Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin en sevilen peynir markalarından Ekici Peynir, kalite ve lezzetteki iddiasını 2025 yılında da uluslararası arenada kanıtladı. Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (International Taste Institute ITI) tarafından düzenlenen 2025 Superior Taste Award tat değerlendirmelerinde Ekici Süzme Peynir, 3 Yıldız Lezzet Ödülü’ne layık görüldü. Ekici Peynir altıncı kez üç yıldız alarak Kristal Lezzet Ödülü’nü bu yıl da korumaya devam ediyor.
Dünyanın en prestijli kuruluşlarından biri olan Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü, bünyesinde bulunan birden çok Michelin yıldızlı uzman şef ve sömeliyeler ile yaptığı değerlendirmeler sonucunda, her yıl dünyadaki en lezzetli ürünleri Superior Taste Award’da ödüllendiriyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Ekici Süzme Peynir 2025 yılında da Superior Taste Award 3 Yıldız Lezzet Ödülü’ne layık görüldü. 2017’den bu yana Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü tarafından ödüllendirilen Ekici Süzme Peynir altıncı kez üç yıldız alarak 2019 yılında kazandığı “Kristal Lezzet Ödülü’nü” bu yıl da korudu.
Kaliteli ve lezzetli ürün yelpazesiyle hem yerel hem de uluslararası pazarlarda öncü markalar arasında yer aldıklarının altını çizen Ekici Peynir Genel Müdürü Burçin Ekici, “Uluslararası ödüller Ekici Peynir’e ülkemizde 66 yıldır süren güveni perçinlerken, özellikle Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi yer aldığımız pazarların ilgisini daha da artırıyor. Global büyüme stratejisi kapsamında özellikle ABD, Avrupa, Körfez ülkeleri ve KKTC pazarındaki varlığımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. En kaliteli sütlerden özenle ürettiğimiz peynirlerimizle, Türk damak tadına uygun tatlar sunuyoruz ve ürünlerimizi dünyanın dört bir yanında peynir severlerle buluşturmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Ekici Hakkında
1957 yılında Konya’da küçük bir mandırada sadece koyun sütünden dönemsel olarak peynir üretimiyle başlayan Ekici’nin hikâyesi, 1979 yılına gelindiğinde Mansur ve Mustafa Ekici kardeşlerin Antalya’nın Varsak beldesindeki yeni mandıraya taşınmasıyla Antalya’da devam etti. Yeni mandırada inek sütünün de bulunması nedeniyle peynir üretimini tüm yıla yayan Ekici, her geçen yıl artan taleple sadece beyaz peynir üretti ve bu kategoride tüketicilere benzersiz bir alternatif olan “Lokum Kıvamında Beyaz Peynir”i sundu. 1997 yılında Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki günlük 480 ton süt işleme kapasitesine sahip yeni fabrikasına taşındı. Bugün yılda yaklaşık 136 milyon litre süt işleyen ve her yıl 24 bin ton peynir üreten dev bir işletme haline gelmiş olan Ekici Peynir, 2017 yılında bağımsız araştırma şirketi Ipsos tarafından yapılan araştırmada ambalajlı peynir kategorisinde Türkiye’nin en sevilen peynir markalarından biri seçilmiştir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Borusan Grubu 80. yıl dönümünü, 2024’te gerçekleştirdiği pek çok organizasyon, proje ve iletişim çalışmasıyla kutladı. “0’dan Başladık, 80’e Ulaştık! Biz Aslında Daha Yeni Başladık” söylemiyle yola çıkan Borusan yıl boyunca, geleceğe yönelik 200 yıl ve ötesinde varlığını sürdüren Grup olma vizyonunu da vurguladı.
Türkiye’nin sanayileşmesinde, ekonomik kalkınma sürecinde olduğu kadar kültürel ve sosyal gelişiminde de önemli bir role sahip olan Borusan Grubu, bu yıl 80. yılını kutlamanın gururunu yaşıyor. Köklü geçmişinden aldığı güçle geleceğe odaklanarak 200 yıl ve ötesinde varlığını sürdürme vizyonuyla hareket eden Borusan, “0’dan Başladık, 80’e Ulaştık! Biz Aslında Daha Yeni Başladık” diyerek 80. yılını çok sayıda etkinlik ve proje ile taçlandırdı.
Kutlamalar kapsamında Borusan’ın kuruluşundan günümüze uzanan 80 yıllık öyküsünü anlatan etkileyici bir belgesel hazırlandı. “80 Yılın İzinde” ismini taşıyan belgesel, Borusan Grubu hissedarlarından yöneticilerine ve iş dünyasının önde gelen isimlerine kadar birçok kişinin anlatımıyla Borusan'ın yolculuğuna ışık tutuyor. Belgesel, Grubun değerlerini, zorlukların üstesinden gelme azmini ve başarılarını ince ayrıntılarla izleyenlere aktarıyor.
