Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Türkiye'nin en büyük yerli bulut hizmet sağlayıcı firmalarından Bulutistan ile sistem yönetimi, izleme ve güvenlik konularında yenilikçi çözümleriyle fark yaratan teknoloji şirketi Gardiyan Sistem Güvenlik Teknolojileri iş birliği yaptı. Bulutistan'ın güçlü bulut altyapısı ile Gardiyan'ın siber güvenlik ve sistem yönetimi uzmanlığını birleştirerek, kurumsal yapılara uçtan uca entegre, çevik ve güvenli çözümler sunmayı amaçlayan anlaşma, aynı zamanda, güvenliği artırırken maliyeti azaltan, sade, çevik ve sürdürülebilir bir dijital dönüşüm modelini ortaya koymasıyla öne çıkıyor.
 
Kurumların dijital dönüşüm yolculuklarını hızlandırmak, görünürlüklerini artırmak ve sistem güvenliklerini ileri bir seviyeye taşımanın temel hedef olduğu iş birliği, Bulutistan'ın güçlü bulut altyapısı ile Gardiyan'ın siber güvenlik ve sistem yönetimi uzmanlığını birleştirerek, kurumsal yapılara uçtan uca entegre, çevik ve güvenli çözümler sunmayı amaçlıyor.
 
Sunduğu özelliklerle farklılaşan ortaklık
Yapılan iş birliği ile Gardiyan, Bulutistan'ın 1000'i aşkın kurumsal müşterisinden oluşan güçlü portföyüne gelişmiş sistem yönetimi ve güvenlik çözümlerini de sunmayı hedefliyor. Bulutistan ve Gardiyan iş birliğinin yerli ve milli yapısıyla regülasyonlara tam uyumluluğu, uçtan uca hizmet bütünlüğü ve güvenli sistem yönetimi sunumu iş birliğinin önemli özellikleri olarak öne çıkıyor.
 
"Dijital dönüşümde yol gösterecek yeni bir model ortaya koyduk"
Bulutistan Genel Müdürü Gökhan Gençtürk, "Gardiyan ile gerçekleştirdiğimiz bu stratejik iş birliği, dijital dönüşüm süreçlerinde kurumlara hem güvenliği hem de çevikliği aynı anda sunma hedefimizi yansıtıyor. Güçlü altyapımızı, Gardiyan'ın siber güvenlik ve sistem yönetimi konusundaki uzmanlığıyla birleştirerek sektöre sürdürülebilir ve entegre çözümler kazandırıyoruz. Bu iş birliği sayesinde müşterilerimiz, daha düşük maliyetle daha yüksek performans ve güvenlik elde edebileceği, kurumların dijitalleşme yolculuğunda uçtan uca destek sağlayacak yenilikçi bir model ortaya koymuş olduk. Her gün büyüyen ekosistemimiz ile geleceğin teknoloji vizyonunu birlikte şekillendirmekten büyük heyecan duyuyoruz" diye konuştu.
 
"Yarının dijital Türkiye'sini inşa ediyoruz"
Gardiyan Sistem Güvenlik Teknolojileri A.Ş. CEO'su Erol Yılmaz, "Dijital güvenlik, artık bir tercih değil; stratejik bir zorunluluktur. Bulutistan ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, yalnızca iki güçlü markanın birleşimi değil; aynı zamanda yerli teknoloji ekosisteminin geldiği noktayı da temsil ediyor. Gardiyan olarak hedefimiz, sistem güvenliği ve yönetimini sadeleştirerek herkes için erişilebilir kılmak. Bu iş birliği sayesinde kurumlar, güvenliği merkeze alan, esnek, regülasyon uyumlu ve maliyet etkin bir altyapıya sahip olacak. Biz bu yapıyı sadece bugünü değil, yarının dijital Türkiye'sini inşa etmek için bir temel olarak görüyoruz" ifadesini kullandı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dijital dönüşüm sürecindeki üreticilerin artan ihtiyaçlarına yanıt vermeyi amaçlayan Mitsubishi Electric Corporation, ileri seviye kontrol teknolojilerine sahip MX Controller serisini tanıttı. MELSEC ürün grubunun en yeni üyesi olan bu seri, yüksek hassasiyetli hareket senkronizasyonu, siber güvenlik ve entegre kontrol gibi alanlarda sunduğu gelişmiş özelliklerle dikkat çekerken; seride yer alan MX-R ve MX-F modelleri, Mitsubishi Electric’in bugüne kadar geliştirdiği en ileri seviye endüstriyel kontrolörler olarak öne çıkıyor.

 

Mitsubishi Electric’in ileri seviye MX-R ve MX-F kontrolör modelleri; sıra kontrolü, hareket kontrolü ve ağ iletişimini tek bir modülde birleştirirken; donanım ihtiyacını azaltıyor, sistem mimarisini sadeleştiriyor ve mühendislik sürecini hızlandırıyor. Kompakt kontrol panoları, basitleştirilmiş kablolama ve daha kolay bakım imkânı sağlayan yapı, yüksek performanstan ödün vermeden üretim süreçlerini optimize etmeye yardımcı oluyor.

