Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Coorbiz Akademi ve Garanti BBVA kuruluşu Tami iş birliğiyle gerçekleşen FinTech sektörüne özel satış okulu büyük ilgi gördü. Finansal teknolojiler dünyasında başarılı olmak için iyi bir ürün kadar güçlü bir satış stratejisine de ihtiyaç var. Peki, FinTech'te satış yapmak neden bu kadar farklı? İşte bu sorunun yanıtı, Coorbiz Akademi ve Tami iş birliğiyle düzenlenen FinTech sektörüne özel satış okulunda verildi.
Finansal teknolojilere ilgi duyan, bu alanda kariyer yapmak isteyen ve sektöre dair derinlemesine bilgi edinmek isteyen katılımcılar, bu özel eğitim programında buluştu. Alanında uzman konuşmacılar ve sektöre özel içerikler sayesinde, katılımcılar geleneksel satış yaklaşımlarının ötesine geçerek FinTech dünyasına uygun stratejiler geliştirmeyi öğrendi.
FinTech'te Satış Başka Bir Dinamik Gerektiriyor!
Eğitim programında katılımcılar, finansal teknolojiler sektörüne özgü satış süreçlerini anlamak ve etkili bir şekilde yönetmek için kritik bilgiler edindi. Dijital dönüşüm, müşteri beklentilerindeki değişimler ve sektörel regülasyonlar, satış stratejilerini doğrudan etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
Coorbiz Akademi Eğitim ve Gelişim Yöneticisi Neslihan Sönmez: "Bu Eğitim, Sektöre Özel Bir Avantaj Sağladı"
Eğitim programının başarısına dikkat çeken Coorbiz Akademi Eğitim ve Gelişim Yöneticisi Neslihan Sönmez, şu değerlendirmede bulundu:
"Sektörel satış eğitimleri, iş dünyasında fark yaratmanın en önemli yollarından biri. FinTech gibi hızla büyüyen bir sektörde, satış ekiplerinin de dönüşmesi gerekiyor. Bu eğitim programı, sektöre özel içerikleriyle önemli bir ihtiyacı karşıladı ve büyük ilgi gördü."
Coorbiz Akademi'den Yeni Eğitimler Yolda!
Coorbiz Akademi, farklı sektörlere özel satış eğitimlerine devam etmeyi planlıyor. Yeni nesil satış tekniklerini öğrenmek ve sektörel dinamiklere hâkim olmak isteyenler için gelecekte yeni programlar duyurulacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Acer, oyun tutkunları ve içerik üreticileri için donanım gücünü artırmaya devam ediyor. Yeni Predator Helios Neo 16, 14'üncü Nesil Intel® Core™ i7 işlemci ve NVIDIA® GeForce RTX™ 4060 dizüstü bilgisayar GPU'suyla teknoloji marketlerdeki yerini alarak tutkulu oyuncuların beğenisine sunuldu
 
Acer'ın güncellenen modellerinden Predator Helios Neo 16 oyun dizüstü bilgisayarı, Intel® Core™ i7-14650HX işlemci, NVIDIA® GeForce RTX™ 4060 GPU ve 16 inçlik etkileyici WUXGA ekranıyla oyunculara üstün performans, canlı görseller ve sürükleyici bir oyun deneyimi sunuyor. Acer, Helios Neo 16'yı geliştirilen soğutma sistemi ve uzun süreli performans sağlayan yenilikçi teknolojilerle destekliyor. Aynı zamanda, cihazda bulunan RGB 4 bölge arka ışıklı klavye, Wi-Fi 7 desteği ve güçlü ses deneyimi gibi özellikler de bu cihazı oyuncular için cazip bir tercih haline getiriyor.
 
