Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin lider özel sektör enerji şirketi Enerjisa Üretim, Güler Legacy iş birliğiyle Kahramanmaraş Elbistan’da gerçekleşen basketbol kamplarında 14’üncü kez çocuklarla buluştu. Kamplar bugüne kadar 2.100’den fazla çocuğun basketbol ile tanışmasına vesile oldu.

 

Enerjisa Üretim, Güler Legacy desteği ile Türkiye çapında düzenlediği basketbol kamplarıyla çocukları sporun birleştirici gücüyle buluşturuyor. Bedensel ve zihinsel gelişime büyük katkı sağlayan spor dallarından biri olan basketbol yoluyla çocuklara ulaşan Enerjisa Üretim ve Güler Legacy, 2019 yılından bu yana Türkiye’nin farklı illerinde gerçekleştirdiği basketbol kamplarıyla 2.100’den fazla çocuğun gelişimine ve basketbol ile taşımasına katkı sağladı.

 

Üç günde 50’den fazla çocuğa temel basketbol eğitimi

Daha önce Çanakkale, Balıkesir, Aydın, Muğla ve Adana’da gerçekleştirilen basketbol kamplarından sonra Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi basketbol kampına ev sahipliği yaptı. Geçtiğimiz sene de yine yaklaşık 50 çocuk ile organize edilen basketbol kampı bu yıl da Elbistan Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu’nda gerçekleşti. Üç gün süren kampta çocuklara, temel basketbol eğitimleri verilirken, forma ve basketbol topları dağıtıldı. Enerjisa Üretim yöneticileri ve Güler Legacy eğitmenlerinin yanı sına Eski milli basketbolcu Necati Güler ve Muratcan Güler de derslere eşlik etti. Kahramanmaraş Elbistan kampı, Enerjisa Üretim ve Güler Legacy iş birliğiyle gerçekleştirilen 14’üncü basketbol kampı oldu.

 

Performans ölçümü ve takibi yapıldı

8-15 yaş grubu öğrencilere temel basketbol eğitim verilen bu kampta çocukların atletik performans ölçümü ve takibi yapılırken, temel motorik özelliklerin geliştirilmesi, basketbol temel duruşu, top hakimiyeti ve dripling, şut mekaniği, savunma, hücum bilgisi, pas çeşitleri, temel oyun kuralları, takımdaşlık, iletişim ve yardımlaşma ile eğitsel oyunların tekniği anlatıldı.

 

“Sporun iyileştirici etkisine inanıyoruz”

Enerjisa Üretim Kurumsal İletişim Yöneticisi Melda Mahur Özdemir, “Enerjisa Üretim olarak ülkemizde faaliyet gösterdiğimiz her bölgede topluma ve çevreye katkı sağlamaya çalışıyoruz. Özellikle çocuklarımızın geleceğine yapacağımız katkılar bizim için ayrı bir değer taşıyor. Basketbol kamplarımızda, çocuklarımıza basketbolun temel becerilerini kazandırmanın yanı sıra, sürdürülebilirlik seminerleriyle yenilenebilir enerji ve çevre bilincini de aşılamaya çalışıyoruz. Amacımız, sporu ve basketbolu çocuklarımıza sevdirmek ve onları bilinçli birer birey olarak yetiştirmeye katkı sunmak. Önümüzdeki dönemde bu kampları gerçekleştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

 

“Çocukların mutluluğuna ortak olabilmek harika”

Eski milli basketbolcu ve Güler Legacy Kurucusu Muratcan Güler, “Güler Legacy olarak Enerjisa Üretim ile 2019 yılından bu yana hayata geçirdiğimiz projemizi yeni şehirler ve yeni çocuklar ekleyerek sürdürüyoruz. Diğer illerde olduğu gibi Kahramanmaraş Elbistan’da da çocukların mutluluğuna ortak olabilmek harika. Her çocuğun spora ulaşması, sporla yaşaması ve sporu deneyimleyebilmesi bizim için çok önemli. Çocuklarımız için sporu daha ulaşılabilir bir noktaya taşıma hedefimize ilk günkü heyecanımızla ilerlemeye ve Enerjisa Üretim’le birlikte çocuklara sporu sevdirmeye devam edeceğiz” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde enerji dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik, kaçak elektrikle mücadelesine yoğun olarak kırsal ve tarımsal sulama alanlarında devam ediyor. Bu kapsamda, Şanlıurfa’nın Harran ve Viranşehir ilçelerinde tarımsal sulamada kullanılan 15 kayıt dışı trafoya el koyan şirket, trafoların toplam 2.200 KVA gücünde olduğu açıklamasını yaptı.