Müziğin evrensel diliyle kutlama
Borusan, 80. yılını müzikle de kutladı. Borusan Quartet, Borusan Grubu’nun Kurucusu ve Onursal Başkanı merhum Asım Kocabıyık'ın hayallerinin yeşerdiği Afyonkarahisar'da, tarihi Avdalaz Kalesi’nde “Bir Hayalin Hikayesi” adlı özel bir dijital konser gerçekleştirdi. Karahisar Kalesi eseriyle açılışın yapıldığı konser, Piazzola ve Mozart’ın yapıtlarıyla müzikseverlere görsel ve işitsel unutulmaz bir deneyim sunuldu. Konserin kaydı Borusan Holding YouTube hesabı üzerinden izlenebiliyor. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) ise 5 Aralık Perşembe akşamı, iş, sanat ve medya dünyasından isimleri senenin son konserinde Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde buluşturdu. Sanat yönetmeni Carlo Tenan yönetimindeki BİFO'ya dünyaca ünlü piyanist Marco Vergini eşlik etti. “Müziğin Başkentlerinden” ismini taşıyan Borusan 80. Yıl Konseri’nde, Ravel, Respighi ve Schumann'ın eserleri seslendirildi.
Borusan’ın her zaman en değerli varlığı olarak gördüğü çalışanlarının hikayeleri 80 Yıldan Hikayeler başlığı altında YouTube kanalında yayınlandı. Ayrıca bu önemli yıla özel olarak deneyimli radyo programcısı Nihat Sırdar’ın yönetiminde her bölümde farklı bir grup şirketinden konukların ağırlandığı videocast serisi Borusan On Air hayata geçirildi. Borusanlıların en fazla kullandığı dijital platformların başında gelen LinkedIn’de İyi ki Borusanlıyım! etiketiyle paylaşımlar yapılarak, dijital ortamda da 80. yıl coşkusu yaşatıldı. Borusan'ın web sitesi, 80. yıl vizyonunu yansıtacak şekilde yenilenerek, dijital platformda da geleceğe dönük bir adım atıldı. 30 Nisan Borusan Günü’nde ise, Borusan çalışanlarının yoğun katılımıyla özel bir kutlama etkinliği ve gecenin sonunda Haliç semalarında eşsiz bir drone şov gösterisi gerçekleştirildi.
80 yılı özetleyen kampanya filmi
Borusan, 80. yılını geride bırakırken, köklü geçmişini ve geleceğe yönelik vizyonunu yansıtan özel bir kampanya filmi yayınladı. Grubun “0’dan başladık, 80’e ulaştık. Biz aslında daha yeni başladık.” söylemini de vurgulayan film, Borusan’ın 80 yıl önce bir hayalle başlayan yolculuğunu, daha güçlü bir Türkiye ve daha iyi bir dünya için üreterek, dönüştürerek ve daima ileriye bakarak kat ettiği mesafeyi gözler önüne seriyor. Borusan’ın sadece bugünü değil, yarınları da düşünerek topluma fayda sağlamayı ve kültür sanatla herkesi buluşturmayı görev edindiğinin; eşitlik ilkesi çerçevesinde çalışma arkadaşlarıyla, gençlerle ve çocuklarla birlikte büyüdüğünün altı çiziliyor. 80 yıllık deneyimiyle daha sürdürülebilir bir gelecek için hızla ve kararlılıkla ilerleyen Borusan'ın bu özel filmi, Grubun değerlerini ve geleceğe uzanan yolculuğunu etkileyici bir şekilde özetliyor.
Köklerini aydınlık yarınlara taşıyor
Borusan Grubu, bugün 14 bini aşkın çalışanı ile 3 kıta ve 12 ülkede otomotiv, lojistik, enerji, üretim, makine ve güç sistemleri olmak üzere 5 ana faaliyet alanı ve yeni iş alanlarına yaptığı yatırımlar ile küresel çapta büyümesini sürdürüyor. Eşitlikle öne çıkan, sürdürülebilir değerlere katkı sağlayan, kültür ve sanata kalpten destek veren, inovasyonla dönüşüm yaratan, hayata değer katan Grup; insan, iklim ve inovasyon odaklı sürdürülebilirlik yaklaşımıyla köklerini aydınlık yarınlara taşıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin lider ödeme sistemleri şirketi iyzico, sektördeki üye iş yerleri ve kullanıcılar için hem ödeme süreçlerini kolaylaştırmaya hem de kazandırmaya devam ediyor. 14 - 31 ocak tarihleri arasında geçerli olacak kampanyalar, Eğitim, Oyuncak & Giyim, Oyun & Elektronik ve Kış & Outdoor olmak üzere üç farklı kategoriyi kapsıyor. iyzico bu kampanyalar ile kullanıcıların sömestr dönemindeki ihtiyaçlarını avantajlı şekilde karşılamayı hedefliyor.
"iyzico ile Öde" seçeneğiyle seçili üye iş yerlerinden alışveriş yapan kullanıcıları birbirinden farklı nakit iade fırsatları bekliyor. Kampanyalar kapsamında, Oyun & Elektronik kategorisinde alt limit olmaksızın yapılan alışverişlerde %20 oranında nakit iade sağlanıyor. Eğitim, Oyuncak & Giyim kategorisinde 1.000 TL ve üzeri alışverişlere 250 TL nakit iade veriliyor. Kış & Outdoor kategorisinde ise alt limit olmaksızın %20 oranında nakit iade fırsatı sunuluyor. Tüm kampanyalara katılım, iyzico uygulaması üzerinden gerçekleştiriliyor. Kullanıcılar, uygulama üzerinden kampanyaya kaydolup "iyzico ile Öde" seçeneğiyle avantajlardan yararlanabiliyor.
