• İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
  • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
  • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
  • Bir önceki finansal istikrar raporundan bu yana ekonomik ve finansal koşullar bozuldu -İsviçre Merkez Bankası
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
  • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
  • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
  • Bir önceki finansal istikrar raporundan bu yana ekonomik ve finansal koşullar bozuldu -İsviçre Merkez Bankası
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
  • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
  • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
  • Bir önceki finansal istikrar raporundan bu yana ekonomik ve finansal koşullar bozuldu -İsviçre Merkez Bankası
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
    • İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
    • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
    • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
    • Bir önceki finansal istikrar raporundan bu yana ekonomik ve finansal koşullar bozuldu -İsviçre Merkez Bankası
    • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
    • İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
    • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
    • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
    • Bir önceki finansal istikrar raporundan bu yana ekonomik ve finansal koşullar bozuldu -İsviçre Merkez Bankası
    • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • Altun Puan
  • Bütçene Göre Altın Havale/Transfer
  • Ekonomi ve Finans Haberleri
  • Gram Altın/Gümüş
  • İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
  • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
  • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
  • Bir önceki finansal istikrar raporundan bu yana ekonomik ve finansal koşullar bozuldu -İsviçre Merkez Bankası
  • Olası olumsuz şokların etkisini artırabilecek risk faktörleri arasında kamu borcu, global konut piyasası değerlemeleri, global şirket tahvilleri ve ABD hisse senedi piyasası yer alıyor-İsviçre Merkez Bankası
  • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası
  • İsrail, İran'ın Arak ağır su reaktörüne saldırdı, herhangi bir radyasyon tehlikesi yok ve tesis saldırıdan önce tahliye edildi- İran devlet televizyonu
  • Ekonomik ve finansal görünüm, özellikle ticaret politikası ve jeopolitik gerilimler nedeniyle yüksek derecede belirsiz-İsviçre Merkez Bankası

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

BİLGİ, Türkiye Ekonomi Kurumu Bahar Konferansı’na ev sahipliği yaptı

1 Haziran 2025 • 08:14:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye Ekonomi Kurumu Bahar Konferansı’nda, Nobel Ekonomi Ödüllü Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Jeffrey Sachs, Prof. Dr. Ufuk Akçiğit ve Prof. Dr. Şevket Pamuk gibi dünya çapında ekonomistler küresel ekonomiyi tartıştı. Acemoğlu, “Demokrasiden vazgeçen bir ülke, kişi başı GSYİH açısından yaklaşık yüzde 20 kaybediyor. Demokrasiye geçen ülkeler otoriter rejimlere kıyasla daha hızlı ve sürdürülebilir büyüme yakalıyor” dedi.

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi, Türkiye Ekonomi Kurumu Bahar Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Alanında öncü çalışmalara imza atan 20’den fazla ekonomistin katıldığı konferansta Nobel Ekonomi Ödüllü Prof. Dr. Daron Acemoğlu (MIT), Prof. Dr. Jeffrey Sachs (Columbia Üniversitesi), Prof. Dr. Ufuk Akçiğit (Chicago Üniversitesi), Prof. Dr. Şevket Pamuk (Boğaziçi Üniversitesi), Prof. Dr. Gülçin Özkan (King's College London), Prof. Dr. Asaf Savaş Akat gibi alanında önde gelen akademisyenler söz aldı.

 

150’den fazla akademik çalışmanın sunulduğu konferansta; makroekonomi, para politikası, enflasyon, finansal piyasalar, çevre ekonomisi, işgücü piyasaları, kalkınma ekonomisi ve enerji gibi konularda oturumlar düzenlendi.

 

Konferans, Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Hasan Kazdağlı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Ekonomik istikrara ve rasyonel politikalara olan ihtiyacın altını çizen Kazdağlı, konferans boyunca ekonomi ile ilgili geniş bir yelpazede pek çok bilimsel çalışmanın ele alınacağını ifade etti.

 

‘Küreselleşme boyut değiştiriyor’

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Ege Yazgan konuşmasında küreselleşmenin dönüşümüne dikkat çekti. Küreselleşmenin uzun zamandır durağanlaştığını belirten Yazgan, “Trump yönetimiyle birlikte sıkça tartışılan küreselleşmenin sonu meselesi aslında 2008 krizinden sonra başlamıştı. Özellikle imalat sanayinde küreselleşmenin yavaşladığını görüyoruz. Ama bu küreselleşmenin bittiği değil, boyut değiştirdiği anlamına geliyor” dedi.

 

Prof. Dr. Yazgan, Çin’in imalat sanayi üretimindeki küresel hakimiyetine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Bugün dünya imalat sanayinin yüzde 35’ten fazlası Çin tarafından gerçekleştiriliyor. Çin, fragmantasyon (parçalı üretim) sürecine devam ederken aynı zamanda üretimi kendi içine çekerek yerelleştiriyor. Diğer ülkeler imalat sanayinde Çin’e daha bağımlı hale gelirken, Çin dışa bağımlılığını azaltıyor.”

 

Hizmet sektöründeki küreselleşmenin ivmesini koruduğunu vurgulayan Yazgan, “İmalat sanayinde durağanlık gözlemlenirken iletişim teknolojileri gibi hizmet alanlarında küreselleşme hızla artmaya devam ediyor. Yeni hizmet sektörlerinde Hindistan öne çıkan ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor” dedi.

 

‘Verimlilik problemi ülkeleri ekonomik büyümede yavaşlatıyor’

 

Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit konuşmasında, büyüme ve kalkınma üzerine yaptığı mikro veri temelli araştırmalarını paylaştı. Dünya Bankası’nın 2024 yılı “Orta Gelir Tuzağı” raporuna akademik liderlik eden Akçiğit, konuşmasında ülkelerin ekonomik gelişiminde “orta gelir tuzağı”na nasıl yakalandıklarını ve bundan nasıl çıkabileceklerini değerlendirdi.

 

“Bu tuzağı aşmak için ülkelerin kendi iç dinamiklerine ve kurumlarına odaklanmaları gerekiyor. Başarı örnekleri olarak Polonya, Güney Kore ve Şili dikkat çekiyor. Çin’i denklemden çıkardığımızda orta gelir grubundaki ülkelerin genel olarak başarılı bir büyüme hikayesi yazamadığını görüyoruz. Özellikle verimlilik problemi ülkelerin ekonomik büyümede yavaşlamalarına neden oluyor” dedi.

 

Türkiye özelinde değerlendirildiğinde, büyüme rakamlarının dikkat çekici olsa da bu büyümenin niteliğinin sorgulandığını vurgulayan Akçiğit “Ekonomik göstergeler, büyümenin ağırlıklı olarak sermaye yatırımları ve emek katkısıyla sağlandığını; verimliliğin ise büyümeye yeterince katkı vermediğini gösteriyor. Oysa sürdürülebilir kalkınmanın temel taşı verimlilik artışı. Bu da Türkiye’nin “iki ileri bir geri” ilerlemesine yol açıyor” diye konuştu.

 

‘Ekonomik kalkınma bir yatırım sürecidir’

 

Columbia Üniversitesi Sürdürülebilirlik Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs ise “Ekonomik kalkınma ve özellikle sürdürülebilir kalkınma bir yatırım sürecidir” diyerek uluslararası sermaye akışlarındaki dengesizliklerin altını çizdi.