Gelişmiş Donanım ve Performans ile Oyun Keyfi Katlanıyor
Acer, oyuncuların en zorlu oyun senaryolarında bile performanstan ödün vermeden keyif alabilmesi için Predator Helios Neo 16'yı yeni nesil işlemcilerle güçlendirdi. Intel® Core™ i7-14650HX işlemcisiyle donatılmış bu yeni model, 2.20 GHz hızında 16 çekirdekli bir yapı sunuyor ve günümüzün en zorlu oyunlarını ve içerik üretim yazılımlarını rahatlıkla çalıştırabiliyor. Bu güçlü oyun dizüstü bilgisayarı, son derece hızlı grafik işleme ve kesintisiz performans sağlıyor. Özellikle NVIDIA® GeForce RTX™ 4060 sayesinde gelen DLSS 3.5 teknolojisi ve ışın izleme ile geliştirilen yapay zeka destekli grafiklerle, oyun deneyimini bir adım öteye taşıyor. Diğer yandan, 8 GB GDDR6 bellek kapasitesiyle yüksek çözünürlüklerde bile hızlı ve kesintisiz grafik performansı sağlıyor. Grafik işlem gücü ise 140 W'a kadar çıkabiliyor, bu da ağır grafik işlemleri ve son teknoloji oyunlar için mükemmel bir hız sunuyor. 16 GB DDR5 SDRAM ile donatılmış olan Predator Helios Neo 16, yüksek hızda veri işlemleri yaparak oyunlarda ve yaratıcı yazılımlarda üstün bir deneyim sunuyor. Depolama tarafında ise 1 TB PCIe Gen 4 NVMe SSD yer alıyor, bu da hem hızlı veri okuma ve yazma hızları sağlıyor hem de geniş depolama alanı sunuyor. Öte yandan Predator Helios Neo 16, 16 inçlik WUXGA ekranıyla 1920 x 1200 çözünürlük sunuyor. Yüksek çözünürlüklü ekranı, 180 Hz yenileme hızı ile özellikle görsel kaliteye önem veren oyuncular için uygun bir seçenek oluyor. Ayrıca NVIDIA G-SYNC™ teknolojisi sayesinde ekran yırtılmaları ortadan kalkıyor, bu da daha akıcı ve stabil bir oyun deneyimi sağlıyor.
 
Şıklık, Güç ve Sürükleyici Ses Deneyimi Bir Arada
Predator Helios Neo 16, sadece performansıyla değil, göz alıcı tasarımıyla da dikkat çekiyor. Siyah anodize kapak üzerine lazerle kazınmış gizli kodlar ve dinamik RGB arka ışıklı klavyesiyle oyuncuları yeni bir maceraya davet ediyor. 4 bölgeli RGB arka ışıklı klavye, her tuşun özelleştirilebilmesini sağlayarak oyun deneyimini kişiselleştirme imkânı sunuyor. Bunun yanında, Predator Sense Tuşu ile oyuncular, cihaz ayarlarına kolayca ulaşarak oyun sırasında hızlı kontroller yapabiliyor. Ayrıca Acer'ın 5. Nesil AeroBlade™ 3D fan teknolojisi ile donatılan Predator Helios Neo 16, işlemcisi ve GPU'su gibi güçlü bileşenleri yoğun kullanımda bile serin tutmayı başarıyor. Bu yenilikçi soğutma teknolojisi, cihazın performansını uzun süre boyunca sürdürebilmesini sağlıyor. Böylece oyuncular en uzun oyunlarda bile performanstan ödün vermiyor. Ayrıca Acer PurifiedVoice™ 2.0 yapay zeka destekli gürültü azaltma teknolojisi, net bir ses deneyimi sunarak oyun sırasında iletişimi kesintisiz hale getiriyor. DTS:X® Ultra teknolojili hoparlörler ve gelişmiş ses sistemleri, oyunculara etkileyici bir ses deneyimi sunuyor, bu da oyunları daha da sürükleyici hale getiriyor.
 