 

Dört Temel Yetkinlikte Üstün Performans

 

MX Controller, üretimin kalbinde mühendislik hassasiyeti, akıllı entegrasyon, siber güvenlik ve güvenilirlik olmak üzere dört temel yetkinliği bir arada sunuyor. Mitsubishi Electric EMEA Bölgesi Kontrolörler Stratejik Ürün Müdürü Daniel Sperlich, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Üretim süreçlerinin bugün geldiği noktada, yalnızca hızlı değil, aynı zamanda entegre ve esnek kontrol yetkinliklerine sahip sistemlere ihtiyaç duyuluyor. MX Controller, yüksek hızlı PLC fonksiyonları, hassas hareket kontrolü, IO/OT entegrasyonu, siber güvenlik ve daha birçok gelişmiş fonksiyonu tek bir platformda sunarak bu ihtiyaca güçlü bir yanıt veriyor" dedi.

 

Serideki MX-F ve MX-R modelleri, 8 eksenden 256 eksene kadar değişen kontrol kapasitesiyle geniş bir uygulama yelpazesine hitap ediyor. MX-F modeli, özellikle ambalaj hatları, etiketleme makineleri ve pick-and-place uygulamaları gibi dar alanlı ve maliyet hassasiyetinin ön planda olduğu üretim ortamlarında tercih ediliyor. MX-R modeli ise çok eksenli senkronizasyonun kritik olduğu batarya üretim hatları, yarı iletken üretimi ve yüksek hassasiyetli kesim sistemleri gibi karmaşık uygulamalarda üstün performans sunuyor.

 

Mühendislik Hassasiyetinde Yeni Dönem

 

Yüksek mühendislik hassasiyetinin gerekli olduğu uygulamalarda öne çıkan Mitsubishi Electric MX Controller serisi, gelişmiş mimarisi sayesinde ultra hızlı ve hassas senkronizasyon sunuyor. 0,125 ms’ye kadar inen senkronizasyon döngüleri, TSN (Time Sensitive Networking) teknolojisiyle mikrosaniye düzeyinde zamanlama doğruluğu, 1 µs hassasiyetle mark algılama ve kesici kontrolü gibi özelliklerle donatılan sistem, her eksen için farklı hesaplama döngülerini (125 µs, 500 µs, 2 ms) destekleyerek üretimde hem esnek yapı hem de dar toleranslara olanak tanıyor.

 

Sperlich’e göre, üretim hatlarındaki en ileri senkronizasyon dahi zaman zaman beklenmedik sorunlarla karşı karşıya kalabiliyor. Bu noktada hızlı ve doğru teşhis, üretkenliğin korunması için kritik rol oynuyor. Sperlich, süreci şu sözlerle açıklıyor: “Mekanik sorunlar veya dış etkenler nedeniyle beklenmedik aksaklıklar meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda, araç kamerası mantığıyla üretim verileri ve video kayıtları döngü hassasiyetinde otomatik olarak kaydediliyor. Yazılım ve yapay zekâ desteğimizle, makineler kısa sürede tekrar devreye alınabiliyor.”

 

Akıllı Entegrasyon ile Geleceğe Uyum

 

MX Controller, üretim sahasındaki tüm unsurların birbiriyle verimli şekilde iletişim kurmasını sağlayacak şekilde tasarlandı. OPC UA, MQTT ve CC-Link IE TSN gibi yaygın protokolleri destekleyen yapı; robotlar, sensörler ve SCADA sistemleriyle kolayca entegre olabiliyor. Yüksek performanslı çok çekirdekli işlemci ve geniş bellek altyapısı hem gerçek zamanlı kontrol hem de veri analitiği için güçlü bir zemin oluşturuyor. iQ-R ve iQ-F modülleriyle uyumluluğu sayesinde, üreticiler mevcut yatırımlarını koruyarak kademeli sistem yükseltmeleri gerçekleştirebiliyor.

 

Siber Güvenlikte Uluslararası Standartlar

 

Endüstriyel kontrol sistemlerinin siber saldırılara karşı güvenliği her zamankinden daha önemli. Bu alandaki hassasiyetini kanıtlayan MX Controller, IEC 62443-4-1 ve 62443-4-2 güvenlik standartları doğrultusunda TÜV Rheinland sertifikasına sahip. Şifreli iletişim, kullanıcı doğrulama ve erişim kontrolleri, güvenli veri saklama gibi yerleşik özellikler sayesinde hem operasyonel kontrol sistemleri hem de hassas üretim verileri güçlü bir şekilde korunuyor. MX Controller, Sanayi 4.0 için gerekli güvenli dijital altyapıyı sağlam temeller üzerine inşa ediyor.

 

Güvenilirlik ve Geriye Dönük Uyum Yeteneği

 

Yüksek sistem sürekliliği hedefiyle geliştirilen MX Controller, yerleşik teşhis ve otomatik arıza kaydı gibi özellikleriyle beklenmedik durumlara hızlı müdahale olanağı sunuyor. iQ-R ve iQ-F modülleriyle geriye dönük uyumluluğu sayesinde mevcut bileşenler üzerinden sistemin geliştirilmesi mümkün hale geliyor. Serinin temel yaklaşımını özetleyen Sperlich, “Mitsubishi Electric olarak teknolojinin insanlara güç vermesi gerektiğine inanıyoruz. MX Controller, yalnızca otomasyon değil; işletmelere daha az kesintiyle, daha yüksek verimlilikle büyüme gücü kazandırıyor” ifadelerini kullanıyor.