 

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde enerji dağıtım hizmeti sunan Dicle Elektrik özellikle yaz aylarında artan ve tarımsal sulamadan kaynaklı kaçak elektriğe karşı çalışmalarına devam ediyor. Tarımsal sulama nedeniyle öngörülemez boyutlara ulaşan kaçak elektrik kullanımını önlemek amacıyla dronelar ile denetimler gerçekleştiren Dicle Elektrik, bu yöntemle kaçak trafoların yerini belirliyor. Şirket bu doğrultuda son olarak Şanlıurfa’nın Harran ve Viranşehir ilçelerinde savcılık kararıyla, tarımsal sulamada kullanılan toplam 2.200 KVA gücündeki 15 kaçak trafoya el koydu.

 

Güvenlik önlemleriyle yürütülen operasyonlar

Kayıt dışı oldukları belirlenen trafolara yönelik el koyma kararları, hasat dönemi sona erdikten sonra alındı. Bu kapsamda Dicle Elektrik Şanlıurfa İl Müdürlüğüne bağlı ekipler, bahse konu olan kayıt dışı trafolardan beşine el koymak üzere Harran ilçe merkezi ve kırsal Meydankapı Mahallesine gitti. Jandarma tarafından alınan güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen operasyonda, her biri 100 KVA gücünde üç adet, 160 ve 50 KVA gücünde iki adet olmak üzere toplam beş trafoya el konuldu. Ayrıca aynı yerde kullanılan beş dağıtım panosu ve altı kumanda panosunun da sökülerek muhafaza altına alındı. Dicle Elektrik, bölgede kaçak elektrikle mücadeleye yönelik çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

 

Viranşehir’de on kaçak trafoya el konuldu

Dicle Elektrik ekipleri, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde de alınan haciz ve savcılığın el koyma kararları doğrultusunda, jandarmanın aldığı güvenlik tedbirleri altında toplam 10 kaçak trafoya el koydu. Bu trafoların dokuzunun 160 KVA, birinin 250 KVA olmak üzere toplam 2.200 KVA gücünde olduğu tespit edildi. Kayıt dışı elektrik tüketimi için kullanılan ve yaklaşık 750 hanenin enerji ihtiyacını karşılama kapasitesine sahip olan 15 trafo, ekipmanlarıyla birlikte güvenli bir şekilde muhafaza altına alındı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Çalışan deneyimi konusunda global otorite olan Great Place To Work®, Fortune dergisi ile birlikte Dünya’nın En İyi İşverenleri listesini açıkladı. 2023 ve 2024 yıllarında 7,4 milyondan fazla çalışanın katıldığı bir anketle belirlenen listede yer alan 25 çok uluslu işyeri, çalışanlarına güven veren liderlik konusunda rakiplerini geride bırakıyor.

Great Place To Work®, yaptığı araştırmada çalışanların şirket liderliğine güven duyma olasılığını artıran temel deneyimleri de belirledi. Fortune Dünyanın En İyi İşyerleri listesinde yer alan şirketler her ölçütte standart bir işyerinden daha iyi performans gösteriyor. Örneğin, listede yer alan şirketlerin çalışanlarının dörtte üçü terfilerin adil bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtirken, sıradan bir iş yerinde bu oran yarıdan az.

Yapay zeka çağında güvenin önemi

Great Place To Work® tarafından 43.000 çalışan ile yapılan araştırmaya göre, çalışanların %51'i yapay zekayı işlerini geliştirmek için kullanmaktan heyecan duyarken sadece %45’i şirketlerinin yapay zekayı kendilerine fayda sağlayacak şekilde kullanacağına inanıyor.

İnovasyonun anahtarı yine güvenilir liderlik!

Yine araştırmaya göre, çalışanların liderlerine güven duyduklarında, şirketlerindeki inovasyona anlamlı bir şekilde katılma olasılıkları dört kat artıyor. Bu da yapay zeka uygulamalarının benimsemesini ve genel işyeri dayanıklılığını artırıyor. Ayrıca çalışanlar anlamlı inovasyon fırsatlarına sahip olduklarında yapay zekayı kullanma konusunda üç kat daha istekli oluyorlar.

