kaydedilirken toplam kiralanabilir alan 14,1 milyon m²'ye ulaştı. Hâlihazırda toplam kiralanabilir alan stokunun yaklaşık yüzde 38,5'i ise İstanbul'da bulunuyor. İnşaatı tamamlanması planlanan 10 AVM ile birlikte toplam sayının 456'ya erişmesi beklenirken perakende yoğunluğu ülke genelinde 1.000 kişi başına 166 m² olarak kaydedildi. Öte yandan Türkiye genelinde ciro endeksleri kapsamında, bu dönemde de endeksin artış trendi içerisinde olduğu gözlemlendi. AVM metrekare ciro verimlilik endeksi, 4. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 49,6'lık nominal artış kaydetti.
Otel doluluk oranları geriledi
Rapora göre İstanbul‘da bulunan konaklama tesisleri doluluk oranları, 4. çeyrekte ortalama 56 seviyesindeki oranla bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla artış göstermiş olup, Antalya Bölgesi'nde ise bu dönemdeki doluluk oranı, dönemsel iklim şartları neticesinde yaklaşık yüzde 49 seviyelerinde kaydedildi. Türkiye genelinde otel doluluk oranları, bir önceki çeyreğe oranla azalarak 4. çeyrekte ortalama yüzde 43,3 seviyesinde gerçekleşti. Yılın tamamına bakıldığında Türkiye genelinde İstanbul'da, Antalya Bölgesi'nde ve Ankara'daki işletme ve basit belgeli konaklama tesisleri doluluk oranları sırasıyla yüzde 49,3, yüzde 54,8, yüzde 61,2 ve yüzde 41,3 oldu. Bu çeyrekte toplam turizm geliri 13,8 milyar dolar ve ziyaretçi kişi başı ortalama harcama ise 981 dolar olarak kaydedildi.
KPMG Hakkında
KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 143 ülkede 265 binin üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv; endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlıyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa ofisleriyle, 1982 yılından beri yaklaşık 1.700 çalışanıyla her sektörden 4 binin üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet veriyor. 2020 yılında küresel ağın Lighthouse lisansını alarak yeni teknolojilerde dünyadaki mükemmeliyet merkezleri arasına giren KPMG Türkiye, müşterilerine değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için www.kpmg.com.tr adresine başvurabilirsiniz.
Merkez Bankası, Türkiye’nin Şubat 2025 dönemi "Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri" raporunu yayınladı.
Rapor asağıda bulunuyor:
Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borç (KVDB) stoku, bir önceki aya göre %1,3 oranında azalarak
Şubat ayı itibarıyla 173,2 milyar ABD doları olmuştur.
Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış borçları gösteren kalan vadeye
göre KVDB stoku 223,6 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.
Bankalar kaynaklı KVDB stoku, bir önceki aya göre %3,9 oranında azalarak 77,4 milyar ABD
doları olurken, Merkez Bankası kaynaklı yükümlülükler %0,4 oranında artarak 31,6 milyar
ABD doları olmuştur.
Yurt içi bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, bir önceki aya göre %8,3 oranında
azalarak 19,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir. Yurt dışı yerleşik bankaların yurt içindeki
mevduatı %1,4 oranında artışla 18,3 milyar ABD doları olmuştur. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin
döviz tevdiat hesabı 18,8 milyar ABD doları olurken, TL cinsinden mevduatları %7,2 oranında
azalarak 21,1 milyar ABD doları olmuştur.
Diğer sektörler kaynaklı KVDB stoku, bir önceki aya göre %1,2 oranında artarak 64,2 milyar
ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir.Dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan ticari krediler %1,2 oranında artarak 59,8 milyar olurken, nakit
krediler kaynaklı yükümlülükler %1,2 artarak 4,4 milyar ABD doları olmuştur.
Şubat ayı itibarıyla kalan vadeye göre KVDB stokunda, Merkez Bankası ile Genel Hükümet’in toplam
yükümlülükleri bir önceki aya göre artış göstermişken, Bankalar ve Diğer Sektörlerin
yükümlülüklerinde azalış gözlenmiştir
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Mart ayı Motorlu Kara Taşıtları istatistiklerini açıkladı.