 

Düşük gelirli ülkelerin dış sermayeye erişme derecelerinin düşüklüğüne dikkat çeken Sachs, bu ülkelerin çoğunluğunun yatırım yapılabilir kredi notuna sahip olmadığını belirterek kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerini eleştirdi.

 

Uluslararası sermaye piyasalarının hâlâ ABD doları merkezli olduğunu belirten Sachs, “Amerikan dış politikasının karşı tarafında olmak, neredeyse kesin olarak bir finansal krize giden yoldur. Tüm bu çözümler yavaş yavaş şekilleniyor denebilir, çünkü çok kutuplu bir dünyaya geçiş sürecindeyiz” ifadelerini kullandı.

 

Sachs ayrıca Türkiye’nin dış finansmana ihtiyaç duyan ülkeler arasında yer aldığını vurgulayarak, daha adil ve etkili bir uluslararası son borç verme mekanizmasının inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

 

‘Demokrasi ekonomik büyümeyi destekler’

 

Konferansta söz alan Nobel Ekonomi Ödüllü Prof. Dr. Daron Acemoğlu, demokrasi ve ekonomik gelişme arasındaki ilişkiyi değerlendirdi. “Demokrasiden vazgeçen bir ülke, kişi başı GSYİH açısından yaklaşık yüzde 20 kaybediyor” diyen Acemoğlu, demokratikleşmenin uzun vadeli büyüme üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirtti. “Bir ülke demokrasiye geçtiğinde, diğer otoriter rejimlere kıyasla bir süreliğine biraz daha hızlı büyüyor. Bu yaklaşık 7-8 yıl sürüyor, ardından 13 yıl kadar süren güçlü bir büyüme atağı yaşanıyor ve bu sürecin sonunda diğer otoriter ülkelere kıyasla yaklaşık yüzde 15-20 daha zengin hale geliyor” şeklinde konuşan Acemoğlu, Türkiye’nin demokrasi skorundaki düşüşe de dikkat çekti.

 

‘Dünya ekonomisi bir dehşet dengesi üzerine kurulu’

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, küresel ekonomi ve siyaset dengeleri üzerine yaptığı değerlendirmede, ekonomik aktivitenin tamamen küreselleştiğini ancak iktisat politikalarının hâlâ yerel ölçekte kaldığını belirterek bu çelişkinin küresel düzeyde kolektif aksiyon ihtiyacını doğurduğunu söyledi.

 

Mevcut dünya düzeninin İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD tarafından kurulduğunu hatırlatan Akat, “Amerika düzeni kurdu, dolar dünya parası oldu. Ama zamanla bu durum sorun çıkarmaya başladı” dedi. ABD’nin efektif talep sorununu çözebildiğini çünkü rezerv paraya sahip olduğunu belirten Akat, “Para onların. Dış denge derdi yok. Bu sistem uzun vadede ciddi mahsurlar barındırıyor,” diyerek mevcut yapının adaletsizliğine dikkat çekti.

 

Çin’in yalnızca ekonomik değil, askeri bir güç olarak da yükseldiğini ifade eden Akat, “Mevcut hegemonun yeni sistem kurma çabası Çin’i izole etmeye yönelik. Çin birkaç yıl içinde Amerika’dan daha kuvvetli bir orduya sahip olabilir” sözleriyle dünya ekonomisinin bir “dehşet dengesi” üzerinde durduğunu söyledi.

 

DiMAP - Doğrudan Dijital Üretim Platformu Projesi hayata geçirildi

1 Haziran 2025 • 08:12:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sabancı Üniversitesi’nin Teknopark İstanbul’da bulunan Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) bünyesinde yürütülen DiMAP - Doğrudan Dijital Üretim Platformu
Projesi hayata geçirildi. Dijital üretim teknolojilerinin gelecekteki standartlarını tanımlamayı hedefleyen proje kapsamında; KOBİ’ler, yüksek katma değerli ürün geliştirme kapasitelerini artırmak ve küresel pazara açılmak konusunda desteklenecek.

 

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mali iş birliğiyle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında fonlanan DiMAP - Doğrudan Dijital Üretim Platformu Projesi hayata geçirildi. Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) bünyesinde yürütülen projenin açılışı, Teknopark İstanbul Turgut Özal Etkinlik Merkezi’nde, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici’nin ev sahipliğindeki organizasyonda ayrıca, Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan ve SU-IMC CEO’su ve DiMAP Direktörü Devrim Özaydın projeye dair açıklamalarda bulundu.

  

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Üretim gücü ile teknoloji geliştirme kabiliyeti, ülkelerin kalkınma yolculuğunun yönünü ve hızını tayin ediyor. İnovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına yapılan yatırımlar sürdürülebilir büyümenin ve uluslararası rekabet gücünün kilit noktasını oluşturuyor. Havacılık, otomotiv ve mobilite sektörlerinde Türkiye'nin marka değerini güçlendirmek; bu sektörlerin tedarik zincirinde yer alan KOBİ’lerimizin rekabet gücünün artırılması ve yeni KOBİ’lerin ekosisteme dahil edilmesiyle mümkün olacak. Yüksek teknolojiye dayalı bu iki sektördeki KOBİ’lerimizin dijital dönüşümü tamamlamaları, veri odaklı ve akıllı üretim teknolojilerini benimsemeleri, uluslararası kalite standartlarında üretim gerçekleştirmelerine imkan tanıyacak test ve analiz alt yapılarına kavuşmaları, bizler için öncelikli.”

 

“KOBİ’lerin dijital yetkinliklerini arttıracak bir üs olacak”

DİMAP Doğrudan Dijital Üretim Merkezi'nin, KOBİ’lerin ve yan sanayi işletmelerinin dijital yetkinliklerini artıracak bir üs olacağını vurgulayan Mehmet Fatih Kacır,

“Avrupa Birliği destekli rekabetçi sektörler programı kapsamında, sivil havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerinde KOBİ’lerimizi yeni üretim modelleri ile buluşturacak bir merkezi devreye alıyoruz. Bu merkez özellikle sivil havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’lerimize doğrudan dijital üretim kabiliyetlerini geliştirme, imalat teknolojilerini uygulama imkanı sağlayacak. Yüksek hassasiyet gerektiren alanlarda seri üretim yapan KOBİ’lerimize, ürünlerini ulusal ve uluslararası kalite standartlarına uygun şekilde test edebilecekleri, belgelendirme süreçlerine doğrudan entegre olabilecekleri kritik bir alt yapı sunacak. Merkezimizin Türkiye'nin Ar-Ge ve girişimcilik ekosisteminin dönüşümünü ve sanayi sektörünü ivmelendireceğine inanıyorum” dedi.