Gelişmiş Bağlantı Seçenekleriyle Yüksek Verimlilik
Acer Predator Helios Neo 16, oyunlar ve yaratıcı görevlerdeki üretkenliği üst seviyeye taşıyabilmek için güçlü bağlantı seçenekleri de sunuyor. Wi-Fi 7 desteği ve 2.5 Gigabit Ethernet ile yüksek ağ hızları, düşük gecikme ve kesintisiz çevrimiçi oyun deneyimi sağlıyor. Ayrıca, Intel Killer DoubleShot™ Pro teknolojisi, aynı anda birden fazla ağ bağlantısının yönetilmesini sağlayarak online oyunlarda düşük gecikme süresi sunuyor.
Cihazın Thunderbolt™ 4 destekli USB Type-C bağlantı noktaları sayesinde hızlı veri transferi yapabilirken, çeşitli harici cihazları rahatlıkla bağlamak mümkün oluyor. Ayrıca, HDMI 2.1 gibi ek bağlantı seçenekleriyle, cihazın genişletilebilirliği artırılıyor.
Fiyat ve Bulunabilirlik
Predator Helios Neo 16 (PHN16-72) 68.999TL'lik fiyatı ile Media Markt'ta satışta.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri Muhammet Emir Başoğul, Onur Gök ve Medet Ali Halı yabancı dil öğrenmek isteyenler için sanal ortamda pratik yapma imkânı sunan 3D Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) destekli bir dil öğrenme uygulaması geliştirdi. "Linviva" adı verilen uygulama, yapay zekâ ile güçlendirilmiş sanal karakterler aracılığıyla kullanıcıların gramer ve telaffuz hatalarını analiz edip öneriler sunarken dil öğrenme sürecini daha etkili ve eğlenceli hale getiriyor.

Günümüzün hızla gelişen dijital dünyasında, dil öğrenme teknikleri de teknolojinin sunduğu yeni olanaklarla dönüşüm geçiriyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri Muhammet Emir Başoğul, Onur Gök ve Medet Ali Halı tarafından geliştirilen "Linviva" dil öğreniminde bu dönüşümün bir parçası olarak dikkat çekiyor. BİLGİ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tuğba Dalyan'ın danışmanlığında hayata geçirilen proje, 3D Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojileri ile kullanıcıların yapay zekâ destekli sanal karakterlerle etkileşim kurarak dil becerilerini geliştirebilmeyi amaçlıyor.

Kullanıcılar sanal dünyada dil öğrenebiliyor
Dil öğrenme süreçlerine AR ve VR ile yenilik getiren "Linviva" kullanıcıların sanal ortamlarda hem hareket edebildiği hem de nesneleri elleriyle tutup etkileşimde bulunabildiği eşsiz bir dil öğrenme deneyimi sunuyor. Kullanıcılar, bu sanal dünyada bir kafe veya tren istasyonu gibi alanlarda bulunarak yabancı bir dile gerçek hayatta maruz kalıyormuş gibi pratik yapabiliyor. Uygulamada, yapay zekâ destekli sanal karakterlerle sohbet ederken kullanıcıların gramer ve telaffuz hataları anında analiz edilip doğru kullanım önerileri sunuluyor. Uygulamayı kullanan kullanıcılar, sadece cümle kalıplarını değil, dilin çeşitli ve özgün kullanımlarını da öğrenme şansı buluyor.

Linviva herkes için erişilebilir dil pratiği sunuyor
Dil öğrenmenin en etkili yollarından biri olan "maruz kalma" yöntemine dayanan Linviva, yurtdışına gitme imkânı olmayan kullanıcılar için sanal ortamda bu deneyimi yaşatmayı amaçlıyor. Prototipi İngilizce dilinde sunulan Linviva, ilerleyen aşamalarda farklı dillere uyarlanarak herkesin erişimine açılmayı hedefliyor. Kullanıcılar, VR gözlükle veya AR destekli telefon kullanımı ile uygulamayı deneyimleyebiliyor. "Linviva" dil öğrenme süreçlerinde motivasyonu artırmak amacıyla oyunlaştırma özellikleri de içeriyor ve kullanıcılar, sanal karakterlerin görünüşlerini kişiselleştirebiliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dijital varlık sektörünün en büyük şirketi olan Tether, ABD Gizli Servisi'ne (USSS), Rusya yaptırımları altındaki Garantex borsasında gerçekleşen işlemlerle bağlantılı 23 milyon dolarlık yasa dışı fonun dondurulması konusunda destek sağladığını duyurdu.