Great Place To Work® Türkiye CEO’su Eyüp Toprak, “Güven temelli bir işyeri kültürü oluşturmak, sadece çalışanların mutluluğunu ve bağlılığını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin inovasyon kapasitesini ve değişime uyum sağlama yeteneğini de güçlendiriyor. Çalışanlarına güvenen, onları güçlendiren ve ilham veren liderler, şirketlerini zorluklara karşı daha dirençli kılarak geleceğe taşıyorlar,” dedi.

Fortune Dünyanın En İyi İşyerleri Listesi 2024

DHL Express
Hilton
AbbVie
Cisco
Hilti
Accenture
Teleperformance
Stryker
Cadence
Salesforce
Agilent Technologies
SC Johnson
MetLife
Experian
SAP
Specsavers
Allianz
Marriott
Trek Bicycle
Dow
ServiceNow
GFT
Chiesi
Admiral Group
Nvidia
Great Place To Work® hakkında

Great Place To Work®, işyeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda uzman küresel otoritedir. 1992'den beri dünya çapında 100 milyondan fazla çalışanın dahil olduğu Trust Index™ anketinden elde edilen derin analizler, harika bir iş yeri deneyimini neyin oluşturduğunu tanımlıyor. Her şeyin temelinde Güven vardır. Great Place To Work®, tüm çalışanlar için yüksek güvene dayalı bir iş deneyimi yaratarak organizasyonların kültürlerini ölçmelerine ve daha iyi iş sonuçları üretmelerine yardımcı oluyor. Kurum kültürü ve çalışan deneyimi analiz platformu Emprising®, liderlere veri ve insan odaklı kararlar verebilmeleri için ihtiyaç duydukları anketler, gerçek zamanlı raporlama ve içgörüler sağlıyor. Great Place To Work® aynı zamanda Great Place To Work-Certified™ şirketleri ve Türkiye’nin En iyi İşverenler Listeleri’nin yanı sıra sektörel, bölgesel listeler açıklayarak çalışan deneyiminin en iyiler ile kıyaslayabileceğiniz benzersiz veri içerikleri sunuyor. Great Place To Work®’ün misyonu, organizasyonların herkes için harika iş yerleri haline gelmesine yardımcı olarak daha iyi bir dünya inşa etmek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Küresel tur Dubai, Hong Kong, Tokyo, Singapur, Bangkok, Sao Paulo, Berlin, İstanbul, Lizbon, Bangalore, San Francisco ve Mexico City gibi önemli şehirleri içeriyor. İstanbul turunda Ledger'ın üst düzey yöneticilerinden sunumlar, şirketin piyasaya sürdüğü yeni güvenli dokunmatik ekranlı Ledger Flex ve Ledger Stax cihazlarının uygulamalı tanıtımları ve geliştiricilere özel oturumlar yer aldı. Ayrıca, Ledger Security Key ile güvenli giriş de dâhil olmak üzere insanların kendi dijital yaşamına sahip olmasının ve bunu güvence altına almasının mümkün kılınmasına odaklanıldı. Ledger'ın küresel turu, sektör uzmanlarını, medyayı, geliştiricileri, influencer'ları ve kripto tutkunlarını bir araya getiriyor.
 
"Ledger'ın Önümüzdeki 10 Yıla Yönelik Vizyonunu Sergileyeceğiz"
 
Ledger CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkanı Pascal Gauthier, "Ledger kurulduğundan bu yana 10 yıl geçti. Bu süreçte 7 milyon cihaz satıldı ve dünya çapındaki dijital değerlerin %20'si bu cihazlarla güvence altına alındı. Küresel turumuzda Ledger'ın önümüzdeki 10 yıla yönelik vizyonunu sergileyeceğiz. Ledger'ın temel misyonu sadece teknoloji tutkunlarının değil, herkesin kendi varlıkları, verileri, kimliği ve yaşamı üzerinde güvenli bir mülkiyetinin olmasını sağlamaktır." diyor.
 
Ledger'ın küresel turunun diğer bir odak noktası ise, karmaşık işlemleri net ve insan tarafından okunabilir bilgilere dönüştüren çok önemli bir özellik olan Şeffaf İmzalama hakkında farkındalık yaratmak olacak. Sektör, HODL yapmak ve satın almak gibi temel değer transferlerinin de ötesinde daha karmaşık uygulamalara doğru yol alırken insan tarafından anlaşılabilen imzalama yöntemleri gitgide vazgeçilmez bir unsur hâline geliyor. Ledger, küresel turu boyunca Ledger cüzdanlarındaki şeffaf imzalama özelliğinin, işlemlerin kullanıcıların anlayabileceği ve doğrulayabileceği bir biçimde görüntülenmesini sağladığını vurgulayacak.
 