 

“DİMAP, KOBİ'lerin uluslararası yapıya kavuşabilmeleri için çok kıymetli”

Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan şöyle konuştu: “2002 yılından 2020 yılına kadarki zaman dilimi içerisinde yaklaşık 10 milyar euroluk Avrupa Birliği kaynağını hibe olarak Türkiye'de kullandık. Bu kapsamda da ulaştırmadan çevreye iklim değişikliğinden bölgesel kalkınmaya kadar Türkiye'nin çok farklı konularında Avrupa Birliği projelerinin finansmanını sağladık. Bu kapsam içerisinde rekabetçilik ve rekabetçi sektörler önemli konular arasında yer aldı. DİMAP Projesi, KOBİ'lerin uluslararası yapıya kavuşabilmeleri için çok kıymetli ve çok değerli. Bu açıdan sürdürülebilirlik en temel hedeflerden bir tanesi. Sabancı Üniversitesi son 3 yılda bir önceki 10 yıla göre almış olduğu fonları neredeyse iki ya da üçe katladı. Toplamda 22 milyon euro bir fona ulaşmış durumda. Bu projenin hayata geçebilmesi, bu aşamaya gelebilmesi için uzun bir yolculuktan geçildi. Bu vizyonu bize sağlayan, en başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza ve ekibine, bu projeyi hayata geçiren Sabancı Üniversitesi'ne çok teşekkür ediyorum.”

 

“Kamu-sanayi-akademi iş birliklerine büyük önem veriyoruz”

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konuşmasına; Sabancı Üniversitesi’nin, başarı üçgeni olarak adlandırılan kamu-sanayi-akademi iş birliklerine büyük önem verdiğini belirterek başladı. DİMAP’ın, bu başarı üçgenine çok güzel bir örnek teşkil ettiğini vurgulayan Güler Sabancı, “Bir dünya üniversitesi olmak, öncelikle yapısıyla, esnekliğiyle, yenilikçiliğiyle ve araştırma odaklı kimliğiyle doğru projelerde yer almaktan geçiyor. Sabancı Üniversitesi, geride bıraktığı 25 yılda; ülkemizin lider ve dünyanın önde gelen araştırma üniversitelerinden biri olarak, bilimde ve toplum üzerinde dönüştürücü etkileri olan öncü konumunu vurgulayan projelere imza atıyor. DİMAP ile özellikle KOBİ’ler genelinde, dijital üretim ve eklemeli imalat yöntemlerinin uygulamaya alınması amaçlanıyor. Bu sayede veri odaklı akıllı üretim teknolojilerinin yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz. Projenin bugünlere gelmesindeki en büyük pay sahiplerinden biri olan Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde Sayın Bakanımız Mehmet Fatih Kacır’a, Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan’a, ülkemiz için gurur verici bir projenin gerçekleşmesinde emeği geçen başta Rektör Yardımcımız Mehmet Yıldız’a, Bahattin Koç Hocamıza, SU-IMC CEO’muz Devrim Özaydın’a, proje ortaklarımıza ve projede görev alan tüm ekiplere, teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

 

“Mühendislik alanında kalıcı eserler bırakmak konusunda kararlıyız”

Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici yaptığı konuşmada, “Sabancı Üniversitesi olarak özellikle bilimsel araştırma ve mühendislik alanında kalıcı eserler bırakmak konusunda kararlıyız. Bu kapsamda, bugün burada açılışını yapmakta olduğumuz DİMAP platformu çok önemli bir adım. DİMAP, bundan sonraki yıllarda sadece üniversitede faaliyet göstermekte olan araştırma gruplarına değil, daha da ağırlıklı olarak KOBİ’lere ve Türkiye'nin sanayi üretim kapasitesine hizmet edecek. Platform, ileride gerek bilimsel araştırmalar gerekse sanayi yönetimi açısından son derece önemli. Bu çalışmaya bugüne kadar emeği geçmiş olan bütün arkadaşlarımıza en samimi teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Laboratuvarlarımız ve DİMAP Proje alt yapımız tüm kurumlarımıza açık

SU-IMC CEO’su ve DiMAP Direktörü Devrim Özaydın, DİMAP Projesinin temel amacının; özellikle KOBİ’leri eklemeli imalat ve dijital üretim teknolojileri ile buluşturarak, onları uluslararası rekabet seviyesine ulaştırmak ve bu seviyenin de üzerine çıkarmak olduğunu söyledi. Özaydın sözlerine şöyle devam etti: “Bu proje ile birlikte dünyada henüz yeni bir teknoloji olan Soğuk Sprey başta olmak üzere ileri eklemeli üretim, malzeme karakterizasyon, mekanik test ve yüksek teknoloji tahribatsız muayene alt yapısı ülkemize kazandırıldı. Teknopark İstanbul’da Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi içinde yer alan Sabancı Üniversitesi SU-IMC Üretim ve Test Laboratuvarlarımız ve DİMAP Proje alt yapımız tüm kurumlarımıza açık. Projemizde havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerinde, başta KOBİ’lerimiz olmak üzere, girişimcilerimizle, Ar-Ge merkezlerimizle, sanayi kuruluşlarımızla ve üniversitelerimizle birlikte çalışarak, bu alt yapıyı en verimli şekilde kullanacağız. Firmalarımızın dijital dönüşüm yolculuğunu destekleyip; eklemeli imalat gibi ileri üretim tekniklerinden yararlanarak fonksiyonel parçalar üretme kapasitelerini artıracağız. Özellikle KOBİ’lerimizin yüksek katma değerli prototipleri operasyonel ortama taşıyabilmelerini sağlayacağız. Ülkemiz için katma değerli çıktılar üretmeye devam edeceğiz. Projemizin hayata geçirilmesini mümkün kılan, başta Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır’a, Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan’a, Rektör Yardımcımız Mehmet Yıldız’a, Bahattin Koç Hocamıza, projede emeği geçen ortaklarımıza ve tüm ekiplere, teşekkürlerimi sunuyorum.”

 

Sanayi firmalarının üretim kapasitelerini artırmayı hedefliyor

Toplam bütçesi 9,8 milyon euro olan DiMAP, veriye dayalı akıllı üretim sistemleriyle desteklenen eklemeli imalat süreçlerinin geliştirilmesini, bu süreçlerin test, karakterizasyon ve kalite kontrol unsurlarıyla bütünleşik hale getirilmesini hedefliyor. Platform özellikle sivil havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerinde faaliyet gösteren başta KOBİ’ler olmak üzere sanayi firmalarının dijital dönüşüm yolculuğunu desteklemeyi; eklemeli imalat gibi ileri üretim tekniklerinden yararlanarak fonksiyonel parçalar üretme kapasitelerini artırmayı ve yüksek katma değerli prototipleri operasyonel ortama kadar taşıyabilmelerini sağlamayı amaçlıyor. Bu hedef doğrultusunda proje, Türkiye’nin sanayileşmede öncü şehirleri olan İstanbul, Bursa ve Kocaeli illerinde bölgesel sanayi ekosistemlerine doğrudan dokunuyor. Proje, yalnızca teknik alt yapı ve ürün geliştirme süreçlerinin değil, aynı zamanda firmaların sertifikasyon, insan kaynağı gelişimi ve finansman erişimi gibi temel ihtiyaçlarının da desteklenmesini kapsıyor.

 

Güçlü bir partner ağı ile yürütülüyor

Dijital üretim teknolojilerinin gelecekteki standartlarını tanımlamayı hedefleyen DiMAP Projesi, Sabancı Üniversitesi’nin araştırma vizyonu, SU-IMC’nin teknik gücü ve partner ağının yönlendirmesiyle; firmaların ürün geliştirme kabiliyetini artıran, küresel pazara erişimlerini destekleyen ve dönüşüm yolculuklarında yanında olan bütüncül bir platform olarak konumlanıyor. Proje, Sabancı Üniversitesi’nin üniversite sanayi iş birliğini güçlendirme çalışmaları kapsamında; Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD), Kocaeli Sanayi Odası (KOSANO), Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA), İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), SAHA İstanbul ve Teknopark İstanbul gibi kuruluşlardan oluşan güçlü bir partner ağı ile yürütülüyor. Partner kuruluşlar, kendi bölge ve sektörlerindeki KOBİ’lerle DiMAP arasında köprü görevi üstleniyor.