Her kişinin her kampanyadan bir kez yararlanma hakkı bulunurken kullanıcılar ocak ayı boyunca toplam 2.250 TL'ye varan nakit iade kazanma şansı yakalayacak. Kampanya, kullanıcıların alışveriş alışkanlıklarını desteklerken aynı zamanda üye iş yerlerine de katkı sağlamayı amaçlıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Canon, baskı tedarikçilerinin karbon emisyonlarını azaltmak için attıkları adımları yakından inceleyen yıllık bir pazar analizi şirketi olan Quocirca'nın hazırladığı Sürdürülebilirlik Liderleri Raporunda bir kez daha lider olarak yer aldı. Canon, bu raporda ürün ve hizmet portföyü kapsamında çevresel performansı iyileştirmeye yönelik öncelikleriyle şekillendirdiği güçlü sürdürülebilirlik vizyonu ve stratejisiyle takdir ediliyor.
Quocirca, raporunda Canon'un sürdürülebilirlik çalışmalarını ilerletmek için uygulamaya koyduğu çok sayıda girişimin önemini vurguluyor. Bunlar arasında yeniden üretilmiş ve yenilenmiş ürünler üretmekteki kararlılığı, tüm üretim tesislerinde yenilenebilir enerji kullanımı ve daha sürdürülebilir şekilde tasarlanmış teknolojiler geliştirmeye devam etmesi yer alıyor.
Canon’un pazar lideri sürdürülebilirlik stratejisi ve vizyonunu yansıtan girişimler arasında ise ileri düzeyde geri dönüşüm ve yeniden üretim, sürdürülebilir tasarım, sürdürülebilirliği destekleyen çözümler ve hizmetler yer alıyor.
İleri düzeyde geri dönüşüm ve yeniden üretim stratejisi
Döngüsel ekonomiye destek, Canon'un sürdürülebilirlik stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Şirket, ürünlerindeki parçaları ve donanımı mümkün olan yerlerde ikinci bir yaşam için geri dönüştürüyor. Bu kapsamda Canon, öncü ürün serisi imageRUNNER ADVANCE ES’yi Almanya'nın Giessen kentindeki özel fabrikasında yeniden üretiyor ve burada cihazları en az yüzde 90 oranında yeniden kullanılan parçalar kullanarak yeniden yapılandırıyor. Ayrıca, çok yüksek performans ve güvenilirlik seviyelerini garanti eden Sertifikalı Kullanılmış (CU) programı aracılığıyla Canon, Avrupa genelinde satış için çok işlevli cihazlarını da yeniliyor.
Bunun yanı sıra Canon, 1990 yılından bu yana yeni kaynak kullanımının kümülatif olarak yaklaşık 331.000 ton azaltılmasını sağladığı, küresel toner kartuşu geri dönüştürme girişimi gibi kendi standardı haline gelen kapalı döngü geri dönüşüm programlarını da sürdürüyor.
Sürdürülebilir tasarım
Canon, enerji tasarruflu ve uzun ömürlü cihazlar üretmeye odaklanarak sürdürülebilir ürün tasarımı konusunda da kararlılığını gözler önüne seriyor. Örneğin, Canon'un imageRUNNER ADVANCE DX C3900 çok işlevli yazıcısı daha uzun ömürlü parçalarla üretiliyor; kuruluşların enerji tüketimini azaltmasına yardımcı olmak için düşük sıcaklıkta sabitlenen toner kullanıyor. Canon’un yüzde 30 geri dönüştürülmüş plastikten üretilen çok işlevli yazıcısı imageFORCE C7165 ise bakım ihtiyaçlarını önceden tespit ediyor; yüz yüze teşhis ihtiyacının azaltılması için Canon'un makine öğrenimi teknolojisinden faydalanıyor.
Sürdürülebilirliği destekleyen çözümler ve hizmetler
Canon, sürdürülebilirliği desteklemek için kapsamlı bir çözüm ve hizmet portföyüne sahip olmasıyla öne çıkıyor. Örneğin, İklim Projesi Katkı Hizmeti, müşterilerin bir Canon ürününü kullanırken ortaya çıkan sera gazı (GHG) emisyonlarını, farklı bir yerde salınan aynı miktardaki sera gazını azaltan projelere yatırım yaparak telafi etmelerini sağlıyor.
Ayrıca işletmelerin baskı ve tarama altyapısıyla ilgili etkileri değerlendirmelerine ve iyileştirme alanlarını belirlemelerine yardımcı olmak için bir Keşif Değerlendirme Hizmeti sunarken, Dijital Dönüşüm Hizmetleri de çeşitli çözümler aracılığıyla müşterileri dijitalleşme süreçlerinde destekliyor.
Canon'un tüm çalışmalarıyla elde ettiği sürdürülebilirlik konusundaki güçlü marka algısı, Quocirca'nın Marka Algısı Raporu 2024'te vurgulanarak katılımcıların üçte birinden fazlasının (%38) Canon'u güçlü bir sürdürülebilirlik markası olarak gördüğünü ortaya koyuyor.