 

Doğru Teknoloji, Stratejik Zamanlama

 

MX Controller serisinin pazara sunulması, küresel makine kontrol sistemleri pazarının önemli bir büyüme dönemine denk geliyor. Consegic Business Intelligence raporuna göre, söz konusu pazarın 2024’te 6,38 milyar USD olan büyüklüğü, 2032 yılına kadar %7,5 yıllık bileşik büyüme oranıyla 10,86 milyar USD seviyesini aşacak. Bu öngörü, MX Controller’ın sunduğu yüksek hızlı senkronizasyon, entegre yapı ve güvenli bağlantı gibi özelliklerin önümüzdeki yıllarda üreticiler açısından önemli bir rol üstleneceğini gösteriyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin en köklü karayolu yolcu taşıma markası Kâmil Koç’un global iş ortağı Flix, faaliyet ağını beşinci kıtaya taşıdı. Yatırım ve büyümede sınır tanımayan bu iki güçlü marka, Türkiye’de büyüme; dünyada ise liderlik hedefiyle çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Bu kapsamda Kâmil Koç, yurt içinde Diyarbakır, Iğdır ve Adıyaman gibi illerle seyahat ağını genişletirken; Flix ise Avustralya pazarına giriş yaparak küresel büyüme yolculuğuna yeni bir kıta daha ekledi.

Türkiye’nin en çok tercih edilen seyahat markası Kâmil Koç, global iş ortağı seyahat teknolojileri şirketi Flix ile birlikte 100. yılına güçlü adımlarla ilerliyor. Bu doğrultuda, yurt içinde yeni yatırımlar ve iş birlikleriyle hizmet kalitesini Türkiye’nin dört bir yanına taşıyan Kâmil Koç; Flix’in desteğiyle hizmet ağını genişleterek sektöre öncülük etmeyi sürdürüyor.

Büyüme stratejileri doğrultusunda Kâmil Koç, 2025 yılı içerisinde Diyarbakır, Iğdır, Adıyaman ve Varna seferlerini başlatarak seyahat ağına yeni duraklar ekledi. Flix ise Avrupa ve Kuzey Amerika’daki on yıllık başarısının ardından Hindistan ve Latin Amerika ile küresel ölçekte sürdürülebilir büyümenin simgesi haline geldiği yolculuğuna, bu kez Avustralya ile devam etti.

“Flix ile birlikte Türkiye’de büyüme, dünyada liderlik hedefiyle ilerliyoruz”

Kâmil Koç Genel Müdürü Çağatay Kepek, Flix ile birlikte hem Türkiye’de hem de global ölçekte büyümeye devam ettiklerini belirterek şunları söyledi:

"Türkiye’nin her köşesine kaliteli, konforlu ve güvenilir seyahat hizmeti sunma hedefiyle yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Kâmil Koç olarak yurt içinde yeni yatırım ve iş birlikleriyle büyümemizi sürdürürken, global iş ortağımız Flix de dünya genelindeki güçlü büyümesini kararlılıkla sürdürüyor. Bu vizyonun bir uzantısı olarak Flix’in beşinci kıtaya, yani Avustralya’ya açılması bizler için de gurur verici bir gelişme. Bu adım, aynı zamanda bizleri de büyüme yolculuğumuzda yeni fırsatlar için motive ediyor. Kâmil Koç olarak Türkiye’de 76 ilde, yurtdışında ise Romanya ve Bulgaristan’da 5 farklı noktada, Flix olarak ise 5 kıtada 40’tan fazla ülkede toplamda 8.000’den fazla noktada yolcularımıza hizmet veriyoruz. Seyahat sektörünün iki öncü markası olarak Türkiye’de büyüme, dünyada liderlik hedefiyle yol almaya devam ediyoruz.

Ayrıca, Kâmil Koç ve Flix iş birliği, yalnızca Türkiye’deki faaliyetlerle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda ortak değerlere dayanan yatırımlarla da örnek teşkil ediyor. Hem Türkiye’de hem de dünyada daha kaliteli, daha dijital ve sürdürülebilir bir seyahat altyapısı inşa etmek amacıyla attığımız her adım, bu güçlü ortaklığın vizyonunu daha da pekiştiriyor. Kâmil Koç ve Flix’in oluşturduğu bu sinerjinin yalnızca bugünü değil, geleceğin mobilite ekosistemini de şekillendirecek büyük fırsatlar sunduğuna inanıyoruz.”

Flix, Avustralya’daki faaliyetlerini 40 ülkede uyguladığı iş modeliyle yürütecek

Flix, Avustralya’daki faaliyetlerini de 40 ülkede başarıyla uyguladığı, varlık gerektirmeyen iş modeliyle yürütecek. Teknolojik altyapısını, yerel otobüs operatörleriyle kurduğu iş birlikleriyle birleştiren Flix, yolculara yüksek kaliteli, güvenli ve tamamen dijital bir seyahat deneyimi sunmayı hedefliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Koç Topluluğu şirketlerinden Token Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş., Ödero markasıyla sunduğu bayi tahsilat çözümünü, bayi & alt bayi tahsilatı ve sipariş yönetimini bir araya getiren Tahsildar platformuyla entegre ederek şirketlere uçtan uca altyapı sunuyor.

 

Koç Topluluğu’nun online ödeme çözümleri alanında uzman markası Ödero, B2B online tahsilat ve sipariş platformu Tahsildar ile iş birliğine imza attı.

 

İş ortaklığı kapsamında, bayi tahsilatını dijitalleştirerek verimli bir hale getirmek isteyen şirketler, aynı zamanda sipariş ve stok yönetimi ihtiyaçlarını da tek bir entegre çözümle karşılayabiliyor.