 

RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Ham Maddeleri Fuarı sona erdi

1 Haziran 2025 • 08:10:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Plastik geri dönüşüm sektöründe tüm dünyadan sektör paydaşlarını ve ziyaretçileri bir araya getiren RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Ham Maddeleri Fuarı sona erdi. Henüz ikinci yılında dünyanın en büyük ikinci plastik geri dönüşüm fuarı haline gelen RePlast Eurasia Fuarı, 13 ülkeden 151 katılımcı ve 56 ülkeden 8 bin 340 ziyaretçiyi bir araya getirdi. Türkiye’nin plastik geri dönüşümde adım adım küresel bir merkez olma yolunda ilerlediğine dikkat çeken Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, "Fuara gösterilen yoğun ilgi, Türkiye’de geri dönüşüm sektörünün önümüzdeki yıllarda da hızla büyümeye devam edeceğini gösteriyor. PAGÇEV olarak bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin plastik geri dönüşüm kapasitesini artıracak, farkındalığı yükseltecek, teknolojik yatırımları teşvik edecek her türlü çalışmanın içinde olacağız. RePlast Eurasia Fuarı, bu kararlılığımızı ve ülke olarak potansiyelimizi sergilemek adına çok başarılı bir zemin sundu." dedi.

Türkiye’de plastik geri dönüşüm alanında ilk ve tek fuar olma özelliğine sahip RePlast Eurasia 2. Plastik Geri Dönüşüm Teknolojileri ve Ham Maddeleri Fuarı, 8-10 Mayıs tarihlerinde 13 ülkeden 151 katılımcı ve 56 ülkeden 8.340 ziyaretçiyi TÜYAP'ta bir araya getirdi. RePlast Eurasia, geri dönüşüm teknolojilerinde gelinen son noktayı sergilemenin ötesinde, çevresel sorumluluğun ve döngüsel ekonominin ne denli güçlü bir anlayışla benimsendiğini göstermesi açısından da çok önemli bir platform oldu. Fuarda atıktan ham maddeye, ileri dönüşümden izlenebilirliğe kadar birçok başlıkta yenilikçi çözümler dikkat çekti. Fuar sektörün tüm paydaşlarını aynı çatı altında buluştururken, Türkiye'nin plastik geri dönüşümdeki gücünü bir kez daha tescillemiş oldu.

YABANCILARIN YARISINDAN ÇOĞU AVRUPA'DAN

Bu sene ikincisini düzenledikleri RePlast Eurasia'nın gösterilen büyük ilgiyle birlikte dünyanın ikinci büyük geri dönüşüm fuarı olma özelliğine kavuştuğunu kaydeden PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu, özellikle yabancı katılımcıların ve ziyaretçilerin ilgisinin dikkat çekici olduğunu kaydetti. Fuara gelen yabancıların yarısından fazlasının Avrupa'dan olduğunu ifade eden Eroğlu, bunu Ortadoğu ve Asya'dan ziyaretçilerin takip ettiğini bildirdi. Eroğlu, ziyaretçilerin tedarikçi ve üreticileri tek çatı altında görmesinin büyük avantaj sağladığını söyledi.

Türkiye’nin plastik geri dönüşümde adım adım küresel bir merkez olma yolunda ilerlediğine dikkat çeken Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, fuara gösterilen bu yoğun ilginin, Türkiye’de geri dönüşüm sektörünün önümüzdeki yıllarda da hızla büyümeye devam edeceğini gösterdiğini kaydetti. PAGÇEV olarak bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin plastik geri dönüşüm kapasitesini artıracak, farkındalığı yükseltecek, teknolojik yatırımları teşvik edecek her türlü çalışmanın içinde olacaklarını ifade eden Eroğlu, RePlast Eurasia Fuarı'nın bu kararlılığı ve ülke olarak potansiyelimizi sergilemek adına çok başarılı bir zemin sunduğunu söyledi.

'AVRUPA’NIN EN YÜKSEK KAPASİTELİ ÜLKELERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİK'

Eroğlu, şunları ekledi:

"RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Ham Maddeleri Fuarı’nı büyük bir memnuniyet ve gururla geride bıraktık. Fuar, gerek katılımcı profili gerekse de sergilenen teknolojik çözümler ve çeşitlilikle ülkemizin plastik geri dönüşümündeki kapasitesini, kabiliyetini ve kararlılığını gözler önüne serdi. Türkiye plastik geri dönüşüm alanında bugün geldiğimiz noktada, Avrupa’nın en yüksek kapasiteli ülkelerinden biri haline geldi. RePlast Eurasia’da ortaya konan güçlü iş birlikleri, teknoloji yatırımları ve sürdürülebilirlik vizyonu sayesinde ülkemiz bu alanda sadece üretim değil, çözüm geliştirme ve teknoloji transferi açısından da bir merkez konumuna yükseldi. Geri dönüşüm sanayiimiz artık sadece iç pazarın ihtiyacını karşılayan değil, aynı zamanda bölgesine teknoloji ve know-how ihraç eden bir yapıya kavuşmuş durumda. Bu fuar da bunun en güzel göstergesi oldu.”

Fiba CP Perakende Günleri’nde uluslararası büyüme stratejisini ve yeni yatırımlarını paylaştı.

1 Haziran 2025 • 08:08:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’de ve globalde çok sayıda ticari gayrimenkul projesinin kiralama ve yönetim faaliyetlerini yürüten Fiba Commercial Properties, 28-29 Mayıs tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen 24’üncü Perakende Günleri 2025’e katıldı. 4 ülkede faaliyet gösteren Fiba Commercial Properties (Fiba CP), Perakende Günleri’nde uluslararası büyüme stratejisini ve yeni yatırımlarını paylaştı. Etkinlik kapsamında düzenlenen Perakende Güneşi Ödüllerinde, Fiba CP’nin uluslararası başarılarına liderlik eden Yurdaer Kahraman, “Sektörün Başarılı Liderleri” ödülüne layık görüldü.

 

Fiba CP standında gerçekleştirilen kokteylde açıklamalarda bulunan Fiba CP CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman, “Toplam 250 milyon Euro’yu bulan iki önemli yatırımımızla Moldova’da sürdürülebilir bir dönüşüm başlatıyoruz. Bir yanda perakende ve eğlenceyi odağına alan yeni nesil AVM, diğer yanda konaklama ve sağlık alanında uluslararası standartları bölgeye taşıyan karma yapımızla Fiba CP imzasını bırakıyoruz” dedi.

 

Perakende sektörünün en önemli etkinliklerinden biri olan ve bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Perakende Günleri, 28-29 Mayıs tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sektörün önde gelen isimleri ve yenilikçi fikirlerinin bir araya geldiği Perakende Günleri’nde Fiba CP standı büyük ilgi gördü. Ayrıca Fiba CP standında bu sene de geleneksel Fiba CP kokteyli düzenlendi.

