Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (Pep+) stratejisi doğrultusunda değer zinciri, tarım ve sunduğu seçeneklerle yarattığı pozitif etkiyle sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlamaya devam ediyor.
Sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşturulması için tarım alanında önemli yatırımlar yapan PepsiCo aynı zamanda gerçekleştirdiği iş birlikleriyle tarım ekosisteminin gelişimine de katkı sağlıyor. PepsiCo ayrıca tarım ekosisteminin paydaşlarını farklı toplantılar ve platformlarda bir araya getirerek tarımda yaratılacak pozitif etkinin daha da büyümesine de öncülük ediyor.
Bu anlayışla PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu'nda tarım ekosisteminin paydaşları İstanbul'da bir araya geldi. "Gıda Sistemlerimizde Sürdürülebilir Bir Gelecek: Nasıl Yeniden Şekillendirebiliriz?" ana başlığıyla gerçekleştirilen sempozyumda, "Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm", "Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak", "Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan" ve "Demet Evgar ile Sohbet: Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Umudu Yeniden Yeşertmek" başlıkları altında dört farklı panel gerçekleştirildi.
PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen ve Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa'nın açılış konuşmalarıyla başlayan 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu'nun sunuculuğunu ise gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy üstlendi. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sürdürülebilirlik Akademisi, Türkiye'nin önde gelen şirketleri ve sivil toplum kuruluşlarından yetkililer yaptıkları konuşmalarla tarımda pozitif bir geleceğin inşasına katkı sağladılar.
Sempozyumun, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm" başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan gıda tedarik zincirine dair önemli paylaşımlarda bulundular. Moderatörlüğünü gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy'un gerçekleştirdiği "Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak" başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması için neler yapılabileceğini konuştular. Moderatörlüğünü Refika Birgül'ün yaptığı "Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan" oturumunda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig gıda ve tarımda insana nasıl dokunulacağına dair güzel bir sohbet gerçekleştirdiler. Sempozyumda Lay's marka yüzü ve UN Women Türkiye'nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, sosyal umudu yeniden yeşerten Hataylı çiftçi Didem Esmer ile sohbet etti.
PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen: "Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütüyoruz"
Sürdürülebilirliğin önemli olduğu bu dönemde, düzenlediğimiz sempozyumda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inandığını söyleyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, "PepsiCo olarak sürdürülebilir bir yaşam adına birçok proje gerçekleştiriyoruz ve bugünkü gibi etkinliklerde paydaşlarımızla bir araya gelip fikir alışverişi yapmaya önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı PepsiCo Pozitif stratejimiz doğrultusunda Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler başlıklarında birçok iyi örneğimiz bulunuyor. Pozitif Değer Zinciri başlığı altında yaptığımız birçok çalışmanın yanı sıra özellikle iklim krizinin etkilerinin azaltılmasına destek olmak için projeler gerçekleştiriyoruz. PepsiCo içerisinde tüm dünyada %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olarak bir süre önce de Türkiye'de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km'yi aşan bir güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk. Bununla birlikte Pozitif Tarım kapsamında Türkiye'de 20 şehirde, toplam 50.000 dektar alanda 200'ün üstündeki çiftçiyle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütmek için çalışıyoruz. PepsiCo olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu iyi örnekleri daha da geliştirerek sürdürülebilir bir yaşam ve güvenli gıda ağı için çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolculukta bizim en büyük gücümüz olan değerli paydaşlarımızla birlikte olmaya devam etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz."
Murat Sungur Bursa: "Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir"
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa açılış konuşmasında PepsiCo ile bu değerli iş birliğine devam etmekten memnuniyet duyduklarını ifade ederken sektörün tüm paydaşlarını harekete geçmeye davet etti. Sungur konuşmasında, "Bugün sera gazı emisyonlarının artışında, değerli doğal kaynaklarımızın yok olmasında maalesef bazı tarım pratiklerinin ciddi oranda etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Dünyada her 10 kişiden 1'i aç. Dünya nüfusunun yüzde 30'a yakını, sağlıklı gıdaya erişemiyor. Buna karşılık dünyada üretilen gıdanın yüzde 30'u henüz tarladayken israf ediliyor. Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir. Ancak sadece doğal bir ihtiyaç olan beslenmenin karşılanması değil aynı zamanda insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için, bugün de örneklerini dinleyeceğimiz şekilde, tarımın daha farklı pratiklerle yapılması ve sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin hızlandırılması lazım. Eğer gıda sistemlerini sürdürülebilir hale getirmezsek diğer alanların sürdürülebilirliğine odaklanmanın bize çok bir faydası olmaz. Olmayan bir hayatın sürdürülebilirliğini konuşuruz. Tüm bu acil durumları ve gelecekteki riskleri paydaşlarla konuşarak herkesi harekete geçmeye teşvik etmek ve çözüm odağında yol alabilmek en önemli önceliğimiz. Bugün bu amaçla düzenlenen sempozyumda paylaşılan çözüm odaklı öneriler, iyi uygulamalar ve iş birliği çağrıları da değişimin hızlandırılması açısından çok önemli katkılar sağlayacaktır" dedi.
"Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm" başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan önemli açıklamalarda bulundular. Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımına ilişkin Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, "Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımı, hassas tarım tekniklerini mümkün kılarak kaynakların kullanımının daha verimli yapılmasını sağlamakta, yoğun emek gerektiren görevleri otomatikleştirmekte ve veriye dayalı içgörülerle çiftçilerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olarak çiftçilerin operasyonel maliyetlerini ve çevresel atıkları azaltarak verimliliği önemli ölçüde artırmaktadır" diye konuştu.
KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, dijital tarım teknolojilerinin, kadın girişimcilerin tarımsal üretimde verimliliği artırarak ekonomiye katılımlarını güçlendirdiğini ifade ederek, sürdürülebilir kalkınmanın öncüsü olmalarını sağladığına dikkat çekti. Değişen tüketici trendleri bağlamında hem iş ortaklarının bu doğrultuda geliştirilmesi hem de müşterilerin tüketicilerin taleplerine cevap verebilmelerini sağlamak adına düzenli olarak yeme-içme araştırmaları gerçekleştirdiklerinin altını çizen Metro Kurumsal İletişim Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan, "Coğrafi işaretli ürünler diye adlandırdığımız ürünler, bizim kültürel mirasımız. Eğer ürüne ve üreticiye sahip çıkamazsak Türk mutfağını korumak ve Türk mutfağının sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil. Bu nedenle üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır" dedi.
Muhittin Aslan: "Gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumunda"
"Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak" başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, dünyayı daha iyi bir geleceğe taşıyacak paylaşımlarda bulundular. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir yatırımları ülkemize çekmek ve desteklemek için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Kurumumuz tarafından ilgili tüm kamu ve özel sektör paydaşlarının destekleriyle hazırlanan Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi (2024 - 2028) belgesinde "iklim dostu uluslararası doğrudan yatırımlar", ülkemize çekmek istediğimiz öncelikli alanlardan biri olarak belirlenmiştir. Diğer taraftan döngüsel ekonomi odaklı ve ülkemizin tarım ve gıda sektörlerindeki Ar-Ge ve inovasyon altyapısını geliştirecek yatırımlar da önceliklerimiz arasındadır ve bu tür yatırımlar, ülkemizin bu sektörlerdeki güçlü pozisyonunu daha da ileri taşıyacaktır. Bildiğiniz gibi Türkiye, birçok tarım ürününün üretiminde küresel lider konumundadır ve yaklaşık 30 milyar dolarlık ihracat hacmiyle dünya pazarlarına entegre bir üretim merkezidir. Bunun yanında yakın dönemde kamuoyuna duyurulan UDY Stratejimizde de belirtildiği üzere gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumundadır. Türkiye, coğrafi avantajları, nitelikli insan kaynağı ve güçlü altyapısı ile tarım ve gıda sektörlerinde küresel ve bölgesel bir merkez olurken akıllı tarım teknolojileri, geri dönüşüm ve akıllı su yönetimi gibi alanlarda yapılacak sürdürülebilir yatırım projeleri için önemli fırsatlar barındırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, bu potansiyeli küresel iş dünyasına tanıtarak Türkiye'nin bu sektörlerdeki küresel ve bölgesel pozisyonunu daha da güçlendirmek için uluslararası yatırımcılarla iş birliği halinde çalışmaya devam ediyoruz."