Tether, son bir yıl içinde ABD Adalet Bakanlığı ve Gizli Servisi de dahil olmak üzere kolluk kuvvetleriyle iş birliği yaparak dolandırıcılık ve yasa dışı faaliyetlere karşı önemli adımlar attı. Bu süreçte, "pig butchering" ve teknik destek dolandırıcılığıyla bağlantılı milyonlarca USDT'nin ele geçirilmesine yardımcı oldu.

Yasa dışı fonlarla olan mücadelesini sürdüren Tether, bugüne kadar 2.090 cüzdanı engelleyerek 2,5 milyar dolardan fazla yasa dışı fonu dondurdu.

Tether, yasa dışı fonlarla mücadeleyi güçlendiriyor

Tether, 55 farklı yargı bölgesindeki 235'ten fazla kolluk kuvvetiyle iş birliği yaparak kara para aklama, terör finansmanı ve nükleer silah yayılımına karşı katı bir cüzdan dondurma politikası uyguluyor. Yaptırım uygulanan kişi ve yüksek riskli faaliyetlere bağlı cüzdanları tespit etmek için OFAC SDN Listesi ile uyumlu hareket ediyor. Proaktif önlemleri, yasa dışı fonların hızla tespit edilmesini ve geri alınmasını sağlayarak finansal istikrarı ve düzenleyici uyumu güçlendiriyor.

TRM Labs verilerine göre, yasa dışı kripto işlemlerinin toplam hacmi 2024'te 45 milyar dolara düşerek toplam kripto işlemlerinin yalnızca yüzde 0,4'ünü oluşturdu. Tether, TRON ve TRM Labs iş birliğiyle kurulan T3 Finansal Suç Birimi, yalnızca 2024'ün son dört ayında 100 milyon dolardan fazla suç gelirini içeren varlığı dondurdu. Gelişmiş izleme araçlarıyla USDT işlemlerini takip eden Tether, yasa dışı finansal akışlarla küresel mücadelesini sürdürüyor ve kripto ekosisteminin güvenliğini güçlendiriyor.

"Finansal suçlarla mücadele konusundaki sorumluluğumuzu ciddiye alıyoruz"
 
ABD Adalet Bakanlığı ve Gizli Servis'e sağladıkları destek hakkında açıklamalarda bulunan Tether CEO'su Paolo Ardoino, "Tether'in işlem takibi yapabilmesi ve yasa dışı faaliyetlerle bağlantılı USDT'yi dondurma kabiliyeti, onu geleneksel itibari paralardan ve merkeziyetsiz varlıklardan ayırıyor. Finansal suçlarla mücadele konusundaki sorumluluğumuzu ciddiye alıyoruz. Stablecoin teknolojisinin kötü aktörler tarafından suistimal edilmesini önlemek için küresel kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapmaya devam edeceğiz" dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

100 milyondan fazla kullanıcının güvenliğini sağlayan ve Avrupa'da SuperApp tedarikçisi olarak referans gösterilen KOBIL, start-up'lara yönelik programı KOBIL Ventures'ı Silikon Vadisi'nde başlattığını duyurdu. Girişimlerin büyüme yolculuğuna hız ve kaynak kazandırmayı hedefleyen KOBIL Ventures programı Türkiye'de de devreye alınacak.