 

Perakende, ofis, rezidans ve karma yaşam alanları alanında 4 ülkede faaliyet gösteren Fiba Commercial Properties (Fiba CP), etkinlikte uluslararası büyüme stratejisini ve yeni yatırımlarını paylaştı. Moldova’da hayata geçirdiği iki büyük proje ile dikkat çeken Fiba CP, yaklaşık 250 milyon Euro’luk yatırım değerine sahip projeleriyle bölgenin yaşam kalitesine ve ekonomik potansiyeline önemli katkı sağlamayı hedefliyor.

 

Yurdaer Kahraman’a “Sektörün Başarılı Liderleri” Ödülü

Fiba Commercial Properties CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman, perakende sektörünün en prestijli organizasyonlarından biri olan Perakende Güneşi Ödüllerinde “Sektörün Başaralı Liderleri” ödülüne layık görüldü. Her yıl sektörün gelişimine katkı sağlayan kişi ve kurumların ödüllendirildiği organizasyonda, Kahraman; Türkiye’de perakende ve ticari gayrimenkul sektörüne yön veren vizyoner liderliği, sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımı ve Fiba CP’yi uluslararası başarılarıyla global ölçekte örnek bir markaya dönüştürmesiyle öne çıktı.

 

“Moldova’nın En Büyük Perakende ve Yaşam Merkezi Geliyor”

Fiba CP’nin Moldova’daki ilk yatırımının, 65.000 m² kiralanabilir alana sahip olacağını ve dünyaca ünlü mimarlık firması Chapman Taylor tarafından tasarlandığını belirten Fiba CP CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman, “Proje, Moldova’nın en büyük perakende ve yaşam merkezi olma iddiasıyla hayata geçiyor. 170’e kadar mağaza kapasitesi, 3.500 m²’lik sinema ve eğlence alanı ile 2.500 araçlık otopark alanı sunacak projede, Türk ve uluslararası markaların yanı sıra gastronomi, sanat, eğitim ve eğlenceyi bir araya getiren kapsayıcı bir yaşam deneyimi sunulacak. İkinci yatırımımız ise, Marriott Moxy (kısa süreli konaklama), Marriott Residence Inn (uzun süreli konaklama) ve Medpark Tıp Merkezi’ni kapsayan 18.500 m²’lik karma bir proje. Her iki yatırımın toplam değeri yaklaşık 250 milyon Euro’ya ulaşıyor. Projeler, uluslararası standartlarda sağlık ve konaklama çözümleriyle bölgedeki önemli bir ihtiyaca yanıt veriyor. Geliştirme süreci, Fiba CP’nin uzun yıllardır güvenle iş birliği yaptığı SUMMA Grubu ile birlikte yürütülüyor. Fiba CP olarak Türkiye’nin yanı sıra Moldova, Romanya ve Çin’de alışveriş merkezlerinden rezidanslara, otelden ofise kadar pek çok segmentte faaliyet gösteriyoruz. Moldova’da gerçekleştirdiğimiz bu iki yeni yatırım, sadece ticari değil; sosyal, kültürel ve kentsel gelişimi destekleyen bütüncül yaşam alanları oluşturma hedefimizin bir yansımasıdır” dedi.

 

“Sektörde fark yaratmaya devam ediyoruz”

Fiba Commercial Properties olarak hem Türkiye’de hem de yurt dışında birçok yenilikçi projeyi hayata geçirerek, sektörde fark yaratmaya devam ettiklerini belirten Kahraman, “Türkiye’de ise İnegöl AVM’de gerçekleştirdiğimiz kültürel sürdürülebilirlik odaklı sosyal sorumluluk projesiyle Global RLI Awards 2024’te ödül almanın gururunu yaşıyoruz. Romanya’da tamamladığımız 350 konutluk Select Residence projesinde teslimler devam ediyor; Bükreş’te ise iki yeni konut projesi için çalışmalarımız sürüyor. Aynı zamanda Türkiye’de Fenix Yapı ile birlikte yeni bir karma yaşam projesi geliştiriyoruz. Yurt dışındaki Türk şirketleri arasında 39. sırada yer alıyor olmamız, uluslararası pazardaki güçlü konumumuzu ve istikrarlı büyüme stratejimizi teyit ediyor” dedi.

  

“Ortak sorunlara birlikte çözüm üretmek büyük önem taşıyor”

Perakende Günleri’nde yer almaktan dolayı oldukça mutlu olduklarını belirten Kahraman, “Fiba CP olarak 4 farklı ülkede; 11 alışveriş merkezi, 800.000 m²’yi aşan kiralanabilir alan, 5 rezidans, 4 ofis binası, 2 sinema kompleksi ve 1 otel yatırımıyla faaliyet gösteriyoruz. Ticari gayrimenkul alanında güçlü bir portföye sahibiz. Farklı coğrafyalarda edindiğimiz bilgi birikimini, alışveriş merkezi yönetimi alanında sektördeki yatırımcılarla ve mülk sahipleriyle paylaşıyor, onlara değer katan stratejik iş birlikleri geliştiriyoruz. Bu etkinlikte sektörün önde gelen temsilcileriyle buluşmak, karşılıklı deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak sorunlara birlikte çözüm üretmek bizim için büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile RAMS Türkiye arasında “Kardeş Aile Sosyal Konut Protokolü” imzalandı

1 Haziran 2025 • 08:06:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İstanbul Valiliği bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile RAMS Türkiye arasında “Kardeş Aile Sosyal Konut Protokolü” imzalandı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki protokol kapsamında, ihtiyaç sahibi aileler için her biri ortalama 90 metrekare büyüklüğünde en az 167 adet sosyal konutun inşası planlanıyor.

Türkiye genelinde birçok farklı alanda sosyal sorumluluk projeleri yürüten RAMS Türkiye, bu kez İstanbul’daki dezavantajlı ailelere umut oluyor. RAMS Türkiye’nin sosyal sorumluluk projesi RAMS Çatısı altındaki proje ile hem barınma sorunu yaşayan ailelere kalıcı çözümler sunulması hem de sosyal dayanışma kültürünün güçlendirilmesi hedefleniyor. Arnavutköy İlçesi’nde, 12.046 metrekarelik alanda inşa edilecek ve 2 yıl içinde tamamlanması planlanan sosyal konutlar, ihtiyaç sahiplerinin rahat ve güvenilir koşullarda hayatlarını sürdürebilmelerine imkân tanıyacak.

Protokol imza töreninde yaptığı konuşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş: “Bugün çok kıymetli bir çalışma için bir aradayız. Bugün, toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden birini yaşıyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımızla beraber, RAMS Türkiye’nin Valimizin himayelerinde imzalayacağı protokole, bu projede inşallah ihtiyaç sahibi özellikle yetim ve öksüzlere yönelik 167 sosyal konut inşa edilecek. Bu sosyal konutlarda da öksüz ve yetim çocuklarımız, aileleri ile beraber Kardeş Aile projesi kapsamında himaye edilecekler. Bu güzel projeye emek sarf eden başta Sayın Valimize ve RAMS Türkiye’ye öncülük ettikleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Protokol imza töreninde konuşan İstanbul Valisi ve İstanbul Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanı Davut Gül ise şu ifadeleri kullandı: “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla İstanbul’daki yetimlerle ilgili bir çalışmamız olmuştu. Sayın bakanımız da bizlere liderlik etmişti. Özü şu; yetim olup, kendisine ait evi olmayıp aynı zamanda ihtiyaç sahibi olan kişilere ‘Kardeş Aile’ projesi ile bir kira desteği vermeye başlamıştık. Tanıtımını yaptığımızda RAMS Türkiye’den Devran Bey, arayarak Kardeş Aile projesine destek olmak istediğini ve uygun bir arsa olursa buna konut yapacağını bizlere taahhüt etti. Bugün de bunun sonucu itibari ile 167 konut yapılacak. İsteğimiz bunun yaygınlaşması, başka hayırseverlerimizin de yapması. Devletimizin ihtiyaç sahipleri ile ilgili birçok konuda desteği var ama hayırseverlerin desteği bunu tamamlayıcı nitelikte oluyor. Başta Sayın Bakanımız olmak üzere hayırseverimize teşekkür ediyorum.”