Kasım ayında 2025-2029 yıllarını kapsayan 5 yıllık stratejik planlarının açıklandığını belirten European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, stratejik planda yer alan ve öne çıkan başlıkların yenilenebilir enerji entegrasyonunun artırılması, kaynak verimliliği, karbon nötr ve istihdam olduğunun altını çizerek özellikle kadın istihdamının tarımsal kalkınma bağlamında büyük bir rol oynadığını söyledi.
Sürdürülebilir tarım uygulamalarının iklim değişikliğiyle mücadele ve artan nüfus baskısıyla kaynakların korunmasını sağlamak için elzem olduğunu vurgulayan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, "SKD Türkiye olarak, tarımsal üretimde su verimliliğini artırmak, inovatif tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve dijitalleşmeyi desteklemek üzere geliştirdiğimiz projelerle ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlıyoruz" diye konuştu.
Moderatörlüğünü Refika Birgül'ün üstlendiği "Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan" başlıklı oturumda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, gıda ve tarımda insan unsurunun önemine vurgu yapan açıklamalarda bulundular. WFP olarak tarımı yalnızca gıda üretmenin bir yolu değil, aynı zamanda umut, dayanıklılık ve refahı büyüten bir güç olarak gördüğünü söyleyen WFP Ülke Direktörü ve Temsilcisi Stephen Cahill, çiftçileri sürdürülebilir uygulamalarla destekleyerek ve güçlü ortaklıklar kurarak, bugünün zorluklarını gıda güvenliği ve refah dolu bir geleceğe dönüştürebileceklerini ifade etti.
CARE'in çalışmalarının kadını tarımsal gelişmelere ve karar verme aşamalarına entegre etmesinin önemine dikkat çeken CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, bunun sadece kadınlar için değil aynı zamanda Türkiye'nin daha geniş bir hedefi olan yiyecek güvenliği ve sürdürülebilir tarım gelişimi için de faydalı olacağının altını çizdi. Dhuinn-Bhig "Kadınlara eşit liderlik fırsatları, finansal destek ve geleceğin mesleklerini sunmak; uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve başarılı bir gelecek için yapabileceğimiz en iyi yatırımdır" dedi.
Sempozyumun sonunda Lay's marka yüzü ve aynı zamanda UN Women Türkiye'nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, deprem bölgesinde çiftçilik yapan Didem Esmer ile "Sosyal Sorumluluk Projeleriyle Umudu Yeniden Yeşertmek" panelinde bir araya geldi. Dört nesildir çiftçilik yapan bir aileden geldiğini söyleyen Evgar, depremin yarattığı tahribatın ardından Hatay'daki çiftçilerin yanında olmanın bir sorumluluk olduğunu belirtti. Depremin ardından umudunu kaybettiğini söyleyen Didem Esmer ise, "Lay's Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi sayesinde toprağa tarıma küsülmez. Şimdi benim çevremde, bölge çiftçilerinde tekrar umut ve çalışma şevki güçlendi" diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, işletmesi devam eden M7 Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattına 104 ve 2025 yılında işletmeye açılacak olan M12 Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Hattına 40 yeni metro aracı temin edecek. Yeni metro araçlarıyla M7 Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro hattında sefer sıklığı pik saatte 2 dakika, M12 Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro hattında ise pik saatte 5 dakika aralıklarla gerçekleşecek.
İŞLETME KAPASİTESİ YÜZDE 130 ARTIRILACAK
Mecidiyeköy-Mahmutbey arasını kapsayan M7 Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro hattının ilk etabını 2020 yılının Ekim ayında, Mecidiyeköy-Yıldız arasını kapsayan ikinci etabını 2023 yılı Ocak ayında tamamlayarak işletmeye açan İBB, mevcut 80 aracıyla pik saatte 4.5 dakikalık sefer aralığı ile hizmet veriyor. Yapımı devam eden son etap Kabataş-Yıldız'ın da açılması ile toplam 19 istasyonu da tamamlanacak olan 24,5 km uzunluğundaki M7 Metro Hattı, toplam 184 araçla pik saatte 2 dakikalık sefer aralığı ile İstanbulluların ulaşımına katkı sağlayacak. Böylelikle M7 Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı'nın işletme kapasitesi yüzde 130 artırılmış olacak.
