Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akbank Mobil, "Mobilin Akbanklısı" dünyasını müşterileriyle buluşturuyor. Bu yepyeni dünya, kullanıcılarına günlük bankacılık işlemlerinde sunduğu özel ödüller, ücretsiz havale, diğer banka ATM’lerinden ücretsiz para çekme ve kredi faizlerinde indirim gibi birçok fayda ile bankacılık deneyimini yeni bir boyuta taşıyor. Ayrıca, market alışverişlerinden giyime, yaşam ürünlerinden ücretsiz dijital platform üyeliklerine kadar geniş bir alanda cazip fırsatlar sunuyor.
Akbank Mobil, kullanıcılarına geleceğin bankacılık deneyimini yaşatmak amacıyla geliştirilmiş akıllı, pratik ve kişiselleşmiş çözümler sunuyor. Mobilin Akbanklısı, Akbank Mobil uygulaması üzerinden gerçekleştirilen işlemlerde kullanıcılara özel ödüller ve fırsatlar sağlarken, aynı zamanda oyunlaştırılmış bir deneyimle günlük bankacılık işlemlerini daha eğlenceli hale getiriyor.
Mobilin Akbanklısı, Akbank Mobil uygulamasında kullanıcıların yaptığı finansal işlemler, bankacılık ürünleri ve Akbank Mobil kullanımlarına göre çeşitli fırsatlar sunuyor. Her ay belirli kriterleri karşılayan Mobilin Akbanklıları; ücretsiz havale, kredi faizlerinde indirim, diğer banka ATM’lerinden ücretsiz para çekme gibi fırsatlardan yararlanıyorlar. Üstelik Mobilin Akbanklısı ile müşterilere açılan bu yeni dünya, bankacılık hizmetlerindeki faydaların ötesine geçiyor. Market alışverişlerinden giyime, ev eşyası harcamalarına ve günlük yaşam tarzı ürünlerine kadar günlük yaşamın farklı alanlarında sunulan cazip indirimler ve fırsatlar da kullanıcıların hayatına ayrıcalıklar katıyor.
Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce: “Akbank olarak geleceğin bankacılık deneyimini şekillendirirken, müşterilerimizle temas ettiğimiz her noktada kolaylık, erişilebilirlik ve mükemmeliyet hedefliyoruz. Bu vizyonun en güçlü örneklerinden biri olan Akbank Mobil, sadece bir bankacılık uygulaması olmanın da ötesine geçerek, müşterilerimizin günlük hayatlarına da dokunan bir platform haline geldi. Mobilin Akbanklısı, müşterilerimizin finansal işlemlerini ek faydalarla keyifli bir deneyime dönüştürürken, alışverişten yaşam tarzı fırsatlarına kadar geniş bir yelpazede cazip seçenekler sunmayı amaçlıyor. Akbank Mobil ile müşterilerimiz arasındaki güçlü bağın, Mobilin Akbanklısı ile daha da güçleneceğine inanıyoruz.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen Bakım Konferansı, "Güvenilirlik Merkezli Bakım" temasıyla düzenlendi. Üretimde sürekliliğin öneminin altını çizmek ve mesleki anlamda gelişmeyi sağlamak amacıyla düzenlenen konferansta alanında uzman 11 konuşmacı sunum gerçekleştirdi. Konferansın açılış konuşmasını yapan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berke Ercan, Türkiye otomotiv sektörünün mevcut durumu ve geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin otomotiv ihracatının yüzde 67'sinin Avrupa pazarına yapıldığını vurgulayan Ercan, Avrupa Birliği'ndeki ekonomik daralmanın sektöre etkilerini şu sözlerle ifade etti: "AB pazarındaki daralma, sektörümüzü doğrudan etkiliyor. Buna ek olarak, Türkiye'deki ekonomik koşullar da bu etkileri derinleştiriyor. Geçen yıldan bu yana sektörde ağırlaşan bir dönem içerisindeyiz. 2025 yılında bu baskının bir miktar daha artmasını bekliyoruz. Ancak, 2026'nın ortasından itibaren şartların tekrar stabilize olacağını öngörüyoruz. Zorlu bir süreçten geçiyoruz, ancak bu süreci aşarken geleceğimizi feda etmemeliyiz." Berke Ercan, sektördeki bu zorlu dönemin planlı bir şekilde aşılacağına dikkat çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bugünün sıkıntıları, geleceğe hazırlanmayı engellememeli. Sektör olarak önümüzdeki dönemde verimliliğe, otomasyona ve proses iyileştirmelerine daha fazla odaklanacağız. Bunun yanı sıra, güvenilirlik merkezli bakım yaklaşımlarıyla sürdürülebilir bakım faaliyetlerini hayata geçirirken, dijital ve yeşil dönüşüm ile enerji verimliliği çalışmalarını da ihmal etmemeliyiz.