"İnsanların Tüm Dijital İşlemlerini Şeffaflıkla İmzalayabilmeleri Mesajını Vereceğiz"
 
Ledger'ın Deneyim Direktörü Ian Rogers ise, "Kriptonun benimsenmesi sürecinde, kullanım alanlarının gittikçe sofistike ve işlemlerin de karmaşık bir hâle geldiği yeni bir aşamaya giriyoruz. Ledger'ın küresel turu boyunca net bir mesaj vereceğiz. İnsanların tüm dijital işlemlerini şeffaflıkla imzalayabilmeleri, yapay zekâ tarafından oluşturulan sahteciliklerin yaygınlaştığı bir dünyada çevrim içi kimliklerini kanıtlayabilmeleri ve dijital yaşamları üzerinde gerçek bir egemenliğe sahip olabilmeleri için güvenli dokunmatik ekranlara ihtiyacı var." diyor.
 
Ledger, son birkaç yılda dijital mülkiyeti daha güvenli ve erişilebilir kılan ürün ve hizmetlerin yer aldığı zengin bir ekosistem oluşturdu. Şirket, dünyanın ilk güvenli dokunmatik ekranlarını tanıttı. Dünyanın ilk kavisli ve güvenli E Ink® dokunmatik ekranına sahip cihazı Ledger Stax ve yeni nesil donanım cüzdan Ledger Flex. Ledger ayrıca dijital güvenliği artırmak için geleneksel parolaların daha güvenli bir alternatifi olan Ledger Security Key uygulamasını ve güvenli bir cüzdan kurtarma çözümü olan Ledger Recover'ı da kullanıma sundu. Şirket ayrıca dünyanın en büyük ve en güvenilir kripto kütüphanelerinden biri olan Ledger Academy'yi de oluşturdu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

‘Her gün daha iyi bir kahvaltı için çalışıyoruz’ mottosuyla hareket eden NESTLE Kahvaltılık Gevrekler, ürünlerinin içeriğinde yer alan tam tahılların; besin, sağlık ve sürdürülebilirlikle ilgili faydalarının bilinirliğini artırmayı önemsiyor. Bu kapsamda NESTLE, dünya genelinde tam tahıl tüketimini teşvik etmeyi amaçlayan ve her yıl Kasım ayında kutlanan Uluslararası Tam Tahıl Günü’ne dikkat çekiyor.

Tam tahıllar bir yandan yüksek besin maddeleri açısından zengin olmasıyla ön plana çıkarken, araştırmalar tam tahıl tüketiminin tüm yaş grupları için fazla kilo ya da obez olma riskini de azalttığını söylüyor. Farklı araştırmalarda ise; yüksek tam tahıl tüketiminin kronik hastalıklarda ve tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin azalmasında etkili olduğu gözlemleniyor.

Buradan hareketle tam tahılları, kahvaltılık gevrek ürünlerinin ana malzemesi yapan ve besleyici bir kahvaltı seçeneği sunmak için çalışan NESTLE Kahvaltılık Gevrekler; herkesi Uluslararası Tam Tahıl Günü’nü kutlamaya davet ediyor. Sağlık ve sürdürülebilirlik alanlarında tam tahılın rolüne dikkat çekmeye ve önemini artırmaya adanan Uluslararası Tam Tahıl Günü, bu yıl 19 Kasım’da gerçekleşiyor. 2024 temasının “Daha sağlıklı nesiller için tam tahıllı gıdaları benimsemek” olarak belirlendiği bu özel günde, alanında seçkin kuruluşlar ve uzmanlar, tam tahılların genel sağlık üzerindeki olumlu etkisini vurgulamayı amaçlıyor.