ÜMRANİYE-ATAŞEHİR-GÖZTEPE METRO HATTINA 40 YENİ ARAÇ
Nüfusu 1 milyon 600 bini aşan 3 ilçeyi tek hatta birbirine bağlayacak 'Ümraniye-Ataşehir-Göztepe' metrosu için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışmalarını sürdürüyor. 2025 yılında işletmeye açılacak olan M12 Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Hattı için bir yandan yapım çalışmaları sürerken, diğer yandan hatta hizmet verecek olan 40 yeni metro aracı da İstanbullular için hazırlanıyor.
13 kilometrelik rota üzerinde bulunan 11 istasyonla, tek yönde saatte 44 bin yolcuya hizmet verebilecek kapasiteye sahip olan hattın, 23 dakikalık tek yöndeki yolculuk süresiyle pik saatte 5 dakikalık sefer aralığı ile hizmet vermesi planlanıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çinli sofistike off-road SUV markası JAECOO, marka elçisi Arda Turan ile gücüne güç kattı. "Klasikten gelen klasiğin ötesine" marka felsefesiyle premium arazi aracı kavramını yeniden tanımlayan JAECOO'nun gerçekleştirdiği bu iş birliği, mükemmellik arayışının ve iki farklı alanda inovasyon ile atılım ruhunun mükemmel bir birleşimini temsil ediyor, markanın hem geleneğini korumaya hem de yeniliği benimsemeye olan bağlılığını gözler önüne seriyor.. Güçlü 1.6 TGDI motoru ile yollara çıkan JAECOO 7, yüksek performans ve sürüş tutkusunu ateşliyor!
Premium kentsel arazi SUV aracı markası JAECOO, sektöre yön veren uygulama ve çalışmalarıyla güçlenmeye devam ediyor. Bu kapsamda JAECOO, marka elçisi olarak futbolun efsane isimlerinden Arda Turan ile anlaştığını kısa bir süre önce duyurmuştu. "Klasikten gelen klasiğin ötesine" marka felsefesiyle premium arazi aracı kavramını yeniden tanımlamaya devam eden JAECOO'nun gerçekleştirdiği bu iş birliği, mükemmellik arayışının ve iki farklı alanda inovasyon ile atılım ruhunun mükemmel bir birleşimini temsil ediyor, markanın hem geleneği korumaya hem de yeniliği benimsemeye olan bağlılığını gözler önüne seriyor. Arda Turan'ın futbol kariyeri, sürekli beceri geliştirme, stratejik gelişim ve kendini geliştirme arayışının canlı bir tasviri niteliğinde. Arda Turan, Galatasaray'daki ilk günlerinden Atlético Madrid'de yıldızlaşmasına ve Barcelona'da ulaştığı zirveye kadar, sahada her zaman farklı olduğunu gözler önüne serdi. Başardıklarıyla Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran Arda Turan, Türk Milli Takımı için çok sayıda goller attı, La Liga şampiyonluğu, UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu, UEFA Süper Kupası ve Copa del Rey gibi birçok prestijli şampiyonluk kazandı. Sayısız başarıların birikimi ve Eyüpspor'da başlayan ve devam eden teknik direktörülüğü meydan okumasının ve kendini aşmasının bir kanıtı niteliğinde. Tıpkı, her aracı "Klasikten gelen klasiğin ötesine" felsefesinin mükemmel bir örneği haline getiren ve sürüş deneyiminde mükemmellik arayışına kendini adamış dünyanın en hızlı büyüyen otomotiv markası JAECOO gibi. Bu iş birliği, özellikle Arda Turan'ın spor kariyerindeki başarısını JAECOO'nun yenilikçi ve ustaca tasarlanmış araçlarıyla birleştirerek benzersiz bir deneyim yaratmayı vadediyor gibi görünüyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Eksim Holding bünyesinde faaliyet gösteren kafe-fırın zinciri Aslı, yenilenen konsepti ve her damak zevkine hitap eden menüsüyle büyümesini sürdürüyor. Toptan üretimin yanı sıra butik mağazalarıyla da Türkiye'nin seçkin lokasyonlarında yerini almaya devam eden marka, Fenerbahçe yatırımıyla birlikte toplam 35 mağazaya ulaştı.
2025'te hedef 35 yeni mağaza!