Türkiye'de 530'un üzerinde üyesi ile Türk otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi olan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) 10. Bakım Konferansı İstanbul'da yoğun ilgiyle gerçekleştirildi. Bakımın önemini vurgulamak ve mesleki anlamda gelişmeyi sağlamak amacıyla gelenekselleşen Türkiye'nin tek sektörel bakım konferansında bu yıl, "Güvenilirlik Merkezli Bakım" konusu ele alındı. 11 sektör profesyonelinin konuşmacı olarak yer aldığı konferansta, sektördeki iyi uygulama örneği de katılımcıların dikkatine sunuldu.
Türkiye bu zorlu dönemi de aşacak!
Konferansın açılışında konuşan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berke Ercan, sektörün geçtiğimiz yıl başlayan ve 2025 hatta 2026 yılında da devam etmesi beklenen bazı sıkıntılar içerisinde olduğunu söyledi. Otomotivde hem ana hem de tedarik sanayisinin gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 67'sinin Avrupa'ya yapıldığını ifade eden Berke Ercan, "AB pazarındaki daralma, sektörümüzü doğrudan etkiliyor. Buna ek olarak, Türkiye'deki ekonomik koşullar da bu etkileri derinleştiriyor. Geçen yıldan bu yana sektörde ağırlaşan bir dönem içerisindeyiz. 2025 yılında bu baskının bir miktar daha artmasını bekliyoruz. Ancak, 2026'nın ortasından itibaren şartların tekrar stabilize olacağını öngörüyoruz.Normalde işlerimiz çok yoğunken, teknik bölümlerimiz fabrikayı, makinalarımızı, ekipmanlarımızı ayakta tutmaya ve üretimi sürdürmeye biraz daha odaklanırlar. Fakat önümüzdeki dönemde bu seviyede bir iş yoğunluğu yaşamayacağımız için bu defa başka fonksiyonlara odaklanmamız gerekiyor. Bunların en önemlilerinden bir tanesi verimlilik olacak. Yani verim artırma, kapasite artırma, proses zamanlarımızı düşürme, kalitede iyileştirme gibi faaliyetlerin biraz daha ağırlık kazanması lazım" dedi. "Sektör olarak zorlu bir dönemin içerisinden geçiyor olsak da bu zorlu döneme geleceği feda etmemeliyiz" diyen Berke Ercan, şöyle devam etti: "Çünkü bu dönem de aşılacak. Ben iş hayatımda sanıyorum 6'ncı kriz veya sıkıntılı dönemle karşılaştım. Sizler de defalarca karşılaşmışsınızdır. Bugünler de geçecek. Biz Türkiye olarak çok daha esneğiz, daha hızlı hareket edebiliriz, adapte oluruz. Karakterimiz öyle, yapımız öyle. Daha hızlı reaksiyon gösteririz. O nedenle bu dönemi de aşacağımıza eminim. Aştığımız zaman da önümüzde yine bizi bekleyen yapılacak pek çok iş olacak. Şimdi o döneme olan hazırlıkları, bu kısa dönemdeki sıkıntılar yüzünden ihmal etmemeliyiz. O hazırlıkların en önemlilerinden bir tanesi de ikiz dönüşüm. İkiz dönüşüm, bir taraftan yeşil dönüşüm bir taraftan da ondan önce başlayan,Türkiye'de daha çok endüstri 4.0 olarak kullanılan ancak bizim otomotiv sektöründe dijital dönüşüm olarak adlandırılan dönüşümün birlikteliği.Her ne kadar yeşil dönüşüm için otomotiv sektörü seçilmiş beş temel sektörün içerisinde olmasa da biz de çalışmalara hemen, diğer sektörlerde olduğu gibi başlamak durumundayız. Yeşil dönüşüm tarafı çok önemli, enerji verimliliği tarafı çok önemli, bir taraftan da dijital dönüşüm çok önemli. Dijital dönüşümün aslında tüm süreçlerimizle ilgisi var. Sadece sağlam makine, ekipman değil, lojistik süreçlerimiz, satın alma süreçlerimiz, satış süreçlerimiz, kalite süreçlerimiz, mühendislik, Ar-Ge, mali işler... Sektör olarak verimliliğe odaklanacağız, otomasyona odaklanacağız, proseslerimizi iyileştireceğiz, bunlar öne çıkan konular olacak."
Sektörler arası kıyaslama yapıldı!