 

Ödero’nun Bayi Tahsilat Çözümü sayesinde, vade beklemeden 7 gün 24 saat online tahsilat yapılabiliyor; tüm banka ve kredi kartlarından tek oran üzerinden işlem alınabiliyor. İptal/iade süreçleri ve raporlamalarsa tek panelden yönetilebiliyor. Tahsildar’ın özel e-ticaret altyapısıyla bayi ve alt bayilerin sipariş yönetimi ve stok takip süreçleri etkin şekilde yürütülerek tahsilat süreçleri hızlı ve güvenli hâle getiriliyor.

 

Token Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. Genel Müdürü Hande Sarıdal iş birliğiyle ilgili, “Ödero markasıyla sunduğumuz dijital ödeme çözümlerini, stratejik iş birliklerimizle her geçen gün daha da ileri taşıyoruz. Tahsildar ile hayata geçirdiğimiz bu ortaklık sayesinde, şirketlere sadece güvenli ve hızlı bayi tahsilatı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bayi ve alt bayilerin sipariş ve stok yönetimlerini de entegre bir şekilde kolayca gerçekleştirmelerine olanak sağlıyoruz. Süreçleri sadeleştiren ve kurumların verimliliğini artıran markalarla yan yana gelmek, daha güçlü ve bütünleşik çözümler geliştirmemiz açısından bizim için son derece kıymetli” dedi.


Pionr Kurucusu ve CEO'su Yakup Sezer iş birliği ile görüşlerini şu şekilde paylaştı: ‘’Türkiye’nin en geniş ödeme ağını sunan ticari ödemeler ve tahsilat platformu olarak her zaman yenilikçi çözümler ile müşterilerimize hizmet sunmayı ve işletmelerin bilinçli kararlar almasını destekleyerek geleneksel endüstrileri dijitalleştirmeyi ve dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu hedefimiz çerçevesinde Ödero ile yaptığımız iş birliğiyle işletmelerin finansal işlemlerini optimize etmelerini ve büyümelerini desteklemeyi hedefliyoruz. Bu iş birliğinin, şirketlerin zaman, maliyet ve performans açısından güvenli ve hızlı bir şekilde önemli avantajlar sağlayacağına inanıyoruz.”

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Değişen dünyanın sigortacısı BNP Paribas Cardif Türkiye, müşteri odaklı dijitalleşme yatırımlarını sürdürüyor. Online Hasar Bildirimi Projesi’ni devreye alan firma, müşterilerinin tazminat bildirim süreçlerini dijitalleştirerek 7/24 erişilebilir, hızlı ve kolay bir deneyim sunuyor.

BNP Paribas Cardif Türkiye, müşteri odaklı dijitalleşme stratejileri kapsamında önemli bir adım daha attı. Şirket, Online Hasar Bildirimi Projesi’nin ilk fazını başarıyla devreye alarak, müşterilerinin tazminat başvuru süreçlerini dijital ortama taşıdı.

Hayat, Ferdi Kaza ve Kredi Sigortası ürünlerine sahip BNP Paribas Cardif müşterileri artık Türk Ekonomi Bankası (TEB) üzerinden sahip oldukları poliçeler için; online tazminat bildirimlerini Cardif Bireysel İnternet Şubesi veya CepteCardif mobil uygulaması üzerinden yapabiliyor ve başvuru süreçlerini takip edebiliyor. Poliçe sahipleri ayrıca SMS ve e-posta yoluyla süreç bilgilendirmeleri de alabiliyor. TEB müşterileri CepteCardif’e CEPTETEB üzerinden de direkt olarak tekrar şifre girişi yapmadan erişebiliyorlar.

BNP Paribas Cardif Türkiye İş Ortaklıklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Özüm, projenin müşteri deneyimine katkısına dikkat çekerek şunları söyledi:

“BNP Paribas Cardif Türkiye olarak müşterilerimizin işlemlerini daha hızlı ve kolay yapabilmesi için tüm süreçlerimizi dijitalleştirme hedefiyle hareket ediyoruz. İşsizlik, yaşam kaybı ve kritik hastalık tazminat süreçlerini online ortama taşınmasıyla birlikte, müşterilerimiz diledikleri yerden 7/24 başvuru yapabiliyor ve işlemlerinin her aşamasını anlık olarak takip edebiliyor. Ayrıca; iş ortaklarımız aracılığıyla sahip olunan işsizlik, yaşam kaybı, maluliyet ve kritik hastalık teminatlarına ait poliçeler için de online başvuru imkânı sunuyoruz. Tüm bu projelerimizin ortak hedefi, sigortayı müşterilerimiz için daha ulaşılabilir kılmak.”

Müşteri deneyimini merkeze alan dijital projeleri uçtan uca tasarladıklarının altını çizen BNP Paribas Cardif Türkiye Verimlilik, Teknoloji ve Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Mehlika Ertaş ise şu ifadeleri kullandı:

“Projelerimizi tasarlarken dijital kanallarımızdaki süreçleri daha yalın ve kullanıcı dostu hale getirmeye odaklanıyoruz. Online Hasar Bildirimi Projemiz de bunun güzel bir örneği. Bu sene ilk fazını devreye aldığımız bu projede hem TEB kanalındaki müşterilerimiz hem de otomotiv finansmanı tarafında yer alan partnerlerimiz aracılığıyla sahip olunan işsizlik, yaşam kaybı, maluliyet ve kritik hastalık gibi teminatlar için tazminat başvuruları dijital kanallardan kolayca yapılabilecek. Kullanıcılarımız başvurularını www.bnpparibascardif.com.tr adresindeki Bireysel İnternet Şubesi veya CepteCardif mobil uygulamamız üzerinden 7/24 gerçekleştirebilir.”