Teknoloji birçok sektöre entegre olmaya devam ederken yeni gelişmeler ve yapay zeka iş modellerini de dönüştürmeyi sürdürüyor. Teknoloji altyapısı ve kaynağı geliştirmek isteyen birçok start-up iş modellerini hızlandırmakta zorlu süreçler yaşıyor. Almanya merkezli teknoloji sağlayıcı KOBIL, bu ihtiyacı öngörerek start-up'lar için yeni bir programın müjdesini verdi. Start-up'ların teknoloji kalemini geliştirmeyi hedefleyen şirket, KOBIL Ventures programının ilk startını Silikon Vadisi'nde verdi. Türkiye ve Almanya'da da devreye alınması planlanan KOBIL Ventures programı, teknolojik maliyetler, iş geliştirme ve büyüme süreci zorlu olan start-upların çözüm ortağı olmayı amaçlıyor.
KOBIL Ventures programının start-up'lara önemli katkılar sağlayacağını ifade eden KOBIL Kurucu ve CEO'su İsmet Koyun, "İş dünyasına kazandırılması önemli birçok nitelikli girişim, teknoloji ve kaynak geliştirme aşamalarında zorlu ve sancılı süreçlerden geçiyor. KOBIL olarak, teknolojik altyapımızı nitelikli start-up'larla paylaşmaya hazırlandığımız KOBIL Ventures programımızı Silikon Vadisi'nde başlattık. Bu programla KOBIL teknolojisine erişim sağlayan start-up'lar, araştırma ve geliştirme süreçlerini daha az maliyetle ve daha kısa sürelerle tamamlayabiliyor. Start-up'ların başlangıç ve büyüme süreçlerine katkı sağlayarak iş verimliliği de artırıyoruz; bu sayede teknoloji altyapısı geliştirmek yerine ana odaklarında ilerleyebiliyorlar. KOBIL Ventures programımızı yakın zamanda Türkiye ve Almanya'da da devreye alarak faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki start-up'ların teknolojik çözüm ortağı olacağız" dedi.
Uygulama çözümlerinin maliyeti yıllık 700 bin doları aşıyor
Girişimciler; tarım, fintek, sağlık ve güvenlik gibi birçok farklı sektörde çeşitli çözümlerle kullanıcıya ulaşmayı hedefliyor. Yazılım ve Ar-Ge süreçleri oldukça zor ve uzun süreli olan start-up'lar, yüksek maliyetler karşısında da sıkıntılı dönemlerden geçiyor. Start-up'ların yüzde 95'i piyasaya girişte başarısız olma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Mobil uygulama geliştirmek isteyen çoğu start-up ise teknolojik altyapı ve kaynak eksikliği nedeniyle verimli bir iş modeli üretemiyor.
Teknoloji geliştirmenin start-up'lar için hem maliyetli hem de zor bir süreç olduğuna dikkat çeken İsmet Koyun, "Start-up'lar teknolojik altyapı geliştirmek isterken kendi iş odaklarında ilerleyemiyor. Bu yüzden de hem piyasaya girişte hem de iş geliştirme de sıkıntı yaşıyorlar. KOBIL olarak araştırmalarımıza göre, kendi uygulama çözümlerinin bir start-up'a maliyeti yıllık 700 bin doları aşıyor. Bu doğrultuda KOBIL Ventures programımız, start-up'lara teknoloji sağlayıcısı olarak güvenliğini önceliğimize alarak kendi SuperApp'lerini geliştirme fırsatı sunuyoruz" açıklamasında bulundu.
KOBIL teknolojisi ile SuperApp olma fırsatı
Birçok önemli SuperApp'in KOBIL teknolojisi ile hayata geçtiğini belirten İsmet Koyun, "Gartner tarafından Avrupa'nın SuperApp sağlayıcıları arasında referans gösterilmenin yanı sıra dünyanın ilk şehir SuperApp'i olan İstanbul Senin'e de teknolojik altyapı sağladık. Farklı sektör ve iş alanlarında olan start-up'ları da KOBIL Ventures programımızla, SuperApp dünyamıza kazandırmak istiyoruz. Nitelikli start-up'lar, 100 milyon fazla kullanıcının güvenliğini sağlayan KOBIL altyapısı sayesinde SuperApp çözümleri başta olmak üzere maliyet, hız ve kaynak geliştirme de birçok avantaj elde edebilecek." dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türk kahvesinin enfes lezzetini en yeni teknoloji ile buluşturan Bambum, Kallavi Türk Kahve Makinası ile kahve keyfini bir üst seviyeye taşıyor. Tek seferde 4 fincan kahve hazırlama kapasitesi ile her fincanda mükemmel köpük ve kıvam sunan Bambum Kallavi, sesli uyarı sistemi sayesinde kahveniz hazır olduğunda bilgi veriyor.