Canon Europe Dijital Baskı ve Çözümlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Hiro Imamura: “Sürdürülebilirlik konusu gerek Canon gerekse müşterileri ve iş ortaklarımız için hayati önem taşımaya devam ediyor. Çevre ve toplum üzerinde olumlu etki yaratmak için hayata geçirdiğimiz çok sayıda girişim ve iş ortaklığı bizi gururlandırıyor. BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda faaliyetlerimizi hızlandırmaya devam ederken, önemli çalışmalarımızın Quocirca'nın raporunda takdir edilmesinden memnuniyet duyuyoruz” diyerek duygularını belirtti.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Teknolojide Kadın Derneği (WTECH) tarafından düzenlenen ve temiz su ile atık su yönetimi alanında inovatif fikir ve projeleri teşvik etmeyi hedefleyen “Suda Teknolojik ve İnovatif Çözümler” yarışmasının kazananı belli oldu. Çimsa, Decacorn Angels, DFDS, Enerjisa ve SOCAR Türkiye iş birliğiyle gerçekleştirilen yarışmada, Algbio isimli girişim birinci seçilerek 350 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Yarışma, 14 Ocak 2025 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.
Programda, Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, Enerjisa Perakende Satış Şirketleri Genel Müdürü Ersin Esentürk ve dünyaca ünlü Serbest Dalış Milli Sporcumuz Şahika Ercümen konuşmacı olarak yer aldı.
Teknolojide Kadın Derneği’nin (Wtech), kadın girişimcilere yönelik, temiz su ve atık su yönetimi alanında sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak ve etkisini güçlendirecek yeni fikir, proje, ürün ve hizmetleri teşvik etmek amacıyla düzenlediği “Suda Teknolojik ve İnovatif Çözümler” yarışmasında ödüller sahiplerini buldu.
Suda Teknolojik ve İnovatif Çözümler Yarışması, herkesin güvenilir ve erişilebilir içme suyuna evrensel ve eşit biçimde erişimini güvence altına almayı ve temizlik ile sıhhi koşulların eşit biçimde sağlanmasını hedefliyor. Ayrıca, bu yarışma ile su kirliliğini azaltmak, çöp boşaltmayı ortadan kaldırmak ve zararlı kimyasalların salınımını en aza indirerek su kalitesini yükseltmek amaçlanıyor. Çimsa, Decacorn Angels, DFDS, Enerjisa ve SOCAR Türkiye iş birliğiyle hayata geçen yarışmaya yoğun ilgi gösterildi.
Mentorluk ve Eğitim Süreçleri
Katılımcılar, Decacorn Angels yatırımcı üyesi Engür Rutkay tarafından verilen pitching eğitimleri ve uzman mentorluk programlarında destek aldı. Mentorluk programları kapsamında: Finans Oturumu, Globalturk Capital Kurucu Ortağı Barış Öney, Strateji ve İş Geliştirme Oturumu, Eğitmen & Yazar, Dijital İletişim Danışmanı Ercüment Büyükşener ve Hukuk Oturumu, SRP Legal CEO & Ortak Avukat Ayhan Kılınç tarafından yönlendirildi.
7 Finalist Jüriye Proje ve Fikirlerini Sundu
SOCAR Türkiye Dijital Transformasyon ve Bilişim Teknolojileri Başkanı Akın Börekçi, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Deniz Ülke Kaynak, Decacorn Angels CEO’su Duygu Eren, Enerjisa Perakende Satış Şirketleri Genel Müdürü Ersin Esentürk, Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz, Katı Atık Kirlenmesi Araştırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. Günay Kocasoy, Teknolojide Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hayriye Karadeniz, Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akça ve Çimsa İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Tuğba Çörtelekoğlu, jüri üyeleri olarak projeleri değerlendirdi.
Algbio projesi büyük ödüle layık görüldü
Ön elemeyi geçen 7 girişim ekibi arasından, jüri değerlendirmesi sonucunda birincilik ödülünün sahibi Algbio oldu. Birinci seçilen girişim 350.000 TL’lik ödülün sahibi oldu.
Teknolojide Kadın Derneği Kurucusu Zehra Öney, yarışmanın vizyonunu şu sözlerle özetledi:
“Suda Teknolojik ve İnovatif Çözümler Yarışması, yalnızca kadın liderliğini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğimizin en kritik meselelerinden biri olan su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için yenilikçi çözümler geliştirilmesine de zemin hazırlıyor. Yarışmamızda bu yıl birinci olan AlgBio, Selen Şenal liderliğinde gerçekleştirdiği çığır açan girişimiyle hepimizi gururlandırdı.
AlgBio, endüstriyel karbondioksit salınımını azaltmak, denizlerdeki müsilaj sorununa neden olan azot ve fosfor gibi kirleticileri engellemek ve atık suları %95 oranında temizleyerek yeniden kullanılabilir hale getirmek gibi çevresel problemlere alg teknolojisiyle etkili çözümler sunuyor. Üstelik bu süreçte biyoyakıt, bioplastik ve sürdürülebilir ürünler üreterek ekonomik sürdürülebilirliğe de katkı sağlıyor. Patentli teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımıyla AlgBio, hem Türkiye’de hem de dünyada fark yaratacak bir potansiyele sahip.
Kadın mühendislerimizin ve girişimcilerimizin yaratıcılığıyla şekillenen bu tür projeler, yalnızca çevre sorunlarına değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik hedeflerine de hizmet ediyor. Daha yaşanabilir, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için güçlü adımlar atıyoruz ve bu başarıların bir parçası olmaktan büyük gurur duyuyoruz.”