TAYSAD 10. Bakım Konferansı'nın açılışının ardından, Tezmaksan Kurumsal Müşteri Yönetimi Danışmanı Yalçın Paslı, "Bakımın Tarihçesi" isimli bir sunum yaptı. Sonraki program ise, Oyak Horse Bakım Departmanı Müdürü Salih Kara'nın "Güvenilirlik Merkezli Bakımda Kritik Varlıkları Tanımlama" başlığı altında gerçekleştirildi. Programın öğleden önceki son paneli, "Güvenilir Bakımda Doğru Strateji" oldu. Moderatörlüğünü Premium Eğitim ve Danışmanlık Yönetim Danışmanı Cenk Çukacı'nın üstlendiği programda, ABB Servis Müdürü İbrahim Murad, Hayat Kimya Global Opex Müdürü Vedat Serdar Çalışkan ve Kanca Elektrik & Otomasyon Bakım Müdür Yardımcısı Kerim Özkan panelist olarak yer aldı. Konferansın ikinci bölümü, Senkronize Mühendislik AŞ CTO'su Dr. Doruk Merdol'un "İmalatta Güvenilirlik Merkezli Bakım ve Kestirimci Bakım Yaklaşımı" isimli sunumuyla başladı. Ardından BOSCH Ekipman, Bakım ve Teknik Servis Yöneticisi İrem Uçan, "RCM ile Bütünleşik İyi Uygulama Örneği"ni katılımcılarla paylaştı. Sektörler Arası Kıyaslama bölümü ise "Hava Aracı ve Motor Bakımı" başlığı altında Koç Holding Havacılık Bakım Müdürü Akif Güngören ve Bakım Müdür Yardımcısı İlker Avcı'nın sunumuyla gerçekleştirildi. Panel ve sunumların ardından konferans, TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Bakım Çalışma Grubu Lideri Selçuk Demirok'un Bakım Rehberi 2 el kitabını tanıttığı kapanış konuşmasıyla sona erdi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünya 2024 yılına veda ederken, uzmanlar, gelecek dönemde bizleri bekleyen büyük risklere dikkat çekerek bu konuda önlem alınması konusunda uyarılarda bulunuyor. Gelecek dönemde bizi etkileyebilecek başlıca riskler arasında iklim değişikliği kaynaklı doğal afetler, siber güvenlik tehditleri, jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmalar öne çıkıyor. Gelecek dönemin olası büyük riskleri hakkında değerlendirmelerde bulunan IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO'su Murat Çiftçi, "İklim değişikliği ile bağlantılı olarak, 2024 yılında sigortalı kayıpların 135 milyar doları aşması ve bu trendin yıllık %5-7 oranında artması bekleniyor. Aynı zamanda, siber tehditler hızla büyürken küresel siber sigorta primlerinin 2025'e kadar 16.6 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Jeopolitik riskler ve ekonomik yaptırımlar ise ticaret ve enerji hatlarında kesintilere yol açabilirken, 2024'te küresel borç seviyesinin 312 trilyon dolara yükselmesi, finansal sistemin kırılganlığını artırıyor" dedi.
'İklim değişikliği ile sigorta kayıpları üst üste 5'inci kez 100 milyar doları aştı'
Murat Çiftçi, son 10 yıllık dönemde risk sıralamalarının, küresel ve bölgesel dinamiklere bağlı olarak belirgin değişiklikler gösterdiğini belirterek, "Bununla birlikte, bazı riskler sürekli olarak öne çıkarken, bazıları da etkilerini artırarak listeye yükselmiştir. İklim değişikliği, sadece sigorta sektörü değil, tüm ekonomi üzerinde ciddi bir tehdit haline geldi. 2024 yılı itibarıyla sigortalı kayıplar beşinci kez üst üste 100 milyar doları aştı ve bu trend giderek hızlanıyor. Kasırgalar, seller ve şiddetli fırtınalar gibi doğal afetler; özellikle ABD, Avrupa ve Orta Doğu'da büyük sigortalı kayıplara neden olmaktadır. Örneğin, Helene ve Milton kasırgalarının toplam maliyeti 50 milyar doları bulmuştur. İkinci önemli konu da siber saldırılar, özellikle fidye yazılımı saldırıları büyük bir tehdit oluşturmuştur. 2017-2022 arasında siber sigorta pazarı yıllık %32 büyürken, KOBİ'lerde siber koruma açığı devam etmektedir. Siber risk sigortasının büyümesi, KOBİ'lere uygun çözümler ve erişilebilir ürünlerle sürdürülebilir hale getirilebilir. Ayrıca küresel ticaret savaşları, bölgesel çatışmalar ve ekonomik yaptırımlar, hem ekonomik istikrarsızlık hem de sigorta sektörü için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu riskler, hem sigorta talebini hem de fiyatlama dinamiklerini doğrudan etkilemektedir" diye konuştu.