RAMS Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Devran Bülbül ise projenin RAMS Çatısı altındaki sosyal sorumluluk misyonlarını pekiştirdiğini belirterek şöyle konuştu: “RAMS Türkiye olarak, sadece konut üretmiyor, aynı zamanda insan hayatına dokunan projeler geliştiriyoruz. ‘Kardeş Aile Sosyal Konut Protokolü’ ile aile ve çocuklarımıza güvenli bir yuva sunmak bizim için büyük bir onur. Sayın Bakanımız ve Valimizin öncülüğünde bu projenin bir parçası olmaktan gururlu ve mutluyuz.”

Sosyal konutların inşasına kısa sürede başlanması planlanırken, örnek teşkil eden bu protokolün diğer illerde de benzer projelere ilham olması bekleniyor.

Doğan Trend Otomotiv GrubuTürkiye'nin En Değerli Markalar Listesi'ne grdi

1 Haziran 2025 • 08:02:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Doğan Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve distribütörlüğünü yürüttüğü global markaları tek bir çatı altında birleştiren Doğan Trend Otomotiv, gerçekleştirdiği yatırımlar ve istikrarlı büyüme adımlarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Bu kapsamda şirket, Brand Finance tarafından bu yıl 19’uncusu yayımlanan “Türkiye 125 - Türkiye’nin En Değerli Markaları” listesinde yer almaya hak kazandı. Listeye dahil olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söyleyen Doğan Trend Otomotiv CEO’su Kağan Dağtekin, “Son 5 yılda zaman zaman çok zorlu, ön görülmesi zor dönemlerden geçtik. Yenilikçi, müşterimize kıymet veren ve ana trendleri erken yakalamaya odaklı bakış açımızla ülkemizin en değerli markaları arasında anılır olduk. Kıymetli markaları bünyemizde barındırıyor olmamız, bir Doğan Holding şirketi olarak sürdürülebilir ve güçlü yapımız, marka gücümüz, müşteri hassasiyetimiz, yaygın yetkili satış servis teşkilatımız ve son yıllardaki büyüme hızımız gibi birçok kriterin değerlendirildiği bu listede yer almak bizim için son derece heyecan verici” dedi.

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından bu yıl 19’uncusu yayımlanan “Türkiye 125 - Türkiye’nin En Değerli Markaları” raporu tamamlandı. 2 milyar 266 milyon dolarlık marka değeriyle THY’nin ilk sırada yer aldığı raporda yer alan 125 markanın toplam değeri, 2024 yılına göre yüzde 15 artışla 17 milyar dolara ulaştı. 2007'den bu yana yayımlanan liste, sermaye piyasasına dahil markalardaki artış sonrası 100'den 125 markaya çıkarıldı. Bu yıl 24 markanın ilk kez yer aldığı listede, Doğan Trend Otomotiv de başarılı organizasyon yapısı ve güçlü büyümesiyle Türkiye’nin en değerli markaları arasında yer alma başarısını gösterdi.

Gurur Duyduk!

Firma, ülke çapında yüz adedin üzerinde yetkili satış / servis noktasında Otomotiv, Motosiklet ve Deniz Grubu markalarıyla hizmet veriyor. Geniş bir marka portföyü bulunan Doğan Trend’in bünyesinde;

- Otomotiv grubunda, Suzuki, MG, Maxus Ticari Araçlar ve Wallbox Chargers;
- Motosiklet Grubunda, Vespa, Piaggio, Aprilia, Moto Guzzi, Suzuki Motocycles, KYMCO ve Silence;
- Deniz Grubunda, Suzuki Outboards, SuperRib Boats
- Perakende Operasyonlarında Otomobilite Şubeleri, Suvmarket
- Üretim tesisi olarak yeni devreye giren İzmir’deki KYMCO Motosiklet Fabrikası bulunuyor.
Son yıllarda adı daha çok duyulmaya başlanan Doğan Trend, hem yeni markaları hem de sektördeki büyüme gösteren segmentleri önceden görüp odaklanma stratejisiyle hızlı bir büyüme göstermişti.

Doğan Trend Otomotiv, listeye 122’nci sıradan giriş yaparak önemli bir başarıya daha imzasını atmış oldu. Konu hakkında değerlendirme yapan Doğan Trend Otomotiv CEO’su Kağan Dağtekin, “Brand Finance tarafından açıklanan ‘Türkiye’nin En Değerli Markaları’ listesine 2025 yılında dahil olmaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz. Uluslararası geçerliliğe sahip bu listeye Doğan Trend olarak, marka değerimizle 122’nci sıradan ilk kez dahil olduk. Son 5 yılda zaman zaman çok zorlu, ön görülmesi zor dönemlerden geçtik. Yenilikçi, müşterimize kıymet veren ve ana trendleri erken yakalamaya odaklı bakış açımızla ülkemizin en değerli markaları arasında anılır olduk. Kıymetli markaları bünyemizde barındırıyor olmamız, bir Doğan Holding şirketi olarak sürdürülebilir ve güçlü yapımız, marka gücümüz, müşteri hassasiyetimiz, yaygın yetkili satış servis teşkilatımız ve son yıllardaki büyüme hızımız gibi birçok kriterin değerlendirildiği bu listede yer almak bizim için son derece heyecan verici. Bu ödül vesilesiyle, bugün ve geçmişte emeği geçen, yılmadan çabalayan tüm Doğan Trendli’lere teşekkür ediyorum” dedi.


Doğan Trend Otomotiv Hakkında

Bir Doğan Holding iştiraki olan Doğan Trend Otomotiv, Türkiye'nin önde gelen otomotiv ve mobilite şirketidir. Otomotiv, motosiklet ve deniz motorlarından oluşan marka portföyü ve ülke çapındaki yaygın yetkili satış ve servis teşkilatı ile yıllık toplamda 50.000 adedin üzerinde araç satışı gerçekleştirip 1 milyar doların üzerinde yıllık iş hacmine ulaşarak 2024 yılında Türkiye’nin en büyük firmalarının listelendiği Fortune 500 listesinde 102. sıraya yükselmiştir. Motosiklet fabrikasının da bünyesine eklediği 2025 Senesinde ise Brand Finance tarafından açıklanan Türkiye’nin en değerli markaları listesinde 122’nci sırada yer almıştır. Sürdürülebilir mobilite ve müşteri odaklı hizmet anlayışıyla, yenilikçi çözümler sunmaya devam eden Doğan Trend Otomotiv, otomotiv ve mobilite sektöründe teknolojik ve keyif veren markaları ile öncü bir rol üstlenmektedir.