Teknolojide Kadın Derneği Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı ve Enerjisa Perakende Satış Şirketleri Genel Müdürü Ersin Esentürk;
“Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, sadece bugünümüz için değil, yarınlarımız için de kritik bir öneme sahip. Suda Teknolojik ve İnovatif Çözümler Yarışması, kadın liderleri destekleyerek temiz suya erişim ve atık su yönetimi konusunda yenilikçi çözümler üretme çabamızın bir parçası. Aynı zamanda, bu projeyle kadınların iş hayatındaki yerinin ve karar alma mekanizmalarındaki etkilerinin artırılmasının da ne kadar önemli olduğunu vurguluyoruz. Teknoloji ve inovasyonu, toplumsal fayda ile buluştururken, su kaynaklarımızın korunmasını bir sorumluluk değil, bir zorunluluk olarak görüyoruz. Çünkü biliyoruz ki sürdürülebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği ancak birlikte harekete geçerek ve cesur adımlar atarak mümkün olabilir ” dedi.
Gelecek Vizyonu
Suda Teknolojik ve İnovatif Çözümler Yarışması, yenilikçi fikirlerin hayata geçmesi için bir platform sunarken, kadın mühendisleri ve girişimcileri destekleyerek su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması adına sektöre öncülük etmeye devam ediyor. Teknolojide Kadın Derneği, yarışmayı 2025 yılında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) yönelik olarak SKA 7: Erişilebilir ve Temiz Enerji temasıyla sürdürmeyi hedefliyor.
Teknolojide Kadın Derneği Hakkında
Teknolojide Kadın Derneği, teknoloji ve inovasyon alanında sayıca az ve motivasyonu düşük kadınların gücünü artırmayı, sürdürülebilir çözümleri desteklemeyi ve toplumsal faydayı ön planda tutmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Dernek, kadın girişimcileri ve liderleri teşvik eden projeler geliştirerek, teknoloji odaklı bir ekosistemin inşasına katkı sağlamaktadır.
Eğitim, mentorluk, istihdam fırsatları ve sürdürülebilirlik temelli projelerle topluma değer katmayı hedefleyen Teknolojide Kadın Derneği, kadınların teknoloji alanında daha görünür ve etkin olmasını desteklerken, eşitlikçi bir geleceğin inşasında öncü rol üstlenmektedir.
Daha fazla bilgi için www.teknolojidekadindernegi.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası liderlik danışmanlığı ve üst düzey yönetici araştırma şirketi Stanton Chase’in 2025-2028 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı, şirketin Londra ofisinin Yönetici Ortağı ve İstanbul ofisinin Danışma Kurulu Üyesi Çağrı Alkaya oldu. Ocak 2025 itibarıyla yeni görevine başlayan Alkaya, bu göreve getirilen ilk Türk yönetici olma özelliğini taşıyor.
Dünyanın önde gelen liderlik ve yönetici araştırma şirketlerinden Stanton Chase, 2025-2028 dönemi Yönetim Kurulu üyelerini duyurdu. Stanton Chase Londra ofisinin Yönetici Ortağı ve İstanbul ofisinin Danışma Kurulu Üyesi Çağrı Alkaya, Stanton Chase Yönetim Kurulu’nun Küresel Başkanı olarak seçildi ve Kristof Reynvoet’in yerini aldı. Alkaya, daha önce Stanton Chase Yönetim Kurulu Bölgelerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyordu.
Alkaya'nın liderliğinde, Yönetim Kurulu'nun diğer üyeleri ve Küresel Başkan Yardımcıları şu isimlerden oluşuyor: Bernardita Mena Aldunate (İnsan ve İş Mükemmelliği), Ken Nimitz (Finans), Tom Christensen (Uygulama Grupları) ve Panos Manolopoulos (Bölgeler). Mevcut Yönetim Kurulu'ndan üç üyenin görevlerine devam etmesiyle Stanton Chase'in güçlü liderlik temelleri korunurken, bu isimlerin uzmanlıkları ve deneyimleri organizasyon için değerli katkılar sunmaya devam edecek.
“Amacımız müşterilerimize mükemmelliği sunmak”
Çağrı Alkaya, atamayla ilgili olarak şunları söyledi: “Dünyanın önde gelen liderlik danışmanlığı şirketlerinden biri olan Stanton Chase'in Yönetim Kurulu ve Küresel Başkanlığı'na seçilmek benim için büyük bir onur. Son iki yıldaki çalışmaların üzerine inşa ederek, Stanton Chase'i özel kılan insanlara, müşterilerine, adaylarına ve iş birliğine dayalı ruhumuza odaklanmaya devam edeceğiz. Stanton Chase için gerçekten heyecan verici planlarımız var. Müşterilerimize en üst düzeyde hizmet sunmaya; değerlerimizi, amaca yönelik kültürümüzü ve olağanüstü müşteri memnuniyetine olan bağlılığımızı sürdürmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz. Hem organik olarak hem de akıllı ortaklıklar yoluyla büyümek istiyoruz, ancak bunu her zaman bir amaç doğrultusunda yapacağız. Bu, müşterilerimiz için mükemmellik sunmak, işimizi ileriye taşımak, hem müşterilerimiz hem de kendi ekibimiz için olağanüstü yetenekler bulmak ve operasyonel mükemmeliyetimizi artırmak için çok çalışmayı gerektiriyor. En önemlisi, bizi özel kılan kültürün üzerine inşa etmeye devam edeceğiz.”