'Küresel borç seviyesi 2024 itibarıyla 312 trilyon dolara ulaştı'
Ekonomik dalgalanmalar ve finansal risklerin de geleceğin önemli gündem konularından biri olduğunu belirten Murat Çiftçi, "Küresel borç seviyesi 2024 itibarıyla 312 trilyon dolara ulaştı. Bu, faiz oranlarında artış ve sigorta ürünlerine olan talepte değişikliklere neden olmaktadır. Bu sebeple özellikle sigorta ve reasürans sektöründe, alternatif sermaye kaynaklarına yönelim artmıştır. Ayrıca sosyal enflasyon, özellikle ABD ve Avustralya gibi pazarlarda hasar maliyetlerini artırmış durumda. Yüksek yasal masraflar, bu bölgelerdeki risk yönetim stratejilerinde değişikliklere neden olmaktadır. Özetle, son 10 yılda görülen değişimler, sigorta sektörünün yenilikçi ürünler ve hizmetlerle adaptasyon sağlaması gerektiğini göstermektedir. Örneğin, parametrik sigortalar ve siber sigorta gibi ürünler, hem yeni riskleri karşılamada hem de sektörü ileri taşımada kritik öneme sahiptir. İnovasyon ve işbirliği, bu dinamiklere yanıt vermenin anahtarıdır" dedi.
'Yenilikçi çözümler ve toplum bilinçlendirme çalışmaları önemli'
Murat Çiftçi, risklere karşı alınacak önlemlere yönelik de şunları söyledi: "Altyapı güçlendirme projeleri ve afet dayanıklılığını artıran parametrik sigortalar öne çıkıyor. Ayrıca, siber güvenlik eğitimleri ve KOBİ'ler için uygun fiyatlı ürünler, dijital tehditlere karşı koruma sağlayabilir. Bölgesel çatışmaların etkisini hafifletmek için politik risk sigortası ürünleri yaygınlaştırılmalı, ekonomik dalgalanmalara karşı ise CAT (felaket tahvilleri) gibi alternatif sermaye araçları kullanılmalıdır. Sigorta sektörü, bu riskleri yönetmek için yenilikçi çözümler sunarak toplumu bilinçlendirme ve finansal koruma sağlama görevini üstlenmelidir."
'Suriye'deki gelişmeler sigorta sektöründeki büyümeyi artırabilir'
Suriye'de yaşanan sıcak gelişmelerle ilgili de bilgi veren Murat Çiftçi, "Suriye'deki rejim değişikliği, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli riskler barındırıyor. Esad rejiminin devrilmesi, Suriye'de güç boşluğu ve çatışmaların artmasıyla bölgesel istikrarsızlığı derinleştirebilir ve bu durum sigorta sektörü için ciddi riskler doğurabilir. Türkiye, sınır güvenliği ve mülteci akınları nedeniyle daha yüksek ekonomik ve sosyal maliyetlere maruz kalırken, artan jeopolitik gerilimler, ticari sigortalar ve reasürans taleplerinde büyüme yaratabilir. Bununla birlikte, altyapı sigortaları ve politik risk sigortaları gibi çözümler, bu belirsizliklere karşı sigorta sektörünün hem Türkiye'de hem de bölgede kritik bir rol üstlenmesini sağlayabilir" diye açıkladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin önde gelen araştırma şirketlerinden Ipsos, TikTok'un seyahat, eğlence, finans, gıda & içecek ve otomotiv sektörlerindeki tüketici davranışlarını nasıl şekillendirdiğini detaylandıran "TikTok Made Me" başlıklı raporunu yayımladı. Rapor, özellikle seyahat, eğlence, gıda & içecek, finans ve otomotiv sektörlerinde TikTok'un satın alma kararlarını nasıl etkilediğini ortaya koyuyor.
Markalara TikTok topluluğunun en güncel tercihlerine dair içgörüler sağlayan rapor, pazarlama stratejilerinin şekillendirilmesine destek olmayı hedefliyor. Eğlence, yaratıcılık ve samimiyet arasındaki etkileşimi derinlemesine inceleyen rapor, TikTok'un ilham verici içerikleriyle keşif ve aksiyon süreçlerinde nasıl bir katalizör rolü üstlendiğini de ortaya koyuyor. Bu sayede markalara, hedef kitleleriyle güçlü ve anlamlı bağlar kurmaları için değerli bir rehber sunuluyor.