Kılıçal: Tam tahıllara geçiş, rafine tahıllara kıyasla çevresel etkiyi yüzde 20 azaltabilir

Tam tahılların daha fazla tüketilmesinin, tüm yaş gruplarında fazla kilolu veya obez olma riskinin daha düşük olmasıyla ilişkilendirildiğini gösteren bilimsel kanıtların varlığına dikkat çeken NESTLE Kahvaltılık Gevrekler Birimi Genel Müdürü Emre Kılıçal, “Araştırmalar, daha yüksek tam tahıl alımının sağlık üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekiyor. Ayrıca, rafine tahıllar yerine tam tahılları tercih etmenin, çevre üzerinde olumlu etki yapabildiği de biliniyor. Son veriler, tam tahıllara geçişin, rafine tahıllara kıyasla çevresel etkiyi yüzde 20 oranında azaltabileceğini gösteriyor” şeklinde bilgi veriyor.

Tam tahıl tüketimi yetersiz kalıyor

Tüm faydalarına rağmen tam tahıl tüketiminin dünya genelinde yetersiz kaldığını belirten Kılıçal, “NESTLE Kahvaltılık Gevrekler Birimi olarak, tüketicilerin tercihlerine ve diyet gereksinimlerine uygun tam tahıl içeren çok çeşitli ürünler sunuyoruz. Bu besinler günlük beslenme rutinlerine kolayca eklenebilir ve tam tahılın faydaları artırılabilir. Uluslararası Tam Tahıl Günü vesilesiyle buna dikkat çekmeyi, tam tahıl üretimini ve tüketimini artırmayı hedefliyoruz. Gencinden yaşlısına, tüm yaş grupları için beslenme alışkanlıklarını daha sağlıklı alternatiflere dönüştürmeye katkıda bulunabileceğimize inanıyor, bu özel günü kutlamaktan mutluluk duyuyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Hyundai Motor Grubu, geçtiğimiz günlerde sürdürülebilir büyümeyi güçlendirmek, global iş dünyasındaki rekabete ve zorluklara karşı dayanıklı olmak adına yeni bir yol haritası açıklamış ve adını "Hyundai Yolu" olarak belirlemişti. Hyundai, yeni gelecek hedefleri kapsamında üst düzey yönetici atamalarını da bugün duyurdu.
Yeni atamalar, grubun performansını ve gelecekteki rekabet gücünü artırmak için yapılırken aynı zamanda kilit görevlerde rol alacak isimlerin kariyerlerinde güçlü bir tecrübe ve yetkinlik olması da dikkat çekiyor.
Atamalara ilk olarak Jaehoon Chang ile başlayan Hyundai, 1 Ocak 2025'ten itibaren Hyundai Motor Grubu Otomotiv Bölümü Başkan Yardımcılığı'na terfi ettirecek. Grubun mobilite inovasyonunu ve gelecekteki rekabet gücünü daha da güçlendirecek olan Chang, son olarak 2020 yılında CEO olarak terfi almış ve özellikle artan jeopolitik riskler, ürünler ve teknolojideki değişimler ve pandemi gibi zorluklara rağmen rekor kıran bir performans elde etmişti. Chang ayrıca, hidrojen girişimine öncülük etmesiyle de biliniyor.
Hyundai Motor Hindistan Limited'ın Hindistan'daki halka arzı gibi başarılarıyla da markanın uzun vadeli rekabet gücünün artmasına katkıda bulunan Chang, ileriye dönük olarak ürün planlama, tedarik zinciri yönetimi, üretim ve kalite değerlendirmesi dahil olmak üzere tüm değer zincirini denetleyecek. Gelecekteki rekabet gücünü korumak için maliyet ve kalite inovasyonu için temel sistemleri oluştururken aynı zamanda otomotiv genelinde iş operasyonlarını optimize edecek.
José Muñoz ise 1 Ocak 2025'ten itibaren elektrikli, hibrit, ICE ve hidrojen teknolojileri de dahil olmak üzere çeşitli güç aktarma organlarını geliştirerek global anlamda müşteri odaklı mobilite inovasyonunu güçlendirecek. Hyundai Motor Company'nin Başkanı ve CEO'su olarak atanan Munoz, aynı zamanda bayi rekabet gücünü ve karlılığı da güçlendirmek için sorumlu olacak. Kuzey Amerika'da rekor bir performans sergileyen Munoz, Hyundai'nin Koreli olmayan ilk CEO'su olarak da dikkat çekiyor. Muñoz, Hyundai Motor Company'ye 2019 yılında Başkan ve Küresel Operasyon Direktörü ve Hyundai & Genesis Kuzey Amerika Başkanı ve CEO'su olarak katılmıştı.
Sung Kim de 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren markanın etkin bir şekilde yönetilmesi için Hyundai Motor Company Başkanı olarak yeni görevine başlayacak. Amerika, Doğu Asya ve Kore'de stratejik olarak önde gelen bir uzman olan Sung Kim, Bush, Obama, Trump ve Biden hükümetleri de dahil olmak üzere çeşitli ABD yönetimlerinde önemli roller üstlendi. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan emekli olduktan sonra Ocak 2024'te Hyundai Motor Grubu'na danışman olarak katılan Kim, Hyundai'nin global ticaretini, politika stratejilerini ve dış ilişkilerdeki etkinliğini güçlendirdi. Markanın stratejik çalışmalarını geliştirme ve çeşitli jeopolitik zorluklarla başa çıkma konusunda sorumluluk sahibi olacak olan Kim, global dış işleri denetleyecek. Aynı zamanda yerel ve uluslararası politika eğilimlerini de analiz ederek iletişim ve halkla ilişkiler girişimlerine öncülük edecek.
Üstün performans ve uzun vadeli rekabet gücünü sürdürmek için Jun Young Choi, Kia Başkanı olarak terfi ettirilirken Kyoo Bok Lee ise Hyundai Glovis'in Başkanı olarak görevlendirildi. Cheol Seung Baek Hyundai Transys, Joon Dong Oh Hyundai KEFICO, Hanwoo Lee Hyundai E&C ve Woo Jeong Joo da Hyundai Engineering dahil olmak üzere grubun yeni CEO'ları olarak atandı.
Yeni bir yönetim felsefesi ve en iyi global atılımlar olarak dikkat çeken bu atamalar, markanın performansını daha da artırmak için oldukça ideal bir uyum olarak yorumlanıyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Günümüzün en yaygın gelişmeleri arasında yer alan çoklu kriz ortamı, sigorta sektörünün de öncelikleri haline gelmiş durumda. Birbirine bağlı çok sayıda krizin aynı anda ortaya çıkması ve bu krizlerin bir araya gelerek daha büyük bir etki yaratması anlamına gelen çoklu kriz ortamı, hayatı bir anda beklenmedik bir kaosa dönüştürebiliyor. Günümüz dünyasında, bu çoklu krizlerin başlıca örnekleri iklim değişikliği, jeopolitik gerilimler, pandemiler, siber saldırılar ve yapay zekâ kaynaklı teknolojik riskler olarak gösteriliyor. IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Plasman, Reasürans, Hasar ve Operasyonlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doğan Zorlu, "Bu krizler, ekonomik sistemler, iş dünyası ve küresel sigorta sektörü üzerinde derin etkiler bırakmaktadır. Sigorta sektörü artık bu krizlerin birbiriyle etkileşimini analiz etmek ve risk modellemelerinde bu dinamikleri dikkate almak zorundadır. Kaldı ki geleneksel sigorta ve risk yönetimi yaklaşımları bu tür karmaşık tehditlerle başa çıkmada yetersiz kaldığı artık aşikardır" dedi.
 