Dijitalleşme Yatırımları Sürecek

BNP Paribas Cardif Türkiye’nin Online Hasar Bildirimi Projesi dört fazdan oluşacak şekilde planlandı. İlk fazın devreye alınmasıyla TEB kanalındaki tüm bireysel müşteriler ve otomotiv finansman tarafında belirlenen partnerler üzerinden yapılan işsizlik, yaşam kaybı, maluliyet ve kritik hastalık başvuruları dijitalleşirken; sonraki aşamalarda cihaz sigortası ve otomotiv kasko hasar süreçlerinin de online platformlara taşınması hedefleniyor.

Online Hasar Bildirimi ile Hayatı Kolaylaştırın

Online Hasar Bildirimi Projesi kapsamında Türk Ekonomi Bankası (TEB) üzerinden Hayat, Ferdi Kaza ve Kredi Sigortası poliçelerine sahip olan BNP Paribas Cardif müşterileri, tazminat başvurularını artık Cardif Bireysel İnternet Şubesi ve CepteCardif mobil uygulaması üzerinden 7/24 gerçekleştirebiliyor. Aynı zamanda, başvuruların durumunu anlık olarak takip edebiliyor ve süreçle ilgili SMS ve e-posta bildirimleriyle bilgilendiriliyorlar.

BNP Paribas Cardif Grubu Hakkında

BNP Paribas Cardif, banka sigortacılığı ortaklıklarında dünya lideri olup, 80 milyondan fazla müşterisine hedeflerini gerçekleştirirken öngörülemeyen olaylara karşı koruma sağlayan ürün ve hizmetler sunmaktadır. Şirket toplum üzerinde olumlu bir etki yaratmaya ve sigortayı daha erişilebilir kılmaya kendini adamıştır. BNP Paribas'nın bir iştiraki olan BNP Paribas Cardif, iş ortaklıklarına dayanan benzersiz bir iş modeline sahiptir. Bankalar ve finans kurumları, otomotiv sektörü şirketleri, perakendeciler, telekomünikasyon şirketleri ve enerji şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki 500'den fazla iş ortağı distribütörün yanı sıra ürünleri müşterilerine pazarlayan finansal danışmanlar ve brokerler için çözümler üretmektedir. 30'dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve Avrupa, Asya ve Latin Amerika'da güçlü bir konuma sahip olan BNP Paribas Cardif, bireysel sigortacılıkta küresel bir uzman, kredi sigortacılığında dünya lideri ve reel ekonominin finansmanına büyük katkı sağlayan bir şirkettir. Dünya çapında 9.000'den fazla çalışanı bulunan BNP Paribas Cardif'in 2024 yılında brüt yazılan prim tutarı 36,4 milyar avro olarak gerçekleşmiştir.

BNP Paribas Cardif Türkiye Hakkında

BNP Paribas’nın sigorta birimi olan BNP Paribas Cardif, 2008 yılından bu yana Türk sigortacılık sektöründe, kredi koruma, hayat sigortacılığı, BES ve koruma sigortaları alanlarında faaliyetlerini sürdürmektedir. 2011 yılında gerçekleşen Fortis Emeklilik ve Hayat A.Ş. birleşmesi ile müşterilerine bireysel emeklilik ürünlerini de sunabilir hale gelen BNP Paribas Cardif Türkiye bireysel emeklilik, hayat sigortacılığı ve hayat dışı sigorta branşlarına ait üç farklı şirket çatısı altında faaliyet göstermektedir. BNP Paribas Cardif Türkiye geniş ürün portföyü ve uluslararası vizyonu ile kısa sürede pazarda kapsamlı hizmet veren bir sigorta platformu haline gelmiştir

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs, 2025 Gartner® Magic Quadrant™ Raporu’nda Uç Nokta Koruma Platformları kategorisinde “Vizyoner” olarak yer alan tek güvenlik sağlayıcısı oldu.

 

Global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs, 2025 Gartner® Magic Quadrant™ Raporu’nda Uç Nokta Koruma Platformları (EPP) kategorisinde “Vizyoner” olarak konumlanan tek tedarikçi oldu. Bu gelişme, Bitdefender’ın üst üste üçüncü kez Vizyoner olarak yer alması anlamına gelirken aynı zamanda şirketin yeni ürünü Bitdefender GravityZone Proactive Hardening and Attack Surface Reduction (PHASR)’ın lansmanının ardından geldi. PHASR her bir çalışanın davranış kalıpları, cihaz kullanımı ve uygulama aktivitelerine göre özelleştirilmiş güvenlik sunan sektörün ilk uç nokta güvenlik çözümü olarak öne çıkıyor.