Tabaktan çatala bardaktan tepsiye kadar her ürünü bambu malzemeden üreten Bambum, bambu tasarımlı elektrikli ev aletleri ile doğallığı her alanda hissetmenizi sağlıyor.
Türk kahvesi tutkunları için özel olarak tasarlanan Bambum Kallavi Türk Kahve Makinesi, şık ve dayanıklı yapısıyla mutfaklardaki yerini alıyor. Paslanmaz çelik cezvesi sayesinde uzun ömürlü kullanım sunan Kallavi, aynı zamanda kolay temizlenebilir yapısıyla da kullanıcı dostu bir deneyim vadediyor.
Tek seferde 4 fincan kahve hazırlama kapasitesi ile kolay kullanım sunan Bambum Kallavi, sesli uyarı sistemi ile öne çıkıyor. Manuel su kontrolü özelliğiyle kahvenizin miktarını dilediğiniz gibi ayarlayabileceğiniz Bambum Kallavi, otomatik kapanma fonksiyonu ile enerji tasarrufu sağlıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kırk yıl önce, ilk vücut geliştirme, ardından fitness ile şekillenen sektörde Technogym yepyeni bir kavram ortaya koydu: Wellness. Fitness deneyiminden yola çıkarak, hükümetler, şirketler ve bireyleri kapsayan, daha sağlıklı ve aktif bir toplum yaratmayı hedefleyen bu konsept, bir sosyal dönüşüm fırsatı sundu. O günden bu yana, Technogym biyomekanikten dijitale, yapay zekadan hassas antrenman programlarına kadar durmaksızın yenilikçi çözümler geliştirdi. Bugün, Technogym her bireyin ihtiyaçlarına özel olarak uyarlanmış hassas antrenman programları sunabilen bir Yaşam Bilimleri şirketi konumunda.
Yıllar içinde Technogym, dünya çapında 70 milyon kişinin antrenman yaptığı bir topluluk içerisinde 25 milyon kullanıcıyı, sektör profesyonellerini, doktorları ve antrenörleri birbirine bağlayan bir ekosistem inşa etti. Şirketin ileri teknoloji ve yapay zeka yatırımlarından güç alarak, Technogym Kurucusu ve Ceo'su Nerio Alessandri Healthness vizyonunu duyurdu.
Healthness, Wellness vizyonunu bir adım öteye taşıyarak sağlık alanında önleyici programları veriye ve yapay zekaya dayalı somut çözümler haline getiriyor.
Bilimsel araştırmalar, sağlığımızın yalnızca %20-30'unun genetik faktörlerden etkilendiğini, geri kalan %70-80'lik kısmın ise epigenetik yani yaşam tarzımıza bağlı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, Healthness için mucizevi bir formül yok. Kas gücü, kardiyovasküler dayanıklılık, denge, esneklik ve bilişsel fonksiyonları hedef alan bir antrenman yaklaşımı gerektiriyor. Fiziksel egzersiz gerçek bir ilaç değerinde ve buna bağlı yeni söylemimiz "Exercise is Medicine". Healthness kısa vadede performansı artırırken uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmeyi sağlayan önleyici bir tıp anlayışını temsil ediyor.
Son 30 yılda Mywellness Açık Platformu üzerinden toplanan trilyonlarca veri sayesinde, Technogym bugün yapay zeka ile Healthness'ı ürün ve hizmetlere dönüştürebiliyor. Yapay zeka destekli yeni değerlendirme istasyonu Technogym Checkup, psikofiziksel ve bilişsel parametreleri analiz ederek kişiye özel Hassas Antrenman programlarını otomatik olarak oluşturabiliyor. Yapay zeka tabanlı Biostrength ve Biocardio ürün serileri ise, Technogym Ekosistemi ile bağlantılı olarak Technogym App üzerinden kişiye özel antrenmanları takip edip, ilerlemeye göre otomatik olarak uyarlayabiliyor.
Özetle, Healthness, veriye dayalı kişiselleştirilmiş programlar sayesinde aynı sürede %30'a kadar daha fazla verim alınmasını sağlıyor.
Healthness yalnızca insanların daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda fitness, spor, otelcilik, kurumsal sağlık programları ve tıp dünyasında faaliyet gösteren işletmeler ile kişisel antrenörler için hiper-kişiselleştirme yoluyla yeni bir değer yaratma fırsatı sunuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sodec Technologies, uluslararası 2024 Biometric Digital Identity Flagship Prism Raporu'nda yer alan tek Türk şirket oldu. Özellikle kimlik doğrulama alanında hayata geçirdiği çözüm ve projeleriyle öne çıkan Sodec, ana hedeflerinden biri olan uluslararası arenada ilerleme yolunda önemli bir adım daha atmış oldu.
 