 
 
 
 
 
İklim değişikliği salgın hastalıkları da tetikliyor
 
Çoklu kriz durumunun sigorta sektörüne etkilerini değerlendiren Doğan Zorlu, "Çoklu kriz ortamı, sadece bir tehdit değil, aynı zamanda inovasyon için bir fırsat olarak da görülmelidir. Krizlerin çeşitliliği ve yoğunluğu arttıkça, sigorta sektörü daha proaktif stratejiler geliştirmek zorunda kalmaktadır. Bu stratejiler arasında örneğin parametrik sigorta ürünleri gibi yenilikçi çözümler ve yapay zekâ destekli risk analizleri yer almaktadır. Çoklu krizler, sigorta sektörü için geleneksel risk yönetimi anlayışının ötesine geçme gerekliliğini açıkça ortaya koymuştur. Örneğin; pandemiler ve salgın hastalıklar, sigorta sektörü için kalıcı bir risk faktörü haline gelmiştir ve dolayısıyla gelecekteki biyolojik tehditler için daha yenilikçi çözümler geliştirilmesi de gerekmektedir. Pandemilerle iklim değişikliği arasındaki bağlantı da son derece önemlidir. İklim değişikliği, yeni hastalıkların ortaya çıkmasına ve mevcut hastalıkların yayılma hızının artmasına zemin hazırlamaktadır. Örneğin, tropikal bölgelerde artan sıcaklıklar, sivrisinek kaynaklı hastalıkların yaygınlaşmasına yol açabilir. European Environment Agency (EEA)'nın 'Transformative Resilience' raporu, iklim değişikliği ile salgın hastalıkların nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunu ve sigorta sektörünün bu tür krizlerle başa çıkmak için daha dayanıklı ve sürdürülebilir çözümler geliştirmesi gerektiğini vurgulamaktadır" dedi.
 