TikTok, Türkiye'de tüketicilerin satın alma kararlarını güçlü bir şekilde etkiliyor. Rapora göre, kullanıcıların yüzde 67'si, TikTokMadeMeBuyIt trendinden haberdar olduktan sonra satın alma kararı alıyor. Reklamlar ise yaratıcı, dikkat çekici, bilgilendirici ve içerik üreticisi odaklı bulunuyor. Bu yaklaşım, tüketici davranışlarını yeniden şekillendiriyor. Özellikle kullanıcıların yüzde 55'i, platformda karşılaştıkları videolar veya sponsorlu içerikler sayesinde plansız alışveriş yapıyor. "TikTok Made Me" raporu, keşiften satın almaya kadar geçen süreçte TikTok'un tüketicilere nasıl rehberlik ettiğini ortaya koyarken, otantik bağlar kurarak güven ve itibar inşa etmenin yollarını da gösteriyor.
Sektörlere Göre TikTok'un Türkiye'deki Etkileri
Raporda TikTok'un Türkiye'deki farklı sektörler üzerindeki etkileri şu şekilde özetleniyor:
" Seyahat: Son altı ayda her 2 kişiden 1'i TikTok'ta seyahatle ilgili içerik izledi. Kullanıcıların yüzde 42'si bu içeriklerin yorum ve önerilerle seyahat planlamalarını etkilediğini ve videoda tanıtılan seyahatle ilgili ürün/hizmeti satın aldığını belirtiyor.
" Eğlence: Türkiye'deki TikTok kullanıcılarının 10'undan 7'si son altı ay içinde eğlenceyle ilgili videolar izlediğini ifade ediyor. Kullanıcıların yüzde 54'ü videoda tanıtılan eğlence ürününü satın alıyor. Platform, kullanıcıların favori içeriklerini keşfetmeleri ve paylaşmaları için eşsiz bir alan sunuyor.
" Gıda & İçecek: Yemek tarifleri ve viral akımlar Türkiye'de geniş bir kitleye ulaşıyor. Kullanıcıların yüzde 61'i bu içeriklerden etkilenerek yeni tarifler deniyor veya ürün satın alıyor.
" Otomotiv: TikTok'ta bir otomobil videosu izleyen kullanıcıların yüzde 39'u araba veya otomobil ürününü satın aldı.
" Finans: Son altı ayda 5 kişiden 2'si TikTok'ta yatırım veya tasarrufla ilgili videolar gördü. Bu içerikleri izleyen kullanıcıların yüzde 53'ü finansal ürün satın alarak harekete geçti.
TikTok: Keşiften Satın Almaya Uzanan Bir Yolculuk
"TikTok Made Me" raporu, TikTok'un tüketiciler için keşif ve eğlencenin bir araya geldiği bir platform olduğunu gözler önüne seriyor. Rapor, ilham verici içeriklerin tüketicilerin satın alma yolculuğunun her adımında nasıl etkili olduğunu ve markaların hedef kitleleriyle otantik bağlar kurmasına nasıl destek olduğunu vurguluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Marmara'nın termal ve kaplıca rotası
Sağlık ve doğa turizmini birleştiren Marmara Bölgesi'nin termal cennetleri, sadece sağlıkla değil aynı zamanda huzurla dolu bir tatil vadediyor. Sakinlik ve şifanın adresi termal otellerde konforu yaşarken, doğanın güzelliklerini keşfedebilir, fiziksel ve ruhsal olarak yenilenerek unutulmaz bir tatil yaşayabilirsiniz.
Yalova: Bölgenin en popüler termal şehirlerinin başında Yalova geliyor. Yalova'nın Termal ilçesinde yer alan tesisler mineralli sulara sahip. Romatizmadan cilt rahatsızlıklarına kadar birçok rahatsızlığa iyi geldiği düşünülen termal ve kaplıcalardan konaklamalı veya günübirlik olarak yararlanmak mümkün. Termal oteller kış aylarında oldukça talep görüyor; özellikle büyük şehirlerden hafta sonu yakın yerlere gidenlerin sayısı bir hayli fazla.
Bursa: Kaplıca ve termalleri ile öne çıkan Bursa ise 2014'te UNESCO Dünya Mirası listesine giren Çekirge kaplıcası ile dikkat çekiyor. Tarihî Yeni Kaplıca'da sıcak suyun keyfini çıkarırken, aynı zamanda asırlık bir atmosferin içinde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Bursa Kükürtlü Kaplıcaları da kükürt içeriğiyle kas ve eklem ağrılarından şikayet edenlerin uğrak noktası.
Balıkesir: Balıkesir'in Gönen ilçesi de şifalı sularıyla meşhur. Geçmişi antik dönemlere dayanan, cilt sağlığından romatizmal rahatsızlıklara kadar pek çok konuda iyileştirici bir dokunuş sunan Gönen Kaplıcaları, hem sağlık hem de huzur dolu bir kaçamak isteyenler için birebir. Denizle şifanın eşsiz buluşmasının yaşadığı Güre Kaplıcaları da stresinizi ardınızda bırakmanız için birebir.