 

Bitdefender, Gartner Magic Quadrant’ta Vizyoner Olarak Konumlanan Tek Tedarikçi

 

Bitdefender Kurumsal Çözümlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Daniel Daraban, bu yılki değerlendirmeye ilişkin yaptığı açıklamada, Magic Quadrant raporunda tek Vizyoner olarak konumlanmalarının sektörün artık daha akıllı ve proaktif bir güvenlik yaklaşımına hazır olduğunu gösterdiğine inandıklarını belirtti. Daraban, bu başarının; güvenliğin kişiye özel hâle getirildiği, risklerin gerçek zamanlı yönetildiği ve uyumluluğun sistemin ayrılmaz bir parçası olarak kurgulandığı bir siber güvenlik geleceğine olan bağlılıklarının bir yansıması olduğunu ifade etti. GravityZone XDR platformu ve MDR hizmetleriyle güvenlik ekiplerini daha etkin ve verimli çalışmaları için güçlendirdiklerini vurgulayan Daraban, Bitdefender’ın henüz birçok kurumun yeni yeni keşfetmeye başladığı alanlarda liderlik ettiğini ve bu alanda öncülük etmekten gurur duyduklarını sözlerine ekledi. Gartner tarafından yayımlanan 2025 Magic Quadrant for Endpoint Protection Platforms değerlendirmesi kapsamında toplam 15 tedarikçi analiz edildi. Bu analizde tedarikçiler, “Vizyon Bütünlüğü” ve “Uygulama Yetkinliği” olmak üzere iki temel başlık altında çok sayıda kriter doğrultusunda incelendi. Vizyonun Bütünlüğü başlığı; pazar anlayışı, pazarlama ve satış stratejileri, ürün geliştirme yaklaşımı, iş modeli, inovasyon kapasitesi ve küresel ölçekteki varlığı kapsarken; Uygulama Yetkinliği kriterleri arasında ürün ve hizmet performansı, kurumsal sürdürülebilirlik, satış başarısı, fiyatlandırma yapısı, müşteri deneyimi ve pazara yanıt verme hızı yer aldı.

 

PHASR, GravityZone’un Kapsamını Genişletiyor ve Kurumsal Savunmayı Güçlendiriyor

 

Bitdefender GravityZone şirketin güvenlik, risk analitiği ve uyumluluk süreçlerini bütüncül biçimde yöneten kurumsal güvenlik platformudur. Gelişmiş uç nokta koruması (EPP), uç nokta tespit ve müdahale (EDR), genişletilmiş tespit ve müdahale (XDR) ile bulut yerel güvenlik yeteneklerini bir araya getiren GravityZone, tehditlere derin bağlam kazandırıyor ve güvenlik operasyonlarını daha görünür hale getiriyor. Aynı zamanda, Bitdefender’ın Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) hizmetlerine kesintisiz geçiş imkanı sunarak güvenlik ekiplerinin çevikliğini artırıyor. Platform yakın dönemde kullanıcı ihtiyaçlarına göre yeni modüllerle güçlendirilmeye başladı. GravityZone Uyumluluk Yöneticisi, Genişletilmiş Saldırı Yüzeyi Yönetimi (EASM) ve kullanıcı davranışlarına göre özelleştirilmiş güvenlik sunan sektörün ilk çözümü GravityZone PHASR, platformun kapsamını genişletiyor ve kurumsal savunma kapasitesini ileri taşıyor.

 

Bitdefender, Uç Nokta Güvenliğinde Son Dönemde Bir Dizi Önemli Başarıya Daha İmza Attı

 

Bitdefender, uç nokta güvenliği alanındaki başarısını yalnızca Gartner Magic Quadrant’ta değil, bağımsız değerlendirme kuruluşlarının raporlarında da ortaya koydu. 2025 Gartner Peer Insights™ değerlendirmelerinde, GravityZone kullanıcılarından aldığı 5 üzerinden 4,8 puan ile “Müşterilerin Tercihi” seçilen beş tedarikçiden biri oldu. AV-Comparatives Kurumsal Güvenlik Testi’nde ise 17 katılımcı arasında %100 koruma oranına ulaşan tek marka olarak öne çıktı; zararlı dosyalara karşı %98,8 başarı oranıyla sistemleri saldırıya uğramadan korumayı başardı. MITRE ATT&CK® değerlendirmelerinde yalnızca üç uyarı ile olayı güvenlik operasyon merkezine (SOC) ileten GravityZone, sektör ortalaması olan 209 uyarının çok altında kalarak yüksek doğruluk ve düşük yanlış pozitif oranı sundu. Ayrıca Bitdefender, 2024 ikinci çeyreğinde yayımlanan The Forrester Wave™: Extended Detection and Response raporunda “Strong Performer” olarak tanımlanarak analist deneyimi, yapay zeka kullanımı, ürün güvenliği ve uç nokta koruma olmak üzere 22 ayrı kriterde güçlü performans sergiledi. GravityZone kullanıcılarının deneyimlerine yansıyan bu başarı hem bağımsız analizlerde hem de son kullanıcı geri bildirimlerinde güçlü bir şekilde teyit edilmiş oldu. Kullanıcı geri bildirimleri de bu başarıyı destekler nitelikte. Bir Gartner Peer Insights yorumunda, hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir kurumun BT Direktörü, Bitdefender deneyimi hakkında, “GravityZone ile genel deneyimimiz mükemmeldi. Uç noktalarımızı korumada son derece başarılı olduğu gibi, doğru yapılandırıldığında performans ve kararlılık sorunlarına da yol açmıyor. GravityZone’u diğer BT Direktörlerine ve Sistem Mühendislerine gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.” ifadelerine yer verdi.