2025 yılı için 15 yeni merkez mağaza ve 20 franchise hedefiyle kafe-fırın sektöründeki konumlarını güçlendireceklerini belirten Aslı Genel Müdürü Caner Bayıralan, Fenerbahçe mağazasıyla bu hedefe bir adım daha yaklaştıklarını vurguladı. Bayıralan, "Yenilenen konseptimizde misafirlerimize, nitelikli kahve ve günlük taze 'bakery' ürünlerin yanında Aslı markasına özgü kaliteli hizmet, sıcak bir atmosfer ve kendilerini özel hissedecekleri bir deneyim sunuyoruz. Bu özel deneyimi, İstanbul'un gözde mahallelerinden Fenerbahçe'de açtığımız yeni mağazamıza taşımaktan da mutluluk duyuyoruz. Aslı'nın yeni yüzüyle misafirlerini ağırladığı Fenerbahçe mağazamızın, istikrarlı büyüme yolculuğumuzda önemli bir dönüm noktası olacağına inanıyoruz" dedi.
Taze 'bakery' ürünler, kışa özel kahveler
Toplamda 250 metrekare alanda, 70 misafiri ağırlama kapasitesine sahip Fenerbahçe Aslı mağazası, self servisle hizmet veriyor. Mağazanın menüsünde; börek çeşitlerinin yanı sıra "Very Berry Muffin", "Van Stapele Cookie", "Medovik Pasta", "Klasik Pavlova", "Lotuslu Pavlova", "Kakaolu ve Çilekli Tart", "Limonlı Mereng Pasta" ve "Dubai Cheesecake" gibi yeni ürünler dikkat çekiyor. İçecek seçenekleri arasında ise klasik espresso bazlı kahvelere ilaveten "Balkabaklı Latte", "Toffenut Latte" "Sahlep" ve "Portakallı Sıcak Çikolata" gibi kışa özel lezzetler yer alıyor.
"El değmeden simit üreten tek markayız"
Açıklamasında Aslı'nın üretim kapasitesine de vurgu yapan Caner Bayıralan, Tuzla'da 3 milyon Euro tutarında, aylık 2 bin tonu aşan üretim kapasitesine sahip yeni tesis yatırımını çok yakında tamamlayacaklarını kaydetti. Simit ve soğuk baklava satışlarında pazar lideri olduklarını da belirten Bayıralan, "Artizan ekmekler konusunda da yenilikçi adımlar atıyoruz. San Francisco ekşi mayalı, Alman ekşi mayalı çavdar ve zeytinli ekmek çeşitlerimizi mağazalarımızda misafirlerimizle buluşturuyoruz. Ayrıca el değmeden, tam otomasyonla simit üreten tek marka olarak 'Sponge hamuru' tekniğiyle mideyi rahatsız etmeyen ekmek ve simit üretimi de gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin porselen ve seramik sofra eşyası üretim sektöründeki öncü kuruluşlarını bir araya getiren Porselen ve Seramik Sofra Eşyaları Üreticileri Derneği’nin (PORSES) ilk genel kurul toplantısı yapıldı. 2024-2027 dönemini kapsayacak yönetim kurulu seçimlerinin yapıldığı genel kurul toplantısında, dernek başkanlığına Mehmet Naci Pekcan getirildi.
Porselen ve Seramik sofra ve süs eşyası üretiminin önde gelen temsilcileri tarafından kurulan PORSES, Türkiye'nin porselen sanayisine güç katacak stratejik bir platform olma hedefiyle faaliyete başladı. Aralarında sektörün köklü markalarının bulunduğu 7 üye firma ve 43 kayıtlı temsilcinin bir araya geldiği ilk olağan genel kurul toplantısında, sektörün geleceğine dair önemli kararlar alındı.
Yönetim kurulu seçimlerinin yapıldığı toplantıda, Mehmet Mercan'ın açılış konuşmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve divan heyeti seçimleri yapıldı. Oylama sonucunda Divan Başkanlığı'na Mehmet Naci Pekcan, Divan Başkan Yardımcılığı'na Erbil Aşkan ve Sekreter Üyeliğe Belgün Özdoğan oybirliğiyle seçildi.
Toplantıda ayrıca PORSES’in sektördeki güç birliğini genişletme hedefiyle Türkiye Seramik Federasyonu'na üye olma kararı alındı. Yapılan oylama sonucunda, derneği federasyonda temsil etmek üzere Mehmet Naci Pekcan, Faruk Yüce, Cengiz Uzun, Levent Bozkurt ve Erbil Aşkan delege olarak seçildi.