Ege'nin termal ve kaplıca rotası
Ege, masmavi kıyıları ve zeytin ağaçlarıyla süslü tepeleri kadar, termal ve kaplıca sularıyla da eşsiz bir hazineye sahip.
Denizli: Karahayıt Kaplıcaları, hem görüntüsüyle hem de sularıyla bir başka. Kırmızı renkli mineralli suları, cilt rahatsızlıklarından kas ağrılarına kadar birçok rahatsızlık için tercih ediliyor. UNESCO listesinde yer alan Pamukkale Travertenleri'ni gezdikten sonra bu suların sıcaklığına kendinizi bırakın, adeta yenilendiğinizi hissedeceksiniz.
Afyonkarahisar: Sandıklı Kaplıcaları, termal otelleri ve modern tesisleriyle sağlıklı bir tatil yapmak isteyenlerin uğrak noktası. Hem şifalı sularda dinlenebilir hem de termal havuzlarda keyifli anlar yaşayabilirsiniz.
İzmir: Antik dönemlerden bu yana şifa dağıtan Balçova Termal, İzmir'in gözde termal noktalarından biri. Üstelik İzmir'in hareketli şehir hayatına yakınlığıyla da kolay ulaşılabilir.
Kütahya: Osmanlı'dan bu yana termal turizmin vazgeçilmezi olan Kütahya Yoncalı Kaplıcaları da doğayla iç içe bir deneyim sunuyor.
Karadeniz'in termal ve kaplıca rotası
Karadeniz'in büyüleyici yeşilliği, sadece gözlere değil, bedene ve ruha da şifa sunuyor. Bölgenin doğal kaplıcaları, stresinizi unutturup size yenilenmenin kapılarını aralıyor.
Rize: Dağların arasında şifanın adresi Kaçkar Dağları'nın eteklerinde yer alan Ayder Kaplıcaları, adeta bir masal diyarı. Hem yaylanın temiz havasını soluyup hem de şifalı sularda yenilenmek için gidilecek yerlerden.
Giresun: Cilt hastalıklarına iyi geldiği düşünülen, doğanın tam kalbinde, huzurlu bir deneyim yaşamak isteyenler için Giresun Batlama Kaplıcaları da bölgenin saklı bir hazinelerinden biri.
Samsun: Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'u ziyaretinde kullandığı tarihi öneme sahip Havza Kaplıcaları da termal turizmin Karadeniz'deki önemli duraklarından biri. Roma döneminden bu yana şifa dağıtan kaplıcalarıyla, şehir hem tarihi hem de sağlık dolu bir deneyim sunuyor.
Akdeniz'in termal ve kaplıca rotası
Sağlık dolu bir tatil yapmak ve doğanın eşsiz güzellikleriyle ruhunuzu arındırmak için Akdeniz Bölgesi'nin kaplıcaları tam size göre. İşte bu eşsiz bölgedeki şifa dolu rotalar…
Isparta: Doğal güzellikleriyle ünlü göller bölgesinin şifa noktası Isparta Eğirdir'de, şifalı sularla buluşmaya ne dersiniz? Romatizmal rahatsızlıklar ve kas ağrılarına iyi geldiğine inanılan kaplıcalar, mis gibi doğa havasıyla birleşerek size benzersiz bir deneyim sunuyor.
Burdur: Çavdır Kaplıcaları, termal sularıyla sakin bir dinlenme deneyimi sunuyor. Göller Bölgesi'nde yer alan bu huzur dolu köşede, hem şifa bulup hem de göl manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Mersin: Gülnar ilçesinde yer alan kaplıcalar, Akdeniz'in huzur dolu köşelerinden biri. Mineralli sıcak suları, cilt hastalıklarından sinir sistemi rahatsızlıklarına kadar birçok konuda şifalı.
İç Anadolu'nun termal ve kaplıca rotası
Hem sağlık hem huzur dolu bir tatil için bölgenin kaplıcaları sizi bekliyor. İşte İç Anadolu'nun keşfedilmeyi bekleyen şifa noktaları…
Ankara: Ankara'ya sadece bir saat mesafede bulunan Kızılcahamam, termal turizmde Türkiye'nin önde gelen merkezlerinden biri. Şifalı suları, romatizmal rahatsızlıklardan cilt hastalıklarına kadar birçok konuda fayda sağlıyor. Tertemiz havası ve doğasıyla hafta sonu kaçamakları için ideal bir adres.