 



Laykon Bilişim Hakkında:

 

Laykon Bilişim Teknolojileri, bilişim güvenliği alanındaki profesyonel ürün ve çözümleri ile çözüm ortaklarına satış ve destek veren bir teknoloji şirketidir. Yenilikçi teknolojinin, tüm sektörlerdeki hizmet sağlayıcılara, telekomünikasyon şirketlerine ve BT tedarikçilerine dağıtımını yapan Laykon Bilişim Teknolojileri, bayi kanalının teknolojiyi benimseme sürecini hızlandırmaktadır. 2016'da 500 milyon kullanıcıyı koruyan Bitdefender’in Türkiye distribütörü olarak hizmet vermeye başlayan Laykon Bilişim Teknolojileri, 2018 yılında lider güvenlik duvarı sağlayıcısı WatchGuard, 2019 yılında felaket kurtarma ve iş sürekliliği alanında faaliyet gösteren Narbulut yedekleme çözümleri ve 2020 yılında veri sızıntısı önleme çözümü CoSoSys DLP ürünlerinin distribütörlüğünü üstlenmiştir. Bilişim sektöründe uzun yıllardır müşteri sadakati ve bayi kanalı yapılanması çalışmalarında bulunmuş uzman kadrosu ile siber güvenlik, iş sürekliliği ve bulut çözümleri alanında kullanıcılarına yeni teknolojiler götürmeye devam eden Laykon Bilişim Teknolojileri, ihtiyaç duyulan hizmetleri, gelişmekte olan teknoloji çözümleri pazarının gerektirdiği çeviklik ve esneklikle sunma konusunda uzmanlaşmıştır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Michelin, MICHELIN Rehberi'nin Türkiye'deki kapsamını, Kapadokya'ya genişlettiğini duyurmaktan mutluluk duyuyor. Kapadokya'daki ilk MICHELIN Rehberi restoran seçkisi, İstanbul, İzmir ve Muğla'daki seçkilerle birlikte, 4 Aralık 2025'te İstanbul'daki Four Seasons Hotel Bosphorus'ta düzenlenecek özel bir törenle açıklanacak.
 
 
Kapadokya bölgesi, Türk ve Anadolu mutfak gelenekleri ile yerel ürünlere dayanan yapısıyla birçok olanak sunuyor. Lüks ve trend restoranlardan geleneksel yerel lokantalara kadar Kapadokya'nın gastronomisi; tandırda yavaş pişirilen etler, fermantasyon tekniklerinin ön planda olduğu lezzetler, meşhur güveçler, taze çorbalar ve zengin mezeler gibi güçlü ve unutulmaz tatları bir arada bulunduruyor.
 
 
Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan Kapadokya, birden fazla ili kapsayan tarihi bir bölge. Gün doğumunda gerçekleşen sıcak hava balonu gösterileri, büyüleyici vadileri ve kaya oyma mağara evleriyle tanınan Kapadokya, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almasının yanı sıra, yemek kültürünün ötesinde pek çok mucizeye ev sahipliği yapıyor.
 
 
MICHELIN Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec şöyle yorumladı: "İstanbul, İzmir ve Muğla'dan sonra müfettişlerimiz Kapadokya'yı da listelerine eklemekten büyük heyecan duyuyor. Bölgedeki köklü kültürü ve gelenekleri keşfettiler ve bunları yemek tutkunlarıyla paylaşmak için sabırsızlanıyorlar. Kapadokya'nın mutfak geleneği bölgeyle derin bir bağ içinde; şefler yerel ürünler ve tarımı ustalıklarının her aşamasında temel birer unsur olarak kullanıyor. Kapadokya, tarihi mucizelerle dolu bir yer; dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler taş oyma mağaraları, yer altı şehirleri ve sıcak hava balonlarının büyüleyici gösterileri için buraya akın ediyor. Şimdi bu bölgeyi tercih etmek için bir neden daha sunmak istiyoruz: Kapadokya'nın eşsiz gastronomi dünyasını deneyimlemek."
 
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy; "Kapadokya, Türkiye'nin en bilinen destinasyonlarından biri. Bölgenin kendine has özellikleri zaten her yıl milyonlarca ziyaretçiyi cezbediyor, ancak MICHELIN Rehberi'ne dahil edilmesiyle birlikte artık Orta Anadolu mutfağının en iyi örneklerini temsil etme rolünü de üstlenecek. Binlerce yıllık geleneklerle şekillenen, Hititlerden Roma İmparatorluğu'na, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan medeniyetlerin izlerini taşıyan Orta Anadolu mutfağımız, yöresel ürünleri yaratıcı bir yaklaşımla harmanlayarak sunuyor. Kapadokya'daki yetenekli şeflerimizin ve dünya standartlarındaki restoranlarımızın MICHELIN Rehberi'nin dikkatini çekmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz ve ziyaretçilere gerçekten eşsiz bir gastronomi deneyimi sunacaklarına yürekten inanıyoruz" dedi.
 
 
MICHELIN Rehberi İstanbul ilk kez 2022 yılında yayımlandı ve o zamandan bu yana Türkiye'nin en büyük şehrinin gastronomik potansiyelini ve çeşitliliğini farklı seviyelerdeki dikkat çekici restoranlarla gözler önüne serdi. Rehber, iki yıl önce kıyı şehirleri olan İzmir ve Muğla'ya da genişledi ve bugün bir adım daha atarak, gözlerden uzak ama övgüyle anılan Kapadokya bölgesini de kapsamına alıyor.
 