Jeopolitik gerilimler enerji tedarik zincirlerini de etkiliyor
 
Jeopolitik risklerin, günümüz iş dünyasında karşılaşılan en karmaşık tehditler arasında yer aldığına dikkat çeken Doğan Zorlu, şöyle devam etti: "Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı, Ortadoğu'da yaşanmaya devam eden saldırgan tutum ve insanlık dramı, ticaret savaşları ve enerji krizleri, sadece belirli bölgeleri değil, küresel ticaret ve tedarik zincirlerini de etkileyerek çok daha büyük sonuçlar doğurmuştur. Jeopolitik gerilimler, sigorta sektöründe yeni risk modellemelerinin geliştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu tür riskler, sigorta şirketlerinin sadece poliçeler sunmasını değil, aynı zamanda stratejik danışmanlık hizmetleri vererek müşterilere jeopolitik risklere karşı nasıl daha dayanıklı olabilecekleri konusunda rehberlik etmesini gerektirir. Jeopolitik gerilimlerin enerji tedarik zincirlerine olan etkisi, özellikle politik risk sigortalarının ve iş sürekliliği planlarının önemini artırmıştır. FERMA 2024 raporuna göre, bu risklerin kapsamlı analiz edilmesi ve esnek çözümler geliştirilmesi, sigorta şirketleri için kritik bir öncelik haline gelmiştir. İklim değişikliği karşısında sigorta sektörünün geliştirdiği en önemli çözümlerden biri parametrik sigortadır. Parametrik sigorta, belirli bir doğa olayının (örneğin bir kasırganın rüzgar hızının veya depremin şiddetinin belirli bir eşiği aşması) gerçekleşmesi durumunda, hasar tespit sürecine gerek kalmadan tazminat ödenmesini sağlar. Bu çözüm de afet sonrası toparlanma süreçlerini hızlandırmakta ve işletmelerin operasyonlarını daha kısa sürede yeniden başlatmasına olanak tanımaktadır. Dolayısıyla
 
parametrik sigorta ürünleri, iklim değişikliği kaynaklı risklere karşı daha hızlı ve esnek çözümler sunmaktadır. Örneğin İtalya'da yaşanan şiddetli fırtınaların ardından zararların başlangıçta 2,2 milyar dolar olarak tahmin edilmesine rağmen, bu miktar 6 milyar doları aşmıştır. Bu da iklim değişikliği risklerinin mevcut modellerle öngörülenden çok daha büyük olabileceğini göstermektedir."
 
Çoklu krizlerle mücadelede sigorta brokerlerinin rolü
 
Doğan Zorlu, çoklu krizler döneminde sigorta brokerlerinin rolüne yönelik de şunları söyledi: "Brokerler, müşterilerine stratejik danışmanlık hizmeti sunarak onların karşılaştıkları karmaşık riskleri daha iyi yönetmelerine yardımcı olmalıdır, dolayısıyla sadece risk transferi değil, aynı zamanda kriz yönetimi ve risk azaltma stratejileri konusunda rehberlik etmelidir. Brokerlerin bu dönemde üstlenmeleri gereken en önemli rollerden biri, müşterilerine risklerin nasıl birbiriyle ilişkili olduğunu ve bu risklerin zincirleme etkilerini nasıl minimize edebileceklerini anlatmaktır. Örneğin, iklim değişikliği kaynaklı riskler, aynı zamanda tedarik zinciri kesintilerine ve ekonomik belirsizliklere yol açabilir. Sigorta brokerleri, müşterilerine bu tür çok boyutlu krizlerle başa çıkma konusunda stratejik rehberlik sunarak onların daha dayanıklı olmalarını sağlamalıdır. Sigorta brokerleri, çoklu krizlerle mücadelede yenilikçi çözümler sunarak müşterilerine daha büyük bir değer katabilir. Örneğin, parametrik sigorta ürünleri, doğal afetler gibi öngörülebilir risklere karşı daha hızlı ve esnek çözümler sunabilir. Aynı şekilde, siber sigorta ürünleri de dijital altyapıya sahip işletmeler için kritik bir koruma sağlayabilir. Brokerlerin bu tür yenilikçi çözümler sunma yetenekleri, onların çoklu krizlerle mücadelede ne kadar etkili olduklarını gösterir. IBS Sigorta ve Reasürans Bokerliği olarak sigortalılarımız için kriz dönemlerinde ek koşulların belirlenmesi ve riskin doğru bir şekilde yönetilmesi için sigorta ve reasürans piyasalarını çok yakından takip ediyoruz."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Dijital varlık sektörünün en büyük şirketi Tether ve Lugano'nun iş birliğiyle Bitcoin ve blockchain teknolojisinin kullanımını teşvik etmek amacıyla düzenlenen Plan B Forum 2024, rekor katılımla gerçekleşti.
 