Sektörün deneyimli isimleri yönetimde
Dernek organları seçiminde, 3 yıl boyunca görev yapacak yönetim kurulu üyeleri belirlendi. Mehmet Naci Pekcan Yönetim Kurulu Başkanı seçilirken Erbil Aşkan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Levent Bozkurt ise Yönetim Kurulu Sayman Üyesi olarak görev aldı. Ali Kılınç, Bedirhan Yıldırım, Cengiz Uzun ve Faruk Yüce ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer aldılar.
Porselen sanayisinin seçkin isimleri
Yönetim kurulu yedek üyeleri arasında, Emin Yüce, Serhat Sevören, İbrahim Vural, Tamer Övütmen, Sercan Demir, Erkan Fidan ve Necdet Güven gibi sektörün deneyimli isimleri yer aldı.
Dernek denetim kurulu asıl üyeleri ise Tolga Burmabıyık, Pınar Fidan ve İsmail Börekçi olarak belirlendi. Denetim kurulu yedek üyeleri arasında Hülya Işıl, Hakan Çağlar ve Bülent Bozkurt bulunuyor.
Disiplin kurulu asıl üyeleri, İsmail Duman, Eren Güçlü ve İbrahim Türk olarak seçildi. Disiplin kurulu yedek üyeleri ise Umut Gemici, Aynur Kocaman ve Ahmet Altınbay' dan oluşuyor.
Sektörün geleceğine odaklı vizyon
PORSES, Türkiye'deki porselen ve seramik sofra eşyası üreticilerinin ortak sorunlarına çözüm üretmeyi ve sektörün rekabet gücünü artırmayı stratejik bir hedef olarak belirledi. Dernek, üyeleri arasındaki bilgi paylaşımını hızlandırarak ve koordinasyonu güçlendirerek, Türk porselen sektörünün ulusal ve uluslararası platformlardaki etkinliğini artırmayı amaçlıyor. Üretim kalitesi ve verimliliğin yükseltilmesi, derneğin öncelikli çalışma alanları arasında yer alıyor.
Uluslararası rekabette güç birliği
Türk seramik sanayisinin küresel pazardaki konumunu güçlendirmeyi hedefleyen PORSES, sektörün çok yönlü gelişimine katkı sağlayacak projelere odaklanıyor. Dernek, bilimsel araştırmalardan teknolojik yeniliklere, kültürel değerlerden ekonomik stratejilere kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütmeyi planlıyor. Mesleki etik değerleri ve kamu yararını her zaman ön planda tutarak, sürdürülebilir ve rekabetçi bir ticari ekosistem oluşturmayı hedefliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Lider tekno-güzellik şirketi L’Oreal Türkiye ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle Türkiye’nin en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" 22 yıldır Türkiye’de faaliyetlerine devam ediyor. Bilimde cinsiyet eşitliğini desteklemek ve bilim kadınlarının başarılarını görünür kılmak amacıyla hayata geçirilen program kapsamında, Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Bilgin Şimşek, bor temelli güneş ışığıyla çalışan bir sistemle atık su arıtımı ve yeşil hidrojen üretimi üzerine gerçekleştirdiği öncü çalışmasıyla ödüle layık görüldü.
“Bilim Kadınları İçin” Programı, 40 yaş altındaki genç ve yetenekli bilim kadınlarının başarılarını onurlandırarak, projelerinin küresel çapta duyulmasına olanak tanıyor. Bu yıl, ödül kazanan 4 bilim kadınının çığır açan çalışmalarının kamuoyu ile paylaşıldığı programda, önemli ve yenilikçi projeler vurgulandı. 2024 yılı ödülleri, L’Oreal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen'in ev sahipliğinde ve 2017 yılında ‘L’Oreal Uluslararası Yükselen Yetenek Ödülü’ne layık görülen ODTÜ İVME-R Müdürü Prof. Dr. Bilge Demirköz'ün onur konuğu olduğu özel bir törende verildi. Gebze Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Esra Bilgin Şimşek, su kaynaklarındaki kirliliği azaltmayı hedefleyen ve atık sudaki dirençli kirleticileri arıtarak yeşil hidrojenle enerji üretmeyi amaçlayan projeyle bu yıl ödül kazanan kadın bilim insanları arasında yer aldı.