Çağrı Alkaya kimdir?
20 yılı aşkın süredir Liderlik ve Yönetici Araştırma sektöründe bulunan Çağrı Alkaya, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ndeki eğitiminin ardından kariyerine uluslararası danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers'ın denetim ve danışmanlık bölümlerinde başladı ve Stanton Chase öncesi Antal International, Oxygen Consultancy, Elemental Value şirketlerinde danışmanlık, kurucu ve yönetici ortaklık gibi görevlerde bulundu. Stanton Chase İstanbul ofisinin kurucu ortaklarından olan Çağrı Alkaya, 2017 yılından bu yana Stanton Chase Londra ofisinde çalışıyor ve 2021 yılından beri Yönetici Ortaklık görevini sürdürmekte. Kariyerini Türkiye, Belçika ve Birleşik Krallık'ta geçiren Çağrı Alkaya, bugüne kadar 18 ülkede yönetici danışmanlığı projeleri yürüttü ve Stanton Chase bünyesinde çeşitli bölgesel ve global görevlerde bulundu.
***
Stanton Chase Hakkında
Dünyanın önde gelen küresel liderlik ve yönetici araştırma şirketlerinden biri olan Stanton Chase, 30 yılı aşkın süredir kurumsal liderliğin ön saflarında yer alarak müşterilerine benzersiz destek sunuyor. 45 ülkede 70’ten fazla ofisiyle küresel ölçekte üst sıralarda yer alan bir yönetici seçimi ve liderlik danışmanlığı firması olan Stanton Chase, yalnızca bir hizmet sağlayıcı değil, aynı zamanda liderlikte güvenilir bir ortak olmaktan gurur duyuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Blokzinciri sektöründe yılın ilk büyük anlaşmalarından biri, 2030’a kadar 4 trilyon dolar büyüklüğe ulaşması beklenen gerçek dünya varlıkları (RWA) alanından geldi. Lider RWA platformu, Birleşik Arap Emirlikleri merkezli gayrimenkul ve yatırım grubuyla 1 milyar dolarlık anlaşmaya imza attı.
2025'in ilk büyük ölçekli stratejik işbirliği anlaşmalarından biri, son yıllarda blokzinciri ekosisteminin en öne çıkan temalarından birine dönüşen gerçek dünya varlıkları (real world assets | RWA) sektöründen geldi. Coingecko verilerine göre piyasa değeri açısından dünyanın en değerli gerçek dünya varlıkları tokenine sahip blokzinciri olan MANTRA, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük gayrimenkul ve yatırım gruplarından DAMAC Group ile 1 milyar dolarlık anlaşmaya imza attı. Stratejik işbirliği, Ortadoğu’daki gayrimenkul projelerinin tokenleştirme yoluyla blokzincirine taşınmasını ve RWA benimsemesinin artırılmasını amaçlıyor.
RWA teknolojisi, tahviller ve gayrimenkul projeleri gibi gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonla blokzincirine taşınmasını hedefliyor. McKinsey’in iyimser senaryoda 2030’a kadar 4 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmasını beklediği gerçek dünya varlıkları sektörü, blokzincirinin sunduğu parçalı yatırım olanağıyla çeşitli varlıklara erişimin ve yatırımın kolaylaştırılması anlamına geliyor.
DAMAC Group varlıkları blokzincirine taşınacak
Anlaşma kapsamında DAMAC Group yönetimi altındaki gayrimenkul ve otel projeleri, veri merkezleri ve diğer kritik sektörlerden çeşitli varlıklar, token tabanlı finansmana açılacak. 1 milyar dolarlık DAMAC Group varlığının MANTRA Chain'e taşınmasını öngören anlaşma, gayrimenkul yatırımcılığındaki geleneksel sınırlamaları aşmayı ve Ortadoğu’nun emlak piyasasındaki yatırım fırsatlarını genişletmeyi amaçlıyor.
Anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerini paylaşan DAMAC Satış ve Geliştirme Genel Müdürü Amira Sajwani, “DAMAC olarak ürün tekliflerimizi geliştirmek için yeni teknolojileri yakından takip ediyoruz. MANTRA ile yaptığımız bu anlaşma, inovasyona ve vizyoner çözümlere olan bağlılığımızın en güncel kanıtı. Varlıklarımızın tokenleştirilmesi, yatırımcılara çeşitlendirilmiş bir yatırım portföyüne güvenli, şeffaf ve kolay bir biçimde erişme olanağı sunacak” dedi.
2025’in başlarında satışa sunulacak
MANTRA'nın sektöre uyumlu varlık tokenizasyonu konusundaki deneyimini DAMAC Group'un performansıyla öne çıkan güçlü portföyüyle birleştireceklerini kaydeden MANTRA CEO'su ve Kurucu Ortağı John Patrick Mullin, “DAMAC Group varlıkları, 2025'in başlarında yalnızca MANTRA Chain'de satışa sunulacak. Bu önemli ortaklık, MANTRA'nın gerçek dünya varlıkları için önde gelen şirketler ve yatırım grupları tarafından tercih edilen bir stratejik partner olduğunun göstergesi. DAMAC Group ile kurduğumuz ortaklık, RWA sektörü için de bir kabul ve onay anlamına geliyor. Geleneksel finansman fırsatlarını zincir üzerine taşıma konusundaki vizyonumuzu paylaşan ve MANTRA’nın gayrimenkul sektörüne uyumlu tokenizasyon teknolojisine güvenen prestijli bir grupla ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.