Kale Alarm X İzmir’de satış ekiplerinin katılımıyla tanıtıldı

1 Haziran 2025 • 07:52:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kale Endüstri Holding’in güvenlik teknolojilerindeki öncü markası Kale Alarm, yeni nesil ürün grubu Kale Alarm X’in tanıtımı için İstanbul’un ardından İzmir’de de bir lansman toplantısı gerçekleştirdi. İzmir lansmanı, özellikle satış ekiplerinin yoğun katılımıyla dikkat çekerken, etkinlikte ürün sunumları, teknik bilgilendirme oturumları ve ilham verici konuşmalar yer aldı.

Toplantının açılış konuşmasını Kale Alarm Grup Müdürü Kerem Özkan yaptı. Özkan konuşmasında, Kale Alarm X’in yalnızca bir ürün lansmanı değil, aynı zamanda şirketin gelecekteki büyüme stratejisinde önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. “Bugün burada sadece yeni bir ürünü tanıtmak için değil; yepyeni bir başarı hikayesinin ilk sayfasını birlikte açmak için toplandık” diyen Özkan, Kale Alarm X’in ileri teknolojisi, mobil uyumluluğu ve kişiselleştirilebilir güvenlik senaryolarıyla pazarda fark yaratacağına dikkat çekti.

“Güvenliği yeniden tanımlıyoruz”

Kale Alarm X, sunduğu yenilikçi çözümlerle güvenliğe bakışı değiştiriyor. Özellikle bireysel kullanıcılar ve küçük işletmeler için geliştirilen bu yeni ürün grubu, kullanıcılara yalnızca güvenlik değil; aynı zamanda akıllı yaşam çözümleri sunmayı hedefliyor.

Kerem Özkan konuşmasında satış ekiplerine de seslenerek, “Kale Alarm X ile sahada olan siz satışçılarımız için işler çok daha güçlü, çok daha heyecan verici olacak. Artık müşterilerimize sadece bir alarm sistemi değil, onların hayatına değer katan akıllı bir çözüm sunuyoruz” dedi.

Sektörde 70 yılı aşkın güvenin temsili

Kale Endüstri Holding’in 70 yılı aşkın köklü geçmişine vurgu yapılan lansmanda, bu güçlü yapının Kale Alarm X ürün grubuna duyulan güvenin temelini oluşturduğu belirtildi. İzmir lansmanı, satış ekipleriyle markanın hedef ve vizyonunu paylaşmak açısından stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Geleceğin güvenliğini birlikte yazıyoruz

Kale Alarm, lansmanlarla sadece bir ürün tanıtımı değil, aynı zamanda bayi ve satış ekipleriyle güvenlik anlayışını dönüştüren bir yolculuk başlattığını ifade ediyor. İzmir toplantısıyla birlikte, Kale Alarm X’in daha geniş kitlelere ulaştırılması hedefleniyor.

Özyeğin Üniversitesi yerleşkesinde “ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezi” açıldı

1 Haziran 2025 • 07:52:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Özyeğin Üniversitesi yerleşkesinde sanayi sektörüne örnek olacak “ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezi” açıldı. Rekabetçi Sektörler Programı altında desteklenen ve Özyeğin Üniversitesi ve Beyaz Eşya Yan Sanayicileri Derneği (BEYSAD) iş birliğinde yürütülen “Sanayi 4.0 Mükemmeliyet Merkezi Kurulması ile Türkiye’deki KOBİ’lerin Dijital Dönüşümü Projesi” kapsamında kurulan merkez, sanayide dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmayı hedefliyor.

Türkiye’nin yenilikçi ve girişimci üniversitesi Özyeğin Üniversitesi ve Beyaz Eşya Yan Sanayicileri Derneği (BEYSAD) iş birliğinde yürütülen, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti mali iş birliği çerçevesinde finanse edilen ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklenen “Sanayi 4.0 Mükemmeliyet Merkezi Kurulması ile Türkiye’deki KOBİ’lerin Dijital Dönüşümü” projesi kapsamında, ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezi açıldı. Merkez; üniversite, kamu, ana sanayi, yan sanayi ve girişimcilerden oluşan geniş bir paydaş ağıyla, Türkiye’nin imalat sanayisinin dijital dönüşümüne katkı sağlamayı ve KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmayı hedefliyor.

 

Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsünde 1000 m2 kapalı alana kurulan ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezi, KOBİ’lerin dijital olgunluk seviyelerini belirleyerek, ihtiyaçlarına yönelik dijital dönüşüm yol haritaları sunacak. Merkezde; akıllı üretim, eklemeli imalat, robot teknolojileri ve nesnelerin interneti gibi ileri teknolojiler üzerine uygulamalı eğitimler, sertifika programları ve “Öğren & Dönüş” destek programları düzenlenecek. Bununla birlikte Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri teşvik edilerek KOBİ’lerin dijital yetkinliklerinin artırılması sağlanacak. Merkezde ayrıca, KOBİ’lerin TÜBİTAK ve Avrupa Birliği Çerçeve Programları gibi fonlardan daha etkin yararlanabilmesi için tanıtım ve farkındalık çalışmaları yürütülecek. ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezi, Türkiye’de imalat sanayisinin dijitalleşme sürecinde önemli bir rol oynayarak, KOBİ’lerin küresel rekabet gücünü artırmayı ve ülke genelinde değer yaratan dijital dönüşüm projelerine öncülük etmeyi amaçlıyor.

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, merkezin kurulmasıyla ilgili “Yaklaşık 10 milyon Euroluk bir yatırımla hayata geçen merkezin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bu dönem, Türkiye'nin üretim altyapısını koruduğu ve yeni yatırımlarla genişlettiği bir dönem olsun istiyoruz. Bu amaçla hazırladığımız yeni Yatırım Teşvik Sistemi, bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla Resmi Gazete'de yayınlandı. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda hayata geçirdiğimiz yeni teşvik sistemiyle; yatırımları hızlandırmak üzere finansman destekleri sağlayacağız.” açıklamasında bulundu. Bakan Kacır, "İhracat kabiliyetlerini artıracak, rekabetçiliği yükseltecek tüm enstrümanları ve programları süratle devreye alıyoruz. Değişen yaşam biçimleri, hızlanan dijitalleşme ve yeşil dönüşüm; beyaz eşya sektörünü küresel ölçekte kapsamlı ve çok katmanlı bir dönüşümün eşiğine getiriyor. Beyaz eşya ürünleri, temel ihtiyaçları karşılamanın ötesine geçerek; kullanıcı deneyimini önceleyen, dijital bağlantılarla zenginleşen ve yaşam konforunu artıran akıllı teknolojilere dönüşüyor. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz ve Avrupa Birliği destekli, Bakanlığımızın 'Rekabetçi Sektörler Programı' kapsamında hayata geçirilen OzUBEX Dijital Dönüşüm Merkezi, özellikle beyaz eşya değer zincirindeki KOBİ'lerimizin dijital yetkinliklerini geliştirme yolunda kritik bir destek altyapısı sunuyor. Bin metrekare kapalı alana sahip gerçek bir üretim ortamında; müteşebbislerimiz, mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz geliştirdikleri ürünleri test etme ve iyileştirme imkanı bulacak. Dijital olgunluk, Otomasyon yeterlilik ve IOT yeterlilik değerlendirmeleriyle Öğren-Dönüş programı, gibi dijital dönüşüme yönelik birçok hizmeti burada bu merkezde müteşebbislerimize sunmuş olacağız. Bu merkezin; başta KOBİ'lerimiz olmak üzere beyaz eşya sanayimizin dijital dönüşüm kapasitesini güçlendireceğine, verimliliğini artıracağına ve küresel rekabetçiliğine çok önemli katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, katma değerli üretimi teşvik eden, yüksek teknolojili girişimleri destekleyen, dijital dönüşümü hızlandıran adımlar atmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Sözlerime son verirken OzUBEX Sanayi Dönüşüm Merkezinin üniversitemize, İstanbulumuza, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.