Tether ve Lugano şehri iş birliğiyle 25-26 Ekim 2024'te düzenlenen, Bitcoin ve blockchain teknolojilerinin kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan Plan B Forum, finansal demokratikleşme yolculuğunda önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. ?Lugano'da gerçekleşen etkinliğe, 60'tan fazla ülkeden yaklaşık 2.900 kişiyle rekor bir katılım sağlandı. Forumun en dikkat çeken anlarından biri, Satoshi Nakamoto'nun finansal devrimi başlattıktan sonra gizemli şekilde ortadan kaybolmasını simgeleyen, Valentina Picozzi tarafından tasarlanan heykelin açılışı oldu. Bu anıt, Lugano'nun blockchain merkezi olma yolunda finansal bağımsızlık ve merkezsizleşme ilkelerine bağlılığını yansıtıyor.?
 
"Lugano'nun blockchain inovasyonunda bir simge haline gelmesini izlemek ilham verici"
 
Plan B forumun Lugano şehrinde gerçekleştirilmesine ilişkin açıklamalarda bulunan Lugano Belediye Başkanı Michele Foletti, "Bu yılki Plan B Forumu, dünya genelinden katılımcıların gösterdiği rekor katılım ve olağanüstü coşkuyla dikkate değer bir etkinlik oldu. Lugano'nun blockchain inovasyonunda bir simge haline gelmesini izlemek ilham verici ve bu durumun yalnızca şehrimiz için değil, küresel ölçekte dijital varlıkların benimsenmesi için de getirdiği ivmeden heyecan duyuyoruz, Lugano'nun gelecekte blockchain inovasyonunda lider bir şehir haline gelmesi hiç olmadığı kadar olası görünüyor ve önümüzdeki yıllarda bu olumlu etkinin artarak devam edeceğini görmek için sabırsızlanıyoruz." dedi.
 
Bitcoin ve blockchain teknolojisinin kullanımını teşvik etmek amacıyla düzenlenen Plan B Forum hakkında değerlendirmelerde bulunan Tether CEO'su Paolo Ardoino," Plan B Forum 2024'teki olağanüstü katılım ve enerji, Bitcoin ve dijital varlıkların arkasındaki güçlü ivmeyi yansıtıyor. Lugano, finansal özgürlük ve merkeziyetsiz teknolojinin bir vizyonunu temsil eden, küresel inovasyonun canlı bir buluşma noktası haline geldi. Bu hareketi ileriye taşımaya, blockchain'in eşi benzeri görülmemiş fırsatları açığa çıkarabileceği, ekonomileri dönüştürebileceği ve bireyleri dünya genelinde güçlendirebileceği bir geleceği desteklemekten büyük heyecan duyuyoruz." ifadelerini kullandı.

Bu yılki forumun başarısının ardından Plan B Girişimi, 2025 yılında El Salvador ve Lugano'da iki büyük etkinlik düzenleyerek blockchain ve kripto para benimsenmesini desteklemeye devam edecek. Ocak ayında El Salvador'da gerçekleşecek ilk etkinlik, Bitcoin'in gelişmekte olan pazarlardaki etkisini tartışacak; Ekim ayında Lugano'da yapılacak dördüncü yıllık forum ise finansal özgürlük ve blockchain inovasyonu konularında diyaloğu sürdürecek. Bu etkinlikler, Lugano'nun blockchain merkezi olarak konumunu pekiştirirken, Plan B Girişimi'nin küresel ölçekte kripto benimsenmesini artırma misyonunu da güçlendirecek