Gerçek dünya varlıkları için özel olarak geliştirilmiş bir Katman-1 bokzinciri olan MANTRA, küresel varlık tokenizasyonu regülasyonlarına uyumlu teknolojisiyle geliştiricilerin ve kurumların tokenizasyon sektörüne sorunsuz katılımını sağlıyor.
ABD’ye 20 milyar dolar yatırım yapacak
Dubai’de yer alan ve Ortadoğu’nun Trump markalı tek golf sahasının sahibi olan, BAE’nin en büyük gayrimenkul geliştiricileri arasında sayılan, milyarder Hussain Sajwani liderliğindeki DAMAC Group emlak, sermaye piyasaları, turizm, üretim, gıda, lüks moda ve veri merkezleri sektörlerinde faaliyet gösteriyor.
Grup, geçtiğimiz haftalarda ABD’de veri merkezleri inşa etmek için 20 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuştu. ABD'nin yeni başkanı Donald Trump ve DAMAC Group Başkanı Hussain Sajwani tarafından yapılan duyuruda Donald Trump, yatırımın yeni ve devasa veri merkezlerini destekleyeceğini ve ABD’yi teknoloji ve yapay zeka konusunda en ileri noktada tutacağını vurgulamıştı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Lider agentic otomasyon ve yapay zekâ yazılım şirketi UiPath, Inc. (NYSE: PATH), 2025 Yapay Zekâ ve Otomasyon Trendleri Raporu’nu yayınladı. 2025’te iş dünyasında öne çıkacak teknoloji trendlerine ışık tutan rapor, UiPath’in öngörüleri, kapsamlı pazar analizleri, yapay zekâ alanındaki güncel gelişmeler ve dünya genelinde 10.000’den fazla şirketle yürüttüğü çalışmalara dayanarak hazırlandı.
2025 Yapay Zekâ ve Otomasyon Trendleri Raporu’nda, karmaşık iş akışlarını bağımsız olarak anlayan, planlayan ve işleten “yapay zekâ ajanlarının” hızla gelişmesine dikkat çekiliyor. Agent tabanlı yapay zekâ, minimal gözetimle karmaşık süreçlerin otomatikleştirilmesini mümkün kılarak üretkenliği artırıyor ve sektöre özgü yeni otomasyon çözümleri için önemli fırsatlar sunuyor. Bu doğrultuda, en az bir sürecin agent otomasyonuna tabi tutulması öneriliyor. Agentic yapay zekâ alanında öncü yaklaşımlara dâhil olmak veya bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmek inovatif çıktılar elde edilmesi için kritik öneme sahip.
Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan UiPath Türkiye, Yunanistan, Orta Asya ve Kafkasya Bölge Başkan Yardımcısı Tuğrul Cora, “Yapay zekâ, artık bir trend olmanın ötesine geçti. 2025, agent tabanlı otomasyonun birçok sektörde vazgeçilmez bir iş aracı olarak kendini kanıtladığı bir yıl olacak. Türkiye Yapay Zekâ Politikaları Derneği’nin (AIPA) hazırladığı ‘Gelecek Araştırması: İş Dünyasında Yapay Zekâ Algısı-3’ raporuna göre, 2023 yılında işletmelerin yüzde 17,5’i yapay zekâyı kullandı. Bu oran, 2021’de yüzde 14,5 ve 2022’de yüzde 15,2 seviyesindeydi. 2024’te devam eden bu dönüşümün, Agentic Yapay Zekâ’nın yükselişiyle birlikte daha da hızlanması bekleniyor. UiPath olarak, dünya genelinde 10 binden fazla şirketle yürüttüğümüz çalışmalara ve kapsamlı pazar analizlere dayanarak hazırladığımız 2025 Yapay Zekâ ve Otomasyon Trendleri Raporu’muz da teknoloji yatırımcılarının ve dijital dönüşüm liderlerinin yapay zekâ ajandasına yönelik detaylı öngörüler ortaya koyuyor” dedi.
Raporda öne çıkan trendler ve öneriler şu şekilde:
İnsanlar, RPA Robotları ve Agentic AI Uyum İçinde Çalışmalı
Agent tabanlı yapay zekânın gelişimiyle birlikte orkestrasyonun önemi de giderek artıyor. Agentic yapay zekânın tam potansiyelinden faydalanabilmek için, insanların ve robotların ajanlarla uyum içinde çalışmasını sağlayacak dinamik bir altyapıya ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca bu altyapının; ajanların oluşturulması, devreye alınması ve faaliyetlerinin şeffaflık ve uyumluluk ilkelerine uygun şekilde izlenmesini mümkün kılması gerekiyor. Bu doğrultuda, agentic yapay zekâ ortamının tanıtımı ve ölçeklendirilmesi için bir plan hazırlanması, insan gözetiminin gerekliliği ve RPA robotlarının yeni ajanların işlevsel destek birimleri olarak üstleneceği rolün göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Yapay Zekânın İş Dünyasındaki Stratejik Dönüşümü
2025’te yaşanacak değişimler, yalnızca yapay zekânın arkasındaki teknolojiyi değil, aynı zamanda yapay zekânın iş dünyasında nasıl kullanılacağını da etkileyecek. Bu noktada kuruluşların, teknoloji borçlarını ve yapay zekâ uygulamalarındaki somut strateji eksikliklerini yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Yapay zekâ, iş dünyasında büyük beklentilerle yapılan yatırımların odak noktasında olmaya devam ederken, birçok yönetici, milyonlarca dolarlık harcamaların beklenen sonuçları vermemesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşıyor. Şirketler, yapay zekânın üretkenlik, maliyet tasarrufu ve gelir artışı gibi temel iş sonuçlarına etkisini izlemek ve ölçmek için kapsamlı prosedürler geliştirmek zorunda. Bu süreçte iş teknolojisi sağlayıcılarının rolü giderek daha önemli hale geliyor.