Nevşehir: Kapadokya'nın büyüleyici atmosferinde de şifa dolu bir mola verebilirsiniz. Kozaklı Kaplıcaları, mineralli sularıyla sadece sağlık arayanlara değil, doğanın keyfini çıkarmak isteyenlere de hitap ediyor. Termal otellerde konaklayıp hem yenilenebilir hem de peri bacalarının eşsiz güzelliklerini keşfe çıkabilirsiniz.
Kayseri: Tekgöz Kaplıcaları, tarih ve doğanın buluşma noktası. Termal sularının kas ağrıları ve cilt hastalıkları üzerindeki etkisiyle bilinen bu kaplıcalar, huzur dolu bir atmosferde dinlenme imkânı sunuyor.
Doğu Anadolu'nun termal ve kaplıca rotası
Doğu Anadolu etkileyici dağları, masmavi gölleri ve zengin tarihi kadar şifalı sularıyla da büyüleyici bir bölge. Bölgenin termal kaynakları, doğanın kucağında yenilenmek isteyenler için benzersiz bir deneyim sunuyor.
Erzurum: Anadolu'nun en eski termal kaynaklarından biri olan Pasinler Kaplıcaları, Erzurum'un tarihi dokusuyla buluşuyor. Romatizmal rahatsızlıklardan cilt hastalıklarına kadar pek çok sağlık problemine iyi gelen bu kaplıcalar, sıcak suları ve sakin atmosferiyle ziyaretçilerini ağırlıyor.
Ağrı: Ağrı Dağı'nın eteğinde yer alan Diyadin Kaplıcaları, volkanik kayaların sıcak sularıyla sizi buluşturuyor. Minerallerle dolu bu sular, romatizma, cilt ve kas rahatsızlıklarına iyi gelmesiyle ünlü. Kaplıca keyfinden sonra Doğubayazıt'ta İshak Paşa Sarayı'nı ziyaret ederek tarihe yolculuk yapabilirsiniz.
Malatya: İspendere Kaplıcaları, mineralli sularıyla sağlık turizminin yükselen yıldızlarından biri. Burada çevresindeki meyve bahçelerinin mis kokusu eşliğinde şifa bulup huzurlu anlar yaşayabilirsiniz.
Güneydoğu Anadolu'nun termal ve kaplıca rotası
Güneydoğu Anadolu, sadece tarihi ve gastronomisiyle değil, yeraltından gelen şifalı sularıyla da ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bir bölge. Bölgenin doğal kaplıcaları, hem sağlık dolu bir mola hem de bölgenin mistik atmosferini hissetmek için harika bir fırsat sunuyor.
Şanlıurfa: Karaali Köyü'nde yer alan bu kaplıcalar romatizma, cilt ve solunum yolları rahatsızlıklarına fayda sağlamasıyla ünlü. Şifa dolu bir günün ardından Balıklıgöl'ü ziyaret ederek manevi huzuru da yaşayabilirsiniz.
Diyarbakır: Çermik ilçesi, tarihiyle olduğu kadar termal sularıyla da ünlü. Romatizma ve cilt hastalıklarına fayda sağladığına inanılan bu kaplıcalar, sessizliği ve huzur dolu atmosferiyle sizi kucaklıyor. Çermik'teki tarihi Ulu Camii de görmeden dönmeyin.
Gaziantep: Kentin lezzet dolu mutfağını keşfettikten sonra Alleben Kaplıcaları'nda bedeninizi dinlendirebilirsiniz. Sıcak suları cilt hastalıklarından kas ağrılarına kadar birçok rahatsızlığa fayda sağlıyor. Gaziantep Kalesi ve Zeugma Müzesi'ni gezerek kültür dolu bir gün geçirebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
AEO (Answer Engine Optimization), arama motorlarında kullanıcıların sorularına en doğru ve hızlı şekilde yanıt vermek için içeriklerin optimize edilmesi olarak tanımlanabilir. Çünkü artık dijital dünyada var olmak yeterli değil. Rekabet avantajı sağlamak için kullanıcıların sorularına "doğrudan ve net cevaplar" sunmak gerekiyor.
Markalar dijital arenada AEO ile öne çıkıyor
FL PR & Communications, bu dijital dönüşümün öncülerinden biri olarak dikkat çekiyor. Londra merkezli ajans, Türk markalarının global pazarlarda bilinirliğini artırmak için AEO uyumlu içerik ve stratejiler geliştiriyor. FL PR & Communications'ın kurucusu Furkan Lüleci, "Geleneksel SEO genel anahtar kelimelerle markaya görünürlük sağlar. AEO ise kullanıcıların spesifik sorularına en uygun yanıtları sunmaya odaklanan bir yaklaşım. Mesela artık insanlar sadece 'en iyi otel' gibi basit aramalar yapmak yerine, '2024'te İstanbul'daki en iyi deniz manzaralı oteller hangileri?' gibi daha detaylı ve odaklı sorular soruyor. AEO stratejisiyle hazırlanan içerikler bu tür detaylı sorulara daha kapsamlı ve doğru yanıtlar vererek öne çıkıyor" dedi.