Atık suyu temizliyor, yeşil hidrojen üretiyor
Su kaynaklarındaki kirliliği ortadan kaldırmak ve sürdürülebilir enerji üretimini desteklemek amacıyla yenilikçi bir sistem geliştirmeyi hedefleyen Prof. Dr. Esra Bilgin Şimşek, geliştirilen sistem ile atık sudaki dirençli kirleticileri arıtarak, aynı zamanda yeşil hidrojenden enerji üretmeyi hedefliyor. Proje, hem iki boyutlu hem de kuantum boyutundaki malzemelerin sentezlenmesiyle, hem çevresel hem de ekonomik açıdan önemli avantajlar sunuyor. Bor temelli sistem, muadillerine göre daha düşük maliyetle etkili bir arıtma ve enerji üretim süreci sağlarken geliştirilen ileri arıtma ve enerji üretim teknolojisinin, 1-2 yıl sürecek laboratuvar çalışmaları ve 4-5 yıl sürecek pilot ölçekli geliştirme süreçlerinin ardından ticarileştirilmesi planlanıyor. Böylece, güneş ışığı kullanılarak su kirliliği önlenirken, temiz ve sürdürülebilir enerji kaynağı olarak hidrojen üretimi gerçekleştirilecek.
Prof. Dr. Esra Bilgin Şimşek projesini ve ‘Bilim Kadınları İçin’ Programı’nı şu sözlerle anlatıyor: “Projemizde, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla su arıtımı ve yeşil hidrojen üretimini birleştirerek, doğada bol bulunan bor, karbon ve azot temelli malzemelerle çevre dostu bir çözüm sunmayı hedefliyoruz. Bu çalışmanın hem su kirliliğiyle mücadelede hem de sürdürülebilir enerji üretiminde önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bilimsel araştırmalarımız ile dünyayı daha iyi bir yer haline getirme potansiyeli, su ve enerji kaynaklarının giderek azalması için bulacağımız çözümler bizim en büyük motivasyon kaynağımızdır.”
Sürdürülebilirlik için büyük adım
Prof. Dr. Esra Bilgin Şimşek Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. Günümüzde Gebze Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan Şimşek, sürdürülebilir, çevre dostu teknolojiler alanlarında yeni malzemelerin geliştirilmesi ve bu malzemelerin nasıl daha iyi hale getirebileceğiyle ilgili araştırmalar yapıyor.
İş birliği yaparak farklı bakış açılarını birleştirmek ve yenilikçi çözümler geliştirmek Şimşek’in en büyük başarılarından biri olarak öne çıkıyor. Işık enerjisinin kullanılmasıyla ilgili reaksiyonlar olarak adlandırılan fotokataliz konusundaki tutkusu ise çevre koruma ve sürdürülebilirlik üzerine yoğunlaşıyor. Özellikle toksik kirleticilerin parçalanması ve güneş ışığından enerji üretimi gibi alanlarda çözümler geliştirmeyi amaçlayan Prof. Dr. Esra Bilgin Şimşek, bu teknolojilerin verimliliğini artırarak daha geniş ölçekli uygulamalara taşımak için çalışmalarını sürdürüyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ASAS?, Avrasya Kapı Pencere fuarında tanıttığı InovA+ serisi ile sektöre yeni bir soluk getirdi. Bu yenilikçi sistem, yüksek yalıtım performansını minimalist tasarımla bir araya getiriyor. Bu sayede hem enerji verimliliği hem de estetik projeler tasarlanıp uygulanabiliyor. InovA+, dış cephede "hem yüz" uygulanabilme imkânı sayesinde kesintisiz ve şık bir dış cephe görünümü yaratma imkânı da sağlıyor.
Projelerinde minimalist tasarım ve düz hatlar oluşturmak isteyenler için alüminyum doğrama gibi modern ve şık bir görünüm yaratma imkânı sunan InovA+, 90° ve 45° çıta uygulama imkânı ile farklı tasarım ihtiyaçlarına da uygulama esnekliği sayesinde cevap verebiliyor. InovA+ PVC Doğrama Sistemi, yüksek ısı ve ses yalıtım performansı ile konforlu mekanlar yaratılmasına olanak tanırken ısıtma ve soğutma için gereken enerji sarfiyatının da azaltılmasına katkı sağlıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.