Tamamı sektör profesyonellerinden oluşan uluslararası ve anonim müfettiş ekibi sayesinde, MICHELIN Rehberi dünyanın dört bir yanındaki destinasyonlarda en iyi restoranları titizlikle seçiyor. Bugün Michelin Grubu'nun tam zamanlı çalışanları olan bu müfettişler, yalnızca sunulan yemeğin kalitesine odaklanan bir değerlendirme yöntemi kullanıyor. Bu değerlendirme, 5 evrensel kritere dayanıyor:
o Ürünlerin kalitesi.
o Pişirme tekniklerine hakimiyet.
o Lezzetlerin uyumu.
o Şefin kişiliğinin yemek deneyimine yansıması.
o Zaman içinde ve menünün tamamında tutarlılık.
 
İstanbul, İzmir, Muğla ve Kapadokya 2026 MICHELIN Rehberi restoran seçkisi, 4 Aralık 2025'te İstanbul'da düzenlenecek tören ile açıklanacak. Seçki, MICHELIN Rehberi'nin web sitesinde ve iOS ile Android için ücretsiz mobil uygulamalarında erişilebilir olacak.
 
 
MICHELIN Rehberi'nin restoran seçkisine, Türkiye'de ve dünyada öne çıkan en iyi otelleri vurgulayan küresel bir otel seçkisi de eşlik ediyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT), Microsoft SharePoint'te yakın zamanda ortaya çıkan ToolShell güvenlik açıklarının, 2020'de bildirilen CVE-2020-1147 için tamamlanmamış bir düzeltmeden kaynaklandığını keşfetti.

SharePoint güvenlik açıkları, bu yıl aktif istismar nedeniyle önemli bir siber güvenlik tehdidi olarak yeniden ortaya çıktı. Kaspersky Security Network, Mısır, Ürdün, Rusya, Vietnam ve Zambiya dahil olmak üzere dünya çapında istismar girişimleri olduğuna işaret ediyor. Saldırılar devlet, finans, üretim, ormancılık ve tarım sektörlerindeki kuruluşları hedef alıyor. Kaspersky çözümleri, güvenlik açıkları kamuoyuyla paylaşılmadan önce ToolShell saldırılarını proaktif olarak tespit etti ve engelledi.

 

 

 

 

Kaspersky GReAT araştırmacıları, yayınlanan ToolShell açığını analiz ettiğinde 2020 CVE-2020-1147 açığına endişe verici derecede benzediğini tespit etti. Bu durum, CVE-2025-53770 yamasının aslında CVE-2020-1147'nin beş yıl önce ele almaya çalıştığı güvenlik açığı için etkili bir düzeltme olduğunu gösteriyor.

 

CVE-2020-1147 bağlantısı, 8 Temmuz'da yamalanan CVE-2025-49704 ve CVE-2025-49706'nın keşfedilmesinin ardından belirgin hale geldi. Ancak bu düzeltmeler, saldırı yüküne tek bir ileri eğik çizgi eklenerek atlanabiliyordu. Microsoft bu güvenlik açıklarının aktif olarak kullanıldığını öğrendikten sonra, potansiyel baypas yöntemlerini ele alan kapsamlı yamalarla yanıt verdi ve güvenlik açıklarını CVE-2025-53770 ve CVE-2025-53771 olarak isimlendirdi. Dünya genelinde SharePoint sunucularına yönelik saldırılardaki artış, ilk istismar ile tam yama dağıtımı arasındaki zaman aralığında meydana geldi.

 

Kaspersky, ToolShell açıkları için yamalar mevcut olmasına rağmen, saldırganların bu zincirden yıllarca yararlanmaya devam edeceğini düşünüyor.

 

Kaspersky GReAT Güvenlik Araştırmacısı Boris Larin, şunları söylüyor: "Birçok yüksek profilli güvenlik açığı keşfedildikten yıllar sonra aktif olarak kullanılmaya devam ediyor. ProxyLogon, PrintNightmare ve EternalBlue bugün hala yamalanmamış sistemleri tehlikeye atıyor. ToolShell'in de aynı yolu izlemesini bekliyoruz: Kolayca istismar edilmesi, genel istismarın yakında popüler sızma testi araçlarında görüneceği ve saldırganlar tarafından uzun süre kullanılacağı anlamına geliyor."

 

Kaspersky güvende kalmak için şunları öneriyor:

 

Microsoft SharePoint kullanan kuruluşlar en son güvenlik yamalarını derhal uygulamalı. Kısa süreli maruz kalma bile tehlikeye yol açabileceğinden, bu durum tüm yüksek riskli güvenlik açıkları için geçerli.
 

Yamalar henüz mevcut olmadığında bile sıfırıncı gün açıklarına karşı koruma sağlayan siber güvenlik çözümleri kullanın. Kaspersky Next, Davranış Algılama bileşeniyle bu tür güvenlik açıklarından yararlanılmasını proaktif olarak engeller.
 

Raporun tamamını Securelist.com adresinde bulabilirsiniz.

 

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Bugüne kadar bir milyardan fazla cihazı yeni ortaya çıkan siber tehditlere ve hedefli saldırılara karşı koruyan Kaspersky'nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünyanın dört bir yanındaki bireyleri, işletmeleri, kritik altyapıları ve devletleri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşüyor. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, kişisel cihazlar için lider dijital yaşam koruması, şirketler için özel güvenlik ürünleri ve hizmetlerinin yanı sıra sofistike ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için Cyber Immune çözümlerini içeriyor. Milyonlarca bireyin ve 200 binden fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli şeyleri korumalarına yardımcı oluyoruz. www.kaspersky.com adresinde daha fazla bilgi edinebilirsiniz.