Türk markalarının başarı hikayesi yazma zamanı
Türk markaları için bu yeni dönem, bir tehdit değil; küresel başarı hikayeleri yazmak için büyük bir fırsat sunuyor. AEO sayesinde markaların kullanıcı ihtiyaçlarına çok daha hızlı cevap verdiğinin altını çizen Furkan Lüleci, "Markalar böylece arama motorlarında da üst sıralarda yer alabilirler. Kullanıcı memnuniyeti yükselirken markanın güvenilirliğini ve uzmanlık algısı da güçleniyor. Uluslararası pazarlarda görünürlük kazanmak isteyen markalar için en önemli soru artık 'Markam internette bir cevap mı olacak, yoksa sadece bir arama sonucu mu kalacak?' olmalı" dedi.
İşte AEO ile Bilmeniz Gereken 5 Altın Kural!
Kullanıcı Odaklı İçerik Üretin
Artık anahtar kelimeler yeterli değil. Kullanıcıların spesifik sorularını yanıtlayan, detaylı ve bilgilendirici içerikler üretmek AEO'nun temelidir. Örneğin, "en iyi restoran" yerine "2024'te İstanbul'da Boğaz manzaralı en iyi restoranlar hangileri?" gibi aramalara odaklanın.
Sadece Görünür Olmayın, Cevap Olun
Markanızın dijital varlığı bir arama sonucu değil, kullanıcıların aradığı yanıt olmalı. AEO stratejisiyle, doğru içeriklerle kullanıcıların güvenini kazanın ve uzmanlık algısını güçlendirin.
Doğru Platform ve Araçları Kullanın
AEO, yalnızca içerik yazmakla sınırlı değildir. Google'ın featured snippet (öne çıkan alıntılar) ve voice search (sesli arama) gibi yeni araçlarına uyum sağlamak için doğru platformlarda stratejiler geliştirin.
Mobil Uyumluluğu ve Hız Faktörünü İhmal Etmeyin
AEO başarısı için sayfa yüklenme hızı ve mobil uyumluluk kritik önemdedir. Kullanıcılar hızlı ve kolay erişim bekler. Yavaş bir site, markanızın görünürlüğüne zarar verebilir.
Veri Analizi ile Sürekli İyileştirme Yapın
Kullanıcıların arama davranışlarını düzenli olarak analiz edin. Hangi soruların daha çok sorulduğunu, hangi içeriklerin öne çıktığını belirleyerek stratejinizi güncel tutun
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Seracılık ve hobi bahçeciliği bir sanattır.Herhangi bir sanat gibi, bahçecilik de doğru araçları ve tekniği kullanmayı gerektiriyor. Bahçıvanların veya çiftçilerin bu sanatı icra ederken kullandıkları en önemli ekipman ise çapa makineleri oluyor. Çünkü iyi bir çapa makinesi; topraktaki yabani otları temizliyor, tohum yatağı hazırlıyor, sıkışmış olan toprağı havalandırıyor, suyun toprağa nüfuzunu kolaylaştırıyor ve böylece tarımsal verimi artırıyor.
Seracılık ve hobi bahçeciliğiyle uğraşanların 'sanatını' destekliyor
Anadolu Motor, Honda'nın üstün teknolojisi ile üretilen Honda FG 201 benzinli çapa makinesinin kompakt yapısı ve üstün performansı ile seracılık ve hobi bahçeciliğiyle uğraşanların 'sanatını' destekliyor.
Çevre dostu
Honda FG 201'in 4 zamanlı OHV motoru, çapalamada yüksek performans, düşük yakıt tüketimi ve uzun ömürlü kullanımı mümkün kılıyor. Motor, düşük emisyon değerleriyle de çevreci bir yaklaşım benimsiyor.
Kompakt ve katlanabilir
Honda FG 201'in sunduğu avantajlar bunlarla da sınırlı değil, kompakt bir dizayna sahip olan Honda FG 201 çapa makinesi, katlanabilir yapısısayesinde depolamada büyük kolaylık sunuyor. Ayrıca kullanıcılar, arabalarının bagajında rahatlıkla muhafaza edebiliyor ve istedikleri zaman çıkarıp tek hamlede kurabiliyor.
Sessiz
Sessiz çalışma özelliği ise gürültüden kaynaklı performans kayıplarını önleyip, kullanıcılarına konforlu ve keyifli kullanım avantajı sağlıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.