Sodec Technologies, küresel çapta gerçekleştirilen 2024 Biometric Digital Identity Flagship Prism Report'ta yer aldı. Kimlik doğrulama ve biyometri kategorisinde küresel pazara açılan ve büyüme potansiyeline sahip şirket olarak yer alan Sodec, bu araştırmada ismi geçen tek Türk şirket olmayı da başardı. Bu başarı, Sodec'in dünya çapında güçlenme ve kimlik doğrulama alanında küreselde Türk bayrağını dalgalandırma hedefinde de önemli bir adım oldu.
 
2024 Biometric Digital Identity Flagship Prism Raporu, Prism Project'in 2024 yılında yayınladığı finansal hizmetler, kamu hizmetleri ile seyahat ve konaklama raporlarından elde ettiği analizleri ve temel bulguları sentezliyor. Araştırma, biyometrik dijital kimliğin para harcama, hükümetlerle etkileşim kurma ve dünyayı dolaşma biçimlerindeki rolünü özetliyor. Bu rapordaki bulgular ile küresel biyometrik dijital kimlik pazarına, zorluklarına ve fırsatlarına ve biyometrinin merkezde olduğu dijital yaşamın geleceğine dair daha geniş bir bakış açısı da sunuluyor.
 
Dijitalleştirme eğilimleri siber riskleri de beraberinde getiriyor
Biyometrik dijital kimlik alanının bütünsel bir analizi, dijital dönüşümün ortak sorunları ve bunları çözebilecek biyometrik çözümler etrafında şekillenen Prism Raporu'nda biyometrik dijital kimlik ekosistemindeki önde gelen oyuncuların profilleri ve teknolojilerinin ve çözümlerinin kritik dolandırıcılık, uyumluluk, otomasyon, gizlilik ve müşteri deneyimi zorluklarını nasıl çözdüğüne dair örnekler yer alıyor.
Rapora göre finansal hizmetler, kamu, seyahat ve konaklama alanlarında 2024 yılında toplam 24 milyar dolarlık bir pazar olduğunu belirten Sodec Technologies Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Hasan Dertli, "Bu pazarın 2028 yılında ise 114 milyar dolar hacme ulaşması bekleniyor. Bu güçlü büyüme rakamları da siber saldırganları doğrudan bu alana yönlendiriyor. Özellikle çok hızlı gelişen deepfake teknolojileriyle üretilen video ve ses içeriklerinin bu alandaki şirket ve kurumların en büyük sorunu olacağını öngörüyoruz" şeklinde konuştu.
 
"Küresel büyüme hedefimize adım adım yaklaşıyoruz"
Küresel pazara yeni girerek büyüme ivmesi gösteren firmalar arasında lider olduklarına da vurgu yapan Dertli, sözlerine şöyle son verdi:
"Türkiye'deki başarılı proje ve iş birliklerimizin ardından gözümüzü küresel pazara çevirmiş ve burada büyüme hedefi koymuştuk. Bu raporda küresel pazara yeni giren ve büyüme potansiyeli olan firmalar arasında lider olarak konumlanmak bizim için olduğu kadar ülkemiz için de çok değerli. Bu adımın bizi küresel hedefimize yaklaştırırken Türkiye'nin kendi ürettiğimiz teknolojiler anlamında lokomotifi olmaktan da gurur duyuyoruz."