“Copilot” Araçları Yaygınlaşacak
Günümüzde en yaygın yapay zekâ kullanımlarından biri, çalışanlara çeşitli ofis görevlerinde yardımcı olan “copilot” araçları. Microsoft, GitHub ve Google gibi büyük teknoloji şirketlerinin geliştirdiği bu araçlar, iş süreçlerinde önemli verimlilik artışları sağlıyor. Örneğin, UiPath’in geliştirdiği Autopilot for Developers, otomasyon geliştirme süresini yüzde 75 oranında azaltarak bu alanda fark yaratıyor. Bu nedenle, şirketlerin yapay zekâ yatırım getirisi ölçüm araçlarına ve stratejilerine odaklanmaları, teknoloji kullanımını detaylı bir şekilde analiz etmeleri ve copilot gibi entegre araçların kullanımına yönelik eğitim programlarına ağırlık vermeleri büyük önem taşıyor.
BT Operasyonları için Geliştirilen Yapay Zekâ Araçları Teknoloji Açığını Kapatabilir
Öte yandan, teknik departman yöneticileri, operasyonları kolaylaştırmak, rutin görevleri otomatikleştirmek ve sistem güvenilirliğini artırmak amacıyla AIOps (BT Operasyonları için Yapay Zekâ) araçlarına yöneliyor. Kuruluşların giderek daha karmaşık dijital altyapılara bağımlı hale gelmesi ise, inovasyonu yavaşlatan veya operasyon maliyetlerini artıran verimsiz süreçleri ve eski sistemlerden kaynaklanan teknolojik yükümlülüklerini gündeme getiriyor. Bu noktada, AIOps yatırımları, teknoloji ekosistemlerinin daha etkin bir şekilde yönetilmesi için kritik bir çözüm sunuyor. AIOps araçları, kısa ve uzun vadeli teknolojik yetersizlikleri azaltarak hem inovasyonu destekliyor hem de inovasyona ayrılacak kaynakları destekliyor. Şirketlerin bu alanda adım atmaları, dijital altyapılarını daha verimli bir şekilde yönetmelerine ve gelecekteki teknolojik dönüşümlere uyum sağlamalarına olanak tanıyor.
Yapay Zekâ Regülasyonlarında Yeni Bir Dönem Başlıyor
Küresel yasa koyucular, yapay zekânın hızla artan gücünü kontrol altına almak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Avrupa Birliği tarafından uygulamaya konulan Yapay Zekâ Yasası, yapay zekâ ile ilgili ilk cezai yaptırımları doğurabilecek bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. AB, teknolojiye yönelik giderek daha kısıtlayıcı regülasyonların hayata geçirilmesinde liderlik rolü üstleniyor. Bu durum, yapay zekâ yatırımlarını AB içinde caydırarak büyümeyi yavaşlatabilir; ancak aynı zamanda ABD, İngiltere ve Asya-Pasifik bölgeleri gibi diğer bölgeler için bir model teşkil etme potansiyeline de sahip.
Bu gelişmeler ışığında, şirketlerin yapay zekâ kullanımına yönelik güvenli ve uyumlu bir yaklaşım benimsemeleri kritik önem taşıyor. Güçlü veri yönetimi uygulamaları ve uygun güvenlik önlemleri, bu sürecin temel yapı taşları arasında yer alıyor. Ayrıca, yapay zekâ algoritmalarının şeffaflığına ve anlaşılabilirliğine öncelik verilmesi, bu teknolojinin daha güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyor. Yapay zekâ ile ilgili alınan kararlar için net hesap verebilirlik yapılarının oluşturulması ise hem yasal uyumluluk hem de kurumsal itibar açısından büyük önem taşıyor.
2025 Yapay Zekâ ve Otomasyon Trendleri Raporu’na buradan ulaşabilirsiniz.
UiPath Hakkında
UiPath (NYSE: PATH), insan zekâsını yansıtan ve giderek daha gelişmiş hale gelen yapay zekâ teknolojileri geliştirerek, işletmelerin çalışma, yenilik yapma ve rekabet etme biçimlerini dönüştürür. UiPath Platformu™, yapay zekâ asistanları, robotlar, insanlar ve modellerin kesintisiz bir şekilde entegre olarak özerk süreçleri mümkün kıldığı ve daha akıllı karar alma süreçlerini desteklediği yeni bir agentic otomasyon çağına geçişi hızlandırır. Güvenlik, doğruluk ve dayanıklılığı ön planda tutan UiPath kendini, yapay zekânın insan potansiyelini artırdığı ve endüstrileri dönüştürdüğü bir dünya inşa etmeye adamıştır. Daha fazla bilgi için: www.uipath.com
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.