TÜİK'in konuya ilişkin haber bülteni aşağıda bulunuyor:
"Mart ayında 195 bin 682 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Mart ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %48,5'ini otomobil, %36,1'ini motosiklet, %9,7'sini kamyonet, %2,5'ini traktör, %1,9'unu kamyon, %0,8'ini minibüs, %0,4'ünü otobüs ve %0,1'ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %43,0 arttı
Mart ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre motosiklette %58,2, kamyonette %50,7, otomobilde %38,1, kamyonda %19,6, traktörde %8,7 artarken otobüste %25,2, minibüste %21,3 ve özel amaçlı taşıtta %13,0 azaldı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %13,7 azaldı
Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı minibüste %9,3, otomobilde %7,0 artarken traktörde %43,1, motosiklette %31,4, özel amaçlı taşıtta %29,4, kamyonda %9,2, otobüste %8,6 ve kamyonette %3,3 azaldı.
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Mart ayı sonu itibarıyla 31 milyon 788 bin 619 oldu
Mart ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %51,9'unu otomobil, %20,1'ini motosiklet, %14,9'unu kamyonet, %7,2'sini traktör, %3,2'sini kamyon, %1,7'sini minibüs, %0,7'sini otobüs ve %0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Mart ayında 821 bin 238 adet taşıtın devri yapıldı
Mart ayında devri(1) yapılan taşıtların %67,6'sını otomobil, %14,6'sını kamyonet, %10,4'ünü motosiklet, %3,0'ını traktör, %2,0'ını kamyon, %1,7'sini minibüs, %0,5'ini otobüs ve %0,2'sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Mart ayında 94 bin 939 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Mart ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %11,4'ü Renault, %8,6'sı Toyota, %7,8'i Peugeot, %6,5'i Volkswagen, %6,2'si Hyundai, %5,6'sı Fiat, %5,0'ı BMW, %4,5'i Opel, %4,1'i BYD, %3,9'u Skoda, %3,8'i Citroen, %3,6'sı Mercedes-Benz, %3,1'i Chery, %2,8'i Kia, %2,8'i Ford, %2,7'si Nissan, %2,6'sı Dacia, %2,0'ı Audi, %1,6'sı Honda, %1,3'ü Mini ve %10,1'i diğer(2) markalardan oluştu.
Ocak-Mart döneminde 498 bin 226 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %21,4 azalarak 498 bin 226 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı %55,9 artarak 10 bin 592 adet oldu. Böylece Ocak-Mart döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 487 bin 634 adet artış gerçekleşti.
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %48,9'u benzin yakıtlıdır
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 268 bin 5 adet otomobilin %48,9'u benzin, %27,7'si hibrit, %12,9'u elektrikli, %9,6'sı dizel ve %0,9'u LPG yakıtlıdır. Mart ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 16 milyon 499 bin 996 adet otomobilin ise %33,7'si dizel, %31,4'ü LPG, %30,5'i benzin, %2,8'i hibrit ve %1,3'ü elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(3) otomobillerin oranı ise %0,2'dir.
Ocak-Mart döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 268 bin 5 adet otomobilin %32,4'ü 1300 ve altı, %24,9'u 1401-1500, %10,8'i 1501-1600, %10,5'i 1301-1400, %8,1'i 1601-2000, %0,6'sı 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.
Ocak-Mart döneminde kaydı yapılan otomobillerin 106 bin 231'i gri renklidir
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 268 bin 5 adet otomobilin %39,6'sı gri, %26,3'ü beyaz, %12,1'i siyah, %11,8'i mavi, %4,5'i yeşil, %4,2'si kırmızı, %0,6'sı kahverengi, %0,5'i sarı, %0,3'ü turuncu ve %0,1'i diğer renklidir.
"
2025-4-18 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,0565 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 43,236 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 50,4953 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 46,45 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 4084,49 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 4064,07 |
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.