 

Üniversite, kamu ve özel sektör iş birliğinin çok önemli olduğuna değinen Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan “Yenilikçi, dönüştürücü ve kişiselleştirilmiş eğitim yaklaşımımızla, araştırma faaliyetlerimizle, global problemlere yenilikçi çözümler sunmayı en önemli misyonlarımızdan biri olarak görüyoruz. ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezi ile sanayi sektöründe bilimsel araştırmaların gelişimine katkıda bulunuyor; teknik uzmanlık kazanımları, eğitimler ve Ar-Ge hizmetleri için de altyapı oluşturacak bu değerli adıma ev sahipliği yapıyoruz. Bugüne kadar üniversitemizin yaptığı 800’ü aşkın projenin 450’si sanayi iş birliğiyle hayata geçirildi. Özellikle bilişim, finans ve bankacılık gibi dijital alanlarda, üretimde, savunma sanayinde, enerji ve otomotivde güçlü ve başarılı projeler yürüttük. Hem öğrencilerimizi hayata hazırlamak hem de sektörlerin gelişimine katkıda bulunmak için iş birliklerimize yenilerini eklemeyi sürdüreceğiz. Üniversite, kamu ve özel sektör iş birliğinin çok önemli ve verimli bir örneği olan projemize katkı sağlayan tüm proje paydaşlarımıza, mentörlerimize ve danışmanlarımıza ve süreçte emeği bulunan tüm ekiplerimize yürekten teşekkür ediyor, ÖzÜBEX Sanayi Dönüşüm Merkezimizin farklı sektörlere ilham kaynağı olmasını diliyorum” dedi.

 

Beyaz Eşya Yan Sanayicileri Derneği (BEYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Aksu “ÖzÜBEX, özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelere dijital teknolojilerde yetkinlik kazandırmak, Ar-Ge projelerini desteklemek ve Endüstri 4.0 olgunluklarını geliştirmek misyonuyla kurgulandı. Bu amaca hizmet edebilmek adına oluşturulan ekipman altyapısı ile geliştirilen eğitim ve danışmanlık programlarının, geldiğimiz noktada başvuran firmalara katkı sağladığını görebilmek çok sevindirici. Günümüzde dijital dönüşüme bir de yeşil dönüşüm boyutunun eklendiğini görüyoruz. Dijital teknolojiler, daha verimli üretim, daha az kaynak kullanımı, düşük karbon emisyonları ve daha sürdürülebilir iş süreçlerinin sağlanmasında büyük fayda sağlayacaktır. Bu hususta da TÜBİTAK tarafından yeşil dönüşümde KOBİ’lere rehberlik edecek kuruluşlardan birisi olarak taçlandırılan ÖzÜBEX’in, ülkemizin sanayisine katkılarının artarak devam edeceğine inancımız tam. Türk sanayiinin dijital ve yeşil dönüşümlerini destekleyerek ihracattaki rekabetçiliğini artırmakla kalmayıp; ayrıca ülkemizdeki üniversite-sanayi iş birliğinin gelişmesi için de kıymetli bir kazanım olarak gördüğümüz ÖzÜBEX’in ülkemiz ve sanayimiz adına hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

 

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan merkez açılışıyla ilgili olarak “ÖzÜBEX’in, kısa bir süre içerisinde Avrupa Birliği’nin Dijital Avrupa Programı kapsamında Avrupa Dijital İnovasyon Merkezi olarak konumlanması, bu alandaki başarısının somut bir göstergesi ve bizim için son derece kıymetli bir örnek. Benzer çalışmaların önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceğini öngörüyoruz. Zira ÖzÜBEX, bir mükemmeliyet merkezi olarak, Erasmus+ Programı altında yer alan mükemmeliyet merkezleriyle de yakın temas halinde olabilir ve bu alanda önemli kazanımlar sağlayabilir. Aynı zamanda bir dijital küme ve Ulusal Araştırma Merkezi, dolayısıyla COSME programları altında küme destekleri ve Avrupa Birliği'nin kapsamında yürütülen Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı, Programı altında bir Karadeniz dijitalleşme merkezi ilerleyen dönemlerde ÖzÜBEX’in gündeminde olabilir. Bu doğrultuda projeyi hayata geçiren Özyeğin Üniversitesine, projeye endüstri boyutunda değerli katkılar sağlayan BEYSAD’a ve bu vizyoner projenin gerçekleşmesine öncülük eden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza - başta Sayın Bakanımız ve tüm çalışma arkadaşları olmak üzere teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

 

 

Özyeğin Üniversitesi Hakkında

 

2007 yılında Hüsnü M. Özyeğin Vakfı tarafından kurulan Özyeğin Üniversitesi, küresel etki, öğrenci gelişimi ve akademik mükemmeliyet odaklı girişimci bir araştırma üniversitesidir. Üniversite yedi (7) fakülte ve üç (3) enstitüde yirmi beş (25) lisans, otuz altı (36) yüksek lisans ve on (10) doktora programı sunmaktadır. Özyeğin Üniversitesi, iddialı lisansüstü programları ve yenilikçi, disiplinler arası iş birliklerini teşvik eden dinamik akademik topluluğunun etkisiyle hızla büyüyen araştırma çıktılarıyla araştırma yetkinliklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Uluslararası alanda tanınan Özyeğin Üniversitesi, “THE Genç Üniversiteler Sıralaması”nda son 20 yıl içinde kurulmuş vakıf ve özel üniversiteler arasında ikinci sırada yer almaktadır. Özyeğin Üniversitesi “THE Etki Sıralamaları”nda Türkiye’nin vakıf üniversiteleri arasında altı (6) yıldır birinci sıradadır.

 

BEYSAD Hakkında

 

BEYSAD (Beyaz Eşya Yan Sanayiciler Derneği) 1993 yılında Türk ana sanayicilerimizin de destek ve katkılarıyla faaliyetlerine başlamış olan; Türk Beyaz Eşya Yan Sanayiinin yurtdışına açılmasını, yurtdışında tanınmasını sağlayan, üyeler arası ortak çözüm platformu yaratan değerli bir sivil toplum kuruluşudur. BEYSAD bünyesinde, çok değerli yaklaşık 200 üyesi mevcuttur. BEYSAD Üyeleri, Beyaz Eşya Ana sanayilerine (Arçelik, BSH, Haier Europe, Electrolux, Mabe, Miele, Vestel, Whirlpool ve daha pek çoğu…) malzeme tedarik etmekte olup, bünyesinde yaklaşık 20.000 kişi istihdam edilmekte, yılda 460 milyon dolar direkt ihracat ve 1,5 milyar dolar da dolaylı olmak üzere yaklaşık 2 milyar dolardan fazla ihracat yapılmaktadır.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery